Dolar 38,0103
Euro 41,1677
Altın 3.704,96
BİST 9.803,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 23°C
Az Bulutlu
Ankara
23°C
Az Bulutlu
Per 23°C
Cum 20°C
Cts 17°C
Paz 16°C

BU HAYATLARI HAK ETMİYORUZ

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
02/03/2017 4:59 PM
2

“ Bir yabancı kanalı izliyorum.

Genç bir anne  3 tane küçük oğlu ve çok sevdiği bir eşi var. O anne  yakalandığı çok amansız  türden meme kanseri ile mücadele ediyor.

Kanal,  bunu  saatlik bir belgesele dönüştürmüş. Azmin, iradenin ,savaşın, yaşama tutunmanın  inanılmaz gücünü izletiyor ,izlerken  gözleriniz yaşarıyor.

Bu amansız illet hastalığa karşı o kadının yanında kimlerin de onunla birlikte savaşması gerektiğini,

İnanılmaz bir sevgi ile nasıl ayakta kalındığını,

Adım adım bir yudumluk umudun nasıl sarmal bir yaşam çabasına dönüştüğünü,  soluksuz bir hikaye gibi  izliyorsunuz.


Anne hamile idi ve kanser çok hızlı yayılıyordu. Annenin onu yaşatabilmek adına zamanla yaptığı yarışı ne acı ki erken doğum yaptığı minik bebeği kaybetti.

Akciğerleri tam gelişemediği için yaşam savaşını kazanamadı.

Ama anne diğer iki çocuğunu annesiz bırakmadı,  kanserli iki göğsünü de  masada bırakıp illet kanserden geçici de olsa kurtuldu.

Belgesel bitti.”

 

Dünyada insanlar;

gündemi, yaşamı, geleceği nasıl yaşayarak ve insanlara bir ders gibi yaşatarak paylaşıyorlar, insanı, sevgiyi, mücadeleyi ekranlarda kurguluyorlar,


Bunu medeni çağdaş batının  medyası, televizyonu, kanalları yapıyor. Sosyal ve insani sorumluluk adına;  verilen yaşam çabalarını ölümsüzleştirip   halka, topluma izletiyorlar.

 

Bizim kanallarımız ise,   survivorlarda  zengin çocuklarını eğlendirip, stüdyolarda bekarlara  çöpçatanlık  yapıyorlar, mağazaları  dolaştırıp, kızlarımıza elbiseler giydirip, tüketimi özendirme yarışmaları düzenliyorlar.

Halkın yiyecek ekmek parası, çalışacak işi yokken konaklarda, saraylarda sosyete dizisi çekiyorlar, evlerden uşaklar, aşçılar, hizmetçiler eksik olmuyor, en kötüsünün altında 100 binlik araba  boğazda racon kesiyorlar.

 

Burası Türkiye işte.

Ya biz ne yapıyoruz, yaşamlarımızı, bilincimizi ve ruhlarımızı nelerle dolduruyoruz derseniz……

 

Ağızlarımızda   her gün,

fetö, fetöcü,  vatan haini, bölücü, terörist, alçak, satılık, örgütçü, dinsiz, imansız, allahsız, millet düşmanı, yasadışı militan, devlet ve hükümet  düşmanı, dış mihrak, odak, işbirlikçi, kanı bozuk, şehit, şüheda, el bab, rakka, külliye, iki başlı devlet, tek adamlık, başkan, yeni Türkiye, yeni sistem, parlamenter düzen, padişahlık, şeyhlik, tarikat, ensar, rabıa, sultan, saray, Osmanlı ocakları, Külliye, Cumhuriyet, bayrak, kuran, millet, hudut, asayiş, canlı bomba, mülteci, Suriyeli,operasyon, bademleme, taciz, tecavüz, sübyan, anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname, gözaltı,Ohal,  akademisyen, baskın, gözaltı, toma, gaz, cop, yasadışı gösteri, asayiş, gösteri, korsan, eylem,vs………..uzayıp giden acaip kelimeler, bu kelimelerden üstümüze sıçrayan  gerginlik, bunalım, patlama, çatışma, kavga,

sabah olunca kim gözaltı olacak, gece kimin evi, basılacak, kim işini kaybedecek, kimin kapısı Askeri araç ve ambulansla çalınıp vatan sağolsun denilecek…?

 

Bizim yıllardır, aylardır duyduğumuz ,gördüğümüz, yaşadığımız şeyler bunlar.

Tüm organlarımızın muhatap olduğu dış etkilerde bunlar.

Ne uzay, ne bilim, ne  teknoloji, ne kanserle yaşayanların umulmaz mücadelesi,  ne o sevginin zafer hikayesi, ne yaşamların,  hayatların kutsallığı, ne  sevgi ile aşk ne mutlu gülen insanlar, kadınlar  çocuklar…..

 

Hiç sevgimiz, sarılmamız yok artık, hiç acılarımızı paylaşmak ta  yok artık.  Olmuyorlar da.

 

İşte bizim ülkemiz.

İşte insan farkımız.

Tek bildiğimiz, tek öğretilen ve dayatılan ise bir din sarmalına bulanmış kafalarımız.

Şükret, zikret, dua et, biat et.

 

Hayat  görüşümüz, bakışımız  bu işte…….

Ne gelirse gelsin sistemden, düzenin çarkından değil de , Allahın bir karış alnına yazdığı 30 bin sayfalık kaderinden.

 

Ne diyeyim.

Ben utanıyorum artık.

Benden, bizden, çilesini, acısını, ezilmişliğini kabullenen bu toplumdan,

Yaşamı sadece şükürle , korkunun biatı ile kutsanmış bu kafalardan.

Dayatılan zindan hayatlardan.

Saygımla.

 

 

Adnan Fuat ÖZDEMİR.

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
05/08/2018 10:33 AM
28/02/2018 8:42 AM
26/02/2018 9:53 AM
24/02/2018 7:37 AM
23/02/2018 1:38 PM
20/02/2018 9:13 PM
19/02/2018 11:30 AM
14/02/2018 12:48 PM
13/02/2018 12:12 PM
12/02/2018 5:37 PM
12/02/2018 12:56 PM
09/02/2018 6:57 AM
08/02/2018 11:36 AM
07/02/2018 12:58 PM
05/02/2018 10:02 PM
05/02/2018 8:58 PM
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.