19 Mart 2014
Görevdeyken birçok ayrımcılığa uğrayan ve adaletsizliklerle karşılaşan astsubayların sorunları emekli olmakla da bitmiyor.
Emekli astsubaylar, muvazzaf subay iken aldıkları maaşın ortalama yüzde 55’ini emekli maaşı olarak alıyor.
Bu nedenle yaşam standartı yarı yarıya düşen emekli astsubaylar, ek iş yapmak zorunda kalıyor.
Mustafa Levent de bu nedenle ek iş yapmak zorunda kalan emekli astsubaylardan biri.
Mustafa Levent, emekli olduktan sonra yaşadığı sıkıntıları ve nasıl ek iş yapmak zorunda kaldığını anlattı.
İşte Mustafa Levent’in yaşam öyküsünden bir kesit…
‘Oh emeklilikte rahat edecektik ama’
“Emekli olmayı düşündüğüm zaman küçük hayaller kuruyordum. Çocuk yaşımdan beri sürekli her şeyim programlı idi. Her günümüz stresli idi.
Oh emeklilikte rahat edecektik, en azından kimsenin emrinde olmayacak, belli saatte kalkmayacaktım. Kısaca yeni bir hayat bizi bekliyordu.
İlk üç aylık maaşımı almaya giderken sanki kazandığım bir şampiyonluğun ödülünü almaya gider gibi grand tuvalet süslendim, traşımı oldum.
Üç aylık maaşım beni hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü görevde aldığım maaşla kıyaslanamazdı. Ama yine de bazı harcamalarımızın olmayacağını düşünerek teselli buldum.
Sonraki yıllar enflasyonla birlikte maaşım daha da azalmaya başladı.
Subaylara emekliye de yansıyan tazminatlar verilince biz bunlardan mahrum kaldık.
‘İş aramaya başladım’
Bu arada kızım üniversiteye başladı. Ne kadar tasarruf etsek geçinmek mümkün olmayacaktı.
İş aramaya başladım. Nereye gitsem asgari ücretten de az bir maaş öneriliyor, ‘Siz emeklisiniz zaten maaşınız var’ diyorlardı.
Sanırsınız ki maaşım emeğimin karşılığı değil avantadan edindiğim bir kazançtı.
Askerlik dışında mesleğimiz yoktu. Görevde iken her türlü işin başında olmak, başarılmasını sağlamak bir avantajdı.
Son çare olarak bir arkadaşımın yardımı ile taksi şoförlüğüne başladım.
Taksinin sahibi gündüz kendisi kullanıyor gece bana devrediyordu. Uykusuzluk, can güvenliği, yorgunluk, stres kolay değildi.
Bir de gece çalışıp gündüz uyumak sosyal yanımızı da etkiledi.
Adeta hayattan koptum. Ama çalışma zorunluluğu bize seçim bırakmıyordu. Dedim ya adeta yaşamdan kopmuştum.
Neden ölüm orucu?
Geçen gün taksime binen bir beyin emekli astsubay olduğunu öğrendim.
‘Haklarımızın düzelmesi için hâlâ bir umut yok mu’ diye sorduğumda ‘Malesef hatta TEMAD ölüm orucu kararı aldı’ dediğinde şoke oldum. Aracı yolun kenarına çekmek zorunda kaldım.
Arkadaşıma ‘Şaka yapmıyor sunuz değil mi? Ne demek ölüm orucu.
Biz askerler sadece vatan için ölmek için eğitildik’ dedim.
Bana arkadaşım ‘Siz de biliyorsunuz, haksızlıkları, adaletsizlikleri tek tek saymamıza gerek mi var?
Bizi sadece hizmette hatırlayanlar haklı taleplerimize kulaklarını ve vicdanlarını kapattılar.
Siz görevde iken bu ülke için ölmeye yemin etmişken şimdi kendi iradenizle neden ölüm kararı aldınız diye soran yok’ dedi.
Haklıydı bin kez her gün ölmek yerine onurla bir kere ölmek hiç olmazsa bizden sonrakilere adalet getirebilirdi.”
Tarık Tekgözli