1970 de ilk kıvılcım koptu. Kıbrıs barış harekatından sonra 75 te,
Subaylara yan ödeme kararnamesi ile kayıntı yapılınca ikinci kıvılcım çaktı.
Assubaylar infilak etti.
Tam 11 ilde yürüyüşler ,haksızlığa başkaldırılar oldu. Eşler tartaklandı..
Kars cezaevinde yer kalmadı,ek ranzalar konuldu.
Sonuçta tam 2332 Assubay ordudan atıldı.
1977 de askeri ceza ve disiplin kanunu başta olmak üzere 926 sayılı personel kanununda Subay lehine inanılmaz değişimler yapılırken sırf Assubaylara karşı ağır yargısal yaptırımlar çoğaltılsın aklı ve mantığı ile alaylar seviyesinde adli disiplin kurulları oluşturuldu. Askeri savcı ve hakim sayısı kontenjanları iki katına çıkarıldı.
80 ihtilali ile, İç hizmet kanununa eklenen maddeler ile “disiplin suç ve cezası “ ağırlaştırıldı.
1980 -2010 arasındaki sürecin toplamındaki 30 yıllık Genelkurmay adli arşivlerine baktığımızda;
TSK da işlenen ve cezai karşılık gören suçların yüzde olarak ele alır isek;
Muvazzaf personelin tam % 85 nin Assubay, % 5 nin ise Subay olduğunu görürüz.
Tüm suçları işleyenler hep Assubaylar, yargılayanlar da hep Subaylar.
Neden bunları yazıyorsun 2017 de derseniz……
Şunun için yazıyorum.
Bu mazlum sınıf ,
Cumhuriyetin ve Demokrasinin hiçbir hukuksal ve insani nimetini göremedi.
Hiç kıçının üstünde bir soluklanıp , oturmadı.
Bir ömür yedi kocalı Hürmüz rolü oynadı.
Hiç makamı, statüsü, masası olmadı.
Hiç makama bağlı derecesi, göstergesi, tazminatı olmadı.
Hep Subayın yerine ikame olarak kullanıldı.
Özlüğünü alırken köle aylığını aldı.
Hukuktan darbe yedi.
926 sayılı kanundan darbe yedi.
İç hizmet ve Askeri ceza kanunundan darbe yedi.
Terfi yönetmeliğinden darbe yedi.
Kurslar yönetmeliğinden darbe yedi.
Bröve yönergesinden darbe yedi.
Sağlık yönergesinden darbe yedi.
Eğitim ve öğrenim yönergesinden darbe yedi.
Moral ve motivasyon yönergesinden darbe yedi.
Tören yönergesinden bile darbe yedi.
Assubay kanunundan darbe yedi.
Yedi, yedi, yedi.
Biz bu günün emekli Assubaylarıyız.
Çocuklarımıza, eşimize sırtımızdakinin asil bir milletin üniforması olduğunu bir türlü ispat edemedik.
Servislerde bile onları uyarı ile azar ile, en arkada oturtan araç komutanından ,şoförden de darbe yedik.
Velhasıl, kulağımızın arkasını dahi koruyup, başımız, sırtımız dik bir gün olsun evimize giremedik.
Kıçımızın kılı ağardı, meslekte ordinaryüs kadar engin ve deneyimli olduk.
22 lik teğmenin yaşadığı Assubay kaprisinden, emir hastalığından kurtulamadık.
Makamsız, ofissiz, soğuksuz, postalsız bir gün görmeden kaçarak, nefret ederek gözümüzü karartıp emekli olduk.
“ Allahım çok şükür eli kanlı katil olmadan, kodeste çürümeden, aklımızı yitirmeden emekli olduk “ bile diyemeden, bir yorgunluk çayı bile içemeden ,
Baktık ki maaşın yarısı yok, vurduk kendimizi ekmek kavgasına,
Beygirden beter olup hayatımızı omuzlandık yeniden,
Çocukların okulu, tahsili, geleceği deyip çalıştık.
Ne iş olursa yaptık.
En azından insandık, onurumuz bizde bu kez dedik.
Yeterdi namuslu dünyamız.
Demez olaydık…..
Ekmek adaletimize ahd eden bir derneğimiz vardı;
İhtilalde kapatılan TEMAY yerine 1984 te ağabeylerimizce kurulmuş.
Gelin dediler, kardeş kerdeşeyiz, omuz omuzayız.
Sıcacık yuvamızdayız.
Sevindik, çaldık kapısını girdik içeri.
Elimizi kolumuzu ,ruhumuzu verdik, çalınan yıllarımızın ahına.
Astsubay rütbesinin içinde iken, hep hastalıklı bizdik,
Her kötüye bulaşan adam olmaz melanet tik.
Sağlıklı olan Subaydı, sakat ve eksik olan biz.
Ne acı ki,
Assubayken, çaılışırken hani hastalıklı, sakat bir sınıf tık, ceza kanunları, iç hizmet, disiplin yasası bizi ıslahta bayağı etkili idi.
Bunları yaşayıp biliyorduk, sabır çekiyor susuyorduk,
AMMA VELAKİN……….
Temada girinceye kadar bilmiyorduk , CÜZZAMLI olduğumuzu,
Apar topar sorgusuz yargısız,savunmasız kapının önüne konulunca anladık asıl hastalığımızı.
Arkamızdan asıl hançerleyenin Subaylık ve statüko değil de;
Kendi meslektaşımız Assubaylar olduğunu,
Asıl o zaman utandık eşten çocuktan, insanlıktan.
O zaman anladık asıl hastalığımızın ne olduğunu,
Asıl virüsün Assubaydan bulaştığını.
Ruhumuzun çirkinliğinin, kibirimiz ve hasisliğimizle oluştuğunu,
Kafamızın içinin Cüzzamlı olduğunu.
Saygımla.
TEMAD dan İHRAÇLI CÜZZAMLI EMEKLİ ASSUBAYLAR ADINA
Adnan Fuat ÖZDEMİR