Hemen hepsi fakir ailelerin çocuğu…
Diğerlerinin ergenlik sivilceleri ile tanıştıkları yaşta onlar ‘tüfekle’ tanıştılar.
Sadece tüfekle mi? Hasretlikle, gurbetle, kumanya ile, hiyerarşi ile, çadır hapsi ile…
***
Sınavdan zayıf not aldıklarında yanlarında “Çalışır düzeltirsin şekerim” diyen anneleri olmadı, ceza veren komutanları oldu.
Kız arkadaş, flört nedir bilmediler okul hayatlarında.
“Afiyet olsun” diyen olmadan ilk lokmayı yiyemediler.
***
‘Reşit’ olmadan mezun oldular.
Bu vatan için gözlerini kırpmadan öleceklerine yemin edip, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin omurgasının birer parçası oldular.
***
Kendilerinden yaşça daha büyük olan kınalı kuzulara öğretmenlik,
abilik, babalık hatta annelik yaptılar.
***
Davul zurna ile gönderdiğiniz evlatlarınıza;
Savaş sanatını da, yatak yapmayı da onlar öğrettiler.
Mayına basmamayı, etek traşı olmayı, yakın boğuşmayı, dökmeden yemek yemeyi, el bombası atmayı, büyük abdestini icra ederken tuvalet deliğine nişan alabilmeyi, arkadaşı öldüğünde onu nasıl taşıyacağını, yavukluya, ana babaya nasıl mektup yazılacağını … hep onlar öğrettiler.
Memleketten parası gelmeyene ceplerinden harçlık verdiler. Hasta olanı doktora, izine gideni terminale götürdüler…
***
Sadece bu kadar mı? Hayır, bunlar devede kulak.
Bir çoğunuzun anca haberlerde gördüğü uçakların, tankların, gemilerin, silahların, araçların zimmetleri, yani kullanım harici bütün sorumlulukları ve bakımı onlardadır.
Ki bir kısmını da zaten onlar kullanır veya komuta eder.
Geceleri bütün kışlaya, silahlara ve erlere mukayet olan 10 rütbeliden 8’i onlardır.
Evlatlarınızın kullandığı silahtan, yattığı ranzadan, yemek yediği yemekten, giydiği bottan, girdiği tuvalete kadar her yer her şey onların kontrolündedir.
“Mesai bitse de eve gitsek” mantığı yoktur onlar için. Mesai işleri bitince biter. İş bitmezse mesai de bitmez gitmezler eve.
***
Dağda terörist kovalayanların başında onlar vardır.
Şehit haberlerinin hemen hepsinde onlardan birinin adı mutlaka geçer. Gazi olanların da.
İt avında da en öndedirler çünkü.
İlk mermi sesi duyulduğunda,
bütün erler ona bakarlar,
bir şey söylese de yapsak diye.
***
Hata yapma şansı yoktur..!
Hatası kanla, ölümle sonuçlanır zira.
Yorgun, halsiz, canı sıkkın, dalgın olma, başı ağrıma gibi lüksleri yoktur.
Androidlerdir sanki…
***
“Kim lan bunlar?
Bu kadar sorumluğu ağır görevi olan biri kim bilir kaç para maaş alıyordur? Kesin villalarda oturuyorlardır. Tatillerini Havaii adalarında falan geçirir bu kişiler. Devlet, sınırsız limitli kredi kartı da verir bunlara valla…”
***
Diyenler perşembeyi bekleyecek mecburen.
Densizlikten değil yersizlikten.
***
Kim lan bunlar?
Bu kadar sorumluğu ağır görevi olan biri kim bilir kaç para maaş alıyordur? Kesin villalarda oturuyorlardır. Tatillerini Havai adalarında falan geçirir bunlar. Devlet, sınırsız limitli kredi kartı da verir bunlara valla…’ Diyenler perşembeyi bekleyecek mecburen…
Diyerek bitirmiştik pazartesi günkü yazıyı.
***
Kim olacak? Astsubaylar tabii ki… Türk Silahlı Kuvvetlerinin bel kemikleri yani.
O sorumlulukları taşıyacak başkaca bir zümre mi var ordumuzda.
Maaşları da öyle gemicik kadar alacak kadar falan değil,
yoksulluk sınırının epey altında.
***
Yakın geçmişe kadar, mezun olan her subay Cumhurbaşkanı olma hayali kurarken
gizli bir güç astsubayları bir adım dahi ileri götürmemek için çalıştı durdu.
Mesela;
Çalışırken Hukuk Fakültesini bitiren bir subay anında ‘Askeri Savcı’ veya ‘Hakim’ olarak atanırken, aynı okulu bitiren astsubaya “Hayırlı olsun şekerim haydi eğitim alanına” dediler.
***
İstekli ve yeterli olan birçok astsubay helikopter pilotu oldu bir dönem.
O güç, “Subaydan başkasına pilotluk yakışmaz” dedi, pilot astsubayları subay yaptılar.
***
Emekli olan bir astsubay siyasete atılmıştı. Partisi iktidara gelince de Milli Savunma Bakanı yapmak istedi onu.
O gizli güç tekrar devreye girdi,
vazgeçtiler, vazgeçirildiler.
***
Kışlada subayların yaptığı her görevi bilmek ve yapmak zorundadırlar. Yaparlar da.
Ancak çuvalla sorumluluk verildiği halde, yetki verilmez.
***
Hepsi, OYAK’ın (Ordu Yardımlaşma Kurumu) mecburi üyeleridirler. Üye olmama lüksleri yoktur. Deli Dumrul misali maaşlarından kesinti yapan OYAK, sayıca en fazla üyesi astsubaylar olmasına rağmen subaylara daha yakındır. Çünkü subaylar yönetir.
***
TSK personelinin en çok muzdarip olduğu konulardan biri de ‘zimmet’ dir.
‘Birliğinin yaptığı ve yapamadığı her şeyden sorumlu olan subaylar’ nedense zimmetten sorumlu değillerdir, bilin bakalım kimler sorumludur?
***
Albaylıktan emekli olan subay, ilk mezun olduğunda aldığı maaşın neredeyse iki katını alır.
Astsubay emekli olur,
ilk mezun olduğunda aldığı maaşı bir daha rüyasında bile göremez.
***
Çalışırken mağduriyetlerini dile getirme gibi lüksleri de yok gibi bir şeydir.
Eşleri ve çocukları da yaşar bu zorlukları,
onlar da askerdir bi’nevi.
Risk bölgesinde, Güneydoğu’da yem gibidir çoğu, orada burada kirada otururlar.
Lojman dışında asla yaşayamayan subaylar sayesinde lojman sayısı yetersizdir çünkü.
***
Uzun lafın kısası mağdurdur bu fedakar insanlar.
Kazasız belasız emekli olan her astsubayın heykeli dikilse yeridir bence.
***
O kadar yani…