Dolar 35,4829
Euro 36,5845
Altın 3.065,46
BİST 9.711,70
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 7°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
7°C
Hafif Yağmurlu
Per 6°C
Cum 5°C
Cts 6°C
Paz 9°C
Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

erdogan-kirboga1

YORUMLAR

  1. Rafet Duran dedi ki:

    Daha katılımcı, daha demokrat, daha şeffaf, eleştiri ve önerilere daha açık olunması gerekirken, neden daha kısıtlayıcı, daha dayatmacı ve antidemokratik uygulamaların algılanmasına ve yaşanmasına neden olunmaktadır?

    Sivil Toplum Örgütleri demokrasinin en önemli kazanımları olduğu halde,neden bu tartışma ve çatışmalar yaşatılmaktadır? Bütün olumsuzluklara rağmen, mücadelenin içinde olan, hiçbir şekilde kişisel çıkar ve ikbal peşinde olmayan değerli meslektaşlarımıza dahi bu muamele kendi içimizde reva görülürse, hangi birlik ve beraberlikten bahsedeceğiz? Bu şekilde oluşturulan kırgınlık, kızgınlık ve ayrışma kimlerin işine yarayacaktır? Mücadelenin asli amacı yalnızca koltuğa sahip çıkma çağrışımı yapmayacak mıdır? Böyle olmadığını söyleseniz dahi, bu tavırlar sonucu inandırıcılıktan giderek daha da uzaklaşıldığını düşünenlerin sayısı artmayacak mıdır? Bu şekilde ayrışmaları ve kırgınlıkları önlemenin imkanı var mıdır? Kısaca ne olacak bu halimiz? Bu şekilde nereye varmayı düşünüyorsunuz?

  2. Levent KESMEN dedi ki:

    Aynı gün T.B.M.M.Dikmen kapısı önünde C.H.P.Milletvekili Kamer GENÇ’in de destek verdiği Dersim ile ilgili basın açıklaması Tv. kanallarında haber olarak yayımlandı.Bizim basın açıklamamız maalesef beyinlerde yasak savar gibi bir görünüm yarattı.Güzel giyimli,ceket,kravat,saçlar özel taranmış, ayakkabılar canti yapılan bu tür eylemler bizlerin sorunlarının gerçeğini yansıtmadığı gibi asıl gerçek Foça ilçe başkanı Sn.Şeref MALKOÇ’un açıklamalarıdır. Sn.Temad Başkanı iki dudak arası,Hakkari’deki kardeşi, dayak yiyen muvazzaf assb. kardeşlerini savunduğu kadar basın önünde örneklerle her gün dayak yemiş gibi yaşam süren ordunun emektar assb.larını,yaşam şartlarını,dışarıdaki çalışmak zorunda oldukları şartları,intibak gerekliliğini üstüne basa basa ne zaman anlatmayı düşünüyor? Merakla bekliyoruz…Dün Çanakkale’de genç emekli assb.larla sohbet ortamında kendileri kalıcı bir eylem dışında Ankara’da olmak istemediklerini,İktidar ve muhalefetin ekonomik konulara hiç yanaşmadığı gibi Sn.Keser’in de bizlerin ekonomik konularını iyi ifade edemediğini belirttiler…

  3. Osman BEREKET dedi ki:

    Sn. E. GÜRPINAR, Bu güzel yazınızı ve tespitlerinizi severek okudum. TEŞEKKÜRLER. Tüm Türkiye’nin Diyarbakır’a kilitlendiği bir günde umarım basın açıklaması yerine ulaşmıştır. Şu açıdan önemini görmek gerektiğine inanıyorum. Ey genelkurmay! şimdiye kadar hep bizi oyaladın. Hiçbir vaadin yerine gelmedi. Bugün buradayım. Yarın da senin kapındayım.
    Diğer bir konu ise Temad’ın tüzük kurultayında Sn.MALKOÇ hepimizin beklentilerini ve düşüncelerini, çok güzel sunmuştur. Tüzük komisyonuna tüzük konusunda duyarsız eski başkan ve yöneticilerin alınmasına bir anlam veremedim. Bunlar yıllarca yaptıkları ortada. Bu gün bu camia onların beceriksizliği yüzünden sürünüyor. Bunların artık yerlerini vizyon sahibi arkadaşlara bırakmaları gerektiğine inanıyorum. Selam ve saygılarımla.

  4. atilla abaylı dedi ki:

    Sevdalıları,yaşlı bedenleri Ankara’ya taşıma dönemi bitmelidir. Yapılması uygun görülen her türlü etkinlik eş zamanlı belirlenecek noktalarda yapılmalıdır.Saygılarımla.

  5. Adilhan Şanlı dedi ki:

    Degerli Arkadaşlarım; uzun süreden beri devam eden ve Sayın Keser’in başını agrıtan,Temad’a dogum sancıları yaşatan yeni tüzügümüz dogmuştur.Vatana millete ve Başkanımıza hayırlı olsun.
    Yıllar önceden degiştirilmesinin kaçınılmaz oldugu hissedilen tüzügümüz bu güne kadar önce Sayın Erol sonra da Sayın Keser tarafından bilerek ve isteyerek sürüncemede bırakılmış ve en sonunda da bir kaç güne sıgdırılarak dostlar alışverişte görsün hesabı eski tüzük birkaç ayak oyunu ile RPT edilmiş ve kamuoyumuza sunulmuştur.
    Bizim gibi demokratik rüştünü ispat edememiş derneklerde başkanlar kendilerini baglayıcı yasalar istemezler.Gücü ellerinde bulundurmak,istedigi gibi kullanmak isterler. Seçimle işbaşına gelirler ama seçenlerin görüşlerine ve fikirlerine deger vermezler. Derneklerini, partilerini, ülkelerini çıkmaza sürükleme pahasına en iyi ben bilirim kendini begenmişlikleriyle yönettiklerini sanırlar.
    Sayın Keser’e Anamur ziyaretlerinde “Tüzük kurultayı konusundaki görüşlerini” sordugumda “İstanbul toplantımızda Sayın A.Fuat Özdemir de aynı soruyu sordu.Kendisine tüzükte degişmesini istedigi begenmedigi üç maddeyi söyler misin dedim cevap veremedi” diyerek tüzügün degişmesine soguk baktıgını açıkça ifade etmişti.Bunu kesinlikle divan heyeti ve başkanı biliyordu.Divanın çogunlugu bunu biliyordu veya kesinlikle kendilerine bunun bir formalite oldugu hissetirilmişti.Ki Sayın Gürpınar’ın gözlemleri de o dogrultudadır. Ancak bu sınıf bunları hak etmiyor.Seçimde şaibeli divan,tüzük kurultayında şaibeli divan,başkan ne derse o olur yaklaşımları.Ne oluyoruz kardeşim köy muhtarı mı seçiyoruz? Çeşitli ayak oyunları,taraf tutmalar, konuşturmamalar,kısıtlamalar.40 saniye konuşma süresinde eleştirilecek tüzük tüzük degil olsa olsa yüzük ya da müzik olur.
    HEP DAG FARE DOGURACAK DEGİL YA BU KEZ DE TÜZÜK KURULTAYIMIZ (DAHA DOGRUSU DİVAN BAŞKANLIGIMIZ) TÜZÜK DOGURDU.SAGLIKLI MI SAKAT MI DOGDUGUNU İLERİKİ YILLARDA HEP BERABER GÖRECEGİZ…!

  6. Murathan SİPAHİOĞLU dedi ki:

    VAH TALİHSİZ BAŞIM, VAH

    Derneğimiz Genel Merkez bünyesinde;
    • Yerleşik bir virüs,
    • Apartman tarzı yönetim hastalığı,
    • “Ben yaptım; oldu.” anlayışı,
    • “Böyle başa böyle tarak” kolaycılığı,
    • “Üyeler ne derse desin, imam bildiğini okur.” başıbozukluğu,
    • “Daha iyi yapacaksan, gel yap” rahatlığı,
    • Yeni bir hastalık emareleri,… olabilir mi?

    > > Ben anlamadım. Anlayan varsa anlatabilir mi.?

  7. mehmet emin atılgan dedi ki:

    Sayın Gürpınar’ın izlenimlerine tanık olarak katıldığımı belirtmeliyim.
    Demokrasiyi yaşam biçimine dönüştüremeyen birey veya kurumlardan demokratik uygulama beklemek iyimserlik olurdu,o nedenle kurultaydaki divanın antidemokratik uygulamalarını da bu doğrultuda değerlendiriyorum.

    Hâttâ,Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı Sayın Naime Özeren hanımefendi dahi zorunlu söz alarak,bir maddenin ucu açık olarak kabul edilmesini içine sindiremedi ki ileride sıkıntılar getirebileceğinden vicdanen rahatsızlığını belirtip maddeyi ayrıntılandırmak adına uyarı görevini yapmak zorunda kalması da hayli önemlidir… Saygılarımla.