Değerli arkadaşlarım
Bilirkişinin raporunu mahkemeye sunmasıyla dava 7 Temmuz 2011 tarihinde 13. İş Mahkemesinde görüldü. Dava dilekçeme ek dilekçe ile sunduğum ve 1971 yılında tüm Astsubaylar gibi benim de rütbemin Kıdemli Baş Çavuşluktan Kıdemli üst çavuşluğa usulsüz olarak düşürüldüğünü, bu mağduriyetimin de dikkate alınarak ve fiili hizmet zam hakkımın da hesaba katılmasıyla yapılacak yeni intibakım sonucunda 1. derecenin 4. kademesine yükseltilmemi talep etmiştim. Bu rütbe düşürme iddiamı kazandığım takdirde 1970 ve daha eski nasıplı tüm Astsubaylar yıllarına göre ayrıca derece ve kademe yükselmesinden istifade edecekler.
Bilirkişi verdiği raporda; “fiili hizmet zamlarının derece ve kademelerde sayılacağına dair bir hüküm olmadığından sayılamayacağını, rütbe düşürme işleminin de o zaman bağlı komutanlığa dava açılması gerektiği” gerekçesiyle rapor yazmıştır.
İş Mahkemesi idari bir mahkeme değil bir hukuk mahkemesidir, zaman aşımı konusu idari davalar gibi 60 gün ile sınırlı değildir. Süre ne olursa olsun hak iddia edilebilir kazanılırsa ancak 5 yıldan önceki birikmiş para alacakları zaman aşımına uğrar 5 yıldan bugüne kadar olan para alacakları alınabilir. Ayrıca kanunlara aykırı olarak rütbe düşürme işlemi aylık ödemesiyle ve pirim ödemesiyle ilgili olduğundan Emekli sandığı kanununun EK- 30. maddesine göre alışılmış ve ezberletilmişin aksine olarak komutanlıklarla değil doğrudan emekli sandığı ile ilgilidir.
Ben bilirkişi raporunun aksine olarak, fiili hizmet zamlarının derece ve kademelerde de sayılması yönünde kanunun olduğunu, emekli sandığı kanununun 33. maddesinin gayet açık ve anlaşılır olduğunu belirttim. Bilirkişinin görüşü yönünde düşünsek bile;
belirttim.
Yazılı olarak ileri sürerek itiraz ettim ve raporun yok sayılarak, konularında uzman üç kişilik başka bir bilirkişi tarafından rapor hazırlanmasını, bilirkişi heyeti lüzum görürse benimle görüşebilmesi, soruları olursa açıklama yapmama izin verilmesini veya müphem kalmış hususları açıklaması için en az bir bilirkişinin gelecek duruşmada hazır bulundurulmalarını teklif ettim. Artık mahkemedeki haklarımızı, mahkeme kabul eder, ret eder düşüncesine kapılmadan suç olmayan her şeyi söylememiz gerekmektedir.
Sayın arkadaşlarım, hâkimin aynı bilirkişinin EK rapor vermesi kararının bizim için çok iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü Bilirkişi ek raporunda, benim itiraz ettiğim hususları ikna edici bir şekilde açıklama yapması gerekmektedir. İkna edici ve kanunlara uygun bir açıklamaya girmeden ilk raporunda olduğu gibi, fiili hizmet zamlarının derece ve kademelerde sayılacağı konusunda bir kanun yok dediği takdirde, bu rapor 33. maddeye aykırı olacak hem beni hem de mahkemeyi ikna edemeyecektir.
Duruşmadan sonra aynı gün yeni bilirkişi ücretini mahkeme veznesine yatırdım.
Mahkemenin 8 Aralık 2011 tarihinde sona erip lehimize bir karar verileceği yönündeki beklentim devam etmektedir. Aksi halde yolumuz Yargıtay ve AİHM kadar devam edecektir.
Saygılarımla.
Sn. Günşer, fikirlerinize katıldığımı bildirmek amaçlı yazmak istedim. Hepimizin askeri liselerle ilgili anıları, genelde olumsuz ağırlıklıdır. Ancak; zaman, ne bunlarla oyalanacak kadar bol, ne de ajite edilebilecek konularla iştigal edecek kadar değersizdir. Kalan ömrümüzde zaman daha değerli ve geçen bölümden daha kısadır.
Empati denen olguyu hayatımızın her alanında kullanmalı ve “ben” değil, “biz” demeyi başarabilmeliyiz.
Saygılarımla…