Ankara 25°C
Açık
Ankara
25°C
Açık
Cum
27°C
Cts
27°C
Paz
24°C
Pts
21°C
“HANFENDİNİN FİFİ”si
Mücevherden sarraflar anlar ancak, başkası bilmez
Ne fark eder ki kör insan için, elmas da bir, cam da,
Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma. MEVLANA
Sayın Kulak,
Belittiginiz bu bakış açısı “Türk Silahlı Kuvvetleri aslında erine de, erbaşına da, uzman çavuşuna da, assubayına ve hatta genç subayına bile güvenmiyor. Ordunun temelini ise güven duyulan üstsubaylar oluşturuyor. Yukarıda zikrettiğimiz ast kesimlerin, devamlı kontrol altında tutulması gerekiyor.” Tsk’daki yıllardır geciken ve de ileride bu ülkeye daha önemli zararlar verecek OSMANLI*SULTANLIK*APOLETLİ PAŞAZADE bakış acılarıdır . Bu yüzyıla yakışan bir çok degişiklikte GEÇ KALINMIŞTIR.
Sayın Kulak duygu yüklü yazınızdan dolayı teşekkür ederim. Ancak şunu da belirtmeliyim ki biz assubaylar toplumun hemen hemen aynı ekonomik kademesindeki kişiler olmamıza rağmen birbirimize benzeşik başka hiç bir yönümüz bulunmamaktadırlar. Ben bir kitap okumuştum. Bunun adı “Branş subayının el kitabı” idi. Bu kitapta genç bir subaya, assubaylar hakkında bazı bilgiler veriliyordu. Hepsine katılmakla beraber ne kadar üzülmüştüm. Katıldığım nokta hepsi doğru idi. Katılmadığım nokta ise sanki düşman ordusu hakkında istihbarat verir gibi yazılmıştı. Böylesi bir zihniyet yeşerip güçlendiyse, bunda bizim ve subayların suçu yoktur. Bu durum maalesef yeterince demokrasinin yerleşememesinin sonucudur. Sık sık yapılan darbelerde, halka dahası siyasilere gücün hâlâ kendilerinde olduğunu anlatmaya çalışan bir otorite mevcuttur. Halk bazen hepimizin yaptığı gibi hedef küçülterek TSK’ne olan hınçlarını üzerimizden çıkarmaktadır. Maalesef bu duruma müsaade edilmektedir.Halk tüm kin ve elektriğini bizim üzerimize boşaltıp deşarj olup üst rütbelerimizle konuşmaya gidince daha anlayışlı sakin bir tavır sergilemektedir. Sanırım toplum psikolojisinin açık hava laboratuarıyız. Makalenizin sonunda halka seslenmenizi beyhude buluyorum. Halk bizi duyar ancak dinlemez. Sizin de etrafınızda bir çok arkadaşınız yok mu böyle? Duyar fakat dinlemez. Saygılarımla…
Sn. Kulak,
İnsanlık tarihi,medeniyetler tarihi,Osmanlı ve yakın tarihi kapsayan geniş açılı araştırmanıza verdiğiniz emek için teşekkürler.Sanırım yazınıza arşivde yer bulunması gerekecek.
Toplumların yaşam düzeni adına kısaca yer verdiğiniz beklentilerin, yakın zaman içinde daha yüksek seslendirileceğini sanıyorum. Yakın geçmişte yaşanan, Kapitalist ve Komünist sistemlerin her ikisinin de Emperyalist tutum almaları insanlık için (savaşlar ve soykırımlarla) talihsiz,acı,kötü günler olmuştur.
Batı Almanya’dan,Moskava kızıl meydana inen tek motorlu uçak,Komünizm için sonun başlangıcı olmuş,Kapitalist alkışlar arasında,Dünya tek sistemli bir jandarması olan günlere başlamıştır.Yine yakın zaman içinde yaşadığımız Emperyalizm’in doymak bilmeyen açlığının kurbanı mazlum ülkelerde kan nehir gibi akmış,akmaya da devam etmektedir. Bu sistem içinde yolun sonu gözükmektedir.Kitleler,adaletli paylaşım ve hak istemekte,azınlığın mutluluğu özerine kurulu var olan sistem ise kan ile karşılık vermektedir.
Osmanlı’nın batışının baş nedeni bilime arkasını dönmesi, kitlelerin isteklerine kulaklarını tıkamasıdır.Türk ordusu Assubaylarla büyümeye başladığında konulan kurallar,Baskı rejimlerinden alıntı yapılarak konulmuştur.Ancak bilim öylesine hızlı ve büyük adımlar atmaktadır ki,hızına yetişemeyen (Devlet,kurum,kişi) bir dönem sonunda mutlaka tökezlemektedir. 1980’lerde başlayan bilim ve bilgisayar teknolojili silahlar,1940’lı yılların (Mussolini İtalya’sından alınan) kurallarla yönetilen insanlara emanet edilmiştir.Burada da yolun sonu görülmekte,Türk Ordusu Assubaylarının haklarının engellenemeyeceği,insanca çalışma ve yaşama haklarını (er ya da geç) kazanacaklarını tarih yazacaktır.Ne zamanın akışını ne de bilimi hızını durduracak bir güç yoktur.Bu dönem Assubaylar için bir evrimdir ve sonu mutlu bitecektir.
Saygılarımla
Son cümlesini maksadı aşan bir ifade olarak değerlendirdiğim için yayınlamadım (M.E.A.)
—
TSK,Kendi personeline güvenmediği gibi gücünü halktan alıyor diye ..bir sloganı var .Bu kurum halkına da ,Halkın iradesine de güvenmiyor. Bunların kendileri ile problemi var.Çocukluğuna inmek lazım.
Sevgili Erdal Kardeşim,
Gayet güzel bir değerlendirme yapmışsın, senin de ellerine sağlık. Branş subayının el kitabını iyi kötü biliyorum. Ben de bir assubay için, subay kullanma kılavuzu yazabilirim, lakin böyle yasal olarak dağıtamam.Onlar güçlü oldukları için bunu açıkça yapabiliyorlar.Hak da onların, hukuk da. Lakin bizim için ne düşünüyorlarsa, daha fazlası onlarda var.
Halka seslenme olayına gelince, yazılan bir yazı tıpkı bir nehir gibi bulur yolunu.Denizine, okyanusuna kavuşur eğer kaderinde varsa.
Türk halkı bizi aslında çok iyi biliyor ve tanıyor ama bu ülkede hala putperestlik revaçta;güçlü olana tapıyor ademoğlu!
Sevgilerimle…
Değerli kardeşim bu yazı dizin için assubaylar sana minnettardır Geçmişini bilmeyenler geleceklerini şekillendiremezler. Bizler kesinlikle hiyerarşiye karşı değiliz; Yaşadığımız haksızlıklar STATÜ kılıfına uydurularak haklı gösterilemez. Önyargıların değişmesi zordur ama imkansız değildir; Bugün sanayide devrim olan robotlara bile ruh verilmeye çalışılırken bizleri ruhsuz robotlar gibi uzaktan kumanda ile çalıştırmaya çalışanlar birgün yanıldıklarını anladıkları zaman geç kalmış olacaklardır. Her kuruma örnek olan TSK kendi personeline çifte standard uygulamaya ayrımcılık yapmaya ezilenler ve imtiyazlılar yaratmaya devam ettiği müddetçe başka güçler tarafından yıpratılmasına gerek kalmadan içten içe çürüyen çınardan farksız olacaktır. Biz başkalarına sunulduğu gibi altın tepside imtiyaz ve ayrıcalık değil ADALET-EŞİTLİK VE İNSAN ONURU’na saygı istiyoruz bu gerçeği artık kimse gözardı edemez Assubay tarihi bu haksızlıklar adaletsizlikler kadar birgün assubay adını kendi çıkarları için kullananları da ibret ve utançla yazacaktır. Birgün mutlaka assubaylar hak ettikleri saygınlığa ve haklara kavuşacaktır,yeterki umutsuzluk ve boşvermişlik gömleğini üzerimizden çıkarabilelim. Şahsınızda tüm meslekdaşlarıma esenlikler diliyorum
Değerli arkadaşlar çok güzel bir yazı olmuş ,teşekkür ederim.
Kanun yapıcı ile kanunu uygulayan kafalar cuntanın kafası olunca istediğin kadar tırmala,yani 80 sene assubaylar çıpınıyor bir sonuç alamıyoruz,sana cunta müsade etmezse kukla hükümetler de kanunu değiştirecek çoğunluğu oluşturamayınca sonuç, mağdurum da mağdurum feryadları ile inim inim inleyen zümre ortaya çıkıyor,laf anlatmak için olsun hak aramak için olsun kapı kapı dolanıyoruz ama olmuyor,olması için taşın altına elimizi koyarken cuntacıların yanında olmadığını da belitmek gerekir ve ona göre tavır almak lazım diyorum 12 haziran bir fırsattır .Bakın o zaman HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK ,şimdiden olmaya başladı ,12 eylül referandumun sonucunu ve gücünü görüyoruz .Selamlar
Değerli kardeşim;
Yazılarınızın her biri tarihimize birer belge olacak nitelikte,verdiğiniz emek ve çabalarınızı takdir ve tebrik ediyorum.Ellerinize sağlık,sanırım yazdıklarınız ilgililer tarafından da değerlendirilir…
Asırlar geçmiş Dünyada ne ilerlemeler olmuş biz hâlâ matbaanın iki yüz yıl geç gelmesi gibi zümremize karşı olan tutum,düşünce ve davranışların değişebilmesi için daha iki yüz yıl geçse de bu anlayışın çok değişmeyeceği gibi gözüküyor…Kafa ve düşünceler değişmedikçe toplum ve ülkemiz gelişmelere adapte olmayı kabullenmedikçe yarınlarda değişim olmasını hayal etmek bile zor…
İster insanlarımızın eğitim seviyelerinin yükselmesini bekleyelim,insan hakkı ve demokrasi diyelim astsubay zümresine karşı hınç ve kıskançlıkla, baskı ve sindirmeyle ve kendini imtiyaz sahibi gören yöneticilerle bir yere gelebilmemiz çok uzak görünüyor.
Örgütlenemeyen ve bir sivil toplum kuruluşu olamayan Dernekle de bir yere varamayız…Kimse beklemesin…
Sözüm herşeye rağmen bir şeyler yapmaya çalışan site yönetimi ve üyelerimize değildir.Hele sizin yazılarınız bir emek ürünü…
Saygı ve sevgilerimle emeği geçen herkesi selamlıyorum.