Değerli arkadaşlarım
OYAK; ORDU MENSUPLARININ (RÜTBE GÖZETİLMEKSİZİN) KESİNTİLERİNDEN OLUŞACAK FONLARDAN ELDE EDİLECEK GELİRLERLE YARDIMLAŞMA FONUDUR. 1960 yılında üyelerin fikri ve onayı alınmadan ZORUNLU üye yapıldıkları yasanın AÇILIMI BU, AMA UYGULAMALAR HAK GETİRE… Haksızlıklar ve ön yargılı uygulamalar diz boyu.
Azınlık gurup iş ve istihdamda İHYA edilirken en büyük gurup olan ASSUBAYLAR ve HAKLARI YOK sayılmış, değerlendirmelere dahi alınmamıştır. Assubayların YASAYLA ZORUNLU üye olmaları SAYISAL çoğunlukları ve her ay MAAŞLARINDAN kesilecek % 10′ lar düşünülerek üye yapılmışlardır.
Bunun aksi düşünülse ve ön yargılı hareket edilmemiş olsaydı bugünkü HAKSIZLIKLAR olur muydu? Üyelerin 3/4’ünü oluşturan ve bu ŞİRKETLERİN oluşumunda en büyük MADDİ katkısı olan sınıfın mensupları ŞİRKETLERİN yönetim ve denetiminden uzak tutulur muydu? Bu yanlı uygulamalarda Assubayları farklı düşüncelere yöneltmekte ister istemez Assubayların OYAK şirketlerinin YÖNETİM ve İDARİ kadrolarından uzak turtulmaları yapılan UYGULAMALARIN görülüp, bilinmesini ENGELLEMEYE yönelik çalışmalar olduğuna dair SORULARI akla getirmektedir.
Haksız ve yanlı uygulamalarla bugünlere gelinmiş, otur oturduğun yere sesini çıkarma verilene razı ol denilerek ABA ALTINDAN SOPA gösterilmiştir. İşin daha da ilginç olanı dünya KONJÖKTÜRÜNÜN değişerek GLOBALLEŞTİĞİ, İLETİŞİMİN ulaşmadığı, hiç bir şeyin GİZLENEMEDİĞİ, GİZLENEMEYECEĞİ günümüzde dahi aynı KATI ve ANLAMSIZ UYGULAMALARA ISRARLA devam edilmesi DAYATILMANIN sürdürülmesi GARİPTİR.
Bugüne kadar elde ettiklerinden vazgeçmek kolay olmasa gerek. OYAK’ın tüm varlıklarını kendilerinin zannetmekte veya öyle kabul ettiklerinden GERÇEKLERE direnmekte İNATLAŞMA ŞUURSUZCA sürdürülmektedir. Üstelik bunları yapanlar kendilerinin iyi ve bulunmaz YÖNETİCİ olduklarına İNANMAKTA, yerlerinin doldurulamayacağını SANMAKTADIRLAR.Halbuki KİMSE VAZGEÇİLMEZ ve BULUNMAZ değildir. Bunu görüp anlayabilseler. O zaman SORUNLAR daha basit olarak ÇÖZÜLECEKTİR.
Kanun 1960 yılında ÇIKARILIRKEN ASSUBAYLAR YOK SAYILMIŞ, O TARİHTEN BU TARİHE KADAR DA DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMAMIŞ, OYAK VE KURULUŞLARINDA O GÜN OLDUĞU GİBİ, BUGÜN DE ASSUBAYLAR VE HAKLARI YİNE YOKTUR. Zaman, camiamız için çözüm üretmemiş, sorunlarımızı çözülemez hale getirmiştir.
Ülkemizde HUKUK ve İNSAN HAKLARININ dışında tutulan tek sınıf ASSUBAY camiasıdır. TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE YAŞAYAN HUKUK PROFESÖRLERİNE, TÜM HUKUKÇULARA, CUMHURBAŞKANINA, KAŞIMPAŞALI BAŞBAKANA, *ADALET*, *MİLLİ SAVUNMA BAKANLARINA, eğer ilgilenir ve TSK’da ASSUBAYLARA ve HAKLARINA İNANIYOR VE ÖNEMSİYORSA (BUGÜNE KADAR DEFALARCA VERDİKLERİ HALDE SÖZLERİNİ TUTMADIKLARI, SÖZLERİNİN ARKASINDA DURMADIKLARI İÇİN ASSUBAY CAMİASINI GÜVENİNİ YİTİRMİŞ OLAN) GENKUR BAŞKANI’na ÖZELLİKLE duyurulur.
Unutulumamalı ve önemsenmelidir ki, Assubaylar da TC vatandaşıdırlar. Her TC vatandaşı gibi onlar da, Özlük hakları da YASALAR tarafından korunmalı, gözetilmeli, ayırıma tabi tutulmamalıdırlar. Yine unutulmamalıdır ki biz ASSUBAYLAR da insanız. T.C devletinin vatandaşlarıyız ve insan hakları evrensel beyanamesi kapsamındaki haklar ve anayasal güvenceler içinde olarak bu ÜLKE için en çok ŞEHİT ve GAZİ’yi veren biziz. Ama HAKLARA gelince bu YASAL güvencelerden yoksun kalıyoruz. Bu ÜLKEDE HUKUK, ANAYASAL HAKLAR, YASALARIN GÜVENCESİ, KİŞİLERİN YASALAR ÖNÜNDE EŞİT OLDUĞU, HİÇ BİR ZÜMREYE AYRICALIK TANINAMAYACAĞI nerede kalmaktadır? Yoksa bu ÜLKE HUKUKSUZLUK VE HAKSIZLIKLARIN kol gezdiği bir ülke midir?
Saygılarımla.
Ben inanıyorum birgün (ki ogün çok yakın)şiddetli bir patlama yaratacağız; bu, orduda deprem etkisi yaratacak işte o gün onlar bizim ayağımıza gelecek,ezilen zümremizin bunu başaracağına zincirlerini kıracağına eminim,bu MUVAZZAF-EMEKLİ DAYANIŞMASI ile olacak, bu olacak…
Değerli arkadaşlarım
Genelkurmay tarafından başta 2.ve 3.dereceden emekli olanların mağduriyetlerinin kısmen giderilmesi olmak üzere bizlerle ilgili 4 teklif başbakanlığa sunuldu ancak saldım çayıra mevlam kayıra dedikleri gibi arkası aranmadı kaderine terk edildi. Bazı arkadaşlarımızın toz kondurmadıkları hükümet ise subaylara ait teklifleri jet hızı ile gerçekleştirirken bizlere ait bu yasaları tabanına “bakın ordunun her isteğini yapmıyoruz” imajı vermek için adeta 28 şubatın rövanşını assubaylardan alırcasına tozlu raflarda bekletiyor. Genelkurmayın tavrı kadar iktidarın da adalet kelimesini yüreğinde mi yoksa parti tabelasında mı taşıdığını hep birlikte görecek ve değerlendireceğiz. Huzur dolu günler dilerim.
Sayın Ersen Gürpınar, on yıl boyunca Haşhaşilerle işbirliği yapan, ne isterlerse verdiğini söyleyen Sayın Başbakan acaba Haşhaşilere rütbe de verdi mi diye kendi kendime sorasım geliyor.
Maalesef ki maalesef Sayın Ağabeyciğim bu oyun bizim tribünde oturmamızı gerektiren bir türden bir oyun. Çünkü bize karşı her türlü olumsuz düşünce besleyenler maalesef bulunduğu rütbeyi hazmedememiş, kendini geliştirememiş, içten önce vatan diyememiş amir haşhaşi olsun, Bektaşi olsun ne fark eder.
Ben iddia ediyorum ki adalet önce bizde yoktu. Sonra başka yerlere yayıldı. Yani bu ülkeyi baştan kokuttuk. Biz derken kimi mi kastettim? Sorma abi sorma….Saygılarımla…