Ankara 11°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
11°C
Hafif Yağmurlu
Paz
10°C
Pts
10°C
Sal
12°C
Çar
12°C
Sayın Milli Savunma Bakanı,
“Hiç birşey eskisi gibi olmayacak” vaadleriyle başa geldiniz, sayısını bile unuttuğumuz sözler verdiniz ama sözlerin hepsi kuru yaprak gibi havalarda dolaşıyor.
Köklü çözümler üretmiyorsunuz, hiç olmazsa verdiğiniz sözleri tutun.
Saygıdeğer büyüğüm, Assubay davasının Yılmaz Savunucusu, Sitemizin Kurucularından, Mücadele Gücümüzün meşalecisi, Bayraktarı, Ersen Abiciğim, Bazı yazılar vardır. Yazıyı okumaya bile gerek duymazsınız. Yazan belli, konu belli ise ve o kişiyi okuyup dinleyen biriyseniz konuyu önceden bilirsiniz. Ancak nezaket icabı bir kez daha okursunuz.
Ersen abiciğim, deniz bitti… Başlığın gerçek muhatapları aramızda dolaşıyor. Hem de pişmiş kelle gibi…
Ölüm orucu varsa ve siz ölüm beklemenin acısını tarif ediyorsanız, bu tarifinize göre bir tutum göremiyorsanız ya siz hiç bir şey anlatamadınız. Ya da kandırıldınız. “üç beş kişi ölse de belki maaşımıza zam verirler.” diyebilecek kadar şahsiyetsiz, tüm bu olabileceklerden sonra da TEMAD şubesinde oturup birlikte hareket ettiğini söyleyebilecek kadar dengesiz olmamam adına ne yapıyoruz? Ankara Genel Merkez para gönderirse otobüslere binip 15 inde Ankara da 1 saatlik eylemi yapıp sonra otobüslerdeki yumurtaları soğutmadan koşa koşa dönmek. Bu eylem aldatmacasını kınıyorum. Assubayların maddi durumu yokmuş. İşte bu durumda buna
İ N A N M I Y O R U M. Sosyal medya neden sustu? Ellisinden sonra Altmışından sonra istikbalini lekelemek istemeyen ödlekler kenara çekildiği için. Sizi seviyorum. Köşeme bir aydır bir şey yazamıyorum. En az on makale yazıp sildim. Çünkü kendime bile tahammülüm yok. Saygılarımla…
Ersen Ağabey, içinizdeki yangını çok güzel aktarmışsınız. Ankara’daki dramı görmezden gelmeyi başarabilen tüm ilgililere, artık söyleyecek söz bulmakta zorlanıyorum. GenKur’dan hükümete, yazılı basından görsel basına yine bir hayal kırıklığı, yine taşlaşmış kalpler… Sn. Keser’e ve tüm yönetim kurulu üyelerine, öncelik sırasına sağlıklarını koymalarını, kalıcı bir hasar oluşmasına engel olmalarını öneriyorum, üzücü bir haber almanın korkusuyla yaşamak çok kötü!
Dün Levent’te bir AVM’de, İlker Başbuğ’dan Uğur Dündar’a, Yılmaz Özdil’den Soner Yalçın’a, Tarık Akan’dan Nedim Şener’e, Nasuh Mahruki’den Levent Kırca’ya kalabalık bir entelektüel grup, imza günü gerçekleştirdiler. Ben de gittim, amacım Sn. Başbuğ’a yanaşabilmek ve Ankara’daki eyleme dikkatini çekmekti, konu hakkında kameralar önünde söyleyebileceği bir iki olumlu sözün ricacısı olmak, kendisine de, uğradığı haksızlıktan kurtulduğu için geçmiş olsun dileklerimi iletmekti. Fakat ne mümkün, öyle bir kalabalık vardı ve ortam öylesine siyasiydi ki, başarılı olamadım.
Ankara’ya en derin selam ve destek duygularımla…
Ülkenin talihsizliği şudur ki; yürürlükteki köhne sistemle bir şekilde bizi yöneten siyasileri seçebiliyoruz fakat ne yazık ki TSK’yı yöneten komutanlar atamayla geliyor. Zaten ast rütbelerdeyken binbaşılığa kadar falan assubayların hakkını veren mesleğine saygı duyan değer gösteren subaylar “iyi subay” olmadıkları için yarbay haydi bilemedin albaylıkyan emekli ediliyorlar. Çok kıymetli amirallerle de çalıştım, O’nları tenzih ederim fakat genelde o rütbelerden sonra da camiamız adına sorunlarımızı kökten çözüme götürecek girişimlerde bulunmuyorlar. Yani sadece general/amiral olabiliyorlar maalesef “KOMUTAN” olamıyorlar. Komutanım diyebildiklerimiz en fazla kor olunca emekli oluyor zaten malum sebeplerden. Sonuç olarak; bize dirayetli bir “KOMUTAN” lazım, Necdet Bey’le olmaz bu iş.