Ankara 11°C
Az Bulutlu
Ankara
11°C
Az Bulutlu
Paz
14°C
Pts
14°C
Sal
11°C
Çar
7°C
Sevgili meslektaşım anlaşılan en sonunda sizi de pes ettirmeyi başardılar.Saygılar.
Gerekli düzeltme yapıldı (M.E.A.)
–
Mesajın içindeki “Seni” kelimesi sehven kullanılmış olup,”Sizi”olacaktır.Yanlışlık için özür dilerim.(Sayın yöneticim düzeltirse sevinirim.)
Sayın Kılınç,yüreğinize,kaleminize sağlık,herkesin karınca kaderince yapabileceği birşeyler vardır,haydi göreve. Saygılarımla.
Keşke bu yazıyı, 19 Nisan 2012 tarihli Aydınlık Gazetesine haber olan Emekli Binbaşı Nuray Müldür’ün, “Silahlı Kuvvetler bir bütündür” diye başlayan ama içeriği tamamen aşağılık ayrımcılığı savunan mektubunu okuduktan sonra yazsaydım. Değerli meslektaşlarım bulabilirseniz Aydınlık Gazetesindeki bu yazıyı bulun okuyun, aşağıdaki linki tıklayarak seviyeyi düşürmeden gerekli cevabı verin…
http://www.aydinlikgazete.com/index.php?option=com_contact&view=category&catid=182&Itemid=297
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde assubaylar hizmetini tamamlamayı iple çekiyorlar, subaylar ise 55 yaşında emekli olmaktan üzüntü duyuyorlarsa demek ki birilerine imtiyaz diğerine tahakküm ve haksızlık uygulanıyor. Bizler hâlâ bu ülke ve TSK için severek ölüyorsak bu bizim vatanseverlik duygumuzdur, ama artık yeter istismar edilmesini istemiyoruz ve izin vermeyeceğiz.
Bütün varlığımla iddia ediyorum ki TSK’nin yüksek rütbelilerine yapılan zammın kesinlikle personelin erken emekliliğinin önüne geçmekle bir ilgisi yoktur. Bu zam Cumhuriyet tarihinin en art niyetli en iğrenç oyunudur.
Bu zammın tarifi Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde açıklanmıştır.
Aksi taktirde hiçbir vatansever ve hiçbir aklıselim yıllardır haklı serzenişlerini işittikleri assubaylara “evet haklısınız” dedikten sonra böyle bir şeye girişmez. Bu tamamen Post Modern bir darbedir. Türkiye’nin eksenini kaydıranların bir taltifidir. Halkın isteklerini bir kenara bırakıp sebepsiz böyle zam girişimlerine giren yöneticilerin demokratik ve Cumhuriyetçi oldukları söyleyebilir miyiz?
Böl, parçala yönet… Bu metodu egemen güçler uyguluyor. Ancak uygularken de önce saygınlığını kaybediyor. Sonra da ilahi adalet tecelli ediyor. Amerika, Rusya gibi egemen Güçlerin yanı sıra maalesef bizler de yıllarca böl parçala yönet taktiğiyle yönetildik. Şu an hükümet de aynı taktiği uyguluyor.
Sayın Kılınç yazınız açıklıyor ki, bunlar vatandaşlarına karşı çok gayri ciddi insanlar. Bunlar halka karşı en saygısız lafları edebilen insanlar. Yargıyı tamamen avuçlarına aldıktan sonra film izler gibi kenara çekilen bu zihniyetin sahipleri çağdaş dünya temsilcileri karşsında yüz yıl önce yedikleri gibi yine öyle bir tokat yiyecekler ki…
Ancak bu tokatı geciktirmek için çabalayacaklar. Bunu sağlayabilmek için önlerinde tek bir model var. Afganistan ve Taliban… Aksi taktirde aydınlık nesiller en büyük düşmanları olacak. Saygılarımla…
NAPOLYONLAR.?.!
Yakın çevremde, ilkokul öğrenimi ve eğitime dayalı hiçbir becerisi olmayan, sıradan düz işçilikten emekli olanlar maaşlarından rahatça söz ederken, ben ilgisiz kalarak ya da konuyu değiştirerek emekli maaşımı gizlemeye çalışıyorum. Eşim dışında maaşımı bilen olmadığından, herkes kendilerinden yüksek maaş aldığımı sanıyor. TSK mensuplarına zam konuşulduğunda bana da “Oo, iyisiniz, yine Napolyonları kaptınız.” diyerek aslında iyi olmayan durumuma özeniyor gibiler.
Öncelikle ”acınacak halimi” gizlemeye, diğer yandan da geçmişten gelen “pişmanlığımı bastırmaya” çalışarak, her gün yapmacık bir tiyatro oyunu içindeyim. Gerçek olmayan, iyi görünen durumuma özenenleri yanıltıp, onların da aynı hatayı yapmalarına neden olacak “kötü bir rol” deyim.
Bana bunu lâyık görenlere artık beddua etmiyorum.
“Allah, onları lâyık gördüğü gibi yapsın.”
Aynı yazısı mesaj panosunda yayınlandı (M.E.A.)
–
Sayın Kılınç, değerli arkadaşlarım ,çalışırken de ve şu anda da subayların asb.ları yardımcıları ve TSK’nın ayrılmaz bir parçası, olmazsa olmazı olarak değil,sb.ların hizmetini yapmak üzere işçi statüsünde deruhte edilmiş,varoşlardan kenar mahallerden köylerden onlara göre alt sınıflardan ağır işçi olarak çalıştırılmak TSK’nın en aşağıdaki yükünü çekmek,erlerle subaylar arasına duvar örmek, set çekmek üzere bir umutla seçme merkezlerine yığılmiş kitlelerden seçilen,[b]subayların yazdığı kanun ve talimatlara göre yaşayan [/b]bunun dışında hiçbir sosyal hak ve örgütlenmesi olmayan ,müsaade edilmeyen,edilenleri de kendi istekleri doğrultusunda idare edilen,idareye amirlerine velinimetlerine! karşı koyanların ilişiği kesilen düşünme ve karar verme yetenekleri ellerinden alınmış topluluk olarak görülen bizlere hak mı verecekler,yoksa bizler de kaçınılmaz olarak işçiler gibi [u]SENDİKALAŞARAK [/u](derneğimiz yetersiz ve yetkisiz)HAKKIMIZI meydanlarda ve GENKURun MECLİSİN kapısında aramalı mıyız! ARAYACAK MIYIZ? NE ZAMAN?