Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan assubaylar ile bunların emeklileri; çağdışı kalmış bir iç hizmet kanunu ile disiplin ve personel kanununun hukuk dışı yaptırımlarına maruz bırakılmışlardır. Subaylık sürekli önü açık, başarı ölçüsünde ödüllendirilen bir sınıf iken; assubaylık yükselme ve statü sağlamayan bir hizmet ve iş kolu olarak yasalara oturtulmuştur.
a) Türk Silahlı Kuvvetlerinde subayların mezun olduğu harp okulları 1971 yılında 1462 sayılı kanun ile önce 3 yıla; 1977 yılında ise 2218 sayılı kanuna eklenen 4. madde ile de dört yıllık fakülte seviyesine çıkarılmıştır. Yök tarafından da fakülte seviyesinde müfredatı kabul edilmiştir. Bu uygulama ile 1970 yılına kadar iki yıl okuyan tüm subaylar (mevcut Genelkurmay Başkanı dahil) önce üç daha sonraki yıllarda ise 4 yıllık fakülte mezunu kabul edilerek tüm derece ve kademe ilerlemelerinin yapılmasına karşın; 1993 yılında; assubay yetiştiren sınıf okulları liseden sonra iki yıla çıkarılmasına rağmen; kasti olarak assubayların eğitim ve öğrenim seviyesini yükseltirmemek adına bu kanun, kabulunden tam 8 yıl sonra 2002 yılında 4752 sayılı yasa ile iki yıllık meslek yüksek okulu statüsüne ancak alınabilmiş, ancak kademe ilerlemeleri yapılmayarak 9/1 den 9/2 ye intibakları bu güne deği tam 12 yıldır gerçekleştirilmemiştir.
b) Polis, hemşire ve adliye memurlarına dahi 4 yıllık lisans mezuniyeti şartı getiren anayasal hukuk anlayışı sıra assubaylara geldiğinde ise 926 sayılı yasa ile onları “subay yardımcısı sınıf“ tanımına alıp; özlük ve idari haklarında 657 sayılı devlet memurları kanunu uyarınca genel idare hizmetleri sınıfına dahil etmiştir.
c) 19 haziran 1999 tarihinde ; İtalya da Avrupa Birliği Bakanlar Kurulunca kabul edilen Bologna Süreci Sözleşmesine Türkiye de 42 üye ülke ile birlikte katılmış ve alınan kararların uygulanması taahhüdünde bulunmuştur. Bu karar; ülkelerin güvenlik kuvvetlerinin ve birimlerinin yüksek kalite ve eş donanıma sahip olması adına tüm muvazzaf ve çekirdek hizmetlilerin lisans ve yüksek lisans eğitim ve öğrenimine tabi olmasını içermektedir. Bu proje ilk kez Jandarma Genel Komutanlığınca tüm assubaylar için başlatılmak üzere 2012 yılında YÖK tarafından onaylanarak müfredata alınmıştır. Ne var ki Genelkurmay Başkanlığı bu sözleşmenin assubay yetiştiren okullara 1970 ve 77 yıllarında harp okullarına olduğu gibi 4 yıllık fakülte dengi öğrenim statüsü kazandıracağı gerçeğini görerek anlaşmanın bu paragrafını çeviri metninden çıkartmış ve hayata geçirmemiştir.
Bu anlamda; örnekte görüldüğü üzere T.C. Anayasası’nın eşitlik hakkını savunan 12. maddesi ile kişilerin öğrenim hakkı eşitliğini savunan 42. maddesi uyarınca; yine T.C. Anayasası’nın yüksek öğrenim esaslarını düzenleyen 130-131. maddesi uyarınca; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin eğitim hayatında bireyler arasında fırsat eşitliğini düzenleyen ve eşit şans verilmesi halinde yatay ve dikey geçiş imkanları sunan 26. maddesi uyarınca; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin her bireyin yeteneklerine göre yüksek öğrenimden yararlanma özgürlüğünü düzenleyen 25-26. maddeleri uyarınca; Birleşmiş Milletler ekonomik ve kültürel haklar kurumu Unesco nun 1960 tarihli eğitim ve öğretimde ayrıcalığın kaldırılmasını düzenleyen 1,2, 3, 4, 5, maddeleri uyarınca, 2011 tarihli YÖK genel kurulunun aldığı ve hükümete bildirdiği iki yıllık yüksek okulların YÖK müfredatına uyum sağlamadığı, verim alınamadığı ve bu okulların da 4 yıllık lisans seviyesine yükseltilmesine dair tavsiye kararı uyarınca,
1. Tıpkı bundan tam 36 yıl önce geçmişte subaylara aynen uygulandığı gibi, tüm çalışan ve emekli assubayların geçmişe dönük olarak yararlanabileceği şekli ile iki yıllık astsubay meslek yüksek okulunun da, çağın ve gelişen teknoloji ile yeni dünya düzeninin elzem bir gereği ve ihtiyacı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin çekirdek kadrosunun ve tüm teknik, lojistik, elektronik ve mekanik sistemleri ile idari sistemlerinin ana unsuru olan % 65 oranına sahip astsubay sınıfının yukarıdaki hukuki ve anayasal gerekçelere istinaden 2015 yılından itibaren 4 yıllık fakülte lisans seviyesine yükseltilmesini;
2. Derece, kademe düzenlemelerinin de intibak düzenlemesi adı altında geçmişe dönük olarak tüm çalışan ve emeklileri de kapsayacak biçimde düzeltilmesini;
3. Bu düzenlemeye bağlı olarak bu gün TSK de çalışan ve emekli olan tüm subaylara tanınan tazminatlardan; makam tazminatının; komutanlık tazminatının, görev tazminatının da, yukarıda bahse konu anayasal ve uluslararası eşitliğe dair maddeler uyarınca assubaylara ve emeklilerine de aynı oranlarda ödenmesini;
4. Çalışma hayatında aldıkları cezalar sebebiyle, TSK. terfi yönetmeliği esaslarına göre aldıkları ceza süresine bakılmaksızın bir sonraki 30 ağustos tarihine terfisi kaydırılan ve bir günlük ceza dahi almış olmasına rağmen tam 11 ay 29 gün sonra terfisi yapılıp o kadar süre geç kademe ve derece ilerlemesi yapabilen ve emekliliği dahil yaşam boyu eksik maaş ve ücret alan tüm çalışan ve emekli muvazzaf personel hakkında, vatana ihanet ve yüz kızartıcı suçlar hariç; bir defaya mahsuben nasıp ve sicil affı düzenlemesine gidilmesi ve geçmişe dönük tüm mali kayıpların ödenmesini;
5. Yine yukarıda bahsedilen anayasal ve uluslar arası insan hakları maddeleri uyarınca; 1. derece ile 2.-3. derece emeklileri arasındaki % 40 a varan maaş uçurumunun adalet ve eşitlik prensipleri ölçüsünde tüm emekliler arasında çalışma yasasının ve hak aidiyetinin gözetilmesi adına Hz. Ömer adaleti düşünülerek mağdur emekliler adına giderilmesini;
6. Bu anlamda mali tablolarında kanunla yeniden düzenlenmesini;
7. TSK.nin özellikle son aylarda nerde ise üç katına ulaşan assubay intiharlarının; sebebi ve temel etkeni olarak varsaydığımız; assubayları ve uzman erbaşları puan sistemi yolu ile disiplin kurulları yolu ile ordudan ayıran çağdışı bir mantık içeren ve 2012 yılında meclis genel kurulunda kabul edilen, ne yazık ki tek yanlı olan ve adalet prensibi içermeyen bir ceza mantığına dayanan TSK. Disiplin Kanunu Yasasının da iptal edilerek ceza hukukçusu yargı mensuplarınca ve sivil hukukçularca Avrupa Askeri Ceza ve Hukuk yasalarına eş ve paralel anlamda yeniden hazırlanmasını, yüce parlamentomuzun insan haklarına ve adaleti ile eşitliğine inanmış tüm milletvekillerinden parti ayırımı gözetilmeksizin kabulunü ve bu ayırım utancının TSK. şerefi ve onuru adına bu gün sona erdirilmesini saygılarımla arz ediyorum.
Gurup Başkanı
Metni Hazırlayan: Adnan Fuat Özdemir
E. Kara Assubayı
GSM: 05432734502
Hiçbir kurum kendi personeline TSK assubaylara yaptığı haksızlığı hukuksuzluğu yapmamıştır; Yine hiçbir meslek grubu bu kadar haksızlığa hukuksuzluğa sessiz kalmamıştır;
Haklarımız bazılarına altın tepsi de sunulduğu gibi sunulsaydı zaten mesele yoktu;
Ya bu haksızlığa hukuksuzluğa bir emirle ölüme gönderilmemize rağmen büro memurundan değersiz görülmeğe razı olup birilerinin himmetine sığınacağız ;
Yada TEMAD ile birlikte taleplerimizin imtiyaz ve ayrıcalık değil sadece adalet olduğunu belirtip yasal mücadelemize devam edeceğiz; Karar sizlerin