Assubay Haberleri

19 Nisan 2016

TRABZON'UN Maçka ilçesinde davalık olan Üsteğmen Seyfettin G., hakkında haberin yer aldığı gazeteyi satın alan ve okuyan uzman çavuş Kadir T., önce komutanı tarafından dövüldü, ardından da ifadesi alınmak üzere çağrıldığı il jandarma komutanlığında gözaltına alındı. 3'üncü Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesine sevk edilen uzman çavuş, üste hakaret ve emre itaatsizlik suçundan tutuklandı.

Güne bakış  Sitesinin, haberine göre, o uzman jandarma dayak yemekten kaçarken, amirinin "gel buraya" emrini dinlemediği için tutuklanmış. 

NEDEN TUTUKLANDI

3'üncü Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde ifadesi alınan Kadir Talaş, "Gazetede haberi görünce birliğe komutana götürmek istedim.

Kapıda beni görüne, 'Haberi gördünüz mü' dedim. Gazeteyi bırakmamı istedi ve denetleme başkanını uğurlamaya gideceğimizi söyledi. Bunun üzerine içeri geçtim.

Bu sırada Halis uzman bana, 'Niye komutanı reklam yapıyorsun' dedi. Bende komutana, haberin toplum nezdinde örnek bir haber olup olmadığını soracağımı söyledim.

Daha sonra komutanıma sordum ve komutanım bana, 'dalga mı geçiyorsun' dedi. Odadan zorla çıkardı.

Üst kata çıkarken arkamdan geldi. 'Niye bu gazeteyi okuyorsun' deyince, kültürlenmek için okuduğumu kendisinin de okuması gerektiğini söyledim.

Benim boğazımı sıktı, bana kafa attı. Odadan çıktım. Arkamdan koştu, 'Emrediyorum gel buraya' dedi. Çıkıp hastaneye gittim" diye konuştu.

Kadir Talaş'ın üste fiilen taarruz suçundan tutuklama talebinin reddine karar veren askeri mahkeme, üste hakaret ve emre itaatsizlikte ısrar suçundan tutuklanmasına hükmetti.  

Trabzon Maçka Cumhuriyet Başsavcılığından Erzincan’a gönderilmesi istenilen raporun yanlışlıkla Sivas’a gönderildiği ortaya çıktı. Rapor yerine ulaşmadığı için uzman çavuşun boşu boşuna hapis yattığı iddia edildi. 

Emekli Uzman Jandarmalar Derneği (EMUJAD), üste hakaret ve emre itaatsizlik suçundan tutuklanan Uzman Çavuş Kadir T.'ye  sahip çıktı. 

Dayak yediği için kaçtığı Üsteğmen Seyfettin G.'nin ‘Gel buraya, emrediyorum.' sözüne itaatsizlik yaptığı iddiasıyla tutuklanan Kadir Talaş’ın tutukluluğuna itiraz eden EMUJAD Genel Başkanı Emekli Gazi Uzman Jandarma Adnan Oğuz, yazılı açıklama yaparak "

 'Üst her zaman haklıdır' olgusunun terk edilerek hakkaniyetli olunmalı, bulunduğu rütbeyi ve makamı kendi imkânları için kullananları, uygulanan tehditleri, mobbingleri, yıldırmaları, yaşatanları kınıyoruz." dedi. 

GAZETE OKUDU BAŞINA GELMEYEN KALMADI 

Trabzon'un Maçka ilçesine ‘Bayrak dikme' nedeniyle İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Seyfettin G. ile İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Komiser Engin A., birbirine hakaret ettiği gerekçesiyle iki rütbeli hakkında dava açıldı.

Maçka İlçe Jandarma Komutanlığı Ruhsat İşlem Şube Müdürlüğünde görevli Jandarma 6 Kademeli Uzman Çavuş Kadir T., haberin yer aldığı gazeteyi satın alınca başına gelmeyen kalmadı. 

Satın aldığı gazeteyle birliğine giden Uzman Çavuş Kadir T., Üsteğmen Seyfettin G. tarafından dövüldüğü gerekçesiyle polis karakoluna giderek şikayetçi oldu. Bu sırada gözaltına alınan uzman çavuş, askeri mahkeme tarafından tutuklandı. 

UZMANLARIN İNTİHAR NEDENLERİNİ AÇIKLADI 

EMUJAD Genel Başkanı Emekli Gazi Uzman Jandarma Adnan Oğuz, yaptığı yazılı açıklamada, uzman jandarmaların intihar nedenleri arasında boğazına sarılmak, kafa atmak, tekme atmak, iş yoğunluğu, personel yetersizliği, suçlama ve hakaretin yer aldığını belirtti. 

Oğuz, "İnsan onurunun meslek yaşantısı içerisinde sürekli korunması, insana insan gibi davranılması durumunda çalışma koşullarının daha iyi olacağı, daha az ruh sağlığı bozulmuş personelle daha başarılı bir hizmet sunulacağını üstlerimiz bilmiyor mu? 

Zor şartlara ve bütün haksızlıklara karşın görev yapmaya, genel kural ve kaideler içerisinde, sosyal hukuk devleti içinde adil olmayan şartlarda çalışmaya ve emekli olmaya itilirken, çalışmalarımızın karşılığını göremediğimiz gibi, disiplin ve hiyerarşi kavramlarının altında yer yer tekmelenir, yer yer darp edilir, yer yer hakaret ve aşağılamalara maruz kalıp bunalıma sürüklensek de, ülkemizin içinde bulunduğu terörle mücadele görevinde ön saflarda hizmet etmekten, şehit olmaktan, yaralanmaktan kaçmadık, kaçmayız da." şeklinde konuştu. 

GENELKURMAY  BAŞKANI VE JANDARMA GENEL KOMUTANINA ÇAĞRI YAPTI! 

“Bu ülkenin birer evladı olan bizler artık hukuku överek gökyüzüne çıkaranların hukuku kendilerine göre yonttuklarını görmekten bıkmış durumdayız. “ diyen Oğuz, "İnanıyoruz ki yaşanan bu olay karşısında gerek Genelkurmay Başkanımız, gerekse Jandarma Genel Komutanımız gerekli hassasiyeti göstererek olayın takipçisi olacaklarını düşünmekteyiz." diye açıklamada bulundu.  

ÜSTEĞMEN SEYFETTİN G.'DE UZMAN JANDARMA KAYNAKLI 

Son dönemde bayrak dikme ve  uzman jandarma Kadir T.'nin tutuklanması olayı ile gündeme gelen Üsteğmen Seyfettin G:'nin,

sicilen  başarılı olması nedeniyle,  girdiği sınavı kazanarak,  uzman jandarmalıktan astsubaylığa geçtiği,

daha sonra da astsubaylıkta almış olduğu sicillerin iyi olması ve subaylık sınavına girerek kazanmasına müteakip,  subay naspedildiği gelen bilgiler arasında. 

Hazırlayan : Mete Yanıkçı

15.04.2016

OYAK’ın 56’ncı Olağan Genel Kurul’u 7 Mayıs 2016 Cumartesi günü toplanacak ve 2015 yılı kar payı kesinleşecektir.

2015 yılına ait kar payı alacağı olan üyelerimizin karpayı ödemeleri, Olağan Genel Kurul itibarıyla Emekli Maaşı Sistemi’nde 3 yılını doldurarak çıkış veya pay azaltımı yapacak üyelerimizin rezerv iadesi ödemeleri 12 Mayıs 2016 Perşembe günü OYAK’ta kayıtlı banka hesaplarınayapılacaktır.

Ayrıca,

• Görevde olan üyelerimiz 2015 yılı kâr payı dâhil emeklilik yardımı bilgilerini 9 Mayıs 2016 Pazartesi günü,

• Emekli Maaşı Sistemi üyelerimiz yeni dönem rezerv ve maaş bilgilerini 11 Mayıs 2016 Çarşamba günü,

• 2015 yılında ait kar payı alacağı olan üyelerimiz  ödemelerine ilişkin tutar bilgilerini 11 Mayıs 2016 Çarşamba günü,

• Olağan Genel Kurul itibarıyla Emekli Maaşı Sistemi’nde 3 yılını doldurarak  çıkış/pay azaltımı yapacak üyelerimiz ödeme bilgilerini 11 Mayıs 2016 Çarşamba günü,

OYAK Web Sitesi Online Üye Hizmetleri, OYAK Mobil Uygulaması, OYAK Sesli Yanıt Sistemi ve OYAK Çağrı Merkezi’nden öğrenebilirler.

Önemli Not: Üyelerimize ödeme yapılabilmesi için, OYAK kayıtlarında tanımlı T.İş Bankası ya da VakıfBank hesabının bulunması gerekmektedir. OYAK tanımlı hesabı olmayan üyelerin, belirtilen bankalardan birinde OYAK tanımlı hesap açtırmaları gerekmektedir. Açılan hesapların OYAK’a bildirilmesi ilgili banka şubesi tarafından yapılacaktır. 

Hazırlayan : Mete Yanıkçı

17 Nisan 2016

11 milyona yakın emekli, banka promosyonuna adım adım yaklaşıyor. Bankalar 3 yıllık için 900 lira teklifine sıcak yaklaştı. Şimdi masada iki formül tartışılıyor.

Emeklilerin merakla bekledikleri promosyon görüşmeleri devam ediyor.

Görüşmelerin Haziran'a kadar bitmesi bekleniyor.

Masada 3 yıllık dönem için 900 lira ödenmesi konusunda mutabakata varıldığı da gelen bilgiler arasında.

Bu arada ödemeler konusunda iki formül olduğu belirtiliyor: 

1. FORMÜL:

Bu formüle göre; tüm bankalar emeklilere aynı tutarda promosyon ödeyecek. Anlaşma 3 yıllık dönem için 900 liradan sonuçlanırsa, emekli hangi bankadan maaş alıyorsa alsın bu tutarda promosyon kazanacak. Emekli, maaşını almak istediği banka ile sözleşme imzalar imzalamaz, 900 lirayı peşin olarak alacak. Karşılık olarak da 3 yıl boyunca sözleşme imzaladığı bankada kalacak. 

2. FORMÜL:

Bu formüle göre de Çalışma Bakanlığı'nın bankalarla anlaştığı promosyon tutarı, 'taban tutar' olacak. Bankalar, emekliye bu tutarın altında promosyon veremeyecek. Banka isterse maaş pastasından alacağı payı artırmak için emekliye daha fazla promosyon ödeyebilecek. Örneğin; anlaşma 3 yıllık dönem için 900 lira ile sonuçlanırsa; bankalar emekliye en az 900 lira promosyon ödeyecek. Hatta banka isterse, emeklilerin maaşlarını kendi şubelerine taşıması için 900 liranın üstünü de vaat edebilecek. Emekli, vaatleri görerek bankasını seçecek ve bu banka ile sözleşme imzalayarak peşin olarak promosyonunu alacak. 3 yıl boyunca da bu bankadan maaş almaya devam edecek.


Hazırlayan : Mete Yanıkçı

 

 

8 Nisan 2016 CUMA

Resmî Gazete

Sayı : 29678

YÖNETMELİK

Millî Savunma Bakanlığından:

ASKER KİŞİLERİN KITA, KARARGÂH VE KURUMLARDA YA DA GÖREV

ESNASINDA VEYA GÖREV YERLERİNDE ÖLÜMÜ HÂLİNDE YASAL

MİRASÇILARINI TEMSİL ETMEK ÜZERE AVUKATIN VEKİL OLARAK

GÖREVLENDİRİLMESİ İLE YAPILACAK ÖDEMELERİN USUL VE

ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, asker kişilerin kıta, karargâh ve kurumlarda ya da görev esnasında veya görev yerlerinde ölümü hâlinde soruşturma ve kovuşturma süresince yasal mirasçılarını temsil etmek üzere kendileri tarafından seçilen veya baro tarafından belirlenen avukatın vekil olarak görevlendirilmesine ve avukata yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun Ek 2 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;

a) Asker kişiler: Subaylar ve sözleşmeli subaylar ile muvazzaf ve sözleşmeli subay adayları, astsubaylar ve sözleşmeli astsubaylar ile muvazzaf ve sözleşmeli astsubay adayları, uzman jandarmalar, uzman erbaşlar, askeri öğrenciler, sözleşmeli erbaş ve erler ile sözleşmeli erbaş ve er adayları, yükümlü erbaş ve erler, yedek subay adayları, askeri hizmetlerde bulundukları sürece yedek subay, yedek astsubay, yedek erbaş ve erler ile rızası ile Türk Silahlı Kuvvetlerine katılanları,

b) Baro: Hukukî yardımın yapılacağı yerin bağlı bulunduğu baroyu veya savcılığın bulunduğu yerin bağlı bulunduğu baroyu, yurt dışında bulunan birliklerin teşkilatlarında kurulan askeri mahkeme ve savcılıklar bakımından Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen baroyu, yurt dışında bulunan birliklerin teşkilatlarında askeri mahkeme ve savcılık bulunmaması halinde ise soruşturmayı yürüten savcılığın bulunduğu yerin bağlı bulunduğu baroyu,

c) Karargâh: Kumandan veya amirlerin kıta veya kurumlarının sevk ve idarelerinde yardımcı olan ve bir kuruluş ve kadro ile tesbit edilen bir toplumu,

ç) Kıta: Görevin yapılması için taktik ve idari birlikleri kapsayan ve bir kumanda altında toplanan teşkilleri,

d) Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi,

e) Kurum: Kıta ve karargâh anlamı dışında kalan askeri hastane, okul, ordu evi, dikim evi, fabrika, askerlik şubesi, ikmal merkezi ve depo gibi askeri tesis ve teşkilleri,

f) Mahkeme: Askeri mahkemeleri, adlî yargı ceza mahkemelerini veya kanun yolu incelemesini yapacak mercileri,

g) Müteveffanın mensubu olduğu bakanlık: Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları mensubu asker kişiler için Millî Savunma Bakanlığını; Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı mensubu asker kişiler için İçişleri Bakanlığını,

ğ) Savcı: Askeri savcı veya Cumhuriyet savcısını,

h) Savcılık: Askeri savcılık veya Cumhuriyet başsavcılığını,

ı) Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi,

i) Ücret: Vekile; savcılıkça yapılacak olay yeri inceleme, ölü muayenesi ve otopsi ile tanık ve bilirkişi dinlenmesi işlemleri, soruşturma evresinde takip edilen diğer tüm işler veya kovuşturma evresinde takip edilen davalar nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen meblağı, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uyarınca mutat olan taşıta göre gerçek masraf üzerinden yapılan zorunlu yol giderlerini, acele ve zorunlu hâllerde ise ilgili savcılığın talep veya kabulü üzerine mutat taşıt dışındaki araçlarla yapılan zorunlu yol giderlerini,

j) Yasal mirasçılar: Miras payı düşüp düşmediğine, mirasın reddedilip reddedilmediğine, terekenin borca batık olup olmadığına veya diğer hususlara bakılmaksızın, kıta, karargâh ve kurumlarda ya da görev esnasında veya görev yerlerinde ölen asker kişinin 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 495 ila 501 inci maddelerinde sayılan; kan hısımlarını, eşini veya evlatlığını, miras bırakandan önce ölmüş olan kan hısımlarının yerini alan her derecedehalefiyet yoluyla kendi altsoylarını, evlilik dışı hısımlarını, mirasçı bırakmaksızın ölenler bakımından ise Devleti,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Bilgilendirme ve Görevlendirme Usul ve Esasları

Bilgilendirme

MADDE 4 – (1) Asker kişilerin kıta, karargâh ve kurumlarda ya da görev esnasında veya görev yerlerinde ölümü hâlinde, ikametgâhlarına en yakın garnizon komutanlığınca yasal mirasçılara ölüm olayı ve 211 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesindeki hakları hakkında bilgi verilir. Garnizon komutanlığının bilgilendirme yükümlülüğü, yasal mirasçılardan birine bilgi verilmek suretiyle yerine getirilir.

(2) Yasal mirasçılar, hangi avukatı seçtiklerini garnizon komutanlığı, savcılık veya mahkemeye sözlü veya yazılı olarak bildirebilir.

(3) Yukarıdaki fıkralara göre garnizon komutanlığı veya yasal mirasçılar tarafından yapılan sözlü bildirimler, en kısa sürede tutanağa bağlanır.

(4) Garnizon komutanlığına yapılan bildirim, derhal ilgili savcılık veya mahkemeye bildirilir.

Görevlendirme

MADDE 5 – (1) Asker kişilerin kıta, karargâh ve kurumlarda ya da görev esnasında veya görev yerlerinde ölümü hâlinde, soruşturma ve kovuşturma süresince yasal mirasçılarını temsil etmek üzere öncelikle kendilerinin seçtiği bir avukat vekil olarak görevlendirilir.

(2) Bu Yönetmeliğin ödenecek ücrete ilişkin hükümleri saklı kalmak üzere, yasal mirasçılar birden fazla veya ayrıayrı avukat seçebilirler. Ancak dokuzuncu fıkrada yazılı işlemler esnasında en çok üç avukat hazır bulunabilir.

(3) Fiili veya hukuki imkânsızlık nedeniyle görevlendirme yapılamaması hâlinde vekillik görevi, baro tarafından belirlenecek bir avukat tarafından yürütülür.

(4) Aşağıdaki hallerde fiili veya hukuki imkânsızlık nedenleri var sayılır:

a) Yasal mirasçıların 4 üncü maddenin birinci fıkrası gereğince bilgilendirilememiş olması,

b) Yasal mirasçıların vekil seçmemeleri veya daha sonra seçeceklerini bildirmeleri,

c) Yasal mirasçıların on sekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olan kişilerden olması,

ç) Yasal mirasçının Devlet olması,

d) Vekilin hazır bulunması zorunlu işlemlerin farklı baroların bulunduğu yerde yapılması veya aynı baronun bulunduğu yerde olsa bile aynı anda birden fazla yerde yapılması,

e) Gecikmeksizin işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya failin saptanamaması ihtimallerinin bulunması,

f) Vekilin hazır bulunması zorunlu işlemler sırasında hazır bulunmaması,

g) Vekilin görevini yerine getirmekten kaçınması veya duruşmada hazır bulunmaması veya vakitsiz olarak duruşmadan çekilmesi.

(5) Yasal mirasçılar tarafından seçilen vekilin bulunması zorunlu işlemlerin yapılacağı yere ulaşımının soruşturma bakımından makul süreyi aşması ihtimalinin bulunması halinde, dördüncü fıkranın (e) bendindeki durumun varlığı kabul edilerek üçüncü fıkraya göre işlem yapılır.

(6) Asker kişilerin kıta, karargâh ve kurumlarda ya da görev esnasında veya görev yerlerinde gerçekleşen olaylar nedeniyle soruşturmaya başlandıktan sonra ölmeleri halinde, ölümün gerçekleştiğinin öğrenilmesinden itibaren vekil görevlendirilir.

(7) Vekil görevlendirilmesi, yasal mirasçılar tarafından yapılan seçim saklı kalmak üzere, soruşturma evresinde savcılık, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından barodan talep edilir.

(8) Yurt dışında bulunan birliklerin teşkilatlarında kurulan askeri mahkeme ve savcılıklara vekil görevlendirilmesi, ulaşım imkânları göz önüne alınarak Milli Savunma Bakanlığınca yapılacak teklif üzerine Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen baro tarafından yapılır.

(9) Vekilin savcılıkça yapılacak olay yeri inceleme, ölü muayenesi ve otopsi ile tanık ve bilirkişi dinlenmesi işlemleri sırasında hazır bulunması zorunludur. Bu işlemlere ait tutanaklarda;

a) Ölüm olayı hakkında yasal mirasçıların bilgilendirilip bilgilendirilmediği,

b) Yasal mirasçılar tarafından vekil seçilip seçilmediği,

c) Fiili veya hukuki imkânsızlık nedenlerinin bulunup bulunmadığı ve bulunuyorsa bunların neler olduğu,

ç) Barodan vekil görevlendirmesinin talep edilip edilmediği,

d) İşlemin yapıldığı yer ve zaman,

e) Hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları,

f) Vekilin adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, geliş saati ve imzası, sicil numarası ve kayıtlı olduğu baronun adı,

g) Vekilin yapılan işleme ilişkin beyanları,

ğ) Tutanak içeriğinin vekil tarafından okunduğu veya okunması için kendisine verildiği ve imzası, imzadan çekinme hâlinde ise bunun nedenleri,

belirtilir.

(10) Savcılık veya mahkeme tarafından yapılan talep üzerine baro tarafından vekilin belirlenmesi işlemlerine ilişkin usul ve esaslar, Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarının görüşü alınmak suretiyle Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenir.

(11) 211 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesi kapsamındaki ölüm olaylarından dolayı ayrıca 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince vekil görevlendirilmez.

Görevlendirme esasları

MADDE 6 – (1) Soruşturma evresinde görev yapan vekil, engel bulunmadığı takdirde kovuşturma evresinde de öncelikle görevlendirilir.

(2) Fiili veya hukuki imkânsızlık nedenleri saklı kalmak üzere, soruşturma veya kovuşturma makamlarınca aralarında menfaat çatışması bulunduğu bildirilmediği takdirde;

a) Ölen asker kişinin yasal mirasçılarının tamamını temsil etmek üzere baro tarafından belirlenen bir vekil görevlendirilir.

b) Aynı olay nedeniyle ölen birden fazla asker kişinin yasal mirasçıları için aynı vekil görevlendirilebilir.

(3) Yasal mirasçılar tarafından seçilen veya baro tarafından belirlenen vekil, başka bir avukata yetki verebilir.

(4) Vekilin mesleği bırakması ya da kanunî engellerle davadan çekilmesi hâlinde; yasal mirasçılar tarafından seçilen veya baro tarafından belirlenen yeni avukat vekil olarak görevlendirilir.

(5) Dosyada görevli vekilin, kanun yolu muhakemesinde yapılacak duruşmaya katılmayacağını bildirmesi durumunda, vekil görevlendirmesi, kanun yolu incelemesini yapacak merci tarafından o yer barosundan istenir.

(6) Fiili veya hukuki imkânsızlık nedenlerinin varlığı halinde, başka bir vekil görevlendirilmesi için gerekli işlem yapılır.

Görevin sona ermesi

MADDE 7 – (1) Baro tarafından belirlenen vekilin görevi;

a) Soruşturma evresinde; soruşturmanın yapıldığı il, ilçe veya yerin yetki alanı dışında soruşturmayı gerektirir görevsizlik kararının kesinleşmesi veya aynı mahiyette yetkisizlik kararı verilmesi, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi, kamu davası açılması hâlinde ise iddianamenin kabulü kararı verilmesi,

b) Kovuşturma evresinde; yargılamanın yapıldığı il, ilçe veya yerin yetki alanı dışında yargılamayı gerektirir görevsizlik kararının kesinleşmesi veya aynı mahiyette yetkisizlik kararı verilmesi, esasa ilişkin hükmün kesinleşmesi ya da davanın nakline karar verilmesi,

c) Vekilin ölmesi,

hâllerinde sona erer.

(2) Yasal mirasçılar tarafından seçilen vekilin görevi;

a) Soruşturma evresinde, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi,

b) Kovuşturma evresinde, esasa ilişkin hükmün kesinleşmesi,

c) Soruşturma veya kovuşturmanın yapıldığı il, ilçe veya yerin yetki alanı dışında soruşturma veya kovuşturmayı gerektirir görevsizlik kararının kesinleşmesi veya aynı mahiyette yetkisizlik kararı verilmesi üzerine bu vekil tarafından istifanın yazılı olarak sunulması üzerine durumun yasal mirasçılardan birine tebliğinden itibaren onbeş günün geçmesi,

ç) Yasal mirasçılar tarafından azledilmesi,

d) Vekilin ölmesi,

hâllerinde sona erer.

(3) Yasal mirasçıların seçtiği vekilin veya bu vekil tarafından yetki verilen başka bir avukatın gelmesi hâlinde baro tarafından belirlenen avukatın görevi sona erer. Ancak aynı olay nedeniyle ölen birden fazla asker kişinin yasal mirasçıları için görevlendirilen aynı vekilin görevi, avukat seçmeyen diğer yasal mirasçılar bakımından devam eder.

(4) Talimat üzerine savcılıkça yapılacak olay yeri inceleme, ölü muayenesi ve otopsi ile tanık ve bilirkişi dinlenmesi işlemleri sırasında, işlemlerin yapıldığı yer barosunca belirlenen vekilin görevi, işlemin gereğinin yapılması ile sona erer.

(5) Yasal mirasçıların ölmesi halinde, vekilin görevi sona ermez.

(6) Baro tarafından belirlenen vekil azledilemez.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Ödeme Usul ve Esasları

Ücret

MADDE 8 – (1) Ölenin yasal mirasçıları tarafından seçilen veya baro tarafından belirlenen vekilin ücreti, müteveffanın mensubu olduğu bakanlığın bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.

(2) Vekilin görevi gereği yaptığı zorunlu yol giderleri ayrıca ödenir.

(3) Acele ve zorunlu hâller ile gecikmeksizin işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya failin saptanamaması ihtimallerinin bulunması hallerinde; vekil, savcı, bilirkişi veya ilgili personelin soruşturmanın yapılacağı yere ulaşımı, savcı tarafından talep edilmesi ve ilgili birlik komutanlığının imkânlarının uygun olması halinde; güvenlik durumu dikkate alınarak ve sivil ulaşım imkânının bulunmadığı yerden itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerine tahsisli araçlarla sağlanabilir. Ancak bu halde, vekile yol gideri ödenmez.

Ödemeye ilişkin esaslar

MADDE 9 – (1) Yasal mirasçılar tarafından seçilen veya baro tarafından belirlenen vekile, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ayrıca bir ücret belirlenmemiş ise;

a) Olay yeri inceleme işlemi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için belirlenen ücret,

b) Ölü muayenesi işlemi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için belirlenen ücretin üçte ikisi,

c) Otopsi işlemi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için belirlenen ücret,

ç) Tanık dinlenmesi işlemi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için belirlenen ücretin yarısı,

d) Bilirkişi dinlenmesi işlemi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için belirlenen ücretin üçte ikisi,

ödenir.

(2) Savcılıkça yapılacak olay yeri inceleme, ölü muayenesi ve otopsi ile tanık ve bilirkişi dinlenmesi işlemleri sırasında hazır bulunan vekile, her işlem için ayrı ayrı ücret ödenir. Ancak aynı gün içerisinde birbirini takip eder şekilde birden fazla tanık dinlenmesi halinde birinci tanıktan sonraki her tanık için, birinci tanık için ödenecek ücretin üçte biri ödenir.

(3) Vekile, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ayrıca bir ücret belirlenmemiş ise;

a) Soruşturma evresinde takip edilen diğer tüm işler nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için belirlenen ücret,

b) Kovuşturma evresinde takip edilen davalar nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen ücret,

ödenir.

(4) Ücretin belirlenmesinde, ölenin yasal mirasçılarının sayısı dikkate alınmaz. Ancak 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca görevlendirilen aynı vekile, üçüncü fıkrada yazılı ücretler bakımından, ölenlerin her biri için ayrı, ancak en fazla on kişi ücreti ödenir.

(5) Yasal mirasçıların birden fazla veya ayrı ayrı avukat seçmeleri halinde, bir avukat için ücret ödenir ve bu ücret seçilen avukatlara katkıları oranında paylaştırılır.

(6) Yetki belgesi ile görevlendirilen avukata ayrıca ücret ödenmez.

(7) Soruşturma veya kovuşturma makamlarınca menfaat çatışması olduğunun bildirilmesi nedeniyle görevlendirilen birden fazla vekile yukarıdaki fıkralarda belirtilen esaslara göre ücret ödenir.

(8) Vekil olarak görevlendirilen avukatın ölümü, mesleği bırakması ya da kanunî engellerle davadan çekilmesi hâlinde, yasal mirasçılar tarafından seçilen veya baro tarafından belirlenen yeni vekile de yukarıdaki fıkralarda belirtilen esaslara göre ücret ödenir.

(9) 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen görevsizlik ile yetkisizlik veya davanın nakli sebebiyle vekillik görevinin sona ermesi hâllerinde yukarıdaki fıkralarda belirtilen esaslara göre ücret ödenir.

(10) Aşağıdaki hallerde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yazılı ücretler arasındaki fark ilâveten ödenir:

a) Kovuşturma evresinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın yargılamanın yapıldığı il, ilçe veya yerin yetki alanı içindeki üst dereceli mahkemeye gönderilmesi,

b) Yasal mirasçıların seçtiği vekilin, dosyanın kovuşturmanın yapıldığı il, ilçe veya yerin yetki alanı dışındaki üst dereceli mahkemeye gönderilmesine rağmen istifa etmemesi.

(11) Yasal mirasçıların seçtiği vekilin veya bu vekil tarafından yetki verilen başka bir avukatın gelmesi nedeniyle görevi sona eren vekile yukarıdaki fıkralarda belirtilen esaslara göre ücret ödenir.

(12) Talimat üzerine görevlendirilen ve savcılıkça yapılacak olay yeri inceleme, ölü muayenesi ve otopsi ile tanık ve bilirkişi dinlenmesi işlemleri sırasında hazır bulunan vekile sadece birinci ve ikinci fıkralara göre ücret ödenir.

(13) Yasal mirasçılar tarafından seçilen vekilin;

a) Soruşturma evresinde azledilmesi halinde, yeni seçilen vekile ancak hazır bulunması zorunlu işlemler nedeniyle katıldığı işlerin ücreti ödenir.

b) Kovuşturma evresinde azledilmesi halinde, yeni seçilen vekile ayrıca ücret ödenmez.

(14) Vekillik ücretinin belirlenmesinde,

a) Birinci ve ikinci fıkralardaki ücret için hukukî yardımın yapıldığı tarihte yürürlükte olan,

b) Üçüncü fıkranın (a) bendindeki ücret için, soruşturmanın yapıldığı il, ilçe veya yerin yetki alanı dışında soruşturmayı gerektirir görevsizlik kararı verildiği veya aynı mahiyette yetkisizlik kararı verildiği veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiği veya kamu davası açılması hâlinde ise iddianamenin kabulü kararı verildiği tarihte yürürlükte olan,

c) Üçüncü fıkranın (b) bendindeki ücret için, dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan,

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınır.

(15) Sanığın cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi halinde, bu Yönetmelik uyarınca görevlendirilen vekili bulunan ve kamu davasına katılan yasal mirasçılar lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ayrıca avukatlık ücretine hükmedilmez.

Ücretin ödenme usulü

MADDE 10 – (1) Vekil;

a) Savcılıkça yapılacak olay yeri inceleme, ölü muayenesi ve otopsi ile tanık ve bilirkişi dinlenmesi işlemlerinden birisi sırasında hazır bulunmakla,

b) Soruşturma evresinde takip ettiği diğer işlerden birini yapmakla,

c) Kovuşturma evresinde bir oturuma katılmakla,

bu Yönetmelikte Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen meblâğı almaya hak kazanır.

(2) Zorunlu yol giderlerine; buna ilişkin belge, gider pusulası veya avukatın rayice uygun yazılı beyanı üzerine hak kazanılır.

(3) Vekilin; vekâletname, görevlendirme yazısı veya tutanağı, vekilin hazır bulunması zorunlu işlemlere ilişkin tutanaklar, soruşturma evresinde takip edilen diğer tüm işler nedeniyle verilen kararlara ilişkin tutanaklar ve kovuşturma evresine ilişkin tutanakların onaylı örneği, evrakın çok sayıda olması hâlinde ilk ve son sayfası ve varsa yapmış olduğu zorunlu yol giderlerine ilişkin belge, gider pusulası veya rayice uygun yazılı beyanı ile serbest meslek makbuzunu baroya vermesi üzerine, baro tarafından bu Yönetmelik ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre gerekli incelemeler yapılıp hukukî yardımın yapıldığı savcılık veya mahkemelere göre gruplandırılmış ayrıntılı ödeme listeleri geliş tarihi esas alınmak suretiyle en geç on gün içinde hazırlanır ve ekindeki dayanak belgeler ile birlikte soruşturma veya kovuşturmanın yapıldığı yer savcılığına teslim edilir.

(4) Vekil sigortalı olarak çalışmakta ise yanında çalıştığı avukatın, avukatlık bürosu ya da avukatlık ortaklığı şeklinde çalışmakta ise büro veya ortaklığın serbest meslek makbuzunu kullanır.

(5) Savcılıkça listeler ve ekindeki dayanak belgeler incelendikten sonra, vekile ödenmesi gereken meblağ ile varsa zorunlu yol giderlerini de kapsayan toplam ücret,  ödeme emrine esas belgelerle, serbest meslek makbuzunu düzenleyen vekilin bildireceği banka hesabına ödenmek üzere, müteveffanın görevli olduğu birlik veya kurumun tahakkuk işlemlerini yapan birime gönderilir.

(6) Beşinci fıkra gereğince yapılan ödemeler, yargılama giderlerinin hesabında dikkate alınmak üzere ödemeyi yapan ilgili birlik veya kurumun harcama birimince soruşturma ya da kovuşturma dosyasına bildirilir.

(7) Ödeme emrine esas belgeler, soruşturma veya kovuşturmanın yapıldığı yer savcılığınca gecikmeksizin düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Yürürlük tarihinden öncesine ilişkin uygulama

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 3/2/2015 tarihi ile bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih arasında 211 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesi uyarınca soruşturma ve kovuşturmalarda görevlendirilmiş vekillere ilişkin hususlarda da bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen döneme ilişkin belgelerin savcılığa teslim edilmesi üzerine ödemeye ilişkin işlemler gecikmeksizin yapılır.

Yürürlük

MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Millî Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı birlikte yürütür.

Hazırlayan : Mete Yanıkçı

Ek Bilgi

 17 Nisan 2016

Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi'nde geçen Şubat ayında PKK'lı teröristlerce şehit edilen Hava Piyade Assubay Üstçavuş Burhan Kaplan'ın adı, memleketi Kayseri'nin merkez Melikgazi İlçesi'ne bağlı Ağırnas Mahallesi'ndeki Hatıra Ormanı'nda yaşatılacak.

Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, şehit Assubay Üstçavuş Burhan Kaplan anısına Ağırnas'ta oluşturulan Hatıra Ormanı'na, Garnizon Komutanı Hv. Plt. Tümgeneral İsmail Yalçın, AK Parti İlçe Başkanı Sami Kadıoğlu, şehidin ailesi ve mahalle halkı ile fidan dikti. 

15cf28f799eb20e6850870cc6c63ecde

Melikgazi Belediyesi tarafından Ağırnas ile Gölbaşı bölgesi arasında 40 bin metrekarelik alanda oluşturulan Şehit Burhan Kaplan Hatıra Ormanı’nda protokol üyeleri, şehit ailesi ve vatandaşlar tarafından bin çam fidanı toprakla buluşturuldu.

Melikgazi Belediye Başkanı Büyükkılıç,

"Güzel insanlar, güzel işlere vesile olurlar.

Bugün şehidimiz anısına ağaç dikme kampanyası yaparak oluşturulan bu ormana ismini vermiş oluyoruz.

Bu çamlarımız burada büyüyecek gelişip serpilecek.

Biz de Melikgazi Belediyesi olarak bakımını sağlayacağız.

Ağırnasımızın yeşermesine vesile olacak, şehidimizin ismini burada yaşatacağız.

Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu vesile ile bu vatan için canını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan ailelerine, yakınlarına, dostlarına sabır diliyorum" dedi.


Hazırlayan : Mete Yanıkçı

 

18 NİSAN 2016

Assubayların özlük haklarında düzenleme beklentisi sürüyor özellikle de makam ve görev tazminatları konusunda.

Aslında hükümet de bunun farkında ve bu yönde çalışmalar yapıldığını söylüyor ancak sonuca varılmış değil.

O nedenle de henüz sokağa yansımayan ama sosyal medyada içten içe kaynayan bir durum söz konusu.

Bu konuda en çok vurgulanan nokta da Güneydoğu’daki çatışmalarda TSK’da uzman erbaşlarla birlikte en fazla şehit veren assubaylara gereken değerin verilmediği yönünde.

Nitekim bu rahatsızlığı geçenlerde TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser, ana muhalefet partisinin liderine de anlatarak destek istedi.

İşte bu nedenle bizde hafta sonu güneydoğuda STK Temsilcileri ve yöre halkıyla bir araya gelerek, bölgedeki son gelişmelerle ilgili inceleme yapan TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser’i aradık ve astsubayların istekleriyle ilgili son durum nedir diye sorduk.

O da “ yukarının önceliği siyaset tabanınki can” diye söze başlayarak, şunları söyledi:

“Antalya’da kampta, İstanbul’da orduevinde ya da askerlik şubesindeki subay komutanlık tazminatı alıyor ama şu an  Nusaybin’de, Sur’da Yüksekova’da fiilen komutanlık yapan ve kurşunlara hedef olan assubay komutanlık tazminatını almıyor.

Komutanlık tazminatı yaklaşık 400 lira civarında bir şey ama buradaki olay tazminatın miktarından çok psikolojisiyle ilgili.

İnciten taraf bu insanlar değerli olduklarını hissetmek ve bunu somut olarak görmek istiyorlar.

Bunlar hayata geçirilirse TSK içerisindeki fitnenin ve dedikodunun da büyük oranda önüne geçilmiş olur.”

Özetle Keser’in dediğine göre; durum oldukça ciddi ve ivedilikle çözüm şart... 

Sokaktaki İnsan  |  Tunca Bengin Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir." style="color:rgb(68, 136, 187);text-decoration:none">Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

Hazırlayan : Mete Yanıkçı

09 NİSAN 2016

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Başkanı Ahmet Keser’i kabulünde, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun astsubayların özlük haklarına yönelik verdiği sözleri süresi içinde tutmasına yönelik taleplerin takipçisi olacaklarını bildirdi.

Kılıçdaroğlu, önceki gün genel merkezdeki makamında TEMAD Başkanı Keser ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Alınan bilgilere göre görevdeki astsubaylar ve emekli astsubayların sorunlarına ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yapan Keser, bölgede görev yapan astsubayların morale ve özlük haklarının iyileştirilmesine ihtiyaç duyduklarını bildirdi.

“Her gün yanında görev arkadaşlarını şehit veren astsubayların gündemi can” diyen Keser’in, “Muvazzaf astsubaylar önemsendiklerini görmek istiyorlar. Başbakan’ın vermiş olduğu sözler var, bu sözlerin süresi içinde tutulması moral verecektir” dediği kaydedildi.

Kılıçdaroğlu’nun “Verilen sözlerin takipçisi olacağız, astsubaylar dahil askeri personelin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda olumlu görüşümüz var” dediği belirtildi.


http://www.milliyet.com.tr/sorunlarinizin-takipcisi-olacagiz/siyaset/detay/2223943/default.htm

 

08 Nisan 2016

Bir iktidar partisi mensupları, üstelik biri Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Hukuk Profesörü, “Yürütme de bizim, Yasama da bizim, Yargı da bizim” diye muhabbet ediyorsa…

Halka düşen, “Daha ne istiyorsunuz?” diye sormak olur.

Bu soru:

1.Yetmedi mi?.. şeklinde de anlaşılabilir…

2. Evet ama yetmez, daha neler isterseniz?.. şeklinde de.

Sanırım 50-50 milletten beklenen doğrudan ikinci soruyu sorması ve ne lazımsa, ne eksikse, onları da arz etmesi.

Çünkü belli ki yetmiyor.

Bu “üç kuvvet”“Dördüncü Kuvvet” medya da eklendiği halde.

Ayrıca bittabi “Silahlı Kuvvetler” de Yürütme’nin emrinde olduğu halde.

Sermaye Kuvveti”ni, “Kuvvetli Sermaye” ve “İktidarsız Sermaye” olarak iki parça görsek dahi, o da “Bizim” zaten.

Görüldüğü gibi ortada bir kuvvet kalmamış durumda.

Ama soru yerinde:

Daha ne istiyorsunuz! 

*** 

Yukarıdaki bölümün “bir demokrasi”yle de, “yarı-demokrasi”yle de zerre ilgisi yok tabii.

Bir devlete, ülkeye ve millete bu gözle bakıyorsanız, yani “Devlet”i sadece eşanlamlı “Mülk” değil, tam manasıyla “Mülkiyet” sayıyorsanız, “Biz”e hiçbir şey yetmez.

O yüzden “ötekiler” için geniş bir “teröre yardım, yataklık, propaganda suçu”tanımlamak da makul olur…

Vatandaşlıktan atmak da…

Bizatihi “Tek ağız”dan, “Suçluysa tabii tutuklanacak” diye, “Suç”u hükümle değil, yargıyla değil, önyargıyla tanımlayan, her tutuklunun “suçlu” olduğunu söyleyen bir hukuku meşru saymak da! 

*** 

O yüzden mesele artık “Kim bizden, kim bizden değil” safhasındadır ve gerçekten bu ülkeye, bu halka yazıktır.

Herkesin Cumhurbaşkanı, Herkesin Başbakanı, Milletin Devleti, Milletin Meclisi, Millet Adına Bağımsız Yargı, Milletin Polisi, Milletin Ordusu” hep bu şekilde bakıyor ve işler öyle yürüyor yahut yürütülüyor ise, “Herkes”e yazıktır!

O yüzden, önceki gün benim de burada eleştirdiğim “Kılıçdaroğlu lafı”nı dillerine dolayanlar, protesto edenler, sadece bir vakıfta 45-50 çocuk, başka yerlerde hayatları, haysiyetleri, çocuklukları, ruhları ve bedenleri saldırıya uğramış onca çocuk için şöyle layıkıyla bir protestoyu asla yapmaz. (Tabii tersi olanlar da mevcut!)

İki çift lafı bile bir araya getiremez, getirmez.

ABD’deki kiliselerde çocuk tacizlerini ele alan Oscar’lı gazetecilik filmi Spotligntbile bir üniversitede yasaklanır; vakıflı amcalar, teyzeler alınmasın diye.

Çocuklara bile “kimden, kimlerden” diye bakabilirler diye kuşkuya düşülebilir ancak ondan önce “Vakıf, dernek, okul, yurt kimin, kimlerden” diye bakmışlardır.

Ana muhalefet liderinin, sert bir eleştiri için asla gerekmeyen o lafı“edepsizlik”tir…

Ama “edepsizlikler”de “hangi edepsiz bizden” diye bakmak da ebedi edepsizliktir.

Her gün insanlara, başkalarına, “bizden olmayanlar”a küfür, kıyamet, hakaret yağdıranlar işte!  

'HAKARET' DEYİNCE... 

Memlekette her gün gazeteci veya değil, çok sayıda kişi “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanıyor.

Böyle böyle 1000’den fazla dava.

Üstelik iki ciddi davada iki hakimden biri “eleştiri-beraat” kararı, diğeri “Bu suç Anayasa’ya aykırıdır” kararı verdiği halde.

Buna karşılık sivil-asker, çok sayıda insanın maruz kaldığı “hakaret” ise herhalde“akaret” sayılıyor.

Geçenlerde burada İstanbul’da “ Paşa komutan hakareti”ne karşı dava açan bir astsubayı yazmıştım.

Bugün de Trakya’da bir birlikte “Tank komutanı” sayılan ama tanktan inince“harita çantası kopuk” diye herkesin önünde, “Üsteğmen komutan”ın “Defol git. Seni mezun eden hocanın anasını vs...” ve hatta boğazı sıkılan, ordudan attırılmakla tehdit edilen bir astsubayın “Beni askerlikten soğuttu” diyerek, raporuyla birlikte açtığı davayı söylemiş olayım.

Kendilerine hakaret”te yeri göğü inleten ama sıradan insanların maruz kaldıklarını pek göremeyenler için bir vaka daha o zaman:

Kendisinin de kabul ettiği (önemli de olabilir) “bir hata yaptığı için”, sorgu-yargı yerine, “Yarbay Komutan”ın “Öldürmeli” sözlerine ve esas duruştayken suratına vurduğu yumruğa ve tanık astsubaylar ve subay önünde “Buna yetkim var”beyanına maruz kalan astsubay mesela.

Biliyor musunuz, Askeri ceza Kanunu’nda şöyle bir madde var üstelik:

Madununu kasten itip kakan, döven, eza verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan, tazip maksadıyla madununun hizmetini lüzumsuz yere güçleştiren veya onun diğer askerler tarafından tazip edilmesine müsamaha eden amir veya mafevk iki seneye kadar hapis olunur.”

Belki de sorun “madun, eza, sıhhat, tazip, müsamaha, amir, mafevk” ne demektir, nedir, kimdir diye “tercüme” edilemediği içindir!

Halbuki işte Nusaybin: Binbaşı ile astsubay birlikte “şehit.” Başka astsubaylar, uzman çavuşlar da, hatta “aşıya götürürken çocuklarının önünde vurulan korucu”da!

Kimileri ise onları sağ iken, kimileri ise “şehit olduktan sonra” bile bir ve aynı görmüyor.

 

Umur Talu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir." style="color:rgb(68, 136, 187);text-decoration:none">Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

08 Nisan 2016

Bir iktidar partisi mensupları, üstelik biri Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Hukuk Profesörü, “Yürütme de bizim, Yasama da bizim, Yargı da bizim” diye muhabbet ediyorsa…

Halka düşen, “Daha ne istiyorsunuz?” diye sormak olur.

Bu soru:

1.Yetmedi mi?.. şeklinde de anlaşılabilir…

2. Evet ama yetmez, daha neler isterseniz?.. şeklinde de.

Sanırım 50-50 milletten beklenen doğrudan ikinci soruyu sorması ve ne lazımsa, ne eksikse, onları da arz etmesi.

Çünkü belli ki yetmiyor.

Bu “üç kuvvet”“Dördüncü Kuvvet” medya da eklendiği halde.

Ayrıca bittabi “Silahlı Kuvvetler” de Yürütme’nin emrinde olduğu halde.

Sermaye Kuvveti”ni, “Kuvvetli Sermaye” ve “İktidarsız Sermaye” olarak iki parça görsek dahi, o da “Bizim” zaten.

Görüldüğü gibi ortada bir kuvvet kalmamış durumda.

Ama soru yerinde:

Daha ne istiyorsunuz! 

*** 

Yukarıdaki bölümün “bir demokrasi”yle de, “yarı-demokrasi”yle de zerre ilgisi yok tabii.

Bir devlete, ülkeye ve millete bu gözle bakıyorsanız, yani “Devlet”i sadece eşanlamlı “Mülk” değil, tam manasıyla “Mülkiyet” sayıyorsanız, “Biz”e hiçbir şey yetmez.

O yüzden “ötekiler” için geniş bir “teröre yardım, yataklık, propaganda suçu”tanımlamak da makul olur…

Vatandaşlıktan atmak da…

Bizatihi “Tek ağız”dan, “Suçluysa tabii tutuklanacak” diye, “Suç”u hükümle değil, yargıyla değil, önyargıyla tanımlayan, her tutuklunun “suçlu” olduğunu söyleyen bir hukuku meşru saymak da! 

*** 

O yüzden mesele artık “Kim bizden, kim bizden değil” safhasındadır ve gerçekten bu ülkeye, bu halka yazıktır.

Herkesin Cumhurbaşkanı, Herkesin Başbakanı, Milletin Devleti, Milletin Meclisi, Millet Adına Bağımsız Yargı, Milletin Polisi, Milletin Ordusu” hep bu şekilde bakıyor ve işler öyle yürüyor yahut yürütülüyor ise, “Herkes”e yazıktır!

O yüzden, önceki gün benim de burada eleştirdiğim “Kılıçdaroğlu lafı”nı dillerine dolayanlar, protesto edenler, sadece bir vakıfta 45-50 çocuk, başka yerlerde hayatları, haysiyetleri, çocuklukları, ruhları ve bedenleri saldırıya uğramış onca çocuk için şöyle layıkıyla bir protestoyu asla yapmaz. (Tabii tersi olanlar da mevcut!)

İki çift lafı bile bir araya getiremez, getirmez.

ABD’deki kiliselerde çocuk tacizlerini ele alan Oscar’lı gazetecilik filmi Spotligntbile bir üniversitede yasaklanır; vakıflı amcalar, teyzeler alınmasın diye.

Çocuklara bile “kimden, kimlerden” diye bakabilirler diye kuşkuya düşülebilir ancak ondan önce “Vakıf, dernek, okul, yurt kimin, kimlerden” diye bakmışlardır.

Ana muhalefet liderinin, sert bir eleştiri için asla gerekmeyen o lafı“edepsizlik”tir…

Ama “edepsizlikler”de “hangi edepsiz bizden” diye bakmak da ebedi edepsizliktir.

Her gün insanlara, başkalarına, “bizden olmayanlar”a küfür, kıyamet, hakaret yağdıranlar işte!  

'HAKARET' DEYİNCE... 

Memlekette her gün gazeteci veya değil, çok sayıda kişi “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanıyor.

Böyle böyle 1000’den fazla dava.

Üstelik iki ciddi davada iki hakimden biri “eleştiri-beraat” kararı, diğeri “Bu suç Anayasa’ya aykırıdır” kararı verdiği halde.

Buna karşılık sivil-asker, çok sayıda insanın maruz kaldığı “hakaret” ise herhalde“akaret” sayılıyor.

Geçenlerde burada İstanbul’da “ Paşa komutan hakareti”ne karşı dava açan bir astsubayı yazmıştım.

Bugün de Trakya’da bir birlikte “Tank komutanı” sayılan ama tanktan inince“harita çantası kopuk” diye herkesin önünde, “Üsteğmen komutan”ın “Defol git. Seni mezun eden hocanın anasını vs...” ve hatta boğazı sıkılan, ordudan attırılmakla tehdit edilen bir astsubayın “Beni askerlikten soğuttu” diyerek, raporuyla birlikte açtığı davayı söylemiş olayım.

Kendilerine hakaret”te yeri göğü inleten ama sıradan insanların maruz kaldıklarını pek göremeyenler için bir vaka daha o zaman:

Kendisinin de kabul ettiği (önemli de olabilir) “bir hata yaptığı için”, sorgu-yargı yerine, “Yarbay Komutan”ın “Öldürmeli” sözlerine ve esas duruştayken suratına vurduğu yumruğa ve tanık astsubaylar ve subay önünde “Buna yetkim var”beyanına maruz kalan astsubay mesela.

Biliyor musunuz, Askeri ceza Kanunu’nda şöyle bir madde var üstelik:

Madununu kasten itip kakan, döven, eza verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan, tazip maksadıyla madununun hizmetini lüzumsuz yere güçleştiren veya onun diğer askerler tarafından tazip edilmesine müsamaha eden amir veya mafevk iki seneye kadar hapis olunur.”

Belki de sorun “madun, eza, sıhhat, tazip, müsamaha, amir, mafevk” ne demektir, nedir, kimdir diye “tercüme” edilemediği içindir!

Halbuki işte Nusaybin: Binbaşı ile astsubay birlikte “şehit.” Başka astsubaylar, uzman çavuşlar da, hatta “aşıya götürürken çocuklarının önünde vurulan korucu”da!

Kimileri ise onları sağ iken, kimileri ise “şehit olduktan sonra” bile bir ve aynı görmüyor.

 

Umur Talu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir." style="color:rgb(68, 136, 187);text-decoration:none">Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ