ahmet ÇAM

ahmet ÇAM

Sn.Genelkurmay Başkanım, Bugünlerde gerek basın, gerekse aldığımız duyumlara göre ASSUBAYLARIN HAKLARININ verilmesi konusunda bir takım girişimlerinizin olduğunu duyuyor ve bu GİRİŞİMİNİZİ TSK NIN BİRLİK ve DİRLİĞİ adına büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Sn Komutan. TSK da PERSONELİN DAYANIŞMA içinde olduğunun görülmesi,personel için GÜVENLİ bir çalışma ortamının sağlanması isteniliyorsa ; ASSUBAY HAKLARININ verilmesi konusu TSK nın BİRLİK BÜTÜNLÜK içermesi açısından OLMAZSA OLMAZ şartlarından biridir.

Aslında TSK da BİRLİK ve DİRLİK önceden de bu durumda olmalı, bugünkü GÜVENSİZ ve AYIRIMCI ortamlar olmamalıydı. Assubaylar TSK da AYIRIMA tabi tutulmamalı, ötekileştirilmemeliydiler. Bu hususlar TSK da YAŞANMAMALI, yapılan ÖNYARGILI uygulamalardan dolayı Assubayların ortaya çıkan MAĞDURİYETLERİ ÇOKTAN çözüme KAVUŞMUŞ olmalıydı. Sizden önceki GENKUR BŞK .ları zaman zaman ASSUBAYLARIN SORUN ve MAĞDURİYETLERİNİ " SÖZDE " olarak dile getirmişler, ama "ASSUBAY DEVRİMİ " YAPACAĞIM " demelerine rağmen " ÖZDE " hiç bir şey yapmadan ÇEKİP gitmişlerdir.

GENELKURMAY BAŞKANLARI ve KOMUTA katı SÖZDE " TSK BİR BÜTÜNDÜR,TSK DA PERSONEL ARASINDA AYIRIM YOKTUR, ASSUBAYLAR TSK NIN AYRILAMAZ ÖNEMLİ UNSURUDUR " DEMELERİNE RAĞMEN ÖZDE olan UYGULAMALARDA İSE ;

       1.Subay- Assubay maaşları arasında UÇURUMLAR yaratılmış,  

       2.Subaylara 6 tane TAZMİNAT verilirken ,Assubaylara bir tanesi dahi verilmemiştir.

       3.Harp okullarında ÖĞRENİM sürelerinin ARTIŞINDA SUBAYLARA İNTİBAKLAR hemen yapılırken,2003 yılından bu yana Assubaylara İNTİBAKLARI yapılmamıştır.

       4.MYO mezunu Polisler ve diğer kamu personeli göreve 9/2 kademeden başlatılırken,aynı tahsil süresi olan okuldan mezun olan ve daha AĞIR şartlarda görev yapan ASSUBAYLAR ÖNYARGILI olarak göreve 9/1      kademeden göreve başlatılmışlardır.

       5.Assubaylar göreve gönderilirken 926 sayılı  kanuna tabi tutulurken,konu ÖZLÜK hakları olunca 657 sayılı yasaya tabi tutulmuşlardır.

       6.Orduevleri ,Askeri gazinolar,Lojmanlar,servis araçları gibi konularda da Assubaylar TSK da YOK sayılmış, ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞLERDİR.

Doğruluk derecesi tam olarak TEYİT edilmemekle birlikte alınan duyumlardan TAZMİNAT konusunda da BÜYÜK BİR YANLIŞIN yapılacağını, yıllardır VERİLECEĞİ YILAN hikayesine dönen ve GECİKTİRİLMİŞ BİR HAK durumuna düşen TAZMİNATLAR bugüne kadar SUBAYLARA sadece RÜTBE düşünülerek verilirken. Assubaylara DERECE düşünülerek verileceği belirtilmektedir. Eğer bu duyum DOĞRU ise ve UYGULAMA bu YÖNDE olursa ,yapılacak olan bu AYIRIM ve HAKSIZLIK bugüne kadar ASSUBAYLARA yapılan KÖTÜLÜKLERİN üzerine TUZ BİBER dökülerek YAPILAN en BÜYÜK KÖTÜLÜK.HAKSIZLIK olacaktır.

Tazminatlar derece GÖZETİLMEKSİZİN Başçavuş ve Kd.Bşçvşlara verilmelidir. Eğer ille bir AYIRIM yapılacaksa rütbeler  (II.Kad.Kd.Bşçvş,Kad.Kd.Bşçvş, Kd.Bşçvş ve Bşçvş) arasında gösterge rakamlarında farklılıklar olabilir . AMA BURADA derece şartı adaletsizliği  kesinlikle GÖZETİLMEMELİDİR.

Assubaylar olarak kimsenin NE MAAŞINDA,NE TAZMİNATINDA,NE RÜTBESİNDE,NEDE MAKAMINDA GÖZÜMÜZ olmadığını, ancak aynı UÇAKTA,HELİKOPTERDE,GEMİDE,TANKTA, ARAÇTA ,PUSUDA,GÖREVDE birlikte YER alırken SUBAYA RİSK nedeniyle verilen TAZMİNATIN ,hangi gerekçe ve ÖNYARGIYLA Assubaya verilmemesinin tarafınızca SORGULANIP DEĞERLENDİRİLMESİNİ istiyoruz.

AYIRIMSIZ-AİLE-BÜTÜN denilen TSK da Assubaylara TÜM bu yapılanlar AYIRIM değilse ,bu yapılanlar başka NE ile İSİMLENDİRİLİP, AÇIKLANABİLİR ? Sn GENELKURMAY BAŞKANIM. Yukarıda SAYDIĞIMIZ ve ASSUBAYLARI TSK da AYIRIMA tabi tutan maddeler bugün hala TSK da GEÇERLİ Mİ ,DEĞİL Mİ ? Lütfen bunları bir ARAŞTIRTIN ve DEĞERLENDİRİNİZ. Tüm bu OLUMSUZLUKLARA rağmen ASSUBAYLAR hala TSK da İŞLERİNİ AKSATMIYOR ve TSK nın YÜKÜNÜ taşıyorlarsa BÜYÜK BİR ÖZVERİDE BULUNMUŞ OLMUYORLAR MI ? Bu ÖZVERİDE bulunan CAMİAYA bu kadar HAKSIZLIK-AYIRIM-HUKUKSUZLUKLAR YAPMAK-ÖTEKİLEŞTİRMEK VİCDANLARA SIĞAR MI ? BÜTÜN BU YAPILANLAR ORTADA İKEN HALA TSK DA AYIRIM YOKTUR,TSK BÜTÜNDÜR-AİLEDİR DEMEK DOĞRUMUDUR VE NE KADAR GERÇEKÇİDİR ?

Sn.Genelkurmay Başkanım, Artık GEÇMİŞİ KARIŞTIRMANIN ve YANLIŞLARI aramanın NE BİZLERE NEDE TSK YA YARARI olmaz. Ama bugün YAPILMASI planlanan İYİLEŞTİRMELERDE geçmişte yapılanlar gibi ASSUBAYLARI mağdur etmemeli, personel arasında AYIRIMI çağrıştıran UYGULAMALAR olmamalıdır. BİZ ASSUBAYLAR TSK DA BİRLİĞİN DİRLİĞİN SAĞLANMASINI,HAKLARIN YASAL GÜVENCELERLE TEMİNAT ALTINA ALINMASINI, BASKICI VE ÖTEKİLEŞTİREN SİSTEMDEN VAZGEÇİLMESİNİ İSTİYORUZ. Assubaylar olarak TSK da ki HİYERARŞİK sistemi DESTEKLİYOR, ancak KEYFİ uygulamaların ortadan kaldırılmasını, buna uymayanların YASAL sorumluluklar altına alınmasını istiyoruz.

Sn ,Genelkurmay Başkanım  lütfen. Bir defada ASSUBAYLARA bugüne kadar TSK da YAPILANLARI ÖNYARGISIZ olarak DEĞERLENDİRİNİZ. Lütfen VİCDANINIZIN sesini de DİNLEYEREK yapmayı DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ASSUBAY HAKLARI konusundaki İYİLEŞTİRMELERDE bir DEFA olsun ASSUBAYLARIN HAKLARININ VERİLMESİ hususunda bugüne kadar SUBAYLAR için GÖSTERİLEN ÇABAYI ve DOĞRULUĞU bir kez de ASSUBAYLAR için GÖSTERİNİZ. Bu KEZ sizlerden DOĞRU ve ADİL bir DAVRANIŞ sergilemenizi ÖZELLİKLE bekliyor ve istiyoruz.

Assubaylara bugüne kadar GECİKTİRİLMİŞ olarak VERİLMEYEN HAKLARININ verilmesi için KATKIDA bulununuz ve ASSUBAYLARI TSK ya tekrar KAZANDIRINIZ. Böyle bir DAVRANIŞ hem TSK ,hem VATAN hem de MİLLETİMİZİN BİRLİK ve BERABERLİĞİ için ÇOK ÖNEMLİ ve GEREKLİ olacaktır.

Görevinizde BAŞARILAR ve SAĞLIKLI günler dilerim. 


GERÇEKLERİ ÖĞRENMEK HEPİMİZİN HAKKI...

 

Kıymetli Meslektaşlarım;


 Yaklaşık 20 gün önceki yazımda;  bir erken uyarı görevi yaparcasına, assubaylara verilmesi planlanan tazminatlar da;  " II. Kad. Kd. Bçvş. rütbesinde olma ve  24 Yıl Bilfiil çalışma" şartının olduğunu, intibaklarda ise; 2003 yılı öncesi mezunlara bir derece verileceğini, ancak görevdeyken, yüksekokul veya üniversite bitirerek derece ve kademe ilerlemesi yapan,  2003  öncesi mezunların, söz konusu intibaktan faydalanamayacağını"  yazdık. Yazımızda, bu konudaki çekincelerimizi de dile getirmiştik.


 Önce, bir kısım meslektaşımız, daha sonra TEMAD İl Başkanlarından bazıları, yazılar yazarak  bize tepki gösterdi. Hatta, şu an iktidar partisinde siyasetle uğraşan, milletvekili aday adayı olan,  eski bir Genel Başkan Yardımcısı, şahsımı telefonla arayarak;  "kardeşim yok böyle bir şey, kim nereden uyduruyor bunları" diyerek, tepkisini bizzat bize iletti.


 Bende kendisine;  "Ankara da ikamet ettiğini, Genelkurmaya, Bakanlıklara,  3-4 Km. mesafede olduğunu, yazdıklarımızın yalan olup olmadığını,  gidip oralardan araştırmasını ve ondan sonra aramasını" söyledim.


  O gün bu gündür aramadı hala..


 Durumun vahametine istinaden, Sn. Ersen Gürpınar Ağabeyimiz ile istişare ederek, onun önderliğinde,  www.emekliassubaylar.org. sitesinde, Başbakanlığa ve Genelkurmay Başkanlığına yönelik  mail kampanyası düzenlendi.     


 Yaklaşık 5 günde, kampanya yazısı, 18.000 kişi tarafından okundu ve yoğun bir katılım oldu. Bunun üzerine, Genelkurmay Başkanlığı, site yönetimine açıklama yaptı ve açıklamayı, Sn. Ersen Gürpınar duyurdu.


 Çok geçmeden, durumun ciddiyetini kavrayan, TEMAD Genel Merkezi, TEMAD'ın resmi internet sitesinde," II. Kad. Kd. Bçvş. rütbesinde olma ve  24 Yıl Bilfiil çalışma" şartının kaldırılması için"  Başbakanlığa ve Genelkurmay Başkanlığına yönelik,  mail ve mektup kampanyası başlattı.


 Bize tepki gösteren,  eski Genel Başkan Yardımcısı da, adı ile kayıtlı internet sitesinde, tablolar yayınlayarak, durumun ciddiyetini kavradığını göstermiş oldu.


 ***


 Tüm bunlar olurken, Ahmet KESER'in, bir sitede röportajı yayınlandı. Röportajı okuyunca, hayretler içinde kaldım.  Tam 4 yıldır, bu konularda hiç  açıklama yapmayan, kendi yönetimi kurulu üyelerinin istifa sonrası verdiği demeçleri bile cevaplamayan Ahmet KESER, ne oldu da bu gün bunları açıklamaya başladı. Evet, ne değişti de bu konuları açıkladı? 


Ahmet KESER'in röportajda söylediği sözlerin bazılarını,  ben yaklaşık  3 yıl önce, 16 Nisan 2013 tarihinde, istifa eden TEMAD yöneticileri ile yaptığım röportajda, video olarak  yayınlamış, o dönemde şahsım ve istifa eden arkadaşlarımız, ihanetle, hainlikle, suçlanmış, yalan yazmakla itham edilmiştik.


İş boyuta gelmişti ki, bu gün  Genel Başkan Yardımcısı konumunda olan bir şahıs, bizler için, "Paşa maşası, Genelkurmayın Kadrolu elemanı, ajan,  içimizdeki irlandalı," vb.  sözleri yazmaktan bile hiç çekinmemişti. 


Kaderin cilvesi olsa gerek, o gün bizlere olmadık hakaretleri yapanlar, Ahmet KESER bazı  gerçekleri açıklayınca,  biraz olsun yüzleri kızarır mı? merak ediyorum. Tabi,  hala kızaracak yüzleri ve utanma duyguları var ise...


O dönemde bizler;   "Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in, TEMAD yöneticilerini VİP. törenle karşılattığını, Genelkurmay Başkanının, sorunların çözümü için ortak hareket edilmesi gerektiğini, TEMAD'ın birliklere giderek ilk elden sorunları öğrenmelerini, Personel Başkanlığı ile ortak çalışma yapmalarını istediğini" yazmış, buna karşılık TEMAD yönetiminin, "TV.lerin popüleritesine kapılarak, maksadını aşan konuşmalar yaptığını ve köprüleri attığını" yazmıştık. 


 Evet, o dönemde bunlara "yalan" diyen kalemşörler,  şimdi ne diyecek?  Buyurun Ahmet KESER de aynısını söylüyor.


 Ancak mevzu bu değil...


 

4 yıldır ne yaptınız?

 

Ölüm orucu sonrası, çaresizlik ve çözümsüzlük içinde kalıp, hiç bir yer ile resmi temas kuramayınca, son çare, sitemizin yaptığı mail kampanyasını taklit ederek, mektup, mail  düzenleyen TEMAD yönetimi, kendilerini haklı göstermek için 4 yıl önce yaşanmış görüşmeyi ne hikmetse şimdi anlatıyor.


Kardeşim, 4 yıldır neden açıklamadın?

 

Devlet sırrı mıydı bu görüşme? 


İnsanlar meslekten atıldı, cezalar aldı,


TSK'nın en çok yıpratıldığı bir dönemde,  "yuvamız, kurumumuz" dediğimiz TSK'ya  hakarete varılan yorumlar yapıldı, aşırı derecede yıpratıldı, ileri geri yazılar yazıldı? 


Bu günlerde bunu açıklamanızdaki amaç ne? 


 Tabi, yumurta sona gelince tutuştular!


Suriye yanıyor, Irak'taki askerlerimiz, Musul şehrinde çatışmanın eşiğinde, Rusya ile savaş an meselesi, bizimkiler  ne maksatla açıklıyorlarsa,  4 yıl önceki görüşmeyi, bu gün açıklıyor. 


Bakın tekrar ediyorum, 2012 'deki oyun yeniden sahnelenmeye çalışılıyor, herkesi dikkatli olmasın ve oyuna gelmemesini öneriyorum.


Sevgili Meslektaşlarım;

Assubay kamuoyunun,  gerçekleri bilmek her zaman hakkıdır. Hele ki,  kendi hakları söz konusu ise kesinlikle hakkıdır.
 


 Bu nedenle, 2011 yılında, o görüşmelere katılan, dönemin TEMAD Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sn. Ayhan YILDIRIM'dan Ahmet KESER'in röportajında geçen bazı konulara açıklık getirmesini istedik. 

 

Kendisi, bizleri kırmayarak, yaşananları anlattı. 


  Önce,  malum sitesindeki,  Ahmet KESER röportajından (siyah kısım)  bir bölümü, altında ise Sn. YILDIRIM'ın ( kırmızı kısım) konu ile ilgili açıklamalarını okuyacaksınız;


genkur ziyaret

 

AHMET KESER : 11 Ekim 2011’de yönetime geldikten sonra, ufukta özlük haklarımızın iyileştirilmesi konusunda ufukta bir çalışmanın var olup olmadığının öğrenilmesi maksadıyla hem siyasete hem Genelkurmay’a gittik. İlk ziyaretimizi Genelkurmay Başkanlığı’na yaptık. Genelkurmay Başkanı ile kendi Personel Başkanı Korgeneral’in de bulunduğu bir ortamda yönetim kurulu üyeleriyle beraber bir görüşme gerçekleştirdik.


 Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Paşa çok iyi niyetli yaklaştı. Hakkını iade ederek söylemek istiyorum, ve Korgeneraline Personel Başkanı’na emir verdi. ;


 “TEMAD ne istiyorsa çalışın, bana getirin” dedi. “Ben bunların takipçisi olacağım…Beraber  çalışacaksınız, TEMAD ne istiyorsa onu getireceksiniz” dedi. “Bana astsubaylarla ilgili yaptığınız şu çalışmaları, iyileştirmeleri bir okuyun bakayım” dedi.

 

AYHAN YILDIRIM : TEMAD seçimlerini kazandıktan sonra, resmi ilk ziyaretimizi, 03 Kasım  2011 tarihinde,  MSB Müsteşarı Korgeneral Ümit DÜNDAR'a yaptık. Sn. Ümit DÜNDAR  Nisan 2011 ayında kanunlaşan,  KOMKARSU vs tazminatların, Başbakanlıkta olduğunu,  bize 3 Kasım  2011 tarihinde yani yaklaşık 5 ay önce söylemişti.


  Necdet ÖZEL paşa,  gerçekten bizleri çok iyi karşıladı, hatta seçimlerimizi takip ettiğinden bile bahsetti. Personel başkanına birlikte çalışılması için talimat verdi.  


 AHMET KESER  : Personel Başkanının elinde şöyle bir liste vardı. Elindeki listeyi şöyle bir çevirdi, yatay bir excell tablosu. Orada, sorunlar “Planlanan – Yapılan – Yapılamayan”… falan renk kodları vermişler, kırmızı – mavi… diye, ne istedik, ne yapıldı diye… Birinci sayfayı açtı Korgeneral, bir şey yok, ikinci sayfayı açtı bir şey yok, üçüncü sayfayı açtı bir şey yok. Yani bizimle ilgili yapılan bir şey yok.


 “Bırak!” dedi, “Bir yerden oku bari” dedi. “Yapılamayanı oku” dedi. Gerildi, yapılamayanı okurken bir madde : Astsubaylar vefat ettiklerinde, geride mirasçılarına bıraktığı silahın devir teslimi Emniyet Müdürlüğünce yapılıyor, bunun devir tesliminin Kuvvet Komutanlıklarınca yapılması konusunda teklif sunulmuş, bu teklife de sıcak bakılmamış.

 “Yahu geç onu!” dedi. “Başka bir şey söyle!” Başka bir şey söyledi ; Kamplara girerken günlük 5 liralık park ücreti alınıyormuş, meslektaşlarımız günübirlikçilerden bu park ücretinin alınmamasını istemişler çünkü orada kalanlar zaten vermiyor.


 Ben dedim ki; “Sayın Genelkurmay Başkanım, bunların hepsi uvertür konular, tali konular, bizim sorunumuz bu değil."

 “Peki ne istediler?” diye sordu. “Efendim 1’in 4’ünü istediler” dedi.


 “Peki ona ne yaptık?” dedi. “Biz bu konuyla Hükümete müracaat ettik, bir sonuç alamadık.”


 Ben dedim ki “Bu konu Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkmıştı, ona da Genelkurmay’ın da girdi yapmasıyla beraber iptal edildi”


 “Niye vermedik ki astsubaylara?” diye sordu. Sıkıştı şimdi, adam bu seferde soruyor hep.


 “Niye vermedik?” “Efendim, biz onunla ilgili bir daha çalışma yapıyoruz” … Ben de dedim ki “Niye?... Daha önce çıkmıştı ki zaten” dedim. “Tekrar çalışma yapmanıza gerektirecek ne var?” dedim. “Birinci derecenin dördüncü kademesinin çıkmış olması bizi tek başına rahatlatacak bir şey değil” dedim..


 Genelkurmay Başkanı döndü, “Bunu zaten çok istiyordunuz.” dedi. “Biz bunu makam ve görev tazminatı alabilmek için istiyoruz. Yoksa birinci derecenin dördüncü kademesinin bize 3,5 – 4 lira getirisi var” dedim. “Öyle mi?” dedi. “Evet” dedi Korgeneral de. “Biz bunu sadece diğer iki tazminatı alalım diye istiyoruz. Bu zaten hakkımız, Meclisten de çıkmıştı ve sizin Genelkurmay’ın girişimleri ile bu Meclisten geri alındı."


 Tabi O süreci biliyor. Fakat mahçup. Gelmiş, bir şey de yapmak istediği, samimi bir şey yapmak istediği belli.


 “Peki” dedi, “Anladım, bu konularla ilgili astsubaylarımız ne istiyorsa bunları halledeceğiz” dedi.


“Ben, göreve geldiğimden beri Başbakan’dan dört tane şey istedim, bunun üçünü yaptı, biri hala devam ediyor, bu da yapılacak, beşinci şey olarak sizin için isteyeceğim” dedi. “Sizin sorunlarınızı halletmemiz gerekiyor, yoksa Ordu sıkıntıya giriyor” dedi.


 Hatta ben orada bir cümle kullandım, dedim ki; “Türk Silahlı Kuvvetlerinde aidiyet duygusu kayboluyor”

 “Bu, paradan puldan çok önemli, derhal bunu araştırın” dedi Korgenerale.


 Ben de dedim ki “Görevi, askeri anlamda kendi karargahınıza vermez de, bağımsız bir sivil kuruluşa verirseniz daha sağlıklı bir sonuç alırsınız". Çünkü Korgeneralimiz de bizim bir personel başkanımız, beraber çalıştık Tümgeneral iken.

 "Yapılan şey ; şimdi buradan sizin talimatınız hemen aşağı inecek, “Anket yaptık böyle bir şey yok” denecek,  sizi rahatlatacak bir sonuçla size gelmek isteyecekler. Ama bu doğru olan bir durum değil”dedim.


 O da şimdi bir tereddüt etti, önce bekledi “Tamam, ben bu konuyu inceleyeceğim” dedi. “Ama bu çok önemli bir konu yani askerlikte eğer aidiyet duygusu kopuyorsa bu ordu biter” dedi. “Çok iddialı bir laf söylüyorsunuz” dedi.

 Aramızda böyle bir konuşma geçti.


 “Çalışma yapacaksınız, ne istiyorsa TEMAD’ı dinleyeceksiniz, bana tek tek maddeleyeceksiniz, TEMAD’ın taleplerini getireceksiniz” dedi.


 Bana da döndü, dedi ki ; “Sayın Başkanım, siz de gemilerimize giriniz, uçaklarımıza giriniz, kışlalarımıza giriniz, arkadaşlarımızla görüşün, arkadaşlara anlatın.”

 

AYHAN YILDIRIM:  buraya kadar olan açıklamalar,  aşağı yukarı böyleydi.  


per başk


 AHMET KESER : Ben de dedim ki; “Sayın Genelkurmay Başkanım, ben kışlalara girip, uçaklara girip, gemilere girip ne yapacağım? Bu benim işim değil. Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinden rol çalma gibi bir şeyimiz yok. Ortada bir şey yokken insanlara ne anlatalım? Siz bir şey yapacaksınız, bir sonuç alınacak. Zaten bir şey anlatmaya gerek bile kalmaz. Ama bu Ordu hepimizin ordusu. Bize düşen bir görev olursa, hay hay memnuniyetle. Yalnız bizim şu anda kışlalara falan girmemiz doğru bir şey değil. Girip insanlara ne anlatacağız? Yani kışlada; “Genelkurmay Başkanımız bunu yapmak istiyor…” bu olmaz, doğru olmazdı…


 Bunu biz kabul etmedik ve kışlalara girmek bizim işimiz değil dedik. Yaparsınız, bir sonuç alınır, zaten kışlada da bir karşılığı olur.


 Öyle bitti… Kasım 2011 ayının sonuna doğru görüşmüştük… Ekim 2011’de göreve geldik, Kasım’ın sonunda görüşme yaptık..

 

 AYHAN YILDIRIM :  Yukarıda geçen  sözleri,  Ahmet KESER,  Sn. Necdet ÖZEL'e değil,  bizlere, yani kendi yönetimindeki arkadaşları olan bizlere söyledi.  Genelkurmay Başkanına,  böyle bir söz söylemedi.  

 

AHMET KESER :3 Aralık 2011’de de, Dünya Engelliler Günüydü, Genelkurmay Başkanlığı Personel Başkanlığı’nda bir toplantı yapacağız. Biz çalışmalarımızı yaptık. Çalışmalarımızı basit bir şekle indirgedim ben de, öyle kitapçıklar falan hazırlamadım. Biz, elindeki bütün çalışmaları falan kaldırmasını istedik Genelkurmay’dan. Sadece bunları Komutan’a verin, sadece bunun üzerinde çalışın diye iki sayfalık bir çalışmayla gittik...

 Genelkurmay Personel Başkanlığına giderken arkadaşlara dedim ki; Bakın arkadaşlar önümüzde iki şeyle karşılaşabiliriz. Bir; bizi bu işleri yapmayacağız deyip ikna etmeye çalışabilirler, çünkü karargahı çok soğuk davranıyor. İki ; sinirlerimizle oynayarak “İşte, geldiler, burada bize posta koydular, siz onlara biraz yüz verdiniz Başkanım (Genelkurmay Başkanına), onlar da geldiler burada bize posta koydular, gittiler.” algısını oluşturmaya çalışabilirler. Herkes sussun bir tek ben konuşacağım ve kendinize hakim olun, kışkırtıcı laflar olursa sinirlerinize hakim olun ve susun” dedim.

İlgili sitede yaınlanan röportajdan bir ekran görüntüsü, 

1 ümit paşa


Biz, Genelkurmay Başkanı tarafından VİP karşılanmış iken, ikinci gidişimizde yönetim kurulu ve bize ;“Aracınızı garaja çekin, askeri kimlik kartlarınızı bırakın, oradan ziyaretçi kartları alın, üstünüzdeki saatleri, bozuk paraları, şeyleri buraya bırakın, buradan, XRay’den geçin, ondan sonra da Genelkurmay Karargahına yürüyerek gideceksiniz”

 

AYHAN  YILDIRIM; Genelkurmay'ın nizamiyesinde bu sözler, nizamiye nöbetçi subay bir üsteğmen tarafından, TEMAD Yönetim Kurulu üyesi arkadaşımıza söylendi.


AHMET KESER : Ben de “Hayır, girmiyoruz” dedim… Kapının orada arabamız duruyor, “Biz girmiyoruz, biz protokol usulüne göre bu Genelkurmay’a alınmazsak kapıdan çekip gideceğiz. Bunu da Genelkurmay Personel Başkanı’na bu şekilde söyleyin.” dedim… “Birkaç dakika burada bekleriz, onun da cevabını bekleriz, eğer cevap olumsuz gelirse bu toplantıya girmiyoruz. Bu konuyla ilgili de Sayın Genelkurmay Başkanını bilgilendireceğim” dedim.

 

Ayhan YILDIRIM; Bu sözler Sn.Ahmet KESER'e değil, bana ait; Arkadaşımızın,  nöb. sb. ile hararetli konuştuğu esnada, arabanın direksiyonunda ben vardım.  Diğer arkadaşlar ise minibüsün içindeydiler ve daha hiç dışarı çıkmamıştı. Zaten olayı da görmediler bile.

  Hemen  araçtan inip,  nizamiyedeki arkadaşımın yanına gittim;

 Ne olduğunu?  sordum.

Arkadaşım olayı anlatınca, bende; Niz.Nöb.Sb.na  "Tamam,  biz dönüyoruz!  Siz de personel başkanına neden döndüğümüzü anlatırsınız" dedim.

Arkadaşımla  ile yürümeye başladık.  10  - 15 metre yürümüştük ki, Genelkurmay  Dernekler Şube Müdürü,  Topçu Yarbay, Arkamızdan seslenerek;

"Yanlış anlaşılma olduğu" söyledi ve    durumu düzeltti. Biz,  kendi aracımızla içeri girdik. Toplantı yerinde,  Yönetim Kurulundaki  arkadaşları indirip , aracı park yerine götürdüm. Park yerinden beni de, askeri araçla alarak, bekleyen arkadaşlarımın yanına götürdüler ve hep birlikte toplantıya girildi.

 AHMET KESER  : Biz, sorunları anlatmaya başladık. Çözülmesi gereken şeyleri söyledik. Genelkurmay (Personel) Başkanı tuttu, işte, Türkiye’deki gelir durumunu anlatıyor, başka şeyler anlatıyor, bir noktaya geleceğini anladım. En sonunda dedi ki; “Arkadaşlar, sizin bu sorunlarınızın tamamı maddi kaynaklı sorunlar. Maddi kaynaklı sorunlara Hükümet sıcak bakmıyor” dedi. Ben de dedim ki ; “Bakın, burada biz ‘kim neye sıcak bakıyor’u tartışmayacağız. Biz burada sorunlar üzerinde uzlaşacağız, bu sorunlar Genelkurmay Başkanı’na arz edilecek, Hükumet’ten isteme tasarrufu O’na ait. Ama biz burada bunları koymayalım şeyine gidemeyiz. Burada sorun konuşmaya geldik. Genelkurmay Başkanı’nın size talimatı böyle."“Fakat” dedi, “Şimdi, Genelkurmay Başkanı’na biz reel olmayan bir şeyi niye çıkartalım?” dedi. Baktık, direniyor. Yani adam sorunu çıkartmak istemiyor. Ben de orada kendimce girdiler yaptım, onu yaptık, bunu yaptık…


 “Arkadaşlar” dedi, “Bu konudan bir sonuç alamayız”dedi. Dedim ki ; “Bu konuda yetkili ağız siz değilsiniz. Burada siz, bizimle beraber masa çalışması yapacaksınız, bu konuyu Genelkurmay Başkanı Başbakan’a arz edecek, bu konuyla ilgili yetki Başbakan’da” dedim. “Genelkurmay Başkanı’nın da ikna etmesi lazım.” Baktım ki kendi karargahını ikna edemiyor. Aslında Genelkurmay Başkanı iyi niyetini ortaya koymuş. En sonunda dedi ki; “Bunların hepsi sonuç olarak paradır, bu para da bu Hükumetin kasasında yoktur!”… Dedim ki; “Hükumetin kasasını Maliye ile konuşuruz, biz burada sorun konuşuyoruz. Kim halledecek, kim halletmeyecek’i değil” dedim. “Siz” dedi, “Arkadaşlarınızı bir şekilde ikna ederseniz” – bakın benim bu konuşmamda, benim yanımda yönetim kurulundaki arkadaşlarım da var – “Bir şekilde ikna ederseniz, neyin olup neyin olmayacağını…”, zaten olacak bir şey yok, her şeyi ‘olmayacak’ diye söylüyor.

AYHAN YILDIRIM : Sn.Ahmet KESER, asla böyle bir üslup ile konuşmadı.  Hatta Personel Başkanı Korgeneral ile daha önce görev yaptıkları yerde bulunan, erguvan ağacının gölgesinde,  yaşananları anlattıkları çok samimi ve sıcak bir muhabbet ile toplantı uzadıkça  uzadı.

 Ardından,  sorunlar az da konuşulmaya başlandı ama bu üslupla asla değildi. Korgeneralin,  ceplerini göstermesi doğru ama ortam o kadar samimi bir havadaydı ki,  bir nebze "espri yapıyorum" mantığı ile gösterdi. Ancak espri de olsa hoş birşey olmamıştı...

AHMET KESER :  Sonuç alınamadı… Çıktık… Tam bir hayal kırıklığı. Gittik, dedim ki ben de; “Arkadaşlar, bakın bu Genelkurmay Başkanı’nın etrafı çevrili. Dolayısıyla bizim işimiz çok zor. Adam bir irade ortaya koyuyor, fakat Karargahı direnecek, belli. Bunun ipuçlarını çok net olarak ortaya koydular."


AYHAN YILDIRIM : Evet,  çıktık ama "hayal kırıklığı ile değil",  tekrar çalışmak ve  toplanmak üzere.

Hatta çıkarken, orada bulunan kurmay albaylarla,  ayak üstü, çalışmalarla ilgili, haklılığımız konusunda iyi niyet ve destek sohbetleri bile yaptık.


AHMET KESER : Ben Genelkurmay Başkanı’na KİŞİYE ÖZEL bir mektup yazdım. Olayların tıkanmaya gittiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerinde sıkıntılı bir sürecin başladığını anlatmaya çalıştım. Personel Başkanlığının bu konudaki direnciyle ilgili bir ifade de kullandım. O da hemen Kurmay Albay bir şube müdürü, Yönetim Şube Müdürü Fatih Albay’ı hemen yanına çağırmış. Demiş; “Sayın Genel Başkanı çağırın. Çay-kahve ikram edin. Ben yurtdışına çıkacağım. Ben geldiğimde, benim önüme Genel Başkan ne istiyorsa onu getirin."...

 

AYHAN YILDIRIM : Evet, böyle bir mektup gönderildiğini,  Sn. Ahmet KESER bizlere söyledi. Ancak, içeriği konusunda,  hiçbirimizin bilgisi yoktu çünkü o mektubu biz görmedik.  

 Necdet Özel Paşanın, böyle bir şey söylediğini asla duymadım ve bize de  böyle bir şey söylenmedi.

Ayrıca,  Fatih Albay ile  bir yönetim kurulu üyemiz ,  hemen hemen iki üç günde bir, bazen de sürekli olarak görüşüyordu. Görüşme neticesinde verilen çalışma bilgilerini de,  Ahmet KESER' e bizzat kendisi iletiyordu.

AHMET KESER : Bizi davet etti. Sayın Genelkurmay Başkanımız bu konuda çok hassas, sizi de bilgilendirmemi istedi” dedi. “Bu konuyla ilgili biz bir çalışma yaptık ve kendisine sunduk” dedi. Çalışmayı koydular önümüze. Biz de aldık, fikirlerimizi, görüşlerimizi söyledik. Genelkurmay Başkanı geldiğinde tekrar bir araya geleceğiz.

 

AYHAN YILDIRIM :  Burada bahsi geçen  çalışmayı, Ahmet KESER ile  almaya  beraber gittik, orada  fikir falan söylemedik, zaten böyle bir ortam da yoktu,  Zarfın içinde bir dosya  bize teslim edildi o kadar.

AHMET KESER : Bu arada Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı Korgeneral Ümit Dündar’ın yanına gittik. Ümit Dündar Paşa’ya da söyledim; “Bakın” dedim, Genelkurmay Başkanı’nın etrafı çevrili bir vaziyette, bu sorunlar tıkanıyor. Genelkurmay Başkanı’na biz iletiyoruz, lütfen siz de iletir misiniz?” Albay iken tanıyorum kendisini. O da “Evet, ben anladım” dedi. “Ben her Çarşamba Genelkurmay Başkanı ile mutad görüşüyorum, bu konuyu kesinlikle söyleyeceğim” dedi.

 

AYHAN YILDIRIM ; Bu doğru,  Ümit Paşa; "ben komutana durumu iletirim " dedi.


AHMET KESER : Biz de bir nezaket ziyaretinde bulunduk Gelibolu’da. Ben de Raif Akbaş’a söyledim. 


AYHAN YILDIRIM ; Gelibolu da Raif Paşayı ziyaret ettik ve üç aşağı beş yukarı bu konuşmalar oldu.

AHMET KESER : Nisan 2012 ayına kadar bu şekilde koşturuyoruz. Nisan ayı geldi. Medyaya bir haber düştü.“Türk Silahlı Kuvvetlerine Komutanlık ve Komutanlık Kursu Tazminatı verilecek!”

AYHAN YILDIRIM ; Bu konu, daha Ümit Paşa ile ilk görüşmemizde, 03 Kasım 2011 tarihinde, bize,  bizzat Ümit Paşa tarafından zaten  söylenmişti. Yani komutanlık tazminatlarının o şekilde çıkacağından yaklaşık 5 ay önce bilgimiz vardı.

Sadece, gelecek zamları tutarlarını bilmiyorduk. Ama hangi konular olduğunu biliyorduk.  Ümit Paşa,  konunun Başbakanlıkta olduğunu bizzat söylemişti. Yani olayı medyadan  çok önce MSB Müsteşarı,  Ümit Paşa'dan öğrenmiştik.

ÜMİT PAŞA


AHMET KESER : Yani, kanun çıktı. Allahım!... Biz şaşırdık. Hani, hiçbir şey yok. Cebinin astarına kadar çıkartan adamlar buradan vermişler. Genelkurmay Başkanı’nı aradım. Genelkurmay Başkanı yurtdışındaydı. Personel Başkanı ile anlaşamıyoruz. Görünen manzara ortada. Ümit Paşa’yı aradım, dedim ki ; “Görüşmemiz gerekiyor”“Tamam, buyurun, bekliyorum” dedi.

 Hemen yönetimdeki arkadaşlarla beraber gittik. Dedim ki ; “Bu durum çok ciddi bir sıkıntı yarattı. Siz bize böyle böyle dediniz… dediniz, dediniz… Bu işlerle uğraşacağım…"

 Genelkurmay Başkanı da haber gönderiyor sürekli… “Tamam, ben uğraşacağım, söz uğraşacağım… ”.

AYHAN YILDIRIM ;  Ümit Paşa ile  tekrar görüştük ama o günlerde,  sosyal medyadaki "PES HAREKETİ ", patladı.  Ahmet KESER, yine bir arkadaşımız vasıtasıyla, tekrar Genelkurmay Başkanlığına, yeni bir mektup daha gönderdiğini söyledi ama içeriğini asla bilmiyoruz.


AHMET KESER : Bu arada, Maliye Daire Başkanı Tuğgeneral’i çağırdı. Proje Subayları’nı çağırdı. Şimdi onlar da karşımıza geçtiler. Dedi ki; “Sayın Başkanımız son düzenleme ile ilgili bilgi istiyor” dedi. “Paşam, buyurun anlatın”dedi….

 “Efendim, ben TEMAD’a kırgınım” dedi.

“Niye?” dedi.

 “Biz  Meclis’te BDP’lilerden (o zaman BDP vardı) azar işittik, TEMAD Bize sahip çıkmadı” dedi.

 “Ya, geç bunları!” dedi. “Bugünün konusu bu değil!” dedi.

 Bu arada, ben arkadaşlara tembih etmeme rağmen arkadaşlardan biri; “Siz bugüne kadar bize sahip çıktınız mı ki bize? Böyle zamanda şey istiyorsunuz” dedi.

 Şimdi burada da diplomatik bir şey oldu. Yani baktım olay Siz’e – Biz’e dönecek, olay çıkıyor, -Evet, Ayhan Yıldırım Bey söyledi-.. “Tamam arkadaşlar, konuya dönelim” dedim. Tamam, o bir talebini söylemiştir, biz yerine getiririz, getirmeyiz, karşılık veririz, vermeyiz…

 “Efendim” dedi, “Biz çalışma yapıyoruz fakat buradan bir sonuç çıkmaz” dedi.

 Maliye Daire Başkanı ha. İsmini şimdi hatırlayamadım.

AYHAN YILDIRIM ;  Evet, yukarıdaki konuşmalar aynen bu şekilde oldu. “Siz bugüne kadar bize sahip çıktınız mı ki bize? Böyle zamanda şey istiyorsunuz” ... O sözleri ben bir refleks olarak söyledim. Ancak bu olay, Ümit Paşanın makamında oldu.   

AHMET KESER : Aradık, araştırdık, evet adamın söylediklerini doğrular sonuçlar var…

 Biz, ilk Kasım’da gitmişiz, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan…

 Nisan ayında biliyorsunuz Komutanlık Tazminatı çıkmış. Beş ay bizimle ilgili hiçbir somut şey yapılmamış ama subaylarla ilgili sizin de gördüğünüz o olay yapılmış.

 “Tamam, B planını harekete geçiriyoruz. Zaten kafamızda bir şey var. Orada düğmeye bastık. Bundan sonra kendi yöntemlerimizle sahaya inmeye başlıyoruz.

 Burada üç aşamalı bir plan yaptık.

AYHAN YILDIRIM ;  İşte,  olay tam da burada başlıyor. Bizim" eylem vs kararımız yok".   Tam bu arada, "PES HAREKETİ" Başlamıştı ve hızla ivme kazanıyordu.

"PES"  hareketini kuran, iki tane muvazzaf arkadaşımızdı. Muvazzaf arkadaşlarımız  ivme artmaya başlayınca,  haklı olarak çekinip, grubu TEMAD Yönetim Kurulu üyelerinden Sn. Yüksel BİNİCİ'ye devrettiler. Çok geçmedi grup Sn. Bülent CİVAN'a devredildi.

"PES HAREKETİ", Sn. Bülent CİVAN ile çok hızlı bir  ivme  kazandı.  Tam bu esnanda, yine yönetim kurulundan bir arkadaşımız sayesinde   TV8' deki programa katıldık.

 

Bu programın arkasından,  Ahmet KESER'in TV  programları başladı. Ne yazık ki, iplerin kopmasına, köprülerin yıkılmasına, çıktığı TV. programlardaki konuşmaları neden oldu.

Genelkurmay Başkanı, Necdet Paşa'nın görüşmemizde bizden tek istediği vardı;

"Ben, medya önünde olmayı sevmeyen biriyim,  sizden tek istediğim her şeyi gelin bizle paylaşın, beraber çözelim,  ama medya önünde konuşmayın"  olmuştu.

İşte, Ahmet KESER, televizyonlara çıkmaya başlayıp popülaritesi  artınca, önü alınamaz bir hal aldı.  Ahmet KESER'in  programlardaki söylemleri  neticesinde,  ipler koptu.

Bu anlattıklarıma inanmayanlar, o dönemde TEMAD Yönetim Kurulu üyesi olan arkadaşlarıma sorabilirler. Hatta istifa eden arkadaşlarımın yayınladığı   görüntülerde de bu konular mevcuttur.

***

Bize yaşananları, olduğu gibi anlatan,  açıklamalarda bulunan  Sn. Ayhan YILDIRIM'a teşekkür ederiz. İki kişinin bildiği, asla sır değildir ve doğruların er geç ortaya çıkmak gibi bir alışkanlığı vardır. Bu  röportaj da buna bir örnektir.

Ayrıca, hakkında o kadar yazıp çizilen, atıp tutulan, hatta hakaret boyuna varan eleştiriler nedeni ile Necdet ÖZEL Paşanın, gereksiz yere hedef alınması sonucu, hakkının bizlere geçip geçmediğini değerlendirmek, siz okuyucuların takdiridir.

Not : 16 Nisan 2013 tarihine, TEMAD Yönetiminden istifa eden Sn. Naim ÖRENGÜL ve Sn. Yalçın KAÇAR ile yapmış olduğumuz ve bu konuları içeren  videoyu, aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=Ff3EPM7qCV0



TSK'da Assubaylara HAKSIZ-HUKUKSUZ uygulamalarda olduğu gibi, ASSUBAYLARIN HAK arama taleplerinden de SUBAYLARIN bir takım "KORKULARI MI" var diye düşünceye kapılıyorum.

Biz ASSUBAYLAR olarak YILLARCA ve DEFALARCA açıkladık; "TSK'DA ASSUBAYLARIN KİMSENİN NE MAKAMINDA, NE DE MAAŞINDA GÖZÜ YOKTUR". Assubaylar TSK'da yapılan HAKSIZLIK -HUKUKSUZLUKLARLA "AYIRIMIN" bitmesini, YANLIŞ uygulamalar sonucu ortaya çıkan GÜVENSİZLİĞİN sonlandırılmasının sağlanarak PERSONEL arasında YARDIMLAŞMA ve DAYANIŞMANIN arttırılarak TSK'nın GÜÇLENMESİNİ istemektedirler.

TSK'da ASSUBAYLARIN HAK taleplerinden KORKULMASI yanlış ve ÖN YARGILARA dayanmaktadır. Bunun en GÜZEL ve BARİZ örneği ASSUBAYLARA YILLARDIR "YASAK" duruma getirilmiş olan 1. dereceye yükselmeleridir. Assubaylar YILLARDIR dışarıdan bitirdikleri FAKÜLTELER için 1. dereceye YÜKSELMELERİ gerektiğini BELİRTMİŞLER, GENKUR DA bu isteklere AİLE ve AYIRIMSIZ dedikleri TSK'da KASITLI ve ÖN YARGILI olarak devamlı ENGELLER çıkararak ASSUBAYLARIN MAĞDUR olmalarına GÖZ YUMMUŞTUR.

T.C. Devletinin BAĞIMSIZ (!) TBMM'de alınan KARARLA Assubaylara yıllardır yapılan HAKSIZ ve HUKUKSUZ uygulamaların sonlandırıldığı, Assubayların 1. dereceye yükselebilmelerin yolunun alınan KARARLA açıldığını Çalışma BAKANI bildirmiştir. BAKANIN açıklamasının ardından TELAŞA ve KORKUYA düşen GENKURUN verdiği talimatla MSB lığı bünyesindeki Korgeneral müsteşar ile Hakim sınıfından olup TSK personelinin YASAL haklarını takiple görevlendirilen RÜTBELİLERİN, Assubaylar TSK personeli değilmiş ve HAKLARI YOKMUŞ gibi yaptıkları ÇALIŞMA ve BASKILARI sonucu bir gün GEÇMEDEN BAKAN kararın GERİ alındığını bildirmiştir.

İŞTE GENKUR ve KOMUTA heyetinin AİLE ve AYIRIMSIZ dediği TSK'nın GERÇEK YÜZÜ budur. Assubaylar bu HUKUK mücadelesini YILLARCA sürdürmüş ve SONUNDA TBMM'de çıkarılan YENİ bir kararla Assubaylar 1. dereceye yükselmişlerdir. Assubayların 1. dereceye YÜKSELMİŞ olmalarından dolayı; TSK'da RÜTBE, MAKAM ve MAAŞ kaybı olan bir GENERAL, ALBAY, bir SUBAY var mıdır? Y O K T U R!

Olamazda. Biz Assubaylar TSK'da kimsenin ne MAAŞINDA, ne RÜTBESİNDE, ne de MAKAMINDA GÖZÜMÜZ olmadığını söylemiştik. Demek ki KORKUYA ve TELAŞA GEREK YOKMUŞ. Bugüne kadar ASSUBAYLARA yapılan AYIRIM ve HAKSIZLIK GEREKSİZMİŞ.

Şimdi aynı konu YILLARDIR Assubayların TAZMİNATLAR ve GÖREVE başlama derecelerinde YAŞANMAKTADIR. İnsan ister istemez SORUYOR ve CEVAP arıyor. GENELKURMAY ve KOMUTA kademesinin ASSUBAYLARDAN İSTEDİĞİ NEDİR? AİLE ve AYIRIMSIZ dediği TSK'da SUBAYLARA her türlü HAKLAR HİÇ BİR SORUN YAŞAMADAN "ALTIN TEPSİDE" sunulurken, Assubaylar NEDEN bu HAKLARDAN MAĞRUM ediliyor veya HAKLARINI almak için YOĞUN mücadele vermeleri için AYIRIMA tabi tutuluyorlar? Hani TSK AYIRIMSIZDI, AİLEYDİ? PERSONEL ARASINDA AYIRIM YOKTU? Bundan daha BÜYÜK ayırım olur mu? Yapılanlar AÇIKÇA AYIRIM değil midir?

Assubaylar YAPILAN AYIRIM ve HAKSIZLIĞI gördükten sonra AİLEYİZ, AYIRIM yoktur sözlerini söyleyen GENKUR BŞK ve KOMUTA heyetine İNANIP, GÜVENİRLER Mİ? PERSONEL arasındaki GÜVEN ve DAYANIŞMA, HUZURSUZ ve GÜVENSİZ bir çalışma ortamında BASKI ve YILDIRMA uygulamalarıyla mı yoksa SEVGİ ve SAYGIYA dayanan UYGULAMALARLA MI daha BAŞARILI olur? Bunu KURMAYLIK eğitimi almış olanlar BİLMİYOR, GÖRMÜYORLAR MI?

KORKMAYIN, HİÇ TELAŞLANMAYIN. ASSUBAYLARA tazminatlar verilir, göreve başlangıç dereceleri YASAL olarak olması gereken 9/2 olursa hiç bir GENERALİN, ALBAYIN,SUBAYIN TAZMİNAT ve MAAŞINDA bir DÜŞME, KAYIP OLMAZ. Canlı örneği Assubayların HAKKI olan 1/4'e yükselmelerinde HİÇ BİR SUBAYIN KAYBI olmadığı AÇIKÇA GÖRÜLDÜ ve YAŞANDI.

Verilecek olan TAZMİNAT ve Göreve başlama dereceleri de DEVLETİN kasasından ÖDENECEK olduğundan KORKU ve ENDİŞE edecek hiç bir NEDEN YOKTUR. Bunlar GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİNDE yıllardır AYIRIM ve HAKSIZLIĞA uğrayan Assubaylara yapılan HUKUKSUZLUKLAR ortadan KALKAR, TSK yıllardır KOMUTA kademesinin dile getirdiği gibi "SÖZDE" değil "ÖZDE" AİLE ve AYIRIMSIZ olur.

KOMUTA kademesinin GÖZETMESİ gereken ilk ve öncelikli GÖREV personelin BİRLİK, BERABERLİK ve DİRLİĞİNİN sağlanarak TSK'nın GERÇEK bir AİLE ve AYIRIMSIZ olmasıdır. Bu sağlandığı taktirde TSK'nın önünde HİÇ BİR GÜÇ DURAMAZ.

GENKUR ve KOMUTA kademelerince ÖN YARGISIZ olarak yapılacak değerlendirmede TSK'da ASSUBAYLARIN KORKULACAK RAKİP OLMADIĞI, AKSİNE GÜVENİLECEK SİLAH ARKADAŞLARI OLDUĞU DA ANLAŞILACAKTIR. KORKMADAN,TELAŞLANMADAN YILLARDIR YAPILAN YANLŞILARDAN DÖNEBİLMEK İÇİN ÖN YARGILARDAN KURTULMAK YETERLİ OLACAKTIR.

Genelkurmay Başkanı ve Komuta heyetine Assubay camiası olarak ÖNEMLE ve ÖZELLİKLE belirtmek isteriz ki TEMAD, Assubayların YASAL TEMSİLCİSİ olan kuruluşudur. Assubaylar YASAL temsilcisi olan TEMAD'A DESTEK olmakta ve yanındadırlar. Ancak Assubay haklarının ALINMASI ve KORUNMASI için verilen MÜCADELEDE TEMAD Gn. Bşk.nının KİŞSEL düşünce ve DAVRANIŞLARIYLA ilgili MAKSADINI AŞAN KONUŞMA ve DÜŞÜNCELERİ Assubayların GÖRÜŞ ve DÜŞÜNCELERİNİ yansıtmamaktadır. Bu TEMAD Gn BŞK.nın tamamen kişisel DÜŞÜNCESİ olup, bu DÜŞÜNCELERİ DE kendisini bağlar.

TEMAD Gn. Başkanının MAKSADINI aşan DÜŞÜNCELERİ yüzünden YILLARDIR GENELKURMAY Başkanlığının TEMAD Genel Başkanını CEZALANDIRMA adına TÜM ASSUBAYLARI CEZALANDIRACAK bir uygulamaya YÖNELMESİ, GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ KAPILARININ KAPATILMASI, Assubay HAKLARININ verilmesini ENGELLEYECEK uygulamalarda bulunması da bir O KADAR YANLIŞ ve ANLAMSIZDIR.

Genelkurmay Başkanlığı ASSUBAY haklarıyla ilgili SORUNLARI ÇÖZMEK için SİYASİ İKTİDAR ile BİRLİKTE hareket ederek SORUNLARI ÇÖZDÜĞÜNÜ ve BUNU HİÇ KİMSENİN veya DERNEĞİN kendi BAŞARISIYMIŞ gibi GÖSTERMESİNE fırsat VERMEYECEK açıklamayı YAPMASIYLA ve GENKURUN sitesinde AÇIKLAMASIYLA DA MÜMKÜN olabilir. Genelkurmay Assubay HAKLARINI verme konusunda SAMİMİ ise ve İSTERSE bu GİRİŞİMİ BAŞARIYLA sonlandırabilir ve YANLIŞ anlaşılmaları da ÖNLEYEREK, KİŞİLER yüzünden KOSKOCA ASSUBAY CAMİASINI CEZALANDIRMANIN DA ÖNÜNE GEÇEBİLİR.

GENELKURMAY BAŞKANIMIZ Sn. AKAR'dan TSK için GEREKLİ ve ÖNEMLİ olan bu ADIMI atacağını UMUYOR ve BEKLİYORUZ.

Okuduğu zaman İNSAN hayretler içinde kalıyor. KENDİNİ İNKAR ETMEK BU OLSA GEREK diye düşünmeden edemiyorsunuz. TSK'da İNSAN HAKLARININ her türlü HUKUK kuralları ile EVRENSEL HUKUK kurallarına göre UYGULANDIĞI ve bu konularda PERSONELİN BİLİNÇLENMESİ için DERSLER, EĞİTİMLER, SEMİNERLER verildiği belirtilmektedir.

TSK içindeki uygulamaları BİLMEYENLER DE TSK'da EVRENSEL HUKUK kurallarının AYIRIMSIZ ve İSTİSNASIZ olarak UYGULANDIĞINI zannederler. TSK'da Personele verilen EĞİTİM, DERS, SEMİNERLERE göre EVRENSEL HUKUK kurallarına UYULUYOR ise bugüne kadar TSK'da ASSUBAYLARA yapılan AYIRIM-HAKSIZLIK ve ÖTEKİLEŞTİRME uygulamaları hangi YASALARA göre yapılmaktadır?Yapılanlar EVRENSEL HUKUK KURALLARINA-AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNE  ve ÜLKEMİZİN İMZA ATMIŞ olduğu AB UYUM yasalarına UYUYOR MU?

TSK'da başta GENKUR BŞK ve KOMUTA heyeti "SÖZDE" dersler, eğitimler, seminerler vereceğine "ÖZDE" olarak İNSAN HAKLARINA uygun hareket edilmesini TEMİN etmek için gerekli çalışmaları yapmalıdırlar. TSK'da KOMUTA kademesinde GÖREVLİ olanlar EVRENSEL HUKUK kurallarına UYUYOR ve BİLİYORLARSA o zaman TSK içinde Assubaylara yapılan HAKSIZ-HUKUKSUZ-AYIRIM ve ÖTEKİLEŞTİRMELERİ DE SONLANDIRMALIDIR.

TSK'da bugüne kadar Assubaylara yapılan AYIRIM-HAKSIZ-HUKUKSUZ-ÖTEKİLEŞTİRME uygulamaları tamamen YASALARA aykırı davranışlardır. Bu uygulamaları KOMUTA kademesi de bildiğinden yapılanlar BİLİNÇLİ ve KASTİDİR. O zaman TSK'da İNSAN HAKLARINDAN DA, HUKUKTAN DA bahsetmek ABESLE iştigal etmek demektir. Hem İNSAN HAKLARININ BİLİNMESİ-KORUNMASI için TEŞKİLAT içinde DERSLER, SEMİNERLER, EĞİTİMLER vereceksiniz, hem de bunu BİLİNÇLİ olarak UYGULAMAYACAKSINIZ. Bu nasıl bir ADALET, HUKUK ANLAYIŞI ve DAVRANIŞ biçimidir?

TSK'da Assubaylara yapılan AYIRIM-HAKSIZLIK-HUKUKSUZLUK ve ÖTEKİLEŞTİRMELERİN BİLİNÇLİ ve KASITLI olarak yapıldığının en güzel ÖRNEĞİ TSK'nın kendi yayımladığı "TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNDE VERİLEN İNSAN HAKLARI EĞİTİMLERİ" ile ilgili yaptığı faaliyet programıdır. Bu programın yapılması ve yayımlanması aynı zamanda TSK yönetiminin bu güne kadar Assubaylara yapılan AYIRIM -ÖTEKİLEŞTİRME uygulamalarının HAKSIZ -HUKUKSUZ olarak yapıldığının İTİRAFI ve KABULUDÜR.

TSK Komuta heyeti TSK'nın BÜTÜN ve AYIRIMSIZ olduğunu söyleyerek ASSUBAYLARA yaptığı AYIRIM -HAKSIZLIK-HUKUKSUZLUK ve ÖTEKİLEŞTİRMEYİ İNKAR etse de, kendi yayımladığı programda belirttiği "İNSAN HAKLARINA" kendisinin UYMADIĞINI da İTİRAF ve KABUL etmektedir. Bu DAVRANIŞ biçimi de TSK komuta HEYETİNE OLAN GÜVENİ ZEDELEMEKTEDİR.

Genkur tarafından yayımlanan aşağıdaki faaliyet programını okuduğunuzda ASSUBAYLARA yapılanların BİLİNÇLİ ve KASTİ olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Çünkü İNSAN HAKLARININ BİLİNMESİ ve KORUNMASI için personele DERS, SEMİNER ve EĞİTİMLER verdiren GENKURUN kendisinin bu şartları uygulamadığını da bizzat göreceksiniz.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNDE VERİLEN İNSAN HAKLARI EĞİTİMLERİ

Gün geçtikçe önem kazanan insan hakları konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri personelini en üst seviyede bilinçlendirmek ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bulunan çeşitli seviyelerdeki eğitim birimlerinde insan hakları konusunda eğitimler verilmektedir. Bu kapsamda, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde verilen eğitimler aşağıda belirtilmiştir.

1.Okullar ve eğitim merkezlerinde verilen insan haklarına ilişkin eğitimler:

  • a.Askerî liseler ve Bando Astsubay Hazırlama Okulu haftalık ders çizelgelerinde "Demokrasi ve İnsan Hakları" dersi seçmeli ders olarak bulunmaktadır.
  • b.Astsubay meslek yüksekokulları müfredatında yer alan "Anayasa Hukuku" ve "İnsan Hakları" derslerinde insan hakları konusu işlenmektedir. Sağlık Astsubay Meslek Yüksek Okulunda ise "Meslek Etiği" başlığı altında anılan konu hakkında bilgi verilmektedir.
  • c.Söz konusu eğitim, Kara Harp Okulunda “Sosyal Bölümler” öğrencilerine birinci sınıfta, “Mühendislik” öğrencilerine ikinci sınıfta “Hukukun Temelleri” dersinde verilmektedir. Ayrıca; “İşletme ve Kamu Yönetimi Bölümü” öğrencilerine ikinci sınıfta “İnsan Hakları Hukuku” dersi verilmektedir. Ayrıca, Gülhane Askerî Tıp Fakültesi ile Hemşirelik Yüksek Okulunda da "Meslek Etiği" ve "Tıp Etiği" ana konuları altında insan hakları konusuna değinilmektedir.
  • d.Harp Akademileri Komutanlığında;
  1. Kara, Deniz ve Hava Harp Akademileri ile Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisinde Uluslararası Hukuk kapsamında “İnsan Hakları Hukuku”, “Silahlı Çatışma Hukuku” ve “Deniz Hukuku” Adli Görevlere İlişkin Dersler kapsamında “Kolluk Hukuku”, “Ceza Hukuku”, “Ceza Muhakemeleri Hukuku” ve “İnsan Hakları Kolluk Yetkileri” "Savaş Dışı Harekât Hukuku (İnsancıl Hukuk)" ve "Silahlı Çatışma Hukuku" dersleri görülmekte,
  2. Komutanlık ve Karargâh Subaylığı öğrenimi süresince "Silahlı Çatışma Hukuku" eğitimi konferanslar şeklinde verilmekte,
  3. Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Harp / Harekât Hukuku Yüksek Lisans Programı kapsamında;
  • a. "Silahlı Çatışma Hukuku",
  • b. "İnsan Hakları ve İnsan Haklarının Uluslararası Alanda Korunması",
  • c. "Terörizm ve Uluslararası İnsancıl Hukuk" dersleri verilmektedir.
  • e. Türk Silahlı Kuvvetleri Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezi (BİOEM) Komutanlığında verilen;
  1. Silahlı Çatışma Hukuku”,
  2. Birleşmiş Milletler Askerî Gözlemci”,
  3. İnsan Ticareti İle Mücadele”,
  4. Sivil Asker Etkileşimi” kurslarında insan hakları konularında eğitim verilmektedir.”
  • f. Ayrıca, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığında insan hakları konusunda yüksek lisans eğitimi yapmış personel bulunmaktadır.

2.Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı sınıf okulları ile eğitim merkez komutanlıklarında düzenlenen kurslar ile subay, astsubay, uzman erbaş ve erlere insan hakları konusunda eğitimler verilmektedir.

3.Kıtalarda erbaş ve erlere "Yurt Sevgisi Eğitimi" kapsamında insan hakları konusunda bilgi aktarılmaktadır.

4.Diğer birimlerde icra edilen muhtelif eğitimler:

  • a. Askerî ceza ve tutukevlerinde görevli personel Milli Savunma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile yapılan protokoller çerçevesinde Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Ankara Eğitim Merkezinde her yıl düzenli olarak açılan kurslarda eğitime tabi tutulmaktadırlar.
  • b. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine yeni katılacak memur adayları için düzenlenen intibak kurslarında insan hakları konusuna yer verilmektedir.
  • c. Barışı Destekleme Harekâtı ve İç Güvenlik Harekâtına katılan birlik personeline, insan hakları konusunda uygulanacak kuralların yer aldığı eğitimler verilmektedir.
  • d. Yurt Dışı Mesleki Gelişim Programı kapsamında yurtdışından "Barış Operasyonlarında Uluslararası İnsan Hakları ve İnsancıl Hukuk (Course On International Human Rights And Humanitarian Law in Peace Operations)" kursu alınmaktadır.

Genkurun insana "BU NE PERHİZ,BU NE LAHANA TURŞUSU?" dedirtecek uygulamaları ŞAŞIRTIYOR. Bir KURUMUN içinde bu kadar ÇELİŞKİ YAŞANIR MI? TSK da "PERSONEL AYIRIMSIZDIR" diyor, UYGULAMALARINDA EN BÜYÜK AYIRIMI KENDİSİ YAPIYOR. İNSAN HAKLARINI BİLİYOR, ÖĞRETMEYE ÇALIŞIYORLAR AMA UYGULAMAMAK İÇİN KENDİLERİ YILLARDIR DİRENİYOR VE İNSAN HAKLARINI AYAKLAR ALTINA ALIYORLAR. BU KURUM AYAKTA KALIR, PERSONEL BİRBİRİNE İNANIR, GÜVENİR Mİ? TSK'YI BU HALE GETİRENLERE YAZIKLAR OLSUN. ONLARI İNSAN HAKLARINI ÇİĞNEDİKLERİ İÇİN KINIYORUM. AYNI HAKSIZLIKLARA UĞRAMALARINI DA YÜCE ALLAHTAN DİLİYORUM. MEZARLARINDA RAHAT OLMASIN, DİK DURSUNLAR.

Yaşadıklarımızı görmekten. Tükendim. USANDIM. Assubay camiasına AYIRIMSIZ denilen TSK da yapılan HAKSIZLIKLARA -HUKUKSUZLUKLARA-AYIRIMA-ÖTEKİLEŞTİRMELERE hayret ediyor, personel arasında oluşan AYRIŞMAYI üzüntüyle izliyorum.

Genelkurmay Bşk nın yapmak isteyip de istediklerini yapamamasının SEBEBİ TSK nın KAST sistemidir.

Hayret etmemin "BİRİNCİ" NEDENİ TSK piramidinin EN ÜST kademesinde bulunan ve TSK nın KOMUTANI olan GENKUR BŞK .nı tarafından defalarca hem ASSUBAY camiasına, hem de YAZILI ve GÖRSEL basına bugüne kadar yapılamayan "ASSUBAY DEVRİMLERİNİ" yapacağını bizzat açıklamasına rağmen, aradan YILLAR geçtiği halde ASSUBAY DEVRİMLERİNİN yapılmasını bırakın, ASSUBAYLARIN SORUNLARININ KARTOPU haline gelerek her geçen yıl BÜYÜYEREK arttığını görüyoruz. Bir GENELKURMAY BAŞKANI yapacağım dediğini YAPMIYOR veya YAPAMIYOR ise TSK da kendisinden daha üst rütbede, makamda biri veya birileri mi var ki SÖZÜ (EMRİ) geçmiyor, SÖZÜNÜ ( EMRİNİ ) geçiremiyor, YAPMAK istediklerini YAPMIYOR, YAPAMIYOR.

KAST sistemi de, TSK da PERSONEL arasında ONARILMAZ SORUNLAR ve UÇURUMLAR yaratarak PERSONEL ARASINDA GÜVENSİZLİĞE SEBEP OLMAKTADIR. KAST sistemi GÜVENSİZ ve DAYANIŞMASIZ bir ortam YARATMASINA rağmen VAZGEÇİLEMEZ bir ŞART MIDIR Kİ TSK.ya ZARAR verdiği halde hala SÜRDÜRÜLMEKTEDİR?

TSK da ki HİYERARŞİK sistem VAZGEÇİLEMEZ olabilir, buna AKLI SELİM kimse İTİRAZ etmez, edemez. TSK da ASTLIK - ÜSTLÜK hukuku kesinlikle uygulanmalıdır. Ama bu UYGULAMA TEK TARAFLI UYGULANMAMALIDIR. Üstün HUKUKU Gözlendiği gibi ASTIN HUKUKU DA GÖZLEMLENMELİ ve bu HUSUS yasalarla TEMİNAT altına alınmalı, KİŞİLERİN TAKDİRİNE bırakılmamalıdır.

Bugün TSK da ki UYGULAMADA HİYERARŞİK sistem ile KAST sistemi birbirine KARIŞTIRILARAK sadece ÜSTÜN hukukunun korunduğu, ASTIN hukukunun hiç DİKKATE alınmayarak büyük SORUNLARIN yaşanmasına SEBEP olduğu GÖZLERDEN kaçmaktadır. Bu UYGULAMALARLA TSK da HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ değil, TAMAMEN ÜSTÜNLERİN HUKUKU GEÇERLİ OLMAKTA ve UYGULANMAKTADIR.

Bu uygulamalar nedeniyle TSK da PERSONEL arasındaki DAYANIŞMA ve GÜVEN ortamı her geçen gün azalmakta, AST personel için "GÜVENLİ ve HUZURLU" çalışma ortamı YOK olmaktadır. Assubaylar TSK da ki HİYERARŞİK SİSTEME değil, yapılan HAKSIZLIK, HUKUKSUZLUK-AYIRIM ve ÖTEKİLEŞTİRME uygulamaları ile PERSONEL arasında oluşan UÇURUMLARA, her geçen gün daha çok NETLEŞEN ve BÜYÜYEN "GÜVENLİ" çalışma ortamının YOK olmasına İTİRAZ etmektedirler.

Assubayların KİMSENİN ne MAAŞINDA, ne RÜTBESİNDE, nede MAKAMINDA gözü YOKTUR. Assubaylar uzun yıllara DAYANAN ve TSK da ki BİRLİK ve DİRLİĞİ bozan AYIRIM, HAKSIZLIK, HUKUKSUZLUK ve ÖTEKİLEŞTİRMELERİN SON bulmasını istemektedirler. Bu yapılmadığı takdirde Assubaylar "GÜVENLİ" çalışma ortamı olmadığından TSK da ASSUBAY kadrolarının kaldırılmasına da RAZIDIRLAR.

Beni en çok hayrete düşüren "İKİNCİ" neden ise Assubay camiasının YILLARDIR yaşamış olduğu tüm bu HAKSIZLIK-HUKUKSUZLUK-AYIRIM ve ÖTEKİLEŞTİRMELER karşısında hala BİR araya GELEMEMELERİ, TEK YUMRUK ve TEK SES haline gelerek HAKLARINI etkili bir şekilde ARAYAMAMALARI, aksine araya SOKULAN NİFAK tohumlarıyla parçalanmalarıdır.

Assubay CAMİASININ bugün içinde bulunduğu durum YILLARDIR HAKLARIMIZIN verilmesini KASITLI olarak ENGELLEYENLERİN "TAM OLARAK İSTEDİĞİ ve ARADIĞI" bir ortamdır. Yıllar önce NETEKİME sorulan SORUDA verdiği cevap ÇOK ilginç olduğu kadar DÜŞÜNDÜRÜCÜ ve MANİDARDIR.

  • SORU; EN ÇOK NEDEN KORKAR veya ÇEKİNİRSİNİZ?
  • CEVAP; HİÇ bir şeyden KORKMAM ve ÇEKİNMEM ama ASSUBAYLARIN BİR ARAYA GELEREK OLUŞTURACAKLARI GÜÇ BENİ KORKUTMAKTADIR. Ancak BİZLER onları ÖYLE bir EĞİTTİK Kİ, "BİR ARAYA" gelmeleri MÜMKÜN görünmediğinden KORKACAK ve ÇEKİNECEK bir şeyimiz YOKTUR

demiştir. İşte her şey bu CEVABIN içinde GİZLİDİR. Bizler BİLİNÇLİ, MANTIKLI olarak bir araya GELMEZ, GELEMEZSEK BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ, BUNDAN SONRA DA HAK HUKUK diye daha çok YAZAR-ÇİZER, SORUNLARIMIZIN SEBEBİ OLANLARLA DEĞİL, KENDİ ARAMIZDA MÜCADELEMİZİ sürdürmeye devam ederiz.

Bugüne kadar YAŞADIKLARIMIZI UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM.

Eğer GENKUR istese idi bugüne kadar VERİLMEYEN ASSUBAY HAKKI kalır mıydı? Bizim karşımızda ki İLK ve TEK ENGEL GENKUR BŞK lığıdır. ASSUBAYLARIN haklarını VERDİRTMEMEK için SİYASİLERİ DE kendi AMAÇLARINA ALET etmekte, TOPU kendi kalesinden UZAKLAŞTIRMAYA çalışmaktadır. Genkurun bugüne kadar YAPTIĞI hep budur.

Assubayların artık yapacakları TEK şey ÖN ŞARTSIZ, ÖNYARGISIZ, hiç bir NEDEN göstermeden BİR ARAYA GELMEK, TEK SES, TEK VÜCUT olmaktır. Eğer bunu bu defa da BAŞARAMAZSAK HAKLARIMIZI almak için verdiğimiz mücadelede karşımızda ki DUVAR her geçen gün daha da YÜKSELECEK, SORUNLARIMIZ daha da BÜYÜYECEKTİR.

UNUTMAYALIM, ASSUBAY SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNDE TEK ÇARE VE ÇÖZÜM ASSUBAYIN KENDİSİDİR.

 

Her gün söylüyoruz,geçmişte her hafta,her ay,onlarca yıl da söyledik. TSK'da Genkur Bşk'lığı ve Komuta heyetinin uyguladığı KAST sistemi kararları gereği 1970 yılından bu yana SİSTEMLİ olarak Assubay HAKLARININ TÖRPÜLENEREK GERİYE GÖTÜRÜLMESİ-VERİLMEMESİ için bir OYUN oynanmaktadır.

1970 yılında çıkarılan PERSONEL yasasında Kd Bşçvş MAAŞI, Yarbay MAAŞINA EŞİT iken GENKUR ve KOMUTA heyetinin BİLİNÇLİ -KARARLI olarak uyguladığı KAST sistemi gereği, her yıl SUBAY MAAŞLARI ARTTIRILIR,ÜSTÜNE KOYARKEN, Assubay MAAŞLARI STABİL tutulmuş, hatta RÜTBE BEKLEME SÜRELERİ uzatılarak GERİ götürülerek bugün daha dün mezun olmuş denilecek Ütğm MAAŞI ile EŞİTLENMİŞTİR. 

Bu OYUNUN KASITLI ve BİLİNÇLİ yapıldığının en BÜYÜK göstergesi "HİÇ BİR ASTI,BENİM TĞM'DEN DAHA FAZLA MAAŞ ALAMAZ" diyenlerin SÖZLERİNDE saklıdır.

Genkur UYGULAMALARIYLA AMACINA ULAŞMIŞ, AMA TSK'YI BÖLME NOKTASINA GETİREREK,PERSONEL ARASINDA DAYANIŞMAYI YOK ETMİŞ,ÇALIŞMA ORTAMINDA GÜVEN EROZYONU YARATMIŞTIR.

Assubay HAKLARININ YENİLMESİNE SEBEP OLANLARA ALLAH CANLARINI ALIRKEN HER TÜRLÜ ACI VE IZDIRABI YAŞATSIN VE BUNU ASSUBAY CAMİASINA GÖSTERSİN. ÇOK ŞÜKÜR ASSUBAYLAR DOĞRU YOLDA Kİ BUGÜN BUNA SEBEP OLANLAR CANLARINI VEREMİYORLAR.BUNA SEBEP OLANLAR VE HALA DA UYGULAYANLAR MEZARLARINDA YATAMASINLAR-DİK DURSUNLAR. HİÇ BİR ASSUBAYIN DA HAKLARINI BU KİŞİLERE HELAL EDECEĞİNİ SANMIYORUM.

Bu OYUN günümüz şartlarına göre de DEĞİŞMEKTE ,ZAMAN ZAMAN değişik BOYUTLAR kazanmaktadır. Genkur ve Komuta kademesi YILLARCA yaptıkları HAKSIZLIK ve AYIRIMI sonlandırmak için ÇALIŞMALAR yaptığını söylerler, bu yalanlarına MSB'ını da ORTAK ederler. Ama 50 yıldır NE HİKMETSE BU ÇALIŞMALAR BİR TÜRLÜ BİTİRİLEMEMİŞ,ASSUBAYLARIN SORUNLARI ÇÖZÜLMEMİŞTİR.

SON zamanlarda Genkur bşk lığı tarafından yeni bir OYUN tezgaha KONMUŞTUR.

Sanki ASSUBAY SORUNLARINI BİLMİYORLARMIŞ GİBİ "KITALARDAN-BİRLİKLERDEN KIDEMLİ ASSUBAYLARI" GENKURDA toplayarak GÖRÜŞ ALIŞ VERİŞİNDE BULUNULMUŞ,BUNU YAPARKEN DE KENDİLERİ BİR MASA ETRAFINDA,ASSUBAYLARI DA BU MASANIN DIŞINDA VE ETRAFINDA OTURMASINI SAĞLAYARAK farkında olmadan TSK'da UYGULANAN ve BİLİNÇ ALTLARINA YERLEŞMİŞ olan AYIRIMI gösterir bir GÖRÜNTÜ vererek bunu da YÜZLERİNE-GÖZLERİNE BULAŞTIRMIŞLARDIR.

YETMEDİ BİR İŞE YARADIĞI HENÜZ GÖRÜLMEMİŞ,GÖSTERMELİK "KUVVET" ASSUBAYLARINI TV PROĞRAMLARINA ÇIKARARAK YANILTICI ve ALDATICI BİLGİLER VERDİRMİŞLERDİR.

Gerek GENKUR BŞK'NIN ve  KUVVET ASSUBAYLARINI YAPACAĞIZ-EDECEĞİZ ,ÇALIŞIYORUZ DEDİKLERİ ASSUBAY SORUNLARININ ÇÖZÜLMEMİŞ OLMASI DA OYUNUN ÇÖZÜME YÖNELİK DEĞİL ,ALDATMA VE OYALAMAYA YÖNELİK OLARAK HALA SÜRDÜĞÜNÜ GÖSTERMEKTEDİR.

Genkurun SON OYUN versiyonu da "ASSUBAY SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN" ASSUBAYLARI TEMSİL EDEN TEMAD yönetimiyle değil de, RESMİ HİÇ BİR YETKİ VE SIFATLARI OLMAYAN SIRADAN ASSUBAY EMEKLİLERİNİ GENKURA DAVET EDEREK BÖLÜP PARÇALAYARAK YÖNETMEYE HALA  KARARLI ve ISRARLI OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR.

İşte burada TEMAD YÖNETİMİNE BÜYÜK BİR GÖREV DÜŞMEKTEDİR. İL VE İLÇE BAŞKANLIKLARIYLA VE ÜYELERLE BİRLİK VE DİRLİĞİ PEKİŞTİRECEK,GENKURUN YAPMAK İSTEDİĞİ BÖLME OYUNUNUN BOZACAK ADIMLARI ATMALI, ÜYELİKLERİ SONE ERDİRİLEN ARKADAŞLARIMIZIN TEMAD ÇATISINA DÖNMESİNİ SAĞLAMALIDIR.

UNUTMAYALIM GURUR-KİBİR-BEN MERKEZLİ DAVRANIŞLAR TOPLUMU BİRLEŞTİRMEZ-DAĞITIR-BÖLER. EĞER ASSUBAYLARIN AMACI HAKSIZLIKLARI -HUKUKSUZLUKLARI SONLANDIRMAK İSE YAPILACAK EN GÜZEL VE DOĞRU OLAN BİRE BİR GÖRÜŞÜP-KONUŞUP- DİYALOG YOLLARINI AÇIK TUTARAK BİRLİĞİ SAĞLAMAK OLMALIDIR. ASSUBAY TOPLUMUNUN AMACI ÜZÜM YEMEKTİR,BAĞCILARI DÖVMEK,CEZALANDIRMAK DEĞİLDİR.

Bugün ÜYELERİN TEMAD Gn Bşk lığından TEK SIKINTISI ÜYELERİN ÖNERİLERİNİ ÖNEMSEMEMESİ-KULAK TIKAMASI-ÜYE ÖNERİLERİNİ ÖNEMSEMEDEN YÖNETMEYE ,ÇALIŞMASIDIR. BUNUN DIŞINDA TÜM TEŞKİLAT YÖNETİMİN YANINDADIR.

Biz Assubay CAMİASI kesinlikle NANKÖR bir toplum değiliz. Eğer NANKÖR olsaydık 50 yılın üzerinde Assubay camiasına karşı Genelkurmay Başkanları ve Komuta kademelerince uygulanan AYIRIM-HAKSIZLIK-HUKUKSUZLUK ve ÖTEKİLEŞTİRMELER karşısında bu kadar SESSİZ kalmaz, AİLE dediğimiz, OCAĞIMIZ bildiğimiz TSK'da KISASA KISAS diyerek TAVIR koyabilirdik.

Bu TAVRI koymamıza da BİZDEN başka da HİÇ BİR GÜÇ MANİ olamazdı. Bu tavrı TEL ÖRGÜLER içinde yapmasak, TEL örgü dışına çıkararak SORUNLARI KİŞİSELLEŞTİRİR ilgililere GEREKEN cevap verilir ADALETİ kendimiz yerine getirirdik.

Ama bugüne kadar ADALETİN ve YERİNE GETİRİLMESİNİN YASAL çerçeveler içinde OLUŞMASINI bekledik ve bir GÜN ADALETİN DOĞRU olarak TECELLİ edeceğine olan İNANCIMIZI hala da muhafaza etmekteyiz.

Arkadaşlarım. Bizlere ve ailelerimize YILLARDIR HAKSIZLIK ve AYIRIMIN en büyüğünü YAPANLARA karşı bu kadar SABRETMİŞ iken, kendi CAMİAMIZDA Genel Başkanlara, il ve ilçe Başkanlarına karşı aynı DUYARLILIK ve SABRI göstermiyoruz.

Bugüne kadar Temad Genel Başkanlığı yapmış tüm başkanları SAYGI ile selamlıyor, aramızdan ayrılmış olanları RAHMETLE anıyorum. Camiamıza yaptıkları en ufak KATKIDAN dolayı MİNNETLERİMİ ifade ediyorum.

Şimdi önümüzde Temad Genel Başkanlığı seçimleri var. Önce Başkan adaylarını katılımlarından dolayı KUTLUYORUM.

Ama tüm aday arkadaşlarımdan bir isteğim var. Amaç TEMAD ailesine KATKI vermek ve SORUNLARI çözmek olduğuna göre KİMSE KİMSEYİ KARALAMASIN, BEL ALTI VURMASIN CAMİAMIZA YAKIŞMAYACAK HAREKETLERİ YAPMAKTAN KAÇINSINLAR.

Sn. KESER bugüne kadar HİÇ yapılamayanı yaptı. Assubay SORUNLARINI en ÜST PERDEDEN İLGİLİLERE ve MİLLETİMİZE duyurdu. Yapılanlardan Genelkurmay RAHATSIZ olduğu için GENELKURMAYIN tüm kapılarını TEMAD GENEL MERKEZİNE kapattı, ilişkileri dondurdu.

Şimdi Temad Genel merkezince ve Genelkurmay Başkanlığınca yapılanların DOĞRU veya YANLIŞLIĞINI sorgulayabiliriz.

Ama şu bir GERÇEK Kİ TEMAD Genel Başkanlığı TEKRAR GENELKURMAY Başkanlığı ile DİYALOG yollarını ARAŞTIRMALI, BULMALI VE DİYALOĞU sağlamalıdır. Aksi TAKTİRDE Assubay SORUNLARININ YAPTIRIMI konusunda GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ KESİNLİKLE OLUMLU BİR ADIM ATMAYACAĞINA DAİR DUYUMLAR her geçen gün artmaktadır.

Şimdi TEŞKİLAT olarak Sn. KESER SORUNLARIMIZ için bugüne kadar DOĞRUYU yaptı diyerek,tüm camianın HAKLARINI almaktan vaz geçilmesi mi, yoksa Sn. KESER'İN kopan DİYALOG yollarını ONARACAK girişimlerde bulunması mı doğrudur diye YOL AYIRIMINA gelmiş bulunmaktayız.

Kısacası HAKLARIMIZ MI ? Sn. KESER'LE Mİ devam edeceğiz? diye DÜŞÜNENMEK ZORUNDAYIZ.

Yoksa Sn. KESER ben CAMİAMA karşı GÖREVİMİ yaptım, MİSYONUMU tamamladım diyerek, GÖNÜLLERİMİZDEki ve ONURSAL BAŞKANLAR arasındaki YERİNİ Mİ alacaktır. Bunu ÖNÜMÜZDEKİ süreçte göreceğiz.

Son olarak şunu AÇIKÇA ifade edeyim.Sn.KESER'İN il ve İlçe başkanlarıyla ve üyelerle DİYALOĞ yolunu kapatma ve ÖNERİLERE değer vermeme DIŞINDA yapmış olduklarının TÜMÜNÜ destekledim, katıldım ve bu konuda yaptıklarının hala da YANINDAYIM. Assubay CAMİASINA yapılan AYIRIM ve HAKSIZLIKLARI birinin ÇIKIP anlatması-duyurması GEREKİRDİ.Sn. KESER bunu en İYİ biçimde yaptı. Ama HAKLARIMIZ konusunda da OLUMLU bir şey elde EDİLEMEDİ.

EĞER AMACIMIZ gerçekten KİŞİSEL MENFAATLER için HAREKET etmek değil, CAMİA SORUNLARINI ÇÖZME ile BİRLİK ve BERABERLİĞİMİZİ sağlamak içinse, artık SORUNLARIMIZIN çözümü için daha DUYARLI,daha OLGUN ve birbirimizi KIRMADAN bire bir GÖRÜŞEREK ve DİYALOG yollarını daima AÇIK tutarak KONUŞABİLMELİ,BİRBİRİMİZİ ANLAMALIYIZ.

Lütfen KİMSE bu yazıyı Sn. Ahmet KESER'İN  şahsına KARŞI yazılmış bir yazı olarak değerlendirmesin,KİŞİSELLEŞTİRMESİN. Aksine Sn. Başkanla DİYALOĞUM çok iyi olup,her zaman görüşmekteyiz. Ama Artık CAMİA için DOĞRU olanı da daha MEDENİ ve HOŞ GÖRÜLÜ bir ortamda GÖRÜŞMELER yoluyla bulabilmeliyiz.

 Mümkünse Tüm Gn. Bşk. adayları ÖN YARGILARINDAN ARINARAK bir ARAYA gelerek ÇÖZÜMÜ bulmalılar. Camia için EN DOĞRU ve GÜZEL olan da budur.

CAMİAMIZA yakışan da bu olacaktır, olmalıdır.

Sn. Vecdi GÖNÜL 'ÜN MSB 'lığında bulunan portresindeki BAŞARILARI aynen aşağıya çıkarılmıştır. Bürokraside hemen hemen yapmadığı iş kalmayan Sn GÖNÜL 'ün tüm BAŞARILARINI gölgeleyen;

19.11.2002 ile 07.07.2011 tarihleri arasında MSB'lığı yaptığı dönemlerde ASSUBAYLARA verdiği SÖZLERİNİ TUTMAMASI,SÖZLERİNİN ARKASINDA DURMAMASI, Bakanlıktan AYRILIRKEN "GENELKURMAYDAN BİR TEKLİF GELMEDİKÇE ASSUBAY haklarıyla ilgili olarak BAKANLIK ve SİYASETÇİLER olarak bir şey YAPAMAYIZ" demesidir.

Ne YAZIK ki bu BÜROKRASİDE bu kadar ÖNEMLİ görevlere yükselen bir kişi YILLARCA Assubayları hakları konusunda OYALAMIŞ, "HAZIRLADIK, HAZIR AMA ŞİMDİ SEÇİM DÖNEMİNDE OLDUĞUMUZDAN VERMEMİZ ETİK OLMAZ" diyerek  seçim sonunda da aynı mevkide olmasına rağmen SÖZLERİNİ TUTMAMASI, SÖZLERİNİN ARKASINDA DURMAYARAK UNUTMASI BAŞARI HANELERİNE ( - ) PUAN olarak yazılmış ve bu kadar BAŞARILI bir BÜROKRATA ve DEVLET ADAMINA YAPTIKLARI hiç yakışmamıştır.

Şimdi halen MSB'ı olan Sn. İsmet YILMAZ da Assubayların ÖLÜM ORUCU için "MESAJ,MSB'LIĞI ve GENELKURMAYCA alınmıştır. Assubay HAKLARIYLA ilgili  GEREKENLER YAPILACAKTIR. EYLEMİ BIRAKSINLAR, EYLEMDEN VAZGEÇSİNLER" demesinin üzerinden GEÇEN zaman içinde bu konuda ADIM atıldığına dair bir İŞARET yoktur.

Assubayların en BÜYÜK KORKUSU, MSB'ı Sn. YILMAZ'ın kendisine  Sn. Vecdi GÖNÜL'ü ÖRNEK olarak almasıdır. Eğer böyle olursa Assubaylar yine AYIRIM ve HAKSIZLIKLARI yaşayacak demektir. Bu durum da TSK'yı çok OLUMSUZ olarak ETKİLEYECEKTİR.

ASSUBAYLAR MSB'ı Sn. YILMAZ 'dan ASSUBAY HAKLARIYLA ilgili ÇALIŞMALARIN SONLANDIRILARAK YASALAŞTIRMASINI "ACİLEN ve ÖNCELİKLİ "  olarak beklemektedirler.

 

M. Vecdi GÖNÜL 19.11.2002 - 07.07.2011

M. Vecdi GÖNÜL, 29 Kasım 1939'da Erzincan'da doğdu.

Annesi Lütfiye GÖNÜL ev hanımı, babası ise Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurucularından olup Askeri Okullarda Türkçe ve Edebiyat Öğretmenliği yapmış olan Mustafa Saffet GÖNÜL'dür.

M.Vecdi GÖNÜL Devlet bursu ile kazandığı A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesini 1960 Haziran döneminde bitirdi ve aynı yıl Erzincan İl Maiyet Memurluğu'na atandı.

37. Kaymakamlık Döneminin Birincisi olan GÖNÜL, 9 yıl süre ile değişik illerde Kaymakam Vekilliği ve Kaymakamlık yaptı (Araban, Tercan, Gerger vekaleten, Doğanhisar, Çamardı, Hozat, Narman asil Kaymakam olarak).

1970 yılında İçişleri Bakanlığı Özlük İşleri Şube Müdürlüğü'ne atandı.

1972 yılında açılan Mülkiye Müfettişliği imtihanını birincilikle kazanarak Mülkiye Müfettişi oldu.

1975 yılında İçişleri Bakanlığı Özlük İşleri Genel Müdürlüğü'ne getirilen GÖNÜL 1976 yılı başında Kocaeli Valiliğine atandı.

1977 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü'ne,

1978 yılında Merkez Valiliği'ne

1979 yılında ise Ankara Valiliği'ne atandı.

1981 yılı sonunda Yüksek Öğretim Kurulu Kurucu Üyeliği'ne getirildi.

10 Şubat 1984 tarihinde İzmir Valiliği görevine başladı.

11 Ocak 1988 tarihinden itibaren de İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevinde bulunan GÖNÜL TBMM'ce 08 Mayıs 1991 tarihinde Sayıştay Başkanlığı'na seçildi.

Yedi yıl süre ile Sayıştay Başkanlığı yaptıktan sonra 4 Mayıs 1998'de üyeliğe döndü.

Yeminli Mali Müşavir unvanına da sahip olan GÖNÜL 18 Nisan 1999'da Kocaeli'den Milletvekilliğine ve 01 Haziran 1999 tarihinde de TBMM Başkan Vekilliği'ne seçildi.

25 Ekim 2000 tarihinde ikinci defa TBMM Başkan Vekilliğine seçilen GÖNÜL 22 Haziran 2001 tarihinde bu görevden ayrılarak Adalet ve Kalkınma Partisinin kurulmasıyla birlikte AK Partinin MKYK üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı, TBMM'nin 21. Dönem 4. Yasama Yılının başlamasıyla birlikte de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi ve Batı Avrupa Birliği Asamble Üyeliğine seçilmiştir.

19 Kasım 2002 tarihinden itibaren 58 nci ve 59 ncu Hükümetler döneminde Millî Savunma Bakanlığı görevini yürüten M.Vecdi GÖNÜL, 29 Ağustos 2007 tarihinde teşkil edilen 60 ncı hükümet döneminde de bu göreve getirilmiştir.

Vecdi GÖNÜL yukarıda belirtilen kariyer görevlerine ek olarak;
  • Belediye Başkanlıklarını tedvir etmiş,
  • Basın İlan Kurumunda Hükümet Temsilciliği yapmış,
  • Yurt dışında Avrupa Konseyi UN, WHO, UNICEF toplantılarına Heyet Başkanı veya delege olarak katılmış,
  • Değişik ülkelerle Hükümetimiz adına güvenlik anlaşmaları imzalamıştır.
  • ASOK ve MKE Kurumu Danışma Kurulu Başkanlığında,
  • Yüksek Öğretim Kurulu Genel Kurul ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fon Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur.
  • Ayrıca, Avrupa Konseyi Mahalli İdareler Daimi Konferansı (CLRAE) ile Türk Heyeti ile, Milletlerarası Ahval-i Şahsiye Komisyonu (CIEC)'nda Türk Delegasyonu Başkanlığı'nı da yürütmüştür.
  • GÖNÜL, Sayıştay Başkanlığı döneminde Avrupa Sayıştaylar Birliği (EUROSAI) ve Dünya Sayıştaylar Birliği (INTOSAI) Kongre ve seminerlerinde Divan Başkanlığı, yedi yıl süre ile EUROSAI teşkilatının denetçiliğini, üç yıl süre ile de kurucusu olduğu ECO Ülkeleri Sayıştaylar Birliği (ECOSAI)'ın Başkanlığını yapmıştır.
  • Türkiye'de 1965 yılında TODAİ'de idare alanında uzmanlık alan GÖNÜL, ayrıca kazandığı bir bursla Amerika Birleşik Devletleri'nde Güney California Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi alanında "master" derecesini almış, daha sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde doktora kurlarını başarı ile tamamlamıştır.
  • M.Vecdi GÖNÜL; İspanya "Beyaz Kurdeleli Büyük Askeri Liyakat Nişanı", Afganistan "Gazi Amir Amanullah Han Yüksek Devlet Madalyası" ve Ukrayna Uluslararası Değerlendirme Teknolojileri ve Sosyoloji Akademisi "Altın Takdir Madalyası" sahibidir.

Katkı sağlamak, yararlı olmak için illa ki BİRİLERİNİN DÜMEN SUYUNA  SU TAŞIMAK veya ŞEMSİYESİ altına GİRMEK Mİ gerekiyor? Sn Mustafa EROL ile Sn KESER daha ortada YOK iken ASSUBAY HAKLARI için verilen MÜCADELENİN içindeydim.

Önemli olan DOĞRU yerde ve DOĞRU zamanda hiç bir KİŞİSEL menfaat gözetmeden MÜCADELE içinde olmak ,KATKI sağlayarak, gereken DESTEĞİ vermektir.

Bizim TEK yasal temsilcimiz TEMAD'DIR. TEMAD'A seçilen Gn Bşk ve Yönetimi üyelerin göstermiş olduğu GÜVEN ve teveccüh sonucu YÖNETİME geldiklerine göre bizlere düşen yapılan SEÇİM sonuçlarına ve üyelerin takdirine SAYGI göstermektir.

Bu demek değildir ki TEMAD Bşk ve Yönetimine KOŞULSUZ BİAT edilmelidir. Yapılan YANLIŞLAR ve HATALAR dile GETİRİLMELİDİR. Gerekirse yapılan YANLIŞLAR TEMAD'A ve ÜYELERE ZARAR veriyorsa ERKEN seçim için TÜZÜĞÜMÜZDE koşullar belirtilmiştir. Bu koşullar içinde kalmak şartıyla herkes birbirini kırmadan hakaret etmeden YASAL haklarını KULLANMALIDIR.

Bunun dışında DAVRANIŞLAR camiamıza ZARAR vermekte, yıllardır Assubaylara KASDİ ve MAKSATLI olarak AYIRIM-HAKSIZLIK ve HUKUKSUZLUK yapanlara karşı YÖNETİMİ ve KAZANILACAK olan HAKLARIMIZI ZOR durumda bırakmaktadır.

Üyelerin yaptığı YANLIŞLAR karşısında TEMAD yönetimi de aynı HATALARA düşmemeli, üyelerin KAYIT silerek kaybedilmesi yerine daha OLGUN ve ADİL davranma yolunu seçerek KAZANMA yoluna GİTMELİDİR. Bu tür DİDİŞMELER camiamıza ZARAR vermektedir. Bunu TEMAD Gn Merkezi de, ÜYELER DE çok İYİ DEĞERLENDİRMELİDİRLER.

Hiç KİMSE TEMAD'DAN daha BÜYÜK olamaz, TEMAD HÜKMİ ŞAHSİYETİNİN ÖNÜNE GEÇEMEZ, GEÇMEMELİDİR.

Unutulmamalıdır ki ÜYELER olmazsa TEMAD olmaz, TEMAD olmazsa ÜYELERİN HAKLARI YASAL olarak KORUNAMAZ, KOLLANAMAZ.

İçinde bulunduğumuz İLETİŞİM çağında hâlâ KİŞİLER birbirleriyle GÖRÜŞ ve İLETİŞİM yollarını DENEMEDEN, ortada dolaşan SÖYLENTİLERE göre DEĞERLENDİRME yapıyorlarsa, KİŞİLER kendilerini de sorgulamalıdırlar.

Birey olarak YAPTIKLARINIZDAN veya SÖYLEDİKLERİNİZDEN "KENDİNİZE" zarar verebilirsiniz, ama ASSUBAY camiasına "ZARAR" veremezsiniz, size bu HAKKI kimse vermemiştir. Bu konu ÜYELER için de Gn Bşk, yönetim ile il ve ilçe Bşk ve Yönetimleri için de GEÇERLİDİR.

Yönetime gelenler CAMİAYA YARARLI olmak ve HAKLARIN kazanımı için ÇALIŞMAYA geldiklerini UNUTMAMALIDIRLAR. Üyeler de yerli yersiz YÖNETİMLERİ suçlayarak  ÇALIŞMALARA ENGEL olacaklarına, daha yapıcı TENKİTLERLE bire bir görüşmelerle YANLIŞLARIN düzeltilmesine GAYRET göstermelidirler. Yönetimler İHRAÇ kararlarında çok DİKKATLİ hareket etmeli, ihraç etme yerine  kazanmayı ve daha ÇOK üye kaydı için GAYRET sarf etme yoluna giderek ARTAN üye sayılarıyla ELLERİNİ GÜÇLENDİRMELİDİRLER.

Gün, BİRLİK ve DİRLİK zamanıdır. Kimse kendi KAPRİS ve EGOLARINA Assubay CAMİASININ kazanılması gereken HAKLARINI KURBAN etme YOLUNU SEÇMEMELİDİR. Bu camia yıllardır zaten HAKSIZLIĞIN -HUKUKSUZLUĞUN ve ZULMÜN pençesinde CAN çekişirken bir de ÜYELER ve YÖNETİMLER olarak SORUNLARIMIZA SORUN EKLEMEMELİYİZ.

Bizleri bu durumda GÖREN ve HAKSIZLIKLARI yapanlar KARA gözlüklerinin arkasından İZLEYEREK ellerini ovuşturmakta ve GÜLMEKTEDİRLER. En azından onlara bu FIRSATLARI vermek CAMİAMIZA "İHANETTİR "

Lütfen ÜYELER ve YÖNETİMLER olarak daha DİKKATLİ ,İTİDALLİ olalım. Sorunlarımızı GÖRÜŞEREK, KONUŞARAK ÇÖZME YOLUNA GİDELİM. En büyük SORUNUMUZ İLETİŞİM NOKSANLIĞIMIZDIR. Lütfen HERKES ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU BİLEREK HAREKET ETSİN Kİ, BİRLİKTEN DOĞACAK OLAN GÜCÜMÜZ ENGELLENMESİN. Bu GÜCE en ÇOK ihtiyaç duyduğumuz ZAMANDA olduğumuzu da GÖZ ARDI etmeyelim. Önümüzde SEÇİMLER olduğunu UNUTMAYALIM. BİRLİK ve BERABERLİĞİMİZİ DEKLARE edelim, GÖSTERELİM.

Yönetimlerde yer alan ARKADAŞLARIMIZA destek olurken, ÜYELER olarak bizler de bulunduğumuz ORTAMDA her türlü SOSYAL paylaşımlarda ve ETKİNLİKLERDE bulunarak ASSUBAYIN ETKİNLİĞİN göstermeli, halkımıza GERÇEK ASSUBAYI  tanıtmalı, bugüne kadar MAKSATLI olarak YANSITILAN YANLIŞ ASSUBAY İMAJINI DÜZELTME yollarına gitmeliyiz.

Unutmayalım. Kendi İÇİMİZDEKİ SORUNLARIMIZI kendimiz ÇÖZEMEZSEK, MAKSATLI olarak YILLARDIR OLUŞTURULAN HAKSIZ HUKUKSUZ SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜNE DE KATKI SAĞLAYAMAYIZ.

BİZ SORUNLARIMIZI ÇÖZDÜĞÜMÜZ ANDA, HARİCEN ÜZERİMİZE YÜKLENEN SORUNLARIN ÇÖZÜMLERİ DE KOLAYLAŞACAKTIR.

KARAR VE VEBAL ATACAKLARI ADIMLARI VE SÖYLEYECEKLERİ SÖZLERİ DÜŞÜNMEDEN YAPAN ÜYELERİMİZLE YÖNETİMLERDE BULUNAN ARKADAŞLARIMIZINDIR. Saygılarımla.

Bugün hemen hemen tüm Assubaylar en AZ MYO mezunu olup, çoğu ÜNİVERSİTE bitirmiş, bazıları MASTIR ve DOKTORASINI yapmıştır.

Assubay Mesleğini en İYİ BİLEN ve YAPANDIR.

Assubaylar MESLEĞİNİN olmazsa olmazı olup, DANIŞILAN durumda olan KİŞİLERDİR.

Assubaylar gerçekten TSK'nın OLMAZSA OLMAZLARIDIR. Çünkü Assubaylar olmazsa MİLYON DOLAR değerlerle ifade edilen uçaklar uçamaz, gemiler yüzdürülemez, tanklar-araçlar yürütülemez-silahlar çalıştırılamaz, kışla ve karargahlarda HİZMETLER yürütülemez.

Assubayların TSK'ya OLUMLU yanlarını ve KATKILARINI yazmakla bitiremeyiz.

Ama buna rağmen Assubaylar T.C. Devletinde en ÇOK MAĞDUR edilen ve HAKSIZLIĞA uğrayan bir CAMİADIR.

Bunun Sebeplerini GERÇEKÇİ olarak araştırdığımızda İLK olarak GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ  TSK'da uyguladığı AYIRIMCI-BÖLÜCÜ HAKSIZ ve HUKUKSUZ uygulamaları gelirken, İKİNCİ olarak da SORUNU camia olarak KENDİ İÇİMİZDE arayıp bulmalıyız.

TEMAD Gn Bşk.lığına Sn. Ahmat KESER gelmeden önce CAMİANIN sesi önceki Bşk. Sn. EROL tarafından DUYULMAYA - DUYURULMAYA başlanmış idi.

Sn. KESER, ASSUBAY SORUNLARINI  önce GENELKURMAY Başkanlığı, daha sonra da SİYASİ çevrelerde DUYURDU.

Baktı olmuyor, NETİCE alınmıyor BASIN-YAYIN ve GÖRSEL medya yoluyla EN ÜST PERDEDEN SORUNLARIMIZI MİLLETİMİZE ve dolayısıyla İLGİLİ ve SORUMLULARA duyurarak GÖREVLERİNİ TEKRAR hatırlattı.

Son olarak da ASSUBAYLARIN SORUNLARINI YETKİLİLER ÇÖZMÜYORLAR ve bu YÖNDE ÇÖZÜM için DOĞRU karar alıp UYGULAMIYORLAR, Sn. KESER DE SORUNLARIN çözümü için sonunda ÖLÜMLERİN dahi olabileceği ÖLÜM ORUCU kararını aldı.

TEMAD Gn. Merkezi bu KARARI arkasında ASSUBAYLARIN BÜYÜK GÜVEN ve DESTEĞİNE İNANARAK almıştır. Assubay CAMİASI DA BU KARARI DESTEKLEYEREK Sn. KESER'İN yanında olduğunu GÖSTERMİŞTİR.

Buraya kadar olanlarda CAMİA SORUNLARINI BİLEN,SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE devamlı bulunan ÜYELERİMİZİN ÖNEMİ ve DESTEĞİ çok ÖNEMLİDİR.

Gönül isterdi ki TEMAD il ve İlçe Bşk.lıklarına SEÇİLECEK olan KİŞİLER devamlı ASSUBAY SORUNLARINI BİLEN, ÇÖZÜM için UĞRAŞAN, KATKIDA bulunan KİŞİLER arasından SEÇİLSİN.

Ama uygulamalar böyle olmuyor. Önce KENDİSİNİ ADAY diye tanıtan KİŞİLER daha sonra CAMİANIN HİÇ TANIMADIĞI, SORUNLARLA bugüne kadar YAKINDAN UZAKTAN İLGİSİ OLMAYAN, yapılan EYLEMLERİN hiç birisinde BULUNMAYAN, bırakın eylemlere katılmayı destek DAHİ vermeyen SORUNLARDAN UZAK kişiyi ben ÇEKİLİYORUM, BAYRAĞI sana veriyorum diyerek SANKİ bu KONUDA YETKİLİYMİŞ gibi daha kendisi SEÇİLMEDEN BAYRAK DEVİR TESLİMİ yapıyorlar.

İşte CAMİAMIZ bugün ÇÖZEMEDİĞİ SORUNLARLA uğraşıyorsa bu TÜR DÜŞÜNEN kişiler tarafından YÖNETİLDİĞİ için bu SORUNLARLA karşı karşıyadır.

İŞİN daha İLGİNÇ tarafı YETKİLİ OLMAYAN KİŞİ ÇEKİLİYORUM, SENİ de YERİME bırakıyorum dediğinde, HİÇ DÜŞÜNMEDEN bulduğu BOŞLUĞU hemen DOLDURMAK için adaylığa SAZAN gibi atlayarak bunu KABUL eden kişinin tavır ve düşünceleridir.

Bu KİŞİ, önce ben KİMİM bugüne kadar CAMİA için NE YAPTIM bugün CAMİANIN neresindeyim. Emekli olduktan sonra 20 yıl ÖZEL sektörde ÇALIŞMIŞ DERNEĞE hiç uğramamış, SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE KATKIDA bulunmamış biri olarak YETKİSİZ birinin TEPEDEN iNME, ZEMBİLLE İNDİRİLME ve EMRİ VAKİ şeklini kabul etmem DOĞRU MUDUR diye DÜŞÜNEMEMİŞ olmasıdır.

Demek ki, TSK'da en az 20, ÖZEL sektörde de 20 yıl ÇALIŞMAK DOĞRUYU GÖRME ve DOĞRUYU DÜŞÜNME YETENEĞİNİ kazandırmamıştır.

Böyle KİŞİLERİN İl Başkanlığına kendilerini LAYIK görme VE SEÇİLMESİ durumunda CAMİAYA BİR ŞEYLER VERECEĞİNİ beklemek de olsa olsa HAYALCİLİK olur.

Bu ve buna BENZER olaylar ASSUBAYLARIN NEDEN ÇÖZÜLEMEZ SORUNLAR içinde olduğunu AÇIKLAMAYA yetmez mi?

CAMİAMIZ, SORUNLARINI ÇÖZECEK KİŞİLERİ BİLMİYORSA ve SORUNLARDAN HABERSİZ KİŞİLERİ SEÇİYORSA BİZİ Genelkurmayın CEZALANDIRMASINA gerek yoktur, BİZ zaten bu UYGULAMALARLA KENDİ KENDİMİZİ CEZELANDIRMAKTAYIZ.

SEÇMEK SEÇİLMEK HERKESİN HAKKIDIR. AMA BUNUN DOĞAL YOLLARI varken, YETKİSİZ bir KİŞİNİN belirlemesiyle EMRİVAKİ ve TEPEDEN İNME YOLLARI DENEMEK YANLIŞTIR.

Belki NORMAL yollardan GELİNİP ADAY olunsa ADAYLIĞINI devreden YETKİSİZ KİŞİDEN bu CAMİAYA daha YARARLI DA olunabilirdi.

Ama bugün YANLIŞ YOLUN İzlenmesi GELECEK UYGULAMALARIN DA YANLIŞ olacağının HABERCİSİ değil midir?

Ya BİRİLERİ SİZİ BURAYA BELLİ AMAÇLAR için GETİRMEK İSTİYORSA SİZE DE CAMİAYA DA YAZIK olmaz mı? Assubay CAMİASININ haklarıyla ilgili BEKLENTİLERİYLE kimsenin OYNAMA hakkı yoktur.

Lütfen HERKES aldığı KARARLARI bir daha SAKİN olarak değerlendirsin, yere daha SAĞLAM olarak BASSIN. Bu CAMİANIN daha FAZLA SORUNLARLA UĞRAŞACAK NE HALİ, NE DE ZAMANI VARDIR. Hele ki böyle OYUN ve KUMPASLARA DA hiç gerek yoktur.

2014 seçimleri TEMAD'IMIZ için HAYIRLI olsun.

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

E. ASSUBAYLAR GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU YÖNET
#ÇANAKKALEGEÇİLMEZ... ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ'NİN 108. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN. Türk'ün inancını, azim ve kararlığını tüm dünyaya ispatlayarak #ÇANAKKALEGEÇİLMEZ destanını yaratan, bu topraklar için tereddütsüz canını feda etmiş Gazi M.Kemal ATATÜRK, Silah arkadașları ve tüm kahraman şehitlerimizin ruhları şad olsun. Bu vatan sizlere minnettardır.
Cumartesi, 18 Mart 2023
Site ve Asb.Güçbirliği Platformu Yönetim
Değerli meslektaşlarımız, Depremde hayatını kaybeden kardeşlerimizin acılarını yüreğimizde yaşıyor yaralılarımız için du ediyoruz Yaraların sarılmasına destek için karınca kararınca maddi destekte bulunmalıyız Kampanya için TEMAD'ın öncü olmasını bekliyorduk TEMAD direk AFAT'a yardım edilmesini önermiştir www.emekliassubaylar.org sitesi ve Asb.Güçbirl...
Pazartesi, 06 Şubat 2023
E.ASB.GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Yurdumuzun çeşitli illerinde meydana gelen depremde yüzlerce can kaybımız ve yaralılarımızın olduğunu büyük bir üzüntü ile öğrendik Allah canlarını yitirenlere rahmet ailelerine sabır yaralılarımıza şifalar versin Emekli assubaylar olarak maddi ve manevi hertürlü yardıma hazırız
Pazartesi, 06 Şubat 2023
Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ