BİRLİKTE DE HAYKIRIR!
Adalet, eşitlik, insan onuruna yakışır yaşam koşulları için assubaylar yıllardır evrensel hukuk kurallarına olan inancı ile mücadele ediyor.
"Ayrıcalık değil Adalet istiyoruz" diyor.
Yargı etki altında, teklinler var diyor!
Mecliste görüşülen assubaylarla ilgili iyileştirmeler, herkes işine geleni bahane ederek (iki yüzlüce) adaletsiz bir şekilde oylamada reddilerek erteleniyor. Daha önceleri de değişiklik tekliflerinde hükümetler "Genkur’dan bu konuda görüş olumlu olmadığı için bir şey yapamıyoruz" derdi. Şimdi mecliste oylamada reddedildi. Tabii ki assubayların beklentisi haksızlıkların giderilmesi için Genkur’un değişikliği kendisinin teklif etmesidir. Asb’larca malum bir güdüm vardır ama kimden şüphesi de vardır.
"Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi ’nin ön giriş kapısına gelen aileler alkışlar eşliğinde “Adalet istiyoruz”, “Türkiye laiktir laik kalacak”, “AKP güdümlü yargıya hayır ” sloganları atarak kısa süreliğine yolu trafiğe kapattı."
Emekli assubaylar en verimli çağında emekli olduklarında maaşlarının yarısını aldıkları için huzurlu bir hayatları olmamakta. Emekli olduğunu zannederken yeni bir iş bulup çalışmak zorunda kalmaktadır. Yani iş değiştirmiş olmaktadır. Her emeklinin huzurlu ve rahat yaşaması hakkıdır.
"Emekli kocamın rahat ve huzurlu bir hayat yaşamasını istiyoruz."
Anayasal hakları verilmeyen, ekonomik yönden tükenmiş olan emekli assubaylar toplumda hızla itibarsızlaşmaktadır. Bu çalışan muvazzaf personeli de olumsuz etkilemektedir. Kendisini esas kabul edilmediğini öteki olduğunu mecbur olunmasa orada olamayacağını düşünen çalışanlar, dolayısıyla mecbur olmasa bu mesleği yapmayacağını düşünmektedir. Manevi olarak da tükenmekte, yaratıcılık, verimlilik ve bağlılık zaafı yaratılmaktadır.
"Maddi manevi tükenmiş durumdayız. Elbette güçlü duruyoruz ve arkasındayız. Hiç kolay bir süreç değil, çeken bilir. Ateş düştüğü yeri yakıyor. En büyük acı bu derece adaletsizlik.”
Açılan davalar alınan görüş, telkinler ve haksız gerekçelerle aleyhte kararlarla sonuçlanıyor. Hukuk bağımsız olarak işletilmiyor. Davalar hukuka olan güveni bitirirken, maalesef AİHM'e taşınmak zorunda kalıyor.
"Bizim endişemiz hukukun işlememesi."
Em assubaylar Ülkesine ve halkına olan inancını hiç kaybetmemelerine rağmen, bu ülkeyi idare edenlerle ilgili inançsızlıklarında haklı oldukları her defasında aldıkları sonuçlarla yüzlerine çarpılmıştır.
“Bizim eşlerimiz vatansever, saygın insanlar. Bu yapılamaz. Bu kişiler kaçak değil. Medyanın bağımsız olduğunu da görmemiz lazım. Lütfen bu ülkeye olan inancımızı tazeleyin” diye konuştu.
Assubaylarla ilgili ön yargılı, kendinden başkasını düşünmeyen sistem içerisinde kendiliğinden bir sonuç beklemiyoruz. Evrensel hukuk içerisinde mücadelenin esas olduğunu biliyoruz.
"Biz bundan bir sonuç bekliyoruz mu hayır çünkü maalesef önyargıyı biliyoruz.”
Emekli assubaylar yıllardır defalarca basın açıklaması, mitingler yapmış fakat yetkililerce görülmemiş, duyulmamış yok hükmünde değerlendirilmiştir. Kendi değerlerinde kendilerinden menkuldür. Tarih unutmayacaktır.
"Artık biz de bu haksızlığa karşı sokağa döküleceğiz."
Assubaylar hiç kimseden merhamet dilemediği gibi, keyif bağışlamasını da, icazetini de istememiştir. Sadece hak, hukuk, adaletin kendilerine de eşit şekilde işletilmesini istemektedir.
"Hiç kimseden merhamet dilemiyor, beklemiyoruz."
Haksızlığa uğradığını düşünen tutuklu asker eşlerinin feryadını tam da bu sebeplerden dolayı yüreğimizde hissediyoruz.
Adil bir yargılama ve hukukun işletilmesinin dışındaki bu konularda görevde iken olduğu gibi suçu olanların elbette yargıya hesap vermesi gerektiğini de belirterek yanların da olduğumuzu bilmelerini bekliyoruz.
Haklarımızı vermeyenlerle, belge sızdıran, suç belgeleri yaratanların kişisel hırs ve ihtirasları için her şeyi yapabilenlerin aynı yerden beslendiklerine inanıyor bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşı birlikte mücadeleye davet ediyoruz.
Artık susmayalım!
Kemal CERİT
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Kaynak: http://www.politikars.com/haber/16555/komutan-esleri-artik-susmayacagiz.aspx#ixzz1E836aAIf
NOT.Yukarıda siyah büyük puntolarla olan yazılar basında subay eşlerinin eylemi haberlerinden alınmıştır
Emeklimiz, çalışanımız diyoruz ya hepimiz, "haklarımız" diye, yarıdan çoğumuz yüksek tahsilliyiz. Peki neden alamıyoruz bu haklarımızı?
Bilgimiz mi eksik?
Beynimiz mi çalışmıyor?
Almasını mı bilmiyoruz?
Bizler hepsini biliyoruz, hakkımızı alacağız. Sosyal adaletsizliğe dur diyeceğiz. Bizler çaresizlik zincirini kıracağız, kendi kendimize söylenmeyeceğiz, sorumluluk alacağız. Genelkurmay'dan medet ummayacağız, sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Açılmayan kapıyı kırk kez çalmayacağız, diğer kırk kapıyı bir kez çalacağız.
Subaylar emeklilerine sahip çıkıyor. Astsubaylar, Emekli Astsubaylardan (TEMAD’dan) çözüm bekliyor. O zaman Emekli Astsubaylar, Astsubayların sorunlarını çözmek için üzerine düşeni yapacaklar. Çalışanlarımız - Emeklilerimiz gücümüzü birleştireceğiz.
12 HAZİRAN 2011’de “Ankara’dan E.Astsb.(……..), İzmir’den E.Astsb. (………), Antalya, İstanbul, Balıkesir ve Eskişehir ’den E.Astsb. (………), ya da diğer şehirlerden en az 12 E.Astsb. Milletvekili olarak Astsubaylar’ı temsil edecekler” haberini okuyacağız. Hepimiz bilinçli kişileriz, üzerimize düşeni yapacağız. TBMM’de Astsubaylar, Astsubaylar tarafından temsil edilecekler, çalışanımıza köle, emeklimize son kullanma tarihi geçenler dedirtmeyeceğiz. TBMM’nin en önemli görevlerinden biri, ülkemizin huzurlu bir ortamda olmasını sağlayacak gerekli şartların oluşturulmasına zemin hazırlamaktır, ama Astsubaylarla ilgili yapılan çalışmalar ortadadır, çalışanımız-emeklimiz huzursuzuz.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” anlayışının yerine getirilmesi ve onur savaşımız için bir araya gelerek tek bilek olmalıyız, kendimizi temsil etmeliyiz. Gücümüzü birleştirmek, tek başına çözülemeyen sorunlarımızın çözüm yoludur.
Ya tozu dumana katarız, ya da tozu dumanı yutarız.
Başarmak için;
Tüm Astsubay ve aileleri TEMAD çatısı altında birleşmeliyiz. Çalışan meslektaşlarımız gelişmeleri iletişim araçlarından takip etmelidirler.
Nasıl? Kimlerle? Bu soruların cevabını sizlerle ileriki zamanlarda paylaşacağım.
BEN SADECE BİR KİŞİYİM.
AMA GENE DE BİRİYİM.
HER ŞEYİ YAPAMAM AMA, GENE DE BİRŞEYLER YAPABİLİRİM.
O YAPABİLECEĞİM BİR ŞEYLERİ ASLA REDDETMEYECEĞİM.
Hamza DÜRGEN
E.Hv.Kd.Bşçvş.
TBMM Genel Kurulunda, MHP'nin, astsubayların sorunları konusunda verilen araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisi kabul edilmedi.
MHP; TBMM Danışma Kurulu toplanamadığından grup önerisini Genel Kurula taşıdı. Astsubayların sorunlarının araştırılması amacıyla verilen araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisi lehinde konuşan MHP İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi, aileleriyle birlikte yaklaşık 1 milyonluk bir kesimi oluşturan astsubay camiasının ciddi ve birikmiş sorunlarının acil çözüm beklediğini söyledi. Sipahi, ''Astsubaylar kimseden ulufe değil, hakkını istiyor. Birçok meslek mensubuna verilip de kendilerinden esirgenenleri istiyor'' dedi.
Astsubayların, ''8 yıllık AKP iktidarında kendilerine söz verilip yerine getirilmeyen, seçim öncesi sahte vaatlerin hesabını sorduğunu'' savunan Sipahi, bir milyonluk şerefli bir camianın artık aldatılmayı, kandırılmayı, oyalanmayı hak etmediğini dile getirdi.
Astsubayların görev tazminatı ve maaşlarına 100 liralık seyyanen zammın bir an önce verilmesini isteyen Sipahi, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün astsubaylara yapılan iyileştirmeler konusundaki sözlerinin gerçeği yansıtmadığını, yapılan iyileştirmelerin ''Genelkurmayın kendi iç düzenlemeleri olduğunu'' söyledi.
Sipahi'nin bu sözlerine, bazı AK Parti'li milletvekilleri tepki gösterdi.
CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, öneri lehinde yaptığı konuşmada, Türk ordusunun vasıflarının son birkaç günden beri tartışıldığını belirterek, ''TSK üzerinde oynanan onca oyundan sonra son birkaç gündür AKP tarafından timsah gözyaşları dökülüyor. Cumhuriyet tarihi boyunca kendi ordusuna bu kadar zarar veren, ipe sapa gelmez uydurma gerekçelerle komutanları aylarca cezaevinde tutan, sahte suikast ihbarlarıyla kozmik odalarda günlerce arama yapan bir başka hükümet olmamıştır. Şimdi aynı kişiler timsah gözyaşları içinde ordunun en büyük destekçisi olarak ekranlarda boy gösteriyor'' diye konuştu.
AK Parti'nin 9 yıldan beri iktidarda olduğunu, bu nedenle bir konuda ''yapılacak, edilecek'' diyemeyeceğini savunan Baratalı, bunun yerine, ''yaptım, ettim'' demesi gerektiğini ifade ederek, yapılacak oylamanın ''AKP'nin samimi olup olmadığını ortaya koyacağını'' söyledi.
-''24. DÖNEME BIRAKILMALI''-
Öneri aleyhinde konuşan AK Parti Tokat Milletvekili Hüseyin Gülsün, MHP'li Sipahi'nin sözlerini yadırgadığını belirterek, ''Herhangi bir kuruma neler yapıldıysa Genelkurmay'a da o yapıldı. 'Bunu hükümet yapmadı, Genelkurmay yaptı' demek yanlış bir bakıştır. Hepsi hükümete, devlete bağlıdır'' dedi.
Gülsün, iktidarları döneminde astsubaylara yapılan iyileştirmeler hakkında bilgi verdi.
AK Parti Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı da öneri aleyhindeki konuşmasında, ''Astsubaylarımızın sorunlarının araştırılması ve çözüm bulunmasına taraftarız. Ama Meclisin yoğun trafiği ve yaklaşan seçimler nedeniyle 1.5 ay sonra tatile girmesi nedeniyle araştırma komisyonu kurulması imkansızdır. Astsubayların sorunları yaklaşan seçimlere malzeme yapılmadan, daha geniş bir zaman kesiminde ele alınması doğru olacaktır. Bu çalışma, 24. döneme bırakılmalı'' görüşünü ifade etti.
Konuşmaların ardından MHP'nin grup önerisi kabul edilmedi.
Bir zamanların efsane şarkıcısı. Kendisi asker kökenli olup bando eğitimi almış bir astsubaydır. ilk sahne çalışmalarına bursa da başlamış, daha sonra istanbul'a geçmiştir. günde en az 4 saatini spora ayırır,bu seneye kadar yazları bodrum'da cihat sağol adlı usta bir gitaristle sahne almaktaydı, mekan bodrum'un pasanda adlı bir eski rum köyünde kurulu panorama adlı bir balıkçı restoranı. bir aralar benim de eşlik ettiğim salim dündar gerçektende düzgün telaffuzu, sağlam metronomu ve o unutulmaz yorumu ile hem dinleyene hem de çalana büyük zevk vermektedir. repertuarında kendi parçalarının haricinde,timur selçuk,alpay,tanju okan,ertan anapa gibi ustaların eserleri ayrıca çok sayıda ispanyolca parçada vardır.
Kahramanmaraş'ın Tarlacık (eski ismi Berçenek) Köyü'nde dünyaya geldi. 1955 yılında daha sonra Ankara'ya nakledilen Mersin Astsubay Okulu'na kaydoldu. 1960'da eşi Suna'yı kaçırdı ve 6 ay köyünde kaldı. Bu sırada okulu Balıkesir'e nakledildi. Okul komutanının çabası ile yeniden okula dönen Aşık Mahzuni, 6 ay devamsızlık yaptığına ilişkin bir ihbar üzerine okuldan atılınca yeniden köyüne döndü. 1964 yılında ilk plağı ile müzik piyasasına girdi.
Bir süre Gaziantep'te ikamet ettikten sonra Ankara'ya taşındı. 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Derneği Genel Başkanlığı'ni yürüten Aşık Mahzuni Şerif, Pir Sultan Abdal Dernekleri Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği ve Ozan-Der Onur Kurulu Başkanlığı'nı da yaptı.
2001'in başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle, JFK Hospital'da yoğun bakım altına alındı. Mayıs ayında, günümüzün Pir Sultan'ı Aşık Mahzuni Şerif, bir kez daha ölümü yenmeyi başardı. Ve aynı yılın Kasım ayında kendisine, Elhamdülüllah Kızılbaşım ve Laikim. Ben değil yedi sülalem kızılbaştır. Bir suç varsa o da dedemdedir! " dediği için,DGM tarafından dava açıldı. Duruşma 27 Aralık 2001 tarihinde DGM ' de yapıldı. 2002 Mayıs ayının 17 sinde evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan değerli Ozanımız 62 yaşında Almanya'nın Köln şehrinde hayata gözlerini yumdu. Bu ana kadar O, devletin düzenini yıkmak suçundan, hala yargılanıyordu.Şu an son ikamatgâhı olan Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgede huzur içinde yatıyor.
Türk halk müziği sanatçılarının başvuru kaynağı,söz ve beste deposu olan Aşık Mahzuni birçok dinleyecisi açısından günümüzün çağdaş Karacaoğlan'ıydı. Dom Dom Kurşunu (Araştırmacı Yazar Battal Pehlivan Aşık Mahzuni Şerif'i yaşamı ve sanatı üzerine yaptığı incelemenin adı da Dom Dom Kurşunu idi), Yuh Yuh, Fadimem, Gül yüzlüm, Ciğerparem ve Ekmek kölesi gibi eserleriyle tanınan Aşık Mahzuni'nin türkülerini İbrahim Tatlıses'ten Mahsun Kırmızıgül'e kadar birçok türkücü ile bazı pop müzik sanatçıları da okudu. Halk şiirine gönül veren ve konuşma dilini şiirleştiren Aşık Mahzuni'nin 400'e yakın plağı,50 kasedi ve yayınlanmış 9 adet kitabı bulunuyor.
Bu site, sönmeye yüz tutan mücadele ateşini yeniden yakmış, sizlerin özgür sesi olmuştur.
Muhataplarımızı henüz değiştiremesek te bizler değiştik. Haksızlıklar karşısında susmanın haksızlık kadar suç olduğununun bilinci ile sesimizi muhtelif platformlarda dile getiriyor, bunlarla ilgili çözümler üretiyor, eleştiriyor ve sorguluyoruz.
Bizim misyonumuz TEMAD'a ve mücadelemize destek vermektir. Ne yazık ki yasal temsilcimiz üyelerinden geri de kalmıştır!
"Biz bu kadarını yapabiliyoruz veya yeterliyiz" savunması bizim için yeterli değildir. O göreve kimseyi zorla getirmediler ve zorla tutmuyorlar. O göreve bizim sorunlarımızı çözme sözü vererek kendileri talip oldular. Elbette onlardan mucize beklemiyorduk. Yılların sorunu birkaç yılda çözülemezdi ama bize yeterli gayreti gösterdikleri ve iyi niyetli oldukları konusunda güven vermediler.
Mücadele kimsenin tekelinde olmadığının da bilinci ile, muhaliflikle suçlansakta binamız, sekreterimiz, ödeneğimiz, aidatımız, makamımız olmadan bu işe gönül veren meslektaşlarımızla mücadelemizi sürdürüyoruz ve tüm engellere rağmen sürdürmeye kararlıyız.
Biz kimsenin siyasi mezesi olmayacağız. Bu bilinçli toplumun oylarını kasaba politikaları ile yönlendiremiyeceklerdir.
Değerli arkadaşlarımız, bizim intibaklarımızla ilgili MS komisyonun da MHP milletvekillerinin yasa teklifinin yanı sıra henüz meclise intikal etmeyen ama TEMAD sitesinde verildiği bildirilen Sn.Akman'ın teklifinde 9/1 adaletsizliği aynen korunmaktadır. Bizler yıllardır ekonomik sorunlarımızın çözümünde 9/2 nin anahtar rolü oynadığını belirtemize rağmen tekliflerin hazırlanmasında emeklerini övünç vesilesi olarak bölge toplantılarında dile getiren TEMAD yönetimi ya bu bilgilerden yoksundur yada bizleri mahalle bekçileri, ziraat ev ekonomistleri gibi sınıflardan daha alt kademeden göreve başlatan bu önyargılı adaletsiz uygulamaya 'genelkurmaya karşı olmamak adına' razı olmaktadırlar.
Değerli arkadaşlarımız, TEMAD yönetimi bölge toplantılarında, partilerle görüşeceğini, onlardan kontenjan talep edeceğini bildirmiştir. Ne derece başarır, gayret gösterirler bilemiyoruz. Böyle bir durum olumlu yönde gerçekleşirse değerlendirir, gerekli destekte bulunuruz. Ancak, biz bir trenin daha kaçmaması için siyasilere kararlığımızı bildirmek için BİR DEKLARASYON HAZIRLIYACAĞIZ.
Bu konuda her zamanki gibi yapmanız gereken tek şey sitemizde yayınlanacak deklarasyonun altına imza koymanızdır. Katılımın miktarı inandırıcılığımızın ve kararlılığımızın göstergesi olacaktır.
Lütfen bu konuda ilginizi ve bunun arkadaşlarımızla paylaşılması için göstereceğiniz gayrete şimdiden teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Biliyorum, duyuyorum, okuyorum yüzlerce arkadaşımız "NE YAPTIK DA BU YÖNETİMİ seçtik?" diye dövünüyorlar. Heba olan yıllar, kaybolan umutlar, acılar....
BİR ÇÖKÜŞ HİKAYESİDİR BU YAŞANAN.....
TAM BİR BECERİKSİZLİK...
TAM BİR VASIFSIZILK...
TAM BİR YÜZSÜZLÜK...
değil mi şu yaşananlar genel merkez adına, söyler misiniz?
"YETTİ ARTIK" deyip feryat ettik. "BU İŞ SİZLERLE olmuyor" diye YAZDIK - ÇİZDİK duymadınız, anlamadınız.
9 EKİM SONRASI EYLEM DEVAMLILIĞINI, İCAZET ANLAYIŞI İLE UYGULAMADINIZ, UYGULAYAMADINIZ!
Bu gün 9 ŞUBAT. Çok ilginçtir, 9 EKİM YÜRÜYÜŞÜMÜZDEN bu yana geçen tam dört ay.. Gelinen nokta geçmiş yıllardan hiç farkı olmayan ancak, birileri tam yolla ilerlerken TOZU YUTAN BİR SINIF yarattınız.
Hâlâ o koltukta oturuyor, aynı dosyayı çeşitli illerde ve yerlerde açarak TAMAMEN AYNI cümlelerle HİKAYE anlatıyorsunuz.
REDDEDİLDİK! DIŞLANDIK! BİR BAŞKA BAHARA KALDIK!.....
BU ESER SİZİN VE YÖNETİM KURULUNUZUNDUR BAŞKAN... SIFIR SONUÇ... HÜSRAN VE YIKILAN UMUTLAR...
Şu var ki; bu resimde sadece sizleri suçlamak haksızlık olur. 90 civarı şube başkanlarına da daha önce; "Genel merkeze bakış açınızı çekinmeden deklare edin ki onlar da bu memnuniyeti yahut memnuniyetsizliği görerek tavır alsınlar" dedik. Bir nokta hariç HİÇ BİRİNİZ O ASİL DURUŞU GÖSTEREMEDİ!!!
BU NOKTADAN SONRA KASIM AYI BEKLENECEK Mİ? YAZIK DEĞİL Mİ? DAHA SEKİZ AY VAR...
BU BAŞARISIZLIKTAN SONRA GENEL MERKEZ VE YÖNETİMİ HEMEN İSTİFA ETMELİDİR! HEMEN, HEMEN...
Değerli arkadaşlarım,
Bakınız bu yaşananlara; Akparti milletvekili bizler için bir kanun teklifi hazırlıyor. Daha doğrusu TEMAD bölge toplantılarında "bu teklifi biz hazırladık" diye övünüyor ama teklifin geçersizliğini 9/1 adaletsizliğini gizliyor! Çünkü, teklifin gerçek anlamda işlevi için grup başkanvekilleri ve başbakanın onayı gerekiyor. Sn. AKMAN her halde yine kasım seçimlerimizde Ankara'da sayın başkanı destekleme ve AKP adına SHOW yaptı, denebilir.
ŞU GERCEGİ LÜTFEN UNUTMAYALIM!...
O tarihten bu yana AKP ve başbakan bize tavır almış, bir çok sınıfa defalarca iyileştirme yapılır iken bizler ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞ olduk ve bu yönetimimiz bunun sorumlusudur. Başka bir asker olan TESUD bu önemli konuda TÜM NOKTALARINA fikirlerini sorarak "NE GENELKURMAYIN NE DE HÜKÜMETİN arkasında olmayız" demiştir.
ZAFERLER YA DA YENİLGİLER, LİDERLERİN TUTUMLARI İLE BELİRLENİR...
İSTİFA MEKANİZMASI bu gibi noktalarda BİR ASİL DURUŞU İFADE EDER VE DE BİR ERDEMDİR.
Problemler çözülmek içindir. Çözülecektir. Bu böyle biline...
GÜN GELDİĞİNDE "B PLANI" UYGULANIR.... Tek tesellimiz hiç olmazsa sesimizi duyuran bir sitemizin olmasıdır.
BU YIL DA BİTTİ.... SEÇİM - YENİ HÜKÜMET - YAZ TATİLİ - YENİ BÜTÇE.... TEBRİKLER GENEL MERKEZ !!
BÜYÜK BİR MESLEK GRUBUNUN VEBALİNİ ALDINIZ. SİZİ AFFETMEYECEĞİZ!
SAYGILARIMLA.
ATİLLA ABAYLI
Senaryo yazarı, şair, öykü yazarı bir meslektaşımız. "Ademin Trenleri" filminin senaryosunu da yazmış İsmail Doruk.
ADRES 70. Maknz. P. Tug. Loj. Ds.K.lığı Bkm. Brl.1.Bkm. Bl.K.lığı Sayın Kışlası MARDİN
TEL 0536 – 517 0212
FAX 0212 - 244 17 90
1912 yılında Tirnova (Bulgaristan)'da doğdu. Deniz Astsubay Okulu'ndan mezun oldu. Uzun süre orduda kaldı, daha sonra emekli olarak sanat yaşamına atıldı. İlk olarak "Hisse-i Şaiya" oyunuyla profesyonel oldu. 1940'da "Sürtük" filmiyle sinema oyunculuğuna başladı. 1967'de Hüseyin Baradan ve Şahin Tek'le daha sonra da Atıf Kaptan ile topluluk kurarak Anadolu turnelerine çıktı. Türk sinemasında çoğunlukla baba rollerinde gözükerek, babacan tavrıyla popüler oldu.
1980'de İzmir Fuarı'nda sahneye çıkarak, keman çalıp, fıkralar anlattı. Birçok TV reklamında ve "Parkta Bir Sonbahar Günüydü" adlı televizyon dizisinde oynadı. 500'ün üzerinde filmde rol aldı.
Kentmen, 20.12.1993 tarihinde İstanbul'da aramızdan ayrıldı.
1956 yılında İstanbul’un Boğaz kıyısındaki şirin köylerinden Kuzguncuk’da doğdum ve orada büyüdüm. 1970-71 eğitim yılında kapı komşumuz sayılabilecek Deniz Assubay okulunda eğitime başladım. 1975 yılında elektronikçi assubay olarak mezun oldum. Yurt dışı ülkelerde ve yurt içinde branşımla ilgili gerekli eğitimleri alıp çeşitli gemilerde ve askeri tersanelerde görev yaptıktan sonra emekli oldum. Onca yıldan sonra bile hala denizi ve bahriyeliliği özlüyorum.
Hayatım boyunca insanları ve o insanların ardındaki hikayeleri merak ettim, gözlemledim. Son yıllarda bu birikimlerimi yazıya döktüğümde aşağıdaki kitaplar ortaya çıktı.
Yayınlanmış kitaplarım:http://www.vesaire.com/urun.php?products_id=162840&tree=kitap&sid=964d6e9e2f78f76c3f0df2d6a604817b
http://www.vesaire.com/urun.php?products_id=127337&tree=kitap&sid=964d6e9e2f78f76c3f0df2d6a604817b
http://www.vesaire.com/urun.php?products_id=129307&tree=kitap&sid=964d6e9e2f78f76c3f0df2d6a604817b
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=94641&session=89330058385983523495&LogID=
Hepinize sevgilerimi sunar, okumanız halinde kitaplarım hakkındaki eleştirilerinizi, görüş ve önerilerinizi beklerim.
Hoşça kalın
İsmail ÜNVER