TOYGUN ATİLLA /HÜRRİYET
Sene 1871, dönem Osmanlı İmparatorluğu dönemi; daha Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyetini kuracağı hayal bile edilemez. Çünkü Atatürk daha dünyaya bile gelmemiş. Vapurun arkasında dalgalanan bugünkü TÜRK bayrağı; Resmini ve bilgiyi SAO grubumuzdan gönderen arkadaşım O.Nuri Gözüdolu yazmış, gerçi bazı basında da bu haberleri izledik; haberde bir grup emperyalist uşağı Andımızın çocuklarını zehirlediğini, Varlığım Türk varlığına armağan olsun dedirtmenin psikolojik faşizm olduğunu, ayrıca Türk bayrağı yerine tüm milleti temsil eden Osmanlı bayrağının kullanılmasının doğru olacağını savunuyorlarmış (!)
Daha çok özgürlük hepimizin hakkıdır. Demokratikleşme paketinde özgürlüklerin tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsamasını, ayrıcalık ve imtiyazların kalktığını görmek isterdik...
Atalarımız "yüz verdik deliye, geldi yaptı halıya" dedikleri gibi amacı bölünme olanlara taviz verildikçe ayrıcalıklı istekleri bitmeyecektir. İlk kez Türkçe resmi dil olmasın dediler, satılık basın destek verdi; ardından sonsuz özgürlüklerden yana olan iktidarımız Türkçe resmi dil kalsın ama özel okullarda ana dilde eğitim verilerek resmi dairelerde ana dilini kullananlar için tercümanlar bulunsun dediler. Yeter mi? Yetmez... Yakında bunlar İstiklal marşımızın da söylenmesine karşı çıkacaklardır.
Bugün 72 milletten toplananların kurduğu süper güç olan Amerika Birleşik Devletleri'nin tek bayrağı, tek resmi dili, tek ulusal marşı var. Kimse "ben İrlandalıyım, İtalyanım, Portekizliyim, Çinliyim, Yahudiyim, Alman'ım benim ana dilim resmi dil olsun bayrağımız farklı olsun, ABD milli marşı yerine ana vatanımın milli marşı çalınsın" demiyor, diyemiyor...
Avrupa'nın göbeğinde AB başkenti olan Brüksel'in başşehir olduğu Belçika'da resmi dil Flemenkçe olmasına, aynı soydan, etnik kökenden gelen Volanların Fransızca dil ısrarı yüzünden parçalanmanın eşiğindeler, keza İspanya aynı sancıları çekiyor.
Bugün Ortadoğu'da ve ülkemizde emelleri olan emperyalistlerin kirli oyunlarını seyrediyoruz. Kaynaklarını sömürmek için böl, parçala yönet taktiği ile girdikleri ülkelere sefalet, ölüm ve gözyaşı getirdiler...
Atatürk, etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkenin vatandaşlarını kucaklamak, herkesin aynı değerde olduğunu belirtmek için ne mutlu TÜRK olana sözünü değil "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" sözünü kullanmıştır.
Ülkemizin ve birliğimizin korunması için hepimize düşen görevler var. Ulu önder ATATÜRK bu tehlikeyi yıllar önce gördüğü için Gençliğe Hitabe ile bizleri uyarmıştır. Gençliğe Hitabe'yi bir kez daha okumak ve gereğini yapmak vatanseverliğimizin ve şehitlerimize vefanın bir gereğidir.
Sevgi ve saygılarımızla .
SİTE YÖNETİMİ
Basında yer alan habere göre Genelkurmay, askerin ruhsal sağlığından komutanların sorumlu olduğu gerçeğini görüp bu konuda ihmali olanların hapisle cezalandırılacağını belirtmiş. Bu durumda bir üniforması kefen olan assubayları büro memuru statüsünde görüp sosyal,ekonomik ve insani haksızlıklara uğratıp ruh sağlığını bozulmasına neden olanlara astlarını koruyup kollama görevini yerine getirmediklerinden GÖREVİ İHMAL suçundan ceza evi yolu görünmesi gerekmiyor mu? Samimi olsalar ordudaki tüm yetkili komutanlara ceza evi yolu görüldü demektir(!) Kabak yine dönüp dolaşıp assubayların başına patlar merak etmeyin. ADALET BİRGÜN HERKESE GEREKECEKTİR.
Site Yönetimi
Dayakçı komutana hapis
HÜSEYİN ÖZAY/ANKARA
Mehmetçiğin ruhsal sağlığından komutanların sorumlu olduğuna dikkat çeken Genelkurmay, görevi ihmal eden komutana 2 yıla kadar hapis verileceğini bildirdi
Genelkurmay Başkanlığı’nın, son dönemde artan TSK’daki intihar vakaları üzerine komutanlara “moral muhtırası” verdiği ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı’nın kuvvet komutanlıklarına, kuvvet komutanlıklarının da birliklere gönderdiği yazılı talimatta “Mehmetçiğin fiziksel olduğu kadar ruhsal sağlığından da komutanların sorumlu olduğu” vurgulandı. Talimatta askerlerin ruhsal sağlığına dikkat etmeyen komutanların “görevi kötüye kullanma” ve “görevi ihmal” suçları ile cezalandırılacakları kaydedildi. Yine talimatta, söz konusu suçların cezasının da altı ay ile iki yıl arasında hapis olduğu hatırlatıldı.
Taraf ’ın ulaştığı TSK’ya ait yazışmalara göre, Genelkurmay Başkanlığı gündemden düşmeyen intihar olaylarına karşı adeta seferlik ilan etti. Bu çerçevede Genelkurmay Başkanlığı ilk olarak 12 Aralık 2012 tarihli “Psikolojik Sorunlu Personele Yönelik Yapılacak İşlemler” konulu bir emir yayınladı. Genelkurmay’ın söz konusu emri üzerine kuvvet komutanlıkları 2012 yılının sonunda ve 2013 yılı başlarında tüm birliklerine, TSK personelinin psikolojisinin düzgün olması için yapılacak faaliyetlerle ilgili altı maddelik talimat gönderdi.
Bu talimatta Genelkurmay Başkanlığı’nın intihar ve intihara teşebbüs olayları ile ilgili inceleme yaptığı belirtildi. Bu inceleme sonucunda vakaların yüzde 85’inde kişilere psikolojik destek sağlanmasının gerektiği tespit edildi. Bu tespitler kapsamında, tüm TSK mensuplarının fiziksel olduğu kadar ruhsal durumlarından da komutanlarının sorumlu olduğu vurgulandı.
Kuvvet komutanlıklarından birliklere gönderilen yazıda, TSK mensuplarının fiziksel ve ruhsal sağlının korunmasının “gönüllülükten” ziyade bir yasal yükümlülük olduğu belirtildi. Ayrıca söz konusu talimatta, kanunların amirlere astlarının morallerini de koruma görevi verdiği vurgulandı. Talimatta, “İlgili kanunların hükümleri, amirlere, astı olan personelin fiziki-ruhi durumlarını daima himaye altında bulundurma ve moralini yüksek tutma sorumluluğu yüklemekte, kanunun 58. maddesinde ise hastalanan askerlerin muayene ve tedavilerine ilişkin hükümler yer almaktadır” dendi.
Söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde lider personelin, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçunu işlemiş olacağının belirtildiği talimatın ekinde ise bu suçları işleyen kamu görevlilerinin altı ay ile iki yıl hapis cezası ile cezalandırılacağı hatırlatıldı. Talimatta, komutanların bu konuda dikkatli olması gerektiğinin altı çizildi.
Şüpheli asker ölümleriyle ilgili Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, son 10 yılda 601 askerin hayatını kaybettiğini, 965 askerin ise intihar ettiğini açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın İnsan Hakları Raporu’nun Türkiye bölümünde, “Bu intiharların arkasındaki en önemli nedenlerin aşağılama, dayak ve aşırı fiziksel aktivite, gerekli sağlık hizmetlerinden mahrum bırakma, kurumsallaşmış taciz gibi fiziksel istismarlar olduğu belirtiliyor” ifadeleri yer almıştı.
Değerli Okurlarımız, Meslektaşlarımız
Bu yıl ikincisini kutlayacağımız 17 EKİM DÜNYA ASSUBAYLAR günü kutlamalarına destek amacıyla TEMAD Genel Başkanlığı öncülüğünde ve koordinesinde FACEBOOK'ta kurulan grup yönetimi tarafından Site Yönetimimize gönderilen açıklama aşağıdadır. Site yönetimi olarak her türlü desteğe hazırız. Lütfen kişisel desteklerinizi esirgemeyiniz.Sevgi ve saygılarımızla.
TEMAD’a akan dereleriz” sloganıyla bütünleşmiş olan ve bizler, yani assubaylar tarafından kurulmuş olan www.emekliassubaylar.org’un güzide takipçileri, meslektaşlarımız...
Üç aydır değil, bir yıldır değil, beş yıldır değil, on yıldır değil onlarca yıldır camiamızın hizmetinde olan, bu uğurda; emek harcayan, alın teri döken siz meslektaşlarımıza selam ediyoruz.
Yıllardır, As(t)subay özlük hakları için nasıl bir çaba içinde olduğunuzu, ne kadar etkili yol ve yöntemler geliştirdiğinizi ve uyguladığınızı çok yakından takip ediyoruz.
Bizler, emeklisi ve çalışanıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimizin diğer bütün unsurlarıyla birlikte temel taşları olan astsubay/assubaylarıyız.
www.emekliassubaylar.org sitesi olarak sizlerin de sürekli olarak vurguladığınız üzere; "bizler hakkımız olandan ne bir eksik ne bir fazla bir şey istemiyoruz.” Bizler, özellikle son 20-30 yıl içinde bizden alınanları geri istiyoruz. Bu isteklerimiz, ana başlıklar halinde olsun, tek tek konuların içine girerek olsun binlerce kez hem siteniz hem de diğer yayın kuruluşlarımız vasıtasıyla kamuoyuna ve ilgililere duyurulmuştur.
TEMAD Genel Başkanlığı Yönetim Kurulunun 19 Mart 2012 tarihinde almış olduğu kararla bu yıl ikinci kez kutlanacak olan 17 EKİM DÜNYA ASTSUBAYLAR GÜNÜ kutlama çalışmalarına katkı ve destek sunmak amacıyla kurulan “17 EKİM DÜNYA ASTSUBAYLAR GÜNÜ” isimli FACEBOOK grubumuza destek olmanızı ve bu günümüzü coşku ile birlikte kutlamayı diliyoruz.
Amaç birliği içinde olan, olması gereken tüm sızıntıların, derelerin, yollarındaki tüm engellerin kaldırılarak daha güçlü bir şekilde TEMAD’a yönlendirilmesinin, isteklerimizin gerçekleşmesini kolaylaştıracak adımlar olduğunu düşünüyor, saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz.
Saygıdeğer Arkadaşlarımız
Her zaman ifade ettiğimiz gibi; Biz bu Ülkeye ve Ordumuza sadakatimizi, özveri ile çalışarak terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik.
Hizmetimizin karşılığını aldık mı? Elbette hayır! Önyargılar ile sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklara uğratıldık.
Yasanın tarifinde ve uygulamada subayın en yakın yardımcısı olmamıza rağmen, rakip, hatta bazı art niyetliler tarafından düşmanı gibi görüldük. Sistemi ve yasaları kişisel çıkarları için kullananlar tarafından birçok arkadaşımız baskılara, haksızlıklara uğratıldı
Biz, subaylara altın tepside sunulan ayrıcalıkları, imtiyazı değil, adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıyı talep ettik.
Sn. Eski Genelkurmay Başkanı İlker BAŞBUĞ bizlere sancak önünde sözler verdi. Basına yaptığı açıklamalarda, TSK personeli arasında ayırım yapılmasının söz konusu olmadığını, ordunun büyük bir aile olduğunu vurguladı. Genelkurmay Başkanlığı basın bilgilendirmelerinde ve MSB açıklamalarında adaletin gerçekleşeceği yönünde sözler aldık. Görevi devreden K.K.K Org. Kıvrıkoğlu Ege Ordu Komutanı iken Balçova Şubesinde Ersen Gürpınar’ın “Çalışma koşullarımızı biliyorsunuz. Bir üniforması da kefen olan assubayların, büro memuru statüsünde görülüp bir çok kamu görevlisinden daha alt kademeden göreve başlatılmasını, KİT işçi emeklisinden daha az maaş almasını içinize sindiriyormusunuz?” sorusuna “Bu kabul edilemez!”diyerek not almalarına kuvvet komutanı iken adaletin sağlanacağı sözlerine rağmen, haklı taleplerimizin, verilen sözlerin hiç biri hayata geçmedi.
Yasal taleplerimizi sağır sultana duyurduk bir kez daha yeni göreve gelen kuvvet komutanlarına aşağıdaki mektup ile iletiyoruz. Arkadaşlarımız Ad Soyad, Sınıf ve rütbesini yazarak GÖNDER tuşu ile bu mektubu gönderebilir.
Biz haklı taleplerimiz konusunda kararlılığımızı her şeye rağmen sürdüreceğiz;
Bu metni bilgisayar kullanmayan arkadaşlarımızın onayını alarak onlar adına da ayrıca gönderebilirsiniz.
Onur mücadelesine destek veren arkadaşlarımıza minnettarlığımızı ve saygılarımızı sunuyoruz.
SİTE ve E.ASB.GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU
Sn.Kuvvet Komutanımız,
Yıllardır emek verdiğiniz Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, en yetkili makam olan Kuvvet Komutanlığı'na atanarak göreve başlamanız nedeniyle sizleri kutluyoruz. Size, ordumuza ve ülkemize hayırlı uğurlu olsun!
Biz assubaylar, bu ülkeye ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yıllarca sadakatla, özveriyle hizmet ettik. Bir üniformamızın da kefen olmasına rağmen,büro memuru statüsünde görülerek mahalle bekçileri, ziraat teknisyenleri, ev ekonomistleri gibi kamu görevlilerinden daha alt kademeden göreve başlatıldık. Hak ettiğimiz tazminatlarımız verilmedi! Emeklilerimiz, KİT işçi emeklilerinden daha az maaş alarak yaşam mücadelesi vermektedir.
Sosyal ve ekonomik haksızlıklarımızın önlenmesi için 'kol kırılır yen içinde kalır' diye beklerken, ne yazık kanadımız kırıldı. En acısı da bizim haksızlıklarımızın kaynağı kendi kurumumuzdur! Subaylarını NATO subaylarının bir gömlek üzerine çıkarmayı amaçlayan, bunun için milyon dolarlar harcıyan ordumuz, assubaylarından NATO ordusu assubaylarının standartlarını esirgemektedir.
Bizler, hiyerarşiye saygı içersinde kalarak, ordumuza ve ülkemize sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik. Taleplerimiz adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıdan ibarettir. Muhtelif vesilelerle komuta kademesine ilettiğimiz 'sizlerce de malum olan' taleplerimizin karşılanacağına yönelik sözleri verildi. Başbakanlığa, "saldım çayıra mevlam kayıra" misali takip edilmeyen iyileştirme teklifleri sunuldu. Hatta Eski Genelkurmay Başkanı'mız sancak altında haklarımızın verilmesinin yanı sıra reform niteliğinde iyileştirmeler ve düzenlemeler yapılacağının sözünü verdi. Bir ulusal gazete “Assubay Devrimi” diye manşet attı. Ne yazık, dağ fare doğurdu! Olan sadece, sosyal tesislerde bazı bölümlerin düzenlenmesi ve pantolonlardan siyah şeritlerin kaldırılıp şapka sakındıraklarının ise siyahtan sarıya çevrilmesi oldu!
Sonuçta; “Assubay Devrimi” Afrika’daki kabile devletlerinde devrim ne kadar olabilirse, o kadar oldu! Öyle de kaldı.
Haklı taleplerimizin karşılanması, ordudaki personel arasındaki ayrımcılığın sona erip sevgisizlik sarmaşığının büyümemesi için yeni hazırlanan personel yasası bir şanstır. Yürekli, adil bir komutanın önyargılarla oluşan adaletsizlikleri önleyeceği konusunda umudumuzu hiç bir zaman kaybetmedik. Sizlere önyargılarla oluşan haksızlıklarımızın giderilmesini ve adalet talebimizi bir kez daha .iletiyoruz.
Siz Sayın Kuvvet komutanlarımız, bu makama gelirken sizinle birlikte emek veren ama her şeye rağmen üvey evlat muamelesi gören assubaylarla ilgili bir vicdan muhasebesi yaparmısınız?
Emeklilerimiz açlık sınırında, kurumlarına aidiyet duygusun yitirmiş durumdadır. Birliklerinizde, karargahlarınızda herkesin kendi düşüncesini özgürce ifade etmesine imkan tanıyan bir anket düzenleseniz, görevdeki uzmanlar ve assubaylarınızın bu mesleğin mensubu olmaktan mutlu olup olmadıklarını, moral motivasyonlarını, haksızlıkların hizmet verimliliğini etkileyip etkilemediğini sorgularsanız gerçekleri daha net görme imkanına kavuşursunuz.
Kararınız adaletin gerçekleşmesinin yanı sıra muvazzafı, emeklisi ve aile fertleri ile birlikte yüzbinlerce kişinin yüreğinde değerlenecektir.
Saygılarımla
(Kampanyamız 07.09.2013 tarihinde sona ermiştir!)
TEMAD GENEL BAŞKAN ADAYI SN: VELİ BOZKIR'IN SİTEMİZE GÖNDERMİŞ OLDUĞU ÖZGEÇMİŞİ AŞAĞIDADIR.
1962’de Karaman’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Karaman’da tamamladı. 1980 yılında Dz. Astsb. Sınıf Okulu’nu bitirdikten sonra; Türk Silahlı Kuvvetleri’nde sırasıyla Denizaltı Filo K’lığı, Kdz. Bölge K’lığı, Dz. Harp Okulu K’lığı, Sahil Güvenlik Genel K’lığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulundu.
2001 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu. 1 yıl süreyle yurtdışı görevinde bulunduktan sonra 2003 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki görevinden kendi isteği ile emekli oldu.
1985 ve 2001 yılları arasında 16 yıl süreyle Futbol Hakemliği yaptı. 7 yıldır Gülhane Askeri Tıp Akademisi Türk Sanat Müziği korosunda musiki çalışmalarına katılmaktadır.
Zaman içerisinde Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği üyeliği, Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği üyeliği, İşitme Engelliler Derneği üyeliği, Karamanlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeliği gibi çeşitli sivil toplum kuruluşlarında üye ve Yönetim Kurullarında bulunarak gönüllülük esasıyla hizmet edebilme mutluluğu ve onurunu yaşadı. 2006 yılından bu yana Genel Merkezi Ankara’da olan Karamanlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanlığı’nı yürütmektedir.
Astsubay camiasının sorunları ile yakından ilgilendi. 2007 yılından itibaren Yeni Oluşum Gurubu ile birlikte çalışmalara başladı. Bu süreçte yapılan delege seçimlerini kazanmış, çalışmaların son aşamasında seçime doğru Genel Başkan aday adaylarından biri idi. 2008 yılında yapılan TEMAD olağan Genel Kurul’unda Sayın İrfan Ünver NASRATTINOĞLU başkanlığında oluşturulan Yönetim Kurulu listesinde yer aldı. Seçimlerin ardında eksiklerimizi değerlendirmeye devam ederek bu süre zarfında çalışmaların içerisinde oldu.
YAŞATILAN BİLGİ KİRLİLİĞİ
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Genel Merkez Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulunun birlikte yaptıkları toplantı sonucu kararı alınan, olağanüstü genel kurul takvimi başlamış olup, 22 ağustos 2013 tarihinde neticelenmiş olacaktır.
Bu karar bir önceki genel kurulda en üst kurul olan genel kurul delegelerinin oyu ile seçilen yönetim ve denetleme kurulunun aldığı bir karardır.
İstesende istemesende bu karara saygı duymak zorundasın/zorundayız.
Tepkiyi sanal ortamda temcit pilavı gibi her yer, her yorum altında sürdürmek hiç de hoş değildir. 220.000 sayı değeri ile adlandırılan bu büyük astsubay camiasının, sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen bu meslektaşlarımız tarafından temsil edilmediğini hepimiz biliyoruz. Temsil genel kurullarda delegelerinin tercihi ile kurulan/kurulmuş olan şubelerimiz ve yönetim kurullarındadır.
Kurucular üyelerimiz, genel başkanlık yapmış hayatta olan genel başkanlarımız, mevcut genel merkez yönetim, yüksek denetim ve yüksek disiplin kurulları, Ankara merkez delegeleri, il, ilçe başkanlıklarımız ve seçilmiş genel merkez delegelerimiz genel kurulda kendi hür iradeleri ile yeni yönetim kurulu seçerek temsil yetkisi vereceklerdir.
Hal böyle iken her yazı her yorum altına sanki başka bir sınıf/camia/zümre insanını eleştirir gibi yorumlar, baskılı resim ve benzer paylaşımlar sadece kirlilik yaratmaktadır.
Bir birimizi sevmek zorunda da değiliz, katlanmak zorunda da değiliz, hele ki sanal ortamda alenen bu paylaşımları yaparak konu ile hiç bağlantısı olmayan kişileri rahatsız etmek biz astsubaylara yakışmamaktadır. Bu tür yorum ve paylaşımlar kişilerin kendi yüzlerinin aynada yansımasıdır.
Yapılacak olan olağanüstü genel kurulda aday olanlar, katılanlar hepsi aynı zümrenin içinde bulunan kişi ve kişiliklerdir, seçim sonrası yine el ele kola birlikte kazanan ekibin yanında yer almak zorundadır. Bu olmadığında zaten benzer olumsuzluklar yaşanmaya devam edecektir.
Adaylıklarımızı açıklayan Ben ve Sayın Veli Bozkır, ekiplerimiz ile birlikte ortak hareket edeceğimizi açıklıyoruz, yorumlar ortada.
Bizleri egemen güçlerin bir araya getirdiği, siyasetin ve genelkurmayın emrinde mevcut genel başkana karşı ittifak yaptığımız paylaşılıyor.
Hiç sorgulanmıyor, bu karar alınıncaya kadar neler oldu, alındı her yer, her şube gezilir aranır sorulur istişareler neden yapılır oldu. Bu hak oluyor da, yaşanan bütün olumsuzlukların giderilmesi yönünde yapılan güç birliği neden egemen güçlerin ittifakı olarak yorumlanıyor anlaşılır değildir.
Bakınız bir şube başkanımız ve ekibi, 18 kez denenmiş ve şube kuruluşu gerçekleşmemiş bir şubemizi her şeyiyle özveri ve fedakârlık ile ve kendi imkânları ile başararak kuruyorlar ve hayata geçiriyorlar. Hayırlı olsun diye bile aranmadığını yazılıyor.
1970- 1975 hak ve eşitlik mücadelesi veren değerlerimiz, onurlu insanlar, daha onların adlarını bile anmaz iken kişisel ikbal ve beklentiler ile çıkılmaz girdabın içine aldığımız muvazzaf kardeşlerimiz. İçin yaprak dökümü başladı. Biri sanal ortamda kenaral dedi diye diğeri twitter'da yazıştı diye 14 yıllık meslek hayatı bir kalemde sonlandırılıyor. Ne yaptık?
Son mağdur ettiğimiz meslektaşımız avukatını bile kendi parası ile tutuyor !!Kucağına yeni aldığı evladı bizlerin yanlış yönlendirmemiz sonucu hiç hak etmediği bir hayatın içinde yer alıyor.. 1970-75 mağdurları ağabeylerimize hiç bir şey yapamaz iken 2013 mağdurları yaratmaya başladık. Bir düşünelim.
www.genckusakemekliastsubaylar.com sitemize mesaj gönderen bir başka kardeşimiz suçlu sizsiniz diyor. Vakıflara üye olmayın dediniz olmadık, üç yıllık meslektaşımız trafik kazasında vefat ediyor ailesi bin perişan. Olmayın demeseydiniz vakıfdan alacağı bir miktar yardım onu hayata bağlar iken faydası olacaktı diyor. Biz ne yaptık?
Balıkesir Astsubay Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinden 200 meslektaşımız Nisan 2013 de başlayan süreçte şu an sivil hayatın içine itildiler. Açıklama bile yapmadık...
Şube ve şubelerden gelen hiç bir öneri değerlendirilmedi. En son İzmir İl Başkanlığı ve Şubelerinin bir temsilciler kurulunu toplayınız çağrısı bile hangi sıfat ile yaptılar diye tanımlandı, olağanüstü genel kurul öncesi ziyaret etmeyi adına da "istişare toplantısı" demeyi hangi sıfat ile yaptığımıza bakmadık!
İki gün öncesi benim adaylıktan çekildiğim ile ilgili, bugün ise; “Güzelbahçe ile karşıyaka şb bşk diğer şb bşklarımızla izmirde ki 12 şb bşk ile görüşerek 120 delegeyle sn veli bozkırı destekleyeceklerini mustafa erolu 2014 de destekleyeceklerini söyledikleri duyulmuştur. İzmirin toplam 70 delegesi vardı.” Diye Cuma Keskin adına kayıtlı 0 538 215 80 28 numaralı GSM den mesaj çekenlerin kim olduğu tarafımızdan bilinmektedir. Bu yanlıştır. Yapmayınız.
Astsubay onuru ve şekli ile 22 Ağustos 2013 günü Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği(TEMAD) 1.olağanüstü genel kurulunu yapacak ve kendini temsil edecek yeni yönetimi oluşturacak tüm genel kurul delegelerini ayrı ayrı selamlıyor, saygılarımı sunuyorum.
Her şartta kazanan TEMAD, Astsubay Sınıfı/Camiası/Zümresi olacaktır.
Saygı ile.
Zafer ÇİMEN
GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR
22 AĞUSTOS 2013 TARİHİNDE YAPILACAK OLAN TEMAD OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUNDA BAŞKAN ADAYI OLDUĞUNU AÇIKLAYAN GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR GRUBU TEMSİLCİSİ ZAFER ÇİMEN AŞAĞIDAKİ AÇIKLAMAYI GÖNDERMİŞTİR. KARARIN CAMİAMIZA HAYIRLI OLMASINI DİLERİZ.
YAPILAN GÖRÜŞMELER NETİCESİNDE, GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR GRUBU OLARAK SAYIN VELİ BOZKIR VE EKİBİ İLE ORTAK HAREKET ETME KARARI ALDIĞIMIZI ASTSUBAY KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURURUZ.
Zafer ÇİMEN
GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR
22 AĞUSTOS 2013 TARİHİNDE YAPILACAK OLAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUNDA BAŞKAN ADAYI OLDUĞUNU AÇIKLAYAN GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR GRUBU TEMSİLCİSİ ZAFER ÇİMEN AŞAĞIDAKİ AÇIKLAMAYI GÖNDERMİŞTİR. KARARIN CAMİAMIZA HAYIRLI OLMASINI DİLERİZ.
YAPILAN GÖRÜŞMELER NETİCESİNDE, GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR GRUBU OLARAK SAYIN VELİ BOZKIR VE EKİBİ İLE ORTAK HAREKET ETME KARARI ALDIĞIMIZI ASTSUBAY KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURURUZ.
Zafer ÇİMEN
GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR
Değerli Meslekdaşlarımız erken seçim kararını alan TEMAD yönetim kurulundaki arkadaşlarımızın NİÇİN ERKEN SEÇİM yazısına ek bilgilendirme yazılarını değerlendirme ve takdirlerinize sunuyoruz. SİTE YÖNETİMİ
Saygıdeğer Meslekdaşlarımız;
Bizler Sn.Ahmet Keser başkanlığındaki YENİ OLUŞUM grubu ile sizleri temsil etmek adına yönetime talip olduk; Sizlerin güvenini alarak yıllarca önyargılarla tahakküme varan haksızlığa uğratılan assubayları temsil için yönetim kurulumuzu oluşturup göreve başladık,
Hiçbir yönetim dağılmak,parçalanmak ve kendi arasında sorunlar yaşamak için oluşturulmaz bu eşyanın tabiatına aykırıdır.
Yönetimlerde elbette başkan liderdir ancak liderler demokratik temaüllere aykırı olarak tek adam olmaya başladıkları andan itibaren amaçların gerçekleşmesi mümkün olamaz bu nedenle bizlere verilen temsil görevinin sorumluluklarının gereğini yapma mecburiyeti doğmuştur. Sn.Başkan kendi kararı ile farklı bir stateji uyguladı sizlerin desteği ile oluşturulan basın rüzgarında genelkurmayın ilk günlerdeki görüşmelerimizdeki sıcak,samimi ve yapıcı yaklaşımları gözardı edilerek adeta karşımıza alındı yönetim kurulu kilitlendi başta Askeri disiplin ve personel yasası olmak üzere haklarımızla ilgili yeterli çalışmalar yapılamadı şifahi uyarılarımızın dikkate alınmaması üzerine siz değerli meslekdaşlarımızdan gelen öneri şikayet ve eleştirileri de dikkate alarak TEMAD YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINA aşağıda imzası bulunan üyeler yazılı olarak endişe ve kaygılarımızı dile getirdik;
Sürekli olarak yanlış anlaşılma yanlış lanse edilme ve mücadeleye zarar verme endişesi ile çoğu kez sorunları sizlere intikal ettirmeyerek kendi içimizde çözmeye çalıştık yazılı taleplerimizde dikkate alınmayınca toplumun vebalini daha fazla taşımamak,mücadelenin önünü açmak ve soruna kesin çözüm bulmak adına ERKEN SEÇİM KARARI ALDIK
Bu davranışın bazı yandaş yorum ve değerlendirmelerin aksine iyi niyet ve assubay onur mücadelesinin devamını ve sorunların çözümüne katkı sağlamak olduğunu belirtir siz değerli meslekdaşlarımızın takdirine sunarız. Saygılarımızla
TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ GENEL BAŞKANLIĞI
GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULUNA
Özellikle son zamanlarda, üye olan veya olmayan meslektaşlarımızın Genel Merkez Yönetimine olan güveninin önemli ölçüde sarsıldığını ortaya koyan açıklamalar yapılmaktadır.
Genel Merkez Yönetiminin şeffaf ve katılımcı, etkin bir resmi yayın organı oluşturamamış olması sebebiyle, bahsedilen açıklamalar tamamen sosyal medyada yer almakta ve bilgi kirliliğinin de etkisiyle meydana gelen güven bunalımının çığ gibi büyümesine neden olunmaktadır.
Meslektaşlarımızın büyük teveccühü ile göreve gelirken ortaya koyduğumuz vizyonumuza uygun düşmeyen somut durumun, aynı zamanda misyonumuzu yerine getirmediğimiz ve bu aşamadan sonra da getirmeyeceğimiz algısına yol açtığı ve hepsinden önemlisi Genel Merkez Yönetiminde olan bizlerinde aynı algıya neden olduğumuzu açıklamak zorundayız.
İçinde bulunduğumuz bu olumsuz durumu aşağıda kategoriler halinde sıraladığımız sebeplere dayandığını düşündüğümüzden, bu hususların Genel Merkez Yönetim Kurulunda tartışılması, sosyal medyada dile getirilen hususların öncelikle Yönetim Kurulunda açıklanarak, Yönetim Kurulu üyelerinin bilgilendirilmesi ve ardından yeniden güven tazeleme yönünde atılacak adımların belirlenmesi maksadıyla Genel merkez yönetim kuruluna sunulmasına ihtiyaç duyduk.
Tespit ettiğimiz ve giderilmesini talep ettiğimiz aksaklıklar, çözüm önerileri ve açıklanmasına ihtiyaç duyduğumuz hususlar aşağıda arz ve izah olunmuştur.
A.TEŞKİLAT VE YÖNETİM :
1. Genel Merkez Yönetim Kurulu, Derneğin yakın, orta ve uzak vadede yapacaklarının tespit edildiği ve uygulama aşamalarının da tartışıldığı bir organdır. Buna rağmen, her biri seçimle işbaşına gelmiş olan Yönetim Kurulu Üyeleri ile istişare edilmeden bir kısım kararların alındığı ve uygulamaya konulduğu anlaşılmaktadır.
İstişare, görevin yerine getirilmesi aşamasında meydana gelebilecek aksaklıkların önceden tespiti ve önlenmesi ile üst düzeyde verim alınmasını sağlayan önemli bir yönetim ilkesidir. Buna karşın, şu an Genel Merkez yönetimine hakim olan anlayışın, yönetim kurulu ile tartışmaya gerek görülmeksizin kararların alınması ve uygulamaya geçirilmesinden ibaret olduğunu, aksi yönde görüş beyan eden yönetim kurulu üyelerin fikirlerine değer verilip tartışmaya açılmak yerine, fikir sahiplerinin sindirilmesi ve bu maksatla her türlü tedbire başvurulduğunu ve yönetim kurulu üyelerinin etkisizleştirilmeye çalışıldığını, bu doğrultuda yönetim kurulu üyeleri arasında da birlik ve beraberliğin yok edilerek, iç çatışmanın artırıldığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Nitekim; bu dilekçemiz de, aslen Yönetim Kurulu üyesi olmamıza rağmen fikirlerimizin dikkate alınmadığı ve yönetim kurulunda tartışılamadığından kaleme alınmak zorunda kalınmıştır.
Bu olumsuz yönetim anlayışının sona erdirilmesi ve kararların daha etkin ve anında uygulamaya konulabilmesi, aidiyet duygusunun artırılması maksadıyla yönetim kurulu üyelerine aynı düzeyde değer verilmesi gerekliliğin dikkate alınması zorunluluğunu belirtmek istiyoruz.
2. Genel Merkez tüm üyeleri ile şube, il / ilçe başkanlıklarını ayrım yapmadan kucaklayan, kapsayan bir anlayışa sahip olmak zorundadır. Buna rağmen, bir kısım şube, il / ilçe başkanlarının, tamamen temsil ettiği üyelerinin ve camiamızın çıkarlarının savunulmasına yönelik talep ve düşüncelerine değer verilmediğini ve aksine Genel Merkez yönetimini eleştiren tarzda beyanları olanların ise etkisizleştirilmesi maksadıyla her türlü kulis faaliyetlerinden de geri kalınmadığını üzülerek gözlemliyoruz. Bu durumun camiamıza hizmet etmeyeceğinin bilinmesi gerekmektedir.
3. Aynı olumsuz düşüncelerle bir kısım Şube, il / İlçe Başkanlarının taleplerinin değerlendirilmediği, çağrılarına hiçbir cevap verilmediği veya dikkate alınmadığı dikkat çekmektedir. Bu durumda ilgili şube il / ilçe başkanları kendi bölgelerinde etkin bir yönetim oluşturmayacağı ve üyeleri nezdinde de etkinliğini ve saygınlığını kaybedeceği dikkate alınmamaktadır.
4. Şube Genel Kurullarına katılınmadığı, İl toplantılarına katılım kararı alınmadığı, katılımı düşünülen toplantılara ise yönetimde olmayan bir kısım kişiler ile katılım yapıldığı görülmektedir. 17 Ekim etkinliği gibi önemli planlamalarda İl Başkanlarının görüşlerine başvurulmaması, teşkilatların ziyaretinde ayrım yapılması, ziyaret planlarında oy katkısının ve son dönemde verilen oyların dikkate alınarak ziyaret planlarına alınmaması gibi hususlar yönetime gelirken vaad ettiğimiz söylemlerle çelişmektedir.
Nitekim; yönetime gelirken dile getirdiğimiz hususlardan özellikle;
“TEMAD, İl, İlçe Başkanlıkları ve üyelerinin de katılımını sağlayacak demokratik bir yönetim anlayışıyla yeniden yapılandırılacaktır.
İl ve İlçe Başkanlıkları ile TEMAD yönetimi “Telekonferans sistemi” ile ortak toplantılar düzenleyerek “Katılımcı Yönetim” uygulaması yapılacaktır.
TEMAD yönetimi de yeniden yapılandırılacak, öncelikle danışma kurulu sistemi oluşturulacaktır…”
Şeklinde dile getirdiğimiz önceliklerimiz, bu güne kadar hiçbir şekilde sağlanmamış, bırakın geniş katılımı Yönetim Kurulunun dahi karar mekanizmasına dahil edilmeyip etkisizleştirildiği bir aşamaya gelinmiştir.
5. Hiçbir alanda Danışma Komisyonları kurulmamış, dernek yönetimi ve toplulukların yönetimi, derneğimizin temel amaçları ile ilgili çalışma biçimi hususlarında hiçbir profesyonel eğitim kurumlarından destek alınmaksızın kara düzen faaliyetlere girişilmiştir. Ancak hiçbir şekilde yönetim kurulunda karar alınmadan kadınlar kolu kurulmuş, başkanlık ataması yapılmış, sonradan fahri üye olan bir bayan kadınlar kolu başkan yardımcısı diye görevlendirilmiştir.
6. Vaat ettiğimiz tüzük çalışmasında bir belirlenememiştir. Tabanımızın bu konudaki eleştirel yaklaşımları da doğrudur. Bu kapsamda yapılan hazırlık çalışması bırakın ilk altı ayda bu çalışmanın sona ereceği vaadini, halen sümen altında beklemektedir.
7. Etkin ve katılımcı bir iletişim ağı kurulamamış, İnternet sitemiz sadece bir kişinin tekelinde ve kimsenin görüşüne yer vermeyecek şekilde planlanmış ve neticede aksi görüşlerin sosyal medyada yer almasına ve bu sebeple de bilgi kirliliğinin artarak güven bunalımı yaşanmasına sebebiyet verilmiştir.
8. Dernek iç işleyişinde bile üye kayıtları, evrak akışı, kayıt sistemi, raporlama ve tasnif gibi hususlarda düzen sağlanamamış, bu anlamda görev ve sorumluluklar belirlenememiştir.
9. Seyahatlerde şov yapıldığından sıklıkla bahsedilmektedir, bu seyahatlerle ulaşılmak istenen amaç anlaşılamamıştır. Seyahatlerde yapılan konuşma ve görüşmeler, fikir alışverişleri ve elde edilen sonuçlar kayıt altına alınıp resmi internet sitemizde paylaşılmadığından bu tür haberler artmaya devam edecektir. Açıklamaların facebook adlı sosyal medyadan yapıldığı beyan edilmesine rağmen, bu ortamda da beş aydır hiçbir yorum olmadığı anlaşılmakta, zaten resmi internet sayfamız da sadece resimlerden ve vefat haberlerinden başka bir amaca hizmet edememektedir. Bu sebeple sadece şov olduğu değerlendirmelerinin haklı olduğu sonucuna ulaşılmakta, zaman, emek ve sermayeyi daha etkili kullanılması gerektiği sorgulanmaktadır.
10. Şube kapanmalarının önüne geçilmeli ve özellikle maddi imkansızlıklar sebebiyle kapanma durumuna gelmiş şubelere destek olunmalıdır.
11. TEMAD genel merkezi içinde bir fikir ve görüş ayrılığının olduğu, yönetim kurulunda ciddi uyumsuzluk olduğu dile getirilmekte, iki istifanın gerekçesi açıklanamadığından, hatta hainlik suçlamasına kadar ağır değerlendirmelerin önüne geçilememesinden dolayı bu tür yorumlara sebebiyet verildiği anlaşılmaktadır. Evet, yönetimde uyumsuzluk ve yukarıda belirtilen hususlar sebebiyle etkisizleştirme mevcuttur. Bunun giderilmesine çalışılmak ve açıklamalarda bulunmak yerine tüm söylemlerde “yönetim kurulu arkamda” şeklindeki beyan inandırıcı olmamaktadır.
12. İstifalardan sonra istifaların nedenleri konuşulmamış, bu konuda konuşma ve görüşme taleplerine cevap verilmemiştir. İstifalardan sonra yapılacak görevlendirmelerin bile yönetim kurulunda görüşülme gereği duyulmamıştır, görevlendirmelerin mevcut yönetim içinden değerlendirilmesi bile düşünülmemiştir. Bu konuyla ilgili bilgi talep eden il / İlçe başkanlarına bile doğrular söylenmemiştir.
13. Özlük hakları konusundaki çalışmalarda, Genelkurmay ile yapılan görüşmede kullanılan yöntemden kaynaklı olarak şu an kapıların TEMAD’ a kapalı olduğu, Genelkurmay ile iletişim kurma imkânımızın kalmadığı söylemleri ağırlıkla dile getirilmektedir. Bu hususta ivedi çalışma yapılarak tabanımız bilgilendirilmelidir.
14. Üyelerimizi ve meslektaşlarımızı ilgilendiren mevzuat değişikliği kapsamında yapılan çalışmalarda, ne Genelkurmay aşaması ve ne de komisyonlarda görüşülme ve genel kurul aşamasında taraf olunamamıştır. Bu husus en çok eleştirilen hususlardandır. Bu konularda sadece sosyal medyada örgütlendiğimizden bahsedilmekte ve fakat bunun hiçbir sonuç vermediği herkesin ortak değerlendirmesi olmasına rağmen, kanunların yapım aşamalarında hiçbir etkisi olmayan ve hatta kendisinin bu hususta taraf olduğunu dahi kabul ettiremeyen TEMAD yönetiminin varlık sebebi sorgulanmaya başlanmıştır.
15. Ziyaret edilmesi gereken birçok kurum ve kuruluşa gidilmezken TEMAD yönetim kurulu sıfatı ile TSK’dan ayırılanların kurduğu derneğin ziyaretine neden gidildiği anlaşılamamıştır.
16. Genel Merkezde çalışan personel arasında bile ayrımcılık yapılmaktadır.
17. Genel Merkezde çalışanların derneğe geliş ve gidişlerde sağlanan servis imkanları hususunda dahi ayrımcılık yapılmıştır. Araçların yol kayıtların tutulmadığı, üye dahi olmayan kişilere araçların tahsis edildiği, araçların hizmet maksadı dışında kullanılmıştır.
18. OYAK ile ilgili çalışma yapılmamış, OYAK Yönetim Kuruluna yıllarca meslektaşlarımızdan da atanması gerektiğini dile getirmemize rağmen, yönetim kuruluna seçilmiş meslektaşlarımız ile ilgili tanışma ve fikir alışverişi hususlarında hiçbir çalışma yapılmamış olması kabul edilemez bir davranıştır.
19. Sonuç olarak; mevcut yönetimin tabanını, üyelerini, üye olmayan meslektaşlarının söylemlerini ve hepsinden önemlisi Yönetim Kurulu üyelerini dahi dikkate almayan bir yapı içerisinde olduğu düşünülmektedir.
Bu sebeple, katılımcı ve özgürlükçü düşünce yapısına değer verilerek, yönetim kurulu üyelerinin fikirleri ve tabanın düşünceleri dikkate alınmalıdır. Tabanını ve yönetimi kurulu üyelerini yok saymak, etkisizleştirmek çağdaş yönetim anlayışı değildir ve yıkılmaya mahkûmdur.
Arz ve izah edilen hususlarda ivedilikle yönetim anlayışının değiştirilmesi, tabana gerekli ve doyurucu açıklamaların yapılması bizlere geleceğini emanet eden üyelerimizin güveninin tekrar kazanılması sağlanmalıdır.
B. MALİ HUSUSLAR :
1. Sosyal Medyada dile getirilen birçok husus, Yönetim Kurulunda dahi tartışılamadığından ve hatta yönetim kurulunun bilgisine dahi sunulmadığından, suiistimale açık konular olarak sürekli eleştiri almaya devam etmiş, güvenin zayıflamasında önemli etkiye sahip olmuştur. Bu kapsamda özellikle;
a. Denetleme Kurulu Raporlarının Yönetim Kurulunda görüşülmemesi,
b. Bilanço ve harcamaların yönetim kurulunun bilgisine sunulmaması (Tüzük Md.61)
c. Gayrimenkullerin kullanımı konusunda sosyal medyada bu konulardaki sorulara cevap verilmemesi, bir kısmının depo olarak kullanıldığı iddialarına sessiz kalınması,
ç. Yapılan harcamaların usule uygun olarak heyetçe alınacak teklif mektupları ile yapılması,
d. Tur ve gezilerden elde edilen gelirlerde yapılan masraflar, gezi ücretlerinin ne şekilde karşılandığı, elde edilen gelirlerin miktarları ve kasaya alınması ile ilgili bilgi verilmemesi herhangi bir kayıdın tutulmaması,
e. Dernek faaliyetleri adına yapılan seyahatlerde yapılan harcamaların makul ölçülerin üstünde olması
f. 10.000 adet olarak bastırılan derginin büyük bir kısmının neden hala depoda beklediği anlaşılamamakta, elde edilen gelir hakkında bilgi verilmemektedir. TEMAD tabanı maddi desteğini esirgemekten çekinmez iken, daha önceleri ücretsiz dağıtıldığı halde gelir elde etmek adına ücretli dergi yayınlanması hususu tabanımızın ortak eleştirilerindendir.
g. Yapılan ve satılan ajandalardan elde edilen gelirlerin ve masrafların aylarca hesabının yapılmaması ve bilgi verilmemesi,
h. Kendi bilançomuzu kendi yönetim kurulumuza dahi açıklamazken, bir önceki yönetimin harcamalarını, faturalarını kamuoyuna sızdırarak Genel Kurulda ibra edilmiş yönetimin etik dışı davranışla zan altında bırakılmaya çalışılması,
ı. Gezileri tertip ettiği bilinen ve yoğun eleştiri konusu olan bayan ile ilgili dedikodulara ve Genel Merkezi yıpratacak haberlere cevap verilmemesi; hatta bayanın “ben gidersem Ahmet KESER buralarda duramaz” gibi sözlerinin açıklanamaması; Kartalkaya, Ilgaz benzeri gezi ve kutlamalarla ilgili yoğun eleştirilere maruz kalınmasına rağmen açıklama yapılmaması,
j. Özellikle muvazzaf arkadaşlarımızın otomatik ödeme talimatlarıyla desteklerini esirgemediği yardımlarından elde edilen gelirlerin miktarının açıklanmaması ve gelinen güvensizlik ortamında bir kısım muvazzafların “hakkımı helal etmiyorum” tarzındaki beyanlarının vebali altında olmamak adına açıklama yapılmaması,
C. MUVAZZAFLAR :
1. Muvazzafların özlük hakları konusunda yapılan çalışmalar, tamamen çatışmacı ve subay-astsubay ayrımını çağrıştıran söylemlerle dile getirilmeye çalışılmıştır. Hukuksal düzlemde haklılığın anlatılmasından ve haksızlıkların yine genel hukuk ilkelerine aykırılığından mukayeseli olarak bahsedilmesi yerine çatışmacı ve ötekileştirici zihniyet körüklenmiş, yangına hortumla gidilmiştir. Bu amaçla yazılı ve görsel medyada yapılan açıklamalar ile muvazzaf arkadaşlarımız tahrik edilmiş ve birçoğunun küfür ve hakaretlerle hak aramaya çalışmasına sessiz kalınmıştır. Neticede, zarar görenler muvazzaf meslektaşlarımız olmuş, şu an kıt’ a ve kurumlarda ayrımcılık had safhaya ulaşmış ve muvazzaf meslektaşlarımıza karşı yoğun bir baskı yapılmaya başlanmıştır.
2. Sosyal medyada muvazzafların sıkıntıları ve özlük hakları ile ilgili olarak medyada dile getirilecek ve kullanılması gereken dil ve iletişim araçları gibi hususlar yönetim kurulunda hiçbir zaman görüşülmemiştir.
3. Yönetim kurulunda, bu yöntemin hak arama mücadelesinde yanlış olduğu muvazzafları galeyana getirecek açıklamaların yapılmaması ve kendilerine yöntemle ilgili açıklayıcı bilgi verilerek frenlenmesinin sağlanması ve neticede Askeri mevzuat karşısında zor durumda kalmamaları için yapılan uyarılara “yapsınlar, iyi olur, bir şey olmaz..” gibisinden cevaplar verilmiştir. Gelinen aşamada onlarca personel sosyal medyada yaptıkları açıklamalar nedeniyle mahkemelik duruma düşmüş, yargılanmışlar, tutuklanmışlar, hüküm giymişler, mesleki ve ailevi huzurlarını kaybetmişlerdir. Bu olumsuz durumun tespiti dahi yapılmamış, büyük birliklere gidilmek suretiyle meslektaşlarımızın durumları araştırılmamış, kendilerine destek olunmamış, mücadele yolunda atmamız gereken adımlar, halen meslekte olan arkadaşlarımız galeyana getirilerek atılmaya çalışılmakla gelinen noktada askeri birliklerde çalışma barış ve huzurunun bozulmasına sebebiyet verilmiştir.
2. Mevcut durum; sosyal medyada örgütlenmenin tek ve en etkili yöntem olduğunu düşünmektedir. Ne yazık ki; bu alanı da iyi yönetemediğinden, bunun sonucunda kişilerin ve kurumların zarar görmesine sebebiyet verilmektedir. Halbuki; iletişim çağının en önemli araçlarından olan medyanın çatışmasız ve kişiler ile kurumlara zarar vermeksizin kullanılmasının mümkün olacağı anlaşılmamış, örneğin bir radyo kanalı tesis ederek geniş katılımlı ve herkese seslenebilecek sistemler geliştirilmemiş, çok geniş kitlelere ulaşma imkanı araştırılmamış, halen kara düzen gezilerle kitlelere ulaşılmaya çalışılmıştır.
SONUÇ :
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz hususlar, tamamen yönetim anlayışından kaynaklanan sebeplerle, güvensizlik ortamına gelinmesine sebebiyet veren hususların sadece ön plana çıkanlarından ibarettir.
Tamamen gönüllülük esasına dayalı olan Yönetim Kurulu üyelerinin tek amacı somut, haklı davamıza sahip çıkmaktan başka bir şey olmamalı ve her biri seçimle işbaşına gelen ve kendilerinden hizmet beklenen kişilerin fikirlerine önem verilerek, ortak amaç uğrunda çalışma barışı sağlanarak, meslektaşlarımızın emanetine sahip çıkılmalıdır.
Bu kapsamda; yukarıda belirtilen aksaklıkların giderilmesi, açıklanması gereken hususların yönetim kurulu üyelerine ve tabanımıza açıklanması ivedilik arz etmektedir.
Aksi takdirde mevcut yönetime duyulan güvensizlik artarak devam edecek ve neticede vebal altında kalınacağından bizler bu vebale ortak olmak istemiyoruz, Bu maksatla sorunların ivedi çözülmesi için bu mevcud konuların yönetim kurulunda tartışılarak ortak noktaların ivedi bulunup uygulamaya başlanması ve gereğini arz ve talep ederiz.
Ayhan YILDIRIM M.Ali SARIKAYA Av.Fevzi AKSOY Yunus EKİNCİ Yaşar CENGİZ Ayhan BAŞÇILAR Muharrem BASKAK