Kendi maaşını 2020 de % 9 zamla 81.250 tl yapacak olan sayın Cumhurbaşkanı sığınmacılara bu güne kadar harcadıkları kırk milyar dolar yetmezmiş gibi şimdide güvenli bölge de 100- 150 m2 bahçesi olan 250-300 m2 lik evler yapmayı planlıyor , böylesi devasa bir proje için avrupadan - dünyadan umduğunu bulamayan sayın cumhurbaşkanı bu işide Türkiyenin tek başına yapacağının alt yapısını hazırlıyor ,
Sebep ?,
" İşte Türk milleti budur, görün" demek içinmiş , öyle görünüyorki, Batının sadece sırtımızı sıvazlaması karşılığında bir kırk milyar dolar daha cebimizden çıkacak , bu uğurda seslendirmeye başladıkları yeni vergi paketi yolda,
Sorum şu ;
Herhangi bir Avrupa ülkesine mülteci olarak giden bir Türk'e , geri dönmesi için gittiği ülke Türkiyede 250-300m2 lik ev verirmi ?
Türkiyede her üç haneden biri kiracı iken , önceliğin kendi vatandaşını ev sahibi yapmak olmalı iken bu nasıl bir suriyeli aşkıdır'ki kendi vatandaşınız onlar kadar değerli olmadığına inansın , en iyisi oldu olacak güvenli bölgeye (!) yapmayı düşündüğünüz 250-300m2 lik evlere biz gidelim onlar ülkede kalsın ,
Sözcü İbrahim Kalın beyan ediyor ;
"4 milyona yakın Suriyeliye ev sahipliği yaparken, 3 milyon Suriyeliye de kendi ülkelerinde yardım ediyoruz" .
Yedi milyon suriyeliye 8 yıldır harcanan paranın bütçeye getirdiği yükü açıklayamayanlar , emeklinin üç kuruş maaşının, verdikleri üç kuruş bayram ikramiyesinin bütçeye yük olduğunu yüksek sesle dillendirebilmektedirler, yazıklar olsun .
Türkiye'de yaşadığından şüphe duyduğum Türkiye istatistik kurumu yetkililerinin sokaktaki gerçek enflasyondan bi haber olarak açıkladığı rakamlarla memuruna emeklisine % 4+4 ü , işçisine % 3+3 ü layık görenlerin belliki çarşı - pazara yolları hiç düşmemiş,
Belliki üç kuruş daha ucuza alma düşüncesi ile pazara gitmek için havanın kararmasını bekleyen vatandaşlarla hiç karşılaşmamış ,
Bu şartlarda maliye bakanının ; " Akp sayesinde Türkiyede her hanenin geliri tam 3 kat arttı " demesi aklımızla dalga geçmenin bir başka yolu olsa gerek , belliki bakan aslında kendi hanesini kast ediyor ,
Türkiyeye gelen suriyeliler savaştan kaçan değil , emperyalistlerin planı dahilinde Türkiyeye getirilenlerdir , uzun vadede Türkiyenin demografik yapısının değiştirilmesinin yapı taşlarıdır , bunun en büyük kanıtı yedi yılda yarım milyondan fazla yeni doğan suriyelilerdir ve bu rakam Türkiyenin bir çok ilinin nüfusundan fazladır ,
Din kardeşiyiz edebiyatından vazgeçin , mesele çok daha vahimdir,
Arap ülkesi Lübnan'ın Ürdün'ün dahi entegre olamazlar diye ülkelerine geri gönderdikleri suriyelileri geri göndermeme sevdasının anlaşılması mümkün değildir ,
Çin'den 3,5 milyar dolar borç alan ülkenin bu şartlarda suriyelilerin tamamını geri göndermeme ısrarını anlamak mümkün değildir ,
Güvenlik sorunu kalmamışki , dini bayramlarda ülkesine tatile gidebilen suriyelilerin geri alınmasını anlamak mümkün değildir ,
Merkez bankasındaki "kara gün akçesi"nin dahi kullanıldığı ortamda güvenli bölgeye tek başımıza suriyelilere 250 -300 m2 evler yapma isteğini anlamamız hiç ama hiç mümkün değildir .
Rusya yıllardır hayali olan sıcak denizlere inip Suriyede en büyük üssünü kurdu ,
Amerika suriyedeki petrol bölgelerini ele geçirdi ,
Çin'in Suriyeye balistik füzeler dahil sattığı silahlar ortada , asla bölgeyi boş bırakmayacak ,
Ya biz ?,
Bizde kırk milyar dolarımızdan olduk , birde o kadar daha harcamaya gönüllü olacağız, bumu barış pınarı harekatının bize getirisi , ya verdiğimiz o kadar şehit ?
Ve biz bu ortamda ;
Ocak 2020 de 81.250 tl maaş alacak olan sayın cumhurbaşkanından 8 haziran 2018 de kayseri komando tugayında bu topluma vermiş olduğu sözü yerine getirmesini bekliyoruz .
Bu güne kadar suriyeliye harcadığınız ve dahada harcamayı düşündüğünüz paranın birçok proje ve Assubayların taleplerinin kaç katı olduğunun hesabınıda siz yapın sayın Cumhurbaşkanı ,
Dünya mutsuz ülkeler sıralamasında ülkemin 79. sıraya gerilemesinde 17 yıllık iktidarınızın emekleri (!) asla yadsınamaz ,
Ve bu şartlarda hala önceliğiniz suriyeliler olduğuna göre ,
Çok yakındır ;
Suriyelilere kaynak bulmak adına soluduğumuz havadan vergi alınması ,
Az kaldı , Ha gayret . . .
Neredeyse gırtlakları yırtılırcasına ;
Ülkenin kamu kurumlarında yüz binlerce çalışan var , bunların birçoğunun kendilerine ait mekanları mevcut , Öğretmen evi , Polis evi , Hakim evi,PTT, Tedaş , Orman genel müdürlüğü , Dsi , Sendikaların misafirhaneleri Vb. bir çok kurumun kendi personeli için bu tesisler .
Bu kurumların tesislerinin hiç birinde personel arasında TSK'da olan ayrım kadar ayrım yoktur ,
Örneğin;
Polis evinden sadece polis müdürleri değil her rütbede tüm emniyet personeli sorunsuz faydalanır ,
Öğretmen evlerinden sadece Müdürler değil,müstahdem'inden memuruna,her derecedeki öğretmenine kadar tüm milli eğitim bakanlığı personeli ayrımsız faydalanır ,
Bu durum diğer kamu tesisleri içinde geçerlidir ,
* * *
Peki ; Bu durum TSK'da nasıldır ?
TSK ; Subaylar ve diğerleri diye ayrılmıştır , tıpkı siyahla beyaz gibi , her şeyin iyisi - büyüğü - yenisi onların kullanımındadır ,her alanda öncelik onlardadır ,
Nasılmı ?
Ordu evi ayrılmıştır , Kamp ayrılmıştır , lojman ayrılmıştır , hastane polikliniği ayrılmıştır , tabldot ayrılmıştır , berber ayrılmıştır , asansör ayrılmıştır,
üniforma kırmızı - siyah şeritlerle ayrılmıştır, servis araçları ayrılmıştır , cenazede camiler ayrılmıştır , Helanız dahi ayrılmıştır ,
* * *
Bu kadar ayrıştırma ile yetinmeyenler , 5143 sayılı kanun ile ölülerinin varislerine dahi Kılıç verdirmek için yasa çıkarttıranlar , şimdilerde başka bir ayrıştırmaya imza atıyorlar,
Beylik tabancası adı altında Assubaya verdikleri işe yaramaz çakaralmaz tabancaları atış gücü yüksek tabancalarla değiştirmek için yasa çıkarttırdılar , ancak bir ayrıştırmada burada çıktı ortaya , öyle ya nede olsa aileyiz, ağam öyle diyo ,
Kendilerinin mezardaki ölülerinin dahi hakkını gözetenler , konu kendileri olunca tekeden süt sağanlar , Assubaya sıra gelince Yasayı tüm Muvazzaf - Emekli personeli kapsayacak şekilde değilde , 16 Şubat 2013 den sonrasını kapsayacak şekilde çıkarttırıyorlar, bu kadarına pes , gerçekten PES . . .
Neden , neden bu kadar ayrım ? ,
Konu Assubay olunca karnınızda kırk tilki dolaşıyor, birinin kuyruğu diğerine değmiyor, nasıl bir yetenektir bu ?
Aslında bunada şaşırmamak lazım , dervişin fikri ne ise zikride odur ,
Hiç olmazsa bir kere bizi şaşırtın uygulamanızla, bir kere , bir kere diyelim'ki şu konudada adil davrandılar, ama ne mümkün , Kalbiniz katran karası olmuş, gözünüze inen bencillik perdesi geminin su aldığını görmenize engel oluyor , biz sizin rakibiniz değil , sizin söyleminizle silah arkadaşıyız ,
Basit bir silahta dahi ayrım yapıyorsanız , yerin dibine batsın sizin silah arkadaşlığınız ,
Siz'ki , Gaziler günü töreninde yağmurlu havada sadece gazi'den şemsiyeyi esirgeyen zihniyetsiniz ,
Siz'ki , TSK'yı Türk Subay Kuvvetleri haline getirenlersiniz ,
Siz'ki , Eğitimli Assubaydan hiç haz etmeyenlersiniz ,
Siz'ki , TSK'da ayrımcılığın kitabını yazıp, "Aileyiz" hikayesi ile bu güne kadar çok güzel kamufle edenlersiniz ,
Siz'ki , dört yumurtanın hesabını soracak kadar sözüm ona yetim hakkını savunup , öte yandan skorsky ile pikniğe gidenlere dut yemiş bülbül olacak kadar riyakarsınız ,
Siz'ki , Bu toplumu emekliliğinden sonra mecburiyetten ikinci işte çalışmak zorunda kalıp , namerde muhtaç edenlersiniz ,
Aileyiz sözünüzün gerçekte masal olduğuna sizde inandığınız için'mi ? ,
Yoksa ,
16 Şubat 2013 den önce emekli olan Assubayların TSK'ya değilde Uganda ordusuna hizmet ettiklerine inandığınızdan'mı bu ayrım ?
Hangisi ?
Albayın biri rahmetli olmuş, hoca cenaze namazını kıldıracak, cemaat saf tutmuş ve başlamış cenaze namazına,
İçişleri bakanı Sn.Süleyman Soylu söylemiş bu sözü,
" 15 Temmuzdan suriyeliler sayesinde kurtulduk " . . .
* * *
Kimler için söylemiş ?,
15 Temmuzda bizim ülkemizi kurtardığını iddia ettiği suriyeliler için.
Kendi ülkesine zerre hayrı olmayan, Bu güne kadar yaklaşık yarım milyon çoğalan , ülkesinde kalıp inandığı taraf adına savaşmak yerine kolayı seçip ülkesini terk eden ,
geldiği ülkemde 8 yıldır sadece üremekten başka hiç bir halta yaramayan,
"Türklerin kafasını kesmek istiyorum" diyecek kadar alçaklaşan , yediği kaba pisliyen nankörler, Açtıkları iş yerlerinde vergiden muaf ticaret yapanlar, Ülkemin kendi vatandaşının çeşit çeşit katkı payı verdiği sağlık hizmetini bedava alanlar , yetmezmiş gibi isteyene bedava tüp bebek tedavisi alanlar,
Maaş günleri Atm sırasında en önde yer alanlar, sınavsız istediği üniversiteye girebilenler ,
Reyhanlıda patlayıcı yüklü araba ile zamanlama hatası yüzünden havaya uçan suriyelilermi kurtardı 15 temmuzda bu ülkeyi ?
Yoksa İstanbul'un göbeğinde satırla Türk vatandaşlarına saldıranlar mı ?
Denizin ortasında nargile keyfi yapanlar , sahillerde vatandaşlarımıza sarkıntılık edenler ,
Yıllık doğum sayıları ile Türklerin doğum sayılarını geride bırakanlar ,
Kendi radyolarını kuran, kendi gazetelerini basanlar ,
"Gariban suriyeli istemiyoruz" diyerek kendi vatandaşını aşağılayan sosyetik suriyeliler ,
Açtığı kuyumcu dükkanında bir soru üzerine : Türkleri kast ederek "yabancı işçi çalıştırmıyoruz" diyen Suriyeliler mi ?
Yurtdışından vergisiz getirdikleri ve misafir plakası taktıkları araçları ile Başkentin göbeğinde Ankara - Kırıkkale arası ve şehir içi korsan taksicilik yapan Suriyeliler mi kurtardı ?
Dini bayramlarda ülkesine elini kolunu sallaya sallaya tatile gidenler ,
İzmirde kağıt havlu ticareti yapan, Aydında incir ticareti yapan , samsunda ekmek fabrikası kuran , İstanbulda restoran zinciri kuran ,
Hatayda açtığı fırında "Tayyib" markasıyla ekmek satan ,
Mudanya sahillerine çadır kurup hayvancılık yapan, At sırtında, Deve sırtında sahillerde gezen Suriyeliler mi ?
Çok uzun zamandır ülkemde adı dahi unutulan Sıtma - Şark çıbanı - Çocuk felci - Tüberküloz - Kızamık - Tifo - Burusella hastalıklarını yeniden hortlatan Suriyeliler mi ?
18-22 yaş arası sayıları bir milyonu bulan , hiç bir işe yaramayıp ülkemde yan gelip yatan suriyeliler
kurtarmış bu ülkeyi meğerse ,
Kaç tane suriyeli 15 Temmuzda can verdi'ki bu kadar sahiplendiniz bu asalakları ?,
Kendi vatanına hayrı dokunmayanlardan 15 temmuzda yaralı parmağa işemelerini beklemek en azından saflıktır, kelin ilacı olsa kendi başına çalardı,
kendi ülkesinde demokrasi için mücadeleden bi haber olanların 15 temmuzda benim ülkemde demokrasi mücadelesi verdiğini iddia etmek aklımızla dalga geçmektir,
"Suriyelilerin - Afganlıların ekonomimize katkısı var" diyen bakan Süleyman Soylu'ya sormak lazım, Bunların ekonomiye katkıları varsa, bahsettiğiniz kırk milyar doları kime harcadınız ?
Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı ülkemde , suriyelilere harcadığınız her kuruşun vebali üzerinize olsun ,
Önceliğiniz suriyeliler olduğundandır'ki , kendi insanınıza kırmızı etin tadını unutturdunuz , süt ve süt ürünlerine , meyve sebzeye hasret bir nesil yarattınız ,
Önceliğiniz suriyeliler olduğundandır'ki , " Valilikler aracılığı ile suriyelileri yedirmeye içirmeye giydirmeye devam edeceğiz" diyebiliyorsunuz Ülkede açlık - yoksulluk sınırından bi haber olarak ,
Mesele bunları kayıtlı oldukları illere göndermek değil , ait oldukları ülkelerine göndermek elzemdir , zira yaklaşan tehlikenin boyutları çok daha vahimdir . ( http://www.oncekultur.com/?Syf=22&Mkl=986584 )
Bütün bunlar ve basına yansımayan olaylar alt alta konulduğunda görülen odur'ki mesele suriyeli sığınmacılara yardım meselesi değildir , mesele çok daha boyutludur , Başta ABD ve batının emperyal planlarının adım adım uygulamaya konulmasıdır ,
Mesele Türkiye Cumhuriyetinin demoğrafik yapısının adım adım değiştirilme meselesidir ,
Aksi olsaydı Zamanın dış işleri bakanı Ahmet Davutoğlunun "Psikolojik sınırımız yüz bin kişidir, daha fazlasını alamayız" sözünden sonra ne olduda bu rakam elli katına kadar çıkartıldı ?, bunların haricinde İran sınırından hiç sorun yaşamadan gelen Afganlılar ve diğerleri cabası ,
Amaç ;
Türk - Kürt , Alevi - Sünni , Sağ - Sol ile ulaşamadıkları emellerine sığınmacı adı altında içimize soktukları , gelenlerin arasında hangi aşırı uçların olduğunun dahi bilinmediği , hiç şüphem yokki gelenlerin gerçek sayılarını kendilerinin dahi bilmediği suriyeliler ile tekrar denemek istiyorlar , Stratejik ortak dediğiniz ABD'nin ve yarım asırdır kapısında bekletildiğimiz AB'nin yegane amacı Türkiye Cumhuriyeti ile ve bir türlü hazmedemedikleri Atatürk ile hesaplaşmaktır .
* * *
Öyle ya ;
Çanakkale'de yatan binlerce onbeşliklerde kim oluyor ? , Seyit onbaşı da kim oluyor ? desenize ,
Ali çavuş da kim ? , Fransız işgal kuvvetlerine erzak taşıyan yüz elli arabalık konvoyu bozguna uğratarak Antep'in kurtuluş mücadelesi başlatmış ve "Düşman cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez" diyen Asıl adı Mehmet Sait olan Şahin bey ,
Gördesli Makbule , Sütçü İmam , Satı Çırpan , Halime Çavuş , Çete Emir Ayşe , Tayyar Rahmiye , Fevzi Çakmak , Nezahat onbaşı , Yörük Ali ,Şerife bacı , Kara Fatma, Halide onbaşı (Edip Adıvar) , Ziya Gökalp ,
Desenize bunlar da kim oluyor ?
* * *
Yere göğe sığdıramadığınız , sabah akşam şükranla adlarını andığınız suriyelileri andığınız kadar bir kere olsun Ömerin adını andınız mı acaba?
15 Temmuzda suriyeliler sayesinde kurtulduysak ne demeye Ömeri emirle ölüme gönderdiniz ?,
Günümüzde Vatan sevgisini öğreneceğiniz yer suriyeli çocuğun gözleri değil , kabrini milyonların ziyaret ettiği bu gün Çukur kuyu'da yatan yiğittir ,
Sık sık meydanlardan teröre harcanan mermilerin fiyatını hatırlatan sn. Cumhurbaşkanına sormak lazım ,
Ömrünün baharında Çukurkuyu'da yatan yiğitin canının bedelinden haberdarmısınız ?
Siz , bir merminin fiyatını hatırlatın bize ,
Biz , 8 Haziran 2018 Kayseri komando tugayındaki konuşmanızı...
Tam 34 Ay önce ; "Bize Ömer Halisdemir'ler lazım, onun gibi yürekli aslan gibi delikanlılara ihtiyacımız var" buyurmuştu ,
Kendileri için gözünü kırpmadan ölüme gidecek insanlar ararken , Assubay camiasına bu gazı verdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan , ağzına Assubayla ilgili tek söz almayan şimdilerde İstanbulda attan inip eşeğe binmeye çalışan Binali Yıldırım buyurmuştu bu sözleri tam 1040 gün önce .
Eski Savunma Bakanı Fikri Işık ,
Balıkesir'de Şehit Astsubay ailesini'ni ziyareti sırasında şehit Ailesinin
9-2 ve tazminatlar sorusuna,
Hanginizden başlamalı bilemedim , hanginizden ?
" Biz onların (Suriyeli sığınmacılara yardım etmeyeceğini açıklayan Bolu Belediyesini kastediyor) eline bırakmadan valiliklerimiz yoluyla aynen yedirmeye , içirmeye , giydirmeye devam edeceğiz. " (Basın).
Türk Silahlı Kuvvetlerinin,
1) Subayı, astsubayı, uzman erbaşı ve kuvvet komutanlıklarıyla bir bütün ,
2 ) “Subay ve astsubay et ve tırnak gibidir, ayrım yapılması imkansızdır. Gece gündüz, kıtada, operasyonlarda tüm görevlerde beraberler.”diye konuştu.
3 ) Bütünün bir parçası astsubayları “olmazsa olmaz” olarak nitelendiren Akar, “Astsubaylarımızın bir eli karargahta bir eli erbaş ve erlerdedir.
4 ) Astsubaylarımızın teknik, idari, komuta konusundaki rolleri yadsınamaz, hiçbir şekilde göz ardı edilemez.
5 ) Herkes astsubaylarımızın öneminin ve değerinin farkında, bundan kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.
6 ) Subay - Assubay - Uzman erbaşların milletimizin bekası için omuz omuza vatan savunmasında görev yaptığını bu birlikteliğin emeklilikte de devam etmesinin önemli olduğunu da vurgulamıştır.
* * *
Bu kısa metni cümle cümle açalım, açalım bakalım içinden ne çıkacak , sayın Akar aslında ne demek istiyor ?
1 ) Türk Silahlı Kuvvetlerinin subayı, astsubayı, uzman erbaşı ve kuvvet komutanlıklarıyla bir bütün ;
Demek istiyor ki ; Siz bakmayın bu sözlerime , asla bütün mütün değiliz , Bütün olsak Lojmanımızı - servis aracımızı - kampımızı - tabldotumuzu - asansörümüzü - berberimizi - mıçtığımız helaya kadar ayırır mıydık?Bütün olsak OYAK'ta mevcuda göre - üye sayısına göre ADİL temsil edilirdik. Bütün olsak, fötörü giyince Tai -Tei - Aselsan - Aspilsan - Roketsan -Havelsan - THK dahil bu kurumlara ballı maaşla sadece biz değil, birlikte yerleşirdik, değil mi ? Bütün olsak musalla taşımızı ayırmazdık Hacı bayram - Kocatepe diye.
2 ) “Subay ve astsubay et ve tırnak gibidir, ayrım yapılması imkansızdır. Gece gündüz, kıtada, operasyonlarda tüm görevlerde beraberler.”
Demek istiyor ki ; Mecburum bu şekilde gaz almaya , asla inanmasam da bulunduğum makam böyle konuşmamı gerektiriyor ne yapayım , Subay - Assubay et ve tırnak gibi dedimse tabii ki ET olan biziz hem de LÖP ET , TIRNAK sizsiniz , öyle ya yeri geldiğinde kes at o tırnağı değil mi ? Gece gündüz operasyonlarda beraberler dedimse de tabii ki EN ÖNDE sizler varsınız , zaten onun için değil mi ki en çok ŞEHİT sizden oluyor.
3 ) Bütünün bir parçası astsubayları “olmazsa olmaz” olarak nitelendiren Akar, “Astsubaylarımızın bir eli karargahta bir eli erbaş ve erlerdedir.
Demek istiyor ki ; "Bütünün bir parçasıdır Assubaylar" dediğime bakmayın , Sadece KÜÇÜK bir parçasısınız o kadar , "elimiz-ayağımızsınız eyvallah , karargah - kıta arasında yapmadığınız hiç bir görev yoktur hem de layıkı ile , olmazsa olmaz personelimizsiniz , karargah hizmetinden, er'lerin karnının doyurulmasına kadar her işte siz varsınız, hatta bizlerin kredi kartlarımıza kadar , banka şifrelerimize kadar size emanet ederiz , Evimizin alışverişini dahi siz yaparsınız MAYDANOZ'una varıncaya kadar , bununla da yetinmeyiz çocuklarımızın okula götürülmesini dahi üslenirsiniz ve dahi hanımefendilerimizi çarşı - pazar - kuaför siz Assubaylar götürürsünüz , ANCAKKK ; yine de size karşı ADİL olmayız , bu TSK'nın varlığından beri kurduğumuz sistemin ruhuna aykırıdır , Aslında bizimkisi " Silah arkadaşlığı " değil , "Ağa - Maraba " ilişkisidir .
4 ) Astsubaylarımızın teknik, idari, komuta konusundaki rolleri yadsınamaz, hiçbir şekilde göz ardı edilemez.
Demek istiyor ki ; Biliyoruz ki ; Siz Assubaylar olmadan Hv.K.leri Muharip - Eğitim - Ulaştırma tek bir uçak kaldıramaz , tek bir Helikopter uçuramaz, her türlü su üstü - denizaltı gemiler seyre çıkamaz - Hiçbir Tank - zırhlı araç - top vs. faal olamaz , daha ötesi Mehmetçik karnını doyuramaz ama yine de biz yıldızlılar , Aslanlar gibi hakkınızı GASP ederek sizlerin göreve başlangıç derecesini adaletsizce 9/1 den başlatırız, MÜHENDİS'lik seviyesinde teknik işler yapmanıza rağmen sizlerden TEKNİKER ünvanını dahi esirgeriz , İşimiz düşünce sizlere ; "Başçavuşum - Assubayım - Şefim - Hocam - Ağabey deriz, Gençliğimizde kıtada sizden öğrendiğimizi yine size bir başka Assubaya satarız ,bu bizim taktiğimizdir , Biz ; Assubay olan babamızın Assubay olduğunu dahi söylemek istemeyiz.
5 ) Herkes astsubaylarımızın öneminin ve değerinin farkında, bundan kimsenin şüphesi olmasın .
Demek istiyor ki ; " Komuta kademesi olarak biz her şeyin farkındayız , TSK'da kimin ne iş yaptığını çok iyi biliyoruz , ANCAK ; asla pastanın adil paylaşmasına yanaşmayız , her darbeden kendimize çeşit çeşit tazminatlar kotardık , bunları sizinle paylaşacak değiliz elbette, değil mi ? Herkes haddini bilsin , biz TSK'nın beyaz adamıyız sizler malum , bizim verdiklerimizle yetineceksiniz , biz ara ara aileyiz - biriz - bütünüz deriz , bu sadece ara ara sizlerin gazını almak içindir, bu konuda son derece başarılıyız da , öyle olmasa 1951'den beri sizleri bu kadar kolay uyutabilir miydik ?
6 ) Subay - Assubay - Uzman erbaşların milletimizin bekası için omuz omuza vatan savunmasında görev yaptığını bu birlikteliğin emeklilikte de devam etmesinin önemli olduğunu vurgulamıştır.
Demek istiyor ki ; TSK ; Ülkenin bekası için vardır tamam , omuz omuza derken cephede sizler önde bizler geride olacağız , biz emir veren siz uygulayansınız , aslında emeklilikte de birlikte olmamız mümkün değil , zira bu güne kadar hangi emeklimizin derdini sormuşum , bi çay içimi birlikte olmuşum? Bu ; bizim zihniyetimize düşüncemize "hiyerarşi bozulur" korkumuza ters , bizler emeklilikte yaz - kış kamplarında ikişer üçer dönem keyif yaparken , sizler ikinci iş peşinde koşmak zorunda kalıyorsunuz , bu durumda nasıl olacak da emeklilikte de birlikte olacağız, değil mi ? Bunun da sorumlusu 1951'den beri biziz , ancak kurduğumuz düzen bunun dışına çıkmamıza engel oluyor , daha açıkçası işimize böyle geliyor . Bu sadece sözün gelişi söylenmiş bir laf , Biz " Genel müdürüz siz çaycı " ,zihnimizdeki gerçek düşünce bu. Bu konuşma sizin 2020'ye kadar gazınızı alır , De haydi üçüncü Etiler Ordu Evi toplantısında buluşmak üzere , bu sefer yemekler benden haa , Aile olduğumuzu sakın unutmayın he mi ?
( İşte sayın Akar'ın konuşmasının biz Assubaylar tarafından anlaşılması gereken Türkçe meali tam da budur .)
* * *
Sayın Akar ,
Gerçek düşünceniz bu açıklamalar gibi değil de yukarıdaki metinde sizin söylediğiniz gibi ise ve bu sözleri gerçekten inanarak söylediyseniz ; o zaman 1951'den beri bu ADALETSİZLİK niye ? TSK'da Her şey güllük gülistanlık ise , Madem "Kamuda en eşitlikçi yer TSK " ise " Bu sorunu Çözeceğim " dediğiniz sorun ne ? Ordu evi toplantıları Assubayları çok sevdiğiniz için mi ?
İŞTE SAYIN BAKANIN DİLİNİN ALTINDAKİ SÖYLEYEMEDİĞİ GERÇEKLER TAM DA BUDUR .
AKSİNİ İDDİA EDEN TSK'YI 1951'DEN GÜNÜMÜZE KADARINI İNCELESİN,
BELGE Mİ ?
ALIN SİZE BELGE ; "Sn.Şükrü IRBIK'ın belgeleri ile sitemizde yayınlanan ASSUBAY TEFRİKASI " YAZI DİZİSİ .