Mehmet ÖZTÜRK

Mehmet ÖZTÜRK

Kendi maaşını   2020 de  % 9 zamla  81.250 tl yapacak olan sayın Cumhurbaşkanı  sığınmacılara  bu güne kadar harcadıkları  kırk milyar dolar yetmezmiş gibi şimdide güvenli bölge de 100- 150 m2 bahçesi olan 250-300 m2 lik evler yapmayı planlıyor ,  böylesi devasa bir proje için avrupadan - dünyadan  umduğunu bulamayan sayın cumhurbaşkanı bu işide Türkiyenin tek başına yapacağının alt yapısını hazırlıyor ,

Sebep ?,

" İşte Türk milleti budur, görün"  demek içinmiş ,  öyle görünüyorki, Batının sadece sırtımızı sıvazlaması karşılığında bir kırk milyar dolar daha cebimizden çıkacak ,  bu uğurda seslendirmeye başladıkları yeni vergi paketi yolda,

Sorum şu ;

Herhangi bir Avrupa ülkesine mülteci olarak giden bir Türk'e , geri dönmesi için gittiği ülke Türkiyede   250-300m2 lik ev verirmi ?

 

Türkiyede her üç haneden biri  kiracı iken , önceliğin  kendi vatandaşını ev sahibi yapmak olmalı iken  bu nasıl bir suriyeli aşkıdır'ki kendi vatandaşınız onlar kadar değerli olmadığına inansın ,   en iyisi oldu olacak güvenli bölgeye (!) yapmayı düşündüğünüz 250-300m2 lik evlere  biz gidelim onlar ülkede kalsın ,

 

Sözcü İbrahim Kalın beyan ediyor ;

 "4 milyona yakın Suriyeliye ev sahipliği yaparken, 3 milyon Suriyeliye de kendi ülkelerinde yardım ediyoruz" .

  

Yedi milyon  suriyeliye 8 yıldır harcanan paranın bütçeye getirdiği yükü açıklayamayanlar ,  emeklinin üç kuruş maaşının,  verdikleri  üç kuruş bayram ikramiyesinin bütçeye yük olduğunu yüksek sesle dillendirebilmektedirler,  yazıklar olsun .

Türkiye'de yaşadığından şüphe duyduğum Türkiye istatistik kurumu yetkililerinin sokaktaki gerçek enflasyondan bi haber olarak açıkladığı rakamlarla memuruna emeklisine % 4+4 ü  , işçisine  % 3+3 ü layık görenlerin belliki çarşı - pazara yolları hiç düşmemiş,

Belliki üç kuruş daha ucuza alma düşüncesi ile  pazara gitmek için havanın kararmasını bekleyen vatandaşlarla hiç karşılaşmamış ,

 

Bu şartlarda maliye bakanının ; " Akp sayesinde Türkiyede her hanenin geliri tam 3 kat arttı " demesi aklımızla dalga geçmenin bir başka yolu olsa gerek ,  belliki bakan aslında kendi hanesini kast ediyor ,

 

Türkiyeye gelen suriyeliler  savaştan kaçan değil , emperyalistlerin planı dahilinde Türkiyeye getirilenlerdir , uzun vadede Türkiyenin demografik yapısının değiştirilmesinin yapı taşlarıdır , bunun en büyük kanıtı  yedi yılda yarım milyondan fazla yeni doğan suriyelilerdir ve bu rakam Türkiyenin bir çok ilinin nüfusundan fazladır ,

 

Din kardeşiyiz  edebiyatından vazgeçin , mesele çok daha vahimdir,  

Arap ülkesi Lübnan'ın Ürdün'ün  dahi entegre olamazlar diye ülkelerine geri gönderdikleri suriyelileri geri göndermeme sevdasının anlaşılması mümkün değildir ,

Çin'den 3,5 milyar dolar borç alan ülkenin bu şartlarda suriyelilerin tamamını  geri göndermeme ısrarını  anlamak mümkün değildir , 

Güvenlik sorunu kalmamışki , dini bayramlarda ülkesine tatile gidebilen suriyelilerin geri alınmasını anlamak mümkün değildir ,

Merkez bankasındaki "kara gün akçesi"nin dahi kullanıldığı ortamda güvenli bölgeye tek başımıza suriyelilere  250 -300 m2 evler yapma isteğini anlamamız hiç ama hiç  mümkün değildir .

 

Rusya  yıllardır hayali olan sıcak denizlere inip Suriyede en büyük üssünü kurdu ,

Amerika suriyedeki petrol bölgelerini ele geçirdi ,

Çin'in Suriyeye balistik füzeler dahil sattığı silahlar ortada , asla bölgeyi boş bırakmayacak ,

 

Ya biz ?,

Bizde kırk milyar dolarımızdan olduk , birde o kadar daha harcamaya gönüllü olacağız,  bumu  barış pınarı harekatının bize getirisi , ya verdiğimiz o kadar şehit ?

 

Ve biz  bu ortamda ;

Ocak 2020 de 81.250 tl maaş alacak olan sayın cumhurbaşkanından  8 haziran 2018 de kayseri komando tugayında bu topluma vermiş olduğu sözü yerine getirmesini bekliyoruz .

 

Bu güne kadar suriyeliye harcadığınız  ve  dahada  harcamayı düşündüğünüz paranın birçok proje  ve  Assubayların taleplerinin kaç katı olduğunun hesabınıda siz yapın sayın Cumhurbaşkanı ,

 

Dünya mutsuz ülkeler sıralamasında  ülkemin  79. sıraya gerilemesinde 17 yıllık iktidarınızın emekleri (!) asla yadsınamaz ,

Emeklilik üzerine yürütülen araştırmada, Türkiye 37 ülke arasında sondan üçüncü sırada yer alıyorsa 17 yıllık emekleriniz (!) asla inkar edilemez ,

 

Ve bu şartlarda hala önceliğiniz suriyeliler olduğuna göre ,

Çok yakındır ;

Suriyelilere kaynak bulmak adına soluduğumuz havadan vergi alınması , 

Az kaldı , Ha gayret . . .

 

 

 

 
Fotoğraf açıklaması yok.
Bir komutan yakın geçmişte birliğin birine ziyarette bulunur , 
 
Ve , derki ;   
 
Subay subaydır, astsubay astsubaydır.  İkisinin de ayrı bir mesleği ve ayrı bir görevi vardır.  Bunlar karıştırılmasın! Elimizdeki ekonomik imkanlar sınırlıdır , Şu andaki durumunuzu ön kabul olarak kabullenmelisiniz ,  Herkes vazifesi neyse onu yapacak ve ona göre de rahatlayacak , Hepimiz memuruz.  "  .
*  *  *
Sonrada ,
 

Neredeyse gırtlakları yırtılırcasına ;


"TSK: Subay - Assubay bütündür, biz bir aileyiz" derken .   az daha zorlasalar eminimki  kendileride inanacak bu söze , 
Oysa dürüst olup ;  beyinlerinin içindeki gerçek düşüncelerini yüksek sesle dillendirseler  söylemek istedikleri tamda şu . 
 
" TSK ; Subaylar ve diğerlerinden ibarettir , bizler TSK'nın Beyazlarıyız, sizler siyahlarsınız ,  kara derililersizin ."  
Beyniniz ,  zihniyetiniz , kafa yapınız 1700 lü yılların ABD'sinde Beyaz adam iken ,  sizden gayrısına "Kunta-Kinte" olarak bakarken ,  karnınızdaki kırk tilkinin kuyruğu birbirine değmezken   öte yandan ,
Karizmayı düzeltmek adına dağlara taşlara "Güçlü ordu - güçlü Türkiye"  yazınca  sorunu çözmüş oluyorsunuz öylemi ?, memlekette kum kalmadı kafanızı gömecek , 
Elinizdeki ekonomik imkanlar kimler için sınırlı  bay komutan ? ,  " Biz ne verirsek o,  başka sesinizi çıkartmayın'mı  "  demek istiyorsunuz ?,
 
Hepimiz memuruz , Hangi hepimiz , Hangi Memur ?  657 mi - 926 mı ? , Kim 657 , Kim 926 ?
 
O halde şu soruları   sormamız gerekiyor,
 
1 ) Madem "Elinizdeki ekonomik imkanlar sınırlı , neden Etiler Ordu Evinde  bu sorunu halledeceğinizi söylediniz ?, maksat o an günü kurtarmakmıydı ? , O konuşma haklılığımızın kabulü değilmi  Paşam ? ,
 
2 ) Sizin tabiriniz ile, madem "Aileyiz ", vede elinizdeki ekonomik imkanlar sınırlı, o halde  " Aile (!) " olmamıza rağmen neden sadece sadece siz altı çeşit tazminatı cukkalıyor ? ,
 
 Sınırlı dediğiniz Elinizdeki ekonomik imkanlar,  sadece Assubaya gelince'mi ortaya çıkıyor  Komutan ?,  Bak o zaman , Hükümet kimlere ne zaman hangi güzellikleri sorunsuz yapmış ,
Pilotlara - Koruculara - Yargı mensuplarına - Akademisyenlere -  Sağlık çalışanlarına - Emniyet mensuplarına - Eğitimcilere - Muhtarlara - Evinde hasta bakanlara - Çalışan annelere - Torun bakan babaanne, anneannelere -  Küçük esnafa , İspanya'ya tatile - Arabistana Umreye giden muhtarlara ( Daha bu listede, birkaç yıl erken fötörü giymek için 60.000 tl'ye varan paralar ödenen temayüz etmemiş albaylar yok . ),  
Demekki mesele " Elinizdeki ekonomik imkan meselesi değilmiş "  değilmi sayın Bakan ? ,
3 ) Madem ülkenin ekonomik imkanları sınırlı, neden sadece siz maaşının % 85 i ile fötörü giyiyor ? ,
  
4 ) AYİM'in  1981 de buyurduğu gibi  , Zatiailinizin   buyurduğu gibi , Necdet Özel'in buyurduğu gibi  Madem hepimiz Memuruz, o halde şunu sormak hakkımız değilmi sayın Akar ? ,
 
Assubay Ömer Halisdemir'de memurmuydu ?, Memur'sa ,
 
Elindeki- belindeki silahla işi neydi ? ,  Ne diye emirle ölüme gönderildi  henüz kırk ikisinde ? ,
 
GEN.KUR.Sitesinden kahramanlıklarını bizzat duyurduğunuz Volkan Assubay'da Memur'muydu ? , eğer memur'sa , onun gibi dağ başında teröristlerle savaşan bildiğiniz, tanıdığınız kaç memur daha var ? ,
 
5 ) Sırtında 30 kg. teçhizatla günlerce dağlarda terörist kovalayan , postalını günlerce ayağından çıkartamayan , günlerce evine gidemeyen tanıdığınız bildiğiniz kaç tane  "memur"  var  Hulisi bey ?,
 
6 ) Hava kuvvetlerindeki Uçak - Helikopter - Silah - Araç ve gereçlerin Bakım,arıza,onarım işlerini yapanlar , uçakları uçuşa hazırlayıp gönderenler, her türlü ikmalini yapanlar ,  o uçaklara her türlü silah - mühimmat yüklemesi yapanlar ,  kademede araç gereç bakımlarını yapanlar , uçağın hidroliğini - yağları kendine "parfüm" edinen bildiğiniz tanıdığınız kaç tane memur var Hulisi bey ? ,
 
7 ) Tank'ın - Top'un - Zırhlı araçların bakım arıza işletmesini hangi memurlar yapıyor ? Deniz kuvvetlerinde her türlü teknik işleri  657 ye tabi  , 9.00 -17.00  çalışan memurlarmı yapıyor Hulisi bey ? ,
 
8 )  Assubaylar buyurduğunuz gibi Memur'sa,  neden 09.00 - 17.00 arası çalışmazlar ,  Neden "Makosen " değilde Postal giyerler , neden Askerin mesaisi 24  saattir buyurursunuz ? ,  
 
Assubay  Memurmudur - Askermidir ,  bi deyin  hele Hulisi bey , Necdet bey ?
 
9 ) Hangi memur  24 saat esasına göre ayda 3 - 4 nöbet tutar ? ,
 
10 )  Assubaylar Memur ise ne işleri vardı gecenin kör karanlığında Afyon cephaneliğinde ? ,
 
VE ;
 
O Komutan konuşmasına devam ediyor ;
 
Yukarı değil aşağı bakmalısınız  , Örneğin orta, lise arkadaşlarınızın hangi meslekleri yaptığını, ne kadar maaş aldığını araştırın "  diye buyuran  Komutan ,
 
Biz aşağı bakmasına bakıyoruz'da , ya siz ?, sizin gözünüz hep yukarıda .  değilmi  yoksa ?
 
Sizin dışınızda, (orta-lise- iki yıllık - üç yıllık- dört yıllık harp okulu emsal eğitimli olup'ta  , bir gecede 8/1 de eşitlenen , bir gecede tamamı Lisans mezunu sayılan  6 çeşit tazminat alan başka   memur (!)  varmıdır ? ,  Kamuda sizin emsaliniz  başka kimse varmı maaşının %85 i ile emekli olan ? ,

11 ) 1984 Den beri  terörle mücadele eden , yüzlerce şehit veren  tanıdığınız bildiğiniz kaç tane Memur var sayın Akar ? ,
 
12 ) Assubaylar memur'sa neden takım elbise değilde, üniforma giyiyorlar ? ,
 
13 ) Kamuda hangi memur  müdür olmadan  müdür tazminatı alıyor ?  , hangi doktor  başhekim olmadan  başhekim maaşı alıyor ,    Madem subaylarda memur   General olmadan general tazminatı alıyorsunuz  , bu ne iş sayın Akar ?,                         
14 )  "Mühendislik"  seviyesinde bu kadar teknik işleri yapanlara "Tekniker "  ünvanını dahi uygun görmemenize ne demeli   ? ,
15 )  "Er"den - Mareşal'e kadar hepsinin ortak adı  "ASKER" ise ,  Assubaylar nasıl oluyor'da Memur olabiliyor ?,
 
16 ) Assubaylar Memur ise ,  yeri geldiğinde zaman zaman ne demeye "Silah arkadaşıyız " diyorsunuz , öyle ya , Memurda silahın ne işi var,  değilmi ?
 
17 ) Assubaylar Memur ise , ne demeye mektebinden mezun olurken otomatik olarak zorunlu  Oyak üyesi yapılıyorlar ? ,
 
18 ) Ailelerinden TSK'ya emanet yüz binlerce  Mehmedin karnının doyurulma işini  hangi memurlar yapıyor ? ,
 
Günde  sadece iki saat çalışan , her camide lojmanı garanti olan imama 3600 ek gösterge verecek olan  hükümete  bi sorun hele , 24 saat esasına göre çalışan , hayatı dağlarda geçen , günlerce evinin yolunu unutan , üniforma giyen ama adı / Ünvanı  "Memur" olan başka biri varmı ? diye ,
 
"Hepimiz memuruz"  sözüne kendinizde dahilseniz , sormazlarmı adama bu nasıl memurluktur'ki  Ülkede başka emsali olmayan şekilde sadece siz Altı (6) çeşit tazminat alırsınız  ?,
                                              
Sıkmayın , zorlamayın kendinizi bizleri inandırmak için , vaz geçin "Aileyiz " masalından ,
 
Eylemlerinizle - söylemlerinizle bir kez olsun dürüst olun  önce kendinize  sonra  bize karşı ,
 
TSK :  " Subay - Assubay bütün " değildir , hiç bir zamanda "Aile" olmadık, Oldurmadınız .
 
Siz ve sizden öncekilerin üstün gayretleri ile ,
 
Anlamadığınız  , anlamak istemediğiniz  derdimiz Hiyerarşi  ile değil  Paşam ,
 
Mesele ne biliyormusunuz ? ,
 
Mesele ; Sadece kendinize Müslüman olmanız , Nalıncı keseri olmanız , gözümüzün içine baka baka doğruları konuşmamanız ,  diğer bakanlıkların personeline sahip çıktığı kadar kendi  personelinize sahip çıkmamanız ,
 
Mesele ; Hakkımızda konuştuklarınıza kendinizin dahi inanmaması ,
 
Mesele ; Dilinizin söylediğine  Beyninizin inanmaması  meselesi ,
 
Mesele ; Karnınızdaki kırk tilkiden kurtulma isteğine sahip olmama meselesi ,
 
Mesele ; Siz ve sizden önce o koltukta oturanların  verdikleri sözü bu güne kadar yerine getirme iradesi gösterememeleri ,
 
Mesele ;  1951 den beri adım adım yok ettiğiniz  Aidiyet  duygusu ,   Devam edin kafanızı kuma gömmeye ,  devam edin ,
 
Yine söylüyoruz , Derdimiz zinhar  " Hiyerarşi "  değil ,
 
Derdimiz , karşısındakini " Kunta - Kinte " gören zihniyetle,
 
Derdimiz , 1700 lü yılların ABD'sindeki  "Beyaz adam" kafası ile 2019 Türkiyesinde yaşayanlarla ,
 
Olmaz olsun o zihniyet ,  Olmaz olsun . yerin dibine batsın  riyakarlığınız ,
 
Sahi ;
 
Assubayım sen Askermisin , Memurmu ?,
 
NESİN SEN ? ? ?

Ülkenin  kamu kurumlarında yüz binlerce çalışan var ,  bunların birçoğunun kendilerine ait mekanları mevcut , Öğretmen evi , Polis evi , Hakim evi,PTT, Tedaş , Orman genel müdürlüğü , Dsi , Sendikaların misafirhaneleri  Vb.     bir çok kurumun kendi personeli için bu tesisler .

Bu kurumların tesislerinin hiç birinde personel arasında TSK'da olan ayrım kadar ayrım yoktur ,

Örneğin;

Polis evinden  sadece polis müdürleri değil her rütbede tüm emniyet personeli sorunsuz faydalanır ,

Öğretmen evlerinden sadece Müdürler değil,müstahdem'inden memuruna,her derecedeki öğretmenine kadar  tüm milli eğitim bakanlığı personeli ayrımsız faydalanır ,

Bu durum diğer kamu tesisleri içinde geçerlidir ,

* * *

Peki ; Bu durum TSK'da nasıldır ?

TSK ; Subaylar  ve diğerleri diye ayrılmıştır ,  tıpkı  siyahla beyaz gibi  , her şeyin iyisi - büyüğü - yenisi onların kullanımındadır ,her alanda öncelik onlardadır ,  

Nasılmı ?

Ordu evi ayrılmıştır , Kamp ayrılmıştır , lojman ayrılmıştır , hastane polikliniği ayrılmıştır , tabldot ayrılmıştır , berber ayrılmıştır , asansör ayrılmıştır,

üniforma kırmızı - siyah şeritlerle ayrılmıştır, servis araçları ayrılmıştır , cenazede camiler ayrılmıştır , Helanız dahi ayrılmıştır ,

* * *

Bu kadar ayrıştırma  ile yetinmeyenler ,  5143 sayılı kanun ile ölülerinin varislerine dahi Kılıç verdirmek için yasa çıkarttıranlar ,  şimdilerde başka bir ayrıştırmaya imza atıyorlar,

Beylik tabancası adı altında Assubaya verdikleri işe yaramaz çakaralmaz tabancaları atış gücü yüksek tabancalarla değiştirmek için yasa çıkarttırdılar , ancak bir ayrıştırmada  burada çıktı ortaya , öyle  ya   nede olsa aileyiz, ağam öyle diyo ,

Kendilerinin mezardaki ölülerinin dahi hakkını gözetenler , konu kendileri olunca tekeden süt sağanlar , Assubaya sıra gelince  Yasayı tüm  Muvazzaf - Emekli personeli kapsayacak  şekilde değilde , 16 Şubat 2013 den sonrasını kapsayacak şekilde çıkarttırıyorlar,  bu kadarına pes , gerçekten PES  . . .

Neden , neden bu kadar ayrım ? , 

Konu Assubay olunca karnınızda kırk tilki dolaşıyor, birinin kuyruğu diğerine değmiyor, nasıl bir yetenektir bu ?

Aslında bunada şaşırmamak lazım ,  dervişin fikri ne ise zikride odur ,

Hiç olmazsa bir kere bizi şaşırtın uygulamanızla,  bir kere ,  bir kere diyelim'ki  şu konudada  adil davrandılar,  ama ne mümkün ,  Kalbiniz katran karası olmuş, gözünüze inen bencillik perdesi  geminin su aldığını görmenize engel oluyor ,  biz sizin rakibiniz değil ,   sizin söyleminizle  silah arkadaşıyız ,  

Basit bir silahta dahi ayrım yapıyorsanız ,  yerin dibine batsın sizin silah arkadaşlığınız ,

Siz'ki ,  Gaziler günü töreninde  yağmurlu havada sadece gazi'den  şemsiyeyi esirgeyen zihniyetsiniz , 

Siz'ki , TSK'yı  Türk Subay Kuvvetleri haline getirenlersiniz ,

Siz'ki , Eğitimli Assubaydan hiç haz etmeyenlersiniz ,

Siz'ki , TSK'da ayrımcılığın kitabını yazıp,  "Aileyiz" hikayesi ile bu güne kadar çok güzel kamufle edenlersiniz ,

Siz'ki , dört yumurtanın hesabını soracak kadar  sözüm ona yetim hakkını savunup , öte yandan  skorsky  ile pikniğe gidenlere dut yemiş bülbül olacak kadar riyakarsınız  ,

Siz'ki , Bu toplumu emekliliğinden sonra mecburiyetten  ikinci işte çalışmak zorunda kalıp , namerde muhtaç edenlersiniz ,

Aileyiz  sözünüzün gerçekte masal olduğuna sizde inandığınız için'mi ? ,

Yoksa ,

16 Şubat 2013 den önce emekli olan Assubayların  TSK'ya değilde  Uganda ordusuna hizmet ettiklerine inandığınızdan'mı   bu ayrım ?

Hangisi ?


 
 
 
 
 
Rivayet'e göre  ;

Albayın biri  rahmetli olmuş, hoca cenaze namazını kıldıracak, cemaat saf tutmuş ve başlamış cenaze namazına,

Hoca ; "Er kişi niyetine"  der demez,  cemaatin arkalarından merhum albayın eşi seslenmiş hocaya,
"Hocam hocam benim kocam 'Er  değil Albaydı ! "
 
* * *
 
Aileyiz dedikleri TSK'da Durumumuz işte tam da bu, dirisi de albay ölüsü de, öyle olmasa  "makam + görev tazminatı  meftanın eşine verilmeye devam edilir miydi ?  Hakkın rahmetine kavuşmuş birisinin hangi görevi, hangi makamı varki yakını bu tazminatı almaya devam ediyor ? 
 
Bize hak'tan , hukuktan , adaletten dem vuranlar , gözümüzün içine baka baka ilizyon yapıp uyutan  maharetli beyler , 
Masalcı amcalar ,  
 
"Aileyiz-biriz-bütünüz deyip sonra da  Sizin muhatabınız artık biz değiliz siyasi iktidar " diyenler ,  ölülerinin varislerine dahi kılıç verdirmek için yasa çıkarttıranlar ,  
Personelinden asla helallik alamayacağını  bildiğinden olsa gerek , cami yaptırarak öte dünyayı sözüm ona garantiye almak isteyenler , 
 
Verdikleri sözü  yerine getirme iradesi gösteremeyenler , Kendilerinden gayrısını  açlık sınırının dibinde yaşamasına göz yumanlar ,  
 
"Haini general yapmışız - kahramanı Assubay"  diyenler , 
Bu işin sonunda şehadet var diyerek Ömeri ölüme gönderip kendileri terfi edenler ,  
 
Hayatımı Assubay kurtardı diyenler,
Babasının Assubay olduğunu söylemeye çekinenler , 
Kelepçeyi Assubay takmasın diyen hainler ,  
 
Oyak'ta mevcuda göre adil temsiliyeti sağlamayan üniformalı patronlar  , 
Kendilerini genel müdür sananlar ,  lisans eğitimini Assubaydan esirgeyenler ,
 
"  Misafir "   adı altında zabit ordu evlerinde - kamplarda  fink atan  sivil şahısların var olduğu memlekette, çeşitli askeri kampları  keyfi olarak Assubaya yasaklayıp sonra da birlik bütünlükten bahsedenler , 
 
Assubayı Mao'nun askerine benzetme gafletinde bulunan zavallılar  , 
Sakatlanan Assubaya  hamallık yapamaz - çaycılık yapar  diye rapor veren beyin özürlüler ,   
 
Adaleti rütbeye göre dağıtıp , sonra da  ülkede  en eşitlikçi kurum TSK'dır  diyenler , 
Afyon cephanelik patlamasında suçu emir verene değilde emri uygulayana yıkanlar , 
Afyon valisinden sucuk - kilim hediye  paketleyenler  , 
Fötörü giyince hepimizin özür dilemesi gerek diyenler ,  
 
Kendisi fötörü giyince muvazzaf maaşının %85'ini cebe indirenler ,  Her yıl  yazlık - kışlık kampların değişmez müdavimi olanlar  , 
 
TSK'ya 49 yıl hizmet ettim deyip  kendinden başkasına hayrı dokunmayanlar  ,  Nalıncı keserleri ,
 
Silivriye - sincana - hasdala düşünce akıllarına "adalet" gelenler ,
 
Biz eğitim dedikçe , sözleşmeli er alımı için eğitim seviyesini ilk okul'a  kadar düşürenler ,
 
Canı yanınca anayasa mahkemesi önünde sözüm ona "vardiya bizde" nöbeti tutup ,  68 yıldır adalet arayan bu topluma üç maymunu oynayanlar, 
 
Daha düne kadar rütbeyi cübbe ile örtenler ,
 
Ülkenin gerçek bekası kozmik odanın kapısını ardına kadar  açanlar  ,
 
Lafonten'e pabucunu ters giydirecek kadar maharetli masalcılar ,
 
Alçak dağları ben yarattım diyenler ,
 
Kıbrıs'ta ast'ını darp edip  askeri şurada terfi ettirilen ,  sonra da alçak fetöden içeri  girenler ,  
 
Sap'la samanı birbirine karıştırıp " bir başçavuş benim teğmenimden fazla maaş alamaz"  diyen netekim kenan'lar ,
 
Kendilerini şehzade , kendinden gayrısını kapı kulu  görenler , 
Fötörü giyince askeri kurumlara ballı maaşla  çöreklenenler ,
 
Anayasal hak olan emeklilik talebinde bulunanları "vatan hainliği" ile suçlayan   darbeci zavallılar ,
 
Ağa - maraba  zihniyetinden asla vazgeçmeyenler , 
 
Kendilerinin rütbe bekleme sürelerini bir çırpıda kısaltanlar ,   
 
Her darbeden kendilerine nema elde edenler , 
Üç yıl erken fötör için  ilave altmış bin tl. hanelerine yazdıranlar ,
 
Aynı birlikte çalıştığı Assubay babası ile yan yana gelmemeye  özellikle özen gösteren , çıktığı kabuğu beğenmeyenler ,
 
Pabucumun doktoru olduğundan Assubay intiharları bulaşıcıdır diyen , bu bulaşıcılığın  neden subaya da bulaşmadığını bir türlü izah edemeyenler ,  
 
Şehit cenazelerinde  en ön safta timsah gözyaşı dökenler , olmayan haklarını sözüm ona  helal edenler ,
 
Kibirden burnu düşse eğilip almayanlar , Kasılmaktan ceket düğmeleri isyan edenler ,
 
Peygamber ocağında  Hz.Ömer  adaletinden bihaber olanlar  ,
Ömeri ölüme gönderip altı çeşit tazminatı heybelerine dolduranlar ,
 
Ben Komutanım deyip ,  altı çeşit  kemiksiz tazminatı cebe indirip , 35 Yıldır terörle mücadelede hiç önde olmayanlar ,
 
Kafasına çuval geçirilince hiç üzerine alınmayan, dut yemiş bülbül gibi suskun kalanlar  , 
 
27 Ayda 33 Asssubayın intiharına tek kelime edemeyen dili lal olanlar ,
 
Assubay haklarının iptali için anayasa mahkemesini yanıltarak dava açanlar , 
 
Ast'larının etinden sütünden son damlasına kadar nemalananlar ,
 
Eğitim seviyesine bakılmaksızın  bir gecede tamamı lisans mezunu sayılanlar , 
  
Devletin helikopteri ile ailece pikniğe gidenler ,  
 
Kendileri dam'a düşünce maaş katsayısını anında 3/1 den 3/2 ye çıkartmak için yasa çıkarttıranlar , 
 
Düğünlerde ters kelepçe ile yerlerde paketlenenler , Mürted ovasında boğazına kemer takılanlar ,
 
Fetö haininin TSK'nın kılcal damarlarına  kadar girmesinden  bihaber olanlar ,  
 
Bu iş para için değil sevgi ile yapılır diyen aklı evveller ,  Kendilerinin  ve yedi sülalesinin sağlık giderlerini meclis bütçesinden karşılatanlar ,  
 
TSK'daki adaletsizlikleri , sadece adaletsizlikleri  yazdığı için gazeteciyi  mahkemeye verenler ,
 
Helasına kadar ayırıp sonra da gözümüzün içine baka baka "aileyiz" gazeli okuyanlar ,
 
TSK'da Aidiyet duygusunun ruhuna el fatiha dedirtenler , 
 
Emin olun sizlerin de götüreceği beş metre kaput , o da kısmet olursa ,
 
* * * 
 
1951 den beri Sadece kendinize Müslüman olduğunuza göre ,
 
Sizinkisi tam da  bu .  " Ar "  dünyası değil ,  " kâr "  dünyası  ,
 
Ne demişti hoca ?
 
Er kişi niyetine  . . .
 
Siz bakmayın fıkradaki nükteye ,
 
Emin olun o soğuk musallanın üzerinde herkes Er , ne  Ağa  ne de  Paşa . . .
 
İşte o zaman geride kalan istediği kadar seslensin ,
 
Hocam  Benim kocam Er  değil ,  albay albay . . . 
 
Efendiler  bilesiniz ki ;  
 
Gerçekte o  musallada yatan ne albaydır ne de paşa ,
 
O mefta,
 
1951 den beri sistematik bir şekilde yok ettiğiniz  "adalet"  ve beraberinde gün be gün mum gibi eriyen  "aidiyet"  duygusunun ta kendisidir . . .
Anladınız mı ? 
 
Şimdi buyurun cenaze namazına. 
 
ER KİŞİ NİYETİNE  ! ! !

İçişleri bakanı Sn.Süleyman Soylu söylemiş bu sözü,

" 15 Temmuzdan suriyeliler sayesinde kurtulduk " . . .

https://www.msn.com/tr-tr/video/unluler/i%C3%A7i%C5%9Fleri-bakan%C4%B1-soylu-15-temmuzdan-suriyelilerin-sayesinde-kurtulduk/vi-AACIhzs  

* * *

Kimler için söylemiş ?,
15 Temmuzda bizim ülkemizi kurtardığını iddia ettiği suriyeliler için.


Kendi ülkesine zerre hayrı olmayan, Bu güne kadar yaklaşık yarım milyon çoğalan , ülkesinde kalıp inandığı taraf adına savaşmak yerine kolayı seçip ülkesini  terk eden ,
geldiği ülkemde 8 yıldır sadece üremekten başka hiç bir halta yaramayan,


"Türklerin kafasını kesmek istiyorum" diyecek kadar alçaklaşan , yediği kaba pisliyen nankörler, Açtıkları iş yerlerinde vergiden muaf ticaret yapanlar,  Ülkemin kendi vatandaşının çeşit çeşit katkı payı verdiği sağlık hizmetini bedava alanlar , yetmezmiş gibi isteyene bedava tüp bebek tedavisi alanlar, 
Maaş günleri Atm sırasında en önde yer alanlar, sınavsız istediği üniversiteye girebilenler ,

Reyhanlıda patlayıcı yüklü araba ile zamanlama hatası yüzünden havaya uçan suriyelilermi kurtardı 15 temmuzda bu ülkeyi ?

Yoksa İstanbul'un göbeğinde satırla Türk vatandaşlarına saldıranlar mı ? 

Denizin ortasında nargile keyfi yapanlar , sahillerde vatandaşlarımıza sarkıntılık edenler ,
Yıllık doğum sayıları ile Türklerin doğum sayılarını geride bırakanlar ,
Kendi radyolarını kuran, kendi gazetelerini basanlar ,
"Gariban suriyeli istemiyoruz" diyerek kendi vatandaşını aşağılayan sosyetik suriyeliler ,
Açtığı kuyumcu dükkanında bir soru üzerine : Türkleri kast ederek "yabancı işçi çalıştırmıyoruz" diyen Suriyeliler mi ?

Yurtdışından vergisiz getirdikleri ve misafir plakası taktıkları araçları ile Başkentin göbeğinde Ankara - Kırıkkale arası ve şehir içi korsan taksicilik yapan Suriyeliler mi kurtardı ?

Dini bayramlarda ülkesine elini kolunu sallaya sallaya tatile gidenler ,
İzmirde kağıt havlu ticareti yapan, Aydında incir ticareti yapan , samsunda  ekmek fabrikası kuran , İstanbulda restoran zinciri kuran ,
Hatayda açtığı fırında "Tayyib" markasıyla ekmek satan ,

Mudanya sahillerine çadır kurup hayvancılık yapan, At sırtında, Deve sırtında sahillerde gezen Suriyeliler mi ?

Çok uzun zamandır ülkemde adı dahi unutulan Sıtma - Şark çıbanı - Çocuk felci - Tüberküloz - Kızamık - Tifo - Burusella  hastalıklarını yeniden hortlatan Suriyeliler mi ?


18-22 yaş arası  sayıları bir milyonu bulan , hiç bir işe yaramayıp ülkemde yan gelip yatan suriyeliler

kurtarmış bu ülkeyi meğerse ,

Kaç tane suriyeli 15 Temmuzda can verdi'ki bu kadar sahiplendiniz bu asalakları ?,
Kendi vatanına hayrı dokunmayanlardan 15 temmuzda yaralı parmağa işemelerini beklemek en azından saflıktır, kelin ilacı olsa kendi başına çalardı,
kendi ülkesinde demokrasi için mücadeleden bi haber olanların 15 temmuzda benim ülkemde demokrasi mücadelesi verdiğini iddia etmek aklımızla dalga geçmektir,
 

"Suriyelilerin - Afganlıların  ekonomimize katkısı var" diyen bakan Süleyman Soylu'ya sormak lazım,  Bunların ekonomiye katkıları varsa, bahsettiğiniz kırk milyar doları kime harcadınız ?

Asgari ücretin  açlık sınırının altında kaldığı ülkemde ,  suriyelilere harcadığınız her kuruşun vebali üzerinize olsun ,

Önceliğiniz suriyeliler olduğundandır'ki , kendi insanınıza kırmızı etin tadını unutturdunuz , süt ve süt ürünlerine , meyve sebzeye hasret bir nesil yarattınız ,

Önceliğiniz suriyeliler olduğundandır'ki ,   " Valilikler aracılığı ile  suriyelileri yedirmeye içirmeye giydirmeye devam edeceğiz" diyebiliyorsunuz  Ülkede açlık - yoksulluk sınırından bi haber olarak ,

Mesele bunları kayıtlı oldukları illere göndermek değil , ait oldukları ülkelerine göndermek elzemdir ,  zira  yaklaşan tehlikenin boyutları çok daha vahimdir .  ( http://www.oncekultur.com/?Syf=22&Mkl=986584  )

Bütün bunlar ve basına yansımayan olaylar alt alta konulduğunda görülen odur'ki mesele suriyeli sığınmacılara yardım meselesi değildir ,  mesele çok daha boyutludur , Başta ABD ve batının emperyal planlarının adım adım uygulamaya konulmasıdır , 

Mesele Türkiye Cumhuriyetinin demoğrafik  yapısının adım adım değiştirilme meselesidir ,

Aksi olsaydı Zamanın dış işleri bakanı Ahmet Davutoğlunun "Psikolojik sınırımız yüz bin kişidir, daha fazlasını alamayız" sözünden sonra ne olduda bu rakam elli katına kadar çıkartıldı ?, bunların haricinde İran sınırından hiç sorun yaşamadan gelen Afganlılar ve diğerleri cabası ,

Amaç ;

Türk - Kürt ,  Alevi - Sünni ,  Sağ - Sol ile  ulaşamadıkları emellerine  sığınmacı adı altında içimize soktukları , gelenlerin arasında hangi aşırı uçların  olduğunun  dahi bilinmediği , hiç şüphem yokki gelenlerin gerçek sayılarını kendilerinin dahi bilmediği suriyeliler ile tekrar denemek istiyorlar ,  Stratejik ortak dediğiniz ABD'nin  ve yarım asırdır kapısında bekletildiğimiz AB'nin yegane amacı Türkiye Cumhuriyeti ile  ve  bir türlü hazmedemedikleri Atatürk ile hesaplaşmaktır .

* * *
Öyle ya ;
Çanakkale'de  yatan binlerce onbeşliklerde kim oluyor ? , Seyit onbaşı da kim oluyor  ? desenize ,
Ali çavuş da kim ? ,  Fransız işgal kuvvetlerine erzak taşıyan yüz elli arabalık konvoyu bozguna uğratarak Antep'in kurtuluş mücadelesi başlatmış ve "Düşman cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez" diyen Asıl adı Mehmet Sait olan Şahin bey ,

Gördesli Makbule ,  Sütçü İmam , Satı Çırpan , Halime Çavuş , Çete Emir Ayşe , Tayyar Rahmiye , Fevzi Çakmak , Nezahat onbaşı , Yörük Ali ,Şerife bacı , Kara Fatma, Halide onbaşı (Edip Adıvar) , Ziya Gökalp ,

Desenize bunlar da kim oluyor ?

* * *

Yere göğe sığdıramadığınız , sabah akşam şükranla adlarını andığınız suriyelileri andığınız kadar bir kere olsun Ömerin adını andınız mı acaba?

15 Temmuzda suriyeliler sayesinde kurtulduysak ne demeye Ömeri emirle ölüme gönderdiniz ?,

Günümüzde Vatan sevgisini öğreneceğiniz yer suriyeli çocuğun gözleri değil , kabrini milyonların ziyaret ettiği bu gün Çukur kuyu'da yatan yiğittir ,

Sık sık meydanlardan teröre harcanan mermilerin fiyatını hatırlatan sn. Cumhurbaşkanına sormak lazım ,

Ömrünün baharında Çukurkuyu'da yatan yiğitin canının  bedelinden haberdarmısınız  ?

Siz , bir merminin fiyatını hatırlatın bize ,

Biz , 8 Haziran 2018 Kayseri komando tugayındaki konuşmanızı...

Tarih : 18 Eylül 2015
Hasta olan ailesini ziyaret için  Malatya'ya gitmek üzere birliğinden izin alarak yola çıkan Assubay Semih Özbey , Tunceli - Pülümür yolunda Alçak pkk'lı teröristlerce kaçırılır.
O günden beri kendisinden bir haber alınamaz , teröristler bir kere Assubayın sağ olduğunun videosunu yayımlarlar, o kadar.
Aradan geçen  tam  1404  güne rağmen malesef güzel bir haber alınamamıştır ,  bu konuda Sn. Cumhurbaşkanının " Yapabileceğim bir şey yok " sözünden başka hiç bir yetkilinin'de bir açıklaması olmamıştır  Ve o günden bu güne hiç bir gelişme  yaşanmamıştır,   kahreden'de budur . . .
* * * 
Bu olaydan yaklaşık  yedi buçuk ay önce ,
1 Ocak 2015 de Kilis'te görevli Assubay Özgür Örs Terörist kovalarken sehven sınırı geçer ve ışid'li teröristlerce kaçırılır , 3-4 gün sonra Mit tarafından yapılan bir operasyonla yurda getirilir , zamanın başbakanı Ahmet Davutoğlu hem Twitter hesabından hemde miting meydanlarından  "Milletimizin gözü aydın , Assubayımız yurda ailesinin yanına döndü , çok şükür " diye duyurmuştu ,
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'da yurda getirilen Assubay Özgür Örs'ün eşini telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini sunmuştu.

Bu olaydan yaklaşık iki ay sonra  27 Şubat  2015 günü Assubay Özgür Örs'e bir tebligat ulaşır , Tabur komutanı Piyade yarbay Hüseyin Şengel imzasını taşıyan  tebligatta ; 
"Süreçte mukavemet göstermeksizin ulusal, yerel ve uluslararası basındaki yansımaları terör örgütlerinin propaganda malzemesi olması da değerlendirildiğinde   Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verdiğiniz "  buyurulmaktadır ,
* * *
Mesele Ülkenin itibarı ise(ki) elbette öylede olmalı;
15 Temmuz hain fetö kalkışmasında yaşananlara ne diyeceğiz ?
Karargahın orta yerinde yerlere yatırılıp ters kelepçe takılanlar , Mürted ovasına götürülüp boğazına kemer  takılanlar , İstanbul'da  düğünlerde yerlere yatırılıp paketlenenler ne demeye itibar hazretlerinden nasibini almazlar ?
Sormazlarmı o zaman ;
Mesele Türkiye Cumhuriyetinin itibari ise ,
Musul başkonsolosluğunu tek kurşun atmadan teslim edenler , esir düşenler ne demeye  Devlet töreni ile karşılandı ?
4 Temmuz 2003 günü  kuzey Irak'ın süleymaniye kentinde  amerikan askerleri tarafından  Türk özel kuvvetleri bürosuna yapılan baskınla  11  Türk askerinin başlarına çuval geçirilip , kelepçelenerek esir alınmasına  " Mukavemet etmesinler " diye emir veren , kasaptaki ete soğan doğramayan dönemin gen.kur.bşk'nı ülke itibarına zarar vermemişmidir ?
İtibar dediğiniz neye göre , kime göre ?
* * *
İtibar'mı dediniz ? 
El oğlu askerinin / ülkesinin  itibarını bakın nasıl koruyor ;
1) “2006’da Irak’ta iki Amerikan askerinin kaçırılması üzerine, hava kuvvetlerinin de desteğiyle 8 binden fazla asker ile kaçırılan askerlerin kurtarılması için operasyon yapıldı.  
2) 2007’de İran tarafından 15 İngiliz askerinin kaçırılması üzerine, İngiltere dünya kamuoyunu ayağa kaldırmış, birçok Avrupa ülkesi, BM Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırmış ve zamanın Türk Hükümeti de kaçırılan askerler içinde öncelikli olarak kadın askerlerin bırakılması için devreye girmişti. 
3 ) 2014’te İsrail’in bir askeri  "hamas"  tarafından kaçırıldığında, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Kerry, o askerin serbest bırakılması için Türkiye ve Katar’dan acil yardım talep etmişti. Her ülke kendi askerini, polisini kurtarmak için elinden gelen her türlü tedbiri almakta, her yola başvurmaktadır.
 
* * *
İnsan sormadan edemiyor ,
Kaçırılan  Semih Özbey ,  Assubay olduğu içinmi   1404  gündür unutuldu ?,
Kaçırılan  Özgür Örs  Assubay olduğu içinmi  ordudan atıldı ?
Ya ; karargahın orta yerinde kafasına silah dayatılanlar ?  , Üstüne birde terfi edenler ?
İTİBAR :  NEYE / KİME GÖRE  ? ? ?
 
 
 
Bu gün 8 Haziran 2019
Nedir bu günün önemi ?
Devletin en tepesindeki gücün, devletin bir numarasının , sn: Cumhurbaşkanının  Kayseri komando tugayında Biz Assubaylara gözümüzün içine baka baka verdiği ve 365 gündür yerine getirilmeyen  "SÖZ"ün  yıl dönümü . Onlarca meslek mensubunun sorunlarını bir emirle çözen , ramazan davulcusunan  mülteciye  varıncaya kadar  çeşitli  temsilcileri sarayda ağırlayan ,  bizzat Cumhurbaşkanı tarafından 365 gün önce  bu topluma verdiği "SÖZ"ün   yerine getirilmeyişinin  yıl dönümü , 
Siz siyasiler ;
Sizlere zerre kadar inanmıyoruz , neden acaba ? ,  Siyaset dediğiniz  verdiğiniz sözleri yerine getirmemekmidir ? , dün "Ak" dediğinize bu gün "Kara" demekmidir ?,  "Dün dündür, bu gün bu gün"  diyenlerin devamımısınız ? , yoksa siyaseti vatandaşların sorunlarını çözmek için değil'de , günü kurtarmak içinmi yapıyorsunuz , Hangisi ? ,  sizlere inanmamız için tek bir sebep söyleyin söyleyebilirseniz .
 
Tarih 8 Haziran 2018 ,  yer ; Kayseri komando tugayı , Tam 12 ay öncesi ,

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tüm Astsubaylarımızı Emsallerinin Seviyesine Çıkarıyoruz,MYO mezunu assubaylar 9/2 lisans mezunları 8/1 den göreve başlatılacak",  ( Bu sözleri bir kere daha hatırlatmayı görev biliyoruz ,  Buyurun  bir kere daha izleyinhttps://www.youtube.com/watch?v=Gki8HIIFeds

Tam 12 ay geçti bu konuşmanın üzerinden , netice ne ? yapılan bir icraat varmı ? hanginize  neden inanalım  bi  deyin hele ?
 , "Askerlik yan gelip yatma yeri değil"  derken , yaslandığınız tabutun içinde yatanın şehit Assubay olduğundan  haberdarmısınız  ? ,  
Bu gün 8 Haziran 2019 ,  Sayın cumhurbaşkanı  verdiğiniz sözlerin üzerinden tam  12 Ay geçti , sözünüzün yerine getirilmesi için  daha kaç ay geçmesi lazım ? , 
Bilmek istediğimiz  , bu ülkede size rağmen talimatlarınızı yerine getirmeyen bir güçmü var ? ,
İşte ; En tepeden , sırası ile aşağıya doğru bu topluma verdiği sözleri bu güne kadar yerine " GETİREMEYEN / ÖZELLİKLE GETİRMEK İSTEMEYEN "  siyasiler,
Cumhurbaşkanı ; Af isteyen vatandaşa hitaben, "Değerli kardeşlerim , konuyu bilmeden , konunun teferruatına hakim olmadan sizlere ayak üstü vereceğim cevap aldatıcı olur , BEN SİZLERİ ALDATAMAM ! "  demiş ,
Sn. Cumhurbaşkanına  ben sorayım o zaman ;
Kayseri komando tugayında Assubaylarla ilgili verdiğiniz sözleri KONUYU BİLMEDEN, KONUNUN TEFERRUATINA HAKİM OLMADANMI  VERDİNİZ ?,
Açıkçası ; günü kurtarmak içinmi ,  dahada açık sorayım,  Amiyane tabirle  o gün "GAZ" almak içinmi  söz verdiniz ?
Sadece siz değil, aşağıda  tek tek isimleri yazılı şahsiyetlerin tamamı hep birlikte bu toplumu aldattınız , en kısa zaman dilimi   sizin sözünüzün üzerinden geçmiş 365 gün,  birde diğerlerinin verdiği sözlerin üzerinden geçen zamana bakarsanız bu toplumun ne kadar zamandır ALDATILDIĞINI çok daha iyi anlarsınız ,
* * *
Müstafi başbakan Ahmet Davutoğlu .
Malatya - Konya mitinglerinde meydanlarda gözümüzün içine baka baka verdiği sözlerin üzerinden 49 ay geçmiş,  dile kolay tam 49 ay , bu gün sorsak o ateşli konuşmayı hatırlarmı'ki acaba  ? , verdiği o sözlerin kendisine ait olduğunu kabul edermiki ? ,  neden sözünü yerine getiremediğini itiraf edebilirmi ?, dile kolay çok kallavi söz etmişti o gün , "Bizim sözümüz senettir" diyen , lakin senedi  karşılıksız çıkan Ahmet Davutoğlu  tam 1480 gün önce etmiş bu sözleri  sormak lazım Davutoğluna , bu sözlerin altında kaldığının farkında'mı acaba ?
* * *
Eski Başbakan  Binali Yıldırım ,

Tam 34 Ay önce  ; "Bize Ömer Halisdemir'ler lazım, onun gibi yürekli aslan gibi delikanlılara ihtiyacımız var" buyurmuştu ,

Kendileri için gözünü kırpmadan ölüme gidecek insanlar ararken , Assubay camiasına bu gazı verdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan , ağzına Assubayla ilgili tek söz almayan şimdilerde İstanbulda attan inip eşeğe binmeye çalışan Binali Yıldırım buyurmuştu bu sözleri tam  1040 gün önce .

* * *

Eski Savunma Bakanı  Fikri Işık ,

Balıkesir'de Şehit Astsubay ailesini'ni ziyareti sırasında şehit  Ailesinin

9-2 ve tazminatlar sorusuna, 

" Biz Okey Diyoruz, 
Maliye Bakanlığına gönderdik, 
Orada ufak bir Tıkanıklık var, 
Tıkanıklığı Aşmaya çalışıyoruz, 
En kısa zamanda çözüp bizzat sizi arayarak müjdeyi bizzat ben vereceğim size "  (Basın),
3 Mart 2017 de buyurmuş bu sözleri bakan Fikri ışık ,  tamı tamına 27 ay önce , 
Eminimki söylediği bu sözleri çoktan unutmuştur eski savunma bakanı , sorsak hatırlarmıki acaba ? , yoksa o'da "o gün öyle söylemeye mecburdum, maksat sizlerin o anki gazınızı almaktı,  der herhalde ,
* * *
Maliye Bakanı  Naci Ağbal,  
"Yapılan görevin çok önemli olduğunu intibakların yapıldığı gibi tazminatların ve Başlangıç dereceleri
konusunda mutlaka çalışma yapacağız " buyurdu ,
 
Bu İki haber arasında  kırk gün var , Tam  kırk gün ,
 
Bizleri ilgilendiren iki bakanın kırk gün ara ile yaptıkları konuşma işte bu ,
 
Hani şu  Tavuk diye bize yedirilen kanatlı canlıların yumurtadan çıkması ile sofralarımıza gelmesi  
arasındaki zaman dilimi ,
Kırk gün ,
Savunma bakanı diyor'ki  Hemde şehidin ailesinin gözünün içine baka baka,
 
"Biz, kendi adımıza üzerimize düşeni yaptık, çalışmalarımızı bitirdik, teklifimizi hazırlayıp Maliye bakanlığına gönderdik , sonucunu bekliyoruz " ,
 
Yıl ; 1951  Assubay yasası çıkmış ,  Yıl  2019 Çalışmalar devam ediyor , dile kolay tam  68  yıl ,
 
Bu zaman içinde kimler bir gecede dört yıllık  harp okulu mezunu sayılmış ,  Kimler 18-19 yaşında Asteğmen nasbedilmiş , kimlere altı çeşit tazminat Hak  görülmüş , Kimlerin ölüsüne dahi kılıç vermek için yasa çıkartılmış , 
Kimler içeri girince maaş katsayısı 1/3  den 2/3 e çıkartılmış  ? hepsi malum ,
 
 
* * *
 
Eski savunma bakanı , yeni savunma komisyonu başkanı  İsmet yılmaz ;
O'da Taa  Serhat Kars'tan ses vermişti , "Eylemi  sonlandırın, mesaj alındı" diyerek . Bu bakanında sözünün üzerinden tam 63 ay geçmiş , dile kolay tam 63 ay . ( Mart 2014 ) ,
 
Oy karşılığı Cennete beraat belgesi dağıtmaktan Assubayların sorunlarını çözmeye fırsat  bulamayan   İsmet Yılmaz .   Neticede Sayın bakan suya sabuna dokunmadan, bir ömürlük sorunu çözmeden, Çözmek istemeden  ,  "Aldım"  dediği mesajın gereğini yerine getirmeden tedbili mekanda ferahlık vardır deyip Eğitim bakanlığına transfer oluvermişti ,   En son kendisini savunma komisyonu başkanı olarak gördüğümüz İsmet Yılmaz'ın  buradaki son konuşmalarını duyunca acaba   bu konuşan  Kars'tan mesaj veren eski savunma bakanı  İsmet Yılmaz'mı diye sormadan edemiyoruz , sahi hangisi sizsiniz ? ,
 
Tazminat için  "Statü" argümanını öne süren eski bakana sormak lazım , 35 yıldır terörle mücadelede  "statüsü" gereği altı çeşit tazminat alanlardan  kaç şehit verilmiş ? , o "statü" için kimler bir gecede dört yıllık harp okulu mezunu yapılmış ?  Hiç birinizin yatacak yeri yok ,  inanın hiç birinizin .
 
* * *
VE ;
Savunma bakanı Hulisi Akar ,
"Sorunlarımızı bildiğini, bu sorunu halledeceğini  üç yıl ara ile hem gen.kur.bşk olarak   sonrada siyasete girip savunma bakanı olarak  ziyaret ettiği Etiler ordu evinde dile getiren , bu işi halledeceğim bizim seçimle işimiz olmaz diyen ,ama bugüne kadar bir arpa boyu yol alamayan , sözüm ona tsk'daki sorunları en iyi bilen / bilmesi gereken (!)  asker kökenli bakan Hulisi Akar ,
Zaruriyetten ikinci iş peşinde koşan emekli için "Yok öyle çift dikiş"  denilen ülkede , 75 Yaşını geride bırakmış  siyasetçi eskilerinin kamu bankalarının yönetim kurulu üyeliklerine ballı maaşlarla atanmalarına onay verilen ülkenin adıdır Türkiye . . .
Hal böyle iken Kadı'yı kime şikayet edeceğiz bi deyin hele .
Bu topluma defalarca söz veripte bu güne kadar sözünde durmayanları , bu toplumu " ALDATANLARI "  asla unutmayacağız  , unutturmayacağız . . .
Verilipte yerine getirilmeyen SÖZLERİN nice yıldönümlerine . . .
Yazıklar olsun . . .

Hanginizden başlamalı bilemedim , hanginizden ?  

O kadar fazlasınız'ki , o kadar muktedirsiniz'ki , o kadar yaldızlı - yıldızlısınız'ki , hepinizin elinde sihirli değnek dokunduğunuz yerleri ihya ediyorsunuz maşallah ,
Bir dokunuyorsunuz Yargı mensupları ihya oluyor , bir dokunuyorsunuz Akademisyenler mutlu ,
Eee,  eldeki değnek sihirli olunca dokunmadan duramıyorsunuz artık , nasıl olsa dağıtılan cepten değil .
Dokunmak alışkanlık olunca devam ediyorsunuz, 
Bir dokunuyorsunuz  bu kez değneğin ucundaki şanslılar Emniyet mensupları ,
Sihirli değneğin gücü inanılmaz,
Nasibini alanlar kervanına Sağlık çalışanları giriyor sonra, oldukça iyi bir dokunuş'ta onlara. muktedir keyifli , sağlıkçı keyifli .
Malum sihirli değnek çok uzun, icabında  ülkenin taa bir ucuna kadar uzanıyor, dokunuveriyor oralara Köy korucuları anında mutlu oluyor ,
Sonra değneğin ucundaki  bir başka şanslılar çıkıyor ortaya, ballı maaşla sivil hava yollarına giden pilotlara geri dönmeleri için okkalı bir dokunuş yapılıyor , dokunan memnun dokunulan haydi haydi memnun ,
Muktedir almışken hızını, devam ediyor keyifle dokunmaya,
Torun bakan Babaanne - Anneanne değneğin ucunda , o'da kısmetini alıyor .  Öyle ya, kolaymı evde torun bakmak değilmi ?
Sonra evinde hastasına bakan çıkıyor ortaya, " benim başım kelmi, banada dokun" diyerek , elbet onada dokunuluyor hemde okkalı  kısmından ,
Sonra sırada sarayın değişmez kahramanları çıkıyor sahneye : Muhtarlar ,
Adamlara hizmette sınır yok,
Değnek bir dokunuyor  sigorta primleri ödeniyor ,  sonra bu yetme bize diyorlar  "bize'de silah verin ! " , bu istekte belliki emir kabul edilmiş anında  " Atış gücü yüksek tabanca " veriliyor görev bitimi bir daha geri almamak üzere ,
Muhtarlar  çok önemli elbet,
Kadayıf kaymaksız olmaz diyorlar   ver elini İspanya tatiline , Endülüs'ü görmek lazım elbet ,  neticede kültür alış verişi , sarayda kep giyen muhtarın tabiki her şey hakkı ,
Buda yetmez muhtarıma,  olmuşken haydi birde umre ziyareti olsun derler,  o'da kabul görür elinde sihirli değneği tutan muktedir tarafından ,
Sen, Beylik tabancası diye verilen çakaralmazların değiştirilmesini istersin,  yaldızlı - yıldızlı muktedir bunu bile ayrım yaparak yerine getirir yarım yamalak,
Şu tarihten önce emekli olanlar - şu tarihten sonra emekli olanlar diye ayırır, tüm personeli kapsamaz , Ağa'da maksat üzüm yemek olmayınca,
Belli'ki ;
Meğer 1984 den beri terörle mücadelede muhtarlar en öndeymiş'te haberimiz yokmuş ,  Diyarbakır'da pazar yerinde hamile eşinin yanında arkadan vurulmanın ne önemi var ? ,  Şah Fırat şehidi Asb.Halit Avcı'nın cebinden çıkan beş liranın ne önemi var , Muhtarlara istediği silahı verdik'ya daha ne istiyorsun ? ,
Ülke sadece bir kesime güzel,
Bir yanda  Meydanlarda , Kayseri komando tugayında sözünü yerine getirmeyen , verdiği senet karşılıksız  çıkan sivil muktedirler , 
Öte yanda Ordu evlerinde verdiği sözü yerine getiremeyen   yaldızlı - yıldızlı muktedirler , 
El birliği ile bu toplumu aldattınız ,  verdiğiniz sözlerinizi yerine getirmemek aldatmak değilde nedir ?
" Ezilenlerin , Fakir fukaranın ,Garip gurebanın, ötekileştirilenlerin , zencilerin iktidarıyız" deyip , öte yandan  şatafatlı  sofralarda  iftar açtınız , sanırmısınız'ki  kabul olur ?
Bu toplumun umudunu hayallerini en önemliside Aidiyet duygusunu yok ettiniz ,
İşsiz vatandaşın kendini yaktığı  , iki üniversite mezunu kadının iş için çığlık attığı ülkede  mülteci dediğiniz suriyeliler kaçtığı ülkelerine  topukları kıçlarına değercesine koşarak  bayram tatili için gidebiliyorlar'sa  belli'ki, sihirli değnekten aslan payını onlar almış ,  
Gülmeyi unutturdunuz bu topluma , 
Sivil muktedirler , Yaldızlı - yıldızlı muktedirler ,
Hikmetinden sual olunmayan muktedirler ,
Bu toplumu hep birlikte ,
Aldattınız . . .  
Cumhurbaşkanı  Sn: Recep Tayyip Erdoğan ;

 Biz onların  (Suriyeli sığınmacılara yardım etmeyeceğini açıklayan Bolu Belediyesini kastediyor)  eline  bırakmadan  valiliklerimiz  yoluyla  aynen yedirmeye , içirmeye , giydirmeye  devam  edeceğiz. " (Basın).

* * * 
Sekiz  yıldır bu ülkenin 40 milyar dolarını  ( 230 katrilyor  tl. ) harcadığınız ,  birden fazla kanaldan yardım adı altında para verdiğiniz , yetmezmiş gibi  sadece Türkiye'de kalsınlar, Avrupa'ya gitmesinler diye kısacası Avrupa ülkeleri rahatsız olmasınlar diye  üç beş kuruş paraya Avrupa birliği için bekçilik yapan ve bu bekçiliğin bedeli olarak  gelen  cüzzi  yardım paralarınıda bunlara verdiğiniz  suriyeliler ,
 
Sayın Cumhurbaşkanı,
Aylar önce Kayseri komanda tugayında yaptığınız konuşma aklımızda iken , TSK'nın fedakar, cefakar, mazlum ,  bir emirle gözünü kırpmadan ölüme giden  bu topluma verdiğiniz sözünüzün üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen şüphesiz'ki  her zamanki gibi  sadece bu toplum için kaynak sorununu bahane ederek  ötelediğiniz belki'de 31 Mart öncesi  yerel seçim yatırımı olarak konuştuğunuz ve ne hikmetse sadece bu topluma her seviyede  (Siyasetçisi - Askeri ) her kademede söz verenlerin  bu güne kadar yerine getirmemek için  adeta ayak direttiğiniz  bu toplum şüpheniz olmasın'ki  hiç birinizi unutmayacak ,
 
Sizin sözünüzle; " Yedirmeye - içirmeye - giydirmeye devam edeceğiniz " suriyeliler yedi yirmi dört  tam gaz üremeye - çoğalmaya devam edip, bizlerin maddiyatsızlıktan  gidemediği sahillerimizde nargile keyfi yapmaya devam edecekler ,
 
 Öte yandan  bu güne kadar verilen şehitlerin ve  Irak sınırında son veriler şehitlerimizin baba ocaklarına bir bakın ,  ne demek istediğimiz belki daha iyi anlaşılır ,  2011  yılından beri  suriyelilerin ülkelerine gönderilmesi hakkında kaç defa ne konuşmuşsunuz bir bakın ,
 
2011 den bu güne 230 Katrilyon parayı  sorunsuzca üreme şampiyonlarına harcayıp ,  öte yandan bu topluma "bütçe meselesi" , "size verirsek başkalarıda ister"  sözünüze sadece siz inanırsınız ,
 
Bu ülkede öncelik kim ?
 
Gözünü kırpmadan ölüme gidenler'mi  ,  yoksa mülteciler'mi ?
 
Siz ; Suriyelileri  yedirmeye - içirmeye - giydirmeye devam edin ,  
Sonrada gelin bize Bütçe meselesini anlatın ,
 
Siz ;  " Size verirsek başkalarıda ister " sözünü anlatın ,
Biz  ;  "Kayseri komando tugayındaki konuşmanızı " anlatalım ,
 
Siz ; " Etiler ordu evinde bu sorunu halledeceğim " masalını anlatın,
Biz ;   " Altı çeşit tazminatı " anlatalım ,
 
Siz ; "Aileyiz " masalını anlatın ,
Biz ;  " Cüzzam'ı , ötekileştirmeyi  anlatalım" ,
 
Siz ;  " Oğulları Askerlik yapmayan  bakanları - vekilleri - bürokratları anlatın ,
Biz ;  " Kadın Assubayın , zengin olan asker'de olmaz, şehit te " sözünü anlatalım ,
 
Siz ;  " Bilerek isteyerek  girdiniz argümanını anlatın " ,
Biz ;  " nasıl bir şehzade olduğunuzu anlatalım " ,
 
Siz ;  " biriz - bütünüz " lafını anlatın ,
Biz ;  " masal anlatma konusundaki üstün dehanızı anlatalım " ,
 
Siz ; " sahillerde nargile içen suriyelileri anlatın " ,
Biz ; " Bir emirle nasıl ölüme gidilir " onu anlatalım,
 
Siz ;  "sınavsız üniversiteye giren suriyelileri anlatın ,
Biz ;  " boğazımızdan keserek çocuklarımızı dershaneye nasıl gönderdiğimizi anlatalım ,
 
Siz ; " Adayımıza verdiğiniz oy kıyamet günü beraat belgeniz olacak " diyen savunma bakanınızı anlatın ,
Biz ; " Askerliğin yan gelip yatma yeri olmadığını anlatalım" ,
 
Siz ; " Askerler benim için bir ekstra bir iyilik yapmıyor , ölmek için para alıyorlar diyen Muhsin Kızılkaya'yı anlatın " ,
Biz ; " Biz , size bizi anlatalım bizi , heykeli dikilecek bu cefakar fedakar bu toplumu anlatalım " ,
 
Siz ; "referandum yapmadan suriyelilere vatandaşlık vermeyi anlatın ",
Biz ; "Manisada yediği yemekten defalarca zehirlenen askerlerimizi anlatalım" ,
 
Siz ;  " Halkbank ATM'leri önünde maaş çekmek için kuyruk oluşturan suriyelileri anlatın ",
Biz ;  " İki gün içinde veriler altı şehidi  anlatalım ,
 
Siz ; "Vatan sevgisini suriyeli çocuğun gözlerinden öğreneceksiniz" sözünüzü anlatın ,
Biz ; " Ya istiklal ya ölüm diyen Mustafa Kemal'i , Çanakkalede yatan   onbeşlikleri anlatalım" ,
 
Siz ; " Avrupalılar rahat etsin diye suriyelileri neden ülkemizde tuttuğunuzu anlatın ",
Biz ;  " Önce can - sonra canan  atasözünün anlamını   anlatalım" ,
 
Siz ;  " hastanelerde bedava tedavi olan suriyelileri anlatın ,
Biz ;  " sağlıkta kaç çeşit katkı payı ödediğimizi anlatalım ,
 
Siz ;  " Ailece helikopterle nasıl pikniğe gittiğinizi anlatın ",
Biz ;  " Şah-fırat şehidi Asb.Halit Avcı'nın cebinden neden  beş lira çıktığını anlatalım ,
 
Siz ;  " 3-5 Mehmet şehit oldu diye meclisi açamayız " diyen bakanınızı anlatın ,
Biz ;  " askerlik yapmamak için çürük raporu alanları anlatalım" ,
 
Siz ;  " Aileleri kendilerinden sonra maaş alsınlar diye intihar ediyorlar " diyen savunma bakanını anlatın ,
Biz ; " TSK'da, hiyerarşi adı altındaki keyfiyeti anlatalım " , 
 
Siz ;  " Bizim seçimle işimiz olmaz " diyen , sözünde duramayan savunma bakanını anlatın ,
Biz ;  " Kamyon kasasında baba ocağına gönderilen şehit tabutlarını anlatalım " ,
 
Siz ;  " Assubay intiharlarını araştırma önergesini neden red ettiğinizi anlatın ,
Biz ;  " Bu insanlar neden canına kıyıyor onu anlatalım ,
 
Siz ; " Sarayda ağırladığınız ramazan davulcularını anlatın ",
Biz , " Cumhur "  şemsiyesi altında neden sadece bu toplum yok ?  onu anlatalım " ,
 
Siz ; " Günde iki saat mesai yapan imamlara 3600 ü  nasıl vereceğinizi anlatın " ,
Biz ; " Dağlarda günlerce ayağımızdan çıkmayan postallarımızın hikayesini  anlatalım " ,
 
Siz ;  " suriyelilere harcanan parayı anlatın ,
Biz ;  " şehidin derme çatma  barakadan bozma baba ocağının  içler acısı halini anlatalım ,
 
Siz ; "  Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" sözünüzü  anlatın ,
Biz ;  "  Sahillerde mangal yapan suriyelileri anlatalım " ,
 
Siz ; " Saraya kabul ettiğiniz yetmiş iki buçuk milleti anlatın,
Biz ;  " Saraya  bu toplumun neden kabul edilmediğimizi anlatalım ,
 
Siz ;  " size verirsek başkalarıda ister " meselesini anlatın ,
Biz ;  " suriyelilere harcadığınız 40 milyar doları anlatalım" ,
 
Siz ;  " Kevgire dönen sınırlarımızdan sorunsuzca giren  Suriyelileri - Afganlıları - Somalileri -Iraklıları anlatın ,
Biz ;   " Bunların ileride ülkenin başına nasıl bir bela olacaklarını anlatalım ,
 
Siz  ; " 17 yılın sonunda tanzim satış kuyrukların nasıl  varlık kuyruğu olduğunu anlatın ",
Biz ; " O kuyruklarda neden tek bir varlıklı kişi olmadığını anlatalım" ,
 
Siz ; " suriyelileri yedirmeye -  içirmeye  - giydirmeye devam etmeyi  " anlatın ,
Biz ;  "Ömer Halisdemir'i  anlatalım ,
 
Siz ;  " şehidin tabutuna yaslanarak cenneti anlatın " ,
Biz ;  " Açlık - yoksulluk sınırını" anlatalım , 
 
Siz ; " Halka sormadan nimeti suriyelilerle paylaşmanızı anlatın " ,
Biz ; " Bu ülke için külfeti nasıl çektiğimizi anlatalım " ,
 
İşte  tamda bu yüzden altı çeşit tazminatı cebe indirip , sonrada bize  aileyiz masalı anlatanlara helallik yok ,
 
İşte  tamda bu yüzden  harcadığınız  kırk milyar dolardan bir vatandaş ,  bir birey olarak benim payıma düşen tek bir kuruşu helal etmiyorum , tek bir kuruşu 
Bilesiniz . . .
 
Ve , siz  bu şartlarda  hala ;
Suriyelileri yedirmeye -  içirmeye  - giydirmeye devam edin . . .
 
Sekiz yıldır ülkemizin her karış toprağında yaşayan , mantar gibi çoğalan suriyeliler  ve  kevgire dönen sınırlarımızdan her gün ülkemize dağılan afganlıların , ıraklıların , somalililerin   varlığına bir son verilmemesi ,  İşte   Ülke için gerçek  "Beka" meselesi tamda budur . . .
 
Sayın Cumhurbaşkanı ;
Suriyeliler  din kardeşiniz ise , bu ülke için can verenler neyiniz oluyor . ?
 
Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar, yazı ve açık hava
 
 
MSB.  Sn.  Hulusi  Akar ;

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 

1) Subayı, astsubayı, uzman erbaşı ve kuvvet komutanlıklarıyla bir bütün  ,

2 ) “Subay ve astsubay et ve tırnak gibidir, ayrım yapılması imkansızdır. Gece gündüz, kıtada, operasyonlarda tüm görevlerde beraberler.”diye konuştu.

3 ) Bütünün bir parçası astsubayları “olmazsa olmaz” olarak nitelendiren Akar, “Astsubaylarımızın bir eli karargahta bir eli erbaş ve erlerdedir.  

4 ) Astsubaylarımızın teknik, idari, komuta konusundaki rolleri yadsınamaz, hiçbir şekilde göz ardı edilemez.    

5 )  Herkes astsubaylarımızın öneminin ve değerinin farkında, bundan kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.

6 ) Subay - Assubay - Uzman erbaşların milletimizin bekası için omuz omuza vatan savunmasında görev yaptığını bu birlikteliğin emeklilikte de devam etmesinin önemli olduğunu da vurgulamıştır. 

* * *

Bu kısa metni cümle cümle açalım,  açalım bakalım içinden ne çıkacak , sayın Akar aslında ne demek istiyor ? 

1 )  Türk Silahlı Kuvvetlerinin subayı, astsubayı, uzman erbaşı ve kuvvet komutanlıklarıyla bir bütün ;

Demek istiyor ki ;  Siz bakmayın bu sözlerime , asla bütün  mütün değiliz ,  Bütün olsak  Lojmanımızı - servis aracımızı - kampımızı - tabldotumuzu - asansörümüzü  - berberimizi - mıçtığımız  helaya kadar ayırır mıydık?Bütün olsak OYAK'ta mevcuda göre - üye sayısına göre ADİL temsil edilirdik. Bütün olsak,  fötörü giyince Tai -Tei - Aselsan - Aspilsan - Roketsan -Havelsan - THK dahil bu kurumlara  ballı maaşla sadece biz değil, birlikte yerleşirdik,  değil mi ? Bütün olsak musalla taşımızı ayırmazdık Hacı bayram - Kocatepe diye.

2 )  “Subay ve astsubay et ve tırnak gibidir, ayrım yapılması imkansızdır. Gece gündüz, kıtada, operasyonlarda tüm görevlerde beraberler.”

Demek istiyor ki ;  Mecburum bu şekilde gaz almaya , asla inanmasam da bulunduğum makam böyle konuşmamı gerektiriyor ne yapayım  , Subay - Assubay  et ve tırnak gibi  dedimse  tabii ki  ET  olan biziz  hem de  LÖP ET  ,  TIRNAK sizsiniz ,  öyle ya yeri geldiğinde kes at o tırnağı  değil mi ? Gece gündüz operasyonlarda beraberler  dedimse de  tabii ki EN ÖNDE sizler varsınız , zaten onun için değil mi ki  en çok ŞEHİT sizden oluyor. 

3 )  Bütünün bir parçası astsubayları “olmazsa olmaz” olarak nitelendiren Akar, “Astsubaylarımızın bir eli karargahta bir eli erbaş ve erlerdedir. 

Demek istiyor ki ;  "Bütünün bir  parçasıdır Assubaylar"  dediğime bakmayın ,  Sadece KÜÇÜK bir parçasısınız  o kadar , "elimiz-ayağımızsınız eyvallah  ,  karargah - kıta arasında yapmadığınız hiç bir  görev yoktur  hem de layıkı ile , olmazsa olmaz personelimizsiniz  ,  karargah hizmetinden, er'lerin karnının doyurulmasına kadar her işte siz varsınız, hatta bizlerin kredi kartlarımıza kadar , banka şifrelerimize kadar size emanet ederiz , Evimizin alışverişini dahi siz yaparsınız MAYDANOZ'una varıncaya kadar ,  bununla da yetinmeyiz çocuklarımızın okula götürülmesini dahi üslenirsiniz ve dahi  hanımefendilerimizi çarşı - pazar - kuaför siz Assubaylar götürürsünüz ,  ANCAKKK ; yine de  size karşı ADİL olmayız , bu  TSK'nın varlığından beri kurduğumuz sistemin ruhuna  aykırıdır , Aslında bizimkisi  " Silah arkadaşlığı " değil ,  "Ağa - Maraba " ilişkisidir .

4 )  Astsubaylarımızın teknik, idari, komuta konusundaki rolleri yadsınamaz, hiçbir şekilde göz ardı edilemez.

Demek istiyor ki ;  Biliyoruz ki ;  Siz Assubaylar  olmadan Hv.K.leri  Muharip - Eğitim - Ulaştırma  tek bir  uçak kaldıramaz , tek bir Helikopter uçuramaz, her türlü su üstü - denizaltı gemiler seyre çıkamaz -  Hiçbir Tank - zırhlı araç - top vs. faal olamaz , daha ötesi Mehmetçik karnını doyuramaz  ama yine de biz yıldızlılar , Aslanlar  gibi hakkınızı GASP ederek  sizlerin göreve başlangıç derecesini adaletsizce 9/1 den başlatırız, MÜHENDİS'lik seviyesinde teknik işler yapmanıza rağmen sizlerden TEKNİKER ünvanını dahi esirgeriz ,   İşimiz düşünce sizlere ; "Başçavuşum - Assubayım - Şefim - Hocam - Ağabey deriz,  Gençliğimizde kıtada sizden öğrendiğimizi yine size bir başka Assubaya satarız ,bu bizim taktiğimizdir , Biz ;  Assubay olan babamızın Assubay olduğunu dahi söylemek istemeyiz. 

5 )  Herkes astsubaylarımızın öneminin ve değerinin farkında, bundan kimsenin şüphesi olmasın .

Demek istiyor ki ;  " Komuta kademesi olarak biz her şeyin farkındayız , TSK'da kimin ne iş yaptığını çok iyi biliyoruz , ANCAK ;  asla pastanın adil paylaşmasına yanaşmayız ,  her darbeden kendimize çeşit çeşit tazminatlar kotardık , bunları sizinle paylaşacak değiliz elbette, değil mi ? Herkes haddini bilsin , biz TSK'nın beyaz adamıyız  sizler malum ,  bizim verdiklerimizle yetineceksiniz , biz ara ara  aileyiz - biriz - bütünüz deriz ,  bu sadece ara ara sizlerin gazını almak içindir, bu konuda son derece başarılıyız da ,  öyle olmasa  1951'den beri sizleri bu kadar kolay uyutabilir miydik ?    

6 )  Subay - Assubay - Uzman erbaşların milletimizin bekası için omuz omuza vatan savunmasında görev yaptığını bu birlikteliğin emeklilikte de devam etmesinin önemli olduğunu  vurgulamıştır. 

Demek istiyor ki ; TSK ; Ülkenin bekası için vardır  tamam ,  omuz omuza derken  cephede sizler  önde bizler geride olacağız , biz emir veren siz uygulayansınız ,  aslında emeklilikte de birlikte olmamız mümkün değil , zira  bu güne kadar hangi emeklimizin derdini sormuşum , bi çay içimi birlikte olmuşum? Bu ; bizim zihniyetimize düşüncemize  "hiyerarşi bozulur" korkumuza ters ,  bizler emeklilikte  yaz - kış  kamplarında ikişer üçer dönem keyif yaparken , sizler ikinci iş peşinde koşmak zorunda kalıyorsunuz ,  bu durumda  nasıl olacak da  emeklilikte de birlikte olacağız, değil mi ? Bunun da sorumlusu 1951'den beri biziz , ancak kurduğumuz düzen bunun dışına çıkmamıza engel oluyor , daha açıkçası işimize böyle geliyor .  Bu sadece sözün gelişi söylenmiş bir laf ,  Biz  " Genel müdürüz  siz çaycı "  ,zihnimizdeki gerçek düşünce bu. Bu konuşma sizin 2020'ye kadar gazınızı alır  , De haydi  üçüncü Etiler Ordu Evi toplantısında buluşmak üzere , bu sefer yemekler benden haa ,   Aile olduğumuzu   sakın unutmayın  he mi  ? 

( İşte sayın Akar'ın konuşmasının biz Assubaylar tarafından anlaşılması gereken Türkçe meali tam da budur .)

* * *

Sayın Akar , 

Gerçek düşünceniz  bu açıklamalar gibi değil de  yukarıdaki metinde  sizin söylediğiniz gibi ise  ve bu sözleri gerçekten inanarak söylediyseniz  ;  o zaman  1951'den beri bu ADALETSİZLİK  niye ? TSK'da Her şey güllük gülistanlık ise ,  Madem  "Kamuda en eşitlikçi yer TSK " ise  " Bu sorunu Çözeceğim " dediğiniz sorun ne ?  Ordu evi toplantıları  Assubayları çok sevdiğiniz için mi  ? 

İŞTE SAYIN BAKANIN DİLİNİN ALTINDAKİ SÖYLEYEMEDİĞİ GERÇEKLER  TAM DA BUDUR  .

AKSİNİ İDDİA EDEN  TSK'YI    1951'DEN GÜNÜMÜZE  KADARINI  İNCELESİN,  

BELGE Mİ ? 

ALIN SİZE BELGE ;   "Sn.Şükrü IRBIK'ın belgeleri ile sitemizde yayınlanan  ASSUBAY TEFRİKASI  "  YAZI DİZİSİ .

 

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SITE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZIN 104. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN. 19 MAYIS, EMPERYALİST İŞGALE KARŞI MİLLİ DURUŞUMUZDUR! 19 Mayıs 1919; Anadolu'nun emperyalistlerce ișgaline baș kaldırarak dur diyen Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Samsun'a ayak basması ile başlayan, Erzurum ve Sivas kongreleriyle kararlaştırılan, 11 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi ile sonuçla...
Cuma, 19 Mayıs 2023
E. ASSUBAYLAR GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU YÖNET
ANNELERİMİZİN VE YÜREĞİNDE ANNE SEVGİSİ OLAN KADINLARIMIZIN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN. "Ana başta taç imiş, her derde ilaç imiş,bir evlat pir olsa da Ana'ya muhtaç imiş." Analar bizi dünyaya getiren, evlatlarımızı bize bağışlayan yüce insanlar, onlara minnettarız. Anneler gününde emekleri ve aziz hatıraları önünde saygı ile eğilirken anneler g...
Pazar, 14 Mayıs 2023
E. ASSUBAYLAR GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU YÖNET
1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA BAYRAMI TÜM EMEKÇİLERE KUTLU OLSUN Değerli Meslektaşlarımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutluyoruz. Bizler de TSK emekçileri assubaylar olarak ön yargılarla haksızlıklara uğratılan mesleklerin başında geliyoruz. Haksızlıklara sessiz kalmak haksızlık kadar suçtur, kendi mücadelemizi yaparken emeğe saygı ve adalet talep edenlerin ya...
Pazartesi, 01 Mayıs 2023
Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ