×

Uyarı

JUser: :_load: 932 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

YENİLENMELİYİZ.

Haziran 28, 2015

Tarihte yukarıdaki tabir gibi gerçek anlamda gemisini batıran, içinde yüzlerce insan olan uçağını düşüren kaptanların gerçek hikayeleri vardır, bilinen günümüzde. Burada sözünü ettiğimiz kaptanlar biz  assubay sınıfının geleceğini şekillendirmek üzere kaptan köşklerine oturttuğumuz "iki Ahmet'tir" Tas-Sen Başkanı Ahmet ile Temad Başkanı Ahmet…

Bu şahsiyetler ile bu gemiler asla yürüyemeyecektir.

Temad gemisi battı batıyor. Yolcular gemiyi terk ediyor. Kaptan ve mürettebatından en küçük bir tık yok. Üstelik hâlâ makam odalarını yenilemekle meşguller.

Oysa bizlerin beklemeye zamanımız yok. Derhal bir erken seçim startının verilmesi gerekiyor.

Sorumluluk sahibi tüm delegeler bu konuda derhal eline kalemi alıp olağanüstü genel kurul teklifini yapmalıdır.

Dernek, tarihinin en suskun, pısırık, pasif ve ve demoralize olmuş dönemini yaşamaktadır.

Ciddiyetini ve ağırlığını kaybetmiştir.

Genelkurmaydan tutun da siyasete ve iktidara kadar kâle alınmayan, etkisiz ve sorumsuz bir konuma getirilmiştir.

Üstelik de 13 yıllık bir zalim iktidarın paçasına yapışılarak ve şahsi ikbale ve menfaate tevessül edilerek bu partiye hizmet ve destekte bulunulmuştur.

Sendikal anlayış ve ruhla ortaya çıkan Tas-Sen  ise;

Başındaki “buranın paşası benim" diyen tuhaf  ve ucube bir aklın esiri olmuş  ve ölü doğmuştur.

Yönetimini dahi tamamlayamamıştır. Tüm yöneticilerini kendi eli ve kalemi ile ihraç etmiştir.

Burası benim mülküm ve tarlam ancak ben sürerim“  diyerek de  aklı sıra ticari çıkara soyunmuştur.

Her iki  başkan da sözüm ona düşünce körlüğü yaşamaktadır. Bu toplumu çıkarları ve koltuk sevdaları ile siyasi ikballeri için  kullanmaktadırlar.

Tabanlarına saygısız ve onları yukarıdan gören sultani bir sarhoşluğun tutsaklığını yaşamaktadırlar.

Unutmayın ki ;

"Kibir ve inat kişilerin kendini önce mükemmel görmesini sonra da sonlarını oluşturur.”  Tolstoy.

Değerli Assubay Toplumu;

Yok artık, bu işler böyle gitmez... Gitmemeli!

Bu düzeni değiştirmeliyiz.

Bizleri bu noktaya taşıyanlarla savaşacağız, asla kanunların dışında yol izlemeden!

Hak ve hukuk yollarını izleyeceğiz.

İşimiz taviz istemek değil, adaletin tesisini sağlamak olacaktır.

Zorla sistemi sürdürenler ile savaşacak, adalet terazisinin endazesini düzelteceğiz.

Bu mücadele seyredeni ile değil, tam anlamı ile içinde olan ve inananlar ile kazanılır!

***

Sosyal medyayı tanımadınız!

Yazan çizenlere tavır aldınız!

Olumsuzlukları gizlemek adına gündem değiştiren ahlaksızlara ve ahlaksızlıklara sebep oldunuz, bu anlayışlara kol kanat gerdiniz.

Her şey para ve servet değil. Bunlardan önce onur, dürüstlük, insanlık ve paylaşım gelir!

Bunun tesisi için ne gerekirse yapılır.

Adaletin tesisi ve paylaşımın temini için hiç bir eleştiriden çekinmeden ne gerekirse bu sınıf için yapılmalıdır.

Mücadele asla terk edilmemeli, tüm teşkilatlar ve tüm üyeler derhal aktif ve eylemsel duruma gelmelidir.

Assubayların acil ana sorunları üç ana başlığı geçmemelidir; fakülte yasasının da içinde olduğu sosyal eşitlik, özlük hakkı ve Oyak adaleti ile çalışan astların hukuku. Bu mücadelenin başında ve kaptan köşkünde de akli ve donanımlı dava ekipleri oturmalıdır. Bir acil yol haritası ve eylem planı hazırlanıp devreye sokulmalı, uygulamaya konmalıdır.

Temad'ın 100 şubesinin içinde ve Temad tabelasının hemen yanında tam 100 tane de Tas-Sen tabelası, yine tam 100 tane de Temad sigorta tabelası yine tam 100 tane de Temad Tİcaret, Turizm, Gayrimenkul, Güvenlik, Lojistik, Gıda Ltd. Şti. tabelası olmalıdır.

Yine Temad tabelasının yanında  Temad yaşlılar ve huzurevi, Temad Sosyal Yardımlaşma ve Dayanişma Vakfı, Temad öğrenci barındırma yurtları girişimi, Temad-Lösev Elele Girişimi, Temad–Engelli Dernekleri Elele Girişimi, yine Temad-Siyaset Kulübü, Yine Temad-Spor Okulu Girişimi gibi  tüm sosyal ve toplumsal aktivitelerin içinde olduğu kollektif bir holding girişimi başlatılmalıdır.

Yeni Türkiye gibi Yeni Temad, yeni vizyon ve algı girişimi olmalıdır.

Ahmetlerin kafası  ve aklı ile bu projelere ulaşmak mümkün değildir!

Asker Haklari Platformu bu aklı ve donanımlı kadroyu kurmaya hazırdır. Bu insanlar içimizde mevcuttur.

Bu akli kadro ile Yeni Temad vizyonu için derhal delege bazında düğmeye basılmalıdır. Tüm şubeler nezdinde olağanüstü genel kurul için imzalar toplanmalıdır. Artık zaman tahammülümüz kalmamıştır!

Bu ahmetlerden derhal kurtulunmalıdır.

Üyenin adına şirket açarak, şubeler kapatarak, dava insanlarını ihraç ederek, kasaları tamtakır edip lüks otellerde yiyip içip bitirerek dava güttüğünü zannedenlerden bu toplum artık kurtulmalıdır.

Yeniden girişimlere başlanmalı, meydanlara inilmeli ama yazılı söz ve taahhüt alınmadan asla yerimizden bir adım geri gidilmemelidir.

Temad ve Tas-Sen bir çatı altında derhal birleştirilmelidir.

Güçlü ordu, güçlü assubay“ tabelasi tüm şubelerin girişine asılmalıdır.

Asılacaktır, birleşilecektir.

Bu irade ve kadro Temad’in ve Tas-sen’in başına  getirilmelidir.

Getirilecektir.

Saygılarımızla.

 

Atilla ABAYLI
Asker Hakları Platformu
Yönetim Kurulu

Hareket her zaman vardır.

Doğaya aykırıdır, hareketsiz kalmak.

İnsanın en doğal hali de çocukluğudur, sürekli hareketle geçer. Hele bir yürümeye başlamasın, dokunması halinde devrilerek ona zarar verebilecek etraftaki her şey odalardan, depoya kalkar.

Esasında şeklen duruyor görünse bile, yaşam süren insan bedeni, beyni, kalbi sürekli bir hareket halindedir. Bu içsel hareketlilik şeklen durağan görünen bir insanı bir şeyler yapmağa zorlar.

İnsan, “yapma, etme, öcü, korkarsın..” dış seslerini duymayıp, öğrendikçe yaşamı, kaybetmemişse hareketliliğini, kalmışsa çocuksu yanı, meydana getirebilir elbet yeni şeyleri.

Beynen, ruhen, kalben hareketli insan için en değersiz şeyler; hareketsiz, cansız, ruhsuz, duyarsız şeylerdir.

Asubay camiasının en büyük temsilcisi Türkiye Emekli AsTsubaylar Derneği (TEMAD)dir.

Uzun zamandan beri oradan bir hareket görülmemekte.

Acaba gerçekten de hareketsiz mi?

A” planını gördük, ya B,C,… planları nerede?

TEMAD Genel Merkezince yapılan ihraçların şubeler kanalıyla ilgili üyelere duyurulması ile “B” planı, bence şu an işliyor.

Yasadışıdır diyerek, tanımadığını kamuoyuna duyurmuş, başkanı ile görüşmemiş olan TEMAD Başkanı, ihraçlar yolu ile en büyük üye desteğini TAS-SEN’e sağlamış görülmektedir.

Peki “C” planı işliyor mu?

Bence o da işliyor.

TEMAD olağan üstü genel kurulunda yaşandığı iddia edilen hukuka aykırılıklardan dolayı Cavit Kayıkçı ile TEMAD Genel Merkezinin yaşadığı yasal durumların toplamı tüm partilerdeki görevli asubayların, diğer partilere verilen oyların da çekim merkezi olmasına aday, kurucu adayları ile ilk Anıtkabir ziyaretini 3 Ocak günü gerçekleştiren AS Partinin de doğuşuna sebep olmuştur, denilebilir.

Eğer, TEMAD, geçim endeksinden kaynaklı ekonomik verileri kamuoyuna açıklayıp, üyelerinin mağduriyetliğini, açlık ve yoksulluğunu, karşılaştırmalı örnekleriyle her ay düzenli olarak ortaya koysaydı, 70’li yıllarda mağdur edilen asubayları yeterince dile getirseydi; Dünya AsTsubaylar Gününü kutlamanın yanı sıra, Batılı ülkelerdeki sendikal çalışmaları takip edip, gereken yerler ile üyeliğe geçseydi ve de edindiklerini üyeleriyle, kamuoyu ile paylaşsaydı; Türkiye gündemi her gün dolu, her gün yoğun. Bu anlamda; başta hükümet olmak üzere siyasi partilerin ülke siyasi yaşamına dair açıklamalarına, uygulamalarına demokratik kuralların bir gereği olan toplum örgütü olmanın gücünden, olacaklardan üyelerinin de etkilenecek olmasından kaynaklı bir bakış açısı sunsaydı üyelerine ve kamuoyuna, bugün ne TAS-SEN olurdu, ne de AS Parti. Çünkü TEMAD kamuoyunca aktif, üyelerince yeterli görülen bir yer olurdu.

Bu kadar oluşuma vesile olmuş olan TEMAD’ın üyelikten ihraç ettiği asubaylarımızın tamamını tekrar üyeliğe katması ve meydana gelmesine katkı sağladığı yeni oluşumlar ile el ele, omuz omuza yoluna devam etmesi dileğimizle...

TAS-SEN’imiz bir doğum sancısı ile vukuu buluyor. Çok yakın zamanda yasal girişimlerimizi yaparak Anayasanın bizlere verdiği sendika kurma hakkını elde edeceğiz. Bu esnada tabii ki her şey kendiliğinden olmuyor. Bir çeşme veya pınar bulmadık. Tüm çalışmalar el yordamıyla güçlükle de olsa yürütülüyor. Yaşanan güçlükleri bir Allah biliyor bir de yaşayanlar… Keşke TEMAD Genel Başkanı ve Yönetimi de bir omuz verseydi de her şey daha kolay olsaydı.

Bu bağlamda gönüllü öncüleri olmaktan gurur duyduğumuz Asker Sendikalarının, arkasına yaslanacak, oturup “hooohhh” diyecek bir zamanı olmayacaktır. Sendikal organizasyonun kurulması ile devletimizin gözbebeği Silahlı Kuvvetlerimiz de bir takım şaibelerle karşı karşıya kalmayacaktır.

Peki tüm bu meşakkatler neden? Sendika ağası olup baş köşeye geçip kasılmak için mi? Önemli adam olmak için mi? Sarı sendika olup tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz koymak için mi? Baki olan kubbede hak yolunda bir adımdır Sendika sevdalılığı… Sendika çalışma hayatını düzenleyen etkenlerin en önemlisidir. Emeğin veya işgücünün temsilidir. “Emekliler bunun neresindedir?” Diye soranlara bir soru da biz  soralım. Patronların sendikası yok mu? Günümüzde emekli de artık bir zamanlar emeğini verdiği devlete veya sigorta olduğu kurumlara karşı sendikalaşmaktadır. Çünkü hayat devam ettikçe işgücü ve emek savunuculuğu devam eder. Cebinde sefer görev emri duran, kendisine savaş zamanında verilecek görev için hazır olması istenen her Türk vatandaşı, bu ülkeye kaynak sağlayan her tür örgüt (Ev hanımları dahil) sendikal hakka sahiptir. Sendikanın olmadığı yerde köleleşme ve sömürü olur.

Bu bağlamda sendikanın en büyük ve ana görevlerinden biri TMK’nın yeniden yapılanması olmalıdır. Assubaylar bir kurumun insan deposu olarak görülmemelidir. Assubaylar branşları olan ve o branşlarında uzmanlaşmış bireylerdir. Her subay gibi Assubayın da rütbesi vardır. Mevcut TMK ile Subayların aldıkları rütbeleri beraberinde yetki ve makam getirirken, Assubayların aldıkları rütbeler maalesef bir ağacın yaşını gösteren halkalardan başka bir şeye benzememektedir.

Sendikalaşmak demek ağacın gölgesinde toplanmak demek değildir. Sendikalaşmak demek, profesyonelleşmek, verimliliğin sorgulanması, ortak faydaların arttırılması için çaba göstermek demektir.

Kısacası Asker Sendikalarının yapacağı çok iş var. Sendika bir profesyonel askerin anasının ak sütü kadar helaldir. Sendikaya karşı çıkan meslektaşlarımız beyhude endişe taşımaktadırlar. Çünkü sendika ile TEMAD hiçbir zaman kıyaslanamaz. Hatta gün gelecek TEMAD, TESUD, EMUZDER, EMUJAD yönetimleri sendikaların işlevselliğini destekleyen, tecrübelerinden faydalanılan kurumlar olarak daha da etkin olacaklardır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonu, profesyonelleşme gibi konular TEMAD’ın,  TESUD’un, EMUZDER’in, EMUJAD’ın tecrübesinde ve Sendika’nın talebinde saklıdır.

Profesyonelleşme yolunda giden Türk Silahlı Kuvvetlerinin izleyeceği yolu, kendi profesyonelleri göstermelidir. Aksi taktirde maalesef bir Lejyoner Ordusu oluruz. Seksenli doksanlı yıllarda siyasilerin arka bahçesi haline gelen Kamu İktisadi Teşebbüslerine yapılan en büyük haksızlık, çalışanlara ve yöneticilere rağmen yapılan uygulamalardır.

Sendikal hareketin çığ gibi büyüyerek, tüm çalışan ve emekli Profesyonel Askerlerce kucaklanacağına olan inancım tamdır. Ankara’da 1 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilen TAS-SEN çalıştayına destek veren Sivil Memur, Uzman Jandarma Erbaş ve Uzmanlar derneklerinin temsilcilerine bu tarihi güne katkı sağladıkları için derin bir şükran ve minnet borçluyuz. Bizler hep kendi içimizde yoğruluyormuş gibi görünsek de aslında Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm emekçilerinin sorunlarını bilen, onlarla iç içe mesai yapmış kişiler olarak, o meslek mensuplarının Emekli Assubaylara bıraktığı bir misyon vardır. Türk Silahlı Kuvvetleri emekçilerinin sayı çokluğu itibarıyla ana unsuru olan Emekli Assubaylar bu misyonu üstlenip gereğini yapmak zorundadır.

Biz, TAS-SEN gönüllüleri olarak bu hareketin büyümesinden, bizden daha maharetli eller tarafından daha yükseklere taşınmasından zevk duyarız. “Ben” yok. Biz varız. 

Saygılarımla…

 

Asubay haklarının ha verildi ha verilecek diye, yalan dolan açıklamalarla geçmiş olan 2014 yılı da bitti.

Açlık ve yoksulluk sınırı altında bir yaşama mahkûm edilen pek çok emektar asubayımız, arzuladığı haklarına kavuşamadan, mücadeleyle dolu bir yaşam sürerek, ebediyete göçüp gittiler bu fani dünyadan. Kendilerini rahmetle, saygı ve minnet ile anıyoruz.

Galiba 2015 de aynı olacak.

63 yılda, 47 Milli Savunma Bakanının değişmesine rağmen, asubayların haklarında bir değişiklik olmadığını yazar Selçuk İçer yeterince açık yazdı.

Dolayısıyla, idare yönüyle, 2015’e pek umut bağlamaya gerek de yok.

Şimdi 2014 yılını genel bir değerlendirelim:

Asubayların 1960’lı yıllarda başlattığı ve bir domino etkisi şeklinde halen devam eden adalet arayışı değişik yollardan, değişik kollardan bu yıl da sürdü. Haklar alınamasa bile asubaylar iki yeni şeyin doğuşunu kamuoyuna duyurdular.

TAS-SEN ve AS Parti

Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri, 1970’li yıllardan önce, köşe yazarları yoluyla basına yansıyan, asubayların taleplerini içte çözebilmiş olsaydı, 1970 ve 75’deki tarihi olaylar olmaz, insanlar bir arada olmaya devam ederken, farklı bir mücadeleye gerek bile duymazdı.

Geçmişte başlayıp halen bir domino etkisi şeklinde, içinde bulunduğu döneme göre yöntem değiştirerek devam eden, son on yıllık dönemdeki mücadelemizde Türkiye Emekli As(T)subaylar Derneği (TEMAD) bizler için toplanma yeriydi. Fakat önce TEMAD’ın tabandaki değişimi fark ederek kendisini değiştirmesi, yenilemesi gerekiyordu. Tüm gücümüz ile oraya yoğunlaştık. Bu değişikliğin, yenilenmenin gerekliliğine dair iddiamız şuydu: TEMAD toplumda, asubaylarca yeterince tanınmıyor, asubayların dertlerini yeterince anlatamıyor, camianın büyüklüğü oranında merkez binası yok, çözüme dair çalışmaları, projeleri istenilen seviyede değil, üye sayısını çoğaltıcı faaliyetlerinin yetersiz, olduğu idi.

Ve sonuçta ana gruptan kopan Yeni Oluşum Grubu uzantısı yolu ile bir dönem gecikmeli olarak, 2011 yılında TEMAD’da kadro değişikliği sağlandı.

Bu, tabanın büyük bir başarısıydı.

Taban, tavanı değiştirmiş ve takipteydi.

Acaba yeni ekip yukarıda kısaca değindiğimiz hususları gerçekleştirebilecek mi, diye insanlar TEMAD faaliyetlerini yakın izlemeye aldı.

***

Başlangıç çok iyiydi.

Genelkurmay Başkanlığınca TEMAD’ın yeni yöneticilerinin ağırlanması, karşılıklı samimi sözler verilmesi iyi bir başlangıç olmuştu. Ancak ne olduysa Nisan 2012 zammından sonra Genelkurmay Başkanlığı ile TEMAD arasında bağ koptu ve halen öylece duruyor. Sonrasında ise yönetimden kopuşlar yaşandı ve TEMAD olağan üstü genel kurula gitmek zorunda kaldı. Yönetimden ayrılan asubaylarımız ile yazar Dede Ersel Aksu’nun yaptığı röportajda, yönetimsel aksaklıklar, istifa edenlerce dile getiriliyordu.

Genelkurmay Başkanlığı ile kopan diyalogdan sonra, basın ve yayında oldukça yer alan TEMAD yönetimi, belli bir süre sonra ise eskisi gibi yer almamaya başladı, basın ve yayında.

Daha sonra ise TEMAD yönetiminde, bir içe dönük mücadeleyi görüyoruz.

Kimi il başkanları istifa etti, ettirildi.

Kimi asubayların ise dernekten ihraçları söz konusu oldu, halen de devam ediyor.

Ne gariptir ki, TEMAD kimi üyelerini ihraç ederken,  Genelkurmay Başkanlığınca da kimi emekli asubayların -ki buna TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser dâhil olmak üzere- Orduevlerine girişlerine yasaklar getiriliyordu.

***

Asubayların mücadelesi öylesine zor ki, hem hakkın olan adaleti arayacaksın, fakat öyle arayacaksın ki, ülke güvenliğini sağlamakta olan kuruma da halel getirmeyeceksin, orası hep sağlam duracak. Mümkün olduğunca her ikisini dengede tutmak.

Esasında haklarda bir denge sağlanmaya çalışıldığı, karşılıklı duyarlılıkları ifade edildiği görünüyorken, kim bilir, belki de Nisan 2012 zammı TEMAD ve Genelkurmay görüşmelerini, dengeyi sabote etmek için özellikle uygulandı ve de birilerince yanlış yönlendirildi?

***

Zaman çok hızlı işliyordu ve bu nisan zammından sonra her şey değişti.

Biz bu değişimde şunu aradık;

TEMAD ile görüşülürken, diğer taraftan, 2011 yılı sonunda imzalanmış olan ve Nisan 2012’de yürürlüğe sokulan o zamdan sonra; TEMAD, Genelkurmay ile görüşmek için nasıl bir çaba verdi. Veya Genelkurmay Başkanlığı, 220 bin kişilik Pes Grubunun kurulmasına sebep olan bu zammı açıklamak için TEMAD ile görüştü mü?

Bazı şeyler halen gri.

***

Gelelim tabanın mücadelesine;

Tabanı oluşturan asubaylar halen intibaklarına kavuşamadı, tazminatları verilmedi.

Açlık ve yoksulluk sınırında bir yaşama mahkûm halde, yaşam mücadelesi veriyor.

Genelkurmaya ve Hükumete serzenişler had safhada.

Suskun hale gelmiş olan TEMAD’dan bir hareket göremeyen kimi emekli asubaylarımız bir araya gelerek eylemler yapmakta, bakanlara, başbakana ulaşmak için yoğun çaba sarf etmekte.

Kimi asubaylarımız, TEMAD’ın kendilerini yeterince temsil edemediğini, seslerini anlamlı şekilde duyuramadığını, harcamaları teftişe tabi olsa bile internet sayfası yolu ile kendilerine duyurulmadığı için şeffaf bir yönetime sahip olmadıklarını, gidişat hakkında yeterince bilgilendirilmediklerini, dernekten ihraçların yersiz ve gereksiz olduğunu, ifade etmektedirler.

Galiba bu serzenişlerdendir ki, ilk olarak TAS-SEN meydana geldi.

Toplumsal mücadele tıkanıklığa hiç gelmiyor.

Hele günümüz bilgi çağı toplumunda bir yere destek veren topluluğun hissiyatını çok yakın takip etmek, hızlı, etkin ve tatminkâr dönüşler yaparak ilgi odaklılığının sürdürülmesi gerekiyor. Aksi halde, gidenin dönüşü kolay olmadığı gibi beklentileri sarsan bir yer için yeniden ilgi oluşturmak hiç de kolay olmasa gerek.

***

Yılın en güzel haberi AS Partinin kuruluş duyurusu,

Asubayların eğitim seviyesinin geçmişteki –ki halen sınav zamanı eğitim, tatbikat, görev planlandığını zaman zaman duyuyoruz- yasaklara rağmen, kendi çabalarıyla yükselmiş olduğunu, ordumuzun her işinin temelinde asubayımızın olduğu, en çetin şartlar altında Mehmetçik ile omuz omuza çalıştığını, büyük yasal sorumlulukları yetkisiz olarak yerine getirdiğini, yazılarımızda ele alageldik, bugüne değin.

Bu denli sorumlulukları yerine getirmiş, toplumla iç içe bulunmuş insanların siyasi açılımlarının da olması beklenmekteydi.

Israrla sürdürülen akılcı mücadelelerin sonuçları zaman içerisinde görülmeye başlıyor.

Hedefler, idealler en büyük motive aracı, insan için.

Yazmaya ilk başladığım 2005 yılında naçizane hedef koyduğum 10 yıl sonrası, bugünlere denk gelir şekilde bir asubayımız tarafından doğal bir şekilde kuruluş çalışması duyurulan AS Parti, her şeyin üzerinde toplumsal bir çalışmadır. Ve bununla birlikte, iki yazıdır AS Partiyi yazmaya başladık.

AS Parti, kuruluş için yeter sayıya ulaşmış, kimi il ve ilçe başkanlarını duyurmuş, Ocak 2015’de kuruluş başvurusu için etkin bir yapılanma süreci içerisinde olduğu görülmekte.

Böylesi bir medeni girişiminden dolayı meslektaşımız, As Parti Kurucu Genel Başkan adayı Cavit Kayıkcı başta olmak üzere, kurucu katılımcıları, Kurucu Başkan adaylarını, partiye gönül verenleri yürekten kutluyoruz.

***

İdareye kalırsa bir 63 sene değil, 630 yıl da geçse, 47 değil 470 bakan da değişse, beklediği adalete asubayımız, kavuşamaz. Bu nedenle asubayı yine asubayın ortaya koyduğu iradesinin başarıya ulaştıracağı görülmektedir.

Yeni yılın tüm camiamıza, milletimize birlik, beraberlik içinde dayanışmalara, başarılara, sağlık ve mutluluklara vesile olmasını diliyorum.

İlerici Emekli Asubaylar Hareketi yazarı Selçuk İçer, Asubaylığın oluşturulduğu 5802 sayılı AsTsubay Kanunu’nun 2 Temmuz 1951’de kabulünden bu yana geçen 63 yılda, 47 Milli Savunma Bakanının değişmesine rağmen, asubayların haklarında bir değişiklik olmadığını, 21.12.2014 tarihinde yayınladığı “63 yıl, 47 Bakan ve Hala Assubay  Hakları (?)” başlıklı yazısında ele almış bulunmakta.

Hakların bu denli uzun bir süre gasp edilmiş olması, içler acısı bir durum.

Seçim zamanı kapı kapı dolaşan, oy isteyen siyasetçi her nedense seçildikten sonra düzene ayak uydurarak seçim esnasında vermiş olduğu sözleri bi türlü yerine getiremiyor, teknokratların kanun tekliflerine nedense bir değişiklik yapamıyor.

Bu büyük bir sorundur.

Ülkeyi, seçilenler mi yoksa teknokratlar mı yönetiyor?

Asubayların hakları yönünden konuya baktığımızda siyasetçinin söylediği şu: “Genelkurmaydan teklif gelsin, mevzuatınız ancak öyle değiştirilebilir.

Genelkurmayın söylediği ise: “Biz hükümete teklif ediyoruz ancak yapmıyorlar” şeklinde.

Bu kısır döngü her nedense şimdiye kadar kırılamadı.

Mağdur durumda bırakılan asubayların çözüm arayışları ise etkin bir şekilde sürmekte.

TEMAD’ın dışında yeni bir oluşum olan TAS-SEN’i 21.11.2014 tarihli “Assubaylar size çok mu yük oluyor?"  Başlıklı yazımızda ele almıştık.

Şimdi ise yeni bir faaliyet daha gündeme geldi.

AS Parti,

Cavit Kayıkçı önderliğinde faaliyetini duyurmuş olan AS Parti kuruluş çalışmalarını sürdürmekte.

Resmi kuruluş başvurusunu 5 Ocak 2015’de planladığını duyuran AS Parti’nin kimi il ve ilçe başkanları:
  • Tekirdağ İl Başkanlığına Sayın Kamil DİNÇKAL
  • Antalya İli Alanya İlçe Başkanlığına Sayın Canan KIYANÇ
  • Adana İl Başkanlığına Sayın Eyyup YILDIZ
  • Trabzon İl Başkanlığına Sayın Oğuz ASLAN
  • İstanbul İli Bakırköy İlçesi As Parti Başkanlığına Sayın Özge TURAL
  • İstanbul İli Zeytinburnu İlçesi As Parti Başkanlığına Sayın Mehmet AYDIN

AS Parti hayallerin uygulanmaya sokulmasıdır, önemli bir girişimdir, asubaylar için.

Böyle bir girişimde bulunan asubaylarımız başta olmak üzere partiye destek veren her insanımızı gönülden kutluyoruz.

Şimdiye kadar vermiş oldukları oylarının hakkını alamamış olan asubay aileleri için AS Parti büyük anlamlar içeriyor.

Assubaylar size çok mu yük oluyor?” başlıklı yazımızın son bölümüne AS Partiyi de ekleyerek yazımızı bitirelim:

AsTsubaylar; bilgi, birikim, donanım, araştırma ve eyleme dönüşen hareketleri ile yeni açılımlar meydana getirerek, hak yolunda ilerlemektedir. TAS-SEN de AS Parti de bu açılımlardan birisidir.

AsTsubayların, düştüğü kuyudan topyekûn çıkabilmesi için; bize düşen, bence, kimsenin ayağını kuyuya çekmeden, hem TEMAD’ın hem TAS-SEN’in hem de AS Parti’nin yukarılara çıkmasını sağlamaktır, diye düşünmekteyim.

Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Bu mücadelenin bir çok önderi vardır, ilk önce bu arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunmalıyız. Gerçek demokrasilerde sınıfların onlarca STK 'na üye olurken bizdeki rakamların çok az olması toplumsal konuların duyurulmasında önemli engeldir.

"BU ÇOCUKLARA BİR VERİRSEK İKİ İSTERLER" sözünü söyleyen kafa yapısı demek ki kendisini işveren, biz assubayları işçi gördügü kesin! Kendileri bu ülkenin gerçek sahipleri, bizleri köleler gören zihniyetinin açık göstergesidir.

Her yasanın şekil vericileri, milyonları bulan bu sınıfı 21. yüzyılın 1982 anayasasının prangaları ile eziyorsa, NE VERİRSEK ONUNLA YETİNECEKSİNİZ anlayışını idame ettiriyorsa bu son bulmalıdır.

Assubayların hiyerarşi ve statü sorunları yoktur. Bu yaklaşımı bu önemli vurguyu devamlı yapıyoruz. Tek talebimiz; hukuksuzlukların, keyfi uygulamaların sona ererek, sadece  adaletin sağlanmasıdır.

Bunun gerçekleşmesi, görevdeki personelin moral ve hizmet motivasyonunu arttırıp, emekli personelin aidiyet duygusunun yeniden tesisini sağlayacaktır.

Hiç bir hukuksuzluk hiyerarşi kılıfı ile haklı gösterilemez!

Değerli arkadaşlarım,

Yaşadıgımız dönem artık hakların alınma şekileri itibari ile farklıdır. Bu konuda sistem değişmiştir.!

ÖZGÜRLÜK SANA GELMEZ, SEN ONA YÜRÜYECEKSİN ARKADAŞ...

Astsubay bu milletin emrindedir. Hakları kimsenin iki dudağı arasında olamaz.

Hiyerarşi, vatan savunması gibi söylemlerden artık bıktık.

Assubaylar görevine uygun saygınlık ve şefkat aramaktadır.

Bunu TAS Sendikası başaracaktır.

Siz istediğiniz zaman değil, her zaman hakkımızı söke söke alacağız.

Keşke lafını sevmem. Daha ilk günleri idi sendika yolculugunun, Sayın Temad Başkanı'mız aranmış, her yol denenmiş, randevu talep edilmiş yanıt alınamamıştır. 30 Ekim günü tekrar randevu talebi yanıt bulmuş fakat bir saat kırk beş dakika genel merkez bekleme salonunda sadece bir kaç adım mesafedeki başkan kabul buyurmamıştır. Başka bir acı da genel merkezdeki hiç kimse bir hoş geldiniz yaklaşımında bulunmamıştır.

Keşke bu yola birlikte çıkılsaydı, nedenlerini koltuk aşkı ile assubay sevdası arasına sıkışmış kafalarda aramak gerekir!

BU BİR SINIFSAL HAK VE EMEK MÜCADELESİDİR.

BU TÜM DEMOKRASİYİ BENİMSEMİŞ TOPLUMLARIN İŞLEVİDİR

TÜRK ASSUBAYININ, SENİN ARKADAŞLARININ BAŞLATTIĞI AVRUPAYA ENTEGRE EDENLERE ÖZEL KALEMŞÖRLERİN İLE NE YAPTIN BAŞKAN?

 **HAİN VE GENELKURMAY AJANI DİYE SÖZDE BİATÇILARINI ÜZERLERİNE  SALDIRTTIN.**

İzledigimiz yol  evrensel hukuk ve anayasal yoldur. Her yapılan bu mazlum sınıfın kazanımları içindir. Ücret emeğin karşılığıdır.

"Devlet, çalışanlarının yaptıkları işe uygun, adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır" der...

Çıktıgımız yolda sabır ile yol alıyoruz. Roma'daki yaşananları hissedebiliyor musunuz?

  • Yapılan oylamada Türkiye Astsubay Sendikası (TAS-SEN) Büyük alkışlarla ve coşku ile Euromil Asker Organizasyonuna kabul edildi. Güney Kıbrıs Başkanı toplantıyı terk ederek protesto etti. Diğer ülke temsilcileri bu tutumu kınayarak ve tek tek gelerek Türk ekibini tebrik ettiler.  TAS-SEN ayrıca Montenegro (Karadağ), Slovenya, Makedonya ülkelerinin bulunduğu Balkan Grubuna liderlik edecek.

Toplantıda görevdeki ve emekli Assubaylar’ın sorunları, Astsubay İntiharları, Mali ve Sosyal haklardaki eşitsizlikler, İnsan Hakları İhlalleri, Orduevleri yasakları olmak üzere hemen hemen tüm sorunları tek tek anlatıldı.

Toplantıda ayrıca konferans veren, Avrupa Parlamentosu üyesi Ana GOMES  ile görüşen Genel Başkan Ahmet ZENGİN, Assubaylar’ın sorunlarının Euromil tarafından AB de gündeme geleceğini ve yakında Nato ve Avrupa komisyonunun dikkatlerinin bu alana  çekileceğini ifade ettiler.

Allah utandırmasın. Saygı ve sevgilerimle...

Atilla ABAYLI *İZMİR

Sizce, nedir bu assubay statüsü, anlatın da bilinsin...

Niye alırsınız orduya?

Hadi aldınız, neden benzer işlerin ötesinde, ağır sorumlulukları, ağır iş koşullarını hep assubaylara yüklersiniz?

Yüklemeye yüklersiniz de, niye karşılığını vermezsiniz göz göre göre?

Devlet, Subay statüsünde olana emekliliğinde dahi 6 tane ek tazminat yansıtırken, assubaya 1 tane dahi yansıtmak size zor mu geliyor?

Niçin zor geliyor?

Bu zorluk ağır koşullara girmenize mi sebep oluyor?

Çocuklarınızın eğitiminden kısılmasına mı sebep olacak?

Yaşam kalitenizi mi eksiltecek?

Niçin zor geliyor?

Assubayın çoluğu çocuğu, emekliliğinde de tazminat verilen statülerden daha farklı mı yaratılıyor?

Neden zor geliyor?

Bir ay içinde çoğu icra ile sorumluklarla geçen en az 4 nöbet, eder yılda 48 gün; tatbikat, gece eğitimleri, dış görevler, hafta sonu mesailer, bitmeyen işlerden dolayı eve geç gidişler hesaba dâhil değil.

Bir asTsubay olmadan yaprağı kımıldatmıyorsa yerinden, bu sistem.

Hakların verilmesine gelince niçin kılını dahi kımıldatmıyor?

Yok, asTsubay olmalıdır, onsuz hareket olmaz deniliyorsa, o halde hakları artık teslim edilmelidir.

Artık yeter, boş vaatler...

Yıllardır açıklama yapılıyor “asTsubaylara yönelik iyileştirme yapıyoruz”, denilerek.

Ömrünü asTsubaylığa vermiş, diyar diyar memleketin dağında, taşında, ovasında, şehrinde, kasabasında, köyünde görev yapmış, denizlerde aylarca kalmış, çoğu yüksek kirada oturmuş, kimi zaman gittiği yere ailesini bile götürememiş, ordusunun idari işlerini, bakım işlerini, eğitim işlerini icra eden/etmiş astsubayları, devleti idare edenler nedense bi türlü anlamıyor ve haklarını teslim etmiyorlar.

On yıllardır, iyileştirme denilip de emeklisine 1 tane dahi tazminat verilmemiş olması, bir dalga geçme durumu değil de nedir?

Yine aynı şekilde, bir zamanlar subay statüsünde yapıldığı üzere; emekli asTsubaylara öğrenim intibakı yapılacak, denilip de yıllardır yapılmamış olması bir dalga geçme durumu değil de nedir?

AsTsubayları anlıyoruz, demekle işler çözülmüyor.

Anlamak, uygulamadan anlaşılır.

AsTsubaylara, bilgisayar oyunlarındaki sanal karakter muamelesi yapmayın.

***

TAS-SEN ve Emekli AsTsubaylar

Bir kere, şu tespiti yapmalıyız ki, emeklisiyle, çalışanıyla asTsubayların ekonomik, sosyal, sosyolojik sorunları hep aynıdır.

Şimdiye değin, sorunlarına çözüm arayan asTsubayların tamamı, Türkiye Emekli AsTsubaylar Derneği (TEMAD) çatısı altında mücadele vermekteydi.

Mücadelecilerin gücü sayesinde son yıllarda pek çok gelişmeler de oldu. Genelkurmay ve Kuvvet AsTsubaylığı müessesesi durduk yerde oluşmamıştır.

Gelinen noktada, mücadelede yeni girişimler, başlangıçlar, açılımlar olduğu görülmektedir.

Bu açılım; emekli asTsubaylar tarafından meydana getirilmiş ve Avrupa ülkelerindeki meslektaşları ile bağlantılı olan Türkiye Assubaylar Sendikası (TAS-SEN)dır.

TAS-SEN ile ilgili olarak “16/18 Ekim 2014 tarihinde İtalya Roma’da yapılan 110’uncu Avrupa Asker Organizasyonu (Euromil) yönetim kurulu toplantısında; Genel Başkan Ahmet Zengin ve yönetimde görevli Suat Telkesve Mehmet Afacan ile temsil edilen Türkiye Astsubay Sendikası (TAS-SEN),Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın itirazlarına rağmen Euromil’e üye oldu” haberini basından, internetten okuduk.

Haberin devamında ise “Toplantıda konferans veren, Avrupa Parlamentosu üyesi Ana Gomes ile görüşen Genel Başkan Ahmet Zengin, Assubayların sorunlarının Euromil tarafından AB’de gündeme geleceğini ve yakında NATO ve Avrupa Komisyonu’nun dikkatlerinin bu alana çekileceğini söyledi” yer alıyordu.

Yine basında 2 Ekim 2014’de yer alan başka bir haberde ise “Jandarma Jean-Hugues Matelly tarafından AİHM'e taşınan davada kararını açıklayan mahkeme, Fransa'nın orduda sendika kurulmasını yasaklamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin sendikalaşma hakkını garanti altına alan 11'inci maddesine aykırı olduğuna hükmetti” şeklindeydi.

AsTsubaylar; bilgi, birikim, donanım, araştırma ve eyleme dönüşen hareketleri ile yeni açılımlar meydana getirerek, hak yolunda ilerlemektedir. TAS-SEN de bu açılımlardan birisidir.

AsTsubayların, düştüğü kuyudan topyekûn çıkabilmesi için; bize düşen, bence, kimsenin ayağını kuyuya çekmeden, hem TEMAD’ın hem de TAS-SEN’in yukarılara çıkmasını sağlamaktır, diye düşünmekteyim.

Çıkmak isteyene destek verilmelidir.

TAS-SEN’e üye olan asTsubayların TEMAD ile ilişiklerinin kesilmesi yanlış bir uygulamadır.

Dünya AsTsubaylar gününün ilan edilerek kutlandığı bir yerde, TAS-SEN’e kanunsuzdur, demek de yanlıştır.

Meseleler, anlaşılarak, anlayarak, birlikte olarak ve dayanışma ile çözülür.

Dayanışma olmazsa;  birine 5 tazminat verilirken, diğeri “sıfır” tazminatla yoluna devam eder, birine intibak yapılırken, diğerine yapılmadan, bu yaşam böyle süreer gider.

Türk asTsubayın sesini Avrupa’da duyurmaya çalışan TAS-SEN Yönetimine teşekkür ederiz.

SENDİKA VE TEMAD

Kasım 20, 2014

Bu site, kurulduğu günden bu yana, süreç içinde  hatalı sayılabilecek uygulamaları olmuş olsa bile, belli bir ilkeyi koruma çabası içinde olmuştur. Bu ilke ; HİÇ KİMSENİN YANINDA VE KARŞISINDA OLMAMA, SADECE ASSUBAY TOPLUMUNUN ÇIKARLARINI SAVUNMA, ASSUBAY TOPLUMUNUN ÇIKARLARININ YANINDA OLMA ilkesidir.

Türkiye Assubay Sendikası ile ilgili olarak,AİHM yıllar önce verdiği bir karar üzerine  sitemizde olumlu-olumsuz bağlamda görüşler yer almış; kimi arkadaşlarımız emeklinin sendika kuramayacağı, kurulsa bile GREV hakkı olmayan sendikanın dernekten farksız olacağı oysa bizim yasal bir derneğimizin olduğunu, bazı arkadaşlarımız ise değişik kulvarlarda mücadelenin başarı yolunu kısaltacağını belirtmişlerdir  ancak; site yönetimi sendikanın faaliyetlerini gözlemleme, yaklaşımlarının ne olduğunu anlama açısından sendikanın yanında veya karşısında yer almamıştır. Bu tutumunu da halen sürdürmektedir.

Yukarıda belirtilen temel ilkemiz, sendika konusunda da geçerlidir. Sendikanın gerçek anlamda, samimi olarak assubay toplumunun hak ve çıkarlarını koruma amacında olduğu sonucuna varılırsa, SENDİKA’nın değil, ama assubay toplumunun menfaatlerinin yanında oluruz.

Assubay toplumu, ne yazık ki hep istismar edilen, hem çıkarlara alet edilen bir topluluk olagelmiştir. Meslekteyken ya sırtımız sıvazlanır, aslansın kaplansın denilir, hesapsız kitapsız çalıştırılırdık, ya da izinle, tayinle, baskıyla sindirilerek hesapsız kitapsız çalıştırılırdık. Birileri terfi alır, takdir alır biz bir başkasını sırtımızda taşımaya çoktan başlamış olurduk...

Bu site okurlarını toplumsal yarar açısından, sendikaya destek vermeden veya karşı çıkmadan önce  sağduyulu ve ön yargısız düşünmeye ve araştırmaya davet ediyoruz.

Amacımız; bu sefer de Assubay emeklilerinin bir başka kişisel çıkara, bir başka sömürüye, bir başka umut tacirliğine kurban edilmemesi, bu uğurda çaba gösteren arkadaşları açıkça ve objektif olarak bir samimiyet sorgulamasına tabi tutulmasını sağlamaktır.

Herhangi birini işe alırken, kızınıza damat, oğlunuza gelin alırken nasıl merak edip sorgularsanız, bazı kıstaslarınız varsa, olmazsa olmazlarınız varsa, asgari amaca uygunluk ararsanız, bir kimsenin peşinden gitmeden önce de aynı sorgulamayı yapmak gerekmez mi?

Kişilerin inancı, sosyal yapısı, kökeni, dün ne olduğu araştırma konusu olmamalıdır.

Bizi ilgilendiren bu gün ne olduğu ve amacının ne olduğudur. Bu iki temel husus araştırılmalıdır.

  • Hedefleri hayalleri zorlasa bile gerçekçilik payı var mıdır?
  • Hedefler toplum ve ülke gerçekleri ile uyumlu mudur?
  • Toplum belli bir yere kanalize edilmeye, kısaca kullanılmaya mı çalışılmaktadır?
  • Tek ortak payda astsubay olmak mıdır, başka ortak payda arayışı, niyeti var mıdır?
  • Nihai hedef ve Nihai hedefe giden süreçler nelerdir?

Bu soruları herkes kendisine göre belirleyecek ve mantık süzgecinden geçirecektir. Duygularımızı değil, önce aklımızı ve mantığımızı kullanmalıyız.

TEMAD Genel Merkezinin farklı bir yapı oluştuğunda ilk aklına gelen ihraç olmamalı, eğer ihraç gerektiren bir durum varsa, bu kamuoyu ile paylaşılmalı, kamuoyu tatmin edilmeli, neden gerektiği anlatılmalı, en azından toplumsal vicdanın çoğunluğu ihraç kararını onaylamalıdır.

Diyarbakır’da alçakça şehit edilen meslektaşımızın babasının evinin resimlerini hepimiz gördük, o sıvasız eve  Fransa’da çalışan bir işçimiz sıva yapmayı düşünüyor, TEMAD Yönetimi sembolik de olsa bir katkı sağlayıp, o evi onaramaz mı diyen meslektaşımızın düşüncesini  yine kamuoyunun şaşmaz sağduyusuna sunuyoruz.

Kamuoyu vicdanı ile ilgili bir hususu daha belirtmek isteriz.

Mücadeleye destek amaçlı gönderilen yardımların nereye harcandığı konusunda yönetimin açıklamalarda bulunmaması desteklerin mücadele ile ilgili konularda harcanmadığı, Assubaylar günü kutlamalarında aşırıya kaçıldığı özellikle HILTON Resepsiyonları toplumumuzun bir kesimini oldukça rahatsız etti. Burada TEMAD Yönetiminin argümanı “assubaylar HİLTON’da resepsiyon vermeye layık değil mi?” şeklindeydi. İtirazı olanların argümanı ise, “geçim zorluğu yaşayan, ilerlemiş yaşına rağmen olmadık işlerde çalışan bir toplumun fertlerine HILTON’da resepsiyon  vermenin yüzbinlerce liranın gereksiz kutlamalarda harcanmasının mücadeleye  ne faydası oldu?” şeklindeydi.

Bu site sonuna kadar TEMAD’ın tüzel kişiliğinin yanındadır, TEMAD’ın başarısının toplumsal başarı olduğunu asla yadsımaz. Bu amaçladır ki, yanlış gördüklerini anlatma, düzeltme çabasındadır. Birlik-Beraberlikten yanadır. İhraçlara o nedenle sıcak bakmaz.

Kaldı ki, ihraç çözüm değildir. Bu güne kadar da çözüm olmadığı görülmüştür.

Dışladığınız, ihraç ettiğiniz kişiyi sadece dernekten dışlarsınız. O yine emekli assubaydır. 

Bu ülkede kutuplaşmanın her türünü yıllardır yaşadık, yaşıyoruz. Ancak; son yıllarda olduğu kadar hiç ayrışmamıştık...

Kendi kurumu dahil, toplum kesimlerince bizim kadar dışlanmış bir başka toplum daha yok!

Bizim kendi aramızdaki anlamsız, sebepsiz tartışmaların bizi bir yere götürmediği açık. O nedenle meslektaşlar arasında biraz daha hoşgörü, biraz daha sabır! Ön yargılarla sosyal,ekonomik ve insani haksızlıklara uğratılan assubayların artık daha fazla istismar edilmemesi ve mücadele kararlılığımızın bildirilmesi için genelkurmay ve siyasi irade ile zaman geçirilmeden diyalog başlatılmalıdır. 

Başka yol bilen varsa, buyursun söylesin!

Sağlıklı huzur dolu günler diliyoruz.

SİTE VE ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ

 

Değerli Meslektaşlarım

Elini, beynini hareket ettiremeyen insanlar dogruyu görmek, anlamak, anlatmak, işlerine gelmez.

Öyle ki sporu, sanatı, musikiyi, edebiyatı, tarihi, ilmi YÖNETİMİ  kendinde biraz geliştiren insanların baktıkları pencere farklıdır!

Hakkaniyetli insanlar hep doğruları söyler, doğrular da insanlara hep acı gelir ...

Havayla desteklenen bu yönüyle insan, havasız yaşamın olmayacağını da...

TEMAD & TAS-SEN

Her ikisi de sınıfımız için yapılanmış STK' lar.

Her ne kadar sendika şimdilik  tam olarak bir resmiyet kazanmamış olsa da yol alıyor geleceğe doğru.

Uzun soluklu bir yolun, inanmış bir grubun, sabır ve terbiye ölçülerinde hem yurttaki anayasal zeminde ve de evrensel hukuk çizgilerinde aynı anda yol aldıklarını izliyorsunuz.

ONLAR, BU FEDAKAR ARKADAŞLARINIZ KİM İÇİN MÜCADELE VERİYOR?

Bu yapılanmanın ilk adımları atılırken BELÇİKA'DA, ROMA'DA görüşmeler yapılırken bir çok hukuk adamı ile evrensel ILO  üzerinde çalışmalar yapılırken bu arkadaşlar hainlik mi yapıyorlardı bu sınıfa?

18 Ekim 2014 günü Roma'da Euromil'e kabul edilirken, ceplerden harcanan, pasaport ve yol masrafları için kredi alınırken okey masalarında assubay sorunları çok yönlü, bilimsel tartışanlar ile yön verip bizlere hakaretler yağdıranlara ne demeli?

Üniformalı Assubaylar  gün geldiginde Sendikal haklarını kazanacaklar. Emekli Assubaylar sorunlarını daha verimli platformlarda çözecekler.

Ülkemizin taraf olduğu Uluslararası anlaşmalar gereği Sendikal hakkımızı kimse dile getirmemişti o tarihlere dek.

Biz; önce EUROMIL'e başvurduk. Cevapları olumluydu. TAS-SEN'i kabul edeceklerini bildirdiler. Tarih 14 şubat 2014 gününü gösterirken çok mutluyduk.

En büyük sorunu; Sendikamızı TEMAD karşıtı gören anlayıştaki  arkadaşlarımızdan görmekteyiz. Biz ne TEMAD karşıtı ne de alternatifi değiliz.

EUROMIL Başkanı; Emmanuel JACOB'u davet ettik. Finans direktörü Ton de Zeeuw' ün de dahil olacağı ilk toplantımız 9-10 Nisan'da olumlu oldu İstanbul'da... İlk genel kurula kadar devam edeceğimiz yönetici arkadaşlara ve İl başkanı olarak belirlediğimiz kardeşlerime camiamız adına tarihe geçen çalışmalarından dolayı tüm sınıfımız minnetar olmalıdır.

İnce belli bardaklarda çay içerek,masa örtülerini yenileyerek, kapı önlerinde lokma döktürerek bu mücadelede kartvizit başkanlıgı yapanların bu sınıfa verecegi hiç bir şey yoktur! Bizler, sınıfımızın çektigi acıları hissederek onlar gibi yaşayan gittigi noktalarda normal odalarda kalmak yerine ÖZEL SUİT odalarda özel yaşamlarına renk katanlar ile  aynı görüşleri paylaşamayız!

Biz gönüllüler assubay sevdası ile; kendi evlatları bildigimiz kışladaki muvazzaf evlatlarımıza abilik görevi yapıyoruz. Gün geldiginde bu onursal bayragı onlar daha yükseklere taşıyacaklardır...

Kar topu misali bu heyacan tüm yurda taşmaktadır.

İstanbul'dan başlayan yürüyüş Eskişehir, Ankara, Antalya, Balıkesir, yakında İZMİR ve tüm yurtta hissedilmektedir.

Gerçekler her zaman acıdır, kapama gözlerini arkadaşım.

Aç gözlerini düşman görme arkadaşlarını!...

Asıl merak ettiğim şu; insanın bu kadar bariz ve açıkça ortada duran gerçekleri görmemesi için nasıl bir mekanizması var? Bu mekanizması da doğallığının, içgüdülerinin, genlerinin oluşturduğu programın bir parçası mı? Ya da ne?

Saygılarımla..

Atilla ABAYLI

Sendika Euromil

Kasım 10, 2014

 

Fikir ve zikir birlikte olduğu zaman değer kazanır.

Birliktelikten güç doğar.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir çok sendika, önce kuruldu, sonra üyeler gelmeye başladı ve sonra, yasal zemin hazırlandı.

Haksızlıklar başka türlü ortadan kalkmaz.

Oluşum, sizlere yapılan haksızlıkları eşitliğe dönüştürme olgusudur. Emeği geçenleri, içtenlikle kutlarım.

Sizi de kutluyorum, okuma yaklaşımınızdan dolayı.

Fikren katkılarınızı inkar edemeyiz.

Kim ne derse desin, sağlayacağı faydalar büyük olacaktır.

bir “sel” düşünün, seli oluşturan dereciklerdir.

Kimse farkında değil belki ama atılan adım çok büyük.

Konuyu inceleyerek, bunun bilincine varanlar şimdilik azınlıkta olabilir.

Amma unutulmaması gereken olgu;

Kaybeden olmayacak.

Olumsuz düşünenlerin dediği gibi bölünme değil güçlenmedir bu.

Birleşmenin sonucunda, dünya ve avrupa astsubay kuruluşlarının birliğini arkamıza destekleyici güç olarak almanın bize (assubaylara) sağlayacağı faydaları henüz göremeyenler, konuya kuşku ile bakabilirler. Ve, Temad bölünüyor diye çığlık atabilirler.
Bu olumsuz kuşkular gerçek değildir!

Gerçeklerle örtüşmesi olanaksızdır.

Bölünme diye olumsuzluğu nereden çıkarıyorlar bilinmesi zor bir yaklaşım.

Bu olumsuz söylemi sizlerden duymak, sizleri sevenleri de üzeceğini bilmelisiniz.

Bunun yerine çağdaş, insan haklarına saygılı ülkelerin, paylaşımcı ve eşitlikten yana davranışlarından faydalanmanın bizlere (assubaylara) ne zararı olabilir?

Birliktelikten yana olmalısınız ve çağdaş ülkelerin hak aramada yanımızda olmasını desteklemelisiniz.

Öğrenim yaşımız biraz geçse de çabalarımız öğrenme olgusundadır.

Ve içeriği sevdiklerimize hizmet verme gayretidir.

Tabii ki başaracağız..

Ve özgüvenimiz tamdır.

Sevgilerimiz, tenkit içtenlikli yorum yapanlaradır.

Tüm hak kazanımımız, gayretlerimiz sizler içindir.

 

Mehmet KAYALI

Sayfa 1 / 2
genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ