Tazminât Makâmından Ninniler

Tazminât Makâmından Ninniler!..

İnsan, gördüğüne inanır.

Elbet istinâsı vardır.

Meselâ

Havayı, kokuyu

Göremeyiz,

Hislerimizi

Elimizle tutamayız.

Fakat varlığını hissederiz.

Hissetdiririz.

Görmesek de

İtikâtımız icâbı

Bizi yaradan yüce rabbimizi

Yüreğimizde hisseder

Bütün ruhumuzla

O’na teslim olur

İmân ederiz.

 *  *  * 

Gözlerimizi, görünmeyen âlemden görünen âleme teveccüh eyleyelim can dostlarım. Biz astsubaylar cephesinde geçmişde kalmış ve yakında vuku bulacak çok önemli iki olaya bir bakış atalım bugün.

Birisi, şikâyetimizin merkezinde pişmiş kelle misâli sırıtan mâkam tâzminatı meselesi.

Diğerini merak ediyorsanız şâyet

Bu mâkalenin en son sayfasını okumanız gerekecek!

Astsubayların mâruz bırakıldıkları haksızlıkları anlatan yazılar bugünlerde pehlivan tefrikası gibi dizi dizi neşrediliyor gazetelerde. Biz astsubayların akla ziyân sıkıntılarını, dertlerini anlatan bu haberler rağbet görüyor ki gazeteler yazıyor. Demek ki  milletimiz bu konuya karşı ciddi bir muhabbet ve hassasiyet gösteriyor.

Hem

Astsubay meslekdaşlarımız

Hem de

Onların kader arkadaşları yiğit hanımları

Dertlerini, yaşadıkları sıkıntıları, insan olanın vicdânını sızlatan haksızlıkları gayet güzel bir şekilde anlatıyorlar.

Hak istemeye gelince de şöyle diyorlar; “Subayın aldığında gözümüz yok. Fakat biz de istiyoruz.

Hasetlik-fesatlık etmeden, fitne-fücur düşünmeden, kumpas-tezgâh tertiplemeden başkasının rızkına göz dikmeden istiyorlar haklarını. Böyle yapmakla da meseleyi çok doğru yerinden kavrıyorlar.

Ne kadar diğerkâm bir tutum.

Ne kadar ulvî bir davranış...

Astsubaylar ve fedakâr hanımları böyle düşünüp böyle söylüyorlar da astsubayların haketdiği tazminâtı vermek konusunda bugüne kadar kim, ne yapdı dersiniz?

Bugünü görmek için geçmişe bakmamız gerekiyor. Çünkü muvazzaf iken yaşadıklarımız yetmezmiş gibi bugün çekdiğimiz sıkıntıların ipuçları ve fâilleri geçmişin tozlu geçeneklerinde gizli...

657 sayılı Devlet Memurları Kânun’una tabi memurların böyle bir sıkıntısı yok. Nimet-külfet dengesi üzerine inşâ edilmiş bir ücretlendirme var onlarda. Ne kadar köfte, o kadar ekmek. Devlet memuru olmak isteyen kişi elindeki diplomaya bakıp alacağı maaşı, yükselebileceği makâmı ve sâir hakları memur olmadan önce kendi hesaplayabilir. Kendi aralarında nifak konusu olacak bir hülle, bir kirli çıkı, kapalı bir kutu yok o tarafda. Eşit eğitime eşit ücret! Ne kadar mürekkep yaladıysan o kadar maaş alıyorsun.

Aklın, vicdânın ve bugünün hukuk anlayışının bizi getirdiği yer burası. Kural bu kadar basit.

Beğenmezsen de basıp istifayı hemen bırakıyorsun işi. Memleketde adam olana iş mi yok?

Peki,

ATATÜRK’ün “Türk birliğinin, Türk kudret ve kâbiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir." veciziyle tevkir etdiği ve târihe nakşetdiği ordumuzda bu “eğitim ve ücret” meselesi ne minval üzere acap?

 *  *  * 

Askerlik, zor zenaat yiğit okuyanlar yazanlar.

Canını sermâye edip vatan hizmetine koşan subayına devlet her şeyin en iyisini vermek zorunda.

Bunun aksini düşünmek bile bu memlekete, bu millete hayır getirmez.

Subay, biricik kellesini koltuğuna alıp vatan hizmetine koşuyor.

Subay, haketdiğini alsın almasına da...

Güzel!

Peki, aynı yerde hattâ daha zor görevleri yapan astsubay, koltuğunda karpuz mu taşıyor acap?

Hem subay

Hem de astsubay

Sermâye olarak biricik canını ortaya koyuyorsa

Subaya 6 verir iken

Astsubaya 1 bile vermemek olur mu?..

Subayı analar doğurdu da

Astsubay ağaç govuğundan mı peydâ oldu can dostlarım?

Al sana 6 dâne tazminât.

Subaylar hepsini alıyor.

Astsubaylar hiçbirisini alamıyor.

Peki, kim kime ne vermiş ya da verememiş?

  • İşde bu makâlemizde tazminâtları kimin, kime altın tepside ikrâm etdiğini resimli olarak görecek

         Ve dahi

  • Kimin kime ne vermemek için nasıl kıvrandığını ve yapdığı hileyi de fâş edeceğiz bu makâlemizde.

 

Hükümet vermiyor” deyip astsubayları başından savuşduran utanmaz insanların

  • Nasıl da gözümüzün içine baka baka yalanlar üfürdüğünü

         Ve dahi

  • Çevirdiği tezgâhları ortaya dökerek yüzlerine vuracağız.

 

Efendim?

Hayır, yüzleri kızarmayacak!

Biliyorum.

Dün yapdıklarının aynısını fırsat bulduklarında bugün de yapacaklar! Çünkü, can çıkar da huy çıkmaz.

Sayıları çok değil.

Fakat

  • Bu riyâkârlık,
  • Bu arsızlık,
  • Bu edepsizlik

 

Hamurlarında var çünkü.

Ordumuz

Bu ukalâ dümbeleklerinden kurtulduğu gün

Askerler kardeş olup kucaklaşacak.

 *  *  * 

Subaya bir çırpıda verdiğin bir hakkı astsubaya taksit-taksit, bölük-pörçük, eksik-güdük veriyorsun!

  • Mesleğe başlangıç derecesi
  • Son terfi derece/kademesi,
  • Maksatlı olarak yapılmayan intibâklar,
  • Yan ödemeler,
  • Emekli maaşı,
  • Melbusatlar (gece kıyafeti, tabanca, şerit rozet vb.)

 

Bunlardan bâzıları.

Subaya verdiğini

Geri almıyorsun. Verdiğinin üsdüne yenilerini, daha fazlasını ekliyorsun.

Fakat

Astsubaya verdiğin bir hakkı

Bir zaman sonra geri alıyorsun;

Yüksek tahsilde;

  • 1975 senesinde Meclis’in verdiği “birinci dereceye yükselme” hakkı
  • Yüksek tahsilde birebir intibâk hakkı
  • Rütbe bekleme sürelerinin kasıtlı olarak uzaltılması vb.

 

Bunlardan bâzıları..

Sene başında yapılan yüzde bilmem kaçlık zam, emekli ya da çalışan her memura, her askere verilir. Sonuçda herkes eşit oranda zam alır. Bu hususda ayırım gözetilmediği için de herkes boyun büküp hissesine râzı olur. Komşunun tavuğu da komşuya kaz görünmez. Bu konuda Genelkurmay Başkanının asker için yapacağı bir şey yok. Samimî olmak gerekirse yapmasına da gerek yok.

Peki, işin asker cenâhına bakıldığında askerin maaşına büyük etkisi olan tazminâtlar konusunda neler oldu acap?

Bu makâlemizin bir tek konusu var.

Subayların aldığı 6 çeşit tazminâtdan sâdece birisi!

Makâm tazminâtı...Tazminat Makamından Ninniler

Makâm Tazminâtının Fesat Sarmalı isimli mâkalemizde bu meseleyi ele aldık.

Ekseriyeti yazı olan bir tarzda 2012 senesinde tetkik etdik.

Bu sefer farklı bir yol tutacağız. Meselesinin iyi anlaşılması için yazıdan çok şekil göstereceğiz sizlere.

 *  *  * 

  • Zamân
  • Mekân
  • Olay...

Üçü bir yerdeyse ancak bir anlam ifâde eder.

Olayı anlamak için

Öyleyse günün revaç tâbiriyle

Zamânın ve mekânın ruhunu kavramamız gerekiyor.

SENE 1980:

Zamân,

12 Eylül 1980 sabahı...

Mekân,

Kalbimizin şu anda atdığı yer;

Türkiye...

Türk Milleti bugünün sabahına, subay darbesiyle uyandı...

T.C. Devletinin üç erki olan yasama, yürütme ve yargı salahiyyetinin üzerine beş subay çöreklendi.

T.B.M.M.’yi lağvetdi. Bir başka ifâde ile milletin meclisinin kapısına kilit vurdu. Kapının önüne de nöbetci iki Mehmetcik dikdi.

Kendilerinin teşkil etdiği ve Millî Güvenlik Kurulu adını verdikleri ucûbe nevinden bir teşkil ile kendi hükûmetlerini tesis etdiler netekim!

Zottirik Kenan

Her şeyin başı...

Askeriyenin başı,

O,

Devletin başı,

O,

Halay başı,

O,

Hattâ

Okgası bugünlerde üç buçuk liraya fırlayan

Acı kelle soğanın bile  başı

Gene O!..

Mahşerden firâr edip gelen bu muhammes subay takımı, devlet idaresini zapdu rapt altına aldıkdan 2 sene sonra, 12 Şubat 1984’de meclisde ictima eyledi. Aşağıda tarassut etdiğiniz Kânun’u yumurtaladılar.

Ve dahi

T.C. Ordusu târihinde subaylarımız,

Kendilerine ilk defa olmak üzere “makâm tazminâtı” adını verdikleri bir ballı börek ihdâs eylediler.

Bâzı resimler vardır. Açıklayıcı yazısı yoktur. İzah isdemez. İşde, aşağıda gördüğünüz Kânun ve onun hemen sağ böğrüne yapışdırdığım şu sararmış solmuş tavsırlar da bunlardan bâzıları.

12 Eylül darbesini yapan bu yüksek rütbeli subaylarımızın kendi kendilerine ikrâm etdiği makâm tazminâtında da vaziyet işde aynen böyle.

İzahı kendinden menkûl!..

Altını galın gırmızı cızgı ile cızıkdırdık! Bu kânun maddesiyle muhteşem beşli takımın hangi rütbedeki subaylara “makâm tazminâtı” bahşeddiğine bahusus dikkat buyurunuz.

 *  *  * 

SENE 1982:

12/02/1982 târih ve 2596 sayılı Kânun ile 926 sayılı TSK Personel Kânun’una eklenen Ek 18 nci madde ile;

  • Genelkurmay Başkanı,
  • Kuvvet Komutanları ve
  • Jandarma Genel Komutanına

makâm tazminâtı ödenmesine karar verdiler.

image009 

Bu makâm tazminâtını da damga vergisi müstena olmak üzere sair vergilerden muaf tutdular.

 *  *  *  

SENE 1984:

Zamânın hükûmeti 24/04/1984 târih ve 2999 sayılı Kânun ile Meclis’den Kânun Hükmünde Kararnâmeler çıkartma  yetkisi aldı. Yetki, mâli yılın sonuna kadar geçerli.

Bu Kânun ile “memurların ve diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında etkinliği artırmak ve mâli ve sosyal haklarında iyileştirmeler yapacaklar” idi...

Bakanlar Kurulu KHK’ler çıkartmak için hemen kolları sıvadı.

926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kânun’una tabi olan;

  • Subaylar,
  • Astsubaylar,
  • Uzman jandarmaların hepsinin bu düzenlemeden bir pay alması amacıyla yola çıkdılar...

Biz,

Bir aileyiz, değil mi?..

Meclis;

Sırat köprüsünde titreyen kâfir gibi 12 Eylül’ün zelzelesi ile hâlâ tir tir titriyor. Zorti’nin bir kaş-göz işâretiyle hazır ol vaziyete geçen MGK üyeleri bir yetki Kânun’u daha neşretdi.

Sayın MGK üyeleri çeşme akar iken bakracı doldurmak konusunda hiç tereddüt etmediler.

Bir gün gelip mutlaka öleceklerine biraz olsun inansalardı şâyet

Devlet mezârlığından kendilerine kabir yeri tahsis etmek için bile Kânun fermân buyuracaklar idi.

image013 

 *  *  * 

SENE 1984:

Bakanlar Kurulu kafa patlatıp dirsek çürütdü. İmim imil mesai yapdı. Meclis’in denetiminden kaçırarak yeni KHK’ler peydahladı. Çıkartdıkları KHK’ler, doğura doğura gatırandan da gara hormonlu bir domuzlan böcüğü doğurdu.

Aşağıda temaşâ eylediğiniz 26/06/1984 târih ve 241 sayılı Kânun Hükmünde Kararnâmenin 39 ncu maddesi ile de;

  • Orgeneral ve
  • Oramiral

rütbesindeki subaylar makâm tazminâtı kapsamına dâhil edildi.

Darbeci Zorti karda yürümüş, izini belli etmişdi bir kere. Kânun’u iyi mayalamışdı. Yukarıdan aşağıya doğru kabardıkca kabardı. Taşdı, taşdı, taşdı...

Zorti’den sonra görev yapan Genelkurmay Başkanlarının,

Makâm tazminâtını aşağı rütbedeki subaylara teşmil etmesi zor olmadı...

image018 

Orgeneral ve oramiral rütbesindeki subaylara yamadıkları makâm tazminâtını,

Ölesiye kadar” almayı da gene bu KHK ile teminât altına aldılar.

 *  *  * 

SENE 1986:

24/12/1986 târih ve 265 sayılı Kânun Hükmünde Karârnamenin 3 ncü maddesi ile de 926 sayılı TSK Personel Kânun’u  Ek 18 nci maddeyi değişdirdiler.

Bu KHK ile makâm tazminâtı;

  • Korgeneral ve koramiral
  • Tümgeneral ve tümamiral
  • Tuğgeneral ve tuğamiral

rütbesindeki subayların tamamına teşmil edildi.

Gene kayd-i hayat şartı ile...

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 *  *  * 

SENE 1990:

09/04/1990 târih ve 418 sayılı Kânun Hükmünde Kararnâmenin 21 nci maddesi ile 926 sayılı TSK Personel Kânun’una V sayılı Makam Tazminatı Cetveli eklediler.

Bu tezgâh ile;

  • Kıdemli Albaylar da

makâm tazminâtı alan subaylar kervanına katıldı.

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 *  *  * 

SENE 1991:

27/12/1991 târih ve 475 sayılı Kânun Hükmünde Kararnâmenin 10 ncu maddesi ile V sayılı Makâm Tazminâtı Cetveline bir neşder daha atdılar.

Cetvelde yer alan “Kıdemli Albaylar” ibâresini “Albaylar” olarak değişdirdiler.

Bu kez yapdıkları gayet ince bir “balans ayarı” idi.

Acısız, ağrısız, sızısız, kansız, dikişsiz...

Ve de habersiz...

Çünkü KHK demek, sel önünden sahipsiz kütükleri kapmak demekdi.

Kimseye göstermeden, tartışmadan, çakdırmadan, sormadan, izin almadan Meclisden Kânun çıkartmak demek idi.

Bu kumpas ile de;

  • Kıdemine bakmadan “Albay” rütbesindeki subayların tamamına

makâm tazminâtı ödemeye başladılar.

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

 *  *  * 

SENE 1993:

13/07/1993 târih ve 486 sayılı Kânun Hükmünde Kararnâme ile makâm tazminâtına bir ameliyat daha yapdılar.

Bu kez de;

  • Kıdemli Albaylar
  • Albaylar için

farklı makâm tazminâtı göstergesi tespit edildi.

Aynı rütbede olan subayların farklı oranda makâm tazminâtı alması bakımından dikkat çeken bir durumdur. Resmî yazışmalarda Albaylara kıdemini yazmayı yasakladılar. Fakat kıdemini yazmasına izin vermediği albaya en kıdemlisinden makâm tazminâtı verdiler.

Helâl olsun!

Başkumandan sıfatıyla Cumhurbaşkanı “Anayasa’yı bir kez delmekle bir şey olmaz!” der ise şâyet

O Cumhurbaşkanının subayları ne yapmaz?..

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

 *  *  * 

SENE 1996:

21/11/1996 târih ve 4214 sayılı Kânun ile zamânın hükûmeti, zamânın Bakanlar Kurulu’na yeni KHK’ler çıkartma yetkisi verdi.

Evvel zamân içinde idi

Tazminât da kalbur içinde...

Tıpkı 1984 senesinde olduğu gibi.

Târih, tekerrürden ibâretdir,

Değil mi, ÂKİF Mehmet?..

Bakanlar Kurulu’nun 12 sene sonra aldığı ve siz muhteremlerin aşağıda nazâr etdiğiniz işbu yetki Kânun’unun amacı;

Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bunların emeklilerinin;

  • Mâli imkânlar ölçüsünde geçmiş yıl kayıplarını giderebilmek,
  • Mâli ve sosyal haklarında iyileştirmekler yapmak”

kadar saf, masum ve iyi niyetli idi.

Hem

Görevdeki memurların

Hem de

Emekli memurların

Geçmiş yıl kayıplarını gidermek ve

Mâli ve sosyal haklarında

İyileşdirme yapmak!..

Zamânın Cumhurbaşkanı Çoban Sülü’ye böyle yapacaklarını söylediler.

Çoban Sülü de

Bunu söyleyen insan müsveddelerine inandı, güvendi ve

Kânun’u imzaladı.

Sâdece 4 aylığına aldığı bu yetkiye istinâden kolları sıvayan zamânın Bakanlar Kurulu,

Yeni KHK’ler çıkartmak üzere çalışmaya başladı.

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

 *  *  * 

SENE 1996:

Bakanlar Kurulu’nun 18 gün önce aldığı KHK çıkartma yetkisinin süresi 4 ay içinde bitecek idi.

Ne demişler?

Vakit, nakitdir!..

Genelkurmay Başkanımız ellerini çabuk tutdu. Meclisin pırıltılı salonlarında hemen hummalı bir “bakan ayartma, tavlama harekâtı”na başladı. Karargâhdan üç beş kurmay subay gönderdi Meclise. Tenhalarda kısdırdıkları Sayın Bakanlarımızı bir punduna getirip iknâ etdiler.

Vakidi, hemen nakide çevirdiler.

19/12/1996 târih ve 568 sayılı KHK’nin 3 ncü maddesi ile 926 sayılı TSK Personel Kânununa ekli V Sayılı Makâm Tazminatı Cetveli değiştirildi.

Kânun, böyle diyor. Aslında değişiklik yapılmadı.

Sâdece bir kelime ilâve edildi.

Enflasyon denen ve arsız siyâsetcilerin peydahladığı bu hayat pahalılığı senede yüzde yetmişlerde geziniyordu o tarihlerde. Memurun ve bu arada astsubayın maaşı da eriyip pula döndü.

Bu Kânun ile Genelkurmay Başkanımız;

Subaylara ve

Astsubaylara

Biraz nefes aldıracak bir maaş artışı yapacak idi.

Çoban Sülü’ye öyle söz vermiş idi.

Fakat

Şapkadan çıka çıka

Sâdece davşan!!!!!!!!

Afedersiniz,

Torbadan sâdece

Yarbay rütbesideki subaylarımız çıkdı.

Makâm tazminâtını düzenleyen meşhur V Sayılı Makâm Tazminatı Cetveli’ne son eklenenler “yarbay” larımız oldu.

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Makâm tazminâtı için köşe bucak kıvranıp uygun fırsat kollayan yarbay rütbesindeki subaylarımız

En sonunda emellerine nâil oldular.

Gökden

Biricik makâm tazminâtı düşdü,

Talihe bakınız ki,

O da

Yarbaylarımızın başına düşdü!..

 *  *  * 

1982 senesinden 1996 senesine kadar tam 14 hazân mevsimi deverân etdi.

14 senede;

  • 3 dâne Kânun,
  • 5 dâne de Kânun Hükmünde Kararnâme çıkartdılar meclisden.

Su uyudu,

Subaylarımız uyumadı...

Su akar iken

Astsubaylar bakar iken

Subaylarımız

Ceplerini doldurdu...

 *  *  * 

SENE 2012:

Yarbaylarımız,

V Sayılı Makâm Tazminatı Cetveli’ne eklenen son asker kişiler oldu olmasına da!

Bu cetvele eklenmek için yanıp tutuşan başka subaylarımız yok mu?

Var!

Kendi uydurdukları "üstsubay" kılıfına dâhil edilen binbaşılar sırada avuçlarını ovuşduruyor iştiyakla...

Teklif şimdilik hizmet (görev) tazminâtını koparmak için...

Kapı bir açılsın hele!..

Gerisi gelir nasıl olsa...

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

Kendi uydurdukları

Ve dahi

Hiçbir hukûkî mesnedi olmayan "üstsubay" kılıfına gizledikleri binbaşılara

"Hizmet tazminâtı" almak için birileri hileye başvurmakda hiç tereddüt etmediler.

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Kânun teklifinin yukarıda gördüğünüz gerekcesinde,

Gırmızı çerçevenin içindeki ifâdeye dikkat buyurunuz yiğit yârenler!

Ne demiş sayın vekilimiz o çerçeve içinde?

1 nci dereceye yükselen ve 3600 Ek Göstergeye hak kazanan subay...

Kim bu subay peki?..

Kelime hilesine bakar mısınız?

Ben mâliyeci değilim.

Fakat yapdığım parmak hesabına göre;

Binbaşı rütbesindeki bir subayın birinci dereceye yükselmesi imkânsız.

O sayın binbaşımızın 3600 Ek Göstergeye yükselmesi de mümkün değil.

İstisnâlar hâriç, derecesi 2 olur. İstisnâ olsa da kâideyi bozamaz!.

Ek Gösterge rakamı da 3000.

İşde isbatı;

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

Birinci dereceye ve 3600 Ek Göstergeye yükselmesi için bir subayın yarbay rütbesinde olması gerekir.

Muhterem yarbaylarımız bu tazminâtları hâlen alıyorlar.

Peki, bu dalavere niye öyleyse?..

Birinci dereceye yükselmiş ve

3600 Ek Gösterye yükselmiş astsubayların içine

Bu hakları hâiz olmayan binbaşı rütbesindeki subayları kaynak yapıyorsun Sayın vekilim!..

Ayıp oluyor hani!..

Senin amacın nedir Sayın TÜRELİ?

Birinci derece ve 3600 Ek Göstergeye yükselen astsubaylara mı tazminât vermek?

Yoksa

Astsubay posdunun içine sakladığın binbaşı rütbesindeki subaylara mı tazminât koparmak?

Vekilime ne gerek?

Vekilime doğruyu söylemek gerek!...

Yanlış hesap yapdıysam Bağdat’dan dönsün! Bilenler doğrusunu söylesin.

Şâyet benim yapdığım hesap doğru ise o hâlde Sayın Vekilimiz bu çirkin tuzağa niye düşdü?

Ya da Milletin Vekilini kimler tongaya basdırdı?

Birisi Sayın Vekilimi uyarsın!

Hatâya düşmesini arzu etmeyiz.

 *  *  * 

Satılık tazminâtlarım var. Üsdelik bîlâ bedel! Sırada bekleyen subay var mı?

Var elbet dostlarım...

Tek yapmaları gereken şey

Siyâsetcilerin yapdığından...

Takiyye!..

Murailik, fesatlık ve arsızlık silsilesiyle dolu folim makarasını tekrar başa sarmak!

Ne dedi ÂKİF Mehmet?

Tekrar oynat!

  • Meclisden yeni bir yetki Kânun’u çıkart,
  • Sonra, bu yetki Kânun’una yaslan ve
  • Kânun Hükmünde Kararnâme çıkartma yetkisi al.

Hemen kolları çemre!

İşde sana Kânun Teklifi.

İzmir Vekili Sayın Rahmi Aşkın TÜRELİ’den...

Üsdelik ıslak imzalı...

Sonra gelsin dizi dizi KHK’ler.

  • İlk fırsatda, binbaşıları,
  • Sonra yüzbaşıları,
  • Daha sonra üsteğmenleri...

Ve en nihâyet olarak da

  • Teğmenlerimizi

926 sayılı TSK Personel Kânun’undaki V Sayılı Makâm Tazminâtı Cetveli’nin alt kısmına ekle.

Asteğmenler mi?

Olmaz!

Onlara yok!

O kelimenin başında “ast” var ya!

Teğmenden fazla okusa bile askerliğe 1 derece aşağıdan başlayan kimler sanıyorsunuz?

 *  *  * 

Subaylarımız;

  • Komkarsu tazminâtını ve
  • Komutanlık tazminâtını mezun oldukları gün almaya hak kazanıyorlar.
  • Kadrosuzluk tazminâtını da emekli olduğu günden itibâren alacaklar nasıl olsa!..

 

Peki, hepsi bu kadar mı?

Devlet memuru ve diğer kamu görevlileri deyince

Sâdece subaylarımız mı var?

Yok elbet!

Subaylar ile aynı Kânun’a tabi olan astsubaylar var!..

Ordunun;

  • İki aslî unsurundan birisi,
  • İki temel direğinden birisi, (¹)
  • Türk Silâhlı Kuvvetlerinin çok önemli bir gücünü teşkil eden (²)
  • Türk Silâhlı Kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olan (²)
  • Türk Silâhlı Kuvvetlerinin birbirlerine gönül bağıyla kenetlenmiş fedakâr ve kahraman mensupları  olan(²)
  • Astsubaylar da var.

 

Astsubaylar,

Devletin vatandaşı değil mi?

Astsubaylar,

T.C. Ordusunun askeri değil mi?

Subaylar bu konuda son derece hasis ve arsız davrandılar.

Bugün itibâriyle bu tezgâhın farkına vardık!

Necdet Bey,

Biz,

Bir aile miydik?

Askerin en büyük vasfı

Şerefli olmasıdır.

Genelkurmay Başkanı

Çoban Sülü’ye verdiği sözü tutsun!

Biz Astsubaylar

Hak etdiğimiz tazminâtları istiyoruz!

Subaylarımıza

Tam 6 çeşit tazminât var...

Astsubaylara ne var?

Astsubaylara

Tazminât makâmından ninniler!..

 *  *  * 

SENE 2014, 01 MART:

Sonunda oldu!

Kırk seneden beridir verdiğimiz

Medenî, insânî ve hukûkî mücâdele ile

Hakkımızı alamadık!

Daha doğrusu

Biz istedik de

Bizi ölüme sürenler

Hakkımızı vermedi...

Çözüm imkânları tükendi!..

Başka çâre kalmadı!..

TEMAD Genel Başkanımız Sayın Ahmet KESER,

Emekli astsubayların 01 Mart 2014 tarihinde

Ölüm orucuna başlayacağını

Kamuoyuna ilân etdi.

image046 

image044Dünya’nın dokuzuncu büyük ordusu

Tarihinin en ciddi ve

En tehlikeli sınavıyla karşı karşıya.

Bu sınavın gâlibi olmayacak!

Vatanı uğruna ölmeye ve öldürmeye

Nâmusu ve şerefi üzerine yemin eden

Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun

Emekli astsubayları kendi hakkını almak için

Ölmeye yemin etdi.

Böylece dünyada “ölüm orucu kararını ilk veren astsubaylar” da

Türk emekli astsubayları oldu.

Siyâsetcisiyle

Askeriyle

Beceriksiz idâreciler ülkemizi bu hâle getirdiler.

Astsubayara hakkını vermezler ise

Hepsine yazıklar olsun!..

Bizden helâllik beklemesinler.

Emekli astsubaylar ölüm orucuna yatar iken

Devleti idâre edenler

Ölüm sessizliğinin arkasına saklanamaz!

Bu ölüm orucunda ölecek emekli bir tek astsubay meslekdaşımızın dahi vebâlinin altında herkes ezilir!

  • Necdet ÖZEL,
  • Recep Tayyip ERDOĞAN,
  • Abdullah GÜL...

Sizlerin nâmusunu korumak için

Ölmeye yemin etmiş emekli astsubaylarınızın

Canını bugün korumaya mecbursunuz.

Devleti idâre etmek için devletin ekmeğini yiyen sizler,

Emekli astsubayların kendisini öldürmesine seyirci kalamazsınız!..

Devleti idâre etdiğini zanneden

Herkes aklını başına devşirsin!..

Tazminat Makamından Ninniler_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  

Şükrü IRBIK
(E) SG Tls.Astsb. III Kad.Kd.Bçvş.

 

Ögeyi Oylayın
(69 oy)
Son Düzenlenme Cumartesi, 13 Mayıs 2023 09:10

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

Yorumlar  

#6 Osman BEREKET 20-12-2015 19:04
Sayın Şükrü IRBIK, Bir güzel yazınızı daha yine heyecanla ve büyük bir zevkle okudum. Elinize sağlık. Dava konusu tazminat celseleri hakkında, adalet terazisi bu kadar açık ve net olarak ancak, sırat köprüsünde olur. Bir üniforması da kefen olan bu mesleğin, mensuplarına bu kadar açık ve net ayırımcılık dünyanın hiç bir yerinde yoktur. Bu haksızlığa ve hukuksuzluğa kılıf uydurup, emrinde çalışan insanları mağdur etmeye, hiç kimsenin hakkı yoktur. Güç bende, ben üstünüm, ben istediğimi yaparım anlayışının sonucudur bu. Modern kentleşme ve birlikte yaşamın getirmiş olduğu erdemlerden yoksun bu anlayışın, hala var olması da düşündürücüdür. Bu sonucu hala savunanların, iyi niyetli olmadıkları da açıktır. Ayrıca yıllarca beraber çalıştıkları, sırtından yükselerek bu makamlara ve rütbelere geldikleri, bunun sonucu olarak da biz bir aileyiz dedikleri, cefakâr ve emektar insanlara, hayatlarının son yıllarında, bir ekmek parasını da çok görenlerin, vatan sevgisinden şüphe ederim. Kötüler birleştiği zaman iyiler de bir araya gelmelidirler, yoksa teker teker yok olup giderler. Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır. Selam ve saygılarımla.
Alıntı
#5 ibrahim 26-02-2014 13:27
Sn.IRBIK,emeğinize,yüreğinize sağlık,Gen.Kur.lütfen assubaylarınızla alay etmeyi bırakın,gerçekleri görün artık,sabır da,nereye kadar sabır,ülke tonlarca dinamitin altında,siz hala assubaylarla uğraşmaktan bıkmadınız mı?. Saygılarımla.
Alıntı
#4 Ragıp Tenim 26-02-2014 11:45
Hiçbir Emekli kıdemli Başçavuş, çalışan assubay çavuş'tan daha az maaş almamalıdır. Çünkü hiç bir Emekli Albay, teğmenden az maaş almamaktadır...
Alıntı
#3 Ersen Gürpınar 25-02-2014 21:42
Sn.Irbık elinize yüreğinize sağlık yine adaletsizlikleri şamar gibi ortaya koymuşsunuz.Haksızlık bir değil ki hangisini anlatalım! Subayına imtiyaz tanımak için darbe bile yapan güzide ordumun komutanları assubaylarını sadece göreve ve ölüme gönderirken hatırlıyor. Gnkur bugün 25 Şubat 2014 tarihinde basın açıklaması yapmış muhtemelen ölüm orucuna giden assubayların haksızlığını kamuoyuna hissettirmek;birçok çalışmadan bahsedilmiş, örn. neymiş efendim TSK personeli ayırım yapılmadan tahsiline göre yükselecekleri dereceler belirlenmiş peki göreve başlangıçta neden ayrımcılık var assubaylar mahalle bekçisinden daha alt kademeden göreve başlıyor? Görev tazminatı binbaşı ve 1'nci derece 3600 ek göstergedeki kıdemli başçavuşlara verilecekmiş (!) Birinci derecede olan binbaşı var mı? Araya kaynak yapmışlar neden subaydaki gibi rütbeye göre değil? TAZMİNAT EN ÜST ASSUBAY RÜTBESİ OLAN KIDEMLİ BAŞÇAVUŞLARA VERİLMELİ VE BAŞLANGIÇ DERECELERİNDEKİ ADALETSİZLİK SON BULMALIDIR.
Alıntı
#2 Halil Yaz 25-02-2014 20:18
Çok güzel bir kronoloji ile herşey göz önüne serilmiştir. Emeğinize teşekkür ederim.
Alıntı
#1 Mehmet NEVŞEHİR 25-02-2014 19:46
12/2/1982 tarihli ve 2596 sayılı Kânunla 926 sayılı TSK Personel Kânun’una eklenen Ek 18 nci madde ile;

Genelkurmay Başkanı,
Kuvvet Komutanları ve
Jandarma Genel Komutanına

makâm tazminâtı ödenmesine karar verdiler.

Tesadüfe bakın ki aynı tarih sayılı kanun aşağıdaki gerekçe ile

"G E R E K Ç E
657 sayılı Devlet Memurları Personel Kanununun mali hükümlerinde yapılan değişikliğe paralel olarak 926 sayılı T. S. K. leri Personel Kanununun ilgili maddesi ve bu maddeye bağlı gösterge tabloları değiştirilmekte
fakülte ve yüksekokul mezunu astsubayların intibakları ile ilgili olarak Askeri Yüksek idare Mahkemesinin verdiği karar doğrultusunda aynı maddeye açıklık getirilmekte ve Kanuna gösterge değişikliklerinden meydana gelecek farkın, ilk ay Emekli Sandığına kesilmeyeceğine dair bir ek geçici madde getirilmektedir."

Astsubaylar aleyhine aşağıdaki hale getirilmiştir.

Astsubaylar hakkındaki gösterge tabloları Ek - VIII sayılı cetvelde gösterilmiştir. Görevde iken yükseköğrenimi bitiren astsubayların intibakı; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Genel İdare Hizmetleri
sınıfında aynı yükseköğrenimi bitirenler için tespit edilen derece ve kademelerden hizmete başlamış kabul edilerek yapılır.»

Meclis tutanaklarından

Kenan EVREN — Yani, bir pilot yarbay, Genelkurmay Başkanını geçiyor, hatta binbaşı geçiyor da; şimdi böyle olursa, hizaya gelmiş oluyor. Bakın, 1929 senesinden beri kimse düşünmemiş: 450 lira. bir makam tazminatı alır Genelkurmay Başkanı!
Alıntı
genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ