İşleyişi kanunla düzenlenmiş, üye aidatlarıyla meydana getirilmiş ve halen de desteklenen bir sosyal yardımlaşma, dayanışma kurumu olan Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), Türkiye’de, aynı şekilde kurulmuş diğer meslek grupları sosyal sistemlerden farklı olarak, gelişerek günümüze kadar gelebilmeyi başarmış, aynı zamanda Türkiye’ye katma değer yaratan, bir Türk sermayesi niteliğini kazanmıştır…
OYAK, büyümesiyle, satışlarıyla veya aidat ödeyen her statüden üyelerinin yönetim ve denetim kurullarında, kanunu gereğince yer alamaması gibi değişik nedenlerle kamuoyunun gündeminde yer alabilmektedir…
OYAK, sistemdeki ve her geçen gün artan üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için elbette ki büyüyecektir… Büyümenin gerekleri ve piyasa koşulları gereğince satışlarının olmaması diye bir şey olabilir mi? Ancak burada her personeli derinden yaralayan üyeleri arasındaki ayrımcılığın bitirilmesinin gerekliliğini tartışmaya bile gerek yoktur… Bu durum OYAK’ın kanayan yarasıdır…
OYAK’ın hissesi olan iştiraklerde yönetici olmak, kurullarda yer alabilmek tamamen kanun dâhilinde. 205 Sayılı Kanun’un bazı maddeleri günün koşullarına, üyelerin ihtiyaçlarına cevaz vermemekle birlikte, OYAK yönetiminin tüm gücüyle, günün şartlarına göre üyelerinin birikimlerini değerlendirmekte olduğu da bir gerçek…
Emekli olan üyesi, emeklilik evrakı OYAK’a ulaştığında istediği takdirde, yılların birikimi olan alın terini, “emeklilik parasını” nemasıyla birlikte hemen alabilmektedir… Bugün git, yarın gel, yoktur OYAK’ta…
Bu durumda ilk akla gelen soru, OYAK’ın üyelerine olan fayda ve zararları nelerdir? Faydası mı, yoksa zararı mı çoktur. Bunlara bakmak gereklidir.
Her şeyden önce OYAK, yabancı ortaklıkları olmasına rağmen elde kalan bir Türk sermayesi, bir Türk kuruluşu niteliğinde…
OYAK, kurulurken, insanların duygularını istismar ederek; bir daha geri dönmemek üzere, kimsenin boynundan, kolundan altınını, koşumluk öküzünü, evini, tarlasını, traktörünü, ineğini vb. şeyleri sattırarak, kurulmuş bir şirket değil… Bu anlamda, pazardan pay almak isteyen ve OYAK’ın piyasada olmamasını isteyen sermaye grupları da mevcut olabilmekte…
Daha on yedi yaşında olmasına rağmen şirket kurmuş, simit satarak trilyonlar sahibi olmuş insanlara denk gelmek mümkün… Devlet veya özel sektörde çalışanların böyle bir şansı ne kadardır?
Üyeler sistemdeki birikimlerini, payını alır ve üyelerine yönelik olarak meydana getirmiş olduğu emeklilik sistemleri, hizmetleri son bulur… Bu durumda üyeler, özellikle de emekliliğinde kullanmak üzere tasarruf yapmak, parasını çoğaltmak maksadıyla yabancı sermayenin kontrolünde olan yatırım araçlarına yönelmeye başlar… Her türlü sorumluluğu kendinde olmak üzere, onlardan danışmanlık hizmeti alırlar… Bir taraftan mesleğini icra eden insanın, diğer taraftan bir siyasi gözlemciliğin yanında, bir ekonomist gibi sıcak parayı gün gün, saat saat hatta dakika dakika takip etmesi, yükselen, alçalan, sıkışan grafikleri, işlem hacimlerini takip etmeleri ve doğru karar vermeleri gerekecek… Eğer, doğru karar veremezse, birikimleri buhar olup uçma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak… Edeceği zararın işine ve özel hayatına olacak olumsuz yansımalarını da unutmamak gerekli…
Bir yabancı, yerli malını paylaşmakta, elden çıkartmakta bizdeki kadar cömert ve istekli mi? Mesela 2005 yılında Fransa’da Fransızlar, bir Fransız kuruluşu olan Danone’yi Pepsi Cola’ya niçin sattırmadı?
Bugün Türkiye’de yedi yüz civarında sanayi kuruluşunun satıldığı belirtilmekte… Yabancılara satılan bu kurumlardan beklenen fayda neydi ve bu fayda sağlandı mı? Satılan kurumları, fabrikaları kim satın aldı? Kaçı faaliyetini sürdürüyor? Faaliyetini sürdürenlerde çalışanlar aylık kaç lira maaş alıyor?
OYAK’ın satılmasını, elden çıkartılmasını istemek ile yönetimsel hususlarının düzeltilmesini istemek, birbirinden farklı… OYAK, adeta bir milli statüdedir. Sonuç itibari ile aynı zamanda iyi de yönetilmekte olan bir kuruluştur... Elden çıkartılması çok önemli olumsuz sonuçlar meydana getirebilir... Yönetimsel hususların TBMM’ce düzeltilip, düzeltilemeyeceği ise ayrı bir konu…
Orhan KAYA
Yorumlar
Sn.Janas'ın yukarıdaki yorumuna içtenlikle katılıyorum, bazı arkadaşlarımız ne yazık ki bencil düşünüyorlar. OYAK yardımlaşma kurumu mu yoksa loto gibi şans dağıtan bir kurum mu? OYAK RENAULT benim zamanımda satılsaydı şimdi sistemde olanların nemaları ne olacaktı? O tarihte satılmaması benim talihsizliğim şimdikilerin talihi mi? Hepimiz aynı şartlarda aynı oranda prim ödemedik mi? Kurumun tüm varlığında kuruluşundan bugüne kadar tüm üyelerin hakkı vardır, bu nedenle OYAK TÜM ÜYELERE HİSSE SENEDİ VERMELİDİR, dileyen yine birikimini kurumda ayrıca değerlendirir . Bu talebimizin takipçisiyiz yanlış hesap mutlaka bağdattan dönecektir.
OYAKBANK'ın Hollandaya satılmasının da önemi yok,çünkü Ülkemizin neredeyse tüm kuruluşları yabancılara satıldı.Karşı çıkan yok.Boş bir OYAKBANK o kadar yüksek değerde satılabilmişse öpüp baş üzerine koymak lazım.
Emirle kurulanlara 1 kuruş vermedim.Tabi karşılığında neler olabileceğini düşünebilirisiniz.Ama bende de bu inat varken,Onur varken kusura bakamıyorlar.Merak etmeyin,hem dimdik hem de onurumdan ödün vermeden sapasağlam ayaktayım.
Evet ne yazık ki bugün 61'lerde büyüklerimizin kurduğu bir OYAK'ı Şirketlerini atın,savurun bize verin diyen bir kitle var. Sanki tüm o şirketlerin varlığı onlar zamanındaymış gibi hepsini tapulayan bu zihniyet tamamen geçmişi silen,herşeyi bu bolluğa rağmen paraya endekslemiş gerçekten bencil bir kitle.
1983 yılında OYAktan 200 bin tl alan bir asb.ın emekli sandığından 800 bin tl aldığını bilmeyen buna rağmen emekliliğini dolduran, bugünkü bir asb.ın ise 110 bin tl yi OYAK tan,50 bin tlyide emekli sandığından alarak gerçeği görmeyen kitle.Yani OYAKbank satışından önce emekli olan büyüklerimizin aldıkları da elbette düşük.
Evet belki aktuaryal kâr havuzundan emekli olana nakit veriliyor ama şirketlerdeki haklar aynen duruyor.
Saygılar.
Takipteyim.
http://www.haberturk.com/yazarlar/599173-kagittan-kaplan-diyor-ki
Böyle bir cümle kurmayı hiç sevmem ama bu sefer kuracağım. Aynen sizin gibi düşünüyor, olaya aynı sizin baktığınız pencereden bakıyorum.
Oyak'ı eleştirenlerin tüm eleştirilerine katılıyorum, hak veriyorum. Ancak bu gün Muğla'daki bir babanın Kayseri'de asker oğluna harçlık gönderirken Amerikan şirketine haraç verir duruma gelmemiz, Trakya'da üretilen deterjanın İzmir'de pazarlanmasını Alman şirketinin yapmasını da sindiremiyorum değil beni üzüyor. Oyak ülkedeki son yerli sermayedir.
Kusura bakmayın, eşiyle en küçük bir kavgada, anlaşamıyoruz öyleyse boşanalım diyen, olayın önünü arkasını derinlemesine düşünme yetisinden yoksun iki çocuklu adam gibi, Oyak'ta aksayan yönler var, bize yar olmuyor öyleyse satalım kimin olursa olsun diyemiyorum.
Niçin TEMAD'ın başına bu işleri takip edecek adamları getirelim, ülkenin başına haklıdan yana tavır alacak zihniyeti seçelim diyemiyorsunuz da, Oyak satılsın, kim alırsa alsın umurumda değil diyebiliyorsunuz?
OYAK belki mükemmel bir yardımlaşma kurumu olamamıştır,bugün üyelerinden OYAK kadar aidat almayan birçok yardımlaşma sandığı (ÖR.İŞ BANKASI-MERKEZ BANKASI-BİRMOT-KOÇ yardımlaşma sandıkları) Üyelerine OYAK'tan fazla ekonomik yardım yapmaktadır. Birde madolyonun diğer yüzüne bakalım tüm olumsuzluklara rağmen OYAK olmasaydı hangimiz bu birikimi yapabilecektir.
Kurumda haksızlıklar yokmu elbette var örneğin ben emekli olmadan OYAK RENAULT satılsaydı şimdi OYAKBANK sırasında nema alanlar Erdemir satılırsa ne alarız hesabında bulunanlar bundan yararlanabilecekmiydi ? Elbette hayır birçok arkadaşımız kişisel düşünüyor hatta Fecebook'ta bir arkadaşımız sizler paranınız çatır çatır yerken ben sıkıntı çektim kurumda bıraktım siz ne hakkı talep ediyorsunuz diyebiliyordu..OYAK bizlerin aidatı ile kuruldu iştiraklerinin karının tamamı üyelere aktarılmadı yeni yatırımlara yönlendirildi dolayısıyla kuruluşundan bu güne kadar tüm üyelerin OYAK iştiraklerinde hakları vardır ÜYELERE KATILIMLARI NİSPETİNDE HİSSE SENEDİ VERİLMELİ İSTEYEN SATAR İSTEYEN TORUNUNA MİRAS BIRAKIR AYRICA DİLEYEN DE PARASINI KURUMDA BIRAKARAK DEĞERLENDİRİR Bu bizim olmazsa olmaz taleplerimizden biridir TEMAD bu konuyu AİHM götürdüğünü belirtiyor ama karşı düşüncelere rağmen dava dilekçesini bizlere sunmuyor bu konuda açıklama bekliyoruz Bu talebimiz mutlaka idari ve yargı nezninde seslendirilmelidir. saygılarımla
OYAK'ın kimseyi dolandırdığına veya aldattığına denk gelinmemiş diyorsunuz. Lütfen yapmayın. 2001 yılında krizden faydalanarak elindeki tüm nakti dövize çevirerek aynı yıl tüyü bitmemiş yetimin milyarlarını üyelerine peşkeş çeken OYAK'tan mı bahsediyorsunuz. 2001'de milletin Sümerbank'ını 5 adet banka ile birlikte bir daire fiyatına satın alan ve kurduğu bankayı 2008'de ingbank'a ikibuçuk milyar dolara satan ve üyelerine sırf bu satıştan dolayı azımsanmayacak bir nema veren OYAK'tan mı bahsediyorsunuz? Bunun milliyetçilik ile ne alakası var? Elindeki bankayı Hollandalıya satan milli sermayeye nasıl hizmet etmiş olur? AXA OYAK hakkında basında çıkan yazıları biliyoruz. Ereğli Demir Çelik Fabrikası piyasada yaptığı bazı kayırmacı usulsüz işlemleri nedeniyle rekabet kurulu tarafından ağır para cezasına çarptırılmadı mı? Üyelerinin yüzde 60'ı bu kurumu İnsan Hakları Mahkemesine dava etmedi mi? 97 yılına kadar sıfır nema ile emekli olanların, şu an kurulu olan iştiraklerde hiç mi hakkı yok?
İştiraklerdeki yöneticiler neden hep emekli subay? Profesyonellik bunu mu gerektiriyor? Ordu pazarlarını ne çabuk unuttunuz. Ordu pazarlarının kapanmasının sebebi serbest piyasaya ayak uyduramamasının sebebi neydi? Çünkü tüm reyonlarda çalışanlar torpilli kişiler idi. Şahit olduğum bir noktayı vurgulamak istiyorum. Alışveriş yapmaya gelen assubaya tepeden bakıyorlardı. Böylece kimse ordu pazarına gitmez oldu. Çimento sektörü OYAK'ın elinde patladı. Çünkü kimse çimento fabrikası almak istemiyor. Kar marjı düşük ve çevreye doğaya son derece zararlı fabrikalar. Bence OYAK'ı bu günlere taşıyan unsurlar şunlardır. Fırsatçılık, geri dönmeyen aidatlar, imtiyazlar, göz yummalar, yaklaşık 200bin her ay para yatıran mudisi ile nakit sıkıntısı çekmemesi.
Size küçük bir soru: Özel sektöre ait bir çimento fabrikası ile OYAK a ait bir çimento fabrikasının üretim- maliyet- personel giderleri- yönetici giderleri- performans karşılaştırması gibi istatistikleri biliyormusunuz? Bırakın bu İlksan masalını. Bildiğimiz bir konu ile bilmediğimiz bir konuyu çarpıştırmayın.
Sayın KAYA; OYAK iyi bir işletmeci değildir. Serbest piyasada mücadele etse yarın batar. Ayrıca yakın tarihi incelediğimizde darbe yönetimlerinin derin izi olan ülkemizde böyle bir dönemde kurulan OYAK'a sivil iktidarlar göz yummuşlardır. Bu nedenle OYAK kapatılmalıdır. Ayrıca anormal olan OYAK'ın bugün yüzde 11 nema vermesi değildir. Çünkü bankalar yıllık yüzde 6,5-7 faiz ödüyor. Anormal olan OYAK'ın enflasyon ve banka faiz oranlarının iki üç katı nema vermesi ve iştiraklerinin satış gelirlerini üyelere yansıttığında bir önceki yıla göre değişen anormal nemalardır. Saygılarımla...
Oyakın iştiraki şirketlerin yönetim kurullarında bulunabilmek için General rütbesinden emekli olmak yeterli.Başımdan geçen bir olay ile bunu açıkça gördüm çimento fabrikasına ait kamyonların (Jandarma)trafik uygulamasında bekletilmesine kızan yöneticinin gelip Trf Tim K arkadaşa (sen ne yaptığının farkında mısın, bu kamyonların saati kaç lira biliyormusun)gibilerinden serzenişte bulunduktan sonra içeride paşalar toplantı halinde isimlerini saydı biz de kim bunlar dedik yönetim kurulu üyeleri dedi.