Değerli arkadaşlarım
Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işlemediği sistemlerde imtiyazlıların egemenliği vardır; bunlar rahat edebilmek, halkın tepkisini almamak için önce ezilenler birbirine düşman edilir,sonra milliyetçilik ve dini duygularla gaz verilerek durum kurtarılır.
Yıllardır sağır sultana duyurduğumuz adaletsizlikleri ne yazık ki kurumumuza yeterince duyuramamış olmalıyız ki bizlere söz verilen iyileştirmeler yerine subaylarımıza yeni haklar sağlanması, son kararname ile assubayların adeta yok sayılması bardağı taşıran son damla oldu.
Kurumlarına saygılarından ve bizlerin sürekli itidal ve sükunet tavsiye ettiğimiz görevdeki arkadaşlarımız da dahil sosyal medyada yaşanan BU KADARINA DA PES çağrısı ile basının haksızlıklarımızı TEMAD vasıtası ile duyurması üzerine Genelkurmay bu haksızlıkların önlenmesi için tekliflerimiz daha da ısrarla takip edilecektir açıklaması yerine ne yazık ki suçlandığımız bir basın açıklaması ile bir kez daha hayal kırıklığına uğratıldık.
Assubaylığın en yüksek rütbesi Kıdemli Başçavuş’luktur; temsil tazminatının dereceye bakılmaksızın bu rütbedeki personele verilmemesi halinde 1'inci dereceden emekli olanlarla 2. ve 3'üncü dereceden emekli olan Kd.Başçavuşlar arasındaki makas daha da açılarak personel arasındaki dayanışmanın yok edilmesi isteniyorsa bu sadece ve sadece TSK düşmanlarının işine yarayacaktır; subayların (General,amiral hariç) en yüksek rütbesi olan albaylar dışında bu tazminat yarbaylara da veriliyorsa o zaman tüm kıdemli başçavuşlar bu tazminattan yararlanmalıdır.
Hiyerarşi tüm kamu ve özel kuruluşlarda gereklidir, bizim hiyerarşiye itirazımız olamaz ama haksızlıkları üstelik diğer kamu kuruluşları ve dünya ordularında uygulanmayan statü ile özlük haklarının karıştırılması ile yapılan adaletsizlikler mazur gösterilip yok sayılamaz...
657 Sayılı Devlet Memurları yasasıyla lise ve dengi okul mezunu memurlara 1984 yılında sağlanan 1'inci dereceye yükselme hakkı assubaylara tanınmış olsaydı ön yargılarla bir ızdırap olan görev koşulları nedeniyle erken emekliliğini isteyenler bu dereceye ulaşıncaya kadar görevde kalırlardı, yine aynı şekildi sınıf öğretmenlerine sağlanan ön lisans hakkı ve ardından okulların fakülte düzeyine getirilmesi her kuruma örnek olan TSK öğretmenlerden 20 yıl sonra uygulanmasaydı bugün bazı sorunlar olmayacaktı...
Hiçbir kurumda hiyerarşi ve statü ileriye sürülerek bir sınıfın diğer sınıfa tahakkümü kabul edilemezken mazisi yüz yıllara dayanan ordumuzda subayın çiftlik ağası, assubayın maraba gibi görülmesi ceza, sicil, tayin baskısı ile disiplinin sağlanmayacağını kurmaylarımız bilmesine rağmen bu zihniyetin devam etmesi bugünlere gelmemize neden olmuştur.
Biz,sadece adaletin sağlanmasını,uğratıldığımız haksızlıkların giderilmesini istiyoruz. Gerçeği yansıtmayan böyle bir açıklama Genelkurmay’a yakışıyor mu?..
Umarım adalet ve sağduyu galip gelerek haklı taleplerimize çözüm bulunur .Saygılarımla.
Yorumlar