Bu sayfayı yazdır

YÜREKLERDEKİ ACILAR VE İHMALLER HALA BİTMEDİ

Deprem bu ülkenin gerçeğidir tarihte binlerce cana milyarlarca maddi zararlara neden olan depremler ne yazık ki gereken dersi almadığımız için tekrar ediyor, korkarım deprem kuşağında olmamız nedeniyle de devam edecek. Yüreklerimizi yakan Körfez depreminin üzerinden ciddi önlemler almadan geçen 11'inci yılda aşağıdaki yazıyı sizinle paylaşmıştım. Maalesef 20'nci yılda değişmeyen tek şey kaybettiklerimizin acısı, umarız artık birileri yeter demeyi başarı. Acıların yaşanmaması dileklerimle... 

Saygıdeğer Arkadaşlarım,

Birinci derece deprem kuşağında yer alan Ülkemizde 17 Ağustos 1999 günü 03:02’de merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve 7.4 olarak kayıtlara geçen, bir çok çevre il ve ilçelerde de hissedilerek oralarda da can ve mal kayıplarına neden olan; resmi kayıtlara göre 18 bin’e yakın kayıp verdiğimiz, on binlerce yaralımız olan, başta depremi yaşayan yurttaşlarımız olmak üzere tüm Ulusumuzu yasa boğan, büyük Marmara depreminin üzerinden tam 11 yıl geçti.

Depremden sonra bu bölgelerimizde kullanılmak üzere bir çok ülke manevi desteğin yanında maddi destekte de bulunmasına, mağdur yurttaşlarımızın yaralarının sarılması için asıl görevli devletimiz tarafından bir miktar konut yapılmasına rağmen depremzedelerin başta barınma ihtiyacının köklü çözümünün halen sağlanamaması, teknik incelemeler sonucunda verilen raporlar doğrultusunda hemen yıkılması kararı verilen ağır hasarlı binaların dahi bir çoğunun halen yıkılamaması hatta bu binaların bazılarında zorunluluktan dolayı ikamet edilmesi, güçlendirilmesi gereken orta hasarlı binaların bir kısmının güçlendirilmesine karşın diğer güçlendirilmesi gereken orta hasarlı binaların bunca yıl geçmesine rağmen bir çoğunun halen onarılamaması nasıl ve hangi gerekçe ile açıklanabilir?

Hayatını kurtaran depremzede vatandaşlarımızın acıları, travmaları,sıkıntıları; yetkililerce yaraların en kısa zamanda sarılacağı söylemleri ile verilen sözlere rağmen başta konut sorunları olmak üzere, bir çok konuda mağduriyetleri halen devam etmektedir. Kısaca bu depremin yaraları halen yetkililerce sarılamamıştır; işte ne yazık ki bu da başka bir ülkemiz gerçeğidir !..

Ülkemizde oluşan doğal afet ve depremlerde yaşanan can ve mal kayıplarında uygun olmayan zeminlere yapı izni veren,denetim yetersizliği ve çeşitli nedenlerden dolayı sanki insan olmadığı gerçeğini saptırarak takdiri ilahiye bulanların da suçu yok mudur? Uzmanların açıklamaları doğrultusunda depremlerin ülkemizde her zaman olacağını biliyoruz. Deprem kader değildir. Yurttaşlarımızı depremin değil, uygun olmayan zeminin ve çürük yapının öldürdüğü gerçeğini unutmamalıyız. Yetkililerimiz hiçbir zaman sorumluluklarını unutmadan, oy kaygısı yaşamadan çağdaş demokratik ülke gereği ile görevlerini yapmalıdırlar.

Bu vesileyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tekrar Tanrı’dan rahmet, geride kalan depremzedelerimizin yaralarının da yetkililerimizce bir an önce sarılmasını ve bir daha böyle acılar yaşanmamasını diliyorum.Saygılarımla.

 

Ögeyi Oylayın
(1 Oylayın)
Son Düzenlenme Cumartesi, 17 Ağustos 2019 19:08
mehmet emin atılgan

Son ekleyen mehmet emin atılgan