15  Temmuz ertesine kadar inanılmaz bir askeri vesayet vardı. Fetö girişiminden sonra birkaç günde o inanılmaz yapı  buhar oldu uçtu.

600 yıl daha beklesek değişmeyecek olan General statükosu bir haftada eridi gitti.

Gerçekten üst rütbelilerce kandırılmış küçük rütbeli muvazzaf askerler ile vatani görevini yapmaya  bu peygamber ocağına gelen kınalı kuzular,  250 sivil masumla beraber eli kanlı bazı yobazlarca acımadan katledildiler.

 

Kimisine göre aldıkları emir bir tatbikattı, kimisine göre de muhtemel bir terörist saldırısına karşı önlem.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır insanlık utancına sahne oldu.

Hiçbir zaman asla silinmeyecek olan.

Yüzlerce masumun katlinden sonra yaşananlar TSK için daha da utanç ötesi gelişmelerdi.

 

Kışlaların önü belediyelerin damperli araçlarınca kapatılmış,pistler bomba ile patlatılmış, mühimmatlara, uçaklara el konulmuş, Askeri bina ve tesisler sivillerce işgal edilmiş, lojmanlarda aileler ve çocuklar mahsur kalmış, toplumda inanılmaz bir TSK linç kampanyası oluşturulmuştu.

 

Öyle ki o çok güvendiğimiz kudretli f-16 filomuzun silah sistemleri ve ateşleme sistemleri bile Rus hava kuvvetlerince kilitlenmişti.

 

Ardından Genel Kurmayın tüm yetkileri tırpanlanmış, Askeri Okullar kapatılmış, öğrencileri sanki hepsi de fetö askeri gibi,  Askeri okullardan kovulmuş, Hava Kuvvetleri dağıtılmış, yüzlerce pilot tutuklanmış veya açığa alınmıştı.

TSK da görevli tam 345 Generalin  152 tanesi ya tutuklanmış yada gözaltında idi.

Emekli edilenlerin haddi hesabı yoktu.

Öyle ki Ülkeye bir saldırı olsa Ordunun karşı koyacak insan ve komuta gücü yoktu.

Nitekim bu darbe girişiminin zafiyetinden yararlananlar da olmuştu.

 

Yunanistan ege de tam 17 adamıza el koyacak, Kıbrısta % 20 daha toprak Rumlara verilecek, Bu kara sis bulutları dağılsın amacı ve TSK nın gücünden bir şey kaybetmediği bir an önce dünyaya vurgulansın çabası içinde  alel acele  Suriyeye  Işid e karşı askeri müdahale de bulunulacak yeni bir askeri cephe açılacaktı.

 

KAYBEDİLEN İTİBAR BİR AN ÖNCE TOPARLANACAKTI.

İçeride de PKK.  bu durumdan istifade etmesin düşüncesi ile 15 yıldır yapılmayan onca kana ve şehide rağmen sonunda PKK nın en güçlendiği bir zamanda mecburen yapılacak büyük çaplı bir Sur harekatına girişilerek bölücü teröre ağır darbeler indirilecekti.Büyük şehit ve yaralı kayıplar verilerek.

Ülkenin TSK sına yapılan bu alçakça girişimden uluslar arası güçlerde yararlanacak ard arda bir çok yerde kanlı , hem de çok kanlı intihar bombalamaları yaşanacaktı.

 

Buna rağmen hem Suriye de hem de içeride  her iki operasyonda    kararlılıkla yapıldı. Gedikler kapatılmaya çalışıldı.

OHAL kararnameleri ile TSK nın tüm Komuta, Kontrol, ve idari yapısı değiştirildi.

Yönergeler talimatlar, Askeri kanunlar alt üst edildi.

Genel Kurmayın eline sadece savaştaki ve barıştaki Askeri harekat kısmı bırakıldı.

Jandarma ve sahil Güvenlik alınıp İç İşleri Bakanına bağlandı.

Tüm Kara -Deniz ve Hava Kuvvetleri de doğrudan Milli Savunma Bakanına bağlandı.

Cumhurbaşkanlığı   artık fiili başkomutanlık oldu. MSB Genel Kurmay yeni başkanlığı sıfatına fiilen oturdu. Hatta İçişleri Bakanı bile yeni bir Kuvvet Komutanı oldu.

Jandarma ve Sahil Güvenlik İç hizmetten çıkarıldı. Asker tanımı sona erdi. Emniyet teşkilatının kanun ve yönergelerine monte edildi.

 

Harp okulları, Astsubay Meslek Yüksek Okulları Üniversiteye dönüştürülüp, Milli Savunma  Üniversitesi adı altında MSB na ;

Tüm Askeri Yargıtay ve Askeri Yargı ile hakim ve savcılıklar kaldırılarak Adalet Bakanlığına bağlandı.

Öyle ki, 30 Ağustostaki terfiler bile keyfiyete bağlanarak  29 temmuzda  işlerine gelenle yeni  terfiler yapıldı.

Kadro fazlalığından bol tazminatla emekli ettikleri Albaylar da dahil olmak üzere ,  baktılar ki Komuta katında  personel  kalmadı, yeniden kararname çıkarılıp  TSK ya 30 bin emekli muvazzaf alımı için ilana çıkıldı.

Hava Kuvvetlerinde eksilen tam 400 pilotu yerine koyabilmek için Kara ve Deniz Kuvvetlerinden Subaylara davet çıkarıldı.

Yetmedi yabancı ülkelerden pilot alımına kadar tedbire gidildi.

Tüm Askeri hastaneler yani GATA K.lığı lağv edildi. Adına da inadına Osmanlının en karanlık ve zulüm döneminin padişahı olan “Kızıl Sultan lakaplı  “ Sultan Abdülhamit “ in  adı verildi.

 

Büyük şehirlerdeki tüm Askeri birlikler apar topar başka illere ve doğuya sürüldü, nakledildi. Kışlalara el konuldu. Belediyelere rant kapısı olarak kamu arazisi, olarak tahsis edildi.

600 senelik Deniz lisesi, Harp Akademisi, Harp Okulu, Kuleli Askeri lisesi, Astsubay hazırlama Okulları,  Kartal, Tuzla, Rami, Mahmutbey, Etimesgut, Polatlı, Güvercinlik  gibi tarihi ve trilyonlar değerindeki kışlalara üslere ve arazilerine el konuldu.

TSK.  iki asır sonrası göreceği demokratik dönüşüm ve değişimi tam 15 günde yaşadı,

Değişti, dönüştü.

 

Balyoz ve Ergenekonla,  sarsılan, en  içine girilen, kozmik odaları talan edilen, PKK ya karşı bile eli kolu bağlanan, tüm Atatürkçü Subay ve Komuta gurubu zindanlara gönderilen Ordu,    15 Temmuz ikinci dalgasına karşı duramadı.

Bir avuç radikal dinci militan Askerin girişimini önceden önleyemedi.

 

Özellikle Assubayların ve Askerin çıplak ve yoksul ensesinde yıllarca ,insanlık dışı iç hizmet ve Askeri Ceza kanununu eziyetle tatbik edenler,

Assubayı en büyük düşman ve hasım olarak harp Okullarında kuleli mekteplerinde ders olarak okuyanlar,

Işidin kaçırdığı Assubay, ordunun itibarını sarstı diye onu ihraç edenler,

Mutfaktan nöbetinde 6 yumurtayı yedi diye Askeri mahkemeleri  işletenler,

Afyondaki mühimmat depolarına emirle gönderip, buhar edenler, o buharları suçlu ilan edenler.

Genel Kurmay katına kadar yükselttikleri o alçakları sözüm ona  hiç fark etmediler.

Askerin sakındırağından disiplin ve ordu zeval görecek diyen o ihtişam dolu paşalar yaverlerinin başlarına silah dayamasından hiç gocunmadılar.

 

Balyoz ve Ergenekonla yok edilen  komuta gurubuna yerleşen radikal dinci hainler, ve yobaz sürüsü bu güzide kurumu  bir daha tarihinde hiç yaşamayacağı bir tuzağın  içine çektiler.

15 yıllık iktidar ise ne vahim bir gaflet ve delalettir ki  bu iki oyunu da seyretti. Hatta buna zemin bile hazırladı.

Bu gün 15 temmuza dair  OHAL ile yürütülen mücadele kapsamında temizlik hızla sürmektedir.

Ne var ki   bunun Askeri ayağında ne Genel Kurmay ne de  Mit e dair en ufak bir hesap ve yargı yolu açılmamaktadır.

 

Sadece bu mu, …….

Fetönün bankasında hesabı olanlar dahi fetöcü diye içeri alınırken, okul ve dersanelerine giden fakir fukara çocukları okullardan atılırken, kurunun yanın da onca yaşta yanarken ne gariptir ki,

 15 yıldır onunla sarılan, yatıp kalkan, ta oralara ABD ye kadar gidip elini öpen,

 “ hocamızdan selam getirdik diye meclislerde onu savunan,

 bankasının açılış kurdelesini onunla kesen,

 “neredesin seni çok özledik hocam “diyen,

 hocamıza iftira atmak alçaklıktır diye Adalet Bakanlığından demeç  veren,

 damadı tutuklanırken damadının fetöcü olduğundan kendisinin haberi olmayan,

 yaverleri tutuklanırken bilmiyorduk diyen,

 Sayın Arınçın , Ankaranın tüm arazilerini fetöye  pazarlayan rant eden melih Gökçektir derken……

 Bir tane olsun iktidar partisi vekilinin, bürokratının, partilinin kılına dahi dokunulmaması, savcılarca soruşturulmamasına ne demeli……?

 

Neden Genel Kurmay Başkanı ve Mit müsteşarı meclis darbe soruşturma komisyonunda dinlenmemiştir…..?

 Dünya ve Avrupayı , ABD yi  çok mu  saf ve salak sanıyoruz ki…..

Neden fetöyü vermiyorlar……?

Neden Rıza Zarrabı ülkesine göndermiyorlar….?

 Bu halkın bilmediği sayısız kirli çamaşırların belgesini ellerinde tutuyorlar da ondan .

Neden Suriye batağında konu menbiç ve rakka olunca TSK nın önünü kesiyorlar.?

Neden  Beşer Esadla,  kanlı bıçaklı olan hükümeti  öpüştürüyorlar,?

Neden israille kanka yaptırıyorlar…?

Neden ABD ve Rus Genel Kurmay Başkanları bizim Genel Kurmay Başkanı ile kolkola resim çektiriyorlar…..?

 Acaba neden…?

Neden bu kadar hızlı değişen politikalar…?

 

“BİZ NE DERSEK O …” diyebildikleri  ellerinde tuttukları sırlar neler….?

 Neden 17 adaya sesimiz çıkmıyor….?

 Neden Yunanistan daki teslim edilmeyen Askerlere karşı sesimiz çıkmıyor…?

 Neden  Fethullah Gülene artık o kadar ısrarcı olunmuyor….?

Koyun bakalım  ABD ye de bir milli tavır.

 PYD yi neden vuramıyoruz…?

 Vurun.

 

Madem bıçak kemiğe dayandı. Sıradaki  Menbiç mi…

GİRİN.

 

Bunları neden mi yazdım.

 Kum saatinin bir gecede tersyüz olduğu bu ülkede,

" Bana hayalini anlat “  deseler aklımıza gelmeyecek şeyler yaşandı son bir yılda.

 Hala rüyada gibiyiz.

 Her şeyin mümkün olabileceğini gördük. Yaşanabileceğini de.

 Şimdi bakıyorum da……

 Değerli  meslektaşlarımız bir TEMAD mücadelesi tutturmuş gidiyorlar.

 Tam 1951 den beri bir kuru yavan ekmeğe binlerce kahır ve çaba içinde.

 Oysa değer mi…

 Tırnakla kaz kaz gelir mi….

 Gelmeyecek te…..

 

Bilgisayarın kısa yol tuşları gibi oysa hayat.

 Mesele  sistemi, düzeni, kurabilmede…

 Kur, işlet, yönet,………

 İstediğin her şeyi istersen bir gecede elde et.

 Ahlaklı olma, Vatanını düşünme, Adaleti savunma.

 Müfteri ol, Sinsi ve kalleş ol, Acıma.

 Bu ülkede yol yordam, akıl ve zeka bu.

 Şeytanlık.

 Mazlum Assubay  yapar mı…?

 Yapamaz.

Şehidinden, eşinden, çocuğundan en başta da YARADAN dan korkar.

 O da sevgi ile bilgiyi özümseyen öğretmenler gibidir.

 Vermeden asla almaz.

 Alsaydı kahramanımız Ömer HALİSDEMİR alırdı.

 Hem başlangıç derecesini, hem altı kalem tazminatını, hem de 4 yıllık lisans fakülte statüsünü.

Hem de söke söke yeni Astsubay tanım ve statüsünü.

 Bunlar  geldi sabah sabah   aklıma…

 Güldüm,  alaysı gülümsedim.

Bir cahil ,bir imam, bir hokkabaz hoca müsveddesi koca TSK yı ters yüz etsin.

O koca TSk nın % 65 i hala Subayının yarısı ve artığı ile yetinsin.

 Geceleri gündüzleri ek işler bulup kalan son canını da dürüstlük ve vefa adına tüketsin.

 Aç kalmamak adına, ekmek davasına.

 

Şimdi 6 ay sonra bir eften püften demokrasi gösterisi daha yapacağız….

 Birbirimize  bel altından ,el altından ahlaksızca vurup kırıp, sandığa gideceğiz…

 İki kıçı kırık uydurma dernek koltuğuna nato vari  elde kalan son onurumuza, haysiyetimize, insan şerefimize saldıracağız.

 Kazanırsak ta,   “ oh be koltuk ben de şimdi.. çoğu gitti azı kaldı “  diyeceğiz.

 Yeniden ,aynı teker izinden arabayı başa alıp 2. Vitesi arayacağız.


Oysaki

Hayat bir seferlik boşalan bir kum saati dir.

O Kum saatini birileri gelip yeniden ters yüz edecek, tam biterken bir 30 yıl daha geçecek…..

Kumlardan başka  neyi  göreceğiz ki,…..

Hangi  asude hayatları birleştirebileceğiz ki…….

 

Saygımla.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor, yakın çekim

 

Adnan Fuat ÖZDEMİR

 

 

NOT: 12 Mart Pazar Günü YGS sınavına girip helal alın teri dökecek tüm yavrularımıza, gençlerimize başarılar diliyorum. Herkes emeğinin karşılığı ne ise ona kavuşsun diyerek.

 

 

Ögeyi Oylayın
(14 oy)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ