Asker, Polis, Savcı, Kanun, Devlet…

Devlet: Üzerinde yaşayacak toprağı olan, üzerinde yaşayan insanları bir arada tutan kuvveti olan siyasal bir kurum.

Soyut bir kavram olan Devleti, aşiretlerden, cemaatlerden veya düzensiz topluluklardan farklı kılan, somutlaştıran organlardan bazıları şunlardır: Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bayrak, Dil, Milli Marş, Başkent, Asker, Polis, Yasama, Yürütme, Yargı organları...

Devleti Oluşturan Öğeler:

  1. Toprak
  2. Millet
  3. Kuvvet (Askeri kuvvet, Polis)
  4. Bayrak, Milli Marş.

Halkın seçtiği Yasama organında başta emniyet, adalet, sağlık, eğitim gibi Devletin işleyişini, hizmetlerini, yükümlülükleri düzenleyen kanunlar kabul edilerek Cumhurbaşkanınca onaylanması sonrasında uygulanmayı ve denetimi sağlayan diğer kurumlar devreye girmekte…

Devletin en önemli ve temel özelliği, her hususu yasa ile belirleme, uygulama, denetleme gücü…

Bu güce itaat etmede en önde gelmesi gerekenler ise bizzat Devletin kurumlarıdır… İnsan hata yapabilirken, bilemeyebilirken –ki vatandaşın kanunu bilmiyordum deme hakkı yokken- bir devlet kurumunun, devletin işleyişini düzenleyen kuralları görmezden gelmesi, liyakat sistemine göre, belli merhalelerden geçen, eğitim alarak istihdam edilen devlet görevlilerinin Devletin kanununu bilmemesi söz konusu olamaz…

Konumuz, 26.02.2011 günkü bir gazetenin “polis tarafından yakalanan iki kişinin asker” olduğuna dair haberi ve Genelkurmay Başkanlığının bu durumu araştırma çabası…

devlet-kurumlarBasına yansıdığı  şekliyle, olay kısaca şu şekilde gelişiyor:

  • 25.02.2011 günü Başakşehir'de hâkim ve savcı lojmanlarının etrafında dolaşan iki kişi yakalanıyor…
  • 26.02.2011 günü olay gazetelerde yer almasıyla birlikte Genelkurmay Başkanlığı konuyu emniyetin ilgili birimleriyle koordine ediyor ve şahısların asker olmadığı beyan ediliyor. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaparak haberdeki 'asker' ifadesinin gerçeği yansıtmadığını kamuoyuna bildiriyor.
  • 28.02.2011 tarihinde İstanbul Emniyeti'nden yapılan açıklamada da yakalanan 2 kişinin bölücü terör örgütü üyesi olduğu belirtiliyor…
Bundan sonrası  Genelkurmay Başkanlığı’nın 28.02.2011 tarihli açıklamasından:

''26 Şubat 2011 tarihinde Milliyet gazetesinde çıkan haberle ilgili olarak aynı gün, haberdeki ‘asker’ ifadesinin gerçeği yansıtmadığı  yönünde bir açıklama yapılmıştır.

Bu açıklama, olayın gazeteden öğrenilmesi üzerine öncelikle İstanbul Merkez K.lığı nöbetçi heyeti tarafından, bilahare İstanbul Mrk.K.nın talimatıyla Mrk.K.lığında görevli emniyet yetkilileri tarafından hem olayın meydana geldiği bölgeden sorumlu Başakşehir Polis Karakolu'ndan hem de İstanbul Terörle Mücadele Merkezinden alınan bilgiler doğrultusunda yapılmıştır. Her iki emniyet birimi de olayın doğru ancak yakalanan şahısların asker olmadıklarını ifade etmişlerdir.

Dolayısıyla, 26 Şubat 2011 tarihinde yapılan açıklama, birkaç  defa teyit edilerek yapılmıştır.

Daha sonra, teyit edilen bu bilgilere rağmen konu araştırılmaya devam edilmiş, saat 16:30’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüyle yeniden irtibata geçilerek herhangi bir gelişme olup olmadığı sorulmuştur. Bunun üzerine saat 17:20’de aynı şubede görevli bir komiser tarafından, olayın 25 Şubat 2011 tarihinde meydana geldiği, asker olduğu ifade edilen kişinin Balıkesir’de askerliğini yapmakta olan bir er olduğu (Birliğinden 01-28 Şubat 2011 tarihleri arasında hava değişimine ayrılmıştır) ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde savcı talimatı gereğince gözetim altında tutulduğu ifade edilmiştir. Bunun üzerine 26 Şubat 2011 günü sabah saatlerinde yapılan açıklama TSK’nın internet sitesinden kaldırılmıştır.

Bahse konu askeri şahıs, ilgili yasa ve genelgelere aykırı olarak 36 saat emniyet müdürlüğünde gözetim altında tutulmuş ve İstanbul Mrk.K.lığına bilgi verilmemiştir.

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun 79’ncu maddesinde, suç işleyen asker kişilerin (Aynı Kanun’un 10’ncu maddesi gereğince erbaş ve erler de bu kapsamdadır) hangi hallerde geçici olarak yakalanabilecekleri düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 80’inci maddesi ‘yakalanan kişi serbest bırakılmaz ise hemen en yakın askerî inzibat karakoluna veya askerî makama teslim olunur veya yetkili askerî inzibat gelinceye kadar olay yerinde tutulur’ hükmünü amirdir. Ayrıca, Adalet Bakanlığı  tarafından yayımlanan 01 Ocak 2006 tarihli, ‘Asker kişiler hakkındaki soruşturma’ konulu ve 23 No.lu Genelge hükümleri de bu yöndedir.”

Sonuç,

Devlet, kurumlarıyla, organlarıyla bir bütün… Eğer bir kurum, yasalara göre sorumlu olduğu personelinin peşine düşüp 36 saatte sonuca ulaşabiliyorsa ve bu arada kamuoyuna yanlış bilgiler verilmesine de sebebiyet veriliyorsa, burada akla şu soru geliyor: Kurum, bir kurumdan doğru haber alamıyorsa, kurum kurumdan yasal düzenleme dışı, yasanın dışında çalışıyorsa, çalışabiliyorsa; böyle bir durum için vatandaş, halk ne düşünmeli?
Ögeyi Oylayın
(9 oy)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

Yorumlar  

#7 naci 09-03-2011 02:14
Genelkurmay diyor ki, yakalanan asker emniyette tutulmamalı. Emniyet bahaneyi üretip istediği kadar tutuyor bu işler öyle mahiyetine emir verir gibi tutmamalı yapmamalı ile olmuyor, adam tutuyor hadi yap ne yapacaksan...
Alıntı
#6 Erdal Günşer 05-03-2011 21:50
Sonuçtaki sorunuz çok çok önemli. Halk hayal kırıklığı yaşıyor ya da birileri halka hayal kırıklığı yaşattırıyor.
Alıntı
#5 naci 03-03-2011 02:08
Erzincan'da bir bankamatigin önüne arabamı çekip para çekmek isterken dolmuş kahyası ile park nedeniyle münakaşa ettim yolun karşısından olayı izleyen trafik polisi geldi ehliyet kimlik ve ruhsat istedi verdim, asker misin diye sordu emekli assubay olduğumu beyan . Polis aracının yanına yürüdük nufus cüzdanı bilgilerinden telsizle kimlik sorgulaması yaptılar karşıdan temiz aranmıyor anonsları gelince gidebilirsin dediler. Şimdi bu adamların saldırılarını beceriksiz aciz her şeyi eline yüzüne bulaştırmış ve bizleri itibarsızlaştırmış malum kişilerin sebep olduğunu cümle alem biliyor.Polis ben bunların en yüksek rütbelisinin başına bastırarak arabaya bindirmiş adamım diye böbürlenerek geziyor bizimkiler de can derdine düşmüş bize sahip çıkmalarından, haklarımızın alınmasında yardımcı olmalarını istemekten vaz geçtik bizi halen didiklemeye devam ediyorlar.Bunların kendilerine faydası yok ki bize olsun.
Alıntı
#4 ahmetçam 02-03-2011 20:51
Kanunlar kişiler tarafından görüş ve istekleri yönünde kullanılmak istendiğinde ELASTİKLEŞİYORSA,Devlet olmada önemli ÜÇ ERK'in alanları birbirine karıştırıldığında bunu yapanlar CAYDIRICI bir CEZA ile karşılaşmıyorlarsa ortaya KAOS çıkmasından daha doğal ne olabilir?
Böyle ortamlarda KİŞİ ve KURUMLAR birbirleri üzerinde HAKİMİYET, ÜSTÜNLÜK kurma çaba ve gayreti içinde olurlar.Aynen bugün yaşanılan ortamda olanlar gibi.
YASAMA,YÜRÜTME,YARGI erklerinin alanları KESİNLİKLE belirlenmeli ve bu alanlara MÜDAHELE edilinmemelidir.
Rütbesi,makamı,mevkii ne olursa olsun kimse bir diğer ERK'in sahasına KARIŞMAMALI,MÜDAHELE ETMEMELİ,EDEMEMELİ,BU YASALARLA KESİN ÇİZGİLERLE AYRILMALIDIR.

OLDU Kİ BİRİLERİ BU ÇİZGİLERİ AŞARAK,BİR DİĞER ERK'in görev alanına girerek YETKİSİZ olduğu halde bir takım işler yaptı. İşte o zaman YASALAR bunu CAYDIRICI bir şekilde vakit kaybetmeden EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRMALI,KAOS ortamını sonlandırmalıdır.
Yoksa herkes kendini YETKİLİ ve ETKİLİ görerek bugünkü yaşananlar daha da artarak devam eder.
Unutulmamalıdır ki DOĞADA DAHİ BOŞLUK KALIRSA,HEMEN DOLDURULUR Kİ,insanoğlunun olduğu yerde BIRAKILAN BOŞLUK HEMEN DOLDURULUR ve KULLANILMAYAN YETKİLER DE YETKİSİZ KİŞİLERCE HEMEN KULLANILIR.

Bugüne kadar HAKLI olup SESSİZ kalanların SESLERİ çıkmadığından MEYDAN,HAKSIZLIK YAPANLARA ve DAHA ÇOK BAĞIRIP,SES ÇIKARANLARA kalmıştır.
Bu ortamda KUSURLU olanlar MEYDANI BOŞ BULANLAR MI,ONLARA MEYDANI BOŞ BIRAKANLAR MIDIR? İyi düşünmek ve değerlendirmek gereklidir.
Alıntı
#3 Mithat Türetken 02-03-2011 20:09
Kurumunun elemanlarına sahip çıkmayan bir kurum varsa, bu kurumun mensuplarını ''Mevla kayıra''...
Alıntı
#2 Hüseyin ÇETİN 02-03-2011 15:41
Geçen gün bir TV. kanalının haber programında sivil polisin bir bayanın yüzüne kameralar öünde iki yumruk attığına şahit olduk. Hükümet polise fazlasıyla tavizkar davranıyor diye düşünüyorum. 1980 öncesinin polisini yeniden yaratacaklar.
Alıntı
#1 Dalkılıç 02-03-2011 00:23
211 sayılı yasada da cürüm işleyenler dışında askerlerin kolluk kuvvetleri tarafından yakalanamayacağı en yakın merkez komutanlığına davet edilebileceği yazılıdır. Ancak şimdi asker olduğunu bile polise söylemeyenler çoğunluktadır, askere karşı poliste oluşan bir ön yargı var bu nedenle genelkurmay askerlerinin saygınlığının daha fazla kaybolmasına izin vermemelidir.
Alıntı
genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ