Dolar 34,9466
Euro 36,7211
Altın 2.977,22
BİST 10.125,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 5°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
5°C
Hafif Yağmurlu
Paz 5°C
Pts 4°C
Sal 6°C
Çar 7°C

İnsani Değerleri Benimseyip Hayata Geçiremeyen Müesseseler!

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
07/04/2011 7:50 PM
5

muessese

İnsanın meydana getirmiş olduğu fabrikalar, adalet, eğitim, güvenlik, hizmet gibi kurum ve kuruluşlar insansız olarak kendini yenileyerek yoluna devam edebiliyor olabilseydi bugün yaşanan pek çok insani sorunun olmaması muhtemeldi… Ancak sanayide kullanılan robotların bile bir insanın başlangıç işlemine ihtiyaç duyuyor olması insan unsuru olmadan hareketin olamayacağını göstermekte…

Her türlü yeniliği geliştirerek hayatı kolaylaştırmada büyük gelişmeler katedebilen insan da geçen zamana göre değişen, gelişen durumlardan kaynaklı olarak hayatında kolaylıklar, gelişmeler beklemekte…

Teknolojideki, bilimdeki, sosyal hayattaki gelişmelere paralel olarak ihtiyaçlarını karşılayabildiğini düşünen insan, üretmeye ve mutlu bir yaşam sürdürmeye iç huzuru ile devam edebilmekte… Fakat makineleşmede çağın yakalanmasına rağmen insani değerlerde, aynı şekilde gelişmelerin yaşanmaması sorunları da beraberinde getirmekte…

Çağdaş değerleri korumanın ötesinde geliştirmek ve öncü olmak durumundaki müesseselerde teknolojinin meydana getirmiş olduğu araçlar kullanılmaya başlansa bile, aynı paralelde insani değerlere gereken önem verilmediği takdirde, o müessesinin, insan unsuru ile yakından alakalı olan çağdaş değerleri koruyabilmesi ve sürdürebilmesi beklenebilir mi?

Özellikle de günümüzde başarısız müesseselerin devam edebilmesi imkânı bulunmamakta… Özelleştirilmek istenen kurumlara yönelik olarak, özelleştirmenin genel gerekçelerinden birisi de, teknolojiyi takip edememek, çalışanların eğitimini sağlayamamak ve dolayısıyla rekabet gücünü kaybetmenin ötesinde devlete, halka yük olmaya başladığıdır… Bir müessese çağı takip etmek, rakipleriyle rekabet etmek, öncü olmak dururken, yerinde sayıyor olması ve dolayısıyla geriye gidişi birçok şekilde yorumlanabilir…

Müesseselerin çağı takip etmemesi değişik içsel ve dışsal sebeplere dayanabilir…  İçsel sebeplerin başında da müesseseyi idare edenlerin tutumları  gelmekte… Bu tutumlar sebebiyle o müesseseyi hedef almış olan, onu ortadan kaldırıp kendi gücünü hâkim kılmak isteyenlerin işleri oldukça kolaylaşır…

Çağı takip etmediği için işleri kötüye giden müessesenin çalışanları mutsuz olmaya başlamasıyla kötüye gidiş artarak hız kazanır… İlk önce yetişmiş elemanlarını rakibe kaptırır… Ardından gerisi çorap söküğü gibi gelir zaten…

Eğer bir müessese gerçekten de ayakta kalmak istiyorsa, elbette ki daima çağdaş değerlerden, bilimsel gelişmelerden, yeniliklerden, personel dayanışmasından, adil gelir dağılımında yana olur…

Makineleşmede son sisteme geçilse bile, insani değerleri benimseyip hayata geçiremeyen müesseselerin ayakta kalması beklenebilir mi?…

YORUMLAR

  1. metin ayan dedi ki:

    Kalemine sağlık,sorunlarımız büyüyerek devam ediyor ve bizler hâlâ bir yol haritası yapamadık.

  2. Levent KESMEN dedi ki:

    Sn.İnci Hanım;kaleminize sağlık.Böylesine anlamlı bir yazıyı kaleminize almanızdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Sağ olun,var olun…

  3. Erdoğan Evkaya dedi ki:

    Bizi bizden iyi anlatmış İnci Hanım.Kalemine,yüreğine saglık. Binlerce teşekkür.

  4. EMEKLİASSUBAY dedi ki:

    Yazar, Sayın İnci Kayar’ın Emekli Assubay olan babası Sayın Fethi Kayar’ın mesaj panomuza gönderdiği yazı ilgili makaleye yorum olarak taşınmıştır.
    Bölüm Yöneticisi

    Sevgili kızım, bir assubay kızı olarak yazmış olduğun güzide yazını ben de gözlerim yaşararak okudum, böyle bir evlat yetiştirdiğim için çok mutluyum gözlerinden öper başarılar dilerim. Baban (emekli assubay).

  5. Ahmet CAN dedi ki:

    İnci KAYAR hanımefendi. Ne kadar dolu dolu bir yazı olmuş.Bütün Assubayların içlerindeki fırtına ve sorunlarını ne kadar güzel dile getirmişsiniz. Kaleminize ve pırlanta gibi yüreğinize sağlık. Mazlum bir kitlenin gönlündeki yerinizi aldınız.Saygı ve hürmetler.

  6. ali nas dedi ki:

    Doğrular için sağ olun var olun sayın KAYAR.

  7. Edip Hayte dedi ki:

    [b]Kadın eli değmiş… Bu Kadar Olurdu… Teşekkürler Hanımefendi.[/b]

  8. Hüseyin ÇETİN dedi ki:

    Sayın İnci KAYAR bizlerin Silahlı Kuvvetler içindeki konumunu çok iyi analiz etmişsiniz, kaleminize sağlık, sonsuz teşekkürler ediyorum.

  9. Ersen Gürpınar dedi ki:

    İnci hanım kardeşim
    Eline, yüreğine, kalemine sağlık; Osmanlı’dan beri terk edilemeyen saltanat hevesi üstlerin astlarını ezmesi hakir görmesi olarak tezahür etmiştir.Biz,kurumumuza zarar vermemek için bazı olumsuzlukları paylaşmıyoruz sadece sosyal,ekonomik ve insani haklarımızı talep ediyoruz.
    Ben personel sınıfı ile karargahlarda çoğu kez şube müdür vekili olarak görev yaptım plan tatbikatına benim hazırladığım konuyu bir başkası sundu, assubay olduğum için tatbikata alınmadım ama o tatbikatın tüm dökümanları kozmik subayı olarak bana teslim edildi. Yıllardır çözemediğim ön yargı ve art niyet bu yüzden, bir teklifim var;yürekleri yetiyorsa bu mesleği kaldırsınlar yerine istihdam edilen de haklarını isteyeceğinden hak istemeyen robotlar japonyadan ithal edilsin ve ROBOT ASSUBAYLIK ihdas edilsin, ne dersiniz? Kahrolası ön yargıların bitmesini diliyorum.

  10. karas dedi ki:

    Bir assubay kızı olan İnci hanımın yazısı, biz assubayların yıllardır anlatmaya çalıştığımız sorunlarımızın edebi şekilde yazılmasından ziyade, bütün meslek hayatımız boyunca bizimle beraber assubaylık yapmak zorunda kalan, kocalarının/babalarının rütbeleri ile muamele edilen ve bu yüzden kalpleri kırılmış, kendilerini kast sisteminin en ücra köşelerinde bir parya olarak hissetmiş olan ailelerimizin feryadıdır. Kendisine bizlere bizi ve meslek hayatımız boyunca hep gözardı etmek zorunda bırakıldığımız ailelerimizi anlattığı ve hatırlattığı için minnetle teşekkür ediyorum.

  11. mehmet emin atılgan dedi ki:

    Yazar Sayın İnci Kayar Hanımefendiye çok teşekkürler.Yüreğine sağlık.
    Assubayların seslerini, haklı taleplerini yıllardır duymak istemeyenler duysun artık.
    Kurumları yıpratanlar yapılan bu adaletsizlik ve haksızlıkları dile getirenler değil bu adaletsizlikleri yapanlardır! Biz, hiçbir zaman imtiyaz ve ayrımcılık istemiyoruz! İane de istemiyoruz… Biz, adalet, eşitlik ve insanlık onurumuza saygı gereği sadece gasp edilen haklarımızın iadesini istiyoruz. Bunları da ana hatlarıyla her platformda belirttik ve bu yasal taleplerimizi kazanıncaya kadar belirtmeye de devam edip onur mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Saygılarımla.

  12. şevki soygür dedi ki:

    Sayın hanımefendi,

    Tek kelime ile ellerinize sağlık,elleriniz dert görmesin.
    Saygılarımla.

  13. Mithat Türetken dedi ki:

    Haksızlıkların çığ gibi büyüdüğü bu ortamda, siz gibi değerli yazarlarımız da olmasa, acılarla kıvranan bir halk kitlesi olmaktan öte gidilemeyeceği aşikardır.
    Yüreğinize sağlık Sn. İnci Hanımefendi.

  14. Hüsamettin dedi ki:

    İnci Hanım sizi yürekten kutluyorum.Cesaretinizi kaleminizden aldığını,bizi hakir gören Genelkurmay Başkanlığına karşı bu yazınızın altında eğilmemek mümkün değil.Siz duyarlı yazarlarımız olduğu sürece artık biz de sesimizi güçlü bir şekilde duyurmak istiyoruz .Bizim istedigimiz ülkeyi bölmek disiplinsizlik yapmak degil, sadece özlük haklarımızın düzeltilmesi.Subay ile Assubay arasında özlük haklarında daglarca fark var. Kısa bir örnek vermek istiyorum.
    Üç yıllık bir üstegmen ile 17 yıllık bir başçavuşun maaşı aynı.Bu eşitlik mi? 60 bine karşılık 130 bin Assubay var lojmanlardan istifade hakkı %55 subayları %35 Assubayların, bu eşitlik mi? Bunun gibi cok örnek verebilirim. Biz Assubaylar vatanına baglı ordusunu seven yeri geldiginin de milleti için canını veren kişileriz.Saygılarımla.

  15. Fuat Çağlar dedi ki:

    Sayın İnci Kayar görüşlerinize tüm kalbımle katılıyorum.

  16. Orhan ORHUN dedi ki:

    Sayın İnci KAYAR’a Assubaylara zaman ayırdığı için teşekkür ederim.

  17. Hikmet AYDINCAK dedi ki:

    Sayın İnci Kayar,elinize, beyninize, yüreğinize sağlık.
    Ne mutlu babanızdaki sizin gibi bir evlat yetiştirmiş.
    Sorunlarımıza katkıda bulunan bu güzel yazı için sonsuz teşekkürler.
    Hikmet AYDINCAK

  18. HARUN KURUOĞLU dedi ki:

    Assubay meslektaşlarımızın çocuklarının 1/3 sizin kadar olsa yeter,önce meslektaşımız babanıza saygılarımı sunuyor sonra da size duyarlılığınız için teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum.

  19. EMEKLİ ASSUBAYLAR dedi ki:

    [b]Sn.Osman Ada’nın yazarın Albayrağım ve vatanım yazısının altına yazdığı yorum ilgisi nedeniyle buraya taşınmıştır.[/b]

    Osman ADA : İnci Hanım bu yazınızı okuyunca ben de mutlu oldum, konular hep aynı olduğu için fark etmemiştim. Facebookta link verilen bir yazınızı okuyunca sitemizde Sn.Gürpınar’ın yazısını kelimesi kelimesine almanız dikkatinizi çekince bu yazınızı bir kez daha okudum yanılmamışım siz, yazı değil intihal yapmışsınız benzetme bile değil kelimesi kelimesine Sn.Aydın KULAK kardeşimizin yazısını almışsınız hem de bir açıklama bir kaynak göstermeden, bir meslektaşımızın kızı olmasaydınız eleştirim daha farklı olurdu sizi bu hatanızı düzeltmeye davet ediyorum.

  20. EMEKLİ ASSUBAYLAR dedi ki:

    [b]Sn.İnci KAYAR’ın konu ile ilgili yorumu ilgisi nedeniyle bu yazının altına taşınmıştır.[/b]

    inci kayar26-07-2012 09:25#2
    Sayın Ersen Gürpınar; 23.07.2012 tarih 03.49 saatınde yazıma yazdıgı yorumu aşagıdadır : İnci hanım https://www.emekliassubaylar.org sitemizde yayınlanan yazımızı tekrar güncellediğiniz için teşekkür ediyorum. Biz başkalarına altın tepside sunulan ayrıcalığı değil ADALET-EŞİTLİK VE İNSAN ONURUNA SAYGI talebinde bulunuyoruz ve mutlaka haklarımızı alacağız

    bu yazıya ıstınaden sız ve sızler gıbı yazanların provoke kapsamında bunları yazıdıgını uzulerek belırtmek zorundayım. Kaldi kı ben sıte yazılarımda gereken acıklamayı yapmış bulunmaktayım. Sızın ve benzer şahıslardan aldgım mail ve yorumlarda elbırlıgını baltalama duşuncesı oldugu ınancım kuvvetlenmıştır .
    Ben yazımın altında: hayırlı ramazanlar diliyorum. Burada sizlerin sesine tercüman olmak için bana gönderilen maillerdeki ricalar ve talepler ğzerine sorunları buraya taşıyarak birlik beraberlik bilinciyle detsk bilinciyle burda bu konudaki yazılarımı yazıyorum. Fakat birkaç çatlak ses bu konularda kendi görüşlerim veya bana gelen kişilerin görüşleri olarak rahatsız olduklarına dair yorumlar ve maillert atmaktadırlar. Ben zaten yazılarımda aldığım mailler talepler diyorum sizlerin adlarınızı zikretmemeye özellikle hassasiyet göstermekteyim. Burda yazılan yorumları kendim kontrol ederek yayınlıyorum zira polemiğe meydan vermemek adına yayınlamıyorum. Eğer ki bu sorunların buraya taşınması rahatsızlık veriyorsa ki birkaç aldıgım yorum ve mailler bu yöndedir. Bu konuları ele almayacağımın bilinmesini kamuoyuna saygı ile duyururum…

    yazmış bulunmaktayım. Siz berber bırşeyler yapma amcı olan kışılerı sorgulayarak bu bırlıktelıgı bıtırme cabanızı anlayamamaktayı m.Bizler intihal yapmıyoruz sadece seslere sesle desytek verıyoruz. Memnun olmadıgınız bu yorumlarınızla acıktır.

  21. Dalkılıç dedi ki:

    İnci Hanım bu yazı https://www.emekliassubaylar.org sitesinde yayınlanan araştırmacı meslektaşımız E.Dz.Asb. Aydın KULAK’ın yazısıdır, siz bu yazıya Sn.Aydın KULAK’ın belirttiği gibi diyerek başlamak ya da kaynak göstermek zorunda değil miydiniz? Kaldı ki Sn.Gürpınar’ın NİÇİN AS(T)SUBAY yazısını da aynı şekilde kullanmışsınız ve bu konuda eleştiren arkadaşlara hâlâ ısrarla bundan ne çıkar diye yanıt vermek yanlışındasınız, yakışmıyor.

  22. Aydın Kulak dedi ki:

    http://www.habername.com sitesi köşe yazarlarından İnci Kayar hanımefendinin ilgili sitedeki köşesinde ve bu sütunlarda 3 Mayıs 2012 tarihinde yayınlamış olduğu ve kamuoyuna kendi yazısıymış gibi takdim ettiği Astsubayların “Duyun Sesimizi” haklı Feryadı başlıklı yazısı tamamen benim yazılarımdan (Bkz: https://www.emekliassubaylar.org/component/k2/item/287-amiral-fahri-coker%E2%80%99in-gozuyle-assubay-tarihine-toplu-bir-bakis ve Bkz. https://www.emekliassubaylar.org/component/k2/item/166-ordular-degisiyor-ya-kafalar)intihaldir. İlgili yazıları okuduğunuzda basın etiğini bırakın vicdana sığmayacak boyutta bir alıntılama ötesi durum söz konusudur.
    Yazısını aldığı yazarın adını dahi zikretmeden bu işi yapmak alınteri ve emek hırsızlığından başka bir şey değildir. O dönem bu durumu fark ettim ama Assubaylar Pes Hareketine gölge düşer diye müdahalede bulunmadım. Lakin görüldü ki, hanımefendi bunu bir alışkanlık haline getirmiş ve sitemizin diğer yazarlarının da yazılarını aynı ucuz etikle sahiplenip kendisinin eseriymiş gibi sütunlarına taşımıştır.
    Hanımefendinin bir assubay kızı olduğunu söylemesi benim için durumu daha da vahim hale getirmiştir. Bizden böyle birisi çıkması içimi sızlatmıştır.
    Kendisini eleştirenlere verdiği pişkin cevap ise bunun çok daha ötesidir. Hani derler ya hırsız arsız olur diye. Gerçekten de işin böyle olduğu görülüyor.
    Hiç bir alınteri ve emek harcamaksızın başkasının yazılarını tırtıklayarak, kendisinin malıymış gibi kamuoyuna sunmak vicdansızlıktan da öte o yazar için acınası bir yeteneksizlik durumudur. Cahilliğine bağışlıyorum derdim ama hanfendinin eğitim durumu da böyle bir şey dememe müsade etmiyor. O halde vicdanda bir sorun olmalı. Haramla helal kavramını ayırt edemiyor olmalı. Mübarek Ramazanı bile kendi katakullisine alet etme çabasına bakarsak, ancak vah hanım kızım vah diyebiliyorum.
    İntihalde bile ne denli beceriksiz olduğunu görmek isterseniz buyrun aşağıdaki bölümü inceleyin.
    Hanımefendi alıntıladığı paragraf ve cümlelerdeki özneyi kendisine göre kurgulamak isterken her şeyi yüzüne gözüne bulaştırmış. Cümlede ne yapı ne de anlam bırakmış. Vah ki ne vah…
    İşte asıl cümle (benim yazımdan): “Bir generalin işaret parmağıyla on dört gün, yirmi bir gün sorgusuz, sualsiz, savunmasız hapislere gönderildik. Üstelik ülkemizin aydınları, medyası ve yazarları, siyasetçileri tarafından ve hatta bağrından kopup geldiğimiz halkımız tarafından tam anlaşılamadık. Tüm derdimiz statükolardan, ortaçağ kalıplarından arınarak görev yapmakken, sırf ekonomik sorunumuz olduğu, tek derdimizin para olduğu gibi anlaşılmalarla incindik, mağdur bırakıldık. Üstelik bunları söyleyenler, kendi maaşlarının azlığına bizleri örnek gösterdiler. Bu ülkenin işçileri, memurları ve hatta profesörleri dahi assubayın maaşını emsal alarak yorumlar yaptı. Üstelik şark kurnazlığıyla davranarak, bir SAT Komandosu assubayın, bir Denizaltıcı assubayın maaşını sundular kamuoyuna. Oysa bunlar özel branşlardı ve maaşları da farklıydı ama bunu görmek kimsenin işine gelmedi. Tıpkı kendilerine emsal olacak subay maaşlarını nasıl görmezden geldilerse, üstelik onlara, Atatürk devrimlerine karşı olmasına rağmen, “ağam sen, paşam sen” nakaratı ile saygıda ve lütufta kusur etmedilerse; bizim çığlıklarımızı da öylece duymazdan geldiler. Emekli olduğumuzda bizimle aynı hizmet yılına sahip bir Kıdemli Albayın yarısı kadar dahi maaş alamadığımızı, Cumhuriyetin Meclisinden en fazla pozitif ayrımcılık yüklü kanunların onlar için çıktığını anlatmaya çalıştık ama dinletemedik.”
    İntihal yapılan yazıdaki içler acısı durum:”Bir generalin işaret parmağıyla on dört gün, yirmi bir gün sorgusuz, sualsiz, savunmasız hapislere gönderilen, üstelik ülkemizin aydınları, medyası ve yazarları, siyasetçileri tarafından ve hatta bağrından kopup geldiğimiz halkımız tarafından tam anlaşılamadıklarından üzüntüleri büyüktür. Statükolardan, ortaçağ kalıplarından arınarak görev yapmakken, sırf ekonomik sorunumuz olduğu, tek derdimizin para olduğu gibi anlaşılmalarla incindik, mağdur bırakıldıklarını vurgulayarak. Üstelik bunları söyleyenler, kendi maaşlarının azlığına bizleri örnek gösterdiler. Bu ülkenin işçileri, memurları ve hatta profesörleri dahi astsubayın maaşını emsal alarak yorumlar yaptı. Üstelik şark kurnazlığıyla davranarak, bir SAT Komandosu astsubayın, bir Denizaltıcı astsubayın maaşını sundular kamuoyuna. Oysa bunlar özel branşlardı ve maaşları da farklıydı ama bunu görmek kimsenin işine gelmedi. Tıpkı kendilerine emsal olacak subay maaşlarını nasıl görmezden geldilerse, üstelik onlara, Atatürk devrimlerine karşı olmasına rağmen, “ağam sen, paşam sen” nakaratı ile saygıda ve lütufta kusur etmedilerse; bizim çığlıklarımızı da öylece duymazdan geldiler. Emekli olduklarında bizimle aynı hizmet yılına sahip bir Kıdemli Albayın yarısı kadar dahi maaş alamadığımızı, Cumhuriyetin Meclisinden en fazla pozitif ayrımcılık yüklü kanunların onlar için çıktığını anlatmaya çalıştık ama dinletemediklerinin çığlığındadırlar.”

    Görüldüğü gibi kimileri yürekten bu davanın adamı olurken, kimileri de ucuz yoldan ilgi görmek ve popülarite sağlamak için böyle yakışıksız şeylere meyledebiliyor.Yazık ki çook yazık.
    Hanımefendiden bu intihal için özür bekliyorum. Hem kendi sütunlarında hem de bu sütunlarda yayınlayacağı bir özür… Aksi takdirde yasal mevzuat gereği kanuni yollardan ilgili siteye ve ilgili yazara karşı tekzip ve tazminat hakkımı kullanma durumunda kalacağım.
    Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

    Aydın Kulak

  23. Celal ELBİR dedi ki:

    Gerçekten üzüntü verici bir durum. Hanımefendi için “kerameti kendinden menkul” yakıştırması, yerinde olacaktır. Bu, gelişmelerden kendine pay çıkarmak, nemalanmaktır; ancak, yapılan tam bir saygısızlıktır. Site yönetimi bunu fark edemeyebilir, normaldir. Ben Aydın Bey’in yerinde olsam, bunu fark ettiğimde site yönetimiyle bağlantı kurar ve hanımefendinin intihal yazılarının sessiz sedasız siteden silinmesini sağlardım, diye düşünüyorum. Bir taraftan da, emeğine yapılan saldırıyı içine sindirememesini gayet iyi anlıyorum.
    Hanımefendinin yazılarındaki Türkçe hatalarının yoğunluğu da çok dikkat çekici. Böyle bir durum, keşke hiç yaşanmasaydı…

  24. inci kayar dedi ki:

    merhabalar sayın abilerim

    öncelıkle sorunu ben cidden anlayabilmiş değilim. Sizlerden Sayın Aydın Kulak, Ali Dalkılıç abilerimizden gelen mailleri inceledim. Sitenizde yazdğınız yazıların sitesini vermişler bize burdan alındı dıyerek. Öncelikle bu konuda açıklamamı yapmak ısterım. Ben de aynı sıkıntılarla aynı sorunları duyumsayarak büyüdüm. Ve bir destek olmak adına bu konularda sorumlu oldugumu duşunerek araştırma ve ıncelemelerımle bu yazıları hazırladım. Bu sıteye de gönderdım. Öncelıkle mantıklı olalım ltf onyargılı olmadan ben bırılerının magdurıteıyle kendıme nema saglayacak kadar basıt ve ucuz bırı degılım. Sayın abılerımız 3 ay sonra bunu gundeme getırmlerı de ayrı bır konudur. Verılen sıteler sızın adresınızı gösterıyor evet. Ben burdan okumadıgım bırşeyı sızınle bilmeden burdan paylaştım. Benım böyle bır basıt davranışa ıhtıyacım yoktur. Bu bır elbırlıgıdır, bu bır sese ses vermedır bu bır mucadeleının kol kola omuaz olmuza olunmasıdır. Burda ben yazdım yazım alınmış ıntıhal konularının gundeme gelmesı ınanın şahsımı uzmuştur. Hele kı gelen tehdıt mesajları benı fazlasıyla rahatsız etmıştır. Bundan özur dılemem gerektıgı yoksa adlı mercılere gıdecegı yolunda msj lar ve nıcelerını almaktayım. Benım ne sızlerden ne de başka magdurlardan yarearlanma gıbı ıstegım olmaz allah ta nasıp etmesın. Ben şereflı bır aılenın ve aynı zamanda peygamber ocagında yetşen bır aılenın bıreyıyım ben bu zıhnıyetteyım. Burada konu seslerın duyurulmasıdır kaldı ki kımse kımsenın yazısını almadım satırı satırına dıyorsunuz kaynaklar göstermışsınız altta ben bugun okudum tum yazılarınızı aynı fıkırdeysek aynı sorunlara çözum ıstıyorsak talepler bur olacaktır. Beni tanımadan sadece kendı yorumunuzu yapmaktasınız. Ben sızlerle bırleıkte uzulen sızlerle sevılen kendı evladınızım. Bu davranışlar bu sözler benı fazlasıyla ıncıtmıştır. Şöyle duşunun pekçok tv kanalları kabul ettı ve bu konuda onlarında aynı agızla yorumları oldu hadı o zaman gıdelım onları da aynı şeyı dıyorlar dıye ıntıhal dıye mahkemeye verelım. O zaman nerede kaldı bırleıktelıgımız aynı amaca hızmetımız. Her bırınızıe ayrı ayrı seslenıyorum. Burda ıntıhal var dıye bagıracak cagıracak konu yoktur. Farklı yureklerden cıkan aynı seslerdır bu kelımeler. Artık çok rıca edıyorum ınanın cok uzdunuz benı szılere olan saygım daımdır lutfen incitmeyelım ve uzmeyelım aynı kader bırlıgı saglanmışken bırleıktelık saglanmışken bu öfkelerin yersız oldugunu anlayarak ufacık hesaplar peşınde gıdıpte el elalemı kendımıze guldurmeyelım. Kamuoyunda cok saygın yerlerımız var bunu yok şu kelıme aynı yok bu kelıme aynı dıyerek ırdelemeyelım. Aynı olabılır bana pekcok mail geldı ve tamamına yakınını ınanın ifşa olmasınalr dıye attım sızler cok hassas konumdasınız şu anda. Evet cahıl degılım ama uyanıkta degılım. Yanı brılerının sırtına hayatım boyu bınmedım allah da bındırmesın. Tek yurek tek ses bılıncıyle ben de farklı araştırmalarımla aldıgm bu yazılar hakkında guzel gönullerımızın bırlıktelıgı ıcın bu sorunun artık sorun olmaktan cıkarak gelecekte neler yapabılrız ben hazırım bunları konuşalım diye elımı uzatıyorum

    Saygı ve hurmetlerımle
    ———————————————————-
    YÖNETİCİ NOTU :
    İnci Hanım, konularımız mağduriyetlerimiz aynı; sizin, sitemizde arkadaşlarımızın emeği ve imzası ile yayınlanan yazılardan etkilenmeniz başka, yazıları alıp harmanlayıp kendi imzanızla yayınlamanız başka, buna fikir eserleri yasası gereği İNTİHAL deniliyor ve siz hâlâ “ben art niyetle ve bir kazanç için değil sorunlarımızı dile getirmek adına bu yazıları kullandım” diyerek özür dilemek yerine neredeyse emeği savunanları suçluyorsunuz. Bu konuda site yönetimine de şikayetler geldi, lütfen gereğini yapın ve size ait olmayan yazıları yayınladığınız kişilerden özür dileyin, özür dilemek erdemdir.

  25. Osman Ada dedi ki:

    [b]İNCİ HANIMIN ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK [/b]
    Hanımefendi sitemizde yayınlanan yazıları kopyalayıp kendi adı ve imzası ile yayınlıyor İHTİHAL (eser çalma) yapıyor kendisini uyarıyoruz verdiği yanıtta özür dilemek yerine neredeyse bizi suçluyor “Ersen Gürpınar’ın bir sitede yazıya yaptığı yorumu yazıp;
    “inci kayar26-07-2012 09:25#2
    Sayın Ersen Gürpınar; 23.07.2012 tarih 03.49 saatınde yazıma yazdıgı yorumu aşagıdadır : İnci hanım https://www.emekliassubaylar.org sitemizde yayınlanan yazımızı tekrar güncellediğiniz için teşekkür ediyorum”Bakın Ersen bey ne diyor siz ne diyorsunuz herhalde katkı yapmam istenmiyor diye üste çıkıyor Ersen bey esasında sizi kibarca uyarmış ama anlamışsınız siz bir meslekdaşımın kızı olmasaydınız size hak ettiğiniz yanıtı verirdim. Buyrun Sn.Aydın KULAK’a şimdi ne yanıt vereceksiniz merak ediyorum bence yine de özür dileyin özür dilemek fazilettir.