Asubay Tefrikası 6-10

Ağustos 01, 2019

 

Asubay Tefrikası 6-10

Aldatanlar Ülkesinin Aldatılmaya Doymayan Askeri; Asubaylar

 

 

Astsubaylarda "onur" yok mu ki?..

 

  Özgürlük mücâdelesi,

  Ekmek mücâdelesi,

  Hak mücâdelesi,

  Onur mücâdelesi…

 

  İnsan; Kendisinde olmayan şeyler için mücâdele verir, değil mi?..

  Fakat

  Kimi “astsubay” meslekdaşımız “onur” mücâdelesi verdiğini söylüyor!..

  Meslekdaşlarımızın bu sözüne bakınca da şu suâli sormak icâb ediyor;

 

  Bu “astsubay” meslekdaşlarımızda “onur” yok mu ki

  "Onur” mücâdelesi verdiklerini söyleyip duruyorlar? 

 

  *  *  *  *  *  

 

Subaylarımız;

  “Astsubay” dedikleri askerleri bugüne kadar

  Üst rütbelere yükselmek için

  Omuzlarına basılıp geçilmesi gereken “terfi taşı” olarak kullandılar.

  Siyâsiler ise “astsubay” dedikleri askerleri; 

  Kendi menfaatlerini tahakkuk etdirmek için

  Üzerine basılıp geçilmesi gereken “ceset basamağı” olarak kullandılar.  

  Bunun en son örneğini de 15 Temmuz 2016 Cuma gecesi

  Özel Kuvvetler Komutanlığında yaşadık ve gördük!

 

 

  *  *  *  *  * 

 

 

 Subaylar;

  Sırtına bindikleri "astsubaylar" sâyesinde

  Terfi ü tefeyyüz edip kendi yıldızlarını parlatdılar.

  Siyâsi gürûh ise; 

  "Astsubayların" kanı üzerine inşa etdikleri iktidarları sâyesinde

  Hep kendi işkembelerini doldurdular!

  Peki,

  Yoksulluk sınırında maaş alan “astsubaylar” bugüne kadar kendileri için ne yapdılar?

  Bu suâlin cevabını bugün vermek için

  Aynaya bakacak kadar cesâreti olan kaç “astsubay” var acap?..

 

 

  *  *  *  *  *  

 

 

  Yukarıdaki bölümde okuduğunuz bu iki tesbitden

   Ve dahi

   Bu tesbitler çerçevesinde tevcih etdiğimiz üç suâlden sonra

   İmdi, gelelim sadede!.. 

 

 

  *  *  *  *  *  

 

  Ben birikdirmedim, zamân birikdirdi!

  Ben hatırlamadım, zamân hatırlatdı!

  Ben öğrenmedim, zamân öğretdi!

   Ben götümden uydurmadım, zamân itiraf etdi!

  Ben yazmadım, zamân yazdırdı!

 

  Zamânın ezelî sabır ve umut ile târih târih birikdirip de   

  Hâlîlerde kulağıma usûlca fısıldadığı hakâike

   Eski Tüfek mahlaslı emekli asubay ben Şükrü IRBIK

   Bugün, burada;

   Ses oldum,

   Söz oldum,

   Tercüman oldum! 

  Hepsi bu!..

 

  *  *  *  *  *  

 

 

  Bugün Ordumuzda “subay” ismi ile bildiğimiz askerlerin unvânı

  Kapıkulu ve yeniçeri ocaklarında 1.600’lü senelerde “zâbit” idi.

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   İşde, bu “zâbit” kelimesini ATATÜRK,

  1935 senesinde “subay” olarak tebdil etdi.

  Askerî mevzuâtımıza girdiği günden bugüne kadar geçen 400 küsur senede

  Subaylarımızın unvânı olan “zâbit” ve “subay” kelimelerinin hikâyesi sâdece bu kadar.  

  Fakat

  Ordumuzun “köle askeri” olan “astsubaylara” son 100 küsur senede yakışdırılan

  • İsim,
  • Sıfat,
  • Unvân
  • Ve lakaplar ise

  Denizde kum misâli…

 

  *  *  *  *  *  

 

 

   Asubay Tefrikası’nın altıncı bölüm, onuncu ve sonuncu kısımını teşkil eden bu makâlemizde bugün biz,

  Cârî askerî mevzuâtımızın 1951 senesinde “astsubay” olarak tesmiye etdiği askerlere;

  Deniz Kuvvetlerimizde teşkil edildiği 1890 senesinden beri,

  Kara Kuvvetlerimizde ise teşkil edildiği 1909 senesinden beri yakışdırılan;

  • İsim,
  • Sıfat,
  • Unvân
  • Ve lakapların hepsini ilk defâ olmak üzere

  Târih sırasına göre bir çırpıda cem’an görüp öğreneceğiz, inşallah!..

     Eski Tüfek - 2019    

 

 

 

  *  *  *  *  *  

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   1890 senesinde Donanmayı Hümâyun (Padişah Donanması)’da

   “Asâkir-i Bahriye-i Şahâne” (Padişah Bahriye Askeri) mevcut idi.

   Bu askerlere “Kur’a Efrâdı” veya “Bahriye Efrâdı” ismi de veriliyor idi.

   Bahriyenin ihtiyâcı nisbetinde kur’a ile tesbit edilen “kur’a efrâdı” Osmanlı gençleri,

   Donanmayı Hümâyun’da 5 sene nizâmiye (mükellef) askerliği yapmaya mecbur idiler.

   Bu 5 senelik “mükellef askerlik” süresi içinde bahriye askerlerine,

   Harb gemilerimizde yapacakları hizmete göre çeşitli denizcilik ve meslek eğitimleri veriliyor idi.

   Bu denizcilik eğitimlerini de bahriyeli zâbitânımız veriyor idi.

   5 senelik “mükellef askerlik” hizmetini tamamlayan bahriye askerleri, tam işe yarayacakları anda tezkere alıp gidiyorlar idi.    Bahriye zâbitânımız, teskere alan bahriye askeri yerine gelen acemi efrâda denizciliğe dair her şeyi, her celp döneminde yenibaşdan öğretmek mecburiyetinde kalıyor idi.

   Ayrıca;

   İngiltere’nin buhar gücünü savaş gemilerine tatbik etmesi ile Avrupa Devletlerinin başlatdığı

   Ve dahi

   Bahriye silah ve makinelerinde meydana gelen

   Ve

   Aklın sınırlarını bile aşan gelişmelerin kapıya dayanması sebebi ile;

   Elektrikçi, torpidocu, mayıncı, kazancı, ateşçi, çarkcı ve telsizci gibi yeni bahriye meslekleri ortaya çıkmış idi.

   Hem uzmanlık isdeyen, hem çok tehlikeli ve hem de yağlı-paslı olan bu meslekleri, 

   Padişah daşşağından düşme bahriyeli beyaz zâbitânımız bir türlü yapmak isdemedi.

Asubay Tefrikası 6_109 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Asubay Tefrikası 6-2

   Ve dahi

   Asubay Tefrikası 6-8 isimli makâlelerimizde 

  Bu konuyu tafsilâtlı olarak işledik.

 

   Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKBahriye zâbitânımızın yapdığı;

   Hem bahriye askerinin taalim-taallümü görevini 

   Hem de ihtisas gerekdiren ve tehlikeli olan bu meslekleri,

   Zâbitânın yerine yapmak üzere;

   Hem “zâbit” olmayan,

   Hem de zâbit maaşının çeyreğine yapacak “ortada sandık” bir bahriye asker sınıfı teşkil etdiler.

   1890 senesinde teşkil etdikleri bu “uyduruk” ve “ortada sandık” bahriye asker sınıfına da

   Yukarıda resimlerini gördüğünüz dönemin Padişahı ve Bahriye Nâzırı “Gedikli” ismini verdi.

 

   "Donanma Gedikli" sınıfı;

  • İşe gelince, zâbit olacak,

         Ve fakat

  • Aşa gelince ise

   Donanmanın boğaz tokluğuna çalışan “kethüda kadını” olacak idi

   Ve böylece bahriye zâbitimiz de

   Keyif ile güvertede ellerinde göt gezdirebilecek idi…

     Eski Tüfek - 2019    

 

 

  *  *  *  *  *  

 

   1909 senesinin Ordu-yu Humâyûn’una zâbit temin eden

   Harbiye, Bahriye ve Mühendishâne Mekteplerinde taalim-taallüm eden zâbit namzedi efendilerin

   Okuduğu sınıflarına göre “rütbe isimleri” şöyle idi…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 1899 senesinde Manastır Askerî İdâdisini muvaffakiyet ile ikmâl eden Mustafa Kemâl,   

   Aynı senenin 13 Mart Pazartesi günü,

   İstanbul Pangaltı'daki, Mekteb-i Harbiye-i Şahâne’ye 1283 numara ile kayıt edildi. 

   Mustafa Kemâl hakkında târih(!) yazan târih uğrusu yalancı subaylarımız hiç söz etmez!    

   

   Fakat    

   Kendi sınıfının Kısım Çavuşu olan 1283 Mustafa Kemâl’in;

 cavus mustafa kemal kapak

  • Harbiye birinci sınıfda rütbesi Onbaşı,

 

  • Harbiye ikinci sınıfda rütbesi Çavuş,

 

  • Harbiye üçüncü sınıfda ise rütbesi Başçavuş idi... 

 

 

   Beyaz zâbitân heyetimiz;

   1834 senesinden beri harbiye talebesi efendilerin rütbesi olan

   Silâhendaz Onbaşı, Çavuş ve Başçavuş rütbe isimlerini,

   1909 senesinde piyasaya sürdükleri bir "darbe" kânunu ile;

  • Zâbitin yerine ölmesi için teşkil etdikleri

      Ve dahi

  • Küçük zâbit” ismini verdikleri "ortada sandık" askerlerin üzerine yapışdırdılar…

 

  *  *  *  *  *  

 

  Bugün “astsubay” olarak bildiğimiz askerlere

   1909 senesine vâsıl olduğumuz günlerde, aşağıda gördüğünüz şu isimler verildi.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Osmanlı Devletinin ekmeğini yiyen

   Osmanlı Ordusunun kıyafetini giyen ve rütbesini taşıyan “mektebli” zâbitân heyetimiz;   

  • Evvelâ 1908 senesinde İkinci Meşrutiyet İhtilâlini yapdı,
  • Akabinde, 1909 senesinin 13 Nisan Salı günü 31 Mart Vak’ası ile padişaha karşı isyan etdi,
  • Meclis-i Ȃyanı ve Meclis-i Mebusanı kapatdı,
  • Ahiren de 1913 senesinde Bab-ı Ȃli baskını ile “hasta adam” Osmanlı Devletini yıkdı.
  • Padişah Sultan II. Abdülhamid’i tahtından indirip sürgüne gönderdi…
  • Ruh hastası olan Sultan Reşad’ı da “kukla padişah” olarak Osmanlı tahtına oturtdu.

 

 

 Asırlardan beri Osmanlı Devletini yıkmak isdeyen İngiltere ve kuyruğundaki düvel-i garbînin

 Yapmak isdeyip de yapamadığını bizim “mektepli zâbitân” heyetimiz, 31 Mart’da yapdı. 

 

   Padişahlarımız, Osmanlı Ordusunda;

  • Ara kademe”,
  • Ortada sandık”,

          Ya da

  • Menzil eşşeği” türünden “uyduruk” asker sınıfları  isdemediler.     

 

 

  Çünkü;

   Ölmek ve öldürmek sanatı demek olan askerlikde;

   “Öl ve öldür” emirini veren asker ile

   “Öl ve öldür” emrini yerine getiren asker arasına kimse giremez idi…

 

 

   İşde, bu değişmez sebepden dolayı da padişahlarımız;

   Her askerin yüreği, bileği ve aklı nisbetinde en yüksek rütbeye kadar yükselmesini teşvik etdiler.

 Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

   31 Mart darbesini tertip ve tatkbik eden “mektepli zâbitân” heyetimiz

   Bab-ı Ȃli’deki İstanbul Vâli Konağında 1909 senesinin 06 Ekim Salı günü gizlice içtima eyledi

   Ve tertip etdiği bir “darbe nizamnâmesi” ile “Küçük zâbit” ismini verdiği asker sınıfını

   Kara Ordumuzda teşkil etdi.

 

 

   Bugün piyasaya sürülen 06 Ekim 1909 târihli

  Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit-i İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi’nin;

 

  • Meclis zabıtları yokdur!
  • Meclis-i Mebusân ve Meclis-i Ȃli’de müzakere edilmedi.
  • Başka bir ifâde ile bu Nizâmnâmeden Osmanlı mebuslarının bilgisi ve haberi yok!
  • Bu Nizâmnâme Lâyihasını kimin hazırladığı meçhul,
  • Nizâmnâmenin hazırlandığı dönemde Padişah olan Sultan Reşad’ın irade-i seniyyesi yok!
  • Bu Nizâmnâmeyi meriyyete (yürürlüğe) koyan kişi de meçhul…

 

 

 

   Netice itibârı ile;

   06 Ekim 1909 târihli Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit-i İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi,

 

  • Padişahın iradesine aykırı olarak tertip edilen

        Ve dahi

  • Kimlerin hazırladığı da belli olmayan “meçhul” ve bir “darbe” kânunudur.

 

 

 

   Bu cümleden olmak üzere;

   Osmanlı Kara Ordusunda Küçük Zâbit sınıfının teşkil edilmesi

   Ve dahi

   Bugünkü hukûkî mevcudiyeti hâlâ gayri meşrudur. 

 

 

  * *  *  *  *  

 

   Karesi Mebusu ve Bahriye Encümeni Ali Galip Efendi,

   1910 senesinde Meclis-i Mebusan’da

   Donanma Gediklisi için “Donanmanın kethüda kadını” dedi.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   31 Mart darbesinden sonra

   Kara “küçük zâbit” sınıfını tertip eden karanlık suratlı zâbitânımızın isimleri ve cisimleri meçhul idi!

   Fakat darbeden bir sene sonra,

   Bu karanlık suratlı beyaz zâbitândan birisi, kendisini ele verdi;

   Alman perestiş ve darbeci Müşir Mahmut Şevket Paşa!

   Padişah Sultan II. Abdülhamid’e “Baykuş” diyerek hakâret den darbeci Mahmut Şevket Paşa,

   Meclis’de 1910 senesi bütçesi müzakere edilir iken

   06 Ekim 1909 târihli “Kara Küçük Zâbit” sınıfını kendisinin tertip ve teşkil etdiğini itirâf eyledi.

   Darbeci Müşir Mahmut Şevket Paşa;

  • Gayri meşru olarak tertip etdiği

        Ve dahi

  • Yaklaşan Birinci Cihân Harbinde “mektepli beyaz zâbitânımızın” yerine ölmesi için

   “Mayın eşşeği” niyetine cephenin en önüne sürdüğü “ortada sandık” yeni asker sınıfının isminin

   “Küçük zâbit” olduğunu yumurtaladı…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   31 Mart’ı tertip eden "beyaz zâbitân heyetimiz";

   Darbeden sâdece 6 ay sonra teşkil etdikleri

   Ve dahi

   “Küçük zâbitân” ismini verdikleri “köle” askerlere

   Aynı senelerde sâdece “nefere” verilen “prangabent cezâsı” vermeye başladılar.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Mensubîn-i Askeriyyenin Siyasiyât ile Men’i İştigali Hakkında

Askerî Cezâ Kânunnâmesine Zeyl Kânun

 

   MMZC, İnikad:23, 18 Haziran 1328 (1912) Pazartesi

   Madde 1. — Siyasî içtimaat ve tecemmuat ile nümayişlere iştirak ve makalât-ı siyasiyye neşr veya o yolda alenen irad-ı nutk eyleyen ve kânunen hâiz olduğu hakkı istimalden gayri surette umur-u intihabiyye ile iştigal, Erkân ve Ümera ve Zâbıtân ile Mensubin-i Askeriyye ve Silah-endazan, iki mâhtan altı mâha kadar hapis veya hapis ile berâber mevkii tebdil olunur ve tebdilinden dolayı harcırah verilmez. Mükerrirlerden, Silah-endazandan gayrisi, dört mahtan bir seneye kadar hapis ile silk-i askeriden ihraç olunur ve Küçük Zâbit, Onbaşı ve Neferât-ı Askeriyye 2 mâhtan (aydan.IRBIK) 6 mâha (aya. IRBIK) kadar prangabend ve hizmet-i muvazzafası iki aydan iki seneye kadar tezyid (uzatılır. IRBIK) olunur.

   Eski Tüfek - 2019   

 

  *  *  *  *  *  

 

   Aşağıda gördüğünüz şu kânun ile 1915 senesinde Donanma-yı Humâyûn’da,

   “Donanma gedikli zâbit” sınıfı “müstakil” bir “zâbit” sınıfı olarak teşkil edildi.

   Gene aynı kânun ile başçavuş, donanma mühendisi (asteğmen)’nin “üstü” idi.

   “Donanma zâbitân heyetimiz ”;

   Bu usûlü de o senelerde muhibi oldukları Prusya Almanyası'ndan aşırmış idi…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

  1915 senesinde Ordu-yu Humâyûn (Kara Ordusu)’da,

  Aşağıda gördüğünüz şu kânuna göre

  “Küçük zâbit başçavuş” “zâbit vekili” (asteğmen)’nin mafevki (üstü) idi.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   Bugün “astsubay” olarak bildiğimiz ve “küçük zâbit” sınıfına mensup askerler

   1916 senesinde bu kez de

   “Kıdemsiz küçük zâbit” ve “kıdemli küçük zâbit” oldular.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   Ordumuzun “ortada sandık” asker sınıfı olarak teşkil edilen “küçük zâbitlik

   1917 senesinde bu kez de “takımbaşı” oldu.

   Cephede götlerini kaşıtmak isdeyen beyaz zâbitân heyetimiz

   “Başçavuş” rütbesindeki “küçük zâbitâna”; 


Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  • Bir dürbün, 
  • Bir rövelver (tabanca) 

        Bir de 

   Padişah daşşağından düşme "beyaz zâtibin yerine ölmesi için"

   Çanakkale Cephesinin önüne sürülen Güççük Zâbit Başçavuş Emin ÇÖL’e verdikleri gibi 

    “Ucu sivrice, ağzı kör ve ham demirden” 

  • Bir kılıç verdiler…

   Ve hemen akabinde

   “Takımbaşı” unvânı ve “Takım Kumandanı zâbit” yetkisi ile

   Hem de “zâbitin yerine ölmesi için” düşmanın önüne “yem” olarak atdılar.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

  Dedelerimizin “Harb-i Kebir” dediği Birinci Cihân Harbi bütün şiddeti ile devâm eder iken,

   Ordumuzun “küçük zâbiti” 1917 senesinde bu kez de

  • Hem “mal” oldular, 
  • Hem de “koyun” oldular!..

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   1917 senesinde Ordu-yu Osmanî’de “silâhendaz” ismi verilen bir nefer (er) sınıfı mevcut idi.

 

   Silâhendaz sınıfı nefer, tıpkı bügünkü Amerikan Ordusundaki “deniz piyâ deleri” gibi idi.

   “Silâhendaz” tâbirini, bu sene içinde “küçük zâbit ve efrat” torbasının içine tıkışdırdılar.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   Tevkir mi, tahkir mi, ben bilemedim!..

   Fakat

   “Küçük zâbitler”, 1918 senesinde Ordumuzun “beyaz kargaları” oldular!..

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _6_10_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   Küçük zâbitler;

   İlk mezunlarını verdiği 10 Temmuz 1911 Pazartesi gününden itibâren

   T.C Devletinin teşkil edildiği 23 Nisan 1920 Cuma gününe kadar

   Tam 10 sene devam eden harbler boyunca

   Hem zâbit yerine ölmesi için cephenin en önüne sürülmüş

   Hem de ölümü bahasına cenk etdiği “harbi kazanmış” idi.

   Fakat

   Kıt’a kumandanı zâbitân gürûhu takdirleri beşer-onar paypay eder iken

   Ordumuzun “cüzzamlı askeri” olan “küçük zâbitler” 1921 senesinde;

  • Hem “ufak zâbit” oldular
  • Hem de takdir yerine avuçlarını yaladılar!..

Asubay Tefrikası 6_10_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Ölmek sırası gelince, beyaz zâbitân heyetimiz;

   “Ufak zâbit” ve efradın arkasına saklandı…

   Fakat

 

   Madalya paypaylamak sırası gelince beyaz zâbitân heyetimiz bu kez

   “Ufak zâbit” ve efradın önüne geçiverdi.

   Ordumuzda bugün de durum hâlâ aynen böyle değil mi?..

 

  *  *  *  *  *  

 

  1925 senesine vâsıl olduğumuzda "ihtiyât" ile beraber Ordumuzda

   “Üç cins küçük zâbit” görev yapıyor idi.

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  *  *  

 

   Tam 10 sene devam harpler hitam bulmuş,

   29 Ekim 1923 Pazartesi günü “Cumhuriyet” ilan edilmiş idi.

   Harbi uzakdan sevk ve idare eden zâbitân heyetimiz,

   Harbden sonra yüksek rütbelere “terfi” etdiler.

   Fakat harb devam eder iken teşkil etdilen

   Ve dahi

   Zâbitin yerine ölmesi için cephenin en önüne sürülen “gedikli zâbit” sınıfı ise

   Harb-darp sona erince vehleten “gedikli küçük zâbit” sınıfına “tenzil” edildi.

   “Beyaz zâbitân heyetimiz”, "gedikli zâbitin” sırtında "dereyi" geçmiş idi, nasıl olsa!..

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  *  *  

 

  31 Mart darbecisi Alman perest Mahmut Şevket Paşa’nın

   Bir “darbe kânunu” ile 1909 senesinde teşkil edip

   “Küçük zâbit” dediği asker sınıfına,

   Cumhuriyeti kuranlar ne isim vereceklerini şaşırdılar!..

   1927 senesine geldiğimizde, Cumhuriyetin kurucu iradesi;

   “Kıdemli Küçük Zâbit” unvânını “Gedikli Küçük Zâbit”e

   “Kıdemsiz Küçük Zâbit” unvânını da “Küçük Zâbit”e tebdil etdi…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  *  *  

 

   Tıpkı efendinin kölesini falakaya yatırdığı gibi

   Cumhuriyet İdaresinin beyaz zâbiti de 

   "Köle asker" olan “küçük zâbiti” 

  • Hem falakaya yatırıp "değnek ile darp" etdi 
  • Hem de zencir ile "prangaya" vurdu!..

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   1927 senesi, “küçük zâbit” denilen asker sınıfı için çok bereketli oldu...

   Peşpeşe yapılan kânunlar ile;

   “Küçük zâbitân”a elvan çeşitli isimler, unvânlar ve rütbeler verildi.

   Bu sene meriyyete koydukları Askerlik Mükellefiyeti Kânunu ile

   Cumhuriyetimizin kurucu iradesi,

   Ordumuzda “iki sınıf asker” olduğunu tasdik etdi.

       1. Efrâd

       2. Zâbit

   Bu iki sınıflı asker teşkilâtlanması,

   Asırlardan beri dünyada sınanmış ve kabul görmüş bir teşkilâtlanma idi.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

  1930 senesine geldiğimiz günlerde

   500 sene önce Viyana muhasarasında sıçmayı öğretdiğimiz Avrupa’dan

   Bu kez Askeriyemizin Ceza Kânununu aldık ve bu sene tekrar meriyyete koyduk!..

   Prusya Almanya’sından aşırdığımız Askerî Ceza Kânununda

   “Küçük zâbit” dediğimiz “içi alacalı - dışı sıracalı” askere

   Aşağıda gördüğünüz şu isimleri yakışdırdık!..

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

  31 Mart darbecisi Alman sevici Müşir Mahmut Şevket Paşa’nın

   “Darbe kânunu” ile 1909 senesinde teşkil edip “daimî küçük zâbit” dediği asker sınıfına,

   Cumhuriyetin kurucu iradesi 1927 senesinde bu kez de “Mükellef Küçük Zâbit” dedi.

   Aslında bu “Mükellef Küçük Zâbit” tâbiri isabetli bir tesmiye ve tefrik idi…

   Çünkü;

   Bugün “astsubay” dediğimiz asker sınıfı, dünya ordularında “mükellef asker” idi.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   1935 senesinin Türkiye Cumhuriyeti Ordusunda,

   “Küçük zâbit” olarak tesmiye edilen bahriye askerleri “mükellef” asker idiler. 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Aşağıda gördüğünüz 1/178 sayılı şu “Encümen Mazbatası

   “Mükellef Küçük Zâbit” tâbirini hâvi tek belgedir, haberiniz olsun!.. 

   “Küçük Zâbit” asker sınıfının “mükellef” asker olduğuna dair ilk belgeyi de

   Gene İlk defa sizler, Asubay Tefrikası 6-9’da gördünüz, 

   İkinci defa ise gene sizler görüyorsunuz! 

   Kaynak: 2851 sayılı Kânunun Komisyon Raporu.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Fakat

   Bu seneden sonra tertip etdikleri elvan türlü tuzak kânunlar ile şerefsiz subaylarımız,

   “Mükellef” asker olan “küçük zâbit” sınıfını

   Sinsice “muvazzaf” asker sınıfına “tahvil” etdiler.

 

  *  *  *  *  *  

 

  Dünya askerlik târihine bakdığımızda,

   Dünya askerlik târihine yön vermiş devlet ordularında,

   Asker teşkilâtının “iki sınıflı” olduğunu görüyoruz.

   Dünya çapında bir asker olan ATATÜRK,

   Dünya askerlik târihini çok iyi biliyor idi…

   İşde, bu sebepden dolayı da

   T.C. Devletinin kurucu Reisicumhuru Mustafa Kemâl ATATÜRK,

   1935 senesinde T.C Ordusunu “iki sınıf asker” ile teşkil etdi; 

     1. Mükellef Erbaş (Er)

     2. Muvazzaf Subay (Zâbit) 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   İşde, kânunu…

   İşin doğrusunu söylemek gerekir ise şâyet

   Fütühâtcı bir rûh ve sonsuz terfi töresine sâhip olan Türk Ordusu için

   En uygun olan askerlik de bu idi…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

  ATATÜRK sonrasının Cumhuriyet idaresi,

   ATATÜRK’ün öldüğü günden itibaren ATATÜRK’ün mirasına ihanet etmeye başladı!..

   Vaziyet, bugün de aynı ile vâkidir!..

   Yukarıda gördüğünüz 2771 sayılı kânunda  ATATÜRK,  “mükellef asker” sınıfına “Erbaş” demiş idi.

   Fakat

   ATATÜRK’ün öldüğü günün hemen ertesinde ATATÜRK’ün koltuğuna çöreklenen İNÖNÜ,

   ATATÜRK’ün “Mükellef Erbaş” dediği asker sınıfını “Muvazzaf Gedikli Erbaş” yapdı.

   Ve böylece Cumhurbaşkanı İNÖNÜ,

   Hazerde;

   Kışlada, karargahda subayımızın götünükaşıyacak,

   Seferde ise;

   Subayımızın yerine "mayın eşşeği" gibi ölüme sürülecek “muvazzaf” bir asker sınıfı teşkil etdi…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Askerî Muhakeme Usulü Kânununun Bâzı Madelerini Değiştiren Kânun

(Resmî Gazete ile neşir ve ilâm: 8.VIII.1942 - Sayı: 5179

 

     No. 4280                                                           Kabul Târihi: 3 .VIII.1942

 

   BİRİNCİ MADDE — 1631 sayılı Askerî Muhakeme Usulü Kânununun 1,3,4 ve 26 ncı maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

    Dâvaların tehiri

   Madde 4. — 1. Muvazzaf ve ihtiyat erâtın ve yedeksubaylarla yedek askerî memurların askere girmeden veya silâh altına çağırılmadan evvel işledikleri yukarı haddi bir seneye kadar şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstehzim suçlara ait dâvalarda ilk ve son tahkikat muameleleri terhislerine kadar tehir olunur.

   Muvazzaf gedikli erbaşlarla askerlikten tard ve ihracı müstelzim suçlardan maznun olan yedeksubay ve askerî memurlar bu hükümden müstesnadır. 

 

  *  *  *  *  *  

 

   ATATÜRK’ün öldüğü günün hemen ertesinde

   Mal bulmuş mağribî gibi ATATÜRK’ün koltuğunua çöreklenen İNÖNÜ idaresindeki Türkiye Cumhuriyeti,

   Bir tarafdan sömürgen İngiliz, diğer tarafdan da kemirgen Amerika’nın kucağına oturmaya başladı.

   Moskof gelecek korkusu ile gündüz vakdi dudağı uçuklatılan İNÖNÜ ve şürekası,

   Meclisden kaçırarak imzaladıkları gizli ve sinsi ikili anlaşmalar ile

   T.C Devletini hem İngiliz hem de Amerika'nın kuyruğuna takdılar.

   Bu hainlikler silsilesi tezgahlanır iken

   Ordumuzun köle askerleri “Muvazzaf Gedikli Erbaş” da “Gedikli Erbaş “ oluverdi!..

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  *  *  

 

   Gitdi tekâüd zâbit İNÖNÜ, geldi tekâüd zâbit BAYAR

   Ha, Ali-Veli! Ha, Veli-Ali…

   Al birini, vur ötekine!... Yok idi aslında birinin diğerinden alâmeti fârikası!..

   Tam 12 sene ATATÜRK’ün koltuğunda gurk yatan İNÖNÜ,

   1950 seçiminde BAYAR’dan yediği okgalı tokat ile irkildi. Ve Pembe Köşkü terk etdi.

   BAYAR da tıpkı İNÖNÜ gibi koyu bir Amerikan muhibi idi.

   Cumhurbaşkanı intihab edildikden sonra

   T.C. Devletini babasının sığır çiftliği zanneden BAYAR da şöyle dedi;

   “Türkiye’yi Küçük Amerika yapacağım!

   T.C Devletini, Küçük Amerika yapdı,

   Türk milletini, Küçük Amerikan milleti yapdı,

   Askerlik teşkilâtını da Amerikadan tam olarak alsa idi şâyet

   Ordumuzu da “Küçük Amerikan Ordusu” yapacak idi.

   Fakat yapamadı!..

   Teşkil edildği 1774 senesiden beri Amerika’da sâdece ”iki sınıf asker” var idi.

     1. Mükellef Er

     2. Muvazzaf Zâbit

   Türk Ordusunu Amerika’nın kuyruğunda NATO’ya nikahlayan BAYAR-MENDERES ikilisi

   Amerikan Ordusunda olmayan bir asker sınıfını, bizim ordumuzda teşkil etdi;

   “Mükellef astsubaylık

   Ve böylece beyaz subaylarımız;

  • Hazerde götlerini kaşıtacak,
  • Seferde ise kendi yerlerine ölüme sürecek “köle” asker sınıfını

   BAYAR-MENDERES döneminde de tertip etmeyi becerdi!..

   Ne diyeyim?.. Helâl olsun, efendi subay gardeşlerimize!..

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

 

   Yelesinden kavice kavradıkları küheylan “Demir gıratı” şahlandırıp da

   Kanser virüsü gibi en ince damarlarına kadar girdikleri devleti

   Babalarından mirâs sığır çitliği gibi hovardaca idare etmeye başlayan BAYAR-MENDERES ikilisi

   Türkiyeyi 1952 senesinde NATO’ya nikahladı.

   Bir sene sonra da harb esiri askerlere yapılacak muameleye dair sözleşmeyi imzaladı.

   1949 seneli Cenevre Sözleşmesinde, BAYAR-MENDERES ikilisi

   “Astsubay” dediği askerlere işde, şu kelimeleri yakışdırdı!..

     Eski Tüfek - 2019    

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  *  *  

 

   T.C Devletinin tepesinde tam 11 sene saltanât süren BAYAR-MENDERES ikilisi

   1960 senesinin 27 Mayıs sabahına “subay darbesi” ile uyandı!..

   Bu subay darbesi ile de

   Gitdi tekâüd zâbit Celâl Bey,  geldi tekâüd zâbit Cemal Ağa!...

   Al BAYAR’ı, vur GÜRSEL’e…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

    ATATÜRK ilke ve inkılâpları kılavuzluğunda

    Memleketin idaresine el koyduğunu söyleyen 27 Mayıs’ın darbeci subayları,

    Evvelâ orduyu zapd-u rapt altına almak ile işe başladı.

    BAYAR-MENDERES ikilisinin “subay yapmak şartı ile” teşkil etdiği “mükellef astsubayları

    27 Mayıs’ın darbeci subayları, “muvazzaf köle astsubay” yapmak için hemen kolları sıvadılar.

    Uzun zamândan beri gizlice hazırladıkları TSK İç Hizmet Kânununu

    27 Mayıs subay darbesinden sâdece 7 ay sonra tezgaha sürdüler…

    5802 sayılı kânunun 1951 senesinde “mükellef astsubay” olarak tefrik etdiği askerleri

    “Muvazzaf astsubay” yapmak için darbeci subaylar,

    Hâkim Binbaşı Ahmet KERSE’yi kurşun asker olarak mayın hattına sürdüler…

    27 Mayıs subay darbesinin tetikci kurşun askeri Hâkim Binbaşı Ahmet KERSE,

    “Mükellef astsubay” ı ömür boyu köle demek olan “muvazzaf astsubay” yapmak için

    Yumuşak geçişli bir “darbe tezgahı” hazırladı.

    TSK İç Hizmet Kânunu olarak tesmiye edilen bu darbe kânununun

    27 Mayıs darbe meclisinde görüşülmesi için

    Darbeci binbaşı Selahattin ÖZGÜR’ün verdiği kânun teklifinin “Gerekçe”sine şöyle bir göz atalım;

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 Madde 3. — Bu maddenin tedvininde 2771 sayılı Kanunun 2 nci maddesi esas olarak alınmıştır.

 "Erbaş" tarifi, "astsubaylar" hususi bir kanunla (1951_5802. IRBIK) bu tarifin dışında kaldığından onbaşı, çavuşlarla uzatmalı ve uzman onbaşı ve çavuşlar ithal edilmek üzere yazılmıştır.

 Hususi kanunu (1951_5802. IRBIK) ile statüsü belirtilmiş olan "astsubaylar" ayrıca tarif edilmiştir.

 "Erat" ve "gedikli" tâbirleri "Astsubay Statüsünün" doğması sebebi ile kaldırılmıştır.

 

 

   "Mükellef astsubaylığın" 27 Mayıs darbeci subaylar marifeti ile “muvazzaf astsubaylığa” tebdil edilmesi için

   Güvenlik Komisyonu Araştırma ve İnceleme Kurulu Üyesi sıfatı ile

   Tetikci kurşun asker Hâkim Binbaşı Ahmet KERSE, darbe meclisinde şu incileri yumurtaladı…

 

   TSK İç Hizmet Kânûn Teklifi, Birleşim 58;

 

   Ahmet KERSE:  (…) Önce astsubayların erattan ayrılması meselesini izah edeyim. Astsubaylar eski İç Hizmet Kanununa (1935_2771. IRBIK) göre erattan sayılırlardı. İç Hizmet Kanununda bir değişiklik yapılmadı, değişmedi, ama, 5802 sayılı ayrı bir kanunla astsubayların statüsü değişti. Buna rağmen astsubaylar erlerle aynı tâbir içinde sayılmakta devam etti. Gediklilere astsubay dendi ama, İç Hizmet Kanununa göre gene erbaş tâbiri içinde kaldı.

   Şimdi biz bunu çıkarıyoruz, erattan ayırıyoruz. Erbaş tâbirini kıtadan yetişen onbaşı, çavuş, uzatmalı, uzman çavuşa inhisar ettiriyoruz. Bunların tariflerini yapıyoruz, hudutlarını gösteriyoruz.

(…)

   AHMET KERSE — Eski kânununda “erat” tâbirine “erlerle astsubaylar” dâhildi. Er sınıfına dâhil olanlar da erlerin aldıkları şeyi alsınlar denilmişti.

   Fakat 5802 sayılı Kânun bunların bir kısım haklarını teminat altına almıştır. Yalnız iç çamaşırını erler gibi alırlardı, şimdi alamıyacaklardır.

   Kânun teklifini hazırlayan darbeci Kurmay Binbaşı Selahattin ÖZGÜR

   Ve dahi

   Kânun Gerekcesini tezgahlayan kurşun asker Hâkim Binbaşı Ahmet KERSE,

   Mükellef astsubay” ı “muvazzaf köle astsubay” yapmak için

   İlk darbeyi 1961 senesinde işde, böyle vurdular.

   İkinci ve  son darbeyi de

   926 sayılı kânun ile 1967 senesinde gene 27 Mayıs’ın darbeci beyaz subayları vuracak idi…

 

  *  *  *  *  *  

 

   1774 senesinden beri Amerikan Ordusunda olduğu gibi

   1949 senesinde Amerikan Devletinin teşkil etdiği NATO’da da iki sınıf asker var;

   1. Er

   2. Subay

   1952 senesinde NATO’ya üye olan Türk Devletinin ordusunda “iki sınıf” asker olması gerekiyor idi.

   211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu üçüncü maddeye bakar iseniz

   Türk Ordusunda tam 6 sınıf asker olduğun görürsünüz;

MADDE 3—  Askerler ve Rütbeler:

   a) Askerler

   1. Er

   2. Erbaş

   3. Astsubay

   4. Askerî Öğrenci

   5. Askerî memur

   6. Subay 

  

   Fakat

   Genelkurmay Başkanlığının NATO’ya beyan etdiği “asker sınıflarına” bakdığımızda

   Subaylar hâriç olmak üzere sâdece “bir sınıf asker” olduğunu görüyoruz.

   “Subay” sınıfına dâhil olmadığına göre

   “Astsubay” dedikleri asker sınıfının aslında NATO’ya göre “er” olduğunu anlıyoruz.

   Bu “ikili kıvırmayı” izah edebilecek bir tek dahi olsa şerefli bir subayımız var mı acap?

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

    27 Mayıs darbeci subaylarının

    Darbenin hemen ertesi senesinde tertip etdikleri

    211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu isimli “darbe” kânunu ile;

  • “Mükellef asker” olan "astsubayları" sanki subay imiş gibi "muvazzaf asker" sınıfa nakil etdiler,

     

      Fakat aynı zamanda,

  •  "Mükellef erile aynı torbaya tıkışdırdılar!

 

  *  *  *  *  *  

 

 

1914 senesinde yazdığı Zâbit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl'de

 Osmanlı Zâbiti  Erkân-ıharbiye Kaymakamı Mustafa Kemâl;

  •  "Ordunun " anası " milletdir" demiş idi

   Eski Tüfek - 2019   

 

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKFakat

   Târihci olduğunu söyleyip de

   Târihin ırzına geçen zübük subaylardan birisi olan

    Kara Doktor Öğretmen Albay Tahsin ÜNAL

   1965 senesinde “bölüğün anası” "astsubaydır" dedi.

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

   Şimdi, Tahsin Hocam;

   Bölüğün “çocuğu” kim?

  •  Er,

   

    Bölüğün “anası” kim?

  •  Astsubay.

   Peki,

   Hazır, siz subaylar Türk Silahlı Kuvvetleri  bir “ailedir” deyip duruyorsunuz!

  •     Ana var mı? Var,
  •     Çocuk var mı? Var!

   Öyle ise bir de “koca” olmalı, değil mi?

   Kara Doktor Öğretmen Albay Tahsin ÜNAL’ a şu suâli sormak,

   Emekli "astsubay" Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK'ın boynuna borç oldu!..

   Tahsin Hocam, “ bölüğün anası olan biz astsubayların kocası ” kim?

   Siz subaylar mı yoksa?..

 

  *  *  *  *  *  

 

   27 Mayıs’ı tertip eden darbeci subaylarımız,

   Darbeden 7 sene sonra bir kânun tertip etdiler.

   TSK Personel Kânunu ismini verdikleri bu “darbe kânunu” ile

   “Mükellef asker” olan “astsubay” sınıfını cebren “muvazzaf astsubay” sınıfına tebdil etdiler.

   Bu darbeci subaylarımız Türk Ordusunu da

   “Muvazzaf astsubay” asker sınıfına sahip olan ilk devlet ve tek ordu yapdılar.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

Aşağıda gördüğünüz 926 sayılı TSK Personel Kânunu;

Muvazzaf” ve “astsubay” kelimelerini

muvazzaf astsubay” şeklinde bir araya getiren ilk kânundur!

Bu hakikâti de

 Asubay Tefrikası 6-10 ’da ve ilk defa siz kıymetli okuyanlar görüyorsunuz…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   İşde,

   27 Mayıs subay darbesinden 6 sene sonra

   926 sayı ile kânunlaşan TSK Personel Kânununa imza veren

   Gene darbeci subayların başını çekdiği vekiller… 

 

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

   Darbeci Müşir Mahmut Şevket Paşa,

   Padişah Sultan II. Abdülhamid’e rağmen hazırladığı bir darbe kânunu ile

   Küçük Zâbit Nizâmnâmesi ile 1909 senesinde “daimî küçük zâbit” sınıfını teşkil etmiş idi.

   Kurucu Reisicumhur Mustafa Kemâl ATATÜRK,

   Küçük zâbit sınıfını “mükellef asker” sınıfı  olarak 1927 senesinde teşkil etmiş idi.

   Fakat

   Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün subayları olduğunu söyleyen 27 Mayıs’ın darbeci subayları,

   1967 senesinde tertip etdikleri 926 sayılı “darbe kânunu” ile

   Başbakan MENDERES’in 1951 senesinde “mükellef asker” sınıfı olarak teşkil etdiği “astsubaylığı

   1967 senesinde cebren ve hile “muvazzaf asker” sınıfına tebdil etdiler.

   Bu cümleden olmak üzere; “Muvazzaf astsubay” tâbirini ilk defâ olmak üzere

   926 sayılı bu “darbe kânunu” ile askerî mevzuâtımıza 27 Mayıs’ın darbeci subayları dahil etdiler.

   Padişah Sultan II. Abdülhamid,  Orduyu Humayûn’da “küçük zâbit” isimli “ortada sandık” bir asker sınıfı isdemiyor idi.

   Fakat

   31 Mart darbecisi Müşir Mahmut Şevket Paşa;

   “Küçük zâbit” isimli “ortada sandık” asker sınıfını,

   1909 senesinde Padişah Sultan II. Abdülhamid’e rağmen teşkil etdi.

   1935 senesinde Reisicumhur ATATÜRK, “küçük zâbitliği” “mükellef” bir asker sınıfı olarak teşkil etdi.

   1951 senesinde de Başbakan Adnan MENDERES,

   “Astsubay” ismini verdiği asker sınıfını “mükellef” bir asker sınıfı olarak teşkil etdi.

 

 

 Küçük zâbit” olarak bildiğimiz asker sınıfını

Harbiye Nâzırı darbeci Müşir Mahmut Şevket Paşa

1909 senesinde Sultan II. Abdülhamid’e rağmen teşkil etmiş idi.

    Eski Tüfek - 2019   

 

  

 

    Bugün "muvazzaf astsubay" olarak bildiğimiz asker sınıfını ise

   27 Mayıs’ın darbeci subayları 926 sayılı TSK Personel Kânunu ile  

   Hem Reisicumhur Mustafa Kemâl ATATÜRK’e rağmen

   Hem de Başbakan Adnan MENDERES’e rağmen teşkil etdiler.

  Eski Tüfek - 2019   

 

 

  *  *  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  Darbeci subay zottirik Kenan ve darbe arkadaşı 4 subay,

   1982 senesinde bir Anayasa tezgahladı. Bu Anayasa’nın 11’inci maddesi şunu emreder;

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  

  2002 senesinde imzaladığın Astubay Meslek Yüksek Okulları Kânunu’nda

  “Ara kademe” tâbiri yok!

  Fakat

  2003 senesinde imzaladığın Astubay Meslek Yüksek Okulları Yönetmeliği’nde

  “Ara kademe” tâbiri var.

  Ömrünün neredeyse nısfını Millî Savunma Bakanlığı koltuğunda heba eden Vecdi GÖNÜL’e soruyorum;

  Yukarıda gördüğün Anayasa’nın 11’inci maddesinden senin haberin var mı?

  2003 senesinde imzaladığın Astubay Meslek Yüksek Okulları Yönetmeliğindeki

  “Ara kademe” tâbirini

  Vecdi GÖNÜL, sen, nerenden uydurdun?..

  Eski Tüfek - 2019    

 

 

  *  *  *  *  *  

 

   Bu satırları okuduğunuz 2019 senesinden tam 10 sene evvel

   Kara Kuvvetleri K.lığı EDOK Okullar Komutanlığı, bir kitap neşretdi; “Astsubay Okulları Tarihi”.

   Bu târihce kitabında Kara Kuvvetleri Komutanlığı,

   “Astsubay” dediği askeri, şöyle târif etdi;

   “Orta kademe yönetici

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   2011 senesinde Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN,

   2547 sayılı Yüksek Öğretim Kânununda bir değişiklik yapdı.

   Bu kânunun;

   Üçüncü maddesinin “l” fıkrasındaki “Ön Lisans” tâbirinin açıklamasında yer alan “ara kademe insan gücü” tâbirini

   “nitelikli insan gücü” olarak değişdirdi.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Bugüne kadar tam 8 koca sene deverân eylemesine rağmen;

  • Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği 
  • Kuvvet Komutanlıkları 
  • Genelkurmay Başkanlığı 
  • Ve Millî Savunma Bakanlığı

   Yüksek Öğretim Kânununda yapılan bu değişikliğe kör bakmaya devam ediyorlar!..

   Ne diyeyim!..

   Ordumuzun siz “ara kademe yöneticilerine” hayırlı, kademli olsun!..

 

  *  *  *  *  *  

 

   Saatli Maarif takvimi  03 Nisan 2013 târihini gösderdiği Çarşamba gününde

   Genelkurmay Başkanlığımız, karargahda yabancı bir “eri” misafir etdi.

   Bu misafir “er”, ABD Deniz Kuvvetlerinden Deniz Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr. idi.

   Almanya/Stuttgart’da konuşlu oaln

   ABD Avrupa Komutanlığı EUCOM’un “Kıdemli Er”’i olan Deniz Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.,

   Evvelâ Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet ÖZEL’in acı kahvesini içdi,

   Akabinde “meslekdaşı” “Genelkurmay Başkanlığı AstsubayıAstsubay Kıdemli Başçavuş Harun AĞPAK’ı ziyâret etdi,

   Nihayetinde de “Astsubay Üst Karargah Hizmetleri Eğitimi” ismini verdiğimiz ucube mektebe gitdi.

   ABD Hava Kuvvetlerinden Binbaşı Elizabeth APTEKAR,

   EUCOM Kıdemli Er”’i Deniz Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.’ın bu ziyâretini,

   ABD Avrupa Kuvvetler Komutanlığına ait EUCOM isimli örütbağda 08 Nisan 2013 Pazartesi günü haber yapdı.

(http://www.eucom.mil/media-library/photo/24821/fleet-master-chief-petty-officer-roy-m-maddocks-jr-spoke-with-more-than-100-students-of-the-sixth-class-at-the-sergeants-major-academy) bağlantısında münteşir 08 Nisan 2013 târihli haber.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Hava Binbaşı Elizabeth APTEKAR’ın 03 Nisan 2013 târihli başka bir haberinde

   EUCOMKıdemli Er”’i Deniz Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.,

   Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet ÖZEL’in;

  • Astsubay Üst Karargah Hizmetleri Eğitimi” ismini verdiği mektebe “akademi” dedi,
  • Genelkurmay Başkanlık Astsubayı” dediği Astsubay Harun AĞPAK’a da “kıdemli er” dedi.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  *  *  

 

   27 Mayıs darbecisi bir subayın mahdumu olan Ümit ÖZDAĞ,

   Siyâset konusunda "Profesör doktor" unvânlı bir âlim idi.

   

   Fakat

   “Assubay” dediği köle asker sınfının târihi konusunda ise Ümit Hoca tam bir câhil idi.

   Câhil Ümit Hoca;

   18 Ekim 2013 târihinin mübârek Cuma günü Sözcü gazetesindeki köşesinde

   Sözde “Dünya Assubaylar Günü” vesilesi ile bir makâle yayınladı.

   Bu makâlesinde Prof.Dr. Ümit ÖZDAĞ, “assubaylar” için şu incileri dökdü;

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   İşde,

   Türk Dil Kurumu’na göre "tampon" kelimesinin anlamları...

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Ey “assubay” meslekdaşlarım;

   Seç, beğen al, kendine yakışanı!..

  •    Büyük tıkaç,
  •    İçi yumuşak madde ile dolu şey,
  •    Otomobillerin ön ve arkalarında bulunan donanım,
  •    Sterilize edilmiş pamuklu özel parça,
  •    Bir darbenin, çatışmanın şiddetini azaltan etken,

   

   Dervişin fikri ne ise zikri de odur, değil mi?..

 

  *  *  *  *  *  

 

  15 Temmuz’dan sâdece bir ay sonra,

   18 Ağustos 2016 Perşembe günü Başbakan Binali YILDIRIM

   15 Temmuz akşamı şehit edilen “AstsubayÖmer HALİSDEMİR için şöyle dedi;

   “Kahraman” ve “delikanlı.

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   17 Haziran 2019 Pazartesi günü

   Milli Savunma Üniversitesine ait

   (https://www.msu.edu.tr/tanitim/KAMYO/KAMYOKitapcik.pdf) isimli siteye şöyle bir bakdım.

   Kara Astsbay Meslek Yüksek Okulu’nun târihcesini neşretdikleri bu bağlantıda

   Kara astsubaylarınınorta kademe yönetici” olduğu yazıyor idi!...

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Kaynak:

   MSÜ’ye ait (https://www.msu.edu.tr/tanitim/KAMYO/KAMYOKitapcik.pdf) isimli bağlantıda münteşir

   KAMYO e-Kitapcığının 7’nci sayfası.

   İndirme Târihi: 17 Haziran 2019 Pazartesi, saat: 10:15.

 

  *  *  *  *  *  

 

  17 Haziran 2019 Pazartesi günü

   Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okuluna ait

   (http://www.damyo.edu.tr/Sayfalar/Kurumsal/tarihce.html) isimli siteye şöyle bir bakdım.

   Deni Astsbay Meslek Yüksek Okulu’nun târihcesini neşretdikleri bu bağlantıda

   Deniz astsubaylarının “subay ile erbaş ve er arasında görev yapan asker” olduğu yazıyor idi!...

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Kaynak: Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okuluna ait

   (http://www.damyo.edu.tr/Sayfalar/Kurumsal/tarihce.html) isimli bağlantıda münteşir okul târihcesi.

   İndirme Târihi: 17 Haziran 2019 Pazartesi, saat: 10:18.

 

  *  *  *  *  *  

 

 

   Ve en nihâyetinde

   Geldik, "astsubay" dediğimiz askerlere yakışdırılan unvân, isim, sıfat ve lakaplar silsilesinin sonuncusuna…

   Hulusi AKAR;

   Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanlığı yapdığı dönemlerde

   Astsubaylar lehine “hiçbir iş yapmayan subay oldu...

   Fakat aynı Hulusi AKAR;

   Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanlığı yapdığı senelerde

   Ve dahi

   Şimdi de Millî Savunma Bakanlığı yapdığı şu güne kadar

   Astsubaylar hakkında “en fazla laf eden subay oldu...

 

 

   (https://www.takvim.com.tr/guncel/2019/01/25/bakan-akardan-astsubaylara-mujde) isimli bağlantısında,

   Takvim gazetesi 25 Ocak 2019 Cuma günü bir haber neşretdi.

   Bu haberde yazdığına göre Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR,

   Astsubaylar için şu sıfat ve lakapları söyledi…

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

   25 Ocak 2019 senesinin mübârek Cuma günü

   Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR

   Astsubaylar için şu "lafları" etdi; 

  • Tırnak”, 
  • Astsubaylar bütünün bir parçasıdır” 
  • Astsubayın bir eli karargahda, bir eli erbaş ve erlerdedir”.

  Hulusi AKAR astsubayı böyle târif eder iken,

   Subayımızın iki eli nerede ve ne yapıyor acap?..

  • Astsubaylardan gelen talepler arasında yaş haddinin 55’den 60’a çıkarılması var.

     Allah Allah!... Kim imiş bu kaşarlı köleler?.. 

  • Dünyada hiçbir ülkenin ordusunda olmayan ve Hulusi AKAR'ın icat ettdiği "Yedek Astsubay” 

  • "Astsubay Astçavuş"

   Eski Tüfek - 2019  

 

 

Hayyam;

Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz demiş idi.

 

   Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz!

   İki başımız var, bir tek gövdemiz.

   Ne kadar dönersem döneyim çevrende;

   Er geç baş başa verecek değil miyiz?

   Bir gövdedeiki baş” olur mu, Allah aşkına?..  

   Bir orduda "iki baş” olur mu, Allah aşkına?..

 

 

   Takvim gazetesine ait

   (https://www.takvim.com.tr/guncel/2019/01/25/bakan-akardan-astsubaylara-mujde) isimli bağlantıda

   25 Ocak 2019 Cuma günü neşredilen haber

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

   Evvelki bölümleri ve kısımları okumak için resimleri tıklayınız   

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık BrövesiKapak 5

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

 

İşde, gene çaldım kapını!..

Sırtını güneşe dönünce dünyâ, dünün bu deminde

Sarığına yüz sürmeden sıvışmak isdedim semtinden!

Cehd etdim, fakat ne çâre! Bir şey gelmedi elimden...

Tepdiğim her yol, senin rubâilerine getirdi beni...

İzin verirsen şâyet

Bir iki kelâm aşıracağım senden, ey Çadırcı; önce rûhun şâd olsun, sonra da haberin...

 

Ömer Hayyam _ Çadırcı _ Asubay Tefrikası_1_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

İki gün var ki şu dünyâda, bence ha var, ha yok!

Daha gelmemiş gün, bir; geçmiş gün, iki...

Öyleyse elimizde var bir gün... O da bugün!..

 

Üç nefeslik de ömrümüz var, şu âlemde;

Birincisini dün yudumladık!..

Yârınkini alacak mıyım, bilmiyorum!..

Elde kaldı biricik nefes; o da bugünkü!..

Gün bugündür deyip bize bahşetdiğin hakikâtleri

Ömrümüzün son nefesine kadar yazmak boynumuza borç oldu!..

Ne varsa kısmetde, o çıkacak kaşıkda, nasıl olsa!

Doğduğum gün alnıma yazdığını benim için bugün bozacak değilsin ya, Ey Çalap!..

 

  *  *  *  *  *  

 

Sevişiyorlar!

Hem de 

Senenin her mevsiminde,

Mevsimin her ayında,

Ayın her gününde,

Günün her saatinde, her sâniyesinde; sevişebilen ve doğurabilen tek canlı türüyüz, vesselâm!..

Aha! İşde, mücâmaa ediyorlar!

Bıyıklarını süpürge edip de

Şarap ile abdest aldığın şu meyhânede daha dün

Diyen sen değil miydin, Hayyâm?

Sabaha karşı sevişen âşıkların iniltisi

Murâî softanın ezânından güzel!

Tırnaklarını köküne kadar geçirip yek diğerinin etine, azgın yılkı gibi inliyorlar şehvetin şâhikalarında...

Değil mi ki, hilkatın esbâb-ı mucibesi!

Gök kubbenin her köşe bucağında

Bulduğu hali yerde milyonlarca erkek-dişi

Tabiatın mutlak dâvetine icâbetle sarmaşık olmuşlar da şimdi

Alenen sevişiyorlar...

Sevişme, diyebilir misin?

 

  *  *  *  *  *  

 

Doğuruyorlar, doğuyorlar!..

Dünyâ denen şu dipsiz çark-ı feleğin her yerinde;

Çölde, kutupda, doğumevinde, kendi hânesinde, obada, yaylada, dağın eteğinde, bağın dibinde...

Ya da koca bir çınarın kavruk kovuğunda...

Dokuz otuz gün evvel sabahın seher deminde şehvetle inleyen binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce kadın,

Şu anda ecel teri dökerken doğum sancısıyla kıvranıyor!Deniz ve Kadın_ Asubay Tefrikası _1_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Yerin gök, göğün yer olduğu fırtınalı ve azgın denizlerde çekdiği çileleri unutdu ise denizciler!

Niye unutmasın ki, yarı ölüm demek olan doğum sancısını kadınlar?

Aha!.. İşde, bak!

Derin bir nefes aldıkdan sonra dişlerini can havli ile sıkıp da

Şedit bir ıkınış ile son bir kez daha rahimini öyle açdı ki! Görsen, dev bir gergedan ağzını açmış sanırsın! Bu kadar yüzbin gebe kadın, karnındaki yükden kurtulmak sevinciyle bebesine nefes verdi!..

Dokuz kere otuz günden beri etene içinde beslenip büyüdükden sonra sırasını bekleyen yeni canlar,

Yeni kader defterlerine aha şimdi, kayıt yapdırdılar...

Doğurma, doğma diyebilir misin?..

 

  *  *  *  *  *   

 

Ölüyorlar!

Kendini yele vermiş gazel misâli, düşüp karışarak kapkara toprağın soğuk bağrına üçer beşer...

Her sabah yeni bir gün doğarken,

Bir gün de eksilir ömürden;

Her şafak, bir hırsız gibidir

Elinde bir fenerle gelen.

İşde!..

Bir can daha avladı ecel avcısı, can pazarından az önce...

Bizim mahallenin softa müezzini bunu görünce;

Telâş ile tırmanıp hemen minârenin şerefesine

Yeni bir salâ daha vermeye başladı, o çatlak sesi ile...

Şu tepenin öte yüzündeki kabrisdanın kambur mezârcısı

Tütününü tütdürürken, işe yaradığının verdiği keyif ile

Yeni bir kabir daha kazmak için kolları çokdan sıvadı bile...

Ömrümüzün mutlak ve son evresi...

Ölüyorlar! Kimisi şehit, kimisi gâzi! Ekserisi de usûleten!..

O ecel çavuşu dikildi mi tepene

Bir yudum su iç bakalım, içebilirsen!

Sevinsek de sinsice, o canın öldüğüne,

Var mı düşmeyen, ecelin bu şaşmaz tuzağına?..

Seni de bekliyorlar ey fâni, bu sessizler diyârına!..

Ölme, diyebilir misin?

 

  *  *  *  *  *  

 

Hz. Ömer (r.a) Asubay Tefrikası _1_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Doğum ile ölüm arasındaki bu eskimez fasılın ikinci evresindeyim kendimce! Dönüşü olmayan bir yolda mütemadiyen ilerliyorum. Şu an nefes aldığım muhakkak! Fakat bir sonrakini alacağım tam bir muammâ! Dilimdekileri son harfine kadar dökdükden sonra bineyim diyorum, imamın kayığına kendimce. Doğum dönemecini geride bırakalı epeyi olduğuna göre

Bildiklerimi, bulduklarımı, anladıklarımı söylemek için bugünden tezi yok!

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır diyen senin peygamberin (s.a.s) değil mi?

Üsdelik,

Herkesi bildiğinden hesâba çekecek de sen değil misin?

Söylemez isem şâyet

Bildiklerimin hesâbını nasıl veririm sana, ya El Kerîm?

  *  *  *  *  *  

 

Dünden Bugüne Asubaylar

 

Bugünkü askerî mevzuâtımızda “Astsubay” olarak bize yutdurulan uyduruk asker sınıfı hakkında

Bugüne kadar yazılan kitap künyelerini şöyle tasnif edebiliriz;

 

   1. Deniz Lisesi ve Harp Okulu Târih Öğretmeni (E) Dz. Bnb. Fevzi KURTOĞLU; Deniz Mektepleri Târihçesi, Birinci kitâp: 1929) (Büyük Erkânıharbiye IX. Deniz Şubesi), Deniz Matbaası, İstanbul-1931.

   2. Deniz Lisesi ve Harp Okulu Târih Öğretmeni (E) Dz. Bnb. Fevzi KURTOĞLU; Deniz Mektepleri Târihçesi, (İkinci kitâp 1941): (Genelkurmay Başkanlığı IX. Deniz Şubesi), Deniz Matbaası, İstanbul-1941.

   3. Kara Öğ.Yzb. Sadık TEKELİ; Küçük Zâbit Mektepleri (1909’dan Günümüze) Ankara Üniversitesi TİTE, Yüksek Lisans Tezi, Ankara-1987.

  4. Deniz Astsubay Hazırlama Okulu Komutanlığı; 1890’dan 2003’e 113 Yıllık Şanlı Geçmişin Târihçesi, Deniz Astsubay Hazırlama Okulu Komutanlığı/Beylerbeyi, Deniz Basımevi, İstanbul-Nisan 2003.

   5. EDOK Okullar Komutanlığı; Astsubay Okulları Târihi (Kara Kuvvetleri Astsubay Okulları 100 Yaşında),  EDOK Okullar Komutanlığı Matbaası, Balıkesir-2009.

   6. Deniz Radar Asubay Kıdemli Başçavuş Aydın KULAK; Vatanını Ast Seven Subaylar; “Assubaylar”, www.emekliassubaylar.org yayınları-1, e-baskı İzmir, Aralık- 2012.

   7. Dr. Hava Asubay Kıdemli Başçavuş Osman Toprak; Bir Astsubayın Kalemininde Astsubaylığın Târihi,  Birleşik Matbaacılık, birinci basım, İzmir-2013.

   8. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı; 125’inci Yılında Deniz Astsubaylığı (1890’dan 2015’e) Deniz Basımevi Müdürlüğü, Pendik/İstanbul, Ekim -2015.

   9. Kara Gâzi Asubay Başçavuş Oktay YILDIRIM; Astsubay Hakkında Herşey, Kaynak Yayınları, İstanbul-2016.

 

Mensûbu olduğumuz gayri meşrû asubaylık mesleğinin târihini bilmek ve tanıtmak bakımından bu kitaplar elbetde çok kıymetli ve önemlidir.

Bu yazarlarımız, kendi bildikleri kadarıyla

Ya da

Hep kendine yontan resmî subay fikriyâtının dayatdığı sınırlar içinde kalarak asubaylığın “resmî” târihini anlamaya, anlatmaya çalışdılar.

Gerek kuvvet komutanlıklarımızın sonsuz maddî imkânları ile âdet yerini bulsun diye yazdırılan subaylarımıza

Ve gerekse yazmak mârifetini, daha da mühimi cesâretini gösderen asubaylarımıza minnet borçluyuz.

 

  • Asubay Tefrikası-1_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Fakat bu kitapları tetkik etdiğimizde; yazarlarımızın ne yazık ki Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarımızın çizdiği sınırlar içine sıkışıp kaldıklarını görüyoruz. Yalanlarla süslenmiş resmî târih kalıpları içinde bize birşeyler vermeye, hattâ daha açık bir deyiş ile dayatmaya çalışmışlar. 

Vermek isdedikleri bilgi de aslında gerçekleri değil fakat taassuba gark olmuş ve infisâh etmiş subay zihniyetinin, bizim bilmemizi isdediği kadarıyla sınırlı... Bu tutumları ile yazarlarımız, havan dövücünün hınk deyicisi olmuşlar âdetâ! Bu sözümüzden dolayı sevip saydığımız bu meslekdaşlarımız bize gönül koymasınlar. Bu makâle tefrikamızda ortaya çıkartacağımız hakikâtlerden sonra bize hak verecekler.

Kaç kısım tutacağını şu anda bilemediğim bu “Asubay Tefrikasında”,

Veya reddiye,

Veya teşhir, tenkid...

Nasıl tesmiye ederseniz, edin!..

Kitapsız yazar ben Şükrü IRBIK,

Asubay denilen asker sınıfının “yalanlar târihini” yazacağım, inşallah. Biz bugün burada, Genelkurmay Başkanlığı, M.S.B ve hele de kuvvet komutanlıklarımızın bugüne kadar tertipleyip bizlere pazarladığı yalan-dolan asubaylık târihindeki mevcut bilgilerin çok çok ötesine geçeceğiz.

 

      Sâdece kendi menfaatine kilitlenmiş köhne ve kokuşmuş subay zihniyetinin;

  • Aslında bildiği fakat bizlere yutdurmaya ya da unutdurmaya çalışdığı yalanları

      Ya da

  • Bugüne kadar kimselerin bilip bulup yazmadığı

      Ya da

  • Yazmaya cesâret edemediği çok çarpıcı hakikâtleri

      belgeleriyle birlikde ilk defâ olmak üzere gün ışığına çıkartacağız, evvel Allah.


Bugün Asubay dediğimiz asker kişileri;

Karanlık suratlı insanlar bugüne kadar peydahladığı karanlık mevzûât ile karanlıklarda boğdular!

Fakat biz bu tefrikamızda evvel Allah,

O karanlık suratlı insanları ve karanlık mevzûâtını

Ortaya dökeceğimiz hakikâtlerin aydınlığı ile boğacağız!

Öyle ise, haydi arabacı;

Atları hızlı sür ki

Köye pek geç varmasın!.. 

 

      Asubaylar Tefrikasında fâş edeceğim belgeler ile;

  • Bugüne kadar biz asubayları uyuşduran ve uyutan büyüyü bozacak

      Ve dahi

  • Milletimizin gözüne çekilen yalan perdesini kaldıracağım, inşallah.

 

 *  *  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası isimli bu makâleler silsilesinin her bir bölümünde

Aşağıda gördüğünüz şu hakikâtlerden birisi ile yüzleşeceğiz;

 

 

    1. Kahraman Asubaylarımızın “İhtiyâçlar Silsilesi”ndeki perişân hâli nedir?

   2. Asubayların “kandırılmaya doymayan asker kişiler” olduğunu göreceğiz.

   3. Kara Harp Okulunun ilk komutanı kim idi?

   4. Coni'de var imiş, öğrendik! Peki bizim ordumuzun ilk Genelkurmay Başkanları (Serasker) kimler idi?

   5. Türkiye Cumhuriyet Ordusunun “ucuza mâl olan askerleri” kimlerdir?

   6. Ordumuzun yekpâre asker yapısını Genelkurmay Başkanlığının oluruyla kim tahrif ve tebdil etdi?

   7. Zottirik Kenân şöyle demiş idi; “Başçavuş, benim teğmenimden fazla maaş alamaz!” Peki, bu tâlimatı Zottirik Kenân kimden duydu?

   8. 1927 senesinde değnek ile darp edilip prangabent vurularak cezâlandırılan askerler kimler idi?

   9. Tam 50 sene boyunca rütbesi “kânûnsuz olarak” geri alınan askerler kimlerdir?

 10. Biz Asubaylar, OYAK’ın dâimî üyesiyiz ve aidat ödüyoruz, çünkü kânunu var. Yönetim ve denetleme kurullarında da vazife  alıyoruz. Peki, bunun kânunu var mı?

   11.  “Nev’i şahsına münhasır askerler” kimdir? Kimlere tampon diyorlar?, Bölüğün anası kimdir?

  12. Muvakkat ve mükellef (Nizâmiye) asker sınıfı olarak teşkil edilen ordumuzdaki “Küçük Zâbit” ve “Gedikli küçük Zâbitlik" zamân içinde “muvazzaf” sınıfa nasıl da sinsice tahvil edildi?

   13. Türk Ordusunda;

        a. 1909’da  zamânın Harbiye Nâzırı Şevket Paşa, mezûn etdiği ilk Küçük Zâbitlere şu sözü verdi;  "Evlatlarım! Sizleri zâbitliğe terfi ettireceğiz!” Etdirdi mi?

        b. 1951 senesinde Başbakan Adnan MENDERES de Asubaylara şu sözü verdi; “Astsubayları, Subaylığa terfi ettireceğiz!” Etdirdi mi?

   14. 1826, 1839 ve 1870 senelerinde tek sınıf (muvazzaf zâbit) olarak teşkil edilen Türk ordusu;

          a. 1890: Bahriye ordumuzda “Gedikli” sınıfı teşkil edilerek,

        b. 1909: İngiltere’nin tertiplediği 31 Mart Vak’ası bahâne edilerek kara ordumuzda “Küçük Zâbitân”  sınıfının teşkil edilmesi ile,

        c. 1915: Bahriye ordumuzda “Bahriye Gedikli Zâbitân” sınıfının ikinci defâ teşkil edilmesi ile,

        ç. 1925: “Küçük Zâbitân” sınıfının kara ordumuzda ikinci defâ teşkil edilmesi ile,

        d. 1927: “Gedikli Küçük Zâbitânlığın” bütün kuvvetlere teşmil edilmesi ile,

        e. 1952: Devletimizin NATO’ya üye olması ile birlikde ordumuzun yekvücud askerleri Conisever şerefsiz subaylarımız mârifetiyle nasıl da parçalara bölündü?

   15. Donanma-yı Hümâyûn’da “gedikli” sınıfını; Orduyu Osmanî’de “küçük zâbit” ve “pilot” sınıflarını kimler, ne zamân, hangi sinsi ve nâmerd maksat ile tertip ve teşkil etdi?

   16. Bugünkü mevzuâtımıza göre “Astsubay” olarak bildiğimiz askerleri kim, ne zamân ve nasıl “Devlet memuru” kabul ve ilân etdi?

   17. Dininin ilk emri “Oku!” olan peygamber ocağı ordumuzda “okumayı cezâlandıran" kânun olabilir mi? Evet, olabildi!.. Peki, “okumayı cezâlandıran" kânunu ordumuzda ne zamân ve kimler tezgâhladı?..

   18. İt ite buyursun, it de kuyruğuna; Coni ordusu ve bizim ordumuzdaki “emir-gomuta zencirinin” bugünkü rezil durumu nedir?

   19. Astsubay dediğimiz biz uyduruk askerleri esir kampında nasıl bir muamele bekliyor?

 20. Devletimizin imzâ atıp taraf olduğu milletlerarası andlaşma ve sözleşmeye göre ordumuz Asubaylarının bugünkü hukûkî durumu nedir?

   21. Anayasamıza göre ordumuz Asubaylarının hukûkî durumu nedir?

   22. Resimin tamâmını ortaya çıkartdıkdan sonra bir tek suâl soracağız; Öyle ise ne yapmalı?

 

  *  *  *  *  *  

 

1951 senesinde tezgâhlanan

Ve cârî mevzuâtımıza göre “Astsubay” dediğimiz asker kişilerin ordumuzdaki yeri ve önemi

Şu yarım cümle ile özetlenebilir; oturanlar ve ayakda selâm duranlar!

Ya da

 

  • Devletin makâmını ve rütbesini babasının çiftliği zanneden “oturanlar”

      Ve dahi

  • Kendisini o çiftliğin sâhibi zanneden gürûha “ayakda selâm duranlar!”

 

  • Gıçını yerden galdıramayan gomutan Nusret_  Asubay Tefrikası _1_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  *  *  

 

Aşağıda gördüğünüz resimi

Bando Astsubay Meslek Yüksek Okulu örütbağ sayfasından bir iki gün evvel aldım.

O zamânki ismi Askerî Mızıka Astsubay Hazırlama Okulu olan mektebde

1952 senesinde icrâ edilen mezûniyet merâsiminden...

Manzara gene aynı;

 

 

  • Devletin makâmını ve rütbesinin babasının çiftliği zanneden oturanlar!”
  • Ve dahi
  • Kendisini o çiftliğin sâhibi zanneden gürûha “ayakda selâm duranlar!”

 

 

  • Gıçını yerden galdıramayan gomutan_  Asubay Tefrikası _1_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

1935 senesinde Birinci Cumhurbaşkanı Mustafa Kemâl ATATÜRK,Asubay Tefrikası 6_11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Türk gencine şu emri verdi;

Yüksel, Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur!

Fakat

1951 senesinde gayri meşrû olarak teşkil edilen Astsubay sınıfı,

Kaybetdiği hakları bir yana

Hukûkda, tekâmülde, terfi ve tefeyyüzde

Bugüne kadar geçip giden 66 senede bir arpa boyu dahi yol alamadı...

Çünkü hakkımızı istediğimiz gomutanlar,

Oturdukları yerden gıçlarını galdıramadı...

 

Asubay Tefrikası _1_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

  

 

Şükrü IRBIK

(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.

 

 

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ