Cennet vatanımızda mavinin ve yeşilin her tonunun barındığı Karadeniz’in güzel bir şehrinde görev yapıyordum. 2007 yılının Mart ayının son günleriydi. Denetleme hazırlıkları kapsamında yoğun işlerden dolayı hafta sonu mesai yapmış, gene haftanın yorgunluğunu atamadan mesaiye gelmiş, servisten inip ofisime giderken, yolun yaklaşık 50-60 mt. aşağısında kıyafeti dağılmış, hıçkıra hıçkıra ağlayan, kıyafetini düzeltmesini geçtim, ağlamasını dahi gizleme ihtiyacı duymadan bilinçsizce birinin bana doğru yürüdüğünü fark ettim.
Durup gelene dikkatli baktığımda Bando Birliğinden Hakan Bçvş. olduğunu fark ettim. Çok şaşırmış ne olduğunu anlayamamış, yanıma yaklaştığında sadece ”Komutanım ne oldu?” diyebilmiştim.
Ağlamasına ara vermeden ”Sorma Taner! Devre arkadaşım, en samimi dostum Kazım YÜZBAŞI Bçvş.u kaybettik.*2” Yüzüm bir anda kardan daha beyaz kesilmişti. Ya Rabbim! Nasıl olur? Daha dün akşam hafta sonu mesai yapanlara tahsis edilen serviste beraber gitmiştik. Yorgun ve yılgındık ama sıcak yuvamıza gitmenin huzuruyla sohbet etmiştik.
Kazım Bçvş. şofben zehirlenmesi sonucu vefat etmişti. Daha ilginç olanı kendisi zehirlenmeden kısa bir süre önce çocuğu da zehirlenmiş, Allah’tan erken fark edip yarı baygın haldeyken müdahale edip, yavrucağızı kurtarmışlar. Kahrolası denetlemeler, yoğun mesailer merhumun banyosunun bacasını temizletmeye, sorunu gidermeye fırsat vermemişti.
Bir yandan inanamıyor, bir yandan da ‘‘insan gece de olsa servis çağırıp böylesine önemli bir konuyu mutlaka halletmeliydi.” diye düşünüyordum. Düşünüyordum ama nafile, sonuçta Kazım Bçvş. artık aramızda yoktu. Öyle ya; ölüm bu! Kimin ne zaman, ne şekilde HAKKA teslim olacağı belli değil ki.
Bunları anlık düşünmüş Hakan Bçvş.’un ağlamaya devam ederken hıçkırıkları ile kendime gelmiştim. ”Komutanım! Şimdi ne yapıyorsunuz, benim yapabileceğim bir şey var mı?” diye sordum.
Yarı mahcup ama oldukça üzgün bir şekilde ”Var Taner! Yapabileceğin bir şey var.” dedi ve devam etti. “Durumu kimle karşılaşırsam anlatayım diye yola çıktım ve ilk senle karşılaştım. Malum servisler yeni geldi mesaiye gelenlerle de durumu paylaşacağım. Adamcağızın cenazesi ortada, eşi ve çocukları perişan. Cenazeyi kaldırmak, ailesini memleketine götürmek, eşyalarını taşıtmak ve yerleştirmek için paraya ihtiyacımız var. Bizler gücümüz yettiğince destek oluyoruz ama siz dostların ve tanıdıkların da desteğine ihtiyacımız var. İlgilenmeni bekliyorum.” dedi.
İyi de ”TSK Dayanışma Vakfı, vakıftan talepte bulunmayacak mısınız?” dedim. Aldığım cevap en az Kazım Bçvş’un vefatı kadar şok ediciydi. Hakan Bçvş.; ”Kazım’la yıllardır beraber görev yapıyoruz. Ailece de görüşüyoruz. Her sene vakfa üye olurduk. Ne olduysa Kazım; “ben bu sene üye olmayacağım” dedi. “Ben üye oldum. Kazım’ın da üye olması için çok dil döktüm.” Rahmetli Nuh diyor, Peygamber demiyordu” Ben de gizlice onun adına para yatırarak vakfa üye yaptım. Fakat Kara-Net sayfasından fark edip, iptal ettirmiş, paramı da iade etmişti.” dedi.
Akıl tutulması yaşıyordum. Bu nasıl olur, nasıl olur bu, bunca aksilik nasıl üst üste gelebilir? Olayı daha fazla irdelemeden bir meslektaş olarak üzerimize düşeni yaparak, naçizane desteğimizle cenazenin kaldırılmasına, ailesinin nakline vesile olduk ve Hakan Bçvş.’um ve diğer yakınları gereğini yaptılar. Mekanın cennet olsun Kazım YÜZBAŞI Bçvş.’um.
Sonra ne oldu biliyor musunuz? Kuvvet Emniyet/Kaza Önleme biriminden emir geldi; ”Lojmanda ve dışarda oturan tüm personel; tüplü şofben kullanmaya derhal son verecek, elektrikli şofben kullanacaktır!, Bu olay tüm personele anlatılacak, gönüllülük esasına dayalı(!) TSK Vakfına herkesin üye olması sağlanacaktır!!!“
Bir yanda başımıza bir şey gelirse geride kalanlarımızın ele güne muhtaç oluşu, öte yanda dayatma, mobing ve zorla üye yaptırımı… Bu emrin üzerine özünde faydalı olan vakfa karşı beynimde, bedenimde büyük bir nefret oluştu. Çünkü vakıf resmen üye olmadan vefat edenleri reklam olarak kullanıp tahsilat yapıyordu. Bu bir ölü soyuculuktan başka bir şey değildi.
Bu hüzünlü anektodu kaleme almamın sebebine gelince; malumlarınız yıl bitiyor ve hemen akabinde TSK Dayanışma Vakfına üyelik için muvazzaf meslektaşlarımıza dayatmalar başlayacak. Gn. Kur. 2’nci Bşk. da şimdiden bir röportajında konu ile ilgili mesajı göndermiştir. Peki “Nedir bu TSK Dayanışma Vakfı?*3” Anlatayım:
Okuduğuma inanamadım ve TEMAD Sigortayı aradım. Sigorta yetkilisi 1983 neşetli (E).Bkm.Kd.Bçvş. Ali ÇELEN ile görüşme neticesinde yukarıdaki durumlara destek sağlamadığını üzülerek teyit ettim. Bu nedenle TEMAD Sigorta muvazzaf meslektaşlarıma uygun değildir. Önerilmemeli, katılım için ısrar edilmemelidir.
Öncelikle ve kesinlikle olmaması için dualar ettiğimiz bir durum karşısında geriye kalanlarını ele güne muhtaç etmemek için mutlaka bir tedbir almalıdırlar. Yapılabilecek en iyi sigorta; Temel Eğitim Birliklerinde yapılan ”Mehmetçik Yaşam Sigortasıdır*4” Bu sigorta; olmasını kesinlikle istemediğimiz her türlü kaza ve ölümü kapsamasından dolayı TSK Dayanışma Vakfı hizmetinin aynısını uygulamaktadır.
Sigorta yetkilisi ile görüşmem sonucu diğer sigortalardan daha ekonomik olduğunu ve 25.000,00 (yirmi beş bin)TL destekte bulunduklarını teyit ettim. Bu sigorta; Mehmetçik Vakfından yetki almış, bünyesinde hiç bir asker kökenli şahsı barındırmayan bir sigorta şirketidir. Bu sigortanın tercih edilmesini tavsiye ettiğim gibi, sigorta yaptıranlardan bir de ricam olacak. Benim naçizane ricam; bu sigorta ile diğer alternatifler arasındaki maddi farkı, haklı davamızın tek hukuki temsilcisi olan TEMAD’a bağışta bulunmalarıdır.
Bağışlarımızla TEMAD; haklı davamızda, haklarımızı almak üzere sağlam ve emin adımlarla yürümeye devam edecektir. Mehmetçik Yaşam Sigortasını yaptırmanın bir çok alternatifi mevcuttur. Öncelikle Eğitim Birliklerinde görev yapan meslektaş/devre arkadaşları vasıtasıyla yaptırılabileceği gibi ben de (bulunduğum ilde Eğitim Birliği olduğundan) yaşadığım acı olayın hatırına arzu edenlere memnuniyetle yardımcı olabilirim.
Bu konuda benden yardım isteyenlerden tek şartım aradaki farkı mutlaka TEMAD’a bağış yapmış olmalarıdır. Konu ile ilgili her türlü bilgi ve desteğe ihtiyacı olanlar; aşağıdaki mail ve cep telefonumdan istedikleri zaman şahsıma ulaşabilirler. İlgilerinize ve bilgilerinize sunar, tüm silah arkadaşlarıma sağlıklı, huzurlu günler temenni ederim.
*1:Yazımın başlığını 2006 yılında aramızdan ayrılan merhum Ali Ekber ÇİÇEK’e ait bir türküden aldım.
*2:Merhum Kazım YÜZBAŞI Bçvş.’u bir kez daha rahmetle anarken, tanıyan meslektaşlarıma merhumu hatırlatıp üzdüğüm için özür ve sabırlar dilerim.
*3:TSK Dayanışma Vakfı hakkındaki analiz, vakfın web sayfasından ve vakıftan görüştüğüm yetkililerden edindiğim bilgiler çerçevesinde şahsım tarafından yapılmıştır.
*4:Alternatif olarak tavsiye ettiğim ”Mehmetçik Yaşam Sigorta” şirketi ve acentalıklarıyla maddi/manevi, ticari hiç bir şekilde hiç bir bağım yoktur.