Saygıdeğer Meslektaşlarım
Zaman, zaman sizlerden telefonlar ve mesajlar alıyorum. Haksızlıkların, adaletsizliklerin yüreğimizde açtığı yaraları ve bunlara duyulan isyanı dile getirip dertleşiyoruz.
Bu nasıl bir zihniyettir? Aynı ülkü için bir arada olan ‘adı; TSK Ailesi‘ denilen bir kurumda, muhtemelen birbirinin kucağında can verecek olanlar arasındaki ayrımcılık ve adaletsizliğin yeşerttiği sevgisizlik sarmaşığı bu yüce kurumu her geçen gün kuşatıyor. Akademi bitirenler, orduyu yönetenler bunun tehlikesinin farkında değiller!
Yapılan adaletsizliği sağır sultana duydu da, gencecik bedenlerin intiharları bile bu adaletsizliği yetkililere anlatmaya yetmedi. Anlattık olmadı, yazdık olmadı, tepki verdik olmadı. Temsilcimiz TEMAD en son çare olarak eylemlerin en büyüğünü protestoların en ağırını ÖLÜM ORUCUNU seçti.
Biz, bu ülkeye ve ordumuza sadakatimizi kanıtlayan, bu ülke için en çok şehidi olan bir mesleğin mensuplarıyız. Terimizin, kanımızın, canımızın karşılığında hakkımız ve hukukumuzun peşindeyiz, ama bizzat kendi kurumumuz tarafından gasp edildiği için görevde moral motivasyonu emeklilik de kurumumuza aidiyet duygusunu yitirmiş durumdayız! Oysa taleplerimiz bazılarına altın tepside sunulduğu gibi imtiyaz ve ayrıcalık değil, sadece adalet ve insan onuruna saygıdır.
Birçok arkadaşımız “biz, zaten görevde iken robotlaştırıldık, duygularımız önemsenmedi. Sicil, tayin, ceza baskısı ile sustuk, susturulduk. Artık kaybedecek neyimiz kaldı? Hergün astsubay ailesi olan ulu çınardan bir yaprak adaleti görmeden gözü açık bu dünyadan gidiyor. Bu nedenle Türkiye dışında tüm dünya bu haksızlığı hukuksuzluğu görünceye kadar kendi özgür irademizle gerekirse ölmeye kararlıyız” dediler.
İşte bu kararlılık bir çoklarımızı insani duygularla endişelendirdi! Bu zayıflık ve kararsızlık değildir. Bir tek arkadaşımızın bırakın hukukun üstünlüğünün sağlanması adına ölmesini, burnunun kanamasını düşünmek bile şimdiden yüreklerimizde bir eziklik, bir burukluk yaşattı. İşte bu yüzden bazı arkadaşlarımız ölüm oruçlarına sıcak bakmıyor. Bunu teslimiyet, korku, vazgeçme, davadan dönmek olarak yorumlayan içimizdeki zavallılar kadar yetkililere de bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Arkadaşlarımdan gelen telefonlarda ve mesajlarda bu kararlılık açık ve net olarak belirtiliyor. Her gün ölmektense bir kere ölmeyi düşünenlerin sayısı tahminlerin çok üzerindedir ve bunun vebali haklı taleplerimize duyarsız kalanların olacaktır.
TEMAD yönetimi eylemlerin 1 Mart 2014 Cumartesi günü İstanbul’da İstiklal Caddesi’nden Taksim’e kadar protesto yürüyüşü, Taksim’de basın açıklaması ve ardından ANKARA’da ölüm orucu çadırlarına gidileceğini ve ilk nöbetin genel merkez yönetimi tarafından başlatılacağını duyurdu. Bu takvim açıklandığı zaman İstiklal Caddesi’ndeki yürüyüşe izin verilmeyeceğini tahmin etmek zor olmadı. Nitekim bu izin verilmediği için sadece basın açıklaması yapılacaktır. Sağlığı, durumu yerinde olan özellikle İstanbul ve civarındaki arkadaşlarımızın katılacağı basın açıklaması ile kararlılığımız bizlere reva görülen haksızlıklar bir kez daha kamuoyu ve ilgililere duyurulacak, ardından eylemler Ankara’da başlatılacaktır.
Tüm assubay ve ailelerinin yüreği eylemlere kilitlenmiştir. Görevde ülkemizin bekası için tuttuğumuz nöbeti bu kez onurumuz için tutup takatimizin kesildiğinde bir başka arkadaşımıza teslim etmeye hazırız. Bunu, kararlılığımızı kimse göz ardı etmesin. Bizlerin talepleri hiç bir zaman daha fazlası ve imtiyaz olmamıştır. Adalet ve insan onuruna saygı istiyoruz.
Bir üniforması kefen olan assubayı göreve başladıkları gün büro memuru statüsünde kabul edip bir çok kamu görevlisinden daha alt kademeden göreve başlatarak, ekonomik kayıplarının yanı sıra psikolojik eziklik yaşatılmaları, emeklilerimizin çaycı stütünde görülüp ama KİT’lerden emekli çayçılardan daha az maaş almaları adaletsizlikten öte vicdansızlıktır. Güçlü ordu, güçlü Türkiye adalet olmadan slogandan ibarettir.
Assubaylar haklı taleplerinin karşılanmasına kadar her türlü mücadeleye devam kararlılığındadırlar. Sağduyunun galip geleceğini kimsenin burnunun dahi kanamadan ilgililerin haklı taleplerimize yanıt vereceklerini umuyor ve bekliyoruz.
Huzur dolu günler diliyorum.