Asubay Tefrikası-13

Eylül 06, 2022

 

Asubay Tefrikası-13

  Dünyâ Astsubaylar Günü Yalanı

 

  Memleketimin güzel insanı;

  •   Câmide hacıdan-hocadan,
  •   Mektepde muallimden,
  •   Gışlada gomutandan öğrenmeye pek teşnedir!..

 

  Aslını araşdırıp öğrenmenin zahmetine katlanmaz;

  Her işin kolayına kaçmaya alışmışdır çünkü!..

  Bilmez ki; inandığı hacı-hoca, muallim-gomutan güruhu,

  Bâzı konularda kendisinden bile daha câhildir!

 

  *  * 

 

  Saltanât döneminde,

  Kendilerinin Zillullâh-i f‘il arz olduğuna inanan padişah efendimizin iki türlü kulu var idi;

  Ekâbir ve reâyâ…

  Ekâbir dediğimiz okuma-yazma bilenler;

  Ümmî vatandaşı hem terbiye hem de idâre ediyor idi…

 

  Fakat reâya ise ümmî câhil idi…

  Reâyanın okuma-yazma bilmesini kendi saltanâtının devâmı için tehdit olarak gören padişahlar;

  Türk milletini asırlarca ümmîlik ile terbiye ve idâre etdiler…

  Padişahlar;

  Kendi çocuklarını ve saltanâtını devam ettirecek asker ile devlet adamlarını,

  Saraydaki Enderun mekteplerinde yetiştirdiler.

  Fakat Padişahın kulları olan reâyayı ise ümmî olarak kalmaya mahkûm etdiler.

  Osmanlı Devletinde ilk nüfus sayımını, 1830 senesinde Padişah II. Mahmud yapdı…

  Avrupa Devletlerinin kendi çocuklarına parasız ve mecburî eğitim verdiği senelerde,

  Padişahlar değil eğitim vermek, Osmanlı Devletindeki çocuk sayısını dahi bilmiyorlar idi…

 

  *  * 

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Cumhuriyetin kurucu irâdesi;

Padişah-kul saltanâtını yıkdı,

Yerine;

Kendi hakkında kendi karârını özgürce verebilen;

Fikri hür, vicdânı hür, irfânı hür devlet-vatandaş idâresini ikâme etdi…

 

Şimdi artık;

Devleti idâre edenler isdemese bile vatandaşın kendisi okuma-yazma öğreniyor.

 

  *  * 

  

  Vatandaşın fikrî uyanışını farkeden ATATÜRK sonrası sahte Cumhuriyetci subay-siyâsetci güruhu;

Asubay Tefrikası _13 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Ki, biz bunlara

  ATATÜRK kisveli mukalllit ATATÜRKcüler diyoruz!

  Bu kez de,

  Okuma-yazma bilen vatandaşı idâre etmenin başka bir yolunu buldu;

  Okuduğunu anlamayan vatandaş yetiştirmek!..

  Evet! Bugün hepimiz sözde okuma-yazma biliyoruz.

  Fakat okuduğumuzu anlayabiliyor muyuz?..

 

  *  * 

 

  Meşhur Alman şâir ve müellif Nietzsche şöyle dedi;İki türlü insan ba056

  “Dünyâda iki tür insân vardır; inanmak isdeyen ve bilmek isdeyen.

  Kitapsız yazar ben Eski Tüfek de

  Müsaadeniz olur ise şâyet, şöyle diyorum;

  “İnanmak isdeyen insan aslında bilmek isdemeyen insandır.”

  “Bilmek isdeyen insan ise hakikâti talep eden insandır.

 

  *  * 

 

  2011 senesinde beri içinde olduğum yazar-çizer astsubay câmiamızda

  Hakikâti talep eden çok az meslekdaşımı tanıdım!..

  Eskerisi; duyduğu, gördüğü, okuduğu her şeye hemen inanmak isdiyor!

  Çünkü, inanmanın mâliyeti sıfır kuruş. Emek yok, fikir yok, akıl hiç yok!..

  Ancak ne var ki; akıldan azâde inanmak insanı felâkete götürebilir.

  Yalancının yeline kapdırırsan kendini, vay hâline!...

  Adamı suya diye götürürler de köle pazarında beş paraya satarlar!..

 

  *  * 

 

  Dünyâ Astsubaylar Günü konusunda “astsubay” meslekdaşlarımın çoğu da

  Bu konuda yazılan, söylenen her şeye inanmayı tercih ediyorlar.

  Emeksiz bir fikrî tembelliğin büyüsüne kapılanlar neticede;

  Kendilerinin dahi olmayı arzu etmeyecekleri müstehzî,

  Kimi zamân da gülünç duruma düşüyorlar…

  Nietzsche’nin târif etdiği birinci insan türüne dâhil olan “astsubay” meslekdaşlarım;

  Hakikâti araştırıp öğrenmeden “Dünyâ Astsubaylar Günüyalanına inanıyorlar!..

  Bu cümleden olmak üzere;

  “Dünyâ Astsubaylar Günü yalanını söyleyen ilk kişi,

  Meslekdaşımız Yüksel BİNİCİ

  Bunu ben söylemiyorum!

  Aşağıdaki sayfalarda sizlerin de göreceği üzere, kendisi itirâf ediyor.

  Yüksel BİNİCİ’nin bu filfilli yalanının kuyruğuna takılan fikir tembeli “astsubay” meslekdaşlarım ise

  Havan dövücünün hık deyicisi misâli,

  Yüksel BİNİCİ’nin bu yalanına hemen boncuk takıyorlar.

 

  *  * 

 

  Peygamber efendimiz (S.A.S) şöyle buyurdu;

  “Güzel suâl sormak ilimin yarısıdır!”

  Nietzsche’nin târif etdiği ikinci insan türüne dâhil birisi olarak ben Eski Tüfek,

  Bu hâdis-i şerifden aldığım ilhâm ile kendime şu iki güzel suâli sordum;

  • Türkiye’de “Astsubaylar Günü” olarak tescil edilmiş resmî bir gün var mı?
  • Dünyâda “Dünyâ Astsubaylar Günü” olarak tescil edilmiş resmî bir gün var mı?

 

  *  * 

 

  Nietzsche’nin târif etdiği birinci insan türüne dâhil olan “astsubay” meslekdaşlarıma,

  Bugün kötü bir haberim var!..

  Yüksel BİNİCİ’nin yalan kayığına binen beleşci astsubay meslekdaşlarım

  Sonuna geldikleri yalan yolundaki “hakikât durağında” bugün inecekler, inşallah…

 

  *  * 

 

  Kıymetli astsubay meslekdaşlarım;

  Asubay Tefrikası 6-8 isimli makâlemizde fâş eylemiş idik!

  Dünyâda ve Türkiye’de “Astsubay Günü” olarak tescil edilmiş "resmî" bir gün yok!

  Çünkü;Asubay Tefrikası 6 8 27641

  Dünyâda “astsubay” isimli "uyduruk" bir asker sınıfı yok!...

  Çünkü;

  “Astsubay” isimli “ortada sandık” asker sınıfı sâdece Türkiye’de var.

  Üzgünüm!..

  Belki inanmayacaksınız!

  Resmiyyet, hukuk ve hakikât işde, aynen böyle!..

  “Dünyâ Tuvalet Günü” bile var!

  Lâkin, “Dünyâ Astsubay Günü” yok!..

 

  *  * 

 

  Dünyâda en çok yalanın söylendiği memleket, size göre hangisidir?

  Pek uzağa gitmeyin!

  Ayağınızı basdığınız, havasını soluyup suyunu içdiğiniz topraklar,

  Dünyâda en çok yalanın söylendiği ülkedir…

  Nasıl mı?

  İşde, şöyle…

  Aşağıdaki çizelgede;

  Dünyâda yalan haber yayınlayan ülkelerin sıralamasını görüyorsunuz!..

  Reuters’in 2018 senesinde hazırladığı raporun 39’uncu sayfasındaki şu çizelgede;

  Yalan söyleme konusunda memleketimiz Türkiye, dünyâ birincisi olmuş!..

  Şaşırdınız mı?..

  (https://reutersinstitute.politics.ox.ac.uk/sites/default/files/digital-news-report-2018.pdf)

Asubay Tefrikası _13 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Uyduruk Dünya Astsubaylar Günü hakkında

  Sakız çiğner gibi yalan yazan

  Ve dahi

  Uydurma haber neşreden onlarca boyalı basından birisi de

  İşde, aşağıda gördüğünüz Sözcü isimli şu gazete…

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Bugün 6 Salı; aylardan Eylül, sene 2022…

  2018 senesinden bugüne kadar geçen son dört senede

  Yalan söyleme konusunda Türkiye’nin daha iyi durumda olduğunu kim söyleyebilir?

 

  *  * 

 

  Seher Vakdi Çaldığı Yârin Gapısın’da

  Bozkırın Tezenezi şöyle çığırdı;

 

  Gahi garıştırır ganı yaş ile

  Hak bulunmaz hayâl ile düş ile

  Yetilmez menzile bu gidiş ile

  Hemen aşk atına binip sürmeli…

 

  *  * 

 

  Yetmek için menzile, Abdal Neşet binmiş aşk atına!

  Ermek için işin aslına; Eski Tüfek de bindi “akıl atına"

  Ve

  Çalmak için gapısını, sürdü hakikâtin üzerine…

 

  *  * 

 

  Dünyâda ve Türkiye’de;

  “Astsubay Günü” olarak tescilli “resmî bir gün” olup olmadığını öğrenmeden evvel,

  Bıldır, 2021 senesinde, “Astsubaylar Günü” hakkında

  Kim ne yalanlar söylemiş,

  Hangi devlet kurumu ne inciler yumurtalamış, şöyle bir dikiz atalım, hele…

 

 * * * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Dünyâ Astsubaylar Günü” konusunda yalan söyleyen ilk kişi,

  Meslekdaşımız Yüksel BİNİCİ

  Derler ya! Ağacın kurdu kendi gövdesindedir! İşde, burada vaziyet aynı öyle olmuş!..

  Kendi Fesbuk sayfasında 17 Ekim 2021 Pazar günü paylaşdığı haberinde Yüksel BİNİCİ,

  “Dünyâ Astsubaylar Günü”nü 2012 senesinde nasıl tezgâhladığını,

  Kendi sözleri ile işde, şöyle itirâf etmiş… 

 

  *  * 

(https://www.facebook.com/yukselbinici01?ref=py_c)

 

Asubay Tefrikası _13 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

(http://www.yukselbinici.com.tr/2021/10/17/17-ekim-dunya-astsubaylar-gunu-kutlu-olsun-3/)

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  17 EKİM DÜNYA ASTSUBAYLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

  Ekim 17, 2021 Yazarı: www.yukselbinici.com.tr

  17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü İlk olarak 2012 yılında kutlanmaya başlamıştır.

  Yabancı ülke Büyükelçi ve Askeri ateşelerinin, siyasi liderlerin, hükümet temsilcilerinin ve meslektaşlarımızın katılımı ile her yıl geleneksel halde kutlanan bir gün haline gelmiştir.

  100 bin civarında olan Astsubay meslektaşlarımızın ve 150 bin civarında olan Emekli Astsubayların kendine ait bir günün olmaması çok büyük bir eksiklikti.

  Birçok meslek gruplarının belirli günleri vardır. O günlerde meslek grupları bir araya gelerek meslekleri ile ilgili konuları  görüşürler. Meslek içi sorunlarını ve mesleki gelişmelerini tüm detayları ile ele alarak çözümler üretir ve bilgi paylaşımlarında bulunurlar. Ayrıca meslektaşlar arasında iletişim geliştirilir. Birçok meslek günleri uluslararası boyutlarda da kutlanmaktadır.

Asubay Tefrikası _13 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Yılda bir gün de olsa insanların kendilerini özel hissetmeleri ve tüm gayretlerini sarf ettikleri, adeta hayatlarını adadıkları mesleklerinin, toplum tarafından önemsendiğini görmeleri, insanları mesleğine ısındırmakla birlikte, kendine olan güvenini artırmakta ve yalnız olmadıklarını hatırlamaktadırlar. Ayrıca Türkiye’nin ve Dünyanın her yanında aynı mesleği icra edenler, bilgi alışverişlerinde bulunarak mesleki dayanışmanın gücünü hissetmektedir.

  Mesleki dayanışma çok önemlidir! Dayanışma ortak değerleri paylaşmaktır, dayanışma mutlulukları paylaşmaktır, dayanışma sırtını rahatça birbirine yaslayabilmektir, dayanışma birbirini sırtında taşımaktır, dayanışma beni silip bizi yazabilmektir yüreklere.

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Çalışanı ve emeklisi ile 250 bin civarında olan astsubayların kendine ait bir günün olmaması çok büyük bir eksiklikti. 1986 yılında mesleğime ilk başladığım günden bugüne hep içimde uhde kalmıştır. Diğer meslek gruplarının günleri kutlandığında, “Bizler neden hatırlan mıyoruz ?” demişimdir. Birçok kez sesimi duyurmaya çalıştım. Bu konuda makaleler yazdım. Emekli olduktan sonra bu konuda çalışmalarımı daha etkin bir şekilde sürdürdüm. Vatan savunmasını kendisine meslek edinmiş ve vatanı için gözünü kırpmadan canını feda eden meslektaşlarım, yılda bir gün bile olsa anılmalı ve kamuoyunda yer almalıdır.

  Bugüne kadar yaptığım çalışmalarla Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin (TEMAD) kuruluş günü olan 17 Ekim 1984 Tarihinin DÜNYA ASTSUBAYLAR GÜNÜ olarak anılması ve kutlanması için, kamuoyunda duyulmasını sağladım. Birçok yayın organında yer aldı. Örnek olarak, WİKİPEDİ, Özgür Ansiklopedi de 17 EKİM Tatiller ve özel günler bölümünde DÜNYA ASTSUBAYLAR GÜNÜ olarak yer almıştır. Artık birçok kurum ve kuruluşun kutlanacak günler listesinde yer almıştır.

  Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulunun 19 Mart 2012 tarihinde yaptığı toplantıda, Basın yayın ve tanıtımdan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak yapmış olduğum teklif üzerine 17 Ekim tarihlerinin Dünya Astsubaylar Günü olarak kutlanması kararını almıştır. İlk olarak 17 Ekim 2012 tarihinde TEMAD’ın kuruluş günü aynı zamanda Dünya Astsubaylar Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.

  Yapılan kutlamalar çerçevesinde 5 gün süren program, İlk gün Genel merkez ve tüm şube başkanlıklarımızda Anıtkabir’e ve şehir meydanlarında Atatürk anıtına çelenkler konulup, istiklal marşı okunarak başlanmıştır. Astsubay konularının ele alındığı panel, Astsubay ve eşlerinin hazırladığı resim ve fotoğraf sergisi, TEMAD Kupası At yarışları, E. Astsubay Mustafa Yıldızın Dünya bisiklet turu, Binlerce meslektaşımızın katılımı ile Anıtkabir’e Çelenk Konulması ve Büyük Ankara Yürüyüşü, Eurovision 2011 Birincisi Azerbaycanlı sanatçılar Nigar & Eldar katılımı ile büyük konser icra edilmiştir. Benzer programlarla 2013 – 2014 – 2015 yıllarında da kutlanmıştır.

  Yabancı ülke Büyükelçi ve Askeri ateşelerinin, siyasi liderlerin, hükümet temsilcilerinin ve meslektaşlarımızın katılımı ile her yıl geleneksel halde kutlanan bir gün haline gelmiştir.

  Yaklaşık 100 bin çalışan ve 150 bin Emekli Astsubay meslektaşlarımızın aileleri ile birlikte Bir milyonun üzerinde camiamız yılda bir gün de olsa, hayatlarını adadıkları mesleklerinin hatırlanarak kamu gündemine gelmesi ve bir arada olmaları çok önemlidir.

Ebediyete intikal etmiş olan tüm astsubaylarımızı ve şehitlerimizi rahmet minnet şükranla anıyoruz.

  Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan cefakar, emektar muvazzaf ve emekli tüm meslektaşlarımın 17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü’nü en içten dileklerimle kutlar, sağlıklı, mutlu ve başarılı nice yıllar dilerim.

 

 * *

Asubay Tefrikası _13 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

  TEMAD’ın resmî örütbağ sayfasında 15 Ekim 2021 Cuma günü yayınladığı haber ile

  Genel Başkanımız Hamza DÜRGEN, “Astsubaylar Günü” kutlama programını kamuoyuna duyurdu.

  (https://temad.org/17-ekim-astsubaylar-gunu-ve-temadin-37nci-kurulus-yildonumu-kutlama-programi/)

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  TEMAD’ın sayfasındaki bu duyuruda;

  Genel Başkan Hamza DÜRGEN bir doğrunun önüne bir yalan bağlamış!

  “Kuruluş yıl dönümü” TEMAD’ın resmî günüdür. Kutlamak da TEMAD’ın meşru hakkıdır.

 

  Lâkin “Astsubaylar Günü” ucuz bir yalandır, gayri meşrudur.

  Bu duyuruda bir de imlâ  hatâsı var!

  Belki TEMAD'dan birileri okurlar;

  “Yıldönümü” ibâresini bitişik yazmışlar; “yıl dönümü” şeklinde ayrı yazılır, hatırlatalım!..

 

  *  * 

Asubay Tefrikası _13 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

  

   Resmî örütbağ sayfasınde 16 Ekim 2021 Cumartesi günü neşretdiği haberde,

  Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanı Dz. Albay Cenk TOPUZ ve

  Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürü Doç.Dr. Bayram KILIÇ’a Türkiye dar geldi!..

  Birisi subay, birisi akademisyen olan bu iki eşhâs,

  Hedef büyütdüler! Türkiye hudutlarını da aşıp dünyâya açıldılar!..

  Ve

  “Ordumuzun belkemiği” dedikleri astsubaylarımızın “Dünya Astsubaylar Günü”nü kutladılar.

(https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/asbKutlama.html)

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Resmî örütbağ sayfasında 16 Ekim 2021 Pazar günü neşretdiği haberde

  TESUD Genel Başkanı Em.Hv.Korgeneral Erdoğan KARAKUŞ,

  “Meslektaşları olmasından gurur duyduğu,

  Türk Silahlı Kuvvetlerinin "temel direkleri" dediği,

  Kahraman Astsubaylarımızın “Dünya Astsubaylar Günü”nü kutladı…

  (http://www.tesud.org.tr/)

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

  

 

  17 Ekim 2021 Pazar günü resmî twitter hesâbında yayınladığı haber ile

  Millî Savunma Bakanlığı;

  “Ülkemiz ve milletimiz için görev yapan,

  “Tüm emekli ve muvazzaf Astsubaylarımızın "Astsubaylar Günü"nü kutladı!..”

  (https://twitter.com/hashtag/AstsubaylarG%C3%BCn%C3%BC?src=hashtag_click)

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 * *

 

  27 sene hapis yatdıkdan sonra,

  Kendisini hapse atan devletin ilk zenci Cumhurbaşkanı olan Nelson MANDELA şöyle dedi;

  “Ȃlimler sûkut eder ise câhiller konuşur!

  “Dünyâ Astsubaylar Günü” konusunda meydânı câhillere bırakmamak için,

  Anlaşılan o ki, gene Eski Tüfek konuşacak!..

 

 * * * * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

  Dünyâda ve Türkiye’de;

  “Astsubaylar Günü” olarak "tescil edilmiş resmî bir gün" olup olmadığını öğrenmek için

  Evvelâ, emekli subaylarımızın derneği TESUD’un gapısını çaldım!

  Ve aşağıda gördüğünüz şu dilekcemi 18 Ekim 2020 Pazar günü

  Genel Başkan Em. Tuğgeneral Namık Kemal ÇALIŞKAN’a gönderdim.

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  * 

 

Türkiye Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanlığına

                                                                                            ANKARA 

18 Ekim 2020

  KONU: 17 Ekim Astsubaylar Günü vesilesi ile TESUD’un yapdığı basın duyurusu.

  İLGİ: (http://www.tesud.org.tr/) isimli bağlantıda TESUD’un yayınladığı basın duyurusu.

 

  1. 17 Ekim Astsubaylar Günü ve TEMAD’ın 36’ıncı kuruluş yıldönümünü kutlamak gâyesi ile;

  18 Ekim 2020 Pazar günü İlgi bağlantıda TESUD kamuoyuna bir haber duyurdu. Ekran görüntüsü aşağıda görülen bu haberinde TESUD şöyle demekdedir;

  “17 Ekim Astsubaylar Günü ve TEMAD’ın 36’ıncı kuruluş yıldönümü

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  2. Ekran görüntüsü yukarıda görülen TESUD’un söze konu bu duyurusu hakkında benim suâlerim şöyledir.

  16.06.1983 târih ve 2847 Kânun teşkil edilen TEMAD’ın;

     a. Kuruluş günü olan 17 Ekim’in, “Astsubaylar Günü” olduğuna dair İlgi duyurusundaki TESUD beyanının hukûkî bir dayanağı var mıdır?

    b. İlgi duyurusundaki “17 Ekim’in “Astsubaylar Günü olduğuna dair TESUD beyanının hukûkî bir dayanağı var ise şâyet; hangi mevzuâta göre 17 Ekim günü “Astsubaylar Günü” olarak tesbit edilmişdir?

     c. 2847 Kânun teşkil edilen TESUD’un “Subaylar Günü” olarak tesbit etdiği ve kutladığı bir gün var mıdır?

     ç. Var ise şâyet;  “Subaylar Günü” olarak tesbit etdiği gün, hangi mevzuâta istinâd etmekdedir?

  3. İşbu dilekcemin yukarıda görülen ikinci maddesinde tevcih etdiğim dört suâlimi,

  TESUD Genel Başkanlığının cevâplamasını saygılarım ile arz ederim. 

Şükrü IRBIK

 

  *  * 

 

  Anamın babası rahmetli Hakkı dedem şöyle der idi;

  Torunum! Usda katır sırtındaki yükü atmasını iyi bilir!

  Teşbihde hatâ câizdir!

  Lâkin, Namık Kemal Başkan da aynen öyle yapdı!

  20 Ekim 2020 Salı günü gönderdiği

  Ve dahi

  Tek kelimesi dahi olmayan sözsüz e-posda cevâbında Namık Kemal Başkan;

  Ben bilmem, Hulusi AKAR bilir diyerek

  Topu, twitter hesâbındaki haberini kes-yapışdır yapdığı Millî Savunma Bakanlığına atdı!..

 

  *  * 

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   *  * 

 

  TESUD Genel Başkanı Em. Tuğgeneral Namık Kemal ÇALIŞKAN,

          Astsubayların;

  • Meslektaşları olmasından gurur duyuyor,
  • Türk Silahlı Kuvvetlerinin "temel direkleri" olduğunu söylüyor!
  • Kahraman olduğunu da biliyor!..

 

  Fakat aynı Genel Başkan Namık Kemal ÇALIŞKAN,

  Dünyâda ve Türkiye’de “Dünya Astsubaylar Günü” olmadığını bilmiyor!

 

  Namık Kemal Başkanın içine yuvarlandığı bu tenâkuz

  İyi bildiğimiz ucuz subay işgüzarlığından başka bir şey değil…

 

  *  * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

   TESUD’dan sonra, aynı gün içinde,

  Bindiğim akıl atını

  Mensubu olduğum İçişleri Bakanlığı gapısına sürdüm.

  Ve aynı suâli Bakanıma sordum!..

 

  *  * 

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA

          ANKARA

18 Ekim 2021

  KONU: Dünya Astsubaylar Günü’nün Hukukî Durumu Hakkında.

  İLGİ: (a) (http://www.tesud.org.tr/) isimli internet sitesinde Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’nin “Dünya Astsubaylar Günü” kutlaması hakkında yayınladığı 17 Ekim 2021 târihli haber.

  (b) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânûnu.

 

  1. İlgi (a) bağlantıda mezkur internet sitesi, Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’ne aitdir. İşbu İlgi (a) sitede Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD), 17 Ekim 2021 târihinde bir haber yayınladı. Sûreti Ek’de görülen işbu haberinde TESUD, astsubayların “Dünya Astsubaylar Günü”nü kutladı.

  2. TESUD’un yayınladığı İlgi (a) haber hakkında benim suâlim şudur;

  17 Ekim gününün “Dünya Astsubaylar Günü” olduğu hususunda İçişleri Bakanlığının ilgili mevzuât kapsamında bugüne kadar verdiği karar, tescili ve izini var mıdır?

  3. İşbu dilekcemin yukarıda görülen ikinci maddesinde tevcih etdiğim suâlimi İlgi (b) Kânun kapsamında cevaplamasını,

  İçişleri Bakanlığından saygılarım ile arz eylerim.18.10.2021. 2105133593.

  Şükrü IRBIK

 

  EK:  (http://www.tesud.org.tr/) isimli internet sitesinde Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’nin 17 Ekim 2021 Pazar günü yayınladığı “Dünya Astsubaylar Günü” kutlama haberinin ekran görüntüsü.

 

  *  * 

 

  Vatandaşın uyanık olanını askerde cenderme yapar derler!

  Hakikâten doğru söz imiş!..

  İçişleri Bakanına sorduğum suâle,

  Kânun Ordusu Jandarma’nın Genel Komutanı şöyle cevâp verdi;

  Mevzuâtımızda “17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü diye bir gün yoktur.”

 

   CİMER Başvuru Cevabı

Translate message to: English | Never translate from: Turkish

C

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Thu 11/25/2021 4:09 PM

To: You

  Sayın ŞÜKRÜ IRBIK,

  T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 18.10.2021 tarihinde yapmış olduğunuz 2105133593 sayılı başvurunuz 25.11.2021 tarihinde GENEL SEKRETERLİK tarafından cevaplanmıştır:

  Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezine (CİMER) yapmış olduğunuz başvurunuz, Jandarma Genel Komutanlığınca alınmıştır.

  Başvurunuzda belirtmiş olduğunuz hususlarla ilgili yapılan inceleme neticesinde; Başvuruya konu

  17 Ekim gününün Dünya Astsubaylar Günü olarak kutlanması ile ilgili olarak 

     J.Gn.K.lığını kapsayan mevzuatta herhangi bir husus bulunmadığını bildirir,

  bilgilerinize rica ederiz.

 

  *  * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Hakikâte ermek için çaldığım üçüncü gapı,

  Millî Savunma Bakanlığının gapısı oldu…

  Bakan Hulusi AKAR’a sordum;

  17 Ekim’in “Dünya Astsubaylar Günü” olduğu hususunda Millî Savunma Bakanlığının bilgisi var mıdır?

 

  *  * 

 

MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINA 

ANKARA  

27 Ekim 2021

  KONU: Dünya Astsubaylar Günü’nün Hukukî Durumu Hakkında.

  İLGİ: (a) (http://www.tesud.org.tr/) isimli internet sitesinde Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’nin “Dünya Astsubaylar Günü” kutlaması hakkında yayınladığı 17 Ekim 2021 târihli haber.

  (b) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânûnu.

 

  1. İlgi (a) bağlantıda mezkur internet sitesi, Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’ne aitdir. İşbu İlgi (a) sitede Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD), 17 Ekim 2021 târihinde bir haber yayınladı. Sûreti Ek’de görülen işbu haberinde TESUD, astsubayların “Dünya Astsubaylar Günü”nü kutladı.

  2. TESUD’un yayınladığı İlgi (a) haber hakkında benim suâlim şudur;

  17 Ekim gününün “Dünya Astsubaylar Günü” olduğu hususunda Millî Savunma Bakanlığının bilgisi var mıdır?

  3. İşbu dilekcemin yukarıda görülen ikinci maddesinde tevcih etdiğim suâlimi İlgi (b) Kânun kapsamında cevaplamasını,

  Millî Savunma Bakanlığından saygılarım ile arz eylerim.27.10.2021. 2105290166.

Şükrü IRBIK

  

  *  * 

 

  Bakan Hulusi AKAR'ı tebrik ediyorum. Bana gönderdiği cevâbında şöyle dedi;

  “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlanan bir gün yoktur

 

  CİMER Başvuru Cevabı

Translate message to: English | Never translate from: Turkish

C

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Fri 11/12/2021 12:23 PM

To: You

  Sayın ŞÜKRÜ IRBIK,

  T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 27.10.2021 tarihinde yapmış olduğunuz 2105290166 sayılı başvurunuz 12.11.2021 tarihinde VAKIF/DERNEK VE KOORDİNASYON ŞUBESİ MÜDÜRLÜĞÜ tarafından cevaplanmıştır:

  Talepte bulunduğunuz konu ile ilgili müracaatınız incelenmiştir.

  Yapılan inceleme neticesinde

  dünyada kutlanan önemli gün ve haftalar arasında böyle bir gün olmadığı tespit edilmiştir.

 Bilgilerini rica ederim.

 

  *  * 

 

  Ben Şükrü IRBIK’ın Bakan Hulusi AKAR’dan bir ricâsı var!

  Dilekceme gönderdiği cevâbda;

  “Dünyâ Astsubaylar Günü” isimli resmî bir gün mevcut olmadığını ikrâr etdiği hâlde,

  • Astsubaylar Günü”nü kutlamak için Twitter hesâbında kutlama yayınlayan

        Ve dahi

  • TEMAD’ın tertip etdiği korsan “Astsubaylar Günü” resepsiyonuna temsilci gönderen

  Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR’ı bu çelişkisini açıklamaya dâvet ediyorum!..

(https://temad.org/astsubaylar-gunu-ve-37-kurulus-yil-donumu-kapsaminda-gazi-orduevinde-resepsiyon/)

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  * 

 

Asubay Tefrikası _13 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Ordumuzun belkemiği” astsubaylarımızın,

  “Dünyâ Astsubay Günü”nü kutlayan devlet kurumlarından birisi de

  Mezunu olduğum Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı idi…

  Okul Komutanı Dz. Albay Cenk TOPUZ

  Ve

  Okul Müdürü Doç. Dr. Bayram KILIÇ’a şu iki suâli tevcih etdim;

  İkinci suâle bâhusus dikkat buyurun!.. 

 

  *  * 

 

  • 17 Ekim’i” hangi makâm, hangi mevzuâta müsteniden resmî “Dünya Astsubaylar Günü” olarak tescil ve ilân etmişdir?

 

  • 17 Ekim’i “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamak konusunda Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı, dost/müttefik ülkelerin Astsubay Okulları ile; kutlama mesajı teatisi, öğrenci mübadelesi, heyet ziyâreti müşterek ve mütekâbil faaliyetler icrâ etmiş midir?

 

  *  * 

 

  Korsan “Dünya Astsubaylar Günü”nü kutlayacak kadar cingöz davranan TOPUZ-KILIÇ ikilisi,

  Bu ikinci suâlimi okuyunca dut yediler, bülbül oldular!

  Bunu cevaplayacak kadar dürüst ve yürekli davranamadılar.

 

  *  *  

 

         MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINA

 ANKARA

17 Kasım 2021

  KONU: Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 17 Ekim’i “Dünya Astsubaylar Günü” Olarak Kutlamasının Hukûkî Durumu Hakkında.

  İLGİ: (a) (https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/asbKutlama.html) isimli örütbağ adresinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının yayınladığı “17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü” kutlaması konulu haber.

  (b) (https://damyo.msu.edu.tr/document/takvim.pdf) isimli örütbağ adresinde münteşir Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi.

  (c) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânûnu.

 

  1. İlgi (a) bağlantıda mezkur resmî örütbağ adresi, Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığına aitdir. İşbu İlgi (a) adresde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı, 17 Ekim 2021 Pazar günü bir haber yayınladı. Sûreti EK-A’da görülen işbu İlgi (a) haberinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı; “Ordumuzun bel kemiği astsubaylarımızın” “17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü”nü kutladığını kamuoyuna duyurdu.

  2. Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının faaliyetlerini İlgi (b) bağlantıda münteşir “2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi”ne müstnediden icrâ edececeği her türlü şüpheden vârestedir. Bu cümlenin devâmı olmak üzere, Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü”nü kutlama konulu İlgi (a) haberi hakkında benim suâllerim şunlardır;

     a. “17 Ekim’i” hangi makâm, hangi mevzuâta müsteniden resmî “Dünya Astsubaylar Günü” olarak tescil ve ilân etmişdir?

     b. İlgi (b) adresde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi münteşirdir. İşbu Çalışma Takvimini tetkik etdiğimde; Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 17 Ekim’i “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamak konusunda 2021 senesinde bir faaliyetinin mevcut olmadığını tesbit etdim. 2020-2021 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi’nde 17 Ekim 2021 Pazar gününü “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamak konusunda resmî bir faaliyeti mevcut mu idi? Bu cümleden olmak üzere; Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı 17 Ekim 2021 Pazar gününü hangi mevzuâta istinâden resmî “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamışdır?

     c. 17 Ekim’i “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamak konusunda Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı, dost/müttefik ülkelerin Astsubay Okulları ile; kutlama mesajı teatisi, öğrenci mübadelesi, heyet ziyâreti vb. müşterek ve mütekâbil faaliyetler icrâ etmiş midir?

   3. İşbu dilekcemin yukarıda görülen ikinci maddesinde tevcih etdiğim üç suâlimi İlgi (c) Kânun kapsamında cevaplamasını,

  Millî Savunma Bakanlığından saygılarım ile arz eylerim.17.11.2021. 2105584075.

                Şükrü IRBIK

                                                                                                     

  E K L E R:

  EK-A: (https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/asbKutlama.html) isimli örütbağ adresinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının yayınladığı “Dünya Astsubaylar Günü” kutlaması konulu haberin ekran görüntüsü.

  EK-B: (https://damyo.msu.edu.tr/document/takvim.pdf) isimli örütbağ adresinde münteşir Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanlığı 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi.

 

EK-A:

  EK-A: (https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/asbKutlama.html) isimli resmî örütbağ adresinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının yayınladığı “Dünya Astsubaylar Günü” kutlaması konulu haberin ekran görüntüsü.

 

17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü Kutlama Mesajı;

  Ordumuzun belkemiği astsubaylarımızın Dünya Astsubaylar Gününü kutluyor, sağlıklı, huzurlu ve barışın üstün geldiği bir yaşam dileklerimle şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi şükranla anıyorum.

Bayram KILIÇ                                                     Cenk TOPUZ 
Doç.Dr.                                                                Dz.Alb.
Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Md.    Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanı

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

EK-B:

  EK-B: (https://damyo.msu.edu.tr/document/takvim.pdf) isimli resmî örütbağ adresinde münteşir Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanlığı 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi ekran görüntüsü.

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  * * 

 

  Dünyâ Astsubaylar Günü” kutlaması hakkında sorduğum suâllere

  En pişkin cevâbı Albay TOPUZ ve Doç.Dr. KILIÇ verdi…

  Tam bir laf salatası olan cevâbında bu iki şahıs,

  Yalan söylemekden ve iftirâ atmakdan da geri durmadılar!

 

  CİMER Başvuru Cevabı

Translate message to: English | Never translate from: Turkish

C

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Tue 12/28/2021 12:12 PM

To: You

  Sayın ŞÜKRÜ IRBIK,

  T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 17.11.2021 tarihinde yapmış olduğunuz 2105584075 sayılı başvurunuz 28.12.2021 tarihinde DENİZ ASTSUBAY MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ tarafından cevaplanmıştır:

   

   Türkiye emekli subaylar, emekli astsubaylar, emekli uzman erbaşlar, harp malulü gaziler, şehit dul ve yetimleri ile muharip gaziler dernekleri hakkında ve ilgili dernekler kanunu kapsamında faaliyet gösteren Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin (TEMAD), kuruluş günü olan 17 Ekim 1984 tarihinin Dünya Astsubaylar Günü olarak anılması ve kutlanması için çalışmalar sürdürdüğü bilinmektedir.

    Dünya Astsubaylar Günü olarak anılması ve kutlanması için sürdürülen çalışmalar kapsamında; Türkiye'de çalışan ve emekli olan astsubayların kendilerini özel hissetmelerini, tüm gayretlerini sarf ettikleri adeta hayatlarını adadıkları mesleklerinin toplum tarafından önemsendiğini görmelerini, meslektaşlarının mesleklerine bağlılığını, kendilerine olan güvenin artırılmasını ve yalnız olmadıklarını hatırlatmak amaçlanmaktadır.

    Milli Savunma Üniversitesi Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu görev bilinci, şeref, sadakat ve sorumluluk değerleri ile donatılmış, Atatürk ilke ve inkılâplarını özümsemiş, yeterli fiziki yeteneğe ulaşmış, gelişmeye açık, askerlikle ilgili bilgilerle donatılmış, geleceğin ve askerliğin ruhunu yakalamış, çalışkan, bilgili ve sorumluluk sahibi, ön lisans düzeyinde eğitim ve öğretim görmüş, kendisini Türk Deniz Kuvvetlerine hizmete adamış muvazzaf Deniz Astsubayı yetiştirmektir. Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu ihtiyaçları doğrultusunda eğitim ve öğretim vermek misyonunu benimseyerek önemi giderek artan dünya denizlerinde ve bu denizlere sınır olan kıyılarda söz ve hak sahibi olacak Türk Deniz Kuvvetleri gemi ve karargahlarında görev yapacak nitelikli, çalışkan, bilgili, sorumluluk sahibi Deniz Astsubayları yetiştirme vizyonu ile görevini sürdürmektedir.

    Kurum ve kuruluşların dış dünyaya açılan penceresi olan bu tür örün sayfalarında, ilgili çalışma planları yada faaliyet takvimlerinde yer almasa dahi o kurum ve kuruluşun misyon ve vizyonunu yakinen ilgilendiren konularda toplumu alakadar eden hususlara hassasiyet göstererek anma, tebrik vb. duyurular yapılması olağandır. Misyon ve vizyonu yukarıda açıklanan Milli Savunma Üniversitesi Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu’nun ‘Dünya Astsubaylar Günü’ hakkındaki tebriğini bu çerçevede değerlendirilmesi bilgilerinize rica olunur.

 

  *  * 

 

  TOPUZ-KILIÇ ikilisi,

  Kuruluş günü olan 17 Ekim 1984 târihinin;

  “Dünya Astsubaylar Günü” olarak anılması ve kutlanması için TEMAD’ın çalışmalar sürdürdüğü bilinmektedir”

 diyerek hem yalan söylediler hem de TEMAD’a iftirâ atdılar.

  Çünkü;

  Kuruluş günü olan 17 Ekim’in;

  “Dünya Astsubaylar Günü” olarak anılması ve kutlanması için

  TEMAD’ın bugüne kadar Millî Savunma Bakanlığına gönderdiği iki satır yazı yok!

  Aşağıda gördüğünüz 28 Aralık 2021 târihli CİMER dilekcem ile;

  TOPUZ-KILIÇ ikilisine ben sâil Şükrü IRBIK bu kez de şu suâli sordum;

  “Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin (TEMAD), kuruluş günü olan 17 Ekim 1984 tarihinin “Dünya Astsubaylar Günü” olarak anılması ve kutlanması için çalışmalar sürdürdüğünü” İlgi (d) yazısında Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün beyân etdiği faaliyet hakkında Millî Savunma Bakanlığının bilgisi ve tensibi var mıdır?

 

  *  * 

 

MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINA

ANKARA 

28 Aralık 2021

  KONU: Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 17 Ekim’i “Dünya Astsubaylar Günü” Olarak Kutlamasının Hukûkî Durumu Hakkında.

  İLGİ: (a) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânûnu.

  (b) 17 Kasım 2021 târih ve 2105584075 sayılı CİMER dilekcem.

  (c) (https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/asbKutlama.html) isimli örütbağ adresinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının yayınladığı “17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü” kutlaması konulu haber.

  (ç) (https://damyo.msu.edu.tr/document/takvim.pdf) isimli örütbağ adresinde münteşir Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi.

  (d) Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü’nün 28 Aralık 2021 Salı gün ve 12:12PM saatli e-posdası.

  (e) Millî Savunma Bakanlığı Vakıf/Dernek ve Koordinasyon Şube Müdürlüğünün 12 Kasım 2021 Cuma gün ve 12:23PM saatli e-posdası.

 

  1. İlgi (a) Bilgi Edinme Hakkı Kânunu kapsamında hazırladığım İlgi (b) dilekcemi; CİMER vasıtası ile 17 Kasım 2021 târihinde Millî Savunma Bakanlığına gönderdim. Sûreti EK-A’da görülen 2105584075 sayılı işbu İlgi (b) dilekcemin;

                a. Birinci maddesinde;

  - İlgi (c) bağlantıda mezkur resmî örütbağ adresinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının bir haber yayınladığını,

  - Sûreti EK-B’de görülen işbu İlgi (c) haberinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının; “Ordumuzun bel kemiği astsubaylarımızın” “17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü”nü kutladığını kamuoyuna duyurduğunu,

  Millî Savunma Bakanlığının bilgisine arz etdim.

  b. İkinci maddesinde ise; İşbu İlgi (c) haber hakkında Millî Savunma Bakanlığına aşağıda görülen şu üç suâlimi tevcih etdim;

 -  2. Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının faaliyetlerini İlgi (ç) bağlantıda münteşir “2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi”ne müstnediden icrâ edececeği her türlü şüpheden vârestedir. Bu cümlenin devâmı olmak üzere, Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü”nü kutlama konulu İlgi (c) haberi hakkında benim suâllerim şunlardır;

 -   a. “17 Ekim’i” hangi makâm, hangi mevzuâta müsteniden resmî “Dünya Astsubaylar Günü” olarak tescil ve ilân etmişdir?

 -  b. İlgi (ç) adresde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının “2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi” münteşirdir. İşbu Çalışma Takvimini tetkik etdiğimde; Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 17 Ekim’i “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamak konusunda 2022 senesinde bir faaliyetinin mevcut olmadığını tesbit etdim. 2020-2021 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi’nde 17 Ekim 2021 Pazar gününü “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamak konusunda resmî bir faaliyeti mevcut mu idi? Bu cümleden olmak üzere; Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı 17 Ekim 2021 Pazar gününü hangi mevzuâta istinâden resmî “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamışdır?

  - c. 17 Ekim’i “Dünya Astsubaylar Günü” olarak kutlamak konusunda Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı, dost/müttefik ülkelerin Astsubay Okulları ile; kutlama mesajı teatisi, öğrenci mübadelesi, heyet ziyâreti vb. müşterek ve mütekâbil faaliyetler icrâ etmiş midir?

  2. İşbu İlgi (b) dilekcemin ikinci maddesindeki bilgi talebime; İlgi (d) yazısı ile Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü cevap gönderdi. Sûreti EK-C’de görülen 28 Aralık 2021 (bugün) târihli işbu İlgi (d) yazısının birinci satırında Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü şöyle demekdedir;

  -      “Türkiye emekli subaylar, emekli astsubaylar, emekli uzman erbaşlar, harp malulü gaziler, şehit dul ve yetimleri ile muharip gaziler dernekleri hakkında ve ilgili dernekler kanunu kapsamında faaliyet gösteren Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin (TEMAD), kuruluş günü olan 17 Ekim 1984 tarihinin Dünya Astsubaylar Günü olarak anılması ve kutlanması için çalışmalar sürdürdüğü bilinmektedir.”

  3. Sûreti EK-C’de görülen işbu İlgi (d) yazısının birinci satırında Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün sözünü etdiği; “Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin (TEMAD), kuruluş günü olan 17 Ekim 1984 tarihinin Dünya Astsubaylar Günü olarak anılması ve kutlanması için çalışmalar sürdürdüğünün bilindiğine” dair olmak üzere verdiği bilgi hakkında Millî Savunma Bakanlığına benim suâlim şudur;

  -  Sûreti EK-Ç’de görülen İlgi (e) ile gönderdiği yazısında Millî Savunma Bakanlığı; “yapılan inceleme neticesinde dünyada kutlanan önemli gün ve haftalar arasında “17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü” olarak böyle bir gün olmadığını” tarafıma birdirmiş idi. “Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin (TEMAD), kuruluş günü olan 17 Ekim 1984 tarihinin “Dünya Astsubaylar Günü” olarak anılması ve kutlanması için çalışmalar sürdürdüğünü” İlgi (d) yazısında Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğünün beyân etdiği faaliyet hakkında Millî Savunma Bakanlığının bilgisi ve tensibi var mıdır?

  4. İşbu dilekcemin yukarıda görülen üçüncü maddesinde tevcih etdiğim biricik suâlimi İlgi (a) Kânun kapsamında cevaplamasını,

   Millî Savunma Bakanlığından saygılarım ile arz eylerim.28.12.2021. 2106247517.

Şükrü IRBIK

 

  E K L E R:

  EK-A: 17 Kasım 2021 târih ve 2105584075 sayılı CİMER dilekcem.

  EK-B: (https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/asbKutlama.html) isimli örütbağ adresinde Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının yayınladığı “Dünya Astsubaylar Günü” kutlaması konulu haberin ekran görüntüsü.

  EK-C: Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Müdürlüğü’nün 28 Aralık 2021 Salı gün ve 12:12PM saatli e-posdası.

  EK-Ç: Millî Savunma Bakanlığı Vakıf/Dernek ve Koordinasyon Şube Müdürlüğünün 12 Kasım 2021 Cuma gün ve 12:23PM saatli e-posdası.

 

  *  * 

 

  Zor, oyunu bozar!...

  Her atın bir çıbık ile kovulamayacağını gören

  Ve dahi

  Ayakları suya eren Okul Müdürü Doç.Dr. Bayram KILIÇ,

  Hemen yelkenleri suya indirdi!..

  17 Ekim 1984 târihinin

  “Dünya Astsubaylar Günü” olarak anılması ve kutlanması için TEMAD’ın çalışmalar sürdürdüğü bilinmektedir

  Diyerek TEMAD’a iftirâ atanlar,

  İşde, aşağıda görülen lafzî kıvırmalar ile tükürdüklerini yaladılar!...

 

  CİMER Başvuru Cevabı

Translate message to: English | Never translate from: Turkish

C

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Fri 1/14/2022 12:09 PM

To: You

  Sayın ŞÜKRÜ IRBIK,

  T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 28.12.2021 tarihinde yapmış olduğunuz 2106247517 sayılı başvurunuz 14.01.2022 tarihinde DENİZ ASTSUBAY MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ tarafından cevaplanmıştır:

 

  1.    17 Ekim tarihinin "Dünya Astsubaylar Günü" olarak kutlanması ile ilgili Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulunun başlattığı herhangi bir çalışma mevcut değildir.

  2.    17 Ekim tarihinin "Dünya Astsubaylar Günü" olarak anılması ve kutlanması ile ilgili olarak açık kaynaklardan bilgiye ulaşılmaktadır.  Konuya ilişkin yapılan çalışmalar ile ilgili Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Müdürlüğünde belge bulunmamaktadır.

 

  *  * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

  Sürdüm, sürdüm akıl atımı,

  Vardım, kendi derneğimiz TEMAD’dın gapısına…

  Genel Başkan Hamza DÜRGEN’e dedim ki;

  TEMAD’ın sözünü etdiği “17 Ekim Astsubaylar Günü” resmî olarak müseccel “târihî gün” müdür?

 

  *  * 

 

TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ GENEL BAŞKANLIĞINA

ANKARA

21 Ekim 2020

  KONU: TEMAD’ın kutladığı “17 Ekim Astsubaylar Günü” hakkında.

  İLGİ: (a) (http://temad.org/17-ekim-astsubaylar-gunu-ve-temadin-36nci-kurulus-yildonumu-kutlandi/) isimli bağlantıda TEMAD’ın yayınladığı basın duyurusu.

  (b) Ulusal Ve Resmi Bayramlar İle Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri Ve Tarihi Günlerde Yapilacak Tören Ve Kutlamalar Yönetmeliği.  (R.G. Tarihi:5/5/2012, R.G Sayısı: 28283).

 

  1. İlgi (a)’da münteşir bağlantsında Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD); 17 Ekim 2020 târihinde bir basın duyurusu yapdı. İşbu basın duyurusunda TEMAD Genel Başkanlığı şöyle dedi;

  “17 Ekim Astsubaylar Günü (…) icra edilmiştir.

  TEMAD’ın söze konu işbu basın duyurusunun 18 Ekim 2020 târihli ekran görüntüsü işbu dilekcemin Ek’ine merbutdur.

  2. Bilindiği üzere İlgi (b) Yönetmelik; “târihî günlerin” kutlanması amacıyla yapılacak törenleri tanzim eder. İşbu Yönetmeliğin; Dördüncü bölüm, “Tarihi Günler, Mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve diğer tarihi günler” alt başlığı altında yer alan Madde 8 mucibince tarihi günlerin kutlama faaliyetleri; Başkentte Ankara Valiliğince oluşturulacak kutlama komiteleri tarafından belirlenir.

  3. İşbu dilekcemin ilk iki maddesinde verdiğim bilgi ve beyân etdiğim İlgi (b) Yönetmelik muvâcehesinde benim suâllerim şunlardır;

     a. İlgi (a)’da münteşir basın duyurusunda TEMAD’ın sözünü etdiği “17 Ekim Astsubay Günü”, resmî olarak tescil edilmiş bir “târihî gün” müdür?

     b. İlgi (a) bağlantısında neşretdiği haber ile TEMAD’ın kamuoyuna duyurduğu “17 Ekim Astsubaylar Günü” vesilesi ile icrâ etdiği kutlama programı, İlgi (b) Yönetmeliğin 8’inci Maddesi mucibince Ankara Valiliğinin oluşturacağı kutlama komitesi tarafından belirlenmiş midir?

  4. İşbu dilekcemin yukarıda görülen üçüncü maddesinde tevcih etdiğim iki suâlimi,

 TEMAD Genel Başkanlığının cevâplamasını saygılarım ile arz ederim.

Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  EK: (http://temad.org/17-ekim-astsubaylar-gunu-ve-temadin-36nci-kurulus-yildonumu-kutlandi/) isimli bağlantıda TEMAD’ın yayınladığı basın duyurusunun 18 Ekim 2020 Pazar gününe ait ekran görüntüsü.

                                   

                                                                                           EK

  EK: (http://temad.org/17-ekim-astsubaylar-gunu-ve-temadin-36nci-kurulus-yildonumu-kutlandi/) isimli bağlantıda TEMAD’ın yayınladığı basın duyurusunun 18 Ekim 2020 Pazar gününe ait ekran görüntüsü.

  17 EKİM ASTSUBAYLAR GÜNÜ VE TEMAD’IN 36’NCI KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ KUTLANDI

  Tarih: 17 Eki 2020 Kategori: DuyurularGenelHaberlerManşetYorum Yok

 Yazdırhttp://temad.org/17-ekim-astsubaylar-gunu-ve-temadin-36nci-kurulus-yildonumu-kutlandi/"> E-posta

  17 Ekim Astsubaylar Günü ve TEMAD’ın 36’ncı Kuruluş Yıl Dönümü Kutlama Programı bu yıl pandemi tedbirleri kapsamında sadece Genel Merkez ve Ankara Şubelerimizin Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri, Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı ve hanımefendilerden oluşan sınırlı katılımla icra edilmiştir.

  Anıtkabir’deki tören saat:11.00’de başlamış, saygı duruşu ve mozoleye Genel Başkan Sn. Hamza DÜRGEN tarafından çelenk konulmasının ardından, Genel Başkanın Şeref Defterine günün anlam ve önemini ifade eden duygularını yazıp imzalaması ile sona ermiştir. 

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  * 

 

  Dünya Astsubay Günü” olarak tescil edilmiş resmî bir “gün” var mıdır diye sorduğum suâlime;

  İstiskâlen de ola TESUD Genel Başkanı cevâp gönderdi,

  Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanı cevâp gönderdi,

  İçişleri Bakanlığını temsilen Jandarma Genel Komutanı cevâp gönderdi,

  Millî Savunma Bakanı cevâp gönderdi…

 

  Fakat

  Bizim dernek TEMAD, dut yedi bülbül oldu!

  Hamza Başkan cevâp verecek kadar bile nezâket gösdermedi…

 

*  *

 

  Kutlayacak resmî bir günü bile olmayan muhterem “astsubay” meslekdaşlarım!

  İşde, yukarıdaki belge ve resimlerde gördünüz!..

  “Astsubaylar Günü” ve “Dünyâ Astsubaylar Günü” konusunda

  Devlet kurumlarının hâli pür melâli böyle…

 

  Korsan toplantı yapmanın yasak olduğu Türkiye’de

  Korsan resmî gün ilan edilebilir mi?..

 

  Kânun ile teşkil edilmiş

  Ve dahi

  Kânun dâhilinde faaliyet icrâ etmesi gereken derneğimiz TEMAD’ın

  17 Ekim’i kânunsuz olarak “Dünyâ Astsubaylar Günü” tertip ve ilan etmesi ne demek oluyor?

  Ekmeğini yediği devletimize TEMAD,  yoksa meydan mı okuyor?

 

  Peki,

  Türkiye’de ve dünyâda resmî bir gün ilân etmek için neler yapmalı?

  Şimdi, bunları bir görelim hele…

 

 * * 

 Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK
Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  UNESCO 1994 senesinde 5 Ekim’i “Dünya Öğretmenler Günü” ilân etmiş.

 

  UNESCO‘dan 25 sene sonra da Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2019 senesinde;

  24 Kasım’ı Türkiye’de “Öğretmenler Günü” ihdâs etmiş.

 

  Bu cümleden olmak üzere;

  24 Kasım “Öğretmenler Günü”dür.

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  222, 657 ve 1739 Sayılı Kânunları TBMM meriyyete koymuş,

  Millî Eğitim Bakanlığı Yönetmeliği yayınlamış,

  Ve 24 Kasım “Öğretmenler Günü” 2019 senesinde millî “resmî gün” olarak tescillenmiş…

 

  *  * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  18 Mart, “Şehitler Günü”dür.

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

19 Eylül, “Gâziler Günü”dür.

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  Peki, bu iki günü hangi devlet kurumu ilân ve tescil etmiş?

  Millî Savunma Bakanlığı

  4768 Sayı ve 27 Haziran 2002 târihli Kânunu TBMM meriyyete koymuş,

  Bu Kânuna müsteniden, Millî Savunma Bakanlığı 2003 senesinde Yönetmelik yayınlamış,

  Ve bu iki gün millî “resmî gün” olarak tescillenmiş.

  Güzel,

  17 Ekim’i “Astsubaylar Günü” olarak tescil etdirmek konusunda

  Millî Savunma Bakanlığı bugüne kadar kılını kıpırdatmış mı?

 

  *  * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Her devlet;

  Kendi iç hukukundan aldığı salâhiyyet ile millî ve resmî günler ihdâs edebilir.

  Fakat mevzu devlet hududunun dışına taşınca,

  Dünyâ hukukunu temsil eden uluslararası teşkilât borusunu ötdürür.

 17 Ekim’i “Dünyâ Astsubaylar Günü” olarak tescil etdirmek için de

  Birleşmiş Milletler’in gapısını çalmak gerek!

 

  MeselâAsubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  19 Kasım, “Dünyâ Tuvalet Günü”dür.

  Birleşmiş Milletler Teşkilâtı

  Aşağıda gördüğünüz A/RES/67/291 Sayılı şu karârı almış.

  Ve bu Genel Kurul Karârı ile 2013 senesinde

  19 Kasım’ı “Dünyâ Tuvalet Günü” ilân etmiş. 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  * 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

    17 Ekim’i “Dünyâ Astsubaylar Günü” olarak tescil etdirmek konusunda;

  5 seneden beri TEMAD Genel Başkanlığı makâmında oturan

  Hamza DÜRGEN kılını kıpırdatmış mı?

  Hayır!..

 

  4 seneden beri Millî Savunma Bakanlığı makâmında oturan

  Hulusi AKAR  kılını kıpırdatmış mı?

  Hayır!..

 

  Meslekdaşım emekli astsubay Yüksel BİNİCİ,

  TEMAD Genel Başkanı emekli astsubay Hamza DÜRGEN,

  TESUD Genel Başkanı emekli subay Erdoğan KARAKUŞ,

  DAMYO Komutanı Dz. Albay Cenk TOPUZ,

  Millî Savunma Bakanı emekli subay Hulusi AKAR

  Bu şahısların hepsi

  Göreve başlamadan evvel asker andı içmiş muvazzaf-emekli subay ya da astsubay.

  İçdikleri asker andında şöyle dediler;

  “Her zaman ve her yerde kânunlara itaat edeceğime namusum üzerine andiçerim"

  Fakat

  Yukarıda isimlerini gördüğünüz zevât;

  Nâmusları üzerine içdiği asker andını unutmuşlar

  Ve

  Abdal Neşet’in türküsünde çığırdığı gibi

  Hak aramışlar, hayâl ile düş ile…

 

  *  * 

 

Aksi isbatlanmayan iddia, hakikâtin yerini alır!..

 

Meslekdaşımız emekli astsubay Yüksel BİNİCİ'nin 2012 senesinde uydurduğu

Astsubay Günü” iddiası, hakikâtin yerini almasın diye;

Biz de bugün emekliassubaylar.org’da evvel Allah, yalanın belini kırdık

Ve dahi

Hakikât ışığında boğduğumuz “Astsubay Günü” iddiasını târih çöplüğüne atdık.

 

  *  * Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK


  İşde, belgesini yukarıda gördünüz!

  Dünyâ Tuvalet Günü bile var.

 Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Fakat

  Türkiye’de Astsubaylar Günü yok!

  Dünyâda ise Dünyâ Astsubaylar Günü yok!

 

  Meslekdaşımız Yüksel BİNİCİ’nin tezgâhladığı “Dünyâ Astsubaylar Günü hakkında kânun yok!..

  Hukuken mevcut olmayan korsan “Dünya Astsubaylar Günü”nü kutlamak da ne oluyor?..

  Aklınızdan zorunuz mu var?

  Yoksa!..

 

Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

   

 

  Şükrü IRBIK

  (E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.

 

 

   Evvelki bölümleri ve kısımları okumak için resimleri tıklayınız   

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık BrövesiKapak 5

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Sahil Güvenlik Komutanlık BrövesiAsubay Tefrikası _7 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık Brövesi 

Asubay Tefrikası _14_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK
Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

  Eski Tüfek Şükrü IRBIK’dan

  Sayın Prof.Dr. Mesut UYAR’a Mektup-1

 

  

  Sayın Prof.Dr. Mesut UYAR,

  Antalya Bilim Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı

  Uluslararası İlişkiler Profesörü

  Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

18 Ağustos 2022

  Konu: Astsubay Sorununun İhmâl Edilen Boyutu İsimli Makâleniz Hakkında.

  İlgi: (a) (https://www.indyturk.com/node/458671/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/astsubay-sorununun-ihmal-edilen-boyutu) isimli bağlantıda yayınladığınız 12 Ocak 2022 Çarşamba gün ve 5:32 saatli “Astsubay Sorununun İhmal Edilen Boyutu” isimli makâleniz.

  Sayın Prof.Dr. Mesut UYAR,

  Independent Türkçe için yazdığınız ve 12 Ocak 2022 Çarşamba günü İlgi bağlantıda yayımladığınız “Astsubay Sorununun İhmal Edilen Boyutu” isimli makâlenizi emekliassubaylar.org isimli siteden okudum.

Şükrü IRBIK'dan Sayın Prof.Dr. Mesut UYAR'a Mektup-1

 

  Emekli bir subay olarak; mezkur makâlenizde “köklü bir sorun” dediğiniz Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfı hakkında böyle bir makâle yayımladığınızdan ötürü size teşekkür ederim. Handiyse ömrünüzün tamamını hasretdiğiniz subaylık mesleğinizi icrâ eder iken ciddî ve sizi hayretlere düşüren olay ve durumlar yaşamış olmalısınız ki; Ordumuz astsubay sınıfının durumunu bu makâlenizde “köklü bir sorun” olarak nitelemişsiniz.

  Kıymetli Mesut Hocam,

  Emekli bir astsubay olarak ben Şükrü IRBIK da; mensubu olduğum astsubay sınıfının târihini emekli olduğum 2011 senesinde buyana nâcizâne tetkik etmeye çalışıyorum. Bu konuda yazdığım makâlelerimi de emekliassubaylar.org isimli sitemizdeki Eski Tüfek isimli köşemde yayımlıyorum.

  Bu mânâda; sizin mezkûr makâlenizi okumak emekli bir astsubay olarak beni hem mesrur etdi hem de tabii olarak cevaplanması gereken bir takım suâlleri zihnimde tebellür etdirdi. Bu suâllerin cevâbını sizden öğrenmek hiç şüphe yok ki, “astsubay meselesinin” anlaşılmasına; devletimiz, ordumuz ve astsubay sınıfının yaşadığı sıkıntılara bir an evvel çözüm bulunmasına çok yardımcı olacak.

  Bu cümleden olmak üzere; söze konu makâleniz hakkında 19 madde başlığı altında hazırladığım ve aşağıdaki sayfada size tevcih etdiğim 32 adet suâlimi cevaplamanızı ricâ ederim hocam.

Saygılarımla

                                                                                                                     Şükrü IRBIK

  

(https://www.indyturk.com/node/458671/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/astsubay-sorununun-ihmal-edilen-boyutu

Eski Tüfek Şükrü IRBIK'dan Sayın Prof.Dr. Mesut UYAR'a Mektup-1

Astsubay Sorununun İhmal Edilen Boyutu İsimli Makâleniz Hakkında Suâllerim;

  1. Mezkûr makâlenizin birinci satırında; astsubay meselesinin 1912 yılına kadar uzandığını ifâde etmisşiniz.

  Suâl-1; Astsubay meselesi’nin 1912 yılına kadar uzandığına dâir verdiğiniz bu bilginin kaynağı nedir?

  2. Bilindiği üzere bugün “astsubay” olarak tesmiye etdiğimiz asker sınıfı; 5802 Sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde teşkil edildi. Mersum Kânunun birinci maddesinde astsubay; “T.C. Ordusunun “eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde subaya yardımcı olan asker kişi” olarak târif, tefrik ve tavzif edildi. 5802 Sayılı mezbûr Kânunun birinci maddesinin işbu hükümü; 926 Sayılı Kânunda bugün de hâlen ve aynen cârîdir. Hukuk bunu emretmesine rağmen mezkûr makâlenizin beşinci satırında; astsubay sınıfının ordumuzun “teknik” hizmetlerini yerine getiren teknisyenleri olduğunu ifâde etmişsiniz.

  Suâl-2; Astsubay sınıfının ordumuzun “teknik” hizmetlerini yerine getiren teknisyenleri olduğuna dâir verdiğiniz bu bilginin kaynağı nedir?

  3. Bugün “astsubay” olarak tesmiye etdiğimiz asker sınıfı; 5802 Sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde teşkil edildi. Mersum Kânunun birinci maddesinde astsubay; “T.C. Ordusunun “ast komuta kademelerinde” görev yapan asker kişi” olarak târif, tefrik ve tavzif edildi. 5802 Sayılı mezbûr Kânunun birinci maddesinin işbu hükümü; 926 Sayılı Kânunda bugün de hâlen ve aynen cârîdir. Hukuk bunu emretmesine rağmen mezkûr makâlenizin altıncı satırında; astsubay sınıfının ordunun “en alt kademesinde” görev yapan asker sınıfı olduğunu ifâde etmişsiniz.

  Suâl-3; Ordumuzda kaç çeşit “kademe” vardır? Bu bilginin kaynağı nedir?

  Suâl-4; Astsubay sınıfının ordunun “en alt kademesinde” görev yapan asker sınıfı olduğuna dâir verdiğiniz bu bilginin kaynağı nedir?

  4. Sözüme konu makâlenizin;

                - Dokuzuncu satırında;

  “Muharebede ise askerlerin düşman ateşi altında paniğe kapılıp dağılmadan silahlarını kullanıp gereken manevraları yapabilmeleri için başlarında her daim onları yöneten ve denetim altında tutan küçük birlik komutanlarına ihtiyaç vardı” demişsiniz.

  Suâl-5; Bu cümlenizde bahsetdiğiniz ordu, hangi devletin ordusudur?

  Suâl-6; Bu ihtiyacın kaynakları ve belgeleri nelerdir?

        - Onuncu satırında;

  “Böylelikle hem askerlere ferdi ve birlik halinde talim yaptıracak hem de muharebede onları sevk ve idare edecek uzman rütbeli asker ihtiyacı modern “astsubay” sınıfının doğmasına neden oldu” demişsiniz.

  Suâl-7; Astsubay sınıfının doğmasına neden olan bu nedenlerin kaynak ve belgeleri nelerdir?

  5. Mezkûr makâlenizin onbirinci satırında şöyle demişsiniz;

  “Yani ülkemizdeki yaygın kanaatin aksine, astsubayların asıl işlevi talimcilik ve takım seviyesine kadar küçük birlik komutanlığıdır.”

  Suâl-8; Astsubay hakkında ülkemizdeki yaygın kanaat nedir? Bu kanaatın kaynağı nedir?

  6. Mekzûr makâlenizin onikinci satırında şöyle demişsiniz;

  “Levazım, maliye, personel ve diğer idari işler ise sivil müteahhitlerin sorumluluğundaydı. Bu önemli görevlerin sivil sözleşmeli (üstelik bazıları yabancı) personel tarafından ifa edilmesi savaş esnasında görevde devamlılık, sadakat, disiplin ve emniyet sorunları yarattığı için zamanla askerileştirildi. Bu yeni askeri teknisyen, operatör ve diğer teknik ve idari görevliler “astsubay” statüsü verilip “astsubay” sınıfına dahil edildiler.

  Suâl-9; “Bu yeni askeri teknisyen, operatör ve diğer teknik ve idari görevliler “astsubay” statüsü” verilip “astsubay” sınıfına dahil edildiler” bilgisinin kaynağı nedir?

  7. Mezkûr makâlenizin onüçüncü satırında şöyle demişsiniz;

  “Zaten astsubaylığın doğuşuna neden olan sıkı ve daimi talim klasik Osmanlı askeri sisteminde bir türlü yer bulamadı”

  Suâl-10; “Astsubaylığın doğuşuna neden olan sıkı ve daimi talimin klasik Osmanlı askeri sisteminde bir türlü yer bulamamasının” sebedi nedir? Bu bilginin kaynağı nedir?

  8. Mezkûr makâlenizin onüçüncü satırında şöyle demişsiniz;

  “Teskere bırakan usta erler önce "gedikli" adı altında “astsubay” görevlerini icra etmekteydi. Başarılı gedikliler ise subay nasbedilirdi”

  Suâl-11; “Teskere bırakan usta erlerin önce "gedikli" adı altında “astsubay” görevlerini icra ettiği” târih nedir?

  Suâl-12; “Teskere bırakan usta erlerin önce "gedikli" adı altında “astsubay” görevlerini icra ettiğine” dair bu bilginin kaynağı/kânunu nedir?

  9. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “Usta-kalfa-çırak tarzı geleneksel görev başı eğitimle yetiştirilen gedikliler eğitmenlik, küçük birlik komutanlığı ve nişancı/operatör görevlerini yapıyor gözükseler de çoğunluğu okuma-yazma ve aritmetik bilmediğinden “astsubaylık” görevlerini layıkıyla yapamamaktaydılar.”

  Suâl-13;Gedikli" sınıfının “astsubay” sınıfı olduğuna dair bu bilginin kaynağı/kânunu nedir?

  10. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “Gediklilerin yapamadığı “talimcilik” ve “küçük birlik komutanlığı” görevlerini mektepli subaylar üstlenmek durumunda kaldı. Yanaşık düzen dahil bütün eğitimi subay üstlenince gedikliler daha çok idari ve lojistik görevlerde istihdam edilmeye başlandı.”

  Suâl-14; Bu bilginin kaynağı nedir?

  “Böylelikle etkisi günümüzde de devam eden “tehlikeli bir gelenek” başladı: Eğitimin tamamen küçük rütbeli subayların (teğmen-üsteğmen) görev ve sorumluluğu olarak görülmesi.”

  Suâl-15; Bu bilginin kaynağı nedir?

  Suâl-16; Efrâdın ta’lîmi hakkında ATATÜRK’ün Veli Çavuş’a atfen irâd buyurduğu nasihatini okudunuz mu?

  11. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “31 Mart Vakası ve diğer isyanların faturasının alaylı subay ve çavuşlara (gedikli) çıkarılması sonucunda geleneksel kıta kaynaklı subay ve astsubay yetiştirme sistemi tamamen kaldırıldı.”

  “Yerine aynı yıl ordu merkezlerinde "Gedikli Küçük Zabit Mektepleri" açıldı. Böylelikle ilk defa astsubay unvanına karşılık yeni bir tabir "küçük zabit" kullanılmaya başlandı ve Avrupa tarzı astsubay sisteminin kurulabilmesi için somut adım atıldı.

  Suâl-17; 31 Mart Vak’asının vuku bulduğu 1909 senesinde Ordu merkezlerinde "Gedikli Küçük Zabit Mektepleri" açılması için meriyyete konulan kânunu siz okudunuz mu? Sizde var ise şâyet bir sûretini bana gönderir misiniz?

  Suâl-18; Avrupa’nın hangi devletlerinde “astsubay” sistemi mevcutdur? Bu bilginin kaynağı nedir?

  12. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “Mektepli gedikliler deneyimi hiç de planlandığı gibi gerçekleşmedi. Ancak hem sayıları azdı hem de birliklerde büyük zorluklarla karşı karşıya kalmışlardı. Subaylar onları eski alaylı gediklilerden farklı görmedi. Askerler ise onları ne amirleri gördü ne de kendilerinden saydı.”

  Suâl-19; Bu bilginin kaynağı nedir?

  13. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “1947'de Amerikan askeri yardım misyonu Türkiye'de göreve başladığında TSK'nın en büyük sorunlarından birininastsubaylar” olduğunu tespit etti.”

  Suâl-20; Amerikalıların tesbit etdiğini bildirdiğiniz bu “astsubaylar sorunu” nedir?

  Suâl-21; Bu bilginin kaynağı nedir?

  Suâl-22; Amerikan ordusunda “astsubay” asker sınıfı mevcut mudur?

  Suâl-23; Bu bilginin kaynağı nedir?

  14. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “Genelkurmay ve eski nesil subayların itirazlarına rağmen Amerikan yardım heyeti “astsubay” okullarına el atıp yeni silah, araç ve teçhizatı kullanacak, bakım ve onarımı yapacak tarzda dönüşüm gerçekleştirdiler ve yeni okullar açtılar.”

  Suâl-24; Bu bilginin kaynağı nedir?

  15. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “1949'da “gedikliler” memur statüsüne geçirildi ve maaşları arttırıldı. 1951'de “gedikli” tabiri yerine Amerikan Deniz Kuvvetleri'nde kullanılan "petty officer" teriminden Türkçe bir karşılık icat edilip "astsubay" tabiri kabul edildi. Yeni astsubay rütbeleri ise Amerikan Hava Kuvvetleri'nden alındı.

  Suâl-25; Bu cümlenizdeki bilglerin kaynakları nelerdir?

  Suâl-26; Türk Kara Kuvvetleri “astsubay” sınıfı için hangi ingilizce kelime icat edildi? Bu bilginin kaynağı nedir?

  16. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “İlginç bir şekilde astsubaylar taleplerini duyurmaya çalışırken devletten ziyade kendi komutanlarını ve subayların tamamını muhatap almalarıdır. Talepler istenilen derecede karşılanılmayınca astsubaylar arasında subay düşmanlığı doğdu.

  Suâl-27; Bu cümlenizdeki bilglerin kaynakları/belgeleri nelerdir?

  17. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “Profesyonel ordu aslında eski sorunları düzeltmek için büyük bir fırsattı. Yapılması gereken örnek alınan Amerikan ordusundaki gibi “profesyonel askerlik” ile “astsubaylığı” birleştirmek ve “tek bir statü” yaratmaktı.”

  Suâl-28; “Amerikan ordusunda “profesyonel askerlik” ile “astsubaylığı” birleştirdiğini beyân etdiğiniz bu cümlenizdeki “tek bir statü” nedir?

  Suâl-29; Amerikan ordusundaki bu “tek bir statü”nün kaynağı/belgesi/kânunu nedir?

  18. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

       “Şu an silahlı kuvvetlerde dört ayrı çavuş bulunmaktadır:

  • Kıta çavuşu,
  • Uzman çavuş,
  • Yedek astsubay çavuş ve
  • Astsubay çavuş.”

  Suâl-30; Amerikan ordusunda kaç çeşit “çavuş” bulunmaktadır?

  Suâl-31; Amerikan ordusunda bulunan “çavuş/çavuşlar” hangi asker sınıflarına dahildir?

  19. Mezkûr makâlenizde şöyle demişsiniz;

  “Eğer gerçekten modern bir silahlı kuvvetlere sahip olmak istiyorsak kangren haline dönüşmüş “astsubay sorunu konusunda somut adımlar atılmalıdır.”

  Suâl-32; Türk Ordusunda kangren haline dönüşmüş “astsubay sorunu” konusunda atılması gerekdiğini ifâde etdiğiniz bu cümlenizdeki “somut adımlar” nelerdir, açıklar mısınız?18.08.2022.

  Saygılarımla

Şükrü IRBIK  

  Eski Tüfek’in Açıklaması;

 

  Sayın Prof.Dr. Mesut UYAR,

  Okumuş, târih profesörü olmuşsunuz. Hayırlı, kademli olsun.

  Emekli bir harbiyeli subay olarak astsubay sınıfı hakkında makâle yazmışsınız, tebrik ederim…

  Astsubay sınıfı hakkında sorduğum yukarıda gördüğünüz şu suâllerimi,

  Biliminizin sadakası olarak cevaplar mısınız, Mesut Hocam?

  Bu suâllerime göndereceğiniz cevaplarınızı da

  İşde, burada yayımlayacağım.

  Saygılarımla. 

  Şükrü IRBIK

  (E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.

 

 

 Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

Asubay Tefrikası-12

Deniz Astsubay Sınıfının Târihini Yeniden Yazıyoruz

 

  Maksat Sohbet, Çay Bahâne…

 

  Buluşmaya karar verdik, üçümüz!

  Maksat sohbet olunca, çay da bahânesi oluyor…

 

  Emekli Hava Astsubayı Hüseyin SAVCI,

  Emekli Hava Assubayı Levent ULUCAN,

  Emekli Sâhil Güvenlik Asubayı Şükrü IRBIK.

 

  Mekân, Ankara Gençlik Parkı. Târih, 11 Mart 2021, Perşembe…

  Serde gençlik var ne de olsa.

  Martın ayazına inat,

  Emirgân kahvehânesinin bahcesindeki bir masanın etrafına çöreklendik! 

 Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Kahvehânede mekânın köşesi,

  Çayı demleyen odunun meşesi,

  Buluşanların etdiği sohbetin neşesi…

 

  Siyâset-ihânet-rüşvet çirkefinin toz duman etdiği Başkent'de

  Sohbet etmek için bundan daha güzel ne bahâne olsun?

 

  Civâr masalara şöyle bir göz atdım! Herkesin derdi, memleket meselesi!

  Bizim derdimiz ise; Ordumuzun kanayan yarası, astsubay meselesi!

 

  Levent Bey ile daha evvelden benzer şekilde buluşmuş idik.

  Hüseyin Bey ile ilk defâ müşerref oldum. Tasavvur etdiğimden daha çelebi, daha rint, daha münevver imiş! Gurur duydum kendisi ile…

 

  3 saatlik bir kahve, köşe, meşe meyânında neşeli sohbet etdik, üçümüz!

  Müsâdemei efkârdan bârikayı hakikât zuhur eder dedi, Tevfik FİKRET.

  Bizim 11 Mart Gençlik Parkı buluşmamızda da aynen böyle oldu.

  Ankara Mart’ının ayazı bizleri üşütse de

  Bârikayı hakikât ışıtdı, zihinlerimizi…

 

  Meşe közünde demlediğimiz çaylarımız bitdi, sohbetimiz bitmedi…

  Bir başka buluşmada kaldığımız yerden devam etmek üzere,

  Sözleşerek ayrıldık, Gençlik Parkı’ndan..

 

  Kıymetli meslekdaşlarım Hüseyin SAVCI ve Levent ULUCAN’a

  Bu güzel buluşma için teşekkür ederim…

  Tekrar görüşmek üzere, inşallah!..

 

  *  *  *  

 

Târihe Şâhidlik Ediyorsunuz!..

 

Asubay Tefrikası-12 isimli bu makâlemizi şu anda okuyan sizler

Bugün, burada Deniz Astsubay sınıfının "yeni" târihine şâhidlik ediyorsunuz!..

 

Hem türkce hem de ingilizce olarak bütün dünyâya ilan etdiği 

Sizlerin de aşağıda ekran görüntüsünü gördüğünüz şu târihcelerinde

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı diyor ki;

 

Deniz Gedikli (Deniz Astsubay) sınıfı “03 Nisan 1890” târihinde kurulmuştur.” 

 

(https://www.dzkk.tsk.tr/ArsivAskeriTarih/icerik/deniz-kuvvetleri-komutanligi-tarihcesi)

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 On 3 April 1890,  the Naval Petty Officer Preparatory School was founded

  by the Minister of the Navy, Hasan Hüsnü Pasha.”

 

 (https://www.dzkk.tsk.tr/en-US/Genel/Content/turkish-naval-forces-command)

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

 

  Deniz Astsubay sınıfının târihi hakkında,

  Yukarıda gördüğünüz bu sözlerin ikisi de yalan!..

 

  *  *  *  

 

  10 Nisan 2021 Cumartesi gününe ait

  Aşağıda ekran görüntüsünü gördüğünüz şu târihcesinde

  MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı diyor ki;

 

  “Deniz Gedikli (Astsubay) sınıfı 03 Nisan 1890 târihinde resmen kurulmuştur.” 

 

  “Astsubay sınıfının târihi uzun bir geçmişe dayanmaktadır.” 

 

  Bu sözlerin her ikisi de yalan!

 

(www.damyo.edu.tr/sayfalar/tarihce.html)  (08 Kasım 2021 târihine kadar)

(damyo.msu.edu.tr/sayfalar/tarihce.html)   (08 Kasım 2021 târihinden sonra)

(https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/tarihce.html) (22 Nisan 2022 târihinden sonra)

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  “Gedikli Sınıfı 3 Nisan 1890’da teşkil edildi” diyen

  Aşağıda gördüğünüz şu cafcaflı ingilizce cümle de sâdece  ucuz bir yalan…

 

   Gedikli Class was officially established by the regulation of Naval Council published in Ceride-i Bahriye on April 3, 1890.

 

(https://damyo.edu.tr/sayfalar/history.html) (08 Kasım 2021 târihine kadar)

(https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/history.html) (08 Kasım 2021 târihinden sonra)  

(http://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/history.html) (22 Nisan 2022 târihinden sonra)  

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu örün sayfasının

Anılar Salonu'nda yer alan aşağıda gördüğünüz bu cümle de filfilli bir yalan!..

 

Tarihi 1890 yılına dayanan Deniz Astsubay Eğitim ve Öğretimi…

 

   (www.damyo.edu.tr/sayfalar/anilarSalonu.html)  (08 Kasım 2021 târihine kadar)

   (damyo.msu.edu.tr/sayfalar/anilarSalonu.html)  (08 Kasım 2021 târihinden sonra)

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Bu İngilizce cümleyi yazanlar da yalan söylüyorlar!..

 

(…)

the Naval Petty Officer Training and Teaching with a historical past dating back to 1890

(…)

 

(http://www.damyo.edu.tr/sayfalar/museum.html) (08 Kasım 2021 târihine kadar)

(https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/museum.html) (08 Kasım 2021 târihinden sonra) 

 Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Deniz astsubay sınıfının “kuruluş târihi” konusundaki yalanları bitirmek için

Bugünlerde yapılacak târihî değişikliğe şâhid olmak isdiyor iseniz şâyet;

Yukarıdaki şu ekran görüntülerini bu günlerde ara sıra takip ediniz!

 

Çünkü;

Bu sayfalarda gördüğünüz bilgileri pek yakında değişdirecekler…

 

  *  *  *  

 

Deniz astsubay sınıfının “kaynağı olan asker sınıfı” ve “kuruluş târihi” konusunda

Bu sayfalarda gördüğünüz;

  • Deniz Gedikli” ibâresi “Deniz Gedikli Küçük Zâbit” olacak,
  • 03 Nisan 1890” târihi de “19 Mayıs 1929” olacak!

Hem de önümüzdeki günlerde…

 

  *  *  *  

 

Deniz Astubay” sınıfının;

  • Deniz Gedikli Küçük Zâbit” sınıfından neşet etdiğini

         Ve

  • Kuruluş târihinin de “19 Mayıs 1929” olduğuna dair

 

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı

Ve dahi

MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulunun yazdığı yeni târihceyi de

Aşağıda gördüğünüz şu “boş” çerçevenin içine ekleyeceğiz. 

 

 

               MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulunun Yeni Târihcesi

 

  Bugüne kadar yazdığı târihcelerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı;

  • Deniz astsubay” sınıfının donanma “gedikli” sınıfından neşet etdiği

        Ve

  • 2 Nisan 1890” târihinde kurulduğu yalanını söylüyor.

 

  Deniz astsubay sınıfının kuruluş târihi hakkında;

  Deniz Kuvvetleri Komutanlığının söylediği bu yalanı

  Asubay Tefrikası-12 isimli bu makâlemizde kamuoyunun gündemine getirmiş idim.

  Bu makâlemizde ben bir şey daha yapdım! Deniz astsubay sınıfının târihini;

  • Deniz “gedikli küçük zâbit” isimi ile

       Ve

  • 1929 senesinden başlayacak şekilde tashih etmesini,

  Deniz Kuvvetleri Komutanlığından talep etdim.

 

  Bu talebim hakkındaki aşağıdaki sayfalarda gördüğünüz CİMER dilekcemi de

  15 Mart 2021 târihinde Millî Savunma Bakanlığına göndermiş idim.

  Bu dilekceme; Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı cevap vermiş idi. 08 Nisan 2021 Perşembe günü gönderdiği ve sizlerin de aşağıdaki sayfalarda gördüğünüz cevabında Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı şöyle demiş idi;

   “Talebiniz doğrultusunda Deniz astsubay okulun tarihcesi konusunda çalışma başlatılmıştır,”

   “Çalışma tamamlandığında Deniz Astsubay okulu tarihcesi örün sayfasında yayınlanacaktır.

 

  22 Nisan 2022 Cuma günü MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu örün sayfasını inceler iken,

  Deniz Astsubay sınıfının târihce sayfasının kimselere söylemeden ve sessizce başdan aşağı “yenilendiğini” fark ettim. Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının yapdığı bu tepeden inmeci hamlenin farkında olduğumu herhâlde bu emrivâkiyi yapan subaylar da biliyordur.

  Fakat okulun sözde "yeni" târihcesini okuyunca; Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının deniz astsubay sınıfının târihini gene donanma “gedikli sınıfı” ile ve “02 Nisan 1890” târihinden başlatdığını esef ile gördüm…

 

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının sözünü etdiği çalışması tam 13 ay devam etdi.

  •   İlk dilekcemi gönderdiğim 15 Mart 2021 Pazar gününden,
  •   Çalışmasını tamamlayıp deniz astsubay sınıfının sözde "yeni" târihcesini okulun örün sayfasında yayınladığı 22 Nisan 2022 Cuma gününe kadar geçen 404 günlük süre içinde

  Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının yapdığı işi şu iki veciz gâyet iyi özetliyor;

  • Kırk yıllık Kâni, olur mu Yani?
  • Benim oğlum binâ okur, döner döner bir daha okur!

 

   404 günlük hummalı(!) mesaisinin sonunda Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı;

  "Deniz astsubay" sınıfının târihi hakkında dönmüş, dönmüş, gene kendini okumuş!..

 

  Bu işin ibretlik olan tarafı şurasıdır;  

  Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının yazdığı sözde "yeni" târihceyi inceler iken,

  “Deniz astsubay” sınıfının târihcesi hakkında 15 Mart 2021 Pazar günü Millî Savunma Bakanlığına gönderdiğim CİMER dilekcemi okuyor gibi hissetdim kendimi.

  Bu kadar bilgi hırsızlığına da pes doğrusu!.. Yapdıkları bu bilgi hırsızlığı ile deniz subaylarımız utanmadan burada benim emeğimi sömürmüş!..

  Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı; 15 Mart 2021 Pazar günü gönderdiğim dilekcemde sözünü etdiğim kânunların hepsini kesmiş ve kendi yazdığı sözde "yeni" târihceye yapışdırmış!..

  Fakat aynı Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı;

  “Deniz astsubay sınıfını 1446 sayılı Kânun ve "deniz gedikli zâbit " isimi ile 1929 senesinde ATATÜRK kurmuşdur” diyecek kadar "nâmuslu" ve dürüst davranamamış! Yazıklar olsun hepsine!..

 

  Buradan ilan ediyorum!  

  (https://damyo.msu.edu.tr/sayfalar/tarihce.html) isimli bağlantıda 22 Nisan 2022 Cuma günü yayınlamaya başladıkları sözde "yeni" târihcede bahsetdikleri 1446 sayılı kânundan;

 “Deniz astsubay” sınıfı hakkında bugüne kadar yazdıkları târihcelerin herhangi birinde söz etdiklerini subaylarımız isbat etsinler, ben Şükrü IRBIK bu konudaki iddiamdan vaz geçeceğim!..

 

  Söyledikleri filfilli yalanlar ile hileci deniz subayları;

  Gönderdiğim dilekcemi dahi okuyup anlamadan

  Deniz astsubay sınıfının sahte târihini Millî Savunma Bakanlığına kabul etdirdiler!..

 

  Fakat "Astsubay" ben Şükrü IRBIK;

  Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kânunları ile

  Türk askerî tarihimizde ilk defâ olmak üzere kesin olarak isbât etdiğim hâlde

  Deniz astsubay sınıfının târihini "kânunların emretdiği şekilde" yazdırmayı

  Millî Savunma Bakanlığına kabul etdiremedim…

 

  Millî Savunma Bakanlığının bu konuda tarafıma karşı gösderdiği bu tavır aslında;

 Ordumuzdaki kimi subayların biz astsubaylara karşı besledikleri ezelî inkârcılığın ve sonsuz hazımsızlığın alenî bir tezâhürüdür, bunu gâyet iyi biliyorum…

 

  22 Nisan 2022 günü yayınlamaya başladıkları uydurma ve sözde yeni târihce ile bu deniz subayları

  Sâdece deniz astsubay sınıfının târihini inkâr etmiyorlar.

  Ve fakat aynı zamânda;

  •   Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1929 sene ve 1446 Sayılı Kânununu,
  •   Bu kânunu tasdik eden Reisicumhur Gâzi Mustafa Kemâl'i,
  •   Târih bilimini ve âhlâkını

           Ve dahi

  •   Askerî târihimizde ilk defâ olmak üzere Şükrü IRBIK’ın ifşâ etdiği bilgiyi de inkâr ediyorlar...

 

   02 Şubat 2022 Salı günü Millî Savunma Bakanlığına gönderdiğim CİMER dilekcemde;

  Deniz astsubay sınıfının târihini ATATÜRK'ün imzâladığı 1446 sayılı Kânuna istinâden;

  • Deniz “gedikli küçük zâbit” sınıfından

       Ve

  • 1929 senesinden başlayacak şekilde tashih etmemesi durumunda,

  Millî Savunma Bakanlığını dâva edeceğimi beyân etmiş idim.

  İşde, bu bugün tam da bu durumdayım...

  Deniz Kuvvetlerindeki subaylarımız biliyor!

  Deniz Harp Okulunun târihcesinde yapdığı hileden dolayı;

  Esas 2022/859 dosya numarası ile

  Ankara 10’uncu İdâre Mahkemesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığını dâva etdim...

  Ben Şükrü IRBIK sözümü tutuyorum.

  Deniz astsubay sınıfının târihcesinde yapdığı kânunsuz işlemden dolayı,

  Şimdi de Millî Savunma Bakanlığı hakkında İdâre Mahkemesinde dâva açıyorum.

 

  Deniz astsubay sınıfının "kuruluş târihi" hakkında son sözü şu vakitden sonra

  Türk Milleti adına karâr veren Türk Mahkemeleri söyleyecek!

 

  Mahkemenin vereceği karârı da

  Aşağıda gördüğünüz şu boş çerçevenin içine ekleyeceğim inşallah...

 

   Târih: 24 Nisan 2022 Pazar, saat:10:05.

   Eski Tüfek

                               

  *  *  *     Boş Çerçeve     *  *  *  

 

 

  *  *  *  *  

 

Peki, ne oldu da

Deniz Astsubay sınıfının kuruluşu “1890 senesinden” “1929 senesine” “tebdil” edildi?

Asubay Tefrikası isimli makâle silsilemizin 12’inci bölümünde

İşde, bugün, burada bunu öğreneceğiz evvel Allah.

 

  *  *  *  

 

Eski Tüfek köşemizde 02 Mart 2019 Cumartesi günü yayınladığımız

Asubay Tefrikası 6-8 isimli makâle tefrikamızda şöyle demiş idik;

 

Bahriye gedikli zâbit sınıfı hakkındaki bütün hakikâtleri bugün burada ortaya çıkardıkdan sonra inşallah,

Deniz Astsubaylığının târihini yeniden yazmaya mecbur kalacağız.

 

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  

 

İçinde yaşadığımız 2021 senesi Nisan ayının 10’uncu gününde

İşde, tam da bu noktadayız!

Bahriye gedikli zâbit sınıfı hakkındaki bütün hakikâtleri, evvel Allah ortaya çıkardık

Ve dahi

Bugün, burada inşallah,

“Deniz Astsubaylığının târihini yeniden yazacağız.”

 

  *  *  *  

 

Deniz Kuvvetleri Komutanı Yalan Söylüyor!

 

Oramiral rütbesinde subayın idare etdiği bir Ordu; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı.

Bu subay, üç bahriye okulu kuruldu diyor. Üç kere yalan söylüyor!

 

Bu Deniz Kuvvetleri Komutanı;

  • Deniz Lisesi1773 senesinde” kuruldu diyor, yalan söylüyor,
  • Deniz Harp Okulu1773 senesinde” kuruldu diyor, gene yalan söylüyor,
  • Deniz Astsubay Okulu1890 senesinde” kuruldu diyor, yalan söylüyor!..

 

  *  *  *  

 

Târih Yazmak İçin…

 

Ȃcizâne kanaât-i şahsiyemize göre,

Târih yazmak için dört şey lâzım;

  • Kâğıt
  • Kalem
  • Belge
  • Nâmus

Bunlardan nâmus; çarpma işlemindeki (sıfır) yutan eleman gibidir.

Târih yazan insanda nâmus yok ise şâyet; diğerleri hiçbir işe yaramaz!

Kâğıt, kâlem ve belge ile yazılan târihin neticesi hep sıfır olur!

 

  *  *  *  

 

Deniz Okulları isimi altında tedvin edilen

  • Deniz Harp Okulu,
  • Deniz Astsubay Okulu ve
  • Deniz Lisesi’nin târihini yazmak için

 

Kâğıt da kalem de belge de var idi...

Lâkin

Bu Okulların târihini yazan insanlarda nâmus var mı idi?

Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK işde, bunu bilemedim!..

 

  *  *  *  

 

Deniz Lisesi 1852 Senesinde Teşkil Edildi

 

Ey, Deniz Lisesi mezunları;

 

Deniz Lisesi1773 senesinde” kuruldu diyen subaylarınız sizleri 2017 senesine kadar kandırdı!

Çünkü;

Deniz Lisesi, “1852 senesinde” kuruldu!

İşde belgesi;

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  

 

Deniz Harp Okulu “1776 Senesinde” Teşkil Edildi

 

Ey, Deniz Harp Okulu mezunları;

 

Deniz Harp Okulu1773 senesinde” kuruldu diyen subaylarınız sizi,

27 Mayıs subay darbesinden buyana tam 61 seneden beri kandırıyor!

Deniz Harp Okuluna "nâmuslu" bir subay, komutan olarak tayin edildiği gün,

Deniz Harp Okulunun “1776 senesinde” kurulduğunu da göreceğiz, inşallah!

 

  *  *  *  

 

Deniz Astsubay sınıfına kaynak teşkil eden asker sınıfı;

Deniz Gedikli Küçük Zâbit” isimi ile

"1929 senesinde” teşkil edildi

 

Ey, Deniz Astsubay Okulu mezunları;

 

Deniz Astsubay Okulu1890 senesinde” kuruldu diyen

Subaylarınız ve astsubaylarınız sizi 2021 senesine kadar kandırdı!

 

Çünkü;

Deniz Astsubay Okuluna kaynak teşkil eden okul;

Deniz Gedikli Küçük Zâbit isimi ile “1929 senesinde” kuruldu!

Belgesi de makâlemizin son kısımında sizleri bekliyor.

 

  *  *  *  

 

Ey vatandaşlarım;

 

Aslan kendi hikâyesini yazasıya kadar,

Avcının yalanlarını dinlersin!

 

Ey Deniz Astsubayı meslekdaşlarım;

 

Deniz Astsubay sınıfının kuruluş târihi konusunda da

Bu güzel vecizdeki hakikât, aynı ile vâki oldu.

 

  *  *  *  

 

                            Anladın mı? 

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Neyzen TEVFİK’in bu nasihâtından bihâber olan gerzek subaylar;

   Aşkın Leylâ’sını görmeden hicrân destânı yazmışlar!..

   

   Erkeğinden dişisine sözde târihci bu gerzek subaylar;

   Kânunlarını bulup da hakikâti yazmak yerine,

   Yalanlar ile süsledikleri Deniz Astsubay sınıfının târihini hikâyet etmişler!..

 

  *  *  *  

 

   Kurmayından, askerî hâkimine;

   Amiralinden, târih öğretmenine kadar denizci subaylarımız

   Ve

   Târih doktorundan doçentine kadar sivil vatandaşlarımız

   Ve dahi

   Motorcu, Elektronikci, İdarî ve Radarcı astsubayına kadar

   Aşağıdaki kitapları, makâleleri, yüksek lisans ve doktora tezlerini yazanların hepsi

   “Deniz Astsubayı” isimi ile bildiğimiz köle asker sınıfının kuruluş târihi hakkında

   Bugüne kadar filfilli yalanlar söylediler…

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

     

    Deniz Astsubay sınıfının kuruluş târihi hakkında bugüne kadar yazılan

    Yukarıda gördüğünüz;

    Kitap, târihce, Askerî Yüksek İdâre Mahkemesi (AYİM) karârı

    Ve

    Kahraman(!) deniz subaylarımızın yazdığı "yüksek lisans" ve "doktora" tezlerinin hepsi

    Şu andan itibaren çöp oldu... 

 

 

  *  *  *  

 

          Ey Hayyam!

          Sen, ne dersin bu yalancılar hakkında?

          Tasalanma sen, Eski Tüfek!

          Çünkü;

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  

 

Deniz Astsubay Sınıfının Târihini Yeniden Yazıyoruz...

 

Deniz Astsubay sınıfının kuruluş târihi hakkında

Son 10 seneden beri yapdığım tetkik neticesinde,

Deniz Astsubay sınıfına kaynak teşkil eden asker sınıfının;

 

  • Deniz Gedikli Küçük Zâbit” sınıfı olduğunu

         Ve dahi

  • 1446 sayılı Kânun ile 1929 senesinde kurulduğunu târihde ilk defa olmak üzere tesbit etdim.

 

Bu tesbitim neticesinde hazırladığım dilekcemi

15 Mart 2021 târihinde Millî Savunma Bakanlığına gönderdim.

Aşağıda, bu dilekcemin tam sûretini görüyorsunuz.

 

 

MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINA

                                                                                                              ANKARA

 

                                                                                                                                                             15 Mart 2021

 

Konu: Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Târihcesinde Mezkûr “Deniz Gedikli” ve “Deniz Astsubay” Sınıfları Hakkında.

İlgi: (a) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.

(b) 05 Ocak 2021 târih ve 2100066390 sayılı CİMER dilekcem.

(c) (http://www.damyo.edu.tr/sayfalar/tarihce.html) isimli bağlantıda münteşir MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulunun târihcesi.

(ç) 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânunu.

(d) 5619 sayı ve 27 Mart 1950 târihli Gedikli Erbaş Kânunu.

(e) 01 Nisan 1890 (H. 10 Şa’ban 1307) târihli Donanma-yı Hümâyûna Alınacak Sıbyan Efrâdına ve Bunlardan Yetiştirilecek Gediklilere Dâir Nizâmnâme.

(f) Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 04 Şubat 2021 Perşembe gün ve 3:31PM saatli e-posdası.

 

 

  1. İlgi (a) Bilgi Edinme Hakkı Kânunu kapsamında hazırladığım İlgi (b) CİMER dilekcemi; işlem yapması için 05 Ocak 2021 târihinde Millî Savunma Bakanlığına gönderdim. 2100066390 sayılı işbu İlgi (b) dilekcemin;

     a. Birinci Maddesinde: İlgi (c) bağlantıda münteşir târihcesinin “DENİZ ASTSUBAY OKULLARININ TARİHÇESİ” başlığı altında yer alan bilgide MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının;

Deniz Gedikli (Deniz Astsubay) Sınıfının 03 Nisan 1890 târihinde resmen kurulduğunu”,

Kamuoyuna ilân ve dünyâya beyân etdiğini tesbit etdiğimi bildirdim.

Ancak ne var ki;

     b. Aynı İlgi (b) dilekcemin Dördüncü Maddesinde: İlgi (ç)’de mezbûr 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde “gedikli erbaş” sınıfından “tensik” edilen “Astsubay” sınıfının;

        b.1— İlgi (d)’de merkum 5619 sayılı Gedikli Erbaş Kânunu ile “tensik” edilen “Gedikli Erbaş” sınıfının devamı olduğunu,

        b.2— İlgi (c) bağlantıda münteşir târihcesinde MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının beyân etdiğinin aksine; “Deniz Gedikli” sınıfının, “Deniz Astsubay” sınıfı ile herhangi bir halef-selef ilişkisinin mevcut olmadığını,

        b.3— Hususî Kânun ile müstakil bir asker sınıfı olarak “teşkil” edilen “Deniz Gedikli” sınıfı ile “Gedikli Erbaş” sınıfından “tensik” edilen “Deniz Astsubay” sınıfı arasında askerî târih ve hukuk bakımından hiçbir illiyet bağı olmadığını,

        b.4— Hususî Kânun ile “müstakil zâbit” sınıfı olarak “teşkil” edilen “Deniz Gedikli” sınıfının; “zâbit” sınıfından ayrık olarak “Gedikli Erbaş” sınıfından “tensik” edilen “Deniz Astsubay” sınıfına tahvil edilmesinin Kânun tesisi mevzuu olduğunu,

Tesbit etdiğimi bildirdim.

 

  2. İşbu İlgi (b) dilekcemde verdiğim bilgi ve beyan etdiğim mevzuât muvacehesinde, gene aynı dilekcemin 6’ncı maddesinde;

     a. Kânun ile “teşkil” edilen bir “asker sınıfının” ancak başka bir Kânun ile “tahvil/tensik” edilebileceğini ifade etdim,

     b. Bu hukukî hakikâtin neticesi olmak üzere de; İlgi (c) bağlantıda münteşir târihcenin sahibi MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığına, İlgi (b) dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK şu biricik suâli tevcih etdim;

  • İlgi (e) Nizamnâmesine tevfikan 1890 senesinde “müstakil zâbit” sınıfı olarak “teşkil” edilen “Deniz Gedikli” sınıfının;

İlgi (ç)’de mezbur 5802 sayılı Astsubay Kânununa müsteniden 1951 senesinde “Gedikli Erbaş” sınıfından “tensik” edilen “Deniz Astsubay” sınıfına “tahvil edildiğine dâirMSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının İlgi (c) târihcesindeki beyânını istinâd etdirdiği “Kânunun künyesi” nedir?

 

  3. İlgi (b) dilekcemin 6’ncı maddesinde tevcih etdiğim yukarıda görülen işbu suâlime; İlgi (f) yazısı ile MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı (MSÜ DAMYOK) cevap verdi. 04 Şubat 2021 târihli İlgi (f) cevabında MSÜ DAMYOK cevap şöyle demekdedir;

“İlgi başvurunuz ile talep ettiğiniz 1951 tarihli Astsubay Kanunu künyesi aşağıda olduğu gibidir.”

 

  4. MSÜ DAMYOK’un tarafıma gönderdiği İlgi (f) yazısını tetkik etdiğimde;

     İlgi (c) bağlantısında münteşir târihcesindeki “Deniz Gedikli sınıfının, Deniz Astsubay sınıfı” olduğuna dair beyanını MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı; 5802 sayılı Astsubay Kanununa isnad etdirdiğini öğrendim.

 

  5. İlgi (b) dilekcemde verdiğim bilgi ve beyan etdiğim mevzuât kapsamında gündem etdiğim “Deniz Gedikli” sınıfı “Deniz Astsubay” sınıfı değildir tesbitine karşılık olarak MSÜ DAMYOK’un İlgi (f) yazısı ile verdiği cevabı tetkik etdiğimde;

     a. İlgi (b) dilekcemde söz etdiğim “Deniz Gedikli” sınıfının “Deniz Astsubay” sınıfı olduğunu isbatlamak üzere MSÜ DAMYOK’un İlgi (f) yazısında hiçbir belge ortaya koyamadığı,

     b. Talep etmediğim hâlde İlgi (f) yazısı ile künyesini gönderdiği 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânununda;

        b.1— “Deniz Gedikli” sınıfının “Deniz Astsubay” sınıfı olduğuna dair hiçbir hüküm mevcut olmadığını,

        b.2— MSÜ DAMYOK’un İlgi (f) yazısındaki beyanının aksine; 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânununun; Astsubay” sınıfının, “Gedikli Erbaş” sınıfından “tensik” edildiğini ayan beyan emretdiğini MSÜ DAMYOK’un anlayamadığını,

Tesbit etdim.

 

  6. “Deniz Gedikli” sınıfının “Deniz Astsubay” sınıfı olmadığını isbatlamaya geçmeden evvel; kendimi tanıtacak ve dilekcemin konusu ile doğrudan ilintili olan bir hâtıramı nakledeceğim. 

 

     a. ÖZGEÇMİŞ:

   İşbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK; 1978 senesinde girdiğim bütün imtihanları muvaffakiyet ile ikmâl etdim ve müteakiben 957 kayıt numarası ile Beylerbeyi Deniz Astsubay Hazırlama Okuluna kayıt yapdırdım.

1978-1981 seneleri arasında üç senelik başarılı tahsilimi müteakip Beylerbeyi Deniz Astsubay Hazırlama Okulundan 1981 senesinde mezun oldum. Akabinde; Yalova Güverte Astsubay Sınıf Okulunda tahsilime devam etdim. 1981-1982 seneleri arasındaki bir senelik telsiz sınıfı tahsilimi müteakip 1982 senesi Ağustos ayında bu okulumdan; 1982-2085 sicil ve Deniz Telsiz Astsubay Çavuş rütbesi ile mezun oldum.

1982-2009 senelerinde; 13 senesi “deniz hizmeti” olmak üzere, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında toplam 27 sene “muvazzaf astsubay” unvânı ile görev yapdım. Gölcük tersanesinde inşa etdiğimiz TCG YILDIRIM ve TCG ORUÇREİS fırkateylerinin ilk personelinden birisiyim.

2009 senesinde kendi isdeğim ile Kuvvet tebdil ederek Sâhil Güvenlik Komutanlığına intisâb etdim. 2009-2011 seneleri arasında 3 sene de Sâhil Güvenlik Komutanlığında “muvazzaf astsubay” unvânı ile görev yapdım. Toplam 30 senelik “muvazzaf astsubay”lık görevimden 2011 senesinde kendi isdeğim ile emekli oldum.

 


 

     b. HȂTIRA:

   Beylerbeyi Deniz Astsubay Hazırlama Okulunda tahsil gördüğüm 1978-1981 seneleri arasında; 1978, 1979 ve 1980 seneleri 17 Kasım günlerinde okulumuzda bir tören tertip eder ve okulumuzun “kuruluş yıl dönümünü” kutlar idik.

İşbu dilekcemin konusu ile doğrudan alâkalı olması hasebi ile; 1979 senesi 17 Kasım gününde tertip edilen okulumuzun “kuruluş yıl dönümü” töreninde yaşadığım bir hâtıramı nakladeceğim. Tören takdim subayı o gün tören esnasında Deniz Astsubaylığının târihini anlatan bir konuşma yapdı. Konuşmasında bu subayımız;

         — Deniz astsubay okulunun 03 Nisan 1890 târihinde kurulduğunu,

        — Bugün ise (1979 senesinde) Deniz Astsubay Okulunun 89’uncu “kuruluş yıl dönümünü” kutladığımızı salondaki heyet ve talebelerin huzurunda beyan etdi.

89’uncu kuruluş yıl dönümü kutlama törenine iştirak edenlerden birisi olarak; ikinci sınıf talebesi 957 numaralı ben Şükrü IRBIK, hemen orada kendime şu suâli sordum!

03 Nisan günü kurulan Deniz Astsubay Okulunun kuruluş yıl dönümü, hangi sebepden dolayı 17 Kasım günü kutlanıyor acap?

Elimdeki kağıda bu suâlimi yazdım. Tören sona erdikden sonra Tören Takdim Subayına gitdim aramızda şu muhavere cereyân etdi;

        — 957 numaralı talebe Şükrü IRBIK; Hocam, tören esnasında yapdığınız konuşmada Deniz Astsubay Okulunun 03 Nisan 1890 târihinde kurulduğunu söylediniz. Bugün 17 Kasım 1979. 03 Nisan günü hizmete açılan okulumuzun kuruluş yıl dönümünü niçin 17 Kasım günü kutluyoruz?

        — Tören Takdim Subayı; Benden iyi mi bileceksin, talebe?..

 

Beylerbeyi Deniz Astsubay Hazırlama Okul Komutanlığında 17 Kasım 1979 Cumartesi günü tertip edilen 89’uncu “kuruluş yıl dönümü” törenini takdim eden deniz subayı,

Fizik Öğretmeni Teğmen Erol MÜTERCİMLER idi.

 

  7. “Deniz astsubay” sınıfının târihi hakkında yazdığım işbu dilekcem; “Donanma gedikli” sınıfının teşkil edildiği 1890 senesinden “astsubay” olarak tesmiye edilen asker sınıfını teşkil eden 5802 sayılı Astsubay Kânununun meriyyete konulduğu 1951 senesine kadar olan dönemi kapsamakdadır.

  İşbu dilekcemde söz edeceğim aşağıda görülen tâbirât; askerî mevzuâta duhûl târihine göre sıralanmış olup eş anlamlı tâbirâtdır. Bu sebepden dolayı söze konu bu tâbirâtı cümle içinde kendi dönemlerine uygun olarak kullandım.

 Donanma gedikli; donanma gedikli zâbiti; bahriye gedikli zâbiti; deniz gedikli subayı.

 Donanma gedikli/donanma gedikli zâbit: II.Meşrutiyet dönemine kadar kullanılmış.

 Bahriye gedikli zâbit: II.Meşrutiyet sonrası dönemde kullanılmış.

 Deniz gedikli subay: Türk askerî mevzuâtına ilk defa 3632 sayılı Kânun ile 1939 senesinde zuhur etmiş.

 Subay: 2590 sayı ve 26 Kasım 1934 târihli Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve Unvânların Kaldırıldığına Dâir Kânunun üçüncü maddesine müsteniden meriyyete konulan 09 Nisan 1935 târih ve 2/2295 sayılı Kararnâme ile “zâbit” kelimesi, “subay” olarak tebdil edilmiş.

 Deniz: Türk askerî deniz mevzuâtına ilk defa 2771 sayılı Kânun ile 1935 senesinde zuhur etmiş.

 Gedikli: bütün zamanlarda kelime olarak aynı şekilde yazılmış. Fakat dönemine göre Kânunlarda farklı asker sınıflarını târif etmiş bir sıfat (ön ad). Şöyle ki;

  • Bahriye gedikli zâbitliği” döneminde kullanılan “gedikli” tâbiri “Bahriye gedikli zâbit” sınıfını,
  • Deniz gedikli küçük zâbitliği” dönemindeki “gedikli” tâbiri “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfını,
  • Deniz gedikli erbaş” dönemindeki “gedikli” tâbiri ise “Deniz gedikli erbaş” sınıfını târif etmiş.

 

  8. Şimdi gelelim, “Deniz gedikli” sınıfının “Deniz astsubay” sınıfı olmadığını açıklamaya.

  İlgi (c) bağlantıda münteşir târihcesinde MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı;

   — “Deniz Gedikli” sınıfının, “Deniz Astsubay” sınıfı olduğunu beyan ediyor. Tarafıma gönderdiği İlgi (f) yazısında görüldüğü üzere; bu beyanına MSÜ DAMYOK, 5802 sayılı Astsubay Kânununu delil gösderiyor.

   — İşbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK da; MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının bu beyanının hukukî temelden tamamen yoksun ve mesnetsiz beyan olduğunu burada isbat edeceğim.

 

  9. İşbu dilekcemin aşağıda yer alan;

     a. Bölüm—1’de;

  “Deniz Gedikli” sınıfının Donanma-yı Hümâyûn’da “sunufu mahsusa” bir “zâbit” sınıfı olarak teşkil edildiğini isbat edeceğim.

 

     b. Bölüm—2’de;

  • Deniz Astsubay” sınıfının “Deniz gedikli erbaş” sınıfından “tensik” edildiğini,
  • Deniz gedikli erbaş” sınıfının da “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfından “tensik” edildiğini isbat edeceğim.

 

     b. Bölüm—3’de; Târihi geriye doğru tetkik etdiğimizde;

  • Kamuoyunun bugün burada ilk defa öğreneceği bilgi olarak; “Deniz astsubay” sınıfının kaynağının “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfı olduğunu,
  • Bu hukukî hakikâtin tabii neticesi olarak da; “Deniz astsubay” sınıfının kuruluş gününün; “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfının teşkil edildiği 16 Mayıs 1929 Perşembe günü olduğunu,

  Ben Şükrü IRBIK, Padişahların ve Reisicumhurların imzâladığı Kânunlar ile bugün burada isbat edeceğim.

 

  *  *  *  

 

  * * *  BÖLÜM—1  * * *

 

 * * *    “DONANMA GEDİKLİ” SINIFI “ZȂBİT” SINIFI OLARAK TEŞKİL EDİLDİ. * * *

 

Donanma gedikli” sınıfının Donanma-yı Hümâyûn’da “sunufu mahsusa” bir “zâbit” sınıfı olarak teşkil edildiğine dair beyânımı ben Şükrü IRBIK, aşağıda görülen mevzuât ile isbat edeceğim.

 

   KȂNUN(1): 01 Nisan 1890 Târihli Donanma-yı Hümâyûna Alınacak Sıbyan Efrâdına ve Bunlardan Yetiştirilecek Gediklilere Dâir Nizâmnâme. (Târihi Neşri: Rûmî: 20 Mart 1306, Hicrî: 10 Şa’ban 1307, Salı). (Temel Kânun).

     a. İlgi (c) bağlantıda münteşir târihcesindeki bilgide MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı; “Donanma gedikli" sınıfının târihini 1890 senesinden başlatmakdadır. Ancak ne var ki;

  • Donanma gedikli" sınıfı Donanma-yı Humâyûnda ilk defâ olmak üzere 1701 Bahriye Kânunnâmesi ile 1701 senesinde teşkil edildi.
  • Daha sonraki senelerde meriyyete konulan hiçbir Kânun, Nizamnâme vs. mevzuâtda; söze konu işbu 1890 Nizamnâmesinden bahis yokdur. Bu cümleden olmak üzere; I.Meşrutiyet sonrası teşkil edilen 1890 “Donanma Gedikli" sınıfı ile II.Meşrutiyet sonra teşkil edilen “Bahriye Gedikli Zâbit" sınıfı”arasında hukukî olarak hiçbir illiyet bağı yokdur. Bu şerhi buraya yazıyor ve konuya devam ediyorum.

     b. İlgi (c)’de hâlen münteşir târihcesinde MSÜ DAMYOK; “Donanma Gedikli" sınıfının açılması emrini Bahriye Nâzırı Hasan Hüsnü Paşa verdi” diyor. Bu beyanı ile MSÜ DAMYOK;

        — Hem burada ucuz bir yalan söylüyor. Çünkü; “Donanma gedikli" sınıfı açılması için emir vermek şöyle dursun; dönemin Padişahı Sultan II. Abdülhamid’in haberi ve izini olmadan, Bahriye Nâzırı Hasan Hüsnü Paşa, Donanma-yı Humâyun sefinesindeki helâya bile gidemez idi.

        — Hem târih itibârı ile meriyyetde olan 07 Zilhicce 1293 (1876) târihli Kânûnî Esâsî Madde-7’de yer alan; “(…) rütbe menasıp tevcihi ve kuvvei berriye ve bahriyenin kumandası ve harekâtı askeriye ve ahkâmı şeriye ve kânuniyenin icrâsı ve devairi idâ renin muamelâ tına müteallik nizâ mnâ melerin tanzimi mukaddesei Padişahi cümlesindendir” hükümünden bîhaber olduğunu ikrâr ediyor.

        — Hem de işbu 1890 Nizamnâmesi Madde-29, ikinci fıkradaki “ba irade-i seniyye” hükümünü inkâr ediyor.

     c. Padişah Sultan II.Abdülhamid’in irae buyurduğu 01 Nisan 1890 târihli işbu Nizamnâme ile teşkil edilen “Donanma gedikli" sınıfı; I.Meşrutiyet dönemi Osmanlı Donanması (Donanma-yı Hümâyûn)'nda mevcut ve müesses olan “Donanma zâbit" sınıfından ayrık ve “sunufu mahsusa” olarak teşkil edilen bir “zâbit” sınıfı idi.

     d. 1890 seneli Nizamnâmesine tevfikan kendi sınıfı içinde “sürekli ve dikey terfiyi” esas alan “Donanma gedikli zâbit” sınıfında talim süresi ve usul-ü terfi şöyle idi;

 Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

     e. İşbu 1890 Donanma Gedikli Nizamnâmesi Madde-18 mucibince; “Donanma gedikli zâbit" sınıfı vazâ ifi askeriye ifâ sında 1880 seneli Bahriye Kanunnâme-i Hümayunu ahkâmına tâ bi idi.

     f. 1890 Donanma Gedikli Nizamnâmesinin bu emirlerine bakıldığında; “Donanma gedikli" sınıfının “zâbit” sınıfı olduğu kolayca anlaşılır.

Donanma gedikli” sınıfının “deniz astsubay” sınıfı olmadığını isbatlamak için dilekcemde buraya kadar yazdığım kısımın özeti şudur; 

     “Bir delil ile kırk âlimi yendim.”

 

Buradan sonra yazacağım aşağıdaki kısımının özeti ise şudur; 

     “Fakat kırk delil ile bir câhili yenemedim.”

 

İmam Şâfiî’nin bu iki tesbitinden hangisini tercih edeceği ise MSÜ DAMYOK’un bileceği işdir.

 

   KȂNUN/MEVZUȂT(2): Sâlnâme-i Nezâret-i Maârif-i Umûmiyye; 1316, s.740; 1317, s.832; 1319, s.245–246.

1900, 1901 ve 1903 senelerine ait mezkur Sâlnâmelerde sarâhaten bahis edildiği üzere;

Donanma Gedikli Şakirdan Mektebi, Donanma-yı Humâyû’na “gedikli zâbit” temin etmekde idi.

 

   KȂNUN(3): R. 02 Temmuz 1329 (15 Temmuz 1913) Târihli Süfün-u Humâyûnda Gedikli Sınıfının Sûret-i Teşkîli ile Usûl-i Terfi ve Terakkileri Hakkında Kânun-i Muvakkat. (Temel Kânun).

     a. Donanma-yı Humâyûn’da “gedikli zâbitsınıfının ikinci defa teşkil edilmesi, II.Meşruiyet’in ilânından sonraki döneme rastlar. Padişah Sultan Mehmed Reşâd’ın muvakkaten mevki’-i icrâya vaz’ını ve kavânîn-i Devlete ilâvesini irâde eylediği 15 Temmuz 1913 târihli işbu Kânun ile teşkil edilen “donanma gedikli zâbit” sınıfına;

        — Donanma-yı Humâyûndan istibdâlı icrâ kılınacak mücerreb ve mu’allem efrâd-ı askeriyenin evsâf-ı lâzımeyi hâiz olanlarından bir def’aya mahsûs olarak arzu idenler rütbelerine bakılmıyarak ve okuma ve yazma bilenleri tercîhân bi’l intihâb "gedikli namzedi" kayd ve kabûl olundu.

     b. Tıpkı 1890 Nizamnâmesinde vaz edildiği üzere; kendi sınıfı içinde “sürekli ve dikey terfiyi” esas alan 1913 “Donanma gedikli zâbit sınıfında” talim süresi ve usûl-i terfi şöyle idi;

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

        —  Makine tahsili görmek üzere 1910 senesinde kendi parası ile İngiltere’ye giden Bahriye zâbiti makine yüzbaşı İbrahim AŞKİ’den Osmanlı Bahriye Nezâreti; İngiliz Bahriye tedrisâtını tetkik etmesini isdedi. İngiltere’den dönüşünde Bahriye zâbiti İbrahim AŞKİ’nin raporundaki tavsiyesi ile İngiliz Bahriyesindeki navy apprenticeship/bahriye çırak sınıfından intihâl edilerek hazırlanan 1913 seneli işbu Kânun öylesine ceffelkalem hazırlanmış idi ki… Bu Kânunda kendileri için istikbâl görmeyen hizmet-i mecburiye-i askeriyelerini itmâm etmiş dönemin bahriye efrâdı “Bahriye gedikli zâbit” sınıfına hiç rağbet etmedi. Meriyyete konulmasından daha bir sene bile geçmeden işbu 1913 seneli Kânun meriyetten kaldırıldı. Ve yerine; çok daha câzip terfi ve özlük hakları veren 172 sayılı 1915 Kânun meriyyete konuldu.

15 Temmuz 1913 târihli işbu Kânun-i Muvakkat; 09 Mart 1915 târih ve 172 sayılı Kânun Madde-32 ile “fesh” (mefsuh)  edildi.

 

   KȂNUN(4): 172 sayı ve R.24 Şubat 1330 (09 Mart 1915) târihli Bahriye Efrâd ve Küçük Zâbitâniyle Gedikli Zâbitânı Kânunu. (Tasdîkan meriyül icrâ). (Takvim-i Vekâyi neşir târihi: R.07.03.1331 (20 Mayıs 1915), Takvim-i Vekâyi sayı: 2117). (Temel Kânun).

     a.1934 sene 199 sayılı Karar ile 1949 sene ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kânununda; R.24 Şubat 1330 târihli işbu Kânun numarasının “172” olduğu yazılıdır.

     b. 172 sayı ve 1915 seneli bu Kânun, işbu dilekcemi yazdığım 15 Mart 2021 târihi itibarı ile hâlen meriyyetdedir.

     c. Sultan Mehmed Reşâd’ın irade eylediği 172 sayı ve 1915 seneli işbu Kânundan; İlgi (c)’de hâlen münteşir DAMYO okul târihcesinde DAMYOK hiç bahsetmiyor! Târih yazıcılığı açısından bakıldığında; II. Meşrutiyet sonrasında teşkil edilen “Bahriye gedikli zâbit" sınıfının temel Kânunu olan 172 sayılı Kânundan, okul târihcesinde hiç söz etmemesini  DAMYOK mutlaka açıklamalıdır.

     d. Okul târihcesinde 172 sayı ve 1915 seneli işbu Kânundan hiç söz etmemesi fiili ile DAMYOK;

        — Hem 1915 Makine ve 1916 Gemici Çırakları Nizamnâmelerini okumadığını zımnen ikrâr ediyor,

        — Hem de “Nizamnâme Kânuna isnad eder” düsturundan bîhaber olduğunu alenen fâş eyliyor!

     e. 172 sayı ve 1915 seneli işbu Kânunu; 10 Kasım 2020 târih ve 2004959300 sayılı CİMER dilekcem ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığından talep etdim. Arşivde “türkcesinin mevcut olmadığını” bahane eden Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, 1915 seneli işbu Kânunu, ben Şükrü IRBIK’a vermedi. 172 sayı ve 1915 seneli işbu Kânunun devlet arşivinden temin etdiğim bir sûretini; Deniz Müzesine bağışlamak isdediğime dair talebimi içeren CİMER dilekcemi 04 Şubat 2021 târih ve 2100622338 sayı ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığına gönderdim.

     f. İlgi (c)’de münteşir okul târihcesinde MSÜ DAMYOK’un hiç bahsetmediği; Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ise ben Şükrü IRBIK’a vermediği söze konu 172 sayılı 1915 Bahriye Efrâd ve Küçük Zâbitâniyle Gedikli Zâbitânı Kânun’u, “Bahriye gedikli zâbit” sınıfının bugüne kadar saklanan sırrının “kayıp ahid sandığı”dır. Ben Şükrü IRBIK bu Kânunu buldum, okudum ve anladım. MSÜ DAMYOK da 172 sayılı bu Kânunu bulup okuduğunda;

        — “Bahriye gedikli zâbit” sınıfı hakkında Deniz Kuvvetleri Komutanlığının bugüne kadar “devlet sırrı” gibi sakladığı hakikâtleri öğrenecek

              Ve

        — “Bahriye gedikli zâbit” sınıfının “sunufu mahsusa” bir “zâbit” sınıfı olduğunu anlayacak.

     g. 172 sayı ve 1915 seneli Bahriye Efrâd ve Küçük Zâbitâniyle Gedikli Zâbitânı Kânunu;

       

        Madde-5;

   — Onbaşılar, "kıdemli nefer" addolunurlar.

   — Çavuş, başçavuş ve gedikli namzetleri, "küçük zabit"

       Ve

   — Üçüncü, ikinci ve birinci sınıf gediklileri, "gedikli zâbit" unvanını hâizdirler.

       

        Madde-29;Gediklilere, "zâbitân" misüllü mezuniyet verilir.

 

       Madde-32; — Süfûn-ü Hümâyûnda Gedikli Sınıfının Sûreti Teşkili İle Usûl-ü Terfi ve Terakkileri Hakkında 6 Temmuz 1329 (15 Temmuz 1913. IRBIK) târihli Kânun mefsûhtur.

 

     h. “Küçük zâbit” ve “gedikli zâbit” olmak üzere iki aşamalı olarak ve “sürekli ve dikey terfiyi” esas alan 1915 “Bahriye gedikli zâbit" sınıfında talim süresi, rütbeler ve usûl-i terfi şöyle idi;

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   — Beş senelik talim/taallümün akabinde belli şartları ikmâl/itmâm eden Bahriye efrâdı;

   — Evvelâ “onbaşı” rütbesine terfi ediyor,

   — Akabinde “Küçük zâbit” sınıfına naklediliyor,

   — Nihâyetinde de “gedikli zâ bit” sınıfına yükseliyor,

   — 1913 Kânununda olduğu gibi “birinci sınıf gedikli zâbit” rütbesine kadar “dikey ve sürekli terfi” edebiliyor idi.

   — 1914 senesinde Osmanlı Bahriyesinde tatbikatına başlanan ve 1915 senesinde “tasdikan meriyül icra”’ya konulan 1915 Kânunu ile Bahriye’de ihdas edilen “gedikli zâbit” sınıfının;

      “Sunufu mahsusa” bir “zâbit sınıfı” olarak ihdas edildiğini tevsik etmesi bakımından 1915  Kânununun Meclis-i Mebusân’da müzakeresi esnasında söz alan Fazıl Berki Beyin şu sözleri çok önemlidir;

Fazıl BERKİ Bey (Kengri)Bahriye Efrâdı ve Küçük Zâbitân ile Gedikli Zâbitânı Kânunu, Meşrutiyete nail olduğumuz beş altı seneden beri Bahriye Nezâretinin, Meclisimize bahriyenin terakki ve tealisi için göndermiş olduğu ilk kanundur. Binaenaleyh meserretle telakki edilmeye şayandır. Asıl bu kanunun ruhu gedikli zâbitân kısmına ait olan cihetidir.

   Gedikli zâbitânı, bahriye meselesinde adeta bir hayat ve memat vazifesi ifa etmektedir. Gedikli zâbitânı demek sefaini bahriyenin demirbaş insanları demektir. Sefain-i bahriyenin demirbaş eşyası olduğu gibi, demirbaş insanları da yani yirmi sene, yirmibeş sene aynı vazifede bir şubei fende sahibi ihtisas olan insanlara ait olan bir tabirdir. Eskiden bunlar intihab ediliyordu, daha doğrusu gedikli olanlara zâbitlik tevcih ediliyordu. Halbuki bunlar bahriye harp zâbiti olmadıklarından mesela, ateşçi, topçu, nişancı, işaretçi olan bir zatın doğrudan doğruya zâbit rütbesini haiz olması, bunlar arasında suitefehhümleri mucip oluyordu.

Yeni kanunda tadilât icra edilmiş, yalnız zâbitân bunlara bir işareti mahsus verilmiş ve 20-25 sene aynı meslekte hizmet edeceklerinden şevk ve gayretlerini tezyit etmek maksadı ile maaşları da sunufa taksim olunmuştur. Mücavir devletlerde de bu usul kabul olunmuş, bundan pekçok istifade olunmuştur. Bu kanunu muvakkat mevki-i icraya vaz olunduğu zamandan beri pekçok istifade edilmiş, yani hangi cihetleri muhtaç, muhtacı tâdil ve tebdil olduğu görülmüş. Mesela, maaşatı kafi derecede görülmemiş olmalı ki rağbet az olmuş ve bundan dolayı hükümetle encümen beyninde itilaf hasıl olarak maaşât mümkün mertebe tezyit edilmiştir.

   Diğer taraftan, zannederimki bu kanunun muvakkat olarak icrayi hükmetmesi ve matlub olan rağbete mazhar olmaması, Millet Meclisinde müzekeresi esnasında münakaşa ile belki de ref edileceği varidi hazır olmasından ileriye gelmiştir. Halbuki bu kânun kabul edilecek olursa rağbet fevkalade artacaktır, çünkü oraya bir kere tezkere terkettikten sonra vakfı hayat edenler 50 yaşına kadar bahriyenin bir sunufu mahsusa olarak kalacaktır ki, böyle uzun müddet için bir vazifeye girmiş olanların istikbalini düşünmesi de elbette vazifesidir.

   Binaenaleyh, bahriyenin terakki ve tealisi her türlü fedekarlığı ihtiyardan içtinap etmeyen milletin vükelayi muhteremesi bu kanunu hükümetin muvafakati ile encümenin tâdili vechile kabul edeceğinden hiç şüphem yoktur.

 

   KȂNUN/NİZAMNȂME(5): 20 Aralık 1915 (H. 12 Safer 1334, R. 07 Kanunievvel 1331) târihli Makine Çırakları Nizamnâmesi.

   a. İlgi (c)’de hâlen münteşir okul târihcesinde MSÜ DAMYOK; 1915 Makine Çırakları Nizamnâmesi’nden söz etmiş. Fakat işbu Nizamnâme Madde-16’da atıf yapılan 172 sayı ve 1915 seneli Kânundan; İlgi (c)’de münteşir târihcesinde MSÜ DAMYOK hiç bahsetmemiş.

   b. 172 sayı ve 1915 seneli Bahriye Efrâd ve Küçük Zâbitâniyle Gedikli Zâbitânı Kânun’una istinaden meriyyete konulan işbu Nizamnâme; Osmanlı Bahriyesinde istihdam edilmek üzere makine “efrâd”, “küçük zâbit” ve “gedikli zâbit” yetiştirmek için hazırlandı. Madde-21’de tavzih edildiği üzere; işbu Nizamnâme’nin mevki-i meriyete vaz’ını Sultan Mehmed Reşâd irade buyurdu ve icrasına da Bahriye Nâzırını memur etdi.

   c. 1915 Makine Çırakları Nizamnâmesi Madde-16 mucibince;

        — Tâlim sefinesindeki 5 senelik tedrisaddan sonra makine ihtisas kurs imtihanını veren çıraklar, faal filonun bir sefinesine tayin olundular,

        — Burada ibraz-ı ehliyet eden çıraklar, "nefer" sıfatıyle 5 ay hizmetten sonra "onbaşılığa" terfi olundular,

        — Onbaşılıktan "birinci sınıf gedikliliğe" kadar olan terfileri 172 sayı ve 1915 seneli Efrâd-ı Bahriye ve Gedikliler Hakkında Kânunnâme ahkâmına göre icra olundu.

        — 172 sayı ve 1915 seneli Kânunun bu hükümünden de kolayca anlaşıldığı üzere; Bahriye Nezâretinin teşkil etdiği Bahriye Çırak Mektebi mezunu makine çırakları “Bahriye gedikli zâbit” sınıfına dâhil idi.

   d. 172 sayılı 1915 Kânununa müsteniden hizmet veren 1915 Bahriye Çırak Mektebinde makine çırağına verilen tahsil süresi 5 sene idi. Aynı dönemde Bahriye mektebinde makine zâbit talebesinin tahsil süresi de gene 5 sene idi.

 

   KȂNUN/NİZAMNȂME(6): 03 Şubat 1916 (H. 28 Rebiülevvel 1334, R. 21 Kanunisani 1331) târihli Gemici Çırakları Nizamnâmesi.

   a. İlgi (c)’de münteşir okul târihcesinde MSÜ DAMYOK; 1916 Gemici Çırakları Nizamnâmesi’nden söz etmiş. Fakat işbu Nizamnâme Madde-15’de atıf yapılan 172 sayı ve 1915 seneli Kânundan; İlgi (c)’de münteşir târihcesinde MSÜ DAMYOK hiç bahsetmemiş.

   b. 172 sayı ve 1915 seneli Bahriye Efrâd ve Küçük Zâbitâniyle Gedikli Zâbitânı Kânun’una istinaden meriyyete konulan işbu Nizamnâme; Osmanlı Bahriyesinde istihdam edilmek üzere gemici (güverte) “efrâd”, “küçük zâbit” ve “gedikli zâbit” yetiştirmek için hazırlandı. Madde-19’da tavzih edildiği üzere; işbu Nizamnâme’nin mevki-i meriyete vaz’ını Sultan Mehmed Reşâd irâde buyurdu ve icrâsına da Bahriye Nâzırını memur etdi.

   c. 1916 Gemici Çırakları Nizamnâmesi Madde-15 mucibince;

        — Tâlim sefinesindeki 4 senelik tedrisaddan sonra gemicilikde ehliyet ve şaibe-i ihtisasında dirayet ve faaliyet ibraz eden çıraklar, "nefer" sıfatıyla beş ay bulundukdan sonra

        — Onbaşılığa terfi olundular,

        — Onbaşılıkdan "birinci sınıf gedikliğe" kadar olan terfiler ise 172 sayı ve 1915 seneli Efrâd-ı Bahriye ve Gedikliler Hakkında Kânunnâme ahkamına göre icra olundu.

        — 172 sayı ve 1915 seneli Kânunun bu hükümünden de kolayca anlaşıldığı üzere; Bahriye Nezâretinin teşkil etdiği Bahriye Çırak Mektebi mezunu gemici çıraklarıBahriye gedikli zâbit” sınıfına dahil idi.

   d. Hemen aşağıda okuyacağınız “KȂNUN(7)” başlığı altında söz etdiğim üzere;

        — 172 sayı ve 1915 seneli Kânununa müsteniden hizmet veren 1916 Güverte Çırak Mektebindeki güverte çırağı tahsil süresi 4 sene idi.

        — Aynı dönemde Bahriye mektebinde güverte zâbit talebesinin tahsil süresi ise 5 sene idi.

 

   KȂNUN(7): 29 Şubat 1331 (1915) târihli Bilumum Erkân, Ümera ve Zâbitân ve Mensubin-i Askeriyye-i Bahriyyenin Muhassasatı Hakkındaki Kânun. (Meclisi Ȃyan Zabıt Ceridesi. Devre:3, Cilt:2, İçtima Senesi:2, İnikad:42, sayfa:393-396). (Bahriye Mektebleri Tahsil-Taallüm Süreleri).

   a. 29 Şubat 1331 (1915) târihli yukarıda görülen Kânun ile bil'umum Erkân ve Ümera ve Zâbitân ve müstahdemin-i saire-i Bahriyenin gerek rütbe ve gerek makâma mahsus maaşları ile, küçük zâbitân ve efrâdın ve Mekteb-i Bahriyye ve gemici ve makine çırak mektepleri şakirdanının maaşları tesviye olundu. İşbu Kânunun müzakere edildiği kırkikinci inikadda Bahriye Mekteplerinin tahsil süreleri şu şekilde beyan edildi;

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   b. 29 Şubat 1331 (1915) târihli işbu Kânunun birinci maddesinde tavzih edildiği üzere; “bahriye gedikli zâbiti” yetiştirmek için teşkil edilen Makine ve Gemici Çırak Mekteblerindeki tahsil süresi, “bahriye zâbiti” yetiştiren Mekteb-i Bahriyye (Deniz Harp Okulu)’de verilen tahsil süresi ile aynı seviyede idi.

 

   KȂNUN(8): Efrâdı Bahriye ve Gedikliler Kânununun 15’inci Maddesinin Tadiline Dair Kânun Layihası. (Meclisi Ȃyan, İnikad: 20, 29 Kânunuevvel 1332 (1916), sayfa-249).

29 Kânunuevvel 1332 (1916) târihli bu Kânun ile; 172 sayı ve 1915 seneli Bahriye Efrâd ve Küçük Zâbitâniyle Gedikli Zâbitânı Kânunu Madde-15 tâdil edildi. Meclisi Ȃyan’ın 20’nci İnikadında söz alan birisi Paşa iki mebus; bahriye’de “gedikli zâbit” olarak istihdam edilmek üzere kaydedilecek gönüllü efrâd  hakkında şunları söyledi;

 

  • AHMET RIZA BEY Bir defa bu kadar sanata vakıf bir adam bulunacak olursa, onu Bahriye Nazırı yaparlardı. Böyle sanat sahiplerinin mektebe gitmesini anlamam. Bahusus, bu adam kıtlığında bu madde nasıl tatbik olunabilecektir?

 

  • MAHMUT PAŞABunların hepsine değil, bir tanesine vakıf olacak olursa kâfidir.

 

Meclisi Ȃyan azâsı Ahmet Rıza Beyin kim olduğunu bildiğinizde;

Bahriye gedikli zâbit” sınıfı hakkında 11 Ocak 1917 Perşembe günü Meclisde irâd etdiği bu sözünün ne kadar kıymetli ve isabetli olduğu daha iyi anlaşılır.

 

   KȂNUN(9): 357 sayı ve 18.10.1339 (18 Aralık 1923) târihli Mekâtibi Askeriye Talebesi ile İhtiyât Zâbit Nâmzetlerine Verilecek Maaş ve Tahsisâtı Fevkalâdeye Dair Kânun. (TBMM Zabıt Ceridesi: İnikad:38, 18.10.1339, sayfa-764).

Mekâtibi askeriye talebesine verilecek zamaimi fevkalâde hakkında İcra Vekilleri Riyaseti Celilesi’ne verdiği Kânun teklifinde dönemin Müdafai Milliye Vekili Kâzım (SEVÜKTEKİN) şöyle dedi;

“(…) ihtiyacatı haliye ve âtiyemizi tatminen evsafı muktaziyeyi câmi “gedikli zâbitânı” yetiştirilmek üzere mukaddema leylî olarak tesis edilmiş olan gemici, makinacı ve muzıkacı çırak mektepleri talebesine de leylî rüşdii askerî talebesine kıyasen yüzer kuruş zamaimi fevkalâde itasının temini müsterhamdır efendim.” 22-25.2.1339.

Dönemin Müdafai Milliye Vekili Kâzım (SEVÜKTEKİN); Gemici, makinacı ve muzıkacı çırak mektepleriningedikli zâbitânı” yetişdirdiğini İcra Vekilleri Riyaseti Celilesi huzurunda tevsik ediyor.

   KȂNUN(10): 508 sayı ve 22.04.1340 (22 Haziran 1924) Târihli Berrî, Bahrî, Havaî ve Jandarma Erkân, Ümera ve Zâbitânı ile Memurin ve Mensubuni Askeriye Maaş ve Tahsisatına Dair 22 Teşrinievvel 1339 Târihli (360 sayılı. IRBIK) Kânuna Müzeyyel Kânun.

   TBMM Riyaseti Celilesine 20.4.1340 târihinde verdiği Kânun teklifinde ve Esbabı Mucibe Lâyihası’nda Dönemin Başvekili İsmet (İNÖNÜ) şöyle dedi;

        —  Bahriyedeki gedikli zâbitânın maaş ve tahsisatı fevkalâdeleri hakkında Müdafaai Milliye Vekâleti Celilesince tanzim olunup, İcra Vekilleri Heyetinin 20.4.1340 târihli içtimaında ledettezekkür (unutulmuş bir şeyi hatırlama. IRBIK) Meclisi Âliye arzı karargir olan Kânun ve esbabı mucibe lâyihaları muktezasını ifasına müsadei devletlerinin şayan buyurulması ricasiyle rapten takdim kılınmıştır efendim.

                Esbabı Mucibe Lâyihası

        —  Bu defa intişar eden 22 Teşrinievel 1339 târihli (1923_360 sayılı kânun. IRBIK) erkân, ümera ve zâbitân maaşatı hakkındaki Kânunda muhassesatları mensubini askeriye meyanında gösterilmiş olan gedikli zâbitânı, mensubini askeriyeden olmayıp doğrudan doğruya gedikli zâbitânın menşelerine esas olan ve 21 Kânunusani 1331 tarihli nizamname mucibince teşkil olunan çırak mektepleriyle ihtisas kurslarının bermucibi program safahatı tedrisiyelerini itmam ve donanmada muayyen bir müddet bilfiil hizmeti askeriyelerini ikmal ettikten sonra imtihan neticesinde ispatı ehliyet edenler gedikli zâbit unvanını haiz olmak üzere "üçüncü sınıf gedikli zâbiti" nasbolunurlar. Halen mevcut olup üçüncü sınıf ve mafevk rütbeleri haiz bulunan gediklilere 24 Şubat 1330 tarihli kanunun (1915_172 sayılı Kânun. IRBIK) beşinci maddesi mucibince Gedikli zâbiti unvanı verildiği gibi yirminci maddesi mucibince namzetliklerinden itibaren on yedi seneyi ikmal edenlere zâbitan misillü Askerî Tekaüt ve İstifa Kânununa tabaan hakkı tekaüt ve yirmi üçüncü maddesine tevfikan da hizmeti muvazzafai askeriyelerinin hitamından yedi sene sonra hakkı istifa verilmekte ve yirmi ikinci maddesi mucibince de elli iki yaşını ikmal edenler tahdidi sinne tabi tutulmaktadırlar.

        —  Merasim ve teşrifatı askeriyede ise Kânunu mezkûrun beşinci maddesi mucibince birinci sınıf gedikliler mühendis, yani mülâzımısaninin mafevki ve mülâzımın madunudurlar. Vazife itibariyle sefaindeki zâbitân misillu mesuliyet deruhte etmeleri ve Kânunu mezkûrun yirmi altıncı maddesinde mevcut cetvel mucibince de maaşat ve tahsisatlarının gayesi sabıkına nazaran kıdemli yüzbaşı ile binbaşı arasında bulunması gediklilerin zâbit sınıfına ithallerini zarurî kılmış olduğundan gedikli zâbitân hakkında vaziyeti sabıkına kıyasen tertip edilen maaş ve tahsisatı fevkalâdelerine ait lâyihai kanuniye arz ve takdim olunmuştur.

   b. TBMM Riyaseti Celilesine 15.4.1340 târihinde verdiği mazbatada dönemin Muvazenei Maliye Encümeni şöyle dedi;

        — “Bahriyedeki gedikli zâbitânın maaş ve tahsisatı fevkalâdeleri hakkında Müdafaai Milliye Vekâletince tanzim edilip, Başvekâlet tarafından Meclisi Âliye takdim ve Encümenimize havale buyurulan lâyihai kanuniye mütalâa ve müzakere olundu. “Gedikli zâbitân” doğrudan doğruya “zâbitân” sınıfına mensup bulundukları halde bunlar 22 Teşrinievvel 1339 tarihli kanun ile zâbitâna yapılan zemaimden istifade etmemiş olduklarından teklif olunan lâyihai kanuniye Encümenimizce de kabul edilerek Heyeti Umumiyeye arz olunmuştur.

 

Muvazenei Maliye

Encümeni Reisi                   Mazbata Muharriri          Kâtip

Çorum                                   Konya                                   Trabzon

Ferit Recai                           Kâzım Hüsnü                     Hini müzakerede bulunmadı.

 

Aza                         Aza                         Aza                        Aza

Saruhan                 Diyarbakır            Sivas                      Ertuğrul

Reşat                     Şeref                     Rasim                    Doktor Fikret

 

   c. Yüksek tasdikden geçen ve Muvazenei Maliye Encümeni’nin yukarıda görülen ifadesi ile “gedikli zâbitân” sınıfının doğrudan doğruya “zâbit” sınıfına mensup bulunduğunu” emreden 508 sayı ve 22 Haziran 1924 târihli işbu Kânunun altında Reisicumhur Gâzi Mustafa Kemâl’in imzâsı ve iradesi vardır.

 

   d. Bu cümleden olmak üzere; “Donanma gedikli zâbit” sınıfının “deniz astsubay” sınıfı olduğu yalanını söyleyen subaylar; Reisicumhur Gâzi Mustafa Kemâl’in bu imzâsı ve iradesi karşısında bugün burada hesap vermelidir.

 

   KȂNUN(11): 1010 sayı ve 19 Nisan 1927 târihli Berrî, Bahrî, Havaî ve Jandarma Zâbitânile Muamelât Memurlarına ve Hesab Memurlarile Muavinlerine ve Bahriye Gedikli Zâbitânına Bir Nefer Tayını itası Hakkında Kânun.

Riyaseti Celileye takdim kıldığı 1/1075 Kayıt Numaralı Mazbatasında; “Bahriye gedikli zâbit" sınıfının “heyeti zâbitân” sınıfına dahil olduğunu tevsik etmek üzere Muvazenei Maliye Encümeni 18 Nisan 1927 Pazartesi günü şu tesbiti yapdı;

      Muvazenei Maliye Encümeni Mazbatası

   —   Müdafaai Milliye Encümeni ile aynen kabul olunan lâyihai kanuniyenin heyeti umumiyesi serdolunan esbabı mucibeye nazaran Encümenimizce de esas itibariyle kabul olunmuş ve tatbikatta zuhuru muhtemel müşkülâtı izale edecek surette maddelerde bazı tadilât ve tavzihat icrası zarurî görülmüştür.

   — Berrî, bahrî ve jandarma sınıfları tayinatı muhtelif kanun ve nizamat ahkâmına tabi olup, teklif olunan kanun lâyihasiyle verilecek olan bir nefer tayını miktarının sunufu muhtelife zabitan ve memurinine muhtelif tarzda itası tecviz olunamamış ve vahdeti temin için 12 Eylül 1330 tarihli Askerî Tayinat ve Yem Kanununun birinci maddesi hükmünün tatbiki

Ve

   —  Bahriye gedikli zâbitânının dahi madde metninde tavzihi ve tayın miktarının aynen verilmesi esası kabul edilmiş olmasına nazaran bedelen verilmesi hakkındaki hükmün ayrı bir madde ile tespiti tensip kılınmış ve kanun lâyihasının birinci maddesi bu dairede tadilen kabul olunmuştur.

 

İşbu tashihât ile;

  • Berrî ve havaî zabitandan Terfi Kanununun ikinci maddesinde mezkûr heyeti zabitan ile birinci ve ikinci sınıf muamelât memurları ve hesap memurlariyle muavinleri,
  • Bahrî zabitandan amiralden mühendise kadar (amiral ve mühendis dahil) heyeti zabitan ile gedikli zâbitan
  • Ve Jandarma da ordu heyeti zabitanına muadil zabitan ile birinci ve ikinci sınıf hesap memurlariyle diğer hesap memurları kastolunmuştur.

 

Reis                        Mazbata Muharriri          Kâtip

Çatalca                  Gaziantep                           Konya                   Ertuğrul

Şakir                       Ali Cenani                            Fuat Doktor        Fikret

 

 

Nefer tayını tahsis edilmesi hakkında 1927 senesinde meriyyete konulan 1010 sayılı Kânunun yukarıda görülen Mazbatasında; “Bahriye gedikli zâbit” sınıfının “Bahrî zâbit” sınıfına dahil olduğu bir kez daha tevsik ve teyid edildi.

 

   KȂNUN(12): 1120 sayı ve 16 Temmuz 1927 târihli Bahriye Mektebleri Muallimleri Hakkında Kânun. TBMM ZC; İnikat: 80, sayfa 486-490, 22 Haziran 1927 Çarşamba.

   Bahriye mektepleri muallimliklerini deruhde eden muvazzaf ve mütekaidin zâbitân ile sivil mualliminin terakki ve tefeyyüzlerini temin etmek üzere hazırlanan 1120 sayılı işbu Kânunda “Bahriye mektepleri” tâbiri mevcutdur.

   Kânunun birinci maddesinde açıkça ifade edildiği üzere; “Bahriye mektepleri” tâbirinden; “bahriye zâbiti” ve “bahriye gedikli zâbiti” yetiştiren mektepler kast olundu. İşbu Kânundaki bu hükümden ortaya çıkan netice şudur;

   — 1927 senesi itibarı ile Bahriye Vekâletinde “mektebli” “iki sınıf zâbit” mevcut ve müstahdem idi;

 

           1. Bahriye zâbit sınıfı

         2. Bahriye gedikli zâbit sınıfı

   

   — 1446 sayılı Kânun ile “deniz gedikli küçük zâbit” sınıfının Bahriye’de ilk defa olmak üzere teşkil edildiği 1929 senesi itibarı ile “Bahriye gedikli zâbit mektebi” hâlen hizmet vermeye devam ediyor idi.

 

   KȂNUN(13): 5434 sayı ve 08 Haziran 1949 târihli T.C. Emekli Sandığı Kânunu.

172 sayılı Kânun ile 1915 senesinde teşkil edilen “Bahriye gedikli zâbit” sınıfının, 5434 sayılı T.C Emekli Sandığı Kânununda bugün dahi “subaylık” vasfı ve hukuku aynı şekilde devam etmekdedir.

   KȂNUN(14): 7471 sayı ve 06 Mayıs 1960 târihli T.C Ordusu Subay, Askerî Memur ve Muadilleriyle Assubayların Giyeceğine Dair Kânun.

   a. Komisyon Rp.; (…) “gedikli subayların” adedleri az ve “statüleri de muvakkat” olduğundan, eğitim ve hizmet giyeceğinden faydalanmaları nazarı itibara alınmıştır.

   b. Maraş mebusu Halil GÜRÜN’ün verdiği kânun teklifi, madde-4; (…) Deniz gedikli subayları mahallî istihdamlarına göre yukarıda yazılı melbusattan ancak birine müstehak olurlar.

 

Yukarıda görülen meclis zabıtından da kolayca anlaşılacağı üzere; 7471 sayılı Kânunun meclisde müzakere edildiği 1960 senesinde dahi Deniz Kuvvetlerinde “gedikli subay” mevcut idi ve görev yapıyor idi.

 

       SONUÇ;  

 

İşbu dilekcemin yukarıda görülen Bölüm-1’de beyan etdiğim Kânunlar;

Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Meclislerinde müzakere ederek meriyyete koyduğu Kânunlardır. Bu Kânunların hükümlerini icrâ etmeye ise dönemin Bahriye Nâzırları ve Millî Müdafaa Vekilleri memur edilmiş. Bu Kânunlarda; Türk milletinin yüksek irâdesinin yegâne tecelligâhı olan Osmanlı dönemi Meclis-i Mebusân ile Meclis-i Ȃlî ve Cumhuriyet döneminde ise TBMM’nin irâdesi ve bu dönemlerin padişahları ve Cumhurbaşkanlarının imzâsı var. Bu Kânunları icrâ etmemek Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı alenen isyân etmek demekdir.

 

  *  *  *  

 

  * * *  BÖLÜM—2  * * * 

 

A.—DENİZ ASTSUBAY” SINIFI “DENİZ GEDİKLİ ERBAŞ” SINIFINDAN “TENSİK” EDİLDİ,

 

B . “DENİZ GEDİKLİ ERBAŞ” SINIFI DA “DENİZ GEDİKLİ KÜÇÜK ZȂBİT” SINIFINDAN “TENSİK” EDİLDİ.

 

  *  *  *  

 

A . “DENİZ ASTSUBAY” SINIFI “DENİZ GEDİKLİ ERBAŞ” SINIFINDAN “TENSİK” EDİLDİ,

 

   KȂNUN(1): 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânûnu. (Temel Kânun).

Büyük Millet Meclisi Yüksek Başkanlığına 6/7 Haziran 1951 târihinde verdiği 5802 sayılı Astsubay Kanununa ait  “gerekçede” dönemin Başbakanı Adnan MENDERES şöyle dedi;

(…) Evvelce “küçük zabit” denilen ve daha sonra “gedikli erbaş” olarak adlandırılan bu sınıfın (Astsubay. IRBIK) statüsünde zaman zaman değişiklikler yapılmak ve hukuki durumlarının çeşitli kanunlarla tesbiti suretiyle bu sınıfa (Astsubay. IRBIK) rağbet teminine çalışılmışsa da tatbikatta edinilen tecrübeler bütün bunların bilhassa muharip sınıflara rağbeti sağlamak için kâfi olmadığını göstermiştir.” (…).

5802 sayılı Astsubay Kânunu’nun meriyyete konulması ile 1951 senesinde;

   a. Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun; kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma ve gümrük koruma’da  “astsubay” olarak tesmiye edilen yeni bir asker sınıfı “teşkil” edildi. (Madde-1).

   b. “Astsubay” sınıfının “teşkil” edilmesi ile birlikde; 5619 sayılı Kânun ile daha bir sene evvel, 1950 senesinde “teşkil” edilen “gedikli erbaş” sınıfı “feshedildi,” 5619 sayılı Gedikli Erbaş Kanunu da yürürlükten kaldırıldı. (Madde-32).

   b. 5802 sayılı bu Kânunun yürürlüğe girmesinden evvel “gedikli erbaş” olarak yetiştirilmiş ve yetiştirilmekte olan askerî şahıslara da “Astsubay” denildi. (Geçici Madde-1).

   d. Muhtelif Kânunlarda geçen “gedikli erbaş” adı “astsubay” olarak değiştirildi. (Geçici Madde-1).

   e. Deniz ve hava sınıflarında görevli bulunan “gedikli subaylardan” isteyenler hizmet sürelerine göre “astsubay” sınıfına geçirildi. (Geçici Madde-3).

   f. “Astsubay” sınıfına geçmek istemiyenler hakkında; 24 Şubat 1330 tarihli (1915 sene 172 sayılı. IRBIK) “Gedikli Zabitan Kanunu” ile Berrî, Bahrî, Havai ve Jandarma Erkân, Ümera ve Zabitanı ile Memurin ve Mensubini Askeriye Maaş ve Tahsisatına dair 22 Teşrinievvel 1339 tarihli (360 sayılı. IRBIK) kanuna müzeyyel 508 ve bu Kânûna ek 587 sayılı kanun hükümlerinin tatbikına devam olundu. (Geçici Madde-3).

Deniz astsubay” sınıfının “gedikli erbaş” sınıfından “tensik” edildiğini tevsik etmek üzere 5802 sayılı Astsubay Kânunu’nun yukarıda görülen hükümleri yeterlidir.

 

  *  *  *  

 

  B. “DENİZ GEDİKLİ ERBAŞ” SINIFI “DENİZ GEDİKLİ KÜÇÜK ZȂBİT” SINIFINDAN “TENSİK” EDİLDİ.

 

   KȂNUN(1): 1001 sayı ve 09 Nisan 1927 târihli Gedikli Küçük Zâbit Membalarına Dair Kânûn.

   a. BMM Riyaseti Celilesine 8 Mart 1927 târihinde verdiği Kânun teklifine merbut Esbabı Mucibe Lâyihası’nda dönemin Başvekili İsmet (İNÖNÜ) şöyle dedi;

        — “Talim ve terbiye ve inzibat noktai nazarından “Ordunun” pek ziyade muhtaç bulunduğu ”küçük zabitliğe”  memba temini maksadıyla işbu lâyihayı kanuniye tanzim kılınmıştır efendim.”

   b. Başvekil İsmet (İNÖNÜ)’nün Esbabı Mucibe Lâyihası’nda sarâhaten tavzih etdiği üzere; 1001 sayılı işbu Kânun ile “gedikli küçük zâbit sınıfı” sâdece Ordu (Berriye, Kara Kuvvetleri)’da teşkil edildi.

   c. 07 Eylül 2017 târih ve 1701290613 sayılı CİMER dilekceme gönderdiği 27 Eylül 2017 Çarşamba gün ve 10:26 saatli e-posdasının birinci maddesinde MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı; Donanmayı Humâyun’a “gedikli zâbit” yetiştiren 1915 Makine ve 1916 Gemici Çırak Mekteplerinin 1001 sayılı bu Kânun ile 1927 senesinde kapatıldığını beyan ediyor. MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının bu beyanı tamamen yanlışdır, yalandır. Bu beyanına bakdığımda; Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının 1001 sayılı işbu Kânunu ve bu Kânunun meclis zabıtlarını dahi okumadığını anlıyorum.

   d. “Bahriye gedikli zâbit” sınıfı hakkında hüküm vaz eden Kânun, 1929 sene ve 1492 sayılı Kânundur. Çünkü;

        — 1001 sayılı Kânun ile 1927 senesinde “gedikli küçük zâbit" sınıfı sâdece Ordu (Berriye, Kara Kuvvetleri)’da teşkil edildi.

        — Muteber olduğu 20 Nisan 1927 târihi itibârı ile hâlen görevde olan “bahriye gedikli zâbit” sınıfı hakkında 1001 sayılı bu Kânun, hiçbir hüküm vaz etmedi.

        — 1001 sayılı Kânunun TBMM’de müzakere ve kabul edildiği İçtima-46’ya dönemin Bahriye Vekili İhsan Bey katılmadı ve söze konu bu Kânunu imzalamadı,

        — 1001 sayılı işbu Kânun metininde “bahriye”, “donanma” ya da “denizkelimeleri bile yok!

        — Bu cümleden olmak üzere; “Bahriye gedikli zâbit” sınıfı ya da kânunen henüz teşkil edilmeyen “Deniz gedikli küçük zabit” sınıfı hakkında dönemin Bahriye Vekâleti herhangi bir hüküm tesis etmiş ise şâyet, bunu yapanların 1001 sayılı işbu Kânuna temelden aykırı işlem yapdığını da buraya şerh ediyorum.

   e.“Deniz astsubay” sınıfına memba teşkil eden asker sınıfı ise 1929 sene ve 1446 sayılı Kânun ile teşkil edilen “deniz gedikli küçük zâbit” sınıfıdır. 1446 sayılı işbu Kânunun “deniz astsubay” sınıfı hakkında vaz etdiği hükümleri ise hemen aşağıdaki 1446 sayılı Kânun başlığı altında anlatacağım. 

 

    KȂNUN(2): 1446 sayı ve 18 Mayıs 1929 târihli Gedikli Küçük Zâbit Menbalarına Ait 1001 Numaralı Kânunun Bâzı Maddelerinin Tâdiline Dâir Kânun.(Temel Kânun).

 

   1446 sayılı bu Kânun; “Gedikli küçük zâbit” sınıfını Deniz (Bahriye)’de ilk defa olmak üzere 1929 senesinde teşkil eden temel Kânundur.

   Bu Kânunun TBMM’de müzakeresinde dönemin Başvekili İsmet (İNÖNÜ) ve Deniz Müsteşarı (Deniz Kuvvetleri Komutanı) Miralay Memet Ali Bey şunları söyledi;

   Başvekil İsmet (İNÖNÜ),  Esbabı mucibe mazbatası;

   1- (…) Halbuki Kara lisesi ile harp ve Gedikli Küçük Zabit ihzarî mektebinden bu gibi halâta içtisar edenler hakkında 1001 numaralı kanun mevcuttur. İşbu kanunun meslekin icap ettirdiği bazı ufak tadilât ile Deniz Askerî mekteplerine de tatbiki zarurî görülmüş ve merbut lâyihai kanuniye tanzim kılımıştır.

   Millî Müdafaa Encümeni mazbatası;Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Bş. V. Celilenin 6/2/1929 tarih ve 6/543 numaralı tezkeresile encümenimize tevdi buyrulan (Gedikli küçük zabit menbalarına dair kanuna bazı fıkralar ilâvesine dair kanun lâyihası) Millî Müdafaa Vekâleti Deniz Müsteşarı miralay Memet Ali beyin huzurile tetkik ve müzakere olundu.

 Gedikli küçük zabit mektepleri önce ordunun kara sınıfları için tesis edilmiş ve buna dair 1001 numaralı kanunda da yalnız bu sınıflardan bahs olunmuştur.

   Halbuki mezkûr gedikli küçük zabitlerin hava ve deniz sınıflarında da lüzumu ve mühim faideleri görülmüş ve bunlar başka ordularda mevcut olduğu gibi bizde de  teşkil edilmiştir.

  Binaenaleyh bizde tesis edilmiş olan hava ve deniz küçük zabit mekteplerine menba bulmak üzere 1001 numaralı kanunun bunlara da teşmili için tadili icap etmektedir.

 

   İşbu dilekcemin 7’inci sayfasında ben Şükrü IRBIK;

 

   a. 172 sayı ve 1915 seneli Bahriye Efrâd ve Küçük Zâbitâniyle Gedikli Zâbitânı Kânun’u, “Bahriye gedikli zâbit” sınıfının bugüne kadar saklanan “kayıp ahid sandığıdır” demiş idim.

   b. 1446 sayı ve 1929 seneli Gedikli Küçük Zâbit Menbalarına Ait 1001 Numaralı Kânunun Bâzı Maddelerinin Tâdiline Dâir Kânunun ise;

   “Deniz astsubay” sınıfının târihi hakkında kayıp ahid sandığı içinde bugüne kadar saklanan “en büyük sır” olduğunu söylüyorum.

   Çünkü;

   “Deniz Astsubay” sınıfı hakkında bugüne kadar neşredilen târihcelerin hiçbirinde, “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfını 1929 senesinde “teşkil” eden 1446 sayılı bu Kânundan hiç kimse söz etmemiş.

 

   c. Reisicumhur Gâzi Mustafa Kemâl’in 1929 senesinde tasdik ederek icrâsını emretdiği 1446 sayılı bu Kânunu,

   Bugüne kadar görmezden gelerek “deniz astsubay sınıfının” târihine karşı “târih suikasti” işleyen deniz subaylarını

   Ve

   Bu Kânunu icrâya memur etdiği Millî Savunma Bakanlarını ben Şükrü IRBIK; 1929 senesinden beri yapdıkları bu “emre itaatsizliği” açıklamaya dâvet ediyorum.

 

   d. 1446 sayılı işbu Kânun ile 1929 senesinde;

        —  Osmanlı ve Türk denizcilik târihinde ilk defâ olmak üzere; “Deniz gedikli küçük zâbit” olarak tesmiye edilen yeni bir asker sınıfı 19 Mayıs 1929 târihinde “teşkil” edildi.

        —  Bu hakikâtden hareket ile; “Deniz astsubay” sınıfının menbası “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfıdır. Kuruluş târihi de 1446 sayılı Kânunun muteber olduğu 19 Mayıs 1929 târihidir.

        —  1446 sayılı Kanun ile “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfının teşkil edildiği 19 Mayıs 1929 târihinden sâdece 23 gün sonra da;

   172 sayılı Kânun ile 1915 senesinde Osmanlı Bahriyesinde “sunufu mahsusa zâbit” sınıfı olarak teşkil edilen “Bahriye gedikli zâbit” sınıfı, 8 Haziran 1929 târihinde 1492 sayılı Kânun ile "tasfiye” edildi.

   e. “Bahriye gedikli zâbit” sınıfını “tasfiye” eden 1492 sayılı işbu Kânunun “Muvakkat maddesi” ile hâlen görevde olan “Bahriye gedikli zâbitâna” iki çeşit hakkıhıyar verildi;

        —  İlk kez teşkil edilen “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfına "nakil" edilmek

             Ya da

        —  Emekli olarak Kara ve Deniz Ordularından terhis edilinceye kadar mevcut “zabitlik” vasıfı ile "göreve devam" etmek.

 

   “Bahriye zâbit” sınıfından ayrık ve “alt/ast” seviyede olan “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfına nakil edilmeyi haklı olarak tahkir ve tezyif edici bir tercih olarak telakki eden mevcut “Bahriye gedikli zâbitinin” handiyse tamamı “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfına nakil edilmeyi reddeddi. Emekli olarak Kara ve Deniz Ordularından terhis edilinceye kadar haklı olarak; 172 sayı ve 24 şubat 1330 târihli Kânun ile iktisap etdikleri “zâbitlik” vasfını “müktesep hak” mefhumu muvahecesinde muhafaza etmeyi tercih etdiler. 


   KȂNUN
(3): 1492 sayı ve 11 Haziran 1929 târihli Deniz ve Hava Gedikli Küçük Zâbit Maaş Kânunu.

   a. Yukarıdaki satırda görülen 1929 sene 1492 sayılı Kânunun isimi; Deniz ve Hava Gedikli Küçük Zâbit Maaş Kânunu’dur.

   b. Sözüme konu 1492 sayılı işbu Kânun ile;

        — Ordu (Berrî, Kara Kuvvetleri)’un “hava” sınıfında müstahdem pilot ve râsıt “gedikli zâbitân” sınıfı ile

        — Deniz (Bahriye)’de müstahdem “gedikli zâbitân” sınıfı “tasfiye” edildi.

        —  1929 sene ve 1492 sayılı Kânun, 18 Ocak 1940 târih ve 3779 sayılı Kânun (Md.16) ile ilga edildi.                 Fakat;

   1492 sayılı bu Kânunun tesirleri 5802 sayılı Astsubay Kânununun meriyyete konulduğu 1951 senesinde de hâlen ve aynı kuvvet ile devâm ediyor idi.

        —  İşbu dilekcemin konusu ile alâkası olmadığı için; Ordu (Berrî, Kara Kuvvetleri)’da müstahdem “hava” sınıfı pilot ve râsıt “gedikli zâbitânı” işbu dilekcemde meskût geçdim.

   c. 16 Mayıs 1929 târihinde B.M.M. Yüksek Reisliğine verdiği Kânun teklifinde Başvekil İsmet (İNÖNÜ), 1492 sayılı işbu Kânun Lâyihasının Esbâ bı Mucibesi’ni şu şekilde tavzih etdi;

     1. Sefaini harbiyemizde bir çok pek karışık ve güç fennî vazifeleri deruhte eden gedikli küçük zabitanın en asrî bir şekilde ve en mükemmel esaslara müstenit olarak yetiştirilmesine sarfı gayret olunmakla beraber bu sınıf mensubiyni kâfi derecede terfih edilmezse şeraiti lâzimeyi haiz talip bulmak imkânsızdır. Esbabı maruzaya binaen donanmanın unsuru hayatiyesini teşkil eden gedikli küçük zâbitânın maruz kaldıkları külfet nisbetinde ve vüsa'ti maliyemiz derecesinde refahları temin edilmek üzere;

        — Diğer mileli bahriyenin kabul ettiği esaslar Büyük Erkânıharbiye Reisliğince tetkik buyrularak maksatsız görülen gedigli zabitan yerine kara ordusundaki “gedikli küçük zabitan” gibi gedikli çavuş, gedikli baş çavuş muavini, gedikli baş çavuş ve

     —  Bu rütbelere ilâveten Alman bahriyesinde olduğu vech üzre bir "baş gediklilik" rütbesi ihdas olunmuş

          Ve bu sûretle

     —  "Deniz zabitan heyeti" ile "deniz gedikli küçük zabitanı" arasında sarih bir hattı fasıl çizilmiş

          Ve

     —  İşbu kanun yalnız deniz ve hava kuvvetlerimizin muvaffakiyetlerine birinci derecede âmil olan ve yetiştirilmeleri uzun bir zamana mütevakkıf bulunan güverte, uçuş, fen, ihtisas ve makinist "gedikli küçük zâbitânına" şamil olması esası kabul olunmuştur.

   (…)

   9 — İhdası (1446 sayılı Kânun ile. IRBIK) mukarrer “gedikli küçük zabit” sınıfı halen mevcut bulunan “gedikli zabitan” yerine “kaim” olacağından "bahriyede gedikli sınıfı tesisine ait olup" işbu kanuna muhalif bulunan ve birer sûreti merbuten taktim kılınan 1330 (1915 sene ve 172 sayılı. IRBIK) tarihli gedikli kanunu ve gediklilerin ve gedikli küçük zabitlerin maaşlarına dair olan kanunlar lağvedilmiştir.

   11 — Muvakkat madde halen mevcut bulunan “gedikli zabitan” ile “gedikli küçük zabitanın” “gedikli küçük zabit” sınıfına sureti nakilleri için vazedilmiştir. Halen mevcut bulunan ve 330 (1915 sene ve 172 sayılı. IRBIK) tarihli gedikli kanununa nazaran silâh endazdan madut olan “gedikli küçük zabitanı” yeni ihdas olunacak "gedikli küçük zabitanın" mukabil rütbelerine nakilleri münasip görülmüştür.

      «A» “Gedikli zabitandan” “gedikli küçük zabit” sınıfına nakli arzu edenlerin kıdem ve terfileri arasındaki müddetin muhafazası için gedikli zabitanın maaşı hazıraları ile nakilleri muvafık görülmüş ve bilahara tabi olacakları muamele de tespit edilmiştir.

      «B» Nakli arzu etmiyenlerin kanunen müktesep haklarının tasfiyenin nihayetine kadar 330 tarihli kanun ve 508, 507 numaralı kanunlar mucibince muamele görmeleri hususu tespit olunmuştur.

   d. Esbabı Mucibesinin 10’uncu maddesinde dönemin Başvekili İsmet (İNÖNÜ)’in izah etdiği üzere 1492 sayılı bu Kânun esas maksadı;

        — 172 sayılı Kânunun verdiği mükteseb “zabitlik” vasfını muhafaza etmek şartı ile; 1915 senesinde Bahriye’de teşkil edilen “Bahriye gedikli zâbit” sınıfını “tasfiye etmek” idi.

   e. 1492 sayılı Kânun ile “bahriye gedikli zâbit” sınıfının tasfiye edildiği 1929 senesinde; Bahriye’de müstahdem “gedikli zâbit” mevcudu 200’den ziyâde olmalıdır.

   Çünkü; 1924 senesinde Bahriye (Deniz Kuvvetleri)’de müstahdem “bahriye gedikli zâbit” mevcudunun aşağıdaki kaynakda 136 olduğu yazılıdır. 1924-1929 seneleri arasında geçen 5 senelik dönemde Makine ve Güverte Çırak Mekteplerinden şahadetname (mezuniyet) alarak Bahriye’ye intisab eden “gedikli zâbit”ler ile bu 136 rakamı daha fazla artmış olmalıdır. (Kaynak: 523 sayı ve 22.11.1340 (1924) târihli 1340 senesi Bütçesinin Fusûl ve Mevaddı Muhtelifesine Tahsisâ tı Munzamma İtasına Dair Kânun. TBMM ZC, İçtima; 10, 20.11.1340 Perşembe. Bahriye bütçesi, sayfa-26; Bahriye’de; 20 adet birinci, 56 adet ikinci ve 60 adet üçüncü sınıf olmak üzere 136 adet gedikli zâbitân mevcut).

   f. 1492 sayılı işbu Kânunun “Muvakkat Maddesi” mucibince; Bahriye’de müstahdem “gedikli zâbitâna”, Bahriye’de ilk kez işbu Kânun ile ihdas edilen “deniz gedikli küçük zâbit” sınıfına nakili arzu edip etmedikleri soruldu.

   g. Türk askerlik târihinde ilk defa olmak üzere bir asker sınıfına; “zâbit” vasfını haiz “gedikli zâbit” sınıfına, mensup oldukları “zâbit” sınıfından “ast” seviyedeki başka bir asker sınıfına, “gedikli küçük zâbit” sınıfına nakil olunmaları teklif edildi.

  • Bahriye gedikli zâbit” sınıfından ayrık ve “alt/ast” seviyede olan “Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfına nakil edilmeyi haklı olarak tahkir ve tezyif edici bir tercih olarak telakki eden mevcut “Bahriye gedikli zâbitinin” handiyse tamamı bu teklifi reddeddi.
  • Emekli olarak ordudan terhis edilinceye kadar 172 sayı ve 24 şubat 1330 târihli Kânun ile iktisap etdikleri “zâbitlik” vasfını “müktesep hak” mefhumu muvahecesinde muhafaza etmeyi tercih etdiler.
  • Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinde 1960 senesinde bile hâlâ görev yapan “gedikli zâbit” mevcut idi. (Bkz. Sene 1960, Kânun 7471).

 

   h. “Bahriye gedikli zâbit” sınıfının “tasfiye” edildiğini

   Ve dahi

   Yerine “deniz gedikli küçük zabit” sınıfının “ikâme” edildiğini emreden 11 Haziran 1929 târih ve 1492 sayılı işbu Kânunun altında Reisicumhur Gâzi Mustafa Kemâl’in imzâsı ve irâdesi var.

 

   i. Bu cümleden olmak üzere; “Donanma (Bahriye) gedikli zâbit” sınıfının “deniz astsubay” sınıfı olduğu yalanını söyleyen deniz subayları; Reisicumhur Gâzi Mustafa Kemâl’in 1929 senesinde irâd etdiği bu imzâsı ve irâdesi karşısında bugün burada hesap vermelidir.

 

   j. Yukarıdaki maddelerde Kânunları ile açıkladığım bu hukukû hakikâtin neticesi olmak üzere de ben Şükrü IRBIK buraya şerh ediyorum;

     1. “Deniz astsubay” sınıfının târihi; 1446 sayılı Kânunun muteber olduğu 19 Mayıs 1929 târihinde ve Bahriye’de teşkil edilen “deniz gedikli küçük zâbit” sınıfını ile başlamakdadır.

     2. 1446 sayılı Kânun ile 1929 senesinde Bahriye (Deniz Kuvvetletleri)’de ilk defa teşkil edilen “deniz gedikli küçük zâbit” sınıfı;

        — 5619 sayılı Kânun ile 1950 senesinde teşkil edilen “Deniz gedikli erbaş” sınıfının kaynağıdır.

     3. 5619 sayılı Kânun ile teşkil edilen “gedikli erbaş” sınıfı da;

        — 5802 sayılı Kânun ile 1951 senesinde Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinde teşkil edilen “astsubay” sınıfının kaynağıdır.

 

   KȂNUN(4): 2717 sayı ve 18 Mayıs 1935 târihli Sevkiyât Erât ve Erbaşlarına Verilecek Yevmiyeler Hakkındaki 630 Numaralı Kânunun Birinci Maddesini Değiştiren Kânun.

   TBMM 18 Mayıs 1935 Cumartesi günü İnikad-25 ile içtima eyledi. Gündemdeki konulardan birisi de Sevkiyât Erât ve Erbaşlarına verilecek yevmiyeyi müzakere etmek idi. Fakat bu İnikadda TBMM gündemde olmayan bir karar aldı. Dâhilî Nizamnâmesine aykırı olarak TBMM, gündemde olmadığı hâlde; “gedikli küçük zâbite” “gedikli erbaş” denmesine karar verdi. İşde, İnikad-25’de müzakere şöyle cereyân etdi;

   General Kâzım SEVÜKTEKİN (Diyarbekir) — Efendim, bunlar Heyeti Vekilede katiyet kesbetti.

   Efrada, erat,

   Nefere, er,

   Küçük zabite, "erbaş",

   Gedikli küçük zabite” de “gedikli erbaş” dendi. Bunların da bu şekilde değiştirilmesini teklif ederim.

 

   Millî Müdafaa Encümeni M.(azbata) M.(uharriri) General İhsan SÖKMEN (Giresun) — Evet öyledir.

   Başkan —    Maddeyi bu değişiklikle reye arzediyorum.

   Kabul edenler ... Etmeyenler ... Kabul edilmiştir.

   2717 sayılı bu Kânunun 1935 senesinde meriyyete konulmasından sonra hazırlanan yeni Kânunlarda geçen “gedikli küçük zâbit” tâbirâtı “gedikli erbaş” olarak tebdil edildi.

   “Gedikli küçük zâ bite” “gedikli erbaş” denilmesine dâir olmak üzere; 18 Mayıs 1935 Cumartesi günü İnikad-25’de TBMM’nin bu karârı, Dâhilî Nizâmnâmesine aykırı olarak alınmış “usulsüz ve gayri meşru” karar idi. Bu “usulsüz ve gayri meşru” karar, 2771 sayılı Ordu Dâhilî Hizmet Kânunu ile 1935 senesinde “meşru” hâle getirildi.

 

  *  *  *  

 

  * * *  BÖLÜM—3  * * * 

 

 

***  DENİZ ASTSUBAY” SINIFININ İLK KAYNAĞI “DENİZ GEDİKLİ KÜÇÜK ZÂBİT” SINIFIDIR ***

 

   a. 1446 sayı ve 18 Mayıs 1929 târihli Gedikli Küçük Zâbit Menbalarına ait 1001 Numaralı Kânunun Bâzı Maddelerinin Tâdiline Dâir Kânun ile 1929 senesinde;

        —  Osmanlı ve Türk denizcilik târihinde ilk defâ olmak üzere; “deniz gedikli küçük zâbit” olarak tesmiye edilen yeni bir asker sınıfı 18 Mayıs 1929 târihinde teşkil edildi.

        —  Bu târihden sâdece 23 gün sonra da “Bahriye gedikli zâbit” sınıfı 8 Haziran 1929 târihinde 1492 sayılı Kânun ile "tasfiye” edildi.

        —  1492 sayılı Kânunun Komisyon Raporu dokuzuncu maddesinde alanen beyan edildiği üzere “tasfiye” edilen “Bahriye gedikli zâbit” sınıfının yerine “deniz gedikli küçük zâbit” sınıfı “ikâme” edildi.

   b. 2505 sayı ve 11 Haziran 1934 târihli Gedikli Küçük Zâbit Menbalarına Dâir Kânun ile 1934 senesinde;

  • 1001 sayılı Kânun ile 1927 senesinde Kara’da,
  • 1446 sayılı Kânun ile 1929 senesinde Deniz’de,
  • 1675 sayılı Kânun ile 1930 senesinde Kara’nın Hava kısımında teşkil edilen “gedikli küçük zâbit” sınıfları; Komisyon raporunda alenen beyan edildiği üzere ile 2505 sayılı işbu Kânun ile “tedvin” edildi. 1001, 1446 ve 1675 sayılı söze konu bu Kânunlar gene 2505 sayılı bu Kânun ile “ilga” edildi. (Madde-29).

   c. 5619 sayı ve 23 Mart 1950 târihli Gedikli Erbaş Kânunu ile 1950 senesinde;

  • Kara, Kara Hava sınıfı ve Deniz “gedikli küçük zâbit” sınıflarını 1934 senesinde aynı Kânunda “tedvin”  eden 2505 sayılı Kânun “ilga” edildi. (Madde-29).
  • 1446 sayılı Kânun ile 1929 senesinde Deniz’de ilk defa "teşkil" edilen “deniz gedikli küçük zâbit” sınıfı “Gedikli erbaş” sınıfına “tensik” edildi.

   d. 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde;

        —  Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun; kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma ve gümrük koruma’da “astsubay” olarak tesmiye edilen yeni bir asker sınıfı “teşkil” edildi. (Madde-1).

        —  “Astsubay” sınıfının “teşkil” edilmesi ile birlikde; 5619 sayılı Kânun ile daha bir sene evvel, 1950 senesinde “teşkil” edilen “gedikli erbaş” sınıfı “feshedildi.” 5619 sayılı Gedikli Erbaş Kanunu da yürürlükten kaldırıldı. (Madde-32).

        —  5802 sayılı Astsubay Kânununun yürürlüğe girmesinden evvel “gedikli erbaş” olarak yetiştirilmiş ve yetiştirilmekte olan askerî şahıslara “Astsubay” denildi. (Geçici Madde-1).

        —  Muhtelif Kânunlarda geçen “gedikli erbaş” adı “astsubay” olarak değiştirildi. (Geçici Madde-1).

        —  Deniz ve hava sınıflarında görevli bulunan “gedikli subaylardan” istiyenler hizmet sürelerine göre “astsubay” sınıfına geçmeleri teklif edildi. (Geçici Madde-3). Fakat “deniz gedikli subayları” “astsubay” sınıfına geçmeyi reddeddi.

        — “Astsubay” sınıfına geçmek istemiyendeniz gedikli subayları” hakkında; 24 Şubat 1330 tarihli (1915 sene ve 172 sayılı. IRBIK) “Gedikli Zabitan Kanunu” ile Berrî, Bahrî, Havai ve Jandarma Erkân, Ümerâ ve Zâbitânı ile Memurin ve Mensubini Askeriye Maaş ve Tahsisâtına dair 22 Teşrinievvel 1339 târihli (360 sayılı. IRBIK) Kânuna müzeyyel 508 ve bu kânûna ek 587 sayılı kânun hükümlerinin tatbikına devam olundu. (Geçici Madde-3).

 

  *  *  *  

 

       SONUÇ;  

 

Mezunu olduğum Deniz Astsubay Okulu hakkında subayların bugüne kadar hilâf-ı hakikât olarak ve ezbere yazdığı düzmece târihceleri gördüğümde; “El, elin eşşeğini türkü çığırı çığırı arar!” atasözü tedai ediverdi, ben Şükrü IRBIK’ın zihninde.

Çünkü; Hâlen İlgi (c)’de münteşir MSÜ DAMYO târihcesinde çok vahim hatâlar, yanlışlar, inkârlar ve iftirâlar mevcutdur. Söze konu işbu târihcelerde; “Donanma gedikli zâbit” ve “Deniz astsubay” sınıflarının târihine karşı işlenmiş aleni bir “itibâr suikastı” vardır.

İlgi (c) bağlantıda münteşir târihcesinde MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı;

Deniz Gedikli sınıfının (Deniz Astsubay) sınıfı olduğunu ve 03 Nisan 1890 târihinde resmen kurulduğunu”,

Beyan etmekdedir.

İşbu dilekcemin yukarıda görülen bölümlerinde;

   a. “Deniz gedikli” sınıfının “Deniz astsubay” sınıfı olmadığını;

  • Osmanlı Devleti Padişahları ve Meclisleri,
  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanları, Meclisleri ve
  • Meclislerinin yapdığı Kânunlar ile isbat etdim.

       Ve dahi

   b. MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının İlgi (c)’de münteşir târihcesinde söz etdiği “Deniz gedikli” sınıfının “Deniz astsubay” sınıfı olduğuna dair iddiasını da tamamen çürütdüm.

 

 

  *  *  *  


                                               

        TALEP;   

 

   Bölüm-1’de;

  • Bahriye gedikli zâbit” sınıfının “zâbit” sınıfına dahil olduğunu,
  • Bu cümleden olmak üzere; “Deniz gedikli zâbit” sınıfının “Deniz Astsubay” sınıfı ile hukukî hiçbir bağı olmadığını,

 

   Bölüm-2 ve 3’de ise;

  • Deniz astsubay” sınıfının membaının “deniz gedikli erbaş” sınıfı olduğunu,
  • Deniz gedikli erbaş” sınıfının membaının “deniz gedikli küçük zâbit” sınıfı olduğunu,
  • Deniz gedikli küçük zâbit” sınıfının ise 1446 sayılı Kânun ile 19 Mayıs 1929 târihinde teşkil edildiğini,

Kânunları ile izah etdim.

 

Cârî askerî mevzuâta göre “astsubay” olarak bilinen asker sınıfının Deniz Kuvvetlerine ait târihcesi konusunda talep olur ise şâyet; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı arşivinde dahi mevcut olmadığını teyit etdirdiğim belgeler kapsamında, DAMYO’ya yardım edebilir, şifahî olarak bizzat izahât verebilirim.

 

Bu hakikâtin neticesi olarak da “Deniz astsubay” sınıfının 1446 sayılı Kânun ile “Deniz gedikli küçük zâbit” isimi ile 19 Mayıs 1929 târihinde kurulduğu kolayca anlaşılmaktadır.

 

Bu cümleden olmak üzere MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığının;

   a. “Deniz astsubay” sınıfının târihcesini 1446 sayılı Kânun ile 19 Mayıs 1929 târihde teşkil edilenDeniz gedikli küçük zâbit” sınıfından başlayacak şekilde “tashih” etmesini,

   b. Neticeyi tarafıma bildirmesini,

Millî Savunma Bakanlığından saygılarım ile arz eylerim.15.03.2021. CİMER: 2101248517.

 

                                                                                                                                                    Şükrü IRBIK

Sayfa -23

 

 

 

  *  *  *  

 

15 Mart 2021 târihinde gönderdiğim yukarıdaki bu dilekceme

08 Nisan 2021 Perşembe günü MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanlığı

Aşağıda gördüğünüz şu kısa cevabı gönderdi;

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

MSÜ Deniz Astsubay Meslek Yüksekokul Komutanı

Albay Cenk TOPUZ, nâmuslu subay imiş!

 

Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK da

Deniz Albay Cenk TOPUZ’a teşekkür ediyor

Ve saygılarımı gönderiyorum.

 

  *  *  *  

 

    Demek ki ne imiş?

   Cârî askerî mevzuâtımıza göre “Deniz Astsubay” isimi ile bildiğimiz asker sınıfı;

  • Deniz Gedikli Küçük Zâbit” isimi ile

         Ve dahi

  • 1929 senesinde kurulmuş.

 

   Kuruluş târihi de

  • 18 Mayıs 1929 târih ve 1446 sayılı Kânunun muteber olduğu 19 Mayıs 1929 Pazar günü imiş.

 

 

  

  *  *  *  

 

    

Handiyse son 100 seneden beri

 Donanma Gedikli ” sınıfının “ Deniz Astsubay ” sınıfı olduğu yalanını söyleyen

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı;

Bıldır, 17 Kasım 2020 Salı günü

Deniz astsubay sınıfının sahte 130’uncu kuruluş yıl dönümünü ” kutlamış idi!..

(https://damyo.msu.edu.tr/index.html)

 Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Aşağıda gördüğünüz 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Yıllık Çalışma Takvimi’nde

Dz.Asb.Okulunun “131'inci Kuruluş Yıl Dönümü Töreni” için faaliyet yer almasına rağmen

 

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Bu sene, 17 Kasım 2021 Çarşamba günü;

Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu

Deniz astsubay sınıfının sahte  “ 131’inci kuruluş yıl dönümünü kutlamayacak!..

 

  *  *  *  

 

Yedi göbek öteden, şöyle dedi ebem-dedem;

Hile ile iş gören mihnet ile can verir!

 

Deniz astsubay sınıfının târihini yazmak için bugüne kadar hile ile iş görenler de

Mihnet ile can verecekler... 

 

  *  *  *    

 

Eski Tüfek de şöyle diyor;

Hile, gizli yapılır!

Lâkin asla gizli kalmaz!..

 

  *  *  *  

 

Deniz astsubay sınıfının târihi konusunda

Deniz Kuvvetleri Komutanlığının yapdığı 100 senelik hile de

İnşallah 2021 senesinin şu günlerinde fâş olacak...

 

  *  *  *  

 

İstiklâl Harbi’nin utku meş’âlesini ateşlemek için Bandırma vapuru ile

Müstafi Ferik Mustafa Kemâl’in Samsun’a avdet etdiği kutlu güne tesâdüf eden

2022 senesinin 19 Mayıs Perşembe günü

Deniz Kuvvetleri Komutanlığın 100 seneden beri söylediği filfilli yalan hitâm bulacak

Ve dahi

Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu;

Deniz astsubay sınıfının 90’ıncı kuruluş yıl dönümünü ” kutlayacak… 

 

                                                                                                                                ESKİ TÜFEK - 2021    

 

 

  *  *  *  

 

 

    

Bugün bildiğimiz Deniz Astsubay sınıfının membası olan

Ve dahi

1446 sayılı Kânun ile 19 Mayıs 1929 Pazar günü teşkil edilen

Deniz Gedikli Küçük Zâbit” sınıfının tahsil süresi ortamektep düzeyinde 3 sene idi.

 

   1929 senesinde talime başlayan “Deniz Gedikli Küçük Zâbit İhzârî Mektebi”,

   İlk dönem “Deniz Gedikli Küçük Zâbit Çavuşları” 1932 senesinde mezun edip şehâdetnâme verdi.

 

*  *  *

2020 senesi 31 Ağustos Pazar günü tertiplediği diploma tevdi töreninde

Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu,

Sahte 130’uncu dönemDeniz Astsubay Çavuşları” mezun etmiş idi!..

(https://msu.edu.tr/sayfadetay.aspx?SayfaId=1557&ParentMenuId=31)

 Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Bıldır, 31 Ağustos 2020 Pazar günü tertip edilen

Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu'nun 130‘uncu mezuniyet töreninde

MSÜ Rektörü Prof.Dr. Erhan AFYONCU;

 130'uncu dönem ikincisi Deniz Astsubay Çavuş’a diplomasını verdi.

 

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *     

Asubay Tefrikası-12 isimli bu makâlemizde

Deniz Astsubay sınıfının târihi hakkında ilk defâ olmak üzere

Bugün burada ortaya çıkartdığımız 1929 sene ve 1446 sayılı Kânuna göre;

Deniz Astsubay sınıfının şu anki “mezuniyet dönem sayısından42 senetenzil” edilecek

Ve dahi

 

2021 senesi Ağustos ayında tertip edeceği diploma tevdi töreninde

Deniz Gedikli Küçük Zâbit İhzârî Mektebi'nin vârisi olan Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu,

   “89’uncu dönem” “Deniz Astsubay Çavuşları” mezun edecek.

 

                                                                                                      ESKİ TÜFEK - 2021     

 

  *  *  *   

 

Deniz Kuvvetleri Komutanlığına,

Deniz Astsubay Meslek Yüksekokuluna,

Deniz Astsubaylarına hayırlı olsun.

Asubay Tefrikası _12 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

  

Şükrü IRBIK

(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.

 

 

   Evvelki bölümleri ve kısımları okumak için resimleri tıklayınız   

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık BrövesiKapak 5

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Sahil Güvenlik Komutanlık BrövesiAsubay Tefrikası _7 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık Brövesi

Asubay Tefrikası _14_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK
Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık BrövesiAsubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

 

 

Asubay Tefrikası -11-

Aralık 27, 2020

Asubay Tefrikası - 11

 Büyü Bozuldu;

Son Yüz Senenin Yalanı!

 

  Asubay Tefrikası _13_ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSöz Verdim!

 

   08 Mart 2017 Çarşamba günü

   emekliassubaylar.org’da yayınladığımız

   Asubay Tefrikası isimli makâle silsilemizin birinci bölümünde

   Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK

   Siz muhterem okuyanlara şu sözü vermiş idim!

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  

 

   Vaad etdim!

   4752 Sayılı Astsubay Meslek Yüksekokulları Kânununun

   2002 senesinde TBMM’de müzâkeresi esnâsında;

   Başbakandan milletvekillerine,

   Millî Savunma Bakanından Genelkurmay Başkanına kadar

   Devleti idâre eden eden zübük siyâsiler

   Ve dahi

   Subayın söylediği filfilli yalanları teşhir etdiğimiz

   Asubay Tefrikası – 10 isimli makâlemizi de 07 Ekim 2020 Çarşamba günü

   Şu vaad ile noktalamış idik;

 Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun astsubaylarını kandırmak için

  Genelkurmay Başkanının söylediği

  “Son yüz senenin yalanını” ise

  "Müteakip" makâlemizde anlatacağız, inşallah…

                                                                   ESKİ TÜFEK - 2020  

  *  *  *  

 

   Hamd Olsun!

   Şükürler olsun! Allah kısmet etdi,

   “Müteakip” makâlemizin vakdi, zamânı geldi…

   Ve dahi

   Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun astsubaylarını kandırmak için

   Genelkurmay Başkanının söylediği “son yüz senenin yalanını

   Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemizde

   Bugün Eski Tüfek’de ifşâ edeceğiz, evvelallah…

   Hem de bugüne kadar yazdığım en kısa Asubay Tefrikası ile…

 

  *  *  *  

 

   Oku! 

   

   Bilmeyenler öğrensin,

   Bu makâlemizi okuyanlar da okumayanlara söylesin!..

   Çünkü;

   Okur isen öğrenirsin,

   Öğrenir isen anlarsın,

   Anlar isen doğru karar verirsin,

   Doğru karar verir isen şâyet

   Seni, kimse kandıramaz!..

 

  *  *  *  

 

   Büyü Bozuldu!

 

   Bilmeyenler öğrensin,

   Bu makâlemizi okuyanlar da okumayanlara söylesin!..

   

   Yalan perdesi aralandı,

   Büyü bozuldu,

   Diller çözüldü!..

   1956 senesinden beri gaflet, dalâlet ve hıyânet uykusunda

   Cehennemî korkular dolu kâbuslar ile sayıklayan yalanlar kendini ele verdi!..

   Biz köle astsubayları aldatmak için

   Kerizci subaylarımızın son 64 seneden beri söylediği yalanları

   Ve

   Yapdığı kânunsuzlukları

   Târihin ebedî sinesinde boğmaya ahdeden “hakikât şafağı” sökmek üzere!..

 

  *  *  *  *  *  

 

   Okuyana Tavsiye!

 

   Okumaya başlamadan evvel,

   Kıymetli okuyanlarımıza bir tavsiyem var!

   Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemiz;

   Asubay Tefrikası – 7  ve Asubay Tefrikası – 8 isimli mukaddem makâlelerimizin mütemmim cüzleridir.

   Bu cümleden olmak üzere;

   Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemizi lâyıkı veçhe anlamak için

   Asubay Tefrikası – 7

   Ve dahi

   Asubay Tefrikası – 8 isimli bu iki mukaddem makâlelerimizi lutfen okuyunuz.

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

 

 

 

  *  *  *  

 

               TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANLIĞINA

                                                                                                ANKARA

     

                                                                                                                                                                  03 Kasım 2020

   Konu: Türk Ordusundaki “Astsubay” Sınıfının NATO’daki Denkliği Hakkında.

   İlgi: (a) 2771 sayı ve 10 Haziran 1935 târihli Ordu Dâhilî Hizmet Kânunu.

   (b) 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânunu.

   (c) 926 sayı ve 27 Temmuz 1967 târihli TSK Personel Kânunu.

   (ç) 211 sayı ve 04 Ocak 1961 târihli Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kânunu.

   (d) 7179 sayı ve 25 Haziran 2019 târihli Askeralma Kanunu.

   (e) NATO NSA Standardization Agreement (STANAG 2116. Edition-6, 25 February 2010), NATO Codes for grades of military personnel, (First promulgated in 1964).

   (f) The Career Compensation Act of 1949, dtd. October 12, 1949, Public Law-351.

   (g) The Military Pay Act of 1958, dtd. May 20, 1958. (Public Law 85-422).

  (ğ) 5886 sayı ve 18 Şubat 1952 târihli Kuzey Atlantik Andlaşmasına Türkiye Cumhuriyetinin Katılmasına Dair Kanun.

   (h) 05 Şubat 2020 târih, 2000335413 sayı ve “Millî/NATO Neşriyât Talebi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.

   (ı) 12 Şubat 2020 târih, 2000394688 sayı ve “Millî/NATO Neşriyât Talebi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.

   (i) 20 Şubat 2020 târih, 2000464360 sayı ve “Millî/NATO Neşriyât Talebi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.

   (j) 05 Mart 2020 târih, 2000595186 sayı ve “Millî/NATO Neşriyât Talebi Hakkındakonulu CİMER dilekcem.

  (k) 1956 ABD Silâhlı Kuvvetler Personel Kânûnu. (US Code, Title 10– Armed Forces, dtd. Aug. 10, 1956, Public Law-1028.

   (l) Genelkurmay Başkanlığı, MS 76-1(C) İngilizce-Türkce Müşterek Askerî Terimler Sözlüğü, Genelkurmay Basımevi, Ankara-2007.

   (m) 6020 sayı ve 21 Ocak 1953 târihli Harb Felâketzedelerinin Himayesine dair 12 Ağustos 1949 târihli Cenevre Sözleşmelerinin Onanması Hakkında Kanun.

   (n) 334 sayı ve 27 Mayıs 1961 târihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası.

   (o) 2709 sayı ve 07 Kasım 1982 târihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası.

   (ö) 3269 sayı ve 18 Mart 1986 târihli Uzman Erbaş Kânûnu.

   (p) 6191 sayı ve 10 Mart 2011 târihli Sözleşmeli Erbaş ve Er Kânûnu.

   (r) 7179 sayı ve 25 Haziran 2019 târihli Askeralma Kânûnu.

  (s) 03 Aralık 2019 târih, 1902824306 sayı ve “Amerikan Ordusunda “astsubay” isimli asker sınıfının mevcudiyeti hakkında” konulu CİMER dilekcem.

   (ş) TSK İç Hizmet Yönetmeliği (R.G Târihi: 06 Eylül 1961, R.G. Sayısı: 10899).

   (t) Astsubay Sicil Yönetmeliği (R.G. Târihi: 28.12.1998, R.G Sayısı: 23567).

   (u) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu. 

                              (03 Kasım 2020 târih ve İKİ BÖLÜMLÜ CİMER DİLEKCEMİN BİRİNCİ BÖLÜMÜDÜR)

   1. İlgi (a)’da mezbûr 2771 sayılı Ordu Dâhilî Hizmet Kânunu; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ordu teşkilâtını tanzim eden Cumhuriyet dönemi ilk askerî idârî Kânundur. İkinci ve dördüncü maddelerinde sarahâten tasrih ve tavzih edildiği üzere Cumhuriyetin kurucu irâdesi; 2771 sayılı işbu Kânun ile Cumhuriyet Ordusu’nu 1935 senesinde “subay” ve “erât” olmak üzere “iki sınıf asker” ile teşkil etdi.

   2. İlgi (b)’de mezbûr 5802 sayılı Astsubay Kânunu; “astsubay” olarak tesmiye edilen yeni asker sınıfını Türk Ordusunda ilk kez olmak üzere teşkil eden temel Kânundur. 2771 sayılı Kânunun 1935 senesinde “subay” ve “erât” olmak üzere “iki sınıf asker üzerine teşkil etdiği ” Cumhuriyet Ordusuna; 5802 sayılı işbu Kânun ile 1951 senesinde “astsubay” sınıfı “üçüncü bir asker sınıfı olarak” ilâve edildi.

   3. Birinci Bölüm, Genel Hükümler, “Astsubaylar” başlığı altında yer alan 5802 sayılı işbu Kânun, “astsubay” olarak tesmiye etdiği asker sınıfını birinci maddesinde şöyle târif eder;

   BİRİNCİ MADDE — Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma,

   Gümrük Koruma birlikleri kadrolarının “astkomuta kademelerinde” eğitim, sevk ve idare ile diğer idari

   işlerde “subaya yardımcı olarak görevlendirilen askerî şahıslara (Astsubay) adı verilir.

   4. “Gerekçe”sinde Başbakan Adnan MENDERES’in sarâhaten tasrih etdiği üzere, TBMM’nin 1951 senesinde kabul edip meriyyete koyduğu 5802 sayılı Astsubay Kânununun maksadı şunlar idi;     

   a. Anadolu'nun küçük kasabalarında,

  • Ortaokuldan fazla tahsil imkânını bulamamış yüksek kâbiliyetli Türk çocuklarına
  • Daha geniş hizmet imkânları verilecek

        Ve dahi

  • Liyâkatleri ile mütenasip rütbelerle taltif edilecekler idi.

   

   b. Bu maksadı tahakkuk etdirmek üzere 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile;

  • 9 senelik hizmetini tamamlayan astsubaylar,subaylığa yükselecekler”,
  • Böylece kazanılacak Teğmen-Yüzbaşı rütbesindeki sınıf subayları, ordu subay mahrutunun kaidesini teşkil edecek,
  • Subaylığa yükselmeyen astsubaylardan arzu edenler Ordudan ayrılacak,

        Ve böylece

  • Orduda “bedbin” bir zümre yaratmaktan ziyâde istekli kimselerin çalışması temin edilecek idi.

   5. 5802 sayılı Astsubay Kânununu tetkik etdiğimde;       

    a. Astsubayların “erât gibi” beslendiği ve giydirildiğini (Madde-19),

    b. Astsubayların sağlık işlemlerinin “subay oluncaya kadar” ordu mensuplarına mahsus beden kâbiliyeti yönetmeliğinin “erler hakkındaki esaslarına göre” yürütüldüğünü (Madde-20),

       c. Astsubayların 9 sene fiili hizmete tâbi olduğunu (Madde-24),

       ç. Astsubayların emekli hakları konusunda 5802 sayılı işbu Kânunda hiçbir hüküm mevcut olmadığını,

   Tesbit etdim.

   6. Bütün hâlinde tetkik edildiğinde 5802 sayılı Astsubay Kânununun;       

       a. “Astsubay” sınıfı için “emeklilik hakkı” derpiş etmediğini,

     b. “Emeklilik hakkı” derpiş etmediği için de işbu Kânunun “astsubay” sınıfını Ordumuzda “muvakkat” bir asker sınıfı olarak teşkil etdiği kolayca anlaşılmakdadır.

                 

   7. “Gerekçe”sinde Başbakan Adnan MENDERES’in sarâhaten tavzih ve tasrih etdiği üzere; 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile astsubay sınıfının, “subaylığa yükselmesi” esas olarak alınmış idi. Ancak ne var ki; 27 Mayıs darbesini yapan darbeci subaylar 5802 sayılı işbu İlgi (b) Kânunu, İlgi (c)’de mezbûr 926 sayılı TSK Personel Kânunu ile 1967 senesinde ilga etdiler.

   8. 5802 sayılı Astsubay Kânununu, 926 sayılı Kânun ile 1967 senesinde ilga eden 27 Mayısın darbeci subayları;

Başbakan Adnan MENDERES hükûmetinin “astsubay” sınıfına verdiği başda “subaylığa terfi”, “9 sene mecburî hizmet”, “askerî teknisiyenliğe nakil” vs. bugün dahi mevcut olmayan özlük ve terfi haklarını tamamen gaspetdiler.

   9. Başbakan Adnan MENDERES’in yapdığı 5802 sayılı Astsubay Kânununu 1967 senesinde ilga eden 27 Mayıs’ın darbeci subayları;

   5802 sayılı işbu Kânunun “astsubay” sınıfını târif eden sâdece birinci maddesini “ipka” etdi. Bu hakikâtın tabii neticesi olmak üzere de,

   5802 sayılı Astsubay Kânununun “subay yardımcısı” olarak 1951 senenesinde teşkil etdiği “astsubay” sınıfı; kolu kanadı kırılmış, subaylığa terfi hakkı da dâhil olmak üzere her türlü özlük ve terfi hakları gasp edilmiş olarak Türk Ordu teşkilâtında bugun de hukûki mevcudiyetini devâm etdirmekdedir.

   10. Sekizinci maddesi ile “astsubay” sınıfının rütbe isimlerini 5802 sayılı Astsubay Kânunu, 1951 senesinde şöyle tesmiye ve tasnif etdi;

      Çavuş

      Üstçavuş

      Başçavuş

      Kıdemli Başçavuş

   Yukarıda görüldüğü üzere; teşkil edildiği 1951 senesinde “astsubay” sınıfının rütbe sayısı “dört” idi.

   11. İlgi (ç)’de merkûm 211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu; 27 Mayıs darbeci subaylarının, 27 Mayıs darbesinden sâdece sekiz ay sonra yapdığı katıksız bir darbe Kânunudur. Hâlen meriyyetde olan 211 sayılı işbu darbe Kânunu; Türk Ordusunun iç hizmetlerini tanzim etmek üzere 1935 senesinde meriyyete konulan 2771 sayılı Kânun yerine ikâme edilen temel askerî idârî Kânundur. 211 sayılı işbu darbe Kânunu ile darbeci subaylar; “A- Esaslar, I- Tarifler” başlığı altında yer alan Madde-3 Askerler ve Rütbeler, (b) Rütbeler, (2) Astsubaylar bendinde “astsubay sınıfının rütbe isimlerini” şu şekilde tâdil, tesmiye ve tasnif etdi;

      Çavuş

      Üstçavuş

      Başçavuş

      Kıdemli Başçavuş

      Astsubay Çavuş

      Astsubay Üstçavuş

      Astsubay Başçavuş

      Astsubay Kıdemli Başçavuş

   12. Yukarıda görüldüğü üzere;

  • 1951 senesinde teşkil edilen “astsubay” sınıfı rütbe isimlerinin önüne darbeci subaylar; İlgi (ç)’de merkûm 211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu ile “astsubay” kelimesini ilâve etdi.
  • 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile “dört” adet olarak tesbit edilen “astsubay rütbe sayısı” ise 211 sayılı işbu darbe Kânun ile gene “dört” olarak muhafaza edildi.

   13. İlgi (c)’de mezbûr 926 TSK Personel Kanunu; gene 27 Mayıs darbeci subaylarının, 1967 senesinde yapdığı başka bir darbe Kânunudur. 926 sayılı bu Kânun aynı zamanda; Türk Ordusunda “muvazzaf astsubay” isimli asker sınıfını ilk kez olmak üzere teşkil eden Kânundur. 926 sayılı işbu darbe Kânunu ile 27 Mayıs’ın darbeci subayları, “muvazzaf astsubay” olarak tesmiye etdiği “yeni ve muvazzaf” asker sınıfını;     

      a. Sanki harp okullarında 6 sene tahsil görmüş subaylar gibi,

      b. Sanki Cumhurbaşkanlığı karârnâmesi ile subay nasbedilimiş harp okulu mezunu subaylar gibi,

      c. Sanki Kuvvet Komutanlığı, Genelkurmay Başkanlığı yapacak subaylar gibi,

   Tam 10 sene “mecburî hizmete” cebretdiler.

   14. Hâlen meriyyetde olan 926 sayılı İlgi (c) darbe Kânunu; Türk Ordusu “muvazzaf subay” ve “muvazzaf astsubay” sınıflarının özlük haklarını tanzim eden temel askerî idârî Kânundur. 926 sayılı işbu darbe Kânunu 77’inci maddesi ile darbeci subaylar; “astsubay” sınıfının rütbe isimlerini 1967 senesinde şöyle tâdil etdi;

      Astsubay Çavuş

      Astsubay Kıdemli Çavuş

      Astsubay Üstçavuş

      Astsubay Kıdemli Üstçavuş

      Astsubay Başçavuş

      Astsubay Kıdemli Başçavuş

   15. Yukarıda görüldüğü üzere; 1951 senesinde “dört” adet olan “astsubay” sınıfının rütbe silsilesi; İlgi (c)’de merkûm 926 sayılı TSK Personel Kânunu ile “iki” adet arttırıldı ve “altı” adet oldu.

   16. İlgi (d)’de mezkûr 7179 sayı ve 25 Haziran 2019 târihli Askeralma Kanunu 62’nci maddesi ile; İlgi (ç)’de merkûm 211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu üçüncü maddesinde yer alan “astsubay rütbelerine”  “astsubay astçavuş” olarak tesmiye edilen yeni bir “astsubay rütbesi” ilâve edildi. 7179 sayılı işbu Kânun ile “astsubay çavuş” rütbesinin ilâve edilmesi ile birlikde; “6” adet olan “astsubay rütbeleri” “7” adet oldu.

İşbu dilekcemi gönderdiğim 03 Kasım 2020 târihi itibârı ile de cârî askerî mevzuâtımızda “7 adet astsubay rütbesi” mevcutdur.                                                                             

   17. Amerikan Devleti;

      a. 1949 senesinde İlgi (f)’de mezkûr Public Law-351 sayılı Meslekî Tazminât Kânununu meriyyete koydu. İşbu Kânun ile Amerikan Devleti; Ordularında aynı işi yapan “subaylar” ve “erlerin” kendi sınıfları içinde “emek/ücret” eşitliğini tesis etdi. 351 sayılı işbu Kânuna göre maaş hesaplamasında esas alınmak üzere;       

   a.1- Muvazzaf subay rütbeleri; OF-1 OF-8 olmak üzere 8 maaş derecesi (grade)’ne,

  a.2- Mükellef Er rütbeleriE-1 — E-7 olmak üzere 7 maaş derecesi (grade)’ne taksim edildi.

       b. 1958 senesinde İlgi (g)’de mezbûr Public Law 85-422 sayılı Askerî Maaş Kânununu meriyyete koydu. 85-422 sayılı işbu Kânun ile Amerikan Devleti, Amerikan Ordusundaki;           

            b.1- Muvazzaf Subay sınıfına O-9 ve O-10 maaş derece (grade)’lerini,

            b.2- Mükellef Er sınıfına ise E-8 ve E-9 maaş derece (grade)’lerini ilâve etdi.

       c. Amerikan Devletinin İlgi (f ve g) Kânunlar ile kendi ordularında;

          c.1- Amerikan “subayı” için tahsis etdiği “O-1:O-10” maaş derece (grade)’lerini; OF-1:OF-10” şeklinde 10 derece (grade) olarak,

          c.2- Amerikan “eri” için tahsis etdiği “E-1:E-9” maaş derece (grade)’lerini; OR-1:OR-9” şeklinde 9 derece (grade) olarak,

   NATO üyesi devletlerin kabul etmesi ile birlikde; 1964 senesinde meriyyete koyduğu İlgi (e)’de merkûm 2116 sayılı NATO STANAG Anlaşmasına aynen ithâl etdi.

   18. İlgi (e)’de merkûm NATO NSA Standardization Agreement (STANAG 2116); NATO üyesi devletlerin ordularında kendi iç hizmetlerine göre tasnif ve teşkil etdikleri “asker sınıflarını” NATO’da belli kurallar dahilinde eşitleyen Anlaşmadır. İlgi (ğ)’de mezkûr 5886 sayılı Kânun ile Türkiye Cumhiriyeti, 1952 senesinde Kuzey Atlantik Andlaşması (NATO) üyesi oldu. NATO üyesi olmak ile birlikde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İlgi (e)’de mezbûr 2116 sayılı Anlaşma hükümlerine tâbi olmayı kabul etdi. NATO üyesi devletlerin kabul etdiği işbu İlgi (e) Anlaşmanın ilki, 1964 senesinde meriyyete girdi. En son olarak 2010 senesinde tâdil edilen STANAG 2116 sayılı işbu Anlaşmanın 6’ıncı sürümü (Edition-6) hâlihazırda yürürlükdedir. 2116 sayılı işbu NATO STANAG Anlaşması ile       

      a. NATO emrinde görev yapacak askerler “iki sınıfda” tasnif ve tefrik edildi;                               

           1. Officer Personennel (subay personel),

           2. Non-officer personnel (subay  olmayan  personel)

       

       b. NATO’da “iki sınıfda” tasnif edilen askerlerden;

          1. Officer Personnel (subay personel) rütbelerine denk gelmek ve OF (Officer) rumuzu ile yazılmak üzere OF-1: OF-10 arasında 10 adet subay NATO Code (grade/derece) tahsis edildi.

       2. Non-officer personnel (subay olmayan personel) rütbelerine denk gelmek ve OR (Other Ranks) rumuzu ile yazılmak üzere OR-1:OR-9 arasında 9 adet “subay  olmayan  personelNATO Code (grade/derece) tahsis edildi.

       

      c. 2116 sayılı işbu Anlaşmanın “Application” başlığı altında yer alan 9’uncu maddesi mucibince;

          c.1- NATO görevlerine tâyin edilecek personel talepleri bu STANAG’da tesbit edilmiş NATO kodu ile belirtilir.

          c.2- Üye devletlerin normalde görevlendirme belgesinde beyan edilen NATO talimatlarında belirtilen rütbeye sahip personelin tayin edildiği görevleri icra etmesi beklenir.

          c.3- Tayin evrağında belirtilen NATO kodunan farklı bir rütbe derecesine (grade) sahip askerin, millî rütbesine bakılmaksızın NATO görevini yerine getirmesi beklenir.

   19. İlgi (e)’de merkûm 2116 sayılı işbu NATO Anlaşmasının “Annex-D” bölümünde “NATO Codes for Non-officer personnel–ARMY” (subay olmayan personel–KARA)‘nın “millî rütbe isimleri” ve bu rütbelerin OR-1:OR-9 arasına denk gelen NATO muâdili rütbe derece (grade)’leri yer almakdadır. 2116 sayılı işbu Anlaşmanın “Annex-D” bölümü, D-3 sayfasının “NATO Codes for Non-officer personnel–ARMY” (subay olmayan personel–KARA) başlığı altında yer alan çizelgenin,       

        a. “TUR” sütununda Türk Kara Ordusunda “subay olmayan askerlerin” türkce rütbe isimleri,

    b. “TUR” sütununun sağ bitişiğindeki “USA” sütunda ise Amerikan Kara Ordusunda “subay olmayan askerleriningilizce rütbe isimleri yer almakdadır.

   20. İlgi (e)’de merkûm 2116 sayılı NATO Anlaşmasının “Annex-D” bölümü, D-3 sayfasında yer alan “NATO Codes for Non-officer personnel–ARMY” (subay olmayan personel–KARA) başlığı altındaki çizelgenin;

       a. “TUR” sütununun ilk dört satırında Türk Kara Ordusuastsubay” sınıfına ait aşağıda görülen 4 adet türkce astsubay rütbe isimleri yer almakdadır;

        Rank                                          :          NATO Code (Grade):

  • Astsubay Kıdemli Baş Çavuş                     (OR-9)
  • Astsubay Baş Çavuş                                   (OR-8)
  • Astsubay Kıdemli Üst Çavuş                      (OR-7)
  • Astsubay Çavuş                                           (OR-6)

   

     b. “TUR” sütununun sağ bitişiğindeki “USA” sütunda ise Amerikan Kara Ordusuer” sınıfının ingilizce rütbe isimleri yer almakdadır.

     c. Yukarıda verdiğim bilginin STANAG 2116, D-3 sayfasındaki izahlı görüntüsü şöyle olmakdadır;

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Amerikan Kara Kuvvetleri "Er" Rütbe isimleri ve NATO dereceleri:

      Rank                                                             :     NATO Code (Grade):

  • Sergeant Major, Master Gunnery Sergeant           (OR-9)
  • Master Sergeant                                                      (OR-8)
  • Sergeant First Class, Gunnery Sergeant              (OR-7)
  • Staff Sergeant                                                          (OR-6)
  • Sergeant                                                                   (OR-5)
  • Corporal                                                                   (OR-4)
  • Private First Class, Lance Corporal                     (OR-3)
  • Private E-2, Private First Class                             (OR-2)
  • Private E-1                                                              (OR-1)

 

  *  *  *  

 

   ç. Türk Hava Kuvvetleri astsubay sınıfı rütbe isimleri de;

   Aynı Anlaşmanın “Annex-F” bölümü sayfa F-3'de Türk Hava Kuvvetleri "astsubay" sınıfı rütbe isimleri de

   Şu şekilde yer almakdadır.

     Rank                                          :                              NATO Code (Grade):

  • Astsubay Kıdemli Baş Çavuş                                            (OR-9)
  • Astsubay Baş Çavuş                                                          (OR-8)
  • Astsubay Üstçavuş, Astsubay  Kıdemli Üst Çavuş          (OR-7)
  • Astsubay Çavuş, Astsubay Kıdemli Çavuş                      (OR-6)


Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

                 Amerikan Hava Kuvvetleri "Er" Rütbe isimleri ve NATO dereceleri:

        Rank                                          :   NATO Code (Grade):

  • Chief Master Sergeant                         (OR-9)
  • Senior Master Sergeant                       (OR-8)
  • Maseter Sergeant                                  (OR-7)
  • Technical Sergeant                               (OR-6)
  • Staff Sergeant                                        (OR-5)
  • Senior Airman, Sergeant                      (OR-4)
  • Airman First Class                                 (OR-3)
  • Airman                                                     (OR-2)
  • Basic Airman                                          (OR-1)

 

  *  *  *  

 

   21. Türk Deniz Kuvvetleri "astsubay" sınıfı rütbe isimleri ise

   STANAG 2116 sayılı işbu Anlaşmanın “Annex-E” bölümünde şu şekilde yer almakdadır;

        “TUR” sütununun “ilk satırındakiOR-9 derecesinin Türkce rütbe karşılığı mevcut değil.

   Takip eden sonraki “ilk üç satırında” ise;

          Türk Deniz Kuvvetleriastsubay” sınıfına ait aşağıda görülen 3 sıra türkce "astsubay" rütbe isimleri yer almakdadır;

       Rank                                                                             :        NATO Code (Grade):

  • Astsubay Baş Çavuş, Astsubay Kıdemli Baş Çavuş               (OR-8)
  • Astsubay Üstçavuş, Astsubay Kıdemli Üstçavuş                    (OR-7)
  • Astsubay Çavuş, Astsubay Kıdemli Çavuş                               (OR-6)

    

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Amerikan Deniz  Kuvvetleri "Er" Rütbe isimleri ve NATO dereceleri

        Rank                                          :   NATO Code (Grade):

  • Master Chief Petty Officer                        (OR-9)
  • Senior Chief Petty Officer                          (OR-8)
  • Chief Petty Officer                                      (OR-7)
  • Chief Petty Officer First Class                  (OR-6)
  • Chief Petty Officer Second Class             (OR-5)
  • Chief Petty Officer Third Class                 (OR-4)
  • Seaman                                                         (OR-3)
  • Seaman Apprentice                                   (OR-2)
  • Seaman Recruit                                          (OR-1)

       (03 Kasım 2020 târih ve İKİ BÖLÜMLÜ CİMER DİLEKCEMİN İKİNCİ VE SON BÖLÜMÜDÜR)

   22. İlgi (e)’de merkûm STANAG 2116 sayılı NATO Anlaşmasını; İlgi (h-j)’de mezkûr CİMER dilekcelerim ile Millî Savunma Bakanlığından 4 defa talep etdim. Fakat mevcut mevzuât ile hiçbir alâkası olmayan gerekceler ileri süren Millî Savunma Bakanlığı her seferinde STANAG 2116 temin talebimi reddeddi. Millî Savunma Bakanlığının işbu Anlaşmayı tarafıma vermeyi reddedmesinin; Türk astsubay sınıfının NATO’da  denkliği konusunda 1964 senesinde beri yapılan Kânunsuzluğun ortaya çıkmasını engellemeye yönelik bir hamle olmakdan başka bir ihitimâl söz konusu olamaz. İşbu dilekcemin sahibi ben Şükrü IRBIK da; Türk Millî Savunma Bakanlığının şahsıma vermediği söze konu STANAG 2116’yı Yunanistan Millî Savunma Bakanlığından talep etdim.

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  

   Yunanistan’ın Ankara Büyükelçiliği’nin; aşağıdaki mektubumu Yunanistan Millî Savunma Bakanlığına göndermesini saygılarım ile arz ederim.

   I kindly request Greek Embassy, Ankara to forward the below letter of mine to Hellenic National Defence General Staff.

                                                                                                                                   

   Sincerely yours,

   Şükrü IRBIK

   (Ret.) MCPO, TUR Coast Guard

                                                  HELLENIC NATIONAL DEFENCE GENERAL STAFF

                                                                             

                                                                                                                                                   November 01, 2020

   Subject: NATO Document Request.

   Ref.: NATO NSA Standardization Agreement (STANAG 2116. Edition-6, 25 February 2010), NATO Codes for grades of military personnel.

   Dear Sir,

   I am a retired MCPO from Turkish Navy and Coast Guard. I have been studying military history since I had retired.    I am lately interested in national ranks and their NATO equivalents. İn this respect, I need e-copy of reference NATO STANAG 2116 document.

   I have already requested it from Turkish National Defence Ministry but unfortunately, I was refused due to security concern. As a retired MCPO, I am quite aware the fact that security concerns of Turkish National Defence Ministry is not justifiable at all due to fact that classification of the document I requested is purely “UNCLASSIFIED”.

   Although Turkish National Defence Ministry did not respond positively to my reference document request, I hope that Hellenic National Defence General Staff may quite easily appreciate that this document is not a security concern at all.

   So, I kindly request Hellenic National Defence General Staff to provide and forward to me reference NATO STANAG 2116.

   Sincerely yours,

   Şükrü IRBIK

   (R) MCPO, TUR Coast Guard

23. İlgi (e)’de merkûm 2116 sayılı NATO Anlaşmasının “Annex-D” bölümü, “NATO Codes for Non-officer personnel–ARMY” (subay olmayan personel–KARA) başlığı altındaki çizelgelerde mevcut rütbe isimleri için; 2116 sayılı işbu Anlaşmanın 4’üncü sayfasındaki “National References”, “Non-officer personnel” başlığı altında;       

      a. “TUR” rumuzu ile ifade edilen Türk Ordusu “subay olmayan askerlerin” türkce rütbe isimleri için T.S.K İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği’nin,

       b. “TUR” sütununun hemen altında yer alan “USA” rumuzu ile ifade edilen Amerikan Ordusu “subay olmayan askerlerininingilizce rütbe isimleri için ise “Title 10, US Code”’un,

Kaynak olarak beyan edildiğini gördüm.

   24. STANAG 2116 sayılı NATO Anlaşmasının 4’üncü sayfasındaki “National References”, “Non-officer personnel” başlığı altında yer alan “USA” rumuzu ile ifade edilen Amerikan Ordusunun “subay olmayan askerlerininingilizce rütbe isimleri için kaynak olarak beyan edilen İlgi (k)’da mezbûr Title 10, US Code; Amerikan Devleti Silahlı Kuvvetleri Personel Kânunudur. Amerikan Devletinin 1956 senesinde tâdilen meriyyete koyduğu işbu İlgi (k) Kânunun; Chapter – I, 101. Definitions, (b) Personnel Generally) başlığı altında, Amerikan Silahlı Kuvvetlerinde mevcut ve müstahdem “asker sınıfları” tesmiye, tasnif ve tefrik edilmiş.

   25. Amerikan Devleti Silahlı Kuvvetleri Personel Kânunu olan işbu İlgi (k) Kânunun; Chapter – I, 101. Definitions, (b) Personnel Generally) başlığı altında yer alan Amerikan Silahlı Kuvvetleri askerleri şu “iki sınıfda” tasnif edilmiş;       

      a. Officer (Commissioned Officer and Warrant Officer); Muvazzaf/Gedikli Subay

      b. Enlisted Member; Gönüllü Er

   26. İlgi (l)’de mezbûr sözlük; Türk Genelkurmay Başkanlığının 2007 senesinde neşretdiği İngilizce-Türkce Müşterek Askerî Terimler Sözlüğü’dür. Genelkurmay Başkanlığının  ücreti mukâbili piyasada satdığı MS 76-1(C) RAY sayılı işbu sözlüğün neşrinden maksat; “Amerikan Silahlı Kuvvetlerinin neşriyâtından şimdiye kadar yapılan çevirmelerde standart terimlerin mevcut olmaması yüzünden meydana gelen yanlışlık ve aykırılıkları önlemek” idi. İşbu İlgi (l)’de mersûm işbu İngilizce-Türkce sözlüğün 183’üncü sayfasında yer alan ingilizce “enlisted” kelimesini Genelkurmay Başkanlığının; “Erat sınıfına mensup şahıs, er, asker” şeklinde türkceye tercüme etdiğini tesbit etdim.

   27. İlgi (m)’de mezbûr 6020 sayılı Harb Felâketzedelerinin Himayesine dair 12 Ağustos 1949 târihli Cenevre Sözleşmelerinin Onanması Hakkında Kânun ile Türkiye Cumhiriyeti; işbu Kânuna merbut Cenevre Sözleşmelerini 1953 senesinde kabul etdi. Birleşmiş Milletler’de gözlemci üyel olan Milletlerarası Kızılhaç Komitesi’ne ait işbu Cenevre Sözleşmelerini kabul etmek ile birlikde Türkiye Cumhuriyeti Devleti; harp esiri askerlere işbu Cenevre Sözleşmeleri ahkâmı mucibince muamele edeceğini taahhüt etdi. İşbu Sözleşmeye konu olan “iki sınıf asker” mevcutdur;

      a. Subay esirler,

      b. Diğer esirler

   Fakat ne var ki;

   6020 sayılı Kânuna merbut işbu Cenevre Sözleşmeleri metininde “astsubay” kelimesi mevcut dahi değildir. Bu cümleden olmak üzere; muhtemel bir esâret durumunda Türk astsubaylar, “diğer esirler” sınıfına dahil olan Erbaş ve erler ile bir ikâme ve ibâte edilecek. Bu durum ise; 1632, 211 ve 926 sayılı Kânunlar ile tahrih edildiği üzere temelinde “kıdem” ve “disiplin” olan askerlik san’atına esasdan aykırıdır.

   28. İlgi (n)’de mezbûr 334 sayılı Kânun, 1961 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’dır. İşbu Anayasa’nın “b. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma” başlığı altında yer alan Madde 65, şu ahkâmı âmirdir;

       a. (1) Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı Devletlerle ve milletlerarası kurullarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir Kanunla uygun bulmasına bağlıdır.

       b. (4) Türk Kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında 1’nci fıkra hükmü uygulanır.

       c. (5) Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar Kanun hükmündedir.

       ç. (6) Bunlar hakkında 149 ncu ve 151 nci maddeler gereğince Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.

   29. İlgi (o)’da mezbûr 2709 sayılı Kânun, 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’dır. İşbu Anayasa’nın “D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma” başlığı altında yer alan Madde 90, şu ahkâmı âmirdir;

     a. (1) Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir Kanunla uygun bulmasına bağlıdır.

      b. (4) Türk Kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında 1’nci fıkra hükmü uygulanır.

      c. (5) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar Kanun hükmündedir.

      ç. (6) Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.)

    d. (7) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla Kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

   30. İlgi (e)’de mezkûr 2116 sayılı STANAG’da mevcut “Türk astsubay sınıfının rütbe isimleri konusunda” benim ortaya çıkardığım neticeler şunlardır;

       a. Türk Ordusunda “astsubay” sınıfı ilgi (b)’de mezkûr 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile teşkil edilmiş olup astsubay” sınıfı işbu aynı Kânun ile “subay yardımcısı” olarak tavzif edilmiş,

         b. İlgi (c ve ç) Kânunlar ile tesbit edilen “astsubay” sınıfının “7 adet” rütbesinin son durumu şöyledir;

      Astsubay Astçavuş

      Astsubay Çavuş

      Astsubay Kıdemli Çavuş

      Astsubay Üstçavuş

      Astsubay Kıdemli Üstçavuş

      Astsubay Başçavuş

      Astsubay Kıdemli Başçavuş

       c. NATO üyesi devletlerin ordularındaki asker sınıflarını ve rütbelerini belli koşullarda denkleşdiren İlgi (e)’de mezkûr 2116 sayılı STANAG’da; Türk astsubay sınıfının “sâdece en kıdemli son 4 rütbe isimleri” yer almakda,

       ç. Ve fakat; Türk astsubay sınfıının “ilk üç rütbe isimleri” 2116 sayılı işbu STANAG’da yer almamakdadır.

     d. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin NATO’ya  bildirdiği böylesi yarım yamalak bir rütbe beyanı ise NATO üyesi başka hiçbir devletde söz konusu değildir.

   31. NATO’ya beyan etdiği “asker sınıfları” kapsamında işbu dilekcemin ilk 30 maddesinde verdiğim

   bilgi ve beyân etdiğim NATO ve Millî mevzuât muvacehesinde,

   Dilekce sahibi ben Şükrü IRBIK’ın ortaya çıkardığım neticeler  de şunlardır;

    a. NATO üyesi devletler;

- İlgi (e)’de mezkûr NATO STANAG 2116 isimli Anlaşma’nın “Non-officer personnel” (subay olmayan personel) bölümünde kendi ordularında müstahdem “er” sınıfı askerleri NATO’ya beyan etmiş.

     b. Ve fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti,

- İlgi (e)’de mezkûr NATO STANAG 2116 isimli Anlaşma’nın “Non-officer personnel” (subay olmayan personel) bölümünde;

5802 sayılı Astsubay Kânuna tâbi ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği “Türk astsubayları”, İlgi (ö, p ve r)’de mezbûr Kânunlara tâbi olan “uzman çavuşlar/onbaşılar” ve “erbaş ve erler” ile birlikde işbu Anlaşmanın “Non-officer personnel” (subay olmayan personel) sınıfına dâhil etmiş.   

   c. Türk Ordusunda “astsubay sınıfı”, “uzman çavuş sınıfı” ve “erbaş/er sınıfı” olmak üzere her biri kendi özel Kânunlarına tâbi olarak teşkil edilen ve birbirinden tamamen farklı olan bu üç asker sınıfını; STANAG 2116 isimli NATO Anlaşması’nın “Non-officer personnel” (subay olmayan personel) bölümünde, toptancı bir zihniyet ile tek kalemde beyan eden Türkiye Cumhuriyetinden başka NATO üyesi başka hiçbir devlet yokdur.

 

  *  *  *  

 

   TESBİTLER:

   NATO’ya beyan etdiği “asker sınıfları” kapsamında işbu dilekcemin ilk 31 maddesinde verdiğim bilgi

   Ve dahi

   Beyân etdiğim NATO ve Millî mevzuât muvacehesinde,

   İşbu dilekce sahibi ben Şükrü IRBIK’ın ortaya çıkardığım tesbitlerim şunlardır;

   1. 211 ve 926 sayılı Kânunlar ile tesbit edilen “subay” sınıfının türkce rütbe isimlerini ingilizceye tercüme etdiğimizde;

      - Türk Ordusundaki “subay” sınıfının muâdili olarak NATO üyesi devletlerin ordularındaki muâdili olarak “subay” sınıfına tekâbül etdiğini görüyoruz.

     Ve fakat

  • 5802, 211 ve 926 sayılı Kânunlar ile teşkil, tasnif ve tefrik edilen “astsubay” sınıfının türkce rütbe isimlerini ingilizceye tercüme etdiğimizde ise; Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfının STANAG 2116 sayılı NATO Anlaşmasına göre muâdili olarak ingilizce konuşan NATO üyesi devletlerin ordularındaki muâdili olarak “er” sınıfına tekâbül etdiğini görüyoruz.

   

   Bu çapraz mukâyese neticesinde ise ortaya şu rezâlet durum çıkıyor;

      a. Türk Ordusu “subay” sınıfının, NATO üyesi devlet ordularındaki “muâdili subay sınıfı” ile eşitlendiğini

         Ve fakat

     b. Türk Ordusu “astsubay sınıfının” ise yabancı devletlerin ordularında muâdili asker sınıfı mevcut olmadığından dolayı NATO üyesi devlet ordularında “er sınıfı” ile eşitlendiğini görüyoruz.

      c. Türk Ordusunda “astsubay” olarak tesmiye edilen asker sınıfının, NATO üyesi devlet ordularında “muâdili” asker sınıfı mevcut değildir,

    ç. Bu cümlenin devamı olmak üzere; NATO’da “muâdili” olmayan Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfını, NATO’ya “er” sınıfı olarak beyan etmek uluslararası mütekâbiliyet ilkesine temelden aykırıdır.

      d. Kurs, eğitim, tatbikat, toplantı ve NATO görevinde Türk astsubayları; NATO üyesi ülke ordularının “erleri” ile eşitleniyor. 5802 sayılı Astsubay Kânununun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk astsubayları; yurtdışı müşterek görevlerde “er” kadrolarında ve NATO üyesi devlet orduları “erlerinin” emrinde çalışdırılıyor. Askerlik sanatının asla kabul ve izah edemeyeceği bu rezâlet durum sâdece Türk Ordusunda mevcutdur. Bu rezâlet durum, Türk Ordusunun; Kânunsuz olarak NATO’nun emrinde ilk kez görev yapdığı Kore Harbinden buyana böyledir. Türk Devletinin NATO emrinde Kore’ye ilk asker gönderdiği 1949 senesinde Türk Ordusu; “subay”, “gedikli erbaş” ve “er” sınıfları ile görev yapdı. Bunlardan “gedikli erbaş” sınıfı, 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile Temmuz 1951 senesinde “astsubay” olarak tesmiye ve “subay yardımcısı” olarak tavzif edildi. Kurulduğu 1777 senesinden beri Amerikan Ordusunda ise hep iki sınıf asker mevcutdur; “subay” ve “er”. Kore Harbi esnasında Türk Ordusunun subayları; muâdili olan Amerikan subayları ile görev yapdı. Fakat Türk “gedikli erbaşları” ise muâdili olan Amerikan “erleri” ile görev yapdı. 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile Türk Ordusundaki “gedikli erbaş” sınıfı; Temmuz 1951 senesinde “astsubay” olarak tesmiye ve “subay yardımcısı” olarak tavzif edildi. Türk Ordusunda 1951 senesinde ihdâs edilen ve “subay yardımcısı” olarak tavzif edilen “astsubay” sınıfı Temmuz 1951 senesinden itibaren Amerikan “er” sınıfı ile eşitlendi. “Astsubay” olarak tesmiye ve “subay yardımcısı” olarak tavzif edilen asker sınıfı; 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile ihdâs edildiği 1951 senesinden beri yurtdışı müşterek görevlerde ve NATO görevlerinde; NATO üyesi devlet ordularının “er sınıfı” ile eşitlenmekde, “er kadrolarında” çalışdırılmakda ve yabancı “erlerin” emrinde görev yapdırılmakdadır.

   2. İlgi (a-t)’de mezbûr 24 adet NATO/Millî Kânun, Yönetmelik ve Andlaşmalarda yapdığım tafsilâtlı tetkik neticesinde, işbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK’ın tesbit etdiğim en çarpıcı neticeler ise şunlardır;

     a. Millî Kânunlarımızın “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği “Türk astsubayları”;

Sınıf eşitlemesi konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Amerikan Ordusu “erleri” ile denkleşdirmiş.

     b. Amerikan Devleti; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “astsubay” dediği askerine, Amerikalı “er” muamelesi yapıyor.

     c. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise; Amerikan Devletinin “er” dediği askerine Türk “astsubay” muamelesi yapıyor. Bunun en çarpıcı son iki örneği ise şunlardır;

          c.1- 2007 senesinde neşretiği İlgi (l)’de mezkûr İngilizce-Türkce Müşterek Askerî Terimler Sözlüğünün sûreti aşağıda görülen (C-1) sayfasında Genelkurmay Başkanlığı; Amerikan ve İngiliz Ordularında “astsubay” isimli asker sınıfının mevcut olduğu “yalanını” söylemekdedir.

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

    

   Amerikan Ordusunda “astsubay” isimli asker sınıfının mevcut olduğunu isbatlaması için 03 Aralık 2019 târihinde gönderdiğim 1902824306 sayılı İlgi (s) dilekceme; Millî Savunma Bakanlığının iki kere emretmesine rağmen Genelkurmay Başkanlığı cevap vermemekde ısrar etmekdedir.

       c.2- 22 Eylül 2019 târih ve 1902194475 sayı ile 13 Nisan 2020 târih ve 2001481251 CİMER dilekcelerim ile iki defa gündem etdiğim; 03 Nisan 2013 Çarşamba günü Anıtkabir’i ziyareti esnasında, USEUCOM “Kıdemli Eri”  ABD Deniz Kuvvetleri’nden Er Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.’a Genelkurmay Başkanlığının Anıtkabir’de tertip etdiği  “II Numaralı tören”’dir.

 Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

      Ön sırada ABD Deniz Kuvvetleri’nden  Er Kıdemli Başçavuş  Roy M. MADDOCKS Jr.,

      Arkasında ise Genelkurmay Başkanlığı Astsubayı, Kara ve Deniz Kuvvetleri Kuvvet Astsubayları ile

        Jandarma Genel Komutanlığı Kıdemli Astsubayı…

        Karargâhda, kışlada ve gemide;

        Türk Er'in sıçdığı helâya sıçmaya tenezzül etmeyen bu kıdemli astsubay güruhu

        Anıtkabir Aslanlı Yol’da hiç utanmadan  Amerikalı Er’in arkasında seyirtiyor gerzekler!..

                                                                               ESKİ TÜFEK - 2020  

   ABD Deniz Kuvvetleri’nden  Er Kıdemli Başçavuş  Roy M. MADDOCKS Jr.’ın

   Görevli olduğu USEUCOM’a servis etdiği bu haberi Genelkurmay Başkanlığı, Türk kamuoyundan saklamışdır.

   Amerikalı “er” için 2013 senesinde Anıtkabir'de tertip etdiği bu rezil tören hakkında gönderdiğim dilekcelerime Genelkurmay Başkanlığı inatla cevap vermiyor.

 

  *  *  *  

 

   EUCOM “Kıdemli Er”i Deniz Er Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.,

   03 Nisan 2013 Çarşamba günü öğleden sonra

   “Astsubay Üst Karargâh Hizmetleri Eğitimi” ismini verdiğimiz ucube mektebe gitmiş.

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Bu uyduruk mektebin talebesi Türk “Kıdemli Astsubayları”nı sınıfda içtima eylemiş.

   Sonra da Amerikalı ErRoy M. MADDOCKS Jr.,

   Kahraman Ordumuzun bu necip Türk “Kıdemli Astsubaylarına

   Amerikan Ordusu ve NATO’daki “kıdemli erliğin” fâzilet ve nimetlerini anlatmış…

   AÜKHE talebesi Türk “Kıdemli Astsubayları” da oturmuşlar Amerikalı Erlerin arkasına

   Mandanın tireni seyretdiği gibi Amerikalı Er Roy’u seyretmişler...

                                                                          ESKİ TÜFEK - 2020   

  *  *  *  

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

        ABD Deniz Kuvvetleri’nden  Er Kıdemli Başçavuş  Roy M. MADDOCKS Jr.,

        Ve

        Genelkurmay Başkanlığı Astsubayı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Kuvvet Astsubayları ile

        Jandarma Genel Komutanlığı ve Sâhil Güvenlik Komutanlığı  Kıdemli Astsubayları,

        03 Nisan 2013 Çarşamba günü Genelkurmay Başkanlığı Kararğâhında

        Aynı masanın etrafında hemhâ l olmuşlar!..

        Karargâhda, kışlada ve gemide;

        Türk Er ile aynı masada oturmaya tenezzül etmeyen bu kıdemli astsubay güruhu

        Oturmuşlar diz dize; Amerikalı Er’e yalakalık ediyor dangalaklar!..

***  Yalakalık: Kendisine saygısını kaybetmiş insanların; şahsî menfaatleri uğruna başkalarına gereksiz yere saygı gösdermesi ya da hak etdiğinden fazla iltifât etmesidir.

                                                                         ESKİ TÜFEK - 2020  


   

   3. İlgi (ç)’de mezbûr 211 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kânunu’nun;

       

       a.  “I – Tarifler” başlığı altında yer alan Madde 10’da “üst” ve “ast” kavramı şu şekilde târif edilir:

             - Üst tabiri, rütbe veya kıdem büyüklüğünü gösterir.

             - Ast, üstün rütbece veya kıdemce aşağısında bulunan kimsedir.

       

       b. Aynı Kânunun “II – Disiplin” başlığı altında yer alan Madde 13’de “disiplin” şu şekilde târif edilir:

             -  Kânunlara, nizâmlara ve âmirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet demektir.

             -  Askerliğin temeli disiplindir.

  • Kânunların “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfını; NATO üyesi devletlerin ordularında “er sınıfı” ile dekleşdiren ve “er” muamelesi yapdıran Genelkurmay Başkanları;

  • Ast’ı olan “astsubayların” hukukuna riâyet etmediler

         Ve

  • Türk Ordusunda askerliğin temeli olan disiplini bozdular.

   4. İlgi (ç)’de merkûm 211 sayılı  Kânuna müsteniden Millî Savunma Bakanlığının 1961 senesinde meriyyete koyduğu İlgi (ş)’de mezbûr TSK İç Hizmet Yönetmeliği; “3 - Amirin vazifeleri” başlığı altında yer alan Madde 13’de Ȃmirin birinci vazifesini şöyle tahvzih eder;

   “(…) Amir de maiyetinin şeref ve haysiyetlerini, sağlığını ve özlük haklarını gözetmeğe mecburdur.

  • Kânunların “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay sınıfını”; NATO üyesi devletlerin ordularında “er sınıfı” ile dekleşdiren, “er muamelesi” yapdıran ve “er kadrolarında” çalışdıran Genelkurmay Başkanları; astları olan “astsubayların” şeref ve haysiyetlerini gözetmediler.

   5. İlgi (ç)’de mezbûr 211 sayılı aynı Kânunun 37’nci maddesi mucibince her asker;

     “Her zaman ve her yerde kanunlara ve nizamlara itaat edeceğine namusu üzerine and içer"

  • Kânunların “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfını; NATO üyesi devletlerin ordularında “er sınıfı” ile dekleşdiren
  • Er muamelesi” yapdıran ve “er kadrolarında” çalışdıran Genelkurmay Başkanları, subay nasbedildikleri gün namusları üzerine içdikleri andı ihlâl ve inkâr etdiler.

  *  *  *  

 SONUÇ:

   1. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin;

       a. 1953 senesinde imzâladığı 6020 sayılı Kânuna merbut olarak kabul etdiği Cenevre Sözleşmeleri

          Ve dahi

       b. 5886 sayılı Kânun ile 1952 senesinde kabul etdiği NATO Andlaşmasına istinaden 1964 senesinde onayladığı İlgi (e)’de mezkûr NATO STANAG 2116 isimli Anlaşma’ya göre NATO’da şu “iki sınıf asker” mevcut ve müstahdemdir;

  • Officer personnel; subay personel
  • Non-officer personnel; subay olmayan personel

   2. Yukarıda görülen bu hükümlerden ortaya çıkan istidlâl muvacehesinde şu biricik suâli sormalıyız;

      - İlgi (b)’de mezkûr 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile teşkil edilen ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfı;

STANAG 2116 isimli NATO Anlaşması’nda tasnif edilen “iki asker sınıfından” hangisine tâbidir?

  • Officer personnel; subay personel sınıfına mı?
  • Non-officer personnel; subay olmayan personel sınıfına mı?

   3. Deniz Kuvvetleri ve Sâhil Güvelik Komutanlığında 30 sene bilfiil hizmet etdikden sonra

2011 senesinde kendi isdeği emekli olmuş emekli bir astsubay olarak işbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK’ın

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından talebim şunlardır;

       a. 5802 sayılı Kânun ile 1951 senesinde teşkil edilen ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay sınıfı”;

        “İki sınıf asker” ile teşkil edilen NATO’nun askerî teşkilâtına uygun olmayan bir asker sınıfıdır.

       b. 5802 sayılı Kânun ile 1951 senesinde teşkil edilen ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay sınıfına”; uluslararası kurs, eğitim toplantı vs. ortak askerî çalışmalarda ve NATO görevlerinde türk astsubaylarına STANAG 2116 sayılı NATO Anlaşmasının meriyyete konulduğu 1964 senesinde “er muamelesi” yapılmaktadır.

     c. 926 sayılı Kânuna müsteniden Millî Savunma Bakanlığının meriyyete koyduğu İlgi (t)’de mezkûr Astsubay Sicil Yönetmeliği Madde 17 mucibince;

   “Yurt içi veya yurt dışı kıt’a, karargâh ve kurumlarda görevli yabancı Silâhlı Kuvvetlere mensup subay veya astsubaylar, Türk Silâhlı Kuvvetlerine mensup astsubayların sicil üstü olamaz.” Bu hakikâte rağmen Türk astsubaylarına;

           c.1- NATO üyesi devletlerin ordularının “erlerinin” emrinde görev yapdırılmakta

          c.2- Sicil bağı olan “yabancı orduların erleri”, Türk astsubaylarına sicil vermekdedirler. İşbu dilekcenin sahibi 1982-2085 sicili emekli astsubay ben Şükrü IRBIK’a da 1992-1994 senelerinde NATO daimî görevim esnasında NATO üyesi devletin erleri sicil (IER: International Evaluation Report) verdi.

       ç. Türk Ordusunun astsubaylarına “er muamelesi” yapılması;

          ç.1- Uluslararası diplomatik bir rezâletdir,

          ç.2- Uluslararası karşılılık (mütekâbiliyet) ilkesine esâsdan aykırıdır,       

       d. Türkiye Büyük Millet Meclisinin meriyyete koyduğu;

           d.1- 5802, 211 ve 926 sayılı Kânunlara,

           d.2- 5886 ve 6020 sayılı Kânunlara,

           d.3- Ve bu Kânunlar ile T.C. Devletinin bağlı olduğu 1949 Cenevre Sözleşmelerine,

           d.4- 1964 NATO STANAG 2116’ya,

           d.5- 1961 Anayasası’nın 65’inci maddesine,

           d.6- 1982 Anayasası’nın da  90’ıncı maddesine temelden aykırıdır.

 

    İşbu dilekcemin konusu hakkında ilgili makâma sözlü olarak da izahât vermek isderim. 

  *  *  *  

   TALEP:

   Sâhil Güvenlik Komutanlığından emekli astsubay ben Şükrü IRBIK’ın,

   İşbu dilekcem ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından talebim şudur;

  • Türk Ordusunda bugün mevcut ve müstahdem olan “astsubay sınıfı” 5802 sayılı Kânun ile 1951 senesinde “subaya yardımcı olması için” teşkil edildi. “Subay sınıfına yardımcı olması için” Kânun ile teşkil edilmiş bir asker sınıfı, dünyânın hiçbir ordusunda bugün dahi mevcut değildir. Bugün çağdaş devletlerin ordularını sâdece “muvazzaf subay sınıfı” sevk ve idare etmekdedir.
  • Fakat ordumuzu idare etmeye yardımcı olması için “muvazzav astsubay” isimli asker sınıfı sâdece Türk Ordusunda mevcutdur. Türk subayları ordumuzu idare etmekden âciz, kâlibiyetsiz ve eğitimsiz değildir. Bu hakikâtin tabii neticesi olarak da ordumuz, “muvazzaf astsubay” sınıfına muhtaç değildir.
  • 5802 sayılı Kânun ile teşkil edilen ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği,
  • “İki sınıf asker” ile müteşekkil NATO’nun askerî teşkilâtına uygun olmayan
  • Ve işbu dilekcenin sahibi emekli astsubay ben Şükrü IRBIK’ın da mağduru olduğu Türk Ordusundaki “astsubay sınıfının” mevcut gayri hukûkî durumunu;

       a. İşbu dilekcemin İlgi (a-t)’sinde beyan etdiğim 24 adet NATO/Millî mevzuât ve Andlaşmalar muvacehesinde tetkik etmesini

           Ve dahi

       b. “İki sınıf asker” ile müteşekkil NATO’nun askerî teşkilâtına uygun hukûkî düzenleme yapmasını,

     Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından saygılarım ile arz eylerim.03.11.2020.

 

   Birinci bölüm: 03 Kasım 2020 târih ve 2004860089 sayılı CİMER dilekcem.

   İkinci bölüm: 04 Kasım 2020 târih ve 2004870123 sayılı CİMER dilekcem.

                                                                                                                                           (İmzâ)

                                                                                                                                      Şükrü IRBIK

  *  *  *  

 

***   Yukarıda okuduğunuz 03 Kasım 2020 târih ve iki bölümlü bu dilekcemin;

                       Birinci bölümü 2004860089 sayı ile

                       İkinci ve son bölümü de 2004870123 sayı ile

                       Şükrü IRBIK'ın e-devlet CİMER’deki hesabında kayıtlıdır.

Asubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  

 

   Bugüne kadar yazdığım 21 makâlenin en kısa Asubay Tefrikası olan bu on birinci bölümü,

   Bugün burada târihin eskimez unutmaz hafızasına emânet etdim.

   Konusu itibarı ile Cumhuriyet târihimizde bir astsubayın devlete verdiği “ilk dilekce" olan

   Ve dahi

   Devletin arşivinde ebediyyen duracak Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemin özü şudur.

   

   T.C. Devletinin imzaladığı ve Türk Anayasasının bile üstünde olan uluslararası andlaşmalara göre;

   Türk Ordusunda mevcut ve müesses olan “astsubay” isimli asker sınıfı “gayri meşrudur!”

   Ve dahi

   “Astsubay” isimli asker sınıfının Türk Ordusundaki hukukî durumu konusunda ben Şükrü IRBIK,

   Genelkurmay Başkanlarının bugüne kadar söylediği yalanların doğrudan mağduruyum!

   

   Bu mağduriyetime sebep olan Millî Savunma Bakanlığını dâva etmek hakkım da mahfuzdur!..

  *  *  *  

 

   2020 senesi Karakış ayının şu yirmi yedinci gününde yayınladığım

   Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemiz ile Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK;

   Mensubu olduğum “astsubay” mesleğine borçlu olduğum maddî, manevî ve fikrî diyetimi ödedim.

   

   Hokkada mürekkeb, elde kâğıt, sabırda vakit, serde fikir, dilde söz bitdi...

 

  *  *  *  

 

      Şu anda okuduğunuz Asubay Tefrikası – 11 isimli bu bölüm;

      Sâhil Güvenlik Komutanlığından emekli asubay Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK‘ın

      2017 senesinden beri  son 4 senede yayınladığı

      10 bölüm ve 10 kısımdan mürekkep olan Asubay Tefrikasının şâhikasıdır, özüdür.

      Şu vakitden sonra sizlere yazacaklarım da

      ATATÜRK’ün deyişi ile ancak “teferrruât” olacak!.. 

  *  *  *  
 

    Beyaz subayların yapdığı

   Ve dahi

   Ben Şükrü IRBIK’ın bugüne kadar Asubay Tefrikası’nda ortaya çıkardığı

   Bu haksızlıklara, nâmussuzluklara, kânunsuzluklara sâhip çıkmak da

   Siz “astsubay” meslekdaşlarımın meselesi oluyor!..

 

  *  *  *  

 

     Ya uyduruk “astsubay” sınıfı lağvedilecek!

     Ya da astsubaylar Türk Ordusunun köle askerleri olmaya devam edecek!

                                                                ESKİ TÜFEK - 2020  

  *  *  *  

      Son Söz!

 Genelkurmay Başkanlığının NATO görevimde bana “er” muamelesi yapması sâdece ben astsubay Şükrü IRBIK’ın meselesi değildir.

   Türk Ordusundaki “astsubay” isimli asker sınıfının NATO nezdinde “gayri meşru” olması bütün astsubayların müşterek meselesidir.

   Bugüne kadar yapdığım çalışmalarım ile;

   Türk Ordusundaki “astsubay” isimli uyduruk asker sınıfının NATO nezdinde “gayri meşru” olduğunu dâva konusu yapacak olgunluğa getirdim.  Mensubu olduğumuz “astsubay” sınıfının NATO nezdinde “gayri meşru” olduğunu mahkemede isbatlamak için elimizde her türlü delil vardır.

   Bu cümleden olmak üzere;

  • Türkiyenin sidik yarışdırdığı hiçbir devletin ordusunda mevcut olmayan,

        Ve

  • 1960 senesinden bugüne kadar yapdığı nâmussuzluklar ve Kânunsuzluklar ile 27 Mayıs'ın karanlık suratlı darbeci subaylarının kuşa çevirdikleri

        Ve dahi

  • Türk insanının fıtratına uymayan ve şerefini yok sayan uyduruk “ astsubay sınıfı lağvedilmelidir.

    

    Şu aşamadan sonra yapılacak iş ise;

   Müşterek bir çalışma ile “astsubay” sınıfının bu “gayri meşru” durumunu  astsubaylar olarak mahkemeye götürmekdir.

  *  *  *  

                         Vaktidir, ya şimdi konuş!     

                                                                               Ya da ölesiye kadar sus!              

                                                                                          Eski Tüfek - 2020   

  *  *  *  

 

   Kıymetli vatandaşlarım,

   Muhterem astsubay meslekdaşlarım;

   Yukarıda sizlerin de okuduğunuz

   Türk Ordusundaki “Astsubay” sınıfının NATO’daki denkliği hakkındaki “şikâyet” dilekcemi,

   İcraraâtın başı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a 03 Kasım 2020 Salı günü gönderdim.

   Hemen ertesi gün de CİMER bu dilekcemi; işlem yapması için Millî Savunma Bakanlığına gönderdi.

   

   Bu dilekceme Millî Savunma Bakanlığının vereceği cevapları da

   Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemizin bu kısımlarında

   Sizlere, bütün dünyâya ve Türk kamuoyuna ilan edeceğim, evvelallah…

 

Bröve isimli 07d11

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 

   Evvelki bölümleri ve kısımları okumak için resimleri tıklayınız   

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık BrövesiKapak 5

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Sahil Güvenlik Komutanlık BrövesiAsubay Tefrikası _7 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık Brövesi

Asubay Tefrikası _14_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Sahil Güvenlik Komutanlık BrövesiAsubay Tefrikası _11 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık Brövesi

 

 

Asubay Tefrikası - 10

 

Aldatanlar Ülkesinin

Aldatılmaya Doymayan Askeri: Asubaylar

 

 

        İnsanı, yalan kadar alçaltan başka bir şey yoktur!

 Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Çünkü;

   Bir yalanını yakaladığın insanın,

   Her doğrusunu bin kere sorgularsın!..

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Ve bilir misin ki;

   İlâhî adâletin defterinde zaman aşımı yokdur!

   O, bir gün mutlaka tecelli eder.

Asubay Tefrikası _810_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Ey, Hayyam!

   Sen ne dersin, yalancılar hakkında?

  • Tasalanma sen, Eski Tüfek,

        Çünkü;

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   Bugüne kadar yazdıkları kitaplarda

   Ve

   Gönderdiğim dilekcelerime verdikleri cevaplarda;

   Millî Savunma Bakanları,

   Genelkurmay Başkanları

   Ve

   Kuvvet Komutanlarının

   O kadar çok yalanını yakaladım ki!

 

   Bakdım, dillleri yalama olmuş,

   Bana gönderdikleri her cevabı

   Her seferinde bin kere sorgulamaya mecbur kaldım!

 

  *  *  *  *  *  

 

Astsubay Tefrikas’ında Vaziyet-i Umumiye Ne Merkezde?

 

   Üç sene bitdi, dördüncü senenin içindeyim.

   

   2017 senesinde Asubay Tefrikası isimli bir yazı dizisi yayınlamaya başladım.

   Bu yazı dizimizde bugüne kadar 8 bölüm ve 10 kısımı tamamladım ve neşretdim.

   

   8 bölümün ilk 5 bölümünde;

   Genelkurmay Başkanının “astsubay” dediği uyduruk asker sınıfının kısa târifini yapdım.

   Bugün itibârı ile 6’ncı bölümdeki 10 kısım dâhil olmak üzere;

   Asubay Tefrikası’nın 7, 8 ve 9’uncu bölümleri hâlen yayında.

   

   Şu an okuduğunuz ise Asubay Tefrikası’nın 10’uncu bölümü.

   6’ncı bölümdeki 10 kısım dâhil olmak üzere;

   7, 8, ve 10’uncu bölümlerin tamamının bir tek konusu var; “yalan.

   İşde bu sebepden dolayı da emekli asubay ben Şükrü IRBIK;

   Asubay Tefrikası’nın 9’uncu bölümü hâriç olmak üzere;

   6’ncı bölümdeki 10 kısım ile 7, 8 ve 10’uncu bölümlerini şöyle tesmiye etdim;

   “Aldatanlar Ülkesinin Aldatılmaya Doymayan Askeri; Asubaylar

 

  *  *  *  *  *  

 

Yalan, Yalan Gene Yalan!..

 

   Aldatan var ise ki,

    Var!

     

     Aldanan da var ise ki,

     Var!

     

     Aldatanın aldananı aldatmak için söylediği bir de “yalan” olmalı…

     Var!..

     

     Hem de birden ziyâde…

  *  *  *  

 

   Muhterem “astsubay” meslekdaşlarım,

   Kıymetli vatandaşlarım;

   1951 senesinden beri Ordumuzda “astsubay” unvânı ile görev yapan asker sınıfı hakkında,

   Bugüne kadar söylenen yalanlar binleri geçmiş de

   Memleket sınırları dahi aşmış gitmiş!..

   İşde,

   Başbakandan Bakanlara,

   Millî Savunma Bakanından Milletvekillerine,

   Genelkurmay Başkanından Kuvvet Komutanlarına kadar

   Ordumuzun ne idüğü belli olmayan “astsubay” sınıfı hakkında söyledikleri yalanlardan

   Sâdece üçü beşi… 

  •    Türk Ordusunda astsubay; "subay ile erbaş ve er arasında" yer alır. Yalan,
  •    Türk Ordusunda astsubay; "subay ile erbaş ve er arasında" görev yapar. Yalan,
  •    Türk Ordusunda  astsubay; "ara elemandır.Yalan,
  •    Türk Ordusunda astsubay;orta kademe" yöneticidir. Yalan,
  •    Türk Ordusunda  astsubay; orta kademe" teknisyendir. Yalan,
  •    Türk Ordusunda  astsubay;teknikhizmetlerde istihdam edilir. Yalan, iftirâ ve Kânunsuz,
  •    Dünyâ ordularında “astsubay” “tekniksınıfı oluşturur. Yalan,
  •    Dünyânın modern ordularında ve NATO’da “muvazzaf astsubaysınıfı mevcutdur. Yalan,
  •    Dünyânın modern ordularında “muvazzaf astsubayyetiştiren okullar mevcutdur. Yalan,
  •    Dünyânın modern ordularında “muvazzaf astsubay” ile “muvazzaf subayaynı kânunda yer alır. Yalan.

 

                                                                                                                                        ESKİ TÜFEK - 2020   

  *  *  *  *  *  

 

   2020 senesi İlkgüz ayının 7’nci gününde,

   Eski Tüfek’de yayınladığımız Asubay Tefrikası isimli makâle silsilemizin 10’uncu bölümünde

   Bugün burada, biz;

   Ordumuzdaki “astsubay” sınıfı hakkında söylenen yalanları,

   Senelerin şâhidliğinde

   Ve

   Hakikâtin mukadder huzurunda hizaya getirecek

   Ve dahi

   Devlet adamlarını ve subayları,

   Söyledikleri kendi yalanlarında boğacağız, inşallah…

 

  *  *  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   İkinci kez Başbakan seçilen Adnan MENDERES,

   Türkiye Cumhuriyeti’nin 20. Hükûmetini 09 Mart 1951 Cuma günü teşkil etdi.

   Aynı gün itibârı ile;

   Sam Amcanın intihâb ve tâyin etdiği T.C. Devleti idâre heyeti,

   Aşağıda gördüğünüz şu eşhâsdan müteşekkil idi.

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   İkinci kez başbakan goltuğuna oturdukdan sâdece 3 ay sonra Adnan MENDERES;

   6/7 Haziran 1951 târihinde TBMM’ye şu dilekceyi verdi.

   Ve dahi

   ATATÜRK’ün teşkil etdiği Türk Ordusundaki “muvazzaf subay” ve “mükellef er” sınıfına ilâve olarak,

   Üçüncü bir asker sınıfı olarak “astsubay” ismi ile sözde “yeni bir asker sınıfı” ihdâs etmesini,

   “Büyük Millet Meclisi”nden arz etdi.

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   5802 sayılı ve Astsubay Kânunu ile

   Türk Ordusunda ilk defâ olmak üzere ihdâs etdiği “mükellef astsubay” sınıfını,

   Bu Kânunun birinci maddesinde TBMM şöyle târif etdi.

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

                                                                   ASTSUBAY KANUNU

   Kanun No: 5802                                                                                                              Kabul Tarihi: 2/7/1951

 

   BİRİNCİ BÖLÜM

   Genel hükümler

   Astsubaylar:

 

   Madde 1 — Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma, gümrük koruma birlikleri kadrolarında;

  • astkomuta kademelerinde,
  • eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde,
  • subaya yardımcı” olarak görevlendirilen askerî şahıslara (Astsubay) adı verilir.

 

  *  *  *  

 

1935 senesinde Kurucu Reisicumhur ATATÜRK,

Türk Ordusunu “iki sınıf” asker ile teşkil etmiş idi;

               1. Muvazzaf subay

               2. Mükellef erat

 

  *  *  *  

 

 Bu konuyu da

   Asubay Tefrikası 6-9 isimli şu makâlemizde mufassal olarak anlatmiş idik.Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   ATATÜRK’ün “muvazzaf subay” ve “mükellef er” ile teşkil etdiği “iki sınıflı” Türk Ordusuna

   Dönemin Adnan MENDERES hükûmeti,

   1951 senesinde “üçüncü” bir asker sınıfı ilâve etdi; “astsubay.

 

  *  *  *  

 

   Aslında;

   “Gedikli erbaş” sınıfının yalap şalap boyanmasından başka bir şey olmayan “astsubay” sınıfının;

   Ordumuzun “teknik” hizmetlerinde görev yapmadığını anlatmak için yazdığımız bu makâlemize

   Burada bir soluk mola verelim!..

   Ve dahi

   “Astsubay” isimli bu asker sınıfının “ast komuta” kademelerinde görev yapdığı Türk Ordusunda,

   Kaç çeşit “komuta kademesi” var imiş,

   Bir görelim, hele!..

 

  *  *  *  

 

 Bilen beri gelsin; Ordumuzda kaç çeşit “komuta kademesi” var?

   T.C Ordusunda “astkomuta kademesi” mevcut olduğuna göre;

   Meselâ;

   “Üst kademe” ya da “orta kademe” şeklinde “başka komuta kademeleri” var mı diye

   İsabetli bir suâl sorabilirsiniz.

   

   Çünkü bu suâli ben, evvelâ kendime sordum!

   Sonra da

   İşin sivil kıyafetli “sivil komutanı” Millî Savunma Bakanına…

   

   T.C Ordusunda bugün mevcut olan “komuta kademesinin sayısını” meğer ise

   Millî Savunma Bakanı da bilmiyor imiş!..

 

  *  *  *  

 

   1951 senesinde yapdığı Astsubay Kânununda Türkiye Büyük Millet Meclisi;

   “Astsubay” adını verdiğini uyduruk asker kişilerin

   Ordumuzun “astkomuta kademelerinde” görev yapacağını emretmiş idi.

   

   Fakat aynı TBMM;

   Ordumuzdaki bu “astkomuta kademelerinin”ne olduğunu Kânunda belli etmemiş!..

   

   Başka “komuta kademesi” var mı, ondan da hiç söz etmemiş!..

   1951 senesinden 2019 senesine kadar geçen 68 senede

   Ordumuzdaki bu “astkomuta kademelerinin” neler olduğunu kimse bilememiş,

   “Astkomuta kademelerinden” başka “komuta kademeleri” var mı diye de kimseler suâl etmemiş!..

   Subaylarımızın götünü kaşıtması için “ast komuta kademesi” olduğuna göre

   Kim bilir?

   Ordumuzda belki de “orta komuta” ya da “üst komuta” kademeleri de olması icâb eder, değil mi?

   

   Sene 2019 olunca;

   Ordumuzdaki diğer “komuta kademelerinin” neler olduğunu suâl eylemek de

   Gene Eski Tüfek’in üzerine vazife oldu…

   Bir dilekce yolladım emekli subay ve Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR’a

   Ve dedim ki;

   Muhterem ve muhteşem Bakanım;

   Ordumuzda kaç çeşit “komuta kademesi” var?

 

  *  *  *  

 

KONU: TSK’de Mevcut “Komuta Kademeleri” Hakkında.

  İLGİ: (a) 926 sayı ve 27.07.1967 târihli Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kânunu.

  (b) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.

  (c) 2004/7189 sayı ve 19 Nisan 2004 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunun Uygulanmasına İlişkin Esâs ve Usûller Hakkında Yönetmelik.

  1. İlgi (a) kanûnda mezkûr “astsubay” tâbiri, aynı kanûnun “Astsubaylar” alt başlığı altında yer alan Ek Madde-21’de şöyle târif edilmekdedir;

  Astsubaylar:

  Ek Madde 21;

  “Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil  Güvenlik Komutanlığı kadrolarının “ast komuta kademelerindeeğitim, sevk ve idare ile diğer idarî işlerde "subaya yardımcı olarak görevlendirilen" askerî şahıslara, “astsubay” adı verilir.”

  2. Yukarıda mezkûr târifinde de görüldüğü üzere “astsubay” olarak tesmiye edilen askerin, ordumuzun “ast komuta kademelerinde” görevlendirildiği anlaşılmakdadır. “Astsubay” tâbirinin bu târifine bakıldığında, birisi “ast komuta kademesi” olmak üzere TSKde birden fazla “komuta kademesi” olduğu intibaı hâsıl olmakdadır.

  3. İşbu dilekcemin yukarıda görülen ilk iki maddesindeki bilgiler muvacehesinde benim suâllerim

şunlardır;

  Türk Silâhlı Kuvvetlerinde;

   a. Kaç çeşit “komuta kademesi” mevcuddur?

   b. Bu “komuta kademeleri” nelerdir?

   c. Bu “komuta kademelerine” dâhil olan “asker sınıfları” ve tekabül eden “rütbeler” nelerdir?

   ç. İlgi (a) kânunda söz edilen “ast komuta kademesi” ve mevcut olan sâir “komuta kademelerinin” meşruiyeti hangi mevzuâtdan neşet etmekdedir?

  4. İşbu dilekcemin yukarıda görülen üçüncü maddesinde tevcih etdiğim dört suâlimi İlgi (b ve c) mevzuât muvacehesinde Millî Savunma Bakanlığının cevaplamasını saygılarım ile arz eylerim. 07.05.2019. 1901080583.

                                                                                                               

                                                                                                   Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  

 

 Bu suâlime Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR şöyle cevap vermedi;

Cevaplar:

   Cevap: MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI (MSB) > PERSONEL TEMİN DAİRESİ BAŞKANLIĞI (21.05.2019 10:49)

  CİMER başvurunuz incelenmiştir.

  Bilgi Edinme Kanunu ;

  Madde 25- Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli

ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi

edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum

çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır.

   Gereği talebinize yanıt verilememektedir.

   İyi günler.

 

NOT: Tarafınıza iletilen bu mail kapsamında; "Kanunda ve Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde erişilen bilgi ve belgeler ticari amaçla çoğaltılamaz, kullanılamaz, erişimi sağlayan kurum ve kuruluştan izin alınmaksızın yayınlanamaz. Bu madde hükmüne aykırı olarak erişilen bilgi ve belgeleri ticari amaçla çoğaltanlar, kullananlar ve yayınlayanlar hakkında kanunların cezai ve hukuki sorumluluğa ilişkin hükümleri uygulanır" hükmü doğrultusunda değerlendirilmesi gerekir.

 

  *  *  *  

 

   TBMM 1951 senesinde Astsubay Kânunu isimli bir Kânun yapmış,

   Bu Kânun ile Cumhuriyet Ordusunda “astkomuta kademesi” teşkil etmiş,

   Sonra, bu Kânunu bütün dünyaya ilan etmiş!

   Bu Kânundaki “astkomuta kademesini” de bütün âleme duyurmuş!

   

   Fakat 2020 senesine geldiğimizde Millî Savunma Bakanı;

   Cumhuriyet Ordusundaki “astkomuta kademesinin” kamuoyunu ilgilendirmediğini iddia ediyor!..

   Bu iddiaya Yaşar bile güler be!..

   Hani Türk Ordusu, “milletin ordusu” idi, sayın Bakanım?..

   Hani Türk milleti “asker millet” idi, paşam?..

 

  *  *  *  

 

   Bilgi Edinme Hakkı Kânunu diyor ki;

  • Kamuyonu ilgilendirmeyen bilgiler, kânun kapsamı dışındadır.
  • Ancak; söz konusu bilgiden etkilen “kurum çalışanı” bilgi edinme hakkına sâhipdir.

   Bu dilekcenin sâhibi ben Şükrü IRBIK,

   Emekli bir “astsubay” olduğum için kendimin “kurum çalışanı” olduğunu zannediyor idim.

   Ne de olsa; giriş-çıkış tam 34 sene hizmet etmişim Ordumuza.

   Ben “astsubay” olarak “ast komuta kademesi”nde görev yapdığımı biliyordum da,

   Ordumuzda başka “komuta kademeleri” mevcut mu idi, işde bunu bilmiyor idim!..

   

   Bu düşünce ile ikinci bir dilekce daha gönderdim Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR’a.

   Ve dedim ki;

   Bu dilekcenin sâhibi ben Şükrü IRBIK, bir zamanlar “kurum çalışanı” idim.

   Ve ben kendimin hâlâ “kurum çalışanı” olduğunu zannediyorum.

   Bu sebepden dolayı;

   Ordumuzda kaç çeşit “komuta kademesi” olduğunu bilmeye kânûnen hakkım vardır.

   Kânûn bu yahu, daha ötesi var mı?..

   “Muvazzaf astsubay” unvânı ile 34 sene görev yapdığım Ordumuzda;

   Kaç çeşit “komuta kademesi” olduğunu ben bilmeyeceğim de kim bilecek, Allah aşkına?

 

  *  *  *  

 

  KONU: TSK’de Mevcut “Komuta Kademeleri” Hakkında.

  İLGİ: (a) 07 Mayıs 2019 târih, 1901073663 ve 1901080583 sayılı iki bölümlü ve aynı konulu dilekcem.

  (b) MSB Personel Temin Dairesi Başkanlığının 21 Mayıs 2019 târih ve 10:49 saatli cevâbı.

  (c) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.

    1. 07/08 Mayıs 2019 târihlerinde iki bölüm hâlinde gönderdiğim İlgi (a) dilekcemin üçüncü maddesinde, Millî Savunma Bakanlığına şu suâlleri tevcih etdim;

      Türk Silâhlı Kuvvetleri’nde;

    a. Kaç çeşit “komuta kademesi” mevcuddur?

    b. Bu “komuta kademeleri” nelerdir?

    c. Bu “komuta kademelerine” dâhil olan “asker sınıfları” ve tekabül eden “rütbeler” nelerdir?

   ç. İlgi (a) (926 sayılı) kânunda söz edilen “ast komuta kademesi” ve mevcut olan sâir “komuta kademelerinin” meşruiyeti hangi mevzuâtdan neşet etmekdedir?

  

   2. İlgi (b) ile verdiği cevâbda Millî Savunma Bakanlığı;

     a. İlgi (a) CİMER dilekcemi incelediğini,

     b. Muhteva olarak İlgi (c) kânun madde 25, birinci fıkrası mucibince mütalaa etdiğinden dolayı işbu dilekceme cevap vermeyeceğini,

    Ve fakat

    c. Aynı kânunun aynı maddesinin ikinci fıkrası mucibince de; “söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme haklarını saklı” olduğunu,

21 Mayıs 2019 târihinde tarafıma bildirdi.

  

   3. İşbu dilekce sahibi ben Şükrü IRBIK, 31 sene Deniz Kuvvetleri Komutanlığında, 3 sene de Sâhil Güvenlik Komutanlığında olmak üzere Türk Silâhlı kuvvetlerine “astsubay” unvânı ile 34 sene hizmet etdim. Sicil numaram da Sâhil Güvenlik Komutanlığı 1982-2085’dir.

   4. İlgi (a) dilekcemin üçüncü maddesinde tevcih etdiğim suâllerime cevâp vermeyişinde Millî Savunma Bakanlığı, İlgi (c) kânun, madde 25, birinci fıkrayı gerekce gösdermekdedir.

 Fakat aynı maddenin ikinci fıkrasında zikredildiği üzere; ben Şükrü IRBIK, tevcih etdiğim suâllerden etkilenen ve bu suâllerin tesiri altında 4 senesi talebelik olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerine “astsubay” unvânı ile 34 sene hizmet etdim. Bu cümleden rahatlıkla anlaşılabileceği üzere; İlgi (c) kânun madde 25, ikinci fıkrası mucibince İlgi (a) dilekcem ile tevcih etdiğim suâllerin cevâbını öğrenmek, en başda benim hakkımdır.

    5. Netice itibârı ile;

İlgi (a) dilekcemin üçüncü maddesinde tevcih etdiğim suâllerimi; doğrudan taraf olduğumdan nâşi, İlgi (c) kânun madde 25, ikinci fıkrası mucibince cevâplamasını,

 Millî Savunma Bakanlığından saygılarımla arz eylerim.29.05.2019. 1901241257.

                                                                                                Şükrü IRBIK 

  EKLER  :

  EK-A: 07 Mayıs 2019 târih, 1901073663 ve 1901080583 sayılı iki bölümlü ve aynı konulu dilekcem.

  EK-B: MSB Personel Temin Dairesi Başkanlığının 21 Mayıs 2019 târih ve 10:49 saatli cevâbı.

 

  *  *  *  

 

   Ordumuzda kaç çeşit “komuta kademesi” olduğunu öğrenmek için gönderdiğim ikinci dilekceme

   Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR işde, böyle cevâp vermedi.

   Ne diyelim, canı sağolsun!

   Mühür kimde ise,

   Şimdilik de olsa Sultan O’dur, değil mi?..

 

  *  *  *  

 

Cevaplar:

  Cevap: MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI (MSB) > PERSONEL TEMİN DAİRESİ BAŞKANLIĞI (11.07.2019 17:03)

  Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne göndermiş olduğunuz başvurunuz incelenmesi neticesinde,  aynı talebi içeren başvurunuza ilgili makamlarca cevap verildiği anlaşılmıştır.

  Bu nedenle yeni başvurunuz hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştır.

  Bilgilerinize sunarız.

 

  *  *  *  

 

  Gönderdiğim iki dilekcem

  Ve dahi

  Bu iki dilekceme Millî Savunma Bakanı Hulusi AKAR’ın verdiği cevâbdan(!)

  Ortaya şu resim çıkdı!..

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Tabii ki iş burada bitmedi!..

   Ordumuzda kaç çeşit “komuta kademesi” mevcut olduğunu,

   Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisine sordum.

   

   Çünkü

   

   ATATÜRK'ün yapdığı Anayasa'ya göre

   Türkiye Cumhuriyeti Devletinde 1924 senesinden beri

   Başkumandanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsiyeti maneviyesinde mündemiç…

   

   Bu suâlimin cevabını Başkomutan Türkiye Büyük Millet Meclisi herhâlde biliyordur!..

 

  *  *  *  

 

   Gelelim şimdi,

   Ordumuzda “astsubay” unvânı ile görev yapan uyduruk asker sınıfı hakkında

   Devleti idâre eden devlet adamları

   Ve

   Ordumuzu idâre eden Millî Savunma Bakanı ile

   Genelkurmay Başkanının söylediği filfilli yalanlara…

 

  *  *  *  

 

   1951 senesinde yeni teşkil etdikleri “astsubay” sınıfını

   T.C. Devletini idâre eden siyâsî ve askerî zevât şöyle târif etdi;

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Görev tanımına bakdığınızda,

   “Astsubay” adı verilen asker kişilerin yapdığı işler arasında “teknik hizmet” var mı? Yok!..

   Demek ki “astsubay” adı verilen asker kişiler “teknik hizmet”de görev yapmıyor!..

   Çünkü Astsubay Kânunu böyle emrediyor!

   TBMM’nin kabul etdiği 5802 sayılı Astsubay Kânununun bu emrine;

   Cumhurbaşkanı uymaya mecbur mu? Mecbur!

   Başbakan uymaya mecbur mu? Mecbur!

   Milletvekilleri uymaya mecbur mu? Mecbur!

   Millî Savunma Bakanı uymaya mecbur mu? Mecbur!

   Genelkurmay Başkanı uymaya mecbur mu? Elbetde mecbur!

   Peki!

   Devleti idâre eden bu sivil zevât ve subay,

   TBMM’nin 1951 senesinde kabul etdiği Astsubay Kânununun bu emrine uymuşlar mı?

   Uymamışlar!

   Niye uymamışlar?

   Bu sivil zevât ve bu subaylar babalarının çiftliğini idâre etmiyorlar!

   Bu kendini bilmez sivil zevât ve subay;

   Türk Milletinin yüksek irâdesinin yegâne tecelligâhı olan

   Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapdığı Kânuna göre memleketi idâre etmişler mi?

   Etmemişler!..

   Ne yapmışlar,

   Yalan söylemişler!..

   Söyledikleri bu filfilli yalan ile de 1951 senesinden beri

   “Astsubay” adı verilen köle asker kişileri “teknik hizmetlerde” “kânunsuz olarak” çalışdırmışlar.

 

  *  *  *  

 

   Gerekcesinde Başbakan Adnan MENDERES’in sarâhaten tasrih etdiği üzere,

   5802 sayılı Astsubay Kânun Tasarısında astsubayların, “subaylığa yükselmeleri” esas olarak alınmış idi.

   TBMM’nin 1951 senesinde kabul etdiği 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile;

   Anadolu'nun küçük kasabalarında,

  • Ortaokuldan fazla tahsil imkânını bulamamış yüksek kâbiliyetli Türk çocuklarına
  • Daha geniş hizmet imkânları verilecek

        Ve dahi

  • Liyâkatleri ile mütenasip rütbelerle taltif edilecekler idi

 

  *  *  *  

 

Bu maksadı tahakkuk etdirmek üzere,

        5802 sayılı Astsubay Kânunu ile;

  • 9 senelik hizmetini tamamlayan astsubaylar,subaylığa yükselecekler”,
  • Subaylığa yükselmeyen astsubaylardan arzu edenler Ordudan ayrılacak,

        Ve böylece

  • Orduda “bedbin” bir zümre yaratmaktan ziyâde istekli kimselerin çalışması temin edilecek idi.

 Fakat,

   5802 sayılı Astsubay Kânunu ile TBMM’nin astsubaylara verdiği “subaylığa yükselme hakkını”,

   Dönemin Genelkurmay Başkanları engelledi.

   Hem de ellerinden gelen en sinsi ve en alçak hileler ile…

   Bu konuda subayların Kânuna karşı yapdığı hileler ve kalleşlikler

   1967 senesi gelip deAsubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Darbeci subaylar 27 Mayıs subay darbesini yapasıya kadar devâm etdi…

   Genelkurmay Başkanlarının bu konuda yapdığı hileler ve kalleşlikleri

   Asubay Tefrikas 6-5 isimli makâlemizde tafsilâtlı olarak teşhir etdik!..

 

  *  *  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   5802 sayılı Astsubay Kânununu TBMM, 1951 senesinde meriyyete koymuş idi.

   Bu kânuna göre;

   9 senelik mecburî hizmetini tamamlayan astsubaylar, teğmenliğe nakil edilecekler idi.

   Fakat Genelkurmay Başkanları; bu hakka sâhip olan astsubayları, teğmenliğe nakil etmedi…

   6137 sayılı Kânunu da TBMM, 1953 senesinde meriyyete koydu.

   Bu Kânuna göre;

   9 senelik mecburî hizmetini tamamladıkdan sonra istifa ederek ordudan ayrılan astsubaylar,

   “Yedek asteğmen” veya “sekizinci sınıf askerî memur” nasbedilecek idi.

   Fakat dönemin Genelkurmay Başkanları hâinlik etdi ve bu Kânunu da tatbik etmedi.

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

  Kanun No.: 6137                                                                                            Kabul talihi: 10. VII. 1953

  GEÇİCİ MADDE 4. — Bu kanunun kabulü tarihinde orduda görevli olup 5802 sayılı Astsubay Kanununa göre yetiştirilen sanat enstitüleri mezunu astsubaylar ve astsubay adayı olarak bulunanlar bu kanunun hükümlerinden faydalanamazlar.

  Ancak 5802 sayılı Kanunda tâyin edilen mecburi hizmetlerini ikmalden sonra ordudan ayrılanlar (astsubaylar. IRBIK) sınıfları yedek asteğmenliğine veya sekizinci sınıf yedek askerî memurluğuna nasbolunurlar.

  Mecburi hizmetlerini bitirmeden subaylığa mâni olmıyacak sebeplerle ayrılmış bulunanlar (astsubaylar. IRBIK), istekleri halinde geçici birinci madde gereğince yedek subay yetiştirilirler.

  

  *  *  *   Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  Genelkurmay Başkanlarının bu konuda yapdığı hileler ve kalleşlikleri

  Asubay Tefrikas 6-5 isimli makâlemizde tafsilâtlı olarak fâş etdik!..

 

  *  *  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası _810_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Kabul etdiği Kânunlar ile TBMM’nin astsubaylara verdiği hakları,

   Genelkurmay Başkanları en alçak hileler ile bir bir gasp eder iken

   Günler geldi geçdi,

   Ve dahi

   Târih geldi dayandı 27 Mayıs 1960 Cuma gününe...

   İktidâra geldiği 1950 senesinden beri Başbakan Adnan MENDERES’e

   Kendisinin terfi etdirdiği Coniperestiş subayları gizliden gizliye darbe hazırlıyorlar idi.

   Bu gizli darbe hazırlığı;

   Tıpkı 2016 senesi Temmuz ayının 15’indeki mübârek bir Cuma günü zuhûr eylediği gibi,

   1960 senesi Mayıs ayının 27’sinde, gene mübârek bir Cuma günü koku verdi…

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

    27 Mayıs darbesini,

    Ordu içindeki bir avuç küçük rütbeli darbeci subay tertiplemiş idi.

    Yüksek rütbeli subayları

    Ya ikna, ya hapis, ya da yurtdışına sürgün etmişler idi.

    Darbeci subaylar,

    1 saat içinde devletin önemli mevkiilerini hemen zapt etdiler.

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  

   Bu darbeyi yapdıkdan sâdece birkaç saat sonra

   28 Mayıs 1960 Cumartesi günü

    Saat 04;30’da darbe beyannâmesini

   O dâvudî sesi ile radyoda okuyan

   Kara Piyâde Kurmay Albay Alpaslan TÜRKEŞ,

   Şöyle demiş idi;

   “Gayemiz Birleşmiş Milletler Anayasası’na ve İnsan Hakları Prensiplerine tamamıyla riayettir.”  

   

   28 Mayıs 1960 Cumartesi günü Türkiye’de;

   Hükûmetin manzara-i umumiyesi, maşşallah, Allah nazardan saklasın,

   Sakın ha! Foto-şaka filân zannetmeyiniz!

   Tam da aşağıda gördüğünüz gibi;

   Şu altısı bir yerde

   Ve fakat

   Dördü aynı subay olan “berrî” üç orgeneralden müteşekkil idi.

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Yukarıda resimlerini gördüğünüz bu darbeci subaylarımız;

   28 Mayıs 1960 Cumartesi günü sabahın seher vakinde T.C. Devletinin üzerine çöreklendiler

   Ve dahi

   TBMM dâhil olmak üzere devletin bütün dâirelerini cebren ve hile ile işgal edip ele geçirdiler.

   Cumhurbaşkanı ve başbakan sıfatına ilâve olarak

   Kara Kuvvetleri Komutanlığından emekli subay “AgaCemal GÜRSEL aynı zamânda;

   Millî Birlik Komitesi Başkanı ve TSK Komutanı makâmlarını da cebren ve hile ile şereflendiriyor(!) idi.

 

  *  *  *  *  *  

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   27 Mayıs subay darbesinin yapıldığı târihden buyana tam 7 sene güzerân eylemiş idi…

   Cumhurbaşkanı; Kara Kuvvetleri Eski Komutanı “AgaCemal GÜRSEL,

   Başbakan; Mülkiyeli Suat Hayri ÜRGÜPLÜ,

   Millî Savunma Bakanı; Mülkiyeli Hasan DİNÇER,

   Genelkurmay Başkanı; Harbiyeli Orgeneral Cevdet SUNAY idi.

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   926 sayılı Kânunun TBMM’de kabul edildiği 27 Temmuz 1967 Perşembe günü ise,

   Devletin başında şu adamlar oturuyor idi.

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Cumhurbaşkanı; Genelkurmay Eski Başkanı Cevdet SUNAY,

   Başbakan; İslamköylü ve barajlar kralı nâmı ile mâruf Çoban Sülü,

   Millî Savunma Bakanı; Mülkiyeli Ahmet TOPALOĞLU,

   Genelkurmay Başkanı; Gelmiş geçmiş en sert, en nobran ve en kalın kafalı Genelkurmay Başkanı olarak nâm salan Orgeneral Ahmet Cemal TURAL idi.

 

  *  *  *  *  *  

 

   926 sayılı TSK Personel Kânunu ile 27 Mayıs darbecisi subaylar,

   TBMM’nin 1951 senesinde meriyyete koyduğu 5802 sayılı Astsubay Kânununu hemen ilga etdi.

   Fakat birinci maddesine dokunamadı!

   5802 sayılı Astsubay Kânunun birinci maddesini,

   926 sayılı TSK Personel Kânunu Madde-208’e “k” fıkrası olarak ekledi…

  *  *  *  *  *  

 

   Sap İle Samanı Karışdırmak!

   Tam burada kısa bir izâh vermek ve

   Bir konudaki ifâde karışıklığını gidermek gerekecek.

    

   Mesele şu;

   1. Sınıf kıdem sırası (Silsile-i merâtip) nedir?

   2. Görev tanımında sıralama nedir?

  *  *  *  

 

   1. Sınıf kıdem sırası (Silsile-i merâtip) nedir?

    “Sınıf kıdem sırasını” tesbit ve tayin eden iki Kânun var;

       1. ATATÜRK’ün 1930 senesinde hazırladığı Askerî Ceza Kânunu.

       2. 27 Mayıs darbeci subaylarının 1961 senesinde tertip etdiği 211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu,

    1. Askerî Ceza Kânunu;

   ATATÜRK’ün 1930 senesinde hazırladığı bir cezâ Kânunu olan

   Ve fakat

   ATATÜRK’ün subayları olduğunu söyleyen darbeci ve hâin subayların defâlarca tecâvüz etdiği

   1632 sayılı Askerî Cezâ Kânunu.

   Askerî Cezâ Kânunusınıf kıdem sırasını” şöyle târif etmiş;

 

 

                                                              ASKERİ CEZA KANUNU(1)(2)

 

   Kanun Numarası                        : 1632

   Kabul Tarihi                                : 22/5/1930

   Yayımlandığı Resmî Gazete    : Tarih  : 15/6/1930             Sayı    : 1520

   Yayımladığı Düstur                   : Tertip : 3      Cilt : 11         Sayfa  : 367

   Askeri şahıslar : (1)

   Madde 3 – (Değişik : 22/3/2000 - 4551/1 md.)

Askerî şahıslar; Mareşalden asteğmene kadar subaylar, astsubaylar, Millî Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan sivil personel, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile askerî öğrencilerdir.

 Yanlış; 

   Türk Ordusunda “astsubay” sınıfı;

   “subay” sınıfı ile “erbaş ve er” sınıfı arasında yer alır.

                                                                                                         ESKİ TÜFEK - 2020   

    Doğru;  

   Askerî Cezâ Kânununun yukarıda gördüğünüz üçüncü maddesine göre

   Sınıf kıdem sırasındaastsubay” sınıfı;

   “subay” sınıfı ile “sivil personel” sınıfı arasında yer alır. 

                                                                                                                 ESKİ TÜFEK - 2020   

  *  *  *  

 

   2. TSK İç Hizmet Kânunu;

   27 Mayıs darbeci subaylarının 1961 senesinde tertip etdiği

   Ve dahi

   Bir idârî Kânun olan 211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu.

   27 Mayıs darbeci subaylarının 1961 senesinde tertip etdiği

   Ve dahi

   Katıksız bir darbe Kânunu olan TSK İç Hizmet Kânunusınıf kıdem sırasını” şöyle târif etmiş;

 TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNU(1)

 

   Kanun Numarası                  : 211

   Kabul Tarihi                         : 4/1/1961

   Yayımlandığı R.Gazete      : Tarih  : 9/1/1961         Sayı    : 10702

   Yayımlandığı Düstur           : Tertip : 4     Cilt : 1      Sayfa  : 1008

   A ) ESASLAR

   1 – Tarifler

   MADDE 1. — Türk Silâhlı Kuvvetleri : Kara (jandarma dâhil), Deniz ve Hava Kuvvetleri subay askerî memur, astsubay, erbaş ve erleri ile askerî öğrencilerden teşekkül eden ve seferde ihtiyatlarla ikmal edilen, kadro ve kuruluşlarla teşkilâtı gösterilen silâhlı Devlet kuvvetidir. 

 Yanlış; 

   Türk Ordusunda “astsubay” sınıfı;

   “subay” sınıfı ile “erbaş ve er” sınıfı arasında yer alır.

                                                                                                   ESKİ TÜFEK - 2020   

 Doğru; 

   TSK İç Hizmet Kânununun yukarıda gördüğünüz birinci maddesine göre

   Sınıf kıdem sırasındaastsubay” sınıfı;

   “askerî memur” sınıfı ile “erbaş ve er” sınıfı arasında yer alır.

                                                                                                           ESKİ TÜFEK - 2020   

 

  *  *  *  

 

   2. Görev tanımındaki sıra nedir?

    Görev tanımındaki sıralamayı” tesbit ve tayin eden sâdece bir Kânun var;

   1951 senesinde Başbakan Adnan MENDERESin hazırladığı 5802 sayılı Astsubay Kânunu.

   5802 sayılı Astsubay Kânunu görev tanımındaki kıdem sırasını” şöyle târif etmiş; 


Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

                                                       ASTSUBAY KANUNU

 

   Kanun No: 5802                                                                                                             Kabul Tarihi: 2/7/1951

 

   BİRİNCİ BÖLÜM

   Genel hükümler

   Astsubaylar:

 

   Madde 1 — Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma, gümrük koruma birlikleri kadrolarında;

  • astkomuta kademelerinde,
  • eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde,
  • subaya yardımcı” olarak görevlendirilen askerî şahıslara (Astsubay) adı verilir.

Yanlış; 

   Türk Ordusunda “astsubay” sınıfı;

   “subay” sınıfı ile “erbaş ve er” sınıfı arasında görev yapar.

                                                                                                                   ESKİ TÜFEK - 2020   

    Doğru; 

   TSK İç Hizmet Kânununun yukarıda gördüğünüz birinci maddesindeki görev tanımına göreAstsubay” sınıfı;

   “subayın” görev yapdığı “ast komuta kademesinde” “subayın” yapdığı görevi yapar.

                                                                                                                                                ESKİ TÜFEK - 2020  

5802 sayılı Astsubay Kânunu Madde-1’deki ifâdeyi tefsir edince

   Ortaya şu basit neticeler çıkıyor;

    1. T.C. Ordusunda “astkomuta kademeleri” var,

    2. Bu ast komuta kademlerinde "eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlervar. 

    3. Bu eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerisubaylarımız yapar

    4. “Subaylarımızın yapdığı” eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde astsubaylar da “subaya yardımcı” olarak görev yapar. 

    5802 sayılı Astsubay Kânunu Madde-1’in,

    “Astsubay” olarak tesmiye etdiği asker sınıfının “görev tanımı” işde, bu kadar açık ve basit.

    Hâl ve hakikât böyle iken

    “Subay yardımcısı” olarak görev yapan “astsubay” sınıfının;

    “Subay ile erbaş ve er arasında” görev yapdığını söylemek aptallıkdan başka bir şey olamaz!..

 

  *  *  *  *  *  

 

   Astsubayın Adı Yok!

   Bu makâlemizin konusu ile doğrudan alâkalı değil!

   Fakat biz astsubayların hiçbirisinin bugüne kadar bilmediği acı bir hakikât var önümüzde!..

   Onu da ilk defâ olmak üzere Eski Tüfek söylesin sizlere…

   

   Sınıf kıdem sırası (Silsile-i merâtip) ve görev tanım sırasına ilâve olarak

   Astsubay sınıfının tabi olduğu üçüncü bir sıra daha var.

   Nedir bu sıra?

   Askerî Protokol Sırası!..    

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Askerî Protokol Sırasında asteğmenin bile yeri var

   Ve fakat

   Sırası şöyle dursun,

   Astsubay dedikleri sen köle askerin adı bile yok!..

   TSK’nın iki aslî unsurundan biriyiz,

   TSK’nın omurgasıyız diye dübürden üferen astsubay meslekdaşlarımın kulakları çınlasın!..

  *  *  *  *  *  

 

   Şimdi de gelelim,

   T.C. Ordusunun “astkomuta kademelerinde

   “Eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde” görev yapan “astsubayı” târif etmek için

   Devleti idâre eden siyâsî zevât ile

   Orduyu idâre eden Genelkurmay Başkanının söylediği filfilli yalanlara…

 

  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Dönem: 21                                                                                                   Yasama Yılı: 4

   T.B.M.M.  (S.Sayısı: 41)

                                        Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanunu Tasarısı ve

                                     Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Millî Savunma ve

                                              Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/951)

  TC.

  Başbakanlık                                                                                                                        5.2.2002

  Kanunlar ve Kararlar

  Genel Müdürlüğü

  Sayı: B.Ö2,Ö.KKG.0.10/101-397/666

                                                   Türkiye büyük millet meclisi başkanlığına

   Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 9.1.2002 tarihinde kararlaştırılan "Astsubay Meslek Yüksek Okullan Kanunu Tasarısı" ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

   Gereğini arz ederim.

                                                                                                                                        Bülent Ecevit

                                                                         Başbakan

                                               GENEL GEREKÇE 

   Türk Silâhlı Kuvvetlerinde astsubaylar, subaylar ile askerlik yükümlülüğünü

yerine getirmek üzere silâh altına alınan erbaş ve erler arasında ve subayların

yardımcısı konumunda olup,

   Silâhlı Kuvvetlerin profesyonel İnsan gücünün önemli bir kısmını oluşturmakta ve

özellikle idarî ve “teknikhizmetlerde istihdam edilmektedir.

   Astsubay Kânununu imha ve ilga eden 27 Mayıs’ın karanlık suratlı darbeci subaylarının

   1967 senesinde 926 sayılı TSK Persoenl Kânunu ile yapamadığını

   2002 senesinde TBMM’de yapdığı bu işgüzarlık ile “halkcıBaşbakan Bülent ECEVİT başarmış(!)..

   Ve bu devletin köleleri astsubaylara bir darbe de

   Yalancı Başbakan Bülent ECEVİT vurmuş!..

  *  *  *  *  *  

 

   Millî Eğitim Bakanlığı,

   Kültür Bakanlığı ile

   Gençlik ve Spor Bakanlığı memurlarından mürekkep komisyonundaki

   Eşkâli ve sıfatı meçhul herbokolog şahısların;

   Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânun Tasarısı hakkında hazırladıkları raporda,

   “Akım” demek için domaltdıkları şom ağızlarından “bokum” lafı çıkmış!

   Ve komisyonun her boku bildiğini zanneden bu gerzek ve zevzek üyeleri şöyle demişler;

   Astsubaylar; subaylar ile erbaş ve erler arasındadır.

   Astsubaylar;teknikhizmetlerde istihdam edilirler.

   Yuh olsun, sizin sıfatınıza be!..

   Devletden aldığınız maaşlar boğazınızda kalsın, inşallah... 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu

  Türkiye Büyük Millet Meclisi

  Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve

  Spor Komisyonu                                                                                                                 7.3.2002

  Esas No. : 1/951

  Karar No. : 17

                                                         TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

   Komisyonumuz; gündeminde yer alan "Astsubay Meslek Yüksekokulları Kanunu Tasarısı"nı (1/951); 6 Mart 2002 tarihinde görüşmüştür. Bu toplantıya Hükümeti temsilen Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu'nun başkanlığında Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Yükseköğretim kurulu temsilcileri katılmıştır.

   Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde; Türk Silâhlı Kuvvetlerinde astsubayların, subaylar ile askerlik yükümlülüğünü yerine getirmek üzere silâh altına alınan erbaş ve erler arasında olduğu, subayların yardımcısı konumunda bulunduğu, silahlı kuvvetlerin profesyonel insan gücünün önemli bir kısmını oluşturmakta ve özellikle idarî ve “teknikhizmetlerde istihdam edildiği görülmektedir.

  *  *  *  

 

   Millî Eğitim Bakanlığı,

   Kültür Bakanlığı ile

   Gençlik ve Spor Bakanlığı memurlarının bindiği yalanlar dolmuşuna

   Dönemin Millî Savunma Bakanı Sabahattin ÇAKMAKOĞLU

   Ve

   Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin KIVRIKOĞLU da binmekden utanmamış!..

   Hiçbir Kânunda böyle bir hüküm olmadığı hâlde,

   Bu iki zevât işkembeden şöyle üfürmüş;

   Astsubaylar; subaylar ile erbaş ve erler arasındadır.

   Astsubaylar;teknikhizmetlerde istihdam edilirler.

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Yalancı baloncu Sabahattin ÇAKMAKOĞLU’na diyecek sözüm yok!

   Çünkü kendisi, Genelkurmay Başkanlarının emir eri gibi çalışmakda beis görmeyen bir siyâsî idi.

   

   Fakat

   Yalancı Orgeneral Hüseyin KIVRIKOĞLU’na şunu diyorum;

   Yeri gelince Genelkurmay Başkanıyım diye külhan beyi gibi orada burada seyirtiyorsun,

   Fakat

   Emrindeki “astsubayın” “teknikhizmetde çalışmadığını bilmiyorsun, sen paşa!..

   Yazıklar olsun, sizlere be!..

 

  *  *  *  *  *  

 

   İşi hesap-kitap ve mâlîye olan Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu,

   Burnunu askeriyenin içine sokmuş ve halt etmiş!

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

  Türkiye Büyük Millet Meclisi

  Plan ve Bütçe Komisyonu

  Esas No.:1/951                                                                                                               20.3,2002

  Karar No.: 93

 

                                    TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

   Bilindiği gibi, Türk Silâhlı Kuvvetlerinde astsubaylar; subayların yardımcısı konumunda bulunmaktadır.

Astsubaylar, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin “ara elemanları”dır.”

Plan ve Bütçe Komisyonuna göre “astsubay” sınıfı, Ordumuzun “ara elemanı” imiş!

   “Astsubay” sınıfının Ordumuzun “ara elemanı” olduğu hangi Kânunda yazıyor, lan gerzekler!

   Yuh olsun, sizin soyunuza sopunuza be!..

  *  *  *  *  *  

 

   Mahâretini anlatmak için adam, adama şöyle der; “evliya gibi adamsın!

   Fakat adam olmayan vekil Evliya

   Meclisde ayaküsdü iki yalan birden söylemiş!

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

DSP GRUBU ADINA EVLİYA PARLAK (Hakkâri):

  (…)

  Bugüne kadar Silahlı Kuvvetlerde üç kategoride hizmet veren insanımız bulunmaktadır: Subaylar, assubaylar ve bunların maiyetindeki erbaş ve erler. Astsubay sınıfının,

subaylar ile erbaş ve erler arasında hizmet verecek, hem idarî hem

teknikkadroda çok önemli yer tutan bir sınıf olduğu hepimizce bilinmektedir.

Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder!

   Bizim vekil Evliya hoca da kendince Ordumuzdaki “sınıf kıdem sırasını” okuyup üfürmüş!

   Ordumuzdaki “sınıf kıdem sırasını” okuyup üfürür iken de

   O gün Meclisde kendisini dinleyen milletvekillerine yalanlar üfürmüş.

   Bu konuşmasında Evliya Hoca,

   Güyâ 211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu Madde-1’e atıf yapmak isdemiş.

   Fakat yüzüne gözüne bulaşdırmış!

   Meclisinde böyle yarım hoca vekilleri olan milletin,

   Burnu bokdan kurtulur mu, hiç!..

  *  *  *  *  *  

 

   SP Grubu adına Meclisde konuşan Ankara milletvekili Rıza ULUCAK,

   Havan dövücünün hınk deyicisi olmuş!

   Ve Millî Savunma Komisyon Raporunda;

   Millî Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanının söylediği cıvık yalanların yalancısı olmuş!

   Aldatanlar mı mücrim yoksa aldanan mı?

   El cevap; her ikisi de!..

  Yazık! Hem de çok yazık!..

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

SP GRUBU ADINA RIZA ULUCAK (ANKARA):

   (…)

   Tasarının genel gerekçesinde de belirtildiği üzere, “assubaylar, subaylar ile askerlik yükümlülüğünü yerine getirmekte olan erbaş ve erler arasında ve subayların yardımcısı olarak görev yapmaktadırlar.”

   

   Assubaylarımız, özellikle idarî ve “teknik” hizmetlerde görevlendirilmektedir.

 

  *  *  *  *  *  

 

   4752 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanununu görüşmek üzere

   86’ncı Birleşimde 28 Mayıs 2003 Çarşamba günü

   TBMM’de içtima eyleyen vekillerimiz,

   Yalan söylemeye doymamışlar!

   Meydan boş, nasıl olsa!..

   Genelkurmay Başkanı vermiş gazı vekillere

   Meydanı boş bulan câhil vekiller de

   O gün Meclisde osdurup osdurup ipe dizmişler!..

   İşde,

   AK Parti Grubu adına Meclisde konuşan Malatya Milletvekili Miraç AKDOĞAN’ın

   Osdurup osdurup ipe dizdiği yalanlar;

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

AK PARTİ GRUBU ADINA MİRAÇ AKDOĞAN (Malatya)

   (…) ast komuta kademelerinde“teknik”, eğitim, sevk ve idare ile diğer idarî işlerde görev yapan ve subaya yardımcı olarak değerlendirilen assubayların özlük hakları ve terfi sistemleri subaylara paralel olarak düzenlenmiştir.

   (…) Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylarla, erbaş ve erler arasında, subaylara yardımcı olarak görev yapan assubaylarımız, dünya ordularında olduğu gibi, “tekniksınıfı oluşturmaktadır.

  Miraç AKDOĞAN’ın mesleği, makine-motorculuk!

   Fakat 28 Mayıs 2003 Çarşamba günü TBMM’de yapdığı konuşmaya bakar iseniz

   Kendisini habriyeli kurmay subay zannebilirsiniz!

   Miraç AKDOĞAN makine motorculuğu bir kenara bırakmış

   Ve

   “Astsubay” sınıfı hakkında osdurup osdurup ipe dizmiş!

   Bu konuşması hakkında Miraç AKDOĞAN’a iki suâl soracağım;

   Vekil Miraç Bey,

   Dünyanın hangi ordularında “assubaylar” “teknik” sınıfı oluşturuyor?

   Dünyanın hangi ordularında “assubay” isimli asker sınıfı var, Allah aşkına?

   Yalan söyleyenin!..

 

  *  *  *  *  *  

 

   Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanunu Meclisde müzâkere edilir iken;

   En mantıklı konuşan vekil ise SP Grubu adına konuşan

   Kendisi tıp doktoru olan Diyarbakır milletvekili Sacit GÜNBEY olmuş!

   Sacit GÜNBEY’in “astsubayların” çok önemli bir kısmı “teknik” elemandır” yalanını bir kenera bırakalım

   Ve dahi

   Astsubay Meslek Yüksek Okuluları Kanununun Meclisde müzâkere edildiği gün

   En önemli ve en çarpıcı tesbitini buraya alalım;

Bakınız, konuşmasında Sacit GÜNBEY şöyle demiş!

     Bu kanun tasarısı hazırlanırken;

     1.  Batılı ülkelerdeki buna benzer kurumların yapıları incelenmiş midir?

     2. Onlardan örnekler alınmış mıdır? 

   Astsubay Meslek Yüksek Okulu Kanununun müzâkere edildiği gün

   Meclisde söylenen en önemli tesbit, işde budur.

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   SP GRUBU ADINA SACİT GÜNBEY (Diyarbakır):

   (…)

   Bu kurumlardan, şimdiye kadar, ülkemize ve Silahlı Kuvvetlerimize çok değerli hizmetler veren çok sayıda assubay yetiştirilmiştir. Bunların çok önemli bir kısmı “teknik“ eleman olup, Silahlı Kuvvetlerimizin destek hizmetlerinde ve teknik donanımında çok önemli görevler yapmışlardır.

   (…)

    Ancak, bu kanun tasarısı hazırlanırken,

   Batılı ülkelerdeki buna benzer kurumların yapıları incelenmiş midir,

   Onlardan örnekler alınmış mıdır, bilmiyorum.

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Tıp doktoru milletvekili Sacit GÜNBEY;

      Bu kanun tasarısı hazırlanır iken;

  • Batılı ülkelerdeki buna benzer kurumların yapıları incelenmiş midir?
  • Onlardan örnekler alınmış mıdır?

   Şeklindeki bu iki hârika suâlini

   Soru önergesi ile TBMM’ye yazılı olarak sorsa idi şâyet,

   Dünyâda ilk olan bu ucûbe Astsubay Meslek Yüksek Okulları

   Bugün Türk askerî eğitiminde mevcut olmayacak idi…

                                                                                                          ESKİ TÜFEK - 2020   

Böylesi çok mühim bir hususu tesbit eden Doktor Sacit Bey

   Ne yazık ki bu sorularını bir önerge ile Meclis gündemine getirememiş!

   Yazık!

   Sacit Hoca pırlanta kıymetinde iki soruyu heder etmiş!..

Fakat

   Sacit Hocanın 2002 senesinde Meclisde yapmayı akıl edemediğini,

   18 sene sonra ben Eski Tüfek, bugün burada yapayım

   Ve

   Bugünkü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar GÜLER’e o meşhur iki suâli sorayım;

   1. Batılı ülkelerin hangisinin ordularında “muvazzaf astsubay” isimli asker sınıfı mevcut?

    2. Batılı ülkelerin hangisinde “muvazzaf astsubay” yetiştiren “önlisans” okulları var, Yaşar Paşa? 

                                                                                                                     ESKİ TÜFEK - 2020  

 

  *  *  *  *  *  

 

   Ak Parti Grubu adına konuşan Kahramanmaraş milletvekili Avni DOĞAN

   Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânun Tasarısı Meclisde müzâkere edilir iken şöyle dedi;

   “Türkiye’de öyle zannediyorum ki,

   Devlet kurumları içerisinde çaşdaş eğitim ve çağdaş teknolojiyi en yakın takip eden kurumumuz da Türk Silahlı Kuvvetleridir.

   Milletvekili Avni DOĞAN bu konuda yalan söylemiş!

   Lâkin

   2002 senesinde teşkil edilen Astsubay Meslek Yüksek Okulları;

   Muâdili sivil okullardan 20 sene sonra YÖK Kânununa uydurulan en son askerî okullar oldu!..

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

AK PARTİ GRUBU ADINA AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş):

(…)

   Tabiî Türkiye, aynı zamanda bir NATO ülkesidir.

(…)

   Türkiye’de öyle zannediyorum ki, devlet kurumları içerisinde çaşdaş eğitim ve çağdaş teknolojiyi en yakın takip kurumumuz da Türk Silahlı Kuvvetleridir, bununla elbetde gurur duyuyoruz.

    Öğretmen Milletvekili Avni DOĞAN;

   Bu kanun tasarısı hazırlanırken;

  • Mademki Türkiye bir “NATO ülkesidir.”

  • NATO üyesi ülke ordularında Astsubay Meslek Yüksekokulu var mıdır?

   Şeklindeki biricik suâlini TBMM’ye yazılı olarak sorsa idi şâyet,

   Dünyâda ilk  olan ucube Astsubay Meslek Yüksek Okulları

   Bugün Türk askerî eğitiminde mevcut olmayacak idi…

                                                                                                                 ESKİ TÜFEK - 2020   

  *  *  *  *  *  

 

   86’ıncı Birleşimin İncisi

   Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânun Tasarısı Meclisde müzâkere edilir iken,

   Astsubay Meslek Yüksek Okulları hakkında değil fakat

   “Astsubay” isimli uyduruk askerlerin özlük hakları konusunda

   Tek ve en isâbetli konuşmayı SP Ankara Milletvekili Mehmet Zeki ÇELİK yapmış!..

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

SP GRUBU ADINA MEHMET ZEKİ ÇELİK (Ankara)

   (…)

   Lise ve dengİ okullardan itibaren askerlik mesleğini seçmiş olan, assubay okullarında -subay yetiştirilmek üzere- belirli bir oranla başarılı olanlar subay olabilme imkânına kavuşturulmalıdır.

   Ayrıca, assubay okulu öğrencilerinin eğitim seviyesi yükseltilirken, assubaylann içinde bulunduğu duruma dikkat çekmek istiyorum:

  1- Subay ve assubaylara sicil affı getirilmesi,

  2- Silahlı Kuvvetler tazminatının Emekli Sandığı kesintisine tabi tutulması,

  3- Aynı kademedeki subay ve assubaylar arasında çok büyük maaş uçurumu vardır, bunların düzeltilmesi,

  4- Çalışma şartları gözönüne alınarak, emeklilik yaş haddinin eski düzeye getirilmesi, yıpranma paylarının eski hale dönüştürülmesi,

  5- Albay ve yarbaylara verilen temsil tazminatının aynı hizmet yılındaki assubaylara da verilmesi ve emeklilere de yansıtılması,

  6- Üniversite bitiren assubaylara derece ve kademeden başka bir şey verilmemektedir. Oysa, sivil memurlara çok ayrıcalıklı bir işlem yapılmaktadır.

  7- Lojman dağıtımındaki adaletsizliğin de ortadan kaldırılması gerekmektedir.

  8- Assubaylıktan subaylığa geçişin sicille değil de, eğitim, tahsil ve bilgiye dayalı olması gerekir; çünkü, sicil, her ne kadar sağlam bir temele dayansa da, ikili ilişkiler neticesinde sübjektif unsurlar taşıdığı bilinen bir gerçektir.

  9- Sivil sektördeki tüm sağlık tesisleri ve hastanelerde nöbet tutan tüm personel, nöbet parası ve döner sermayeden pay almaktadır. Bu tür bir hakkın assubaylara da verilmesi.

  10- Assubay okulları iki yıllık yüksekokul seviyesine çıkarılmıştır. Zamanı gelince, bunlara, subaylarda olduğu gibi, otomatik olarak 1 inci derece verilecek midir ve geriye yansıtılacak mıdır? Bunun da sağlanmasında yarar görüyoruz.

  11- Emekli albaylar makam ve kadrosuzluk tazminatı almaktadır. Aynı hakkın, emekli assubaylara da verilmesi ya da böyle bir eşitsizliğin ortadan kaldırılması.

  Tüm bu sorunların sona ermesi için getirilen düzenlemelerin, bize has ve belirli niyetlerle değil de, mutlaka, çağdaş ülkelerde olduğu gibi düzenlemelerin yapılmasıyla assubaylar ile subaylar arasındaki uçurumun gerek eğitim gerekse statü olarak ortadan kaldırılmasıyla mümkün olacaktır.

  *  *  *  Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  İnşaat mühendisi olan Milletvekili Mehmet Zeki ÇELİK,

  Aklı, basireti, ferâseti ve vicdânının sesi ile öylesine bilge konuşmuş ki…

   Birincisi;

   O gün Meclisde konuşanların içinde yalan söylemeyen tek vekil olmuş,

   İkincisi de;

   Astsubaylar için talep etdiği konular bugün bile hâlâ TEMAD’ın gündeminde yok!..

   Astsubay sınıfını Meclisde astsubaylardan daha iyi anlatan bu nâmuslu vekilimizi

   Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK bugün burada şahsen tebrik ediyorum…

  *  *  *  *  *  

 

   4752 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanununu görüşmek üzere

   86’ncı Birleşimde 28 Mayıs 2003 Çarşamba günü

   TBMM’de yalan söyleyenlerden başka

   Bir de “hâriçden yalan söyleyenler” var ki deme gitsin!

   Askeriyemizin bu kurumları da

   Palamut albay mezarlığı EDOK

   Ve

   Sözde ilim irfan yuvası Milli Savunma Üniversitesinin Rektörü…

 

  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  Kara Astsubay Okullarının 100’üncü kuruluş yılı anısına,

   Kara Kuvvetleri K.lığı EDOK Okullar K.lığı

   2009 senesinde “Astsubay Okulları Tarihi” isimli bir kitap neşretmiş. 

 Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Ucuz yalanlar ise süslenmiş bu sözde târihce kitabının 194’üncü sayfasında

   EDOK Okullar Komutanlığı, “astsubay” sınıfını şöyle târif etmiş;

            “Ordumuzun “orta kademe yöneticisi ve teknisyeni” olan astsubay

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   EDOK Okullar Komutanlığına dilekce yolladım ve sordum, nedir bu rezillik diye!..

MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINA

                                                       ANKARA

                                                         10 Temmuz 2019

   KONU: “Astsubay” Tâbirinin Târifi Hakkında.

   İLGİ: (a) 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânunu.

   (b) 926 sayı ve 27 Temmuz 1967 târihli TSK Personel Kânunu.

 (c) MSÜ’ye ait (https://www.msu.edu.tr/tanitim/KAMYO/KAMYOKitapcik.pdf) isimli bağlantıda münteşir KAMYO e-Kitapcığı.

   (ç) 28 Nisan 2019 târih, 1901017901 sayı ve aynı konulu CİMER dilekcem.

   (d) Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu K.lığının 11 Haziran 2019 Salı gün ve 11:10 saatli e-posdası.

   (e) Kara Kuvvetleri K.lığı EDOK Okullar K.lığının 2009 senesinde neşretdiği “Astsubay Okulları Tarihi” isimli kitap.

   (f) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.

   (g) 2004/7189 sayı ve 19 Nisan 2004 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunun Uygulanmasına İlişkin Esâs ve Usûller Hakkında Yönetmelik.

   

   1. Cârî hukukumuzda bugün de hâlen mevcut olan “astsubay” tâbiri, İlgi (a)’da mezbûr 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde askerî hukukumuza duhûl eyledi. İşbu İlgi (a) kânunun Birinci Bölüm, Genel Hükümler, “Astsubaylar” başlığı altında yer alan birinci maddesindeastsubay” tâbiri şöyle târif edilmiş;

BİRİNCİ MADDE — Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma, Gümrük Koruma birlikleri kadrolarının “astkomuta kademelerinde” eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde “subaya yardımcı olarak görevlendirilen askerî şahıslara (Astsubay) adı verilir.

    2. 5802 sayılı İlgi (a) kânun, 926 sayılı İlgi (b) kânun ile 1967 senesinde ilga edildi. Fakat ilga edilen 5802 sayılı işbu kânunun “astsubay” tâbirini târif eden birinci maddesi ipka edildi.

      3. 5802 sayılı işbu kânunun, 926 sayılı kânun ile ilga edilmesi sebebi ile; 5802 sayılı işbu kânunun ipka edilen birinci maddesi, Ek Madde-21 olarak 926 sayılı kânuna aynen ithâl edildi. 1967 senesinde meriyyete konulan 926 sayılı İlgi (b) kânunun “Astsubay” başlığı altında Ek Madde-21 olarak hâlen mevcut olan “astsubay” tâbirinin bugünkü târifi ise şöyledir;

Ek Madde 21 – (Ek: 2/7/1951-5802/1 md.; Değişik: 18/6/2003 - 4902/30 md.);

   Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı kadrolarının ast komuta kademelerinde eğitim, sevk ve idare ile diğer idarî işlerde subaya yardımcı olarak görevlendirilen askerî şahıslara, “astsubay” adı verilir.

 4. İşbu dilekcemin yukarıda görülen ilk üç maddesinde verdiğim izahât ve beyan etdiğim kânunlar muvacehesinde orta çıkan netice şunlardır;

      a. 5802 ve 926 sayılı kânunlarda tasrih, târif ve tefrik edildiği üzere “astsubay” olarak tesmiye edilen asker kişilerin ordumuzun “ast komuta kademelerinde” görev yapdığı,

      b. Astsubayların; “subaylar ile er ve erbaşlar arasında değil” fakat “ast komuta kademelerinde subaylara yardımcı olarak görev yapdığı” kolaylıkla anlaşılmakdadır.

   5. İşbu dilekcemin dördüncü maddesinde sarahaten görüldüğü üzere; İlgi (a ve b) kânunlar “astsubayların”, ordumuzun “ast komuta kademelerinde görev yapdığını” kesin bir hüküm ile emretmekdedir.

   Ancak ne var ki MSÜ’ye ait İlgi (c)’de mezkûr bağlantıda münteşir Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu e-Kitapcığının 7’nci sayfasının ikinci satırında; 5802 sayılı kânun ile 1951 senesinde “astsubay” olarak tesmiye asker kişilerin, ordumuzun “orta kademe yöneticileri” olduğu ifade edilmekdedir. Söze konu işbu ifadeye ait İlgi (c)’de mezkûr bağlantıda münteşir e-kitapcığın 7’nci sayfasına ait 17 Haziran 2019 târihli ekran görüntüsü EK-A’dadır.

 

   6. 28 Nisan 2019 târihinde gönderdiğim İlgi (ç) CİMER dilekcemin ikinci maddesinde Millî Savunma Bakanlığına şu suâli tevcih etdim;

Ast” sıfatı ile nitelenen astsubayların; ordumuzun “orta kademe yöneticileri” ve teknisyenleri olduğuna dair Milli Savunma Üniversitesinin İlgi (c) e-kitapcıkdaki beyanı, meşruiyyeti hangi mevzuâtdan almakdadır?

7. İlgi (ç) dilekcemin ikinci maddesinde tevcih etdiğim suâlime İlgi (d)’de sûreti görülen yazısı ile Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığı cevap verdi. İşbu İlgi (d) yazısında Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığı şöyle demekdedir; 

Başvurunuza konu olan tanıtım kitapçığında geçen “Osmanlı askeri yapısı içinde ordumuzun orta kademe yöneticileri ve teknisyenleri olan astsubay…” ifadesi Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Okullar Komutanlığının Astsubay Okullarının 100’üncü yılı anısına hazırlamış olduğu Astsubay Okulları Tarihi (2009 Basımlı) isimli kitaptan alınmış olup, söz konusu kitaba ait kaynakça aşağıda çıkartılmıştır. (…)

8. Şu halde, İlgi (ç) dilekcemin ikinci maddesinde tevcih etdiğim ve “astsubayların” “orta kademe yöneticiler” olduğu bilgisinin meşruiyetini hangi kânundan aldığını öğrenmek için işbu ifâdenin sahibi Kara Kuvvetleri K.lığı EDOK Okullar K.lığına aynı suâli tevcih etmek ihyacı hâsıl oldu. 2009 senesinde neşretdiği İlgi (d) kitabın 194’üncü sayfasındaki “23. SONUÇ” başlığı altında yer alan üçüncü satırın birinci cümlesinde Kara Kuvvetleri K.lığı EDOK Okullar K.lığı; 5802 sayılı kânunun 1951 senesinde “astsubay” olarak tesmiye etdiği asker kişileri şöyle târif ve tefrik etmekdedir.

23. SONUÇ

    “Osmanlı askerî yapısı içinde; Ordumuzun “orta kademe” yöneticileri ve teknisyenleri olan “astsubay” (…)”

9. 1982 T.C Anayasasının;

      a. 123’üncü maddesi, İdarenin, kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğunu ve kânun ile düzenlenmesini,

    b. 129’uncu maddesi de, memur ve kamu görevlilerinin Anayasa ve kânunlara sadık kalarak faaliyet icra etmelerini emreder.

     Anayasanın işbu mutlak emirleri muvacehesinde; İlgi (d) kitabında Kara Kuvvetleri K.lığı EDOK Okullar K.lığının “astsubayları” “orta kademe yönetici” olarak târif etmesinin de kânunî mesnedinin ve meşruiyyetinin olması gerekdir.

10. 1982-2085 sicilli ben Şükrü IRBIK; 27 sene Deniz Kuvvetleri Komutanlığında, 3 sene de Sâhil Güvenlik Komutanlığında olmak üzere 30 sene “muvazzaf astsubay” unvânı ile görev yapdım. İşbu dilekcemin yukarıda görülen ilk dokuz maddesinde verdiğim izahât ve beyan etdiğim kânunlar muvacehesinde; Kara Kuvvetlerimizin eğitim-öğretim müfredâtı ile usûl ve esasâtını tayin ve tefrik eden Kara Kuvvetleri Komutanlığı EDOK Okullar Komutanlığına benim biricik suâlim şudur;

İlgi (a ve b) kânunların “ast” sıfatı ile nitelediği
       

     Ve dahi

   Gene bu kânunların “ast komuta kademelerinde subaylara yardımcı olarak görev yapmasını emretdiği astsubayların”;

   Ordumuzun “orta kademe” yöneticileri olduğuna dair Kara Kuvvetleri K.lığı EDOK Okullar K.lığının İlgi (d) kitabının 194’üncü sayfasında mezkûr işbu beyanı ve târifi, meşruiyyetini hangi kânundan almakdadır?

11. İşbu dilekcemin yukarıda görülen onbirinci maddesinde tevcih etdiğim biricik suâlimi İlgi (f ve g) mevzuât muvacehesinde Millî Savunma Bakanlığının cevaplamasını saygılarım ile arz eylerim.10.07.2019.   1901567242                                                                             

                                                        Şükrü IRBIK

   EKLER  :

   EK-A: MSÜ’ye ait (https://www.msu.edu.tr/tanitim/KAMYO/KAMYOKitapcik.pdf) isimli bağlantıda münteşir KAMYO e-Kitapcığı 7’nci sayfasının 17 Haziran 2019 târihli ekran görüntüsü.

   EK-B: Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığının 11 Haziran 2019 Salı gün ve 11:10 saatli e-posda cevabı.

   EK-C: Kara Astsubay Okullarının 100’üncü kuruluş yılı anısına Kara Kuvvetleri K.lığı EDOK Okullar K.lığının 2009 senesinde neşretdiği “Astsubay Okulları Tarihi” isimli kitabın ilgili sayfalarının sûreti.

 Verdiği cevapda EDOK Okullar Komutanlığı şöyle dedi;

   “Bu kitap, bilimsel bir çalışmadır!” 

CİMER Başvuru Cevabı

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi <Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.;

    Wed 8/28/2019 5:12 PM

    To:  Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Sayın ŞÜKRÜ IRBIK,

   T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 12.07.2019 tarihinde yapmış olduğunuz 1901567242 sayılı başvurunuz 28.08.2019 tarihinde KARA KUVVETLERİ EĞİTİM VE DOKTRİN KOMUTANLIĞI tarafından cevaplanmıştır:

   Sayın başvuru sahibi yapmış olduğunuz başvuru ilgili birlik komutanlığınca incelenmiştir. Yapılan inceleme neticesinde;

   Başvurunuzda belirttiğiniz hususlar ile ilgili yapılan incelemede orta kademe yöneticisi tanımının tamamen bilimsel bir terim olarak kullanıldığı değerlendirilmiştir.

 

***4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu ve Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkındaki Yönetmelik gereğince; bilgi edinme talebinize yukarıda cevabı yazılı olarak verilen, Kanunun 29’uncu maddesinde yer alan “Bu Kanunla erişilen bilgi ve belgeler ticari amaçla çoğaltılamaz, kullanılamaz” hükmü ile yönetmeliğin 42’nci maddesinde yer alan “Kanunda ve bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde erişilen bilgi ve belgeler ticari amaçla çoğaltılamaz, kullanılamaz, erişimi sağlayan kurum ve kuruluştan izin alınmaksızın yayınlanamaz. Bu madde hükmüne aykırı olarak erişilen bilgi veya belgeleri ticari amaçla çoğaltanlar, kullananlar veya yayınlayanlar hakkında kanunların cezai ve hukuki sorumluluğa ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiğine bilgilerinizi rica ederim.

 

 

Üzerine vazife olmadığı hâlde,

   Aklı ve hele bilgisi yetmediği hâlde sözde “bilimsel çalışma(!)” yapan EDOK,

   “Astsubay” sınıfı “orta kademe yönetici ve teknisyendir” diye yalan söylemek sûreti ile

   Hakikâtde “bilimsel bir ukalâlık” yapmış ve “bilimsel bir rezâlete” imzâ atmış!..

   Yazıklar olsun sizlere be!..

 

  *  *  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Astsubay” sınıfı “orta kademe yönetici ve teknisyendir” yalanını söyleyenler sâdece

   Her boka maydanoz olan hökelek subaylarımız değil.

   Tâlim terbiyesinden sorumlu olduğu astsubayların;

   “Orta kademe yönetici ve teknisyen” olduğu yalanını söyleyenler arasında

   Bir de ilim-irfan yuvası olduğunu söyleyen Milli Savunma Üniversitesinin Rektörü var, hamd olsun!..

             "Ordumuzun “orta kademe yöneticisi” ve "teknisyeni" olan “astsubay

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

    5802 sayılı Astsubay Kânunu diyor ki;

   Astsubay, “ast komuta kademede” görev yapar.

   Fakat târihci Profesör MSÜ Rektörü diyor ki;

   Astsubay, “orta kademede” görev yapar.

   5802 sayılı Astsubay Kânunu diyor ki;

   Astsubay, “eğitim, sevk ve idari işler” yapar.

   Fakat târihci Profesör MSÜ Rektörü diyor ki;

   Astsubay, “teknik işler” yapar,

   Fesuphanallah!..

   Lâ havle velâ kuvvete…

   Belki de 50 dilekce gönderdim.

   Fakat “astsubay” dediği askerin ne olduğunu Prof. Rektörün kafası hâlâ basmadı!..

   Deniz Harp Okulunun 1773 dedikleri sahte kuruluş senesi konusunda

   Eski Tüfek Şükrü IRBIK ile vicâhen görüşmeye yüreği yetmeyen Rektöre buradan selâm olsun!..

 

  *  *  *  

 

     Emeksiz zengin olanın

     Kitapsız bilgin olanın

     Sermâyesi din olanın

     Rehberi şeytan olmuştur.

                                         

   Ataol BEHRAMOĞLU, Yunus Gibi - Kasım 2012

 

  *  *  *  

   

   Başbakandan Bakanlara,

   Komisyon üylerinden milletvekillerine kadar

   Ve Genelkurmay Başkanının

   Meclisde böyle osdurup osdurup ipe dizmesi elbetde karşılıksız kalmayacak!

   Devletimizi ve Ordumuzu idâre eden bu siyâsî zevât ve subayların

   O gün Meclisde söylediği yalanları cımbız ile toplayıp bir dilekceye yapışdırdım

   Ve dahi

   Bu dilekcemi de işin asıl sâhibi Millî Savunma Bakanına gönderdim.

   Sorduğum suâllerime verdiği cevapları hep berâber göreceğiz, inşallah. 

KONU: 4752 sayı ve 11 Nisan 2002 târihli Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânun Tasarısına merbut 4.3.2020 târihli Millî Savunma Komisyonu Raporunda mezkûr beyan hakkında.

   İLGİ: (a) 4752 sayı ve 11 Nisan 2002 târihli Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânunu.

   (b) 926 sayı ve 27 Temmuz 1967 târihli TSK Personel Kânunu.

   (c) 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânunu.

   (ç) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânûnu.

   1. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11 Nisan 2002 târihinde meriyyete koyduğu İlgi (a)’da mezkûr 4752 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânunu;

   “Türk Silâhlı Kuvvetleri astsubay meslek yüksek okullarındaki yüksek öğretimle ilgili amaç ve ilkeleri belirlemek, astsubay meslek yüksek okullarının teşkilâtlanmasını, görev ve sorumluluklannı, eğitim ve öğretim, araştırma, yayın, öğretim elemanları ve öğrencileriyle ilgili esasları düzenleyen”,

   Temel Kânundur.

   

   2. İlgi (a)’da merkûm 4752 sayılı işbu Kânun Tasarısına merbut 4.3.2020 târihli raporunda Millî Savunma Komisyonu;

   “Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanunun Tasarısı”nın, Komisyonun 28/2/2002 tarihinde yaptığı 27nci birleşiminde, Hükümeti temsilen Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun başkanlığında;

   Millî Savunma Bakanlığı,

   Genelkurmay Başkanlığı

   Ve

   Yükseköğretim Kurulu temsilcilerinin de katılmalarıyla incelenip görüşüldüğünü”,

   Beyan etmekdedir.

   Millî Savunma Komisyonunun TBMM’ye arz etdiği söze konu raporun ilgili bölümlerinin sûreti işbu dilekcemin EK’ine merbutdur.

 

   3. Yukarıda görülen ilk iki maddesinde verdiğim bilgi ve beyan etdiğim mevzuât muvacehesinde, işbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK’ın suâlleri şunlardır.

   İşbu dilekceme konu etdiğim 4752 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânun Tasarısına merbut 4.3.2020 târihli raporunda Millî Savunma Komisyonu;

    a. Türk Ordusunda “astsubayların”, “subayların yardımcısı” konumunda bulunduklarını” beyan etmekdedir. Millî Savunma Komisyonunun işbu raporunda “astsubay” isimi ile söz etdiği asker sınıfı, hiç şüphe yok ki; İlgi (b)’de mezbur 926 sayılı TSK Personel Kânunu ile 1967 senesinde Türk Ordusunda ilk kez ihdas edilen “muvazzaf astsubay” sınıfıdır. Millî Savunma Komisyonunun işbu beyanı hakkında benim suâlim şöyledir;

   Suâl-1: Dünyânın “modern ordu teşkilatlanmalarının” hangisinde; “subaya yardım etmesi için”, “subay yardımcısı” sıfatı ile “muvazzaf astsubay” isimli asker sınıfı mevcutdur?

   Suâl-2: Dünyânın “modern ordu teşkilatlanmalarında” “subaya yardım etmesi için” “subay yardımcısı” sıfatı ile teşkil edildiğini Millî Savunma Komisyonunun beyan etdiği söze konu işbu “muvazzaf astsubay” isimli asker sınıfı; bu ordularda hangi kânunlara müsteniden ihdas edilmişlerdir?

    b. Millî Savunma Komisyonu işbu raporunda “modern ordu teşkilatlanmalarında” olduğu gibi; 1967 yılında 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu kapsamında “astsubayların”, “subaylar ile beraber yer aldıklarını” beyan etmekdedir. Millî Savunma Komisyonunun işbu beyanı hakkında benim suâlim şöyledir;

   Suâl-3: Dünyânın hangi devletlerinin “modern ordu teşkilatlanmalarında” “muvazzaf astsubay” sınıfı ile “muvazzaf subay” sınıfı askerler aynı kanun içinde yer almakdadır? Bu Kanunlar nelerdir?

   c. 1951 senesinde “astsubay” sınıfını ihdas eden İlgi (c)’de mezbûr Astsubay Kânunu Madde-1’de tarif edildiği üzere “astsubay” sınıfı;

   “Türkiye Cumhuriyeti ordusunun “astkomuta” kademelerinde “eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde” subaya yardımcı olarak görevlendirilen askerî şahıslardır.”

   “Astsubay” sınıfının Türk Ordusundaki görevin tanımına dâir olarak 1951 senesinde tesbit edilen işbu hüküm hâlen cârî olmasına rağmen 4.3.2020 târihli aynı raporunda Millî Savunma Komisyonu;

   “Türk Silâhlı Kuvvetlerinin profesyonel insan gücünün önemli bir kısmını oluşturan “astsubayların, teknik hizmetlerde istihdam edildiklerini”,

2002 senesinde TBMM’ye beyan etmiş.

   

    Suâl-4: Millî Savunma Komisyonunun işbu beyanı hakkında benim suâlim şudur;

Türk Silâhlı Kuvvetlerinde “astsubaylar, hangi Kânuna müsteniden “teknik hizmetlerde” istihdam edilmekdedirler?

  4. İşbu dilekcemin yukarıda görülen üçüncü maddesinde tevcih etdiğim dört adet suâlimi İlgi (ç) Kânun muvacehesinde,

Millî Savunma Bakanlığının cevaplamasını saygılarım ile arz eylerim.20.09.2020. 2004187703.

                                                                                                             Şükrü IRBIK

  EK    :

  4752 sayı ve 11 Nisan 2002 târihli Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kânun Tasarısına merbut 4.3.2020 târihli Millî Savunma Komisyonu Raporu, sayfa-13. 

  *  *  *  *  *  

 

   1951 senesinden beri Ordumuzda “astsubay” unvânı ile vatana hizmet eden uyduruk askerler hakkında,

   Herkes şu hakikâtleri bir yere yazsın!.

   Birgün gelecek ve bu hakikâtlere mutlaka yüz sürecekler.  

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

                                                 Astsubay Kânunu

        Kanun. No.: 5802                                                                                            Kabul Tarihi: 02.VII.1951

  Birinci Bölüm

   Genel hükümler

   Ast subaylar

   BİRİNCİ MADDE — Türkiye Cumhuriyeti ordusunun kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma, Gümrük Koruma birlikleri kadrolarının

  •   “astkomuta kademelerinde
  •   “eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde
  •   “subaya yardımcı olarak” görevlendirilen askerî şahıslara “astsubay” adı verilir.

Demek ki;

 Türkiye Cumhuriyeti ordusunun kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma, Gümrük Koruma birlikleri kadrolarında;

   1. “astkomuta kademeleri” olarak tasnif edilmiş “komuta kademeleri” var,

   2. Bu “astkomuta kademelerinde” subayların yapması gereken “eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işler” var,

   3. Subayların yapması gereken bu “eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işleri” subaylarımızın kendileri yapacak bilgi, eğitim ve kâbiliyete sahip değiller,

   4. Kendileri bu “eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işleri”ni yapacak bilgi, eğitim ve kâbiliyete sahip olmadığı için de 1951 senesinde hususi bir Kânun ile “astsubay” sınıfını ihdas etmişler.

   5. “Astsubay” olarak tesmiye ve tefrik edilen askerler; Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun “astkomuta kademelerinde” görev yapan subayların yapması gereken “eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işler”de “subaylar ile beraber görev yapıyor.”

   5802 sayılı Kânunun “astsubay” olarak tesmiye etdiği askerler ancak ve sâdece “subayların yapdığı görevlerde” çalışabilir.

    Bir başka ifâde ile;

    Subayın görev yapmadığı bir kadroda astsubay görev yapamaz!

   Ordumuzun “ast komuta kademelerinde” subaylar ile birlikde ve subaya yardımcı olarak görev yapan “astsubayların”;

   “subaylar ile erbaş ve erler arasında görev yapdığını” söyleyen kişinin mantığını sıfırlamış ve aklını da yemiş olması gerekdir. 

                                                                                                                                          ESKİ TÜFEK - 2020   

     Bu cümlenin neticesi olarak da;

    Türkiye Cumhuriyeti Ordusundaastsubay” olarak tesmiye

    Ve

    Kânunun “subay yardımcısı” olarak tefrik etdiği askerler;

    

  •     “Subay ile erbaş ve er arasında” yer alamaz,
  •     “Subay ile erbaş ve er arasında” çalışdırılması söz konusu olamaz,
  •     “Subay ile erbaş ve er arasında” çalışdırılması 5802 sayılı Kânuna esâsdan aykırıdır.
  •     “Ara kademe” eleman olamaz,
  •     “Ara kademe” eleman olarak tesmiye edilmesi 5802 sayılı Kânuna esâsdan aykırıdır.
  •     “Ara kademede” çalışdırılması söz konusu olamaz,
  •     “Ara kademede” çalışdırılması 5802 sayılı Kânuna esâsdan aykırıdır.
  •     “Orta kademe” eleman olamaz,
  •     “Orta kademe” eleman olarak tesmiye edilmesi 5802 sayılı Kânuna esâsdan aykırıdır.
  •     “Orta kademede” çalışdırılması 5802 sayılı Kânuna esâsdan aykırıdır.
  •     “Teknik hizmetlerde” çalışdırılması söz konusu olamaz,
  •     “Teknik hizmetlerde” çalışdırılması 5802 sayılı Kânuna esâsdan aykırıdır.

                                                                                                                       ESKİ TÜFEK - 2020  

Dünyânın modern ordularında ve NATO’da “muvazzaf astsubay” sınıfı mevcut değildir,

Dünyânın modern ordularında “muvazzaf astsubay” yetiştiren önlisans okulları mevcut değildir,

                                                                                                                        ESKİ TÜFEK  - 2020  

 

  *  *  *  *  *  

 

   Kânunun “subay yardımcısı” olarak tefrik etdiği “muvazzaf astsubayın

   “Teknik” hizmetde çalışdığı yalanını söyleyen devlet adamlarını ve subayları

   İşde, bugün burada ilk defa olmak üzere

   Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK teşhir ediyorum...

 

   Ölüsüne de dirisine de!

   Hepsine yazıklar olsun!..

   Burada resimlerini gördüğünüz devlet adamları ve subaylar,

   “Astsubay” adı verilen askerler hakkında yalan söylemişler

   Ve dahi

   “Astsubay” adı verilen askerlere iftirâ atmışlar!..

   Hukukumuzda iftirâ suçunun elbet cezâsı var, biliyorum.

   

   Lâkin

   Kendisine atılan bu âdi ve alçak iftirânın hesabını soracak bir tek dahi olsun “astsubay” var mı?..

   İşde, bunu bilmiyorum!..

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

    5802 sayılı Astsubay Kânununun “subay yardımcısı” olarak tefrik etiği “muvazzaf astsubayları

    “Teknik” hizmetde çalışdıran Millî Savunma Bakanlığı hemen bugün dâva edilmelidir.

 

  *  *  *  *  *  

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   İlâhî adâlet hiç unutmaz;

   

   Dün yalan dolan yazıp çizen

   Bugün, burada rezil rüsvâ olmuşdur!

 

  *  *  *  *  *  

 

   4752 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanununu görüşmek üzere

   86’ncı Birleşimde 28 Mayıs 2003 Çarşamba günü

   TBMM’de içtima eyleyen vekillerimiz içinde

   Yalan söylemeyen bir tek vekilimiz var; Mehmet Zeki ÇELİK

   4752 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanununun görüşülüp kabul edildiği o meşum günde,

   Doğru söyleyen nâmuslu tek vekil olarak

   Milletvekili Mehmet Zeki ÇELİK, Meclisin yüzakı olmuş…

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  Astsubayları, astsubayların kendisinden bile daha iyi bilen ve anlatan

   Milletvekili Mehmet Zeki ÇELİK’e

   Astsubay zümresinin bugün bile hâlâ büyük bir şükran borcu var, bilesiniz!..

 

  *  *  *  *  *  

 

Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun astsubaylarını kandırmak için

  Genelkurmay Başkanının söylediği

  “Son yüz senenin yalanını” ise

  Müteakip makâlemizde anlatacağız, inşallah…

                                                                   ESKİ TÜFEK - 2020  

 

Bröve isimli 07d11

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

   Evvelki bölümleri ve kısımları okumak için resimleri tıklayınız   

 

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık BrövesiKapak 5

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKAsubay Tefrikası 6_10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Sahil Güvenlik Komutanlık BrövesiAsubay Tefrikası _7 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIKSahil Güvenlik Komutanlık Brövesi

 

 

 

 

 

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _10 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

Asubay Tefrikası-9

Mart 23, 2020

Asubay Tefrikası - 9

Ordumuzun Kölesi: Muvazzaf Asubaylar

   Balık, başdan kokmuş!

    Memleketde nâmussuzluk, hırsızlık hiç bu kadar azgın olmamış idi!

    Adamın birisi, Ankara’nın kalabalık caddelerinden birinde dönerci dükkânı açmış.

    İçindeki müşderinin haddi hesâbı yok!

   Fakat bu dükkânı işletenlerde vicdân, ar duygusu, Allah korkusu hiç yok!

   Dönerci ile kasacı bir olmuşlar müşderileri kaz gibi yoluyorlar.

   Satdıkları her dönerde hırsızlık yapmakdan utanmıyorlar.

   Nasıl mı? İşde, şöyle…

   Biraz yürüyelim diye hanım ile birlikde dışarı atdık kendimizi.

  Yaklaşık bir saat kaldırım arşınladıkdan sonra hanım, şuradan döner al da yiyelim dedi.

  Etrâfa şöyle bir bakdım, her zamân önünden geçdiğimiz dönerci dükkânı, tam da karşımda. Tamam, dedim hanıma. Bu arada hemen şu geliverdi aklıma… Evlenmeden önce hanım, yavan somunu bile bölüşürüm senin ile demiş idi bana. Hakikâten, bugüne kadar çok defâlar katıksız somun bölüşdük de...

   Ben de şurdan bir döner dürüm alırım ve hanım ile bölüşürüm diye aklımdan geçirdim. Girdim içeri. Fiyât lisdesine bakdım. 200 gıramlık döner dürümü gözüme kesdirdim. Kasadaki kel kafalı, zulmet suratlı gence, 200 gıram döner ver usda, dedim. Parayı da kredi kartı ile ödedim.

   Ücreti ödedikden sonra döner tezgâhının önüne ilerledim. Elimdeki fişi döner usdasına uzattım ve 200 gıram döner dürüm yap usda dedim. Tezgâhın önünde bekler iken kasadaki kelaj genç bana dedi ki abi sen otur isdersen, döneri ben masaya getiririm. Bu lafı duyunca ben, vehleten işkillendim! Ben de O’na mahsuru yok, beklerim dedim. Bu arada dönercinin eti tartacağı terâzinin ekranını iyi görebileceğim şekilde mevkilendim.

   Döner usdası başladı bizim döneri kesmeye… Kesdiği döneri elindeki küçük kefeye doldurdukdan sonra o kefeyi hemen önündeki tezgâhın üzerinde duran elektronik terâzinin üzerine koydu. Terâzinin ekranında 152 rakamını çok iyi bir şekilde gördüm. Fakat sesimi çıkartmadım! Döner usdası; kefedeki eti dürümün üzerine dökdü, dürdü ve dürümü bana uzatdı. Dürümü almadım ve usdaya dedim ki; Usda, 200 gıram et vermen gerekiyor idi fakat sen 152 gıram tartdın. Usda bana, yok abi 200 gıram tartdım dedi. Peki öyle ise elindeki o dürümü aç ve içindeki eti tekrar tart bakalım, dedim. Kasadaki genç, sanki yanlış bir şey yokmuş gibi bizi öylece seyrediyor idi. Dönerci, elindeki dürümü açdı ve dürümün içindeki eti, sâkin bir tavır ile döner tepsisine dökdü. Dökdüğü bu eti, eline aldığı uzun saplı tahta kaşık ile tepsideki diğer etlerin arasına çarçabuk karışdırdı. Ve böylece bizim usda, kendi aklınca hırsızlık delilini ortadan kaldırdı. Bakdım ki bizim usdanın, müşderinin gözü önünde böyle alenen hırsızlık yapacak kadar ar damarı çatlamış. Ben de hemen kasadaki genci yanıma çağırdım.

   Olup biteni başından beri sanki bir şey yok imiş gibi takip eden kasacıya bak, dedim, genç! Usda 200 gıram et tartması gerekiyor idi fakat 152 gıram tartdı. Senin usda bizim dönerden 48 gıram çaldı. Dönerci usdası, tartıp dürümün içine koyduğu eti, ben tart dediğim hâlde beni dinlemedi. Bunu söylediğimi sen de işitdin! El çabukluğu ile tartdığı eti, tepsideki etlerin içine karışdırdı ve yapdığı hırsızlığın belgesini ortadan kaldırdı.

Dönerci usdası, yapdığı bu hırsızlıkdan hiç utanmadan, sanki hiçbir şey olmamış gibi ve gâyet pişkin tavır ile tekrâr et tarmaya başladı. Fakat ben usdaya döner kalsın dedim. Kasadaki gence, öfkeli bir tavır ile ver paramı, dedim. Kredi kartı ile ödediğim ücreti kasacı genç, kartıma iâde etdi.

İşde, döner için ödediğim fiş ve iâde fişi yanyana... 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Döneri tartan usdanın yapdığı bu gıramaj hırsızlığına kasacının sanki hiçbir şey olmamış gibi sessiz kalması aslında bu hırsızlığı berâber yapdıklarını çok açık bir şekilde gösderiyor. Abi sen otur isdersen, döneri masaya ben getiririm diye kasacı, meğerse bizi boşuna pışpışlamamış! Bu dönerci dükkânı, Etlik, Tevfik Sağlam Caddesindeki Nar Dönerci. Yolunuz düşer ise şâyet dikkatli olmanızı tavsiye ederim size.

   Akşamüzeri ayağımıza dolanan bu nâhoş olaydan sonra

   Hanım ile dönerciyi öfkeli bir şekilde terk etdik!

   Eve gelir iken yaşadığımız bu rezâleti konuşur iken

   Bu kez de kendimizi simit fırını önünde bulduk!

   Döner yiyemedik! Bâri, şurdan iki simit al da yiyelim dedi, hanım.

   Niyet döner dürüm idi! Fakat bu akşam kısmetde çıtır simit var imiş!

   "Diplomasız" devlet adamlarının idâre etdiği şu memleketde,

   Hırsızlık, ahlâksızlık ve nâmussuzluk mahalledeki dönerciye kadar bulaşmış!

   Yazıklar olsun be!

   Demek ki balık, hakikâten "başdan" kokuyor imiş!..

  *  *  *  *  *  

    Muhterem asubay meslekdaşlarım;

   Asubay Tefrikası rezâletler silsilemizin,

   Dokuzuncu bölümünü terkib eden bu makâlemizde

   Genelkurmay Başkanları ve Millî Savunma Bakanlarının

   Kendi paşa keyiflerine göre yapdığı elvân çeşit fitne kânunlar ile tezgâhladığı

   Ve bizlere “muvazzaf” kılıfı ile yutdurduğu “mecburî hizmet süresinin;

  •  İç hukukumuzdaki

         Ve dahi

  •  Uluslararası Andlaşmalar ile devletimizin bağlandığı dış hukukdaki yerini

   Zamân, olay, mevzuât müsellesi dâhilinde görüp öğreneceğiz, evvelallah…

 

  *  *  *   

 

   Nedir bu mesele?

   TEMAD yönetim kurullarında görev yapan Başkan ve yardımcılarından hiçbirisi,

   Bu bugüne kadar tek kelime etmedi!..

   Çünkü genel merkezde bu konuda henüz bir şuurlanma dahi yok!

   Emeklilierin umurunda değil! Kendileri Ordudan paçayı sıyırdılar nasıl olsa!..

   Kalanların da canı çıksın diyorlar!..

   Muvazzaflar ise ne yazıkdır ki, hâlâ farkında bile değil!..

   Nedir bu mesele?

   “Mecburî hizmet” meselesi…

 

  *  *  *  

   Muharip Orduların Gevur Subayları Cephede Ölür İken,

   T.C Ordusunun Müslüman Subayları Ne Yapmışlar?

   Birinci Cihân Harbine;

   Osmanlı Devleti, Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika vs. iştirâk etdi.

   Bu harbde, muharip ordulardan en az 10 milyon "subay ve er" cephede öldü.

   Birincisinden çok daha şedit cereyân eden İkinci Dünyâ Harbine;

   T.C Devleti ve Ordusu iştirâk etmedi…

    

   İkinci Dünyâ Harbinde;

   Muharip devletlerin ordularından en az 15 milyon "subay ve er" cephede ölür iken,

   Kışlada mıntıka temizliği yapdıran T.C Devletinin ibiş "subayları" ise

   Ordumuzun “mecburî hizmet” süresi ile köşe kapmaca oynamışlar…

  *  *  *  *  *  

 

   27 Mayıs darbeci subaylarının 1967 senesinde tertip etdiği

   Ve bir darbe kânunu olan 926 sayılı TSK Personel Kânununa bakdığınızda

   “Yükümlülük” alt başlığı altında yer alan “mecburî hizmet” konusunda şu cilâlı cümleyi görürsünüz;

                                 

                                       TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİ PERSONEL KANUNU(1)

 

      Kanun Numarası : 926                                                                     Kabul Tarihi : 27/7/1967

 

     ONUNCU KISIM

     Yükümlülük

 

     I – Subayların ve astsubayların yükümlülüğü: (2)

 

       Madde 112  – (Değişik: 26/3/1982 - 2642/15 md.)

  

  Muvazzaf subay  ve  astsubaylar 

subay ve astsubay nasbedildikleri tarihten itibaren

   fiilen onbeş yıl hizmet etmedikçe istifa edemezler.   (1)(2).

 

   Yüzündeki şirinlik maskesini kaldırınca,

   Bu cilâlı cümle bize kısa olarak şunu anlatır;

 

    Kendi ayakların ile gelirsin karşıma,

   Şu kağıda bir imzâ atarsın!

   15 sene köle gibi çalırsın!

 

   Kimdir köle olan?

   Subay ve astsubay…

   Peki,

   Mâdemki burada bir kölelik var! Bu köleliğin şartları nedir?

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Peki,

   “Astsubay” dedikleri “bendeler” cenâhında manzara-i umumiye nasıldır?

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   İnsan ömrünün en güzel, en kıymetli, en kavi, en tâze 15 senesi söz konusu ise şâyet

   Ki, şüphesiz öyle,

   Bu 15 senelik “mecburî hizmet” konusunda nimet-külfet bakımından bu kadar fark var ise şâyet,

   Ki, şüphesiz var,

   Bu orduda silâh arkadaşlığından söz edebilir miyiz?

   "Biz bir aileyiz" diyen subay emeklisi Bakan Hulusi AKAR’a, kim bakar?..

 

  *  *  *  *  *   

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Mülâzım-ı Evvel Mustafa Kemâl’in bu hârika vecizinden aldığı ilhâm ile

   Eski Tüfek de bugün şöyle diyor;

   Ordumuzun efendileri beyaz subaylarımızın

   Ordumuzun içinde çevirdiği filfilli orostopollukları “anlamak” için de

 

  • Araşdıracak kadar merâklı ve azimli,
  • Okuyup anlayacak kadar da akıllı olmalı!..

 

   Kitapsız yazar Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK, merâk ve azim ile araştırdım ve “anladım.

   Ve dahi

   “Muvazzaf kölelik” konusunda beyaz subaylarımızın bugüne kadar çevirdiği orostopollukları

   Asubay Tefrikası 9 isimli bu makâlemizde “anlatdım.

 

   Benim ortaya çıkartdığım bu acı hakikâtleri okuyup anlayacak kadar "akıllı" olmaya gelince…

   “Muvazzaf kölelik” konusundaki hakikâti ben Şükrü IRBIK, kendim okumak için yazmadım, elbetde!..

 

   Yirmi birinci asıra bir kala şöyle dedi, sürgün şâir Ataol GÜRUS;

   “Aşk iki kişiliktir.” 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Aşk, iki kişilikdir; Ȃşık ile Mâşuk!

   Aşk gibi,

 

   Hakikât de iki kişilikdir; Söyleyen ile anlayan.

 

   Lübnan asıllı Amerikalı şâir Halil CİBRAN da

   Şöyle dedi, yirminci asırın yirmi altıncı senesinde;

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Yazan kişiden, okuyan kişi ârif gerek!

   

    Hakikâti Eski Tüfek bugün, burada söyledi!

   Anlamak da bu makâleyi okuyan siz “astsubay” meslekdaşlarımın meselesi oluyor!..

 

  *  *  *  *  *  

 

   Meşrû kabul edip hayvan pazarında “mal” gibi alıp satdığı köle emeği üzerinde neşvünemâ eyleyen

   Sömürgen Roma İmparatorluğundan bahsetmiyorum!

 

   Dünyâya “özgürlükler ülkesi ve insan hakları” yalanını pazarlar iken,

   Afrikalı zenci kölenin alın teri, kanı ve canı üzerine inşâ etdikleri Amerika’dan da bahsetmiyorum!

 

   İçine doğduğumuz,

   Üzerinde yaşadığımız,

   Vatandaşı olduğumuz,

   Kaderini paylaşdığımız memleketimizden,

   Türkiye’den

   Ve dahi

   Ömrümüzü hasretdiğimiz Türk Ordusundan söz ediyorum…

 

   Devlet ve subay tahakkümüne mahkûm edilen Türk Ordusu olarak sen,

   Hukûken henüz reşit bile olmamış 15 yaşındaki süt kuzusu erkek çocuğa bir kağıt imzâlatıyorsun!

   Ve sen, hiç utanmadan o çocuğa diyorsun ki;

    

   “Kendi ayakların ile geldin ve imzâyı atdın, nasıl olsa!..

   Ey Türk çocuğu!

   İşde, kafesledim seni artık!..

 

   1986 senesinde neşretdiği Emret Komutanım isimli düzmece kitabında

   Yalancı ve sünepe gazeteci Mehmet Ali BİRAND’ın

   Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mustafa Necdet ÜRUĞ’un ağzından akdardığı gibi,


Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

  

  “Herkesin okula girerken ne olacağı belli…

   Sonradan ortaya çıkan bir şey yok!”   

 

    Sen, şu andan itibâren bu Ordunun kölesi oldun!

   Hem de gönüllü kölesi…

 

 

         Ve sonra da

 

  • Ordu olarak sen bu çocuğu 15 sene tepe tepe köle olarak kullanıyorsun!
  • Subay yardımcısı oldun diyorsun, subayın görevini yapdırıyorsun,
  • Subay olarak emrediyorsun ve erin görevini de yapdırıyorsun,
  • Subayın yardımcısı yapdım diyorsun ve harbde subayın yerine öldürüyorsun…
  • Esir kampında da sen; subayın çorabını yıkatıyorsun, odasını temizletiyorsun!

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  

Bu satırları yazan Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK da

Bu devletin o kağıdını imzâlayan kölelerden birisiyim!..

 

 

 

  *  *  *   

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Ölenleri, şehit niyetine gömdük ve çokdan unutduk da!

   Peki,

   15 senelilk “gönüllü kölelikden” sonra ne yapacak bu çocuk ?

   Devlet ve subayın ordusu diyor ki; Bu, benim meselem değil! Ne bok yersen ye!..

 

  *  *  *  *  *  

 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Resimdekiler;

 

   Anam Şahinde IRBIK,

   Yeğenim Ali Osman ŞAHİN

   Ve

   Beylerbeyi Deniz Astsubay Hazırlama Okulu

   Birinci sınıf C şubesi talebesi 957 numaralı ben Şükrü IRBIK.

   Sene 1978 ve ben henüz 15 yaşındayım.

                                                                                                                                                                                                Avcılar - İstanbul. Sene – 1978. 

 

 

    Aşağıda gördüğünüz çerçevenin altındaki resime dikkat ile bakınız!..

 

   Subay;

   Ellerinde deri "eldiven", eğninde birinci sınıf yünden mâmül "palto" ile

   Hayvan pazarından mal seçen kasap gibi talebelerin arasında seyirtiyor!..

 

   Köle astsubay talebesi sübyan da;

   Eğininde sâdece gömlek ile

   Teftiş taburunda kış soğuğu ile imtihâna çekiliyor…

 

   Aşağıdaki resimin çekildiği okul bahçesinde 1978-1981 seneleri arasında

   Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK da

   İşde, bu köle sübyan mektebinin "astsubay" talebeleri gibi

   Subayların 5 dakikalık teftişleri için kış soğuklarında saatlerce titredim...

 

 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Sene 2002 oldu,

   Dünyânın hiçbir ordusunda mevcut olmayan “Hazırlama Okullarını” feshetdiler…

 

    Reşit bile olmayan ağzı süt kokan tâze çocuklarımızı

   Kendilerine “muvazzaf bende” etmek için beyaz subaylarımızın tezgâhladığı

   Bu "köle sübyan mekteblerinin" devir-i saltanâtı çok şükür, sona erdi!..

  

   Fakat

   “Mecburî hizmet” isimi altında 15 sene “kölelik

   2020 senesinde bile, bugün de hâlen ve aynen devâm ediyor!..

 

   Peki,

   Kim bu “kafeslenen çocuk?

   Kim bu “gönüllü bende?

   Hem de “muvazzaf bende.

 

  *  *  *  *  *  

 

   Bildik suâller, bilinmedik cevâplar!

 

   Asubay Tefrikası -9- isimli bu makâlemizde inşallah,

   Aşağıda gördüğünüz şu 5 suâlin cevabını arayacağız!..

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 *  *  * 

 

    Ahır, Öküz ve Maraba Teslisi

 

     Ahır, öküz ve maraba meyânında

     Şöyle bir vaziyet tasavvur edelim!

     Ve şu suâlleri soralım;

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   İşde,

   Yukarıdaki çerçevelerin içinde gördüğünüz şu beş suâlin cevâbını bulduğunuz anda

   Müntesibi olduğunuz "astsubaylık" mesleğinin ruhûnu hakikâten anlayacaksınız!..

 

 *  *  *  *  * 

 

   Kıymetli vatandaşlarım!

   Muhterem "astsubay" meslekdaşlarım,

 

   Ordumuzun beyaz efendileri karanlık suratlı subaylarımızın

   1909 senesinden beri içinde yaşadağımız 2020 senesine kadar geçen son 111 senede

   “Mecburî hizmet” konusunda karârgâhlarda çevirdiği fitne ve rezillikler tiyatrosu fasılından,

   Asubay Tefrikası -9- isimli yeni bir oyun makâlemizi daha okumaya hoş geldiniz!..

 

 *  *  *  *  * 

 

   Osmanlı (Berrî, Kara) Ordumuzda küçük zâbit (astsubay) sınıfı;

   Mukadder olan İstiklâl Harbinde

   Harbiyeli beyaz zâbitin yerine ölmesi için

   Menzil eşşeği gibi cephenin en önüne sürülmek maksadı ile

   İlk kez olmak üzere 1909 senesinde teşkil edildi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   05 Ekim 1909 târihli (Kara) Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi,

   31 Mart darbecibaşı Gürcü Müşür Mahmud Şevket Paşa’nın,

   Türk milletinin yüksek irâdesinin yegâne tecelligâhı olan;Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  • Meclis-i Mebusân’dan
  • Meclis-i Ȃyan’dan

        Ve en feci olanı da

  • 31 Mart öncesinin padişahı II. Abdülhamid’e rağmen

        Ve dahi

  • 31 Mart sonrasının padişahı Mehmet Reşad’ın haberi olmadan gizlice yapılmış bir darbe kânunudur.

   

   Darbe kânunu olduğundan dolayı da

   05 Ekim 1909 târihli Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi;

  •    Hem gayri meşrû ve bir darbe kânundur,
  •    Hem de bu kânun ile Kara Ordumuzda teşkil edilen “küçük zâbitlik” “gayri meşrû” bir asker sınıfıdır,

   

   Rüşvetin “belgesi” olmaz da, lan pezevenk!

   Darbeci zâbitin tertiplediği darbe kânununun “gerekcesi” olur mu, Allah aşkına?..

 

 *  *  *  *  * 

 

   Yeri gelmiş iken,

   Ordumuza bugüne kadar subay-asubay yetişdiren;

  •    Askerî okullar,
  •    Tahsil seviyeleri ve
  •    Tahsil süreleri hakkında

   

   Siz kıymetli okuyanlara şu bilgileri ikrâm edelim;

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

    Yukarıda gördüğünüz çizelgeden de kolayca anlaşılacağı üzere;

 

  •    Kara astsubay sınıfına temel teşkil eden Küçük Zâbit sınıfı 1909 senesinde,
  •    Deniz astsubay sınıfına temel teşkil eden Gediklli Küçük Zâbit sınıfı 1929 senesinde,
  •    Jandarma astsubay sınıfına temel teşkil eden Gedikli Küçük Zâbit sınıfı 1931 senesinde,
  •    Hava astsubay sınıfına temel teşkil eden Astsubay sınıfı da 1951 senesinde teşkil edilmiş.

 

  *  *  *  

 

   Târih Yazdığını Zanneden Zübük Deniz Subaylarına,

   Eski Tüfek Diyor Ki;

 

   Amiralinden, kurmayından, hâkiminden öğretmenine kadar

   Yüksek lisans ve doktora sâhibi kimi gerzek deniz subayları;

   Deniz astsubay sınıfının "Deniz Gedikli" isimi ile 1890 senesinde teşkil edildiği yalanını söylüyorlar.

   

   Târih yazdığını zanneden kadınından erkeğine bu zübük deniz subaylarımız ayakda beklesinler!

   Deniz astsubay sınıfının "Deniz Gedikli Küçük Zâbit" isimi ile 1929 senesinde kurulduğunu,

   Yakın zamanda Eski Tüfek'den öğrenecekler!..

                                       

                                                                                             Eski Tüfek - 2020    

 

 

 

  *  *  *  *  *  

 

   Hemen yukarıdaki çizelgede gördüğünüz üzere

   Bugün “astsubay” ismi ile bildiğimiz asker sınıfı, târih sırasına göre; 

  •   Küçük Zâbit, (Kara kıdemli küçük zâbit, kıdemsiz küçük zâbit)
  •   Gedikli Küçük Zâbit, (Kara, Deniz ve Jandarma)
  •   Gedikli Erbaş (Kara, Deniz ve Jandarma) 

          Ve en son olarak da 1951 senesinde kânunda “hile” yapılarak Kara, Deniz, Hava ve Jandarma'da 

  •   Astsubay olarak tesmiye edildi.  

   

      Osmanlı ve Türk Ordusunun sidik yarışdırdığı devletlerin ordularında

   “Mükellef asker” sınıfı içinde teşkil etdikleri bu sınıfa verdikleri isimler hep aynı kalmış!

 

  • İngilizce: Noncommissioned officer
  • Fransızca: Sous officier
  • Almanca: Unteroffizier

 

   Fakat

 

    “Muvazzaf  asker” sınıfına tavhil etdikleri bu köle askere isim vermek konusunda

    Bizim her boku bilen gerzek subaylarımız ise resmen cır cır olmuş!..

 

 

      Astsubay yetiştiren okullar;

  •    İbtidâî (Sıbyan mektebi),
  •    İhzârî,
  •    Hazırlama,
  •    Sınıf Okulları,
  •    Ve en son olarak da 2002 senesinden beri Meslek Yüksek Okulları isimleri ile hizmet gördü.

   

   Dönemine göre “hazırlık+sınıf okulları” olmak üzere 1 ilâ 5 sene arasında değişen sürelerde tahsil verdi.

   Harb Okullarına talebe hazırlayan okullara Genelkurmay Başkanları;

  •     İptidâi,
  •     Rüşdiye,
  •     İdâdî,
  •     Lise isimlerini verdi.

 

   Fakat

   “Astsubay Sınıf Okullarına” talebe hazırlayan ve aynı seviyede tahsil veren “astsubay” okullarına ise

   Aynı Genelkurmay Başkanları niyeyse

  •    İhzârî
  •    Hazırlama
  •    Sınıf Okulu isimlerini verdi.

   

   Subay-asubay “mecburî hizmet” süresini gösdermek için hazırladığım çizelgelerde

   Mukâyese kolaylığı temin etmek gâyesi ile;

   İlkokul, ortaokul, lise, sınıf okulu ve Harp okullarnda verilen toplam tahsil sürelerini yazdım.

 

 *  *  *  *  * 

 

   31 Mart darbesinin gayri meşru çocuğu kara küçük zâbit sınıfı nedir?

 

   Osmanlı Devletini yıkmak ve Türk milletini târihden silmek için tertip etdiği

   31 Mart darbesinin elebaşı Müşür Mahmut Şevket Paşa’nın

   Darbe kânunu ile Osmanlı (Kara) Ordu Komutanlıklarında “kânunsuz” olarak teşkil etdiği

   Kara küçük zâbitliği iki sınıfda tefrik ediliyor idi;

 

       1. Kıdemsiz küçük zâbit

       2. Kıdemli küçük zâbit

 

    1. Kıdemsiz Küçük Zâbit; Nizâmiye (mükellef) askerlik dâhilinde görev yapıyor idi. 1909 senesinde nizâmiye (mükellef) askerlik süresi; Alman Kara Ordusunda olduğu gibi, Osmanlı Kara Ordusunda da 3 sene idi. 3 senelik nizâmiye (mükellef) askerliğini tamamlayan isdekli neferlerden seçilen “alaylıkıdemsiz küçük zâbitinmecburî hizmet” süresi Nizâmiye (mükellef) askerliğin iki katı olan 6 sene idi.

 

    2. Kıdemli Küçük Zâbit; Ordu Komutanlıklarında teşkil edilen Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi ve Küçük Zâbit Mektebinden mezun olan “mektebliküçük zâbitdir. İlkokul seviyesinde olan Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi’nin tahsil süresi 1 ilâ 3 sene idi. Ortaokul seviyesindeki Küçük Zâbit Mektebi’nin tahsil süresi de 2 ilâ 3 sene idi. 3+2 olmak üzere 5 senelik taalim-tahsili başarı ile tamamlayıp mezun olan talebeler,

Kıdemli küçük zâbit onbaşı rütbesi ile mezun oluyor ve kıt’alarına sevk ediliyorlar idi.

Toplam 5 senelik taalim-tahsile karşlık olarak da kıdemli küçük zâbit‘in “mecburî hizmeti” de 8 sene idi.

 

 

   Verdiği 5 senelik tahsile karşılık olarak,

   Osmanlı Devleti, küçük zâbite 8 sene “mecburî hizmet” yapdırıyor idi.

 

   Fakat

   Verdiği 2 senelik tahsile karşılık olarak Millî Savunma Bakanı,

   “Astsubay” dediği ortada sandık askerden 2020 senesinde tam 15 sene “mecburî hizmet” isdiyor!

 

 

 

   Osmanlı Devleti,

   Verdiği her 1 senelik tahsile karşılık olarak “küçük zâbitden” dün 1,6 sene “bedel” isdiyor idi.

 

   Fakat

   Verdiği her 1 senelik tahsile karşılık olarak Millî Savunma Bakanlığı,

   “Astsubay”dan bugün 7,5 sene “bedel” isdiyor!

 

   1909 senesinden beri içinde yaşadığımız 2020 senesine kadar geçen 110 senede;

   “Astsubay” dediği biz köle askere verdiği tahsil karşılığında aldığı “bedel” bakımından,

   Türk Devleti tam 5 kat daha kötüye doğru gitmiş!

 

   Ne diyeyim!

   Devletin açıkladığı fakirlik sınırının bile yarısı kadar emekli maaşı ile yaşamayı mârifet belleyen “astsubay” meslekdaşlarıma,

   “Bedel” konusundaki bu 5 kat “bedel giydirme” hayırlı, uğurlu olsun!..

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 *  *  *  *  * 

 

   Osmanlı (Berrî, Kara) Ordusunda ilk kez olmak üzere

   1909 senesinde teşkil etdiği “küçük zâbit” sınıfını,

   31 Mart darbecisi zâbitân heyetimiz, Prusya Almanya’sı Kara Ordusundan hırsızladı!

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   İhtiyât Zâbitânı Teşkilât Kânunu 1909 senesinde Meclis-i Mebusân’da müzâkere edilir iken

   Taşlıca mebusu olan Kara Piyâde Binbaşı Ali Vasfi Bey,Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Encümen-i Askerî Mazbata Muharriri (MSB Komisyon üyesi) sıfatı ile

   22 Kasım Pazartesi günü meclisde söz aldı.

 

   Ve ruznâme (gündem)’de olmadığı hâlde,

   Osmanlı (Kara) Ordusunda küçük zâbit sınıfının teşkil edilmesi hakkında bir konuşma yapdı.

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Gündem;

 

   Osmanlı askerî târihinde ilk kez teşkil edilmesi tasarlanan İhtiyât Zâbitânlığı idi.

   Aslında gündemde yok idi.

 

   Fakat “Ömer diyecekmiş gibi” ağzını domaltan Ali Vasfi Bey,

   Henüz üç ay evvel meclislerden kaçırarak darbeci Mahmud Şevket Paşa’nın Harbiye Nezâretinde yazdığı

   Bir “darbe Nizâmnâmesi” ile teşkil etdikleri Berrî (Kara) “Küçük Zâbitliği” hakkında şu incileri dökdü;

 

  Sayfa: 62

 

   ALİ VASFİ BEY (Taşlıca (Üsküp) Mebûsu (Devamla);

 

   Şimdiye kadar bizde “küçük zabitlik” yoktu.

 

   Vakıa Dahiliye Kanunnamemiz kırküç (Milâdî 1827. IRBIK) senesinde tercüme edilmiş kırkbeşte (Milâdî 1829. IRBIK) tadil edilmiş, yani Sultan Mahmut zamanında kabul edilmiş.

   Bu nizamnamenin bazı yerlerinde “küçük zabit” tabiri vardır. Bunun aslı Fransızcadan tercüme edildiği için (sou-officier)’den aynen alınmıştır.

   Fakat orası bizde unutulmuş. Belki “onbaşı, çavuş, bölük emini” yerinde kullanılmıştır. Bundan dolayı şimdi “küçük zabit” tabirini kabul etmeli ve Ordu kabul etti.

 

   Bugün her orduda hemen hemen Almanya tensikatının aynı caridir. Avusturya keza. Hep “küçük zabit” kadrosu vardır.

 

   O orduların vakti hazarda en büyük ve mühim uzvu, cüz'ütâmı bölüktür. Bölükteki heyeti muallime, “küçük zabitan” heyetidir.

 

   “Küçük zabitan” efratla beraber yatarlar, onlarla beraber hem haldirler. Seviyei irfanları yekdiğerine daha karib (yakın) olduğundan, onun için kuvvei muavine ile talebe arasında bulunurlar.

   Binaenaleyh bugün Ordu, hakikî bir terakki etmek için o mühim tensiki yapmak şartıylaküçük zabitan” kadrosunu kabul etti.

 

   “Küçük zabitan” yetiştirmek için şurada bir mektep küşad edildi. “Küçük zabitan” kabul ediliyor, yetiştirilecektir. Şimdi Avrupa devletleri ne yapıyor? Bir defa hizmeti muvazzafai askeriye üç senedir, sonra bir de ihtiyat vardır. Beş sene bir “küçük zabit” manen, fıtraten, ahlaken tabiatı saniye hükmüne gelmiş silâh endazlıktan şöyle yıkanıp çıktıktan sonra talebeyi teşkil eden efrada karşı zabitlik haysiyetini, etvârını, evsafını takınabilir. Zabitin bulunmadığı bir zamanda gaybubetini (yokluğunu) hissettirmeyecek; efrad üzerine maddî tesir icra edilmek için bir defa sinnen (yaş olarak) azıcık ziyade olması lâzım gelir.Küçük zabit” 28 yaşında olmalı. Hiç olmazsa celî (bilinen) bir tabirimizle «Ağabey» dedirtecek kadar olmalı. Bunların zaten tahsilleri; terbiyeleri iptidai olduğu halde, kendileri müddeti medîde (uzun süre) ameliyat ve tecrübe görerek zabitleşmeli. Zabitlik, kendilerine kumandan vazifesi, tabiatı saniye hükmüne gelmeli. Fakat yirmisinden otuzuna kadar temini maişet edemeyeceğinden ondan sonra hiçbir iş tutamaz.

 

   Fakat Şarkî Avrupa devletleri ne yapıyorlar? Bilfarz Almanya'da 12 senedir istikamet ve iffet dairesinde iktidar ve maharet göstererek, iyi muallim ve mürebbi olduğunu ispat ederek, bir çok efrad yetiştirerek bir gün şahadetname alacak olursa, ki biz bunu daha teklif etmiyoruz, çünkü bütçemiz fakirdir - kendisine senede bir defa zengin bir ordu, bin mark yani elli tane İngiliz lirası veriyor. Bu şahadetname ile polis memuriyeti, telgraf memurluğu ve posta memurluğu gibi hizmetlerde istihdam olunur. Bu hizmetinden istifade edilmek için kendisine her gün öğleden sonra ikişer saat müsaade olunur. Ait olduğu mevakii askeriyede isbatı vücut eder. Meselâ hukuk müntesibininden birisi her gün öğleden sonra iki saat ders alır, sonra dört senede bir şahadetname alıp devairi adliyede (adliye dâirelerinde) kâtiplikle vesair hizmetlerde istihdam edilir. Veyahut Polis Dairesine devam eder. Cezaya, kavanini adliyeye ait icabeden malumatı tederrüs eder. İşte Avrupa hükümetleri “küçük zabitana” böyle muaveneti nakdiye vesairede bulunur. Şimdi biz muaveneti nakdiyede bulunamayız. Komisyon burayı düşünmüş, teemmül etmiş (düşünmüş). Buraya konmamış, sonra bu kanunda böyle bir madde yoktur. Fakat Ciheti Askeriye, tabiî diğer bir kanun ile sureti saniyede bunu teklif eder, talep eder.

 

Şimdi “küçük zabit” iyi bir muallim, mürebbi olabilmek için sekiz on sene işlemeli,

Yoksa yetiştiririz, terhis ederiz, vücudundan istifade edemeyiz.

 

O noktai nazardan,

Sair devletlerin 12 sene olduğu halde bizde 10 sene kabul edilmiş.

O halde bu haddi asgarî diye telâkki edilmelidir.

 

 

   İşde,

   Osmanlı Ordusunda küçük zâbitl sınıfının teşkil edilmesi konusunda

   Yukarıda gördüğünüz incileri yumurtalayan mebus Ali Vasfi Beyin künyesi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Yukarıdaki beyaz çerçeve içinde bir kısmını gördüğünüz bu konuşmasında

   Binbaşı Ali Vasfi Bey, çok büyük bir nâmussuzluk yapdı!..

 

   Prusya Ordusundaki küçük zâbit sınıfının “mecburî hizmet” süresi konusunda,

   Bilerek eksik bilgi verdi ve Meclis-i Mebusan’ı kandırdı.

 

   Sahtekâr Binbaşı Ali Vasfi Bey’in meclisin dikkatinden kaçırdığı çok önemli bu bilgiyi de

  111 sene sonra ilk defâ olmak üzere; Türk milletine kaynağından burada, Eski Tüfek veriyor.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

     Eski Tüfek Tercümesi;

 

   Potsdam küçük zâbit mektebine 17-20 yaşınlarındaki Prusyalı gençler kabul ediliyor idi.

Gençler, mektebde aldıkları her 1 senelik tahsile karşılık olarak 2 sene “mecburî hizmet” edeceğine dâir sözleşme imzâlıyor idi.

   Mükellef küçük zâbit olmayı tercih edenler “mükellef askerlik hizmetinden” muaf tutuluyor idi. Küçük zâbit mektebinin tahsil süresi, talebenin bilgisi seviyesine göre 1 ilâ 3 sene idi.

   “Mükellef askerlik” kapsamında yapılan 9 senelik hizmetden, mektebde geçen 3 senelik tahsil süresi mahsup edildiğinde, küçük zâbitin “mükellef asker” olarak yapdığı “mecburî hizmet” süresi 6 sene oluyor idi.

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  

   19 maddeden mürekkep 03 Eylül 1814 târihli Prusya Askerlik Kânunu’na göre;

 

   20 yaşını ikmâl eden her Prusya erkek vatandaşı, memleket müdafaası için 5 sene “askerlik” vazifesi ile mükellef idi. Bu sürenin 3 senesini tamamlayan er; harb yok ise şâyet, isdediği takdirde geri kalan 2 seneyi redif (ersatz, yedek) olarak izinde tamamlıyor idi. Prusyalı gençlerin ekserisi de böyle yapıyor idi.

 

   Bu kânun ile ihtiyâcı kadar “mükellef er” tedarik edemeyen Prusya Kralı,

   Gençleri askerliğe teşvik etmek için çeşitli çârelere başvurdu.

   Daha fazla “er” istihdam etmek gâyesi ile Kral,

   “Mükellef askerlik” hizmeti kapsamında görev yapdırmak üzere “unteroffizier” isimli bir “mükellef er” sınıfı teşkil etdi.

 

  Burada, yeri gelmiş iken subaylarımızın yapdığı bir orospuluğa işâret etmeliyim!

 

  “Unteroffizier” kelimesini 31 Mart darbecibaşı Müşür Mahmut Şevket Paşa

  Ve

  Kuklası Piyâde Binbaşı Ali Vasfi Bey, 1909 senesinde türkceye “küçük zâbit” şeklinde tercüme etdi.

 

 

    

   Fakat;

 

   1935 senesinde ATATÜRK’ün bizzat hazırladığı Türkce Rütbe isimleri kitabında

   Ve dahi

   Gene aynı sene içinde TBMM’nin meriyyete koyduğu 2771 sayılı Ordu Dâhili Hizmet Kânunu’nda,

   “Küçük zâbit” tâbiri türkceye “erbaş” olarak tercüme etdi.

 

 

   1953 senesinde meriyyete koyduğu 6020 sayılı Kânun ile de

   İngilizce “non-commissioned officer” tâbirini TBMM, türkceye “erbaş” olarak tercüme etdi.

 

       “Erbaş” kelimesinin zamân içinde sırası ile;

 

  •    Küçük zâbit
  •    Astsubay

           Ve en son olarak da

  •    Muvazzaf astsubay

   Yapılması konusunda nâmussuz subaylarımızın yapdığı öylesine orospuluklar var ki!..

 

   Bu konuda söyleyecek sözüm var fakat burada yazacak yerim yok!

   Lâkin,

   Asubay Tefrikası 9 isimli bu bölüm daha şimdiden bir kitap kadar uzun oldu!..

 

 

   

   Prusya Krallığı’nın Başkenti olan Potsdam’daki

   (Kara) küçük zâbit mektebinin tahsil süresi, gencin o anki tahsil durumuna göre 1 ilâ 3 sene idi.

 

   17-20 yaşlarındaki Prusya vatandaşı, “mükellef askerlik” yapmak yerine küçük zâbit mektebine kayıt yapdırabiliyor idi. Kayıt yapdırır iken de mektebdeki her 1 senelik tahsile karşılık olarak 2 sene “mükellef askerlik” edeceğine dâir sözleşme imzâlıyor idi.

   Küçük zâbit olmayı tercih edenlerin mektebde geçen 3 senelik talebelik süresi, “mükellef askerlik”den sayılıyor idi. Bir başka ifâde ile; küçük zâbit olmayı tercih eden Prusyalı gençler, “mükellef askerlik” hizmetinden muaf tutuluyor idi.

 

   31 Mart darbecisi Harbiye Nâzırı Müşür Mahmut Şevket Paşa’nın,

   1909 senesinde kânunsuz olarak tertip etdiği Küçük Zâbit Nizâmnâmesindeki “kıdemli küçük zâbitlik

 

   İşde, Prusya Krallığındaki bu “mükellef küçük zâbitliğin” aynısıdır.

   Mektebden mezun oldukdan sonra “mükellef küçük zâbit” olarak 6 sene “mecburî hizmet” şartı var idi. Bu 6 senelik “mecburî hizmetin” gerekcesi de gâyet basit idi. Mektebe girmeden evvel imzâladığı sözleşmeye göre Prusya Kralı; kendi vatandaşına verdiği tahsilin bedeli olarak 2 kat “mecburî hizmet” isdiyor idi. Potsdam Küçük Zâbit Mektebinin tahsil süresi, talebenin bilgi seviyesine göre 1 ilâ 3 sene idi.

 

   Potsdam (Kara) Küçük Zâbit Mektebinde: 

  •      1 sene tahsil edenler 2 sene “mecburî hizmet”,
  •      2 sene tahsil edenler 4 sene “mecburî hizmet”,
  •      3 sene tahsil edenler ise 6 sene “mecburî hizmet” edecek idi.

 

     6 sene “mecburî hizmeti” tamamladıktan sonra,

 

     İkinci bir 6 sene hizmet etmek için sözleşme imzâlayan “mükellef küçük zâbite” ise

     Toplam 12 senelik mükellef askerlik hizmetinin sonunda devlet dâirelerinde memurluk veriliyor idi.

 

   

 

   Darbeci Mahmut Şevket Paşa’nın 1909 senesinde kânunsuz olarak tertip etdiği

   Osmanlı Kara Küçük Zâbit Nizâmnâmesine göre;

   Mektebde tahsil süresi, namzetin bilgi seviyesine göre 3+2 sene olmak üzere yekûn 5 sene idi.

   Namzet, giriş imtihânında aldığı nota göre 1 ilâ 5 sene arasında değişen sürede tahsil görüyor idi.

   Prusya Kralı, verdiği tahsil süresinin “2 katı” hizmet isdiyor idi.

 

   Fakat

   Toptancı bir zihniyet ile hareket edip

   Türk küçük zâbitine “sığır” muamelesi yapan çetebaşı ve darbecibaşı Mahmut Şevket Paşa

   Dersaadet Küçük Zâbit Mektebinde; 

  •      1 sene tahsil eden talebeye de
  •      5 sene tahsil eden talebeye de

   

   Cebren ve hile ile 8 sene “mecburî hizmet” yapdırdı.

 

   Prusya Kara Ordusu "küçük zâbit" sınıfı ile 

   Osmanlı Kara Ordusu "küçük zâbit" sınıfı arasındaki en çarpıcı fark ise şu idi;

 

   Prusya Kara Ordusundaki küçük zâbit sınıfı, “mükellef er” sınıfına dâhil idi.

 

   Fakat

   Kânunsuz olarak tertip etdiği Osmanlı "küçük zâbit" sınıfını ise

   Darbeci Mahmut Şevket Paşa “muvazzaf er” sınıfa dâhil etdi.

 

   Darbeci Mahmut Şevket Paşa sâyesinde(!) Osmanlı Devleti ve Osmanlı Kara Ordusu

   Dünyâ askerlik târihinde ilk defâ olmak üzere “muvazzaf er” sınıfını icâd eden devlet ve ordu oldu.

 

    İşde, Prusya adâleti,

 

   İşde, darbecibaşı Mahmut Şevket Paşa adâleti!..

 

 

   

   Sahtekâr Binbaşı Ali Vasfi Bey,

   Osmanlı Kara Ordusunun küçük zâbit sınıfı için şart koşduğu 8 senelik “mecburî hizmet” süresini kendi aklınca mâkul ve meşru gösdermek için

   Alman Kara Ordusunun kendi küçük zâbiti için meşrut olan 12 senelik “mecburî hizmet” süresini örnek olarak gösdermiş.

Ve tabi ki Ali Vasfi Bey, bu konuda büyük bir nâmussuzluk yapmış!..

 

   Çünkü;

     3 sene küçük zâbit mektebinde “talebelik”,

     6 sene de mükellef küçük zâbit olarak “mecburî hizmet” olmak üzere

   Prusya Ordusunun kendi küçük zâbiti için şart koşduğu “mecburî hizmet” süresinin tamamı  9 sene idi.

 

   Fakat

   Osmanlı Ordusunun kendi “muvazzaf küçük zâbiti” için şart koşduğu 8 senelik “mecburî hizmet” ise sâdece küçük zâbitin “fiilî hizmet” süresini kapsıyor.

   3+2 sene olmak üzere küçük zâbit mektebinde geçen 5 senelik “tahsil süresini” de hesâba ilâve etdiğinizde,

   Osmanlı Ordusu muvazzaf küçük zâbitinin toplam “askerlik süresi” 13 sene oluyor.

 

   İşde,

   Nâmussuz Binbaşı Ali Vasfi Bey,

   Bu önemli hakikâtleri Meclis-i Mebusan’ın dikkatinden kaçırmış!..

 

 

 *  *  *  

 

   Küçük zâbit mekteblerine hapsetdikleri talebelere

   Darbeci Mahmut Şevket Paşa'nın verdiği yemeklerin nasıl olduğunu öğrenmek için de

   Dersaadetli piyâde küçük zâbit Süleyman Nuri Efendi’nin şu sözlerinin bize anlatacağı çok şeyler var;

 

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  • Mektebde kara ekmek yiyorduk!

 

 

  • Zâbit mekteblerindeki talebelere verdiklerinden daha az yemek veriyorlardı bize.

 

 

  • Rütbe farkını anlıyordum da!..

 

 

  • Mide farkını aklım bir türlü almıyor idi!..

 

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Ne vaad etdiler? Ne yapdılar?

 

   Demi ve yeri gelmiş iken bir hakkı sahibine teslim edelim,

   Ve dahi

   Osmanlı Devletinin kara küçük zâbit sınıfına verdiği şu hakları da buraya yazalım.

   T.C Devletinin ise küçük zâbit sınıfına bugün dahi bu hakları vermediğini de buraya şerh düşelim.

 

  

          1909- Küçük Zâbit Mektebi ve Küçük Zâbit İbtidâî Mektebi Nizâmnâmesi

 

   Hicrî 21 Ramazan 1327- Rûmî 22 Eylül 1325 (Milâdî 05 Ekim 1909)

 

      Madde 47:  Küçük zâbit mekteblerinden veya alay mektebinden yetişerek kıt’ada toplam 9 sene hizmet etmiş olanlar polis, jandarma, saray, müze dâireleri muhafızlığı, koruculuk, tahsildârlık, şimendifer ve şirket idârelerinde, yol ve köprülerde, askeriyeye ait fabrika, fırın, anbarlarda ve dâirelerde kâbiliyetlerine göre istihdam olunurlar.

      12 sene hizmet etmiş olanlardan imtihanla liyâkatlarını ispatlayanlar yedek subaylığa nakil edilecekleri gibi genellikle en az 300 kuruş maaşlı memuriyetlere de tercihen tayin edilirler.

 

 

   Yukarıda gördüğünüz 1909 Küçük Zâbit Mektebi Nizâmnâmesi hakkında

   Yeri gelmiş iken şu hususu söyleyelim.

 

   Bu nizâmnâmenin Madde 48’inde “diğerleri” dedikleri küçük zâbitândan birisi de;

   İstiklâl Madalyası sâhibi Gâzi Piyâde Pilot Küçük Zâbit Kıdemli Başçavuş Vecihî (HÜRKUŞ) Efendi idi.

   Vecihî Efendi, 1910-1918 seneleri arasında talebelik dâhil Osmanlı Berrî (Kara) Ordusunda; 

  • Piyâde küçük zâbit,
  • Tayyâre makinist küçük zâbit ve
  • Pilot küçük zâbit olarak,

 

   Vatanına tam 9 sene kelle koltukda “fiilî hizmet” etdi.

   Birinci Cihân Harbinde Kara Ordumuzdaki zâbitimizin yerine ölmesi için tertip edilen küçük zâbitliği seçen;

  •    546mekteblikıdemli küçük zâbit ve
  •    2.564alaylıkıdemsiz küçük zâbit olmak üzere
  •    Toplam 3.110 küçük zâbitândan

   Tam 10 sene devam eden bu harbden sağ salim kurtulan çok az sayıdaki kara küçük zâbit ise

   Harbden sonra yukarıda gördüğünüz devlet dairelerinde görev aldı.

 

   

   ALİ VASFİ BEY (Encümen Mazbata Muharriri) (Devamla) —

   (…)

   Fakat Şarkî Avrupa devletleri ne yapıyorlar? Bilfarz Almanya'da (küçük zâbitlik.IRBIK) oniki senedir istikamet ve iffet dairesinde iktidar ve maharet göstererek, iyi muallim ve mürebbi olduğunu ispat ederek, bir çok efrad yetiştirerek bir gün şahadetname alacak olursa, - ki biz bunu daha teklif etmiyoruz, çünkü bütçemiz fakirdir - kendisine senede bir defa zengin bir ordu, bin mark yani elli tane İngiliz lirası veriyor.

   Bu şahadetname ile polis memuriyeti, telgraf memurluğu ve posta memurluğu gibi hizmetlerde istihdam olunur. Bu hizmetinden istifade edilmek için kendisine her gün öğleden sonra ikişer saat müsaade olunur. Ait olduğu mevakii askeriyede isbatı vücut eder. Meselâ hukuk müntesibininden birisi her gün öğleden sonra iki saat ders alır, sonra dört senede bir şahadetname alıp devairi adliyede kâtiplikle vesair hizmetlerde istihdam edilir. Veyahut Polis Dairesine devam eder. Cezaya, kavanini adliyeye ait icabeden malumatı tederrüs eder.

   İşte Avrupa hükümetleri küçük zabitana böyle muaveneti nakdiye vesairede bulunur. Şimdi biz muaveneti nakdiyede bulunamayız. Komisyon burayı düşünmüş, teemmül etmiş. Buraya konmamış, sonra bu kanunda böyle bir madde yoktur. Fakat Ciheti Askeriye, tabiî diğer bir kanun ile sureti saniyede bunu teklif eder, talep eder. Şimdi küçük zabit iyi bir muallim, mürebbi olabilmek için sekiz on sene işlemeli, yoksa yetiştiririz, terhis ederiz, vücudundan istifade edemeyiz. O noktai nazardan sair devletlerin oniki sene olduğu halde bizde on sene kabul edilmiş. O halde bu haddi asgarî diye telâkki edilmelidir.

 

 

   Bir tarafda Prusya Almanyası,

   Diğer tarafda Devleti Aliyyei Osmanî!..

 

   Sen; Ey 31 Mart darbesinin çetebaşı

   Ve dahi

   Osmanlı Kara Ordusunda "küçük zâbit" sınıfının tertipçisi Müşür Mahmut Şevket Paşa;

   Prusya Almanyasına bakıyorsun!

   Ve diyorsun ki,

 

   Komşum sikişdi, canım çekişdi!

   Alman Ordusunda olduğu gibi

   Ben de Osmanlı Ordusunda "küçük zâbit" sınıfını tertip edeyim!...

 

   Mâdemki “küçük zâbit” sınıfını Almanya’dan hırsızlayıp ithâl ediyorsun!

   O vakit;

   Alman Ordusunun kendi “küçük zâbitine” verdiği hakları sen, kendi küçük zâbitine niye vermiyorsun?..

 

   Mâdemki Alman Ordusu gibi sikişmek isdiyorsun!

   Almanya gibi niye nâmuslu davranmıyorsun?

 

   Kıymetli vatandaşlarım,

   Muhterem asubay meslekdaşlarım!

   Görüyorsunuz, değil mi?

 

   Alman Ordusu;

   Küçük zâbit sınıfını kendi vatandaşına “meslek edinme kursu” vermek için teşkil etmiş.

 

   Peki Osmanlı Ordusu küçük zâbit sınıfını hangi maksat ile teşkil etmiş?

   “Vücudundan istifade etmek için!..

   Bu cümlenin açık anlamı şu oluyor;

   Harbde zâbit yerine ölmesi için küçük zâbit sınıfını teşkil etdik!..

   Yazıklar olsun, hepinize be!..

 

 *  *  *  *  * 

 

   Aşağıda gördüğünüz kânun lâyihasında 12 sene olarak teklif edilen “zâbit mecburî hizmet” süresini,

   Meclis-i Ȃla 10 seneye tenzil etdi.

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Kânunun kabul edildiği 1910 senesinde, zâbit olmak için bir genç;

 

  • 3 sene Rüşdiye,
  • 4 sene İdâdî ve
  • 3 sene de Harbiye olmak üzere 10 sene tahsil yapıyor idi.

 

   Kânunun kabul edildiği 1910 senesi,

   Osmanlı Devletinin ismi henüz bilinmeyen büyük bir harbe hazırladığı sene idi.

   Böylesi bir durumda dahi Osmanlı Devleti, zâbitinden sâdece 10 sene mecburî hizmet isdedi.

   Mecburî hizmetin 10  sene olarak tesbit edilmesinin “gerekcesi” de gâyet basit idi;

   Devletin verdiği her “1 sene tahsile” karşılık “1 sene mecburî hizmet.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Aşağıda gördüğünüz kânunun kabul edildiği 1910 senesinde,

   Osmanlı (Kara) Ordusunda  bir tek dahi olsun “küçük zâbit” henüz mevcut ve müstahdem değil idi.

 

   Çünkü

   1909 senesinde teşkil edilen (Kara) Küçük Zâbit Mektebleri,

   İlk mezunlarını 10 Temmuz 1911 târihinde 173 kıdemli çavuş rütbesi ile verdi.

   Bu târihde bile Osmanlı neferâtı, 20 sene hizmetden sonra “tam maaaş ile” emekli olabiliyor idi;

 

 

   03.07.1910 târihli Askerî Tekâüt ve İstifa Kânunu;

 

   OTUZDÖRDÜNCÜ MADDE — Yirmi sene  bilafasıla silâh altında ifâyı hizmeti askeriye eyleyen neferât, rütbei hâzırası (son aldığı. IRBIK) maaşıyla tekaüt edilir.

 

 

   “Astsubay” olduğunu söyleyen muhterem meslekdaşlarım bir de;

   Bugün kaç senede emeklilik hakkını kazandıklarına

   Ve dahi

   Kendi aldıkları emekli maaşına baksınlar hele!..

  

 *  *  *  *  * 

 

   Osmanlı Bahriyesinde “gedikli” sınıfı, ikinci kez olmak üzere 1915 senesinde teşkil edildi.

   Bu “gedikli” sınıfı, “zâbit” sınıfına dâhil idi.

   Deniz Kuvvetleri Komutanlığının son 100 seneden beri “astsubay” diye yutdurmaya çalışdığı asker sınıfı,

   Bahriye gedikli zâbit sınıfının ta kendisidir. 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Birinci Cihân Harbinin en şedit bir şekilde devâm etdiği 1915 senesinde bile Osmanlı Bahriyesinde;

 

  • Bahriye neferi,
  • Bahriye küçük zâbiti ve
  • Bahriye gedikli zâbiti sınıflarında olmak üzere

 

   Bahriye gedikli zâbit sınıfının toplam “mecburî hizmet” süresi sâdece 12 sene idi.

 

 *  *  *  *  * 

 

   Asubay Tefrikası -9- isimli bu makâlemizde kullandığımız kânunlardan

   T.C. Devletinin “mecburî hizmet” konusunda kabul etdiği ilk kânun,

   29 Nisan 1925 târih ve 638 sayılı

   Askerî Tekaüt ve İstifâ Kânununun Elinci Maddesini Muaddil Kânunun Son Fıkrasının Lâğvı Hakkında Kânun’dur.

   

   Aşağıda gördüğünüz bu kânun ile T.C Devleti,

   Kara zâbitin mecburî hizmetini” 10 senedem 15 seneye terfi etdirdi.

 

 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 *  *  *  *  * 

 

   31 Mart isyânının elebaşı Harbiye Nâzırı Müşür Mahmud Şevket Paşa’nın,

   Meclislerden kaçırdığı

   Ve dahi

   Padişahlardan izin almadan 1909 senesinde teşkil etdiği

   “Kara küçük zâbit” sınıfının “mecburî hizmet” süresi

   Birinci Cihân Harbinin başladığı senede bile 8 sene idi.

 

   Türk Milleti;

   Topyekûn bir seferberlik neticesinde Birinci Cihân Harbini muzaffer bir millet olarak tamamladı

   Ve dahi

   1923 senesinde T.C Devletini teşkil etdi. Harb-darb hitam buldu.

 

   Lâkin

   Ordumuzun “muvazzaf kölesi” küçük zâbitin çilesi bitmek bilmedi…

   1925 senesinde meriyyete koyduğu aşağıda gördüğünüz 648 sayılı kânun ile T.C. Devleti;

   1 senelik tahsile karşılık olarak kara küçük zâbitden tam 10 sene “mecburî hizmet” almaya başladı.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Ordumuzun “muvazzaf kölesi” küçük zâbite” biçilen 10 senekik “mecburî hizmet” gömleğini

   Dönemin Müdafaai Milliye Veliki tekâüt zâbit Recep (PEKER) Bey, şöyle izâh etdi;

 

   MÜDAFAAİ MİLLİYE VEKİLİ (Millî Savunma Bakanı) RECEP BEY —  (Kütahya);

   Efendim;

     (…)

   Müdafaai Milliye Encümeni kıdemsiz olan sınıfı kaldırmış ve kıdemli olan sınıfı kabul etmiştir. Onu da şu farkla:Kıdemli küçük zabitan için on sene hizmeti mecbureyi kabul etmiştir. Bir defada on sene hizmeti mecbureyi tekeffül etmeyi kabul edecek küçük zabitan az bulunur. On sene hizmet mecburiyetini kabul ederek orduya girmek ağır bir şeydir. Dört buçuk sene hizmet etmeyi kabul ederek aynı maaşı almak üzere girerse ondan sonra tekrar temdit eder.

   Binaenaleyh safha safha icabında beş sene, on sene kalabilir. Fakat bir kerede ben on sene kalacağım diye senet vermesi, haleti ruhiye ve insanların serbestiye iştiyakından dolayı o kadar tabiî ve mümkün değildir.

   (…)

    Encümenin maddesi kabul edilirse o zaman on sene hizmet edecektir.

  Böyle olursa küçük zabit bulamayacağız,

  Kimse rağbet etmeyecektir ve ihtiyaç temin edilmeyecektir.

    İhtiyaç hâsıl olmayacaktır.

 

 

   Netekim, benim teğmenim!

 

    Ordumuzdaki “en kıdemli asubayın” “en kıdemsiz subaydan” daha az maaş aldığı konusunda

   Zottirik Kenan EVREN’in şöyle bir laf etdiği söylenir;

    “Başçavuş bile olsa, benim teğmenimden fazla maaş alamaz!

   Zorti’nin hakkını zorti’ye teslim edelim;

   Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan EVREN’nin böyle bir söz etdiğine dâir olmak üzere

   Ben Eski Tüfek bugüne kadar bir belge bulamadım!

 

    Lâkin,Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

   “Başçavuş, asteğmenden fazla maaş alamaz!” sözünü  

   İlk olarak kimin yumurtaladığını söyleyeceğimi

   Asubay Tefrikası -1-‘de 3 sene evvel sizlere muşdulamış idim.

 

 

   Şimdi okuduğunuz Asubay Tefrikası -9-‘da Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK

   Bu sözü ilk olarak kimin söylediğini bugün, burada size fâş eyleyeceğim.

 

   Küçük Zâbitân Maaşı Hakkında Kânun TBMM’de 109’uncu inikadda müzâkere edilir iken

   Müdafaai Milliye Vekili (Millî Savunma Bakanı) mütekait zâbit Mehmet RECEP (PEKER) Efendi şöyle dedi;

 

            “Başçavuş, asteğmenden fazla maaş alamaz!

 

   İşde belgesi;

 

 

   MÜDAFAAİ MİLLİYE VEKİLİ (Millî Savunma Bakanı) RECEP BEY —  (Kütahya);

   (…)

   Yalnız bunda bendeniz bir şey derpiş ettim. Bin kuruş alan bir başçavuşun iaşe i ilbas i ciheti askeriyece temin edildiği için kendisine sarfedilen miktar en küçük rütbedeki zabitin maaşını biraz aşıyor.

 

   Onun için en yüksek küçük zâbitin alacağı para,

   En küçük rütbede olan zâbitin alacağı paradan yüz kuruş az olsun.

 

   Onun için Vekâlet (Müdafaai Milliye Vekâleti/ Millî Savunma Bakanlığı.IRBIK) dokuz yüz olarak tespit etmiştir. Mamafih bin derseniz de olur. Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi?

 


 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   13 sene taalim ve tahsil etdirdiği,

   Birinci sınıf levâzım ile ibâte, iâşe ve ilbâs etdiği Harbiye mezunu zâbitin “mecburî hizmeti” 15 sene.

 

   Fakat

   Talimgâhda verdiği 1 senelik talim-taallüme

   Ve dahi

   Yedirdiği “kara ekmek” ve sâde suya tirit cinsinden karavanaya “bedel” olarak

   Küçük zâbitin “mecburî hizmeti” 10 sene!..

 

   Bu devlet, ne gözel devlet!

   Bu ordu, ne gözel ordu,

   Bu adâlet, ne gözel adâlet, değil mi?..

 

 *  *  *  *  * 

 

   T.C Devletinin kurucu irâdesi,

   Cumhuriyeti teşkil etdikden 3 sene sonra

   Türk Kânunu Medenisi isimli kânunu meriyyete koydu.

   İsviçre Medenî Kânununu esas alarak hazırladığı bu kânun ile T.C Devleti, şunu emretdi;

 

 

   Türk Kânunu Medenisi 

 

   Şahsiyetin Himayesi, Ferağ ve Takyit Edilememesi;

 

   YİRMİ ÜÇÜNCÜ MADDE —   

   Kimse, medenî haklardan ve onları kullanmaktan kısmen olsun ferâgat edemez.

   Kimse, hürriyetini ferağ edemediği gibi kânuna veya adabı umumiyeye mugayir surette takyit dahi edemez.

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Kurucu Reisicumhur Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün 1926 senesinde Türk milletine verdiği bu hak;

   4721 sayılı aynı kânunun aynı maddesi ile

   İçinde yaşadığımız 2020 senesinde bile bugün dahi aynı şekilde muteberdir.

 

   2 senelik tahsile karşılık olarak astsubaydan bugün isdenen “15 senelik mecburî hizmet”,

   ATATÜRK’ün 1926 senesinde verdiği emirine ve irâdesine karşı alenen işlenmiş bir suçdur.

 

 *  *  *  *  * 

 

   Aşağıda gördüğünüz 18 Mart 1926 târih ve 788 sayılı Memurin Kânunu ile T.C. Devleti,

   Devlet adına “yurt içinde” tahsil verdiği memurun “mecburî hizmet” süresini tâyin ve tesbit etdi.

 

   Bu kânuna göre yurt içinde 5 sene orta tahsil yapıp memur olan vatandaş;

   Bu tahsil karşılığında devlete 5 sene “mecburî hizmet” edecek,

   4 sene yüksek tahsil yapıp memur olan vatandaş da;

   Bu tahsil karşılığında devlete 8 sene “mecburî hizmet” edecek idi.

   Osmanlı Devletinin kendi zâbiti için yapdığı gibi,

   T.C. Devleti de kendi memuruna verdiği;

 

  • Her 1 senelik “orta tahsile” karşı “bedel” olarak “1,6 sene mecburî hizmet”,
  • Her 1 senelik “yüksek tahsile” karşı “bedel” olarak da “2 sene mecburî hizmet” taleb edecek idi.

 

 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 *  *  *  *  * 

 

   T.C Devletinin kurucu irâdesi,

   Cumhuriyeti teşkil etdikden 3 sene sonra

   Borçlar Kânunu isimli kânunu meriyyete koydu.

   İsviçre Medenî Kânununu esas alarak hazırladığı Borçlar Kânunu ile T.C Devleti, şunu emretdi;   

 

     Sözleşmenin sona ermesi

 

    Belirli süreli sözleşmede

 

    MADDE 430- Taraflardan her biri, 10 yıldan uzun süreli hizmet sözleşmesini 10 yıl geçtikten sonra, altı aylık fesih bildirim süresine uyarak feshedebilir.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Kurucu Reisicumhur Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün 1926 senesinde Türk milletine verdiği bu hak;

   6098 sayılı Türk Borçlar Kânunu madde 430 ile

   İçinde yaşadığımız 2020 senesinde bile bugün de aynı şekilde muteberdir.

 

   2 senelik tahsile karşılık olarak astsubaydan bugün isdenen “15 senelik mecburî hizmet”,

   ATATÜRK’ün 1926 senesinde verdiği emirine ve irâdesine karşı alenen işlenmiş bir suçdur.

 

 *  *  *  *  *  

 

   Asubay Tefrikası -9-‘un en çok çiçek açan kânunu,

   Aşağıda gördüğünüz şu 1001 sayılı Gedikli Küçük Zâbit Menbalarına Dâir Kânun’dur.

 

   İsimi her ne kadar gedikli küçük zâbit olsa da

   Bizim köle gedikli küçük zâbit ile hiçbir ilgisi, akrabalığı yok!..

 

   Konu; Harbiye, Askerî Tıbbiye ve Baytar Mekteblerinden tard edilen zâbit namzedi talebeler…

   Evet, konu, zâbit yetiştiren mekteblerden tard edilen talebeler…

 

   Beyaz subaylarımızın;

   Asubay okullarının başarılı talebelerini harb okullarına nakledip

   “Zâbit” yapdıklarına dâir ben şu güne kadar bir “kânun” görmedim!

 

   Fakat subaylarımız;

   Harp Okullarında başarılı olamayan talebeleri,

   “Gedikli küçük zâbit mekteblerine” nakletmek için elvân çeşit kânunlar yapmışlar.

   Ve dahi

   “Zâbit” olmak için harbiyeye giren talebeleri “gedikli küçük zâbit” yapmışlar!..

 

   Müdafâi Milliye Vekili (Millî Savunma Bakanı) tekaüt zâbit Mehmet Recep (PEKER) Efendi,

   Bu kânun teklifinin meclisde müzâkere edildiği 46’ncı inikâdda

   Kânunun“mecburî hizmet” emreden maddesinin “gerekcesini” şöyle “müdafaa” etmiş;

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Müdafâi Milliye Vekili tekaüt zâbit Recep (PEKER) Efendinin bu hesâbında korkunç bir hatâ var idi.

 

   Şöyle ki;

   Zâbit mekteblerinden tard edilen talebeler için olduğu gibi,

     1 sene tahsile bedel olarak 1 sene “mecburî hizmet” yapılıyor ise;

     3 sene tahsil verilen “gedikli küçük zâbitin” de 3 sene “mecburî hizmet” yapması gerekiyor idi.

 

   Fakat

   1927 senesinin Erkânıharbiyei Umumiye Reisi (Genelkurmay Başkanı) Mareşal Fevzi ÇAKMAK,

   Köle asker yerine koyduğu “gedikli küçük zâbiti

   Aldığı tahsilin “iki misli mecburî hizmete” mahkum etdi!

   Zâbitine şevkât kollarını açan dönemin Erkânıharbiyei Umumiye Reisi Mareşal Fevzi ÇAKMAK,

   

   Sıra “gedikli küçük zâbit”e gelince, köle sâhibi beyaz efendi gibi davranmakda hiç beis görmedi!..

   Bu dönemde “gedikli küçük zâbit” sınıfının “mükellef asker” sınıfına dâhil olduğunu da bilelim.

 

 *  *  *  *  *  

 

   1923 senesinde teşkil edilen Cumhuriyetimizin fâzilet ve nimetleri

   T.C. Ordusu zâbitân heyetimizin omuzlarına yıldız yıldız yağar iken,

   Aynı T.C. Ordusunun köleleri olan gedikli küçük zâbitân heyetinin sırtındaki “mecburî hizmet” kamburu,

   Habis bir ur gibi her geçen sene biraz daha azgınlaşarak büyüdü!..

 

   Deverân ve güzerân eyleyen seneler içinde Cumhuriyetimiz,

   Gedikli küçük zâbitin maaşına zammeylemedi!..

 

   Lâkin,

   1925 senesinde 6 sene olan gedikli küçük zâbitin “mecburî hizmetine

   1929 senesinde 9 sene birden zammeyledi!..

 

   Aşağıda gördüğünüz 1446 sayılı Kânun ile;

   Ordumuzun köle askeri olan gedikli küçük zâbitin “mecburî hizmeti” 15 sene oldu!..

 

   Gedikli küçük zâbite verdikleri 3 senelik tahsile karşılık olarak

   Dönemin Erkânıharbiyei Umumiye Reisi (Genelkurmay Başkanı) Mareşal Fevzi ÇAKMAK,

   Köle asker sınıfı olan gedikli küçük zâbit‘den bu tahsilin tam “5 katı mecburî hizmet” isdedi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Daha 4 sene evvel, 1925 senesinde,

   Harbiyeli “beyaz” talebelerimiz söz konusu olunca;

   “Tahsil süresi kadar mecburî hizmet” diyen bülbüller,

   Ordumuzun “mükellef gedikli küçük zâbit” heyeti söz konusu olunca 1929 senesinde;

   Başka makâmlardan ve başka nakarât şakımaya başladılar…

 

   Gedikli küçük zâbite verdikleri “3 senelik” tahsile karşılık olarak tam “5 misli bedel” isdediler.

 

   Gedikli küçük zâbit‘in “mecburî hizmet” bu kânun ile 15 seneye “terfi(!)” etdirildi.

 

   Cumhuriyetimize,

   Cumhuriyet Ordusuna

   Ve

   Gedikli küçük zâbitâna hayırlı olsun!..

 

 *  *  *  *  *  

 

   1930 senesinde 1675 sayılı kânun ile

   Hava Makinist Mektebi mezunu gedikli küçük zâbitinmecburî hizmet” süresi gene 15 sene idi.

   Aşağıda gördüğünüz bu kânunun meriyyete konulduğu 1930 senesinde

   Hava Makinist Mektebinin tahsil süresi de “2 sene” idi.

   Dönemin Başvekili Mustafa İsmet (İNÖNÜ)

   Ve dahi

   Erkânıharbiyei Umumiye Reisi (Genelkurmay Başkanı) Mareşal Fevzi ÇAKMAK,

   Köle asker sınıfı olan gedikli küçük zâbit‘den “2 senelik” tahsilin tam “7,5 katı mecburî hizmet” isdedi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   1930’lu senelere vâsıl olduğumuz zamânlarda

   Askerî ortaokul ve askerî liselerde başarılı olamayan zâbit adayları, mekteblerinden tard ediliyor

   Ve dahi

   Cebren gedikli küçük zâbit okullarına nakledilip cebren gedikli küçük zâbit celb ediliyor idi.

   Askerî ortaokul ve askerî liselerde 6 sene tahsil eden bu gençlerin “mecburî hizmeti” 15 sene idi.

 

   Fakat

   Hava Makinist Mektebinde verdiği 2 senelik taalim-taallüme

   Ve dahi

   Yedirdiği sâde suya tirit cinsinden karavanaya bedel olarak

   Cumhuriyet Ordusunun “gönüllü “kölesi gedikli küçük bitinmecburî hizmeti” de 15 sene!..

 

   Bir ordu düşünün!

   6 senelik tahsil ile 2 senelik tahsili aynı kefeye koyup aynı muameleyi yapabilsin!

   Bu devlet, nasıl bir devlet!

   Bu ordu, nasıl bir ordu?

   Buna karar veren zâbit, ne cins bir zâbit?

   Bu adâlet, nasıl bir adâlet?..

 

 *  *  *  *  * 

 

   1930 senesinde kabul edilen Askerî ve Mülkî Tekaüd Kânunu ile

   Zâbit ve askerî memurlara 15 sene “mecburî hizmet” yüklendi.

   Bu kânun teklifini Mâliye Vekâleti (Bakanlığı) hazırlamış idi.

   Kânunun “mecburî hizmet” getiren 20’nci maddesi,

   Hiçbir gerekce gösterilmeden komisyonda  ve meclisde aynı şekilde kabul edildi.

 

   1930 senesinde aâbit yetiştiren;

 

  • Askerî Rüşdiye,
  • Askerî Lise ve
  • Harbiye’de toplam tahsil süresi 10 sene idi.

 

 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Subaylarımıza 1930 tahmil edilen 15 sene “mecburî hizmet” senesi,

   2020 senesinde tahmil edilen “mecburî hizmet” süresi ile birebir aynı!..

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 *  *  *  *  *  

 

   Aşağıda gördüğünüz 1934 seneli ve 2505 sayılı kânun ile Cumhuriyet Ordumuz;

   Askerî lise,

   Askerî orta mektep,

   Harbiye ve deniz harp mekteplerinden tard edilen zâbit namzetlerini

   Cebren gedikli küçük zâbit yapmaya son verdi.

 

   Bu kânun ile artık butalebelerden “arzu edenlergedikli küçük zâbit nasb edilecekler idi.

   Ordu hesâbına Üniversite ve Baytar fakültesinde tahsildeki talebelerin ise

   Cebren gedikli küçük zâbit celb edilmesine devâm edilecek idi.

   Ve bu gedikli küçük zâbitânın cümlesi ordumuza 8 sene “mecburî hizmet” edecek idi.

 

 

 

   Bu kânunun meriyyete konulduğu 1934 senesinde;

   Askerî orta mektepler (Rüşdiye)’de tahsil süresi 3 sene,

   Askerî liselerde tahsil süresi 3 sene,

   Harbiye ve deniz harp mektebinde tahsil süresi 3 sene,

   Ve dahi

   Ordu hesabına Üniversite ve Baytar fakültesindeki talebelerin tahsil süresi de 4 sene idi.

 

 

 

 

   Bu zâbit mekteblerinden tard edilen talebenin;

   En az tahsil süresi 1 sene,

   En fazla tahsil süresi de 9 sene idi.

 

   Fakat

   Gedikli küçük zâbit olanların hepsi için “mecburî hizmet” tek tip idi;

   Deniz, hava ve sanâtkâr sınıflarında 12 sene,

   Sâir sınıflarda ise 8 sene idi.

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Dönemin meclis zabıtlarını okur iken;

   Akıl, vicdân ve günün koşullarından uzak ve koyu bir irticâî zihniyet ile alelacele hazırladıkları

   Ve dahi

   Peşpeşe piyasaya sürdükleri yarım yamalak cır cır kânunlar ileAsubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Cumhuriyet Ordumuza gedikli küçük zâbit temin etmek için

   Dönemin Başvekili Mustafa İsmet (İNÖNÜ)

   Ve dahi

   Erkânıharbiyei Umumiye Reisi Mareşal Fevzi ÇAKMAK’ın

    Derin bir çelişki ve târifsiz bir çâresizlik içine düşdüklerini gördüm!

   ATATÜRK’ün müdâhalesi olmadan sıçmaya bile gidemeyen bu kurmay zâbit heyetinin şaşkınlığı,

   ATATÜRK’ün delâlet etdiği Ordu Dâhili Hizmet Kânunu 1935 senesinde hazırlanasıya kadar devâm etmiş!

 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

   Başvekil Mustafa İsmet (İNÖNÜ)

   Ve

   Erkânıharbiyei Umumiye Reisi Mareşal Fevzi ÇAKMAK,

   1492 sayılı kânun ile 1929 senesi Cumhuriyet Ordusunda;

   Cihân Harbinde beyaz zâbitin yapmadığı bütün pis ve tehlikeli işleri sırtına yüklediği “gedikli zâbit” sınıfını cebren ve hile ile tasfiye etmiş,

   

   Bilâhire

   Alman bahriyesinde olduğu vech üzre bir “baş gediklilik” rütbesi ihdâs etmiş,

   Ve bu sûretle

  “Deniz zâbitân heyeti” ile “deniz gedikli küçük zâbitânı” arasında “sarih bir hattı fasıl çizmiş”,

   “Küçük zâbit” sınıfını ise

   Cebren “gedikli küçük zâbit” sınıfına tahvil etmiş ve 12 sene “mecburî hizmete” mahkûm etmiş idi.

 

   Bir anda âdetâ sudan çıkmış balığa dönen gedikli zâbitlerin düşürüldüğü zelil durumu gören türk gençleri,

   Küçük zâbit olmakdan köşe bucak kaçmaya başlamış idi.

 

  • 1927 senesinde 1001 sayılı kânun (Kara Gedikli Küçük Zâbit sınıfı teşkil edildi),
  • 1929 senesinde 1446 sayılı kânun (Deniz Gedikli Küçük Zâbit sınıfı teşkil edildi),
  • 1930 senesinde 1675 sayılı kânun, (Kara’da Hava Gedikli Küçük Zâbit sınıfı teşkil edildi)
  • 1931 senesinde 1861, sayılı kânun (Jandarma Gedikli Küçük Zâbit sınıfı teşkil edildi),
  • 1934 senesinde 2505 sayılı kânun,
  • 1942 senesinde 4260 sayılı kânun
  • 1947 senesinde 5100 sayılı kânun,

 

   Birer ikişer sene fasıla ile peşpeşe pisayasa sürdükleri bu “cır cır” kânunlar ile

   Başvekil Mustafa İsmet (İNÖNÜ)

   Ve

   Erkânıharbiyei Umumiye Reisi Mareşal Fevzi ÇAKMAK’ın emir-gomutasındaki Cumhuriyet Ordusu âdetâ linet olmuş idi…

 

   Ancak şu tâlihsizliğe bakınız ki

   Cumhuriyet Ordusu zâbitân heyetinin götünü kaşıtacak “ortada sandık” asker sınıfı tertipleme tezgâhı hep geri tepmiş idi…

 

   İsmet-Fevzi ikilisi;

   “Zâbit” olmak için harbiyeye giren talebeleri bile “gedikli” yapacak kadar gözünü ve vicdânını karartmış idi.

 

   Fakat

   1934 senesinde piyasaya sürdükleri 2505 sayılı kânun ile İsmet-Fevzi ikilisi;

   Birden bire irşâd oldular ve insâfa geldiler!..

   Zâbit mekteblerinden tard etdikleri talebeleri cebren “gedikli küçük zâbit” celbetmekden vazgeçdiler.

 

   Aynı İsmet-Fevzi ikilisi;

   Sâdece 2 sene tahsil verdikleri Cumhuriyet Ordusunun köle askeri “gedikli küçük zâbit”lerinden

   Davşanın götünden gıl yolar gibi tam 12 sene çatır çatır “bedel” yolmaya devâm etdiler.

 

    Birinci Cihân Harbi meydân muharebelerinin muzaffer gomutanları,

   Cumhuriyet Ordumuz beyaz zâbitân heyetinin götünü kaşıtacak bir asker sınıfı teşkil etmek için girdikleri muharebelerinin mutlak mağlup gomutanları oluverdiler…

 

   Çünkü;

   İsimi ne olur ise olsun, “zâbit ile er arasında” görev yapdırmak için tezgâhladıkları asker sınıfı,

   “Alışmadık götde don durmaz” misâli Türk milletine bir türlü uymuyor idi.

 

   Çünkü;

   Türk evlâdının hilkâti ve mizâcı,

   Teşbihde hatâ câizdir, “zâbit ile er arasında”, “kuma” görevi yapmayı asla kabul etmiyor idi!

   Ya içinde yaşadığımız 2020 senesinde durum ne merkezde acap?..

 

  *  *  *   

 

   Yukarıdaki “kuma” teşbihimizden rahatsız olan “astsubay” var ise şâyet,

   Bu meslekdaşlarım şu suâlin cevabını versinler!

   Ne diyor beyaz subaylarımız; “Biz bir aileyiz

   Ailede;

  • Karı,
  • Koca

        Ve

  • Çocuk vardır,

        Değil mi?

 

   Peki,

   “Astsubay” olarak senin bu ailedeki yerin ne?

   Çocuğu olmadığın belli de!..

 

   Ey sen “astsubay” meslekdaşım! Sen, bu ailede nesin?

 

  •    Koca mısın?
  •    Karı mısın?..

 

   “Astsubay” meslekdaşım, söyle bana!

   Bu suâle verecek cevâbın var mı?..

 

 *  *  *  *  *  

 

   1942 senesinde aşağıda gördüğünüz 4260 sayılı kânun piyasaya sürüldü.

 

   Bu kânunun maksadı;

   Ordu nâmına üniversitede okur iken tard edilen talebelerden “isdekli” olanları gedikli küçük zâbit yapmak idi.

 

   Kara ve Deniz Harp Okulları tahsil süresi 4+4 = 8 sene,

 

   Ordu nâmına talebe okutan üniversite ve veteriner fakültelerinin tahsil süresi 4 sene idi.

 

   Bu zâbit mekteblerinden tard edilen taleberlerden “arzu edenlergedikli küçük zâbit celb edilecekler

   Ve aldıkları 4-8 sene tahsil için 12 sene “bedel” ödeyecekler idi.

 

   Fakat

   Ortaokulda aldığı sâdece 3 senelik tahsile karşılık olarak,

   Köle gedikli küçük zâbitler ise 8 sene dike dike “bedel” ödeyecek idi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 *  *  *  *  *  

 

   Genelkurmay Başkanının 1947 senesinde tezgâha sürdüğü aşağıda gördüğünüz kânun,

   Harb okullarının târihcesinde hiç bahsedilmeyen bir hakikâti fısıldıyor bize…

   Askerî liseler, harb okulları ve üniversitelerde başarılı olmayan subay adaylarımız

   1927 senesinden beri cebren ve hile ile gedikli küçük zâbit celbediliyor idi.

   Meğerse Genelkurmay Başkanlarımız subay mekteblerinde başarılı olamayan harbiyelileri

   Askerî Muamele ve Hesap Mekteblerine naklediliyor ve askerî memur yapıyorlar imiş!

   Askerî memur sınıfını niye tertip etdikleri de bugun bu makâlemizde ortaya çıkıyor!

 

   Askerî lise,

   Askerî orta okullar,

   Harb ve deniz harb okulları ile

   Ordu hesabına diğer Yüksek Öğrenim Kurumlarından tard edilen öğrencilerden

   “İsteyenler”, gedikli erbaş  celb edileceker

   Ve dahi

   Ordumuza gedikli erbaş olarak 12 hizmet edecekler idi.

   Cumhuriyet Ordumuza hayırlı olsun!.

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  *  *  *  *  *  

 

   Türkiye Cumhuriyeti Devleti,

   İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesi’ni 1948 senesinde imzâladı.

 

 

     Bu beyânnâmenin dördüncü maddesine göre T.C. Devleti;

 

       1. Hiç kimseyi kölelik veya kulluk altında bulunduramayacak,

       2. Kölelik ve köle ticâretini her türlü şekliyle yasaklayacak idi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   1948 senesinde imzâladığı İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesi’ni,

   T.C Devleti, aşağıda gördüğünüz Bakanlar Kurulu Karârı ile kabul etdi ve meriyyete koydu.

 

   Bu Beyannâmenin dördüncü maddesi mucibince T.C Devleti;

   Kölelik ve köle ticâretinin her türlüsünü yasaklayacağını

   Ve dahi

   Memleketde hiç kimseyi kölelik veya kulluk altında bulunduramayacağını dünyaya taahhüt etdi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  

   Bakanlar Kurulu Kararı

   Karar  Sayısı: 3 / 9119

 

   Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 10/12/1948 tarihli ve 217 (111) sayılı karariyle kabul edilen ilişik “İnsan Hakları Evrensel Beyanname”sinin;

     Resmî Gazete ile yayınlanması ve

     Yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve

     Bu beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması,

   Dışişleri Bakanlığının 28/3/1949 tarihli ve 36084/122 sayılı yazısı üzerine

   Bakanlar "Kurulunun 6/4/1949 tarihli toplantısında kararlaştırılmıştır. 6/4/1949

 

   CUMHURBAŞKANI

   İSMET İNÖNÜ

 

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   T.C Devleti, 5434 sayılı T.C Emekli Sandığı Kânununu 1949 senesinde meriyyete koydu.

   Bu Kânunun maksadı, o vakde kadar elvan çeşit kânunlara tâbi olan devlet memurlarını

   Tek bir emekli çatısı altında toplamak ve teadül etmek idi.

   5434 sayılı bu kânun, 1930 sene ve 1683 sayılı Askerî ve Mülkî Tekaüd Kânununu ilga etdi.

   Bu kânunun zâbit ve askerî memur için şart koşduğu 15 senelik “mecburî hizmet” süresi,

   Emekli Sandığı Kânununa aynen ithâl ve ipka edildi.

 

   1949 senesi itibârı ile;

   Harp okullarındaki toplam tahsil süresi 9 sene, “mecburî hizmet” süresi 15 sene,

   Gedikli erbaş okulllarındaki toplam tahsi süresi 3 sene, “mecburî hizmet” süresi de tıpkı subaylar gibi 15 sene idi.

   Subaylarımız için 9 senelik tahsile bedel olarak 15 sene “mecburî hizmet”,

   Ordumuzun köle askerleri gedikli erbaşlar için 3 senelik tahsile bedel olarak da gene 15 sene, “mecburî hizmet”,

 

   Bu Ordu, ne şanlı ordu,

   Bu Ordunun subayları ne gahraman subay,

   Bu ordunun gedikli erbaşları ne “köle” askerler be!..

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  *  *  *  *  *  

 

   Bir askerin,

   Bedelini ancak kanı ve canı ile ödeyebileceği “mecburî hizmet” konusunda,

   T.C Ordusu, linet olmuş idi bir kere…

   Karargâhda cır cır,

   Kışlada cırt pırt!...

   Kıt’a cart curt!..

   Sahrada zart zurt!..

 

   1950 senesine vâsıl olduğumuzda,

   Şanlı Ordumuzun gahraman subayları,

   Bir sabah uyandıktan sonra helâda cır cır makâmından kıllı zurna ötdürür iken

   Yeni bir asker sınıfı icâd etdiklerinin farkına vardılar, vehleten; Gedikli erbaş!..

 

   5619 sayılı kânun ile teşkil etdikleri

   Ve dahi

   Dünyânın hiçbir ordusunda mevcut olmayan bu “gedikli erbaş” sınıfını,

   Düşman ordusunda bile olmayan budaklı bir kazığın üzerine oturtdular; 15 sene “mecburî hizmet”

 

   Bir devletin bir ordusunda bir kânun;

   Ancak bu kadar nâmert,

   Ancak bu kadar nâmussuz,

   Ancak bu kadar ahlâksız,

   Ancak bu kadar rezil bir kânun olabilir idi!..

   Oldu da! Hem de T.C Ordusunda…

 

   5619 sayılı bu Gedikli Erbaş Kânunu, sâdece 15 ay yaşamış en kısa ömürlü ve en rezil kânundur.

   Meclisden bir kânun çıkartmak için en az 15 aylık süre gerekir.

   Bu kânunun meriyyete girer girmez ölü doğduğunu anlayan bizim dangalak subaylarımız,

   Hemen peşinden 5802 sayılı Astsubay Kânununu tezgâha sürmüşler.

   Nâmussuz ve ahlâksız subaylarımız 1950 senesinde;

   “Gedikli erbaş” olarak tesmiye etdikleri köle bir asker sınıfı teşkil etdiler

   Ve dahi

   Bu köle gedikli erbaş sınıfını nâmussuz bir şekilde tam 15 sene “mecburî hizmete” mahkûm etdiler.

   Subaylarımız için 8 senelik tahsile “bedel” olarak 15 sene “mecburî hizmet”,

   Gedikli erbaşlar için 3 senelik tahsile “bedel” olarak da gene 15 sene “mecburî hizmet”,

   Yazıklar olsun, sizin gelmişinize, geçmişinize be!..

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

   İşde,

   Gahraman subaylarımızın “gedikli erbaş” dedikleri köle askerleri

   Sanki harbiye mezunu subaylar imiş gibi tam 15 sene “mecburî hizmete” mahkum etmelerinin

   Osdurukdan gerekcesi!..

   Ey bu kânunu hazırlayan ve pazarlayan beyaz subaylar! Mezarlarınızda ters dönün, inşallah!..

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

  

   Subaylarımız için 8 senelik tahsile bedel olarak 15 sene “mecburî hizmet”,

   Gedikli erbaşlar için 3 senelik tahsile bedel olarak da gene 15 sene “mecburî hizmet”,

   Yazıklar olsun, sizin gelmişinize, geçmişinize be!..

 

  *  *  *  *  *  

 

   5619 sayılı Gedikli Erbaş Kânunu,

   Meriyyete konulduktan sâde 15 ay sonfa iflâs edince,

   Dönemin Başbakanı Adnan MENDERES,

   Genelkurmay Başkanını siklemeden 5802 sayılı Astsubay Kânununu meriyyete koydu.

   Bu Astsubay Kânunu;

   Aşağıda gördüğünüz gâyet sağlam gerekce ve hüsniyet ile hazırlanmış temel bir kânun idi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Fakat

 

   27 Mayıs’ın zulmet suratlı darbeci subayları,

   Bu kânunu hiç tatbikâta koymadan 1967 senesine kadar beklediler.

   Başbakan Adnan MENDERES’i idam eden

   Ve dahi

   Vatandaşın seçdiği milletvekillerinin teşkil etdiği hükümeti yıkan cellât ve ceberrut subayları,

   1967 senesinde tezgâhladıkları 926 sayılı kânun ile,

   5802 sayılı bu kânunu idam sephasında sallandırdılar.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   Subaylarımız için 8 senelik tahsile bedel olarak 15 sene “mecburî hizmet”,

   Köle astsubaylar 2 veya 4 senelik tahsile bedel olarak 9 sene “mecburî hizmet”,

   Yazıklar olsun, sizin gelmişinize, geçmişinize be!..

 

  *  *  *  *  *  

 

   T.C Devleti NATO’ya üye olmadan bir sene evvel,

   Kendisi bir hukukcu olan Demokrat Parti Tokad Vekili Muzaffer ÖNAL,

   28 Mayıs 1951 Pazartesi günü TBMM’ye bir kânun teklifi verdi.

   Gerekcesi itibârı ile târihe altın harfler ile yazılacak kıymetde olan bu teklifinde Muzaffer ÖNAL,

   Subay ve askerî memurların 15 sene olan “mecburî hizmet” süresinin 8 seneye indirilmesini talep etdi.

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Türk Ordusuna bugüne kadar biçilen binbir çeşit “mecburî hizmet” süresi hakkında

   Bugüne kadar bilinen bütün askerlik târihimizde ifâde edilmiş en mükemmel gerekce olduğu için

   Ve dahi

   “Mecburî hizmet” hakkında bugünlerde laf geveleyenlere "ibret" olması için,

   Tokad Vekili hukukcu Muzaffer ÖNAL’ın bu teklifini

   Ve

   Bu teklifini TBMM’de nasıl da reddedilemez gerekceler ile  savunduğunu izhâr etdirmek için

   Vekil Muzaffer ÖNAL’ın bu mükemmel kânun teklifini bugüne kadar ilk defâ duyurmak üzere

   Bu kânun teklifinin tamamını

   Ve dahi

   Komisyon Raporlarını makâlemize misâfir ediyorum.

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

                                                                                

28.V.1951

Yüksek Başkanlığa

 

 Subay, askerî memur re gedikli erbaşların mecburi hizmet müddetleri ve istifaları hakkındaki kanun teklifimi ilişik olarak sunuyorum.

   Gereken işlemin yapılmasını saygılarımla arzederim.

 

   Tokad Milletvekili

   Muzaffer Önal

 

   Subay, askerî memur ve gedikli erbaşların mecburi hizmet müddetleri ve istifaları hakkındaki kanunun gerekçesi;

 

   Subay, askerî memur ve askerî mektep talebelerinin ordudan istifaları hakkındaki hükümler (1683) numaralı Askerî ve Mülki Tekaüt Kanununun 14, 20 ve 21 nci maddeleriyle tanzim edilmişti. 1683 numaralı Kanunun 5434 numaralı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile ilgası üzerine mezkûr hükümler 5434 numaralı Kanuna geçici 83 ncü madde olarak konulmuştur.

   Askerî istifa hükümlerinin Emekli Sandığı Kanununa geçici bir madde olarak ithali de gösteriyor ki, mezkûr hükümler eskimiş ve artık bugünün ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelmiştir.

   Nitekim bahis mevzuu olan geçici 83 ncü maddedeki esas hükümlere göre, muvazzaf subaylarla askerî memurlar, subay veya askerî memur olduklarından itibaren fiilen on beş sene askerî hizmet yaptıktan sonra istifa edebilirler. Ancak, yabancı memleketlerde tahsil edenlerin veya staj görenlerin istifalarının kabulü, masrafları kendi taraflarından ödenmişse tahsil veya staja azimet ve avdet tarihleri arasında geçen müddet kadar, Devlet tarafından ödenmişse, bu müddetin iki misli kadar fazla hizmet etmeleriyle mümkündür.

   Askerî okullar talebelerinden istifa etmek istiyenlerin istifaları, Devletçe yapılan bütün okul masraflarının ödenmesine bağlıdır. Ancak, bunların emeklilik hakları başladıktan sonra, okul masraflarını verseler bile, istifaları kabul edilemez.

   Görülüyor ki bu hükümler hem gayriâdil, hem hukuk sistemimize aykırı ve hem de antidemokratiktir.

   Şöyle ki:

    788 numaralı Memurin Kanununun 2919 numaralı Kanunla değiştirilen 64. maddesine göre, Devlet, özel idare ve belediyeler hesabına memleket içinde tahsil görenlerden orta tahsili bitirenler beş ve yüksek tahsili bitirenler ise sekiz sene müddetle; ve aynı idareler hesabına ecnebi memleketlerde Hükümetin tâyin ettiği müesseselerde tahsilini bitirenler de tahsil müddetlerinin iki misli kadar meslek ve ihtisasları dâhilinde hizmete mecburdurlar. Bunlardan hizmete alınmak için müracaat etmiyenlerle mecburi hizmet müddetlerini ikmal etmeden evvel vazifeden ayrılanlar tahsil müddetlerince kendilerine yapılan masrafı faizi ile birlikte ödemeye mecburdurlar.

   5434 numaralı Kanunun geçici 83. ve 788 numaralı Kanunun 64. maddelerinin mukayesesinden de anlaşılacağı üzere, Devlet, özel idareler ve belediyeler hesabına tahsil yapan sivil memurların istifaları hakkındaki hükümlerle subay ve askerî memurların istifaları hakkındaki hükümler arasında bariz bir ahenksizlik ve adaletsizlik mevcuttur.

   Nitekim;

    Devlet, özel idareler ve belediyeler hesabına memleket içinde orta tahsil yapan sivil memurlar (5) ve yüksek tahsil yapanlar da (8) senelik mecburi hizmete tâbi tutuldukları halde, subaylar ve askerî memurlar, gedikli erbaşlar subay, askerî memur ve gedikli erbaş oldukları tarihten itibaren (15) senelik mecburi hizmete tabidirler.

    Devlet, özel idareler ve belediyeler hesabına tahsil yapanlar (Orta veya yüksek) tahsil müddetlerince kendilerine yapılan masrafı faizi ile birlikte ödemek şartiyle mecburi hizmetten aflarını temin edebildikleri halde subay ve askerî memurlara böyle bir hak tanınmamıştır. Onların mecburi hizmetleri bedenî mükellefiyet şeklindedir.

    Devlet, özel idareler ve belediyeler hesabına tahsil gören talebeler kendilerine yapılan masrafı faizi ile birlikte ödemek şartiyle her zaman istifa hakkını haiz oldukları halde askerî talebeler tekaüt hakları başladıktan sonra istifa edemezler.

   II - Kontinantal Avrupa devletlerinin en medenisi olan İsviçre'den alınmış bulunan Borçlar Kanununun 343 ncü maddesi (10) seneden fazla bir müddet için yapılan hizmet akitlerinde işçiyi bile bu akitte bağlı saymamaktadır. Bu hüküm her ne kadar hususi hukukta mevcut bulunan bir hüküm ise de âmme intizamına taallûk etmekte olduğundan kanun vâzıınca âmme hukukuna mütaallik kanunların tedvini sırasında da göz önünde tutulması icabeden bir kaidedir. Medeni mevzuat bir kimsenin çalışma hürriyetinde (10) seneden fazla feragatini bağlıyıcı bir esas olarak kabul etmemektedir. Esasen, Türk Kanunu Medenisi de hiçbir kimsenin medeni haklarından ve onları kullanmaktan kısmen olsun feragat edemiyeceğini, hiçbir kimsenin hürriyetini ferağ edemediği gibi kanuna veya genel âdaba aykırı olarak takyit dahi edemiyeceğini kabul etmiştir. Halbuki, yukarda arzedilen askerî istifa hükümleri medeni mevzuatın âmme intizamına mütaallik olarak kabul ettiği esas prensiplerle demokratik prensiplere ve Hükümetimizin iltihak ettiği İnsan Hakları Beyannamesine tamamiyle aykırı bulunmaktadır.

   III - Askerî istifa hükümlerinin sivil memurların istifa hükümlerine mütenazır olarak yeniden tedvini demokratik inkişafın zaruri bir icabıdır. Zira:

    Bugünkü demokratik inkişaf, vatandaşlar arasında külfet ve nimetlerde müsavat bulunmasını gerektirmektedir. Devlet hesabına dört sene yüksek tahsil gören bir sivil memur (8) senelik mecburi hizmete tâbi ve masrafını vermek suretiyle her an istifa hakkını haiz iken, bilfarz bir yüksek tahsil müessesesinde tahsilinin son senesinde orduya intisap suretiyle bir sene veya yalnızca bir gün müddetle ordu hesabına tahsil yaparak subay veya askerî memur çıkan bir vatandaşın hiçbir veçhile istifa hakknı haiz olmadan ve hiçbir mâkul gerekçeye istinat etmeden (15) sene bilfiil mecburi hizmete tâbi tutulması demokrasinin adalet, nısfet ve müsavat prensibine uygun düşemez.

   Ordunun subay ve memur ihtiyacının temini bu ıslahat ve adalet hareketine engel teşkil edemez. Zira, demokratik bir idare ordu kadrolarını vatandaşların bir kısmına fevkalâde ve gayriâdil külfetler tahmili suretiyle değil, demokratik ve mesleke cezbedilen vasıtalarla temin ve tedarike çalışmalıdır. Bunun aksi totaliter bir zihniyetin ifadesi olur.

    Mecburi hizmet Devletin yaptığı masrafların bir karşılığı bulunduğundan yapılan masrafla mecburi hizmet müddetinin mütenasip bulunması en basit bir hukuk prensibidir. Şurasını da esefle zikretmek icabeder ki, bugünkü askerî mecburi hizmet müessesesi Osmanlı Saltanatı zamanındakinden daha geri ve daha anti demokratiktir. Zira: 11.VIII.1325 tarihli Askerî Tekaüt ve İstifa Kanununun 50, 51 ve 52. maddelerine göre, Subaylarla askerî memurlar duhullerinden itibaren (10) sene hizmet etmek suretiyle istifalarını istiyebilirler. Daha evvel istifa etmek istiyenler mektepte bulundukları müddetçe kendilerine sarfolunan masrafı tamamen ödemek şartiyle yine istifa hakkını haizdirler.

   Yabancı memleketlere gönderilen subay ve askerî memurlar da (10) sene hizmetten sonra ecnebi memlekette kendilerine yapılan masrafı iade etmek suretiyle istifa edebilirler. Görülüyor ki, bu hükümler bugünkülerden daha âdil ve insan hak ve hürriyetlerine ve ordu ihtiyaçlarına daha uygundur. Bu hükümlerin mer'i olduğu İmparatorluk devrinde ordunun personelsiz kalmadığı ve bugün sivil memuriyette de durumun böyle olduğu bir vakıadır. İstifa hükümleri âdil bir şekilde tanzim edilecek olursa ruhan askerlikle imtizaçları gayrimümkün bir hal almışolanlar çekilme hükümlerinden istifade ederek ordudan ayrılmak ve memlekete yararlı olabilecekleri başka bir hizmet sahasına atılmak imkânını bulurlar;  bu da hem memleketin menfaatine olur ve hem de askerî disiplin ve otoritenin daima sağlam bünyeli olarak kalmasını temin eder.

   Ordu disiplininin kendine has bir ruhî karakterin mevcudiyetini şart kıldığı tabiîdir. Bu cihet, adlî tıp heyetinin verdiği muhtelif raporlarla da ilmen sabit bir hale gelmiştir. Mecburi hizmet müddeti (15) sene gibi uzun bir müddet olunca ruhan askerî disiplinle imtizaç edemiyecek durumda bulunanlar bu disiplin çemberinden kendilerini bir an evvel kurtarabilmek için muhtelif vesilelerle suç işlemek, ezcümle metres hayatı yaşamak ve yahut da intihara teşebbüs etmek gibi elîm ve feci ruh dalâletleri göstermektedirler. Bu husus Millî Savunma Bakanlığının ilgili dosyalarının tetkikiyle kolayca, anlaşılabilir. Bu itibarla, askerî mecburi hizmet müessesesininordu disiplin ve kriminalite ile olan münasebeti gayrikabili inkârdır.

   IV - Askerî istifa hükümlerinin mâkul ve âdil bir hadde indirilmesi halinde orduya müracaat edeceklerin miktarı da artacaktır. Bu da tabiî bir istifa rolü oynamak suretiyle ordu kudretinin genç, dinamik ve enerjik ellerde kalmasını ve binnetice ordu personel kalitesinin yükselmesini temin edecektir.

   İşte yukarda arzedilen mülâhazalar sebebiyle ve sivil Devlet memurlarına muvazi bir Askerî İstifa Kanunu tedvini maksadiyle 788 numaralı Memurin Kanuniyle (4489) numaralı Yabancı Memleketlere Gönderilecek Memurlar hakkındaki Kanun ve 5434 numaralı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun muvakkat 83 ncü maddesi ve 5619 numaralı Gedikli Erbaş Kanununun 15 nci maddesi hükümleri göz önünde tutularak bu kanun tasarısı hazırlanmış,Askerî mektep talebeleri mukavele ile orduya intisap ettiklerinden ve mukavelelerinde mecburi hizmete dair hükümler bulunduğundan bunlar hakkında ayrıca bir hüküm sevkına lüzum görülmemiştir.

   İlgili komisyona havale edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.

   Tokad Milletvekili

   Muzaffer ÖNAL

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   (…)

   Teklif, subay ve askerî memurların mecburi hizmet müddetlerini sekiz sene olarak derpiş eylemiş ise de komisyonda vâki müzakere ve münakaşalarda teklif sahibinin rızasının da inzimamiyle bu müddet on sene olarak    kabul edilmiştir.

 

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

   Tokad Milletvekili Muzaffer Önal’n subay, askerî memur ve gedikli erbaşların mecburi hizmet müddetleri ve istifaları hakkında kanun teklifi Maliye ve Millî Savunma Bakanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı temsilcilerinin huzuriyle komisyonumuzca incelendi.

   Gerekçede belirtilen hususlar ve Hükümet temsilcilerinin verdikleri izahat nazara alınarak teklifin lüzumu üzerinde tam bir mutabakata varıldı ve Millî Savunma Komîsyonuu raporu esas ittihaz olnunarak maddelerin müzakeresine geçildi.

   Başlık, ve birinci madde Mîllî Savunma Komisyonundaki gibi aynen kabul olundu.

 

 

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

   MADDE 1. — Muvazzaf subaylar ile askerî memurlar, subay ve askerî memur olduklarından itibaren fiilen (10) yıl askerî hizmetlerini yaptıktan sonra istifa edebilirler.

 

 

 Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Tefrikası _9 _ Eski Tüfek Şükrü IRBIK