Çavuş Mustafa Kemâl

Çavuş Mustafa Kemâl Eski Tüfek

cavus mustafa kemal kapak

 

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

Asırların nâr-ı aşkıyla yanıp tutuşan iki kara sevdâlının

Doyumsuz bir arzuyla yek vücûd sarmaş dolaş olması gibi

Sağ elimin orta ve başparmağı usûlce kavuşdu, vehleten...

Evvelâ şehvetle ve şiddetle sâdece bir kere öpüşdükden sonra

Akabinde gene aynı süratle ayrılırken birbirinden aksi yönde

Çıkan sese kulak veren kalemim, işde, gene aynı yerinde...

 

 

Koca şehrin mâsûmiyet kokulu sükût şalını örtündüğü şu yorgun saatlerde

İçmeye teşne olduğum çayını bir an evvel yudumlamak heyecanıyla

İnce belli bardağı şefkâtle ve fakat nâzikce kavrar gibi

Baş, işâret ve orta parmaklarımla kavramışım belinden...

Her zamân olduğu gibi ucu, gene sivri!..

Dert ortağım, kadim dosdum, sırdaşım âşık kalem gelir de yanıbaşıma,

O’nun biricik mâşûku kâğıt, firâka râzı olur mu Allah aşkına?

İşde, kâğıt; işde, kalem! Vuslâta erdiler gözümün önünde hemencecik!

İşi, gücü bırakdı! İdârecimiz Sayın Ersen GÜRPINAR'da sizlere fâş eylemek için alesta bekliyor nasıl olsa!

 

Mâdem öyle, haydi yiğitler! Teveccüh buyurup okuması sizden...

Bu hoş vuslâtın şerefine,

Kelâm da bizden olsun gayrı!..

 

 

*  *  *  *  *

  

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Ezber bozmak zor işdir! Duy beni, ey Ȃdemoğlu!

Rüzgâra karşı yürüyen adam’ın dediği gibi

Bir ağaç kadar tek, hür ve cesûr

Ve fakat

Bir orman kadar kavi olduğunu idrâk edip de

Hakikâtin gözlerimizi kamaşdıran o eşsiz nûruna bürünerek

Şerefli bir insan sıfatıyla yücelmek varken şu dünyâda

Son 80 seneden beridir belletilmiş çâresizlik nennisiyle uyutulmaya teşne olup da

Akıl yürütmek yerine

Himmete, minnete, zillete gönüllü teslim olmuşsa insanlar!..

İşde o vakit, işimiz orada bir kat daha zor demekdir...

Olsun!

Zor, oyunu bozar! Yiğide yaraşan da zora tâlip olmakdır, değil mi?..

Acı olsa da kimi sözlerimiz,

Batsa da kimilerinin orasına burasına....

Susmak, bize göre değil!

İşde, imdi gene yazmak vakdidir Eski Tüfek için...

Ölmek yerine düşünmeyi tercih eden ekseriyetin gül hatırına

Şâyet iltifât buyurursanız

Sâhil Güvenlik Komutanlığından emekli Asubay

Ve dahi

Eksi Tüfek mahlaslı ben Şükrü IRBIK

Bir ezberi daha bugün, burada bozmaya tâlibim, evvel Allah!

 

 

*  *  *  *  *

 

Makâlemizin başlığına bakıp da nereden çıkdı bu isim diyenlere şimdiden söyleyelim!

Aslında, hiçbir yerden çıkmadı... Çünkü hep orada idi...

Üsdelik aklımız da yerinde, çok şükür!

Çünkü

Çok zamânlar bizden sakladılar köşe bucak!

Baksa da gözlerimiz

Çok zamânlar bizler de görmek isdemedik inadına!

Tam da unutdurduklarını zannetdikleri bir anda

İşde, bugün imdi gene çıkıp geldi karşımıza...

 

 

*  *  *  *  *

 Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

1283 Mustafa Kemâl,

Talebe Mustafa Kemâl,  

Efendi Mustafa Kemâl,

Harbiyeli Mustafa Kemâl,

Kolağası Mustafa Kemâl,

Kaymakâm Mustafa Kemâl,

Ferik Mustafa Kemâl,

Mareşâl Mustafa Kemâl...

Atatürk’ün bildiğimiz unvân ve rütbeleri...

Peki,

Bunların hepsini işitdik, muttaliyiz de!..

Harbiye’deyken talebe Mustafa Kemâl’in rütbesi ne idi acap?

Duydunuz mu hiç?

T.C. Devletinin ilk Cumhurbaşkanı sıfatıyla

Tâ 1926 senesinde

“Ben, ordu ile küçük rütbelerden beri içten temâsı olan bir askerim!” derken

Atatürk bu sözüyle aslında ne demek isdiyordu bizlere?

 

 

 

 

*  *  *  *  *


 

Manastır Askerî İdâdisini başarı ile bitiren Mustafa Kemâl,

13 Mart 1899 Pazartesi günü İstanbul Pangaltı'da, Mekteb-i Harbiye-i Şahâne'ye kayıt oldu.

 

3 senelik başarılı bir Harbiye tâlim-taâllümünden sonra 10 Şubat 1902 Pazartesi günü

Bu mektebden Teğmen (Mülâzim) rütbesi ile mezun oldu.

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Daha bugün bakdım.

Yukarıda gördüğünüz örün sayfasında neşretdiği Atatürk’ün Öğrenim Hayatı başlıklı yazıda

Kara Harp Okulu, böyle demiş.

Atatürk’ün hayâtını anlatmak için kurdukları cümlelerin hiçbirinde bir tek dahi olsa “Çavuş” kelimesi yok!

Peki, “Çavuş” kelimesi ile Atatürk’ün bir alâkası var mı sizce?

Öğrenim hayâtını anlatdığı özgeçmişinde, Kara Harp Okulu Komutanlığı 

Atatürk’ün Mekteb-i Harbiye-i Şahâne’den teğmen rütbesiyle mezun olduğunu söylemiş!..

Üsdelik

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Eğitim dönemi açılış töreninde yapılan yoklamada

“1283 Mustafa Kemâl” deyince

Kara Harp Okulu talebeleri her sene ayağa kalkıp

Hep bir ağızdan “İçimizde” diyorlar da!..

1283 Mustafa Kemal’in

Talebe olarak harb sanatını tahsil etdiği 3 sene boyunca

Harbiye’deki rütbesi ne idi acap?

 

 

*  *  *  *  *

 

Kara Harp Okulu öğretim görevlilerininden Öğ. Bnb. Hayrullah GÖK, Hacettepe Üniversitesinde 2005 senesinde bir doktara tezi hazırladı. Bu tezinde Dr. Hayrettin hoca, bugün Kara Harp Okulu ismi ile bildiğimiz okulun 1834-1883 senelerini kapsayan dönemini tetkik etdi. Kara Harp Okulu hakkında hazırlanmış belki de ilk ve tek olan bu doktora tezi, başka hiçbir yerde bulamadığım ilginç bilgilerle dolu.

Dr. Hayrettin hocamızın müsaadesi olur ise şâyet,

Aşağıda ön sayfalarını gördüğünüz bu çalışmadan, konumuz ile alâkalı kısa bilgiler akdaracağım şimdi sizlere...

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

1837 senesinde kabul edilen Kânunnâmeye göre;

Kara Ordumuza zâbit yetiştiren okulun ismi Mekteb-i Harbiye,

Tahsil süresi de 3 sene idi

Okula kayıt edilen öğrenciler;

Birinci sınıfın sonunda Onbaşı rütbesine terfi ediyor,

İkinci sınıfın sonunda Çavuş rütbesine terfi ediyor,

Üçüncü sınıfın sonunda Başçavuş, Teğmen ve Sancaktar rütbesi ile okuldan mezûn ediliyor idi.

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

Aynı senelerde,

Talebenin meç kılıçları, subay kılıçlarına dönüşdürüldü. Yağlı boya tavsırında görüldüğü üzere Mustafa Kemâl de Harbiye talebesi iken subay kılıcı taşıyor idi.

Nahv (cümle bilgisi) dersinden aliyülâlâ not alan talebeler;

Başçavuş nasbedilmeye

Ve dahi

Kendilerine Padişah “nişanı” verilmeye başlandı.

1839 senesinde Padişah huzurunda yapılan imtihan ile üst sınıfa geçen ve “nişan” alacak talebeler tesbit edildi.

Bu imtihan neticesinde Padişah II. Abdülmecid;

80 talebeye Onbaşı,

60 talebeye Çavuş,

12 talebeye de Başçavuş nişanı verdi.

Bu nişanların örneği aşağıdaki resimlerdedir.

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Yukarıdaki sayfada gördüğünüz üzere;

O vakit ismi Mekteb-i Harbiye olan Kara Harp Okulundan

1839 senesinde Başçavuş rütbesiyle mezûn edilen öğrencilerden bâzıları,

Kara Ordumuzda en yüksek mertebe olan Müşir (Mareşal/Paşa) rütbesine kadar terfi etdiler.

 

 

*  *  *  *  *

 

Bu târihlerde;

Kara ve Deniz Ordularımızda sâdece iki sınıf asker olduğunu da biz söyleyelim; Muvazzaflar ve Mükellefler.

Muvazzaf askerler; Zâbitan (Subaylar)

Mükellef askerler; Vatanî görevini yapan Neferât (Erat)

Nasıl?..

Gördünüz, değil mi? Tıpkı, bügünkü Coni ordusunda olduğu gibi...

 

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Asubay talebeleri değil bu çocuklar!

Aşağıdaki resimde

Coni Kara Harp Okulu son sınıf talebelerini mezûniyet töreninde görüyorsunuz... Kıyafetlerine bir bakın hele!

Bizim Kara Harp Okulu talebelerinin kıyafetlerine benziyor mu sizce?..

 

USMA_Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Türk Ordusunu parçalayıp bölmek için tezgâhladıkları Asubay sınıfını icad eden vatan hainleri

O zamânlarda çivili tabutlarında hâlâ uykuda idi...

Osmanlı’nın sonsuz terfi fırsatı veren bu iki sınıflı ve sağlam ordu yapısını aynen kendisine tatbik eden

Ve

Kendi ordusunun sakat yapısını da bize kakışdıran Coni, 1951 senesinden beri bıyık altından bize gülüyor!..

Son 65 seneden beri ordumuzun Subay-Asubay denen askerleri arasındaki sınıf çatışmasından beslenen vampirlerin

Ve dahi

“Subay subaydır, astsubay astsubaydır. İkisinin de ayrı bir mesleği ve ayrı bir görevi vardır. Bunlar karıştırılmasın!” diyen târih fukarası ukelâ dümbeleklerinin kulağı çınlasın!

 

 

*  *  *  *  *

 

1847 senesinde meriyyete konulan aynı Kânunnâmeye göre

Öğrenciler arasında ast-üst ilişkisini tesis etmek için

Okulun her bir sınıfına ikişer “Sınıf başı” tâyin edildi.

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

*  *  *  *  *

 

Askerî Tekâüd ve İstifa Kânunu müzâkeresi esnâsında 1909 senesinde yapdığı konuşmada

Taşlıca Mebusu Binbaşı Ali Vasfi Bey Meclisde şöyle dedi;

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 


Ali Vasfi Bey (Taşlıca Mebusu) — (…) Mektebi Harbiyedeki efendilerin de doğrudan doğruya silâhendaz onbaşı veyahut çavuş ve başçavuş olarak Mektebi Harbiyedeki 3 sene müddetin, hakkı tekaüde mahsubu icap eder.


 

 

Yukarıdaki kânunda da gördüğünüz üzere 1909 senesinde bile


  • Onbaşı, harbiye birinci sınıf talebesinin rütbe isimi,

 

  • Çavuş, harbiye ikinci sınıf talebesinin rütbe isimi,

 

  • Başçavuş ise harbiye üçüncü sınıf talebesinin rütbe isimi idi.

 

 

Fakat

1909 senesinden sonar yazdıkları “düzmece” Harbiye târihcelerinde Ordumuzun beyaz subayları

Onbaşı, çavuş ve başçavuş rütbelerini

Aynı sene içinde “uydurdukları” köle asker küçük zâbitlerin pazularına yamadılar.

 

 

*  *  *  *  *

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran ve ilk Cumhurbaşkanı seçilen

Ve dahi

Kendisi de Kara Harp Okulu mezûnu olduğuna göre

Talebe olarak 3 sene askerlik tahsil etdiği Harbiye’de

Mustafa Kemâl’in rütbesi ne idi?

Atatürk’ün özgeçmişini yazan Kara Harp Okulu,

Hazırladığı özgeçmişinde talebe Mustafa Kemâl’in mektebdeki rütbesinden her niyeyse hiç bahsetmemiş.

Öğretmen unvânlı subayların yazdığı Atatürk’ü anlatan kitaplarda da durum gene aynı...

Fakat sınıf arkadaşı Ali Fuat (CEBESOY), 1959 senesinde yazdığı hâtırâtında bu konuyu bizlere anlatmış.

 

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Kara Harp Okulu, köşe bucak esirgediği bu bilgiyi Ali Fuat’ın kitabından kerhen de olsa akdarmış bize.

Mustafa Kemâl’i anlatdığı “Sınıf Arkadaşım Atatürk” isimli hâtıratında, Ali Fuat Efendi şöyle diyor;

 

 Kendi odasına geldiğimiz zaman nöbetçi subayı hademelerden birine: 

“Birinci sınıfın birinci kısım çavuşu Mustafa Efendi buraya gelsin.” emrini verdi.

.....................

 İkimiz kapıdan birlikte çıktık. Yan yana yürüyorduk. Fakat kolundaki üçü kırmızı ve biri sarı olan şeridi fark edince duruladım. Askerlikte kıdem ve rütbe esastı.

Siz önden geçin Çavuşum, ben sizi takip edeyim. 

.....................

Mustafa Kemal, İstanbul'a gelerek 13 Mart 1899'da Pangaltı'daki Harp Okulu'na kaydoldu. İki ay içinde kendisini tanıtarak sınıfının çavuşu oldu. 

.....................

Bu sırada çavuş işaretinin üzerindeki sarı şerit dikkatimi çekti. Neye delalet ettiğini sordum. Meğer Fransızca sınavına girmiş, başarı kazanmış, ondan dolayı bu şeridi de ilave etmişler.

.....................

Fuat, Fuat!

Diye birisinin bağırdığını duydum. Başımı çevirdim, Mehmet Ali ağabeyim bize doğru geliyordu. Kendisine sınıfımızın çavuşunu tanıttım.

.....................

        Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Kısım Çavuşu" Mustafa Kemal, kısımda önce "Sınıf Başçavuşu" Ispartalı Faik ve Ömer Abdülkadir Yanya ile birlikte birinci sırada oturuyordu.

.....................

"Ertesi günü derslere başladım. Birinci sıranın baş tarafında Başçavuşumuz Ispartalı Faik oturuyordu. Bu öğrenci, Bursa Askerî İdadisi'nin birincisiydi. Zeki ve bilgili bir gençti.

.....................

Öğle yemeğinde yanıma gelen Mustafa Kemal:

Bizimle beraber oturmak ister misiniz? diye sordu. Çok memnun oldum.

Siz nasıl emrederseniz, Çavuşum.

 

 

*  *  *  *  *

 

Aynı sınıfda okuyan Ali Fuat CEBESOY’un

Yukarıda kapak resmini gördüğünüz şu kitabını kaynak gösderen Kara Harp Okulu,

Bakınız Mustafa Kemâl’in Harbiye’deki rütbesi için ne demiş!

Çavuş!..

 

2013 senesi İlkgüz ayının yirmiüçü Pazartesi günü neşretdiğimiz

Astsubay Bizimdir!  isimli makâlemizin ikinci bölümünde boşuna mı dediydik?

Çavuş Mustafa Kemâl bizimdir! diye!..

 

2016 senesi Gücük ayında târih huzurunda tekrâr hatırlatıyoruz ki;

Harbiye’li Mustafa Kemâl’in rütbesi

Bugünkü Asubay rütbesinin demirbaşı ve tâcı olan

Çavuş idi...

 

Çavuş Mustafa Kemal_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

 

 

Şükrü IRBIK

(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.

 

Kapak Resmi: (E) Dz.İda.Asb.Kd.Bçvş. Mustafa AYTAR

 

 

 

 

Ögeyi Oylayın
(24 oy)
Son Düzenlenme Çarşamba, 22 Şubat 2023 22:10

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

Yorumlar  

#1 hikmet saraç 11-03-2016 17:33
kimsenin maaşında gözümüz yok ama.......polislerin hizmet tazminatı yüzde 25 artmıştı.bu artış maaşlarına en az 252 tl artiş olarak yansımıştı.bakanlar kurulu kararı ile hizmet tazminatlarına en az 151 tl yeni bir artış yapıldı.toplamda polis memuru 403 tl zam almış oldu.bizim meşhur intibak yapıldı. bir çok meslektaşımız 5tl ile 64 tl arasında fark aldı.uyu temad. uyu genelkurmay.uyu hükümet..........
Alıntı

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ