Dolar 34,1960
Euro 37,4581
Altın 2.879,15
BİST 8.964,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 25°C
Parçalı Bulutlu
Ankara
25°C
Parçalı Bulutlu
Cum 27°C
Cts 22°C
Paz 21°C
Pts 19°C

ÇANAKKALE ZAFERİ ÖNCESİ VE SONRASI

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
19/03/2019 6:28 AM
5

 

Orta Asya’dan kalkıp Orta Doğu’yu Afrika Kıt’asının büyük bir bölümünü alıp Viyana önlerine kadar gitmenin ardındaki yüksek medeni düzey ve daha sonra geriye dönüş…

Tarihi zaferlerle, kahramanlıklarla dolu bir millet, Türk Milleti.

Geliştirdiği silahlarıyla, lojistiğiyle karşısındakine üstünlük sağlayabilen yetenekli bir ordu, Türk ordusu.

Bizans İmparatorluğu’nu ortadan kaldıran komutan ve askerlere sahip bir ordu.

Ordu-Millet, Asker Millet, Her Türk Asker Doğar!

Türk ordusu yeni yerler alırken karşısındaki milletler boş mu durdu, ne yaptılar?

İstanbul’un fethinden sonra Avrupa’ya kaçan Bizanslı bilim insanları Bizans’ın yıkılış nedenlerinden elde ettikleri tecrübeleri de beraberlerinde götürmüşlerdi.

İstanbul’un fethinden sonra Orta Doğu kaynaklı felsefi alanda başlayan gerilemenin etkileri…

Bizans’tan Avrupa’ya kaçan bilim insanlarının etkisiyle 150-200 yıl sonra Avrupa’da başlayan Rönesans hareketleri.

İstanbul’un fethinden sonra aklı yasaklayan felsefi gerilemenin Osmanlı İmparatorluğu’nda başlattığı gerileme dönemi hemen hemen Rönesans’a denk…

Viyana’yı fethetmek için ilerleyen ordudan, Karlofça’yı imza eden, Kırım’ı, Yunanistan’ı, Mısır’ı, Balkanları’ı kaybeden orduya…

Ta ki Çanakkale’ye kadar.

Alman parasıyla, Almanların yanında acelece girilen bir savaş, ilk dünya savaşı.

Sanayide gelişmiş, harp silahları – gemileri, topları, uçaklarıyla milletlerin elindeki yer altı ve yer üstü kaynakları, toprakları almak isteyen bir Batı ve Rusya.

İngiltere ve Fransa sömürgelerinden topladığı askerleri ile Çanakkale Boğazında…

Türk ordusu Alman general Liman von Sandres komutasında

Çanakkale Deniz ve Kara Savaşları

18 Mart 1915’de Deniz Savaşı kazanılır fakat ardından düşman karadan çıkartma yapar.

Kara savaşı son durumu belirleyecektir.

Çanakkale’yi farklı kılan ise 1881 yılında Selanik’te dünyaya gelen kaybedilmiş toprakların çocuğu Mustafa Kemal.

Vatan-Millet işleriyle ilgilendiği, görüş bildirdiği için kurmay subay olarak mezun olduktan sonra Bekir Ağa koğuşunda hapiste tutulan, Suriye’ye sürgüne gönderilen, Trablusgarp’ta kahramanlık gösteren, İttihat ve Terakki Cemiyetinde “askerlik ve siyasetin ayrı olması gerektiğini” söylemiş, son olarak Sofya’ya ateşe olarak atanmış, Osmanlı İmparatorluğunun savaşa girmede aceleci davranmaması gerektiğini, Almanların yenileceğini saraya rapor etmiş olan Mustafa Kemal, Çanakkale Cephesinde görevlendirildiğinde henüz 34 yaşında bir yarbay.

Düşman saldırısı için Gelibolu yarımadasında mevzilenmiş Yahya Çuvuşlar, Seyit Onbaşılar…

Savaş’ın kaderini değiştiren an, Conk Bayırı’nda.

Yıllardır savaş kaybetmekte olan Türk askeri mermileri tükendiği için Anzak askerlerinden kaçmaktayken Mustafa Kemal bunları görür.

Buradan sonrasını Bayram AKÇA’nın “Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi(İLKE) Atatürk’ün Doğumunun 125. Yılı ve Cumhuriyetimizin 83. Yılı Özel Sayısı”nda yayımlanan “MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLİK HAYATINDA ÇANAKKALE SAVAŞLARI’NIN YERI” araştırmasından okuyalım:

19.Tümen Komutanlığı’na da 20 Ocak 1915 tarihinde Yarbay Mustafa Kemal atandı ( Türk İstiklal Harbine Katılan…,1989: 2).

İtilaf Devletleri Çanakkale’yi önce denizden donanma ile geçmeye karar veridi.. Bu amaçla 18 Mart 1915 tarihinde İtilaf Devletleri donanması Çanakkale Boğazı’nı geçmek için büyük bir taarruz başlattı. Ancak bu taarruz Türk Tarihine “18 Mart Zaferi “olarak geçerken İtilaf devletleri için büyük bir bozgun olarak sonuçlandı (A.Thomazi, 1997: 35-40).

18 Mart 1915’de İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Boğazı’nı geçme girişimi Enver Paşa’nın boğazı doğrudan savunacak yeni bir ordu kurma kararı vermesine neden oldu Bu amaçla Enver Paşa Çanakkale’de 5.Ordu’yu kurarak başına da Liman Von sanders’i atadı. Mustafa Kemal’in başında olduğu 19.Tümen de 5.Ordu’ya bağlı olarak Eceabat-Bigali yakınlarında 3.Kolordu ihtiyatında tutulmak üzere görevlendirildi (Erickson, 2003: 111).

5.Ordu Komutanı Liman Paşa İtilaf Devletleri’nin Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapabileceği üç yer tespit etti. Bunlar; Kuzeyde Saros Körfezi, yarımadanın güney ucu Seddülbahir ve Anadolu yakasında Kumkale idi( Erickson, 2003: 113).

İtilaf Devletleri’nin savaş planı ise şöyleydi; Önce Kuzeyde Saros Körfezi ile Anadolu yakasında Kumkale’ye birer şaşırtma çıkarması yapılacaktı.

Ancak esas çıkarma Kabatepe’nin kuzeyine yani Arıburnu Bölgesine yapılacaktı ve buraya Anzak birlikleri çıkacaktı. Bu çıkarmanın amacı; Seddülbahir ile Kabatepe arasındaki Türk birliklerini saf dışı bırakmak ve yarımadanın en dar yeri olan Conkbayır-Kocaçimen hattından Kilitbahir’e ulaşarak boğazı filoya açmaktı (Karal, 1999 : 460-461).

25 Nisan 1915 tarihinde İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası’nın altı yerine birden çıkarma yaptılar.5.Ordu Komutanı Liman Paşa ilk anda esas çıkarma yerini tespit edemedi. Yukarıda verilen plan dâhilinde İtilaf Devletleri’nin esas çıkarma yeri Kabatepe’nin kuzeyi yani Anzakların çıktığı yer olan Arıburnu Bölgesi oldu. Bu çıkarma Çanakkale Savaşları’nda sahne ışıklarının Mustafa Kemal’in üzerine çevrildiği bir an oldu (Hickey, 1995 :109-120).

Bigali Bölgesi’nde yedek kuvvet olarak bekletilen Yarbay Mustafa Kemal’in komutasındaki 19.Tümen ordu komutanının emri olmadıkça asla kullanılmayacaktı. Ancak bölgenin önemini sezen Yarbay Mustafa Kemal hiç vakit kaybetmeden 57.Alay ile 1.Süvari bölüğü ve 1.Dağ Bataryası’ndan oluşan müfrezesinin önüne geçerek Conkbayırı’na hareket etti. Sarıbayır’a ulaştığı zaman kıyıdan iç bölgeye doğru çekilen erlerle karşılaştı. Mustafa Kemal bizzat bu askerlerin önüne geçerek; “Niçin kaçıyorsunuz?” dedi. “Efendim düşman” dediler. Nerede?” dedi. İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Filhakika düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye doğru rahatça ilerlemekteydi.

O zaman bu kaçan askerlere bağırarak; “Düşmandan kaçılmaz” dedi.

“Cephanemiz kalmadı” dediler. “Cephaneniz yoksa süngünüz var” dedi.

Ve bağırarak bunlara süngü taktırdı ve yere yatırdı. Aynı zamanda gerideki birliklerin oraya gelmeleri için de yanındaki zabitlere emir verdi. Sonra da hızla ileri gelmesini emrettiği 57.Alay ile düşmanın kuzey kanadından kuşatıcı bir şekilde taarruza geçti. Bu taarruz sırasında Mustafa Kemal askerlere şu emri verdi; “Size ben taarruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir. 57.Alayın başlattığı bu taarruz karşısında şaşkına dönen 15.000 kişilik düşman kumsala döküldü. Bu sırada düşman donanmasından yapılan şiddetli bombardıman nedeniyle Türk birlikleri de önemli kayıplar verdi (Arıburnu Muharebeleri…,1990 :22 ;Karatay, 1987 :57).

Diğer taraftan Yarbay Mustafa Kemal 27.Alayı’nda Kemalyeri üzerinden taarruz etmesini istedi.27.Alayın bu taarruzu karşısında Anzak birlikleri geri çekilmek zorunda kaldı. Hatta Anzak Komutan general Birdwood bu durum karşısında General Hamilton’a birliklerinin hemen çekilerek gemilere alınmasını istediyse de Hamilton bu isteği ret etti(Karatay, 1987 :194).

Yukarıdaki başarısından dolayı 1 Haziran 1915 tarihinde Mustafa Kemal Yarbaylık rütbesinden Albaylık rütbesine terfi etti (Türk İstiklal Harbine Katılan…,1989 :2).

Sonuçta Liman Paşa’nın stratejik önemini daha önceden kavrayamadığı Conkbayır ve Sarıbayır Bölgeleri düşman eline geçmekten kurtuldu. Eğer burası İngiliz-Anzak birliklerinin eline geçseydi Türk savunma sistemi çökecek ve daha savaşın başında savaşın sonu belli olacaktı.6 Mayısta ise Türk birlikleri düşmanı bölgeden tamamen atmak için yeni bir taarruz yaptıysa da bunda başarılı olamadı be bu tarihten sonra bölgede Ağustos ayına kadar sürecek olan mevzi savaşları başladı. ( Karal, 1999 :463-464). (*)

***

Çanakkale’de başarılı olmak İngilizleri, Fransızları ve hatta Almanların arzularını kesmemişti. İttifak bile olsa her birinin gözü Osmanlı topraklarında, yer altı ve yer üstü kaynaklarda. Dünya Savaşı’nın bittiği 1918 yılına değin olanca şiddetiyle süren savaş, Osmanlı İmparatorluğu’na dayatılan Sevr, Mondros…

Ve Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal ile birlikte Türk milletinin başlattığı, Lozan ile sonuçlanan bağımsızlık mücadelesi…

Sonrası,

Sonrası Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün hiçbir iş yapmadığını söyleyenler mi dersiniz, keşke Yunan galip gelseydi diyenler mi dersiniz, eğitimi bilimsel temellerden dini temellere geçirmek isteyenler mi dersiniz, BOP yoluyla halifelik peşinde koşan Amerikancılar mı dersiniz, kaçan askerlere savaşmayı-ölmeyi emreden Mustafa Kemal’i anmayan Diyanet mi dersiniz, sözlerini alaya alarak çarpık düşüncelerine uyduranlar mı dersiniz,

Bir milletin geleceği için sonrası başından ve ortasından daha önemli…

***

Bayram AKÇA’nın araştırmasında geçen kaynaklar:

-Arıburnu Muharebeleri Raporu, Mustafa Kemal, Haz. Uluğ İğdemir, Ankara, 1990.

-Erickson, Edward J, Size Ölmeyi Emrediyorum, Birinci Dünya Savaşı’nda

-Türk İstiklal Harbine Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, Ankara, 1989. (*) http://dergipark.gov.tr/download/article-file/21736

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.