Değerli meslektaşlarım.
Kendi yaptıklarımdan bahsetmekten çok hoşlanmam ama bu yazımda zaman zaman kendimden bahsettiğim durumlar olacak. Anlayış göstereceğinizi umuyorum.
İletişim organları çok büyük gelişmeler kaydetti. Hem de bu durum öyle boyutlara geldi ki, bu yolla; halklar ayaklanıyor, 40 yıllık diktatörlerin saltanatları sallanıyor hâttâ son buluyor. Bazen de, mesela İstanbul’da “haydin kar topu oynamaya çıkıyoruz” grubu bir saat gibi kısa bir süre içinde sokaklara meydanlara inerek yoğun kar yağışı altında kartopu oynamaya başlayabiliyorlar.
Mardin’de bir ilköğretim öğrencisi kuzularını koyunlarına “emiştirirken” söylediği yanık türkülerden dolayı yine bu iletişim organları vasıtasıyla kendisini bir anda İstanbul televizyon stüdyolarının vazgeçilmez bir solisti olarak görebiliyor.
İzmir’deki bir genç bir başka yerdeki bir gençle tanışıp, sanal âlem sayesinde “görücü usulüyle” izdivaç yapabiliyor, bir başkası 40 yıldır görmediği, buluşamadığı ilkokul arkadaşıyla bu sayede buluşabiliyor, görüşebiliyor.
Şimdi 50’li yaşlar civarında olan bizlerin çocuk dönemlerinde elimize kâğıt kalemi alıp, mesela sevdiğimiz bir türkünün sözlerini yazabilmek uğruna saatlerce radyoda Türk Halk Müziği Dinleyici İstekleri programını beklediğimiz zamanları hatırlayabiliyoruz. Şimdi ise aklımıza gelen yerli, yabancı ne kadar türkü, şarkı, arabesk, hafif müzik, arya, oratoryom, opera, hafif batı müziği, uzun hava, Aydın Havası ve sair müzik eseri varsa bir tuşla hem de görüntülü olarak, hâttâ canlısını bile anında izleyebilme imkânımız var.
Örnekleri çoğaltmak imkân dâhilindedir. İletişim organlarının hangi boyutlara geldiğini hepimiz görüyor ve yaşıyoruz. Şimdilerde ise mesela benim 30 yıl önce falanca yerde yaptığım, üstelik hiçbir şekilde kaydedilmediği halde ağzımdan çıkıp atmosfere karışan ve bilinmezlere doğru uçup gitmiş olan konuşmalarımı bulup çıkaracak, kayıt altına alabilecek teknolojilerin varlığından bahsediliyor. İnşallah tusunaminin vurduğu ve bu tür çılgınca buluşların anavatanı olan Japonya’daki felaketler bu teknolojiyi alıp yok etmemiştir.
Bizler, yani emekli assubay/astsubaylar, hiç olmazsa bir kısmımız karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Şahsen ben üç yıla yakındır bu işlerin orta yerindeyim. Yazının başında da belirttim. Affınıza sığınıyor ve kendi yaptıklarımdan da bahsediyorum bu yazımda. Hiçbir şey yapmayanların bile kendi meslek erbabından olup kendi çapında mücadele içinde olanları küçümser tavırlarına şahitlik ettikten sonra, kendimce bir şeyler yapmaya çalıştığımı zanneden birisi olarak hiç olmazsa bu yazımda kendimi biraz öne atacağım kusuruma bakmayın.
Ben iki yıla yakın bir zamandır ulusal bir haber sitesinde yazılar yazdım. O site günlük olarak milyonların ziyaret ettiği bir sitedir. Benim yazılarım da 10 binlerce okuyucu tarafından takip edilmiştir. O yazılarımdan üç tanesi de doğrudan emekli assubay/astsubay sorunları ile ilgiliydi. Bundan başka birkaç tane yerel sitede yazılar yazıyorum, orada da haklarımız ve kimliğimiz ile ilgili yazılarım yayınlandı, yayınlanıyor. Şu ana kadar milletvekillerine beş yüz adedin üzerinde mail göndermişim. Bir o kadar da gazeteciye mail göndermişim. Telefonla onlarca milletvekili ile görüşmeler yaptım. Daha geçenlerde TBMM kürsüsünden haklarımızla ilgili çok güzel bir konuşma yapan İzmir MHP milletvekili Emekli General Sayın Erdal Sipahi de bunlara dâhildir. Kendisi de birkaç kez beni aramış ve konuşmalarının tarihini ve içeriğini benimle paylaşmıştır. Kürsüden okuduğu metinde âcizane benim de katkım vardır. Yine onlarca milletvekili ile yüz yüze görüşerek sorunlarımızı aktarma fırsatı buldum buna gayret gösterdim.
Bunlara ilave olarak Ulusal ve yerel televizyon programlarına hem yazılar yazdım, hem de programlara çıktım. Yerel gazeteleri sürekli olarak durumumuz ile alakalı olarak bilgilendirmekteyim. Bu çalışmalarımı defalarca yayınlatma fırsatım oldu.
Emekli assubay/astsubay sitelerine yüzlerce yazı gönderdim. Yüzde 99 oranında yayınlandı yazılarım.
Daha geniş anlamıyla internet ortamında binlerce paylaşım, yorum v.b. faaliyetlerde bulundum.
Bunları ben yaptım da başkaları sırt üstü yattılar mı? Elbette hayır. Benim sürekli olarak vurguladığım ve tanımladığım “BİR AVUÇ CENGÂVER” diye bir tanımlamam var. Evet, “bir avuç cengâver” deminden beri yazdığım konularda tıpkı benim yaptıklarımı yaptılar hâlâ da yapmaya gayret ediyorlar.
Ama bakıyoruz ki, henüz ilk defa internet ortamına girmiş, ilk defa bir yazı okumuş, başka bir tabirle “ilk defa milli oluyor” hemen ilk gördüğü konuya balıklama dalıp onur kırıcı, haysiyeti yaralayıcı laflarla, ifadelerle arz-ı endam ediyor. “Buralarda yazıyorsunuz da ne elde ediyorsunuz?” diye soruyor. “Artistlik mektebi mi buralar?” diye kızıyor. “Meşhur mu olacaksın birader?” diye soruyor. “Gevezelikten öte bir anlamı yok bu yazdıklarınızın” diye fırça basıyor. “Yaz yaz nereye kadar? İş yapın iş!” diye çıkışıyor. Sanki babasının uşağı var. Sanki buralarda yazanlar görevlendirilmiş devlet memurları. Sanki buralarda mücadele eden “bir avuç cengâver” belli bir ücret karşılığı yazıyormuş da o arkadaş da maaşlarını karşılıyormuş gibi patronluk yapıyor aklı sıra.
Farklı kulvarlarda imiş gibi görüntü veren emekli assubay/astsubay sitelerinin ortak amacı emekliassubay/astsubayların sorunlarıyla ilgilidir. Amaç ortaktır, amaç; her birimizin 30 yıl gibi sürelerle hizmet ettiğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin, dahası devletimizin bekasıdır. Amacımız; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde yaşayan bütün fertlerin hak ve hukuk, sosyal adalet anlayışı ve demokratik laik sistem içinde müreffeh bir hayat sürmeyi arzu ve temin etmektir. Dahası bunu temin etmeyi sağlayacak olanlara hak ve hukukumuzun neler olduğunu hatırlatmak ve diğer bütün devlet memurları gibi bizim de haklarımızın tam olarak verilmesini sağlamaktır.
Bunu yaparken de bence sakınacağımız ve uzak duracağımız en önemli konu bu işi politikaya bulaştırmamaktır. Hepimizin bir ideolojisi vardır ama bu konu meselemizle karıştırıldığı an işimizin bittiği andır. Bundan önce yapılan birkaç politik eylemin cezasını çekiyor olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Konuyu açıp başkasından istemediğim bir şeyi kendim yapıyor pozisyonuna düşmek istemiyorum. Anlayanlar mutlaka anlamışlardır. Burada bizim ortak paydamız emekli assubay/astsubay oluşumuzdur. Yoksa hepimizin bir partisi vardır, hepimizin yüreğinde arslanlar yatmaktadır ve hepimizin böyle olmamızın haklı nedenleri vardır ama bunun konuşulacağı platform asla TEMAD olmamalıdır.
En önemli tavsiyem de TEMAD’a üye olmanızdır. Eğer TEMAD üyeliğiniz yoksa en yakın TEMAD şubesine giderek kaydınızı yaptırmanızdır.
Defalarca yazdım tekrar edeyim. TEMAD üyesi değilseniz TEMAD’ı eleştirme hakkınız olamaz. Kim “var” diyorsa yanlış söylemiş olur. Yine devamlı surette verdiğim örneği tekrar ederek bitiriyorum yazımı.
Toplanmışsınız bir aile içinde görev bölümü yapacaksınız. Biriniz elektrik faturalarını yatıracak. Diğeriniz pazara gidecek, bir diğeriniz doğalgaz aboneliğini yaptırmaya gidecek, bir başkanız kooperatif taksitini yatıracaksınız. Tam bunları konuşurken sokaktan geçip giden birisi toplantınızın salon kapısını açıyor ve itiraz ediyor. “Bir dakika, şunu şunu yanlış yaptınız, şu kişiye şu görevi yanlış verdiniz” diyerek müdahalede bulunuyor. Tavrınız ne olurdu? Herhalde ona bu iş bölümü yapma hakkını tanımazdınız değil mi? İşte bu da böyledir. TEMAD üyesi değilsiniz, aidat ödemiyorsunuz, sonra çıkıp; “TEMAD şöyle, TEMAD böyle” diyerek ağzınıza geleni söylüyorsunuz. Söylediklerinizin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur bilesiniz. Eleştirdiğiniz konularda haklı olsanız bile üye olup, yanlışları düzeltmek için elinizi taşın altına koyma gayreti gütmedikten sonra söyledikleriniz boştur, boştur, boştur.
Gelin TEMAD ailesine katılın ve bu ailenin bir ferdi olmanın tadını çıkarın.
TEMAD üyesi olsun ya da olmasın tüm meslektaşlarıma, selam, sevgi ve saygı sunuyorum.
Tayyar YILDIRIM
OYAK ile ilgili metni hazırlayan site yönetimine üstlendiği misyon ve sürdürdüğü hizmet sebebiyle müteşekkiriz.
Görevimi yerine getirdim, aynı mutluluğu diğer meslektaşlarımın da hissetmesi dileğiyle …
Ben de metnin hazırlanmasında katkı sağlayanlara teşekkür ederek, görevimi yerine getirdiğimi belirtmek isterim. Oyak’ta tam üyeyim, ancak, yaşananları adil bulmayan herkesin imza vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Daha adil ve daha sağlıklı günler dileklerimle…
Emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ederim. Haklı taleplerimizin takipçisi olalım site yönetiminden ricam kampanya sonunda kimler katıldı bildirirlerse kimlerin mücadeleye katkı kimlerin mangalda kül bırakmadığını öğrenmiş oluruz.Bu taleplerimiz kesinleşinceye kadar mücadelemiz sürmelidir.
Dilekçenin hazırlanmasında emeği geçen meslektaşlarımıza teşekkür ederim. Onur mücadelemiz ve kendime olan saygım gereği söz konusu dilekçeyi gönderdim.
Emeği geçenlere ve elini taşın altında sürekli tutanlara,ağır taşları da böylelikle paldır-küldür yerinden oynatanlara selam olsun ve de teşekkürler.Tabii ki gereği de yapıldı.
Gönderdim.Ümit ederim bu haklı taleplerimizi dikkate alırlar.Biran evvel ADALETin tecelli etmesi dileklerimle saygılar sunarım.
Son derece memnuniyet verici bir hizmet,emeği geçenleri kutluyorum.
Yasalara uygun olarak yönetilen;
* Vatandaşı olduğun ülkende,
* Yaşadığın binanın yönetiminde,
* Payın olan kooperatifin genel kurulunda,
* Üyesi olduğun sivil toplum örgütünde,
seçmek, seçilmek, kendini temsil etmek, oy kullanmak, söz hakkın var da,
Oyak’ta niçin yok, neden olmasın?
Çok zaman önce unuttuğum KEY kesintisinin, yıllar sonra ödenmesini sağlayan iradenin; oyak’ta da adil bir uygulama sağlayacağına inanıyorum.
Şüphesiz, “Adalet mülkün temelidir.”
Emekleriniz için teşekkürler.
Birgün bir emekli assubay ile tanıştım.
Assubay OYAK’ın hisse senedi vermesi gerektiğini ve emekli assubayların artık seslerini yükselttiğini söyledi. Kendisini dinledikten sonra TEMAD’a üyemisin? diye sordum. “-Yahu biz çalışıyoruz. Boş adam değiliz oralarda ne yapalım?” dedi. Kendisine hiçbir şey söylemeden yanından ayrıldım.
Maalesef aramızda böyle insanlar çok. Sadece bir zam bir para haberi peşinde koşuyorlar. Ancak mücadelede yoklar. Ben böylesi insanlara afedersiniz “UTANMAZLAR” diyorum.
Sağolsun varolsun Emekli assubaylar sitesi. Dilekçeyi gönderdim.
Emek ve destek veren arkadaşlarıma teşekkür ederim.Bana ne demeyip bir tuşa dokunmayı görev bilmek zümremiz adına asil bir davranıştır diye düşünüyorum.
OYAKBANK’ın İNGBANK’a satılmasıyla üyelerine %54.4 kâr payı vermiştir. Ancak takip eden yıllarda aynı OYAK, üyelerine verdiği nemayı sürekli düşürerek bir şekilde verdiklerini gözü kalmışçasına geri almıştır.
Kamuoyunun da malumu olduğu ve gazetelere yansımasından öğrendiğimiz kadarıyla Genel müdürüne ve yönetim kurulu üyelerine dolar bazında yüksek meblağlardaki maaşları ödeyen, Paşa ve efradına istihdam sağlayan aynı OYAK,özsermayesini oluşturan ve bugünkü hale gelmesini sağlayan üyelerine 2-300 lirayı layık görmektedir. OYAK’ın sürdürdüğü düşük nema politikası ile %65’i Assubay olan üyelerini eritmeyi planladığını düşünmekteyim. OYAK’ın hiçbir uygulaması kabul edilecek, içimize sindirilecek ve kabul edilir türden şeyler değildir.
2011 enflasyonu %11,5,2012 Oyak’ın tahmini kârı %12.Emekli maaşı sistemindeki bir üyeye gelir olarak kabaca %12’nin yarısı olan %6 verilecek kalan %6 da ana paraya ilave edilecek.Bu durumda bu üyelerin ana parası %6’ya yakın oranda eriyip gitmiş olacak(Piyade aklımla bu hesabı yapıyorum,eksiği gediği varsa ekonomi bilen meslektaşlarım lütfen gerekli düzeltmeyi yapsın).Sıradan bir bakkal bile yıllık enflasyonun üç katı kazanç elde edemez ise iflas eder.Ey sayın OYAK’ı yönettiğini söyleyenler;siz bu kurumu nasıl ve kimin menfaatine yönetiyorsunuz şunu bir anlatın da dinleyelim,Ucube ve çağ dışı ,faşist bir anlayışla çıkardığınız dönemlerdeki yasaya dayanarak parasını aldığınız insanlara verdiğiniz hizmet ve kazanç(zarar)bu mu?.Gelir düzeyi yüksek olan subaylar;benim 100 tl zararım varsa sizlerin de en az on katı var,bu kurumla herkes ciddi olarak ilgilensin,gerçekte ne dolaplar döndüğünü bilmiyoruz, bu yöneticiler gözlerimizin içine baka baka uzun vadede dişimizden tırnağımızdan artırıp kuruma yatırdığımız üç kuruşu buharlaştırdıkları yetmiyormuş gibi”yıllarca paranızın bekçiliğini yaptık,bize bu bekcilik karşılığı şu kadar borçlusunuz”da derlerse şaşmayalım.
[b]Saygıdeğer Arkadaşlarım, Sn.Günşer’in verdiği örnekte o kadar çok arkadaşımız var ki. Üzerimizden umutsuzluk ve boşvermişlik gömleğini çıkarmalıyız, bizim derdimize bizden başka çare olan olmaz. İnternet kullanmayan arkadaşlarımı tenzih ederim ama internette ahkam kesenler,gümbür,gümbür geliyoruz diyenler,boş tenekenin sesinden farksız olanlar, assubay adı ile sayfa,site,grup kurup da sadece kendilerini tatmin edenler,yeni seçilmesine rağmen 9 yılda gösterilmeyen gayreti gösteren yönetimi karalama gayreti içinde olanlar bu kampanya ve çalışmalara destek vermezler ancak haklarımız alınırsa en önde koşacaklarından kimsenin şüphesi olmasın. Biz kendimize saygımız gereği bu onurlu mücaadeleye devam edeceğiz. Bunun onurunu yaşayanlara ne mutlu [/b]
Yoğun iş temposu nedeniyle siteye 3-4 günde bir girebiliyorum, yaptığınız çalışmaların ne kadar değerli ve özveri isteyen çalışmalar olduğunu biliyorum. Sizleri bu çalışmalarınız için ne kadar tebrik etsek az gelir. Ancak lokallerde okey ,tavla oynayanların bunları anlamasını beklemeyin.Bizler Muvazzaf ve Emekli Assubay meslektaşlarımızın maddi, manevi haklarının alınması mücadelesinde her zaman yanınızda olacağız.Ben bu konuda üzerime düşen görevi ancak bu saatte yerine getirebildim. Tüm meslektaşlarıma sevgi,saygılarımla.Site yönetimine candan teşekkürler.
Assubay onur mücadelesinde önemli bir paya sahip olan ve yaptığı çalışmalarla haklarımızın elde edilmesinde taşları yerinden oynatan site yönetimine ne kadar teşekkür etsek azdır. Ben de EMS’ye üyeyim, ancak geçmişte büyüklerimize yapılan adaletsiz gelir dağıtımı uygulamasından dolayı ve OYAK’ta halen devam eden yanlış uygulamalar sebebiyle gereğini yapıp dilekçeyi gönderdim. Herkes hakkında hayırlı olması dileğiyle…
Emekleriniz için teşekkürler.Sağolsun Emekli assubaylar sitesi. Dilekçeyi gönderdim.
Değerli Meslektaşlarımız
Bu taleplerimizle kimsenin elinden cebinden birşey alıp başkalarına vermeyeceğiz. Dileyen yine birikimlerini EMS ve BDES değerlendirebilir. Bu kurumu sıfırdan bizler yarattık aynı şartlarla üye olduk ama her arkadaşımızın aldığı nema (aynı yıl üyelikte) farklı oldu, bu haksızlığın giderilmesini ve kurumda temsil hakkımızın artmasını istiyoruz yıllardır bu taleplerimizi ilettik şimdi bir kez daha duyuruyoruz.Bu Temsilciler kurulunda bizleri temsil eden assubay sayısının artırdığını bir iyi niyet olarak görüyoruz.Mücadelemiz sonuç alıncaya kadar devam edecektir, katılımlarınızla güçlü olacağız. Sevgi ve saygılarımızla.
Yaşları ilerleyen bir çok meslektaşımızın internet ve bilgisayar ile pek arası yok, dilekçenin amacına ulaşması için TEMAD İlçe Başkanlıklarına büyük görev düşmektedir. İlçe başkanları üyelerini bu konuda bilgilendirerek üye dilekçelerini göndermelidir. Başkanlık koltuğuna oturmakla başkanlık olmuyor, başkanlar bu ve benzeri faaliyetlerde kendilerini göstermelidir.
Site yönetiminin hazırladığı metin ilgili yere gönderilmiştir. Emeği geçenlerin eline sağlık.Saygılarımla
Oyak’ta EMS üyesi olmasına karşın, geçmişte büyüklerine yapılan adaletsiz gelir dağıtımını ve devam eden yanlış uygulamaları dile getiren, dilekçe kampanyasına katılarak, “birlik ve beraberliğimizi” gösteren, hayırlı olsun dileklerini ileten; “Sevgili Meslektaşlarıma” selamlar olsun.
Emekli olurken oyak’tan verilen para ile iki televizyon alabilmek için yarım TV parası eklemem gerekiyordu.
Enflasyon, devalüasyon, dolar molar, reel artış, döviz kuru muru bilemiyorum.
Hesap ortada; 1+1/2 TV…
Bilgilerinize.
Dilekçeyi gönderdim fakat gidip gitmediğine dair bir uyarı alamadım.
———————————————————
YÖNETİCİ NOTU . GÖNDER tuşuna bastıktan sonra mesajın gönderildiği bildirisi sistem tarafından bildiriliyor, dilekçelerin bir nüshası yönetime geldiğinden Sn.Sarp’ın dilekçesinin gitmediği anlaşılmıştır yeniden göndermeniz gerekiyor iyi günler.
Özel sohbetlerden anladığım kadarı ile talepler açık ve net olmasına rağmen arkadaşlarımız konunun bilincinde değil, bu kampanya ile kimsenin elinden hak alınmayacak sistemde olan arkadaşlar da kendilerinin ve torunlarının geleceği için hisse senedi talebinde bulunmalıdır. Haksızlığa sessiz kalırsanız birilerinin himmetine sığınmış olursunuz.
BAZILARINA YAZIKLAR OLSUN
Adalete uzanan bir adım ve Müjde yazısını 17 bin kişi okumuş ama OYAK kampanya yazısı 2600’de kalmış, demek ki en fazla 200-300 kişi kampanyaya katılmış… Kimlerin katıldığını site yönetimi açıklarsa bunların yüzü de kızarmaz. Bazı aklı evveller de “ben paramı OYAK’ta bıraktım sen çıktın ne hakkı” diye bencillik yapıyorlar, oysa bu kampanya onlar dahil tüm ordu mensuplarının hakkını korumaktadır.Hak sağlandığında en önde olacaklar biraz kendilerine saygı duysunlar. Armut piş ağzıma düş derseniz ağzınız açık beklersiniz.
[b]DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIMIZ, OYAK’TAKİ HAKLARIMIZLA İLGİLİ MAİL KAMPANYAMIZ SONA ERMİŞTİR. HAKSIZLIKLARA SESSİZ KALMAYAN KENDİSİNE VE MESLEĞİNE SAYGILI ARKADAŞLARIMIZA TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNUYORUZ. BİZLER İMTİYAZ DEĞİL GASP EDİLEN HAKLARIMIZI TALEP EDİYORUZ VE MUTLAKA KAZANACAĞIZ. İYİ GÜNLER DİLERİZ.
SİTE YÖNETİMİ[/b]
[b]“OYAK’TA REFORM ŞART”[/b]
Türkiye’de yaşayan İngiliz uzman Gareth Jenkins: “OYAK’ın en büyük işgücü gerçekte düşük rütbeli subaylarla astsubaylar, ama kurumdan genelde üst düzey subaylar yararlanıyor”
[url]http://www.yeniasya.com.tr/haber_detay2.asp?id=39591[/url]
Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun önceki yönetim kurulu başkanı (şimdi cezaevinde) zamanında Oyak’tan maaş alanların maaşları 4 kez düşürüldü. Bu durum bunların çalışmadığını hâttâ yönetmeyi bile bilmediklerinin göstergesi değil mi? Böyle bilgisiz ilgisiz kişileri oraya atayanları kınıyorum.
Herhangi bir sebeple Emekli maaş sistemine katılamamış personele sisteme girmeleri için hak tanınmalıdır