Saygıdeğer Meslektaşlarım,
Her vesile ile belirtiyoruz; biz bu ülke ve ordumuza sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla kanıtladık. Hiyerarşiye saygı içerisinde kalarak tek talebimiz oldu; adalet! Ama ne yazık ki, her kurum kendi personelini koruyup kollarken, TSK assubaylarına tahakküme varan haksızlık, hukuksuzluk yapıyor ve bizleri sadece göreve ve ölüme gönderirken hatırlıyor. Bu adaletsizliklere son vermek için 1971 yılı assubay eşlerinin protesto yürüyüşü ve ardından da ‘bıçak kemiğe dayanınca‘ 1975 Ocak Eyleleri gerçekleştirildi. Bu eylemler sonunda sesimizi duyurmaya çalıştığımız kurumumuz, adaleti sağlamak yerine, adaletsiz ve keyfiyete dayalı ceza yöntemine başvurdu. 1975 olayları bizi yıldırmak yerine mücadele kararlılığımızın pekişmesini sağladı. Darbelerle de gelen antidemokratik baskılar sonucu, askıya alınan yüreğimizdeki isyan, bu sitenin;
Haksızlığa karşı duran, emeğinin, alın terinin, akıttığı kanın karşılığında adalet, eşitlik, insan onuruna saygının gerçekleşmesini isteyen, çocuklarına aydınlık yarınlar bırakmayı ve insanca yaşamayı amaçlayan assubay meslektaşım;
Sicil, sürgün, ceza tehdidi ile yıllarca sustun suturuldun. Açlık sınırında emekli maaşına mahkum edildin. Sosyal ve ekonomik hakların engellendi. OYAK tarafından yok kabul edildin!…
Hâlâ susacak mısın?”
çağrısı ile mücadele ateşi yeniden yakıldı. Zamanın TEMAD yönetimi ne yazık ki derecemizden, kadememizden, haklarımızın temel gerekçelerinin bilgilerinden uzaktı. İstisna şubeler dışında kalanlar ise lokal ve gezi hizmetleri ile yetiniyorlardı. Ödeneğimiz, aidatımız, binamız, sekreterimiz olmadan haksızlıklara isyanımızı dile getiren çalışmalar yaptık. Muhtelif platformlarda ve basında yazı dizileri, makaleler yayınladık. Bize inanan gazetecilerin de desteği ile sesimizi duyurarak bir çok taşın yerinden oynamasını sağladık. Cumhuriyet tarihinde ilk kez assubayların dayanışması ile kamuoyu ve ilgililere haksızlıklarını hukuksuzluklarını dile getiren ve kararlılıklarını açıklayan gazete ilanı verdiler. Bunu hiç bir kişisel ego ve çıkarı olmadan gerçekleştiren assubay sevdalılarına bir kez daha minnettarlığımı sunuyorum.
Mücadeleye yeni bir heyecan katmak için zamanın yönetiminin ve statükonun değişmesi gerekiyordu. Site yönetimi, yazarları ve mücadele gönüllüleri ile kurulan TEK YÜREK GRUBU çalışmaları sonucu bayrağı ANKARA’daki YENİ OLUŞUM grubuna devrettik. 2008 seçimlerinde kişisel hırslar yüzünden kazanım sağlanamadı. Ardından 2011 seçimlerinde hepimizin desteği ile Sn.Keser ve ekibi bizleri temsil görevini devraldı.
Kendimize ve mesleğimize saygımızın gereği olarak başarıyı alkışlayıp yanlışı eleştirmek görevimizdir.
Hepimizin şahit olduğu yaşananları tek tek saymak istemiyorum. Bir önceki “BAŞKAN NEREYE KOŞUYOR?” başlıklı yazımda da belirttiğim hususlara ek olarak ana hatları ile olumsuzlukları sizlerin bilgisine bir kez daha sunuyorum. TEMAD bizim derneğimizdir. Her assubay TEMAD tüzel kişiliğine saygı duymaktadır. Eleştirilerimizdeki amaç, temsilcilerimizin hatalarını tekrarlamamasını sağlamaktır.
Olumsuzlukları eleştirenleri yine TEMAD ve Sn.Keser’e düşmanlık olarak değerlendirecek olanlar, bizlerin mücadeleye, Sn. Keser’e ve TEMAD’a desteğimizi gözardı ederek ahkam kesmeye devam ederlerse TEMAD ve mücadeleye en büyük zararı vereceklerdir.
Sn. Keser ve ekibi olağanüstü seçimler sonucu düştüğü yanılgıyı tekrar yaşar 2014 seçimlerinde delegelerin çoğunluğunun KERHEN verdiği oyları başarı zannederek aşağıdaki olumsuzlukları devam ettirir, kişisel ego ve çıkarları ön planda tutarsa mücadeleden kazanan assubaylar değil TEMAD’dan nemalananlar olacaktır…
18 Ekim 2014 tarihinde yapılan olağan seçimde Sn.Keser “biz icra makamı değiliz, ben sizden temsil yetkisi aldım” buyurmuşlar. Haklısınız Sn. Bbaşkan bizler de her vesile ile TEMAD’ın icra makamı olmadığını, yönetimden mucize beklemediğimizi, tek isteğimizin üyesine saygılı, kararlı ve kişisel hesaplardan uzak bir temsiliyet olduğunu savunuyorduk.
Peki ama 2011 seçimlerindeki vaatleriniz arasında 1’inci maddesinde belirtilen;
Birinci önceliğimiz; Yıllardan beri çözüm bekleyen özlük haklarımızı almak olacaktır.
a. Özlük haklarının alınması için ilgili, yetkili ve etkili kurumlarla sonuç alınıncaya kadar müzakereler kararlılıkla yürütülecektir.
b. Gerektiğinde meslektaşlarımız ve kamuoyunun desteği alınarak kararlılık ve güç gösterisi olacak yürüyüş, gösteri ve her türlü eylemleri yapacak ve bu eylemlere sonuç alınıncaya kadar kararlılıkla devam edilecektir.
sözünü söylerken sadece temsil yetkinizin olduğunu bilmiyor muydunuz? Yoksa siz “Dünün güneşi ile bu günün çamaşırı kurutulmaz” diyerek emeğe saygısızlığın en büyük örneğini veren danışmanınız, sırdaşınız, dostunuz ve yönetim kurulu üyeniz müfteri Sami Başkaya’nın etkisinde mi kaldınız?
Üç yıllık icraatlarınızı, tüzükteki anti demokratik delege seçimi ile belirlenen ve bu nedenle temsiliyet yetkisi tartışılan delegelerin çoğunluğu, kerhen de olsa oyladılar.
Peki biz “karlar yağdı, izler örtüldü” diyerek heba olan 3 yılı unutup, daha kaç yıl adaletin gerçekleşmesini bekleyeceğiz? Geçmişten ders almayan geleceğini tesis edemez. Bizler çabuk unutan bir milletiz. İsterseniz yönetimin 3 yıllık icraatını, pardon icraatsızlığınızdan bazı konuları ana hatları ile sayalım;
1.Göreve geldiğinizde ilk ziyaret ettiğiniz makam Genelkurmay oldu. Kapısından girdiğiniz andan itibaren saygı gördüğünüz genelkurmay’da sizlere bizzat Sn.Genelkurmay başkanımız “sorunları ilk elden sizden alacağız ve birlikte çözeceğiz. Sokaklarda hak aramayın. Kurumunuzla kavgalı intibaını vermeyin” demişler. Bunu yönetim kurulundaki arkadaşlarımız açıkladılar. Ayrıca size bir gazetenin benimle yapmak istediği söyleşiyi “bizim yasal temsilcimiz TEMAD var, onunla görüşün” diye sizlere aktardığımda “olumlu gelişmeler var. Şikayet gibi anlaşılacak bir söyleşi ile ilişkilerimizi zedelemeyelim” diyerek bizzat kendiniz ifade ettiniz.
Peki ne değişti de birden TV programlarında genelkurmayı eleştirmeye başladınız? Elbette sorunlarımızın kaynağı genelkurmayı eleştireceksiniz ama, kimse sizin bu eleştirilerinizde, assubayların mahalle bekçilerinden daha alt kademeden göreve başlatıldığını, emeklisinin ilkokul mezunu KİT işçi emeklisinden daha az maaş aldığını duymadı.
Bizim hiç bir derdimize çare olmayacak ŞEZLONG ALBAYI – GÜZİN PAŞA – REZERVE PAŞA – GENELKURMAY LAV EDİLMELİDİR gibi maksadı aşan çıkışlarınızla genelkurmayla diyaloğu sonlandırdınız. Ancak, 28 Şubat’ın rövanşını assubaylardan alırcasına, yıldırdır genelkurmayın sorunlarımıza çözüm getiren tekliflerini tozlu raflarda bekleten iktidara tek kelime kullanmadınız. SORUNLARI GENELKURMAYA RAĞMEN ÇÖZECEĞİNİZİ DÜŞÜNÜYORSANIZ NEDEN ÇÖZEMEDİNİZ? ÇÖZÜM GENELKURMAYDA İSE DİYALOG OLMADAN NASIL BAŞARACAKSINIZ?
2.Sizlere site yönetimi adına “genelkurmaya yaptığınız eleştirileri tartışmıyoruz. O günkü konjöktürde bunu gerekli görmüş olabilirsiniz ama bu yüzden TEMAD başkanına uygulanan orduevi yasağına tepkimizi ve yeni göreve gelen kuvvet komutanlarına haksızlıklarımızı bir kez daha duyurmak adına bir mail kampanyası yapın” teklifinde bulunduk. “TEMAD sitesinde bunu gerçekleştirmemiz teknik olarak mümkün değil. Siz yaparsanız seviniriz” yanıtını verdiniz. Size metni gönderip onayınızı aldık. Ancak, katılımcı miktarı kararlılığımızın ifadesi olacaktı. Bu kampanyaya bir kaç TEMAD yöneticisi dışında katılmadınız. Katılmaları için şubelere tavsiyede bile bulunmadınız. Bu nasıl perhiz, nasıl lahana turşusudur? O kampanya Yunan assubaylarının haklarını mı savunuyordu? Acaba “katılırsak başarı org sitesinin olur, prestij kaybederiz” diye mi düşündünüz? Bunun başka bir açıklaması olabilir mi? Oysa sizlerde gayet iyi biliyorsunuz ki, site yönetimi bugüne kadar kendisini ön plana çıkaran hiç bir davranış içinde olmamış, tarafsızlık ilkesi ile TEMAD ve mücadele misyonunu büyük bir özveri ile yerine getirmiştir.
3. Genelkurmay ile diyaloğun sonlandırılması üzerine, mücadele gönüllüsü arkadaşlarımızla yaptığımız istişareler sonunda, çoğunluğun düşüncesi olarak, soruna çözüm bulmak adına size, “Genelkurmaydan randevu talep edelim. Alabilirsek oluşturacağımız heyette 2 TEMAD başkanı da olsun. Genelkurmaya, savaşan ülkeler bile diplomasiyi sürdürürken, sizin eleştiriler yüzünden ordumuz personelinin büyük çoğunluğunu teşkil eden assubayların temsilcileri ile görüşmemeniz, iyileştirme çalışmalarını askıya almanız kabul edilemez. Assubay huzursuz ise orduda huzursuz olur. Eleştirilmek istenmiyorsanız taleplerimize yanıt verin. Çünkü bizler imtiyaz değil adalet istiyoruz” ana fikrindeki görüşmeye “kişisel görüşün ama Temad ile ilgili görüşürseniz diz çökmüş oluruz” dediniz. Peki sorunları nasıl aşmayı düşünüyorsunuz? Eylem planınız nedir? Unutmayın ki sizin bu tavrınız sonucu oluşan tepkiler yüzünden görevdeki kardeşlerimiz baskı altında, emeklimiz açlık sınırında geçim savaşı veriyorlar… Sarı öküzü aslanlara teslim etmiyelim diyenler sarı öküzün tüm sürüyü aslanların önüne attığı gerçeğini unutmamalıdırlar!
4.TEMAD tarihinin en büyük desteği bu yönetime verildi ama TEMAD tarihinin hiç bir döneminde assubaylar birbirlerine bu kadar tahammülsüz ve mücadeleden umutsuz olmadılar. Çevrenize ve sosyal medyaya bir bakın. Umuttan, mücadeleden söz eden var mı? Bir çok şube başkanı görevinden ayrıldı. Bir çok arkadaşımız artık mücadele içerisinde yer almıyor. Daha önceki yıllarda Anıtkabir’de onbinler varken, bu yıl sadece delegeleriniz ve bir avuç Ankara ve civardan gelen meslektaşlarımız vardı. Bu sizin için anlam ifade etmiyor mu?
5.TESUD’a devredilen malların değeri tek kuruş olsa bile geri alınması elbette önemseniyor ama kesinleşmemiş yargı kararını alel acele kamuoyuna ‘seçimler zamanında‘ duyurmanız kasaba politikası olarak değerlendirilmiştir. Tıpkı ahbap çavuş ilişkileri ile, 30 teşkilatının 9 tanesi SİİRT temsilcisi olan, bir avuç üyesi bulunan KAMU-DER’in, TEMAD’ı yılın derneği seçmesini seçime 3 gün kala duyurmanız gibi… Peki bu dernek önemli bir dernekti, TEMAD’ın çalışmalarını takdir ederek yılın derneği olarak kabul ediyordu da, bugüne kadar hangi açıklaması ile bunu ifade etti? Eylemlerde neden yanımızda değillerdi? Milletin zekası ile alay edilerek başarı sağlayamazsınız.
6.TEMAD, her siyasi görüşe eşit mesafede olmalıdır. Bu, hem derneğimizin siyasallaşmaması hem de farklı görüşlerdeki meslektaşlarımıza saygının bir gereği olmasına rağmen, mevcut yönetim televizyon programlarındaki açıklamalarında haklarımızla ilgili teklifleri sümen altı eden iktidara tek kelime etmek bir yana, bu partinin destekçisi olduğumuz imajını veren davranışlar içerisindedir. Ülkemizde yaşanan kaos ortamına sessiz kalınmış, iktidar eleştirilmemiş, ayrıca TEMAD adına AKP’nin parti grup toplantılarına ve genel kuruluna anonslarla katılım sağlanarak, assubayların iktidar partisinin yanında olduğu mesajı verilmiştir. İzlediğiniz mücadele politikaları gereği bu partiden sorunlara ve kişisel beklentilerinize çözüm bekleyebilirsiniz ama assubayların bu partinin arka bahçesi gibi gösterilmesine kesinlikle hakkınız yoktur…
7.Tüm haklarımızı farz edelim TEMAD sayesinde kazanacağız. Peki, üye olmayan, destek vermeyen bu haklardan yararlanmıyacakmıdır? Elbette yararlanacaktır. O halde TEMAD’a destek, gönüllülük esasına dayanır. Derneğine mecburiyeti olmadan, kendine ve mesleğine saygısının gereği maddi ve manevi destekler verenin olumsuzlukları eleştirme hakkı vardır. Eleştiriye tahammülsüzlük göstererek gündem değiştirmeyi amaçlayan, mücadeleye hiç bir maddi ve manevi destek sunmayan bazı ahlaksız müfteriler, gündem değiştirerek olumsuzlukların sorgulanmasını engellemek adına eylem isteyen meslektaşlarının tamamına geri zekalı, eleştirenlere de çeşitli hakaret ve iftiralarda bulunmuşlardır. Bu kişilere gösterilen tepkiye rağmen bunların bizim mücadele adına gönderdiğimiz paralarla 5 yıldızlı otellerde ağırlanması, delege yapılması, yönetime alınmasının tek nedeni vardır, bu kişiler yönetimin bilgi ve talimatı ile hareket etmişlerdir. Üyesine saygısı olmayan bir yönetim bizleri nasıl temsil edecektir? Ya da biz bu yönetime nasıl saygı duyacağız?
8.Vaatleriniz arasında katılımcı bir yönetim sergileyeceğiniz sözünü verdiniz. Hâttâ video konferanslarla şubelerin görüşlerinin alınacağını belirttiniz. Peki 3 yıllık yönetiminiz sırasında hangi konuyu şubelerle istişare ettiniz? Uygulanması mümkün olmayan ÖLÜM ORUCU kararını bile şubelere danışmadan aldınız. Sizin aklınızdaki ve programınızdaki istişare ve bilgilendirme toplantıları, seçime 1 ay kala, delege oylarını hatırlayınca mı aklınıza geldi?
Bazı şubelerimiz, lokali ve geliri olmadan, özveri ile assubayları temsil savaşı verirken, bazı şubelere borç adı altında yaptığınız yardımları etik buluyor musunuz? Yasal zorunluluk olmasına rağmen ayrıntılı bilançoyu açıklamamanızın özel bir gerekçesi var mıdır?
Assubaylar günü ve seçimlerde delege ağırlaması dışında mücadeleye katkı için kullanıldığı yer varmıdır?
Bizler için açtıkları davayı kaybeden arkadaşlarımızın maaşlarına SGK dava ve avukatlık gideri olarak haciz koyması üzerine sizden yardım talep ettim. Size yeni destekler sunarız dedim. “Tüzükte yok, yol olur” dediniz ve yardımı ret ettiniz. Vefat eden meslektaşlarımızın yetimlerinden güç durumda olup okullarını bırakanlara tek kuruş yardımda bulunmadınız. Haksızlıklarımızı dile getiren gazete ve bilboard ilanlarını vermediniz. Peki mücadeleye destek için gönderilen bu paraları nerelere harcadınız? niçin açıklamaktan imtina ediyorsunuz? Seçimde tartışılmadan ibra edilmesi sizi meslektaşlarınızın vicdanında aklar mı? Yardımların bıçak gibi kesilmesinin nedeni bu değil midir?
9.Bu mücadeleye gönül ve destek vermiş olanlara hiç saygınız yok! Yüreğindeki adalet ve insan onuruna saygının gereği, tüm ezilenler gibi bizlere de ‘100 TEMAD şubesinden fazla destek olup sesimizi duyuran‘ Sn.Umur TALU’yu ziyareti bile, 2 yıl sonra bizlerin ve İstanbul İl Başkanlığı’nın ziyareti ve basın açıklamasından sonra, zorunlu olarak yaptınız. Mücadele adına DENİZLİ – ANKARA arasında mekik dokuyup, haklarımızı hukukta arayan Sn. İsmail TURAN’ı yönetime seçilmeden önce adliye koridorlarında ziyaret etmişken, seçildikten sonra bir kez aramadınız. Son başarısı üzerine kutlama nezaketinde bile bulunmadınız! Biz böyle mi birlik ve beraberlik içerisinde olacağız?
10.AİHM yıllar önce “örgütlenmenin önünde engel olamaz, bu nedenle ordu ve emniyet mensupları da SENDİKA kurabilir” kararı verdiği zaman, “bizim yasal temsilcimiz TEMAD var” dedik ama sizlerin yarattığı umutsuzluk havasından dolayı arayış içine giren arkadaşlarımız sendika konusunu gündeme getirdiler. Şimdi yine yandaşlarınız bölünmekten, sendikaya destek verenlerin ihanetinden bahsediyorlar. Bu konuyu ajite etmektir. Ben sendika taraftarı değilim. İzlemeden ön yargılı davranmanın hata olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki sendika mücadeleyi bölecekse, bunun müsebbibi mevcut yönetimin zafiyeti ve başarısızlığıdır…
Yaşananlardan ders almadığınız ve bu zihniyeti devam ettirdiğiniz sürece, tesadüfen alınan hakları bizlerden duyup kendinize mâl etmeye devam ederseniz, bu durumda kazanan assubaylar değil TEMAD’dan nemalananlar olur. Dost acı söyler dedikleri gibi, bizler bu tür olumsuzlukların çözümünü arzu ettiğimiz için eleştiri hakkımızı kullanıyoruz. Sadece alkışlamak, sorunları yok saymak riyakarlıktır. Benim mevcut yönetime kişisel davranışları nedeniyle saygım kalmamıştır. Mücadeleye eskiden olduğu gibi, kişisel olarak her platformda destek vermeye devam edeceğim. TEMAD’a övgüler yağdırıp mücadelenin yanında izlenimi vermeye çalışan, ama elindeki zehirli hançeri saplamaktan çekinmeyen bir avuç zavallı bizleri yolumuzdan alıkoyamaz…
DİLERİM YÖNETİM HATALARDAN DERS ALIR, BEN VE BENİM GİBİ DÜŞÜNENLER YANILMIŞ OLUR.
Mücadeleyi kişisel hesaplarına alet etmeyen, amaç edinen meslektaşlarıma minnettarım.
Huzur ve adalet dolu günler dileklerimle saygılar sunuyorum.