TSK Personel Kanunu’nun 107’inci maddesi’ki bu madde yeni hazırlanmış olan kanun taslağında da geliştirilerek, özü korunmuştur‘: ”Disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyerek sicil yoluyla çıkarılanlar hariç olmak üzere istifa eden veya emekliye ayrılan veyahut yetersizlik nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemine tabi tutulan astsubaylar, rütbeleriyle yedek astsubaylığa geçirilirler. Bunların yedeklik çağları, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 40’ıncı maddesi hükümlerine tabidir.” hükmüne haiz her sivil assubay, bir yedek assubaydır. Dolayısıyla her çalışan, yarının yedek assubay adayıdır.
Vaktiyle ülke savunmasına hizmet etmiş, geçmişin muvazzaf, şimdinin yedek assubayları, TSK’nın günün teknolojik şartlarına, ulusal bütünlüğün korunmasına katkı yaparak emekli olduktan sonra üye olunan dernekler, siyasi partiler, cemiyetler yoluyla ulusal değerlere sahip çıkmanın yanı sıra, TSK içinde yaşamış oldukları ve emekliliklerinde de halen devam eden ulusal bütünlüğe, aidiyet duygusuna zarar verici hal ve tutumları dile getirerek, günün koşullarına göre mücadele yöntemi belirleyerek yaşamın içinde yer almaktadırlar.
Assubay eylemlerine baktığımız zaman ülkede yaşanan siyasi gelişmelerden uzak olmadığını görmekteyiz. Yetmişli yıllarda yapılan eylemler ve sivil toplum örgütlerinin, yazarların ‘Hak arayan Assubayları Mao’nun askeri olarak gören, ordudan ilişiğini kesen, işler aksamasın diye vardiya yöntemiyle hapseden kimi general, subay hariç‘ hatta kimi general ve subayların assubaylara vermiş oldukları destekler tarihteki yerini almıştır.
Günümüze geldiğimizde yetmişlerdeki gibi işçi eylemlerini görememekteyiz. Sosyal ve siyasi yaşam eskisine göre çok farklılıklar göstermekte. Fakat assubaylar için adaletsiz uygulamaların ısrarla sürdürüldüğüne halen şahit olmaktayız.
İşte böyle bir siyasi gidişatın olduğu yerde yapılacak eylemler, söylemler günün koşullarını elbette ki içermelidir. İçermelidir ki, aynı duyarlılıkta bulunan sosyal örgütlerle birleşme ve birlikte bir şeyler başarma kararlılığı meydana gelebilsin.
Sivil ama yedek assubaylar derneklerine ait çalışmalarına hızla devam etmekte. Bu çalışmalardan sonuncusu 13 Nisan 2013 tarihinde Balıkesir TEMAD (Türkiye Emekli Assubaylar Derneği) İl Başkanlığında gerçekleşti.
Balıkesir TEMAD İl Başkanı Zafer ÇİMEN, ülkenin içinde bulunan durumu assubay meseleleriyle bağdaştırarak, vaktiyle düşman tarafından işgale uğramış, yakılmış, yıkılmış, tecavüze uğramış Balıkesir’den, oldukça yerinde ve zamanında anlamlı bir konuşma yapmış bulunmakta.
Bizler;
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneğinin tüm kayıtlı olan, olmayan üyeleri olarak, yıllarca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığı, birliği ve dirliği için vatanımızın her köşesinde görevlerimizi yaptık. Kimi silah arkadaşlarımız; vatan savunmasında etiğimiz yeminde ki gibi yaşamlarını seve seve feda ederek ŞEHİT, Kimi arkadaşlarımız ise bu uğurda GAZİ oldular.
Bugünkü tabloya baktığımızda, gördüğümüz fotoğraf içimizi sızlatmaktadır.
Ülkemiz; kurtuluş ve kuruluş ülkümüzden, içimizde ki işbirlikçi hain eller tarafından uzaklaştırılmakta, Yönetimi ele geçirenler, milli değerlerimizi, bağımsızlığımızı değil, Küresel yağmacıların amaçlarının hizmetkârlığına soyunmuşlardır.
Yıkımın taşeronları; Türkiye Cumhuriyetine, 1920’lerden bu yana içlerinde biriktirdikleri kin ve intikamla saldırmaktadırlar. Bu gün, anayasamızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin değiştirilmesi tartışmaya açılmış, iktidarı ve muhalefeti ile Atatürk’ün Meclisinde, Atatürk adını, devrim ve ilkelerini kaldırmak için uzlaşma komisyonları kurulmuştur.
Türk adını, Türk kimliğini tarihten silmeye, Cumhuriyetle hesaplaşmayı tek amaç haline getirilmiş, Psikolojik savaşın, en kirli, onursuz yöntemleri sahneye sürülmüştür. Ulusal Bayramlar yasaklanmış, Milli/ Ulusal olan her değer itibarsızlaştırılmıştır. Son hamle ise Devlet Kurumlarının önünde yazılan T.C.(Türkiye Cumhuriyeti)ni kaldırmaya yönelmişlerdir.
Ama gayretleri boşunadır.
Binlerce yıldır, Türk düşmanları, Türk ulusunu yok ettiklerini düşündükleri her dönemde, Türkler bir olup, birlik olup yeniden “ERGENEKON’dan” çıkmışlar ve kendilerini yok etmeye yönelen gafillere dünyayı dar etmişlerdir.
Bugün yine Türk Ulusu birleşe, birleşe dirilecek, Sevr özlemiyle yanıp tutuşanlara dünyayı dar edecektir.
Dost, düşman bunu böyle bilmelidir!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
BU ANLAMDA “GENEL MERKEZİMİZİN” İLK VE ÖNCELİKLİ GÖREVİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİNE VE ATATÜRK DEVRİMLERİNE SAHİP ÇIKMADA ÜZERİNE DÜŞEN KARARLILIĞI VE DURUŞU GÖSTERMESİNİ BEKLİYOR, ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNİ YOK SAYMAYA YÖNELİK ADIMLARA KARŞI TAVIR VE DURUŞ SERGİLEMENİN ASLA TARAFLILIK OLMADIĞINI ÖZELLİKLE BELİRTMEK İSTİYORUM.
TEMAD BİR AİLE AİDİYETİ İLE TÜM İNSANLARINA VE DAVASINA SAHİP ÇIKMAK VE BÜTÜN TOPLUMUNU KUCAKLAMAK DURUMUNDADIR. BU SEBEPLE 1970-1975 YILINDA HAK VE ADALET TALEPLERİ ADINA EŞ VE ÇOCUKLARI BAŞTA OLMAK ÜZERE ZİNDANLARDA BİLE MÜCADELESİNE DEVAM EDEN VE ORDUDAN İLİŞİĞİ KESİLEREK İHRAÇ EDİLEN YÜZLERCE BÜYÜĞÜMÜZÜN VE MESLEKTAŞIMIZIN ÇALINAN HAK VE ADALETLERİNİ GERİ VERDİRME MÜCADELESİ DE TEMAD’IN ANA GÖREVLERİNDEN VE ÖNCELİKLERİNDENDİR. BU DAVA BİZİM VE BU TOPLUMUN AHDI VEFA DAVASIDIR. GENEL MERKEZİMİZİN BU DAVAYA SAHİP ÇIKMASI ONURUMUZ VE ŞEREFİMİZ ADINA ELZEMDİR.
BU İKİ ANA HUSUSU BURADAN İFADELENDİRMEYİ İL BAŞKANLIĞIMIN ASLİ BİR GÖREVİ OLDUĞUNUNDAN ÖZELLİKLE BİLİNMESİNİ İSTİYORUM.
BU VESİLE İLE BAŞTA TEMAD GENEL BAŞKANIMIZ OLMAK ÜZERE DEĞERLİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİMİZİ VE TÜM KONUKLARIMIZA TEMAD BALIKESİR BULUŞMASINDA BİZLERİ ONORE ETMELERİ SEBEBİYLE TEKRAR HOŞGELDİNİZ DİYOR SAYGILARIMI SUNUYORUM.
Zafer ÇİMEN