Dolar 34,2398
Euro 37,6309
Altın 2.920,13
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 28°C
Az Bulutlu
Ankara
28°C
Az Bulutlu
Paz 24°C
Pts 24°C
Sal 26°C
Çar 25°C

BABALAR GÜNÜ ???

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
20/06/2015 7:29 PM
8

 

Baba…!

Bir çok dilde aynı kelime… Başka dillerde başka kelimelerle ifade edilse de, işlevi aynı… Evet bir “evlat” dünyaya getirmede başlangıçta çok fazla katkımız yoktur. Anne dokuz ay karnında taşır, emzirir, altını temizler, gecelerce uykusuz kalır… Özellikle hayatımıza bir başka kadın girip te aralarında şu vazgeçilmez, insanlık var olalı, her kültürde, her toplumda var olan gelin-kaynana kavgaları başlayınca annenin yapacağı ilk şey;

“-Seni dokuz ay karnımda taşıdım, emzirdim, geceleri uykusuz kaldım” diyerek tamamen bizim inisiyatifimiz (bu kelimeye dikkat… bazı arkadaşlar bunu Türkçe bilmenin şartı sayıyor J) dışında gelişen olayları başımıza kakmak olur! Oysa biz mi dedik babamla fingirdeş, tedbirsiz davran, karnın büyüsün… Tövbe tövbe!

Görüyorsunuz işte, babalar gününde “babaları” yazacaktım. Gene “analar” ön plana çıktı…

Neyse asıl konumuza dönelim!

Çocuk doğurdu diye annenin nazları, niyazları, kaprisleri, doğum hediyeleri, hastane masrafları bir yana evdeki nüfus artışından dolayı yeni masraf kapıları açılır, bezidir, mamasıdır, giyeceğidir, büyüdükçe masrafları da büyür, baba kendi işini yapıyorsa, eskisinden biraz daha fazla çalışmak zorundadır. Memursa, sabit gelirli ise, o zaman diplomalı, sertifikalı ekonomistlere taş çıkartacak şekilde artan giderlerine dâhiyane çözümler üretmek zorundadır. Artan masraflara sabit maaşla, hatta her yıl biraz daha alım gücü düşen maaşla çözüm bulabilmek ancak Türkiye’de çalışan kesime mahsus bir beceri olmalı!

Çin alfabesinde bildiğiniz gibi (bu köşenin okurları kültürlüdür, bilgilidir, bilir!) bizim kelimelerle anlattıklarımız figürlerle anlatılır. Çince’de erkek bildiğiniz çöp adam resmi ile anlatılır. (Sitenin teknik ekibi buraya babalar günü hatırına bir çöp adam koya bilir mi?) İki kolunu yana açmış, gel keyfim gel konumundaki çöp adam “bekâr” erkeği temsil eder. Evlenince ne olur? Çöp adamın omzuna bir nokta konur! Yani artık omzunda yükü vardır. Omuzları düşük vaziyettedir artık! Senin “gel keyfim gel” dönemin bitti, “artık omzunda yükün var” demektir!

Neyse, baba akıllanmaz! Aileye bir birey daha… bir birey daha eklenir (Eski başbakanımızın, yeni Cumhurbaşkanımızın tavsiyelerini dikkate alır çoğumuz… Üç çocuk!) Omuzlar düşük değil, çöküktür resmen!

Anne, iki yaşına getirdikten sonra babanın üstüne salıverdiği, sadece çocuklarla baba arasında lojistik şube sorumlusu olarak “günlük ihtiyaç formu” hazırladığı halde, ömür boyu annenin “dokuz ay karnında taşıması” hep ön plandadır.

Baba…!

Şaka bir yana, baba olmak çok güzel bir duygu, evlatlarımız canlarımız, gururlarımız, varlıkları ile onur duyduklarımız!

İşi tatlıya bağlayalım!

İki güzel hikaye ile bitirelim!

***

Hindistan’da İngiliz botanikçileri ulaşılması zor bir kayalıkta çok ender bulunan bir bitki görürler… Her biri 300 okka çeken İngilizlerin oraya ulaşması tehlikelidir, halatla falan ulaşmaları mümkün değildir. O sırada yanlarına 10-12 yaşlarında çelimsiz bir Hintli çocuk gelir. İngilizler bu çocuğu halatla sarkıtarak o bitkiye ulaşabileceklerdir. Çocuğa hayal bile edemeyeceği bir para teklif edip, halatla bağlayıp aşağı sarkıtmayı teklif ederler. Çocuk kabul eder, yalnız bir şartı vardır… “Bekleyin” der İngilizlere…

Koşarak köye gider, biraz sonra kendisi gibi çelimsiz, kavruk, orta yaşlı bir Hintli ile geri döner!

“-Bu adam benim babam” der… “Halatın ucunu babam tutarsa aşağı inerim”

***

İkinci hikaye!

Baba ile küçük kızı nehir kenarında dolaşmaktadır, nehrin kayalıklarla kucaklaştığı dar ve tehlikeli bir yerde baba kızına,

“- Elimi tut kızım” der. Kızı,

“- Baba, sen benim elimi tut” der!

Adam şaşırır, “Ha sen benim elimi tutmuşsun, ha ben senin elini tutmuşum ne fark eder kızım?” der.

Kızı,

“Baba bir tehlike, bir olumsuzluk anında ben senin elini bırakabilirim, ama bilirim ki ne olursa olsun sen benim elimi asla bırakmazsın” der.

***

Babalık, eve ekmek getirmenin ötesinde, evlatlarımıza yukarıdaki hikâyelerde anlatılan güveni verebilmektir.

Yaşlanıp emekli olduğumuzda, işe yaramaz konuma düştüğümüzde, maalesef çoğu babalara olduğu gibi, artık evde ihtiyaç duyulmayan ama yine de atılamayan eski koltuk konumuna düşsekte, babalık harika bir duygu!

Babanız varsa, bırakın hediyeyi, çiçeği, böceği, iki eliniz kanda olsa gidin yanına, yanaklarına sıcak bir öpücük kondurup, “SENİ SEVİYORUM” deyin!

Mezarına gittiğinizde sizi duymaz, duyamaz, keşkelerin de hiç faydası olmaz!

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
08/04/2023 9:37 PM
24/12/2022 2:41 PM
12/12/2022 12:45 PM
08/12/2022 4:07 PM
26/05/2022 8:26 PM
24/04/2022 3:12 PM
14/04/2022 2:14 PM
03/04/2022 4:15 PM
27/03/2022 7:30 AM
22/03/2022 10:57 AM
18/03/2022 7:46 AM
13/03/2022 9:54 AM
10/01/2020 9:02 AM
09/01/2020 2:10 PM
05/01/2020 11:58 AM
02/01/2020 7:09 PM
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BABALAR GÜNÜ …

"Yazarların yazıları kendi düşünce ve sorumluluklarını taşır"
20/06/2015 11:16 AM
1

Baba…!

Bir çok dilde aynı kelime… Başka dillerde başka kelimelerle ifade edilse de, işlevi aynı… Evet bir “evlat” dünyaya getirmede başlangıçta çok fazla katkımız yoktur. Anne dokuz ay karnında taşır, emzirir, altını temizler, gecelerce uykusuz kalır… Özellikle hayatımıza bir başka kadın girip de aralarında şu vazgeçilmez, insanlık var olalı, her kültürde, her toplumda var olan gelin-kaynana kavgaları başlayınca annenin yapacağı ilk şey;

-Seni dokuz ay karnımda taşıdım, emzirdim, geceleri uykusuz kaldım” diyerek tamamen bizim inisiyatifimiz (bu kelimeye dikkat… bazı arkadaşlar bunu Türkçe bilmenin şartı sayıyor J) dışında gelişen olayları başımıza kakmak olur! Oysa biz mi dedik babamla fingirdeş, tedbirsiz davran, karnın büyüsün… Tövbe tövbe!

Görüyorsunuz işte, babalar gününde “babaları” yazacaktım. Gene “analar” ön plana çıktı…

Neyse asıl konumuza dönelim!

Çocuk doğurdu diye annenin nazları, niyazları, kaprisleri, doğum hediyeleri, hastane masrafları bir yana evdeki nüfus artışından dolayı yeni masraf kapıları açılır, bezidir, mamasıdır, giyeceğidir, büyüdükçe masrafları da büyür, baba kendi işini yapıyorsa, eskisinden biraz daha fazla çalışmak zorundadır. Memursa, sabit gelirli ise, o zaman diplomalı, sertifikalı ekonomistlere taş çıkartacak şekilde artan giderlerine dâhiyane çözümler üretmek zorundadır. Artan masraflara sabit maaşla, hâttâ her yıl biraz daha alım gücü düşen maaşla çözüm bulabilmek ancak Türkiye’de çalışan kesime mahsus bir beceri olmalı!

Çin alfabesinde bildiğiniz gibi (bu köşenin okurları kültürlüdür, bilgilidir, bilir!) bizim kelimelerle anlattıklarımız figürlerle anlatılır. Çince’de erkek bildiğiniz çöp adam resmi ile anlatılır.  cop-adam İki kolunu yana açmış, gel keyfim gel konumundaki çöp adam “bekâr” erkeği temsil eder. Evlenince ne olur? Çöp adamın omzuna bir nokta konur! Yani artık omzunda yükü vardır. Omuzları düşük vaziyettedir artık! Senin “gel keyfim gel” dönemin bitti, “artık omzunda yükün var” demektir!

Neyse, baba akıllanmaz! Aileye bir birey daha… Bir birey daha eklenir (Eski başbakanımızın, yeni Cumhurbaşkanımızın tavsiyelerini dikkate alır çoğumuz… Üç çocuk!) Omuzlar düşük değil, çöküktür resmen!

Anne, iki yaşına getirdikten sonra babanın üstüne salıverdiği, sadece çocuklarla baba arasında lojistik şube sorumlusu olarak “günlük ihtiyaç formu” hazırladığı halde, ömür boyu annenin “dokuz ay karnında taşıması” hep ön plandadır.

Baba…!

Şaka bir yana, baba olmak çok güzel bir duygu, evlatlarımız canlarımız, gururlarımız, varlıkları ile onur duyduklarımız!

İşi tatlıya bağlayalım!

İki güzel hikaye ile bitirelim!

***

Hindistan’da İngiliz botanikçileri ulaşılması zor bir kayalıkta çok ender bulunan bir bitki görürler… Her biri 300 okka çeken İngilizlerin oraya ulaşması tehlikelidir, halatla falan ulaşmaları mümkün değildir. O sırada yanlarına 10-12 yaşlarında çelimsiz bir Hintli çocuk gelir. İngilizler bu çocuğu halatla sarkıtarak o bitkiye ulaşabileceklerdir. Çocuğa hayal bile edemeyeceği bir para teklif edip, halatla bağlayıp aşağı sarkıtmayı teklif ederler. Çocuk kabul eder, yalnız bir şartı vardır… “Bekleyin” der İngilizlere…

Koşarak köye gider, biraz sonra kendisi gibi çelimsiz, kavruk, orta yaşlı bir Hintli ile geri döner!

-Bu adam benim babam” der… “Halatın ucunu babam tutarsa aşağı inerim

***

İkinci hikaye!

Baba ile küçük kızı nehir kenarında dolaşmaktadır, nehrin kayalıklarla kucaklaştığı dar ve tehlikeli bir yerde baba kızına,

– Elimi tut kızım” der. Kızı,

– Baba, sen benim elimi tut” der!

Adam şaşırır, “Ha sen benim elimi tutmuşsun, ha ben senin elini tutmuşum ne fark eder kızım?” der.

Kızı,

Baba bir tehlike, bir olumsuzluk anında ben senin elini bırakabilirim, ama bilirim ki ne olursa olsun sen benim elimi asla bırakmazsın” der.

***

Babalık, eve ekmek getirmenin ötesinde, evlatlarımıza yukarıdaki hikâyelerde anlatılan güveni verebilmektir.

Yaşlanıp emekli olduğumuzda, işe yaramaz konuma düştüğümüzde, maalesef çoğu babalara olduğu gibi, artık evde ihtiyaç duyulmayan ama yine de atılamayan eski koltuk konumuna düşsek de, babalık harika bir duygu!

Babanız varsa, bırakın hediyeyi, çiçeği, böceği, iki eliniz kanda olsa gidin yanına, yanaklarına sıcak bir öpücük kondurup, “SENİ SEVİYORUM” deyin!

Mezarına gittiğinizde sizi duymaz, duyamaz, keşkelerin de hiç faydası olmaz!

ETİKETLER: ,
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
08/04/2023 9:37 PM
24/12/2022 2:41 PM
12/12/2022 12:45 PM
08/12/2022 4:07 PM
26/05/2022 8:26 PM
24/04/2022 3:12 PM
14/04/2022 2:14 PM
03/04/2022 4:15 PM
27/03/2022 7:30 AM
22/03/2022 10:57 AM
18/03/2022 7:46 AM
13/03/2022 9:54 AM
10/01/2020 9:02 AM
09/01/2020 2:10 PM
05/01/2020 11:58 AM
02/01/2020 7:09 PM
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.