İntibâk Kânunu nihâyet dün, 29 Aralık 2015 Salı gecesi Meclis’de kabul edilip meriyyete konuldu.
4752 sayı ve 11 Nisan 2002 târihli Kânun ile
Asubay Sınıf Okullarının isminin 2002 senesinde Astsubay Meslek Yüksek Okulu’na tebdil edilip
Tahsil süresinin de 1 seneden 2 seneye yükseltilmesiyle birlikte gündeme gelen “Eski”lerin intibâk meselesi 2015 senesinin bitmesine iki gün kala 6656 sayılı kânun ile zevâl buldu.
Tıpkı 40 sene devâm eden birinci derecenin dördüncü kademesindeki haksızlıkda olduğu gibi
Sâdece Asubaylara özgü bir ayıp olan intibâk meselesi de
Bir daha hortlamamak üzere ülke gündeminden def olup gitdi.
Muhalefetiyle, iktidârıyla el birliği edip Kânun maddesine rey veren vekillerimize teşekkür ederiz.
Şu memleketde yaşayan hiçbir devlet memurunun duyup bilmediği, tanık olmadığı bu intibâklar
Anamızın ak sütü kadar helâl idi bize…
Bu kânundan istifâde edeceklere,
13 seneden beri rehin tutulan hakları, 2016 Nisan ayından itibâren iade edilecek.
Hepsine hayırlı, kademli olsun inşallah!
Fakat
2002 senesinde beri habis bir ur gibi büyüdükce büyüyen bu intibâk haksızlığını çözmek için
Devlet erkini elinde tutanların sağa sola salladığı adâlet kılıcı
Asubayların bir kısmına ne yazık ki adâlet getirmedi…
* * * * *
Başladığı ilk günden bitdiği son güne kadar geçen 13 senede hakkında söylenenlere, yazılanlara bakıldığında
Hem Türk siyâsî ve askerî
Hem de belki dünya siyâsî târihinde kendisine istisnâî bir yer edinen Asubayların şu intibâk meselesi
İyisiyle kötüsüyle bugün itibâriyle târihdeki yerini aldı…
Asubayların maaş derece/kademesinde son 50 senede katetdikleri aşamaları gündem ederek
İntibâkların ne menem bir şey olduğunu fâş eyleyen
Ve dahi
Asubayların haklarını tahakkuk ettirmek için verdiği amansız mücâdeleyi
Târihin sayfalarına altın harfler ile nakşeden üç makâle neşretmişiz son üç sene içinde;
Üçü de birbirinin mütemmim cüz’ü olan bu üçü bir yerde makâlelerimiz ile
İntibâk dediğimiz kavramın ne anlam ifâde etdiğini
Ve dahi
Biz Asubaylar için ne kadar hayâtî bir mesele olduğunu belgeleri ile ortaya koyduk.
Kânunun muhteviyâtına bakdığımızda;
Son 50 senede elvân çeşit derece/kademeden emekli edilen Asubayların hepsinin birer ikişer kademe maaş terfisi aldığını görüyoruz.
Fakat bu Kânunun bir de istinâsı var;
Birinci derece dördüncü kademeden emekli edilen Asubayların bu Kânundan hiçbir kazancı olmadı…
Sicilen ya da kendi parasıyla yüksek tahsil tamamlayan meslekdaşlarımızdan bu Kânunda tek kelime bahis yok! Daha doğrusu bu Kânunda onların adı yok!
İnanması zor, fakat acı hakikât, işde tam da böyle…
* * * * *
Peki,
Aynı Kânuna tâbi, aynı şartlara, aynı haklara sahip aynı zümrenin
Neredeyse parmak izleri bile aynı olan Asubayların
Nasıl oluyor da
Bir kısımı gülen ayva olurken
Diğer kısmı ağlayan nar olabiliyor?..
* * * * *
13 seneden beri mâğdur edilen Asubayların tahsilden kaynaklanan intibâklarının yapılması konusunda
Genel Kurmay Başkanımız Sayın Hulusi AKAR’ın teşvik edici açık bir tavrını ne yazık ki göremedik!
Tamâmen susmayı tercih etdi… Ne anlama geldiğini de ancak kendisi bilir!
Vuranından, kıranından, kızanından küseninden,
Benim gibi küfür sallayıp yazarından çizerine kadar Asubayların emeği, çabası bir yana
Derneğin bütün üyeleri ile birlikte
TEMAD Başkanımız Sayın Ahmet KESER’in bu neticeyi almak için elinden geleni yapdığını biliyoruz.
Aynı cümleden olmak üzere Tayyar Başkanın hemşehrisi Başbakanımız Sayın Ahmet DAVUTOĞLU,
1 Kasım 2015 milletvekili seçimi arifesinde; önce Malatya’da, sonra da memleketi Konya’da söz verdi.
Akabinde, 64’üncü hükûmetin 3 aylık icraat gündemi vesilesiyle yapdığı konuşmasında,
Bu sözünü Meclis’de tekrârladı.
Bu konuşmaları duyan
Ve dahi
Er, sözünden tutulur vecizinden ilhâm alan Eski Tüfek de
Şöyle bir suâl gönderdi, kendileyin Başbakanlığımıza;
Başbakanımızın kendisi değil fakat onun vekili olan BİMER
15 Aralık 2015 târihli cevâbında şöyle diyordu;
Demek ki isteyince oluyormuş bu işler!
Yetkili merciler elini çabuk tutdu ve daha iki gün bile geçmeden neticeye vardılar.
Biz Asubaylara yeni bir hak vermediler. Bunun farkındayız. Ve netice itibâriyle 2002 senesinden bu yana kanserleşmiş bu intibâk meselesine bir neşder atıp Asubaylara bu hakkını teslim etdiler.
Fakat Asubayların bir kısmına hakkını teslim eden aynı kânun
Aynı zamânda, Asubayların bir başka kısmını da mağdur etdi.
1971 senesinde Harp Okulları tahsil süresi 2 seneden 3 seneye yükseltilmesinin 1 ay evvelinden Subaylarımızn intibâk Kânununu Meclisden koşar adım geçirdiler.
Fakat, Astsubay MYO Kânunu Meclisde görüşülüp kabul edildiği 2002 senesinde Asubay intibâkları da o gün orada çözüme kavuşdurulmalıydı.
Ne verdiysen Kânun ile, o gelir senin ile… İşin sonunda intibâk Kânunu ile tenceremize neyin girdiğine bakarız. Bu Kânundan sonra akşam sofrasında gene çeşme suyu tirite ekmek bandıranın vay hâline.
Bu kânunda isminden hiç bahsedilmeyen bir Asubay zümresi var; Sicilen veya kendi parasıyla yapdığı yüksek tahsil neticesinde birinci derece dördüncü kademeden emekli edilen Asubaylar… Bu intibâk Kânununda, bu zümrenin isminden tek kelime bahsedilmedi. İntibâk kelimesinin ne olduğunu bilen birisi olarak şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim; Bu Asubay zümresi, Anayasanın 17’inci maddesinden neşet eden “Kendini geliştirme hakkını kullandığı için” kelimenin tam anlamıyla cezâlandırıldı… Bu cezâyı hukuk ile izâh etmenin de imkânı yokdur.
Yukarıda izah etdiğim sebeplerden dolayı
Bugün itibâriyle;
Toplam 4 senelik hizmet, emek, tahsil karşılığı olarak devletimden şu an hâla 4 kademe alacaklıyım.
Bu haklarımı zamânında alsaydım şâyet, bugünkü derece/kademeye 4 sene evvelinden terfi edecek idim.
Bu kânunu 12 sene boyunca çıkartmayan zamânın tek Başbakanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a
Ve dahi
12 senelik bu dönem içinde elleri böğründe öylece bekleyen şu Genelkurmay Başkanlarına
Eski Tüfek olarak ben,
Hakkımı helâl etmiyorum!
Asubayların tahsil süresinin 1 seneden 2 seneye yükseltilmesinden dolayı yapılan intibâklardan
İstifâde ederek 13 sene geç de olsa müktesep hakkını alan meslekdaşlarımıza hayırlı, kademli olsun inşallah!
Aynı kaderi yaşadığı hâlde
İntibâk Kânununda isminden hiç bahsedilmeyen birin dördündeki biz emekli Asubaylar
Ȃdâletsizlikden asla korkmadık!
Fakat
Yaşadık ve gördük ki!
Vakdinde tecelli etmeyen adâlet,
Meğerse adâlet değil imiş!..
İçinde bulunduğum şu anki hâlet-i rûhiyeme ancak şöyle tercümân olabilirim;
Sekiz bin Ayvanın gülmesi için
Bir tek nar ağlayacak ise şâyet
Eski Tüfek olarak ben
Ağlamaya râzıyım!
Şükrü IRBIK
(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.
İntibâk Kânunu nihâyet dün, 29 Aralık 2015 Salı gecesi Meclis’de kabul edilip meriyyete konuldu.
4752 sayı ve 11 Nisan 2002 târihli Kânun ile
Asubay Sınıf Okullarının isminin 2002 senesinde Astsubay Meslek Yüksek Okulu’na tebdil edilip
Tahsil süresinin de 1 seneden 2 seneye yükseltilmesiyle birlikte gündeme gelen “Eski”lerin intibâk meselesi 2015 senesinin bitmesine iki gün kala 6656 sayılı kânun ile zevâl buldu.
Tıpkı 40 sene devâm eden birinci derecenin dördüncü kademesindeki haksızlıkda olduğu gibi
Sâdece Asubaylara özgü bir ayıp olan intibâk meselesi de
Bir daha hortlamamak üzere ülke gündeminden def olup gitdi.
Muhalefetiyle, iktidârıyla el birliği edip Kânun maddesine rey veren vekillerimize teşekkür ederiz.
Şu memleketde yaşayan hiçbir devlet memurunun duyup bilmediği, tanık olmadığı bu intibâklar
Anamızın ak sütü kadar helâl idi bize…
Bu kânundan istifâde edeceklere,
13 seneden beri rehin tutulan hakları, 2016 Nisan ayından itibâren iade edilecek.
Hepsine hayırlı, kademli olsun inşallah!
Fakat
2002 senesinde beri habis bir ur gibi büyüdükce büyüyen bu intibâk haksızlığını çözmek için
Devlet erkini elinde tutanların sağa sola salladığı adâlet kılıcı
Asubayların bir kısmına ne yazık ki adâlet getirmedi…
* * * * *
Başladığı ilk günden bitdiği son güne kadar geçen 13 senede hakkında söylenenlere, yazılanlara bakıldığında
Hem Türk siyâsî ve askerî
Hem de belki dünya siyâsî târihinde kendisine istisnâî bir yer edinen Asubayların şu intibâk meselesi
İyisiyle kötüsüyle bugün itibâriyle târihdeki yerini aldı…
Asubayların maaş derece/kademesinde son 50 senede katetdikleri aşamaları gündem ederek
İntibâkların ne menem bir şey olduğunu fâş eyleyen
Ve dahi
Asubayların haklarını tahakkuk ettirmek için verdiği amansız mücâdeleyi
Târihin sayfalarına altın harfler ile nakşeden üç makâle neşretmişiz son üç sene içinde;
Üçü de birbirinin mütemmim cüz’ü olan bu üçü bir yerde makâlelerimiz ile
İntibâk dediğimiz kavramın ne anlam ifâde etdiğini
Ve dahi
Biz Asubaylar için ne kadar hayâtî bir mesele olduğunu belgeleri ile ortaya koyduk.
Kânunun muhteviyâtına bakdığımızda;
Son 50 senede elvân çeşit derece/kademeden emekli edilen Asubayların hepsinin birer ikişer kademe maaş terfisi aldığını görüyoruz.
Fakat bu Kânunun bir de istinâsı var;
Birinci derece dördüncü kademeden emekli edilen Asubayların bu Kânundan hiçbir kazancı olmadı…
Sicilen ya da kendi parasıyla yüksek tahsil tamamlayan meslekdaşlarımızdan bu Kânunda tek kelime bahis yok! Daha doğrusu bu Kânunda onların adı yok!
İnanması zor, fakat acı hakikât, işde tam da böyle…
* * * * *
Peki,
Aynı Kânuna tâbi, aynı şartlara, aynı haklara sahip aynı zümrenin
Neredeyse parmak izleri bile aynı olan Asubayların
Nasıl oluyor da
Bir kısımı gülen ayva olurken
Diğer kısmı ağlayan nar olabiliyor?..
* * * * *
13 seneden beri mâğdur edilen Asubayların tahsilden kaynaklanan intibâklarının yapılması konusunda
Genel Kurmay Başkanımız Sayın Hulusi AKAR’ın teşvik edici açık bir tavrını ne yazık ki göremedik!
Tamâmen susmayı tercih etdi… Ne anlama geldiğini de ancak kendisi bilir!
Vuranından, kıranından, kızanından küseninden,
Benim gibi küfür sallayıp yazarından çizerine kadar Asubayların emeği, çabası bir yana
Derneğin bütün üyeleri ile birlikte
TEMAD Başkanımız Sayın Ahmet KESER’in bu neticeyi almak için elinden geleni yapdığını biliyoruz.
Aynı cümleden olmak üzere Tayyar Başkanın hemşehrisi Başbakanımız Sayın Ahmet DAVUTOĞLU,
1 Kasım 2015 milletvekili seçimi arifesinde; önce Malatya’da, sonra da memleketi Konya’da söz verdi.
Akabinde, 64’üncü hükûmetin 3 aylık icraat gündemi vesilesiyle yapdığı konuşmasında,
Bu sözünü Meclis’de tekrârladı.
Bu konuşmaları duyan
Ve dahi
Er, sözünden tutulur vecizinden ilhâm alan Eski Tüfek de
Şöyle bir suâl gönderdi, kendileyin Başbakanlığımıza;
Başbakanımızın kendisi değil fakat onun vekili olan BİMER
15 Aralık 2015 târihli cevâbında şöyle diyordu;
Demek ki isteyince oluyormuş bu işler!
Yetkili merciler elini çabuk tutdu ve daha iki gün bile geçmeden neticeye vardılar.
Biz Asubaylara yeni bir hak vermediler. Bunun farkındayız. Ve netice itibâriyle 2002 senesinden bu yana kanserleşmiş bu intibâk meselesine bir neşder atıp Asubaylara bu hakkını teslim etdiler.
Fakat Asubayların bir kısmına hakkını teslim eden aynı kânun
Aynı zamânda, Asubayların bir başka kısmını da mağdur etdi.
1971 senesinde Harp Okulları tahsil süresi 2 seneden 3 seneye yükseltilmesinin 1 ay evvelinden Subaylarımızn intibâk Kânununu Meclisden koşar adım geçirdiler.
Fakat, Astsubay MYO Kânunu Meclisde görüşülüp kabul edildiği 2002 senesinde Asubay intibâkları da o gün orada çözüme kavuşdurulmalıydı.
Ne verdiysen Kânun ile, o gelir senin ile… İşin sonunda intibâk Kânunu ile tenceremize neyin girdiğine bakarız. Bu Kânundan sonra akşam sofrasında gene çeşme suyu tirite ekmek bandıranın vay hâline.
Bu kânunda isminden hiç bahsedilmeyen bir Asubay zümresi var; Sicilen veya kendi parasıyla yapdığı yüksek tahsil neticesinde birinci derece dördüncü kademeden emekli edilen Asubaylar… Bu intibâk Kânununda, bu zümrenin isminden tek kelime bahsedilmedi. İntibâk kelimesinin ne olduğunu bilen birisi olarak şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim; Bu Asubay zümresi, Anayasanın 17’inci maddesinden neşet eden “Kendini geliştirme hakkını kullandığı için” kelimenin tam anlamıyla cezâlandırıldı… Bu cezâyı hukuk ile izâh etmenin de imkânı yokdur.
Yukarıda izah etdiğim sebeplerden dolayı
Bugün itibâriyle;
Toplam 4 senelik hizmet, emek, tahsil karşılığı olarak devletimden şu an hâla 4 kademe alacaklıyım.
Bu haklarımı zamânında alsaydım şâyet, bugünkü derece/kademeye 4 sene evvelinden terfi edecek idim.
Bu kânunu 12 sene boyunca çıkartmayan zamânın tek Başbakanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a
Ve dahi
12 senelik bu dönem içinde elleri böğründe öylece bekleyen şu Genelkurmay Başkanlarına
Eski Tüfek olarak ben,
Hakkımı helâl etmiyorum!
Asubayların tahsil süresinin 1 seneden 2 seneye yükseltilmesinden dolayı yapılan intibâklardan
İstifâde ederek 13 sene geç de olsa müktesep hakkını alan meslekdaşlarımıza hayırlı, kademli olsun inşallah!
Aynı kaderi yaşadığı hâlde
İntibâk Kânununda isminden hiç bahsedilmeyen birin dördündeki biz emekli Asubaylar
Ȃdâletsizlikden asla korkmadık!
Fakat
Yaşadık ve gördük ki!
Vakdinde tecelli etmeyen adâlet,
Meğerse adâlet değil imiş!..
İçinde bulunduğum şu anki hâlet-i rûhiyeme ancak şöyle tercümân olabilirim;
Sekiz bin Ayvanın gülmesi için
Bir tek nar ağlayacak ise şâyet
Eski Tüfek olarak ben
Ağlamaya râzıyım!
Şükrü IRBIK
(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.