Genelkurmay Başkanlığı’nca, Emekli Astsubaylar Derneği’ne yönelik 04 Mayıs 2012 tarihinde e-muhtıra ile başlayan astsubay özlük haklarıyla ilgili süreç; 14 Mayıs 2012’de, assubayların özlük hakkında yapılan iyileştirme ve hükümete sunulan önerilerin Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde yayınlanmasıyla devam etmişti.
Genelkurmay Başkanlığı’nın; assubayların yanı sıra subayları, uzman jandarma ve uzman erbaşları da kapsayacak şekilde yürütülmekte olan çalışmalarını elektronik postama gelen mektuptan öğrendik.
Okuduğumuz kadarıyla, astsubay özlük haklarına yönelik çalışma “Mali konular, Mesleki gelişim ve Sosyal hakların iyileştirilmesi” şeklinde üç başlık altında yapılmakta. Dolayısıyla biz de yazımızı üç bölümde yayınlamayı planladık.
İlk bölümde birinci madde başlığını oluşturan “Mali konularda yapılan çalışmaları” yayımladık.
“Astsubayların Özlük Haklarına Yönelik Çalışmalar” ana başlığı altında; subay, uzman jandarma ve uzman erbaş özlük haklarına da atıfta bulunulan, yapılan ve yapılması hükümete teklif edilenleri de içeren konulardan ikinci madde başlığında açıklanan “Mesleki gelişime yönelik çalışmalar”ı geldiği gibi aşağıda sunuyorum:
ASTSUBAY ÖZLÜK HAKLARINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR
Madde-2: Mesleki gelişime yönelik çalışmalar:
Astsubayların mesleki motivasyonlarını artırmak ve eğitim seviyelerini yükseltmek maksadıyla;
- a. Mecburi hizmet süresi 15 yıldan 10 yıla düşürülmüş ve ek yükümlülük süreleri yeniden düzenlenmiştir.
- b. 4757 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanunu’nda yapılan değişiklikle 2005 yılından itibaren muvazzaf astsubayların eğitim seviyesi, lise seviyesinden iki yıllık yüksek okul seviyesine çıkarılmıştır.
- c. Anadolu Üniversitesi ile yapılan protokol sonucunda, 2005 yılından itibaren lise mezunu astsubaylara ön lisans eğitimine devam etme imkanı sağlanmıştır.
- ç. 05 Nisan 2010 tarihinden itibaren, TSK Astsubay Üst Karargah Hizmetleri Eğitimi (AÜKHE) verilmeye başlanmıştır (Bugüne kadar 176 personel bu eğitimi başarıyla bitirmiş, halen 64 astsubay eğitime devam etmektedir). Bu kapsamda;
(1) Eğitimi başarıyla bitiren astsubaylara bir yıl kıdem ve Astsubay Üst Karargâh Hizmetleri Şerit Rozeti verilmesi sağlanmış,
(2) Ayrıca; 20 Mart 2012’den itibaren AÜKHE programına yurt dışı tetkik gezisi ilave edilmiştir.
- d. Yurt dışında yabancı dil eğitimi imkanları arttırılarak 2007 yılından itibaren 115 astsubay yurt dışına (ABD, İngiltere vb.) yabancı dil eğitimine gönderilmiştir.
- e. Yurtdışı sürekli görev kontenjanları arttırılarak 57’den 111’e çıkartılmıştır.
- f. Üstün başarı kıdemi verilen personel oranları 2005 yılından itibaren, muharip sınıflarda %4’den %8’e, yardımcı sınıflarda ise %2’den %4’e çıkarılmıştır.
- g. Kuvvet K.lıklarının yetiştirme planlarında yer alan bölümlerde kendi nam ve hesabına yüksek lisans öğrenimi yapan astsubaylara, 2009 yılından itibaren subaylara uygulanan esaslar dahilinde bir yıl kıdem verilmeye başlanmıştır.
- ğ. Mesleğe başlangıçtan itibaren 12’nci yıl sonunda Başçavuş rütbesinin alınması ve emekli oluncaya kadar bu rütbede kalınması sonucu oluşan motivasyon düşüklüğünü gidermek maksadıyla, 2009 yılından itibaren üstçavuş ve kıdemli üstçavuş rütbelerindeki bekleme süreleri üç yıldan altı yıla çıkarılmıştır. Rütbe bekleme süresinin arttırılması sonucu özlük haklarında meydana gelen kayıpların önemli bir bölümü giderilmiş, diğerleri ile ilgili çalışmalara devam edilmektedir.
- h. astsubayların daha genç yaşta subay olabilmelerini sağlamak, motivasyonunu arttırmak ve statüler arasındaki geçişi kolaylaştırmak maksadıyla subaylığa geçiş; 2009 yılından itibaren 7-9’uncu hizmet yılından, 5-7’nci hizmet yılına alınmıştır.
- ı. Astsubayların mesleki motivasyonlarını artırmak maksadıyla, azami %15 olan astsubaylıktan subaylığa geçiş kontenjanı, 2012 yılından itibaren %25’e çıkarılmıştır.
- i. ll Kademeli kıdemli başçavuş rütbesindeki astsubaylara 2003 yılından itibaren tanınan nöbet muafiyetinin, 44 yaşından büyük tüm personele uygulanması yönünde çalışmalar devam etmektedir. 28.5.2012”
Mesleki gelişime yönelik konularda yapılan çalışmalar başlığı altında sunulan bilgiler bu şekilde. Bir sonraki yazımızda üçüncü bölümü oluşturan “Sosyal hakların iyileştirilmesine yönelik çalışmalar”ı paylaşmak üzere…
Related Posts
TSK’da görevli bir assubay subaya ait tüm görevleri yapabilecek kabiliyettedir ama assubayların görevlerinin %90’ını bir subayın yapması mümkün değildir. Her kurum kendi personelini koruyup kollarken TSK assubaylarına ön yargılarla sosyal,ekonomik ve insani haksızlıklar yapmaktadır. Öğretmenlere tanınan yüksek okul ve intibak hakkı assubaylara tam 20 yıl sonra kısıtlı olarak tanınmıştır.TSK ihtiyacı olan yüksek okulda okuyan subaylara 5 yıl maaşlı izin verilirken kendi nam ve hesabına yüksek öğrenim gören assubaylar engellenip adeta cezalandırılmışlardır. Yasaların tarifinde ve uygulamada assubay subayın en yakın yardımcısı iken zihniyette adeta rakibi ve düşmanı olarak görülmüştür. Bu tür ön yargılı uygulamaları yazmakla bitiremeyiz. Peki nasıl oluyor da bu ordu ayakta kalıp NATO’nun ve bölgenin en büyük gücü olabiliyor ? Yanıt basit, assubayların vatanseverlik duyguları sayesinde, ama artık bu duygunun istismarına izin vermeyeceğiz, assubay huzursuz ise ordu huzurlu olamaz bunu artık görmek zorundalar.
SİTE MAKALE BÖLÜMÜ YÖNETİCİSİ
SAYIN SEVGİLİ KARDEŞİM ADNAN FUAT ÖZDEMİR’ İN BU ÖZENLİ ÇALIŞMASI ASTSUBAY GERÇEĞİNİN TANIMLANMASI YÖNÜNDEN ÇOK ÖNEMLİ DİKKATLE OKUNMASI, KONULAR ÜZERİNDE FARKLI DÜŞÜN İÇİNDE BULUNULMASI GEREKİR. BENCE AST SUBAYLARIN ÜRETTİKLERİ HİZMET KATKILARI, BEKLENTİLERİ, HAK EDİP DE ULAŞAMADIKLARI HAKLARI İSTENMEKTEDİR İÇTENLİKLE. DİLERİM BU GERÇEK OLGULAR BİR GÜN GELİR HAK EDENLERE TESLİM EDİLİR. SEVGİLİ KARDEŞİMİ BU ÖZENLİ ÇALIŞMASI İÇİN KUTLARIM.
Sn.Özdemir,elbette hepimizce malum olun bu tekliflerin hayata geçmesi assubayın hak ettiği adaletin sağlaması amaç ve esastır, lakin bu konuları TEMAD yönetimin dile getirdiğini söyleyebilir misiniz? Sayın Ahmet Keser hiçbir konuşmasında bunlara değinmedi, birkaç tali konuyu ve genel adaletsizliği vurgulayıp adeta genelkurmaya maksadı aşan eleştiriler yaptı ve sonunda köprüler atıldı,köprü olmayınca birbirimizle nasıl kontak kurup sorunları çözeceğiz, onun için bir şekilde genelkurmayla diplomasi sağlanması gerekir; çünkü bu sorunları hükümet kendisi insiyatif alarak çözmez, çözseydi bizimle ilgili teklifleri bile tozlu raflarda bekletmezdi. Esenlikler diliyorum.
Sayın Adnan Fuat bey,
Yazılarınızı ve bu yazınızı ilgiyle okudum. Müsaadenizle birçok noktaya katılmadığımı belirtmek istiyorum.
İspatlanması güç göreceli kavramlar için “Tam iki katı” gibi kesin bilgiler sunmak, tıpkı ölüm orucu eylemi gibi gayrı ciddi ve gülümseticidir.
• Bazı cümleler ve paragraflar alkış almak için kurulmuş olsa bile, sorgulama mekanizması olan insan beyni ile fazla dalga geçmemek gerekir.
“Assubay yaşam boyu asttır. Hatta yedeksubayın bile astıdır. Hiç bir komutanlık yetkisi, sicil yetkisi, ceza yetkisi, emretme yetki ve sorumluluğuna haiz değildir.”
“Assubay görevde ve hizmette 926 sayılı personel kanunu ile subay yardımcısı; özlük haklarında 657 sayılı yasa gereği ise büro memuru statüsündedir.”
Bu sadece bir örnektir. Ancak ben yazının genelinde bu tür örnekler verebilirim. Bu tür örnekleri çoğaltıp sizi üzmek istemiyorum.
Eğer bir yazı Kanun teklifi önergesi ise, okunulacak olan yer milletin meclisi ve kamuoyudur. Kamuoyunun daha tatmin olacağı bir anlatım tarzı seçmenizi tavsiye ederim.
“Uçağı yapan, onaran, uçurtan assubaydır. Ne var ki uçan, öğretmenlik yapan subaydır. Tazminatını alan da subaydır.”
“Genelkurmayca; intiharlar psikolojik ve bulaşıcıdır denmekte, ne var ki sadece assubaylar intihar etmektedir. Bu virüs sadece bu sınıfı etkilemektedir. Bu sebeple de aşısı bulunamamaktadır.”
Her şeyden bahsetmek istemişsiniz. Her konuya el atmışsınız. Ama hiç birini anlatamamışsınız. Konular bu kadar geniş olunca insan kendi kendine soruyor. Bu kurum sadece subay ve assubaydan mı müteşekkil? Kanun yapıcı bu şekilde yönlendirilirse doğru yapılmış olur mu? Eğer “biz assubayız. Uzman Çavuş ve erler, onların sorunları bizleri ilgilendirmiyor. Konumuz onlar değil” diyorsanız, daha önce kendilerine keser gibi yontup kanun çıkarttıranlardan ne farkımız kalır?
Bence cümlelerinizi daha özenli kurmalısınız. Daha fazla araştırmalısınız. Tabii ki işin kolay tarafı da var. Yine “Ben sana yazmıyorum.” da diyebilirsiniz. Ancak sizin dediğiniz gibi yukarıdaki okuyanlara biraz daha donanımlı, doğru, abartısız, adil olmak gerek diye düşünüyorum.
Saygılarımla…