Yazsam içimden geçenlerin hepsini, ağlarım şimdi. Ezikliğin, hor görülmenin, itelenmenin, ötelenmenin bünyemde nasıl yaralar açtığını yazsam, ağlarım şimdi.
Can vermenin, kan vermenin, baş vermenin ne demek olduğunu anlatmaya kalksam, ağlarım şimdi. Vatan uğruna, millet uğruna, namus uğruna, sıcak yuvasından ayrı, evlat yüzü görmeden, “avrat” yüzü görmeden dağlarda nöbet tutmanın faziletlerini anlatmaya kalksam, ağlarım şimdi.
Ağlarım şimdi. Birlik ve beraberlikten uzak kalmanın, “böyle gelmiş böyle gider” anlayışının, farklılıklara tahammülsüzlüğün, karşıt fikri horlamanın, yeniliklere kapalılığın, alışkanlıklara direnmenin, yanlışı savunmanın yüreklerde açtığı yaraların derinlikleri anlatmaya kalksam, ağlarım şimdi.
“Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener.” “Bir ulus, sımsıkı olarak birbirine bağlı olmayı bildikçe, yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez” (Atatürk). Böyle diyor büyüklerimiz. Böyle diyor bu vatanı vatan yapan önderlerimiz, atalarımız.
Aşmamız lâzım bu köhne düşünceleri. Yıkmamız lâzım bu tabuları. Çıkmamız lâzım bu fasit dairenin dışına. Bizler, hepimiz aynı yolun yolcusuyuz. Hepimiz, istisnasız bu milletin yoluna, bu vatanın uğruna ölürüz. Ölmedik mi? Vermedik mi kolumuzu, bırakmadık mı bacağımız dağ başlarında? Koymadık mı yavrumuzu yetim, eşimizi bir başına?
Kimse bu duygusallığımı; “hamaset uğruna söylenmiş olan sözler” olarak görmesin. Bu sözler; yüreğimin, bu acımasız dünyanın kirlilikleriyle henüz tanışmamış olan bölgelerinden gelen duygulardır.
Çok açık ve net olarak söylüyorum ki; Konya’da; çürümüş, köhnemiş, yozlaşmış bu düşünceler tamamen ortadan kalkıyor. Konya TEMAD’da yeni bir şekillenme var. Yıllar boyu görülmemiş şeyler oluyor Konya TEMAD’da. Konya TEMAD örnek oluyor, önderlik ediyor.
Konya TEMAD’a bayanlar, çocuklar, gençler, yaşlılar, çalışanlar, çalışmayanlar, hepsi aynı kapıdan, girebilecekler artık. Konya TEMAD’da çok kısa bir zamanda bütün şubelere örnek olabilecek yenilikler, iyilikler olacak. Her türlü gazete, kitap dergi okumaya meraklı olanlar, sabah evlerinden çıkar çıkmaz hiçbir yere uğramadan o merkeze yönelecekler. Bayanlar, çaylarını orada yudumlayabilecek, sabah kahvaltılarını orada yapabileceklerdir.
Gençler; tavlalarını, satrançlarını orada oynayabilecek, sevdikleriyle nezih bir ortamda orada vakit geçirebileceklerdir.
Yaşı ilerlemişler; anılarını orada paylaşabilecek, sohbetlerini orada yapabileceklerdir.
Bunu kim sağladı? Bu dönüşüme kim sebep oldu? Orasının, herkesin girip çıkabileceği bir mekân haline gelmesini kim sağladı? İsimleri nedir ki bu arkadaşların? Kimlikleri nedir?
Bunların kim olduklarının ne önemi var ki? İsimlere takılıp kalmanın ne önemi olabilir ki?
Yine de söyleyeyim bu dönüşümü kimlere borçluyuz? Öncelikle; “yeni bir anlayış” prensibine cesaretle olur veren başta Sayın Başkanımız olmak üzere tüm Yönetim Kurulu üyelerini bu dönüşüme imza attıkları için tüm kalbimle kutluyorum.
Siz, henüz adı duyulmamış kahramanlar, hepinizi tebrik ediyorum. Hepinizin yüreklerinden öpüyorum. Sizler bizim makûs talihimizi yenecek olan, yepyeni, pırlanta gibi, mücevher gibi, cevher gibi değerlerimizsiniz.
TEMAD sizi bekliyor. TEMAD’ın yolunu bilmeyenler gelin, mekân görün, ışık görün, gelecek görün.
Daha fazla dalmayayım derinlere, ağlarım şimdi.
Tayyar YILDIRIM