Ankara 6°C
Parçalı Bulutlu
Ankara
6°C
Parçalı Bulutlu
Cum
5°C
Cts
7°C
Paz
9°C
Pts
10°C
Sn.Mehmet Ali KILINÇ gerçekten konuyu çok güzel işlemişsiniz kaleminize sağlık.Biz emekliler konuları iyi araştırmadan rastgele kulaktan dolma haberlerle hatalar yapıyoruz.Bizi birileri kullanıyor biz onların kuklası oluyoruz.Hala biz birilerini kullanmayı öğrenemedik.Saygılarımla.
Sn.Kılınç, “Kele yıkandın mı demişler,tarandım bile yanıtını vermiş. Mesnetsiz fikir üreten hakım derken mokum diyen meslektaşlarımız yüzünden değil mi bunca sıkıntılar? OYAK revize edilmelidir, ancak OYAK’ın bizlere sağladıklarını da unutmamak gerekiyor. OYAK olmasaydı en azından mecburi tasarrufta bulunma imkanımız olmayacaktı, ama birilerinin değirmenine su taşımayı amaç edinmiş kişiler OYAK tasfiye edilmelidir diye tutturmuşlar; belirttiğiniz gibi TBMM dilekçe komisyonu müracaatlarımıza duyarsız kalıp bu yasa konusudur komisyonumuzun yapacağı işlem yoktur derken konu OYAK olunca hemen harekete geçiyor. KURUM İŞTİRAKLERİNDE TÜM ÜYELERİN HAKLARI VARDIR, TALEBİMİZ HER ÜYEYE KATILIMI NİSPETİNDE HİSSE SENEDİ VERİLMESİ OLMALIDIR.
TEMAD tüzüğünün 2’nci Md.(c) fıkrasında bina satın alma,yaptırma ve kiralama amaçlar arasında sayılmıştır, hukuki dayanağı ve belirttiğiniz mahsurlar TEMAD hukuk komisyonu tarafından incelenip bilgilendirilmelidir. Huzur ve adalet dolu günler diliyorum.
PTT’yi arasıra da olsa halen duyuyorum… Öncelikle bana çok nostaljik geliyor.
Bir zamanlar çizgili çizgisiz, beyaz ya da renkli, bazen hoş kokulu kâğıtlara yazdığım, cicili bicili zarflar içinde özenle postanede pul yapıştırıp gönderdiğim, o andan itibaren sabırsızlıkla cevabını beklediğim mektupları hatırlıyorum.
Bugünkü PTT, nedense iki (T)’yi de sahipleniyor. Bu iki (T)’den biri olan telefon gitti, “ellere” gelin oldu. (“Aşrı aşrı ellere kız vermesinler.” misali) yâd ellere yâr oldu.
Şimdilerde, on yıllarca bağlanmasını beklediğimiz telefonu iptâl ettirenleri çokça duyuyorum. Mektuplaşmak zaten tarih oldu. Cep telefonları da çeşmenin baş kurnasını kaptı. Evimizdeki ve cebimizdeki “ellerin” sahibini ve “eliyle” kaptığını nerelere götürdüğünü de bilmiyoruz.
Bizlere sadece unuttuğumuz (T) kaldı.