ender ozkıranlar
Pazar, 13 Şubat 2011 13:44
Değerli Arkadaşlarım,
Emekli Assubay kimliğini taşıyan biri olarak,zaman zaman düşünüyorum.Emekli Yargıçlar derneği (temel de) ne ile ilgilenir?Kutuplarda ki yaşam koşulları,ya da kalp zarının özellikleri mi ilgi alanlarına girer?
Ya da emekli kamyoncular derneği, sumo güreşinin kuralarını mı araştırır?Örnekleri çoğaltabiliriz.Emekli madenciler,astroloji ile mi ilgilenirler?
Konuyu getireceğim yer,Emekli Assubaylar derneği niçin,As(t)subayların sorunları ile ilgilenmez?
İç hizmet ve Askeri ceza da var olan eskimiş,köhne(faşist İtalya dönemin den kalma)maddelerin kaldırılması için niçin çalışmaz?
Neden oda hapsi,göz hapsi verme yetkisinin yalnızca mahkemelere verilmesini seslendirmez/seslendiremez?Askeri mahkemelerin tarafsızlığı veya taraflılığı neden araştırılamaz?
Bize 'anılarımızı anlatmamızı' önerenler,anılarımız da var olan oda hapislerini gelecek nesillerin de anılarına kazımaya devam ediyorlar.
Emekli As(t)subay derneği,Assubayların sorunlarını dile getirebilmelidir.'Benim çalışanımla ilgilenme!'emrinin karşılığı,'emredersiniz.'olmamalıdır.Şanlı Assubay direnişinin örgütleyicisi Temay (askeri dikta dönemin de dahi) korkmadan,Assubayların haklarını savunmuştur.
Tüzükler kutsal kitap değildir.Kişiler yazmış,kişiler uygulamıştır.Kişilerin değiştirme hakkı vardır.
Güçlü bir Temad istiyorsak,öncelik tüm Assubay'ların kucaklanmasıdır.
Bağımsız,cesur,atak bir Temad'ın ,hızla büyüyeceğine ve tüm Assubayların umudu olacağına inanıyorum.
Assubayların sorunlarının çözümü,hiçbir kişi yada kurum ile değil,birliktelikten doğan güçle olacaktır.
ender ozkıranlar
Pazar, 13 Şubat 2011 12:56
Ali Arkadaşımızın yazısı üzerine,
Dün akşam haberlerin de izlediğim görüntü beni de karışık düşüncelere yöneltti.Giyimi kuşamı düzgün,saçı fönlü,bakımlı 15 bayan Orduevi önünde yol kesip,slogan atıyordu.'Susma,sustukca sıra sana gelecek'
Meraklandım.Bu bayanları sosyal içerikli slogan atarken görmek şaşırtıcı idi.Sıra onlara geldiğin de mi,ya da nasırlarına basıldığında mı bu slogan akıllarına gelmiş ti?Daha önce ezilen kitleleri görmezden gelenler,100.000 lerce Assubay hak ararken,var olan sistemde iç hizmet ve askeri ceza nın çağ dışı kuraları eşleri tarafından uygulanırken susanlar,şimdi 'susma'diye haykırmakta idiler.
Haberin devamın da Genelkurmay başkanının kendilerinin yanında olduğunu söylediler.Doğaldı.Onlar emeklide olsalar aile idiler.Bizler ise emekli isek,kapı dışarı idik.
Karmaşık duygular.Aklım haklı olduklarını söylese de,gönlüm kabullenmekte zorlanıyor.
YILDIRIM
Pazar, 13 Şubat 2011 12:02
Sayın Hamza Dürgen'in anısından etkilenmemek mümkünmü bizler bu kadar haksızlığa rağmen nice fedakarlıklar yaptık hala sesimize kulak vermiyenleri ilahi adalete havale ediyorum
ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR AHESTE AHESTE
Hamza DÜRGEN
Pazar, 13 Şubat 2011 10:53
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
HEP BİRLİKTE TEMAD'A
Değerli meslektaşlarım ve aileleri, bizler 15 yaşından 55 yaşına kadar hayatımızın verimli, güçlü ve enerji dolu olduğumuz dönemini Türkiye Cumhuriyetinin milli sınırları içerisinde mevcudiyetinin varlığına adamış kişileriz.
Her birimiz zor şartlar altında yaptığımız görevlerle, verdiğimiz hizmetlerle, değerine değer katmış şahsiyetleriz. 130 bin civarında meslektaşımız Türk milletinin emrinde, 250 bin civarında emekli ve gazilerimiz de bu vatana hizmet etmiş olmanın onurunu ve gururunu yaşıyor.
Bizler, makam odasında oturup çay kahve içerek günümüzü geçirmedik, eğitim sahasında ağaç gölgesinde oturmadık, gemi güvertesinde balık keyfi yapmadık. Bizler, bütün evrakları kaleme aldık, eğitim sahasının tozunu yuttuk, geminin motoru arkadaşımız oldu, uçağa bir çocuğa bakar gibi baktık. Bütün bunları, Türkiye’yi sevdik, Türk milletini sevdik “vatan, millet” dedik.
Değerli meslektaşlarım, görevdeki arkadaşlarımızın yüzleri gülmüyor, sıkıntılı ve huzursuz bir şekilde görev yapıyorlar, emeklilerimizin içinde bulunduğu durum çok kötü, derdini kimseye anlatamıyor, geçimle ilgili hayat mücadelesi veriyor.
Bizler, Türk toplumunun bir parçası olarak, bizlere hazırlanan adaletsiz, insani değere sığmayan bu ortamı hazırlayanlara karşı, yapılan haksızlıkları gündeme taşıyarak Türk halkıyla paylaşalım. Bizlerin vermiş olduğu bu onur mücadelesinde, haklılığımız anlaşılana kadar, yılmadan yorulmadan derdimizi anlatalım.
Hep birlikte olalım, gücümüzü varlığımızı gösterelim, hep birlikte el ele TEMAD’da buluşalım.
Bir anımı paylaşmak istiyorum:
Yıl 1991. Birinci Körfez Harekatı. Ocak ayında Muş yedek meydanına görevlendirildim. Merzifon’da bulunan hava üssü F-5 ler Muş’a itikal etti, hava çok soğuk hergün kar yağıyor, yeterince bina ve tesis yok. Gece saat 01 civarında, sb. astsb.ve erlerin yattıkları bina koridorunu geziyorum, rütbem Kd.Çvş., babam yaşında Kd. Bçvş. rütbesinde bir meslektaşımı koridordaki kalorifer peteğinin yanında üzgün bir şekilde otururken gördüm.
-“Bir sorunun mu var?” diye sordum.
-“Soğuktan uyuyamadığını”söyledi.
-“Bir battaniyem vardı onu da uçağın hidroliği donmasın diye uçağa sardım” dedi.
Yorum Sizden…
ali
Cumartesi, 12 Şubat 2011 23:59
GÜNLERİN KÖPÜĞÜ İçinden habersizce geçip gittiğimiz günler bizlere çok farklı olaylara tanıklık etme imkanı sunuyor.Tunus ta işsiz gencin kendini yakması ile başlayan Mısır,Yemen ,Cezayir gibi Mağrip ülkelerinde yaşayan ve kendilerini 18.yy. dan kalma dikta rejimi ile yöneten baskıcı rejimlere karşı alkışlanası bir mücadele veren halk yoksuluğa,yolsuzluğa,baskıya,dur demek istiyor ve Dünya ile entegre olmak istiyor.
Ülkemizde ise “Balyoz darbe planı tutuklusu emekli ve çalışan 100 den fazla subay general ve amiral tutuklanarak cezaevine gönderildi.Bu insanların içinde orgeneral ve amiral rütbesine olan eski kuvvet komutanları da var. Gn.Kur.Bşk.nı tutuklanan bu insanların yakınlara ile Fenerbahçe orduevinde bir görüşme yaptı ve mütakiben Başbakan ile görüştü. Yine bu tutuklu yakınları orduevi önünde harpokulu marşı söylediler ve yolu trafiğe kapattılar.Bu tutuklu yakınlarına Orduevinde bulunan emekli subaylarında destek vermesi sonucu yaklaşık 300 kişilik bir grup bir süre slogan atarak eylem yaptılar. “ Tüm bunlar bugün Tv. ve İnternet haber kanallarında yayımlanan haberler.Benim dikkat çekmek istediğim konu Gn.Kur.Bşk. nının son derece hızlı reaksiyonu,müşfik bir baba gibi aileler ile yaptığı görüşme ve sonrasında Başbakan ile yapılan görüşme.Lütfen dikkat ediniz suçludurlar veya değillerdir bir şey diyemeyiz,ama çok ciddi iddalar ile tutuklandılar ve toplam 300 kişiler.Yaşanan bu gelişmeler ister istemez insanın aklına yıllardır sayıları 100 bini aşan (yakınları hariç)ve haksızlıklara uğradıkları tüm sivil ve askeri bürakrasi tarafından kabul edilen assubayları getiriyor.Yani bizi hepimizi hiçbir Gn.Kur.Bşk.nı bizim için böyle hızlı ve samimi bir reaksiyon göstermedi . Kaldiki bu tutuklular bağımsızın yargının verdiği karar sonucu cezaevine kondular ve sayıları sanırım 133 .Hani büyük ve güçlü aile demek ki sadece subayların ve yakınlarının girdiği lüks orduevlerinde büyük aile olunuyor anlaşılan.
Diğer bir konu ;yine eski kuvvet komutanlarından ilhami Erdil yolsuzluk suçlaması ile askeri mahkemece yargılanmış ve suçlu bulunmuş idi.İlhami Erdil’in rütbeleri alınmış ve hapis cezası verilmiş ti.Bugün haber kanallarında ilhami Erdil in bu kararı AİHM. Taşıdığı ve mahkemenin bu davayı kabul ettiği ve T.C.’den savunma istediği haberleri yayımlandı.İlhami Erdil in AİHM. Mahkemesine müracaat gerekçesi;kendisinin sivil mahkemede yargılanması gerektiğini düşünmesi ve askeri mahkemelerin AİHM.normları gereğince adil yargılama yapamayacağı iddasıdır.Yani ilhami Erdil askeri mahkemelerin tarafsız olmayacağını,adil olmayacağını Avrupalara anlatmaya çalışıyor.
Tüm bunlar insana sorduruyor sen daha önce bu mahkemelerin adil olmayacağını hiç aklına getirmişmiydin ve kimbilir kaç assubayın bu mahkemelerde yargılanması için mahkeme dosyasını hazırlatmıştın. Keşke tüm bu adaletten ,haklıdan,hukuktan,objektiflikten yana olan tavrınızı daha önceleri sergileyebilseydiniz.Gerçekten büyük ve güçlü bir aile olabilseydik,bir türlü sizler için üzülemiyorum umarım adalet yerini bulur ve herkes hak ettiğini alır ve biraz olsun empati yapar.
Artık değişmelisiniz ,artık hakkı hak edene vermelisiniz,tüm diktalar zülümler yıkılmaya mahkum bu mazlum zümre ulufe istemiyor şimdi sizlerin peşinde koştuğu adaleti ve hakkı istiyor umarım tüm bunlardan ders alınır ve gerçek bir aile olunabilir.