LEVENT ULUCAN

LEVENT ULUCAN

.TEMAD TEMAD olalı böyle bir yıkım böyle bir talan böyle bir iç parçalanma görmedi ,

Bununla beraber TEMAD ' a var oluğundan beri tarihi boyunca bu kadar cahil , bilgisiz , seviyesiz içinden yetiştiği topluma bu kadar düşman ,Assubay davasına kin ve nefret kusan kibir hastası bir genel başkan gelmedi ,

Assubay hak mücadelesinde muhataplar karşısında içimizdeki yaraları , uğradığımız haksızlıkları yutup süt dökmüş kedi gibi ' Sorunlarımız ufak tefek komutanım '' cümlesiyle geçiştiren TEMAD Genel Başkanı kendi üyelerine , bu davayı kendisine dert etmiş dava adamlarını bir bir dernekten ihraç ediyor , yetinmiyor kendisi gibi düşünmeyen şube başkanlarını bir bir dernekten uzaklaştırıyor ,

İzmir/Bayraklı , Muğla ,Elazığ , Narlıdere şube başkanları ile eski Ankara/Çankaya şube başkanının ihraçlarından sonra bugünde TEMAD İstanbul İl Başkanı , Kadıköy Şube Başkanı ve Kartal şube başkanları TEMAD 'dan ihraç edildiler ,

Assubay ruhunu , kimliğini yitirmiş bir genel başkan ne acıdır ki bugün Assubayları sözüm ona temsil ediyor ,

Teslimiyetçi , korkak bir genel başkan korkularını önüne gelen kim varsa yok etmeye çalışıyor ,

Kibirden felce uğramış beyninde ki bu daha da acı bilinçli , sistematik bir biçimde TEMAD 'ı gün ve gün yok ediyor ,

Organize başkan bunları yaparken organize olmul bir ekibi de var ;

Etrafındaki kurşun askerlerden oluşmuş , soru sorma olanı biteni sorgulama cesareti birliğe yeni gelen bir erden bile düşük her önüne geleni imzalayan genel başkanı sıkıyönetim komutanı gibi gören aciz , itaatkar bir yönetim kurulu ,

Diğer tarafta yanlışlara karşı refleks göstermesi görevi olan ama etliye sütlüye karışmayan farklı hesapların peşinde koşan bir Yüksek Denetleme Kurumu .,

Bay Hamza 'ın önlerine koyduğu her ihraç doyasını vicdanlarına bile sığmadığı halde sanal bir koltuk uğruna imzalamaktan çekinmeyen yoklukları varlıklarından fazla katip hüviyetine bürünmüş Yüksek Disiplin Kurulu var .,

Bu Genel Başkan organizasyonunda ki bu organize ekip bir ,bir tek , tek bu camiaya yaptıklarından , verdikleri zarardan gönüllü olarak girdikleri bu derneğe mesleklerine , kendilerine geleceklerine olan saygının gereği bir şeyler yapmak için giren görev alan sorumluluk duyan emek veren şube yönetimlerine , başkanlarına , üyelere akıl almaz bir vicdansızlık hiç bir hukukun hatta ahlakın kabul edemeyeceği saçma sapan yalan dolan gerekçeli ihraçlarla dernek dışına çıkardıkları insanların onurları oynamanın hesabını vereceklerdir ,

Meslek hayatlarındaki güce tapan onlara özenen bu korkaklar topluluğu güç sanıp oturdukları koltuktan bir daha hiç kalkmamak üzere Assubay tarihinden silinip gideceklerdir , bundan kimsenin şüphesi olmasın ,

Bu camianın ahı kimse de kalmaz , Ne gaspçı paşalarda ne bize kör siyasilerde nede bu içimizdeki zavallı kimliksiz kalıntılar da ....

/Levent Ulucan/

 

 Ä°yi ki Assubayız, Ne Mutlu Bu Onurlu MesleÄŸi YaÅŸayanlara YaÅŸatanlara.,

Adını , sanını , yerini bilmediğiniz ölümün kol gezdiği dağın başındaki Karakol Komutanı Kahraman Assubay Kardeşime ,

Akdeniz'in durgun sularında seyreden aylardır sevdiklerinden sevenlerinden uzak özlemi bembeyaz köpüklü denizlerden büyük geminin makine dairesindeki kirin pasın içinde bembeyaz kalmış Assubayıma selamlar olsun ,

Bir şahin gibi masmavi gökyüzünü delen F-16 sını uçurtmanın gururunu loş hangarın içinde yağ sinmiş elleriyle gecenin bilmem kaçında gece uçuşunda uçuran Uçak Bakım Assubayım benim sana canım feda olsun ,

Bu ülkenin sessiz destanları , İsimsiz Kahramanları Assubaylık Onurunu Dağlardan Ovalardan ,Yaylalardan Denizlerin Mavisine Gökyüzünün sonsuzluguna yazanlara bin selam olsun .,

1970 - 1975 Assubay dirinişlerinde onurları için geleceklerini , her şeylerini , eşlerini kundaktaki bebeklerini bırakarak bizlere yol açan o yiğit Assubay abilerimize selam olsun ,

Ülkemizin kaderini değiştiren haine ilk kurşunu sıkan vatan için ölüme koşarak gidip ölmenin nasıl bir ölümsüzlük olduğunu bütün korkaklara gösteren Assubay Ömer' imize selam olsun ,

Memleket topraklarının dört bir yanında bu millet yaşasın , o nazlı al bayrak dalga dalga dalgalansın diye kahpe kurşunlar da bedenlerini orda bırakanlara hain tuzaklarda , mayın tarlalarında gözlerini ellerini , kollarını bırakan Şehit , Gazi Assubay yoldaşlarıma selamlar olsun ,

Dün Afrinde Zeytin Dalında , Kato da ,. Cudi 'de Düşmanla omuz omuza çarpışan Akıncı Assubay kardeşlerime bir canım var o da onların olsun ,

Haklarımızı gasp eden herşeye , herkese , güce , adaletsizliğe köleci hukuksuz yasalara , koltuk ve makam kölesi olmuşlara karşı eğilip bükülmeyen dava arkadaşlarıma selam olsun ,

Assubaylık Onurunu Yaşayan Yaşatan herkese bizden selam olsun ,

Bugün bilmeseler de , anlamasalar da kabul dahi etmeseler de bugün bizim günümüz .,

Bu güne şanlı sırmalı ay-yıldız 'a Assubaylığa bu ülkenin en güzel insanlarına bugün degil son nefesimize kadar selamlar olsun.....

/Levent Ulucan/

Henüz Genel Kurmay Başkanı Olmadan Evvel Genelkurmay 2.Başkanı Olarak Görev Yaptığı Dönmede Orgeneral Güler Şöyle Bir Açıklama Yapmıştı ,

'' Onları , Assubay'ları' Haklı Gördüğüm Tek Alan Tazminat Talepleri… Emekli olduklarında karşılaştıkları Tablo.
Tek haklı Gözüktükleri Alan O.
Onun da Muhatabı Biz Değiliz . ''....

Ne Kadar Kolay bir Açıklama Değil mi ! Koca Komutan Yönettiği Ordudan , Ordunun En Önemli Kesimini Oluşturan İnsanların Acısından Sorumlu Değil !

Assubayları Ölüme Gönderirken Emir Vermek Ne Kadar Kolay , Ne Kadar Basit .,Hiç Bir Sorumluluğu da Yok Üstelik .,

Ama Bu İnsanların Yaşamak , Adam Gibi , Onların Normlarına Yakın Bir Çizgide Yaşamalarından Hiç Sorumlu Değil , Çin Ordusunun Komutanı Sanki Yaşananların , Haksızlıkların Muhatabı Biz Değiliz Diyor ,

Evet Siz Muhatap DeÄŸilsiniz..!

Kendi Yarattığınız O Çağ dışı, Yalnızca Assubayları Yargılayan Köleci Hukuk'un Muhatabı da
Siz DeÄŸilsiniz,

Bugüne Kadar , Haksızca Alıp Zenginleştiğiniz, Tazminatların da Muhatabı
Siz DeÄŸilsiniz,

Emekliliğiniz de Neredeyse Tamamını Aldığınız Maaşınızın Sadece Yarısını Alabilen Assubay' ların Yoksulluğunun da Muhatabı da
Siz DeÄŸilsiniz !

Oyak 'da ki 3/1 Sayınızla Yönetimi İşgal Ederken de Muhatap Siz Değildiniz,
Lojman ve Kamp Paylaşımındaki Adaletsizliğin de Muhatabı Siz Değilsiniz,

Bir Günde Kendi İntibaklarınızı Tereyağından Kıl Çeker Gibi Son Noktaya Kadar Çıkartırken,

Bugüne dek Derecelerini Hak Ettiği Gibi Alamayan , Yada Kör Topal Bir Şekilde Vermeye Lütuf Ettiğiniz İçin 2/3 ' ünde Kıvranan Assubay' larında Muhatabı Siz Değilsiniz..,

Evet Paşam Bu Muhatap Olmadığınız ,
Gasp EttiÄŸiniz
Bu Hakları Aldığımız da
Muhatabın Kim Olduğunu O Zaman Anlayacaksınız..,

/Levent Ulucan/

CUMHURBAÅžKANINA SON MEKTUP

Sayın Cumhurbaşkanım,

Evet bu size yazılmış bir mektup ama öyle bildik , size gelen diğer mektuplardan değil , onun için öyle resmileşmiş ,genelleşmiş klişe başlıklarla devam etmiyorum .,

Size yazılmış , evet şahsınıza ama yazan bir ben , yalnızca ben değilim yüz binlerce isimsiz insan var bu kalemin
ucunda .,

Yüzlerce isimsiz kahraman var , binlerce sesleri duyulmayan haykırışlar var , yüz binlerce sonbahar misali soluklaşmış nefes var ,

Yüzlerce şehit , binlerce gazi vermiş insanlar , bu vatana adanmış yarım kalan hikayeler , kısa kalmış aşklar, bölünmüş aileler ,yetim kalmış çocuklar öksüz yavrular var harflerin ucunda .,

Hepsinden bir ÅŸeyler var bu mektupta , hepsinin söyleyeceÄŸi bir kaç kelime var , sessiz bir isyan , göz bebeÄŸinde hapsolmuÅŸ bir türlü akamayan göz yaÅŸları , için için hep içine kanayan derin yaralar var , onlar yazıyor bu satırları zatıalinize ,

Sayın Cumhurbaşkanım temsil ettiğiniz bu ülkenin Assubayları var ,
Varlıkları her ne kadar bilinmese de herkese , hepinize güven veren birliğimizin teminatı olan ordunun omurgası Assubaylar var , Onlar yazıyor size bu mektubu , yazan eller onların kalemi , ses bizim sesimiz .,

Neden size yazıyoruz ?

Niçin bu kez size anlatacağız dertlerimizi , bu güne kadar kimse duymadı çünkü sesimizi , kimse kulak vermedi ,her şey bize kör , herkes bize sağır oldu , belki de hiç bir zaman ciddiye bile almadılar muhataplarımız bizleri,

Peki Siz bizi dinler misiniz ?

Kalbiniz yeter mi dinlemeye ,ordunun omurgası olan bu aile dışına itilmiş insanlarını anlayabilir misiniz? Devletimiz karanlık hain bir kalkışmanın eşiğinden döndü , bu dönüşümüm kahramanı Assubay Ömer Halisdemir ile ilgili duygulu kelimeleriniz , onunla ilgili konuşurken sesinizin titreyişi belki de onu anarken gözlerinizin dolu dolu olması bizlere bu hissi verdi , işte onun için yazıyoruz size .,

Çok yere yazdık ,söyledik , bazen bağırmak istedik avazımız çıktığı kadar çoğu kez boğazımızda düğümlendi sözcükler, bazen yürümek istedik hep kör yollara çıktı sonumuz ama yine de hiç duyulmadık , görülmedik , belki de biz kendimizi anlatamadık , onun içindir ki bu son mektuptur size .,

Lütfen yalnızca gözlerinizle değil kalbinizle de okuyun bu satırları , vicdanınızla takip edin paragrafları .,

Sayın Cumhurbaşkanı mesela şehit Assubay Ömer 'in göreve başlama derecesini biliyor musunuz ?

Ömür boyu klimalı odalarda sıcacık masalarında görev yapan bir memurdan daha düşük derecede ve kademeden göreve başladığına inanabilir misiniz ?

Ãœlkenin alev , alev yanan ateÅŸ çemberi bölgesinde , azgın denizlerinde , karanlık cephelerinde , adı izi belirsiz kaybolmuÅŸ bir daÄŸ karakolunda görev yapan Assubay'a hakkı olan 9/2' ve 8/1  göreve baÅŸlangıç derecesi verilmez , herkese verilir de ona çok görülür ne yazık ki .,

Ve bu konuda bizlere verdiğiniz teminat olarak kabul ettiğimiz hayırlı olsun diyerek bitirdiğiniz bir sözünüz var ..! O yüzden konuyu biliyor diye düşünüyoruz ve gereğini sizden hemen yerine getirmenizi diliyoruz .,

Ve çok daha önemlisi ve hayati olan diğer bir konu ;

Şehit Ömer'e ölüm emrini veren Paşa tam yedi tane tazminat alır , Ömerler , Assubaylar bunun bir tanesini bile alamaz , bir tanesi bile çok görülür onlara , Onun içindir ki emekli olduklarında bir tek onların yarı yarıya düşer maaşları , Emir verenlerin değil ölenlerin düşer .,

Kalpleri kırıktır o yüzden üniformayı çıkardıklarında başka bir adaletsiz rüzgar çarpar suratlarına , yıllarını verdikleri o kurum bile yavaş yavaş kapıyı kapatır yüzlerine ., Lojmanlarda oturmak bir şans , bir yaz kampı piyangodur onlar için.,

OYAK 'ın sayısal çoğunluğu onlardadır , ama yönetimde onları bulamazsınız , hep başkaları karar verir Onlar için , Daha çok şey var sayın Cumhurbaşkanı , anlatacak , yazacak çok şey var , siz anlayın artık .,

Ve gereğini yerine getirin , yanlış da anlamayın öyle hiyerarşiye aykırı keyfi bir şey ya da rütbelerde eşitlik falan istemiyoruz .,

Her şey aynı olsun da istemiyoruz , yalnızca Adaleti istiyoruz., Adalet Daha Fazla Gecikmeden ...

KALDIRIN BU ASSUBAYLIÄžI

Gabar ; bilmem kaç bin metre yükseklikte sarp , dik , kuş uçmaz kervan geçmez kara bir dağ .,onca engebelerin yanında her yanını hain barut kokusu sarmış eğik bükük kayalıklar .,

Ve gecenin kör karanlığı bir isimsiz kahraman yanında bir başkaları , aynı kaderi aynı hayatı yaşayan , paylaşan sırmalı Ay-yıldızlı rütbelerini gururla taşıyanlar düşman kovalıyor , zifiri siyahın içinde göz yanındaki gözün parıltısını bile görmüyor .,

Yalnızca bir ses bir vızıltı bazen de ardı arkası kesilmeyen bir tarama yada düştüğü yerde patlayan el bombalarının kulakları sağır eden gürültüsü .,

Assubay onlar , bu gece sağ salim kaçının birliğe döneceği meçhul , kaçının bir daha daha kokusuna doyamadığı karısına kavuşacağı , kaçının bir daha çocuklarına sarılacağını , analarına , babalarına memleketlerine ne zaman dönebileceklerini sadece Allah biliyor .,

Ve güzel ülkem hep güzel kalsın diye uğrunda oralarda ölüme hiç düşünmeden , gözleri kapalı gidenlerini hiç bilmeyen , anlamayan şanlı devletim .,

Sınır boylarından , şehirlerin , kasabaların içinde köy yollarında kahpe ellerin kahpece döşediği mayınlarda elini kolunu , gözlerini , bedenlerini orada bırakanların ,bırakın milleti onların kim olduğunu bilmeyen ölüme emir veren askeri komuta , siyasi iktidar yöneticileri .,

Vatan sevdasının , bayrak aşkının çeşidi , farklılığı olmaz ama onları korumak yaşatmak için onlarca ölüm nedeni var , siz bunların hiç bir zaman ne anlama geleceğini bilmediğiniz için uzun uzadıya yazmaya da gerek yok zaten , siz koltuklarınızda güvenle oturup sağa sola talimatlar verirken bir can Afrinden memleket topraklarına şahedet için yola çıkmıştı bile .,

Peki neden bu içimizdeki sızı , neden bu anlatmak isteyipte belkide bizim anlatamadığımız , ama her defasında sizin sırtınızı döndüğünüz , gözlerinizin kör kulaklarınızın sağır olduğu o yıllardır yara üstüne yara bağlamış o anamızın ak sütü gibi isteklerimiz neydi ?

Neydi o yıllardır gasp edilen haklarımız ? Her hangi bir devlet kurumu mesela TBMM ve bir katibin çalışama odası kışın alev alev yanan kalorifer petekleri sıcaktan ceketini çıkarıyor memur arkadaşımız , yazında o bunaltıcı sıcaklarda püfür , püfür esen klimalı ofisler , ceket ve kravat yerli yerinde kahvesini içiyor aynı çalışan .,

Tevazu göstermeyeceğiz hiç birine , iş zorluğu ,iş riski ne kadar ölçme çalışma kriteri , derecesi varsa bir Assubay'ın bunlar çalışma koşullarının zorluk ve risk açısından binde biri bile değil .,

Ama ne acıdır ki o Gabar'daki Assubay bu memur arkadaşlarımızın göreve başlama derecesinin daha gerisinden vazifeye başlıyor .,

İşte bundandır ki ; Hemen 9/2 'sini istiyoruz ! verin demiyoruz dilenmiyoruz rica etmiyoruz lütfen falan demiyoruz artık bu bizim en temel hakkımız eveleyip , gevelemeyin artık sözünüz de var ,o sözünüzde orada kalsın , biz şimdi hemen 9/2 ! sini istiyoruz , bir günde bir imza ile çıkacak kanunu yıllardır neden görmezden gelip neden yürürlüğe koymadığınızın hesabını sizin vicdanlarınıza bırakarak istiyoruz .,

Tazminat istiyoruz ; adı her ne olursa olsun bu görevin getirdiği şartların oluşturduğu o artık sayısını unuttuğumuz subaylara verdiğiniz çeşit çeşit bize gelince bir tanesini bile çok gördüğünüz tazminatlardan hak ettiklerimizi istiyoruz , bu ülkede verilecek bir tazminat varsa o da Assubayların hakkıdır bunu bildiğimiz için , yıllardır haklarımızı gasp ettiğiniz için artık yalvarıp yakarmadan bu hakkımızı da hemen şimdi istiyoruz .,

Genelkurmaydan , siyasi iktidardan devleti yönetenlerden hepsinden haklarımızı istiyoruz , çalışırken adalet , emekli olduğumuzda güvenli en azından bir subay emeklisine yakın şartlarda , emeklilikte ikinci bir işe gereksinim duymadan huzurlu onurlu bir hayat istiyoruz .,

Yok olmaz diyorsanız , Yok veremeyiz mali bütçe , Yok diğerleri diğer memurlar ,çalışanlar diyorsanız , Bu yalanlara inanmıyoruz hiç bir zamanda inanmadık subaylara , işinize gelenlere nasıl verdiyseniz işte öyle istiyoruz .,

Yok , hala da yok diyorsanız kaldırın bu Assubaylığı , Kaldırın daha fazla oynamayın bizimle .....

/Levent Ulucan/

 

ASSUBAYIM BEN Ä°TÄ°RAZIM VAR ...!

Var olduğumuzdan beri bizi görmeyenlere , Sırmalı Ay -Yıldızın ne olduğunu , ne anlama geldiğini anlamayanlara bilmeyenlere , bilmek istemeyenlere itirazımız var .,

Anamızın Ak Sütü gibi helal olan haklarımızı bize çok görenlere itirazımız var .,

Sesimizi duymayanlara kulaklarını bizlere kapatanlara , işlerine gelmeyince aramıza duvar çekenlere itirazımız var .,

İtirazımız var kendilerine üçer , beşer tazminatlar alıp bizlere bir tanesini bile vermeyenlere , birini bile bize çok görenlere itirazımız var .,

Sıcacık ofislerinde çalışanları göreve 9/2 sinden başlatıp , dağ başında eksi 20 ler de düşmanla çatışanlara , canını , kanını oralarda bırakanlara bu dereceyi yakıştıramayanlara itirazımız var .,

Söz verip sözlerinde duymayan Başbakana , varlığımıza duyarsız Milli Savunma Bakanına , hatta tüm bakanların hepsine alayına itirazımız var .,

Tüm kurumların başkanları , müdürleri personelinin yaşam standardını hiç bir ayrım yapmaksızın daha yukarılara çıkartırtıp onlara daha iyi yarınlar vermenin çabası içinde iken bizleri hiç bir zaman düşünmeyen komuta kademesine itirazımız var .,

Zamanında lise ve 2-3 yıllık harp okulu mezunlarını 4 yıllık harp okulu mezunu kabul ederek 8/1 dereceden intibaklarını yapıp , iş biz Assubaylara gelince kör topal bir intibakla binlerce arkadaşımızı mağdur ederek sonunda da 13 yıl bizleri bekletenlere itirazımız var .,

Çeşitli Meslek guruplarının taleplerine evet deyip bizleri unutanlara itirazımız var .,

Bizleri yoksulluk sınırında süründürenlere İtirazımız var , Asubayları emekliğinde 2 kuruş için 2. bir işe mahkum eden sisteme, anlayışa , zihniyete itirazımız var .,

Köle zihniyetli , yanlı iç hizmet kanunlarına , taraflı ceza yasalarına itirazımız var , Önleri kapatılan ,okumaları engellenen eşitlik ilesine aykırı Assubay öğrenci eğitimine itirazımız var .,

Sosyal tesis , lojman , kamp paylaşımındaki adaletsizliğe itirazımız var , OYAK ta ki çarpık temsil sistemine itirazımız var .,

Emekliliklerinde maaşlarının yüzde seksen beşin alıp emekli Assubaya yüzde ellisini bile vermeyen çarpık düzene itirazımız var .,

Kendilerine 5 yıldızlı otel gibi ordu evleri yapıp , bize derme çatma orduevlerini layık görenlere itirazımız var .,

Silahlı kuvvetleri bir aile gibi gösterip bizleri bu ailenin dışına itenlere üvey evlat muamelesi yapanlara eti tırnaktan ayıranlara itirazımız var ,

Onca çıkan kanun hükmündeki kararnamelerde çeşitli meslek gruplarına haklar dağıtan ancak hiç birinde Assubayların adının bile geçmemesine itirazımız var .,

Güzellik uzmanlarına şov gibi tören düzenleyip canlı yayınla tüm isteklerini yerine getirip , bir emirle ölüme giden bizleri unutanlara itirazımız var .,

Her ay muhtarları ağırlayan , söyleşen , dertleşen ama bizleri bir kere bile dinlemeyenlere itirazımız var .,

Yıllarca bu orduya çalışıp , emeğini , terini akıtan yeri geldiğinde ailesine yabancı kalan , doğduğu topraklara bir daha hiç dönemeyen hep mağdur edilmiş ama hep mağrur olmuş yorgun , argın bir o kadar yılgın ,sahipsiz kalmış insanların emeklilik dilekçelerini imzalarken bile küs , kırgın dökülen sonbahar yaprakları misali acımsı tatdaki sarımtırak bir hüzünle gitmelerine neden olanlara itirazımız var .,

Bu ülkenin her yerinde , her karışında kanlarını bu güzel topraklara hiç düşünmeden akıtan .,

Canlarını gönderdeki Ay-Yıldıza hiç düşmeden feda eden , o gök yüzünde hep dalgalansın diye canlarından can veren .,

Bir an bile tereddütsüz yaşamlarını feda eden Assubayları görmeyenlere , sesini işitmeyenlere ., Onları hissetmeyenlere itirazımız var .,

Öyle böyle değil şarkılarda ki türkülerdeki gibi değil , içimiz yanarak , yüreklerimiz sızlayarak itirazımız var ....

/Levent Ulucan/

 

ACI VE YALNIZLIK / ASSUBAYLAR

Yer ve tarih çok da önemli değil dün de vardı bugün de yarında olacak aynı şeyler .,

Yatakhanenin kapısından çıktığında onları almak için gelen helikopter büyük bir uğultu ile piste inmek üzereydi ,

Belkide beden ağırlığının dörtte biri kadar olan sırt çantası vücudunun üzerinde hiç bir fazlalık yapmıyordu yıllarca hep beraberdiler zaten ,ondan bir parçaydı sanki o çanta , midesi , kalbi yada akciğeri gibi bir şey işte .,

Helikoptere yürürken silahını omuzuna attı yan cebinden telefonunu çıkardı koyduğu kapak fotoğrafına baktı , daha sevgisine , kokusuna doyamadığı karısının gülümseyen yüzün de '' Merak etme biz iyiyiz ''mesajı vardı sanki daha bir güven duygusuyla oğluna kaydı gözleri '' Baba ben varım sen yoksan ben onları korurum '' der gibiydi , minicik kalbi ile güven duygusunun yanına birde gurur eklendi , gözleri yüklü bir bulut misali doluvermişti .,

Onlarla telefonda konuşurken de kızını hep en sona bırakırdı en son onla konuşur en son onla vedalaşır en son ona sözleri verirdi fotoğrafa bakarken de kızını en sona bıraktı .,

O daha mahzun ama o dünya tatlısı gözlerinin ifadesi ile daha bir hırçın bakıyordu babaya '' Gel artık sana ihtiyacım var '' gibi diyen gözleri o bakışa çakıldı o an onun doğuşu ilk kucağına aldığı gün geldi aklına kızının gözlerinin içinde ve ona verdiği o söz '' Sen benim prensesimsin '' diye bir kez daha mırıldandı içinsen .,

Durdu , telefon belkide o an sahip olduğu en değerli şeydi , en değerli şeyler onun içindeydi çünkü , dikkatlice yan cebine yerleştirdi .,

Helikopter motorunun çıkardığı uğultunun içinde yürümeye devam etti en son o kalmıştı zaten , gözünden ,yüreğinden hasretinden akan iki damla yaş düştü , pervanenin çıkardığı toza ve toprağa karışarak .,

Kapılar kapandı , ülkenin en ateşli en sıcak bölgesine doğru uçtular , vatan hainlerinin cirit attığı en kahpe pusuların kurulduğu yere doğru gittiler .,

Bir çoğu gelmedi oralardan o gelir mi , geldi mi bilmiyorum , fotoğraftaki benzer kaç çocuk babalarını bekleyen kaç prenses daha naif ama hep o hırçın o yaşlı gözlerle beklediler babalarını , kaç gece daha annelerinin kucaklarında zor ettiler sabahı ellerinden bırakamadıkları babalarının fotoğraflarıyla ., Bu bordo bereli bir Assubay , onun yaşamından çok küçük bir kesit , günlük , haftalık yada aylarca sürecek rutin görevlerinden yaşadıkları sadece , bunları yazarken bir komando Assubay'ı da aynı yolu aynı kaderi paylaşmak üzere o helikoptere bindi , gitti zaten .,

Bir tek dağlarda ovalarda , kayalıklarda mı bu böyle ? Bir tek oralarda mı var bu insanlar ., Bir Deniz Assubay'ı gencecik iki sırmalı bir delikanlı gecenin en kör saati gemisinin güvertesinde Ak Denizin dingin sularında simsiyah dalgaların arasından ufuklara bakıyor .,

Nişanlısının simsiyah lepiska saçları geliyor gözlerinin önüne , amcasının yüzükleri taktığı günden bu yana kaç ay geçti sevdasından ayrı kalalı , ciğerine yediği rüzgar bile unutturamıyor özlemlerini , bu görev ne zaman biter bilmiyor ama daha ne uzun ne kadar yalnız olacağı yolculukların kendisini beklediğini biliyor , dalgalara attığı biten sigarasının kaybolduğu gibi o da kaybolup gidiyor daha ilk hatıralarının , ilk aşkının arasında .,

Hava buz gibi soğuk jilet gibi keskin , gök yüzünün maviliğine aşık bir Assubay hangarda uçağının başında elleri mosmor olmuş , yağın , pasın kiri mavi parkasını anlaşılmaz tuaf bir renge çevirmiş uçağını gece uçuşuna hazırlıyor .,

O hangarlarda o saatlerde bir bardak sıcak çay bile bulmak çok zordur , Ayaz deli gibi yüzüne vurdukça diğer Assubay arkadaşları o pist de saatlerce sürecek olan uçuş da her türlü yer emniyet tedbirlerini gözlerini gök yüzünden ayırmadan beklerken , hemen iki dakikalık uzaklıklarında 5 yıldızlı konforun olduğu filoların yedek pilotları ve diğer subayları sıcaktan ve o saatte bile önlerine gelen en kaliteli yemeklerin , içeceklerin geldiği yine 5 yıldızlı otel lobilerinin benzeri salonlarında kendilerinden geçmiş uyuyorlardı .,

Tıpkı bizleri yıllarca uyutup bütün hakları kendilerinin alıp bizlere bir tanesini bile çok gördükleri gibi .,

Assubayları anlamamak için bu topraklar için ne ifade ettiğini bilmemek için kara cahil , Onları hala görmemek için kör , Duymamak için sağır bile olmak yetmez artık .,

Anlayın , Görün , Duyun artık bizleri bu yaşattığınız acı yaşadığımız acılardan çok daha büyük çünkü ...

 

ASSUBAYLIK BÄ°R ONUR MÃœCADELESÄ°DÄ°R ...

İçimdeki duygu , düşünce ve hissettiklerimi yıllardır birikmiş kar topu misali büyümüş isyanları mı sizlerle paylaşma gibi düşüncem hiç olmamıştı , Belkide yazabileceğimi bile hiç düşünmedim zordur çünkü kalbinden geçen şeyleri kağıda dökmek , belkide en zor olan şeylerden biridir .,

Önceleri sadece okurdum , evet çok kitap okuyorum , bununla beraber Assubaylık konuları ile ilgili yazılan yazıları da elimden geldiğince okurdum , okuyorum ama yazmak hakikatten çok farklı bir şey .,

Yazılara hayat veren yazar arkadaşlarımın , ağabeylerimin hepsinin katkısı çoktur bende , hiç bıkmadan üşenmeden yazan sayın Fuat Özdemir , isyan ateşini her daim canlı tutmuş bir kez daha rahmetle andığım sayın Adilhan Şanlı canlı asker tarihçesi sayın Şükrü Irbık , farklı bir ruhla sayın İçer bir dönem müthiş yazılar yazan sayın Hüseyin Savcı , Mehmet Öztürk , Orhan Selişik abilerim belkide hepimizin yaşamıyla ile ilgili ders alması gereken yazılarıyla sayın Mehmet Kayalı ve ismini atladığım daha bir çokları .,

Ve tabi ki sevgili Ersen Gürpınar ağabeyim , Ersen abiye ayrı bir yer açıyorum çünkü onun bir yazısında bir cümle , bir şiar , bir gerçek beni çok etkileşmişti ., ''Assubaylık Onurumuzdur '' demişti bir yazısında ; Aslında bu cümle üstüne yazacak hiç bir şey yoktur , ama bu söz bu slogan bu haykırış beni bu gün yazdığım ve bu konularla ilgili bu sayfalarda en çok okunan , tartışılan , paylaşılan yazıların ortaya çıkmasının belkide tek nedenidir ., Onun için de hem Ersen Abiye hemde tüm okuyuculara gönülden teşekkür ediyorum .,

Verdiğimiz daha doğrusu vermeye çalıştığımız Hak ve Hukuk mücadelesinde o günden beri vurgulamaktan vazgeçmediğim her seferinde haklarımızın her kelimesine dahil ettiğim en önemli ve asla vazgeçemeyeceğimiz olgu Assubay Onur mücadelesidir ,.

Çünkü şunu çok iyi biliyorum haklar adına verdiğimiz , attığımız her adım aslında maddesel bir kazancın değil elimizden alınan alı konan onurumuzu tekrar kazanma , tekrardan ele geçirme mücadelesidir .,

Hak arama mücadelesi onurlu insanların işidir ,onurlu insanlar emeğine , ekmeğine , kimliğine uzanan ellere dur diyebilen ve bu uğurda bedel ödeyenlerdir .,

Ancak onurlu insanlar mesleklerine saygı duyarlar .,

Ve karşımızda neredeyse bir dönemin ( Mayıs 1970 /Ocak 1975 ) dışında yarım yamalak eğri büğrü yürüyen sözüm ona bir hak arama mücadelesi , hani derler ya dostlar alış verişte görsün misali saçma sapan ve hiç bir zaman hayata geçmeyen söylemler .,

Çay içip iki fotoğraf çektirmeyi mücadele sanan ,bu sınıfa yüzlerce kez söylenen yalanları süslü protokol masalarında sanki ilk kez duymuş gibi zafer edasıyla bunu bizlere anlatan çarpık bir zihniyet var .,

İşte böyle sekteye uğramış , amacından sapmış parçalanmış bölünmüş , yıllardır ülkenin en haklı davasını bir kere bile tam anlamıyla dillendirilmemiş , muhataplara anlatamamış , karşı bir direnç gösterilememiş ve yaşadıklarımızı ortaya koyamama mızın tek edeni , mücadelenin kalesi TEMAD 'ın varlık nedenini bile kendi kişisel çıkarlarına saptıranların ve bu davaya onurumuzu tam anlamıyla ortaya seremediğimiz için haklarımızı ve onurumuzu gasp edenlere karşı adam gibi duramadığımız içindir .,

Ve bunun içindir ki yıllardır aynı film, aynı sinema aynı aktörler aynı replik konu da zaten hiç değişmez İç kavgalar , çekişmeler makam sevdası saçma sapan kibirler ne olduğunu nereden geldiğini koltuğu görünce unutanlar , güç zehirlenmesi yaşayanlar ve onların etrafında pervane olmuş sessiz sedasız dizilmiş kurşun askerler .,

Onurlu olmak elbet de çok önemli ama sınıfımızın bize yüklediği bilinç ve onla gelen sorumluluk la içselleşmiş onur da en az onun kadar hem kendimiz hem de haklarımızın alınması için hayati bir hücrenin en önemli yapısıdır .,

Yazı toplumsal bir içeriğe sahip olmakla beraber ., kişisel olarak kimseyi , hiç bir gurubu yada her hangi bir yönetimi hedef alan bir yazı değildir , onları yer ve şahıs olarak yazmaya da gerek yok aslında hepsinin de kim olduğu ne olduğu da oturdukları yerden belli zaten .,

Ama şu an böyle bir şey hedefimiz de değildir ama üstüne almak isteyenler kendisini bu sözcüklerde ki öznelere benzetenler kendilerini bu yazıda görenler , yazının yansımasında suratlarının gölgelerini yakıştıranlar buyursunlar alsınlar , hala ne olduklarını anlamamışlarsa da belki bundan sonra ne olduklarını anlarlar .,

Hep söylediğim bir şey daha var Türkiye 'in en temiz davası temiz ellerle kazanılır , Assubay hakları bu ellerin ortak mücadelesi ile bir gün mutlaka kazanılacaktır .,

Ama bu temiz ellerin devreye girmesi için önce her gün biraz daha ivme kaybeden Assubaylık Onurumuz ve yitirdiğimiz mücadele ruhunu tekrardan daha çabuk bir biçimde yeniden kazanmak zorundayız ......

/Levent Ulucan/

 

TEMAD NEREYE KOÅžUYOR

AÄŸustos 10, 2018

TEMAD NEDİR NE DEĞİLDİR

'' Türkiye Emekli Assubaylar Derneği '' sözcüklerinde barındırdığı ifade belkide bu ülkenin en anlamlı en onurlu bir o kadar en kutsal ve en zor görevini yapan insanların oluşturduğu bir birliktelik , bir oluşum ,
bir sivil toplum örgütü .,

Aynı kaderi yaşayan , yaşatan insanların var olduklarından beri hakları elinden alınan mağdur ama hep mağrur kalmış sessiz kahramanlar ordusu .,

Adil ve eşit hakça bir hukuku çalışma hayatı boyunca hiç görmeyen , hep ezilen köleci ceza kanunları ile sesleri solukları kesilen insanların bir araya geldiği bir yuva bir evdir TEMAD .,

Sığındığımız bir liman , yada son bir kaledir .,

Her şube o kalenin gücünü gösteren bir burcu her üye o burçlara hayat veren betonu , kumu yani kalenin varlığını gücünü simgeleyen bayraklarıdır .,

Askeri komutanlıklardan , siyasi iktidarlardan alacağımız anamızın ak sütü gibi alacaklarımız var ,
Onlar bize borçludur ,

Ve bu alacaklarımızı bir gün alacaksak işte bu o güçlü heybetli tek yürek ,tek yumruk olmuş TEMAD öncülüğünde olacaktır .,

Ä°ÅŸte TEMAD budur ,
TEMAD Assubay Onur ve Hak Mücadelesinin en altından en üstüne en başından en sonuna ilk nefes den son soluÄŸa kadar Assubay mücadelesinin tek kitlesel , tek yasal mücadele örgütüdür .,

Ondandır ki her Assubay 'ın emekli olduÄŸunda ilk görevi bu kuruma üye olmak nefer olmaktır .,

Ne yazık ki hala bunları anlamayıp TEMAD ' ı , oturdukları o koltukları birer sıçrama tahtası görenler beş para etmez kibir ve görgüsüzlüklerini ,

Oturdukları makama hiç bir ÅŸey vermeyip koltuktan aldıkları ile güç zehirlenmesi yaÅŸayan Assubay ruhunu , kimliÄŸini kaybedip kendilerini sıkıyönetim paÅŸaları sananların yeri hiç deÄŸildir TEMAD .,

Peki bu tanımlamaları bir kez daha yapma gereğini neden duyduk

Daha önce bu sayfadan TEMAD Genel Başkanı Hamza Dürgen 'in TEMAD 'ı bir siyasi partiye saçma sapan bir dille angaje etme çabasını gösteren videoyu yayınladık .,

Camiada büyük kırılganlık yaratan , TEMAD Genel Başkanına yakışmayacak ve tüm toplumu yaralayacak bu ifadeler için kendisini yine bu sayfadan yalın sade bir yazı ile uyardık ,

Kendisine yakışan bu yakışıksız TEMAD 'ın saygınlığını yerle bir eden konuÅŸmaları nedeni ile Assubay toplumundan özür dilemesiydi ,

Ama o onun bunun yerine kendisini uyardığım için tıpkı o yaptığı saçma sapan açıklamalar gibi saçma sapan basit bir kibir edası ve hukuksuzca beni üyesi olmaktan onur duyduğum TEMAD 'dan ihraç etti ,

Bak sayın Hamza Dürgen çok çabuk sırıt tın bir o kadar çok cüce kaldın o oturduğun makama ,

Acıyarak görüyorum ki sen bu camiaya lider olacak cesarete , bilgiye , hoÅŸ görüye daha önemlisi o Assubay ruhuna , kimliÄŸine uyacak bir adam deÄŸilsin ,

Ve bu sayfa ASSUBAY Ä°NÄ°SÄ°TATÄ°FÄ° hiç bir zaman ne sen ne senin gibi kibir hastası adamlara geçit vermedi bundan sonrada vermeyecektir ,

Maskeler bir gün tek tek düşer , (gerçi senin ki çok erken düştü )
Assubay Mücadelesi durmaz yoluna 
devam eder ....

/Levent Ulucan/

 

Güzel ülkem Türkiye asırlar boyu üzerinde nice hain oyunların oynandığı güzel vatanım benim .,

Nice kahpe ellerin kahpe senaryolarıyla içten içe karıştırılmak istenen cennet anadolu torakları .,

İçeriden ve dışarıdan birleşmiş iç içe girmiş mikrop odaklarının hepsinin gözlerini diktiği , bitirmek istediği bu cennet vatan .,

Böyle bir tarihi yazgı içinde böylesine stratejik bir konumda iseniz bu belalar hep başınızda olur .,

Peki onca belanın , içinde oluşan tuzakların , üzerinde sergilenen oyunun , haince oluşmuş kurguların hepsinden nasıl sağ salim çıkarda varlığını hala büyük bir gururla bayrağının nazlı ay-yıldızında dalga dalga dalgalanırken tüm dünyaya defalarca kez özgürlüğünü onuruyla gösterir .,

Her seferinde emperyal güçlerin hevesini kursağında bırakır , her seferinde vatanı bölmek parçalamak isteyen bölücü çetelere , Cumhuriyet düşmanı gerici odaklara bir an olsun geçit vermez .,

Nedir bu ülkeyi koruyan , hangi güç , hangi inanç nasıl bir bileşimdir bu toprakları birbirine mıknatıs gibi yapıştıran ., Bu toprakların çok büyük zenginlikleri , bu milletin insanlarının çok büyük varlıkları belki yoktur ama yeri ve zamanı geldiğinde çıkacak kahramanları çoktur .,

Çok gerilere uzaklara gitmeyelim '' Kurtuluş Savaşı '' destanı ve o destansı savaşın destanların bile karşısında anlamını yitirdiği kahramanı Mustafa Kemal Atatürk o an geldiğinde oda bu topraklar dan çıkmadı mı ?

Zaman uyur , su uyur düşman uyumaz derler üzerinden daha ne geçti ki yine bir temmuz ayının gün bitiminde yine bu ülke üzerinde bu kez karanlık gerici cunta var sahnede .,

Saatler geceye doğru ilerledikçe karmaşa kaos da büyümeye başlıyor memleket tank , uçak top sesleriyle yangın yerine dönmeye başlarken ayaklanmanın merkezi konumundaki komutanlıkta bir adam koridorda sakin ve telaşsız adımlarla orayı işgale gelen karanlık cuntanın en militarist kadrosunun üzerine yürüyor ve en başındaki hain generale dur bakalım bu kadar kolay değil bu Cumhuriyeti işgal etmek demenin mermisini beynine sıkıyor .,

O da orada diğer hainlerce şehit düşüyor , zaten vatanın kurtuluşu onun şehit oluşundan geçecekti , o bunu biliyordu bile bile bir o kadar kararlılıkla ölüme gitti zaten .,

Kimdi bu kahraman bir ülkenin kaderini değiştiren bu kara yağız delikanlı , üzerinde gururla taşıdığı üniformanın sırmalı ay-yıldızında ölüme bu kadar kararlı bu kadar inanarak giden nasıl bir askerdi ne yiğit bir Assubay'dı o .,

Ä°smini herkes ezberledi ,

Fotoğraflarını yurdun her yanına astılar , Adını okullara verdiler , Ama geldiği yeri , yaşadıklarını kalp kırıklıklarını rütbesini sınıfını hiç anlayamadılar ,

Sesini soluğunu kısıp çığlıklarını hiç bir zaman duymayanlar , vatan sevgisini ve sadakatini anlamayanlar varlığını bir türlü göremeyenler hak ettiği her hakkı ona ,onlara çok görenler şimdi Ömer Halisdemir 'e selam duruyorlar .,

Assubay Ömer 'in geldiği yere sırtlarını dönerek sözüm ona Ömer ' e sahip çıkıyorlar ....

/Levent Ulucan/

 

 

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAÄžIMSIZLIK SAVAÅžIMIZIN KAHRAMANI, LAÄ°K, DEMOKRATÄ°K CUMHURÄ°YETÄ°MÄ°ZÄ°N KURUCUSU, EBEDÄ° ÖNDERÄ°MÄ°Z VE BAȘKOMUTANIMIZ BÃœYÃœK DEVRÄ°MCÄ° GAZÄ° MUSTAFA KEMAL ATATÃœRK'Ãœ BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ÅžAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuÅŸ, dünyanın gidiÅŸatını deÄŸiÅŸtirmiÅŸ, yalnızca yaÅ...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ