Değerli Meslektaşlarımın ve Sn.TEMAD Gn.Mrk.Yönetimi'nin dikkatine:
Malumunuz olduğu gibi OYAK konusundaki haklı taleplerimizi içeren davamız iç hukuk yolları tükendiği için AİHM taşınmıştır. Fiili hizmet zamları ve intibaklar konusundaki davamız temyiz safhasındadır.
Sayın arkadaşlarım, bundan sonraki iş mahkemesinde bir sefer dava görülecek olsa bile resmi vezne alındısı ve avukat ücreti olarak masraflar 8.000 liradan (8 milyar) aşağı düşmeyecektir.
Dava dilekçesini hazırlama, Ankara gidiş dönüş masrafları ile fiziki yorgunluk ve ruhi stresten hiç çekinmiyorum ve severek katlanmaya hazırım.
Önceki TEMAD yönetimi destek olmadığı için hiç bir katılım payı da talep etmedim. OYAK davasının sürecindeki maddi ve manevi harcamaları kişisel olarak karşıladım dava ve karar düzeltme talepleri ile ilgili tazminat ve avukat ücretini talep etmememe rağmen www.emekliassubaylar.org sitesi üyelerinin desteği ile karşılanmıştır.
İş Mahkemesi tarafından ret edilen Fiili Hizmet Zamları ve İntibaklarla ilgili davanın temyiz sürecinde TEMAD yönetiminin destek sözü vermeleri üzerine bu talebimi kendilerine iletiyorum.
İş Mahkemesindeki davada bilirkişi raporuna itirazımdaki taleplerim değerlendirilmediği için dava ret edilmiştir. Temyiz sürecinde davanın lehimize olacağı inancındayım. Ancak hiçbir dava sonucu kesin belirlenemeyeceğinden kaybetmemiz halinde mahkemelere ödenecek dava ve karşı taraf avukat giderlerini TEMAD Gn.Mrk.Yönetimi karşılamayı taahhüt edeceğini 14 ARALIK 2011 Çarşamba mesai bitimine kadar bildirmesi halinde temyiz dilekçemi sunacağım. Aksi halde takdir edersiniz ki bu gideri kişisel olarak karşılamam mümkün değildir.
Konuyu takdirlerinize sunuyorum.Sevgi ve saygılarımla.
Saygıdeğer Meslektaşlarımız;
Haksızlıklar karşısında sessiz kalmak haksızlık kadar suçtur! Sn.İsmail TURAN haklarımızın hukukta aranması konusunda büyük bir özveri göstermektedir. Size daha önce yapılan bilgilendirme ile davanın gerekçeleri ve ret edilme sebepleri belirtilmiştir.
TEMYİZ sürecinde TEMAD yönetimi gerekli maddi desteği sağlayacağını taahhüt edebilmesi halinde biz derneğimize katkı için davadan önce bir kampanya ile maddi destek sağlayabiliriz. Davanın kazanılması halinde ise bu destek başka bir mücadelemizde kullanılabilir. Site yönetimi ve üyeleri olarak haklarımızın ve onurumuzun korunmasında kararlıyız ve her türlü desteğe hazırız.
Saygılarımızla.
SİTE YÖNETİMİ
Ben emekli olduğumda, Emekli Sandığı yönetim kurulu şu muameleleri yaparak 73754 sayılı kararı almıştır.
26 yıl 8 ay hizmetimin kabul edilmesi ve 25 yıl üzerinden emekli ikramiyemin ödenmesiyle % 76 oranında aylık bağlanması yukarıda madde metninde yazılan emekli sandığı kanununun 32 ve 33. maddelerine uygundur.
İştirakçilerin derece ve kademelerinin mevzuata uygunluğunu belirlemede asıl yetkili makam Ek- 30. madde gereğince Emekli Sandığıdır. 73754 sayılı emekli sandığı kararının incelenmesinde; 2. derecenin 1. kademesinden aylık derecemin belirlenmesi konusunda hiçbir görüşme ve müzakere yapılmadan K.K.K. lığından kendilerine gönderilen Hizmet Belgesindeki 2. derecenin 1. kademesinin doğru kabul edilerek karar alındığı anlaşılmaktadır. Bu kabul, Emekli Sandığının iştirakçilerinin derece ve kademelerinin mevzuata uygunluğunu incelemesine amir Emekli Sandığı kanununun EK-30. maddesine aykırıdır.
Fiili hizmet zam hakkı olanla olmayan ve aynı dereceden göreve başlayan iki memuru örnek olarak ele alalım. Emekliye ayrılabilme hakkı kazandıkları 25 yıl sonra zam hakkı olmayan 25 defa terfi edip zam hakkı olan da 20 defa terfi ettiği için zam hakkı olan 5 kademe eksik derecede kalmaktadır.
Zamların derece ve kademelerde sayılmaması, zehirleyici ve öldürücü işlerde çalışanların emekli sandığı kanunuyla tanınan tüm haklara daha kısa sürede kavuşmaları amacıyla fiili hizmet zammı verilmesine amir 32 ve 33 maddelere aykırıdır. Bu şekildeki uygulama, avantaj olarak kanunla verilen bir hakkın dezavantaja dönüştürülerek hak sahiplerinin aleyhine olarak yapılan haksız bir uygulamadır.
657 Sayılı devlet memurları kanunuyla 5434 sayılı Emekli Sandığı kanununda, fiili hizmet zamlarının derece ve kademe intibaklarında sayılmasına dair bir madde yoktur.
Dava dosyasının incelenmesinde;
Fiili hizmet zammı fiil hizmetine eklenerek aylığı ödenmektedir.
Davacı, fiili hizmet zamlarının derece ve kademe intibakında da sayılması konusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu davacının kurumu olan K.K.K. lığına sormuş alınan cevapta, derece ve kademede mevzuata aykırı bir durumun olmadığı bildirilmiştir.
657 ve 5434 sayılı kanunlarda fiili hizmet zamlarının derecelerde sayılmasına dair bir mevzuat yoktur. Davacının aylığı kanunlara uygun olarak ödenmeye devam edilmektedir.
Dava açtıktan sonra müracaatım üzerine K.K.K. lığı tarafından 1 Nisan 2010 onay tarihli hizmet belgem tarafıma gönderilmiştir. Hizmet belgemi incelediğimde;
Kanunun 137, geçici 15 ve geçici 16. maddeleri gereğince;
1923 sayılı kanunla 1. 3. 1975 tarihinden geçerli olarak Astsubay rütbelerine Kademeli Başçavuş, Kademeli Kıdemli Başçavuş ve 2. Kademeli Kıdemli Başçavuş rütbeleri, EK- V111 Aylık gösterge tablosuna da 3 ve 2. dereceler eklenmiştir. Buna göre 1. 3. 1975 tarihinde 5 yıllık Kıdemli Başçavuş olduğumdan,
1. 3. 1979 tarihinden geçerli olarak 2260 sayılı kanun gereğince tüm devlet memurlarına 1 derece verilmiştir. 2. derecenin 4. kademesi ve daha fazlasında bulunan Astsubaylar 1. derecenin 4. kademesi hakkı kazandıklarından;
Emekli Sandığı, düşük derece ve kademeye intibakın askeri personel kanununa ve emekli sandığı kanununun EK- 16. maddesine aykırı olduğu için emekli sandığı keseneklerinin (Primlerin) eksik ödendiğini EK- 30 madde gereğince düzelttirmesi gerekirdi.
Hukuka aykırı bir durum yoktur.
Askeri personelin aylıkları 926 sayılı kanun, bu kanunun değişiklikleri ve yönetmeliklerle belirlenir. Aylık artışları kanunla yapılır. Davacı 2009 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı er ve erbaş kanunu ile 2010 yılında yürürlüğe giren YAŞ kararları ile ilişiği kesilen subay ve astsubayların affına dair kanunda da davacının böyle bir hakkı yoktur. Ayrıca Anayasa'ya ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu gereğince o tarihte komutanlıklarına dava açması gerekirdi.
Askeri Hizmet: Sosyal Güvenlik Kurumu ile hiçbir ilgisi olmayan ve İç Hizmet kanunuyla diğer Askeri kanunlarla belirlenen görev, disiplin, sicil, atış, tatbikat ve atama gibi görevlerden doğan hizmetlerdir. Askeri iş yerlerinde Komutanların emrinde geçen hizmetlerden doğduğu için ilk bakışta askeri hizmet gibi görünen fiili hizmet zamları ve emekli aylıkları Sosyal Güvenlik kapsamında olduğundan bu konudaki uyuşmazlıkların çözüm makamı 5510 sayılı kanunun 101. maddesi gereğince İş mahkemeleridir. Nitekim Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin Hakkımda verdiği karar dava dosyasında mevcuttur. Yaş kararları ile ilişiği kesilenlerin affı ve askerlik kanunlarının dava konusuyla hiçbir ilgisi yoktur.
Kanunlara aykırı olarak yapılan intibakımla hem ben eksik aylık alıyorum hem de emekli sandığı eksik prim almıştır. BİLİRKİŞİ RAPORUNUN RET EDİLEREK, KONULARINDA UZMAN 3 KİŞİLİK YENİ BİR BİLİRKİŞİ RAPORUNUN ALINMASINI talep ettim.
Davacının 3 kişilik yeni bilirkişi talebinin reddine ve davacının itirazlarının dikkate alınarak aynı bilirkişiden EK RAPOR alınması.
5434 sayılı kanunun 32. maddesi kimlere fiili hizmet zammı verileceğini, 33 ve 34 maddeleri de fiili hizmet zammının nasıl hesaplanacağı ve kurumların bu husustaki görevlerini belirlemiştir. Fiili Hizmet zamlarının derece ve kademelerde sayılacağına dair mevzuat yoktur.
Askeri Yüksek idare Mahkemesinde dava açılması gerekir.
Görüş ve kanaatimde bir değişiklik yoktur.
Fiili Hizmet Zamlarının derece ve kademelerde sayılmasına dair mevzuat, emekli sandığı kanununun 33. maddesinin 2. paragrafıdır. Sayın bilirkişi, 2. paragrafı dikkate almadan ve yok sayarak, dava konusuyla ilgisi olmayan 1. paragrafa göre rapor yazmıştır.
Dava doğru mahkemede açılmıştır ve zaman aşımı yoktur. Eksik dereceye intibak aylıklarla ilgili olduğundan askeri hizmetle ilgisi yoktur, intibakın yapılışı kanunlara aykırı olarak yapılmasıyla hem ben eksik aylık alıyorum hem de emekli sandığı kanununun Ek- 16. maddesine aykırı olarak emekli sandığı eksik pirim almıştır.
SONUÇ olarak Sayın bilirkişi raporu kanunlara aykırı olduğundan itiraz ediyorum ve raporun yok sayılmasını talep ediyorum.
Mümkün olduğu kadar kısa yazmaya çalıştım ama daha da kısa yazarsam konuyu tam olarak anlatamamış olurdum.
Sayın arkadaşlarım, temyiz hakkımı kullanacağım. Bilgilerinize ve yorumlarınıza sunuyorum. Teşekkürlerimle ve saygılarımla.
Sayın arkadaşlarım, haklarımızı almak için yetkili kurumlara yaptığımız başvurulara hep oyalayıcı cevaplar verildi ve bugüne kadar hiçbir hakkımızı alamadık.
Var olan kanunlara göre de verilmeyen haklarımızın bir kısmı için başlattığım hukuki süreçte sona yaklaştığımızı daha önce bu sitede yayınladığım makalede duyurmuştum.
İlk raporunda olumsuz görüş bildirerek aleyhimde rapor veren bilirkişiden, rapora yaptığım itirazlarımın dikkate alınarak aynı bilirkişi tarafından yeniden rapor alınması ve duruşmanın 8 Aralık 2011 tarihine ertelenmesine 7 Temmuz 2011 tarihindeki duruşmada karar verilmişti.
Sayın arkadaşlarım, aynı bilirkişi maalesef ilk rapora yaptığım itirazlarımda ileri sürdüğüm kanuni delillerimi hiç dikkate almadan ve davamla ilgisi olmayan yorumlarda bulunarak ikinci raporunda da olumsuz rapor vermiştir. Bu ikinci rapora da gerekçeleri ile birlikte itirazda bulundum. Her iki raporun olumsuz olmasına rağmen yürürlükte olan kanunlara göre haklı olduğumdan davayı kazanacağıma olan inancım daha da artmıştır.
Binlerce arkadaşımın helal olan rızklarını arttırmak amacıyla davayı kazanmak için, çok yüksek puan almak amacıyla üniversite sınavlarına hazırlanan öğrenci gibi, Dünya şampiyonluğu finaline hazırlanan milli futbol takımı gibi, zafer kazanmak için savaşa hazırlanan bir ordu gibi tüm hususları dikkate alarak 8 Aralık tarihindeki duruşmaya hazırlanıyorum.
Pozitif enerjileriyle ve dualarıyla yanımda olduklarına inandığım arkadaşlarımdan dualarının devamını diliyorum.
Allah ve hakimler, doğrunun ve haklının yardımcısıdır.
Değerli arkadaşlarım
Bilirkişinin raporunu mahkemeye sunmasıyla dava 7 Temmuz 2011 tarihinde 13. İş Mahkemesinde görüldü. Dava dilekçeme ek dilekçe ile sunduğum ve 1971 yılında tüm Astsubaylar gibi benim de rütbemin Kıdemli Baş Çavuşluktan Kıdemli üst çavuşluğa usulsüz olarak düşürüldüğünü, bu mağduriyetimin de dikkate alınarak ve fiili hizmet zam hakkımın da hesaba katılmasıyla yapılacak yeni intibakım sonucunda 1. derecenin 4. kademesine yükseltilmemi talep etmiştim. Bu rütbe düşürme iddiamı kazandığım takdirde 1970 ve daha eski nasıplı tüm Astsubaylar yıllarına göre ayrıca derece ve kademe yükselmesinden istifade edecekler.
Bilirkişi verdiği raporda; "fiili hizmet zamlarının derece ve kademelerde sayılacağına dair bir hüküm olmadığından sayılamayacağını, rütbe düşürme işleminin de o zaman bağlı komutanlığa dava açılması gerektiği" gerekçesiyle rapor yazmıştır.
İş Mahkemesi idari bir mahkeme değil bir hukuk mahkemesidir, zaman aşımı konusu idari davalar gibi 60 gün ile sınırlı değildir. Süre ne olursa olsun hak iddia edilebilir kazanılırsa ancak 5 yıldan önceki birikmiş para alacakları zaman aşımına uğrar 5 yıldan bugüne kadar olan para alacakları alınabilir. Ayrıca kanunlara aykırı olarak rütbe düşürme işlemi aylık ödemesiyle ve pirim ödemesiyle ilgili olduğundan Emekli sandığı kanununun EK- 30. maddesine göre alışılmış ve ezberletilmişin aksine olarak komutanlıklarla değil doğrudan emekli sandığı ile ilgilidir.
Ben bilirkişi raporunun aksine olarak, fiili hizmet zamlarının derece ve kademelerde de sayılması yönünde kanunun olduğunu, emekli sandığı kanununun 33. maddesinin gayet açık ve anlaşılır olduğunu belirttim. Bilirkişinin görüşü yönünde düşünsek bile;
Yazılı olarak ileri sürerek itiraz ettim ve raporun yok sayılarak, konularında uzman üç kişilik başka bir bilirkişi tarafından rapor hazırlanmasını, bilirkişi heyeti lüzum görürse benimle görüşebilmesi, soruları olursa açıklama yapmama izin verilmesini veya müphem kalmış hususları açıklaması için en az bir bilirkişinin gelecek duruşmada hazır bulundurulmalarını teklif ettim. Artık mahkemedeki haklarımızı, mahkeme kabul eder, ret eder düşüncesine kapılmadan suç olmayan her şeyi söylememiz gerekmektedir.
Sayın arkadaşlarım, hâkimin aynı bilirkişinin EK rapor vermesi kararının bizim için çok iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü Bilirkişi ek raporunda, benim itiraz ettiğim hususları ikna edici bir şekilde açıklama yapması gerekmektedir. İkna edici ve kanunlara uygun bir açıklamaya girmeden ilk raporunda olduğu gibi, fiili hizmet zamlarının derece ve kademelerde sayılacağı konusunda bir kanun yok dediği takdirde, bu rapor 33. maddeye aykırı olacak hem beni hem de mahkemeyi ikna edemeyecektir.
Duruşmadan sonra aynı gün yeni bilirkişi ücretini mahkeme veznesine yatırdım.
Mahkemenin 8 Aralık 2011 tarihinde sona erip lehimize bir karar verileceği yönündeki beklentim devam etmektedir. Aksi halde yolumuz Yargıtay ve AİHM kadar devam edecektir.
Saygılarımla.
Yunanca bir terim olan HİYERARŞİ sözlük anlamına göre; bir toplulukta, bir kuruluşta yer alan kişileri alt-üst ilişkileri, görev ve yetkilerine göre sınıflandıran sistemdir. Bu sistemde ölçü bilgi ve tahsildir.
Üniversite mezunu bir uzman çavuşla yine üniversite mezunu bir Kıdemli Başçavuş, lise mezunu albaydan da, Tuğgeneralden de, Tümgeneralden de hem daha kıdemli ve tecrübelidir ve hem de daha bilgilidir.
Bunun sebebi kanunlarımızın hukuka aykırı ve çağımıza uygun olmamasından olabilir mi acaba?
Sayın arkadaşlarım,
Hepimizin bildiği muvazzaf ve emekli astsubayların ortak birçok sorunundan bazısı olan aylık gösterge tablosuyla ilgili intibaklarımız, fiili hizmet zamlarının derece ve kademelerde sayılması ve OYAK konusunu mahkemeye taşımıştım. İntibaklarla ilgili dava Ankara 4. idare mahkemesinde, fiili hizmet zamlarının derece ve kademe yükselmelerinde de sayılması davası Ankara 13. İş Mahkemesinde devam etmektedir.
OYAK davası Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde sonuçlanmış ve beklediğimiz gibi hem asıl dava hem de karar düzeltme talebim ret edilmiştir. Bugün AİHM dava dilekçesini Denizli PTT'sinden STRASBOURG'a gönderdim.
Ben de bir vatandaş olarak kanundan doğan hakkımı alabilmek için tazminat talebiyle davayı açtım. Davanın hepimize hayırlı olmasını diliyorum.DAVANIN GEREKÇESİ
- Üyelerin genel kurulda üye olamadıkları
- Yıllık faizlerin %100, %150 ve % 200 olduğu zamanlarda bile yatırılan aidatların kanun gereği % 5 teknik faizle değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu.
- Özellikle emeklilikte ve emekli maaşı sisteminden ayrılanların paylarının yazılı değere göre değil gerçek değere göre hesaplanması.
- Üye varlıklarının gittikçe reel değerini kaybetmesine rağmen kurumun büyüyerek zenginleşmesi.
- 250.000 Euro tazminat talebi.
Hemen hemen hepimiz kötü bir rüya gördüğümüzde içimizden haykırmak gelir de haykıramayız ya, TBMM'de bizimle ilgili oylama yapılıp ret edildikten sonra orada olup bağırmak, nara atmak, haykırmak isteriz de genel kurul salonunda olmadığımız için büyük bir stres içinde susup otururuz ya.
Bizim içimizden geçirip de yapamadığımızı İKİ Astsubay ortaya çıkarak cesur yüreğin gazetedeki köşesinde yazdığı gibi “Bundan sonra durmak yok, Astsubaylar, uzman çavuşlar, sivil memurlar olarak ezilen kesimin sesi olacağız. Onur mücadelemizde astsubayların haykırışı her yerden duyulacak.” diyorlar.
Bırakın kardeşlerimiz sayın Hamza DÜRGEN ve sayın Yüksel BİNİCİ HAYKIRSINLAR.
OY VERİN HAYKIRSINLAR!!!........
OYAK rezervlerimizin gerçek değerler üzerinden hesaplanması için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde açtığım dava ret edilmişti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açabilmek için “karar düzeltme” talebinde bulunmam ve bu talebimin de ret edilmesi gerekiyordu.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi “Karar Düzeltme” talebimi de ret ederek beklediğim kararı verdi ve 6 ay içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açabilme yolumuz açıldı.
Dava dilekçem aşağıdaki ana başlıklardan oluşacaktır. Ana hatlarıyla dava dilekçemi hazırladım. AİHM'ne göndereceğim dilekçemi arkadaşlarımın görüşlerini de aldıktan sonra kesinleştirerek en kısa sürede davayı açacağım.
Arkadaşlarımın bilgisine sunuyorum. Saygılarımla.
“Saçı bitmedik yetim hakkı”, “Vatan, Millet, Sakarya” nutuklarıyla halkın kandırılması demode olmuştur. Bu sözler vatandaşlarımız tarafından yorumlanıp, ölçülüp tartıldıktan sonra söyleyenler hakkında kanaat sahibi olunuyor. Ben de bu sözleri söyleyenlerin bu memleket için benden az mı yoksa çok mu fedakârlık yapıp yapmadıklarına bakarak kanaat sahibi oluyorum.
Siyasi partilerin seçim beyannamesi olarak açıkladıkları “CEK-CAKLAR” beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren devlet büyüklerimizin büyüklüklerine yakışır şekilde sözlerini tutup tutmadıklarıdır. Kendimi bildim bileli az-çok siyaseti takip ediyorum, bu devirdeki kadar verilen sözlerin tutulmadığını hiç görmedim. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda görüşülen kanun teklifi ile tasarıları oylanıp kabul veya ret edildikten sonra gündemden düşer ve bir daha gündeme gelmez.
Sayın arkadaşlarım, milletimizin özelliklerinden biri de dar zamanlarda bir araya gelerek birbirimize maddi ve manevi destek olmaktır. Emekli ve muvazzaf Asssubay arkadaşlarımda da bu duygu ve haslet çok yüksek seviyededir.
Açtığım davaların masrafına katılmak için tüm Türkiye'den birçok arkadaşım banka hesap numaramla İBAN numaramı istemektedir. Tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Havale için hiç bir arkadaşıma banka hesap numaramı ve İBAN numaramı vermedim ve bundan sonra da vermeyeceğim.
Benden başka yanlış hatırlamıyorsam İstanbul'da beş arkadaşımız da muvazzaf ve emekli Assubayların derece ve kademe intibaklarıyla ilgili olarak dava açmışlardır. Arkadaşlarımın davaları ile bu konuda benim Ankara 4.İdare Mahkemesinde açtığım dava ve fiili hizmet zammı davası da Ankara 13. İş Mahkemesinde devam etmektedir.