Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın gücünü, kudretini bu ülkede herkes biliyor. "Ol " dediği anda o iş ülke pahasına mutlaka olduruluyor; Talimatı ise ne sorgulanıyor, ne araştırılıyor.
Kendi ağzından; "çözün artık bu assubayların sorununu hemen "
Şeklinde 2008, 2010, 2013 ve şimdi de Hindistan yolunda uçakta aynı sözü söylediğine dair bir takım kesin ifadeli açıklamalar yıllardır ve bu gün hala bıkmadan yapılıyor.
Ama dikkat edin sayın Erdoğan, 40 bin muhtarı tam 25 defa sarayında guruplar halinde karşılayıp onları ihya ederken bir tane assubay heyetini, hele ki TEMAD'ı tam 15 yıldır kabul dahi etmedi hala da, kabul etmiyor."
Ve biz hala onun ağzından " söyledi ya "iddialarına giriyoruz"
“ Rüyasında kendini darı ambarında sanan aç tavuklara” benzemekten de asla vazgeçmiyoruz.
Lütfen aklımızla dalga geçmeyelim.
Varsa böyle bir emri ; Bakanı var, sözcüsü var, danışmanı var,çıksın açıklasınlar....
Topu kökü emeklisi ile 200 bin kişiye yapılacak 3 kuruşluk tazminat iyileştirmesi bu kadar dile dolanır mı....?
Zatıali'leri , bu güne kadar tam 4 kez emir ve talimat verecek de hükümeti yapmayacak ha....
Bu akla dahi gelemez.
Bu toplumu yalanla, avutma ile, mavi boncukla, utanmadan kandıran siyasi iktidarı da lütfen artık ciddiye almayalım, tarih telaffuzu yapmayalım.
Assubay sınıfına hak verilmez. vermeyecekler de....
Çünkü zamanında Milli güvenlik kurulu belgesine alınan bir karardır, tavsiye olarak bu hükümete de bildirilmiştir.
"Assubaylara rahat edecekleri ekonomik refah yaşamı sunulursa disiplinsiz olurlar, görevden kaçarlar. itaatsizlik ederler "diye...
Mali iyileştirme talepleri rafa kaldırılmıştır.
Arkasından da,“bizden artık çıktınız top hükümette oraya gidin “diyerek açıklama yapılmıştır.
Çünkü 926 sayılı kanunda assubay sınıfı merdiven yani ara sınıftır. 657 ye ithaflıdır.
Alt düzeyde büro memuru statülüdür.
Asla eğitimsel, kültürel, teknolojik, çağdaş, sosyal, mali olarak üst standarda gelmemelidir.
Anlasanıza, dünyanın en gelişmiş tam 60 ülkesinde assubaylık üniversite ve 4 yıllık fakülte kaynaklıdır
25 ülkede assubaylar asker akademisi mezunudur
12 ülkede direkt komuta kontrol ve karargah sınıfındandır
Bu yüzden adaletimizi,
Bu sınıf adına iki kalem derece ve tazminatla değil,
Sadece ve sadece çağdaş taleplerle, ve de medeni ülkelerdeki uygulamaları örnekleyerek uluslar arası standartlar koyarak inatla direnerek almalıyız.
Bu noktada tek sorunumuz, TEMAD'ın sendikal bir S.T.K. olamamasıdır.
Dava kulübüne dönüşmemesidir.
Bu anlamda insanlık ve ekmek adaletimiz asla ve asla, kapıda bekleyerek değil.
Organize olmuş, hazırlıklı ve donanımlı bir S.T.K. çalışması ile gerekirse medeni dünyaya seslenerek alabiliriz.
Düşünebiliyor musunuz……
16 yıldır aynı hükümet ve siyasi iradeden lütuf bekliyoruz
Hala 100 gün,sonra, kesin az sonra, uçakta, kongreden sonra şeklinde açıklamalar yapıyoruz.
Bu TEMAD'ı ve assubay davasını yaralar, umutları köreltir, bezginlik, yılgınlık yaratır.
Bununla ilgili yazı yazdım.
TEMAD veya İSTEMAD'ın tüzel olarak varsa imkanları bunu ilgili bakandan bizzat doğrulatarak basına açıklasınlar.
Böyle rastgele kişisel beyanlar kaos yaratır, kargaşa yaratır.
Bu uyarılarımı da lütfen kimse;
"Çaba ve gayret gösteren bir arkadaşımıza yüklenmek" adına değerlendirmesin .
Assubay meselesi tüzel ve kurumsal bir dava meselesidir.
Sadece tazminatla, başlangıç derecesi ile bitirilemez.
Uyardım, yine uyarayım,
Assubayların hükümet meseleleri adına haber, açıklama,bilgilendirme yapmak tüzel kurum hüviyetindeki oluşumlara ait olmalıdır.
Açıklamaların altında bu tüzel kurumların adı olmalıdır.
Bilgi kirliliği adına bu çok önemlidir.
İktidarın istediği de zaten uyutup oyalamaktır.
Halimizi, yerimizi, elmalarımızı ve armutlarımızı lütfen iyi görelim.
Saygımla
Adnan Fuat ÖZDEMİR
Her yıl 3000 civarında Assubay emekli oluyor.
Bunların sadece % 8-10 oranı TEMAD'a üye oluyor.
Her yıl TEMAD'dan yaklaşık 2000 üye ayrılıyor. 300 üye vefat ediyor.
TEMAD üyelerinin % 35 i düzenli aidat ödemiyor
TEMAD üyelerinin % 20 si hiç aidat ödemiyor
TEMAD üyelerinin % 40 ı derneğine ya hiç uğramıyor ya da yılda bir kaç kez uğruyor.
TEMAD üyelerinin tam % 65 i “Assubayların ana meselesi nedir, hangi aşamadadır “ bilmiyor
TEMAD üyelerinin % 70 i derneği oyun oynamak ve vakit geçirmek için kullanıyor
TEMAD üyelerinin % 95 i yılda sadece bir defa ,şubelerinin etkinliğine katılıyorlar, o da pastalı, ikramlı, eşli, havalı güzel mekanlarda yapılan seçimli genel kurullara.....
Bir de gezi ve tozulara....."
Çalışan Assubayların ise % 85 i izinlerinde bölgelerindeki veya memleketlerindeki TEMAD'a hiç uğramıyorlar.
Çalışan Assubayların % 90 ı maaşlarından TEMAD'a ayda 10 lira yardım yapmıyor.
TEMAD üyelerinin % 35 i kendi yönetim kurullarını tanımıyorlar.
TEMAD yönetim kurullarının da % 50 si davasını, önceliğini ve mücadelenin hangi aşamada olduğunu bilmiyorlar.
TEMAD yönetim kurullarının % 80 inin odalarında sayın Fahrettin Bağrının "assubaylar meselesi "isimli teknik ve mali meseleler çalışma dosyası bulunmuyor.
TEMAD şubelerinin % 98 inde duyuru panolarında Assubay meselesine dair hiç bir haber, yazı, yorum ,almanak, belge, bilgi , kaynak bulunmuyor.
TEMAD üyelerinin % 85 i ekmek davalarını kovalayan, yazıp çizen, kalem ve emek ile bilgi döken kardeşlerini tanımıyorlar,
TEMAD üyelerinin % 90 ı internet kullanmıyorlar,sosyal sayfalardaki Astsubay sayfa ve sitelerine girmiyorlar, girince de goy goyları paylaşıp okuyup, düz yazıları sinkaf edip geçiyorlar.
Emekli Assubayların % 90 ı başlangıç derecesinin neden kaç olması gerektiğini bilmiyor.
Emekli Assubayların sadece % 0.07 si sosyal sahada ve sayfalarda davası için mücadele veriyor.
Emekli Assubayların tam % 92 si subayların emeklilikte hangi tazminat kalemlerini aldığını bilmiyor.
Emekli Assubayların % 99 u Türkiye'de kaç TEMAD şubesi var...? Bu şubeler nasıl ayakta kalıp yaşama mücadelesi veriyor bilmiyorlar.
Emekli Assubayların % 98 ı Sayın Ahmet Keser'i; Sanayi ve Ticaret Bakanlığında hem TOKİ'den hem de Zeytin depolamadan sorumlu Genel Müdür olduğunu sanıyorlar.
Emekli Assubayların tam % 100 ü Kurban ve Ramazan bayram fitrelerini ve yardımlarını TEMAD'a yapmıyor, camiye , diyanete yapıyorlar.
Emekli assubayların ekmek ve adalet davası sürüyor.
Hayırlı Ramazanlar.
Saygımla.
Adnan Fuat ÖZDEMİR
Her yıl 3000 civarında Assubay emekli oluyor.
Bunların sadece % 8-10 oranı TEMAD'a üye oluyor.
Her yıl TEMAD'dan yaklaşık 2000 üye ayrılıyor. 300 üye vefat ediyor.
TEMAD üyelerinin % 35 i düzenli aidat ödemiyor
TEMAD üyelerinin % 20 si hiç aidat ödemiyor
TEMAD üyelerinin % 40 ı derneğine ya hiç uğramıyor ya da yılda bir kaç kez uğruyor.
TEMAD üyelerinin tam % 65 i “Assubayların ana meselesi nedir, hangi aşamadadır “ bilmiyor
TEMAD üyelerinin % 70 i derneği oyun oynamak ve vakit geçirmek için kullanıyor
TEMAD üyelerinin % 95 i yılda sadece bir defa ,şubelerinin etkinliğine katılıyorlar, o da pastalı, ikramlı, eşli, havalı güzel mekanlarda yapılan seçimli genel kurullara.....
Bir de gezi ve tozulara....."
Çalışan Assubayların ise % 85 i izinlerinde bölgelerindeki veya memleketlerindeki TEMAD'a hiç uğramıyorlar.
Çalışan Assubayların % 90 ı maaşlarından TEMAD'a ayda 10 lira yardım yapmıyor.
TEMAD üyelerinin % 35 i kendi yönetim kurullarını tanımıyorlar.
TEMAD yönetim kurullarının da % 50 si davasını, önceliğini, ve mücadelenin hangi aşamada olduğunu bilmiyorlar.
TEMAD yönetim kurullarının % 80 nin odalarında sayın Fahrettin Bağrının "assubaylar meselesi "isimli teknik ve mali meseleler çalışma dosyası bulunmuyor.
TEMAD şubelerinin % 98 inde duyuru panolarında Assubay meselesine dair hiç bir haber, yazı, yorum ,almanak, belge, bilgi , kaynak bulunmuyor.
TEMAD üyelerinin % 85 i ekmek davalarını kovalayan, yazıp çizen, kalem ve emek ile bilgi döken kardeşlerini tanımıyorlar,
TEMAD üyelerinin % 90 ı internet kullanmıyorlar,sosyal sayfalardaki Astsubay sayfa ve sitelerine girmiyorlar, girince de goy goy ları paylaşıp okuyup, düz yazıları sinkaf edip geçiyorlar.
Emekli Assubayların % 90 ı başlangıç derecesinin neden kaç olması gerektiğini bilmiyor.
Emekli Assubayların sadece % 0.07 si sosyal sahada ve sayfalarda davası için mücadele veriyor.
Emekli Assubayların tam % 92 si subayların emeklilikte hangi tazminat kalemlerini aldığını bilmiyor.
Emekli Assubayların % 99 u Türkiyede kaç tane TEMAD şubesi var...? Bu şubeler nasıl ayakta kalıp yaşama mücadelesi veriyor bilmiyorlar.
Emekli Assubayların % 98 ı Sayın Ahmet Keseri; Sanayi ve Ticaret Bakanlığında hem TOKİ den hem de Zeytin depolama dan sorumlu Genel Müdür olduğunu sanıyorlar.
Emekli Assubayların tam % 100 ü Kurban ve Ramazan bayram fitrelerini ve yardımlarını temada yapmıyor. camiye , diyanete yapıyorlar.
Emekli assubayların ekmek ve adalet davası sürüyor.
Hayırlı Ramazanlar.
Saygımla.
Adnan Fuat ÖZDEMİR
FORSALAR GURUBU
Kasım'da TEMAD delegeleri hangi vaatleri seçmeli.
Zevahirden anladığım kadarı ile bu seçime de yine 3 gurup katılacak.
Durdum düşündüm… “ neden olmasın “dedim…
Belki son anda biz ihraçlı dava adamları da bir ekip olup divan başkanına listemizi arz ederiz.
Divan da bize;
“sizler ihraçlısınız tüzüğün 11,12,25,26,27,46 vs….amir hükümleri gereği hiç birinizde aday olamazsınız “ diyecektir mutlaka.
Biz de ;
“Biliyoruz, Assubayların çalışırken değil, emekli iken dahi kendi içinde aşağılanma muamelesini hem de kendi kardeşlerince gördüklerini göstermek için “forsa gurubu“ olarak yönetime aday olduk“ deriz belki.
Forsalık kanımıza işlemiş nasılsa……
Üstelik de bakarsınız oraya boş da gelmeyiz…..
Tüm salon delegelerine döneriz ve deriz ki,,,
Bizim yönetime seçildiğimiz saatten itibaren
bu ulu çınarda tüm ihraçlar ebediyen son bulmuştur.. “ deyip, Tüm ihraçların affını oylatırız belki.
Ve deriz ki….
“Velev ki seçilirsek pazar sabahı Anıtkabir'de, pazartesi sabahı Savunma Bakanlığındayız“
“Çarşamba da Beştepe'de Sarayın kapısındayız…..”
“ Hem de elimizde beş dosya olarak “
1.) Milli savunma üniversitesi 4 yıllık assubay meslek fakültesi kanunu onayı. Bu onayı müteakip tüm çalışan ve emekli assubayların başlangıç derecelerinin 8/1'e yükseltilmesi özlük ve maaşlarının düzeltilmesi.
2.) Görev, komutanlık, makam ,tazminatlarının yerine geçmek kaydı ile subay ve assubaylar arasındaki maaş uçurumunu özellikle emeklilikte sonlandıracak şekilde tüm yaşayan assubaylara ve uzman erbaşlarımıza, “sosyal denge tazminatı “ adı altında mali düzenlemenin OHAL kararnamesi adı altında kanun çıkarılması.
3.) Tüm nasıp kayıplarının affı ile, bundan doğan mali emsal kayıplarının yine bir OHAL kararnamesi ile emekliler de dahil olacak şekilde telafisini içeren bir kanun çıkarılması.Resen emeklilerin mali durumunun da iyileştirilmesi.
4.) Oyak Holding'in tüm aktüaryel varlığının ilk kuruluşundan bu yana;
zorunlu üyesi ve maaştan zorunlu kesinti yolu ile zorunlu katkı payı ortağı yapılan tüm subay ve assubaylara ve yaşayan yakınlarına eşit pay oranında hisse dağıtımı yolu ile üyelerin kurucu ortak yapılması.
5.) Assubay sınıfının yeni TSK profesyonel ordu teşkili konsepti gereğince lojistik, idari, teknik komutanlıklara ve ünitelere dönüştürülmesi,TMK'ların sil baştan yeniden teşkili. Bu anlamda sınıf TMK adının “ASUBAY “olarak değişimi.
KISACA ABD. ASSUBAYLIK SİSTEMİNE GEÇİLMESİ.
Biz forsalar gurubu;
bu beş dosyayı getirip divan başkanının masasına koyardık.
Derdik ki,
ahdımız ve namus sözümüzdür ki, yarından sonra bu dosya beşi bir yerde olarak bileğimizden çıkmayacak her nereye giderse birlikte gidecek.
Muhtarın girdiği o makamlara da bir hafta içinde girilecek.
“Assubayların aracıya tefeciye ihtiyacı yok, vatana can veren bu bedenlere canan olmayana bu alemde saygı da, itaatta olmayacak” derdik.
sonra da……
kürsüden salona dönüp şunu derdik…..
ey ahde mazlumlar….
ahdımız ve yeminimizdir.
bu dernek bu günden sonra ekmek ve adalete yar edilmiş bir dava derneğidir. STK'dır. Ekmek davamızın yuvasıdır.
“Üç ay sonra olağanüstü genel kurul toplanıp tüzük sil baştan değişecektir.” Derdik.
“İstanbul, İzmir, Eskişehir'de, Antalya'da, Samsun'da, bölge Başkanlıkları kurulacaktır.”
“Tüm yetkiler ve insiyatif bölgelerinde bu başkanlıklara devredilecektir.”
“ Üyelerle e-şube sistemine geçilecektir, aidat gönüllülük bağışı şeklinde serbest olacaktır.”
“Haftalık, Dava dergimiz, çok güçlü bir internet gazetemiz, sitemiz, basılı broşürlerimiz olacaktır.”
İl il gezip dolaşan “gezici asker hakları” logolu van minibüslerimiz içinde, ses ve yayın kayıt sistemlerimiz, halkla buluşacak, Assubayların sıkıntılarını, taleplerini anlatacak, vatan ve şehitlerimiz adına da bu onurlu derneğe yardım bağış ve destek isteyeceklerdir.”
“Assubayların da İnsan hakları ekipleri olacak, her mülki makamı, kamuyu, iş ve sanat,spor camiasını, STK'yı dolaşacaklar, destek isteyeceklerdir.”
“Emekli assubaylar lokalde, şubede oturmayacak, standlarda, mobil gezici noktalarda önlerinde bildiri, broşür, tanıtım, halka bu sınıfın adaletini anlatacaklar, bağışlar toplayacaklar,
taban-tavan çalışacak.”
“Birliğimiz çoğalacak.”
“Güven geri gelecek. Abdi İpekçi ruhu daha da geçilecek.”
“Dernekler harıl harıl çalışacak….”
“Buralarda gezi tozu olmayacak,”
“Şirket, rant sermaye , ticaret dolaşmayacak.”
“İnat büyütülecek.”
“Protesto ,eylem öğretilecek, “
“Taa ki ekmek davamızın adaleti alındığı güne kadar hiç bir emekli orduevlerine uğramayacak.”
“Kamplara yazılmayacak…”
“Sosyal sayfalardan mutluluk selfisi yayımlanmayacak”
“Hiç bir Assubay gülmeyecek,sevinmeyecek.”
“Bu forsa gurubu, 6 ayın sonunda en az beş adım atamazsa….”
“Şimdi huzurunuzda imzalayacağı “namusumuzdur-ahdımızdır “ sözleşmesine uyup istifa edecek.”
“Bu gün buradan, davanın en büyüklerinden 12 kişilik de bir danışma kurulu seçiniz.”
Başındaki en büyüğümüzü de TEMAD'ın onursal başkanı yapınız.”
Diyeceğiz.
Ve söz vereceğiz…..
“Bir kol mecliste,
“Bir kol bakanlıkta,
"Bir kol M.S. Üniversitesinde,
“Bir kol Sarayda,
“Bir kol medyada,
“Bir kol komisyonlarda,
“Bir kol yargıda,
“Bir kol bağış ve yardımlarda,
“Bir kol STK'larda,
Olacak.
TEMAD her odası bir Ar-ge olup donanımlı, hazır, yetkin insanlarla çalışacak.
Kadınlar en güçlü ve en etkili kol haline getirilecek.
Tüm temaslarda her salonda, koridorda süslü değil, çiçek taşıyan göstermelik değil,
akıllı ve bilinçli azimli,kadın kolları olacak.
en önde Assubay kadınları mücadele verecek…
DERDİK…..
Biz forsalar gurubu,,,cezalı ve ihraçlı olmasa idik;
Kasım'daki genel kurula ekibimizle gelir…..
bunları aynen yapardık…….
Yine de…
hani dedim ki içimizde kalmasın…
böyle bir özgürlüğümüz de,hukukumuz da yok ne yazık ki ama,
hani olur ya…
Aday guruplardan biri olsun anlasın….
Saygımla.
ADNAN FUAT ÖZDEMİR
ÇOK ACİL…….
Sami Başkaya - GÜÇLÜ TEMAD GÜÇLÜ ASSUBAY
(SAYFASINDAN ALINTIDIR)
İHANETİ GÖRDÜM..!
Değerli Arkadaşlarım;
Dünya tarihinde bir ilk olan bir Assubay ‘ ın bir Generali vurması; tüm dünyada olumlu karşılık bulmuşken, TEMAD Genel Başkanının Şehit Assubay Ömer HALİSDEMİR ‘ e sahip çıkmaması manidar değil mi ? TEMAD Genel Başkanı o günlerde hangi düşünceyle hareket etmiştir ?
Verdiği röportajlarda Ankara ‘ da yaprak kıpırdasa haberim olur şeklindeki ifadelerinin ışığında soruyorum. Kıpırdayan yapraktan haberin varsa, darbeden de haberin varmıydı ? Sorduğum soruya ben cevap veriyorum. O çıksın haberim yoktu desin. Ama haberi vardı. Darbeye sayılı günler kala, bana iftira atıp istifaya zorlamasının ardında yatan gerçekte budur. O da bazı Generaller gibi darbeci alçakların başaracağını düşünüyordu. Başardıklarında TEMAD ‘ ta, hayatını bu alçaklarla mücadeleye vermiş Sami BAŞKAYA ‘ nın olmaması gerekiyordu. Onun için darbeye günler kala bana iftira attı..."
DİYOR SAYIN SAMİ BAŞKAYA……
BURADAKİ İDDİA ÇOK CİDDİ VE ÇOK ÖNEMLİDİR.
SAYIN BAŞKAYANIN VERMEYE ÇALIŞTIĞI MESAJ DA ŞUDUR…
BU İFADE GENEL BAŞKAN AHMET KESERİN DARBECİ GENERALLERLE İŞBİRLİĞİ KONUSUNDA İRTİBATLI VE İLİŞKİLİ OLDUĞU ŞEKLİNDE AKILLARDA BİR SORU İŞARETİ BIRAKMAKTA
AYRICA “DAHA AHMET SEZERLE İLGİLİ KONUYU ANLATMADIM “”DİYEREK NEYİ İMA EDİYOR… O DA AYRI BİR SORU.
BU VAHİM AÇIKLAMADAN BENİM BİREY OLARAK ALGILADIĞIM BUNLAR.
DAHA DA ANLADIĞIM MEVCUT TEMAD YÖNETİMİNİN FETÖ İLE İLİŞKİLİ OLDUĞUNA DAİR BİR CİDDİ SUÇLAMA
ÜSTELİK ” DAHA ANLATACAKLARIM ÇOK FAZLA “ DİYEREK.
TEMADI ,BU KURUMSAL TARİHİ YAPIYI AĞIR BİR TÖHMET ALTINDA BIRAKARAK….
İDDİALARI DOĞRU VE BELGELİ İSE, SAYIN BAŞKAYAYI BU GECİKMİŞ CESARETİNDEN VE VATAN SEVERLİĞİNDEN DOLAYI KUTLUYORUM.
KENDİSİNİ ; BU AĞIR VE VAHİM İDDİALARINI ACİLEN EN YAKIN CUMHURİYET SAVCILIĞINA TAŞIMASI ADINA MİLLİ BİR GÖREVE DAVET EDİYORUM.
BU ÖRGÜTÜN TSK DAKİ YAPILANMASININ TEMAD İÇİNDE DE NE KADAR UZANTILI OLDUĞU, KONUSUNUN DA CUMHURİYET SAVCILARINCA SORUŞTURULACAĞINA İNANIYORUM.
“ KESER DÖNER SAP DÖNER GÜN GELİR HESAP DÖNER “ DÜSTURUNUN HAK BULMASINI DA , BU KALKIŞMADA KANLARI DÖKÜLEN YÜZLERCE MASUM ADINA DİLİYORUM.
SAYIN SAMİ BAŞKAYAYI, BU AÇIKLAMADAN SONRA YAPMASI GEREKENE, TÜM BİLDİKLERİNİ AHMET KESERİN EN BÜYÜK SIRRI VE ORTAĞI OLARAK İLGİLİ MAKAMLARA AÇIKLAMASI ADINA GÖREVE DAVET EDİYORUM.
TEMAD GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULUNUN DA AHMET KESER HARİCİNDE TÜMÜNÜ DERNEĞİN SELAMETİ VE BEKASI İLE VATANA BAĞLILIK ADINA GECİKMEKSİZİN 24 SAAT İÇİNDE İSTİFAYA DAVET EDİYORUM.
TÜM İL VE İLÇE BAŞAKNLIKLARININ DA BU İDDİANIN VEHAMETİ İLE YASAL SORUŞTURMASI ADINA ANKARA CUMHURİYET BAŞSACCILIĞINA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMALARI KONUSUNDA UYARIYORUM.
VARSA VEHMETE VE İHANETE SEYİCİ OLMAMAK, TEMADI AKLAMAK ADINA.
YİNE TÜM İL VE İLÇE BAŞKANLIKLARININ ACİLEN BİR HAFTA İÇİNDE ANKARADA GENEL MERKEZDE BULUNARAK OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL KARARI ALMALARININ, BU YÖNETİMİN GÖREVDEN ALINAMSININ SAĞLANMASINI, GEÇİCİ BİR YÖNETİM KURULU ATANMASINI, TÜZÜĞÜN AMİR HÜKÜMLERİ GEREĞİ ACİLEN TAVSİYE EDİYORUM.
BU KONU İLE İLGİLİ OLARAK DEĞERLİ KALEM ARKADAŞIMIZ SAYIN LEVENT ULUCANIN “ ASTSUBAY İNSİYATİFTE “ YAYIMLANAN “
“TEMAD 'DA BOMBALAR PATLIYOR ..”
BAŞLIKLI YAZISINI TÜM TOPLUMUN MUTLAKA OKUMASI GEREĞİNİ ÖZELLİKLE BELİRTMEK İSTİYORUM.
BU VAHİM GELİŞMEYE TÜM DUYARLILIĞI VE ATATÜRK E BAĞLILIK RUHU İLE ASTSUBAY TOPLUMUNUN EL KOYMASINI DİLİYORUM
SAYGIMLA.
ADNAN FUAT ÖZDEMİR
Bir bakalım…….
MSB lığı. Assubayların ve emeklilerinin mali durumlarının iyileştirilmesi adına nasıl bir çalışma yapmıştır....?
Ortada bir müjde dolaşıyor ya…
Acaba sayın bakan; hangi özlük kalemlerinde hangi düzenlemeyi , hangi kanuna ve kararnameye dayanarak nasıl yapacaktır.?
657 yi 926 ya nasıl uyarlayacaktır..? veya 926 da varsa düzelteceği, tazminatlarla ilgili olarak nasıl bir değişiklik yapacaktır..?
Assubaylar, kaç kalem tazminat kalemi ile hangi tazminat kalemlerinden yararlanacaklardır..?
Bu tazminatlardan hangi rütbedeki, hangi hizmet süresi sonundaki, hangi derecedeki Assubaylar yararlanacaktır...?
Yine, yeniden, inatla, subaylarda olduğu gibi rütbeye değil de;
“ Assubay tanımı altında 24 fiili hizmet yılını bitirene mi,
Birinci derece 4. Kademeye çıkana mı,
Dışarıdan 4 yıllık üniverise bitirene mi,
Sicil ortalaması 90 ve üstü olana mı..”
Tazminat kalemlerinden yararlanma hakkı getirilecektir;
Var mı bilen…..?
Madem müjde tamam. Varsa açıklasın…
Bu tazminat veya tazminatların toplam tutarı ne kadar olacaktır...?
Bu tazminatlardan halen emekli olanlarda yararlanabilecek midir...?
9/1 başlangıç dereceleri 9/2 olarak bir üst kademeye yükseltilmek adına düzeltilecek midir..?
Madem bir tek müjdesi kalmış, kanun tasarısı madem hazırlanmış buyurun bir bilenler açıklasınlar.
MSB. Sayın Işık ın ;
“ Top maliye bakanında onlardan müspet bir çözüm bekliyoruz. kaynak durumuna bakıyorlar, inşallah bir kaynak bulunur."
sözü bu işin ne kadar müjdesidir...?
Maliye Bakanlığı daha önce kaynak olmadığı ve mali bütçe disiplininin bozulamayacağını, böyle bir kanuni düzenlemenin diğer memur kesimlerine ve emeklilerine hak emsali doğuracağını açıklamıştı.
Yine böyle bir mazeret gelme olasılığı yokmu da... şimdiden müjdeler veriliyor.
Bu sınıf 16 yıldır tam 4 kez son anda kapıdan döndürüldü. Hatta mecliste kabul edilen kanun ertesi gün yeni bir kanunla iptal edildi.
Bunu daha bilmeyen,yaşamayanlarımıza söylüyorum.
İstemad adına yapılan sözcü açıklamasında bu müjdenin alındığı, Assubay ve emeklilerinin mali ve özlük mağduriyetinin tamamen çözüldüğü, her şeyin tamam olduğu, açıklamanın ise ya 21 Mayıs AKP kongresi hemen öncesi veya kongre akşamı kamuoyuna yapılacağı kesin bir dille açıklanmış olup;
Bunun olası gerçekleşmemesi durumunda şimdiden verilen bu müjdenin sorumluluğunu İstemad kabullenecek ve yüklenecek midir..?
Topluma karşı olur ya olabilecek bir olası kötü sonucu izah edebilecek midir…? Açıklayabilecek midir…?
Bunun yükünü ve sorumluluğunu küçük ve lokal bir dernek olarak taşıyıp karşılayabilecek, altında ezilmeden durabilecek midir…?
Asıl önemli bir diğer konu;
MSB. lığı ; çalışan ve emekli toplamda 220 bin Assubayın ve 1 milyonluk ailesinin tam 50 yıldır ana meselesi olan mali ve özlük ayırımı gibi çok önemli bir meseleyi bu toplumun tek yasal ve tüzel temsili organı olan 96 şubeli temad ile muhataplık ve bilgilendirme düzeyinde TEMAD Genel Başkanlığını devre dışı tutup, İstanbulda yeni kurulmuş olan bir lokal Assubay Derneğini muhatap alarak çözmenin sorumluluğunu , devlet kaidesine ters düşecek bir sorumsuzlukla nasıl ve ne şekilde izah edecektir.
Yani evin reisi yerine evin oğlu ile muhatap olmayı nasıl açıklayacaktır.?
Bir devlet teamülünü bozarak nasıl hareket edecektir...?
Bu yaklaşım ve muhataplık, Assubay toplumuna veya kurumsal yapısına bir saygısızlık, aşağılama olmayacak mıdır....?
Maliye Bakanlığı olumsuz görüş bildirir ise, bu mesele bu şekilde ortada kalır ise bunun alternatifi, B planı, C planı yine İstemad dan mı çıkacaktır…?
Sorumlusu da mı İstemad olacaktır...?
MSB. nın bir şahıs üzerinden bir milyonluk bir aileye mesaj vermesi ne kadar devlet ciddiyeti ile bağdaşır olacaktır....?
Bizim için ne kadar haysiyetli ve etik olacaktır...?
İstemad sadece hep durmadan bir basın sözcüsü arkadaşımız ile mi koskoca Savunma Bakanlığı ile görüşecektir...? irtibatı tesis edecektir…?
Bir hazır ve koltuğu dosyalı yönetim kurulu ekibi ile bir temsil kadrosu ortada olmayacak mıdır...?
Hükümetten müjde alındığına göre müjdenin içeriğini ve ayrıntılarını mesela yarın sabah bana kim nasıl açıklayacaktır...?
Bir arkadaşımızın kişisel çaba ve gayreti bizleri mutlu etmekle birlikte, Assubay toplumunun mali, teknik, hukuki, yapısal, mesleki, görev ve statülü, 4 yıllık fakülte donanımlı, yeni assubay görev ve tanımlı, 5 ana taktik ve teknik değişim ve dönüşüme dair stratejik bir yapılanma projesi var ise;
Bunu Yeni Türkiyenin yeniden kurgulanan TSK nın Savunma Bakanına kim anlatacak, rapor ve çalışmaları kim sunacak, projelendirecek, yeni Assubayın algı vizyon ve misyonunu önüne kim veya kimler koyacak....?
Haydi yarın yumurtadan kuş değil, karınca çıktı.
Ne olacak…?
Assubay meselesi iki kalemlik 200-300 tl.lik sadaka iyileştirmesi değildir ki .
Yarın 200 tl verip te;
" gidin ve elli yıl bir daha gözümüze görünmeyin “ derlerse, sorumlusu yine İstemad mı olacaktır...?
Hayır,olmamalıdır…
Assubay meselesi, bir tane cesur ve azimli kardeşimizin komando çabası ile çözülecek basit bir mesele değildir.
Mali tablolar, buna dair emsal değişiklik ve uygulamalar,teknik çalışmalar, Temadın ve uzman insanlarımızın ortak çalışma ve kararından geçmiş olmalıdır.
Bu mesele, bir daha hataya düşülmeyecek kadar önemli ve hassastır.
Kimse alınganlığa, kıskançlığa, şövalyeliğe soyunmadan,
İstemadın girişimi ne olursa olsun, Temadla görüşülerek muhataplık bu tüzel derneğin yönetiminin sorumluluğuna bırakılmalıdır.
Sayın Koldamca ve ekibine de bu kadar çabası ve girişimi sonunda artık elinden zorla alınan istanbul Temad İl Başkanlığı makamı ve statüsü mühürü ile beraber törenle geri verilmelidir.
Görülen odur ki, aynı oyun ve oyalama yine sahnelenecek, 16 yıldır bu sınıfa kan kusturan bu iktidar, zayıf halkalarımızı kullanarak yine bir süre önce 60 lira karşılığı verdiği ikişer kademe hak misali , ikinci 60 lirayı da getirip dilenci sadakası gibi önümüze atacaktır.
Tek derdimiz, korktuğumuzun yine başımıza gelmemesi içindir.
Hiç bir arkadaşımızı asla önemsemediğimizden değil......
Biz gerçek bir aile olduğumuzdan….
Bir de avucumuzda 1951 den beri köle kanı taşıdığımızdan….
Saygımla.
ADNAN FUAT ÖZDEMİR.
KOYUNLAR ve İNSANLAR
TEMAD Genel Başkanı Sayın Ahmet KESER, Ankara Merkez Şube Delege seçimi toplantısında, cümlenin başı-sonu nasıl, net değil ama astsubaylara “KOYUN” diyesiymiş! Divan Başkanı’nın uyarısı üzerine de güya sözlerini tevil (düzeltme-izah ) etmiş. Tüm siyaset erbabı gibi! Hani siyasetçi coşar, kendini kaptırır, ortam müsaittir, sallar, tepkiler gelince “sözlerim yanlış anlaşıldı” ya da “sözlerim çarpıtıldı” der ya, böyle bir şey olmalı.
Sayın Ahmet KESER de bir assubay emeklisidir ve assubay emeklisi olduğu için TEMAD başkanıdır. Bu tespiti de yapalım, bir kenarda dursun!
Koyunlarla insanlar (assubaylar) arasında benzerlikler kurulabilir.
Koyunların etinden, sütünden, derisinden yararlanılır. Assubaylardan da hem bedenen hem de zihnen yararlanılır.
Koyunlar çobana boyun eğer, assubayların %99.9’u sıvasız evlerin çaresiz, arkasız çocukları oldukları için onlar da ekmeğine boyun eğer.
O sessiz koyunun öyle bir huyu vardır ki, yukarıda tüm sayılanların tam zıddıdır. Bir buğday yığını gördüklerinde, o sessiz koyunlar öyle canavarlaşır ki, kafasına yumrukla sopayla vurun, fırlatıp atın, tekrar ve daha büyük bir azimle buğday yığınına saldırırlar. Birini fırlatıp atın o yere düşmeden diğeri saldırır. Hani insanlarda da öyle değil midir? Halim selim görünen kimi insanlar bir yere yönetici olunca saltanatı, imkânları görünce koltuğa ölümüne sarılıp, her türlü değeri ayaklar altına alıp, avantaya saldırmazlar mı? Şöyle bir bakın etrafınıza onlarca örnek görürsünüz!
Sürünün içinde bir “baş koyun” olur. Muhtemelen delege seçimi ile falan belirlenmez, diğerlerinden bir tık daha yürekli, bir tık daha akıllı bir koyun sürüye liderlik yapar. Akıllı çoban onu bilir ve onu yemler. Çoban ona bir isim koyar, azığından arta kalan ekmek kırıntılarını ona verir, verirken de onu adı ile çağırır. O çobanı izler, sürü de onu. Sürü psikolojisi denir ya, bu tam koyunlar içindir. Biri nereye ayağını basarsa diğeri de aynı yere basar. Biri uçurumdan atlayınca arkasından tüm sürünün atladığı bir ara gazetelere haber olmuştu.
Baş koyunun etrafında bir gurup oluşur,baş koyundan arta kalanı bu gurup paylaşır, ne kalırsa artık! Çoğu zaman da bu iş toslaşmaya varır. Artık gücü yeten yetene. Toslaşma başlayınca kimi koyunlar guruptan istemeden de olsa ayrılır, yerini yenileri alır.
Hani bazı sivil toplum örgütleri yönetim kurullarını güle oynaya oluşturup, büyük hedeflerle, büyük vaatlerle, büyük umutlarla göreve gelip, her nedense (!?) bir süre sonra darmadağın olurlar ya. Tabii ister istemez insanın aklına “neyi paylaşamadılar da darmadağın oldular? “ sorusu gelir. Genelde bu soru sorulur ama sorular hep cevapsız kalır.
İroni’yi bir kenara bırakalım!
Koyun koyundur, Assubay İnsan!
Bu ayırımı herkesten çok TEMAD Başkanı’nın yapması, bu talihsiz benzetmeyi yapmaması gerekirdi.
Assubay toplumu bilinçli, eğitimli, bir çok meslek gurubu ile kıyaslanamayacak kadar entelektüel birikimi olan bir toplumdur.
Bu hadsizliğe sessiz kalan koyunlara ve kendini çoban zannedenlere hatırlatılır .......
Assubaylar açık hukuk ihlallerine, ölçüsüz haksızlıklara rağmen ne vatanseverliğinden ne de ülkesine ve bayrağına sevgisinden, bağlılığından asla taviz vermemiş ve vermeyecektir.
İnanıyoruz ki, assubaylar BAŞ KOYUN değil, hedefleri olan, kanun çerçevesinde her türlü yasal hakkını kullanabilecek, kararlı, kendini toplumuna adamış, TEMAD Genel Başkanlığını atlama tahtası olarak görmeyen, inançlı, bilinçli, toplumun layık olduğu yönetimi sağlayacak bir BAŞKAN seçecektir.
Bunu görmek ve inanmak istiyoruz!
Bekliyoruz!
TEMAD Genel Başkanı Sayın Ahmet KESER, Ankara Merkez Şube Delege seçimi toplantısında, cümlenin başı-sonu nasıl, net değil ama astsubaylara “KOYUN” diyesiymiş! Divan Başkanı’nın uyarısı üzerine de güya sözlerini tevil (düzeltme-izah ) etmiş. Tüm siyaset erbabı gibi! Hani siyasetçi coşar, kendini kaptırır, ortam müsaittir, sallar, tepkiler gelince “sözlerim yanlış anlaşıldı” ya da “sözlerim çarpıtıldı” der ya, böyle bir şey olmalı.
Sayın Ahmet KESER de bir astsubay emeklisidir ve astsubay emeklisi olduğu için TEMAD başkanıdır. Bu tespiti de yapalım, bir kenarda dursun!
Koyunlarla insanlar (astsubaylar) arasında benzerlikler kurulabilir.
Koyunların etinden, sütünden, derisinden yararlanılır. Astsubaylardan da hem bedenen hem de zihnen yararlanılır.
Koyunlar çobana boyun eğer, astsubayların %99.9’u sıvasız evlerin çaresiz, arkasız çocukları oldukları için onlar da ekmeğine boyun eğer.
O sessiz koyunun öyle bir huyu vardır ki, yukarıda tüm sayılanların tam zıttıdır. Bir buğday yığını gördüklerinde, o sessiz koyunlar öyle canavarlaşır ki, kafasına yumrukla sopayla vurun, fırlatıp atın, tekrar ve daha büyük bir azimle buğday yığınına saldırırlar. Birini fırlatıp atın o yere düşmeden diğeri saldırır. Hani insanlarda da öyle değil midir? Halim selim görünen kimi insanlar bir yere yönetici olunca saltanatı, imkânları görünce koltuğa ölümüne sarılıp, her türlü değeri ayaklar altına alıp, avantaya saldırmazlar mı? Şöyle bir bakın etrafınıza onlarca örnek görürsünüz!
Sürünün içinde bir “baş koyun” olur. Muhtemelen delege seçimi ile falan belirlenmez, diğerlerinden bir tık daha yürekli, bir tık daha akıllı bir koyun sürüye liderlik yapar. Akıllı çoban onu bilir ve onu yemler. Çoban ona bir isim koyar, azığından arta kalan ekmek kırıntılarını ona verir, verirken de onu adı ile çağırır. O çobanı izler, sürü de onu. Sürü psikolojisi denir ya, bu tam koyunlar içindir. Biri nereye ayağını basarsa diğeri de aynı yere basar. Biri uçurumdan atlayınca arkasından tüm sürünün atladığı bir ara gazetelere haber olmuştu.
Baş koyunun etrafında bir gurup oluşur, baş koyundan arta kalanı bu gurup paylaşır, ne kalırsa artık! Çoğu zaman da bu iş toslaşmaya varır. Artık gücü yeten yetene. Toslaşma başlayınca kimi koyunlar guruptan istemeden de olsa ayrılır, yerini yenileri alır.
Hani bazı sivil toplum örgütleri yönetim kurullarını güle oynaya oluşturup, büyük hedeflerle, büyük vaatlerle, büyük umutlarla göreve gelip, her nedense (!?) bir süre sonra darmadağın olurlar ya.Tabii ister istemez insanın aklına “neyi paylaşamadılar da darmadağın oldular?“ sorusu gelir. Genelde bu soru sorulur ama sorular hep cevapsız kalır.
İroni’yi bir kenara bırakalım!
Koyun koyundur, Astsubay İnsan!
Bu ayırımı herkesten çok TEMAD Başkanı’nın yapması, bu talihsiz benzetmeyi yapmaması gerekirdi.
Astsubay toplumu bilinçli, eğitimli, bir çok meslek gurubu ile kıyaslanamayacak kadar entelektüel birikimi olan bir toplumdur.
Açık hukuk ihlallerine, ölçüsüz haksızlıklara rağmen ne vatanseverliğinden ne de ülkesine ve bayrağına sevgisinden, bağlılığından asla taviz vermemiş ve vermeyecektir.
İnanıyoruz ki, astsubaylar BAŞKOYUN değil, hedefleri olan, kanun çerçevesinde her türlü yasal hakkını kullanabilecek, kararlı, kendini toplumuna adamış, TEMAD Genel Başkanlığını atlama tahtası olarak görmeyen, inançlı, bilinçli, toplumun layık olduğu yönetimi sağlayacak bir BAŞKAN seçecektir.
Bunu görmek ve inanmak istiyoruz!
Bekliyoruz!
PAZAR GÜNÜ ANNELER GÜNÜ.
Aslında bir gün değil;
Bir ömür elleri öpülesi o mübarek varlıkların tek özel günü 14 MAYIS PAZAR GÜNÜ.
Onların kim olduğunu , anneliğin nasıl bir şey olduğunu yazmaya, anlatmaya gerek yok.
Annelerimiz, allahın bu dünyadaki kanatsız melekleri.
Yaşamı,umudu, ayakta tutan hala bu çirkinleşmiş dünyayı yaşanabilir kılan, evrenin olağan dışı canlıları onlar.
Hala hayatta olan bir anneniz var ise onu asla bırakmayın.
Yaşantınız ve aile düzeniniz ne olursa olsun onu asla yanınızdan ayırmayın.
Hele ki yapa yalnız ise,
Size, muhtaç ise;
Yaşama bağlandığı pamuk ipliği sadece evladı ise.
Onu asla nefesinizden uzak tutmayın.
Doyasıya sarılın.
O mübarek elleri ile kahırlı gözlerinden doyasıya öpün. Doyasıya sevin.
Onu asla incitmeyin. Her ne yiyorsanız yarısını bölüp ona verin.
Gülmese de gülümsetin.
Pazar sabahı ona bir avuç fındık, bir kır çiçeği, bir adet muz, bir çift çorap,bir küçük gofret dahi olsa mutlaka verin.
Ona deyin ki…..
“ Annem…..Annem…..Annem….İyi ki varsın ve yanımdasın…….”
Ve ona fısıldayın…..
“ben hala senin çocuğunum, bebeğinim anne “
Anneler gözyaşından ağlamazlar, ciğerinden, yüreğinden ağlarlar….
Siz bilemezsiniz.
Onun yüreğini kırmayın, ağlatmayın.
Ona uzaklardan sarılmayın…
Hasret prangalarına bağlatmayın.
“Uzaksın, ıraksın, be anne “ demeyin.
“zamanım yok, vaktim yok, işim çok be anne “ demeyin.
Sesinizle değil, nefesinizle sevin.
Pazar günü annenizi bulup ona sarılın.
Öpün, öpün, öpün, koklayın.
O beyaz kefene sarmadan, kara toprağa koymadan henüz daha zaman varken gidip son kez ona var gücünüzle sarılın.
Uzaklara sığınmayın….
Zamanlara sığınmayın….
“ anam “ deyin. “annem” deyin. Pazar günü çocuk olup boynuna sarılın.
Ayazlarda, yokluklarda, korkularda, yalnızlıklarda, hastalıklarda,sarıldığınız gibi;
Sarılın. kana kana sarılın.
O pamuk , o nasırlı ellerini doyasıya öpün.
Bilin ki zaman çok kısa.
Yaşam çok acı.
Annenizi asla kalan asudesinde evlatsız bırakmayın.
Benim bir annem yok. Onu kaybettim.
Onsuz tüm onca zamanları hoyratça kullandım…
Çok az kucakladım.
Ona yılda bir kezcik o anneler gününde bir gofret olsun alamadım.
O son nefesini bedeninden sonsuzluğa bırakıverdiği ayrılık günü gelip çattığında anladım ki ben artık bir öksüzüm….
Hep sıcak bilirdim annemi, yumuşak, hele ki o nefesi ,kokusu hiç solmayacak….
Soğuktu, kaskatı idi, nefessiz di…..
İnanamadım…..
Toprağın altına bembeyaz kefeni ile kucaklayıp yatırdım.
Ağladım, ağladım…..
O sıcacık ellerini aradım, şefkatli yüzünü aradım. bulamadım.
Annem yoktu.
“ Allahım ne olursun son kez olsun “ dedim.
Yine yoktu.
Kahroldum. yıkıldım.
Ne çok zamanı hoyratça , umarsızca annesiz geçirmiştim.
Yüreğime, çöktüm kaldım.
Boğazıma düğümlenip kaldım.
Annenizi asla bırakmayın.
Onu asla bir başına ayrı yaşatmayın.
Her an, her gün onun o melek yüzüne dokunun…ona sarılın…
Gözünden ve ellerinden doyasıya öpün.
Asla evladından ayırmayın.
Kimseye, aldırmayın….
Annenizi hiç bırakmayın.
Hepinizin
ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
Toprağın altındaki o ebedi ruhlarında,
Öbür alemde bizlerin yolunu gözleyen tüm annelerin de,
ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
Saygımla
ADNAN FUAT ÖZDEMİR.
PAZAR GÜNÜ ANNELER GÜNÜ.
Aslında bir gün değil;
Bir ömür elleri öpülesi o mübarek varlıkların tek özel günü 14 MAYIS PAZAR GÜNÜ.
Onların kim olduğunu , anneliğin nasıl bir şey olduğunu yazmaya, anlatmaya gerek yok.
Annelerimiz, allahın bu dünyadaki kanatsız melekleri.
Yaşamı,umudu, ayakta tutan hala bu çirkinleşmiş dünyayı yaşanabilir kılan, evrenin olağan dışı canlıları onlar.
Hala hayatta olan bir anneniz var ise onu asla bırakmayın.
Yaşantınız ve aile düzeniniz ne olursa olsun onu asla yanınızdan ayırmayın.
Hele ki yapa yalnız ise,
Size, muhtaç ise;
Yaşama bağlandığı pamuk ipliği sadece evladı ise.
Onu asla nefesinizden uzak tutmayın.
Doyasıya sarılın.
O mübarek elleri ile kahırlı gözlerinden doyasıya öpün. Doyasıya sevin.
Onu asla incitmeyin. Her ne yiyorsanız yarısını bölüp ona verin.
Gülmese de gülümsetin.
Pazar sabahı ona bir avuç fındık, bir kır çiçeği, bir adet muz, bir çift çorap,bir küçük gofret dahi olsa mutlaka verin.
Ona deyin ki…..
“ Annem…..Annem…..Annem….İyi ki varsın ve yanımdasın…….”
Ve ona fısıldayın…..
“ben hala senin çocuğunum, bebeğinim anne “
Anneler gözyaşından ağlamazlar, ciğerinden, yüreğinden ağlarlar….
Siz bilemezsiniz.
Onun yüreğini kırmayın, ağlatmayın.
Ona uzaklardan sarılmayın…
Hasret prangalarına bağlatmayın.
“Uzaksın, ıraksın, be anne “ demeyin.
“zamanım yok, vaktim yok, işim çok be anne “ demeyin.
Sesinizle değil, nefesinizle sevin.
Pazar günü annenizi bulup ona sarılın.
Öpün, öpün, öpün, koklayın.
O beyaz kefene sarmadan, kara toprağa koymadan henüz daha zaman varken gidip son kez ona var gücünüzle sarılın.
Uzaklara sığınmayın….
Zamanlara sığınmayın….
“ anam “ deyin. “annem” deyin. Pazar günü çocuk olup boynuna sarılın.
Ayazlarda, yokluklarda, korkularda, yalnızlıklarda, hastalıklarda,sarıldığınız gibi;
Sarılın. kana kana sarılın.
O pamuk , o nasırlı ellerini doyasıya öpün.
Bilin ki zaman çok kısa.
Yaşam çok acı.
Annenizi asla kalan asudesinde evlatsız bırakmayın.
Benim bir annem yok. Onu kaybettim.
Onsuz tüm onca zamanları hoyratça kullandım…
Çok az kucakladım.
Ona yılda bir kezcik o anneler gününde bir gofret olsun alamadım.
O son nefesini bedeninden sonsuzluğa bırakıverdiği ayrılık günü gelip çattığında anladım ki ben artık bir öksüzüm….
Hep sıcak bilirdim annemi, yumuşak, hele ki o nefesi ,kokusu hiç solmayacak….
Soğuktu, kaskatı idi, nefessiz di…..
İnanamadım…..
Toprağın altına bembeyaz kefeni ile kucaklayıp yatırdım.
Ağladım, ağladım…..
O sıcacık ellerini aradım, şefkatli yüzünü aradım. bulamadım.
Annem yoktu.
“ Allahım ne olursun son kez olsun “ dedim.
Yine yoktu.
Kahroldum. yıkıldım.
Ne çok zamanı hoyratça , umarsızca annesiz geçirmiştim.
Yüreğime, çöktüm kaldım.
Boğazıma düğümlenip kaldım.
Annenizi asla bırakmayın.
Onu asla bir başına ayrı yaşatmayın.
Her an, her gün onun o melek yüzüne dokunun…ona sarılın…
Gözünden ve ellerinden doyasıya öpün.
Asla evladından ayırmayın.
Kimseye, aldırmayın….
Annenizi hiç bırakmayın.
Hepinizin
ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
Toprağın altındaki o ebedi ruhlarında,
Öbür alemde bizlerin yolunu gözleyen tüm annelerin de,
ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
Saygımla
ADNAN FUAT ÖZDEMİR.