×

Uyarı

JUser: :_load: 2207 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

Seviyeli Eleştiri

Temmuz 26, 2014

Ocak 2011'den beri gündemi uzaktan izledim, Temmuz başından beri, yani yaklaşık bir aydır da gündemi daha yakından takip etmeye çalışıyorum. Bu bir aylık süre içinde pek suya sabuna dokunmadım, anlamaya, gözlemlemeye çalıştım, önce bir fikrim olsun istedim.

Fasulye bile olmadığımı, nimetten sayılamayacağımı bilmeme rağmen, burada toplum adına, toplum için bir şeyler yazmaya çalışıyoruz. Doğru ya da yanlış, hayatım boyunca hep “muhalefet” cephesinde oldum.

İktidar” adı üstünde, zaten “muktedir” sesini bir şekilde duyurur. Sesini duyuramayan kesimin sesi olmaya çalışmak düşer bize.

Ocak 2011'den bu yana pek bir şey değişmemiş!   

Sayın KESER’i yeni emekli olduğu dönemde tanıdım. Karargâhın içini, oranın işleyişini iyi bilen, fikirleri, planları olan ve benim bu hareket içinde mutlaka olması gereken biri olduğunu düşündüğüm genç bir meslektaşım olarak tanıdım.

Toplumumuz da aynı ışığı görmüş olmalı ki seçildi, seçildiği ekiple aralarında yaşanan sorun her neyse, yolları ayrıldı, olağan üstü genel kurul yaşandı ve tekrar seçildi.

Hakkını teslim etmek lazım, eksiği ile fazlasıyla basında ciddi olarak, ilk kez bu kadar geniş yer aldı sorunlarımız. Yazılanlar arşivdedir, Anıtkabir’e 17 kişi ile çelenk koyarken, binlerce kişi ile çelenk konmaya başladı.

15 Mart yürüyüşünde, 120 bin rakam telaffuz ediliyor, siz deyin 50 bin, sonuçta rekor sayıda meslektaş yürüdü.

Bilebildiğim kadarı ile rekor sayıda üye kaydı, rekor miktarda mali destek sağlandı.

Yönetime aday olanlar, ya da bir şekilde muhalefet edenler bunları görmeli!

Ancak eleştiriler de gözardı edilmemeli;

  • Mali yapının şeffaf bir şekilde ortaya konmaması,
  • Genelkurmay ile ilişkilerin koparılmış olması,
  • Henüz bir kazanım elde edilememiş olması,
  • Toplumun yeterince bilgilendirilmemesi,
  • Toplumla yeterince diyalog kurulmamakta oluşu,

Makul ve mantıklı eleştirilere herkesin saygı duyması gerekir. Yönetimin de toplumun beklentilerine cevap vermesinin bir zorunluluk olduğunun, bir görev olduğunun idraki içinde olması gerekir.

Bu gün TEMAD Yönetiminde olanlar BİZİM meslektaşlarımız. TEMAD ise bizim derneğimiz. Eleştirirken bu gerçek unutulmamalı! Kimsenin kişiliği, şahsiyeti hedef alınmamalı. Hele kurumsal yapıya asla zarar verilmemeli.

Açıklığın ve şeffaflığın olmadığı yerde ise söylentilerin önünün kesilemeyeceği bilinmeli.

İlk ve en önemli ihtiyacımız birbirimize, yani kendimize saygı… Bunu başarabilirsek gerisi gelecektir.

BAŞTA GÖREVDEKİ MESLEKTAŞLARIM OLMAK ÜZERE TÜM  ASTSUBAY CAMİASININ, AİLELERİNİN RAMAZAN BAYRAMLARINI KUTLARIM.

ORDU EVİ YASAĞI ...

Temmuz 23, 2014

 

Ordu evi yasağı TEMAD Gn.Başkanı Sn.Keser’e verildiğinde sitemizde yapılan bir mail kampanyası ile tepkimizi belirtmiştik. Demokrasilerde eleştiri ve fikir özgürlüğü bir haktır, ülkemiz anayasası ile teminat altına alınmıştır, bu  hatanın giderileceğini beklerken sitemiz yazarı Sn.Şükrü Irbık ve bazı arkadaşlarımıza da farklı yasaklar getirildiğinde yasaklıların üzüldüklerini sanmıyorum, üzülmesi gerekenler bu haksız mesnetsiz kararı verenler olmalıdır; çünkü TSK tarihine bu bir hukuk ayıbı olarak geçecektir.

Gençliğimde okuduğum Rus klasiklerinden Maksim Gorki’nin ANA adlı romanında roman kahramanının arkadaşları özgürlük mücadelesinde tutuklandığı zaman genç, "demek ki beni önemsemediler" diye üzülmüştü, ben de aynı duyguya kapıldım.  Görev hayatımda haksızlıklara karşı mücadelemden dolayı çileler çekmiş ve mesleğimi SAKINCALI PERSONEL olarak tamamlamıştım, artık antidemokratik 211 sayılı yasaya tabi değildik; adaletsizlikleri, hukuksuzlukları dile getirmemizden daha doğal ne olabilirdi, ama yanılmışız,  hiçbir muhatabıma eleştiri hudutlarını aşan hakaret ve iftirada bulunmadım, buna rağmen bana da ORDU EVİ YASAĞI uygulanmış; kesinlikle önemsemiyorum...

Değerli meslektaşım Sn. Şükrü Irbık’ın ordu evi yasağına neden olan ZİHNİYET SÜRGÜNÜ yazısına yaptığım yorumda belirttiğim gibi bizi adaletsizliğe karşı bu yönlü isyana sürekleyen  nedir? Ordumuza, komutanlarımıza düşmanlığımız mı? Haşa, düşmanlığın (D)s i bile aklımızdan geçseydi  bu ülke ve ordumuza sadakatimizi terimiz kanımız ve canımızla ispatlayıp bir emirle tereddüt etmeden ölüme gider miydik? Bizim isyanımız adaletsizliğe, bunu hâlâ anlamıyorlar, bize bu haksızlıkları, hukuksuzlukları başkası yapsa isyan etmesi gerekenler maalesef  bu adaletsizliğin mimarlarıdırlar ... Siz hiç sistemi eleştiren subay gördünüz mü? Elbette göremezsiniz; çünkü onlara her şey altın tepside sunuluyor, eminim ki bizlere yapılan adaletsizliğin yüzde biri subaylara yapılsaydı bu ülkede bir ihtilal daha olurdu !..

Yazdıklarımızda hakaret mi var? Gerçek dışı iddialarda mı bulunuyoruz? Böyle olsaydı çoktan hakimin karşısında olurduk. Bu ön yargının temelinde ne var, bu sevgisizliği de aşan adeta düşmanlığa varan bu haksızlıklar kime ne kazandırıyor? Bir üniforması da kefen olan assubayı büro memuru statüsünde görmek sosyal ekonomik ve insanî haksızlıklar yapmak hangi değer yargısı ile haklı görülebilir, haksızlıkları hiyerarşi kılıfına sokmak adaletsizlikten öte vicdansızlık değil midir? Bu adaletsizliklere son vermek yerine yasada suç olarak belirtilmeyen davranışlardan dolayı çekiç benim elimde karşımdakini çivi olarak kabul ederim demek sadece acizliktir. Hepimizi derinden üzen, ordumuzun  güç ve itibar kaybının en önemli sebeblerinden biri personel arasındaki ayrımcılık,adaletsizlik ve subay saltanatı yatmaktadır.  Bu ön yargılı zihniyetin adaletsizliği kuruma olan aidiyet duygusunu sona erdirmiş, orduyu sevgisizlik sarmaşığı sarmaktadır. Adalet olmayan yerde hiçbirşey olmaz ve "GÜÇLÜ ORDU, GÜÇLÜ TÜRKİYE" sadece slogandan ibaret kalır; ordunun bir aile olması  lafla değil icraatla mümkündür... Bu nedenle  ordunun tüm fertlerinin önce insan olduğu hatırlanarak haksızlıklara isyana kulak vererek adalet sağlamak kadar ulvi,şerefli bir davranış varken adaletsizliği eleştirenleri antidemokratik uygulamalarla susturmaya çalışmak sorunları ortadan kaldırmayacaktır.  Kölelerin ülkelerine devlet ve genelkurmay başkanı olduğu bir dünyada assubayı kimse beyaz köle olarak görmemelidir, biz buna izin vermeyeceğiz,  adalet ve insan onuruna saygı gerçekleşmeden bizi hiçbir gücün susturamayacağı unutulmamalıdır...

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. YASAŞIN ONUNCU KÖY...

Değerli arkadaşlarım

TEMAD Genel Başkanı'nın bizleri muhatap almadığını, eleştirimize, tavsiyemize uymadığını, sorumuza  yanıt vermediğinden her zaman yakınır dururuz. Bunu en çok eleştirenlerden biriyim. Hiçbir zaman başkanın üyesine saygısının gereğini yapacağını da umut etmemiştim ama dün bir arkadaşım uyardı, TEMAD sitesinde Başkanımızın açıklamaları  var dedi. Heyecanla siteye girdim. Biraz hayal kırıklığı olsa da yine mutlu oldum. Açıklama değildi yine, bizi adamdan sayan Emekli astsubayların haber portalının genel yayın yönetmeni ile mülakat yapılmıştı!  Kızıyoruz ama adam haklı, koskoca emekli  assubaylar derneklerinin komutanı pardon başkanı bizi muhatap alacak değildi ya, olsa olsa koskoca genel yayın yönetmenine konuşurdu! Bir kez daha haddimizi bilmemiz gerektiğini düşündüm, başladım heyecanla izlemeye, genel yayın yönetmeni herhalde editörlerinden, muhbirlerden pardon muhabirlerden derlediği soruları sıralamaya başladı, kimisi çanak sorular dese de benim hoşuma gitti; büyük dernek olacaktık hâttâ OYAK misali holdingleşecektik, TESUD’un başaramadığını biz başaracaktık... TEMAD Sigorta kâra geçmiş, yılda 100 bin lira garanti yağ satışları iyi gidiyor, zaten en başarılı olduğumuz konu yağ satışı, bu kadar TEMAD yağcısı varken bu sektörün başarısız olması düşünülemezdi,hele bir de TESUD'a verilen haksız malları geri alırsak değmeyin keyfimize,  artık genelkurmay vereceği zammı alsın başına çalsın!.. TEMAD, emeklilere kâr payı dağıttığı an sorunlar bitti, mücadele etmeye de gerek kalmayacak, lokallerde daha büyük bir azimle al papazı ver kızı  eğlenip gezilerle hayatın keyfini çıkaracaktık !..

Başkan MSB çok kızmıştı, "bizim tüzüğü onaylamamak ne hadlerine" diye bir ara azarladı, baktım genel yayın yönetmeni bile yutkundu "acaba bana da kızar mı" moduna girdi; neyse ki başkan koskoca genel yayın yönetmenine kızabilir miydi; arkadaş, pardon genel yayın yönetmeni şimdi muhtemelen bana kızacak İzmir teşkilatındaki  müdürleri,teknik ekibi muhabirleri ve editörleri ile beni arayıp haddimi bildirecektir...

Başkan, "Yargıtay kararı var kimsenin istediği kadar seçilmesine karışamazsınız onların derdi beni üç dönemden sonra ekarte etmek, oysa ben ve bazı başkanlarımız Allah ömür verirse 50-60 sene başkanlık yapmaya niyetliyiz" demek istedi, şimdi bu söyleşiyi duyan benim başkanım "ben seçimlerde üyelere garson gömleğini ,masa örtülerini değiştirmeye,okey salonunu genişletmeye söz vermiştim bu kadar önemli icraatlar bir dönemde zor olurdu artık telaşa gerek yok bir kısmını bir dahaki dönemde yaparım" diyerek "çok yaşa başkanım" diyecektir...

Genel yayın yönetmenim "peki ordu evi yasağına ne diyorsunuz" diye sordu; sayın genel yönetmenim böyle soru sorulur mu?  Başkanım dua et ki kızmadı, "biz ordu evinde doğmadık önemi yok" dedi, "aldın mı cevabını"; belki de   muhtemelen "zaten ordu evleri cazibesini kaybetti" diyecekti ama mahkemeye verdiğini bu yasağı verenlerin eleştiri hakkını kullananlara haksızlık yaptığını eleştirinin herkesin hakkı olduğunu belirtti, gece saat iki genel yayın yönetmeni muhabirlerimiz meslektaşlarımızla röportajlar yaptılar, "torba yasa başımıza geçti mi?" diye sormasını bekliyorum sormuyor, başkanımız da bizim çok büyük bir sivil toplum kuruluşu olduğumuzu  köprüleri atmak ne demek bizi muhatap alacaklar haklarımızı söke söke alacağız anlamına gelecek sözler söylüyor, bu çok önemli açıklamalar bir saat sürdü ama ne torba yasa,ne personel yasası ne de cumhuriyet tarihinde TEMAD’a yapılan en büyük maddi desteğin nerelere harcandığından tek kelime bahsedilmedi...

Çok değerli başkanım suç sizde değil, genel yayın yönetmenin de bunları sormadı siz,"eleştiri herkesin hakkıdır" diye buyurdunuz estafurullah, eleştiri olarak kabul etmeyin aklımda çok soru var ama Allah’ın hakkı üç diye sadece  sadece üç soru  soruyorum.

  • TORBA YASADA BİZİMLE İLGİLİ NE VAR?
  • HÂLÂ BÜRO MEMURUNDAN DAHA ALT KADEMEDEN BAŞLATILMAYA DEVAM MI EDİLECEĞİZ?
  • YENİ YARDIMLARA HAZIRIZ, AMA ŞU ESKİLERİ NEREYE HARCANDI?

Not. Siz,"eleştiri herkesin hakkı" demeseydiniz sormazdım, bu nedenle ne olur  TEMAD tetikçileri şimdi elimizi dilimizi kesip bize haddimizi bildirmeye kalkıp da mübarek günde bizi çileden çıkarmasınlar...

Osman Ada
E.Kd.Bşçvş.

HUKUK ARANIYOR!

Temmuz 22, 2014

 

Türk Genelkurmayı, Emekli Astsubaylar Derneği Başkanı başta olmak üzere bazı emekli astsubaylara Ordu evlerini yasaklıyor. Gerekçeli yazıyı görmedim ama muhtemelen birtakım yönergelerle gerekçelendirilmiş olmalı. Çok emin olduğum bir husus ise “disiplin” konusunda birtakım zorlama yorumlarla “disiplinsizlik” sonucu çıkarıldığı.

Durumun öyle olmadığını herkes biliyor. TEMAD Başkanı veya diğer arkadaşların fikirleri hoşuna gitmiyor Genelkurmayın. Altını bir kere daha çizmek gerekir “FİKİR”, eyleme dönüşmüş bir durum yok!

Umulurdu ki, Türk Silahlı Kuvvetleri hukuksuzluğun ne demek olduğunu anlamış olsun, hiç değilse kendi içinde, kendi mensuplarına karşı hukuktan ayrılmasın.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinin en büyük darbesini “kanuni” bir takım gerekçelerle, ama “hukuk” ile ilgisi olmayan yargılamalarla yaşadı. Ömrünü görevine adamış, “candan önce vatan” demiş gerçek askerler çok acılar çektiler.

Amaç, emekli ile çalışan arasındaki bağı koparmaksa bunun imkansız olduğunun biliniyor olması gerekir. Günümüzün iletişim çağı koşullarında, dünya küçücük bir köye dönüşmüşken, dünyanın her tarafı ile anında iletişim kurabilmek mümkünken, hele de aradaki bağ gönül bağı ise bu bağı koparmaya hiçbir makamın, otoritenin gücü yetmez, yetmeyecektir.

Bu gün “muktedir” olanlar, en azından bize karşı muktedir olanlar, Bingöl devlet Karayolunu hendek kazıp kapatanlara, ya da karargahın önündeki bayrağı indirip yere fırlatanlara karşı gösterdikleri sabrı bize karşı gösterememektedirler.

Gerçekten bu kin, bu hırs, bu dışlama, bu fırsat kollama neden?

Sayın Umur Talu’yu kızının yaş gününde Genelkurmay Askeri Mahkemesine çağıran dünün muktedirleri nerede bu gün? Neler yaşadılar? Umur TALU ise hala Umur TALU.

Bu günün muktedirleri de yarın bizimle aynı rütbeye gelecekler… Emekli… Sonrasında ne yazarsa yazsın, emekli emeklidir. Bunu yaşayacaklar. Belki cenazeleri başka camiden kalkacak, o kadar kul hakkı ile hangi camiden kalkarsa kalksın gidilecek yer aynı, hakkı olan hakkını alacak, hiç şüphe yok!

Peki yapılmak istenen ne bu yasakla?

Ben mahallenin zengin çocuğuyum, bilyeler de, futbol topu da benim, alır eve giderim, ya da istediğimi oynatır, kuralları ben koyarım” diyorlarsa…

Buyursunlar… Topları da, bilyeleri de onların olsun.

NOT: Siyaset sokmadım bu köşeye…Ama bir cümlecik yazmadan da geçemeyeceğim! Eğer Ekmeleddin İhsanoğlu kazanırsa seçimi, bu Tayyip ERDOĞAN’ın toplumu kamplaştırmasındaki başarısı olacaktır. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun başarısı değil!

Elimde sihirli değneğim yok!

Bu günden yarına sorunları çözeceğimi iddia etmiyorum, iddia edersem bana inanmayın, bu iddia ile ortaya çıkanlara da inanmayın!

Karşımızda Genelkurmay var… Tüm taleplerimizin karşısına koydukları statü yasası… Ne yasaymış kardeşim, Türkiye Cumhuriyetinin anayasasının değişmez, değişmesi dahi teklif edilemez denilen ilk üç maddesi bile bu gün tartışmaya açılmışken, 205 Sayılı Oyak Yasası ile Genelkurmayın her hak talebimizde burnumuza uzattığı Statü yasası değişmedi, değişmiyor.

Statü yasası aslında bazı kesimlerin haklarını korumaya, hâttâ genişletmeye, bazılarını da geriletmeye hizmet eden bir yasaya dönüşmüş!

En masumane talepler dahi statü yasasına takılıyor… Silahlı Kuvvetlerde bir kesim görevdeki maaşının %80’i üzerinden emekli olurken bir kesim %48 üzerinden emekli oluyor. “Senin ne maaş aldığın bizi ilgilendirmiyor, sana uygulanan oran bana da uygulansın” diyoruz. Statü yasası karşımıza dikiliyor. “Senin statüne bir şey olmayacak, incileri dökülmeyecek, sen statü olarak gene olduğun yerde kal ama benim için de adil bir uygulama olsun” diyoruz… Statü yasası kale gibi… Gedik vermiyor…

  • Yasal yollardan  statü kanunu ile uğraşacağım nereye kadar gidiyorsa oraya kadar!
  • Kuvveti, etnik kökeni, siyasi eğilimi ne olursa olsun asla ve asla ilgi alanımda olmayacak, astsubay ortak paydası benim için geçerli olacak.
    1 11 2860 BİZ
    ---------- + ---------- + ---------- = ----------
    Astsubay Astsubay Astsubay Astsubay
  • Anamur TEMAD bile kendi mütevazi yerini almışken, TEMAD Genel Başkanlığı’nın kiracı olarak kalmasına gönlüm razı değil, eğer seçilirsem bir yıl içinde TEMAD Genel Merkez Binasının temelini atamazsam istifa etmiş sayılmayı kabul ettiğimi beyan ve taahhüt ederim.  
  • Bu güne kadar başkanlık yapmış olan her bir meslektaşım, gücü, bilgisi, kabiliyeti oranında bu topluma hizmet etmiştir. Hiç kimse hangi konuda olursa olsun, iyi yapabileceği bir işi isteyerek yapabileceğinden daha kötü yapmaz. Bu insanın yaradılışına aykırıdır. Hepsi elinden gelenin en iyisini yapmıştır.  Hepsini saygıyla anıyorum, şahsım ve astsubay toplumu adına kendilerine samimi minnet duygularımı sunarım. Hiç kimseyi kötülemiyorum, biliyorum ki başkalarını kötülemek beni iyi yapmaz. Bu bir bayrak yarışı, bu yarışta bayrağı bir sonraki noktaya  taşıma fırsatı bana verilirse şeref sayarım.
  • Toplumumuzun amacına hizmet ediyorsa, şeytanla bile iş birliği yaparım!
  • Organize bir çalışma ile 2015 seçimlerinde gerçekten toplumun onayladığı arkadaşlarımızdan birilerinin Milletvekili seçilmesi için her türlü çalışmayı yapacağımı, bu isimler arasında kendi ismimin olmayacağını beyan ve taahhüt ederim.
  • Herkesi dinleyeceğimi, ama son kararı yetkili kurullarımızla alacağımı açıkça ifade etmek isterim. Toplumumuzun değer verdiği saygın isimler var. Onlarla her zaman irtibat halinde olacağım ama, son kararı yetkili kurullarımız verecek. Bu durumun şimdiden bilinmesini isterim.
  • Mutlaka medeni cesaret gösterip topluma hizmeti hedefleyen başka guruplar, başka arkadaşlar da TEMAD GENEL BAŞKANLIĞI’NA aday olacaktır. Hepsi en az benim kadar bu göreve layık, bu görevi yapabilecek düzeyde insanlardır. Hepsine şimdiden başarılar dilerim.
  • Derneğimize ait her kuruşun hesabını açık, şeffaf, anlaşılır biçimde vereceğimi beyan ve taahhüt ederim. Bunu yapmadığım takdirde siz hesap sormuyorsanız en az benim kadar sizler de suçlusunuz. Bunu şimdiden altını çizmek isterim.
  • Hırsızlık-yolsuzluktan Emekli-Muvazzaf meslektaşlarımızın mütevazi maaşlarından derneğimize yaptıkları katkıların illa da birilerinin cebine atması anlaşılmamalıdır. O paraların çarçur edilmesi, yeterince değerlendirilmemesi, akıllı ve ekonomik kullanılmaması da itimat hırsızlığıdır. Bu bilinçle hareket edeceğime söz veririm.

Şimdilik Genel İlkeler bazında takdirlerinize sunduğum yukarıdaki hususlara ilaveten, önümüzdeki süreçte proje bazlı açıklamalarım olacaktır. Proje bazlı açıklamalar asla ütopik olmayacak, projelerin gerçekleştirilebilmesi için kaynak, planlama ve süreyi de kapsayacaktır.

Hakaret içermeyen her eleştiriye saygı duyacağım.

...

Akıllardan geçenleri az çok tahmin edebiliyorum.

Lehte  aleyhte düşünenler olmuştur.

Ne bu gün ne de geçmişte TEMAD Genel Başkanlığında herhangi bir seviyede  aktif görev almayı düşünmedim, düşünmüyorum.

TEMAD GENEL BAŞKANLIĞI’NA DA ADAY DEĞİLİM

Eğer düşünmüş olsaydım yukarıdaki yazı ile toplumun karşısına çıkardım.

 

Her gün söylüyoruz,geçmişte her hafta,her ay,onlarca yıl da söyledik. TSK'da Genkur Bşk'lığı ve Komuta heyetinin uyguladığı KAST sistemi kararları gereği 1970 yılından bu yana SİSTEMLİ olarak Assubay HAKLARININ TÖRPÜLENEREK GERİYE GÖTÜRÜLMESİ-VERİLMEMESİ için bir OYUN oynanmaktadır.

1970 yılında çıkarılan PERSONEL yasasında Kd Bşçvş MAAŞI, Yarbay MAAŞINA EŞİT iken GENKUR ve KOMUTA heyetinin BİLİNÇLİ -KARARLI olarak uyguladığı KAST sistemi gereği, her yıl SUBAY MAAŞLARI ARTTIRILIR,ÜSTÜNE KOYARKEN, Assubay MAAŞLARI STABİL tutulmuş, hatta RÜTBE BEKLEME SÜRELERİ uzatılarak GERİ götürülerek bugün daha dün mezun olmuş denilecek Ütğm MAAŞI ile EŞİTLENMİŞTİR. 

Bu OYUNUN KASITLI ve BİLİNÇLİ yapıldığının en BÜYÜK göstergesi "HİÇ BİR ASTI,BENİM TĞM'DEN DAHA FAZLA MAAŞ ALAMAZ" diyenlerin SÖZLERİNDE saklıdır.

Genkur UYGULAMALARIYLA AMACINA ULAŞMIŞ, AMA TSK'YI BÖLME NOKTASINA GETİREREK,PERSONEL ARASINDA DAYANIŞMAYI YOK ETMİŞ,ÇALIŞMA ORTAMINDA GÜVEN EROZYONU YARATMIŞTIR.

Assubay HAKLARININ YENİLMESİNE SEBEP OLANLARA ALLAH CANLARINI ALIRKEN HER TÜRLÜ ACI VE IZDIRABI YAŞATSIN VE BUNU ASSUBAY CAMİASINA GÖSTERSİN. ÇOK ŞÜKÜR ASSUBAYLAR DOĞRU YOLDA Kİ BUGÜN BUNA SEBEP OLANLAR CANLARINI VEREMİYORLAR.BUNA SEBEP OLANLAR VE HALA DA UYGULAYANLAR MEZARLARINDA YATAMASINLAR-DİK DURSUNLAR. HİÇ BİR ASSUBAYIN DA HAKLARINI BU KİŞİLERE HELAL EDECEĞİNİ SANMIYORUM.

Bu OYUN günümüz şartlarına göre de DEĞİŞMEKTE ,ZAMAN ZAMAN değişik BOYUTLAR kazanmaktadır. Genkur ve Komuta kademesi YILLARCA yaptıkları HAKSIZLIK ve AYIRIMI sonlandırmak için ÇALIŞMALAR yaptığını söylerler, bu yalanlarına MSB'ını da ORTAK ederler. Ama 50 yıldır NE HİKMETSE BU ÇALIŞMALAR BİR TÜRLÜ BİTİRİLEMEMİŞ,ASSUBAYLARIN SORUNLARI ÇÖZÜLMEMİŞTİR.

SON zamanlarda Genkur bşk lığı tarafından yeni bir OYUN tezgaha KONMUŞTUR.

Sanki ASSUBAY SORUNLARINI BİLMİYORLARMIŞ GİBİ "KITALARDAN-BİRLİKLERDEN KIDEMLİ ASSUBAYLARI" GENKURDA toplayarak GÖRÜŞ ALIŞ VERİŞİNDE BULUNULMUŞ,BUNU YAPARKEN DE KENDİLERİ BİR MASA ETRAFINDA,ASSUBAYLARI DA BU MASANIN DIŞINDA VE ETRAFINDA OTURMASINI SAĞLAYARAK farkında olmadan TSK'da UYGULANAN ve BİLİNÇ ALTLARINA YERLEŞMİŞ olan AYIRIMI gösterir bir GÖRÜNTÜ vererek bunu da YÜZLERİNE-GÖZLERİNE BULAŞTIRMIŞLARDIR.

YETMEDİ BİR İŞE YARADIĞI HENÜZ GÖRÜLMEMİŞ,GÖSTERMELİK "KUVVET" ASSUBAYLARINI TV PROĞRAMLARINA ÇIKARARAK YANILTICI ve ALDATICI BİLGİLER VERDİRMİŞLERDİR.

Gerek GENKUR BŞK'NIN ve  KUVVET ASSUBAYLARINI YAPACAĞIZ-EDECEĞİZ ,ÇALIŞIYORUZ DEDİKLERİ ASSUBAY SORUNLARININ ÇÖZÜLMEMİŞ OLMASI DA OYUNUN ÇÖZÜME YÖNELİK DEĞİL ,ALDATMA VE OYALAMAYA YÖNELİK OLARAK HALA SÜRDÜĞÜNÜ GÖSTERMEKTEDİR.

Genkurun SON OYUN versiyonu da "ASSUBAY SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN" ASSUBAYLARI TEMSİL EDEN TEMAD yönetimiyle değil de, RESMİ HİÇ BİR YETKİ VE SIFATLARI OLMAYAN SIRADAN ASSUBAY EMEKLİLERİNİ GENKURA DAVET EDEREK BÖLÜP PARÇALAYARAK YÖNETMEYE HALA  KARARLI ve ISRARLI OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR.

İşte burada TEMAD YÖNETİMİNE BÜYÜK BİR GÖREV DÜŞMEKTEDİR. İL VE İLÇE BAŞKANLIKLARIYLA VE ÜYELERLE BİRLİK VE DİRLİĞİ PEKİŞTİRECEK,GENKURUN YAPMAK İSTEDİĞİ BÖLME OYUNUNUN BOZACAK ADIMLARI ATMALI, ÜYELİKLERİ SONE ERDİRİLEN ARKADAŞLARIMIZIN TEMAD ÇATISINA DÖNMESİNİ SAĞLAMALIDIR.

UNUTMAYALIM GURUR-KİBİR-BEN MERKEZLİ DAVRANIŞLAR TOPLUMU BİRLEŞTİRMEZ-DAĞITIR-BÖLER. EĞER ASSUBAYLARIN AMACI HAKSIZLIKLARI -HUKUKSUZLUKLARI SONLANDIRMAK İSE YAPILACAK EN GÜZEL VE DOĞRU OLAN BİRE BİR GÖRÜŞÜP-KONUŞUP- DİYALOG YOLLARINI AÇIK TUTARAK BİRLİĞİ SAĞLAMAK OLMALIDIR. ASSUBAY TOPLUMUNUN AMACI ÜZÜM YEMEKTİR,BAĞCILARI DÖVMEK,CEZALANDIRMAK DEĞİLDİR.

Bugün ÜYELERİN TEMAD Gn Bşk lığından TEK SIKINTISI ÜYELERİN ÖNERİLERİNİ ÖNEMSEMEMESİ-KULAK TIKAMASI-ÜYE ÖNERİLERİNİ ÖNEMSEMEDEN YÖNETMEYE ,ÇALIŞMASIDIR. BUNUN DIŞINDA TÜM TEŞKİLAT YÖNETİMİN YANINDADIR.

 YETİŞ DOKTOR GÖREMİYORUM...!!!

Her bakmanın görmek olmadıgını anlıyor insan zaman ile.. Konuların son derece karmaşık olması görmeyi zorlaştırır. En önemlisi nereden baktıgındır. Ankara genel merkezin kapısının önünden görünen ile başka bir noktadan görünenler farklıdır!

Bakmak ve görmek arasındaki meseleyi anlamak için bir tavır takınmak şartı vardır. Bu tavır bir duruş, bir eylem, bir söylem taşıyarak anlamlanır. Gerçeği, yani hakikati görmek için sadece bakmak yetmez. Derinlemesine bir yöntemle incelemektir görmek.

Gözlerine perde inenlerin görecegi ile hakikat ve gercekler ile bakmakın farklı olacagı gibi.

Dikkat ederseniz bir çok insan gözlerini süpermarketlerde fiyat “okuyan” barkod okuyucusu gibi kullanıyor. Diğer insanları birbirlerinden ayırd etmemize yarayacak yanlarını görüyoruz . Düşünmek lâzım üzerinde…

Doğaya ve cansız cisimlere de böyle bakıyoruz çoğu kez. Susamışsak görüyoruz suyu. “Hayvanları çok severim, ızgara lüfere ve fırında kuzuya bayılırım” diyen mizahçı geliyor aklıma.  Hayatta kalma gayretimiz sonucu bize madden faydalı/zararlı olabilecek şeyleri hatırlıyoruz çoğu kez ve bu da bir tür körlük teşkil ediyor kanaatimce.

SINIFI İÇİN MÜCADELE EDENLER && SINIFINA KARŞI SAVAŞ VERENLER

İŞTE BÜTÜN MESELE BU...!!!

Kimlerin koltuk savaşı, kimlerin onur mücadelesi verdigi  yakında görülecek.

Herkesi ayırımsız kucaklayan bir liderimiz mi var?

Bana rakip olanları yok ederim, onlar benden degildir zihniyeti mi uyguladıgı?

Mağdur edebiyatı ile yol sununda mağlup sonucunun her zaman yer aldıgı gercegidir!

Kapı kullarının nöbette oldugu, elli yıllık arkadaşına "haydi güle güle" diyebilen fikir karşıtlarının kol gezdigi, gezdirildigi keser demokrasisinin ''gözlere keser perdesinin'' indigi günler...

NASIL BAKALIM KONULARA, HANGİ  GÖZLE...

Ne diyor sayın KESER konuşmasında;

Genelkurmaya gerek yok...
Çanakkale zaferi zafer degildir...!!!

Bu konuşma, bu sözler, bu yaklaşımlar, bu ifadeler neden telaffuz edilmiştir?

Bu konuşmanın arkasında ne ve neler vardır?

Yıkılan köprüler, kesilen hatlar Genelkurmay assubay ilişkileri Temad baglantıları

93 nokta başkanları verilen mesajların üzücü içerigini kim sorguluyacak?

Sn.Keser ve ekibine siz o koltukta oldugunuz surede ''her konuyu askıya aldık'' yaklaşımını kim çözecek?

Bir sözün bir yaklaşımın sizleri temsil edenler tarafından bu denli ifade edilmesinin milyonlara olan etkisini hiç düşündünüz mü başkan?

KOLTUK VE MAKAM...

Akla her geleni eleştirecek, her agacı taşlayacaklardan degiliz; lakin Temad 'taki kulak tıkamakla da dinmiyor isyan. Tüm gercekleri yorumlasan ne olur yorumlamasan ne olur...

İyilik de kötülük de sahibinindir biz ne desek bile, eger Temad'ın sinesine dokunuyorsa yazdıklarımız yapışmıştır koltuga kalkmamacasına.!

Hele bir grup var TEMAD ile başkan KESER'i karıştırıyorlar. Konularda yazılan, çizilen birçok yaklaşımı Temad düşmanlıgı olarak sınıflandıran aklıevveller var aralarında.

Genelde kitap satıcıları, özel ulaklık yapan ikoncanlar ve aynı çizgide özel agırlanan içi dışı boşlar bulunmaktadır.

Yenilenen seçimler sonrası seçilenlerin Ankara'yı ziyaret ederek bir nevi GÜVEN MEKTUBU *İTİMATNAME  yaklaşımı yaşananlar nasıl bir tezat oluşturdugunu izlemekteyiz .

Yukarıdaki bir bölümü tekrarlarsak ;

Yıkılan köprüler,kesilen hatlar Genelkurmay assubay ilişkileri Temad baglantıları

93 nokta başkanları verilen mesajların üzücü içerigini kim sorguluyacak?

Sn.Keser ve ekibine siz o koltukta oldugunuz surede ''her konuyu askıya aldık '' yaklaşımını kim çözecek? Evet gidiniz ve GÜVEN MEKTUBUNUZU arz ediniz, sorunlara DÜĞÜM atmış genel merkeze...

UNUTULMAMASI GEREKEN YAKLAŞIMLARINIZ İLE SİZLER DE BU VEBALE ORTAK OLMAKTASINIZ SAYIN BAŞKANLAR VE DELEGASYON.!

Bu sayfalar yıllarca sayın genel merkezi desteklemedi mi ? Yaptıgımız nedir.?

Demokrasini geregidir eleştirmek, ikdidara yol göstermek, iyiye zorlamak ve takiptesiniz mesajları vermek. Zaman zaman da yüzyüze görüşerek bunu muhattaplarına iletmek işin geregidir.

Düşünün; hep açık arayan, başarısızlık kollayan, başarı varsa hafif göstermek için kırk takla atan, yok sayan, , “nereden vursam acaba!” arayışında olan bir insan karakteri nasıl şekillenir?

Muhalefetten kastım bu!

Mualefet yapıyorum diye yapıyoruz diye ''yolun acık olsun '' anlayışı nedir sizce.!

Bir çok arkadaşım ile görüşüyorum, biliyorum o kişiler de kalemlerini hazırlıyorlar. Sen erken başladın diyorlar ''gerçeklerden kaçılmaz" belki akıllarını başlarına alırlar diyorum .

BİRBİRİMİZİ ANLAMAK ;

Şimdi “eleştiri” dendiğinde akla, sadece yanlışları bulup ortaya çıkarmak, eksikler üzerine hücum etmek gelmektedir. Okuduğunuz ya da dinlediğiniz eleştirilerin çoğunda  yanlışları,hataları, eleştirdiği konunun sadece olumsuz, eksik ve yanlış yanlarını ortaya koymakta, doğru taraflarını ise görmezlikten gelmektedir. Hâl böyle olunca, yapılan eleştiri daha iyiyi, daha güzeli ortaya koymak; yanlışları, eksikleri ve hataları görüp düzelmek yerine tartışmalara, münakaşalara ve hatta kavgalara sebebiyet vermektedir.

Sabir fikirliler,keskin çizgilerde yol alanlar bu  davranışları körüklemektedir.

TEMAD TOPLUMSAL UZLAŞI TOPLANTISINA KATILDI!

Bu toplantı hilton otelleri gibi noktalarda diger STK'lar ile yapılmış. Bir lider,bir dernek küslüklerin ötelenmişlerin yeni bir  YENİ TEMAD kadar çogaldıgı şu günlerde kendi çatımızda olmasını beklerdik. Ama nafile bir inattır ki PES...

NE EKERSEN ONU BİÇERSİN ARKADAŞIM...

Saygılarımla..

Atilla ABAYLI

Biz Assubay CAMİASI kesinlikle NANKÖR bir toplum değiliz. Eğer NANKÖR olsaydık 50 yılın üzerinde Assubay camiasına karşı Genelkurmay Başkanları ve Komuta kademelerince uygulanan AYIRIM-HAKSIZLIK-HUKUKSUZLUK ve ÖTEKİLEŞTİRMELER karşısında bu kadar SESSİZ kalmaz, AİLE dediğimiz, OCAĞIMIZ bildiğimiz TSK'da KISASA KISAS diyerek TAVIR koyabilirdik.

Bu TAVRI koymamıza da BİZDEN başka da HİÇ BİR GÜÇ MANİ olamazdı. Bu tavrı TEL ÖRGÜLER içinde yapmasak, TEL örgü dışına çıkararak SORUNLARI KİŞİSELLEŞTİRİR ilgililere GEREKEN cevap verilir ADALETİ kendimiz yerine getirirdik.

Ama bugüne kadar ADALETİN ve YERİNE GETİRİLMESİNİN YASAL çerçeveler içinde OLUŞMASINI bekledik ve bir GÜN ADALETİN DOĞRU olarak TECELLİ edeceğine olan İNANCIMIZI hala da muhafaza etmekteyiz.

Arkadaşlarım. Bizlere ve ailelerimize YILLARDIR HAKSIZLIK ve AYIRIMIN en büyüğünü YAPANLARA karşı bu kadar SABRETMİŞ iken, kendi CAMİAMIZDA Genel Başkanlara, il ve ilçe Başkanlarına karşı aynı DUYARLILIK ve SABRI göstermiyoruz.

Bugüne kadar Temad Genel Başkanlığı yapmış tüm başkanları SAYGI ile selamlıyor, aramızdan ayrılmış olanları RAHMETLE anıyorum. Camiamıza yaptıkları en ufak KATKIDAN dolayı MİNNETLERİMİ ifade ediyorum.

Şimdi önümüzde Temad Genel Başkanlığı seçimleri var. Önce Başkan adaylarını katılımlarından dolayı KUTLUYORUM.

Ama tüm aday arkadaşlarımdan bir isteğim var. Amaç TEMAD ailesine KATKI vermek ve SORUNLARI çözmek olduğuna göre KİMSE KİMSEYİ KARALAMASIN, BEL ALTI VURMASIN CAMİAMIZA YAKIŞMAYACAK HAREKETLERİ YAPMAKTAN KAÇINSINLAR.

Sn. KESER bugüne kadar HİÇ yapılamayanı yaptı. Assubay SORUNLARINI en ÜST PERDEDEN İLGİLİLERE ve MİLLETİMİZE duyurdu. Yapılanlardan Genelkurmay RAHATSIZ olduğu için GENELKURMAYIN tüm kapılarını TEMAD GENEL MERKEZİNE kapattı, ilişkileri dondurdu.

Şimdi Temad Genel merkezince ve Genelkurmay Başkanlığınca yapılanların DOĞRU veya YANLIŞLIĞINI sorgulayabiliriz.

Ama şu bir GERÇEK Kİ TEMAD Genel Başkanlığı TEKRAR GENELKURMAY Başkanlığı ile DİYALOG yollarını ARAŞTIRMALI, BULMALI VE DİYALOĞU sağlamalıdır. Aksi TAKTİRDE Assubay SORUNLARININ YAPTIRIMI konusunda GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ KESİNLİKLE OLUMLU BİR ADIM ATMAYACAĞINA DAİR DUYUMLAR her geçen gün artmaktadır.

Şimdi TEŞKİLAT olarak Sn. KESER SORUNLARIMIZ için bugüne kadar DOĞRUYU yaptı diyerek,tüm camianın HAKLARINI almaktan vaz geçilmesi mi, yoksa Sn. KESER'İN kopan DİYALOG yollarını ONARACAK girişimlerde bulunması mı doğrudur diye YOL AYIRIMINA gelmiş bulunmaktayız.

Kısacası HAKLARIMIZ MI ? Sn. KESER'LE Mİ devam edeceğiz? diye DÜŞÜNENMEK ZORUNDAYIZ.

Yoksa Sn. KESER ben CAMİAMA karşı GÖREVİMİ yaptım, MİSYONUMU tamamladım diyerek, GÖNÜLLERİMİZDEki ve ONURSAL BAŞKANLAR arasındaki YERİNİ Mİ alacaktır. Bunu ÖNÜMÜZDEKİ süreçte göreceğiz.

Son olarak şunu AÇIKÇA ifade edeyim.Sn.KESER'İN il ve İlçe başkanlarıyla ve üyelerle DİYALOĞ yolunu kapatma ve ÖNERİLERE değer vermeme DIŞINDA yapmış olduklarının TÜMÜNÜ destekledim, katıldım ve bu konuda yaptıklarının hala da YANINDAYIM. Assubay CAMİASINA yapılan AYIRIM ve HAKSIZLIKLARI birinin ÇIKIP anlatması-duyurması GEREKİRDİ.Sn. KESER bunu en İYİ biçimde yaptı. Ama HAKLARIMIZ konusunda da OLUMLU bir şey elde EDİLEMEDİ.

EĞER AMACIMIZ gerçekten KİŞİSEL MENFAATLER için HAREKET etmek değil, CAMİA SORUNLARINI ÇÖZME ile BİRLİK ve BERABERLİĞİMİZİ sağlamak içinse, artık SORUNLARIMIZIN çözümü için daha DUYARLI,daha OLGUN ve birbirimizi KIRMADAN bire bir GÖRÜŞEREK ve DİYALOG yollarını daima AÇIK tutarak KONUŞABİLMELİ,BİRBİRİMİZİ ANLAMALIYIZ.

Lütfen KİMSE bu yazıyı Sn. Ahmet KESER'İN  şahsına KARŞI yazılmış bir yazı olarak değerlendirmesin,KİŞİSELLEŞTİRMESİN. Aksine Sn. Başkanla DİYALOĞUM çok iyi olup,her zaman görüşmekteyiz. Ama Artık CAMİA için DOĞRU olanı da daha MEDENİ ve HOŞ GÖRÜLÜ bir ortamda GÖRÜŞMELER yoluyla bulabilmeliyiz.

 Mümkünse Tüm Gn. Bşk. adayları ÖN YARGILARINDAN ARINARAK bir ARAYA gelerek ÇÖZÜMÜ bulmalılar. Camia için EN DOĞRU ve GÜZEL olan da budur.

CAMİAMIZA yakışan da bu olacaktır, olmalıdır.

İHRAÇ ...

Haziran 12, 2014

*Temad* denilen, emekli astsubayların 1984 yılında kurdukları, dernek statüsünde bir kuruluşumuz var.

Bu güzide kuruluşumuzun assubaylara yapılan haksızlıkları, kamuoyuna duyurmaktır gayesi.

Bu uğurda yazım sorumluluklarını göze alan cesur arkadaşlarımız var.

Eli kalem tutan donanımlı.

Geçmişte ve gelecekte ümitvar.

Tüm assubayların haklarını korumayı kendilerine şiar edinen.

Ve çeşitli konularda yazımlarını zevkle ve mutlulukla okuduğumuz.

Astsubay haklarını savunan kişiler bunlar.

İhraç edilmelerine rağmen

Çalışmaları tutarlı, incelemeleri, söylemleri etkili devam ediyor.

Küsmeden,

Uzun yıllardır hizmet verenler var içlerinde.

Hala da devam etmektedir, faydalı çalışmaları.

Ama gel gör ki,

Bu başarı dolu arkadaşlarımız,

İhraç fedaisi oldukları derneklerinden ihraç edilmiş.

Dernek yönetim kurulunca..

Soruyorsun, inceliyorsun

Gerçek bir neden, tutarlı bir olgu var mı? Yok! Nedenler kişisel...

Efendim, dernek hakkında olumsuz eleştiri yapmış.

Yapacak tabii.

Dernek yöneticilerini eleştirmiş.

Tabii ki eleştirecek. Olumsuzları varsa, gördü ise.

Sen eleştirmiyor musun assubaylara haksızlık edenleri?

Eğer haksızlıkları tenkit etmiyorsan, görevini yapmıyorsun demektir.

O zaman ihracı sana da uygulayalım!

Seçilmiş demek herşey demek değildir.

Eğer bir olumsuzluk veya kişisel hakarete yönelik bir olgu varsa,

Devletin mahkemeleri var.

Sana yapılmış haksızlık varsa, kişisel haklarını orada arayacaksın.

Dava açarsın.

Sana yapılan bir haksızlık varsa,

Gerekeni yaparsın.

Dernek’ i kullanarak kişilere yaptırım uygulamak,

Hissi bir davranıştır.

Emekli astsubay olan, aidatını ödeyen herkes, dernek üyeliği onurunu yaşamalıdır.

Yaşayacaktır.

Yaşamalıdır…

En çok çalışan, en büyük araştırmaların altında imzası bulunan arkadaşlar dernek dışı!

Neden?

Bu dernek kimsenin özel mülkiyetinde değil.

Düşünceler evrenseldir, geniş olunmalı.

Toplumun oluşturduğu bir STK.da,

Dede Ersel Aksu-Bülent Civan- Zafer Çimen-İbrahim Koldamca ne yapmış?

Çok ama çok başarılı arkadaşlar.

Dernek‘ e ne zarar vermiş?

Gerçek gerekçeler varsa hemen topluma açıklanmalıdır.

İşine gelmeyeni ihraç...

Bu çok büyük haksızlık!

Hemen kaldırılması gerekir.

Dernekler çiçek bahçesine benzer.

Fikirler de çiçeklere.

Hoş kokulu olmayan çiçekler de vardır.

Ama çiçektir.

Sen istemedin diye onun çiçekliğini yok sayamazsın.

Sayarsan hissi olur.

Her türden çiçek olmalı,

Temad bahçemizde.

Aynı anne babadan doğan kardeşler bile, sürtüşme halinde değişik fikirler serdediyorlar.

O zaman, işimize gelmeyen kardeşimizi diğer kardeşlerle birleşip kardeşlikten ihraç edelim !..

Olur mu?

Oldu mu?

Nerde bu bolluk?

Hak kaldırımında gerçekçi olunmalı, nedenler aranmalıdır.

Derneğe zarar varsa ihraç kendine haklılık olgusu bulur.

Kişisel nedenlere bağlı olarak ihracın haklı tarafı yoktur, olamaz.

Ben de olumsulukları yazdım. Yazıyorum. Ve devam edeceğim.

Beni de ihraç edin.

Ya da ben de sizi ihraç ediyorum. Olur mu?

Siz hata yapmadınız mı,

Haklarımızı hazırlamakla yetkili kurumla irtibatı koparmakla?

Toplayıcı olacaksınız,

Dağıtıcı değil.

Yönetimin, liderlerin küsme, adam dışlama lüksü yoktur.

Olamaz.

Kişisel duyguları, olumsuzlukları farklı bir tarafa koyacaksın.

Lider ve yönetim büyüktür olgusu afedicidir.

Lider olumsuzluk görse, duysa bile, eğer kişiselse güler geçer.

Olumsuzluk çıkartma diye bir olguya kendini kaptıramaz.

Ben Sayın Temad yönetiminden ve etkili yöneticilerimden daha ılıman yaklaşım beklemekteyim.

Sizlerin başarıları,

Bizlere mutluluk getirecektir.

Saygılarımı sunarım.


Mehmet KAYALI

Sivil toplum kuruluşları oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır. Sivil Toplum Kuruluşları, herhangi bir devlet organından bağımsız bir şekilde özel kişilerin girişimiyle kanuni olarak kurulmuş her türlü organizasyon için kullanılan genel bir terimdir. STK’ların tamamen veya kısmen devlet organları tarafından desteklendiği durumlarda bile STK bünyesinde herhangi bir devlet yetkilisi bulunmadıkça kurumun STK olma özelliğinin devam ettiği kabul edilir.

Yönetimin otoritesi, temsil ettiği kuruluşla doğru orantılıdır. İşin aslında dernegin mevcut TÜZÜK 'ü her şeyin göstergesidir.

TEMAD dernegimizin mevcut durumu olması gereken noktada mıdır? Derneklerde sayısal rakam mı yoksa dernegin faaliyetlari açısından mı degerlendirmelidir. Doksan üç nokta ile övünürken, sayısal rakamlar ile işlevsel konulara neden bakmayız? Mevcut sistemde birkaç nokta dışında Temad noktaları sadece lokal işletmeciligi görüntüsündedir. Bu düzenden çıkmanın yolları olmalıdır. Örgüt olan yerde yönetim, yönetim olan yerde de örgüt vardır. Örgütler bir lider tarafından kurulur ya da örgütler tarafından bir lider bulunur.

2013 yılı sonunda yapılan tüzük degişikligi MSB tarafından daha onaylanmamış olmasının anlamı nedir?

Sivil toplum kuruluşları (STK), resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır.

Çoğulcu bir toplum için STK’lar önemlidir

Demokrasilerde STK’lardan vatandaş ile devlet arasında köprü rolü oynaması beklenir. Nitekim STK’lar vatandaşların düşüncelerinin devlete, devletin politikalarının da vatandaşa aktarımını sağlarlar. Katılımcı demokratik yapı ve çoğulcu bir toplumun oluşmasına katkıda bulunan sivil toplum kuruluşları, bugün modern toplumların en etkin siyasi baskı ve toplumsal değişim aktörleri arasında bulunur ve ülkelerinin kamu diplomasisi faaliyetlerinde yer alırlar.

Sosyal devletin yerine STK’lar geçti

STK’ların amacı, baskı mekanizması yoluyla üyelerinin çıkarlarını, haklarını ve menfaatlerini korumak, daha geniş bir siyasal platformda bu menfaatlerin savunulmasını sağlamaktır. Etkin bir sivil toplum sayesinde bireyler sadece seçimlerde oy veren tekil seçmen kimliğinden sıyrılıp sivil toplumun örgütlü bir üyesi haline gelir. En önemlisi de, STK’lar vatandaşlık kültürünün kazanılmasında etkili olurlar. Batıda sosyal devletin uzun dönemde bütün vaatlerini yerine getiremeyeceği, kamusal alanda sosyal devlet ve siyasi partilerin boşalttığı alanı doldurmak gibi bir zorunluluk ortaya çıktı. Bu zorunluluk Batı toplumlarında sivil toplum kuruluşlarına önem verilmesini sağladı ve bunlara karşı yönelen dikkati çoğalttı. Bu gelişmeler neticesinde özellikle 1970’lerden sonra sivil toplum kuruluşlarının sayıları, çalışma alanları ve işlevleri hızla yayıldı ve genişledi, sivil toplum kuruluşlarına verilen önem arttı.

Avrupa’da her 40 kişiye bir dernek

Türkiye’de her 826 kişiye bir dernek düşerken bu oran özellikle AB üyesi ülkelerde oldukça yüksek. AB ülkelerinde dernek sayıları milyonlarla ifade edilirken, bu ülkelerdeki nüfusun büyük çoğunluğu sivil toplum örgütlerinde görev yaparak devlet sorunlarına ilişkin birçok konuda sorumluluk alıyor. Almanya’da 2 milyon 100 bin, Fransa’da bir milyon 470 bin dernek bulunuyor. Fransa ve Almanya’da her 40 kişiye bir dernek düşüyor. Bununla birlikte her 10 Fransız’dan 4′ü en az bir derneğin faaliyetine katılıyor. ABD’de bir milyon 200 bin dernek bulunuyor. Ülkede her 15 Amerikalıdan biri bu tür kuruluşlarda çalışıyor.

Ülkemizdeki sayılar yukarıdaki rakamlar ile mukayese edildiğinde çok düşündürücü!
  • FAAL DERNEK     101326
  • FESİH DERNEK    151658
  • TOPLAM             252984  Rakamları çok şeyi ifade ediyor
Gelişen bir ülke olarak yol alıyoruz. 1982 Anayasası derneğimiz TEMAD 'I her ne kadar STK olarak gösterse de bir nevi Genelkurmaya baglamış ve yıllarca ''parangalı'' bir sınıf olarak yer vermiştir. Yukarıdaki rakamları detaylı okuduğumuzda acı gerçekleri daha net hissederiz .

Türkiye’de STK’lar etkin değil

Türkiye’de sivil topluma, Batı’daki gibi profesyonel bir yaklaşım yoktur. Batılı ülkelerde sivil toplum anlayışı bir kamu sektörü haline gelmiştir. Türkiye’de ise, konu bazında yaklaşım ve faaliyet gösterme anlayışı yerine genel yaklaşım hakimdir. Bu nedenle Türkiye’de sivil toplum, süreklilik arz etmeyen, inişli çıkışlı bir sektör durumundadır. Batı’da sivil toplum kuruşları için kamu bütçelerinde belirli bir pay ayrılmaktadır. Türkiye’de ise yurttaşların kendi inisiyatifleri ile oluşturdukları kuruluşların tamamen kendi kendini finanse etmesi, kendi aralarında bir bağ oluşturulamaması, kişilerin eğitim düzeyleri, bireysel ekonomik sıkıntılar, derneklerin çok az kişinin katılımıyla ve UYUMLU OLMAYAN EKİP İLE FAALİYET GÖSTERMESİ,  kamunun STK’lara hassasiyet göstermemesi, siyasal çekinceler  Türkiye’de STK’ların kurulması, geliştirilmesi ve özendirilmesi için siyasi otoriteler tarafından plan ve programlar yapılmalı, kanunlarla kamu tarafından desteklenmelidir.

Bizleri yakından ilgilendiren TSK'daki JANDARMA teşkilatındaki planlanan yapısal değişikliğe ne derece tepki verildi.? Bu planlanan degişikligin dogudaki ''çözüm sürece ile '' ilgisi var mıdır.?

İşte bir STK'nın ana görevlerinden biri degil mi?

Tarihimizin en kapsamlı soygunlarının ve yolsuzluklarının gün ışığına çıktığı 17 Aralık’tan bugüne kadar geçen  süre, toplumumuzun en acıtıcı gerçeklerinden birine de ışık tuttu: Uygar dünyada bir eşine daha rastlanamayacak kadar tepkisiz ya da tepki verme özürlü bir toplumda yaşamaktayız. Verilen tepkilerin yeterli olmadıgını hepimiz biliyoruz.

Dernegimiz neden bazı konularda basın açıklaması yapmaz,sempozyum düzenlemez ! Tabanı ile

bütünleşmeyen yönetimler başarılı olamazlar.!

Diyoruz ya..

BU DÜZEN TOPTAN DEGİŞMELİDİR.

Duyan var mı ?

Konulara bilimsel el atan var mı ?

DÜZEN AYNI DÜZEN...BİR KOLTUK SEVDASIDIR GİDİYOR...

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin temel diregi,omurgası ASSUBAYIM kaderin degişecektir!

NOT: YAZIDAKİ BAZI BİLGİLER VE RAKAMLAR 2013 YILI ORTASI RAKAMLARDIR,İNTERNET'TEN ALINMIŞTIR.

Saygılarımla...

Atilla ABAYLI

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ