Meslek hayatımız boyunca bu ülke ve ordumuz için canımızı feda etmeye yemin ederek, sönen bir imparatorluğun küllerinden yedi düvel ile savaşarak sınırları çizilen bu mukaddes toprakları ve bize emanet edenlerin emanetini cansiperane koruyup, evlatlarımıza devretmeyi namus borcu olarak gördük. Ulu önderimiz Atatürk’ün gençliğe hitabesinde belirttiği gibi gücümüzü damarlarımızdaki asil kandan alıyoruz.
26 Ağostos 1922 sabahı askeri deha olan Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile çok büyük güçlüklerle Kocatepe’ye yerleştirilen toplarla başlayan taaruzun yapıldığı mevkide günün anlam ve önemini belirten konuşmasında kendisine emir assubaylığı yaptığım mümtaz şahsiyet rahmetli tümgeneral Mahmut BOĞUŞLU “Müslümanlar için KABE ne kadar kutsalsa bu ülkenin vatandaşları ve Türkler için bulunduğumuz Kocatepe de o kadar kutsaldır” demişlerdi.
26-30 Ağustos törenleri her yıl AFYON'DA sivil ve askeri erkanla vatandaşların katılımı ile yapılmaktadır. Bu törenlerin icrasından önce bölge ve şehitlerin gezildiği sırada komutanlık karargahı olarak kullanılan kerpiç binanın önünde dinlediğim, basında yer aldığı için bazılarınızın bildiği anıyı sizlerle paylaşmak isterim;
Dumlupınar’da Büyük taarruzun başlamasından önceki gece Atatürk’e yemek olarak bulgur pilavı ve kızarmış tavuk getirirler. Etrafındakilere "askere de tavuk çıkarıldı mı?" diye sorar. "Hayır Paşam, sadece bulgur pilavı verebildik" yanıtını alınca gözleri dolar masadan kalkar "bu tavuğu kazana atın" der ve o gece aç yatar.
İşte komutanlık budur. Askerini ve vatanını kendi canından çok seven komutanlar bu büyük zaferi ve sonucunda ülkemizi bizlere armağan ve emanet etmişlerdir.
İçlerinde meslektaşlarımızın bulunduğu yüzlerce şehit verdiğimiz KIBRIS Barış Harekatını hatırlamayanlar, haftalardır Türkiye’nin yangın yerine döndüğü her gün evlatlarımızı, meslektaşlarımızı şehit verdiğimiz olaylara sessiz kalanların ZAFER HAFTASI’nı hatırlamasını elbette beklemiyorduk. Bunlar, ancak kişisel hesaplarla sağlık ve ekonomik imkanlarını zorlayarak mücadeleye destek için ANKARA’ya koşan on binlerce fedakar meslektaşlarımızı Ankara’nın arka sokaklarında aç bilaç yürüterek birilerine mesaj vermeyi bilirler.
Onlarca uyarıları ve eleştiriler sonunda lütfetmişler 26 Ağustos tarihinde TEMAD web sayfasına terörle ilgili yasak savar tarzda bir basın açıklaması koymuşlar(!) Ne oldu beyzadem tantanalı basın açıklamalarınıza; yoksa mesajlarınızı artık kimse dikkate almıyor mu? Bu akıl tutulmasının mimarlarını şiddetle kınıyorum. Mücadeledeki başarısızlıklarının yanısıra bizler için büyük önem arzeden olaylarda duyarsız kalan bu yönetim bizim maddi ve manevi desteklerimizi hak etmiyor.
Bu ülkeyi biz pazardan satın almadık, her karış toprağında atalarımızın kanı var. Bu millet Atatürk’ün önderliğinde kahraman Mehmet’çiklerin kanı ve canı pahasına kazandığı Büyük ZAFER’i unutmadı, unutmayacaktır. Gaflet, delalat ve hâttâ hıyanet içinde olanların hiç şüphesi olmasın, Büyük Türk ulusu, 26 Ağustos 1922 yılında büyük taarruzla başlayan ve 30 Ağustos 1922 tarihinde zaferle sonuçlanan bayramını yine aynı şevk ve heyecanla yürekten kutlayacak, emaneti olan bu toprakları hainlere ve destekçilerine rağmen bu ülkeyi koruyup kollayacaktır .
Gerek muvazzaf, gerekse emeklilikte okuyarak, takip ederek, çok şey öğrendiğim, kişisel gelişimimde büyük rol oynayan, assubay sınıfının olmazsa olmazı olan, sönen mücadele ateşini yeniden yakan, sitemize merhaba diyorum.
Bir assubayı, yine bir assubaydan başka kimse anlamaz ne amiri, ne arkadaşı, ne astı, ne üstü, ne de siyasetçisi. Bir assubayı sadece bir assubay anlayabilir. Bizlerin anlaşılmasına büyük katkılar sağlayan sitemizde ki köşem ve köşe yazarlığını yaptığım gazete ile birlikte, içinden geldiğim assubay sınıfına elimden geldiğince destek olmaya devam edeceğim. İlk yazım köşemin adına yakışır şekilde, biraz sert bir "MUHALEFET" yazısı olacak. kendi açımızdan Son 3-4 yılın kısa bir değerlendirmesini yapmaya çalışacağım.
Mecburi hizmet alınan eğitimle orantılı olmalıdır, 4 yıl askeri lise, 4 yıl Harp Okulu, 1 Yıl Piyade Okulu, 1 Yıl Subay Sınıf okulu, kurmaylık, meslek içi kurs ve eğitimler vs. ile 10-12 yıl eğitim alan bir subayla, sadece 2 yıl eğitim alan bir assubayın aynı sürede mecburi hizmete tabi tutulması adalet değildir. Bunun başarı olabilmesi için mecburi hizmet en fazla alınan eğitim süresinin iki katı olmalıdır. Şimdi bu başarı mı?
Hukukun üstünlüğüne aykırı Disiplin Kanunun çıktığı günden bu güne, her ay bir assubay intihar etti, 28 ayda 35 assubayın intiharı sana göre başarı mı? Bu kanun görüşülürken, konuya müdahil olan TEMAD Yönetim Kurulu Üyesi ve O dönemde Hukuk Komisyonu Başkanı olan, Sn. Av.Fevzi AKSOY’un müdahil olalım isteğine “televizyondan izleriz” diyenlere göre başarı olabilir.
Rütbe bekleme süreleri, subaylarda düşerken assubaylarda yükselmiştir. Assubayların kıdemli başçavuş olabilmeleri için toplam 9 yıl fazla çalışmaları gerekiyor. Eskiden 18 yılda kıdemli başçavuş olabilen bir assubay artık 24 yılda bu unvanı elde edebiliyor. Yine 27 yılda albay olan subaylar artık normal bekleme süreleri ile 23 yılda albay olmaktadır. Yani assubayın son rütbeye ulaşması 9 yıl artmışken, subayın ki 4 yıl düşmüş. . Bu da, assubayların 6 yıl daha geç Kıdemli başçavuş olmasına neden olacak ve 6-9 yıl daha geç maaş artışı ile olası tazminatlardan 6 yıl daha geç almaya başlayacağı anlamına geliyor. İşte muhteşem bir başarı daha!
Assubaylar, II. Kad.Kd.Bçvş. olunca 42 yaşında nöbetten düşerken, rütbe bekleme sürelerinin artması nedeni ile artık 6 yıl daha fazla nöbet tutup 48 yaşında nöbetten düşecek. Zaten nöbetten düşen assubaya da vardiya, nöbet kontrolü vb. değişik adlar altında nöbet hizmeti yaptırılmaya devam edildiği gelen bilgiler arasında. Subaylarda ise, rütbe bekleme sürelerinin değişmesi sonucu, eskiden 27 yılda albay olan subay, artık 23 yılda albay olarak nöbetten düşmektedir.
Son 3 yıldır aldığımız müjdeleri torbaya doldursan, TEMAD Genel Merkezi binasına sığmaz. Ama torbaların boş çıkması da başarıdır.
Disiplin Kanuna istinaden çıkan ve assubayların TSK'dan kaydını silmeyi, "5 liralık tornavidanın kaydını silmekten kolay hale getiren" Disiplin Kurulları Yönetmeliği başarının kralıdır!
2005 Yılında, İzmir Barosu avukatlarından, Ali Üstündağ tarafından Edirne’de görevli bir meslekdaşımız adına açılan dava sonucu; AİHM "göz ve oda hapsi cezalarının ancak hakim kararı ile verileceğine hükmetti". Bizler buna sevinirken, TEMAD yönetimince bu başarı kendilerininmiş gibi algı yaratıldı. Ardından, basında maksadı aşan eleştirilerine adeta, tepki olarak çıkarılan, Disiplin yasası ile eskiden oda hapsi aldıktan sonra mesleğine dönen, işine devam eden, iş güvencesi sorunu olmayan assubayların, günümüzde meslek hayatı pamuk ipliğine bağlıdır. Artık disiplin puanı ile meslekten kolaylıkla atılmaktadır. Yani "oda hapsi yok, işten atılmış assubay çok" olacak! Bunun vebali bu yönetimindir.
Sırf çıkabilecek komutanlık tazminatını assubaylara vermemek için, kadrosu assubay olan, hemen hemen tüm komutanlıklar amirliğe dönüştürüldü. Yani assubaylara komutanlık tazminatı verseler bile assubay kadroları "amirliğe" dönüştürüldüğü için sayıca çok az assubay bu tazminattan faydalanacak. Eee bunlar ne diyecek komutanlık tazminatını kazandık ! Yersen...
Genelkurmay ile VİP karşılama seviyesinden, TEMAD’ın çiçeği bile nizamiyeden giremez konuma gelindi. Mevzuata göre “Assubayların özlük haklarının çıkış noktası, çalışma yeri, Genelkurmay Başkanlığıdır”. Genelkurmay tekliflerini ya MSB’ye , yada doğrudan Başbakanlığa gönderir.
Bu durumda, yandaş yazarın yazdığı bir yazıdaki şekli ile "diz çöktürdüğünü iddia ettiği", görüşemediğiniz, muhatap alınmadığınız, Genelkurmay'dan özlük haklarını nasıl alacaksınız?
Ayrıca, Türk Milletinin çekirdeği TSK'dır.TSK'nın çekirdeği de Genelkurmaydır. Hak aramaya evet ama bu tip maksadını aşan, libidosu yüksek söylemlere hayır!
Meclisin tatilde olduğu günlerde, basın açıklaması yaparak, boş meclis bahçesinde kargalara derdimizi anlattık. Sabah 11.00’ de başlayıp, akşam 17.00’da biten mesai saati kadar sürmeyen ölüm orucunu, yine meclisin seçim tatilinde olduğu günlere tesadüfen denk getirdik. Bir taraftan ölüm orucu yaparken bir taraftan da, 22 ülke, 37 şehri kapsayan, 23 günlük 1800 EURO'luk lüks geziler tertipleyip eğlendik, gezdik tozduk! Adama sormazlar mı? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Bir taraftan "AÇIZ, GEÇİNEMİYORUZ" diye en son eylem türü olan "ÖLÜM ORUCUNU" emeklilere yaptır, ardından da böyle lüks geziler ayarla. Sen kendin inanmamışsın ki açlığına, askeri ve sivil otorite nasıl inansın? İşte eylem de başarımız budur.
Evet assubaylar ¼’ü aldı ama bu yönetim sayesinde değil. Tıpkı 100 TL’lik tazminat da olduğu gibi. Milli Savunma Bakanı açıkça söyledi, Ben ilk göreve geldiğimde şu 100 TL. yi verin dediler verdik, ¼ ‘ü istediler verdik” ( Milli Savunma Balanı Sn .İsmet YILMAZ, 07 Haziran 2011 tarihinde göreve geldi, o dönemde Ahmet KESER ve arkadaşları muhalefetti), Ayrıca Ahmet KESER’in 1. Dönemindeki yönetim kurulu üyeleri bunu açıkça söyledi; “Biz Aralık 2011’de seçildiğimizde 100 TL. ve ¼ çalışması gönderilmişti, bunda bizim bir etkimiz yoktur” dediler.
Bu sözleri, 2013 yılında, Samsun il Toplantısında Ahmet KESER söyledi. Kısa bir süre sonra Taslak Personel Kanunun tarih oldu ve rafa kaldırıldı! Taslağı bile iptal ettirmeyi başardık!
Pardon assubaylar onursuz muydu ki, onurunu kazansız. Assubaylar ve tüm TSK mensupları, her zaman onurlu kişilerdir. Emeklisi açlık ve yoksulluk sınırı altında maaş alsa bile assubaylar onurludur! Böyle slogan sözler yerine, ekonomik ve sosyal yönden iyileştirmeyi sağlayın. O zaman assubaylar ekonomik olarak da onure olacaktır.
Evet tüzük kurultayı yapıldı, mevcut tüzükte daha mükemmel bir STK olmanın yolunu açacak teklifler işleme alınmaz iken, TEMAD Başkanı 3 dönem seçilebilir maddesini ömür boyu seçilebilecek hale getirdik, ama küçük bir sorun vardı, MSB bunu onaylamamıştı. Mahkemeye verildi, ama mahkemeyi de kaybettik. En sonunda da, davalar açtığınız, büyük itirazlar ettiğiniz tüzüğü , MSB'nin onayladığı şekli ile resmi internet sayfamızdan paylaştınız. Bu da tüzük başarısıdır!
Malum, yine yandaş yazar, bir yazısında yazmıştı; "Temad, yaklaşık 3000 assubaya hukuki hizmet veriyor"! Önemli olan 3000 assubaya hukuk hizmeti vermek değil, 3000 assubayı davalık konuma düşüren hususların tespit edilerek, bunları giderici yasal ve idari düzenlemelerin yapılması için çalışmaktır
Genel Kurul öncesi her yerde duyurduğunuz, yerlere göklere sığdıramadığınız , kazandığınızı iddia ettiğiniz, TESUD mallarına el koyma davası ne oldu? Hiç sesiniz çıkmıyor? Bu dava ile ilgili açıklama yapmak için bir daha ki seçimleri mi bekleyeceksiniz?
2013 Yılında kutlanan 17 Ekim faaliyetlerinden 200 - 225 bin TL. gelir elde edecekken, TEMAD’dan 348.000 TL. para harcandı. Bu konuda bir ofis kiralandı. Söz konusu ofis İl Başkanlarına gösterildi. Gerçekten sponsor firmadan ne kadar gelir elde ettiniz, ve siz toplam da kime ne kadar ödeme yapmıştınız? Açıklayabilecek misiniz?
Karşı caddedeki teşkilatları ile birlikte toplam 120 üyeli aile derneği, kendisinden belki de 1000 kat daha büyük, bu caddedeki derneği “Yılın En Başarılı STÖ” seçiyor, bizimkiler bunu başarı algısı yaratarak “PES” de yutturmaya çalışıyor. Kısaca bunun adı dostlar alışverişte görsün ödülüdür! Pardon TEMAD’ın hangi başarısına istinaden bu ödüle layık görmüşler? Hadi el cevap! Bununla ancak kendinizi avutursunuz!
TEMAD Gn.Mrk. 18 Ekim 2014 tarihinde yapacağı Genel Kurulun HAZİRUN LİSTESİ : 493 Kişidir. Şimdi kısa bir hesap yapalım;
493 - 17 Genel Merkez Üyesi = 476
476- 3 Eski Temad Başkanları = 473
473- 96 Temad Şube Başkanları = 377 delege
Tam 36 ay önce seçilmek için “Yeni Oluşum Grubu” adıyla projeler açıklamıştınız, maalesef hemen hemen hiç biri gerçekleşmedi! Şimdi tüm Başkan adayları proje çalışma açıklarken sizin proje açıklamanız, gerçekleştiremeyeceğinizi bilmenizden mi kaynaklanıyor? Sahi sizin çılgın projeler vardı, onlara ne oldu ? Projeleriniz çıldırmış olmasın
Kendi üye ve delegenizi dava ettiniz ancak daha dava açılmadan savcılık “takipsizlik” kararı verdi. Her vesile ile Türkiye’nin en büyük Sivil toplum Örgütüyüz diyordunuz, ama o büyük örgütün liderinde olması gereken hoşgörüyü kendi üyenize delegenize göstermediniz, muhaliflerinizi ihraç ettiniz, Cumhuriyet Savcılıklarına şikayet ettiniz.
Evet, listenizden seçilen “Büyük kongrenin büyük delegesi”, TEMAD’ın en faal ve en çalışkan şubesi olan, İstanbul İl Başkanlığı seçimlerini iptal ettirmek için dava açtı, Şubeler, "Genel merkez yetki vermeden elektrik abonesi bile olamayacağından" savunmayı TEMAD Tüzel Kişiliği adına, İstanbul Şubesinin haberi olmadan, Hukuk Komisyon Başkanınız yaptı ve davayı kaybetti. Kaybettiği yetmezmiş gibi birde karara itiraz etmeyeceğine dair belge imzaladı. O da yetmedi bu kez, bu karar o kadar çok sevindiler ki bu kararı sosyal medya sayfalarından, sevinç ve zafer edaları ile paylaştılar. İnsan kaybettiği davaya bu kadar sevinir mi?
TEMAD tarihinde, belki de dernekler tarihinde ilk kez kendi şubesi ile karakolluk olan Genel merkez oldunuz. Bu konu da tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.
Türkiye tarihinin en başarılı, en faal, en çalışkan şubesi olan TEMAD İstanbul Şubesini kapattık. Yerine açtığımız Kartal vs. şubeleri de dikiş tutmayınca onlarda kendiliğinden kapandı!
Evet, bizleri muhalifleri ihraç ettiniz ama, sosyal medyada, bizlere, TEMAD Delegelerine, TEMAD üyelerine en ağır hakaretlerini yapan kişiyi de adeta baş tacı ederek, ödüllendirerek kendi listenizden delege yaptınız. Sonra yönetime aldınız.
Bu Soruyu olağanüstü kongrede istifa eden, yönetim kurulu üyelerinize siz sormuştunuz, Yönetim kurulunda görevli üyeleriniz ne yaptı? Hangi faaliyetlerini başarılarını gördük? Onlardan da ne faaliyet yaptıklarına dair beyaz A4 kağıt aldınız mı?
Mücadeleye destek için, şartları zorlayarak size normal aidat, hazine yardımı, gayrimenkul gelirleri dışında gönderilen, milyonlarla gözle görülür hiçbir mücadele katkı çalışması yapmadığınız gibi hizmet binasını bile alamadınız, o kadar paraya rağmen kendi binasını almaktan aciz olanlar mı assubayların hakkını alacak?
Kimsenin gezilere gitmesine kimse birşey diyemez, en doğal hakkıdır ayrıca söz konusu geziler, TEMAD'ın imkanları ile TEMAD resmi internet sayfasından duyurulmaktadır. Bu durumda birilerinin bu gezilere eşantiyondan gittiği iddiası konuşulmaktadır. Böyle bir durum gerçek ise ne kadar etiktir?
Son olarak milletçe sabrımızın sınandığı, peş peşe şehitlerin geldiği, kalbimizin kanadığı bu günlerde bu tip konularla uğraşmak istemezdik, ancak bu günlerde bilmem kaç Avrupa ülkesi ile bilmem kaç şehri kapsayan, 1800 Euro'luk gezi olaylarını öğrenince de kahrolmamak elde değil.
Bu vesile ile Şehitlerimize Allahtan rahmet, değerli aile bireyleri ile dost ve akrabalarına, silah arkadaşlarına sabırlar, yaralılarımıza ise acil şifalar dileriz.
Kendimize çeki düzen vererek, hızla gerçek gündemimize dönmeniz dileği ile.
Ölümü gösterip sıtmaya razı ettiniz o değerli zamanları boşa harcadık. Paramız da vardı. Çok büyük kitlesel katılım gücümüz de. Sosyal medyada pes gurubu ile, Temad Genel Başkanı'na her gün gelen, televizyon kanallarına davetlerle, her hafta bir haber bülteniyle ülkenin tam göbeğindeki gündem idik.
Ne acıdır ki, özellikle emekli assubayların açlık sınırındaki yoksulluğunu, muadili emekli subay karşısında hukukta sorgulatamayan, hesaplaşamayan, bir dava olsun açamayan sadece görüntü yönetmeni bir genel başkanla şu *** kadar hiç bir kazanım sağlayamadık.
Bu ülkenin iktidarını, yürütmesini, yargısını; assubayın emeklisinin yokluğuna ve yoksulluğuna inandırmamız gerekirken; tam tersini yapıp, eşlerimizi, kendimizi makosen takım elbiselerle, tuvaletlerle donatıp hiltonlarda, açık büfeli, cazlı, valsli, bol menülü lüks resepsiyonlar verdik.
Yetmedi, bakın ne kadar soylu ve asil bir toplumuz deyip, kıtalar arası gezintiler. Turlar, yemeler içmeler tertip ettik asillerin, beyzadelerin itibar locasına, dünyasına, algısına böyle girilir zannettik. “Dağ ne oldu?“ “Yandı bitti kül oldu!“
Bu toplumun yokluğunu, acısını, perişanlığını bilmeyen, anlamak istemeyen, mesleğini kuvvet karargahlarında, genelkurmay katında, “emredersiniz paşam“ havası ile koklamış, toplumundan kopuk, paşa itibarı meraklısı bir assubay emeklisini pul gibi getirip bu derneğin tepesine yapıştırdık. Sonra da bir güzel manikürleyip, pedikürleyip, vücut dili kursuna, aksiyon dersine gönderip kalabalığa ve büyüklerine üç gömlek tepeden bakan bir jön yarattık.
Velhasıl koca 3.5 yılı yiyip bitirdik. Beyzademiz, şimdi Afyon şehitlerinin ruhlarının feryadına yetişmenin telaşını yaşamaktalar. Peki ya yaşayan 125 bin emeklinin yoksullukla ezilen ruhları ne oldu? Ne olacak eyy Sultan Ahmet?... Bundan sonra ne olacak?
Buradan Temad Genel Başkanı'na soruyorum;
Neticede aidat geliri ile beslenen ve harcamaları tahditli bir derneksiniz. Neden üyelerinize genel kurullarda açık net sade ve apaçık gelir ve gider ile harcama bilançoları hazırlatmıyorsunuz?
Bunları assubay toplumunun huzurunda onlar adına soruyorum ki, yaklaşık 4 yıldır onların genel başkanı sıfatı ile; nerede ise 4/3 ünün 1600 tl emekli utanç aylığı alması sizi hele ki bu toplumun seçerek temsilci olarak atadığı bir yöneticiyi neden zerrece ilgilendirmiyor? Acaba bu yüzden mi?
Bizlerden çok mu farklısınız ki; “burası hak arama yeri değil, temsil makamıdır“ diyebiliyorsunuz! Altınızda makam aracı, rahat bir ofis keyfe keder vakit öldürüyorsunuz. Canınız sıkılınca akdenize, egeye turistik illere gidip istişare ve bilgilendirme gezileri yapıyorsunuz. Neyi istişare ediyorsunuz? Assubay toplumunun temsilciye değil, altın arayıcıya değil, hak arayıcıya ihtiyacı olduğunu, bu yüzden o makamın nimetlerine haiz olduğunuzu hala anlayamadınız mı?
Velev ki, ne acı ki artık balık kaçtı. 2015 te bitti. Ülke kana , ateşe, iç karışıklığa, belki de bir iç savaşa kadar geldi. Ekonominin çivisi çıktı. Gelirle, maaşla, ücretle yaşam sürdüren çalışanlar yandı, emekliler ise hepten bitti. 2015 in sonunda alın size bir erken seçim daha. Yani aslında 2016 da bitti. Artık mazeretinizde hazır. 2017 de siz de bitip gideceksiniz. 4 yıllık sultanlığınız da yanınıza kar kalarak. Sıfır elde var sıfır bir karne notu ile.
Hani tüzüğümüzde değişimi istediğiniz o çok önemli tek madde bakanlıkça kabul görse idi, bir 3 yıl daha kalacaktınız. Ama açlık ve yoksulluğumuzdan daha önemli ve vahim olan “genel başakanın süresiz seçilebilme" maddesi ne yazık ki kabul edilmedi. Astsubay düşmanı M.S.B. Size hiç acımadı. Bir cevheri, bir başkomutanı harcadı. Ne büyük bir kayıp!
“Hepimiz Ahmet Keser'iz“ sloganı deliniverdi. Vah ki vah. Kimsenin artık assubayların feryadını, çığlığını duyacak hali kalmadı. Çünkü bizden daha acısı asgari ücreti 1000 tl olan onca emekçi yandı bitti. Orayı, o vehameti görmeyen zalim bir iktidar artık bizi zinhar görmeyecektir. Hani sizin kadim partiniz olan, aday verdiğiniz, yoluna çiçek ve gülsuyu döktüğünüz. Canım iktidarınız.
Bu gün; işssizlik çığ oldu. Siyaset kilitlendi. Mezhep ve din ile sınıf ayırımcılığı tavan yaptı. Tsk.nın yapısı değişti. İçindeki assubayın iskeleti çöktü. Ne resmi bir hükümet ne de muhatap kaldı. Assubay camiasında ve emekli toplumunda ise; ne kasada para, ne heyecan, ne de o inanılmaz büyük öfke seli kaldı. Hepsi de Ahmet Bey'in “gösteri yasak, pankart yasak, bağırmak yasak, öfke yasak, siyah kurdele de yasak", dörtlü yürüyüş kolunda “daha dün annemizin şarkısı ile türk bayrağı serbest“ algısı ile cehaletine heba olup gitti. Meclisin dikmen kapısında bile assubayın hukuksuzluğu ile emeklinin insanlık dışı ücret uygulaması protesto edileceğine, dayak yiyen assubayın meselesi protesto edildi.
Ne disiplin yasası, ne de personel yasası düzeltildi. Şimdi hepimiz çalışanı emeklisi 7/24 dayak yiyip duruyoruz şehitlere dair bile ne bölücü örgüte, ne de bu örgüte taşeron olan bu hükümete onca mazlumun ahı adına bir kelimelik te olsa, bir infial ile bir nefret açıklaması yapılmadı! Bu mazlum orduya ve askerimize sahip çıkılmadı. “Ölen, vurulan, o fidanların hesabını bir gün bu emekli toplumu ile Temad olarak gerekirse biz soracağız“ denilemedi.
Ekmek adaletimiz için bir emsal dava olsun açılamadı. Oysa okyanusla boğuşacağınıza, adliye koridorlarında emsal güçlü davalar açacağınıza, dernek avukatınızla kıtalardaki assubayların davalarında koşup durdunuz. Onu da yapın. Ama önce kanunlarla, yasalarla, anayasa nezdinde hukukla hesaplaşın. 1977 de dönemin cumhuru Fahri Korutürk'ün M.S.B.nını da yanına alarak astsubay toplumu ile mahkemede hesaplaştığı gibi siz de çıkıp aynı yolla hesaplaşın.
Onca milyarları kutlamalarda, Dünya Assubaylar Günü'nde yürüyüşlerle heba edeceğinize, yargıda, adliyede harcayın. Hiç olmazsa çıkarıp sayın İsmail Turan'a üç beş kuruş yardım edin. 125 bin insan her gün eriyip giderken , utanmazca yurt dışlarına gidip samba yapmayın.
Azıcık haysiyetiniz var ise, bu toplumun açlığını görüntüleyin, belgeleyin, resimleyin. Bir emekli assubay ile bir emekli albayın resmini çekip iktidara dağıtın. Birisinin kaf dağında iken; diğerinin çamur deryasında nasıl debelendiğini utanmazlara, yüzsüzlere gösterin. Sakın ha kendi resminizi değil, gerçek emekli assubayınkini.
Ne var ki artık zaman bitti. Assubay ekmek kavgasının heyecanı da. Medyanın, siyasetin ilgi alanı da. Çünkü Bay Ahmet, bizler ve bu toplum; tazminatımız, intibakımız, derecemiz eksik, *** derdimiz bu dedikçe, siz, beş yıldızlı resepsiyonlarda Dünya Assubaylar Günü kutlamalarında kurtlarınızı döktünüz. Ordu evlerini boykot edip “bakın bu toplum mağdur olduğu halde oralara girmiyor, bu kadar fedakarlık ediyor“ dediniz. Ülkenin öğretmenini, memurunu, emeklisini, çalışanını, sendikasını, S.T.K. sını acı acı güldürdünüz.
İşte geldik bu güne. Bu gün de havuzu tükettiniz. Emeklinin bir atleti, fanilası kalmıştı, onu da çıkarttırıp çırılçıplak yaptınız. Bazı arkadaşlarımız yazmışlar. “muhalif olma, yazıp eleştirip durma, biliyorsan gel koy elini ateşin altına“ gitmesi gereken hala utanmıyorsa, hala orası benim çiftliğim diyorsa, entrika ve dalavere çevirip derneğin kasasını kullanıyorsa, dürüst insanlara çamur atıp, dernek kapatıp, ihraç edip çilingircilerde sabahlıyorsa, adil ve eşit bir seçime yanaşmıyorsa, "ben 3 yıl denedim, bir de bu ekip denesin" diye tevazu göstermiyorsa, arkasına iktidarın gücünü alıyorsa, şubelere ve delegeye, dava başarısı sözü değil, para yardımı sözü veriyorsa, bu toplumun aciliyeti, vehameti nedir diye düşünemiyor; günü birlik düzene uyuyorsa, ben iyi biliyorum ki bu davanın ateşi bize, ipeksi gömleği de Sayın Başkan'a düşmekte.
Saygımla.
Adnan Fuat Özdemir
Türkiye güzel ülkem,
Şimdilerde,
Yeni bir oyunun pençesinde kıskıvrak bırakılmaya çalışılıyor,
Yeni kirli oyunlar,
Kirli ortaklıklar ülkeyi yaşanmaz bir hale sokma hevesinde haince saldırıyorlar,
Ülkemiz üzerinde bir iç savaş provası yapılıyor,
Hem vatanın toprakları üzerinde,
Hemde Atamızın emaneti olan Cumhuriyetle,
Her gün bir çok silah arkadaşımızı kaybediyoruz,
Şehit analarının, eşlerin, yetim kalan çocukların ağıtları tüm Türkiye'yi sarıyor,
Bu sese kimin ne kadar tepki verdiği yada vermediği tabi ki çok önemli,
Asker dernekleri niçin var?
Temad neden var?
Peki nerede Temad Genel Başkanı?
Sesi sedası çıkmıyor 3 yıldır yatan, gezen genel başkan Ahmet KESER'i bu acılar bile uyandıramıyor,
İçimizin en çok acıdığı bu dönemde hala bir tepki bir tavır bir duruş sergileyemeyen,
Sokağa çıkamayan,
Bırakın hepsini, odalarından bir açıklama bile yapamayan bir genel başkan var,
Bir asker derneğinin genel başkanı, meslektaşlarının katledilmesine Yeni Zelanda'daki balıkçılardan daha uzak,
Bizim sayısal olarak onda birimiz olan TESUD'un emekli paşa genel başkanları; şehitler ve terör için açıklama yaptı, kınadı resmi sayfalarından yayınladılar,
Gerçek kimliğinden uzaklaşıp Temad'ı emlak, komisyon, tarla satış aracılığı tur seyahat organizasyonuna çeviren,
Bir önceki daha büyük olan Avrupa turuna gizlice kendisi gitmişti,
Şimdi buna da git hiç utanma! Gizlenmeden, saklamadan git,
Genel Başkanlığını yeme içme gezme üzerine kurdun zaten,
Bu dönemde bile her şeye susup görmezden gelerek hala gezme tozma peşinde olanlara yazıklar olsun diyorum,
Biraz Olsun Şehitlerimizden Utanın..
Sayın Ahmet KESER
TEMAD Genel Başkanlığı ANKARA
Sayın Başkan,
Yola birlikte çıktık, umutlarımız vardı geleceğe dair, hayallerimiz vardı.
Başarılarınızdan gurur duydum, sonuç alınamayan çabalara üzüldüm.
Ancak; bazı şeyleri anlamakta ben de zorlanıyorum, toplumumuzda.
Sizden önceki dönemde yaşananların hepimiz tanığıydık, hatırlayalım;
TEMAD tepkisizdi,
Eylemleri saman aleviydi.
Toplumu bölmüşlerdi, bizden olanlar ve bizden olmayanlar vardı.
En çok eleştirdiğimiz de Mahmut ERDEM olayıydı, en çok onun üzerinde durduk.
Şu anda durum nedir Sayın Başkan?
Toplumla ilişki kesilmiş, bazı şubelerin Başkanları dahi size ulaşamıyor, taleplerine cevap alamıyor!
Kurulan web sayfalarında çok yakınlarınız birden fazla isimle yazılar yazıyor.
Demokratik olgunluk ve sabır geçmişin de gerisinde!
Bir ekip oluşmuş, en ufak bir eleştiride saldırıya geçiyor, ölçü yok, izan yok!
Benim tanıdığım bir Ahmet KESER vardı, idealist, mantıklı, ölçülü, hedefleri, planları olan!
Büyüğünü küçüğünü bilen,
Geçmişte neden şikayetçiysek şimdi fazlasını yaşıyoruz.
Mahmut ERDEM bir taneydi, şimdi onlarca!
Kanımız akıyor,
Ekonomi ortada!
Ortada olmayan sadece TEMAD!
Sormak istiyorum; benim tanıdığım Ahmet KESER ile Sn.TEMAD Genel Başkanı Ahmet KESER aynı kişi mi?
Ben mi geçmişi yanlış hatırlıyorum, yoksa siz Sayın Başkan, siz mi bu kadar değiştiniz?
Saygılarımla...
Bazı liderler vardır öylesi oturur inatla
Hiç bir katkı vermedigi gibi yıkar gelecegi
Umutları, beklentileri de yok eder
Gitmez oturur!
Sayıları yüz olduğu söylenen yavruları vardır
Aynen otururlar inatla
Sadece sessizce seyrederler
Konuşmak yasaktır, yazmak da öyle!
Başkanın arkasında on-onbeş kişi daha vardır
İsimlerini dahi bilmessiniz, kartvizitleri vardır
Temsiliyet adına, seyrederler umutların yok oluşunu
Onlar da sessizdir, konuşamazlar!
"ZAMANINDA BEN FALAN*ŞEŞMEKAN DERNEGİNİN FALAN ŞEŞMEKAN BAŞKANILIGINI YAPTIM, YÖNETİM KURULUNDAYDIM! ŞUNU YAPTIM, BUNU YAPTIM, HEY NEYDİ O GÜNLER" DİYECEKLER...
Bir de bunların ''özel ekipleri'' vardır. Hazır kıtalar, egitilmiş yetiştirilmiş ekipler.
Sayıları az da olsa hemen göreve koşarlar..
Mücadelesini minik, ticari ve siyasi ikballeri için yazarlar.
Bunlar tartışma adabından yoksundurlar, sadece hakaret yağdırırlar.
Belirlenmiş otuzaltı çeşit küfürler ile yazarlar, belgelidir...
Biz yazan çizen, bu sınıf için yıllarca her türlü konuyu dile getirir iken bu
özel ekip arkalarında maaşlı avukatları ile;
Bizlerin bu mücadelesine
şeklinde yakıştırmalar ile saldırırken yukarıdaki bölümler!
Hep sessizdir.
Düşünelim birlikte konu çok net!
Siz Genel Kurmayı yok sayın, maksadı aşan eleştirilerle tepki çekin;
Yetmedi tarihin en agır sözleri ile yine Genel kurmay'a YAŞ üyelerine saldıran
"sefer görev emrini yırtacağım YAŞ üyelerinin mezarına tüküreceğim" diyen kişiyi
iki numara olarak yanınıza alın.....
Tam bir düğüm.
Gittiginiz gün bu sınıf için yeni ufuklar açılacak, göreceksiniz.
Beyler; sizin emeğe, umuda, meslektaşınıza saygınız yok mu?
Yıllarımızı heba ettiniz, yüzlerce arkadaşımız daldan düşen yaprak gibi aramızdan ayrıldı.
Yaptıgınız sadece onların cenazelerine katılmak görünürde.
Bu yönetimin tüm şubeleri ile yanlış mücadele statejilerini, kişisel davranışlarını, başarısızlıklarını, toplumda yarattığı umutsuzluğu, birlik ve beraberliğimize verdiği zararı artık görün Allah aşkına...
Bu makama aday olanlar, sessizce çalışanlar
Hadi artık, deklere ediniz kendinizi
Delegasyona, bu sınıf önderlerine, açık ve net cümleler ile
Biz, bu iş için soyunuyoruz, planımız vs konuşun, gizlenmeyin.
Olağanüstü seçim çagrısı yapın, beklemek niye?
Tüm sayfalar sizlerin görüş, plan, programları için açılacaktır.
Yasalar çercevesinde bu sınıf için temsiliyet/icraat ve yeni plan ve projelerinizi tanıtın.
Dünya ve gelişmiş demokrasiyi özümsemiş ülkelerde oldugu gibi sendikaya nasıl bakıyorsunuz açıklayın.
Mevcut düzenin, lokal işletmeciligi, geziler vs düzenden yepyeni bir yapıya nasıl dönüştürecek,
üretken,sınıfımızın evlatlarına ve ailelerine istihdam saglıyarak nasıl kuruluşlar inşa edeceginizi anlatınız.
Kapı kapı gezmek yerine bu kez yeni bir yol deneyin.
Yıllanmış bu düzenin temelden degişiminin şart oldugu gerçegini tüm sınıfımız görmelidir.
Köklü degişimler, fikirsel yapıların bir noktada bileşkesidir.
'Değişim' her zaman için birşeylerden vazgeçmeyi, yeni beceriler ve roller için zorluklara katlanmayı gerektirir. İşleri bilinen yollardan yapmak, güven ve kontrol duygusu verir.
'Değişim'e direnç ise, geçmişte olan herşeyi çok sevmekten değil, belirsizliğin getirdiği gelecek tereddütlerinden oluşur.
Bu sınıf artık her anlamda ''DEĞİŞİME'' uğramalıdır.
Başlangıç tepeden başlamalıdır.
Saygı ile
Atilla ABAYLI
Saygıdeğer Meslektaşlarım,
STK tüzüklerinde belirtilen amaçlarını gerçekleştirmek için elbette mali desteğe ihtiyaçları vardır. Bunun en önemli kalemi üye aidatları ve işletme gelirleridir. TEMAD’ın teşkilatları olan şubelerin büyük bölümü üye aidatlarının yanısıra lokal, lokanta, gezi gelirleri ile amaçlarını gerçekleştirirler. Bu kazançların kimi takdir edilecek yatırımlara yönetilir kimi ise sırdır.
Lokal,gezi ve ziyaretlerle yetinen birçok Sivil Toplum Kuruluşundan bizi ayıran tek nokta; yıllardır ön yargılar sonucu yapılan adaletsizliklere, haksızlıklara insan onuruna aykırı davranışlara karşı yasal demokratik kurallar içinde sürdürdüğümüz mücadeledir. Bu mücadelede kaptan TEMAD Gn.Merkezidir.
Üyelerine sosyal imkanlar sunmanın dışında mücadele gibi bir misyonu olmayan TESUD birçok ticari işletmeye sahiptir hatta TSK kullanılan MEHMETÇİK KART satışını imtiyazlı bir şekilde alan TESUD’un eli değmeden milyonlar kazandığını bu sitede HAYIRLI İŞLER yazısı ile duyurulmuş, TEMAD yönetiminin mücadelemizin başarısı için bu tür ticari faaliyetlerde bulunması önerilmiştir.
Sn.Ahmet KESER yönetiminin hazır kurulmuş TEMAD SİGORTA'dan zarar ettiğini biliyoruz.Sn.Keser tarafından delege yapılan 2 kız kardeş tarafından işletilen TEMAD GEZİ ORGANİZASYONU TEMAD’a hiçbir ciddi maddi katkı sağlamamış ama sayın Keser tarafından delege yapılan iki kardeş vefalarını KESER’e oy vererek yerine getirmişlerdir.
Topluma büyük başarı gibi lanse edilen açılış konuşmasında Keser’in “Söz verdiğimiz konuları tek,tek hayata geçiriyoruz” dediği TEMAD A.Ş . şirketi kurulmuş arkadaşlarımızın yaptıkları araştırmada şirketin adının TEMAD olmasına rağmen yönetimden Hasan ERDOĞAN adına tescil edildiği anlaşılmış uyarılar üzerine de bugüne kadar TEMAD’a devredilip devredilmediği açıklanmamıştır. Haklarımızdan sonra bu konu da sabun köpüğü olarak sonuçlanmıştır.
Aidat gelirleri,hazine yardımı,gayrimenkul kiraları dışında mücadeleye destek için özellikle muvazzaf kardeşlerimizin gönderdiği bağışların nereye harcandığı bilmiyoruz, zorunluluğa rağmen açıklanmayan milyonlarca lira destek suyunu çekince yandaşlar kazanımında katkısı olmamasına rağmen “aldığımız 100 liranın ilk aylığını derneğe bağışlayalım,otomatik ödeme talimatlarına devam edelim” çağrılarına yanıt verilmeyince yönetim akıl ve özveri ile ticari faaliyetlerinden kâr sağlamak için uğraşmak yerine kolayı seçmiş ,vur abalıya misali yine assubaylardan kolay para kazanmayı tercih etmiştir.
Konuyu merak ettiniz değil mi?
Aylar önce TEMAD sitesinde TEMAD CUMALİ KONUT YAPI KOOPERATİFİ İLE ANLAŞTI başlığı altında bir haber yayınladı. Çok cazip teklifler sunan haberi okuyan özellikle geleceğe yatırım yapmak isteyen kardeşlerimize alacakları 400 metre arsa hissesi için 25.000 lira yerine 20.000 lira ödemeleri halinde ileride kendilerine en az bir daire sözü veriliyordu. BU İMKAN KAÇIRILMAZDI,ÜSTELİK TEMAD GÜVENCESİ vardı benim arsaya yatırıma ihtiyacım olmadığı için konu ile ilgilenmedim. Bir süre önce beni yazılarımdan tanıyan muvazzaf bir meslektaşım bu yatırımı yapmak istediğini bu konuda fikrime ihtiyaç duyduğunu belirtti kendisine yeterli bilgim olmadığın iyi araştrılması gerektiğini bildirip hayırlı olmasını diledim. Ardından birkaç kişi daha arayınca konuyu araştırmaya başladım.
Bunları yazdığımız için bizi muhalif ilan eden, yönetimi eleştirmemizi TEMAD’a zarar veriyor algısı yaratıp gözü kapalı küçük hesaplarla olumsuzlukları yok sayıp savunan riyakarlar, nemacılar gibi olmaktansa mesleğinin onurunu meslektaşının hakkını savunan muhalif olmaya razıyız.
GÜVEN EMLAK, FAHRETTİN BİLGİN: http://www.sahibinden.com/ilan/emlak-arsa-satilik-ankara-ayas-cuma-mahallesi-10777-metrekare-tek-tapu-214501594/detay
Bir seçim dönemi yaşadık, bu zamanlar hem siyasi iktidarların hem iktidara aday partilerin karınlarının en zayıf olduğu dönemlerdir,
Bu dönemi bir çok sendika, meslek gurupları, dernekler, STÖ leri kendilerince değerlendirdiler,
Kimileri mali açıdan kimileri sosyal yada çalışma şartlarının düzeltilmesi için bir dizi eylemler yaparak haklarını aldılar,
Yada almak için en azından mücadele ettiler, bazıları hala ediyor,
Peki çalışama şartları en berbat olan,
En ilkel hukukla yargılanan
Ayrımcılığın en büyüğünü yaşayan,
Emekli maaşları yoksulluğun dibine kadar gelmiş bizlerin temsilcileri nerede?
Direnişi kendine şiar edinmiş! Direnişçi genel başkan!
Bırakın bir yerlerde görmeyi,
Sesini duyan var mı?
Ne yaptığını bilen, ne işle uğraştığından, haklar için nasıl bir yol izlediğinden haberi olan var mı?
İki kuruş paraya emekliliğin de bile çalışmaya mahkum edilen binlerce Assubay yaşam mücadelesi verirken,
Yüz binlere varan Assubay ailesinin hala umut beklediği Temad genel başkanı Ahmet KESER'den haberi olan var mı?
Bakın Assubay'lar olarak tam bir ateş çemberinden geçerken,
Geçim derdi hepimizi yaralamışken
Bu yaz sıcaklarında bırakın tatil yapmayı, bayramdı, çocukların eğitimi, yeni üniversite kayıtları gibi bir çok masraflara gebe olan günlere girmişken, çoğunuz biliyordur,
Temad büyük bir Avrupa gezisi düzenledi,
En güzel yaptığı işte bu zaten, ortalama her ay Avrupa'ya bir tur düzenliyorlar,
Mutlu bir azınlık bizim camiamızda da var,
Şu an Avrupa da olan ve yaklaşık 22 gün sürecek gezide tam 18 ülke 37 şehir gezilecek,
Adı gibi Büyük Avrupa Turu,
Kişi başı 1800 Euro yaklaşık 6 bin TL
Buna öğle ve akşam yemekleri dahil değil, kişisel harcamalar ve bunları da eklerseniz rakam baya bir yukarılara çıkar,
Bu turu neden bu kadar anlattık, yukarıda ki sorumuzun yanıtı burada çünkü,
Keser muhtemelen şu an Paris'de Eyfel Kulesi'ne bakıp kahvesini içiyordur,
Bu turla o da Avrupa da,
Her şeyi bırakın,
Bu ne kadar etik olur?
Sorarlar,
Sen bu parayı böyle bir tura ayıracak kadar zengin misin?
Ek bir iş yapıyor musun? Ek bir gelirin Var mı?
Muhtemelen,
Geçmiş den bu günlere mali durumunu baya bir düzeltmişsin ,
Nasıl gittiğin aslında hiç önemli değil ,
Bu işi kendine ne kadar yakıştırdığın önemli,
Ben seni hiç bir zaman bir Assubay olarak görmedim,
Kimliğini kaybetmiş birisin,
O yüzden çok doğal karşılıyorum,
Ne yazık ki bu camianın da Genel Başkanısın,
Git de bari Eyfel'in tepesine bir pankart as ''Yoksulluk dan sokaklarda ölüyoruz '' diye belki orada ki Türkler değil ama,
Fransızlar sana inanır...
Söz unutulur yazı kalır. Sn. Keser yönetiminin bizler için umut olacağını düşünerek mevcut TEMAD yönetimine mücadele tarihinin en büyük maddi ve manevi desteği verildi. Sitemizinde karınca kararınca desteklerinin belgesi arşivlerimizde mevcuttur. Bu rüzgarla TEMAD gemisini BAŞARI limanına ulaştırmak yerine kişisel hırs ve hesaplarla ne yazıkki gemi rotadan çıktı. Yarın karaya oturduğunda kaybeden hepimiz olacağımız için hatalardan ders alınmasını, öz eleştiri yapılmasını, söz verildiği gibi paylaşımcı bir yönetimle önyargılı haksızlıkların, adaletsizliklerin sona ermesi için başlatılan mücadele de başarıya odaklanmamızı önerdik, hataları eleştirdik.
Ancak kibir, inat ve riyakarca alkışlayanlar yüzünden sesimiz duyulmak istenmiyor. Bizlere hakaretler, mesnetsiz suçlamalar yapılarak gündemin değişmesi ve başarısızlıkların unutulması amaçlandı. Ahlaksız müfteriler gündemi değiştirdiler. Bunun mücadelemize faydası oldu mu? Başarısızlıklar unutulabildi mi? Bakın çevrenize umuttan, birlikten eser var mı?
Peki olumsuzlukları, başarısızlıkları yok sayarak alkışlamak sorunlarımızı çözecekse, binlerce kişi TEMAD Gn.Mrk. önünde toplanalım alkışlayalım ne dersiniz?
Son bir yıldır yönetimden tek ses, tek açıklama tek icraat yok! Maksadı aşan eleştirilerle hakaretlerle muhataplarımızı karşımıza aldık. Diyalog sonlandırıldı. Tüm bunları pembe gözlüklerle görmek istemeyen, kişisel ego ve çıkar peşinde olanlar, yönetimin eleştirilmesine kendilerinin bile inanmakta zorlandığı sudan bahanelerle kılıf arıyorlar! Üstelik bunu gerçekleştirmeye çalışanlar eleştirilerin TEMAD’a zarar verdiği algısını yaratarak, iyi niyetli arkadaşlarımızı kavram kargaşasına sürüklüyorlar.
Dostluğu, arkadaşlığı, emeği, vefayı yok sayan mücadele kahramanı, gönüllüsü maskesi altında Asb. mücadelesini siyasi ve ticari ikbaline, küçük çıkarlarına alet edenler, at gözlüğü ile değerlendirme yaparak, olumsuzlukları yok sayarak yönetimi alkışlamaya devam ediyorlar. Bazı tartışma adabından yoksun olanlar meslektaşlarına hakaretler yağdırıyor! Siz bırakın meslektaşı, kavga ettiği kişiye bile "köpeklerin ulumasından çok haz alıyorum. Marjinal köpeklerin önüne tas, boynuna tasma takacağım. Etek diktim, giydireceğim." tarzında hakaret eden, kendilerine yakışan "iftiracı, alçak, şerefsiz, onursuz" sıfatlarını kullanan ahlak yoksunlarının bu mücadeleye katkılarının olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Onlar görevde iken olduğu gibi riyakarlık ve basitlikle birilerine dayanıp bu mücadeleden nemalanırken, bu toplum değerlerinden kaybediyor! Bazıları da 'iki yanlıştan bir doğru çıkmaz' mantığı ile bu ahlaksızlara farklı destekler sunuyor. Yine ne yazık ki, Sn. Keser ve yönetimi bunlardan medet umarak, bunları teşvik ediyor, ödüllendiriyor. İşte buna tepkiliyiz!
Dz.Kuvvetleri'nde panel yapılmış, emekli assubaylar yokmuş(!) Kara Kuvvetleri'nde kıdemli assubaylar toplanmış emekli assubaylar yine yokmuş(!) Genelkurmayda bir kısım emekli assubay görüşme yapmış, vay efendim TEMAD’ın bundan da haberi yokmuş! Bu arkadaşlarımızı neredeyse hain ilan edecekler. Bir aynaya bakıp biraz vicdanınızı ön plana çıkarın. Bütün bunlara sebep kim?
Kişisel gayretlerle AİHM “Şahsi hürriyet ancak hakim kararı ile kısıtlanabilir” gerekçesi ile göz ve oda hapsi cezaları için Türkiye’yi tazminata mahkum ettiği zaman, bu cezalar artık uygulanmayacak diye sevinirken, 'ölümlerden ölüm beğenin' dercesine çıkarılan disiplin yasası ile muvazzaf kardeşlerimizin meslek hayatının pamuk ipliğine bağlanması, emeklilerin beklediği iyileştirmelerin askıya alınmasının bir tepki olduğunu hâlâ anlamayanlar, genelkurmayın çok umurundaymış gibi bu masaya gelecekler, diz çökecekler tarzındaki abes değerlendirmelerin yanı sıra, "efendim diyalog sonlanmasaydı haklarımızı verecekler miydi?" diyen amigolar yüklendikleri vebalin farkında değiller mi? Madem haklarımızın verilmeyeceğinden eminsiniz, oturun lokallerde keyfinize bakın. Geziler, çaylar düzenleyin. Göbek atın, eğlenin ama assubayın umutlarını sömürmek için mücadeleden de söz etmeyin. Böyle banal bir savunma düşünce olabilir mi?
Kendi gözündeki merteği görmeyenlerin başkasının gözünde çapak aradığı gibi, TEMAD sözcülüğüne soyunan kraldan çok kralcılar “Küslük, öfke, sevgi gibi duygusal tepkilerle devlet yönetilemez” - “Özlük hakları ayrımcı uygulamalarla, hukuk sorunu gibi tüm taleplerimizin gerçekçi çözüm yolu muhataplarımızla DİYALOG ve SAĞLIKLI bir iletişim yaratabilmemiz şartına bağlıdır” buyurmuşlar. Günaydın! "Hoca verir talkımı, kendi yutar salkımı" dedikleri gibi, teşhis doğru ama adres yanlış. Maksadı aşan eleştirilerle, hakaretlerle muhatabını aşağılamaya çalışan, sonunda diyaloğu sonlandıran, sonra da hâlâ hatadan dönmenin fazilet olduğunu hatırlamayan TEMAD yönetimi değil mi?
Bunları dile getirince adımız insafsızca TEMAD'ın düşmanı ve köprüleri attı korosu oluyor!
Beyler; sizin emeğe, umuda, meslekdaşınıza saygınız yok mu? Birilerine mesaj vermek, kişisel ikbal sağlamak adına muhatabına maksadı aşan eleştiriler ve hakaretlerde bulunanların muhatabı siz olsaydınız tepkiniz ne olurdu? Bunları yazıyorum diye yine ahlaksız müfteri takımı benim generalleri koruduğumu söylemeye kalkmasın. Onların ağa babalarının bile yapmadığı eleştiriyi ben yapıyorum ama el hakaret etmiyorum. Hakaret ederek kimse muhatabına düşüncelerini anlatamaz.
Bunu toplumla paylaşsaydı eminim ki herkes tepki verirdi,ama hesaplar başka olunca, olmuyor. Hatırlarsanız, TEMAD yönetiminin onayı alınarak bu sitede yapılan mail kampanyası ile haksızlıklarımız, adaletsizlikler yeni göreve gelen komutanlara bir kez daha hatırlatılarak Sn.Keser’e verilen orduevi yasağının, O'nun şahsında assubaylara verildiği belirtilmiş ve tepki gösterilmişti,ama ne yazık ki küçük hesaplarla bu mail kampanyasına TEMAD teşkilatlarının büyük bölümü sessiz kalmış sadece (isimleri bizde mevcut) binlerce assubay gönüllüleri katılmıştı. Onun için, önce iğneyi kendinize sonra çuvaldızı başkasına batırın.
Sn.Keser emekli alay komutanı, bizler de emekli alayının mensupları değiliz. Kimseyi o göreve zorla getirmedikleri, kalmaya mecbur etmedikleri gibi, o göreve seçilmek için verdikleri vaatleri, tüzükteki görevlerin unutulduğunu onlar hatırlamıyor olabilir ama bizler unutmadık. Sn.Keser’e şirin gözükmek, kapısından geçemediği 5 yıldızlı otellerden yaralanmak, cebinde yönetici kartviziti bulundurmak adına bir tek eleştiri getirmeden tüm bu aymazlıkların sorumluluğunu birilerine yükleyip sanki tarihinin en ideal yönetimi varmış gibi MİTOMANİK davranışlarda bulunanların vebali ağırdır.
Vicdani sorumluluğum nedeniyle bir kez daha size sesleniyorum; Sn. Keser, beni yakınen tanıyorsunuz. Kişisel hiç bir hesabım ve çıkarım yok. Olsaydı gerçeklerin yanında olmak yerine, iktidarın gücünün yanında olurdum. Biz yıllarca ön yargılarla sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklar yaşadık. Evlatlarımızı, geleceğimizi düşünerek sicil, tayin, ceza baskısı ile sustuk, susturulduk. Bu mücadele bizim onurumuzdur. Bu sitede yayınlanan MOLA ve YİNE HAYAL KIRIKLIĞI yazılarında belirtiğim hataları, olumsuzlukları tekrarlamak istemiyorum. Bu toplumuma borçlusunuz. Binlerce kişinin vebali sizin omuzlarınızda olduğunu unutmayın!
Mücadele fırdöndü oyunu değildir. "Çevirdim, ben kazandım. Seçildim, görevim bitinceye kadar istediğim gibi hareket ederim. Kimse benden hesap soramaz, istediğim gibi harcarım. Dilediğim kişilerin 5 yıldızlı otellerde zıkkımlanamasını sağlarım. İstediğim şubeyi kapatır, dilediğim üyeyi ihraç ederim. Nasılsa benden başka diğer adayların şansı yok. Listemi görmeden oy veren, nereye harcandığını bilmeden bilançoyu ibra eden delegem, bana dayanmış küçük çıkarlara razı sosyal medyada avukatlığımı yapan amigolarım var." diyemezsin. Dedirtmezler! Özet olarak; kimse assubay adını ve mücadelesini kişisel ego ve çıkarı için kullanamaz.
Hamasi söylemlerle, riyakarların alkışları ile rüştünü bile ispat etmemiş teşkilatlarının yönetimleri dahil üye sayısı toplam 120 kişilik bir derneğin TEMAD'I YILIN DERNEĞİ seçmesinin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Önemli olan assubayların gönlünde değerlenmektir...
Aksi halde birgün mutlaka vebali ödenir ödenmesine de bu mazlum zümrenin kaybettiklerini geri getiremezsin.
"Zararın neresinden dönülürse kârdır" diyerek kendi özeleştirini yaparak, TÜZÜK’teki görevlerinizi, verdiğiniz vaatleri hatırlayıp, şube başkanlarınızla birlikte toplanıp bu toplumu yeniden kucaklayan kararlı, özverili bir mücadele stratejisi belirlemek zorundasınız. Aksi halde KANARYA SEVENLER ve YEŞİLOVALILAR derneğinden farkımız olmayacaktır.
Dünden daha hızlı olmaktan bahsedenler, kış ve gaflet uykusuna yatanları uyarmalıdır. Aksi halde gezi, lokal, ziyaret ve kadın kollarının çayları ile yetinerek hiçbir sorunu çözemeyiz. Bazı ukelaların belirttiği gibi, kimsenin işine karışmak, ben bilirim iddiasında bulunmak haddimiz olamaz. Dost acı söyler. Eleştirenler, hataların, aymazlıkların, kişisel hesapların tekrarını önlemeyi amaçlayan ve aynı geminin yolcusu olduğumuzun farkındadırlar. Sizler de geminin rotasından çıktığının farkında olun. Biat kültürü ile hiçbir sorun çözülmemiştir.
Bu aymazlığa "benim işim tıkırında. TEMAD sayesinde siyasi, ticari çıkarımı, egomu tatmin ediyorum" diyenler bizi enterese etmiyor. Biz muhalif ilan edilsek de, yazılarımız engellenmeye çalışılsa da, yalakalar saldırsa da kendimize ve mesleğimize saygımızın gereğini yapmaya devam edeceğiz. Sonuçta tüm bunları assubay tarihi ve vicdanlar değerlendirecektir.
Tüm meslektaşlarıma huzur ve adalet dolu günler diliyorum.
Tarihte yukarıdaki tabir gibi gerçek anlamda gemisini batıran, içinde yüzlerce insan olan uçağını düşüren kaptanların gerçek hikayeleri vardır, bilinen günümüzde. Burada sözünü ettiğimiz kaptanlar biz assubay sınıfının geleceğini şekillendirmek üzere kaptan köşklerine oturttuğumuz "iki Ahmet'tir" Tas-Sen Başkanı Ahmet ile Temad Başkanı Ahmet…
Bu şahsiyetler ile bu gemiler asla yürüyemeyecektir.
Temad gemisi battı batıyor. Yolcular gemiyi terk ediyor. Kaptan ve mürettebatından en küçük bir tık yok. Üstelik hâlâ makam odalarını yenilemekle meşguller.
Oysa bizlerin beklemeye zamanımız yok. Derhal bir erken seçim startının verilmesi gerekiyor.
Sorumluluk sahibi tüm delegeler bu konuda derhal eline kalemi alıp olağanüstü genel kurul teklifini yapmalıdır.
Dernek, tarihinin en suskun, pısırık, pasif ve ve demoralize olmuş dönemini yaşamaktadır.
Ciddiyetini ve ağırlığını kaybetmiştir.
Genelkurmaydan tutun da siyasete ve iktidara kadar kâle alınmayan, etkisiz ve sorumsuz bir konuma getirilmiştir.
Üstelik de 13 yıllık bir zalim iktidarın paçasına yapışılarak ve şahsi ikbale ve menfaate tevessül edilerek bu partiye hizmet ve destekte bulunulmuştur.
Sendikal anlayış ve ruhla ortaya çıkan Tas-Sen ise;
Başındaki “buranın paşası benim" diyen tuhaf ve ucube bir aklın esiri olmuş ve ölü doğmuştur.
Yönetimini dahi tamamlayamamıştır. Tüm yöneticilerini kendi eli ve kalemi ile ihraç etmiştir.
“Burası benim mülküm ve tarlam ancak ben sürerim“ diyerek de aklı sıra ticari çıkara soyunmuştur.
Her iki başkan da sözüm ona düşünce körlüğü yaşamaktadır. Bu toplumu çıkarları ve koltuk sevdaları ile siyasi ikballeri için kullanmaktadırlar.
Tabanlarına saygısız ve onları yukarıdan gören sultani bir sarhoşluğun tutsaklığını yaşamaktadırlar.
Unutmayın ki ;
"Kibir ve inat kişilerin kendini önce mükemmel görmesini sonra da sonlarını oluşturur.” Tolstoy.
Değerli Assubay Toplumu;
Yok artık, bu işler böyle gitmez... Gitmemeli!
Bu düzeni değiştirmeliyiz.
Bizleri bu noktaya taşıyanlarla savaşacağız, asla kanunların dışında yol izlemeden!
Hak ve hukuk yollarını izleyeceğiz.
İşimiz taviz istemek değil, adaletin tesisini sağlamak olacaktır.
Zorla sistemi sürdürenler ile savaşacak, adalet terazisinin endazesini düzelteceğiz.
Bu mücadele seyredeni ile değil, tam anlamı ile içinde olan ve inananlar ile kazanılır!
Sosyal medyayı tanımadınız!
Yazan çizenlere tavır aldınız!
Olumsuzlukları gizlemek adına gündem değiştiren ahlaksızlara ve ahlaksızlıklara sebep oldunuz, bu anlayışlara kol kanat gerdiniz.
Her şey para ve servet değil. Bunlardan önce onur, dürüstlük, insanlık ve paylaşım gelir!
Bunun tesisi için ne gerekirse yapılır.
Adaletin tesisi ve paylaşımın temini için hiç bir eleştiriden çekinmeden ne gerekirse bu sınıf için yapılmalıdır.
Mücadele asla terk edilmemeli, tüm teşkilatlar ve tüm üyeler derhal aktif ve eylemsel duruma gelmelidir.
Assubayların acil ana sorunları üç ana başlığı geçmemelidir; fakülte yasasının da içinde olduğu sosyal eşitlik, özlük hakkı ve Oyak adaleti ile çalışan astların hukuku. Bu mücadelenin başında ve kaptan köşkünde de akli ve donanımlı dava ekipleri oturmalıdır. Bir acil yol haritası ve eylem planı hazırlanıp devreye sokulmalı, uygulamaya konmalıdır.
Temad'ın 100 şubesinin içinde ve Temad tabelasının hemen yanında tam 100 tane de Tas-Sen tabelası, yine tam 100 tane de Temad sigorta tabelası yine tam 100 tane de Temad Tİcaret, Turizm, Gayrimenkul, Güvenlik, Lojistik, Gıda Ltd. Şti. tabelası olmalıdır.
Yine Temad tabelasının yanında Temad yaşlılar ve huzurevi, Temad Sosyal Yardımlaşma ve Dayanişma Vakfı, Temad öğrenci barındırma yurtları girişimi, Temad-Lösev Elele Girişimi, Temad–Engelli Dernekleri Elele Girişimi, yine Temad-Siyaset Kulübü, Yine Temad-Spor Okulu Girişimi gibi tüm sosyal ve toplumsal aktivitelerin içinde olduğu kollektif bir holding girişimi başlatılmalıdır.
Yeni Türkiye gibi Yeni Temad, yeni vizyon ve algı girişimi olmalıdır.
Ahmetlerin kafası ve aklı ile bu projelere ulaşmak mümkün değildir!
Asker Haklari Platformu bu aklı ve donanımlı kadroyu kurmaya hazırdır. Bu insanlar içimizde mevcuttur.
Bu akli kadro ile Yeni Temad vizyonu için derhal delege bazında düğmeye basılmalıdır. Tüm şubeler nezdinde olağanüstü genel kurul için imzalar toplanmalıdır. Artık zaman tahammülümüz kalmamıştır!
Üyenin adına şirket açarak, şubeler kapatarak, dava insanlarını ihraç ederek, kasaları tamtakır edip lüks otellerde yiyip içip bitirerek dava güttüğünü zannedenlerden bu toplum artık kurtulmalıdır.
Yeniden girişimlere başlanmalı, meydanlara inilmeli ama yazılı söz ve taahhüt alınmadan asla yerimizden bir adım geri gidilmemelidir.
Temad ve Tas-Sen bir çatı altında derhal birleştirilmelidir.
“Güçlü ordu, güçlü assubay“ tabelasi tüm şubelerin girişine asılmalıdır.
Asılacaktır, birleşilecektir.
Bu irade ve kadro Temad’in ve Tas-sen’in başına getirilmelidir.
Getirilecektir.
Saygılarımızla.
Atilla ABAYLI
Asker Hakları Platformu
Yönetim Kurulu