Suç cezasız kalmaz, ancak ömür boyu süren ceza da olmaz!

Assubayların başbelası, haksızlığın katmerleşmiş olanı, maddi-manevi ''İşkence Aracı'' 926s. AS.PER.K.'daki ''ALEYHDE NASIP DÜZELTİLMESİ'' Meselesine bir kez daha bakalım. Son çıkan ''Disiplin Kanunu''nun uygulamaları hakkında bilgim yok. Elimizde mevcut olan bir istatistiğe göre bu uygulamaya maruz kalanların %65'i Assubay.

NEDİR BU ALEYHDE NASIP DÜZELTİLMESİ BİR ÖRNEKLE AÇIKLAYALIM VE DEVAM EDELİM: Makam ve memuriyet itibariyle emretme selahiyetini haiz olan ''AMİR'', Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat göstermediğinizi ve ''Disiplin Mahkemesi'' aracılığı ile alacağınız cezanın kendisini tatmin etmeyeceğini düşünerek ASKERİ MAHKEME'de yargılanmanız için gerekli işlemleri yapar ve soluğu, savcı ve hakimlerinin ''Askeri Hakim'', başkan ve üyelerin ise sınıf subaylarının olusturduğu ASKERİ MAHKEME'de alırsınız. İddianeme okundu, soru soruldu falan filan derken hoooop savcının ''Tutuklama Talebi'' gereği karar yüzünüze okundu ve bu kez de soluğu tutuklu olarak Askeri Ceza ve Tutuk Evi'nde aldınız. Bir-iki duruşma daha oldu ve ''Gerekçeli Karar''la 3 ay HÜKÜMLEŞMİŞ CEZA aldınız.

Bu arada hemen TUTUKLU AYLIKLARI'ndan kısaca söz edelim; dedik ya, ''TSK'da, 4 duvar arasına girenlerin %65'i ASSUBAY'' diye. işte bu Asb.'lar tutuklu oldukları sürece aylıklarının 1/2'sini alıyorlardı. Ancaaak, ne zaman ki yüksek rütbeli TSK mensupları da 4 duvar arasına girmeye başladı, ''Tutuklu Aylıkları'' 926 s. AS.PER.K. ortada ''Kabak'' gibi duruyorken, 657 s. D.M.K.'nun Madde 141 – Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Madde hükmüne göre 2/3 olarak ödenmeye başladı. Demek ki kaderimizde bu da varmış (wink ifade simgesi)

Şimdi tekrar konumuza dönelim. 3 ay hükümleşmiş cezamızı ''Ceza İnfaz Kanunları'' gereği de yerine getirilerek çektik ve çıktık. Bundan sonra çekeceğiniz azaplar, size ''Keşke ömrümün sonuna kadar ceza evinde kalsaydım'' dedirtecek cinsten olacak. Öncelikle ''ALEYHDE NASIP DÜZELTİLMESİ'' hakkında, Kuvvet K.'lığından gelecek yazı ile başlayalım. (Bu yazı cezaevindeyken mi, yoksa çıktıktan sonra mı geliyor bunu bilmiyorum)

Bu NASIP DÜZELTME yazısı ÖRNEK olarak özetle; ''...şu, ...şu nedenden dolayı ..şu, ...bu kanunun bilmem ne maddesi gereği almış olduğunuz ... ay hükümleşmiş cezanız nedeniyle 30 Ağustos 1978 olan Asb.Kd.Çvş.'luk NASBINIZ 30 Kasım 1978'e götürülmüştür.'' formatındadır. ''SUÇ CEZASIZ KALMAZ'' dedik ve kafamızın bir köşesine yerleştirdik.

Geldik ''Zurnanın ZART dediği yere'' Komedi-İşkence-Azap-Başbelası-Önyargılar-Ötekileştirmeler buradan itibaren başlıyor. Hemen AS.PER.K.'daki ilgili maddeler bakalım; IV - Terfi zamanı:

Madde 33 – Muvazzaf subayların terfileri her yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı günü yapılır.(Değişik:10.5.2006-5497/2 md.)

V - Terfi zamanı:

Madde 81 –Astsubayların terfi zamanı hakkında 33üncü madde hükmü uygulanır. (926/81)

''TSK'da TERFİLER 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINDA YAPILIR''

Tamam, güzel, günü gelince bayramı da seyranı da hep beraber yaparız ama sen benim NASBIMI hangi tarihe götürmüşsen o tarih geldiğinde bana 1 (bir) üst kademeden aylığımı öde. Bu verilecek kademeden dolayı rütbe mütbe istemiyorum, velevki bu kademe ilerlemem dolayısıyla bir üst dereceye yükseleceksem (Örnek: 9/3'den 8/1'ne yükseliyor durumda isem) burdan hak edilen rütbeyi de bayram gelince takarız.

''Terfiler 30 Ağustos Zafer Bayramında yapılır'' takıntısının NASIP DÜZELTMESİ olanlar için kaldırılmasını talep ediyorum. Yeknesaklık olması adına TSK'da bir üst rütbeye terfii edenleri böyle anlamlı bir günde bir araya getirmek ve tören yapmak şüphesiz anlamlıdır. Ancak nasbı aleyh'de 5-10 gün ileriye götürülenler için ömür boyu çekilen kayıp hem hukuksuz-antidemokratik, hem de ızdıraptır. Bugünkü teknolojide artık tüm personele ait pekçok bilgiye bir TIK'la ulaşılabiliyor. Dolayısıyla karışıklık olabilecek bir durum olmaz, sadece maliye-bütçe şubelerinin takip işi biraz artar ayrıca sıralı makamlara da kademe (varsa derece) onayı da gider...

Kanun Uygulayıcılar bana ''NASIP DÜZELTMESİ'' yazısı göndermiştide onu aklımızın bir köşesine yazmıştık ya; bu yazıya göre, örneğin ben bu cezayı aldığımda 9ncu derecenin 3ncü kademesinde isem, 30 Kasım geldiğinde bir üst derece veya kademeden aylık alamayacaksam, bu yazının da hiçbir hükmü olmayacaksa neden zahmetler çekip bunu hazırladınız ve bana gönderdiniz.

Şimdi gelelim infazdan sonraki çekilen azaplara;

  1. Özgürlükten men
  2. Mahkümiyet süresince aylıktan men (Tutuklu/açık durumun varsa tutuklulukta ve açıkta geçen süreler içinde 2/3 aylık)
  3. Ömür boyu 1 yıl geriye götürülmüş Aleyhte NASIP DÜZELTMESİNDEN dolayı alt kademeden aylık almak (her ne kadar nasıp düzeltmesi mahkümiyet günü kadar aleyhte nasıp düzeltmesi yapılsa da TERFİLER 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINDA YAPILIR takıntısı ile BAYRAMI bekliyorsun)
  4. Sicil amirlerinin artık verecekleri sicilde hep önyargılı olmaları ve kanaatlarini de buna göre değerlendirmeleri
  5. Yurdışı daimi görevler için ECL sınavlarından yüksek puanlar alsan da aday tercihinde asla ön planda olamamak
  6. Sonraki yıllarda dosyan takdir yazılarıyla dolu olsa bile bunların karşılığını alamamak
  7. Üstlerin ve durumu kavrayamayanların önyargıları
  8. Psikolojik sıkıntıları v.b.

Ç Ö Z Ü M : Ya sicil affı çıkarılmalı, ya da ALEYH'deki NASIP DÜZELTMELERİ hangi tarihe götürülmüşse derece/kademe ilerlemesi o tarihte olmalıdır. Böylece bir suçtan alınan ceza sayısı 8'den 2'ye düşmüş olur...

Assubayların derdi 1 tane değil ki; onlarca konuda mağduriyetimiz var. Bu arada tekrar ifade etmemiz gerekirse: Biz hiyerarşiye saygılıyız, ne daha fazlasını ne de imtiyaz istiyoruz. Bizler sadece adalet, eşitlik ve insan onuruna saygı istiyoruz...

Umarım en kısa zamanda, TSK içinde herkesin sadece ''Ekmeğinin Peşinde'' olduğu bir çalışma ortamı olur. Sağlıklar dilerim.

Fahrettin BAĞRI
E.Maliye Asb.

Saygıdeğer Meslektaşlarım

15 gün once basında aşağıdaki haberi okudunuz;

Yaklaşık 2 milyon memurun merakla beklediği sicil affı ve uzun yıllardır derece alamayan memurlara ‘1 derece’ verilmesine ilişkin düzenlemede, metin yazım işleri tamamlandı.

Star gazetesinin haberine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in talimatı üzerine, Devlet Personel Başkanlığı konuyla ilgili bir ön çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmanın ardından, bir düzenleme metni hazırlandı.

Düzenlemenin önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nda ele alınmasının ardından hayata geçmesi için düğmeye basılacak. Ancak düzenlemenin bir yasa tasarısına eklenmesi planlanıyor. Düzenlemenin hangi tasarıya ekleneceği konusunda ise henüz bir karar verilmedi.

Konu kaç kişinin dikkatini çekti kaç kişi “bizi yine yok saydılar” diye tepki gösterdi! Bilmiyorum ama konunun geneli yeteri kadar ilgilendirmediğini, bizi yine yok saydıklarını biliyorum.

Görevde iken birçok arkadaşımız Askerî Ceza Kanunu'nun amire verdiği sınırsız yetki  ile hukuksuz cezalara tabi oldu. Bazılarımız da  amir kaprisine evlatlarını düşünerek, yutkunup sessiz kaldı. İçimizde haksızlıklara karşı öfke volkan oldu ama "ateş düştüğü yeri yakıyor" misali kendimizi ilgilendirmeyen hususlarda sessiz kalmayı tercih edebiliyoruz. 1'inci dereceye yükselmiş arkadaşım "2 ve 3'üncü derecedekilerin sorunu beni ilgilendirmiyor" dediği an bu boşvermişlik halkasına "ben emekli oldum, muvazzafın disiplin yasası da beni ilgilendirmez" umursamazlığı  eklenecek, birimizin sorunu hepimizin sorunu olmadığı an mücadelemizde gedikler açılacaktır. Bize haksızlığı, hukuksuzluğu yapanlar birliğimize zarar vererek kendi ayrıcalık ve imtiyazlarını devam ettirmelerini sağlayacaklardır. Mücadelede tüm sorunlarımız çözülünceye kadar birlik ve beraberlik ruhu ile kararlı bir şekilde yürümek mecburiyetindeyiz.

Hükümetin sicil affı ve bunun yanında içeriği tam olarak belli olmayan memura bir derece konusunu düşündüğünü anlıyoruz.

Daha once hükümet kendisine yakın olarak gördüğü irticai faaliyetlerden YAŞ kararı ile ilişiği kesilenlere af çıkarıp haklarını iade etti. Bu kişiler  görev yapmadıkları yıllara ait terfi maaş kaybı gibi haklar elde ettiler. Görevde çileli yıllar geçirip emsallerinin derecelerine ulaşamayan birçok arkadaşımın "keşke beni de ihraç etselerdi!" pişmanlığını yaşadığını biliyorum.

Şimdi hükümet yeni bir sicil affı  çıkarıyor. Bu affın temelindeki nedenleri bilmiyoruz ama TSK personelinin bundan yararlandırılmaması adalet, eşitlik ilkelerine aykırı olup vicdanları rahatsız edecektir. Genelkurmay bu affa TSK personelinin girmesini istememiştir; çünkü subaylardan disiplin cezaları nedeniyle terfi etmeyen mağdur olanların mevcudiyeti binde bir oranında bile değildir...

Bu nedenle bu afın sivil, asker tüm kamu görevlilerini kapsamasını ve daha önce hükümetin sözü olan bir derecenin  istisna gözetilmeden tüm görevli ve emeklilere yansıtılması hakkaniyet gereğidir. Bu bir derecenin tüm görevdekiler ve emeklilerine verilmesi ayrıca birçok mağdur arkadaşımızın derdine merhem olacaktır.

Bunun gerçekleşmesi için Başbakanlığa,  milletvekillerine, parti grup başkan vekillerine mail göndererek destek vermemiz gerekiyor. Bunu kendimize meslektaşlarımıza ve adalete olan saygımızın gereği olarak yerine getirmek zorundayız. Saygılarımla.

bozuk-adalet

Saygıdeğer Arkadaşlarım,

Bu nasıl bir zihniyet, nasıl bir adalettir? Her kurum kendi personelini korur-kollarken milletin gözbebeği TSK, "211 sayılı yasada amirlerine personeli koruma görevi vermişken" kendi personelinin haklarını korumuyor! Adeta, TSK=Türk Subay Kuvvetleri olmuş! Bu durum, görevdeki personelin moral motivasyonunu olumsuz etkileyerek hizmet verimliliğini düşürürken, emekliler arasında da kuruma olan saygıyı azaltıp hukuka olan inancı erozyona uğratmıştır!

Onlarca sosyal ve ekonomik haksızlıklarımızdan birisini daha bilgilerinize sunuyorum. Haklı taleplerimizin mücadelesine destek vermek hepimizin görevi olmalıdır.

  • AİHM "şahsi hürriyetlerin kısıtlanmasının hakim kararı ile olabileceği"ne hükmedip Türkiye'yi mahkum etmesine rağmen, hukuka aykırı bu cezalar "disiplin" adı altında dün olduğu gibi bugün de devam ediyor !
  • Bu cezalar nedeniyle derece ve kademe terfisi yapamayan arkadaşlarımız vardır. 1971 yılında 'hukuk hiçe sayılarak' assubayların özlük hakları kısıtlanmış, bu durumu eşlerimiz yürüşlerle protesto etmişlerdir. 'Suçun şahsiliği ilkesi hiçe sayılarak!' eşleri bu mitinge katılan meslektaşlarımız, sudan bahaneler ve amirin iki dudağı arasından çıkan kararlar ile hapis cezası alarak cezalandırılmışdır.
  • Yine; 1975 yılında, adalet ilkelerine aykırı olarak çıkan ve assubaylarının gasp edildiği yasalar sonucu, "özellikle Hava Kuvvetleri'ndeki arkadaşlarımız tarafından" 1-3 günlük iş yavaşlatma ve göreve gelmeme eylemi yapılarak bu hukuksuzluk karşısında sesimiz duyurulmak istenmiştir.(Bu vesile ile kendilerine minnettarlığımızı sunuyorum)
  • Bu eyleme katılan arkadaşlarımız adeta vatan haini işlemi görmüştür! Hepsinin "ordudan ilişiği kesilmesi" kararı alınmış, fakat bu durumda da Hava Kuvvetleri'nin çökerek iş yapamaz duruma geleceği gerçeği ile karşılaşılmıştır.
  • Bunun üzerine, mahkemeler tarafından 'amirlerin istekleri doğrultusunda' yüzlercesinin 'ibret olsun diye' ordudan ilişiği kesilmiş, binlercesi ise; tuvaleti, duşu olmayan cezaevlerinde adeta işkence tarzında muamelelere tabi tutularak, üstelik aldıkları cezanın görevlerini aksatmaması için münavebeli (nöbetleşe) olarak çektirilmesi sağlanmıştır!
  • Bunların sonucunda arkadaşlarımız aylarca maaş alamamış ve terfi edemeyerek cezalandırılmışlardır.
  • Bazıları, "suç işleyen elbet cezasını çekecektir" mantığı ile konuyu değerlendirebilir. Ancak, idam mahkumlarının, kamu personeli disiplin suçlarının, TSK'da YAŞ kararı ile ihraç edilenlerin affa uğrayıp haklarının iade edildiği ve affın sadece bizler için gerçekleşmediği düşünülürse, yapılan haksızlığın ölçüsü belli olacaktır!
  • Hukuka saygımız gereği kimseye "oh olsun" deme lüksümüz  ve kısır bir düşüncemiz olamaz! Ancak, hakları için yasal protesto yürüyüşü yapan eşlerinden dolayı assubayları "eşlerinin etekleri altına saklanan Mao'nun askerleri" suçlaması ile hapseden zihniyetin  eşleri şimdi "adalet" diye yürüyor, "adalet" diye bağırıyorlar...
  • Eline gül dikeni batınca ayağa kalkanlar, bizim yıllardır sırtımızdaki hukuksuzluk hançeri ile yaşadığımızı hatırlayıp, kendileri için istedikleri adaleti bizim için de gerçekleştirmelerini diliyor,adalet isteyen herkesin yanında olduğumuzu belirtiyoruz ve  TSK personeli içinde bir "SİCİL AFFI"nın  çıkartılmasını adalet ve eşitlik adına bekliyoruz.

Saygılarımla.

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ