Asubay Tefrikası - 11
Büyü Bozuldu;
Son Yüz Senenin Yalanı!
08 Mart 2017 Çarşamba günü
emekliassubaylar.org’da yayınladığımız
Asubay Tefrikası isimli makâle silsilemizin birinci bölümünde
Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK
Siz muhterem okuyanlara şu sözü vermiş idim!
* * *
Vaad etdim!
4752 Sayılı Astsubay Meslek Yüksekokulları Kânununun
2002 senesinde TBMM’de müzâkeresi esnâsında;
Başbakandan milletvekillerine,
Millî Savunma Bakanından Genelkurmay Başkanına kadar
Devleti idâre eden eden zübük siyâsiler
Ve dahi
Subayın söylediği filfilli yalanları teşhir etdiğimiz
Asubay Tefrikası – 10 isimli makâlemizi de 07 Ekim 2020 Çarşamba günü
Şu vaad ile noktalamış idik;
Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun astsubaylarını kandırmak için
Genelkurmay Başkanının söylediği
“Son yüz senenin yalanını” ise
"Müteakip" makâlemizde anlatacağız, inşallah…
ESKİ TÜFEK - 2020
* * *
Hamd Olsun!
Şükürler olsun! Allah kısmet etdi,
“Müteakip” makâlemizin vakdi, zamânı geldi…
Ve dahi
Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun astsubaylarını kandırmak için
Genelkurmay Başkanının söylediği “son yüz senenin yalanını”
Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemizde
Bugün Eski Tüfek’de ifşâ edeceğiz, evvelallah…
Hem de bugüne kadar yazdığım en kısa Asubay Tefrikası ile…
* * *
Oku!
Bilmeyenler öğrensin,
Bu makâlemizi okuyanlar da okumayanlara söylesin!..
Çünkü;
Okur isen öğrenirsin,
Öğrenir isen anlarsın,
Anlar isen doğru karar verirsin,
Doğru karar verir isen şâyet
Seni, kimse kandıramaz!..
* * *
Büyü Bozuldu!
Bilmeyenler öğrensin,
Bu makâlemizi okuyanlar da okumayanlara söylesin!..
Yalan perdesi aralandı,
Büyü bozuldu,
Diller çözüldü!..
1956 senesinden beri gaflet, dalâlet ve hıyânet uykusunda
Cehennemî korkular dolu kâbuslar ile sayıklayan yalanlar kendini ele verdi!..
Biz köle astsubayları aldatmak için
Kerizci subaylarımızın son 64 seneden beri söylediği yalanları
Ve
Yapdığı kânunsuzlukları
Târihin ebedî sinesinde boğmaya ahdeden “hakikât şafağı” sökmek üzere!..
* * * * *
Okuyana Tavsiye!
Okumaya başlamadan evvel,
Kıymetli okuyanlarımıza bir tavsiyem var!
Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemiz;
Asubay Tefrikası – 7 ve Asubay Tefrikası – 8 isimli mukaddem makâlelerimizin mütemmim cüzleridir.
Bu cümleden olmak üzere;
Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemizi lâyıkı veçhe anlamak için
Asubay Tefrikası – 7
Ve dahi
Asubay Tefrikası – 8 isimli bu iki mukaddem makâlelerimizi lutfen okuyunuz.
* * *
TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANLIĞINA
ANKARA
03 Kasım 2020
Konu: Türk Ordusundaki “Astsubay” Sınıfının NATO’daki Denkliği Hakkında.
İlgi: (a) 2771 sayı ve 10 Haziran 1935 târihli Ordu Dâhilî Hizmet Kânunu.
(b) 5802 sayı ve 02 Temmuz 1951 târihli Astsubay Kânunu.
(c) 926 sayı ve 27 Temmuz 1967 târihli TSK Personel Kânunu.
(ç) 211 sayı ve 04 Ocak 1961 târihli Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kânunu.
(d) 7179 sayı ve 25 Haziran 2019 târihli Askeralma Kanunu.
(e) NATO NSA Standardization Agreement (STANAG 2116. Edition-6, 25 February 2010), NATO Codes for grades of military personnel, (First promulgated in 1964).
(f) The Career Compensation Act of 1949, dtd. October 12, 1949, Public Law-351.
(g) The Military Pay Act of 1958, dtd. May 20, 1958. (Public Law 85-422).
(ğ) 5886 sayı ve 18 Şubat 1952 târihli Kuzey Atlantik Andlaşmasına Türkiye Cumhuriyetinin Katılmasına Dair Kanun.
(h) 05 Şubat 2020 târih, 2000335413 sayı ve “Millî/NATO Neşriyât Talebi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.
(ı) 12 Şubat 2020 târih, 2000394688 sayı ve “Millî/NATO Neşriyât Talebi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.
(i) 20 Şubat 2020 târih, 2000464360 sayı ve “Millî/NATO Neşriyât Talebi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.
(j) 05 Mart 2020 târih, 2000595186 sayı ve “Millî/NATO Neşriyât Talebi Hakkında” konulu CİMER dilekcem.
(k) 1956 ABD Silâhlı Kuvvetler Personel Kânûnu. (US Code, Title 10– Armed Forces, dtd. Aug. 10, 1956, Public Law-1028.
(l) Genelkurmay Başkanlığı, MS 76-1(C) İngilizce-Türkce Müşterek Askerî Terimler Sözlüğü, Genelkurmay Basımevi, Ankara-2007.
(m) 6020 sayı ve 21 Ocak 1953 târihli Harb Felâketzedelerinin Himayesine dair 12 Ağustos 1949 târihli Cenevre Sözleşmelerinin Onanması Hakkında Kanun.
(n) 334 sayı ve 27 Mayıs 1961 târihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası.
(o) 2709 sayı ve 07 Kasım 1982 târihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası.
(ö) 3269 sayı ve 18 Mart 1986 târihli Uzman Erbaş Kânûnu.
(p) 6191 sayı ve 10 Mart 2011 târihli Sözleşmeli Erbaş ve Er Kânûnu.
(r) 7179 sayı ve 25 Haziran 2019 târihli Askeralma Kânûnu.
(s) 03 Aralık 2019 târih, 1902824306 sayı ve “Amerikan Ordusunda “astsubay” isimli asker sınıfının mevcudiyeti hakkında” konulu CİMER dilekcem.
(ş) TSK İç Hizmet Yönetmeliği (R.G Târihi: 06 Eylül 1961, R.G. Sayısı: 10899).
(t) Astsubay Sicil Yönetmeliği (R.G. Târihi: 28.12.1998, R.G Sayısı: 23567).
(u) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.
(03 Kasım 2020 târih ve İKİ BÖLÜMLÜ CİMER DİLEKCEMİN BİRİNCİ BÖLÜMÜDÜR)
1. İlgi (a)’da mezbûr 2771 sayılı Ordu Dâhilî Hizmet Kânunu; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ordu teşkilâtını tanzim eden Cumhuriyet dönemi ilk askerî idârî Kânundur. İkinci ve dördüncü maddelerinde sarahâten tasrih ve tavzih edildiği üzere Cumhuriyetin kurucu irâdesi; 2771 sayılı işbu Kânun ile Cumhuriyet Ordusu’nu 1935 senesinde “subay” ve “erât” olmak üzere “iki sınıf asker” ile teşkil etdi.
2. İlgi (b)’de mezbûr 5802 sayılı Astsubay Kânunu; “astsubay” olarak tesmiye edilen yeni asker sınıfını Türk Ordusunda ilk kez olmak üzere teşkil eden temel Kânundur. 2771 sayılı Kânunun 1935 senesinde “subay” ve “erât” olmak üzere “iki sınıf asker üzerine teşkil etdiği ” Cumhuriyet Ordusuna; 5802 sayılı işbu Kânun ile 1951 senesinde “astsubay” sınıfı “üçüncü bir asker sınıfı olarak” ilâve edildi.
3. Birinci Bölüm, Genel Hükümler, “Astsubaylar” başlığı altında yer alan 5802 sayılı işbu Kânun, “astsubay” olarak tesmiye etdiği asker sınıfını birinci maddesinde şöyle târif eder;
BİRİNCİ MADDE — Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma,
Gümrük Koruma birlikleri kadrolarının “astkomuta kademelerinde” eğitim, sevk ve idare ile diğer idari
işlerde “subaya yardımcı olarak görevlendirilen askerî şahıslara (Astsubay) adı verilir.”
4. “Gerekçe”sinde Başbakan Adnan MENDERES’in sarâhaten tasrih etdiği üzere, TBMM’nin 1951 senesinde kabul edip meriyyete koyduğu 5802 sayılı Astsubay Kânununun maksadı şunlar idi;
a. Anadolu'nun küçük kasabalarında,
Ve dahi
b. Bu maksadı tahakkuk etdirmek üzere 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile;
Ve böylece
5. 5802 sayılı Astsubay Kânununu tetkik etdiğimde;
a. Astsubayların “erât gibi” beslendiği ve giydirildiğini (Madde-19),
b. Astsubayların sağlık işlemlerinin “subay oluncaya kadar” ordu mensuplarına mahsus beden kâbiliyeti yönetmeliğinin “erler hakkındaki esaslarına göre” yürütüldüğünü (Madde-20),
c. Astsubayların 9 sene fiili hizmete tâbi olduğunu (Madde-24),
ç. Astsubayların emekli hakları konusunda 5802 sayılı işbu Kânunda hiçbir hüküm mevcut olmadığını,
Tesbit etdim.
6. Bütün hâlinde tetkik edildiğinde 5802 sayılı Astsubay Kânununun;
a. “Astsubay” sınıfı için “emeklilik hakkı” derpiş etmediğini,
b. “Emeklilik hakkı” derpiş etmediği için de işbu Kânunun “astsubay” sınıfını Ordumuzda “muvakkat” bir asker sınıfı olarak teşkil etdiği kolayca anlaşılmakdadır.
7. “Gerekçe”sinde Başbakan Adnan MENDERES’in sarâhaten tavzih ve tasrih etdiği üzere; 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile astsubay sınıfının, “subaylığa yükselmesi” esas olarak alınmış idi. Ancak ne var ki; 27 Mayıs darbesini yapan darbeci subaylar 5802 sayılı işbu İlgi (b) Kânunu, İlgi (c)’de mezbûr 926 sayılı TSK Personel Kânunu ile 1967 senesinde ilga etdiler.
8. 5802 sayılı Astsubay Kânununu, 926 sayılı Kânun ile 1967 senesinde ilga eden 27 Mayısın darbeci subayları;
Başbakan Adnan MENDERES hükûmetinin “astsubay” sınıfına verdiği başda “subaylığa terfi”, “9 sene mecburî hizmet”, “askerî teknisiyenliğe nakil” vs. bugün dahi mevcut olmayan özlük ve terfi haklarını tamamen gaspetdiler.
9. Başbakan Adnan MENDERES’in yapdığı 5802 sayılı Astsubay Kânununu 1967 senesinde ilga eden 27 Mayıs’ın darbeci subayları;
5802 sayılı işbu Kânunun “astsubay” sınıfını târif eden sâdece birinci maddesini “ipka” etdi. Bu hakikâtın tabii neticesi olmak üzere de,
5802 sayılı Astsubay Kânununun “subay yardımcısı” olarak 1951 senenesinde teşkil etdiği “astsubay” sınıfı; kolu kanadı kırılmış, subaylığa terfi hakkı da dâhil olmak üzere her türlü özlük ve terfi hakları gasp edilmiş olarak Türk Ordu teşkilâtında bugun de hukûki mevcudiyetini devâm etdirmekdedir.
10. Sekizinci maddesi ile “astsubay” sınıfının rütbe isimlerini 5802 sayılı Astsubay Kânunu, 1951 senesinde şöyle tesmiye ve tasnif etdi;
Çavuş Üstçavuş Başçavuş Kıdemli Başçavuş
|
Yukarıda görüldüğü üzere; teşkil edildiği 1951 senesinde “astsubay” sınıfının rütbe sayısı “dört” idi.
11. İlgi (ç)’de merkûm 211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu; 27 Mayıs darbeci subaylarının, 27 Mayıs darbesinden sâdece sekiz ay sonra yapdığı katıksız bir darbe Kânunudur. Hâlen meriyyetde olan 211 sayılı işbu darbe Kânunu; Türk Ordusunun iç hizmetlerini tanzim etmek üzere 1935 senesinde meriyyete konulan 2771 sayılı Kânun yerine ikâme edilen temel askerî idârî Kânundur. 211 sayılı işbu darbe Kânunu ile darbeci subaylar; “A- Esaslar, I- Tarifler” başlığı altında yer alan Madde-3 Askerler ve Rütbeler, (b) Rütbeler, (2) Astsubaylar bendinde “astsubay sınıfının rütbe isimlerini” şu şekilde tâdil, tesmiye ve tasnif etdi;
Çavuş Üstçavuş Başçavuş Kıdemli Başçavuş Astsubay Çavuş Astsubay Üstçavuş Astsubay Başçavuş Astsubay Kıdemli Başçavuş
|
12. Yukarıda görüldüğü üzere;
13. İlgi (c)’de mezbûr 926 TSK Personel Kanunu; gene 27 Mayıs darbeci subaylarının, 1967 senesinde yapdığı başka bir darbe Kânunudur. 926 sayılı bu Kânun aynı zamanda; Türk Ordusunda “muvazzaf astsubay” isimli asker sınıfını ilk kez olmak üzere teşkil eden Kânundur. 926 sayılı işbu darbe Kânunu ile 27 Mayıs’ın darbeci subayları, “muvazzaf astsubay” olarak tesmiye etdiği “yeni ve muvazzaf” asker sınıfını;
a. Sanki harp okullarında 6 sene tahsil görmüş subaylar gibi,
b. Sanki Cumhurbaşkanlığı karârnâmesi ile subay nasbedilimiş harp okulu mezunu subaylar gibi,
c. Sanki Kuvvet Komutanlığı, Genelkurmay Başkanlığı yapacak subaylar gibi,
Tam 10 sene “mecburî hizmete” cebretdiler.
14. Hâlen meriyyetde olan 926 sayılı İlgi (c) darbe Kânunu; Türk Ordusu “muvazzaf subay” ve “muvazzaf astsubay” sınıflarının özlük haklarını tanzim eden temel askerî idârî Kânundur. 926 sayılı işbu darbe Kânunu 77’inci maddesi ile darbeci subaylar; “astsubay” sınıfının rütbe isimlerini 1967 senesinde şöyle tâdil etdi;
Astsubay Çavuş Astsubay Kıdemli Çavuş Astsubay Üstçavuş Astsubay Kıdemli Üstçavuş Astsubay Başçavuş Astsubay Kıdemli Başçavuş
|
15. Yukarıda görüldüğü üzere; 1951 senesinde “dört” adet olan “astsubay” sınıfının rütbe silsilesi; İlgi (c)’de merkûm 926 sayılı TSK Personel Kânunu ile “iki” adet arttırıldı ve “altı” adet oldu.
16. İlgi (d)’de mezkûr 7179 sayı ve 25 Haziran 2019 târihli Askeralma Kanunu 62’nci maddesi ile; İlgi (ç)’de merkûm 211 sayılı TSK İç Hizmet Kânunu üçüncü maddesinde yer alan “astsubay rütbelerine” “astsubay astçavuş” olarak tesmiye edilen yeni bir “astsubay rütbesi” ilâve edildi. 7179 sayılı işbu Kânun ile “astsubay çavuş” rütbesinin ilâve edilmesi ile birlikde; “6” adet olan “astsubay rütbeleri” “7” adet oldu.
İşbu dilekcemi gönderdiğim 03 Kasım 2020 târihi itibârı ile de cârî askerî mevzuâtımızda “7 adet astsubay rütbesi” mevcutdur.
17. Amerikan Devleti;
a. 1949 senesinde İlgi (f)’de mezkûr Public Law-351 sayılı Meslekî Tazminât Kânununu meriyyete koydu. İşbu Kânun ile Amerikan Devleti; Ordularında aynı işi yapan “subaylar” ve “erlerin” kendi sınıfları içinde “emek/ücret” eşitliğini tesis etdi. 351 sayılı işbu Kânuna göre maaş hesaplamasında esas alınmak üzere;
a.1- Muvazzaf subay rütbeleri; OF-1 — OF-8 olmak üzere 8 maaş derecesi (grade)’ne,
a.2- Mükellef Er rütbeleri; E-1 — E-7 olmak üzere 7 maaş derecesi (grade)’ne taksim edildi.
b. 1958 senesinde İlgi (g)’de mezbûr Public Law 85-422 sayılı Askerî Maaş Kânununu meriyyete koydu. 85-422 sayılı işbu Kânun ile Amerikan Devleti, Amerikan Ordusundaki;
b.1- Muvazzaf Subay sınıfına O-9 ve O-10 maaş derece (grade)’lerini,
b.2- Mükellef Er sınıfına ise E-8 ve E-9 maaş derece (grade)’lerini ilâve etdi.
c. Amerikan Devletinin İlgi (f ve g) Kânunlar ile kendi ordularında;
c.1- Amerikan “subayı” için tahsis etdiği “O-1:O-10” maaş derece (grade)’lerini; OF-1:OF-10” şeklinde 10 derece (grade) olarak,
c.2- Amerikan “eri” için tahsis etdiği “E-1:E-9” maaş derece (grade)’lerini; OR-1:OR-9” şeklinde 9 derece (grade) olarak,
NATO üyesi devletlerin kabul etmesi ile birlikde; 1964 senesinde meriyyete koyduğu İlgi (e)’de merkûm 2116 sayılı NATO STANAG Anlaşmasına aynen ithâl etdi.
18. İlgi (e)’de merkûm NATO NSA Standardization Agreement (STANAG 2116); NATO üyesi devletlerin ordularında kendi iç hizmetlerine göre tasnif ve teşkil etdikleri “asker sınıflarını” NATO’da belli kurallar dahilinde eşitleyen Anlaşmadır. İlgi (ğ)’de mezkûr 5886 sayılı Kânun ile Türkiye Cumhiriyeti, 1952 senesinde Kuzey Atlantik Andlaşması (NATO) üyesi oldu. NATO üyesi olmak ile birlikde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İlgi (e)’de mezbûr 2116 sayılı Anlaşma hükümlerine tâbi olmayı kabul etdi. NATO üyesi devletlerin kabul etdiği işbu İlgi (e) Anlaşmanın ilki, 1964 senesinde meriyyete girdi. En son olarak 2010 senesinde tâdil edilen STANAG 2116 sayılı işbu Anlaşmanın 6’ıncı sürümü (Edition-6) hâlihazırda yürürlükdedir. 2116 sayılı işbu NATO STANAG Anlaşması ile
a. NATO emrinde görev yapacak askerler “iki sınıfda” tasnif ve tefrik edildi;
1. Officer Personennel (subay personel),
2. Non-officer personnel (subay olmayan personel)
b. NATO’da “iki sınıfda” tasnif edilen askerlerden;
1. Officer Personnel (subay personel) rütbelerine denk gelmek ve OF (Officer) rumuzu ile yazılmak üzere OF-1: OF-10 arasında 10 adet subay NATO Code (grade/derece) tahsis edildi.
2. Non-officer personnel (subay olmayan personel) rütbelerine denk gelmek ve OR (Other Ranks) rumuzu ile yazılmak üzere OR-1:OR-9 arasında 9 adet “subay olmayan personel” NATO Code (grade/derece) tahsis edildi.
c. 2116 sayılı işbu Anlaşmanın “Application” başlığı altında yer alan 9’uncu maddesi mucibince;
c.1- NATO görevlerine tâyin edilecek personel talepleri bu STANAG’da tesbit edilmiş NATO kodu ile belirtilir.
c.2- Üye devletlerin normalde görevlendirme belgesinde beyan edilen NATO talimatlarında belirtilen rütbeye sahip personelin tayin edildiği görevleri icra etmesi beklenir.
c.3- Tayin evrağında belirtilen NATO kodunan farklı bir rütbe derecesine (grade) sahip askerin, millî rütbesine bakılmaksızın NATO görevini yerine getirmesi beklenir.
19. İlgi (e)’de merkûm 2116 sayılı işbu NATO Anlaşmasının “Annex-D” bölümünde “NATO Codes for Non-officer personnel–ARMY” (subay olmayan personel–KARA)‘nın “millî rütbe isimleri” ve bu rütbelerin OR-1:OR-9 arasına denk gelen NATO muâdili rütbe derece (grade)’leri yer almakdadır. 2116 sayılı işbu Anlaşmanın “Annex-D” bölümü, D-3 sayfasının “NATO Codes for Non-officer personnel–ARMY” (subay olmayan personel–KARA) başlığı altında yer alan çizelgenin,
a. “TUR” sütununda Türk Kara Ordusunda “subay olmayan askerlerin” türkce rütbe isimleri,
b. “TUR” sütununun sağ bitişiğindeki “USA” sütunda ise Amerikan Kara Ordusunda “subay olmayan askerlerin” ingilizce rütbe isimleri yer almakdadır.
20. İlgi (e)’de merkûm 2116 sayılı NATO Anlaşmasının “Annex-D” bölümü, D-3 sayfasında yer alan “NATO Codes for Non-officer personnel–ARMY” (subay olmayan personel–KARA) başlığı altındaki çizelgenin;
a. “TUR” sütununun ilk dört satırında Türk Kara Ordusu “astsubay” sınıfına ait aşağıda görülen 4 adet türkce astsubay rütbe isimleri yer almakdadır;
Rank : NATO Code (Grade):
b. “TUR” sütununun sağ bitişiğindeki “USA” sütunda ise Amerikan Kara Ordusu “er” sınıfının ingilizce rütbe isimleri yer almakdadır.
c. Yukarıda verdiğim bilginin STANAG 2116, D-3 sayfasındaki izahlı görüntüsü şöyle olmakdadır;
Amerikan Kara Kuvvetleri "Er" Rütbe isimleri ve NATO dereceleri:
Rank : NATO Code (Grade):
* * *
ç. Türk Hava Kuvvetleri astsubay sınıfı rütbe isimleri de;
Aynı Anlaşmanın “Annex-F” bölümü sayfa F-3'de Türk Hava Kuvvetleri "astsubay" sınıfı rütbe isimleri de
Şu şekilde yer almakdadır.
Rank : NATO Code (Grade):
Amerikan Hava Kuvvetleri "Er" Rütbe isimleri ve NATO dereceleri:
Rank : NATO Code (Grade):
* * *
21. Türk Deniz Kuvvetleri "astsubay" sınıfı rütbe isimleri ise
STANAG 2116 sayılı işbu Anlaşmanın “Annex-E” bölümünde şu şekilde yer almakdadır;
“TUR” sütununun “ilk satırındaki” OR-9 derecesinin Türkce rütbe karşılığı mevcut değil.
Takip eden sonraki “ilk üç satırında” ise;
Türk Deniz Kuvvetleri “astsubay” sınıfına ait aşağıda görülen 3 sıra türkce "astsubay" rütbe isimleri yer almakdadır;
Rank : NATO Code (Grade):
Amerikan Deniz Kuvvetleri "Er" Rütbe isimleri ve NATO dereceleri
Rank : NATO Code (Grade):
(03 Kasım 2020 târih ve İKİ BÖLÜMLÜ CİMER DİLEKCEMİN İKİNCİ VE SON BÖLÜMÜDÜR)
22. İlgi (e)’de merkûm STANAG 2116 sayılı NATO Anlaşmasını; İlgi (h-j)’de mezkûr CİMER dilekcelerim ile Millî Savunma Bakanlığından 4 defa talep etdim. Fakat mevcut mevzuât ile hiçbir alâkası olmayan gerekceler ileri süren Millî Savunma Bakanlığı her seferinde STANAG 2116 temin talebimi reddeddi. Millî Savunma Bakanlığının işbu Anlaşmayı tarafıma vermeyi reddedmesinin; Türk astsubay sınıfının NATO’da denkliği konusunda 1964 senesinde beri yapılan Kânunsuzluğun ortaya çıkmasını engellemeye yönelik bir hamle olmakdan başka bir ihitimâl söz konusu olamaz. İşbu dilekcemin sahibi ben Şükrü IRBIK da; Türk Millî Savunma Bakanlığının şahsıma vermediği söze konu STANAG 2116’yı Yunanistan Millî Savunma Bakanlığından talep etdim.
Yunanistan’ın Ankara Büyükelçiliği’nin; aşağıdaki mektubumu Yunanistan Millî Savunma Bakanlığına göndermesini saygılarım ile arz ederim.
I kindly request Greek Embassy, Ankara to forward the below letter of mine to Hellenic National Defence General Staff.
Sincerely yours,
Şükrü IRBIK
(Ret.) MCPO, TUR Coast Guard
HELLENIC NATIONAL DEFENCE GENERAL STAFF
November 01, 2020
Subject: NATO Document Request.
Ref.: NATO NSA Standardization Agreement (STANAG 2116. Edition-6, 25 February 2010), NATO Codes for grades of military personnel.
Dear Sir,
I am a retired MCPO from Turkish Navy and Coast Guard. I have been studying military history since I had retired. I am lately interested in national ranks and their NATO equivalents. İn this respect, I need e-copy of reference NATO STANAG 2116 document.
I have already requested it from Turkish National Defence Ministry but unfortunately, I was refused due to security concern. As a retired MCPO, I am quite aware the fact that security concerns of Turkish National Defence Ministry is not justifiable at all due to fact that classification of the document I requested is purely “UNCLASSIFIED”.
Although Turkish National Defence Ministry did not respond positively to my reference document request, I hope that Hellenic National Defence General Staff may quite easily appreciate that this document is not a security concern at all.
So, I kindly request Hellenic National Defence General Staff to provide and forward to me reference NATO STANAG 2116.
Sincerely yours,
Şükrü IRBIK
(R) MCPO, TUR Coast Guard
23. İlgi (e)’de merkûm 2116 sayılı NATO Anlaşmasının “Annex-D” bölümü, “NATO Codes for Non-officer personnel–ARMY” (subay olmayan personel–KARA) başlığı altındaki çizelgelerde mevcut rütbe isimleri için; 2116 sayılı işbu Anlaşmanın 4’üncü sayfasındaki “National References”, “Non-officer personnel” başlığı altında;
a. “TUR” rumuzu ile ifade edilen Türk Ordusu “subay olmayan askerlerin” türkce rütbe isimleri için T.S.K İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği’nin,
b. “TUR” sütununun hemen altında yer alan “USA” rumuzu ile ifade edilen Amerikan Ordusu “subay olmayan askerlerinin” ingilizce rütbe isimleri için ise “Title 10, US Code”’un,
Kaynak olarak beyan edildiğini gördüm.
24. STANAG 2116 sayılı NATO Anlaşmasının 4’üncü sayfasındaki “National References”, “Non-officer personnel” başlığı altında yer alan “USA” rumuzu ile ifade edilen Amerikan Ordusunun “subay olmayan askerlerinin” ingilizce rütbe isimleri için kaynak olarak beyan edilen İlgi (k)’da mezbûr Title 10, US Code; Amerikan Devleti Silahlı Kuvvetleri Personel Kânunudur. Amerikan Devletinin 1956 senesinde tâdilen meriyyete koyduğu işbu İlgi (k) Kânunun; Chapter – I, 101. Definitions, (b) Personnel Generally) başlığı altında, Amerikan Silahlı Kuvvetlerinde mevcut ve müstahdem “asker sınıfları” tesmiye, tasnif ve tefrik edilmiş.
25. Amerikan Devleti Silahlı Kuvvetleri Personel Kânunu olan işbu İlgi (k) Kânunun; Chapter – I, 101. Definitions, (b) Personnel Generally) başlığı altında yer alan Amerikan Silahlı Kuvvetleri askerleri şu “iki sınıfda” tasnif edilmiş;
a. Officer (Commissioned Officer and Warrant Officer); Muvazzaf/Gedikli Subay
b. Enlisted Member; Gönüllü Er
26. İlgi (l)’de mezbûr sözlük; Türk Genelkurmay Başkanlığının 2007 senesinde neşretdiği İngilizce-Türkce Müşterek Askerî Terimler Sözlüğü’dür. Genelkurmay Başkanlığının ücreti mukâbili piyasada satdığı MS 76-1(C) RAY sayılı işbu sözlüğün neşrinden maksat; “Amerikan Silahlı Kuvvetlerinin neşriyâtından şimdiye kadar yapılan çevirmelerde standart terimlerin mevcut olmaması yüzünden meydana gelen yanlışlık ve aykırılıkları önlemek” idi. İşbu İlgi (l)’de mersûm işbu İngilizce-Türkce sözlüğün 183’üncü sayfasında yer alan ingilizce “enlisted” kelimesini Genelkurmay Başkanlığının; “Erat sınıfına mensup şahıs, er, asker” şeklinde türkceye tercüme etdiğini tesbit etdim.
27. İlgi (m)’de mezbûr 6020 sayılı Harb Felâketzedelerinin Himayesine dair 12 Ağustos 1949 târihli Cenevre Sözleşmelerinin Onanması Hakkında Kânun ile Türkiye Cumhiriyeti; işbu Kânuna merbut Cenevre Sözleşmelerini 1953 senesinde kabul etdi. Birleşmiş Milletler’de gözlemci üyel olan Milletlerarası Kızılhaç Komitesi’ne ait işbu Cenevre Sözleşmelerini kabul etmek ile birlikde Türkiye Cumhuriyeti Devleti; harp esiri askerlere işbu Cenevre Sözleşmeleri ahkâmı mucibince muamele edeceğini taahhüt etdi. İşbu Sözleşmeye konu olan “iki sınıf asker” mevcutdur;
a. Subay esirler,
b. Diğer esirler
Fakat ne var ki;
6020 sayılı Kânuna merbut işbu Cenevre Sözleşmeleri metininde “astsubay” kelimesi mevcut dahi değildir. Bu cümleden olmak üzere; muhtemel bir esâret durumunda Türk astsubaylar, “diğer esirler” sınıfına dahil olan Erbaş ve erler ile bir ikâme ve ibâte edilecek. Bu durum ise; 1632, 211 ve 926 sayılı Kânunlar ile tahrih edildiği üzere temelinde “kıdem” ve “disiplin” olan askerlik san’atına esasdan aykırıdır.
28. İlgi (n)’de mezbûr 334 sayılı Kânun, 1961 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’dır. İşbu Anayasa’nın “b. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma” başlığı altında yer alan Madde 65, şu ahkâmı âmirdir;
a. (1) Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı Devletlerle ve milletlerarası kurullarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir Kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
b. (4) Türk Kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında 1’nci fıkra hükmü uygulanır.
c. (5) Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar Kanun hükmündedir.
ç. (6) Bunlar hakkında 149 ncu ve 151 nci maddeler gereğince Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
29. İlgi (o)’da mezbûr 2709 sayılı Kânun, 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’dır. İşbu Anayasa’nın “D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma” başlığı altında yer alan Madde 90, şu ahkâmı âmirdir;
a. (1) Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir Kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
b. (4) Türk Kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında 1’nci fıkra hükmü uygulanır.
c. (5) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar Kanun hükmündedir.
ç. (6) Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.)
d. (7) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla Kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
30. İlgi (e)’de mezkûr 2116 sayılı STANAG’da mevcut “Türk astsubay sınıfının rütbe isimleri konusunda” benim ortaya çıkardığım neticeler şunlardır;
a. Türk Ordusunda “astsubay” sınıfı ilgi (b)’de mezkûr 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile teşkil edilmiş olup astsubay” sınıfı işbu aynı Kânun ile “subay yardımcısı” olarak tavzif edilmiş,
b. İlgi (c ve ç) Kânunlar ile tesbit edilen “astsubay” sınıfının “7 adet” rütbesinin son durumu şöyledir;
Astsubay Astçavuş Astsubay Çavuş Astsubay Kıdemli Çavuş Astsubay Üstçavuş Astsubay Kıdemli Üstçavuş Astsubay Başçavuş Astsubay Kıdemli Başçavuş
|
c. NATO üyesi devletlerin ordularındaki asker sınıflarını ve rütbelerini belli koşullarda denkleşdiren İlgi (e)’de mezkûr 2116 sayılı STANAG’da; Türk astsubay sınıfının “sâdece en kıdemli son 4 rütbe isimleri” yer almakda,
ç. Ve fakat; Türk astsubay sınfıının “ilk üç rütbe isimleri” 2116 sayılı işbu STANAG’da yer almamakdadır.
d. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin NATO’ya bildirdiği böylesi yarım yamalak bir rütbe beyanı ise NATO üyesi başka hiçbir devletde söz konusu değildir.
31. NATO’ya beyan etdiği “asker sınıfları” kapsamında işbu dilekcemin ilk 30 maddesinde verdiğim
bilgi ve beyân etdiğim NATO ve Millî mevzuât muvacehesinde,
Dilekce sahibi ben Şükrü IRBIK’ın ortaya çıkardığım neticeler de şunlardır;
a. NATO üyesi devletler;
- İlgi (e)’de mezkûr NATO STANAG 2116 isimli Anlaşma’nın “Non-officer personnel” (subay olmayan personel) bölümünde kendi ordularında müstahdem “er” sınıfı askerleri NATO’ya beyan etmiş.
b. Ve fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti,
- İlgi (e)’de mezkûr NATO STANAG 2116 isimli Anlaşma’nın “Non-officer personnel” (subay olmayan personel) bölümünde;
5802 sayılı Astsubay Kânuna tâbi ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği “Türk astsubayları”, İlgi (ö, p ve r)’de mezbûr Kânunlara tâbi olan “uzman çavuşlar/onbaşılar” ve “erbaş ve erler” ile birlikde işbu Anlaşmanın “Non-officer personnel” (subay olmayan personel) sınıfına dâhil etmiş.
c. Türk Ordusunda “astsubay sınıfı”, “uzman çavuş sınıfı” ve “erbaş/er sınıfı” olmak üzere her biri kendi özel Kânunlarına tâbi olarak teşkil edilen ve birbirinden tamamen farklı olan bu üç asker sınıfını; STANAG 2116 isimli NATO Anlaşması’nın “Non-officer personnel” (subay olmayan personel) bölümünde, toptancı bir zihniyet ile tek kalemde beyan eden Türkiye Cumhuriyetinden başka NATO üyesi başka hiçbir devlet yokdur.
* * *
TESBİTLER:
NATO’ya beyan etdiği “asker sınıfları” kapsamında işbu dilekcemin ilk 31 maddesinde verdiğim bilgi
Ve dahi
Beyân etdiğim NATO ve Millî mevzuât muvacehesinde,
İşbu dilekce sahibi ben Şükrü IRBIK’ın ortaya çıkardığım tesbitlerim şunlardır;
1. 211 ve 926 sayılı Kânunlar ile tesbit edilen “subay” sınıfının türkce rütbe isimlerini ingilizceye tercüme etdiğimizde;
- Türk Ordusundaki “subay” sınıfının muâdili olarak NATO üyesi devletlerin ordularındaki muâdili olarak “subay” sınıfına tekâbül etdiğini görüyoruz.
Ve fakat
Bu çapraz mukâyese neticesinde ise ortaya şu rezâlet durum çıkıyor;
a. Türk Ordusu “subay” sınıfının, NATO üyesi devlet ordularındaki “muâdili subay sınıfı” ile eşitlendiğini
Ve fakat
b. Türk Ordusu “astsubay sınıfının” ise yabancı devletlerin ordularında muâdili asker sınıfı mevcut olmadığından dolayı NATO üyesi devlet ordularında “er sınıfı” ile eşitlendiğini görüyoruz.
c. Türk Ordusunda “astsubay” olarak tesmiye edilen asker sınıfının, NATO üyesi devlet ordularında “muâdili” asker sınıfı mevcut değildir,
ç. Bu cümlenin devamı olmak üzere; NATO’da “muâdili” olmayan Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfını, NATO’ya “er” sınıfı olarak beyan etmek uluslararası mütekâbiliyet ilkesine temelden aykırıdır.
d. Kurs, eğitim, tatbikat, toplantı ve NATO görevinde Türk astsubayları; NATO üyesi ülke ordularının “erleri” ile eşitleniyor. 5802 sayılı Astsubay Kânununun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk astsubayları; yurtdışı müşterek görevlerde “er” kadrolarında ve NATO üyesi devlet orduları “erlerinin” emrinde çalışdırılıyor. Askerlik sanatının asla kabul ve izah edemeyeceği bu rezâlet durum sâdece Türk Ordusunda mevcutdur. Bu rezâlet durum, Türk Ordusunun; Kânunsuz olarak NATO’nun emrinde ilk kez görev yapdığı Kore Harbinden buyana böyledir. Türk Devletinin NATO emrinde Kore’ye ilk asker gönderdiği 1949 senesinde Türk Ordusu; “subay”, “gedikli erbaş” ve “er” sınıfları ile görev yapdı. Bunlardan “gedikli erbaş” sınıfı, 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile Temmuz 1951 senesinde “astsubay” olarak tesmiye ve “subay yardımcısı” olarak tavzif edildi. Kurulduğu 1777 senesinden beri Amerikan Ordusunda ise hep iki sınıf asker mevcutdur; “subay” ve “er”. Kore Harbi esnasında Türk Ordusunun subayları; muâdili olan Amerikan subayları ile görev yapdı. Fakat Türk “gedikli erbaşları” ise muâdili olan Amerikan “erleri” ile görev yapdı. 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile Türk Ordusundaki “gedikli erbaş” sınıfı; Temmuz 1951 senesinde “astsubay” olarak tesmiye ve “subay yardımcısı” olarak tavzif edildi. Türk Ordusunda 1951 senesinde ihdâs edilen ve “subay yardımcısı” olarak tavzif edilen “astsubay” sınıfı Temmuz 1951 senesinden itibaren Amerikan “er” sınıfı ile eşitlendi. “Astsubay” olarak tesmiye ve “subay yardımcısı” olarak tavzif edilen asker sınıfı; 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile ihdâs edildiği 1951 senesinden beri yurtdışı müşterek görevlerde ve NATO görevlerinde; NATO üyesi devlet ordularının “er sınıfı” ile eşitlenmekde, “er kadrolarında” çalışdırılmakda ve yabancı “erlerin” emrinde görev yapdırılmakdadır.
2. İlgi (a-t)’de mezbûr 24 adet NATO/Millî Kânun, Yönetmelik ve Andlaşmalarda yapdığım tafsilâtlı tetkik neticesinde, işbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK’ın tesbit etdiğim en çarpıcı neticeler ise şunlardır;
a. Millî Kânunlarımızın “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği “Türk astsubayları”;
Sınıf eşitlemesi konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Amerikan Ordusu “erleri” ile denkleşdirmiş.
b. Amerikan Devleti; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “astsubay” dediği askerine, Amerikalı “er” muamelesi yapıyor.
c. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise; Amerikan Devletinin “er” dediği askerine Türk “astsubay” muamelesi yapıyor. Bunun en çarpıcı son iki örneği ise şunlardır;
c.1- 2007 senesinde neşretiği İlgi (l)’de mezkûr İngilizce-Türkce Müşterek Askerî Terimler Sözlüğünün sûreti aşağıda görülen (C-1) sayfasında Genelkurmay Başkanlığı; Amerikan ve İngiliz Ordularında “astsubay” isimli asker sınıfının mevcut olduğu “yalanını” söylemekdedir.
Amerikan Ordusunda “astsubay” isimli asker sınıfının mevcut olduğunu isbatlaması için 03 Aralık 2019 târihinde gönderdiğim 1902824306 sayılı İlgi (s) dilekceme; Millî Savunma Bakanlığının iki kere emretmesine rağmen Genelkurmay Başkanlığı cevap vermemekde ısrar etmekdedir.
c.2- 22 Eylül 2019 târih ve 1902194475 sayı ile 13 Nisan 2020 târih ve 2001481251 CİMER dilekcelerim ile iki defa gündem etdiğim; 03 Nisan 2013 Çarşamba günü Anıtkabir’i ziyareti esnasında, USEUCOM “Kıdemli Eri” ABD Deniz Kuvvetleri’nden Er Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.’a Genelkurmay Başkanlığının Anıtkabir’de tertip etdiği “II Numaralı tören”’dir.
Ön sırada ABD Deniz Kuvvetleri’nden Er Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.,
Arkasında ise Genelkurmay Başkanlığı Astsubayı, Kara ve Deniz Kuvvetleri Kuvvet Astsubayları ile
Jandarma Genel Komutanlığı Kıdemli Astsubayı…
Karargâhda, kışlada ve gemide;
Türk Er'in sıçdığı helâya sıçmaya tenezzül etmeyen bu kıdemli astsubay güruhu
Anıtkabir Aslanlı Yol’da hiç utanmadan Amerikalı Er’in arkasında seyirtiyor gerzekler!..
ESKİ TÜFEK - 2020
ABD Deniz Kuvvetleri’nden Er Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.’ın
Görevli olduğu USEUCOM’a servis etdiği bu haberi Genelkurmay Başkanlığı, Türk kamuoyundan saklamışdır.
Amerikalı “er” için 2013 senesinde Anıtkabir'de tertip etdiği bu rezil tören hakkında gönderdiğim dilekcelerime Genelkurmay Başkanlığı inatla cevap vermiyor.
* * *
EUCOM “Kıdemli Er”i Deniz Er Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.,
03 Nisan 2013 Çarşamba günü öğleden sonra
“Astsubay Üst Karargâh Hizmetleri Eğitimi” ismini verdiğimiz ucube mektebe gitmiş.
Bu uyduruk mektebin talebesi Türk “Kıdemli Astsubayları”nı sınıfda içtima eylemiş.
Sonra da Amerikalı “Er” Roy M. MADDOCKS Jr.,
Kahraman Ordumuzun bu necip Türk “Kıdemli Astsubaylarına”
Amerikan Ordusu ve NATO’daki “kıdemli erliğin” fâzilet ve nimetlerini anlatmış…
AÜKHE talebesi Türk “Kıdemli Astsubayları” da oturmuşlar Amerikalı Erlerin arkasına
Mandanın tireni seyretdiği gibi Amerikalı Er Roy’u seyretmişler...
ESKİ TÜFEK - 2020
* * *
ABD Deniz Kuvvetleri’nden Er Kıdemli Başçavuş Roy M. MADDOCKS Jr.,
Ve
Genelkurmay Başkanlığı Astsubayı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Kuvvet Astsubayları ile
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sâhil Güvenlik Komutanlığı Kıdemli Astsubayları,
03 Nisan 2013 Çarşamba günü Genelkurmay Başkanlığı Kararğâhında
Aynı masanın etrafında hemhâ l olmuşlar!..
Karargâhda, kışlada ve gemide;
Türk Er ile aynı masada oturmaya tenezzül etmeyen bu kıdemli astsubay güruhu
Oturmuşlar diz dize; Amerikalı Er’e yalakalık ediyor dangalaklar!..
*** Yalakalık: Kendisine saygısını kaybetmiş insanların; şahsî menfaatleri uğruna başkalarına gereksiz yere saygı gösdermesi ya da hak etdiğinden fazla iltifât etmesidir.
ESKİ TÜFEK - 2020
3. İlgi (ç)’de mezbûr 211 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kânunu’nun;
a. “I – Tarifler” başlığı altında yer alan Madde 10’da “üst” ve “ast” kavramı şu şekilde târif edilir:
- Üst tabiri, rütbe veya kıdem büyüklüğünü gösterir.
- Ast, üstün rütbece veya kıdemce aşağısında bulunan kimsedir.
b. Aynı Kânunun “II – Disiplin” başlığı altında yer alan Madde 13’de “disiplin” şu şekilde târif edilir:
- Kânunlara, nizâmlara ve âmirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet demektir.
- Askerliğin temeli disiplindir.
Ve
4. İlgi (ç)’de merkûm 211 sayılı Kânuna müsteniden Millî Savunma Bakanlığının 1961 senesinde meriyyete koyduğu İlgi (ş)’de mezbûr TSK İç Hizmet Yönetmeliği; “3 - Amirin vazifeleri” başlığı altında yer alan Madde 13’de Ȃmirin birinci vazifesini şöyle tahvzih eder;
“(…) Amir de maiyetinin şeref ve haysiyetlerini, sağlığını ve özlük haklarını gözetmeğe mecburdur.”
5. İlgi (ç)’de mezbûr 211 sayılı aynı Kânunun 37’nci maddesi mucibince her asker;
“Her zaman ve her yerde kanunlara ve nizamlara itaat edeceğine namusu üzerine and içer"
* * *
SONUÇ:
1. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin;
a. 1953 senesinde imzâladığı 6020 sayılı Kânuna merbut olarak kabul etdiği Cenevre Sözleşmeleri
Ve dahi
b. 5886 sayılı Kânun ile 1952 senesinde kabul etdiği NATO Andlaşmasına istinaden 1964 senesinde onayladığı İlgi (e)’de mezkûr NATO STANAG 2116 isimli Anlaşma’ya göre NATO’da şu “iki sınıf asker” mevcut ve müstahdemdir;
2. Yukarıda görülen bu hükümlerden ortaya çıkan istidlâl muvacehesinde şu biricik suâli sormalıyız;
- İlgi (b)’de mezkûr 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile teşkil edilen ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay” sınıfı;
STANAG 2116 isimli NATO Anlaşması’nda tasnif edilen “iki asker sınıfından” hangisine tâbidir?
3. Deniz Kuvvetleri ve Sâhil Güvelik Komutanlığında 30 sene bilfiil hizmet etdikden sonra
2011 senesinde kendi isdeği emekli olmuş emekli bir astsubay olarak işbu dilekcenin sahibi ben Şükrü IRBIK’ın
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından talebim şunlardır;
a. 5802 sayılı Kânun ile 1951 senesinde teşkil edilen ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay sınıfı”;
“İki sınıf asker” ile teşkil edilen NATO’nun askerî teşkilâtına uygun olmayan bir asker sınıfıdır.
b. 5802 sayılı Kânun ile 1951 senesinde teşkil edilen ve bu Kânunun “subay yardımcısı” olarak tavzif etdiği Türk Ordusundaki “astsubay sınıfına”; uluslararası kurs, eğitim toplantı vs. ortak askerî çalışmalarda ve NATO görevlerinde türk astsubaylarına STANAG 2116 sayılı NATO Anlaşmasının meriyyete konulduğu 1964 senesinde “er muamelesi” yapılmaktadır.
c. 926 sayılı Kânuna müsteniden Millî Savunma Bakanlığının meriyyete koyduğu İlgi (t)’de mezkûr Astsubay Sicil Yönetmeliği Madde 17 mucibince;
“Yurt içi veya yurt dışı kıt’a, karargâh ve kurumlarda görevli yabancı Silâhlı Kuvvetlere mensup subay veya astsubaylar, Türk Silâhlı Kuvvetlerine mensup astsubayların sicil üstü olamaz.” Bu hakikâte rağmen Türk astsubaylarına;
c.1- NATO üyesi devletlerin ordularının “erlerinin” emrinde görev yapdırılmakta
c.2- Sicil bağı olan “yabancı orduların erleri”, Türk astsubaylarına sicil vermekdedirler. İşbu dilekcenin sahibi 1982-2085 sicili emekli astsubay ben Şükrü IRBIK’a da 1992-1994 senelerinde NATO daimî görevim esnasında NATO üyesi devletin erleri sicil (IER: International Evaluation Report) verdi.
ç. Türk Ordusunun astsubaylarına “er muamelesi” yapılması;
ç.1- Uluslararası diplomatik bir rezâletdir,
ç.2- Uluslararası karşılılık (mütekâbiliyet) ilkesine esâsdan aykırıdır,
d. Türkiye Büyük Millet Meclisinin meriyyete koyduğu;
d.1- 5802, 211 ve 926 sayılı Kânunlara,
d.2- 5886 ve 6020 sayılı Kânunlara,
d.3- Ve bu Kânunlar ile T.C. Devletinin bağlı olduğu 1949 Cenevre Sözleşmelerine,
d.4- 1964 NATO STANAG 2116’ya,
d.5- 1961 Anayasası’nın 65’inci maddesine,
d.6- 1982 Anayasası’nın da 90’ıncı maddesine temelden aykırıdır.
İşbu dilekcemin konusu hakkında ilgili makâma sözlü olarak da izahât vermek isderim.
* * *
TALEP:
Sâhil Güvenlik Komutanlığından emekli astsubay ben Şükrü IRBIK’ın,
İşbu dilekcem ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından talebim şudur;
a. İşbu dilekcemin İlgi (a-t)’sinde beyan etdiğim 24 adet NATO/Millî mevzuât ve Andlaşmalar muvacehesinde tetkik etmesini
Ve dahi
b. “İki sınıf asker” ile müteşekkil NATO’nun askerî teşkilâtına uygun hukûkî düzenleme yapmasını,
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından saygılarım ile arz eylerim.03.11.2020.
Birinci bölüm: 03 Kasım 2020 târih ve 2004860089 sayılı CİMER dilekcem.
İkinci bölüm: 04 Kasım 2020 târih ve 2004870123 sayılı CİMER dilekcem.
(İmzâ)
Şükrü IRBIK
* * *
*** Yukarıda okuduğunuz 03 Kasım 2020 târih ve iki bölümlü bu dilekcemin;
Birinci bölümü 2004860089 sayı ile
İkinci ve son bölümü de 2004870123 sayı ile
Şükrü IRBIK'ın e-devlet CİMER’deki hesabında kayıtlıdır.
* * *
Bugüne kadar yazdığım 21 makâlenin en kısa Asubay Tefrikası olan bu on birinci bölümü,
Bugün burada târihin eskimez unutmaz hafızasına emânet etdim.
Konusu itibarı ile Cumhuriyet târihimizde bir astsubayın devlete verdiği “ilk dilekce" olan
Ve dahi
Devletin arşivinde ebediyyen duracak Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemin özü şudur.
T.C. Devletinin imzaladığı ve Türk Anayasasının bile üstünde olan uluslararası andlaşmalara göre;
Türk Ordusunda mevcut ve müesses olan “astsubay” isimli asker sınıfı “gayri meşrudur!”
Ve dahi
“Astsubay” isimli asker sınıfının Türk Ordusundaki hukukî durumu konusunda ben Şükrü IRBIK,
Genelkurmay Başkanlarının bugüne kadar söylediği yalanların doğrudan mağduruyum!
Bu mağduriyetime sebep olan Millî Savunma Bakanlığını dâva etmek hakkım da mahfuzdur!..
* * *
2020 senesi Karakış ayının şu yirmi yedinci gününde yayınladığım
Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemiz ile Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK;
Mensubu olduğum “astsubay” mesleğine borçlu olduğum maddî, manevî ve fikrî diyetimi ödedim.
Hokkada mürekkeb, elde kâğıt, sabırda vakit, serde fikir, dilde söz bitdi...
* * *
Şu anda okuduğunuz Asubay Tefrikası – 11 isimli bu bölüm;
Sâhil Güvenlik Komutanlığından emekli asubay Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK‘ın
2017 senesinden beri son 4 senede yayınladığı
10 bölüm ve 10 kısımdan mürekkep olan Asubay Tefrikasının şâhikasıdır, özüdür.
Şu vakitden sonra sizlere yazacaklarım da
ATATÜRK’ün deyişi ile ancak “teferrruât” olacak!..
* * *
Beyaz subayların yapdığı
Ve dahi
Ben Şükrü IRBIK’ın bugüne kadar Asubay Tefrikası’nda ortaya çıkardığı
Bu haksızlıklara, nâmussuzluklara, kânunsuzluklara sâhip çıkmak da
Siz “astsubay” meslekdaşlarımın meselesi oluyor!..
* * *
Ya uyduruk “astsubay” sınıfı lağvedilecek!
Ya da astsubaylar Türk Ordusunun köle askerleri olmaya devam edecek!
ESKİ TÜFEK - 2020
* * *
Son Söz!
Genelkurmay Başkanlığının NATO görevimde bana “er” muamelesi yapması sâdece ben astsubay Şükrü IRBIK’ın meselesi değildir.
Türk Ordusundaki “astsubay” isimli asker sınıfının NATO nezdinde “gayri meşru” olması bütün astsubayların müşterek meselesidir.
Bugüne kadar yapdığım çalışmalarım ile;
Türk Ordusundaki “astsubay” isimli uyduruk asker sınıfının NATO nezdinde “gayri meşru” olduğunu dâva konusu yapacak olgunluğa getirdim. Mensubu olduğumuz “astsubay” sınıfının NATO nezdinde “gayri meşru” olduğunu mahkemede isbatlamak için elimizde her türlü delil vardır.
Bu cümleden olmak üzere;
Ve
Ve dahi
Şu aşamadan sonra yapılacak iş ise;
Müşterek bir çalışma ile “astsubay” sınıfının bu “gayri meşru” durumunu astsubaylar olarak mahkemeye götürmekdir.
* * *
Vaktidir, ya şimdi konuş!
Ya da ölesiye kadar sus!
Eski Tüfek - 2020
|
* * *
Kıymetli vatandaşlarım,
Muhterem astsubay meslekdaşlarım;
Yukarıda sizlerin de okuduğunuz
Türk Ordusundaki “Astsubay” sınıfının NATO’daki denkliği hakkındaki “şikâyet” dilekcemi,
İcraraâtın başı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a 03 Kasım 2020 Salı günü gönderdim.
Hemen ertesi gün de CİMER bu dilekcemi; işlem yapması için Millî Savunma Bakanlığına gönderdi.
Bu dilekceme Millî Savunma Bakanlığının vereceği cevapları da
Asubay Tefrikası – 11 isimli bu makâlemizin bu kısımlarında
Sizlere, bütün dünyâya ve Türk kamuoyuna ilan edeceğim, evvelallah…
Evvelki bölümleri ve kısımları okumak için resimleri tıklayınız
|
Asubay Tefrikası 6-6 Aldatanlar Ülkesinin Aldatılmaya Doymayan Askeri; Asubaylar
Temiz iş 6 ayda olur, evlat! der idi, rahmetli Hacı Süleyman dedem! Hakikâten pek hasiyetli, çok hikmetli bir darbımesel imiş meğerse!..
Asubay Tefrikası 6’nın beşinci kısımını, 12 Şubat 2018 Pazartesi günü Eski Tüfek’de yayınlamış idik!
Mütemmim ve müteakip kısımı olan Asubay Tefrikası'nın bu altıncı kısımını da Mart ayında yayınlamayı tasarlamış idim!
Fakat olmadı bir türlü! Harcıâlem cinsinden yerli dizi değil ki bu, hergün beş bölüm birden üfürüverelim.
Yüce Allah’ın konuşmayı değil de okumayı emretmesinde, Anlayanlar için elbetde sayısız hikmet vardır. Bu sebepden dolayı mukaddes kitabımızda müminlere rabbimiz, şöyle seslenir; (Seni yaradan rabbinin adı ile) “oku!”
Allah’ın bu emirinden aldığım ilham ile yazdığım bu makâle, Temiz bir iş oldu mu, olmadı mı, onu siz okuyanlar söylesin gayrı!
Lâkin, cennet mekân Hacı Süleyman dedemin dediği ayniyle vâki oldu...
* * *
Asubay Tefrikası'nın altıncı bölüm altıncı kısımını terkip eden bu makâleyi de Ben Şükrü IRBIK, 6 ayda ancak tertip edebildim!
|
* * *
Bu makâlemiz ile aslında hiçbir alâkası yok! Lâkin, Yukarıdaki sarı çerçevede Cumhurbaşkanlığı seçiminden bahsetdiğim için şu tesbiti yapmaya mecburum;
https://www.youtube.com/watch?v=lsCGLvqf_fM
TBMM ve bütün millet huzûrunda “nâmusu ve şerefi” üzerine içdiği andına, “Cumhurbaşkanı sıfatı ile” diyerek başladı. Fakat İçdiği bu andın ardından bir dakika sonra gazetecilere döndü ve şöyle dedi; “Bana başkan deyin!” Fesuphanallah! Daha düne kadar sen “Reyis” değil mi idin, Allah aşkına?.. Falcı değilim! Lâkin Perşembenin geleceğini Eski Tüfek ben Şükrü IRBIK, Çarşambadan gördüm bile!.. Haydi bakalım! Hiç de olacak gibi görünmüyor da!.. Hepimiz için hayırlı olur inşallah!
|
* * *
“Astsubay” dedikleri biz uyduruk ve köle askerlerin aldatılmasını anlatmak için yazdığımız Asubay Tefrikası’nın altıncı bölüm beşinci kısımında; Asubayların, “subaylığa sicilen terfiini” kösdeklemek için Genelkurmay Başkanlığındaki beyaz subaylarımızın piyasaya sürdüğü elvan türlü fitne kânunları Ve Tertip etdiği akla ziyân Ali-Cengiz oyunlarını dosda-düşmâna teşhir eylemiş 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile; 1951 senesinde “astsubay” dedikleri biz asker kişilere verilen “subaylığa sicilen nakil” hakkını Sonraki senelerde tertip etdikleri aşağılık ve fitne kânunlar ile Nasıl da kıymık kıymık gasp etdiklerini belgeleri ile isbat etmiş idik!
|
* * * * *
* * * * *
Asma sakal, dikme dudak, şişme meme, kırpma burun,
Boyama bıyık, ekme saç, takma kirpik, çizme kaş!
Hâsılı yalan-dolan işler...
Asubay olmak ile iftihâr eden, ordusuna hizmet etmekden gurur duyan; asubay olmak şöyle dursun,
İnsan olmak hasebi ile kendisine yapılan
Ve dahi
Devletimizi ve ordumuzu kimlerin tahakküm altına aldığını, ele geçirip sömürdüğünü
Ve dahi
Devlet erkini kendi menfaatleri doğrultusunda
Nasıl da ahlâksızca ve hovardaca kullandıklarını öğrenmek isdeyen kadirşinas vatandaşlarımıza sesleniyorum; Oku!
* * * * *
Ey benim muhterem Asubay meslekdaşlarım! Ey benim kıymetli Türk vatandaşlarım!
Çünkü; 926 sayılı TSK Personel Kânunu madde 14, her Türk vatandaşına bu hakkı taa 1967 senesinde vermiş.
Peki; Tıp fakültesini, hukuk fakültesini ya da eğitim fakültesini bitiren "astsubay" denilen asker kişilerin;
Ya da
Yok! Sebep? Cârî askerî mevzuâtımızın “astsubay” ismini verdiği "köle askerler" 1967 senesinden bugüne kadar hâlâ; Niçin askerî hekim, askerî hâkim, askerî savcı ya da askerî öğretmen olamıyorlar? Seksen milyon insanın olduğu gibi, astsubaylar, “Türk vatandaşı” değil mi?
Allah; Biz kullarını “akıl” denen o eşsiz cihaz ile mücehhez kıldı Ve dahi Mukaddes kitabımızın çeşitli âyetlerinde 700 defâ bize şu suâli soruyor;
“ Hiç akıl etmez misin ki? ” Peki; Allah’ın bir kulu, yukarıda gördüğünüz bu suâlleri bugüne kadar sormayı “akıl” edebildi mi?
|
* * * * *
Ey Âdemoğlu âdem!
"Astsubay" ismi ile hasat edilen asker sınıfı için ekilen tohumun ne olduğunu anlamak için de bugün biz, 65 sene evveline doğru bize çok şaşırtıcı bilgiler öğretecek keyifli bir yolculuk yapacağız, evvel Allah.
Keyifli ve şaşırtıcı olduğu kadar aynı zamânda gene “uzun” bir yolculuk olacak!
Bu sebepden dolayı uzun yazılarda su kaynatan yolcularımıza bir tavsiyem var;
Bu muhterem karilerimiz; |
Dünyânın en kısa hikâyesidir! Yazıldığı İspanyolca dilindeki kelime sayısı sâdece 8'dir!..
|
Ya da
Dünyânın en kısa şiiridir! Yazıldığı İngilizce dilindeki kelime sayısı sâdece 3'dür!..
|
Böylece hem bu hikâye ve şiirin tamâmını bir iki sâniye içinde yorulmadan okuyup bitirirler...
Hem yarım yamalak okumak ile makâlemizi mundar etmezler,
Hem de pek kıymetli vakitlerini israf etmemiş olurlar!
* * * * *
* * * * *
Milâdî takvim 1953 senesini gösderir iken
İkinci kez Başbakan seçilen Adnan MENDERES’in 20. Hükûmeti hâlâ görevde idi.
Millî Savunma Bakanı değişen hükûmetin idâre heyeti de aşağıda gördüğünüz şu eşhâsdan müteşekkil idi.
1953 senesinde TBMM’nin kabul etdiği aşağıda gördüğünüz 6137 sayılı kânun ile;
9 senelik mecburî hizmetini tamamladıkdan sonra istifa ederek ordudan ayrılan asubaylar,
“Yedek asteğmen” veya “sekizinci sınıf askerî memur” nasbedilecek idi.
Fakat
İnatcı katır gibi ayak direyen Genelkurmay Başkanlarımız,
TBMM’ye isyan bayrağı çekdi ve kânunun bu emrini hiçbir zamân tatbik etmedi.
* * * * *
1957 senesine vâsıl olduğumuz günlerde;
İkinci kez Başbakan seçilen Adnan MENDERES’in 20. Hükûmeti gene hâlâ görevde idi.
Genelkurmay Başkanı ve Millî Savunma Bakanı foter şapkalarını giymiş ve evlerinin yolunu tutmuş,
Orgeneral İsmail Hakkı TUNABOYLU yeni Genelkurmay Başkanı sıfatı ile bıldır göreve başlamış,
Başbakan Adnan MENDERES aynı zamânda Millî Savunma Bakan Vekili de olmuş,
Ve dahi
1956 Türkiye’sinin hükûmet idâre heyeti de aşağıda gördüğünüz şu eşhâsdan müteşekkil idi.
1957 senesine ait bütçeyi müzâkere etmek üzere TBMM, 25 Şubat 1957 Pazartesi günü içtimâ eyledi. Meclisin asıl gündemi, bu sene içinde devletin gelir-giderini bir kânun ile tesbit etmek idi. Fakat Bütçe müzâkeresi esnâsında partisi nâmına söz alan milletvekili Mehmet MAHMUDOĞLU, gündem dışı bir konudan bahsederek meclisde bombayı patlatdı! Hukukcu olan bu vekilimiz, 5802 sayılı Astsubay Kânunu ile astsubay denilen uyduruk askerlere verilen “subaylığa sicilen nakil” hakkı için yapılan imtihânlarda astsubaylara haksızlıklar yapıldığını söylüyor idi. Bir hukukcu olarak konuşduğuna göre bu konuda bildiği ve dişe dokunan ciddî birşeyler elbet var idi. Çünkü Kânunu hiçe sayan Genelkurmay Başkanlığı, astsubay ismini verdiği köle askerleri subaylığa nakletmek konusunda katır gibi inat ediyor idi. Kânunların inceliklerini iyi bilen bir hukukcu olarak Kırşehir vekili Mehmet MAHMUDOĞLU, Genelkurmay Başkanlığının astsubayların önüne koyduğu engelleri yürek yakan şu sözleri ile meclisde zapda geçirdi;
|
* * * * *
Bu senelerde harp okullarımız; 2 senelik tahsil ile "asteğmen" rütbesinde subay mezun ediyor idi. Yüce Meclisimiz de Köy Enstitüsü ve Sanat Enstitüsü mezunlarına "asteğmen" olarak askerlik yapma hakkı vermiş idi. "Asteğmen" olarak askerliğini yapan bu okullardan mezun gençlerimiz; Askerlik hizmeti bitince “teskere” bırakıp "muvazzaf subay" sınıfına nakil ediliyorlar idi. Ordumuzda yakın zamâna kadar bu şekilde subay olmuş çok sayıda kaşalot ve palamut albayımız mevcut idi.
Fakat Aynı enstitülerden mezun olup da astsubay okullarına giren gençlerimize ise; “Asteğmen” olmaları kânun ile yasak edilmiş idi.
Bu konuyu Asubay Tefrikası 6-5’de belgeleri ile târihin huzurunda sıygaya çekmiş idik. Akl-ı selim ve ehl-i vicdan sâhibi kimi vekillerimiz; Asubaylara yapılan bu hâince ve âdi haksızlığın bir an evvel telâfi edilmesi için meclise soru önergesi vermişler idi. 25 Şubat 1957 Pazartesi günü aynı inikatda meclisde yapdığı konuşmasında, Kendisi de emekli bir subay olan vekil Arslan BORA Genelkurmay Başkanlığımızın astsubaylara yapdığı bu “ırkcı” muameleyi şu sözleri ile târihe kayıt etdi;
|
* * * * *
5802 sayılı Astsubay Kânununu TBMM, 1951 senesinde meriyyete koymuş idi.
Bu kânuna göre, 9 senelik mecburî hizmetini tamamlayan asubaylar, teğmenliğe nakil edilecekler idi.
Fakat Genelkurmay Başkanlığımız, bu hakka sâhip olan astsubayları teğmenliğe nakil etmedi.
6137 sayılı kânunu da TBMM, 1953 senesinde meriyyete koydu.
Bu kânuna göre 9 senelik mecburî hizmetini tamamladıkdan sonra istifa ederek ordudan ayrılan asubaylar,
“Yedek asteğmen” veya “sekizinci sınıf askerî memur” nasbedilecek idi.
Fakat
Genelkurmay Başkanlığımız, bu kânunu da tatbik etmedi.
Kabul etdiği kânunlar ile TBMM’nin asubaylara verdiği hakları Genelkurmay Başkanlığımız bir bir gasp ederken günler geldi geçdi,
Ve dahi
Târih geldi dayandı 27 Mayıs 1960 Cuma gününe...
İktidara geldiği 1950 senesinden beri Başbakan Adnan MENDERES’e
Kendisinin terfi etdirdiği Coniperestiş subayları gizliden gizliye darbe hazırlıyorlar idi.
Bu gizli darbe hazırlığı;
Tıpkı 2016 senesi Temmuz ayının 15’indeki mübarek bir Cuma günü zuhûr eylediği gibi,
1960 senesi Mayıs ayının 27’sinde, gene mübarek bir Cuma günü koku verdi…
27 Mayıs darbesini ordu içindeki bir avuç küçük rütbeli subay tertiplemiş idi.
Yüksek rütbeli subayları ya ikna, ya hapis, ya da yurtdışına sürgün etmişler idi.
Darbeci subaylar, 1 saat içinde devletin önemli mevkiilerini hemen ele geçirdiler.
28 Mayıs 1960 Cumartesi günü saat 04;30’da darbe beyannâmesini
O dâvudî sesi ile radyoda okuyan Kara Piyâde Kurmay Albay Alpaslan TÜRKEŞ, şöyle demiş idi;
“Gayemiz Birleşmiş Milletler Anayasası’na ve İnsan Hakları Prensiplerine tamamıyla riayettir.”
28 Mayıs 1960 Cumartesi günü Türkiye’de hükûmetin manzara-i umumiyesi, maşşallah, Allah nazardan saklasın,
Sakın ha! Foto-şaka filân zannetmeyiniz lutfen!..
Tam da aşağıda gördüğünüz gibi;
Altısı bir yerde ve fakat dördü aynı kişi olan “berrî” şu üç orgeneralden müteşekkil idi.
Yukarıda resimlerini gördüğünüz bu darbeci subaylarımız;
28 Mayıs 1960 Cumartesi günü sabahın seher vakinde T.C. Devletinin üzerine çöreklendiler
Ve dahi
TBMM dâhil olmak üzere devletin bütün dâirelerini cebren ve hile ile işgal edip ele geçirdiler.
Cumhurbaşkanı ve başbakan sıfatına ilâve olarak
Kara Kuvvetleri Komutanlığından emekli “Aga” Cemal GÜRSEL aynı zamânda;
Millî Birlik Komitesi Başkanı ve TSK Komutanı makâmlarını da cebren ve hile ile şereflendiriyor(!) idi.
* * * * *
Millî Birlik Komitesi ismi ile teşkil etdikleri hükûmet ile
Darbeci subaylarımızın ilk yapdığı şey;
Kendilerinin ve yedi göbek sülâlesinin istikbâlini teminât altına alan şu kânunları çıkartmak oldu.
|
Tabii bu saydıklarımız, bugüne kadar Eski Tüfek’in bulup bilebildikleri... 27 Mayıs’ı yapan Conisperestiş ve darbeci subaylarımızın; Devlet kasasından yağma edip kendi ceplerine akdardığı bir de dodak uçuklatan “kayıt dışı” servetler var ki bunu ancak darbeci subaylarımızın bir kendileri, bir de Allah biliyor.
|
* * * * *
Amerika’dan besleme karanlık suratlı ve darbeci subaylarımızdan mürekkep Millî Birlik Komitesi;
Bu kez de yeni bir Anayasa hazırlamak için kolları sıvadı.
27 Mayıs’ı ganimete çevirmekde pek mâhir davranan darbeci subaylarımız, Aynı zamânda şu kânunları da yapdılar;
|
İşde biz, makâlemizin bu kısımında bugün;
Darbeci subaylarımızın kendilerine ballı imtiyâzlar kotardığı 926 sayılı TSK Personel Kânunu ile
"Astsubay" dedikleri biz köle askerlere 1967 senesinde atdığı kazıkları ilk kez olmak üzere fâş eyleyeceğiz, inşallah!
* * * * *
27 Mayıs subay darbesinin yapıldığı târihden buyana tam 7 sene güzerân eylemiş idi.
Cumhurbaşkanı; Kara Kuvvetleri Eski Komutanı “Aga” Cemal GÜRSEL,
Başbakan; Mülkiyeli Suat Hayri ÜRGÜPLÜ,
Millî Savunma Bakanı; Mülkiyeli Hasan DİNÇER,
Genelkurmay Başkanı; Orgeneral Cevdet SUNAY idi.
Cârî mevzuâtımızın “astsubay” olarak tesmiye etdiği köle askerlerin “subaylığa tahsilen nakil” edilmesini yasaklamak için
Genelkurmay Başkanlığımız maymuncuk olarak bu kez de
Kendi tertip etdiği 926 sayılı TSK Personel kânununu kullandı.
Asubaylara atılan bu yağsız ve çifte kazıkları fâş eylemeden evvel
Bu darbe kânunu hakkında bir iki kelâm etmeliyim.
Çünkü öylesine netâmeli ve şâibeli bir kânun ki...
Daha TBMM’de kabul edildiği gün tefessüh etmeye başlamış!..
Üsdelik yapdıkları bu kânundan darbeci subaylarımızın kendileri bile memnun kalmamış.
27 Mayıs darbeci subaylarının hazırlayıp 1967 senesinde meriyyete koyduğu 926 sayılı TSK Personel Kânunundan evvel
“Subay” ve “astsubay” olarak tesmiye edilen asker sınıfları, aşağıda gördüğünüz kendi müstakil kânunlarına tâbi idi.
Bu asker sınıflarından;
Astsubaylar, 2 Temmuz 1951 târih ve 5802 sayılı Astsubay Kânununa tâbi idi.
|
Asteğmen hâriç olmak üzere subaylar ise şu kânunlara tâbi idi;
1. 7 Haziran 1926 târih 912 sayılı Ordu, Bahriye, Jandarma Zâbitân ve Memurini Hakkındaki Kânuna, 2. 28 Mayıs 1928 târih ve 1281 sayılı Ordu ve Jandarma Kadroları Hâricindeki Hidemâtı Devlette Müstahdem Orduya Mensup Muvazzaf Zâbit ve Muvazzaf Askerî Memurları Hakkındaki Kânuna, 3. 19 Haziran 1942 târih ve 4273 sayılı Subaylar Heyetine Mahsus Terfi Kânununa, 4. 25 Mart 1953 târih ve 6077 sayılı Subay ve Askerî Memurların Mecburî Hizmetleri ve İstifaları Hakkında Kânuna, 5. 27 Mayıs darbeci subaylarının peydahladıkları 25 Ekim 1963 târih ve 357 sayılı Askerî Hâkimler ve Askerî Savcılar Kânunu.
|
926 sayılı TSK Personel Kânunundan evvel hazırlanan ilk TSK Personel kânunu,
Gene aynı isim ve fakat 762 kânun sayısı ile 20 Nisan 1967 târihinde meclis gündemine geldi.
Fakat daha meclisde görüşülemeden kadük oldu.( M. Meclisi B: 89, 20.4.1967, O: 1)
926 sayılı TSK Personel Kânununun;
TBMM gündemine gelmesi, müzâkere edilmesi ve kabul edilmesi hakkında dikkat çeken şu bilgileri verelim.
926 sayılı TSK Personel Kânunu Meclis bilgileri
Toplam celse sayısı; 40 celse. Celselerin TBMM zabıtlarına kayıt edilen toplam sayfa sayısı; 1.016 sayfa. Kânun tasarısının başlangıç/bitiş târihi arasında geçen süre: 2 sene, 5 ay, 12 gün (882 gün). Bu kânunun gerekcesi o kadar uzun idi ki! Meclis İç Tüzük Madde 108’i bahane eden darbeci subaylar 43 sayfalık gerekceyi meclisde okutmaya tenezzül bile etmediler. TBMM’de kabul edilip meriyyete konulduğu 1967 senesinden bugüne kadar geçen 51 senede o kadar çok değişdi ki! 27 Mayıs darbeci subaylarının tezgâhladığı bu darbe kânunu artık yama tutmaz partal bir çuval hâline geldi.
|
926 sayılı ve TSK Persenel Kânunu isimli kânunun meclis müzâkeresi o kadar uzun süre devâm etdi ki...
Meclisde görüşmelerin başladığı gün;
Ve dahi
Bu kânunun kabul edildiği günü göremedi.
926 sayılı kânunun TBMM’de kabul edildiği 27 Temmuz 1967 Perşembe günü ise devletin başında şu adamlar oturuyor idi.
Cumhurbaşkanı; Genelkurmay Eski Başkanı Cevdet SUNAY,
Başbakan; İslamköylü ve barajlar kralı nâmı ile mâruf Çoban Sülü,
Millî Savunma Bakanı; Mülkiyeli Ahmet TOPALOĞLU,
Genelkurmay Başkanı;
Gelmiş geçmiş en nobran ve en kalın kafalı Genelkurmay Başkanı olarak nâm salan Orgeneral Ahmet Cemal TURAL idi.
* * * * *
926 sayılı TSK Personel Kânun tasarısını görüşmek üzere TBMM, 09 Temmuz 1965 Cuma günü ilk kez içtima eyledi.
143 sayılı Birleşimde söz alan Tokat vekili hukukcu Ali DİZMAN,
TSK Personel Kânun tasarısının temel hedeflerini şu sözleri ile tasrih etdi;
Muhterem arkadaşlarım, Devlet memurları kanunu tasarısı, Türk Silâhlı Kuvvetler personeli kanun tasarısı ve nihayet bunun gibi gelecek diğer kanun tasarılarının esas maksatları, personel nizamını toplu olarak bir mevzuatta toplamak ve bir “nizam” tesis etmektir.
|
Fakat Bugün sâdece ve hâlâ asubay denilen köle askerlere uygulanan;
926 sayılı TSK Personel Kânunu bir “nizâm” değil fakat Ahlâksız ve kânunsuz bir “nizâmsızlık” tesis etdi.
|
Aynı birleşimde söz alan Erzurum vekili aşağıda gördüğünüz Şerafettin KONURAY ise,
TSK Personel Kânun tasarısının temel hedeflerini şu muhteşem(!) sözleri ile özetledi;
ŞERAFETTİN KONURAY (Erzurum);
|
Gömlek değişdirir gibi parti değişdiren harbiye kaçkını Şerafettin KONURAY’dan sonra
Millî Savunma Komisyon Sözcüsü sıfatı ile gene harbiye kaçkını olan başka bir subay aldı sazı eline;
Millî Savunma Komisyon Sözcüsü İsmail SARIGÖZ (Amasya);
|
İsmail SARIGÖZ,
Genelkurmay Başkanlığı yapmış emekli subaylara, yabancı memleket dediği Amerika’nın verdiği hakların verildiğini gurur ile söyledi.
Fakat
Amerikan ordusunda “astsubay” isimli bir asker sınıfı olmadığından ise tek kelime dahi söz etmedi.
Meclis zabıtlarını okuduğumuzda bugün şu hakikâtların farkına varıyoruz; Genelkurmay Başkanına verilecek haklar konusunda bizim subay emeklisi vekiller, Coni Genelkurmay Başkanını örnek aldılar. Ve Amerika’nın kendi emekli Kurmay Başkanına verdiği hakları verdiler. Fakat sıra astsubaylara hak vermeye gelince aynı subay vekillerimiz; Coni’nin kendi ordusunda “astsubay” denilen bir asker sınıfı olmadığından hiç bahsetmediler Ve dahi Amerika’nın kendi erlerine verdiği kadar bile hakkı, Türk astsubaylarına vermediler.
|
Millî Savunma Komisyonu 926 sayılı TSK Personel Kânun tasarısı hakkında şöyle bir rapor hazırladı;
S. Sayısı: 1031 Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel kanunu tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu raporu (1/805) 15.2.1965
T.C. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Tetkik Dairesi Sayı : 71 -11/A/650
Millet Meclisi Başkanlığına
Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanan «Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel kanun tasarısı», gerekçesi ve ilişikleriyle birlikte ekli olarak sunulmuştur. Gereğinin yapılmasını rica ederim. Başbakan İsmet İnönü
TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİ PERSONEL (SUBAY VE ASTSUBAY) KANUN TASARISI GEREKÇESİ
1. Devlet Personel Dairesinin kuruluşuna ait 160 sayılı Kanunun 4 ncü maddesi gereğince subay ve astsubaylara ait hususlar Devlet Personel Dairesinin çalışmaları dışında bırakılmıştır. Bu hükme uyarak Devlet Personel Dairesi tarafından genel ve katma bütçeli kurumlarda çalışan personele ait bir kanun tasarısı hazırlanmış, Silâhlı Kuvvetler mensubu subay ve astsubaylar bu tasarının dışında bırakılmıştır. Devlet Personel Kanunu memurlar için bâzı yenilikler getirmiştir. Getirilen bu yenilikleri kapsıyacak şekilde, Silâhlı Kuvvetler personeli için de bu tasarıya paralel olarak bir tasarının hazırlanması zarureti doğmuştur. İkinci Dünya Harbi ile onu takilbeden yıllarda harb silâh ve vasıtalarında meydana gelen tekamül ile, teknolojik inkişafın gerek taktik ve gerekse stratejik bakımından eskiden vaz'edilen prensipleri bile değiştirecek derecede müessir olması muvacehesinde, modern Batı ülkeleri ordularında zamana uygun olarak Silâhlı Kuvvetler personelinin ilmî esaslara müstenit, rasyonel usullere göre sevk ve idaresi zarureti ortaya çıkmıştır. İlmî esaslar dâhilinde yönetilen personele eşit rekabet ve imkânlar sağlanmış, bunun neticesinde de terfi esas ve şartları tamamen değiştirilerek ehliyet ve kabiliyet prensiplerine göre bir üst dereceye yükseltilmeleri öngörülmüştür. Modern devletlerin vaz'ettikleri prensip ve esaslara paralel ve aynı çalışmalardan faydalanarak, asrımızın Silâhlı Kuvvetleri personelinin gerek yetişme; ilim ve tekniğe intibak ve gerek terfiler hususunda elzem gördüğü esaslara müstenit yeni bir Subay terfi Kanununun hazırlanması ve düzenlenmesi kaçınılmaz bir zaruret olarak ortaya çıkmış ve bunun olumlu bir sonucu olarak da 1962 senesinde Subay Terfi Kanunu T.B.M.M. ne sevk edilmiştir. 1963 senesi Mayıs ayında tasarı Millî Savunma Komisyonunda görüşülmeye başlanılmış ise de, Devlet Personel Dairesince hazırlanan ve Bakanlar Kurulunun da kabul ettiği personel rejimi prensiplerine tasarının intibakını sağlamak ve dolayılsiyle de daha mütekâmil bir hale getirmek maksadiyle tasarı Hükümetçe T.B.M.M. den geri alınmıştır. Geriye alınan tasarı çok dar bir çerçevede hazırlanmış olup sadece subayların terfilerini ihtiva etmekte idi. Subay ve astsubayların mesleke girişlerinden itibaren sınıflandırılması, meslek programlarına göre eğitim ve terfileri, malî hükümleri, sosyal hakları ve taltiflerini sağlamaya imkân verecek daha şümullü ve geniş ihtiyaçlara cevap verebilecek kapsamda bir kanuna şiddetle ihtiyaç vardır. Yeni tasarı hemen hemen dörtbaşı mamur denebilecek bir şekilde tanzim edilerek huzurunuza getirilmiş bulunmaktadır. (...) 9 ncu kısım astsubay terfilerini ve 5802 sayılı Astsubay Kanununda astsubaylardan subay olma hakkı bu tasarıda da, imtihanları lise seviyesinde yapılması suretiyle muhafaza edilmiştir. Böylelikle astsubayların çalışmaları için bir teşvik unsuru olacağı ve silâhlı kuvvetlerin küçük rütbeli subay ihtiyacının karşılanacağı düşünülmüştür.
|
* * * * *
Şimdi, kıymetli meslekdaşlarım ve muhterem okuyanlar;
926 sayılı TSK Personel Kânun tasarısını görüşmek üzere 09 Temmuz 1965 Cuma günü meclisde başlayan
Ve dahi
Asubay denilen köle askerlerin “subaylığa tahsilen nakil” edilmesini düzenleyen 14’üncü madde hakkında
143’üncü birleşimde cerâyan deden konuşmaları “zamân, olay ve şahıs” silsilesinde resimli olarak tek tek verelim
Ve dahi
Kim, ne demiş, bir görelim hele;
Açılma saati: 14,37
BAŞKAN; Başkanvekili Nurettin Ok
Başkan — Sayın KONURAY buyurunuz efendim. |
Şerafettin KONURAY (Erzurum) —
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Yüksek Meclisinizce kabul edilen Devlet personel Kanunu, memurlar için bâzı yenilikler getirmiştir. Çağımızın gelişen harp silâh ve vasıtaları özellikle 2 nci Dünya Savaşı ve onu takibeden yıllarda meydana gelen tekâmül, taktik ve stratejideki geniş inkişaflar, Silâhlı Kuvvetler personelinin modern ve ilmî esaslara dayanılarak sevk ve idaresi zaruretini meydana çıkarmıştır. Kendi millî geleneklerimiz, uzun yılların tecrübeleri, millî bünyemiz esas alınarak Batı devletleri ordularında tatbik edilen yeni usuller de bir dereceye kadar göz önünde tutularak hazırlanan Silâhlı Kuvvetler personel kanun tasarısı yüksek huzurunuza sunulmuştur.
Bu kanun tasarısının hazırlanmasında Devlet personel Kanunundaki yeniliklerin de dikkat nazarına alındığı görülmektedir.
(...) 9 ncu kısım : Astsubay terfileri ve 5802 sayılı Astsubay Kanununda astsubaylardan subay olma hakkı bu tasarıda da lise seviyesinde yapılması suretiyle muhafaza edilmiştir.
|
BAŞKAN —14 ncü madde üzerinde 35 imzalı bir değişiklikönergesi vardır, önergeyi okutuyorum.
|
Askerî Personel Kanununun 14 ncü maddesine aşağıdaki fıkranın ilâvesi:
Orduda astsubay olup da, astsubaylığı esnasında fakülte ve yüksek okullardan mezun olan astsubayların yaşı 30 dan büyük olmıyanlar istekleri halinde teğmen rütbesiyle muvazzaf subay sınıfına nakledilirler. |
BAŞKAN — Sayın ÜLKER.
|
Reşit ÜLKER (İstanbul) — Muhterem arkadaşlar burada ufak bir teklifte bulunuyoruz. Eğer ordu bakımından büyük bir mahzur yaratmadığı takdirde bu önergeye iltifat etmenizi istirham edeceğim.
Bununla şu durumu karşılamak istiyoruz: Bugün orduda kumandanlarının müsaadesiyle yüksek tahsile giden astsubaylar var. Şimdi burada 14 ncü maddede kaynak olarak «fakülte ve yüksek okulu bitirenlerden muvazzaf subay olma» deniyor. Şimdi bu astsubaylar, üniversiteyi bitirmiş ve büyük bir gayret içerisinde olan insanlar, demektir. Ayrıca da yapısı askerî disipline, askerlik ruhuna tamamen intibak etmiş insanlardır, bunlar. Bunların bu madde içerisine sokulmasında, biraz evvel de ifade ettiğim gibi, büyük bir sakınca görülmediği takdirde iltifatınızı rica edeceğim. Yalnız, burada «27 yaş» kaydı vardır. Biz «30 yaş diyoruz. Çünkü onların durumlarını ancak böyle temin etmek mümkün oluyor. Şimdi önergemizde bunu temin etmek istiyoruz.
Yani çalışarak bulunduğu noktadan daha ileriye gitmek insanları ki; bugün Beş Yıllık Plân da bunu kabul etmiştir. Üniversiteye, liseye, her tarafa eleman alırken bu prensibi kabul etmişiz, üstün insanlar, çalışan insanlar daha ileriye gitmek istiyen insanlara bu imkânı lütfedin, bahşedin. Saygılarımla.
|
BAŞKAN — Sayın Giritlioğlu; buyurunuz. |
Fahir GİRİTLİOLĞU (Devamla) — Teşekkür ederim. Bu maksatla Reşit Ülker arkadaşımdan sonra söz almış bulunmaktayım.Muhterem arkadaşlarım, dikkatimden kaçtığını itirafa mecbur olduğum, bu konu dolayısiyle önergeyi veren arkadaşlarımın kâffesini tebrik etmek mecburiyetindeyim. Filhakika, ordunun bir unsuru, bir cüzü olan astsubaylar içerisinde fakülte mezunu olmak, sair surette fakülteyi bitirenlere nazaran nazarımda çok daha önemli bir olay teşkil eder. Evvelemirde (her şeyden evvel) astsubayların tahsili bir fakülteye gitmek için kâfi gelmediği için bunların lise muadelet imtihanını vermesi gibi mecburiyetleri vardır ve ondan sonra da fakülteyi okumak gibi güçlükleri vardır. Bu güçlükleri yenebilecek üstün kabiliyetler çıktığı takdirde bunları hattâ ve hattâ tercihan almak zarureti vardır.
Belki cevaben denilecektir ki; «fakülte ve yüksek okulu bitirenler için kabul edilmiş bulunan 14 ncü madde astsubaylara da otomatikman işler. Binaenaleyh; böyle bir önergeye lüzum yok.» Fakat astsubayların bağlı olduğu ve kendi statüsünden dışarıya çıkmasını meneden diğer maddeler vardır.
Bu maddeler yürürlükte bulunduğu müddetçe astsubay olarak vazife görmek ve devam etmek zorundadırlar. Bu itibarla önerge ile bunlara bu hakkın tanınması zarureti duyulmuş bulunmaktadır, önerge verenlerin önergelerini bu yönden lüzumlu görüyorum. 27 yaşı da bu önerge sahipleri 30 yaş olarak çıkartmışlardır. Astsubayların zor şartlarını nazara alan arkadaşlarımız onlara bir nevi rüçhaniyet vermek İçin ve hakikaten kademe imtihanları için geçecek zamanı da hesaba katmak suretiyle 30 yaşı uygun bir seviye olarak bulmuşlardır. Ben de, 30 yaş esasına iştirak ediyorum ve hattâ astsubay oldukları halde fakülte bitirenlerin bu 14 ncü maddeden tercihan isitfade ettirilmeleri lüzumuna inanç duyuyorum.
|
BAŞKAN — Buyurun, Sayın AYTAŞ. |
Mehmet Ali AYTAŞ (İzmir) — Muhterem arkadaşlar; sayın arkadaşlarımızın astsubaylara tanımış bulundukları hakka ben de iştirak ediyorum.
(...)
Assubaylar esasında ordu konseptlerine alışmışlardır. Bunlar bir yüksek tahsil yapıp da subay olmak için, subay olmak heves ve liyakatini gösteriyorlarsa 30 yaş kendileri için gecikmiş yaş sayılmaz. Binaenaleyh, arkadaşlarımızın yaptığı teklif astsubaylıktan subay olmak için gösterilen otuz yaş uygunudur. Bu arkadaşlarımızın teklifi istikametinde oy verilmesi münasiptir. Teşekkür ederim.
|
BAŞKAN — Komisyon. Kısaca ise yerinizden izah edebilirsiniz. Bu 14 ncü madde üzerinde verilmiş bulunan değişiklik önergesi üzerinde mütalâanız; buyurun.
|
GEÇİCİ KOMİSYON SÖZCÜSÜ İsmail SARIGÖZ (Amasya) — Muhterem arkadaşlar; 14 ncü madde fakülte ve yüksek okulu bitirenlerin muvazzaf subay olma durumunu tanzim etmektedir. Bu madde dikkat buyurulursa ihtiyaridir. Silâhlı Kuvvetlerde muharip sınıflar dışındaki diğer sınıflarda ihtiyaç hâsıl olduğu takdirde personel plânlamasına uygun olarak fakülte tahsili, yüksek tahsil yapanlardan maddede tadadedilen şartlara uyanlar alınabileceklerdir. Halbuki arkadaşımızın verdiği önergedeki husus bir mecburiyet yüklemektedir. Bu itibarla katılmıyoruz. İkincisi, maaş bakımından bu personel aleyhine bir durum hâsıl olmaktadır. Bunlar takrir kabul edildiği takdirde teğmen olarak nasbedileceklerdir. Halbuki baremleri bunun çok üzerindedir. Mağdur duruma düşeceklerdir. Üçüncüsü, Silâhlı Kuvvetlerin bir personel plânlaması vardır. Bunların miktarları evvelden bilinmediği ve tâyininin de, tesbitinin de mümkün olmadığı cihetle personel plânlamasını aksatacaktır. Dördüncü bir husus da; 114 ncü maddede astsubaylıktan subaylığa geçme şartları tâyin ve tesbit edilmiştir. Münhasıran yüksek tahsil yapma şartını subaylığa nakil için bir sebeb olarak kabul etmek mümkün değildir. 114 ncü maddedeki şartları haiz olmıyan bir astsubayın, yüksek tahsil yapmıştır diye subaylığa nasbını kabul etmek mümkün değildir. Bu itibarla komisyonumuz takrire katılmıyor. Kaldı ki, bu madde ahkâmına göre, Silâhlı Kuvvetlere intisabedecek olan subayların terfileri için bir tahdit konmamıştır. Halbuki ileride geleceğimiz veçhile, 114 ncü maddedeki astsubaylıktan subaylığa geçmede subaylar için tahdit konmuştur. Bunlar âzami yüzbaşılığa kadar yükselebilirler. Bu itibarla komisyonunuz katılmamaktadır takrire.
|
İsmail SARIGÖZ'ün yukarıdaki konuşması hakkında şu acı tesbiti yapmaya mecburum.
Meclisde müzâkere edilen 926 sayılı TSK Personel Kânun Taslağı’nın;
MSB Geçici Komisyon Üyesi emekli subay İsmail SARIGÖZ, meclis huzurunda yapdığı ve sizin de yukarıda okuduğunuz konuşmasında; 926 sayılı TSK Personel Kânun taslağı 114’üncü maddesinde “astsubaylıktan subaylığa geçme şartları tâyin ve tesbit edilmiştir.” diyor. Ve 14’üncü maddenin astsubaylar için işletilmesine gerek olmadığını iddia ediyor.
Dübüründen böyle üfürmek ile bu şahıs; Bu kânunun 14’üncü maddesi ile TBMM’nin her vatandaşa verdiği “tahsilen subay nasbedilme” hakkını, " Millî Savunma Bakanlığımızın astsubaylara yasak etdiğini " farkında olmadan itirâf ediyor.
|
BAŞKAN — Başka söz istiyen? Yok. Önergeye komisyon katılmamaktadır. Önergeyi oya sunuyorum. Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir.
Komisyon filhâl (şu hâlde) katılmıyor. Bu önerge dikkat nazarına alınmak kaydı ile kabul edildiği için Meclisin vukubulan temayülü muvacehesinde bu önergeyi ve maddeyi komisyona gönderiyorum, lütfen bu madde bu şekilde redakte edilecektir. Ve bu şekilde bu önerge ile beraber madde hakkında nihai karar alacağız efendim.
|
* * * * *
926 sayılı TSK Personel Kânun tasarısının “astsubay” dedikleri biz köle askerler için en önemli maddesi, 14’üncü maddesidir. Çünkü Bu maddeye göre kendi parası ile yüksek tahsil yapan asubaylar, teğmenliğe “tahsilen nakil” edilecekler idi. 9 Temmuz 1965 Cuma günü yapılan 143’üncü birleşimde meclisdeki müzâkereler esnâsında Kendisi de emekli bir subay olan Konya milletvekili İhsan KABADAYI ve 34 arkadaşının verdiği değişiklik önergesine, imzâ vermeyen Edirne milletvekili hukukcu Fahir GİRİTLİOĞLU ve İstanbul milletvekili emekli subay Mehmet Ali AYTAŞ da partileri adına yapdıkları konuşmalar ile desdek verdiler.
Bu birleşimde 14’üncü madde hakkında verilen değişiklik önergesine koca meclisde sâdece bir milletvekili muhalefet ediyor idi; Kendisi emekli bir subay olan Amasya milletvekili ve MSB Geçici Komisyon Sözcüsü İsmail SARIGÖZ. Harbiye kaçkını bu vekilin ismini bir kenara yazalım ve konumuza devâm edelim.
|
Müzakere sona erdikden sonra 14’üncü madde hakkında verilen değişiklik önergesi meclisde oya sunuldu ve aynen kabul edildi. Kabul edilen bu 14’üncü madde ile astsubay denilen köle askerler aslında, Darbeci subaylarımızın tertip etdiği 1961 Anayasası 10’uncu maddesinin her türk vatandaşına verdiği “insanın maddî ve manevî varlığını geliştirmek” hakkını kazanmış oluyorlar idi. Yukarıdaki konuşmasında gördüğünüz üzere 143’üncü birleşimi idâre eden Meclis Başkanvekili Nurettin OK; Konya milletvekili ve emekli subay İhsan KABADAYI ile 34 arkadaşının verdiği ve iki vekilin daha desdeklediği bu değişiklik önergesi doğrultusunda 14’üncü maddenin redakte edilmek (düzeltilmek) üzere komisyona gönderilmesine karar verdi.
|
* * * * *
14 Temmuz 1965 Çarşamba günü icrâ edilen 145’inci birleşimde TBMM,
926 sayılı TSK Personel Kânun tasarısının 14’üncü maddesini ikinci defâ görüşmeye başladı.
Birleşimin başkanı Konya vekili Mekki KESKİN’in burada yapdıklarına ve söylediklerine lutfen dikkat ediniz.
Hemen aşağıda gördüğünüz meclis müzâkeresinde; MSB ve Genelkurmay Başkanlığının tezgâ hladığı ve birisi emekli subay olmak üzere iki milletvekilinin;
Neticeten: 37 milletvekilinin asubaylara verdiği " tahsilen subaylığa terfi " hakkını Zorba 2 milletvekilinin nasıl gasp etdiğini göreceksiniz.
|
|
13.— Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel kanunu tasarısı ve Geçici Komisyon raporu (1/805) (S. Sayısı : 1031) 366:404,422:425
BAŞKAN; Başkanvekili Mekki KESKİN (Konya)
Meclis Başkanlığına
14 ncü madde ile ilgili olarak verilen önerge üzerine Komisyonumuzca meydana getirilen 14 ncü madde metni aşağıya çıkarılmıştır. Maddenin metinde yazılı olduğu şekilde kabulüne Komisyonumuz katılmaktadır. Arz ederim.
Geçici Komisyon Sözcüsü Amasya İsmail Sarıgöz
II — Fakülte ve yüksek okulu bitirenlerden muvazzaf subay olma;
Madde 14. — Üniversitenin çeşitli fakültelerinin veya yüksek okulları bitirenlerden, bitirmelerini mütaakıp ara vermeden müracaat edenler, 27 yaşından büyük olmamaları ve diğer nitelikleri de haiz olmaları şartiyle; ihtiyaç da varsa; Silâhlı Kuvvetlerin Harb okullarında yetiştiremediği sınıflar için muvazzaf subaylığa nakledilebilirler. Üniversitenin çeşitli fakültelerini ve yüksek okulları bitirerek müracaat eden astsubaylar da, 30 yaşından büyük olmamaları ve diğer nitelikleri de haiz olmaları şartiyle; ihtiyaç da varsa; öğrenimleri ile ilgili sınıflar için teğmen rütbesi ile muvazzaf subaylığa nakledi - lebi - lirler. Bunlar, terfi ile astsubaylıkta almakta oldukları aylık derecesine ulaşıncaya kadar müktesep hakları olan aylıkları almaya devam ederler. 357 sayılı Kanun hükümleri saklıdır. Bu kişiler, muharip sınıf subaylığa nakledilemezler.
|
* * * * *
Meclisdeki müzakereye kısa bir ara vermeye ve yeri geldiği için şu tesbiti yapmaya mecburum;
Kıymetli meslekdaşım Emekli Deniz Asubayı Aydın KULAK şöyle demiş idi;
“Subay darbeleri asubayları iki kere vurur!”
926 sayılı kânuna bakdığımızda;
27 Mayıs subay darbesinin asubayları değil iki kere, en az 4 kere vurduğunu görüyoruz.
Bu darbelerden üçünü yukarıdaki sâdece şu 14’üncü maddede görüyorsunuz.
Bunlar;
Bu senelerde;
926 sayılı TSK Personel Kânunu olarak tesmiye edilen bu kânun ile Asubaylara vurulan dördüncü darbe de şu idi;
Asubayların “rütbe bekleme süreleri” boş yere uzatıldı. Bu kânunun 16’ncı maddesi hakkında konuşan vekillerimiz, “yüzbaşıya üsteğmen maaşı vermek” kânuna ve hakkâniyete uymaz dediler.
Fakat aynı vekillerimiz; “rütbe bekleme sürelerine” yapdıkları anlamsız ilaveler ile astsubaylara 3’er sene daha aynı maaş vermeyi ise “kânuna uydurmakda” hiçbir mahzur görmediler.
5802 sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde 9 seneliğine “ast komuta kademesine” hapsedilen astsubaylar, Aynı “ast komuta kademesine” bugün artık 15 sene hapis ediliyorlar. Emekli olmaya niyetlenen astsubaylar ise müebbet hapse mahkûm ediliyorlar.
|
Şimdi, 145’nci birleşime kaldığı yerden devâm edelim. Devâm edelim de Sahtekâr iki milletvekilinin meclis çatısı altında çevirdiği sunturlu ve âdi bir tezgâhı daha hep berâber görelim.
|
BAŞKAN — Sayın KABADAYI, komisyondan tadilen gelen 14 ncü madde hakkında buyurun.
|
İhsan KABADAYI (Konya) — Sayın Başkan, muhterem arkadaşlarım; maddenin âmir hükmüne göre dışardan fakülteyi bitirip de muvazzaf subay olmak istiyen gençlere verilmiş bir haktır. Bunu hürmetle karşılıyoruz. Fakat Kader icabı astsubay olmuş, fakat cehdi var, gayreti var, kabiliyeti var, fakülteyi bitirmiş bunun da pek tabiî olarak subay olmak hakkıdır.
Şimdi tedvin edilen madde de buna aittir. « nakledilebilirler » maddesinde ben takdire kalan bir sezi, bir koku hissetmekteyim. Fakülteyi bitirmiştir, sivil olarak fakülteyi bitirip gelenlerden hiçbir farkı yoktur. « Bitirenler nakledilebilirler » deyiminde her türlü engeli saklı görmekteyim. Böylece bir hakkın verilmesi yolunda Muhterem Meclisinizden buradaki deyimin « nakledilirler » şeklinde değiştirilmesi ile astsubay olup fakülteyi bitiren arkadaşları cehde ve gayrete getirmiş olacaksınız. Bu hakkı iktisabedip de geçemiyenlerin ıstırabını dindirmiş olacaksınız. Burada tedvin edildiği gibi “ nakledilebilirler ” şeklinde çıkarsa birçok engellerle bu sınıfa mensup arkadaşlar mustarip kalacaklardır. Bu bakımdan « nakledilirler » şeklinde değiştirilmesini arzulamaktayım ve böyle bir teklifte bulunacağım, hürmetlerimle efendim.
|
BAŞKAN Mekki KESKİN — Komisyondan gelen 14 ncü madde hakkında başka söz istiyen var mı? Teklifinizi çabuk yapınız lütfen Sayın KABADAYI.
|
GEÇİCİ KOMİSYON SÖZCÜSÜ İsmail SARIGÖZ (Amasya) —
Riyaset Divanının aldığı karar gereğince, maddelerin tadili hakkında yapılacak tadil teklifleri tümü üzerinde görüşmelerin intacına kadar idi.
Maddelere geçildikten sonra artık önerge verilemiyor .
|
BAŞKAN Mekki KESKİN —
Arkadaşlar bu kanun tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler sırasında maddeler üzerinde önergelerini vereceklerdi.
Sayın Kabadayı zamanında vermediğiniz için şimdi teklif veremiyorsunuz. Maddeyi oylarınıza sunuyorum ...Kabul edenler... Etmiyenler... 14 üncü madde kabul edilmiştir.
|
İhsan KABADAYI (Konya) — Yeni muttali olabildim (öğrendim) efendim. |
BAŞKAN Mekki KESKİN — Efendim olabilir. Bilmemek mâzeret teşkil etmez, mâlumâliniz. |
İhsan KABADAYI (Konya) — Komisyon yeni getirdi, yeni okundu. |
BAŞKAN Mekki KESKİN — Olabilir. Meclisin kararı öyle. Sizin bilmeniz lâzımdı. |
İhsan KABADAYI (Konya) — Kimse bilmiyor, komisyondan başka.
|
BAŞKAN Mekki KESKİN — 50’nci madde komisyona gitmişti, Komisyondan gelen şeklini okutuyorum.
|
* * * * *
İşde, gördünüz, muhterem asubay meslekdaşlarım ve vicdân sâhibi kıymetli vatandaşlarım! Meclis Başkanvekili sıfatı ile 145’inci birleşimi idâre eden Konya milletvekili Mekki KESKİN’in tavırlarını dikkatlice tetkik etdiğimizde; milletvekili İhsan KABADAYI’nın 14’üncü madde hakkında verdiği değişiklik önergesini bir katekülliye getirmeyi ve reddetmeyi kafasına önceden koyduğunu anlıyoruz. Bu katekülliyi yaparken de milletvekili ve emekli subay İsmail SARIGÖZ’ün de kendisine yardakcılık yapdığını görüyoruz. 35 milletvekilinin imzâsı ve 2 vekilinde desdeği ile TBMM’nin 143’üncü birleşimde astsubaylara verdiği “subaylığa tahsilen nakil” hakkını Kendisi emekli bir subay olan Konya milletvekili İhsan KABADAYI’nın bütün çabasına rağmen İsmail SARIGÖZ ve Mekki KESKİN isimli iki milletvekli Yukarıda resimli ve sözlü olarak gördüğünüz âdi ve alçak bir kumpas ile 145’inci birleşimde gaspetmiş.
|
1965 senesinde Meclisde bu kumpaslar tezgâhlanır iken Yukarıda gördüğünüz 14’üncü maddeyi piç etmek üzere 27 Mayıs darbesini yapıp sonra da Cumhuriyet Senatosuna üye seçilen emekli subayların Ve dahi Genelkurmay Başkanlığı karargâhındaki beyaz subaylarımızın hangi fitneleri sahneye koyduğunu anlamak zor değil!
Birinci derece dördüncü kademeyi TBMM'nin sabah verdiği Ve fakat “Tekrir-i müzâkere” tezgâhı ile öğleden sonra geri alınması için 5837 sayılı kânun hakkında Genelkurmay Başkanlığının 2009 senesinde meclisde yapdığını biliyorsanız, bu kâfidir.
|
* * * * *
1950 senesinde ihdâs etdiği gedikli erbaşlara “ yüksek tahsili ” yasak etmiş idi.
Gedikli Erbaş denilen askerlerin ismini “Astsubay” olarak değişdirdi. Ve dahi “Astsubay” ismini verdiği bu askerlerin “ yüksek tahsil ” yasağını 1951 senesinde kaldırdı.
Ortaokul mezunu olan “astsubaylar”;
Kendi parası ile yüksek tahsil yapan astsubaylar, her Türk vatandaşı gibi “subay olmak” istiyorlar idi.
Kendilerinin hazırlayıp kumpaslar silsilesi ile meclisde cebren ve hile kabul etdirdiği 926 sayılı TSK Personel Kânununun 14’üncü maddesi ile Kendi parası ile “yüksek tahsil” yapmış astsubaylara, “ subay olmayı ” yasak etdiler.
|
* * * * *
Astsubay denilen biz uyduruk askerlere TBMM’nin icrâ etdiği 143’üncü birleşimde verilen Ve fakat Bir hafta sonra yapılan 145’inci birleşimde iki vekilin tezgahladığı bir kumpas ile geri aldığı “subaylığa tahsilen nakil” hakkını kapsayan 926 sayılı TSK Personel Kânunu hakkında Bakınız, aynı meclisin milletvekillerinden bâzıları o zamân ne dedi;
|
Birleşim: 145’den;
Rüştü ÖZAL (Konya) — Çok muhterem arkadaşlarım, Türk Silâhlı Kuvvetlerimiz için ayrı bir personel kanunu çıkarılması gerekli hale gelmiştir. Bu sebeple tasarının esasına muhalefet etmek mümkün değildir. Bundan dolayı da bu safhaya ulaşmış olan tasarı için söylenebilecek söz sadece bu tasarının Silâhlı Kuvvetlerimize hayırlı olmasını dilemektir.
Ancak, müzakereler bakımından tarih, hakikaten bizi acı bir istihza ile seyretmiştir. Böyle bir kanunu Meclisin müzakere şekline tarihimizin istihza ile baktığını kabul etmemiz lâzımdır. Böyle bir müzakerenin kaç kişi ile yapıldığı üzerinde ayrıca durmak gerektir. Devlet Personel Kanununun tetkik eden geçici komisyon tarafından paralel düşüncelerle Türk Silâhlı Kuvvetlerine aid olan kanunun da müzakeresi çok uygun bir düşünce olurdu. Bu olmamıştır. Ayrıca, burada maddeler konuşulurken her madde üzerinde arkadaşlarımızın konuşabilmek imkânı olmalıydı, bu da olmamıştır. Meclisin daha büyük bir çoğunluğunun bulunduğu zamanda müzakere edilmesi istenirdi; bu da olmamıştır. Bendenizin bildiğime ve inandığıma göre bu türlü müzakere Türk Silâhlı Kuvvetlerimizin şerefli mensuplarını rencide edecektir.
|
BAŞKAN Mekki KESKİN — Sayın ÖZAL, bir dakikanızı rica edeceğim. Kanunun bu şekilde müzakeresi Yüce Meclisin toptan ve ekseriyetle aldığı karara göredir. İkincisi de, kanunların müzakeresi sırasında önerge verip değiştirme yapacak ilgili arkadaşlar müzakere edilirken bulunur. Bu her kanun için böyle olur. |
Rüştü ÖZAL (Devamla) — Bendeniz bütün bunları bilerek fakat müzakerelerin tabiî olmıyan bir usul içerisinde cereyan ettiğini ve 214 esas ve 17 geçici maddenin çok kısa bir süre içinde ve gerektiği kadar tartışılamadan bir neticeye bağlandığını ifade ediyorum. Ve bundan Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplarımızın rencide olacağı hakkındaki inacımı da beraberce ifade ediyorum.
Şimdi muhterem arkadaşlarım, sözlerimin bu kısmında bu tasarının bugünkü ulaştığı safhada Türk Silâhlı Kuvvetlerine hayırlı olması temennisini tekrar ediyor ve tasarının istenilen şekle gelebilmesi hususunda da Yüce Senatonun göstereceği titizliğe ümidimizi bağlamış bulunuyoruz. Teşekkür ederim.
|
* * * * *
Konya Vekilimiz Rüştü ÖZAL’ın yukarıda gördüğünüz bu ümidini,
Yüce Senato kısa zamânda içinde ümitsizliğe tahvil etdi.
Üyelerinin hemen hepsinin 27 Mayıs darbeci subayları olan “Yüce(!) Senato”,
Bu meşhur 14’üncü maddeyi, iki milletvekilinin kumpas ile kabul etdirdiği şekli ile aynen kabul etdi.
II. Fakülte ve yüksek okulu bitirenlerden muvazzaf subay olma;
MADDE 14. — Millet Meclisi Genel Kurulunca kabul edilen 14 ncü madde , 14 ncü madde olarak aynen kabul edilmiştir.
|
* * * * *
Cumhuriyet Senatosu ismini verdikleri arpalıkda bakınız,
27 Mayıs’ı tertipleyen darbeci subaylarımızdan kaç kişi var idi.
Bu çizelgeyi hazırlayan gerzek şahıs, "toplam" sayıyı yanlış yazmış!
Toplam sütunu altında 34 olarak yazılan darbeci subayların "toplam sayısı" 64 olacak.
* * * * *
* * * * *
Kişilere kendi kâbiliyetlerini geliştirmelerini teşvik edici geniş bir fırsat eşitliği ve sosyal seyyaliyet (akışkanlık/geçişgenlik) sağlamak üzere Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı; çalışarak bulunduğu noktadan daha ileriye gitmek isdeyen vatandaşlarımızı üniversitede okuması için teşvik eder iken,
|
27 Mayıs darbeci subaylarımızın hazırladığı 1961 Anayasası;
|
Diye avaz avaz bağırır iken,
37 milletvekilinin imzası ile gündeme gelen bu değişiklik teklifini Birisi sivil birisi de emekli subay olan Ve dahi Aşağıda resimlerini gördüğünüz şu iki vekil TBMM’de gasp etdi.
|
Yukarıda resimlerini gördüğünüz şu kepâze iki adamın Meclis’de yapdığı âdi ve sunturlu bir sahtekârlık yüzünden Kendi parası ile yüksek tahsil yapan asubaylarımız 1967 senesinden beri teğmen nasbedilmiyorlar!
|
* * * * *
Aynı 27 Mayıs subay darbesi neticesinde Meclisimizi cebren ve hile ile ele geçiren
Birisi darbeci subay bozması, birisi de hukukcu müsvetdesi nevi şahsına münhasır iki vekilin
TBMM’de kurduğu âdi ve alçak bir fitne kumpası işde, böyle tıkır tıkır işledi.
Ve dahi
Üniversite mezunu bütün vatandaşlarımıza bu kânunun verdiği hak, sâdece astsubaylara yasak edildi.
Darbeci subaylarımız 27 Mayıs darbesini kişi hak ve özgürlüklerini sınırlayan bütün “engelleri kaldırmak için” yapmış idi.
Fakat 926 sayılı kânununu piyasaya süren aynı darbeci subaylarımız,
Astsubay dedikleri köle askerlerin “subaylığa tahsilen nakil” hakkını;
Hem Meclisde kurdukları alçak bir kumpas ile
Hem de aşağıda gördüğünüz “iki hecelik bir kelime oyunu” ile işde, böyle “engelledi.”
* * * * *
Yiğidi Öldür, Hakkını ..!
Evet, yiğidi öldür! Lâkin hakkını teslim et!
5802 Sayılı Astsubay Kânunu ile 1951 senesinde astsubaylara verilen hakları
27 Mayıs’ı kotaran darbeci subaylar
Yukarıda gördüğünüz üzere
926 Sayılı TSK Personel Kânunu ile 1967 senesinde bir bir gasp etdiler.
Fakat
Darbeci subayların teşkil etdiği Cumhuriyet Senatosu üyelerinden
Hukukcu ve müstafi subay Niyazi AĞIRNASLI
926 Sayılı TSK Personel Kânunu Cumhuriyet Senatosu’nda müzâkere edilir iken
52'nci Birleşimde söz aldı ve
Astsubay sınıfının özlük hakları konusunda şu tesbiti yapdı;
NİYAZI AĞIRNASLI (Devamla) —
Astsubay sınıfını tatmin etmek, doyurmak zaruretindeyiz. Bu itibarla bu kıta tazminatları bareminde bir değişiklik, bir ilerletme yapılmalıdır, kanaatindeyim.
|
27 Mayıs darbesini yapan,
Millî Birlik Komitesinin 22’nci sıradaki üyesi ve
Cumhuriyet Senatosu’nun tabii üyesi Hava Kurmay Albay Haydar TUNÇKANAT,
926 Sayılı TSK Personel Kânunu Cumhuriyet Senatosu’nda müzâkere edilir iken,
Birleşim 55’de,
Çoğu emekli subay olan üyelerin huzurunda târihe şu sözleri kayıd etdi;
* * * * *
Kıbrıs Barış Harekâtının ertesine vâsıl olduğumuz senedeyiz şimdi...
27 Mayıs’ın darbeci subayları Başbakan Adnan MENDERES’i idam etmiş,
Türkiye’de böylece “demokrat” dönemi sona ermiş,
Bu kez de Çoban Sülü ile “demir gırat” dönemi başlamış idi...
Devletimizin başdan aşağı değişen idâre heyeti şu kişilerden mürekkep idi.
Bugüne kadar hep olduğu gibi, birisi tekâüd birisi de muvazzaf olmak üzere;
Ülke idâresinde iki subay var idi; Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı...
Bu senenin bir hususiyeti daha var; 1975 olayları...
Yan ödemeler konusunda kendilerine yapılan haksızlığı ve kalleşliği kabul etmeyen astsubaylar ve hanımları;
Büyük şehirlerin meydânlarda polisler ile iki kere köşe kapmaca oynamış idi.
Birincisi; Kıbrıs Barış Harekâtından dört sene evvel, 1970 senesinde,
İkincisi ise Kıbrış Barış Harekâtından bir sene sonra, bu sene...
* * * * *
Başbakan Adnan MENDERES'in astsubaylara 1951 senesinde verdiği "sicilen subaylığa nakil” hakkını
Bugüne kadar ele ele veren Genelkurmay Başkanları ve Millî Savunma Bakanları gasp etmiş idi.
Yarım yamalak da olsa 926 sayılı TSK Personel Kânunu ile
Astsubay dedikleri köle askerlere 1967 senesinde “tahsilen subaylığa nakil” hakkı verilmiş idi.
Şimdi de sırada astsubayların “tahsilen subaylığa nakil” hakkını gasp etmek var idi.
Anadolu'nun küçük kasabalarında liseden fazla tahsil imkânını bulamamış yüksek kabiliyetli Türk çocukları
|
Evvelâ asubay okullarına girip asubay olmuşlar,
Kâbiliyetlerine ve zekâlarına biçilen uyduruk asubaylık gömleği dar gelince de
Kendi parası ile okuyup üniversite diploması almışlar idi.
Ellerindeki diploma ile bir şeyler yapmak isdeyen asubaylar bu kez de
Kendi şehirlerinden vekil seçip meclise gönderdikleri siyâsetcilerin kapısını aşındırmaya başladılar.
Subay olmayı kafasına koyan yüksek kâbiliyetli Türk asubaylarını
Subaylarmızın bugüne kadar tezgahladığı hiçbir engel durduramamış idi.
Kimisi lise, kimisi ortaokul kimisi de sanat veya köy enstitüsü mezunu olan asubaylar
Üniversite tahsilini tamamladıkdan sonra
Hem subay olmak için
Hem de diplomalarının hakkı olan intibâklarını yapılmasını talep etmek için
Bu kez de MSP milletvekili Şener BATTAL’ın kapısını çaldı.
* * * * *
1976 senesine vâsıl olduğumuzda
Devletimizin idâre heyetinde bıldırkine göre hiçbir değişiklik yok idi.
Herkes goltuklarına köskelmiş, makâmlarında tam mevcut keyif çatıyorlar idi.
Genelkurmay II. Başkanı da;
“Başçavuş bile olsa benim teğmenimden fazla maaş alamaz!” diyen Orgeneral Ahmet Kenan EVREN idi.
Konya milletvekili Şener BATTAL sâyesinde TBMM’nin asubaylara verdiği “emsâli devlet memurlarına göre 1 derece yukarıdan intibâk hakkını” gasp etmek üzere Birileri sutre gerisinden hazırlıklar yapıyor idi. Bunların en tepesinde ise emekli deniz subayı olan Cumhurbaşkanı Fahri Sabit KORUTÜRK oturuyor idi. |
* * * * *
1978 senesine vâsıl olduğumuz günlerde T.C devletinin dümeni şu eşhâsın ellerinde idi.
27 Mayıs darbeci subaylarımızın hazırladığı 926 sayılı TSK Personel Kânunu Gene darbeci subaylarımızın kateküllisi ile 1967 senesinde TBMM’de kabul edilip meriyyete konulmuş idi.
Fakat Bu kânun hakkında en çok şikâyet edenler de gene bu kânunu yapan darbeci subaylarımız oldu. Bu kânundan şikâyet eden darbeci subaylarımızdan birisi de Suphi GÜRSOYTRAK idi. Binbaşı rütbesi ile 27 Mayıs darbesini yapan subaylardan birisi olan Suphi GÜRSOYTRAK, Mükafaat olarak darbeci subaylarımızın teşkil etdiği Cumhuriyet Senatosu tabii üyeliğine tayin edildi. Başbakan Adnan MENDERES ve iki bakanın idam karârına aleyhde rey verdi. 1978 senesine ait bütçe kânunu Cumhuriyet Senato’sunda müzâkare edilirken Senato üyesi olarak söz alan darbeci Suphi GÜRSOYTRAK bile Darbeci subaylarımızın 18 sene evvel meclisde katekülli ile kabut etdirdiği 926 sayılı TSK Personel Kânunu hakkındaki haklı isyânını şu sözleri ile târihe kayıt etdi;
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası çıktığından bu yana her yıl birkaç değişikliğe uğraması dahi bu yasanın yeteri gibi incelenmeden Şûradan geçtiğinin en açık kanıtıdır.
Bu yasanın süratle değiştirilmesinin yararlı olacağı görüşündeyiz.
|
Dış kapının mandalı olan köle astsubayların yarasına merhem olur mu, Allah aşkına?..
|
* * * * *
İnsanoğlu bilemediği, anlayamadığı şeylerden evvelâ korkdu ve onlara tapdı. Zelzele, ateş, gökgürültüsü, yıldırım ve şimşek bunlardan bâzılarıdır.
Fakat korkup tapdığı bu şeyleri daha sonra bilip anladıkdan sonra Bu kez de onları kendi menfaatine kullanmanın yollarını aradı.
Beyaz subaylarımızın bugünlere kadar tertip etdiği elvan çeşit kumpaslar ile hazırladığı ve kabul etdirdiği kânunlara göre Ne olduğunu ve olduğumuzu bilmediğimiz için dün ürküp korkduğumuz “astsubay” dediğimiz asker sınıfının Asubay Tefrikası sâyesinde ne olduğunu biz asubaylar bugün artık çok iyi biliyoruz. Bildiğimiz için de uyduruk ve sahte bir asker sınıfı olan “astsubaylığın” ne olması gerekdiği konusunda gerekceli öngörüler ortaya koyabiliyoruz.
Bu öngörülerimizi de inşallah Zamânı ve zemini geldiğinde dünyâ âleme tekrâren ilan edeceğiz... |
* * * * *
5802 sayılı Astsubay Kânunu emretmesine rağmen Ve dahi Gene bu kânunun “subay yardımcısı” dediği köle asker “astsubayları” Genelkurmay Başkanlarımız 1951 senesinden beri “subaylığa sicilen” nakil etmemişler idi.
|
926 sayılı TSK Personel Kânunu ile de Genelkurmay Başkanlarımız "Astsubay" dedikleri köle askerleri 1967 senesinden itibâren bu kez de “subaylığa tahsilen” nakil etmediler.
|
* * * * *
1944 senesinde kılıç veremediği ve bugün hepsi ölmüş subaylarına kılıç vermek için
Üç ayrı târihde üç farklı kânun tertip edecek kadar kadirşinas ve şefkatli davranan Genelkurmay Başkanlarımız,
Kendi parası ile yüksek tahsil yapan asubayların subaylığa nakil edilmelerine imkân vermek üzere
Sâdece "iki hecelik" bir değişiklik yapmak için meclisde parmağını bile oynatmadı.
Aksine, TBMM’de kurulan bu kumpası sutre gerisinden hem tertipledi hem de icrâ etdi.
Ordumuzun " astsubay " dediği " köle " askerleri, Kurudukca sulanan ve fakat büyüdükce budanan bir ağaç gibi İçinde yaşadığımız 2018 senesine kadar İşde, böyle; ite-kaka, yata-bata geldi!
|
* * * * *
Bilmediğiniz bir şeyi sevmek ya da nefret etmek hakkınız olamaz! Çünkü sevmenin de nefret etmenin de ilk şartı bilmekdir.
Cârî mevzuâtımıza göre bugün itibârı ile “astsubay” dediğimiz askerlerin ne olduğunu bilmeniz için anlatması Eski Tüfek’den.
Siz de bugüne kadar hiç anlatılmayanları biliniz.
Biliniz ki sevmek ya da nefret etmek hakkınız olsun.
Sonra da "astsubay" mesleğini isder seviniz, isder nefret ediniz.
* * * * *
Muhterem asubay meslekdaşlarım ve pek kıymetli vatandaşlarım!
62 sayfalık Asubay Tefrikası 6-6 isimli bu makâlemizin üç cümlelik özeti şudur;
Asubay Tefrikası 6-6, Eski Tüfek-2018 .
|
Şükrü IRBIK
(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.
Evvelki bölümleri ve kısımları okumak için resimleri tıklayınız
|