OYAK, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 220.000 mensubunun ortak olduğu bir emeklilik fonu olup sadece Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının değil aynı zamanda Türk Milleti'nin bir varlığıdır. Bu bakımdan Oyak'ın geleceği sadece yöneticilerini değil, hepimizi ilgilendirir.
Erdemir'in satış ve sonrası sürecinde OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'un bizzat yürüttüğü yatırım stratejisinin hatalı olduğunu benimle birlikte Milliyet Gazetesi yazarı Prof. Dr. Güngör Uras, Milliyet Gazetesi yazarı Metin Münir, Referans Gazetesi yazarı ve CNN yorumcusu Yiğit Bulut Oyak'ın Erdemir'in satış sürecinde izlediği yanlış stratejiyi köşelerine taşıyarak uyarı görevini yapmışlardı. Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, bu eleştiri ve uyarılardan ders alarak stratejisini gözden geçireceğine, uyarı görevi yapan ve konunun uzmanı olan bu yazarlara 5'er milyon YTL'lik toplam 20 milyon YTL tazminat davaları açtı. Bir genel müdürün kişisel duygu ve beklentileri için açtığı bu denli yüksek tazminat davaları için milyarlarca liralık mahkeme harçları da Oyak'ın kasasından çıktı.
Metin Münir'in Milliyet Gazetesi, Yiğit Bulut'un Referans gazetesindeki köşelerinde gündeme getirdiği, EFG İstanbul isimli aracı kurumun analistlerince hazırlanan rapor, Oyak için 'Erdemir hatalı yatırım' diyor. 'Erdemir yatırımı hata' diyen EFG analistlerinin raporu bakınız ne diyor;
"Oyak, Erdemir'in yüzde 49.3'ü için 3 milyar dolar ödedi. Bunun 500 milyon doları Oyak'ın özkaynaklarından, kalan 2.5 milyar dolar ise bankalardan alınan krediler ile ödenmiş. Bankalardan borçlanan bu meblağın 1.5 milyar doları Oyak'ın Erdemir için kurduğu Ataer isimli şirketin defterinde, 1 milyar doları ise Oyak Holding'in defterinin borç hanesinde kayıtlı. Buna karşılık Oyak'ın elindeki Erdemir hisseleri alacaklı bankalara rehnedilmiştir."
Oysa satış sonrası Oyak Genel Müdürü, "Hiçbir hissenin rehni söz konusu değildir" açıklaması hâlâ kulaklarımda çınlamaktadır. Borç yeniden yapılandırılacak, rapora yansıyan Ataer yetkililerinin açıklamasına göre, bu borç iki yılı ödemesiz 10 yıl vadelidir. Ödemeler 2008 yılında başlayacak ve beş yıl süreyle 105 ile 210'ar milyon dolar arasında değişecek. Son üç yılda ödenmesi gereken miktar ise 1.6 milyar dolardır. Ataer şirketine Erdemir'den gelecek tahmini temettüler faizleri karşılayamayacağı için EFG İstanbul'a göre 2013 yılında Oyak bu borcu yeniden yapılandırmak zorunda kalacak. Raporu hazırlayan uzmanın değerlendirmesine göre, Oyak fonlarından peşin ödenen 500 milyon dolarlık bölüm ise 2015 yılına kadar sıfır rant getirmiş oluyor. Oysa 500 milyon dolar Oyak'ın fonu içinde kalsa idi 2015 tarihine kadar en az üç misli artardı. Demek ki Oyak mensupları bu fondan da mahrum kalıyor. OYAK üyeleri biliyor mu?
Değerli arkadaşlarım; Konu hepinizin malumu olup, tüm Assubayların da ilgi alanları içindedir. Konu bizlerin dışında MİLLİ menfaatleri de ilgilendirdiğinden yukarıdaki yazı Aydın AYAYDIN tarafından 02 EKİM 2006 tarihinde SABAH gazetesinde yayınlanmıştır.
Saygılarımla.
Yorumlar
Saygılarımla.
Takipteyim.
''Yanlış bilgilerle o konumdaki insanları kınamakta hem basit,hem gereksiz,hem de yönetim kurullarında görev isteyen bizleri de bilgisiz konuma düşürmez mi?'' evet yine diyorum.O konumu küçümseyip,yönetim kurulu üyeliğine alınmasını talep ettiğimiz Emekli astsubayları da küçümsersiniz.Elbette biz küçük değiliz ama onlar yönetici.Öfkeyle kalkıp zararla oturmak bizim işimiz değil.Planlı ve sağlam adımlarla ilerleme durumundayız.
Saygılarımla
Takipteyim.
http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2011/02/22/spk_oyaki_mercek_altina_aldi
Yanlış bilgilerle o konumdaki insanları kınamakta hem basit,hem gereksiz,hem de yönetim kurullarında görev isteyen bizleri de bilgisiz konuma düşürmez mi? Demişsiniz.
Evet ben kınadım.O konum dediğiniz yerleri yıllardan beri bizlere ilahi bir makam gibi gösterdiler. Abartmayalım. Onlar konum bizler konumsuzmuyuz. Şu anda Astsubay değiliz. Halkız. Birilerinin emir eri değil hesap soran durumundayız. Hesap vermek zorundalar. Daha düne kadar bedevi dediklerimiz o konumları yerle bir ediyorlar. Kaddafi bile korkudan çalışanlarının maaşlarını %150 artırdı. Konum biziz onlar konumsuz. Gücümüzü bilelim.
Genel problemin dışında,az bir katılımcıyı ilgilendiren(yine büyük bir haksızlık örneği olan )'bağış yolu ile emeklilik' sistemi üyelerine uygulananları sanırım çok az üye bilmektedir. Emeklilik sistemi yasalaşmadan önce kurulan bu sistem üyeleri,belirli bir bedel ödeyerek üye oldular.Ancak yıllar içinde sistem geriye giderek üyelerini tatmin etmemektedir. Çıkmanın olanaksız olduğu bu sistemde, sorgulamakta olanaksızdır.Asıl haksızlık ise,bu sistem üyelerinin OYAK üyesi sayılmamasındadır.Tüm şartları diğer sistemle aynı olmasına rağmen,ölünce sistemden ayrılabilecek bu üyeler niçin OYAK üyesi değildirler?
OYAK'a bir soru sordum,sorunumu gündeme getirebilmek için,'Yapılacak genel kurum gündemini kim belirlemektedir?
Tam bir sayfa TÜRKÇE cevap aldım.İnanın anlamadım.
Emekli olana kadar sorumluluğumu yerine getirdiğim,belirlenen parayı bıraktığım,(3 ay da 280 TL'de olsa)maaş aldığım kurumda neden üye değilim?
Bilmiyorum.
Biz kendi durumumuza bakalım. Sen ne kadar geliştin. Emekli Astsubayın maaşı 1125 TL Oyak karı da %12. Rakam resmi olunca kar mı artıyor. Bu ülkede yıllardan beri ekonomistlerin görevi açlara "SEN ASLINDA AÇ DEĞİLSİN SALAK OLDUĞUN İÇİN KENDİNİ AÇ SANIYORSUNU ANLATMAKTIR". Bu ülkede Kılıçdaroğlu'na göre 12.000.000 nun üstünde yoksul var. Başbakan da sayılmayanlar da var diyor.
Ayrıca 2008 yılı 1,911.2,(Milyon TL)Net Dönem Aktüeryal Kârı (Nema), 2009 yılında ise (1,187.0 (Milyon TL)Net Dönem Aktüeryal Kârı (Nema) olup 2010 yılına ait bilançolar ve kar zarar durumu da henüz açıklanmadı.
Yorumları yaparken resmi geçerliliği olmayan sitelerdeki bilgilerle hareket etmezsek doğruya ulaşır,boşa zaman kaybetmeyiz.
Yanlış bilgilerle o konumdaki insanları kınamakta hem basit,hem gereksiz,hem de yönetim kurullarında görev isteyen bizleri de bilgisiz konuma düşürmez mi?
Takipteyim.
Bankaların Emeklilik fonları, çeşitli yatırım enstrümanlarınıda değerlendiriyor.Yani %50 faiz,%25 Altın,%25 Hisse senedi yada %25 vadeli mevduat,%25 Hisse senedi,%25 Altın,%25 Tahvil,Bono v.b gibi bir kısmı RİSKLİ olan portföylerde. Burada daha yüksek getiri olduğu gibi,çok fazla düşmelerle kayıplarda olabilir.
Ancak OYAK şirket gelirlerinde kar oranına göre nema artışı yapıyor. Mevcut nakiti ilede Borsa,Altın Fon v.b.RİSK içeren yatırımları yapmıyor.Evet getirinin yüksek olması ihtimali varken getirinin düşük olma ihtimali nedeniyle RİSK almıyor.
Evet risk alıp yüksek gelir alırsak sesimiz çıkmaz da eğer risk alıpta gelirler düşerse bu millete bunu OYAK anlatabilirmi?
Anlatamaz.Bu nedenlede Banka emeklilik fonları ile OYAK'ın gelir getiren enstrümanları farklı olup bununda gözönünde bulundurulmasını arzediyorum.Sakın yanlış anlaşılmasın,sadece bir anımsatma.
Takipteyim.
Oyak sitesi bize ulaşın linkinden Yıldırım Türker'le Coşkun Ulusoy'un istifalarını istedim ve Yıldırım Türker'i hakaretleri nedeniyle kınadığımı belirttim. Bakalım bana davamı açacaklar. Cevapmı verecekler hakaretmi edecekler.