Sene 1871, dönem Osmanlı İmparatorluğu dönemi; daha Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyetini kuracağı hayal bile edilemez. Çünkü Atatürk daha dünyaya bile gelmemiş. Vapurun arkasında dalgalanan bugünkü TÜRK bayrağı; Resmini ve bilgiyi SAO grubumuzdan gönderen arkadaşım O.Nuri Gözüdolu yazmış, gerçi bazı basında da bu haberleri izledik; haberde bir grup emperyalist uşağı Andımızın çocuklarını zehirlediğini, Varlığım Türk varlığına armağan olsun dedirtmenin psikolojik faşizm olduğunu, ayrıca Türk bayrağı yerine tüm milleti temsil eden Osmanlı bayrağının kullanılmasının doğru olacağını savunuyorlarmış (!)
Daha çok özgürlük hepimizin hakkıdır. Demokratikleşme paketinde özgürlüklerin tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsamasını, ayrıcalık ve imtiyazların kalktığını görmek isterdik...
Atalarımız "yüz verdik deliye, geldi yaptı halıya" dedikleri gibi amacı bölünme olanlara taviz verildikçe ayrıcalıklı istekleri bitmeyecektir. İlk kez Türkçe resmi dil olmasın dediler, satılık basın destek verdi; ardından sonsuz özgürlüklerden yana olan iktidarımız Türkçe resmi dil kalsın ama özel okullarda ana dilde eğitim verilerek resmi dairelerde ana dilini kullananlar için tercümanlar bulunsun dediler. Yeter mi? Yetmez... Yakında bunlar İstiklal marşımızın da söylenmesine karşı çıkacaklardır.
Bugün 72 milletten toplananların kurduğu süper güç olan Amerika Birleşik Devletleri'nin tek bayrağı, tek resmi dili, tek ulusal marşı var. Kimse "ben İrlandalıyım, İtalyanım, Portekizliyim, Çinliyim, Yahudiyim, Alman'ım benim ana dilim resmi dil olsun bayrağımız farklı olsun, ABD milli marşı yerine ana vatanımın milli marşı çalınsın" demiyor, diyemiyor...
Avrupa'nın göbeğinde AB başkenti olan Brüksel'in başşehir olduğu Belçika'da resmi dil Flemenkçe olmasına, aynı soydan, etnik kökenden gelen Volanların Fransızca dil ısrarı yüzünden parçalanmanın eşiğindeler, keza İspanya aynı sancıları çekiyor.
Bugün Ortadoğu'da ve ülkemizde emelleri olan emperyalistlerin kirli oyunlarını seyrediyoruz. Kaynaklarını sömürmek için böl, parçala yönet taktiği ile girdikleri ülkelere sefalet, ölüm ve gözyaşı getirdiler...
Atatürk, etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkenin vatandaşlarını kucaklamak, herkesin aynı değerde olduğunu belirtmek için ne mutlu TÜRK olana sözünü değil "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" sözünü kullanmıştır.
Ülkemizin ve birliğimizin korunması için hepimize düşen görevler var. Ulu önder ATATÜRK bu tehlikeyi yıllar önce gördüğü için Gençliğe Hitabe ile bizleri uyarmıştır. Gençliğe Hitabe'yi bir kez daha okumak ve gereğini yapmak vatanseverliğimizin ve şehitlerimize vefanın bir gereğidir.
Sevgi ve saygılarımızla .
SİTE YÖNETİMİ
Yorumlar