BALÇİÇEK İLTER HANIM'A

ilter-hanima

Son günlerde TEMAD Genel Başkanı Sn.Ahmet KESER önderliğinde sorunlarımızın çözümü için verilen mücadelede, duygusallıktan uzak ve soğukkanlı olmanın, tahriklere kapılıp işin ciddiyetini yitirmesine fırsat vermekten özellikle kaçınmanın ve gerçek çözümün; bugün yaşadığımız problemlerin ortadan kaldırılmasından daha ziyade, gelecekte benzer problemleri çıkarabilecek zihniyet, algı ve bakış açısının değiştirilmesi ile mümkün olabileceği gerçeğini bir an dahi hatırımızdan çıkarmamanın çok önemli olduğuna inanıyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, Sn.TALU'nun ardından, sorunlarımızın kamuoyuna taşınması ve çözülmesi yolunda bizlere köşesini ve programını açan Sn.Balçiçek Ä°LTER'e yazmış olduÄŸum bir mektubumu sizlerin de görüşlerine arz etmek istiyorum. Saygılarımla.


Sayın İLTER;

Astsubayların statü ve beraberinde gelen özlük hakları problemlerine ilişkin hak arama çalışmalarına verdiğiniz katkıdan dolayı öncelikle teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ağırlıklı nüfusunu oluşturan başta astsubay sınıfı olmak üzere, uzman er ve erbaşları da kapsayan bu problemlerin kamuoyu ve ilgili makamlara duyurulmasında, Sayın TALU'nun uzun süredir gösterdiği yakın ilgi ve desteğe sizin de ortak olma yolundaki samimi iradenizden dolayı meslektaşlarım adına şükranlarımı sunuyorum.

Bugüne kadar genelde; 1 nci derecenin 4 ncü kademesinin verilmesi, maaş farkları, çalışma koşulları, OYAK yönetiminde söz sahibi olabilme v.s. gibi başlıklar halinde özetlenen bu problemler birer realitedir ve elbette en kısa sürede, bir lütuf olarak değil, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, evrensel değerlere inanmış, benimsemiş ve özümsemiş beyinlerce hak olarak görülüp teslim edilmesi gerekir.

Ben, bu hak arama çabaları kapsamında dile getirilen hususların olumlu olarak çözüme bağlanması halinde dahi sorunların biteceğine inanmadığımı, asıl temelde yatan sorunun bir kültür ve hazım problemi olduğunu ifade etmek istiyorum. Zira, dile getirilen bu sorunlar, mevcut tartışmaların bir sebebi gibi görünse de aslında sadece birer sonuçtur ve bu sonucu doğuran anlayış, bakış açısı değişmediği sürece en kısa zamanda kurum mensuplarının yine benzer problemler ile karşı karşıya geleceği iddiası ile izninizle bu konudaki düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Daha önce, MİT Müsteşarı Sn.Hakan FİDAN'ın, (bildiğiniz gibi öncesinde TSK'nde astsubay olarak görev yapmıştır) söz konusu görev için isminin geçmesi üzerine malum çevrelerce koparılan kıyamet sonrası Sn.TALU'ya göndermiş olduğum bir mektubumda da belirttiğim gibi; batılı olmayı sadece dış görünüşüne endeksleyen, batılıyı batılı yapan değerleri içine sindirememiş, bir yaşam tarzı haline getirememiş beyinlerin söz sahibi olduğu Türkiye gibi ucube ülkelerde, insanlar büyük olmak ve büyük kalmak için kendi niteliklerini yükseltmek yerine, karşısındakini küçülterek büyük hissetmek kolaycılığına kaçıyor. Bunun bir sonucu olarak da "ben farklı olmalıyım" diye özetleyebileceğim, kompleks dolu ve akıl dışı bir anlayış üzerine bina edilmiş, düzenlenmiş ve hayata geçirilmiş bir sistem içinde ezilen, hakkı yenen, aşağılanan ve hor görülen bir kesimin olması maalesef kaçınılmaz oluyor.

Çıkış noktanız, "farklı olmalıyım" olunca;

Farklı olabileceğiniz tek şeyin görev, sorumluluk ve hukukun üstünlüğü gözetilerek verilmiş yetki ve buna paralel "adil" olarak düzenlenmiş gelir ile sınırlı olabileceğini kavrayabilecek olgunluğa erişmeniz asla mümkün olmaz, TEMAD Genel Başkanı Sn.Ahmet KESER'in güzel ifadesiyle "cenazenizin kaldırılacağı yerin dahi farklı olması gerektiğine inanıp, buna göre düzenleme yapacak" kadar komik olursunuz.

Hatta iÅŸi öyle bir boyuta getirirsiniz ki; gün gelir "sadece astsubaylardan farklı olmak" sizi tatmin etmez, kendi  içinizde dahi, üstsubay veya kurmay subay gibi ayırışma noktaları yaratırsınız. Kurmay subaylığın bir tercih olduÄŸu gerçeÄŸini unutur, kurmay olduÄŸunuz için bu tercihe yönelmeyenlerden çok daha üstün olduÄŸunuza inandırırsınız kendinizi.

Hava Kuvvetleri bünyesinde, "pilotlar ve diğerleri" gibi bir anlayışı hakim kılar, o pilotun havada selametle uçmasını, görevini yapmasını sağlayan teknik ve idari diğer personele üvey evlat muamelesini reva görürsünüz.

Türk Silahlı Kuvvetleri günü olarak kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonuna, TSK'nin belkemiğini oluşturan astsubayların da katılımını daha bir kaç yıl öncesine kadar aklınızdan bile geçirmezsiniz. Güneydoğu'da çatışmaya gönderdiğiniz, gönderirken "biz" dediğiniz insanları, bırakın haklarının gündeme gelmesini, mensubu olduğu kurumun resmi gününe davetleri bile söz konusu olduğunda "siz" diye karşı tarafa almaktan rahatsızlık duymamayı dahi içinize sindirebilirsiniz.

Görev, resmi kutlamalar gibi vesilelerle verilen o resepsiyonlarda, elde kadeh adeta bir saraylı edasıyla boy göstererek kendinizi farklı hissetmeye çalışırsınız. Ancak  aynı görevde sizinle omuz omuza yer almış gecesini gündüzüne katmış diÄŸer personeli davet etmek şöyle dursun, "daha neler?" tarzı bir anlayış gereÄŸi  telaffuz dahi etmezsiniz. Böyle bir yaklaşımla personelde aidiyet hissini yaratamadığınızı, varsa bile kendi elinizle yok ettiÄŸinizi göremeyecek kadar kör olursunuz.

Göreve ilk başladığım yıllarda, gerçek resmi gördüğüm zaman söylediğim gibi, sadece ve sadece ülkenin ekonomik koşulları, istihdam yetersizliği, devlet garantisine olan mecburi yönelmelerle, özellikle astsubay sınıfına insanların talep gösterdiği gerçeğini kendinize itiraf bile edemezsiniz. Mevcut talebin yoğunluğunun sebebini, kurumu mükemmel şekilde sevk ve idare ettiğinize yorar, koşulların biraz iyileşmesi halinde, başvuru için adam bulamayacağınızı görmezden gelirsiniz.

Size telefonda bilgi veren İletişim D.Bşk.generalin çok güzel özetlediği gibi "böyle uygun görüldü" kestirmesiyle, her konuda hak-hukuk, evrensel değerler, insani haklar gibi hususları yeri geldiğinde çekinmeden göz ardı ederek kişileri "iki dudak arasına" emanet edersiniz. Bunun adına disiplin dersiniz ve "dünyanın en disiplinli ordusu" diye nitelendirdiğiniz ordunun, subay-astsubay ve uzman personel dahil olmak üzere aslında tamamen bir "küskünler ordusu" haline geldiğini göremez, son günlerde devam eden operasyonlarda hükümetin savcılarının istedikleri bilgi ve belgeye bu kadar kolay nasıl ulaştığı sorusunu kendinize soramazsınız. Haberi dinlerken yemeğini yemekte olan Sn.ALTAYLI'nın da gülerken neredeyse boğulmasına sebep olursunuz.

Farklı olmaya çalışırken, kendilerinden üstün olduğunuzu hissederek mutlu olmaya çalıştığınız o sınıfa mensup insanların, aslında sadece ve sadece sizin aynadaki aksiniz olduğunu, ancak ve ancak sizin ulaşmış olduğunuz seviyenin bir göstergesi olabileceğini düşünmezsiniz bile. "Büyük olarak onları yetiştiren, eğiten, şekil veren benim, o halde varsa bir kusur ve eksiklik bana aittir" diyemezsiniz. Sorunlarına çözüm olmak için samimi bir duruş sergileyemez, karşı tarafa yapılacak her makyajın kendi güzelliğinizden çalacağı korkusuna kapılırsınız. Benim çirkinliğime bağlı bir güzellikle avunmayı kendinize yakıştırabilirsiniz.

Sn.Ä°LTER,

Başında da söylediğim gibi, talep edilen haklar sadece yukarıda anlatmaya çalıştığım bir zihniyetin şekil verdiği çarpık sistemin ortaya çıkardığı sonuçlardır. Bugün bu hak talebi karşılığını görür ve bazı düzenlemeler yapılır mı bilemem. Yapılsa dahi, bu zihniyet devrimini gerçekleştiremezse Türk Silahlı Kuvvetleri, bugün sorunun adı derece/kademe olur, yarın başka bir şey.

Sorunun tek çözümü, TSK yönetim kademesinin ve günü geldiğinde o yönetimde söz sahibi olacak takipçilerinin bu olgunluğa erişmesinden, belli normları yerleştirebilecek irade ve samimiyeti göstermesinden geçiyor.

Amerikalı, bizdeki karşılığı "Başçavuş/Kıdemli Başçavuş" olan "Chief/Master Chief" rütbesine ulaşmış personelini nereye koyacağını bilemiyor. Yeri geldiğinde bilir kişi, yeri geldiğinde tek yetkili, yeri geldiğinde ayrı bir makam odası veya benzeri ayrıcalıklar tanıyabileceği bir personel olarak görüyor. Bizim TSK idaresi ise, aynı rütbedeki bir astsubayı, kendisinden 15 sene kıdemsiz bir astsubayın yerine atayabilme başarısını(!) gösteriyor. Bunu yaparken, "madem böyle, niye rütbe veriyorum ben bu insanlara?" diye sormayı akıl bile edemiyor. Eğer, bu sistemin daha akılcı, daha doğru olduğunu iddia ediyorlarsa o halde Amerika niye Amerika, Türkiye niye Türkiye?

Astsubaylar, ne bir subayın yetkilerini ne de maaşını talep ediyor. Astsubaylar sadece ve sadece, kendilerini sistem içinde yok sayan, görmezden gelen bu yakışıksız zihniyetten rahatsız. Bu zihniyet deÄŸiÅŸtiÄŸi takdirde konunun ekonomik veya sosyal boyutu zaten bir ÅŸekilde çözülecektir. Çünkü ekonomik veya hukuki sorunların böyle bir sarmal haline gelmesine sebep olan tek ÅŸey bu anlayış. "Benimle eÅŸit olamaz, benim farkım olmalı" diyen bu zihniyet, beni kendisine ait görmesinin, benim de kendimi onlara ait görmemin önünde engel. Beni kendinden birisi görebilmeyi baÅŸarabilirse bu insanlar, zaten benim hakkımı teslim edecektir. Ancak, bu zihniyetin deÄŸiÅŸmesi için astsubayların yapabileceÄŸi çok fazla bir ÅŸey yok. Zira bu ayıp ve kusur ne mutlu ki bizlere ait deÄŸil. 

Konuya gösterdiğiniz ilgi ve samimi desteğinizden dolayı bir kez daha teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Murat TÃœLAY
(E) Kd.Bçvş.

Ögeyi Oylayın
(60 oy)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

Yorumlar  

#4 Orhan ORHUN 21-05-2012 23:39
Saygıdeğer meslektaşımız Sayın Murat TÜLAY'ın anlamlı, derinlikli ve bizlere yönelik perspektifi artı yönde etkileyecek yazısını Balçiçek İLTER'e göndermesi, bizleri tanıtım ve temsil etmesi yönüyle büyük değer ifade etmektedir.
Tekrar gözden geçirilmeye ve yorum yapılmaya değer güzel bir içerik olması hasabiyle kendisine bir kez daha teşekkür ederim.
Alıntı
#3 VETERAN 20-05-2012 06:13
Anlaşılırlık ve akıcılık,üslup ve lugat, seviye ve kalite anlamlarında oldukça entellektüel bir yazı. Tüm bunları Balçiçek hanıma yazmak gereklimidir değilmidir bilemedim ama yazılanların tamamına katılıyorum.Yazarın eline sağlık.. sevgilerimle.
Alıntı
#2 HARUN KURUOÄžLU 17-05-2012 22:05
Murat bey;düşüncelerinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ediyorum.
Alıntı
#1 Orhan ORHUN 16-05-2012 23:18
Sayın TÜLAY; seviye düzeyiniz ve kullandığınız üslup ile sorunlarımızı ve bizleri en iyi şekilde temsil etmişsiniz, teşekkür ederim.
Alıntı
genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAÄžIMSIZLIK SAVAÅžIMIZIN KAHRAMANI, LAÄ°K, DEMOKRATÄ°K CUMHURÄ°YETÄ°MÄ°ZÄ°N KURUCUSU, EBEDÄ° ÖNDERÄ°MÄ°Z VE BAȘKOMUTANIMIZ BÃœYÃœK DEVRÄ°MCÄ° GAZÄ° MUSTAFA KEMAL ATATÃœRK'Ãœ BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ÅžAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuÅŸ, dünyanın gidiÅŸatını deÄŸiÅŸtirmiÅŸ, yalnızca yaÅ...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ