Bu sayfayı yazdır

İSİM VE MAKAMLAR DEĞİL, UYGULAMALAR ÖNEMLİDİR

gnkurmay-baskanlari

Değerli arkadaşlarım,

Daha öncelere gitmeye gerek yok! Öncekilerinin de düşünce olarak son dönemde Genelkurmay Başkanlığı yapmış olanlardan ayrılacak bir tarafları görülmemiş, camiamız açısından elle tutulur bir çalışmaları olmamıştır.

Sıradan bir göz gezdirirsek,

Hilmi ÖZKÖK denilince; "TSK'da var da diyemem,yok da diyemem" diyerek ilginç bir şey söylemiş ama SİYASİLERE ‘topuk selamı çakan’ biri akla gelecek. Assubaylarla ilgili hiç bir çalışmasına rastlanılmayacaktır!

Yașar BÜYÜKANIT denilince; "iyi çocuktur, kendisini tanırım" dediği kişi assubay olup, "sözdelerle değil özdelerle" ilgilenirken, yaptığı Dolmabahçe özel görüşme ve sözleşmesiyle, siyasilerden madalya alan ve kendisine tahsis edilen lüxs zırhlı aracıyla giden olarak akla gelecektir. Assubaylarla ilgili bir çalışması olmadığı gibi makam tazminatları için "assubayların makamları mı vardır?" diyen biri olarak hatırlanacaktır.

İlker BAŞBUĞ denilince; assubay devrimlerini ortaya atan ama giderken bunlarla ilgili arkasına bakmayan, yapacağım dediklerinin hiç birisini yapmayan, sözünde ve sözlerinin arkasında durmayan biri akla gelecektir.

Ișık KOŞANER de camiamiz için yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla anılacaktır.

Ve Necdet ÖZEL... Halen Genelkurmay Başkanımız. Bakalım öncekiler gibi özelliğini sadece subaylar için mi gösterecek yoksa TSK'da assubayların da olduğunu kabullenerek yıllardır verilmeyen assubay haklarının verilmesi için özel bir gayret sarf ederek hakkı teslim edecek mi? TSK'nın sadece "TÜRK SUBAY KUVVETLERİ!"nden oluştuğunu benimsemiş olup olmadığına bakacağız. Ama kast uygulamalarını ordu evlerinde sadece subaylar için kaldırdığı ve mahkeme kararı olmadan keyfi olarak verilen cezalarda sadece erbaş ve erler için uygulanan "disko" cezalarıyla ilgilendiğinden, O'nun da tarafsız olmadığı anlaşılmaktadır. O da assubaylari yok saymakta, görmemektedir. Bekleyip göreceğiz!...

Hilmi ÖZKÖK. Gördüğünüz gibi hem "öz" hem de "kök" vasıfları olduğu halde assubay camiası olarak bizlere hiç bir şey verememiştir. Camia olarak olumlu yaptığı bir şeyini göremedik.

Yaşar BÜYÜKANIT. Hem "büyük" hem de "anıt" gibi vasıflarına rağmen yapacaklarıyla assubaylar onu anıtlaştıracak iken O büyüklüğünü sadece subaylar için göstermiştir. Onlar için "anıtlaşmış" olup, camia olarak bizler bu vasıflarını görememişizdir.

İlker BAŞBUĞ. Gördüğünüz gibi vasif ve özellikleri isminde toplamış biri. Hem "ilk" hem de "er". Sonra da hem "baş" hem de "buğ" yani "başbuğ".Tarihten soy ismi almış biri. Ama bizim camiamıza "yapacağım" dediği "assubay devrimleri"ni yapmadan gittiği ve sözlerinin arkasında durmadığı için bizlere ismine yakışmayacak şekilde davranan biri olarak anılacaktır.

Işık KOŞANER. Ne tarafta ne şekilde koştuğunu göremedik bilemedik. Ama bildiğimiz bir şey varsa o da assubay hakları için hiç bir yere "koşma"dığıdır. İsteseydi "koşma"sına da gerek kalmadan bir emriyle gerekeni yaptırırdı.

Değerli arkadaşlarım. Gördüğünüz gibi isimler hiç önemli değil. Kim gelirse gelsin düşünce, mantalite ve ön yargılar ile statüko mantığı değişmedikçe öğretilenler geçerli olmakta ve uygulanmaktadır.

Tüm bunlardan camia olarak çıkarmamız gereken ders; kişilerin ve isimlerin yapacaklarını beklemektense gerçek gücümüzü gösterecek birlikteliğe yönelmemiz ve sarılmamiz gerçeğini bir an önce gerçekleştirme olmalıdır.

Saygılarımla.

Ögeyi Oylayın
(19 oy)
ahmet ÇAM

Son ekleyen ahmet ÇAM